17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUKIYET 2 Msan 1950 Şehir Pazar mahallinde =haberleri köylülerle hasbihal « C U M H U R t Y ET» in BÜYÜK RÖPORTAJI: 1 H S O H B E T L E R [HEM C NALINA | M1HINA ] Bastarafı 1 inci sahifede zak elli kadar köyden beş altt bln köylünün topland:ğı bir pazar yeri. Vaktin henüz erken olmasma rağmen kalabahğın çokluğu işittiklerimin doğruluğunu ispat ediyor. Uzak köylertlen gelenleri otobüslerle trenler taşımaktadir. Oraları iyi büen arkadaşımla paZEr mahallinin eösterişlice bir kahveslne gittik. Kahveh=n*nin içi de, dış çevrerindeki saçak altlan da rrnsa masa, öbek öbek köylülerle dolu. Biraz uzaktski blr kümenin Hnde bir delikanlı diKsatimi çekti. Yirmi beş yaşlarında, ftmpatik, temiz yüzlü, sırtındaki cepkeni yepyeni. Arkadaşımı görünce yageldi. Birbirimize takdim edildik: Adı Mehmed Emin Koyuncu. S=ğhk istasyonu taraflarmda 700 hsktarhk bir çiftliği varmış. Asıl isi koyunculuk yapmak. Arkadasım: «Gencliğine bakma, her şeyi kendi cehdile kaz&ndı» diyor. «Hangi partidensin?» diye sorduğum zaman: «Ben askerim, bir kaza geçirdiğim için bir yıllık hava değişimi verdiler, askerler siyasete kanşmaz, simdi tarafsızrm» dedi. Bizim Koyuncu belli ki askerlik çerefiıd her şeyin üstünde gören bir şuura sahib. «Şimdiye kadar yapüan işlerden en çok memnın olduğtın nedir?» diye sorduğum zaman, «hepimizi en çok sevindiren şu uçsus bucaksız bataklıklann kurtuluşudur> dedi ve bütün bir gönül ferahlığı ile anlatıyor: tBu yerler blıe eskiden sadece sıtma veriyordu. Şimdi dönüm başına iki yüz kilodan fazla pamuk veriyor. Beş parm etmiyen topraklann dönümü üç yüz liraya yükseldi.> Ama ve lâkin...» durakladı. Belli hoş» gitmiyecek bir ?ey söyliyecekti. «Çekinrae, dedim, ben de senin gibi tarafsızım. Ne partilerdenim, ne devlettenim, kendi başım> sirleri dinlemek için dolaşıyorum.» Arkadaşım da hakkımda leminat verinoe derdini açıkladı". « Bütün bu topraklar kazanıldı ama, dedi, kazananlar goçmenler oldu. Halbuki bizler imürlerimizce bu bataklıklann sineğini çekmiştik. Topraktan istifade hakkı sineği çekenin mi olraalıydı, yoksa buraya yeni gelenin mi?» Balıkhanede dün bir tören yapıldı PROFESYONEL Ben yazıcıyım. Akşam üstü boş valıtım olursa briç de oynarım. Ama bana briççi Atay demezler. Briç oyununu meslek edinen ve onun türlü kazançları ile yaşıyan kimseler de var. Yazıcıhktan daha mı aşağıda daha mı yukarıda bılmezsem de meslekler hiyerarşisinde kâğıd oyunculannın kalem sanatçılarmdan büsbütün ay rı bir yerleri olduğuna şüphe yoktur. Isveç Kralı bir amatör tenisçidir. Merak edip de profesyonel bir tenisçi ile oynadığı zaman, saçını traş eden berber veya esvabını diken terzi gib!, onun da ücretini verir. Meslekler hiyerarşisinde berber veya terziden daha mı üstün daha mı aşağıraktır, hüküm veremezseniz bile, bir profesyonel İsveç Kralından daha iyi tenis oynadığı için İngiltere Krallığı tahtına geçirilemiyeceğini düşünmeğe bile lüzum görmezsiniz. Geçen gün bazı genclerle buluştum. Futbolda gol primi alanlarla fisebilüllah kaleye top sokanlar arasında bir fark gözetilmediğin den, amatörlüğftn ve profesyonelliğin bütün sporlarda birbirine karıştığmdan şikâyet ettiler. « Bir yazı yazsanız da derdimize çare bulsanız...» dediler. Sözümü yerine getirmek için bu satırları karahyorum. Felek Bur han'ın işine daha fazla burnumu sokamam. Geçenlerde bir edebî şaka yapmak istedim, küplere bindi. îdman bahsinde seyirciler sırasından ayrıldığımı görürse, testilere ineceğini zannetmem. Pazar günleri kendisi ile pek yakından sütun komşuluğu ettiğimizden, genclerin emanetini kapı aralığından içeri bırakıyorum. Acaba