18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 Maysl95tv CTJMHURİYET 1 BİR DAKİKA: Rusyanın dünya piyasasına sürdüğü altınlar ovyet Rusyanın son aylar zarfında belli başiı dünya piyasalarına mühim miktarda altın sürmesi, malî çevreleri olduğu kadar siyasî mehafili de yakından ilgilendiren bir hâdisc teşkil etmektedir. Moskovanm bu yolda hareket etmesine iki scbeb gösterilmiştir: Ya Rusya bir altın dampingi yapmakta ve bu suretle Batı dünyasını hercumerce sürüklemeye çalışmaktadır, yahud da mühim ve âcil ihtiyaçlarını karsılayabilmek için altınınm bir kısmını satmaktan başka çare bulamamaktadır. Zaten ihracat yapamıyan ve mevcud gerginlik yüzünden beynelmilel bankalardan istikraz temin edemiyen Rus hükumetine gidilecek başka yol kalmamıştı. Umumî bir damping, Sovyetlerin esas yayılma plânlarının mühim bir cephesini teşkil etmekle beraber, şu anda böyle bir harckete girişildiğini gösterir emareler mevcuddur denilemez. Ayrıca, komünizmin yayıbnasına müsaid bir zemin vermiyen bu dünyada Rusyanın, bu gizli silâhını, bu şekilde tehlikeye koymayı da göze alması beklenemez. Bunun için de, Rusyanın kendine elzem olan iktisadî veya askerî malzemeyi Batıdan satın alabilmek maksadile altınının bir kısmını dövize mukabil verdiğini söylemek daha doğru olur. Fakat böyle bir hareket bilvasıta, kısmî bir damping yaratabilir. Ancak böyle bir damping Sovyetler Birliğinin kuvvetini değil, za"fını göstermiş olur. Bolşevik idaresi, kuruluşunun İlk senelerinde altın denilen bu gizli silâhın siyasî alanda ne mühim bir rol oynıyabileceğini kestiriyor ve ona göre tedbirlerini alıyordu. Bu gizli silâhın tekemmülü işini t>İ7zat üzerine alan o vakitki Komiinist Partisi Genel Sekreteri Stalin 1926 senesinde Profesör Serebrovsky namında bir altm uzmanını Birleşik Amerikaya gönderiyor ve bu şahıs yeni dünyada altın istihsali metodlarını ctüd ediyordu. Bu uzmanın Moskovaya avdctinden sonradır ki, altm meselesine beş senelik plânlarda geniş yer ayrılmış ve Amerikadan temin edilen modern malzeme ile işletilen Sibirya ve merkezî Asya altın madenlerinin istihsali arttırılmıştır. Bu artış seri olmıış ve on sene içi" »»»a*..»»» „»..•• ısnnsai eden memleketler arasında 15 inci olmaktan çıkmıs, ikinciliğe yükselmiştir. Şim diki halde Ru«yanın altın stoklau 4 milyar sterlin olarak tahmin edilmektedir. Bu rakama, harb içinde Baltık mcmleketlerinden ve diğer işgal bölgelerinden alınan altınlar da dahildir. 5 milyar sterlinlik bir stnkla başta gitmekte olan Amerikanın gerisinden gelen Rusyada altının gizli bir silâh olduğunu gösteren delil de 1947 haziranmda neşredilmiş olan kararnamedir. Bu kararname, altına ve paraya müteallik hiç bir bilgi verilmemesini ve aykırı hareket edenlerin de en ağtr cezaya çarptırılraaiannı emretmektedir. Celâl Bayarm Amerikaya gideceği şayiaları • Bastarafı 1 tnei sahifede nu tahkik mümkün olamamıştır, Başkan Bayarm kendisine, meşguliyeti dolayısile mülâki olunamamıştır. Yeni Demokrat Parti hükumetinin ileri gelen sözcülerile Ankaradaki Amerikan kaynakları da bu konuda herhangi bir yorumda bulunmak istememişleıdir. Ancak muhakkak olan bir cihet, böyle bir ziyaretin en önemli çevreler arasında konuşulduğudur. Sorumlu şahsiyetler, bu yoldaki bir ziyaretin muhtemel olarak Türkiye bütçesindeki açığı kapatmağa kâfi miktarda borc alma, ekonomik ve sosyal terakkile iHili geniş ölçüde artan masrafları karşılama meselelerile alâkolı olabilecrf'ini söylemişlerdir. Bundan bnska Tiirkiye Marshall plânından şimdi elde ettiğinden fazla yardım lıissesi ıstemektedir. Ziyaretle ilgili yesâne knt'î cihet Washin^ton'dan şimdiye kadar bu yolda bir davet vukubulmadığıdır. Demeelerinin doğrudan doğruya nakledilmesine ve adlurının açıklanmasına müsaide etmiyen Tüık sözcüleri, böyle bir ziyaretin, buna şayed lüzum varsa ve hür ve açık seçimlerin 25 yıllık iktidarı değiştirdiği böyle bir anda ikî devlet arasındnki dostnne miinasebetleri