Katalog

5 Mayts 1950 CKHURİYET Baştarafı 1 inci sahifede Liyakat Ali Han Kongre üyeleri temsil edemıyeceğini, hür ve medenî milletlerin inandığı çok ne hitaben bir nutuk söyleli partili rejimin zarurî olduğunu Washington 4 (a.a.) Buraya anlatmış, bundan dolayı D.P. nin gelen Pakistan Başbakam Liyskat niçın kurulduğunu izah etmiş; D. Ali Han, bugün Kongrede verdiği P. nin en buyük gayesmm azız nutukta hiçbir kandırıcı hareketin, vatandaşların ıstırablarını dinPakistanın demokrasi, hüıriyet ve dirmek olduğunu söylemiş, yeni müsavata olan inancını sarsamıya Seçım Kanununun iyilığindeD bahsetmiş ve şöyle demiştir: cağını bildirmiştir. Liyakat Ali Han, 20 inci asnn « Aziz vatandaş, seçim sandünyanın her tarafmda bir Uysn dığı başına mutlaka gıtmelima asrı olduğunu ve insanhğın ın. D. P. listesın. bır tek isım karanlığrn dehşetlerine düşmesi dahı eksiltmeden kullanmalısın veya şerefii bir şafağa kavuşmEM Karma lısteye asla kanma. Armn dünya liderlerinin elinde oldu tık hak ve hürriyetine kavuşmak ğunu söylemiştir. Dünyamn bir içın sılâhlı kahramanlara ihtıyatarafında kıyamet, diğer tarafında cın yoktur. Sen, reylerinı kulişbirliği olan iki yol ağzında bu lanmakla bunu yapabilirsın. Mü lunduğunu söyleyen liyakat Ali Han, insanhğın istikbalinden lider cadelenız mubarek olsun.» D. Parti adına ıkinci konuşlerin mesul olacağını ilâve etmişmayı, partmın milletvekıli adaytir. Amerikan basınma ilk defa ver larından Ahmed Hamdi Başaı diği demecde Liyakat Ali Han, ,apmış ve ezcümle şunları soymemleketinin son derece büyük emıştır: « Bu memlekette ikt darın bır «tratejik ehemmiyeti haiz olması dolayısile Pakistanın en mo en büyuk fenalığı, yarattığı kadern silâh malzemesini elde 'tme rarsızhk ve guvensizhk havasini istediğini söylemiştir. sıdır. Memlekette her sahada Hind Pakistan işbirliği bır kararsızlık var. Vatandaş hıç Yeni Delhi 4 (A.P.) Hindistan bır şeyın devamına inanamıyor. Başbakanı Pandit Nehru, Hindu ve Bugun, iyi veya fena, kurulmuş Pakistanlı gazete başyazarlarının b r nızamın yarın bırdenbire bugün YeniDelhide yaptıkları değişmesı her zaman mümkünkarma bir toplanüda verdiği de dür. Bu değışmeler hâdıselerin mecde, her iki memleketin müşte zorıle olmuyor; hâd'seler ekserek bir dış ve savunma siyaseti ge rıya aynı kaldığı halde dahi bırliştirmelerinin kendi öz menfaat bırıne tamamen zıd iki nizam, leri iktizasından olduğunu beyan ki prensıp, hattâ aynı mucıb seetmiştir. ^ beblerle aynı adamlar tarafından tatbık edılebıliyor. Aynı mu cıb sebeblerle, dedim; çünkü biı takım prensıplere ve umdelere. dayanmıyan mucib sebebler, kelimelerin yanyana gelmelerinden ıbaret cansız kalıblardır ve boş çerçeveler halinde her manLondra 4 (Nafen) Türkiyeye zaraya uyabilmektedir. hareket etmesi beklenen SunderBunun basit bir misalini zikland futbol takımmın vazijeti he redeyim: Bır vakitler, hükumet nüz belli olmamışür. Bu takımla tarafından işletilen iki iktisadî birlikte Türkiyeye gidecek olan teşekkülden birinin idare mecantrenör Murrey, Nafen ajansının lisi vardı, diğerinin yoktu. Nemuhabirine henüz bazı formaliteler dense var olanm idare meclisini tamamlanmadığından hareket günü kaldırmak ve yok olana da koyhakkında kat'î bir şey söyliyemiye mak icab etmişti. Bunlar iki ayw ceğini bildirmiştir. Vekâlete bağh olmakla beraber Antrenör Murrey, Nafen muha hemen hemen, aynı mahiyette ij birine şunu da ilâve etmiştir: görürlerdi. İdare meclisini kal€ Türkiyeye gidecekken birden dırmak için şu esbabı mucibe bu seyahatten vazgeçen Fulham kullanıldı: «Bu idare vâkıa titakımının bu sebebsiz hareketi de carî muameleler yapmakta ise t>izi düşimdürmektedir.» de devlete bağh bır müessesa Bunun üzerıne Fulham takımı olduğundan idare meclisine lünın sekreteri ile temasa geçen Na zum olm'adığı aşıkâr bulundufen muhabiri şu cevabla karşılaş ğundan..» Diğer müesseseye idamıştır: «Türkiyeye yapacağımız se re meclisi koymak için aynı esyahatten neden vazgeçtiğimizi açık babı mucibe tersten okunarak' layamıyacağım.> <.Bu idare vâkıa devlete bağlj Bununla beraber Sunderland o bır müessese ise de ticarî muayuncularile antrenörü Murrey ha meleler yapmakta olduğundan reket gününü sabusızlıkla bekle bir idare meclisine lüzum oldumektedirler. Antrenör Murrey'in ğu aşikâr bulunduğundan...» den söylediğine göre, şimdiye kadar di. Garibi, aşağı yukarı aynı taTürkiyeye gitmiş İngiliz futbolcu rihlerde bu iki esbabı mucibe ile ları Türk halkı ve Türk butbolu iki birbirine zıd prensipi tasvib hakkında çok iyi intıbalar edinerek ve kabul edenlerin aym insaomemleketlerine dönmüşlerdir. lardan ibaret olmasıydı. Türkiyeye hareket etmesi bekle Hiç bir zaman bizdeki iktidar nen Sunderland takımı ise bilhassa forvet hattı ile meşhur olmuştur. bir memleket idaresınin her şey Bu seneki lik karşılaşmalarında bu den evvel, birbirini tamamlayan, forvet hatU gayet iyi oyunlar çı birbirme zincir halkası gibi bağlı olan bir takım malum ve mukarmış ve çok gol atmıştır. ayyen prensipler ve umdelerin Emeklilere yapılan zamdan kabul ve tatbik edılmesi olduğu hakikati, medenî dünya için alınacak vergiler Ankara 4 (Türk Ajansı) mütearife olan şu basit hakikat; Yeni çıkan Emekli Kanunundan kavrayamamış ve kabul edemeevvelki hükümlere göre tahsis tniştir. Bundan dolayı değil mi« edilmiş olan emekli, dul ve ye dir ki memlekette hukukî ve tim maaşlarına yapılan yüzde 60 adlî bir inkılâb yapmak düşününisbetindeki zam, Maliye Bakan lünce kanunlarımız garib bir lığmca yeni bir tahsis şeklinde kokteyl manzarası gösterdi: Şu telâkki edilmemiştir. Bunun içın kanun liberal bir cemiyetten yüzde 60 zammın tamammın almdı, şu kanun faşist bir cemibuhran vergısinden, 75 lırasının yetten aynen tercüme olundu, da kazanç, muvazene ve hava fakat şu kanun ise bir kısmı likuvvetleri vergisinden muaf tu beral, bir bahsi sosyalist ve bir tulmasma karar verilmiştir. diğer bahsi de fasist bır memAyrmca, hem eski maaş tahsisi leket kanunundan, sözde kendi ni, hem de son. hizmet zammını şartlarımıza göre düzenlendi. alan emekliler maaşının tama Dünyada ne kadar prensip varmının buhran vergisinden, 75 li sa ve ne kadar rejim yaşıyorsa rası da kazanc, muvazene ve ha hayatımızda hepsinin izleri ve va kuvvetleri vergisinden muaf tesirleri vardır. Onun icin detutulacaktır. Son hizmet zamla ğil midir ki, bir tarafımızı gösrının ise 75 lırasının bilumum tererek kendimızi liberal, öbür hizmet erbabı vergilerinden mu tarafımızı göstererek faşist ve af tutulması da kararlaştırılmış bir başka yanımızdan hattâ kotır. Bu kararlar alâkalı dairele münist tanınmamız her zaman mümkündür, hele iktısadî hare tevdi edilmiştir. Pakistan Başbakanı Amerikada Partiler radyolarla propagandaya başldı yatta bu kokteyl ve prensipsiz idarenin, belki dünyayı hayretlere düşürecek kadar garib ve şüphesiz milletimiz için hazin ve feci tatbıkatı hepimizin gözü önündedır « Sadi Irmağın konuşması C. H. P. adına dün radyoda Sadi Irmak konuşmuş ve ezcumle şunları söylemiştir: « Çeyrek asır iktidarda kalmış bir partiye şu veya bu cepheden kusurlar bulmak kadar kolay biı şey yoktur. Fakat asıl maıifet bu çeyrek asırlık iktidarın objektif bir muhasebesini yapabilmektir. Bunu isabetli bir şekilde başarabilmek için partinin iktidara geldiği günlerin şartlarile buşunkü durunvu karşılaştırmak lâzımdır. Bu mukayeseyi maddî ve manevî cepheden yapabiüriz. Maddî cepheden Z vatanımızı nasıl bir durumda devraldığımızı biliyoruz. O durumu bugun tuylerimiz ürpermeden tasvir etmek güçtür. Cucnhuriyet Halk Partısinin hakikî baslangıcı olan Sıvas kongresinde elde kalan son vatan parçası Anadolu birçok yerlerınden düşman istilâsı altında işin daha fenası Bayındırlık eserleri namına ne varsa hemen hepsi ecnebi şirketlerin ve