amatörlük. profesyonellik yalnız idman işlerimizi mi ılgilendiren bir şeydir? Erzincan milletvekili Sâbit Sağıroğlu dostuma bir köylü gelir. Dileğini sunmadan önce köyünde Cumhur yet Halk Partisi Başkanı olduğunu söyler. Bay Sağıroğlu, « Pekiy Demokrat başkanı kimdir?» diye sorunca, misafır hiç tınmadan: « O da ben der. Nasıl yirmi beş yıldanberi Parti başkanı aynı zamanda Hava Kurumu başkanı, Çocuk Esirgeme Kurumu başkanı, Kızılay başkanı, vatandaşlarımızı Cumul zevkine alıştırır mısmız? Ve bdylece profesyonel başkan tipı üretir m siniz? Yann köye Millet Partisinden biri de uğrasa, onun mührü de aynı vatandaşın kesesine girecek. Sandık peşrevinde ise ne çıkarsa bahtınıza! Yazık ki bu bir fıkra bile olamıyor. Muhalif muvafık gazeteleri okuyorsunuz, şahıs şahıs veya takım takım parti değ.ştirenler veya iki parti arasında saat rakkaslığı edenler, bizde bu köylüye gülecek, veya bu köylü üstünde uzun boylu düşünülecek hal bırakmı?lar mıdır? Ankara sokaklarında sık sık rastlanan konuşmalardan biri: « Yeni seçimlere girmek niyetınde m'siniz?», c İki partiden de tek'.if var ama, henüz bir karar vermedim.» Daha doğrusu bu zatın iki partiden birinden bir teklif beklemekte olduğudur. C.H. P. den gelirse, canım efendim bu Tarsus vapurundaki tadiller zun zamandan1>eri İlfnj e Dok ve Fabrikasında makinesindeki ârıza tanıir edilen ve kanıara tertibatuıds bazı büyük tadiller yapılan Tarsus vapuru, dün gazetecilere gösterild;. Gemi tstinyeden kalkarak AHa açıklanna kadar gritti. Oradan d<inerek Kabataş önünde demirledi. Bu vesileden istifade ederek üç saat nıüddetle bu güzel gerciyi iyice tetkik ettim. E«kidcn Amerikan Export Line kumpanyasının yolcu vaourlanndan tiiri olan Tarsus, deniz ticaret filemuzun en büyük yolcu yük Eemisidir. Amerikada tamir edildiği sırada pn ziyade birinci mevki kamaralarına ehemmiyet verilerek ikinci ve iicüncü mevkileri ihmal edilmis. olan Tarsus, şimdi, eskisi gibi 186 'birinci mevkî yolcusundan başka 66 ikinci mevki ve 210 üçüncü me\ki yolcıısu taşıyabilccek bir hale konulmuştur. Üçüncü mevkide eskiden hiç de iyi olmıyan şartlar altında 198 kişilik yaiak varken şimdi geminin bir amban üçüncü mevki yolcııları için 150 yaiaklı bir koSuş haline konularak üçüncü mevki volcularına 210 rahat yatakla bir yemekhane temin edilmiş, bu âuretle bu medcniyet asrına yaraşmaz, zahmetli güverte yolculuğu ortadan kaldırılruıştır. ••«••»•••••• Yazan: •••••••••••••.w«. Balıkçılar Balıkhanenin Belediyeye devredilmesinden memnun olduklannı belirttiler den. Çıftçilik yapıyor. Yanında altmışlık gibi gerünen arkadaşile '<onuşmnğa başlıyorum. Yaşı elli beş. Adı Ömer Veli?. Mevzuu partilere naklediyoruz. Kendisi Demok.at Parüden. Ama öyle körü körüne partici değil: <Bize lş görecek adam lâztm, dedi, elime verilen listede bir şeye yaramıyacak adar.ıa rastlarsam onu siler, yerine güvendiğimi yazarun> dedi. Etrafımdakilere partilerin vaziyetini sordum: Hepsi bir ağızdan anlatıyorlardı. Karderlerin biri Demokrat, diğeri Halkrı. Ama gene can ciğer kardeş. Hattâ kan koca arasında da bu hal göruluyormuş. Hele bu son nokta dikkatimi çektigi için tisimleri ve soy adiarile misal verir mİ5İniz?» dedim. Güldüler: «Aman beyim, fcunu hem sormayın, hem bU söylesek yazmaym, karısını kendi partisine geçiremediğinden kılıbık diye adamcağıa sonra herkes alaya ahr!> İki gün sonra Tireden Ödemişe trenle giderken kompartrmanda Ödemij Halkevi reUi Kaya Bengusoym rasladım. Ağabeyisi Galatasaray lisesiaden talebemmiş. Hukuku bitirip avukatlığa yeni başhyan bir gnnc. Kompartımanda dört köylü daha var. Alâkalaruu çekecek Zeybek hikfiyeleri anlatarak çabucak kaynaftık. Partiler arasmdaki doatluk veys düşmanlık cihetini inceleyip duruyorum. Tren Dfrebaşı köyil istasyonunda durunca hepsi birden yanyana iki evi gösterdiler. Köyün en ileri gelen iki kardefe aid iki ev. İki kardeşin biri Demokrat, öteki Halkçıymı?. Ödemi;..» Adagide köyünden Bekir Çevik önce köylerinin ehemmiyetini anlattı. Beş bin nüruslü köyün elektriği, belediyesi, postanesi, ç«hir suyu var. •B'7im köy hep Halkçı, dedi, Demckratiar ancak 50 kadar.> Aynı köyden Mustafa Özel: «Evvelce Demokratlar biraz daha fazla idi. dedi. yüz kadardılar, yarısı istifa etti > 250O nüfuslu Adagüme köyünden olan diğer arkadaşları da kendi köylerinde Demokratlar.n 2p kadar olduklarmı söyledi. Bizim Kaya Bengusu: tEvet köylerde bizim Halk Partisi ku\rvetli, fakat Ödemiş merkezinde yan yaınya pibiyiz> dedi. Kendilerine dedim ki: «Bunun ehemmiyeti yok, jurada biri fazla, ötede biri eksik olur. Mesele aralarında düşmanlık var mı yok mu bundadır.» Kaya dedi ki «Odemişte eczacı Necdet Incekara Demokrat Partinin idare heyeündendir. Halbuki babası Halk ParUsinden.» Kompartımanda benim karşıma raslayıp o zamana kadar hiç ses çıkarmıyan zat kendini tanıttı: «B«nim adım Said Sağlam. Ben Halkçıy.m. Oğlum Mustafa SaSlam DemokTatların gazetesi olan İlk Kurşun'u çıkarır. Baba oğul aramızda tatlı tatlı münakaşa edîriz.> Balık satışmdan alınmakta o~ lan saydiye resminin kaldırılması ve İstanbul Balıkhanesinin Be lediyeye devri münasebetile dün sabah 9.30 da Balıkhanede bir tören yapılmıştır. Vali ve Belediye Başkanı Dr. Fahreddin Kerim Gökay, Beledıye Reis Muavini Suad Kutat, Mezad Müdürü Necmeddin Arbatlı ile şehrimiz bahkçılarınm hazır bulunduğu bu törende söz alan Balıkçılar Cemiyeti Başkanı Yusuf Yarar, Balıkhanenin İstanbul Be lediyesine devri dolayısile balıkçıların bir sevinç günü yaşadıklarını, Belediyenin burasmı soğuk ha%'a deposu ve aslî satış yerlerile her bakımdan İstanbul Belediyesine yakışacak şekilde tanzim ve idare edeceğinden ?min olduklannı belirtmiş ve Balıkhanede müzayede usulünün devammı istemiştir. Müteakıben Vali ve Belediye Başkanı bir konuşma yapmıştır. Vali, bu konuşmasında Belediyenin balıkçılara her türlü yardımı yapacağını, fakat halka dai ma ucuz ve temız balık vermeleri gerektiğini anlatmıştır. Kuılhaç Dernckleri Birliği Genel Sekreteri Atinaya gitti Suriye, Lübnan ve ÜrdunU dolajüktan sonra rp^mlekeüm'.ze gelen Kızılh&ç Dernekleri Birliji Genel Setreteri B. De Rouge. dun uçakla Atlnay» baıeket etmijtir. Genel Sekreter, hareketinden evvel kendlsüe gorü;en blr ark&da;ımıza îunlırı sSylemlştir: « 61 Derneğm istirakile kurulan Birlljin 100 milyon azası vardır. Son »eyahatimde Arap mültecilerin laje ve ıskân lşıle meşgul oldunı. Turkıyenın de bu sahaya yaptıgı yardımı bizzat muşshede ettim. Yardımınız hakıkaten buyuk ve yerınde clınu^tur. Çaclır. :aşe malzemesı, ilâç gondenlrnest Arablar arasında ır.emnuımet uyandırmıştır. Memlekettnizde kaldıgıra muddet zar. fında Kuılay teşıslerini gezdirn. Aş ocaklarının bütun dünya mılletlerine model olacsğına lnar.ıyorum. Aldığım fılmleri de Garb devletlerine vereceğim Oyle zannedı.vorum kı dit«r devleüer de bu sıstemSen ist.fade edeceklerdir. Etimesğuttaki Kızılay depolarını da gordüm. Bunları. diyebılîrim kl. dun\ada er. iyi şekilde teçkılâtlanrnış depoardır. Kızılay gibi blr teşkıl&ta devlelm ve halkın gosteraığı yakmhk ve »lâka. yer.ndedir » B. De. Rouge, Yunanistanda, çetecilerin zulumlerine nıaruz kaimıç çccukli n riu.umu ile alâk.dar olfcaktır. Falih Rtfkı Atay Demokratlara memleketi nasıl güvenebilirsiniz, daha iktidara geçmeden birbirine karıştılar, ya geçerlerse ne yapacaklar? Eğer D.P. den gelirse, yetmez mi yirmi beş yıldır çektiklerim z? İktidarın tapusunu mu verdik bun lara? Eğer Millet Partisine kalmışsa, sahte muhalefet istemiyoruz, yapmacıktan, tâvizden, muvazaadan bıktık... Her nutkun arkasını dilediğiniz kadar besliyebilirsiniz. B:r de kim. olduğunu soruyorsunuz, düne kadar valilik ettiğini anhyorsunuz, köylü fıkrasının tuhaflığı boğazınıza takılıp, gülecak yerde yutkunuyorsunuz. Her istifa karşı kaleye bir gol, ve arkasından adaylık primi... Parantezli veya parantezsiz, hele listenizde yerini gösterinız. Çünkü, efendim, yüksekten amatörlük taslayışına bakmayınız. Politikayı meslek edinmiştir. Yeniden bütün meselelerini bu mes I, F E \ E R Yarmki F E N E R ' de haftanın spor hâdiselerini en salâhiy€tli kalemlerden bol resimlerile görünüz, okuyunuz. 8 renkli sahife 15 kuruş. TURK TARIHI lekte arıyacaktır. Fikir mi? Evet ama, hangisi verırse o... İkinci meclisi istersem mi beni milletvekili seçer, sonra basamak basamak yukarıya çıkarırsımz, yoksa tek meclism millî hâkimiyeti en iyi sağlıyabilecek sistem olduğunu söylersem mi? Kanaatimin ne olduğunu soruyorsunuz. O bir amatör işidir. Yenmeğe, yenilmeğe bakmaz, seçılmeğe seçilmemeğe, listede parantezli, parantezsiz yer almağa aldırmaz. Çünkü o politikadan geçinmez veya fcağrma bin taş basarak sesini güçlükle kısabildiği ihtiraslarını politika ile doyurrnaz. Ben İsveç Kralı değilim, tenisçiyim. Bu türlü politikada ahlâk da, fazilet de profesyonelcedir. Daıma başkasının ahlâk ve faz'let kusurlarını ballandıra ballandıra satmaktan geçinirim. Sözüme yazıma bakarsınız: Ah şu adamın dediği olsa, memleket kanadh melekler cennetine dönecek, sanırsınız. Öyle ise işim yolundadır. Artık fazilet düsturlarma vurmadan, Adalara son vapurun kaçta kalkacağını bile söylsmem. Adımın bulunduğu listeyi âdeta öpe seve sandık başlarını boylıyan amatörler, seçim günü artık onların seyrine doyum olmaz. Ne kadar temiz yüreklidırler. Gönülleri tozsuz bir ayna gibi pınl pırıl yanar. Türklüğün menşei: Müslüman!ıktan evvel ve sonra Türkler: Orta Asyada Maveraünnehir, İran. Kafkaslar, Anadolu; Rumeîi;.Balkanlar; Şimalî Afrika; Arabistan; Akdeniz; Karadeniz, Hind Okyanusundan orta Avrupaya kadar Viyana kapılarında Türkler. Türkün ceddialâsı, Hiyunnulardan Oğuz Han; Hunlar Karahaniler, Gazneviler, Selçuk Sultanları, Osmanlı İmparatorluğu; Birinci Dünya Harbinde İttihadcıların siyaseti, harbe nasıl girdik, İmparatorluğun inkirazı, enkazda bir nur, Türkte millî aşk ve coşkun hamiyet; İstiklâl Harbi, Türk inkılâbı; Türkiye Cumhuviyeti: İkinci Dünya Harbinde Cumhur Türklerin siyaseti: Yazan Ali Kadri Anıt. • F. 250 Kr. Satış yeri: İnkılâp Kitabevi ve umum kitabcılarda • Mehmed Emin Koyuncu, yalnız sempatik değil, zeki de İyi konuşuyor. Son sııali ile Karş:sındakini haptettiğine emin bir tavır aldı. Eereket arksdasım sayesinde evvel dcn bu mevzuia epcyco aydınlanmıçtım: «İyi ama Kcyuneu, dedim, senin 700 hektarhk toprüğın var. Devlet, vatanırmra gelen bu zavaih göçmenîere böyle batakhktan bazanılmıç toprağı vermesin de top rak sahiblerinin elinden alıp da mı versin?» En yakın masadakiler de sohbete karşarak içlerinden biri: •Beyim onun da hakkı var .senin de, dedi; o batsklıklarm kurutulmasile ne«illcr 5itmadan kurtuldu. Bundni nimet olur mu? Sonra bu göcmenler yerlüeri ortak alıyorHr. Bu suretle kısmen bizim de istifad?miz oluyor. Bütün biz rencberlerin asıl memnunluğumuz bankalardan istediğimiz gibi yardım görmemizdir. Allah razı olsun bu yüzden her güçlüğü kolayl'kla yeniyoruz.» Kırkhk gibi görünen bu babacan Bu milletteki asil gövdenin ne adirmn yaşmı sordum. EHilikmiş. sıhhatli bir olgunluğu olduğunu iyi Adı Cemal Girgin. Çaybaşı kö< ünbilmeliyiz. Allah bana çok y*kın dostlar vermiş. Çok şükür bu yandan yoksul değUim; ama verdiği dostların çoğu saç sakal kabilinden şeyler. Bir işe yaramaz, çekidüzen vermeğe muhtac kimseler, Dün gazetedeki odamm kapısı vuruldu. Ressam Muazzez: Müsaade var mı?. diye iç«ri givdi. PıeEsam Muazzezi tanırsmız. Fa 4 NİSAN SALI GÜNÜ AKŞAMI Pangaltı İ \ C İ Sinemasında Mt ZEYYEN SENAB IŞIL HAMIYEJ YÜCESES ŞERİF İÇU HAKKI DERMAN NOBAB ALEKO ve ARKADAŞLABI KONYA HALK OYUNLARI TRUPU ve BAĞLAMA ÜSTADI ŞEMSİ Senenin en güzel programı. Biletler sinema gişeslnde satllmaktadır Beyaz ekmek salı günü satışa çıkarılacak '84 S6 rarciınîanh beyaz ekmeğin çe r s'.e bugvaı de d e v m ed'lm:;t'.r. Dun de yazdığımız g bi b«yaz ekmek salı gununden ıtibaren satıja çıkanlacaktır. Yeni çeşni 675. 705, 500 gramlar uzerinden tutuUnakuıdır. Bunlardan en elverijıisi k»bul edilecektir. P CLARK GABLE CHARLES LAUGHTON gibi 2 büyük artistin yaratbkları * i lı İ Cemaziyelâhır 14 Pazar 1 DENIZ EJDERI macera filml. İ S 1 M V. 1 542 12.18 15.53 18 35 20.08 3.59 E. J11.08 5 44 9.19 12 00 1.33 9 25 İPEK Sinemasında muvaffakıyetle devam ediyor. Fakat gemide yapılan en mühim tadil. ikinci nıevkün ihdasıdır. Amerikada yapılan tadilde hiç ikinci mevki kamarası yokken şimdi f 6 > yataklı 17 ikinci mevki kaınarasile 50 kişilik yenıek salonu, Ameriküa barı, duş ve tuvalet yerleri ilâve Demokrasi de, spor gibi, ama edilmiştir. tör görünüşlü ve gösterişli proBütün bu tadiller, İstinye fabrifesyonellerden, çeker. Düpedüz kasının Türk mühenriisleri ve İ5profesyonele bir aylık, bir yer, çileri tarafından yapılmıştır. İkinci bir iş verirsiniz. Partiniz hesabı mevki yemek salonunda, baıında, na ödendiği kadar çalışıp du kamaralannda, tuvaletlerinde ve rur. Amatörler, idealist rollerini duşlannda kullanılan malzemenin oynarlar. Beğenirsiniz, kızarsı en az yüzde 95 i yerlidir ve bunlanız, düşürürsünüz veya kaldırır rın çoju fabrikada işlenerek, rysınız, fakat onları bilirsiniz. İçin naları gibi bazı eşyası da şehriden pazarlıklı dediğimiz üçüncü mizdeki hususi tcşcbbü» muessesesınıftır ki büyük hayal çöküşleri lerine ısmarlanarak yerlerine koarasında demokrasiyi de itibar nuimuştur. sızlığa düşürür. Daha fenası Bu münasebetle tstinye Fabrikakimsenin kimseye inanmıyacağı, ları Müdürü Celâl Göıenle Başmükimsenin k:mse arkasından veya hcndisi vüksek makine mühcndisi önünden gitmiyeceği, o derin ve Şekib Özgüneri, geminin süvarisi onulmaz ilgisizlik ve güvensizlik Said Özege kaptanı ve İstinye fabduygusuna sıra gelir. rikalannda çalıçpn mühendislerf, Acaba demokrasinin ancak sağ teknisyen ustahasıİHrı, ustalan ve lam kuruluşlu siyasî partilere işçileri tebrik ederim. Hepsi clele dayanabileceği, bir part: kuru vererek başarı ile çalışmışlar; tsluşunda temel disiplinin düşünüş tinye fabrikasının ve Devlet Denizve inanış olduğunu anlıyab lecek yolları İdaresinin yüzünü ağartmiyiz? Hırs vardır, menfaat var mışlardır. Kamara nıemuru Adnan dır, kıskançlık vardır, kin var Çinilinin idare ettiği servisin de dır, bunlar, bütün insanlar gibi, mükemmel olduğunu bütün gazetepolitikacılarm da kurtulamadığı ci arkadaşlar takdirle görmüşlerdir. ve kurtulamıyacağı zaaflardır. Tarsus gibi büyük bir gemiyi Ama, bir vatandaşın hususî ha içeride ve Amerikadaki türlü güçyatı gibi, topluluk hayatına da lükleri yenerek satın almağa muyalnız bu zaaflar hâkim olduğu vaffak olmak suretile ticaret filovakit, ferd neye dönerse cemiyet nıuza katılmasını temin eden Fuad de ona döner. Zincirkıran heyetini de bir defa tnandığımız fikirlere bağlan daha hayırla >âdetmekten keııdhni mahyız. Onları gerçekleştirme alamıyormn. ğe çahşmalıyız. Onlarla düşTarsusta yapılan muvaffakıyetli meli, onlarla kalkmalıyız. Hür tadiller, benim ytllardanberi ileri riyet rejimlerinde sabrın ve müh sUrdüğüm «Biz gemi yapabiliıİ7» letin, dava kazanmakta büyük tezinin itiraz kabul etmez bir dclibir âmil olduğunu unutmamaiı lini te^kil etmektedir. Gemi yaoayız. Bir seçim, nihayet bir se bileceğimizden hâlâ şüphe edenleçimden ibarettir. Bazan bu, bir re gidip Tarsusu gezmelerini ve yemilletin tarihinde, bir satırm ya ni yapılan yerleri eski resimlerile rısı bile dejildir. Maddî bir çok mukayese etmelerini tavsiye edekatlanışlara değse bile, manevî büyük fedakârhğa, hele insamn kendi kendini inkâr edercesine fedakârlığına değmez. tih Sultan Mehmed yok canım o kadar da değil galiba Sultan Mah mud devrindendir. Haddehaneden çarkçı olarsk çıknuş, Akademiyi res sam olarak bitirraiî, ortaoyunundan, sahne dekoruna kadar tiyatro babında yapmadığı kalmamıştır. Merhaba! (dedikten sonra) sana bir şey soracağım. Allahaîkına ciddî cevab ver! ; Seninle d d d ! konufmak güçtür ama gayret ederim. • Yok, yok. Bu seferki çok d d 1 dî.. benim adun ne? P Aman kardeşim.. eğer ciddî •i| laf bu ise ya bunun şakası ne ola^ cak? t Vallahî ciddt soruyonım. Ei fendim ismimi unutuyorum. Geçen • gün kütük seçimine mi, sürtük ge| cimine mi bir yere adımı yazmağa | geldiler.. adamcağız doğru dürüst ismüni tordu. Gelnıez kâfir «klıma. Biraz oyaladım.. âah! haürlamıyorura. Adama: Birader, beni ju k«rşıki bakkal tanır. Adımı ona ıorl dedim. Hemen kapıyı yüzüae kapadım.. eğer kütükte seçimim çıkmazsa kimsede kabahat yok! İgte bugünkü gibi ismimi unuttuno efendim. Gelmiyor akiuna. Büyük babamm geliyor da.. benimki gelmiyor. Onun i;in söyle Allahaşkına adim neydi? Ayol beni de şaşırttın! Neydi senin adın? Hah! Gördün mü? Demek ki benimkisi ihtiyarlıktan değil. Bu bir hastahk! Sende de var. Aman Muazzez, sen beni de deli edeceksin! Hah! Allah raa olsun. Cümlej ye geçmiş olsun. Ver şu kaleınıni de bir yere yazayım. Unutuyoruro canım.. diye bir kâğıd parçasına ismini yazdı, bir müddet <*lindc tuttu. Sonra farkmda olmadan burujturdu yere atU. Ben aldırış ttmedim. İsmini hatırlasa ne olacak, hatırlamasa ne olacak? Şuradan buradan konuşurken gene bu çeşid ahpablarımızdan Fayrab Ali namile maruf bir âvare çıkageldi. Bu Fayrab Alinin yapmadığı i} yoktur. Ecnebi vapurlarda ateşçılik ettiğini anlatırken kendisine: Ali Fayrab Ali! derlermiş.. Adı Fayrab Ali kaldı. Türbedarlıktan gardiyanlığa, kalpazanlıktan veznedarlığa. mezarcılıktan kaçakçılığa kadar hersey yapmif. Bir kaç defa mahkurn, bir çok defa mahbus olmu;.. yani cıalın gözü bir çocuktur.. lâkin pek tatlı şeydu kâfir. Ona bu halini anlatınca: Kardeşim! cYemezler içmezler, onlarda dişüik erkeklik yoktur. denilen mahluklar meleklerdir. Ben melek değilim, eşek de değilim.. onun için... Sen de sigara içmezsin ki... diyerek tatlı bağlar. İçeri girdi Muazzeze takdim ettim.. Ali, Muazzez Bey adını unutuyor. Biri sen iyi ezberle! diyince, Ah ju hastalık, benim alacakhlara suayet etse de benim adımı unutsalar çok rahat edeceğim.. Dedikten tonra Ukordıya bajladı: Senin kulağın deliktir.. sahlden 6 nuanda kıyamet kopuyor mu? Senda mi bu aptaUıga kandmT G«ç onu ya! Aptallık falan değil kuzum. Frenkçe kitıblar yacıyor. Ben okudum. Milâddan evV«l de blr kere kıyamet kopmus, bir kere de bin beı yuz sene evvel kopmus.. fündi de hesab. trr'flTTi,, Ben böyle budalaca sözlere inanmam kuzum.. Ben inanırım.. Sen inanırstn inan! Ben kulak asmam Yok ama fikrinl iöylemeliydin? Ne olacak töylersem. Eğer kıyamet kopacaksa... bumeliyim. \İS\M\ Neden? NamusLuzluk edeceğim de... Kıyamete yakın namussuzluk mu edilir? Hayır, kıyamet kopar da. künse* aleyhimde söyleyemez.. Deli misin avol! Senin yepacağın iş kaldı mı? Değil mi? Benimkisi de divanelik... Bırak şakayı.. c'ur.un parlak değil.. bey neydi adı?. Muazzez atıldı.. Dur kâeıda yazdım.. r.ereye koydum o kâğıdı... Bıına sor kardeşim.' Ben hatırlıyamıycrum. Muazzez.. Hah! Muazzez.. efendim bizim peder meıhum da V.ıla bula bunu bulmuş. Ayol bunu kızlara korlar.. ama artık pazpıhk edscek halimiz yok.. Muazzez kardeşim, Muazzez. Muazzez Bey yabancı değil ya!. Muazzez karıştı: Eğer gizli bir çey söyleyeceksen, hiç çekinme birader. Hak adımı bile unutuyorum. Hemen Aîlah saklasın adresimi unutmıvayım. Yoksa sokak ortasında kalırım vallahi.. Canım bir kâğıd yaz, cebine BR İ İ Felek dırmış.. karışık irmi fail. Bsn de inad ettim, onun için. Peki ama.. bu yirmi lira.. Aman kard"'m, v«rcrcksen ver, yoksa ben gidiyeıum, insaniyet namma ricada bulundıık. Polis kapının önünde. Ezivst etm'îspn» ya! Sana da arkadaş diye söz soyledik.. Sinirlenme! Vermiyer»5im demedim.. dur bakayım.. al! Ilnydi geçmiş olsun. Teşekkür ederim. Bir haftay» kadar bizimki sana parayı gettrir. Allaha ısmarladık. Sen şimdi nereye? Hapıs~r' r.. o o'acak? Haydi hoşça kal.. (Muazzeze) mrm nun oldum beyefendi. İr.şallah görüşürüz. ş Hapisanede mi? Yok efendim. E;n orada üç aydan fazla kalmam. Şu herifi ıarara sokayım da .. Doğrusu iyi fikir.. Polis zaten içeri girmiştl Beraberce gittiler.. İşte bizim arkadaslar bu çeşid. değil mi efendim? Muazzez biraz daha kaldıktan sonra veda edip gitti. Ben v?7mı îrr kere daha gözden geçireyim dedim. Mümkün mü? Telefon: Alo! Buyrun! Burhan Felek "3eyi istiyorum.. Siz misiniz beyefendi? Evet efendim, Beyefendi, koydunuz mu şeyinizi?. Anlamadım.. Adaylığınızı? Kjminle muserref jiuypıumîı Yazan Burhan dını üstüne yaz.. Fayrab Ali lafa karıştı.. Kuzum Felek! Uzun görüşmiyeceğim. Benim vaktim dar. Çünkü durum biraz kritiktir. Azıcık yanıma gelsene! Dedikten sonra: Bana yirmi lira kadar para verebilirsen çok m°rr.nun o!u:ıım. Alicim. Sen bilirsin. Par prensip ben borc para vermem. Çünkü; sen âvare çocuksun. Şimdi bunu ahnca haydi Rejans.. Öyle değil! Aşağıda polis bekliyor. Ne polisi?. Benim bcrcdan mahkumivetim var. Haksız para. Vermiyaceğim. Hapse gireceğim. Gene vermiyeceğim. Anladın mı? Şimdi borc için adam hapsediyorlar mı? Ediyorlar, ediyorlar. P.Mis Eşağıda.. tevkifhaneye gidiyordvk. Ben biraz arkadaşıma uğrayım dedim. Meteliğim yok! Bizim hatıın herhalde bana para getirecek. Eir işim vardı. Bir haftaya kadar param gelecek.. rica ederim™ İyi ama.., Derken kapı vuruldu. Bir ıesmi polis: Bayım! Çok kaldık, benim işim var. Sonra mesul olunım. Peki kardeşim. Buyurun. Bir cipkika.. bitti.. bir dakika daha... Muazzez lafa karıştı.. Felek! Sen bir telefon etsen bırakmazlar mı? Deli misin ayol. Hiç resmî iş telefonla.. iyi ama bu ne borcu' Sonra anlatırım.. bir Bmokin dalaveresi.. bana emanet cr.aktıydı.. sonra birisi geldi aldı. Ne bileyim ben. Meğer herif bizi dolan Î at! Öyle bir hal olursa «cebimde kâğıd var. Hüviyetim orada yazılı» dersin! Aman Burhaaan, deli gibi konuşuyorsun! Ayol ben cebimde kâgıd olduğunu hatırlasam adımı unutmam. Kuzum sana olmuş olacak. Sen koluoa bir pazband. bağlai A^ Ben davacı sıfatile, siz de kefil o Bunlardan hangisi?. diye sorlarak müdahale ederseniz' çocuğu dular.. çıkarınz. Hayır. bunîar değil!.. dediro. Nasıl jey o, hukuku umumlye Birisi başladı: davası?. Vallahi müdür bey.. ben lınk Ama şahs! şikâyet ftzerine ol sız yere ceza yedim.. anam sıvraduğundan.. giderken beni gördü. dım olsun ki papelleri... İçim aadı. Eğer zahmet olmazsa.. Lafını bitirmeden dışan aidılar... çünkü bir benim müracaatim kâfi Müdür getirenlerden birine: değilmiş.. savcılıktan öğrendim.. İyi baksınlar.. bunlar değil Peki ama biraz geç kalmadık miş... mı? Gıyabî bir dostunuz. Yok. Altıya kadar muamele Henüz koymadım şeyimi! yapıyorlar. Hıhı.. mersi.. beyefendi. Bu* Gidelün öyle ise.. rası Radikal parti enformasycn bürosu.. Kalktık. Bizim orad?n Ruitanah( Öyle mi efendim? (Çat!) ka med hapisanesine pittik. Kanıdski padık.. gardiyana hüviyetimi söyledim. Tekrar işe başlsdık.. kapı vurul Koltukçu Rahmi Ef°ndi ile içeri girdik,. ben merdrvenclen yukan du.. içeriye şişmanca biri girdi. müdiriyete çıkarken Rahmi de: Burhan Felek Bey? Ben haber vereyim de.. AJlyi Benim efenüim. Sizinl* biraz hususî göröjece bulsunlar dedi., On dakika sonra sergardiyaa gelğim. Müsaade eder misiniz? Çıktım, yukan.. müdür bey gît Buyurun.. kiminle ınüşerrel misti. Hademe beni bir odaya aldı. di. . Bize bugün on iki kişi geldi. oluyorum. Oğlum, bir mevkuf v;,r Ali Rahmi.. koltukçu ve elbise Bey isminde de onu göreceğiz.. lâ Birisi kadm.. on bir.. dört tane Ali kiracısı.. kin muamele nasıl yapacağız? Mü var. Onları da gönderdim. Bsşka yok. Evet. dür bey de yok. Ali Bey sizin arkadaşınızmış. Hastanede falan?. Şimdi gelecek beyim. Kofuş Evet. Simdi buradaydı. Yok efendim. Hepsi bu. lan dolaşıyor. Biliyorum bayım. Tevkifhane Dün gelmig.. Bekledilc bef, on, on be?, yirmi, ye gitti. yirmi bes... Allahım bu bpklemek Ben müdahale ettim: Bu dereceve kadar ileri giune ne bell şeydir, ama çaresiz.. bı Dün olamaz. Bugün görüşiüm. niz doğru mu? rakıp gidemem de.. demek ki Aliyi Bir resmî polisle saat üç buçuk, Bayım! Smokini aldı. Üo dcrt bulamadı. Yahud buldu da bizim dörde doğru geldi.. defa giydi. Para istemedik. Lâkin yanımıza kadar gelemedi veyahud, Yok efendim.. belki Üsködar satu.. parasını yedi. Dava ettim.. herifin gene kaür inadı tuttu.. ille emniyeti suiistimaldîn mahkum ol de hapiste kalacağım! diye tuttur cezaevine gitmiştir. Bizde yok.. Adam çıkü gitti.. ben müdürün du. Acıyorum çocuğa. Ama hljtket du.. tutturdu mu da, tutturur.. yanm saatten fazla bekl=dikten son yüzüne baktım.. müdür benim yüti yani. züme baktı.. tekrar zili çaldı. Ge Demek alacak maddefinden ra müdür bey geldi. Özür dileyıp lene: durumumuzu anlattık. Baksana kaleme! Geçen ayın Akrabanız mıdır? Hayır arkadaşım. efendim. mevcud listesini hazırlamışlar mı? Bu insanlar tuhaftır. Bir küçük Bugün ayın biri.. meseleden adliyeye düsmüşler. Der demez benim zihnimde bir Mahkum olmus. Şiindi davacı gel şimşek çaktı. di, ben de kefalet edeceğim de.. bilMüdüre sordum.. miyorum bir muamele yapılırsa bu Beyefendi affedersiniz.. bu« radan çıkman kabil oluyormuş. gün ayın biri miydi? İsmi ne beyefendi? E y et efendim. nisanın Liri.. Ali.. Öyle ise bana müsaade.. Soyadı?. Bir kere daha aratahm mı? Vallahi soyadını bilmem. Budeğil. Yok yok! Ben yanlış nnlamıf Değil ya!. Şimdi alacak med gün geldi.. olacağım. Herhalde buraya eelm»» Çın^ırağı çaldı.. gelen adama: desinden adamı hapssderleı mi? Git sergardiyana' Bugün Ali mişür. Ne devirdeyiz bayım? Yaa, bana böyle söylemedL isminde biri gelmiş. Buraya gönDedim çıktım.. ve arkama bak« madan doğru gaze:eye. Yazımı bi Sıkılmıştır. Lâkuı eğer tız k« dersüı.. On dakika sonra dört kişi geldi.. tirdim.. telefon çalc"! durdu. cevab fü olursanız belki bir jey yaparız. ama biribirinden baskm. .yanların vermedim. Ama içerledim dogi'usu. Ne gibi? AJacağı olsun. Hapisaaeye kadar gidelim. da iki de gardiyan..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle