Katalog

7 ftlayıs 1950 CMHURIYET Bursada partilerarası Samsunda herkes düello birden kızıştı atını nallatmakla VBATI 2ı/ecmiJzrkmen bildiriyor ^EÇIM BÖLGELERİND CumhurİYet iFerdi Oner bildiriyo, C. H,P. nin motörlü kıt'alan Burdur. 4 Mayıs Dün C. H. P. aday'.arı kaptıkactı ve ciolerine atlayarak Burdurun 30 kilcmetre ötesindeki «Bucak» ilçesine, Millet Partilüer de Tefenni istikametir.de hareket ettiler. Doifrusunu söylemek lâzım gelirse C. H. P. liler vasıta bakımmdan diğer partilere nazaran büyük bir üstünlük sağlamaktadırlar. Simdiye kadar gczip dolaştığım illerde ve ilcelerdeki motörlü. motörsüz vasıtalarm çoğunu yüksek ücretlerle önceden angaje ettiklerinden diğer partileri bu işlerde tabiri marufile «yaya bırakmışlar.. Ne de olsa zengin parti. Buna mukabil muhalefet partileri, bilhassa Demokratlar, bütün imkân ve vasıtalarile adeta propaganda seferberliği ilân etmiş gibidirler. Motosiklet üstünde, at aırtında, hattâ deve hörgücünde o Uçeden berikine, öteki köyden öbiirüııe mekik dokuyorlar. Bir demokrat: Onların otomobilleri varsa, bizim de çarıkîarımız sağ olsun £iyor ve ilâve ediyor: Onların otomobillerinin lâstiği patladı nu yarıyolda kahrlar. Fakat bizim çarık deünse de zaraı etmez. çünkü biz bu jrollarda, bu bayırlarda, bu dağlarda yıllardır. daban tepiyonız. Burdur Demo'crîtlan seçimleri mutlak surette kazanacaklarıru sövlüyorlar. Hendilerile uzun u Bursa (5 mayıs) İki parti arasında seçim mücadelesi öyle kızıştı ki. hemen her gun, her koyde propaganda ekiplerine rastlamak mumkün... Halk Partisi daha ziyade son gunlerde hızını axttırdı. Şimdi propaganda savaşmda iki parti de a;başı beraber gidiyorlar. Geçen gün Ulus gazetesi yazarlarından ve C. H. P. nin Bursa miletletvekili adaylarından Peyami Safa da gelıp buradaki parti gazetesınin baş köşesinde seçim mücadelesine katıldı. İlk önce D. P. İl Başkanı Sadeddin Karacabey ile kapıştı. Makalsnin çıktığı' gün Karacabey, Yenişehir ilçesinde yapılan propaganda toplantısında Peyamiye sıcağı sıcagma cevab verdi. Şüphesiz diğer adaylar da boş durmuyorlar. Hulâsa b'irada iki parti öyle kapıştılar ki, Alah sonunu hayra çıkarsın... * * * Geldiğimdenberi öteyi beriyi dolaşmaktan parti başkanlarile şöyle oturup uzıınca bir konuşma yapamamıstım. Dün her ikisine de birer saatimi feda ettım. Sadeddin Karacabeyin propaganda gezisinden avdet etmesine intizaren evvelâ C' H. P. İl Başkanı, Merinos fabrikası Müdürü ve Bursa milletvekili adayı Durmus Erginsoyu ziyaret ettim. « Kazanacağımızdan eminiz diye söze başladı köylerde çok kuvetliyiz. Halk bizi tutuyor. Rakiblerimzin propsganda işinde yaya kalmaları, garabet nümuneleri göstermeleri ve nihayet gaf üstüne gaf yapmaları bizim lehimize oluyor. Bazan da insanı çileden çikaran iddialarda bulunuyorlar. Bizi harbe pirmekten Vrurtaran Inönü, yahud Halk Partisi hukumeti değil, Stalin imiş! Roosevelt'in oğlu tarafmdan neşredilen kitab böyle yazıyormuş!.. Rica ederim, şu veya bu partinin mensubu değil, fakat bir Türk vatandası olarak böyle bir iddia karşısmda ürpermemeye imkân var mıdır? Devlet fabrikalarmm kumluşunu tankid ettiler. Eğer bu bir hata idise günahı, o zaman iş başmda bulunan Celâl Bayara aiddir. Kaldı ki biz bunda hata değil, isabet görüvoruz. Grevi de methediyorlar. Halbuki grev, bu memleket >çin felâkettir. * * * •I Partüeıin Bursadaki ii baskanlan Durmuş Erginsoy (C.H.P.) Sadeddin Karacabey (D.P.) Katıksız köylüler kime oy verecek? Çorlu, 5 (Hususi) Dört gün evvel dolaştığun Kırklareli Balkan köylerinde konuştuğum, gıdasızlıktan kavrulmuş, hareketlerl ve yüz manaları yağsızhktan katılaşmış, hayat ifadeleri yalnız sabit bakışlannda toplanmış insanlar hâlâ kafamın içinden çıkmıyorlar. Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde ismi geçen Tırnova yolu hizasındaki Balkan köylerini, Demircihalil köyünden başlayarak dolaştım. Tırnova şosesine keçi yollarile, ayak izlerinin çizdiği patikalarla bağlı olan dağ köylerini ormancılık yaşatabilıyor. Demircihalil, Yürükbayırı, Koru ve Düzorman köylerine Moskof ve Balkan harblerinde iskân edilmış oîan muhacirler, odunculuk yapamadıkları gün ya ıçlığa, yahud bir daha göçetmeğe mahkumdurlar. Her aileya senede yüz lira kadar getiren ormancılık olmasa, bugünkü yırtık elbiseleri, pabucları da alamıyacaklar. Koruköyde, Düzormanda etrafımı saran, sabit bakışlarını içime diken köylüler, orman kanunundan sızlanıyorlardı. Bakın buralara Koruköy, Düzorman isimlerini vermişler. Hani korularmız, hani ormanlarıruz? diyecek oldum. Balkan harbinden bu yana takib edilen sakat, kavrayışsız iskân politikamızın kabahatsiz mahkumları, kanunun orman memurlannın takdirlerine kalmış tatbikatındaki zorlukları ve karışık usullerini saymakla bitiremiy ırlar. Sabunsuzluktan, dağ köylerinde beyaz denecek bir renk kalmamıştır. Yırtık toprak rengi gömlekli elbiseli, toprak rengi derili köylülere soruyorum: Bu seneki mahsule kadar yiyecek, içeceğiniz var mı bâri?.. Köylüler, birbirlerine bakışıyorlar. Katıksız olduklarını soylemek ağırlarına gidiyor. Cevabı içlerinden laf çevirmesini bılene bırakıyorlar. Cevab arayan dayı sabit bakışlarını bozınödan bir kaç »aniye tasarladıktan sonra: Ekmeği veren Allah l^tığmı da ihsan eder elbet. Bazıla' ımızın sovanı, kırmızıbiberi de var, diyebildi. Elbisemin, gömleğimin, derimin renginden, karnımın tokluğundan utandım da ben de lafı çevirmek için: Seçimde hangi tarafa oy vereceksiniz bakahm? sualıni geveledim. Bu sefer bir kaçı bir ağızdan cevab verdiler: Biz Balkanlıyız. Böyle güreşîeri çok görmiişüktür. Bu sefer kaçak güreşeceğız. Kaçak gureşenin oyunu evvelden belli olmaz. Eşref ŞEFİK Fethi Çelikbaş , zun konuştuğum Burdurkılar, topraklarımn verimsizliğinden, ipliksizlik yüzünden dokuma tezgâhiarının işleyemediğindsn çok tıkâvet çidirler. Bu sebeble şehirdekiler aylâk aylâk kahve köşelerinde oturuyor, köylüler de civar illere irgathğa