devletlerin malı, üstelik yüz milyonlarca lıralık dış borçlar. C. H. P. iktidarı ceyrek asır zarfında sadece namuslu bir devlet olarak bu borcları ödemek ve bayındırlık eserlerıni aziz mılletimize mal edebilmek için döt milyar lira harcamış bulunuyor. Tabloyu tamamlamak için kültür durumunu ele alalım. Diyebiliriz k,i o günkü talebe sayısı kadar bugün okulumuz vardır. Bu devre zar» fında sadece Maarife harcadığımız para iki milyar lirayı geçmiştir. Bu memleketin çocuklanna ziraatten başka bir faaliyeü reva görmiyen bir dünya muvacehesinde çeyrek asır içinde miletimizde yeni kabilyetler aşılanmış sanayi ve ticaret alanında bugün kimsenin küçümsemiyeceği muazzam eserler ortaya konmuştur. Endüstri ve maden tesislerüıe yatrrılan milî sermaye şimdiden milyarları bulmaktadır. Rejimin asıl büyük başarısı iso manevî sahadadjr. Türk mılleti yeni bir milliyet anlayışı etrafınds yekpare bir varlık halinde taazzuv etmiş ve vatan topraklarına ebedl bir şekilde yc.leşmiştir. Cumhuriyet kanunları cins, ırk, mezheb farkı gözetmeksizin bütün vatandaşların kamm karşısında katî eşitliğini temin etmiştir. Bu sayede kadın erkek farkı fiilen kaldırıldığı gibi ekalliyet mefhumu da bertaraf edilmiştir. Bugün bu durumumuza gıpta ile bakan birçok devletler bu lunduğunu kimse inkâr edemez, Günün son konugmasını saat saat 20,50 de M. P. adına Ertuğrul Akça yapmıştır. Akça, bu konuşmasında M. P. programını izah etmiş, ne yapmak istediğini anlatmış ve memleket meselelerinden bahsetmiştir. D. P. adına bugün 1819 arasmda Füruzan Tekil ve 2020.30 arasında da Dr. Mükerrem Sarol konuşacaklardır. Ankara radyosunda konuşmalar Ankara 4 (Telefonla) Partilere ayrılan saatlerde seçiro konuşmalarına bugün İstanbul ve Ankara radyolarında başlanmıştır. Bu akşam konuşanlar arasında Millet Partisinden Sadık Aldoğan, Halk Partisinden Genel Başkan vekıli Hilmi Uran diıılerkcn Baştarafı 1 inci sahifede Izmir teşkilâtını bu muvaffakiyetinden dolayı tebrik etmeli. Hakikaten güzel hazırlanmış bir toplantı oldu. Urla, Bayındır, Ödemiş, Çeşme vç bütün civar kazalardan, 300 kadar otobüs ve kamyonun harıl harıl taşıdığı binlerce Halk Partiliyi zamanında bir araya toplamak muvaffakiyet değil midir? * * * Meydan bayram yeri gibi. Çeşid çeşid, renk renk mahallî kıyafetler. Sayısız bayraklar, bandolar, davul zurnalar. Her taraftan bir ayrı na&me çıkıyor. Bir bakıyorsunuz Harbiye ması. Derken, Gümüş dere durmaz akar. * * * Sayın Genel Başkanm muayyen saatten biraz geç kalması isabet oldu. Çünkü vaktin ilerlemesine rağmen, gruplar akın akın meydana gelmeye devam ediyordu. Altıyı çeyrek geçe coşkun alkışlar arafinda kürsüye çıkan sayın İnönü bu seçimlerin ilk büyük nutkunu, hazırladığı kâğıdlardan okuyarak, söylemeye başladı. Ismet İr,önünü dinlerken eski hatıralar gözümün önüne geüyor. Bundan, zannederim, 20 sene kadar evvel, ben henüz çok müptedi bir gazeteci, İsmet Pasa Başvekil, gene bu meydanda; gene bu heykelin önünde, o, heykelin açılışı müna'ebetile büyük bir nutuk veriyor. Hey gidi günler hey. O zamanki kalabalık şimdikinin iki misli idi ve ne kadar canlı idi ve hiç unutmam Baş vekil İsmet Paşa nutkunu bugünkü gibi hazırlamamış, irticalen söy lemişti. Notlarımız doğru olsun diye ne müşkülât çekmiştik. *t* *î* •(* Başmakaleden devam Birinci Dünya Rarbinden sonra, hiç olmazsa 193536 ya kadar, banş yeni bir harb tehlikesine maruz balunmadığı halde, İkinci Dünya Harbinde ateş kesildikten hemen sonra, yeni bir harb tehlikesi başgöstenniştir. Bu tehlike, zamanla azalacağına gittikçe artmaktadır. Birinci Dünya Harbinden sonra, 1516 yıl kadar duraklamış olan silâhlanma yarışi, hızla devam etınektedir: Amerika devlet adamlan ve yüksek komutanları, hemen hemen hergün Sovyet Rusyanın harb hazırlıklanndan ve kızıl çarlann kendilerini kâfi derecede kuv vetli gördükleri anda dünyayı tekrar ateşe vereceklerinden