büsbütün perçinleyeceyıni söylemişlerdir. Başbakamn demeci Diğer taraftan yeni Başbakan Adnan Menderes tarafınudan Associated Press'e verilen özel mülâkatta, Türkiyenin, n?zik ekonoınık durumunu halle yardım için Marshall plânına olan ihtiyacı belirtilmiştir. Menderes ezcümle şunlan beyaıı etmiştir: « Yeni kabinemizin karşılaştığı ilk ve en önemli mesele Marshail yardım plânı parasını en verimli tarzda kullanmakiır. Bununla ileçili diğer bir mese'e de, daha fazla yardım elde etmenin yolunu bulmaktır. Memleketimiz büyük müşküller içinde olup, mümkün oldu&u kadar fazla ve seri yardıma muhtaeız.» Menderes, memleketin maruz bulunduğu bu ekonomik sıkıntıyı derhal gidermenin elzem olduğunu ve bu meselede Marshall plânının muazzam bir rol oynadığım söylemiş ve şunları ilâve etmiştir: • Millî Savunmamızla ekonomik Tefalnmız geniş ölçüde bu yardıma bağlı bulunmaktadır.» Başbakan, mil!î ekonominin temelini teşkil edcn mahsul ve mamul fiatlarınm düşmeğe başlayacağını söylemişse de, iç piyasaya ucuzluk getirecek bu hareketin ne zaman başhyabileceği hakkında şimdilik bir tahminde bulunamıyacağını belirtmiştir. • Burada yeni Menderes kabinesinin sadece eeçici bir kabine olabileceğine dair muhtelif rivayet ve tahminler dolaşmaktaydı. Menderes bunları kesin olarak yalanlamış, kabine raensublarının ihtdmamla seçildi{*ini ve hükumetin iş başında kalacağıiı söylemiştir. Menderes, Marshail plânmı koordine etmek için Başbakan Yardımcısı veya Devlet Bakam tayın edilmcdiijini belirtmiş ve son derecede önemli ">lan tu koordinasyon işini daha sonra şahsaT idare edebileceği hissini uyandırnuşür. uıınıınııııııııııııııııııınınınıııııııııııııııııııuııııııı > " ' • Adalel Bakanının lamimi M.I» • Bastarafı 1 inci sahifede mekte gecikmiyeceğimizin açık teminatıdır. Vatandaşın her türlü haklannın ve hürriyetlerinin uyanık ve usanmaz bekçiliği vazifesini, bütün gücümüzle yapmakta devam edece ğiz. Devlet bir gaye değil, sadece ferdlerin saadetlerini tahakkuk 3ttirmek maksadile vatandaşlâç kütlesinin kendi emir ve hizmetine tahsis ettiği bir vasıtadır. Bunu hj bir zaman unutmamahyız. Hizmt icra sahamızın çerçevesi, huku£" kaideleri ve adalet prensipleridir. Vicdanımızın sesini bu esaslara göre ayarlayacağız. Büyük saadetimiz,; bütün yurddaşlara bu memlc^ette «daletin mevcudiyeti hakknilaki inanışı, en tabiî bir his olarak telkin edebildiğimiz zaman taha»ckuk edecektir. Vatanın dirlik ve selâmeti ve daha mükemmel bir insanlık seviyesine yükselmesi uğrunda yapacağınız faaliyetler, memleket için hayırlı, milletimiz için şerefli olsun. Sizleri tanıyan, size inanmamazlık edemez. Paha biçilmez yardımlarınızın bu arkadaşmıza vereceği hakh gururu çok görmiyeceğinizden eminim.» lik ve bundan Uuule gelen sosyal huzursuzluk Rımen hükumetini İkinci Cihan Mrbine kadar uğraşürmıştı. : Hür miUetler Utisadî inkişaf sahasında ilerledik^e, hayat seviyeleri yükseldik^e Sovyet «gizli silâhı» nın te^tir sahalan da o kadar daralmıs olacaktır. Belgrad 24 (a.a. Özel muhabirimiz bildiriyor) Bugünkü Yugoslav basrnında ve radyosunda Türkiyede yapılan seçim neüceleri bahis mevzuu edilmekte, fakat bu yayınlarda daha ziyade yabancı ajanlarm haberlerine yer •verilmekte ve mahallî yorumlardan kaçınümaktadır. Kotnünist Partisi merkez komitesi organı Borba gazetesi, 22 mayıs tarihli sayısmda «Halk Partisi cezalandırıldı» başlıkb yazıda şöyle demektedir: «Domokrat Partinin zaferi 27 senedenberi iktidarda bulunan C.H.P. nin tak.ib ettiği siyasetin halk üzerinde uyandırdığı memnuniyetsizliğin kat'î bir tezahürü ve Türk milletinin demokrasi ilhamının neticesidir.» Fransada Paris, 24 (a.a.) (Özel): Edouard Sablier, «Le Monde» gazetesinde «Atatürkün arkadaşj Celâl Bayar Türkiyenin üçüncü Cumhur Başkanı oluyor» başlıklı uzun bir makale yazmıştır. Muharrir, Atatürkün mirasının yabancı ellere düşmüş olmadığın' belirttikten sonra Bayarın da İnönü gibi, Kemal Atatürkün en sadık yardımcılarından