gidiyorlar. Bir kaç yıl onceye kadar. kendi çapında bir istihsal ve bura halkına refah sağlayan Burdur dokumacılığı şımdı muattal bir haldedir. Bu hal. Burdurun iktisadî ve içtimaî bünyesini rahatsız ettifi kadar. haikta dı bir hoşnudsuzluk uyandırmıştır ve buradaki muialefet saflarının sıklasması da muhakkak ki bu sebeblerden doğmuş olsa geıektir. *** Demckrat Parti adaylığının hükümsüz oldugu yüksek seçim kurulu tarafınd^n bildinlen Siyasal Bilgiler faküitPsi Dekanı Fethi Çehkbaşın durumu Burdurda »ünün meselesi halindedır. Bura halkı tarafmdan çok sevıen ve tutulan bu aday. daha önce müstakil olarak namzedliğmi koymuş olduğundan siyasî faaliyetlerme ve seçim propagandaîarma devam etme'<tedir Fethi Çelikb?ş, bsğımsızlar ve Demokratlar tarafmdan desteklenmektedır. 14 mayıs seçımlerinin nasıl bir r>efıce vereceğmı sorduğı m Burdurldların çoğu bana şu cevabı veıiyorlar: Deıiıokratlar ^ok kuvvetli, kimın kazanacağını sen anla gari... t e ı d ı ONKK C H. P Bakanmm fikirlerini fcu suretle hulâsa ettikten sonra bir de D. P. Başkanı ve Bursa milletvekili adayı çiftçi Sadeddin Karacabeyi dinliyelim: « Bizim sözlerimizi, nalıncı kes€ri gibi, kendilerine yontuyorlar. İşlerine geldiği gibi tefsir ediyorlar. Ben Roosevelt'in kitabmdan misal alırken Stalin'i asla övmüş değilim. Stalin bizim kara gözlerimiz için değil. o zaman Rusya'nın menfaati icabı İngiltere ve Amerika yı Türkiyenin harbe girmemesi için ikna etmiş. Bunu da söyliyen Roosevelt'in oğlndur. Ben sadece nakkttim ve iktidar partisinin propagandalarmda ileri sürdükleri harbe katılmamak meselesinde kerameti sadece kendin^e görmemesi icab edeceğini belirttim. Rus mezalininden perhan bir halde Plevneden Bursaya hicret etmis bir Türk ailesinin çocuğu olarak komüninnin 1 numaralı düşmanıyım. Bunu böylece fcelirttikten sonra gelelim faaliyetimize... ^Büâistisna bütün kszalarda, nahiyelerde. köylerde vatandaşlar bizimle berrberdir. Vilâyet merkezinde ne kadar kuvvetli olduğunıuzu siz de görüyorsunuz. Köylerde de avnı vaziyetteyiz. C. H P. bu defa Bursada mağlub olacaktır. Secimleri hem de büyük farkla kazanacaeız. Teşkilâtımızdan aldığımız haberler idarî baskının arttığmı göstermektedir. Maalesef bunlarm zabıtla tesbiti güç. Çünkü öyle sistemli hareket ediyorlar ki, meselâ, üc beş köylü topluluğuna hitab etmiyorlar da, teker teker konusuyorlar. ^Fakat bütün bunlara rağmen seçim günü yakalarında altı ok taşıvan vatandaşlar arasında bile. vicdanınm sesine uyarak, reyini bize \erecek hemşehriler olacağına inanıyoruz..., Necmi ERKMEN Samsun 6 Mayıs Samsun muthiş bir gün yaşadı. Uçakîar Cumhuriyet meydanı üzerinde gösteriler yapıyor. hcparlörler halkı Cumhurivet meydanına davet ediyor, davullu zurnalı kafileler Cumhuriyet meydanına gidiyor, Çarşam'oa treni Cumhuriyet meydanına adam taşıyordu. Cumhuriyet meydanında C.HP. nin mitingi var; hem de Sincbdin hususî surette celbedilen hatib Cevdet Kerim İncedayınm iştirakile . Cumhuriyet meydanına binlerce insan toplanmıstı. Bu sırada Demokrat ve Halkçı ahpablara rastladım, her biri: « Muharrir bey. diye beni çevirdi, vaziyeti gordun. Hakikati gaze:ene yaz.» Hakikatin ne olduğunu sordum. Halkçılar, bugün meydanda, Demokratların mitınginde olduğundan daha fazla kalabalık var>; Demokratlar, «bizim toplantı, çok daha kalabalıktı. dediler. Bir de bitarafa sorayım dedim ve ben de, yanımdan geçen bir köylüye, Demokratlarla Halkçılarm iddialarını naklettim, kendi düşüncesini sordum. < Ne diyeyim beyim, dedi, herkes kendi aünı nallatıyor.» * * * «Herkes kendi atını nallatıyor.. • Evet, Karadenizde şu seçim hengâmesini anlatabilmek için bundan daha mükemmel bir tarif bulunamazdı. Daha geçen gün, ateşli Demokrat hatiblerinin iktidarın 25 yıllık icraatını varkuvvetlerile tenkid ettikleri aynı semanın altmda, bu defa, onlardan daha ateşsiz olmıyan Halk Partili hatibler iktidarın 25 yıllık icraatım gırtlaklarmın bütün talakatüe müdafaa ettiler. Siyasî toplanüyı C. H. P. müfettişi Hamdi Şarlan açtı, onu adavlardan Necati Bora. milletvekilkrınden Rıza Isıtan takib etti. Müteakıben, sabık Bakan Dr. Sadi Konuk kürsüye geldi ve milletin, nabzını yoklatmak için, mütehassıs doktorlar seçmesi lâzım geldiğini belirtti. Nihayet, hususî surette celbedilen hatib Cevdet Kerim İncedayıya sıra geldi. Incedayı ezcumle şoy'.e dedi: « Sovyet radyoları aylardanberi C. H. P. yi ve İnönüyü kotülüyorlar. Demokrat Partili hatibler de kasaba ve köylerde aynı şeyi yapmakla meşguller. O halde, C. H. P. ye rey vermemek Rusları memnun etmek demektir.» İncedayınm, sözünü nereye getirdiğini kolayhkla tahmin edebilirsiniz sanırım: « Reyinizi, Inönüye ve onun şerefli partisine veriniz.» Halbuki bundan bir kaç gün evvel aynı Samsunda bir başka hatib, başka yollardan geçerek, başka biı neticeye varıyor «Reyinizi, millî iradenin tam tecellisini sağlayacak olan D. P. ye veriniz» diye haykırıyordu. Köylü vatandaş ne güzel ifade etti: «Herkes kendi atını nallatıyor.» Şahabeddin UZUNKAYA Bayann bir seyahatinde Samsun D P . binas! bahçesinde Başkanlanıu dinliyen Demokratlar SÜNEV Çoban iJurtçu bildiriyor Adana 5 Mayıs Seçim propagandasının son günlerine yaklaşırken, mücadelenm harareti daha ziyade artmıştı. Bilhassa müfrit partililerle adayların fiyevrisi yükselmiştir. Bir taraftan her gün açıkhava, kapalı salon toplantıları yapıladursun, Halk Partili gazeteler hücumlarını D.P. adayı Sinan Tekelioğlu üzerine teksjf ediyordu. Bu gazetelerin ıddıalarına göre Sinan Tekelioğlu, «seçımi kaybedersem Fransaya giderım.» diyesıymiş Gene bir iddıaya göre de Sinan TekeLoğlu iki sene evvel Atatürk parkı karşısındakı evıru yaptırdığı sırada Atatürkün anı tına dönerek «Görüyorsun ya. gene karşı karşıyayız. Burada dahi seninle mücadele edeceğım» deınişmiş. Eee.. Bugünden, yarınki olayların ne şekilde tccelli edeceğini kestirmek epeyce mesele... Demokrat Partmin organı olan «Demokrat» gazete o zaman Sinan Tekelioğlunun bu sözünü dolamış dile.. «Sen kım oluyorsun ki Atatürke dı) uzatıyorsun.. Çekıl mebusluktan, Tekelioğlu» diye bir yazı neşretmiş.. Adanada kirli çatnaşırlar bahsi açılmaya başlandı Propaganda: «Biz iyiyiz, onlar kötü!» Antakya 4 Mayıs Seçim faaliyeti artık pupa yelken gidiyor. Bir açılış açıldı ki, demeyiniz gitsia» Parti propagandacıları bucak bucak, köy köy dolaşıyorlar. Söyledikleri bütün sözleri, tek bir cümle içinde toplamak kabil: «Biz iyiyiz, onlar kotü.» Evet, ve bilhassa «onlar kötü». Köylerde bu propaganda yapılırken, büyük merkezlerde .fennin terakkileri» nden de istifade edıliyor, koca koca hoparlörler guneş batıncaya kadar çalışıyorlar. Hcle Iskenderunda, şehrin büyük meydanına hem C. H. P. liler, hem D. P. liler birer hoparlör yerleştırdiler. Düellonun kılıcları, tam ortada çatışıyor. Söyledikleri malumî «Biz iyiyiz, onlar kötü». Evet, ve bilhassa «onlar kötü.» Son gunlerde, işe «dördüncü kuv vet» de karışü. Gazeteler hani harıl faaliyetteler. Demokratlar biri Antakyada, diğeri Iskenderunda olmak üzere iki yeni gazete ile cephelerini takviye ettiler. Halkçılarm gazeteleri de, sütun sntun «bombardıman» makalelerile dolu. İki tarafın da söyledikleri şu: «Biz iyiyiz, onlar kötu.» Evet, ve bilhassa «onlar kötü». Şimdi, mücadeleye iki de bağım, siz katıldı. Onlar da nutuklar söylüyor, konuşamalar yapıyor, propagandada bulunuyorlar. Ne mi söylediklerini eoruyorsunut: «Biz iyiyiz, onlar kötü.» Evet, ve biihassa «onlar kötü.» AzmiEZEB Boğan Nadi bildiriyor Açık hava mıtıngleri ve felekten giin çalanlar... Manisa Mayıs Manisa yemyeşil, büyücek bir bahçenin şurasına burasma serpilmiş irili ufaklı evlerden ibaret bir şehırciktir. Şehircik diyorum, çünkü nüfusu topu topu 35 binden ibaret. Öyle kazaları var ki handiyse merkezden daha kalabalık. Burasının vilâyet oluşu, zannederim, yarı yarıya biraz coğrafî vaziyetinden, biraz da tarihteki büyük mevk:inden ileri geliyor. Maamafih, Manisa diyip de geçmeyin. Burası oldum olasj esaslı bir muhalefet yuvasıdır Onun için sayın İnönünün, Halk Partisi Genel Başkanı sıfatile söylediği nutku dinlemeğe dörl beş bin kişinin gelmesi az çok hayretimı mucıb oldu. Ve bir şeye dikkat ettim. Bütün bu top lantıların iki vasfı var. Biri meı kezlere civar kazalar ve köylere aıd. Parti teşkılâtları olduğu gibi artık halk da alıştı. Davul zurna, bayrak, otobüs filân dedıniz mi «haydi, felekten bir gün çalalım» diye kazalar ve köyle: halkı merkeze gel:yorlar. Yirmi dakika, yarım saat kadar nutulı ları dinlemek vazifesinde bulunuyor. Ondan sonra, fırsattan ıstifade ederek, papucunu boyatıyor, başına bir kasket alıyor, şu bu eksiklerini tamamhyor ve köyüne dönüyor. İkinci nokta şehirliye aid. Diğer vatandaşlara nazaran ışlere az çok daha yakından vakıf olan şehirliler, bütün Egede ve bütün hatibler karşısında bu nevi «boş lâflara karnı tok» hali ahyorlar. Bu mıntakada, geçen seçimlerde olduğu gibi, bu defa da bangır bangır hançeresinj yırtan ne hatibler gördüm kı. haykırd:k'?rı yerin hemen ya MilEet Partililerin Esklşehirdeki ioplantıları Eskişehir, 6 (Telefonla) Mil let Partısı bugün Asrî Sınemanm ondnde buyük bir açıkhava toplantısı yapmıştır. Mitingde söz alan Millet Partisi Eskişehir adaylarından Ahmed Oğuz uzun suren bir konuşma yapmıştır Ahmed Oğuz, daha ziyade, Demokrat Partınin muvazaaya nasıl başladığını, nasıl devam ett:.d:ğmi, etrafile anlatmış; ve ıkt sadî vazıyetı uzun uzadıya tenkid etm.ştir. Bundan sonra konuşan Kütah ya milletvekili Ahmed Tahtakılıç. İnönünün İzmırdekı son nuî kunu ele almış ve tenkidlerde bulunmuştur. İnönü ve kendisine refakat eden kızı Özdtn tnönü Manisada karSılıjıçılarla bir arada I Şımdi Halk Partili gazeteler bu yazıyı aynen sütunlarına almakta ve «bu ne perhiz, bu ne lâhana turşusu?» diye sormaktadırlar. Sinan Tekelioğlu kazalar da propaganda gezisinde olduğu için buna ne cevab vereceğmı soramadım ama, aynı listenin aÇoban YURTÇU daylarından doktor Cezmi Türk, Demokratların bugün yaptıklan açıkhava toplantısında bu yazıları yazanları da, neşredenleri de epeyce yaylım ateşine tuttu Fakat her ne olursa olsun, şu politika «cılk» şeydir vesselâm. iidnan Jlkian bildiriyor' Çünkü Sinan Tekelioğlu, bir za manlar safında bulunduğu kimselerin iyi ahbabı, karşı tarafm nıbaşındaki kahvelerde zar atıl hasmı bîamanıydı. Bugün ise saf masına veya nargile tokurdatıl daşlarile birlikte taarruz ettikleri kimselerin başmda bir grup masma mâni olamadılar. Bu itibarla (hiç b:r partiyi ve kumandanı vaziyetinde eski ahBitarafların içinde münevver oGiresun 5 Mayıs Giresunun k:msenin şahsını kasdetmiyo baplarına hücuma geçmiştir. 140 bin seçmeni, sekiz milletvekili lanlar ve rakamlara karşı semparum) vaziyet zannolunebileceni seçmek için bir propaganda tisi bulunanlar Halkçılarm listesına ğinden çok daha başka türlüdür. yağmuruna tutulmuş. Bu sekiz üç, Demokratlannkine yedi numaFilânı on bin kişi karşıladı, yirmilletvekilliğinin bir kaç tane se ra veriyorlar. F&kat mukadderat mi bin kişi dinledi, otuz bm kişi kiz adavından her biri bağırıyor: onların da ellerinde değil; iş gene uğurladı gibi lâkırdılar ancak «Beni seç, en iyisi benim.. Beni köylü dayıya düşüyor. İşi bu bao gün ve o saat içın doğrudur. seç, en iyisi benim'» Mücadele, he kımdan inceleyenler: Sıvas 6 (Telefonla) Dış İş men bütün Karadenizde olduğu Fakat buna bakıp ilerısi hakkın« Evet, diyorlar. Demokratl'.'ın da tahminlerde bulunmaym.z. leri Bakanımız Necmeddin Sa gibi burada da başlıca iki parti alistesi daha kuvvetli. Onların icinYahud isterseniz bulununuz a dak bugün Sınema binasında, rasında cereyan ediyor. Gene büde. meselâ seneler senesi İzmir'^n büyük alâka ile dinlenilen bir tün Karadenizde olduğu gibi buma korkarım yanılırsınız. milletvekili çıkıp da, işin bu deîa rada seçmenler, yani büyük kütle, ciddî olduğunu gördüğünde, ahfaMeselâ Manisada, diyelim ki, konuşma yaptı. fikrini büyük bir kerumiyetle sak dmdan bilmem hangisinin de Gib r parti sözcüsünü on bin kişi Bılindıği gibi. Dış îşleri Baalkışladı. Bunun bir kısmı rey kanı, bundan evvel de bir h lıyor. Partililer, reylerini tabü resunlu olduğunu hatırlayıp, başıvermez, bir kısmı dinlemez, bir tabede bulunmuş, haricî politi kendi parti listelerine verecekler; mıza düşen adaylar yok ama . makısmı anlamaz, b:r kısmı beğen kamıza dair geniş malumat ver ekseriyet onlarda olsa, kolay: Say lum ya seçimleri kazanmak bııaz mez ama (kalabalık haleti ru mişti. Sadak. bu defa da sözle partilileri, hangisi çoksa, onlar ka da teşkilât demektir. Teşkilât ıse, hiyesi bu) hepsi alkışlar ve gü rine dış politikadan başladı ve zanacak de, çık işin içinden. Fa para'.» nü gelince gider reyini öbür ta sözü oradan iç politikaya ve ni kat vaziyet öyle değil ki .. GireO zaman herkes, ik*idar partisisundaki seçimlerin kaderini, galiba rafa verir. hayet seçimlere getirdi. bütün Türkiye misillu, bitaraflar nin cipîerini, taksilerini, alaalaheUmumiyetle bazı partiler bu Komünist propagandasının tayin edecekler. Onun için partiler yini, kısaca dolu kasasını hatırlıbakımdan Egede çok aldanıyor Türkiyeye karşı şiddetlendiğini de, partililer de onları avlamakla yor. gibi görünüyorlar. «Vur patlaAdnan AKTAV sın, çal oynasın» havalarile, ve söyliyen Bakan, bu propaganda meşffuller. nın her kıhğa girdiğini, din ve Manisalılarla beraber, herkes oy nar. Fakat iki davul üç zurna ile taassub kisvesine büründüğünü, bütün bu işlerin, hele Egede, halkı askerlikten, vergi vermek hallolunamıyacağı fotografı çeki ten soğutmaya çalıştığını anlatmıştır. Türk vatamnın maruz lecek kadar aşikârdır. buBana öyle geliyof ki, Egeliler bulunduğu dış tehlikenin pek sevimli bir adalet sistemi gün her şeyden üstün bir endişe kurmuşlar. Kimsenin hatırı kal mevzuu olduğunu söyliyen Samasın, diyorlar, alkış sana, rey dak, «Eğer memleketimiz tehliona! DOĞAN NADİ keye maruz değildır diyenlere rastlarsanız bunların, ya sonsuz gafil, yahud düşman ajanı olma Bir köylünün sözleri Erzincan 6 (Türk Ajansı) Vas larından şüphe ediniz.» demişairt köyüne giden C. H. P. lilere tir. bir köylu, üstünu gösteıerek deBakan, bütün adaylar gibi söz miştir ki: lerını, seçmenlerden. kendi par par« Bizi bu gördüğünüz hale siz tısıne rey vermelerini istemeklej kl Cüreeuodan koydunuz. Biz size nasıl rey verifonııııif Adanada en ziyade hücuma uğrıyan aday: Sinan Tekelioğlu Demokrasinin garıb tecellılerinden birisi de kirlı çamaşırları ortaya doktürmesi oluyor. Her kürsüye çıkan mazıye bir parmak atıyor ve rak:bıni daıma gedik bıraktığı yerden kavrayıp yere galmak istıyor. Eğer şu se çim mücadelesi sırasında söylenenler birer ibret levhası teşkil edebılırse, yarın için politika ha yatma atılmak hevesınde bulunanlar, bugünden çamaşır kirletmemek ve ölçülü konuşmak yolunu tutmuş olacaklardır. İş paraya kaîmca... Sad^ksn Sivastaki yeni konuşması