bahsetmektedirler. Nitekim daha dün bir Amerikan Amiralı; harb her an patlayabilir, demiştir. Dünyanın mukadderatım ellerinde rutan. daha doğrusu ellerinde tııttuklan zannedilen devlet adamları, Necmeddin Sadak'ın soylcdiği gibi, sulh ne zaman avdet edecek, harb tehlikesi ne vakit ortadan kalkacak? suallerine, dua eder gibi ellenni açarak: Allah bilir, Diye cevab veriyorlar. Evet dünyanın hali Allaha kalmıştır. Etkiden büyuk milletlerin devlet adamları, sulh veya harbe az çok hâkim idiler. İstedikleri zaman harb veya sulhun leh ve aleyhinde bir karara varabilirlerdi. Beş yıldanbcri i«e bö\le bir vaziyette dcğillertlir. Yarın ne olacağını kestiremiyor; dünyanın hasretini çektiği sulhu temin edemiyorlar ve işi Allaha havale etmiş bulunuyorlar. Bizim gibi barışsever ve harble sulh arasındaki karışık ve tehlikeli vaziyetten ıstırab <;eken milletler için, Allaha yalvarmaktan başka yapacak bir şey kalmıyor. ABİDİN DAVER Allah bilir! r Pakistan Elçiliğinde Kokteyl J Partilerarası nezakel iz Hukuk mektebindo okurken bize bir «Dev^^ letlerarası nezaket =s Courtoisie İnternationale. dan bahsetmişlerdi ve bunu bize b şekilde anlattılardı ki hali sulhta bulunan devletlerin, aralannda yazıh bir ahidname ounadığı balde muayyen hallerde dauna birbirlerine karşı nezaket gösterme leri artık an'ane halini alnuş V8 bunun içindir ki devletler hukııku dersinde bu, talebeye öğretilecek bir ilim bahsi ounuştu.. Bir kaç gün süren seçim kamsahabeler yapılrrjş, kıymetlı ses panyası bana bir «partilerarası neEanstârımız Zehra Bilir ve arka zaket» lüzumunu ihtar etti. En iyi dasları bir konser vermişler, Bu iyetlerle soze başlayan hatiblerin henüz antrene olmadıkları bu nazik yük Elçinin kerimesi meşhur bir şte heyecana ve kaçınmalan bizzat şairin gazelinden bir parça teganni kendi başanlaruun başşarü olan etmiştir. Resimde partiden bir «Emportement = Tehevvür» e kagrup gorülmektedir. pıldıklarmı ve ondan sonra nutukl» rm siyasî vasfını tamamen kaybettiğini müşahede ettim. Bazı istisnaan bulunmasına rağmen çoğu ba şekilde olan seçim kampanyası siyasî partilerde vücudü menri'eket hesabma bir zaruret olan olgunuk ve müsamahakârlık hasletleri Baştarajı 1 inci sahifede nin azlığına bir delildir . her uğradığı ilçede kalabalık bir Halbuki davanın ne şakaya, ne halk kütlesi tarafından tezahüratla marazaya tahammülü yoktur. Vakarşılanmış, Zağrada da bir ihtiram tan idaresi ve millî işlerin kontrolu kıtasını teftiş etmiştir. Sadak bu vazifesidir. Bu vazifeler memleket rada doğruca Halk Sinemasma g: jvlâdını ikiye ayıracak mahiyette derek dış ve iç politika mevzuu ü değil, her an birbirlerile iyi «eçinir zerinde bir konuşma yapmıştır. halde bulunmalannı icab e4tirecek Suşehrinde de bir hitabede bulu karakterdedir. 5 nan Bakan, geç vakit Sıvasa dön Her zaman söylediğim gibl bir muştür. kere daha tekrarda fayda görürün» Suad Hayri ilk seçim nutkunu ki; heyetler ve cemiyetler hir tek Kayseride söyledi adamda bulunması normal olmıyan Kayserı 4 (Türk Ajansı) bir takım meziyetleri birbirine ekD P. ve C.H.P. hummalı bır şe leyenlerin kurduklan mukemmel kilde seçım propagandasına de ve mürekkeb şahsiyettir. Eğer ba vam etmektedır. Bu arada M. P. şahsiyet ferdlerin meziyetlerini bir de boş durmamakta ise de hare araya toplayacak yerde infial ve hırs gibi kusurlarını cemedecekse, ketlerı mevzıî kalmaktadır. Eski Tekel Bakanı Suad Hayrı bundan bir .mürekkeb şahsiyet» o' Ürgüplünun bağımsız aday ola larak fayda beklemek abes olnr. , rak D. P. listesinde yer alması, Partiler de böyledir. D. P. nin seçım şansım hayli Nihayet her siyasî mü'minin Nrkuvvetlendirmiştir. *Bır kaç gün lesik itikadım temsil eden partilee evvel şehrimize gelen Suad bu kemale uygun bir muaşeret uHayri Ürgüplü, ilk seçim nutku sulü ile birbirlerine bakışmalart nu kalabalık bir halk kütlesi gerektir. Unutmamak lâzımdır kij önünde söylemiştir. muhalefet olsun. muvafakat olsun her gün millet işini gönneye, konKayseride bir tevkif Kayserı 4 (Telefonla) D. trol etmeye, hattâ günün birinde Partinin seçim propagandasını bir sürü davalarda elbirliği ve dil yapan Mustafa Ural ısımli bir beraberliği yapmaya mecbur gnıpşahıs Agırasi köyünde hükume lardır. Dahası var. Bunlann, hele tin manevî şahsiyetıne hakaret su günlerde fazlaca moda olan akettıği iddıasile tevkif edilmiştır. tarmaları da gozonünde tutulursa, Bu tevkif hâdisesı seçım kam dün tehzU, hattâ tahkir ettiği bir ziimre insanm bugün kendi içleripanyasının açılmasındanberi ya ne nasıl Rİrebileceği de sorulsa yepılan ilk tevkif hâdısesidir. ridir. İmdi ne tarafından bakdsa, sK çok partiler dediğimiz batı demokIrkçılara işkence yaptnakrasi sisteminde siyasî fırkalann tan sanık Kâmran birbirlerine karş» bir «hrkalararası nezaket» geleneği tesis ve bunu Çuhrukun muhakemesi kıskanclıkla muhafaza etmcleri, Ankara 4 (Telefonla) Irkçı hem memleket hesabına, hem siar ve Turancılar tahkikatı sıra yasî terbiyeyi siyasî hâdiselerden ında işkence yapmaktan sanık, alması tabiî olan genclik hesabına zamanki Emniyet Umum Mü çok faydalı olacaktır. ür muavıni ve halen merkez Bunu da işte şu ilk serbest sealilerden Kâmran Çuhruk ile 'erdıği emirleri infazdan sanık çimde tatbika başlasak ne kadar ııvil polis memuru Muzaffer Us iyi olur. ıakkında Danıştay Genel Kuru Unutmamalıdır ki; rakibini küunca, Türk Ceza Kanununun çültmek, onlara hakaret etmek ni ' !43 üncü maddesine göre, son hayet karşı parti taraftarlarını kıahkikatın açılmasına karar ve zıstınr. Seçim esnasında bütün parilmişti. Halen Vali bulunması tiler bunu ister ve kendileri rakib[olayısıle, Kâmran Çuhrukun lerine karsı partizanlan arasında duruşmasma, Yargıtay Beşınci infial uyandırarak seçimde oy sağCeza Dairesinde bugün başlan lamaya çslışırlar. Demek ki; bir partinin rakib fırka mensublarınl ı. Sorguya başlamadan önce, A kızdırması, kendi aleyhinedir. Bütün bunları yazmakla bir müs ıım Ruacan söz alarak, suçun ıka iarihini 944 yılı temmuz ayınm bet neticeye varabileceğimden emin lk günleri olduğuna göre, 5 se değilim: fakat her gbrdüğümü ve elik müruru zamanın mevcud sakathğını müsahade ettiğimi bu olduğunu, arada salâhiyetsiz sütunlara geçirmek itiyadını, kenmercıler huzurunda bır takım dimin de karıştığım bir seçim âlemuameleler yapılmışsa da bun mine karsı da olsa terketmek isteların müruru zamanı geçmiye medim. Bu sattrlar. bütün particeğini ileri sürmüs, davanın düş lerin, muhterem hatib ve adaylanna, en samimî hislerle sunulnıuş, mesi gerektiğıni söylemiştir. tur. Dünyada hiç bir mesele yokBaşsavcı yardımcısı bu taleb tur ki tatlı dille İ7ah edilemesin ve daıresinde tetkıkat için dosyayı yumuşaklıkla tenkid olunamasm. istedığinden muhakeme başka B. FELEK güne talik edilmistir. Pakistan basın ataşesı u ay Dadaşi tarafından çarşamba günü Anrada bir kokteyl parti verilmiştir. Pakistan Büyük Elçisi Mian Besir Ahmed Han ile eşi ve kızlarının da bulunduğu bu toplantıda iki memleket Halk musikisi üzerinde mu Sunderland takımının Türkiyeye harekeii şüpheli bir hal aldı Bir aralık, Demokrat Parti ileri gelenlerinden diyemezsem de, hiç olmazsa çığırtkanlanndan biri (bu gibileri her partide vardır.) önünde kasketli bir fotografçı ile ortaya çıktı. İşaretlerinden anhyoruz. F J tografçıya diyor ki, kalabalığın tenha taraflarının resmini çeksin. Yani muhalif gazeteler «Cumhuriyet meydanında kimseler yoktu. diye resimli ve ispath fotograflar neşredecek. Vaziyetin farkına varan bazı uyanık Halk Partililer buna mâni oldular. Görebildiğim kadar, kasketli zat kendisinden istenilen fotografı çekemedi galiba. * * * Nutuk başladığında pek güzel olan hava bir aralık birdenbire bozuverdL Yağmur tekrar başladı. ihtiyatlı gelmiş olanlar şemsiyelerini açtılar. Meydan bir anda siyah bir acayib mantar tarlasına döndü. Halkta yavaş yavaş bir çekilmedir, bir dağılmadır başgösteriyordu. Bereket versin sağnağımsı bir şey oldu, çok sürmedi ve sayın İnönü nutkunu yağmurdan korkanların tekrar geri dönmelerile gene büyük kalabalığa hitab ederek bitirdi. * * * Baştarafı 1 inci sahtfede mevzuu ile alâkadar olacaktır. Mart sonlarında da memleketimize gelnüş olan Dr. Headley o zaman sıkı bir çalışma ile üç sene içinde Türkiyede sıtmanın önü alınabileceğini söylemişti. D. Headley Türkiyede sıtma mücadelesinin sıhhî bir mevzu olduğu kadar bir mühendislik ışi olduğunu açıklamıştır. Mr. Richard Marck da sıtma mücadslesinin bu safhası ile meşgul olacaktır. Dr. Headley on gün kadar memleketimizde kalacaktır. Dr. Headley sıtma ile mücadelede, sivrisnek yatakldarını ilâçlamak ve sıtmalı hastalan teda^T etmek usulünü tatbik ederek Yunanistan'da giriştiği faaliyeti anlatmış ve bu memlekette bir dahilî harb ve malzeme yokluğu olmasına rağmen elde edilen neticelerin çok cnemnuniyet verici olduğunu beyan etmistir. z Sılmaya karşı yeni tedbirler alınacak Kıbrıs adasında kızılların faaliyeti Baştarafı 1 inci sahifede kezleri dört kilid noktasındadır ki bunlar Larnaka,, Famagusta, Li* masol ve Morfudur. Yetkili çevreler, komünistlerin gizli bir asker! teşkilâta ve silâha sahib olduklannı söylemektedirler. Yunanlı bir kaynak, komünistlerin dinamit ve silâh depolarına da malik olduklarını söylemiştir. Komünistler kilise ile Türk <1in cemaatlerine aid olan mülkleri devletleştireceklerinl ileri lürmektedirler. «Uludağ» vapuru bu ay sonunda gelecek Italyanın Ansaldo tezgâhlannda ln$a edilmekte olan Marmara tipi gemiler. den Uludağın, bugunlerde Denızyollan perscmelin« tesllm edilmesl beklenmektedlr. Nutuk bitti. Sayın İnönü alkı? tufanı karşısında dakikalarca kürsüyü terkedemedi. Otomobili kalabalığın arasından bin bir zorlukla ilerliyor. Halk, Kordonda bile otomobilin peşini bırakmak istemiyor, camlan vurarak Başkana bir şeyler söylemek istiyordu. DOĞAN NADİ bu akşam konuşanlar arasındadır. Demokrat Parti adına yapılan konuşma bir kadınla bir erkek arasında muhavere şeklinde idi. Bu yenilik daha geniş bir alâka uyandırmıştır. Raştarafı 1 inci sahiieâe için 1952 malî yılı savunma bütçesinde kısmtılar yapılacağım söylemiştir. Baskanın haftalık basin toplantısmdaki bu beyanatı, ?skerî şahsivet ve kongre liderlerinin soğuk harbin iyiden iyiye sertleştiği \e gelecekte savunma masraflaîinın daha da artabileceŞi yolundaki ihtarlarını nakzetmektedir. Karakfıer itibarile iyimser olduğu için bu şekilde duşunülebii leceğini söyleyen Truman, milletlerarası durumun 1946 yılının ilk yarısmdaki kadar vahim olmadığını ve bu. durumun gittikçe ıiüzeldieini kaydetmıştir. Birleşik Amerıkanın Marshal) plânını devam ettirmek gibi biı mesuliyeti artık yüklenemij'Pceği yolundaki iddialan reddeden E?şkan Truman, bu plânın soğuk harbin kazanılmasında muhim bir amil teşkil ettiğini belirtmiş ve soğuk harbin sılâhlı harbden daha ucuza mal olacağını hatırlatmıştır. Birleşmiş Milletler ileri gelenleri ise kötümser Paris 4 (a.a.) Birleşmiş Milletlerin ileri gelen idarecileri buEun bütün hükumetlerden, soğuk harbe son vermek için, «büyük ve devamlı yeni bir gayret» sarfedilmesini istemişlerdir. Genel Sekreter Trygve Lie'nin başkanlığında toplanan idarî komıte, Bırleşmiş Milletlerin bütun kurullarınm başkanlanndan meydana gelmektedir. Toplantıdan sonra yayınlanan demecde şöyle denilmektedir: «Dünyada halen mevcud buhınan ayrılık ve büyük devletler arasında gittikçe artmakta olan ve ciddiyet arzeden siyasî anlaşmazlıklar dünya barışı için beslenen ümıdleri sarsmıştır.» Trygve Lie'nin Moskova seyahati Moskova 4 (A.P.) Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygvş Lie'nin Moskovayı ziyaret edeceği haberi, burada bulunan yabancı diplomatik çevrelerde büyük biı ehemmiyetle karşılanmıştır. Diplomatlaruı kanaatinc«, Lie, soğuk harbin sona erdirilmesi hususunda büyuk bir muvaffakiyet kazanamıyacaktır, bununla beraber, bu çevreler Lie'nin bu gayretini takdirle karşılamaktadurlar Başkan Truman iyimser D.P. Parli Izmirde büyük bir miting yapacak ME VLİ D Merhum Maraş Vallsl Salıh Cemal Gülenin eşi, çok «evgıll annemız, hemglremiz ve kayınvalıdemız rahmetlı nıhu lçm olumunjn kırkmcı gününe rastlıyan 7 mayıs 950 pazar günü oğle namazını muteakıb Kadıkoy Çarşı içlnd« Osmanağa camll şeriftnde oku. nacak Mevlıdl Nebevîyl kendlsınl sevenlerin ve arzu edenlerin teşrıfleri rica olunur. Ailesi HAYRİYE Gülen'in PROF. NİMBUS'ÜN MACERALARI: IL A Server Beyle ikisi, akşam yemeğine bize gelmişlerdi. Yemekten sonra, iki grup halinde ayrıldık. Nedim Sabitle Server Bey, yengemle Nebile teyze, beziğe oturdular. Muradla doktor, tavlanm başma geçtiler. Ferhunde ile ben, kâh bezik masasındakileri, kâh tavlacıları seyrederek vakit geçirmeği tercih ettiğımiz için açıkta kaldık. Mediha yengenin grupu, harita üzerinde taarruz plânı hazırlamakla meşgul bir kurmay masası kadar ciddî idi. Sanki eğlenip vakit geçirmek için değil, bir vazife görmek, bir angarya savmak için toplanmış gibi, hepsi çaük kaşlı, hepsi asık yüzlü idi. Buna mukabıl, doktorla Murad, bu akşam, orta oyununa çıkmış Kavuklu ile Pişekâr kadar eğlenceli idiler. Birbirlerini tavlada mars etmeğe uğraşırlarken, bir yandan da söz düellosu yapıyorlar, birbirlerini mat etmek içln, nükte dağarcıklarmda ne varsa ortaya fırlaüyorlardı. Bu neşeli hava, bize de sirayet etti. İskemlelerimizi onlara yaklaştırdık, oyunu seyretmeğe başladık. Doktor, her zarla beraber bir de nükte fırlatıyor; Murad, sürdüğü her pula bir kinaye ekliyordu. Fakat, doktorun, nüktelerini azar azar, beni hedef tutan dokunakh ve iğneli sözler haline getirmeğe basladığını gördüm. Zaten her zamanki huyu idi. Yanında fazla kalırsam, mutlaka takılır, damarıma basacak bir mevzu liba biraz da kaşlarun çatılmışü. canız epeyi kuvvetli! bulur, beni sinirlendirir, bundan Doktor, göriinür de, kendinl ta Doktor, tavla mücadelesini bezevk duyardı. mamen tavlaya vermiş, başını çe nimle dil mücadelesine çevirmeğe Durup dururken, Murada: virip bir tarafa bakmıvor, fakat karar vermiş bigiydi. Ben de PU Sen italyanca bilir misin? dedi. dudaklarında gizleyemediği kurnaz mücadeleyi fütursuzca kabul etMurad, lâfın nereye varacağını bir tebessüm dolasıyordu. miştim. kestirememekle • beraber, rastgele Okuyorum, dikkatli dinle: İtalyancam değil, hafızam kuv cevab verdi; O Primavera, giuvento dell'anno vetli. Bu mısralarm bir mektub sa Eh, çatra patra! Giuventu, Primavera della vita! hifesine yazıh olarak bana İtalya Ooo! Bravo! Mukemmel bili Bir sesslzlik oldu. dan gönderildi§ini hatırlıyorjm. yorsun işte. Çatra patra, halis muh Oteki masa zaten susuyordu. MuDoktor, anî bir keşifte bulunmuş lis italyanca kırmasL rad bir kabahat işlemiş gibi önüne gibi, baş parmağüe orta parmağını bakıyor, • başmı kaldıramıyordu. birleştirip şaklattı. Ya, bilmiyordum. Sen daha rfeler bilmezsin. ev Vaziyeti o da şimrli kavramıştl. lâdım. Yalnız çatra patra değil, Bir müddet, tavlayı tıkırdatan Hay Allah iyilik versin, dedi meselâ askerlerin içine su koyduk zarlarla pulların gürültüsünden baş Ben de bu mısralan nerede işittimdi diye düşünüp duruyordum. Oyları matra, Afrikadaki Sumatra', ka ses işitilmedi. sonra efendim, hani şu yelkenli bir Sonra, gene doktorun sesi du le ya. Tamam! Sizden duymuştum. Bakın, şimdi gayet iyi hatırlıyonevi getni vardır, kotra derler, o; yuldu. ondan sonra, bizim yanlış olarak Ne duruyorsun? Tercüme et rum. fatura dediğimiz, mahalle karılan bakalım! Biraz sustu. Yeni bir hücum hanın, iyi Usan bildikleri için fotra Doitorun beni tahrik etmek, bu zırlıyordu. Hamle yapmadan evvel dedikleri hesab puslası, bütün bun italyanca mısralan bahane ederek hız alıyor gibiydi. lar o senin Italyancadan kelimeler. lâkırdıyı Fevzi Behnana getirmek Hey gidi günler hey! dedi. Da Demek kl şimdi sana ben italyanca istediği meydanda idi. Kurbanlık ha dün gibi yakın bir mazi ne çabir şiir okusam, tercüme edebilir koyun gibi, boynumu büküp, onun, buk tarihe karıştı!. Baharın gencsin. dilediği hedefe varmasını bekleme liğini, kışın ihtiyarlığı takib etti ği nefsime yediremedim. Bir kaç ay içinde, Fevzi Bey bilı Bir tecrübe edelim. Muradm cevab vermesine mey ıp kadar değişti! Murad, doktorun maksadını hâlâ anlayamamıştı. Fakat italyanca şiir dan bırakmadan ben aüldım. Dolambach yollardan geçip, nilâfı olur olmaz, ben neticeyi derhal Muradın italyancası bunu ter hayet hedefe varmışü. Fakat tered tahmin etmlştim. Doktor, Fevzi Beh cfime edecek kadar kuvvetli de düdlü konuşuyordu. Varmak iste nanm bana ilk gönderdiği mektub ğildir, doktor, dedim. Ben tercüme diği neticeyi bir an evvel ogrenme lardan birinde yazıh o italyanca edivereyim size: Ey bahar, senenin için sabırsızlanıyordum. Bir parç mısralan söyliyecek, galiba ben genclik çağı; genclik, h=ıvat'n ba deşmek istedim. den o günün öcünü alacaktı. O harı! Oldu mu? Beğendiniz mi? Fevzi Beyin değiştiğini ne bi gün, onu kale almıyan bir lâf söyDoktor, bir pul sürdü. gözü hep liyorâunuz dedim. lediğim aklıma geliyordu. tavlada, başını çevirmeden: « Arkast var Yüreğim çarparak bekledim. Ga ^ Maşallah, dedi. Sizin italyan ^ 1 i «CU3IHURIYET» in TEFRİKASI: Büyük bir ecnebi şirket Istanbulda vazife görecek İngilizce. Fransızca veya Almincavı iyi bilen tecrübeli bir Turk muhasib aramaktadır. İyi İngilizce bilen tercih edilecek ve dolgun maaş verilecektir. Referans ve hal teıcümelerini. bildikleri ecnebi dilde yazarak BEYOĞLU P. K. 2221 e göndermeleri. O zaman düşünürüz. Gitmende ben de fayda tasavvur edersem, emin ol ,bu müsaadeyi senden esirgemem. Amcamıı yanınJlan ü'nidle dolu olarak çıVtım. Müstebid ve mütehakkim diye bellediğimij; bu adamın, yeğeni olan bir gene kızla ,benimle, böyle bir mevzu üzerinde, tatlı tath, ıızun uzun sohbet edebilecek zamanlan da olduğunu, karısı Mediha yenge bile, bu kadar sene müşterek hayat geçÛTniş olmalanna rağmen, aklına getiıemezdi. Bir anda verdiğim karan bir anda tatbjk edişim ne iyi olmuştu. Amcam, ister yetim ve öksüz bir kardes kızınm kalbini kırmamak için hislerimi okşamak lüzumunu duymuş ve sözlerımi sabırla dinlevip gönlümü alacak şekilde aareket etmiş olsun; isterse, bu öfkeci ve sert mizaclı adamın damarına göre lâkırdı etmek hünerini ben keşfedip münasib lisanla konuşmuş olayım, netice, azmin elinden hiç bir şey kurtulamıyacağıIU bana isbat etmiş bulunuyordu. Amcamm verdiği sözden dönen Nakleden: HATİCE VILDAN bir insan olmadığuıı da bildiğim için, iki gün daha mektub gelmediği takdirde Romaya gitmeme izin vereceği vadi, yüreğime su serpti. Artık, gelecek günleri endişesizce bekleyebilirdim. Amcamla konuşmam müsbet denilecek bir neticeye bağlanmış olmasma rağmen, her ihtimale karşı, bundan gene kimseye bahsetmedim. Artık, onun bunun diline düşmek istemiyordum. Hele doktor, son zamanlarda ziyaretlerini gene sıklaştırdığı için, meclisi eğlendirecek mevzu kıtlığmda gene îkide bir bana takılmağa başladı. Bir zayıf tarafımı arayıp bulmağa çahştığını hissediyorum. Lâkrrdıyı döndürüp dolaştırıyor, Fevzi Behnana getiriyor. Prensten haber var mı? Elçi hazretleri ne âlemde? Gibi densiz suallerle sinirlerirtıi bozuyor. * * * Bugün, doktorun en mfinasebetsiz günüydü. Beni o kadar hırpaladı ki, evin içinde bir faâdise çıkmasına ramak kaldi Şimdiye kadar alıştıgınız EVİŞ'den daha zengin, daha dolgun bir sayı ile karşılaşacaksınız. AYRICA: EVİŞ bu sayıdan itibaren okuyucularından 1000 kişiye gayet zengin hediyeler vermeefi başhyor. Siz de EVİŞ'in bu sayısuu alarak bu talihli okuyucular arasma girebilirsiniz. I