olduğunu belirtiyor. Muharrir, bunu müteakıb yeni Cumhur Başkanının meslek hayatının başlıca safhalarını anlattıktan sonra şöy le diyor: «Halk arasından gelen Bayarın babası bir köy hocası idive doğrudan doğruya halk oyu ile seçilen yeni Cumhur Başkanı halka söz hakkını iade etmeyi taahhüd etmiştir. Bu istikamette Bayarın yolu bellidir. Bir müddet durakladıktan sonra tek rar halka iade olunan Atatürk Bastarafı 1 inci sahifede inkılâbı ilerleyişine gene devam Meclis Başkanlığı emrindeki iki edecek midir? İlerlediği takdirotomobilden biri servise mahsus de jidaresi sağlanmıştır. Atatürtur. Ayrıca reis vekilleri için 49 kün . mesai arkadaşlarından biri plâka numsrah bir otomobil de gene | ş başındadır.» i Amerikada vardı. İki otomobilin kadrodan kal dırılarak Maliyeye iadesi kararWaihington, 24 (a.a.) (Balaşmıştır. sınYiym): Celâl Bayarın Cum aşkanlığına seçilmesi ve kabjnenin teşkiline Adnan Menderfe s i n memur edildiği haberi NewYork Times'te Anhususî muhabirlerinden atele atfen tafsilâtlı şekilde ^ ' Ba$tara1ı I incı sahifede ayar, Küprülü, Adnan MenMlecek ve aynı zamanda 700 | resimlerile birlikte neşy 'alabilecek salonu bulunan rediîtniştir. , ııflı, 12 mil servis süratinde Difer taraftan, ileri gelen e2 ar.~wt>a vapuru, 12 mil servis süra(inde*200 yolcu ta?ıvac&k, sajoriiu yalet gazetelerinde Türkiyedek: ; 2 araoa vaouru da Fransaj'a sipa Tjeçim dcğ şikliği üzerinde geniş öîçüde tefsirler devam etmekte' riş edılmiştir. • dir. / rftıplardan br.şka liman işletmesi Ruslara göre İçin de cer kuvveîti yüksck olan 12 'ömorkör, 4 kılavvz motörü, 4 paMoskova, 24 (A.P.) Türkilamar motörü, bj(r su gemisi, biri yedeki millî seçimler ve bunu 10, diğeri 5, Uatî kaldırma takatinde takib eden iktidar değişikliği 2 yüzer vithç, bir can motörü ve bir karşısındaki ilk Sovyet yorumu işçi m/otörü Almanya, Holanda buRÜn «Yeni Zamanlar» dergive tnfgiliz firmalarına sipariş edil sinde çıkmıştır. Sovyet dergisı, mişilr. yeni hükumetin de eski hükumet Deiıiz fenerleri için de 24 bin do gibi milletin arzularını aksettirtriediğini ileri sürmüştür. laı;Uk malzeme siparişi yapılmıştır. Seçimlerin hariçteki akisleri Yeni Dış İşleri Bakam Biz beküyorduk ilk basın toplantısıni yapti Yeni hükumete nâçiz Necmeddin Sadak üstadı Baştarafı 1 inci sahifede ile kaydederek dedi ki: «MeterUng devrinde değiliz. Hattâ İkinci Cihan Harbi devrinde de değiliz. Bugün bence dünyanın yeni şartlarma uymak ve yeni dünyayı kurabilmek için, yeni konsepsiyonlara ihtiyaç vardır. Gizli söylemek, maskelemek gülünçtür.> Sovyetlerle münasebetlerimiz Bir yabancı arkadaş Sovyetlerîs olan durumu sordu. Köprülü şu cevabı verdi: «Vaziyet malum. Bir Türkiye tasavvur edebilir misiniz ki, Rusya hakkında herhangi fena bir niyeti olsun. Türkiye en küçük komşusuna dahi müsavat hissi du< yan bir devlettir. Yalnız komşula rımızla değil, dünya ile iyi geçinmek istiyoruz. Fakat iyi geçinmek bir taraflı olmaz. Meselâ siz benimle dost olmak istemezseniz. be* nim tek taraflı arzum ne ifade eder?» Bu sırada kendisine: «Türkiyenm İkinci Cihan Harbindeki siyasetini şahsan tasvib eder mısiniz?» şeklinde bir sual dahs soruldu. Köprülü: «Geçmiş meeelelerden bahsetmiyelım.» demekle iktifa etti. Ve harbın ilk aylarında fahrî doktor intihab edildiği Sorboun'un açılış törenin de bulunmak üzere Parıse gıttiği sırada bir ankete verdiği cevabı anlattı. Bunda rasismin, nazizmin, faşizmin bır dalâleti fikriye olduğunu ifade etmiş ve «yarınkı dünya» hakkındaki soruya cevaben demokrasi fikrinin galebe çalacağını söylemiştir: Çünkü hürriyet ınsanlığın diğer bir ifade şeklidir. Bu harbin sonunda Bırleşmiş Milletler te şekkül edecek, demokrat cephenin zaferinden sonra büyük, küçük bütün milletler müsav: haklarla buna iltihak edecekierdir. Birinci harbden sonraki Cemiyeti Akvam gülünç olduğu için iflâsla neticelendi. Büyük, küçük; ileri, geri bütün miiletlern müsavi haklarla birleştiği bir teşekkül olmazsa, dünya üçüncü bir harbe gir«r.» Köprülü burada «veto usulünden esefle bahsettikten sonra, o zaman söylediklerinin bir kehanet sayılamıyacağını kaydetti. «Hürriyet insanların tabiî ihtiyacıdır. însan hürriyetini hiçe sayan rejimlerin hayat hakkı olduğuna inanmıyorum. İnsan haklarını hiçe sayan ideolrülerin yaşıyacağına inanmıyorum. Diyeceksiniz ki fazla idealistsin, itiraf ederim. Fakat hakikî realizm idealizmin üzerine dayanır.» Dış siyasette Atatürkün prensipi Prof. Bundan sonra ilk suale dönerek Türkiyeye karşı iyi niyetler beslediği takdirde Sovyetlerin ancak aynı hislerı bulacağım kaydetti. «Türkiye, Rusya hakkında fena fikirler besliyor, demek için mecnun olmak lâzım gelir» dedi. Ve ilâve etti: •«Atatürkün, yurdda sulh, cihanda sulh; prensipine daima sadıkız.a Köprülü, açık sözlü büyük bir diplomat olan Bevinle tanışmak ve konuşmaktan büyük zevk du yacağını ve kendısine dış siyaset hakkında düşündüklerıni açıkça ifade edeceğini belirtti. Dış İşleri Bakanı diğer bir suaie cevaben, dış siyasette bir değişikliğin mevzuu bahis olmadığını tekrarladı. Memur kadrosunda tebeddül bahis mevzuu değildir Bu sırada bir Amerikah muhabir: «Müşkül bir sual ama müsaade ederseniz sorayım» mu kaddemesinden sonra; «İşittim kı Washington'da yeni bir sefire sahib olacağız.» dedi. Bu sual üzerine bazı arkadaşlar da Büyük Elçi Feridun Cemal Erkinle, Selim Sarperin merkeze çağırıldığına dair söylentiler olduğundan bahsettiler. Fuad Köprülü: «Personel meselesi üzermde henüz hiç bir şey düşünmüş değilim.» Ve bu sual vesilesile Demokrat Partinin bu mevzudaki düşüncelerini şöyle belirtti: «İçeride veya dışarıda çahşanlar için gözetilecek cihet, sadece ehliyet meselesidir. Bizim için şahsi kadro bahis konusu olamaz Bütün memurlar tarafsızdırlar Sadece vazifesini iyi yapan veya başaramıyan vardır. Herhangi bir hükumet tebeddülünde me ffiur kadrosunda tebeddülât mev zuubahis olmamalıdır.» Amerikalı meslekdaşımız, Amerikada iki parti bulunduğundan, memuriyetlerin de seçimleı de kazanan tarafa aid olduğunu söyliyerek 80 sene önce söylenen sözü tekrarladı: «Ganimet muzaffer olanındır» Köprülü: «Bizde ganimet konsepsiyonu yoktur. Bizim için idare, devam eden, değişmiyen; yalnız kanuna tâbi olan bir mekanizmadır. Bİ2 bu meselede İngilteredeki vaziyeti bünyemize daha uygun bulduk. D.P. nın ilk kuruluşunda da açıkladığımız gibi siyasî değişikliklerin dışında bir idare kurduk. İlk gün söylediğimiz sözlerin hepsine sadık kalmışızdır Daima kalacağız. Doğru söyledik, akıllıca konuştuk. Maksadımız adam kandırmak değildi Şunu bilmek lâzımdır ki, ınsanlar kandırılamaz.« Dogu ve Akdeniz paktı Doğu Paktı ve Akdeniz Paktı hakkındaki suallere de şu cevabı verdi: «Yakınşark menfaati bütün dünya sulhunun menfatidir. Bunu korumak için ne lâzımsa hepsini düşüneceğiz.» Hasbıhalin bundan sonraki kısımları umumiyetle gazetecilerin iç ve dış pohtika meseleleri, dün ya sulhu, harb ihtimali gibi mev zulardaki sorularını karşılamakla devam etti. Köprülü, her mev zuda aydınlatıcı izahatta bulundu. Bu görüşmelere eski bir gazeteci sıfatile başladığını belirtmışti. Tcplantının son kısımlannda sözlerine daha ziyade bir hoca olarak devam etti. En sonda ise, bir Dış İşleri Bakam sıfatile bazı muhaverelerin neşrini şahsan lüzumsuz buldu. Bu yarı resmî, fakat her halde çok samimî basın toplantısı da böylece sona erdi. Mekki Said ESEN mız Akşam'daki ilk makalesine şu başlığı koymuş: 'Eski mesleğime dönüş: Hoş geldi, safalar getirdi. Esasen demokrasinin son tnkişajile buna benzer havadisler stfc sık görülüyor: Filân doktorluğa, falan avukatlığa, öteki âmirliğe, beriki memurluğa başlayacaklar gibi. Tilkilerin, dönüp dolaşıp, kürkçü dükkânına dönecekleri, anlaşilan, yalnız onlarca. malum değildi! D. N. tavsiyelerimiz Amerikanın Türkiyeden ithalâtı 1950 yılınm ilk üç ayında dolar açığı 1949 a nazaran üçte bire düştü Kadrodan çıkarılan ofomobiller Washington 24 (a.a.) Amerika Birleşik Devletlerinin 1949 senesinde Türkiyeden yaptığı ithalât 1948 senesinde yapılan miktardan yüzde 11 ve 193637 senelerinde yapılandan ise yüzde 263 fazla olmuştur. 1950 yılınm ilk üç ayındaki dolar açığı 1949 yılının aynı devresindeki 1.534.400.000 dolardan üçte bir az yani 499.900.000 dolardı. Dolar açığınm kapatıbnasına asıl âmil Amerikanın dolarla yaptığı ihracatm yüzde 28.4 azalması olmussa da daha iyi ticaret şartlarının husule gelmesinde artan Anıerikan ithalâtının da büyük rolü olmuştur. Bu yılın ilk üç ayında yapılan ithalât' yüzde 5.4 artmıştır. Sade martta yapılan ithalât 1949 senesi aylık vasatisinden yüzde 20 fazla olmuş ve daha da artma emareleri gösteımiştir. Şeker ve ekmekte tenzilât söylentileri Sanayi Bankası ve Amerikalılar konuşarak yeni kuruknakta olan Türkiye Sanayi Bankasından bahsetmiş, bumm Amerikanın harice yapacağı «plâsmanlan teşvik «dici en iyi misal» olduğunu bildirmiş ve demiştir ki: « Birleşmiş Milletler milletlerarası İnkişaf ve Kalkınma Bankasmm tasvibile kurulmuş olan bu yeni banka Türkiyedeki 19 ticaret müessesesinin satın aldığı hisse senedlerine istinad etmekte ve muvazeneli bir Türk iktisadiyatı inkişafı içinde uzun vadeli sermaye plâsmanını teşvik gayesini gütmektedir. Bu yeni bankanm kurulması. hususî sermaye, hükumet ve Birleşmiş Milletler teşkilâtının hususî plâsmam teşvik ve ilerde daha fazla mikyasta plâsman yapılmasını temin edecek bir hava yaratmak için bilşi ve sermayelerini nasıl birleştirdiklerine bir misal teşkil ettitji için çok mülıimdir.» Baştarafı 1 inci sahifede Denizyoilarının sinariş "ettiği yeni gemiler Yumurta büyüklüğünde dolu Akçay köyünü sel bastı îskenderun, 24 (a.a.) Şehre yakm mesafede bulunan Âkçay köyünü sürekli ve şiddetli yağmurlar sebebile civar dağlardan gelen seller basmıştır. Seller köy dolaylarında bulunan Petrol Ofis ve Sokoni Vakum tesislerini kuşatmaktadır. Gerekli tedbirler alınmıştır. Henüz ehemmiyetli bir hasar mevzuu bahis değildir. Bugün müşahede edilmekte olan durumıın eşine 1937 senesinde de Londrada rastlanmış ve o vakit piyasaya mühim miktarda altın süren Sovyetlerin ileride yapmayı tasavvur ettikleri umumî damping hareketini tecrübe etmekte olduklan söylenmişti. Fakat İkinci Cihan PROF. NİMBUS'ÜN MACERALARI: Harbinin gelmekte olduğu o senelerde. Rusyanın gene malztme temini maksadile bu harckete başvurduğu da kaydedilmemiş değildi. Dampingin tamamile siyasi emeller uğrunda yapıldığını gösteren bir jjüsal de 1934 te Rumanyadâ vukııa gelen hâdisedir. O sırada Rusyada mevcud hayat seviyesi gayet düşük iken Moskova, Rumen piyasalarına gayet ncuz kauçuk ayakkahı stoklan sürmüş, bütün fabrikaların kapanmasma yol açmış ve böylelikle başgösteren işsiz«CUMHimİYET» in EDEBÎ TEFRİKASI: 1 2 Kadmham 24 (a.a.) İlçemize 20 gündenberi sürekli yağmur yağmaktadır. Dün bir kaç köye yumurta büyüklüğünde dolu yağmış, mahsulün zarar gördüğü anlaşılmışbr. Sığır ve koyunlardan da yaÖmer «Sami COŞAR ralananlar olmuştur. Londra, 24 (A.P.) îngilterenin meşhur askerlerinden harb kahramanı Mareşal Lord Wavell bugün Londranın bir şifa evinde ölmüştür. 67 yaşındakı tek gözlü Mareşal, 5 mayısta bir Lon dra hastanesinde geçirdiği karın ameliyatından toparlanamamış ve bu pazar yeni bir kriz geçirmişti. Mareşal Wavel dün öldii ÜVERCINI Yazan: KERİME NADİR Avukat Zati Şevket Beyin yazıhanesi Karaköyde idi. Köprüyü yaya geçtik. Dar sokaklar arasında bulunan büyük bir hanın ikinci katındaki yazjhaneye vardıgımıs zaman, saat tam on birdi. Gene bir kâtib bizi avukatın yanına aldı. Kitablar ve dosyalarla tıklım tık lım dolu bir odada oturan Zati Şevket Bey, orta yaslı, şişman ve sevimsiz bir adamdı. Bizi karşılayan tebessümünde bile soğuk bir azamet göze çarpıyordu. Davacı sizsiniz degil mi küçük hanım? Evet Nazım Bey. bana işlerinizden bahsetti. Her halde evrakınız yanınızdadır. Onları tir göreyim. Şahizer derhal çantasından bir alay kâğıd çıkarıp masanın üstüne koydu. Avukatın kaşları çatılmıştı. Kâgıdları şöyle bir elekledi: İşte ihmal yüzünden isler böyle kanşır gider. Sonra da bize koşup «Aman!> dersiniz. Gel de birader ayıkla pirincin taşını bakalım!... Şahizer sıkılmış, kızarmıştı. Amcam onu müdafaa etti. Sahizer Hanrm icin vaziyet büsbütün başka! İşlerini ihmal eden kendisi değil, rahmetli halası olmuştur. Evet... Küçük hanım bir varis... Ama burada veraset senedi'ne benzer bir şev göremedim. Henüz veraset senedi çıkarılmadı efer.dim. O halde işe evvelâ bundan başlıyacağız. Tabiî bana da bir vekâletname vermeniz lâzını... İşleriniz hayli kanşık!. Bir saatten ziyade konuştular. Kâğıdlar üzerinde bir takım incelemeler yaptılar. Zati Bev hiç memnun görünmüyordu: Bilhassa bu otel meselesi! diyordu. Sonra şu Cihangirdeki arsa da bizi çok uğraştırabilir. Ben geçenlerde o civardan geçtim. Bu tarif olunan verde devâsâ bir apartımanm yükseldiğini gördüm. Eğer inşaat bitti ise, vaziyet kötü! Bakahm arsanın değeri binayı satın alsbilecek mi? Bir takım kanunlardan bahsetti. Yapılacak işlere dair îzahat verdi; hizer susuyor, hayret ve akkınlıkmasraflar sıraladı. Bir değil, bir la onları dinliyordu. Artık o nekaç dâvayı aynı zamanda açmak zaketli cümleler yerine birbirlerine lâzımgeldiğini, bu vaziyette bir a pek acaip, hattâ acı sözler söylüvukatın çekeceği zahmetleri sa yorlardı. Bir aralık amcam avuyıp döktü. Ve böyle • karışık iş kata: cinsafsız!» diye bağırdı. Zâlere girmeğe sırf amcamm hatırı ti Bey de elini masaya vurarak bu için razı olduğunu, bununla bera işleri üzerine alamıyacağını hayber hizmetinin değeri elbet tak kırdı. Sonra gene yumuşadılar. tir edileceğini de ilâve etti. Kulaktan kulağa bir şeyler söyAmcam: leştiler, sinirli sinirli gülüştüler. Yalnız Şahizer Hanrnı namına Nihayet amcam avukatın elini sizden şunu rica ederim ki... dedi. sıkarak ve omuzunu okşayarak: Ve hafifce öksürdükten sonra Haydi, haydi... İşte o kadar... avukaün kalb yüksekliğini övmek Anlaştık!... diyerek sözü bitirdî. le söze başlayıp, yetim bir kıza Saat bire gelmişti. Zâti Bey, aid bir kaç parça mülkü kurtar resmî işlerden önce, emlâkin vazimak gibi yapacağı büjöik ve in yetini bir kere yerir.de tetkik etsanî hizmetin sevabını belirtti. mek lüzumunu beyan ederek, o Evet, bu hizmetin cidden üzerin gün öğleden sonra arsaları, oteli de durulacak değeri vardı. Fakat ve Yıldızdaki evi gidip görmemizi maddî ölçülere hiçbir vakit sığdı teklif etti. Saat üçte tekrar yazırılamazdı. Böyle ulvî bir hizmette hanede buluşmak üzere ayrıldık. görülebilecek mükâfat, ancak mâAçlıktan âdetâ midem kemirüinevî hazların temin edeceği bir yordu. Her halde Şahizer de aynı gönül huzuru olmalıydı. VEziyette idi. Çünkü amcam, öğZâti Bey hayret ve öfke ile: le yemeğini Karaköydeki meşhur Fakat azizim, ne demek isti bir lokantada yiyeceğimizi söyleyin yorsunuz? diye birdenbire parladı. ce, koluma gizlice bir çimdik atO, tecrübeli bir meslek adanuy ü. dı; yapacağı işlerin mâhiyetini Ben bu lokantaya amcamla bir pratik zekâsile çoktan kavramıştı. kere daha gelmiştim. Fakat o geBeri yanda, korumak istediği ser lişimden içimde bir ukde kalmışvetin üstüne bütün nekesliğile tit tı. Geçen yılın Kurban Bayramına reyen amcam ise: yakm bir kış günüydü. Öğleden Müsaade buyurun!.. diyerek sonra amcamla birlikte, bana elbitekrar bir takım hesablar sayıp se ve ayakkabı almak için çarşıdokmeğe başladı. Derken konuş pazar dolaşmıştık. Akşam üzeri ma bir pazarlık şeklini aldı. Şa elimizde paketlerle vapura ko§u yorduk. Köprüde amcam bir arkadaşına rastladı. O da akşamcı bir zat imiş... Birlikte bir kaç kadeh parlatmak için ısrar etti ve bizi bu büyük içkili lokantaya sürükledi. Çok acıkmıştım. Çevik bir garsonun masamıza sıraladığı ciğer tavaları, muska börekleri, salatalar ve meyvalar beni kokulan ve man zaralarile sarhoş etmişti bile! Fakat amcam kulağıma eğildi: Oğlum, bunlar mezedir. Çocuklara göre şeyler değil! Pek istersen, bir portakal ye... ama o kadar... Yemeği evde yiyeceğimizi biliyorsun, dedi Amcam eve de bâzan turfanda meyvalar, havyar ve dil gibi pahali yiyecekler getirir; onları meze diye sak'ar, ve meze olarak kimseye tatürmadan âfiyetle yerdi. Kaç defa haminnem bunun için ona darümıştı. Hiç değilse beni düşünmesini ihtar eder, bir çocuğun gözü önünde böyle hareket etmenin pek abes olduğunu söylerdi. Amcam bu sözlere aldırmazdı bile! 0nun kavlince bir çilingirsofrasını süsleyen öteberiye «meze» adı verilir, bunu da ancak işret edenler yiyebilirdi. Zâten çocuklara herşeyden tattırmak merakı kocakarılara vergi idi Bir çocuk dilden, havyardan veya turfanda bir meyvadan ne anlardı? Karnı doysun, ona yeterdi. İmrenme nedir öğrenmemeliydi!... x İKR AMİYELİ AİLE CÜZDÂNI 3 Haziran ikramiyeleri 1 yaaslık E V (Göztepede) Ayrıca Bastarafı 1 inci sahifede şu hususları gözönünde bulundur HayaÖ bir dava obnasa bile bu milletin yüzde doksan beşinin sevmaktadırlar: Şekeri ucuzlatmayı bundan evvel diği ve dinlediği Türk musikisinin Halk Partisi de düşünmekte idi. güzel parçalan, maalesef hâlâ radNitekim 1950 bütçe komisyonunun yolarımızda kâfi derecede rağbet hazarladığı tasarıda şöyle bir not bulmamakta ve bütün neşriyara rağmen coğumiızun tadamadığımız vardır: «Şeker Istihsalinin istihlâke ye garb musikisi hâkim bulunmaktatişmiyeceği ileri sürülerek geçen dır. Lâf aramızda Ankara veya İ»« sene şekere mühim miktarda bir tanbul radyosumı açtığımız zaman zam yapılmıştı. Bu sene gerek ge sık sık, bir sarhoş AngloSakson çen seneden kalan stok, gerekse jedasile söylenen ingilizce şarkıdan istihsal fazlalığı dolayısile ihtiyacı kaç kişi memnun olur, anlamam. karşılayacak şeker mevcud oldu Buna da bir çekidüzen. ğundan istihlâk resminden bir mik Bazı pasaport muamelelerinde atar tenzilât yapılabilir. Artacak o caiblik var. Meselâ insanın parmak lan istihlâk, istihlâk vergisini de .izini alıyorlar.. (mış, benim almaarttıracaktır.> dılar) bu da garibdir. Bu münaseBu sebeble şekerde tenzilât ya betle aklıma geldi. Hemen yazıvepilacağı, ve bunun da ^2030 nis reyim : betini bulacağı muhakkak 6ayıl Sekizinci Millet Meclisi işlerini maktadır. bitireceği sırada bir kanun çıkardı Gene İstanbul piyasasına göre, ve her ne sebeble olursa olsun mem ekmek fiatlarmda tenzilât yapılma lekerten kaçmış veya tabiiyetten sı her zaman için mirmkündür. Buğ çıkarılmış olan kimselere seyyah daydan, yani ekmekten almacak | sıfatile senede dort ay ikamet hakmuamele veTgisinin kaldırılmasile .kının verilmesini kabul etti. Biz ekmek fiatlarında derhal %12 nis Isandık ki, bu kanunla her şey bitbetinde bir ucuzluk hasıl olabile [miştir. Bundan bir ay evvel Atinacektir. Hazine, muamele vergisinin da idim. Orada alâkalılarla temas kaldırıhnasile zarar görmiyecektir. cttim. Gördüm ki; ortada değişmiş Gene, gelir vergisinde muhakkak bir şey yok. Pek çok kimse vize tadilât yapılacaktır. Bu tadilât ana almak için konsolosluklarımıza müprensipler üzerinde değil, .ancak j racaat ediyor; fakat vize alamıyor. taıtbikata mütealUk küçük bazı Çünkü tç İşleri Bakanlığı mı, Dış tşleri Bakanlığı mı neresi ise kar maddeler üzerinde olacakür. Muamele vergisini ıslah etmek vermiş, her sahıs için Ankaradan üzere evvelce girişilen teşebbüs istizan olunacakmış. Dikkat isteneticelendirilecek ve tadilât sürat rim! Bir yabancı memlekette bule ikmal edilecektir. Zayıf bir ih lunan bir adamı oradaki konsolostimal ohnakla beraber yeni hüku luğumuz mu tanıyabilir. yoksa Anmetin Mecliss yeni bir bütçe geti karadaki falanca şubenin memııru mu? Hem bu istizana evet veya receği de söylenmektedir. hayır demek için elbette vize istiyenin gözlerinin rengine veya disHelikopter bugün An lerine bakmazlar. Bunun bir ölçüsü, bir sebebi olmak lâzım. Bıınları karada bir gösteri konsolosluklara bildirip takdiri onuçuşu yapacak lara bırakmak daha doğrıı değil mıAnkaıa 24 (a.a.) Bir müddet dir? Zaten bu kanunun dışında iki önce İstanbula gelerek Helikopter sınıf kimseler kalıyor: Hanedan ale posta nakliyatı tecrübeleri yapan zası ve komünistler. Bunlardan biThe Kaman Aircraff Corporation> rincileri zaten memlekete dönemifirketinin mümessili Mr. William yeceklerini bilirler, şahısları maB. Hagenah bugün saat 15 te Şehir lumdur. Komünistlere gelince; bıın lokantasmda bir basın toplanüsı lan da daha ziyade mahallî otoritertib ederek yerli ve yabancı a teler vasıtasile konsolosluklarımız jans ve basın mümessillerine Heli tanır, Ankara tanımaz. kopter uçaklarmm sağladığı faydaHalbuki . şimdi. meselâ Atina lar hakkmda izahat vermiştir. Helikopter yarm saat 12 de İç konsolosluğumııza vize için müraİşleri Bakanhğuıın önündeki alanda caat edenler hakkında Ankaraya bir istizan mektubu yazılıyor. Vabir gösteri uçuşu yapacaktır. purla gönderiliyor, (tayyare postssı RADYO ABONELERt DtKKAT! ve telgraf caiz değilmiş) vapur Istanbuldan dönünciye kadar Ank.ıra cevabım veremiyor. (O kadar da aceleye hacet yok değil mi ya!) İkinci dönüşe yetişirse ne âlâ, yetişmezse üçüncüye kalıyor. Yani mııtad olarak bu istizana ancak bir bnçuk, iki ayda cevab gelebiliyor. | O zaman a kadar da yaz geçiyor, kı? geliyor veya kış geçip yaz gelivor. I Ben orada iken bu kanunu öğrenip memlekete dönnıek üzere A' merikadan Atinaya gelmîş bir çok kimseye bu yüzden ^ze verilem»;miş ve adamlar nevmid olmuşlardı. Bu ve buna benzer faydasız ve mantıksız kayıdları da kaldırm^k lâzım. Bunlar da para ile deiçil, akıl ve mantıkla halled'.lecek şeylerdir. aşâ. akıl öğretmek niyetinde değiliz. Evvelc* de bu niyette değildik ya, şimdi de bu iddiayı gütmüyoruz. Sadece umumî efkârla. halkla hayli temas ve gelip çeçenleri tahlil etmeye az çok melekesi olan bir gazeteci sıfatile yeni hükumete n§çiz tavsiyelerde bulunacağız. Vaktile bize edebiyatta «Cinası lâfzi»je misal olarak söyledikleri gibi: Etme red, kır an ver, ya al bağışla bir kula!.. Deyip söze ağaz ediyorum. Her otoritenin yapacağı şeyler ikiye ayrılır: Birisi parasız, birisi paralı. Kân akıl odur ki bizde de parasızlardan işe başlamalı. Bunun da bir çoğu psikolojik şeylerdir. meselâ: Bugüne kadar kimseye anlatamadık, bu halk uydurma. kelimelerle kendi dilinin çetrefilleşmesini beğenmedi, beğenmiyor. Dil davası gibi mühim bir iş alay mevzuu oldu. Devlet nıuhaberelerine. hattâ maalesef milletvekillerinin yeminlerine bile, türkçe olmıyan veya altı yedi asır evvel hizmeti hitanıa crmiş, tekaüdc değil de nisyana atılmış kelimeler sokuldu. Millet bu çeşid çalışmalan beğen miyor, sevmiyor. Zaten zorla güzellik olmaz ki, zorla çirkinlik olur mu? Böyle ilmî bahisleri kanun lorile halletmeye kalkışanların gafletine şaşmamak kabil değil. Bir kaç zamandır devlet dairelerinde, mekteblerde zorla hep bu gayritabiî ve uydurma dil hâkim oldu. Nasıl gecmişte kimsenin anlamadığı bir Babıâli lehçesi varsa, şimdi de gene kimsenin anlamadığı bir resmî dil var. İşte buna bir nihayet verip güzel türkçeyi müdahalelerden korumak ve kurtarmak birind iştir. N BAFTASI SADYO yty m f f lira değerinde Her 100 müşterimizden birine 100 lira para ikramiyesi Kur'a numara adedleri cüzdan sahiblerine dağıtılmıştır. Arzu eden müşterüerimiz, cüzdanlarmı aldıkları çubelerden kur'a numaralarını öğrenebilirler. Bu söylediklerim birer misaldir: Böyle parasız yapılabilecek yüz'erce iş vardır ki; bu sütunlarda tekrar ede ede dilimİ7de tüy bitti. Şimdi hükumet ve parti faıVı gözMmeksizin bunları yeni hüVftmcta tekrar ediyonım. Bivim icin ilk tasa memleket davasıdır. Dinlerlerse ne âlâ! Dinlemezleıfse çekive kuyruğunu! VEF Dul Bayan Jak Bar but ve zevcesi, butun a katı. cenaze merasimi 25 • perşemb« günü saal Bdyukhendek sokağ sinagogunda yapılaı vazifesinde bulunmakür saatte sinagogd m u ve tazlyet zl Dr. Opcratör JA1 . Arkast var. r YAPI ve KREDİ BANKASI memasını rica eder
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle