25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHLKIYET 6 Mart 1950 HAPİSHANE HATIRALARI 12 Mussolinimn Sehir =haberleri İstanbul Hür Sendikalar Birliği Bu yeni teşekkülün tüzüğü dün müzakere ve kabul edildi İstanbuldaki İşçi Sendikaları Birliğinin C.H. Partisinin bir organı haline geldiğini ileri süren, yedi sendika, bir birlik kurmak üzere faaliyete geçmişlerdi. Sendika mensubları dün sabah saat 11 de Eyüb Mensucat işçileri lokalinde bir toplantı yaparak. hazırlanan yeni tüzüğün nıaddelerini müzakere etrnişlerdir. Başkanhğa Şeref Hivel seçiln.iş ve bir hitabede bulunmuş:ur. Şsref Hivel, geçen haftaki toplantı s:rasmda millî hisleri rencide edecek şekilde konuşan iki mümessilin, sendikalarından cıkanlma'.arı, ksi takdirde bu sendikaların Biriğe dahil edilmiyeceğini bir mektubla aid oldukları sendikalara bildirildiğini söylemiş ve bu yazıya cevab vermiyen Tütün İşçileri sendikasının Birliğin kurucuları arasına al:r.manıasını ileri sür.müş ve bu teklif oy birliği ile kabul edilmiştir. f IKTISADI BAHISLER İHEM NALINA MIHINA Askerî memurlar rdumuzda askerî memur adile anılan bir hesab ve muamele memuriarı sınıfı ve sayıları bine yaklaşan bu jmemurların terfi bakımından bir türlü halledilemiyen bir dilekleri vardır. Memleketimizde bütün sivil memur lar, isterlerse ilk okul mezunu olsun lar, üç yılda bir terfi hakkını haiz oldukları halde, ordudaki hesab ve muamele memurları, dört yılda bir terfi ederler. İşin garib tarafı şudur ki orduda askerî memur yerina kullanılan ve bir kısmı ilk okul mezunu olan bazı sivillerle, zabıt kütibleri de aynı suretle üç yıda bir terfi ettikleri halde, hesab ve muamele memurları askerî veya sivil liselerden mezun ve yedek subayIık yapmış oldukları halde, gene dört yılda bir terfi ediyorlar. Fazla olarak hesab ve muamele memurları kendi branşlarında bilgi sahibi olmak için bir yıl daha mektebde okudukları gibi, muhtelif kurslardan da geçmişlerdir. Sonra onlar, orduda tam subay muamelesi değil, yarun subay muamelesi görmektedirler ve bu, rütbe alâmetlerinin beyaz olmasile de sabittir. Hesab ve nıuamele memurları, eğer subay telâkki ediliyorlarsa subaylara tanınan bütün hakların onlara da tanınması yerinde olur; eğer subay sayılmıyorlarsa o zaman da tamamile sivil memur muamelesi görmeleri icab eder. Askerî memurlar kanununun tadil edilerek sivil memurlar gibi onların da dört sene yerine üç yılda bir terfi ettirilmeleri bir hak ve adalet, bir eşitlik icabıdır. Memur memurdur; askerî memur oimakla terfi müddetlcrinin bir sene uzatılması mı lâzım gelir? Hayatımda kimse bana dost olmadı Grandi'nin «mukaddes birlik» tasavvuru hakkındaki izahatını dinledikten sonra kendisine hulâsaten şunları söyledim: Bütün harblerde her memlekette iki cephe teşekkül eder: Harbi ısteyenlerle, harbi istemiyenler. 1914 1918 harbine «müdahale siyasetine taraftar olanların harbi» adı verilmişti. Bugünkü harbe de «Faşistlerin harbi» deniliyor. Binaenaleyh, birbirine zıd unsurlar arasında «mukaddes birlik» ler kurmak imkânsızdır Fransızların yaptığı teşebbüs bunu isbat etti. Hakikaten Fransada Clemenceau mukaddes birli ğin de üzerinde bir şahsiyetti. Grandi ile görüşmemiz samimî bir şekilde devam etti. Fakat bu adamın öbür safta bulunduğuna dair içimde kat'i bir his uyanmıştı. Evet, Grandi çoktan cephenin öbür tarafında bulunuyordu. 18 temmuz akjamı Scorza nutuk verdi. Ertesi gün Grandi Bolonyadan ona su telgrafı çekiyordu: «Nutkun harikulâdeydi. Renaissance'ın büyük adamları da böyle konuşmuşlardır..» Grandi'nin plânı Grandi ile ondan sonra bir kere daha konuştum. Tarihini simdi pek iyi hatırlayamıyorum, fakat 18 25 temmuz arasındaki haftanın ilk günlerindeydi. • Bu görüşmemizde Grandi bana çöyle dedi: « Scorza da beni sukutu hayale uğrattı.. Artık hoşuma gitmiyor..» Perşembe ve cuma günleri tekrar geldi ve Büyük Faşist Meclisini toplantıya çağırmaktan vazgeçmemi ısrarla istedi. Bu sırada «plân» çoktan hazırlanmış bulunuyordu. Grandi günlük emrinin son kısmile sarayı bir karar almağa mecbur etmek istiyordu. Saray ya kabul edecek, harbin mesuliyetini üzerine alacaktı, yahud da reddederek korkakhğmı göstermiş olacaktı. Bu müşkül meselede saray birinci şıkkı tercih etti. Bunun ne netice verdiğini de gördük; bu hususta fikir yürütecek değilim Büyük Faşist Meclisinde Grandi, günlük emrin pekâlâ gizli kalabileceğini söyledi. Fakat daha sabahtan bütün Roma haber almıştı ve mühim bir jeyin vuku bulmasını bekliyordu. Berlin Elçiliğine nanued Madem eskiden yanımda vo yakınımda bulunanlardan bahsediyorum, Bottai'den de bahsedebilirim. Bottai değerli bir asker, kuvvetli bir muharrirdir. Siyaset adamı olarak, hem vesveselidir; hem de cesurdur. Herhalde kanında bir karışıklık olsa gerek. Yüzü daha ziyade maskeyi andırır, gözleri de kaçamak bakar. Halk da kendisini pek sevmez. 21 nisanda Quirino Sarayında yapılan eski faşistler toplantısında ıslıkla karşılanmadi ise de ona benzer bir vaziyete düştü. «Mekteb plânı» nı tatbik ettiği Bakanhktan ayrıldığı zaman kapıyı arkasındaa kapayıp gitti (1) Bir ay sonraydı, bana geldi: « Hiç bir iş görmeden aylak bir halde yaşıyamıyorum.» dedi. «Bana bir vazife verin: Ya Millî Sigorta Birliğinde Bevione'un yerini, ya Iri'de Giordani'nin işini, yahud da muvakkat bir elçilik.» Kendisine şu cevabı verdim: « Bevione'un vazifesini sana veremeyiz, çünkü kendisine 15 hazirana kadar bu vazifede kalmak hakkı verilmiş bulunuyor, Sonra, senede 200 bin liret maaşla kendine iyi bir mevki temin ettin, diye de dedikodu olur. Eski Korporasyon Bakanı sıfatile Iri müessesesinde bir vazifs sana daha lâyıktır. Fakat Giordani'nin istifaya niyeti yok. Bence sana bir büyük elçilik vazifesi vermenin imkânı var mı, yok mu, en iyisi bunu bir araştıralım. Meselâ, Alfieri adamakılh yorulduktan sonra Berlin Büyük Elçiliği sana verilebilir.» Bu hususta mu'pbık kaldık. Bajka bir teklif Aradan iki ay geçti, Bottai tekrar geldi: « Başka bir hal çaresi buldum.» dedi. Sordum. İzah etti: « Meclis Başkanhğı. Mecl:s yakında sona eriyor. Bir müddet sonra yeniden başkanhk seçimi yapılacak..» « Ben de bunu diğerlerine tercih ederim.» dedim. «Elverir ki Grandi kabul etsin.» Aradan kısa bir müddet geçti. Bottai beni görmeğe tekrar geldi. Grandi'den mektub getirmişti. Grandi bu mektubunda kendisinin yerine Bottai'nin geçmesine memnun olacağmı bildiriyordu. Göring'ten tebrik Hayatımda kimse benim «dostum» olmadı. Ekseriya kendi kendime şöyİ3 düşünürüm: « Böyle oluşu acaba benim için iyi mi oldu, yoksa fena mı?» Bugün, «iyi oldu» kanaatindeyim. Zira, bir çok kişi bana acımak zahmetinden kurtulacak. * * * Milano askerî müzesinde Bruno'nun hatıraları hâlâ duruyor ve halka teşhir ediliyor mu acaba? * * * 25 temmuz sabahı Bastianini bana telefon etti, 60 ıncı yaş günüm münasebetile Göring'in Ital yaya gelmek istediğini haber verdi (2). « Çok iyi olur,» diye cevab verdim. Ayın 30 unda bana bir telgraf yolladı. Bir muhafız yüzbaşısının bana Ponza'ya getirdiği bu telgrafı, vesika olur diye, buraya aynen tercüme ediyorum: «Duce! Tebriklerimi şahsan sunmakniyetindeydim. Fakat va ziyet ve şerait buna imkân vermiyor. Onun için, yıldönümünüz dolayısile en derin hürmetlerimi bu telgrafla gönderiyorum. nSamimî bir dostluk ve kayıd* sız, şartsız bir sadakat duygularile mütehassis bulunduğum §u anda, şimdiye kadar bana karşı göstermiş olduğunuz dostane mu ameleden ve sonsuz dostluktan dolayı teşekkür etmek isterim. «Yıldönümünüz münasebetile eşim ve ben şahsî saadetini? hakkındaki en samimî tebriklerimizi sunar, zatıâlilerinin kuvvet ve şahsiyetinin istikbalde de bugünün müşkül şartlarına ve vahim hâdiselerine rağmen, Avrupa milletlerinin mücahidler; lehinde tecelli etmesini temennı ederiz. «Hakkımzdaki hürmetlerimin bir nişanesi olarak size Büyül; Frederich'in bir büstünü gönderiyorum. Sizi değişmez silâh arkadaşlığı, derin ve samimî hürmet, kayıdsız, şartsız sadakat hislerile selâmlarım. Büyük Alman Devleti Mareşalı Göring.» Bu telgraf, Göring'in İtalyanın dostu olduğuna dair olan kanaatimi daha fazla kuvvetlendirdi. Cevab vermem lâzımdı. Fakaf bu derece heyecanlı ve dostane bir telgrafa vereceğim cevabın pek tabii olarak alelâde kaçacağını düşünerek vazgeçtim. GELECEK YAZI: Hitler'le tarihî bir görüşmede verilen mühim kararlar. Yenilikler Amerikadan gelir. Grev yenilikleri de oradan geliyor. Amerikadaki son haftaların kömür işçisi grevlerinde şimdiye kadar işitilmiyen yeni maksadlar ortaya atılmıştır. Bu maksadlar ehemmiyetlidir ve Amerika grev lerinin istikametini değiştirmek mahiyetindedir. Şimdiye kadar orada grevler ücreti arttırmak, iş saatini azaltmak, sosyal dilekte bulunmak için yapıhyordu. Hayat pahalılığı endeksi çıkınca, sendikalar endeksleri hafta hafta takib ederler, işçi de ücrete zam istiyor, yahud 8 saat yerine 7 veya 6 saat çahşmağa ve haftadaki altı çahşma gününü beş buçuk veya beşe indirmeğe uğraşıyordu. Son zamanlarda görülen bazı grevlerin sebebleri de, türlü sosyal dilekler ileri sürmek, meselâ iş sigortasına işçinin iştirak nisbetini düşürüp patronun ve devletin iştirak nisbetlerini arttırmak gibi Bundan sonra, Mehmed Güler bir şeylerdi. konuşma yaparak, Elektrik ve Motörlü Taşıt İşçileri sendikasile mev Amerika grevleri bu maksadcud ihtilâf hakkında bir açtklama larla yapılmakta iken, son haftada bulunmuş ve yeni birliğin siyasî ların 400.000 kömür işçisinin kacereya"!'>n dairra uzak kalaca tıldığı Amerika kömür grevleğım ve aralanna şuursuz kimsele rinde iş birdenbire değişmiş görin karışmasına mv."?He edilmiye rünüyor. Oradaki sendikaların ceğini söylemiştir. Bundan sonra en kuvvetlilerinden olan Kömür Birliğin tüzüğü eörüşülmüş ve bazı İşçileri Sendikasının reisi Lewis, tadiller yadlarak kaMıl edilmiştir. beyanatında, yeni ortaya atılan Birliğin adınm da (tstaıhul Hür dilekler gerçekleşmezse kömür Sendi'' Birliği) olmasına karar işçilerinin ocaklara inmemek veri!rr;=tir. inadlarında sebat edecekleri §öyle ihsas edilmiştir: Amerikan bahriyelileri dün de Arzumuz eskiden âdet olduğu şehri gezdiler gibi (saat başına ücret) i arttırŞehrimizde bulunan Amerikan denizak değildir. İsteğimiz on yılcileri, dün de jehlrde dolaşmalanna de danberi muazzam kârlar sağlaVim etmlslerdir. Dün Amiral tarafından verileceği yan Amerika kömür şirketleribildirlen kokteyl havanın muhalefeti nin kârlarına iştiraktir. Kömür dolayısile salı gününe tehir edilmiştir. işçisi (saat başına ücret) değil Radyo taksitlerinin ödenmesine (kömür işçisi başına kâr) almalıdır. 1 Ücreti, 2 İşçinin iyi vt başlandı emin bir hayat sürmesi WelfaMalî senebaşı mart ayına alındığı için radyo taksitleriniTi bu ay içinde ödenmesine başlanmıştır. Ay sonuna kadar taksitlerin »hnmasına devam edllecekıir. Marttan sonra taksitler yüzde yirmi ceza zammile tahsil olunacaktlr. Piyanist Jose İturbi'nin bugün gelınesi bekleniyor Fransadaki grevler dolayısile dün gtlmesi beklenen Air France uçağı, gelmemiştir. Bu uçakta bulunan büyük piyano virtüozu Jose İturbi de. bu yüzden gelmemiştir. J. İturbi'nin bugun gelecegl tahmln olunmaktadır. merikadaki kömür grevlerinde bir yenilik Dr. Nizameddin Âli Sav c Küçük Haberler J •• CARRAHPAŞA Hastanesi Cerrahi * asistanlarmdan Dr. Nihad İlker mu. vaffakıyetli bir irr.tihan vererek birinci sınıf operatör ünvanını kazanmıştır. Genc mütehassısı tebrik ederiz. ' •• EFLÂTUN Cem Güney tarafından * 8 mart çarşamba günü saat 18 de Beyoğlu Halkevinde Halk Masa:ia'rr> konulu bir konferans verilecektir. • 7 MART 1950 salı günü Saglık Memurları Okullarını Bitirenler Derneğinin kuruluşunun ikinci yıldönümüne tesadüf ettiğinden bugünü kutlamak maksadile Sirkecl Demirkapıda okulumuz binasında saat 17 buçukta blr toplanma tertib edilmiştir. Bu münasebetle de gellr vergi»i üzerinde görüjmeler yapılacaktır. Cemaziyelevvel 17 Pazartesi Iklndl V İNGİLİZ KEMAL İkinci Dünya Harbindc Fedakâr Türk ajanı Sadık, 1946 sonlarında Köstence'de Bolşevik Ermeniler tarafından, yatağında uyurken kafssma balta ile vurulmak sııretile öldürül Türk Casusu tmsak Yatsı I 27 i Jı u o 12.26 15.38 18.0« 19.34 4.48 ; TURAL) Tio 1T32 12TÖİüTİÖ ÎÖÂ2 E. 12 22 (1) Son kabine değişikliğinde Maarif Bakanı olan Bottai 1943 şubatında. Bakanlıktan ayrılmı? Yılan hikâyelerinden biri... ve yerine Biggini tayin edilmişBizde, hemen hemen bir asırdantir. (2) Mussolini'nin yaş günü 29 beri sürüklenip gelen davalardan *süt meselesi», «yol meselesi», ckır temmuzdu. tasiyecilik meseleju ve benzerleri Eminönü Halkevinde «Müdafaai gibi bir de «yabancı dil meselesi» vardır. Yüzümüzü batıya çevirdiHukuk» günü Her türlü yokluk içinde «Müdafaai ğimiz andan iu'baren Avrupa lisanHukukta» vazife almış olan aziz kah larım öğrenmenin lüzumuna kail ramanlarımızın hatıralarını anmak olm?mıza rağmen bu işi başarmaiçin Eminönü Haikevi DilEdebiyat şu nm doğru ve sağlam yolunu bir besi tarafından 11 mart 1950 cumartesl türlü bulamadık. Niçin? günü saat 15 te bir tören terUblenmıştir. Sebeb süt mcselesinde, vol meseBu törende Haikevi Başkanının açış. lesinde, kırtasiyecilik meselesinde sözünden sonra Prof. Dr. Sadi Innak, General Ali Fuad Cebesoy, Hüsrev olduğu gibi pek çok. Fakat göze Gerede ve muhtemelen de Cevad Dur batanlar o kadar bariz oldukları nınoglu konuşacaklardır. Ayrıca İstan halde bir türlü ortadan kaldırılmabul Üniversltesinden iki genc de genc lanna imkân bulamıyoruz. lik namına duyuşlarını aniatacaklarOnceleri dava sade ortaokullara dır. Bilâhare İstar.bul Şehir Bandosunun çalacağı tarlhl marçlarla törene ve iiselere inhisar ediyordu. cDason verilecektir. Giriş serbesttir. rülfünun» «Üniversite» ye çevrilince mesele oraya da intikal etti. Bu yılın ilk sömestri nihayetinde ve son hafta içinde mevzu yeniden tazelendi. Rektör, yaptığı basm toplantısında «dil mektebi. ndeki ba••i Öksürüğü keser. ••! şarının yüzde 41 olduğunu söyledi. lardanberi şiddetli rekabet vardır. Hangi sendikanın lideri ötekilerin üstünde başarı gösterirse, şöhretle'r diyarı olan Amerikada o sendikanın başkanı ön plâna geçiyor, ötekileri gölgede bırakıyor. Zaten her biri milyoneı re ne lüzumlu bir fonu ve 3 bat 1950 rakamla ifade olunarak hayatı süren bu kâşâneli ve otoİşçinin emekli olunca rahat yaşa bir kaç noktada toplanıyor. Ücmobilli işçi liderleri, o takdirda yabilmesi için diğer başka bir retin günde 14 dolardan 15 e bir kat daha geniş hayata nail fonu hep bir arada sağlayacak yükseltilmesi, işçinin iyi yaşaoluyorlar. Üstelik bir de siyasî yükseklıkte olarak patronun ka ması fonuna konan 20 sentin 35 kazanıyorlar. Bilindiği zancına iştirak suretile yerine sente çıkarılması ve emeklilik nüfus getirilebilecek bu üç şartladır ki, fonuna işçi karışmıyarak bunun üzere Amerikada para ve siyasî (kömür işçisi başına kâr) gayesi patron tarafından doldurulmas» nüfus önemlidir. emniyete alınabilir. Bugünkü dileklerin esasıdır. Fakat, bunİşte, üç büyük sendikanın bu kömür grevinin gayesi de budur. ların arkasında kâra iştirak da rekabetli durumu, onları işçileri *** mübalâğah ve daha mübalâğalj vası saklı durmaktadır. Bir asırdanberi devam ede ge dileklerde bulunmağa sevketKömür grevine giren bir kaç yüz bin kişi Amerikadaki çeşidü len serbest arz ve talebe göre mektedir. Liderlerden hangisi nevilere ayrılan 60 milyonluk iş piyasalarında tesbit olunan daha becerikli ve müteşebbis ve işçi kütles:nde ağır basacak gibi saat başına ücret anlamı yerine cevval ve kavgacı ise o lider ötedeğildır. İddiaları ne kadar bâlâ patron kârına iştirak anlamın kileri bu bakımlardan bastırbahsedilmesi, bildiğimize maktadır. Son olayların ışığı alpervaz olursa olsun ve vahim dan denecek fikir zerrelerini ihtiva göre, ilk defa bu grevde işitili tında görülebildiğine göre, Köederse etsin, bu iddialar tekmil yor. Bu değişmenin sebebini an mür Sendikası lideri uzun bir işçinin malı oilmadıkça onların ladığımıza göre açıklamak iste sükuttan sonra birdenbire gene ortaya £ikmış, diğerlerini gölgehiç bir tesiri yoktur. İş bugün, riz. * * * de bırakmıştır. miktarı serbest piyasada arz ve taleb esasına göre beliren ücretle Amerikadaki irili ufaklı bir * * * ödenmektedir. Amerika kömür çok sendikalar arasında üçü husendikası reisinin ihsas ettiği gi susi bir ehemmiyet almış, sivrilKömürsüzlükten mektebleri bi, ücret patronun bilânço kârına miştir. Bunlar Kömür Sendikası, haftada belirli günlerde kapatgöre ödenirse, konu büsbütün Demir ve Çelik Sendikası, Otomo mak, devlet dairelerinde 68 Fahdeğişir. O zaman böyle bir hayalı bil Sendikasıdır. Bu sendikaların renayt ısı derecesinden fazlasına Bilet almak için de mi kökünden koparıp atmak lâzım başlarında üç şahsiyet var ki, müsaade etmemek, kömür stokla dır. bunlardan biri yukarıda adı ge rını daha idareli kullanmak gibi tavsiye lâzım? Son yayından anlaşıldığıns çen Kömür Sendikasının lideriI em'i Uysal adında bir okuyutedbirler Amerikada kömür isgöre, kömür sendikalarının di dir. cumdan aldığım mektubda, Ban lekleri NewYork Times 16 şuFakat, üç sendika arasında yıl tihlâkini kısmak için başvurulan tedbirlerdir. NewYork Valisı dırma Denizyolları acentasından Devvey'i NewYorkun 10 günlük çikâyet edilmektedir. Bu zat, 28 kömür stoku vardır, dedirtecek şubat 1930 günü Bandırmadan İskadar ilerleyen darlık, işin cid tanbula gelmek için kendisine birinci mevki iki bilet ayrılmasını 48 diliğini ayrıca gösteriyor. saat evvel telgrafla Bahkesirden Bu arada, Kömür Sendikasıacentaya bildirmi;, Bandırmaya genın istibdadından kurtulmak için lip acentaya müracaat ettiği zaağır yağ, benzin, gaz, elektrik man, birinci mevki kalmadı, yalnıı kullanmak çarelerine de büyük iki tane ikinci mevki kaldı, cevaümidle başvurulmuştur. Bu işi bını almış. Bu sırada bir mektubbilhassa diğer rakib sendikalar la anlaşılan bir tavsiye mekruBatı Almanyaya s«yahat edecek olan sayın müşterilerine ortaya atmışlardır. Fakat, fennî bile gelen birine 4 tane birinci araştırmalardan sonra, ihtiyacın mevki bileti kesmişier. Okuyucum ancak mahdud bir yüzdesinin bu bu iltimastan şikâyet edince, orakömür ersatzlarile karşılanabile daki memur. müştekiyi cezalandırsatışına başladığını arzeder. ceği anlaşılmıştır. Bugünkü kul mak ister gibi, yanındaki yardınılanış tarzımıza ve ihtiyaçlarımı cısına «bir tane ikinci mevki kaldt 9 zın nev'ine göre kömürü yeni ieeil mi. . diye sormuş. teknik müdahalelerle büsbütün Bu sırada bir deiikanh daha bir bertaraf etmek ve onun yerine tavsiye kartı gctirmiş. Okuyucura başka bir yakıt veya kuvvet va bu kartın kime aid olduğunu da 150.000 cild müşterek bahis b'Ietile 21.000 aded koşu prog sıtası ikame etmek pek mümkün öğrenmiş ve yazıyor ama mesele ramı kapalı zarf usulile eksiltmeye çıkarılmıştır. görünmüyor. Son teknik hüküm orada değil. Bu gencc de önce birinMuhammen bedeli 29.130 lira olup geçici teminatı % 7,5 tur. lerinden biri de bu. ci yok diye bir müddet nazlandıkİhale 27/3/950 pazartesi günü saat 15 de Daimî Komisyonda Amerikaya 600 milyon dolar tan sonra bir tane birinci mei'kl yapılacaktır. lık zararı dokunduğu tahmin bileti vermiijler. Taliblerin Ankarada matbaası bulunduğunu ve ticaret oda olunan bu grevi ha! ve fasletmek Okuyucum. ikinci mevldden başsında kayıdlı olduğunu ve ihaleden üç gün evvel Valiük Makaiçin Truman'ın emrıle kuruiaa ka bilet kalmadı dıyenlerin, kendi mma müracaatle alscakları yeterlik belçesni ve geçici teminatını uzlaştırma heyetinde profesür SÖ7.Ü önünde 5 tane birinci mevki tr.uhtevi kapalı zarflarını ihale günü saat 14 e kadar Komisyon Willard Witz gibi şahsiyetler oî bilctini nasıl buluverdiklcrine şaşBaşkanlığına vermeleri şarttır. duğuna bakılırsa, davanın ameli mış, «bu hâdise karfisında doğrıısu Sartname Komisyonda pörüîebilir. (2659) tarafı yanında nazarî tarafınm boynum büVülüvcrrJi. Bir tavsiye da ihmal edilmediği anlaşılıyof. mektubu getirmiyenler, her yerde üvey evlâd muamelesi mi göreGerçekten, şu Amerika kömür En nefis müzik... En güzel ve şahane sahneler... Harikulâde bir cek?» diye soruyor. .grevinin yenilik bakımından mevzu... Ve göz kamaştırıcı bir lüks... Renk... Ziya... Evet. bilet almak için de tavsiye ehemmiyeti öyledir ki, onun Dans... Zevk ve sanat mektubu ve iltimas lâzım? günlük acele bir bajanlıkla halledilmesi yeter değil, ortaya atmak istediği esasa dokunan kâra iştirak anlayışını da, ilmî kökDün şehrin sulan kesildi lerinden tutarak radikal surette E E N K L I... (Easter Parade) ... R E N K L I... Terkostan Kâgtdhane Istikametine koparıp atmak lâzımdır. dogru döşenen boruların ana ga'.sriye şaheserinde toplanmış ve canlanmıştır. Baş Rollerde: bağlanması münasebetile, dün tabah saat 10 dan akjam 18 e kadar sehir Yeni tayyör morîtellerimizin FRED ASTAİRE JUDY GARLAND sulan kesilmiçtir. B.\x yüzden birçok geldiğini yerlerde susuzluktan sıkıntı çek'lmiş vc evvelden durumdan haberi ulmıMUZAFFER ADAM yar.'.ar çeşme çeşme dolajarak su aramışlardır. muhterem müşterilerine arzeder. Su keşimi pkşam sona ermis ve terTel: 40387 Zaharyadis karşısı kos nonnal akmağa başlamıçtır. I İŞ BANKASI A.S. İSTANBUL ŞUBESİ D MARK TRAYELER ÇEKİ TÜRKİYE Ankara İîi Daimî Komisyonu EGLENCELER PERİSİ Akşam | Bu Aksam A T L A S Sinemasında { kiz aylık öğretim devresinde 160 saat, altı yılda 960 saat yabancı dil okutuluyor ve öğrenicilerin ekserif si mektebden çık ıklan vakit herhangi bir kitabı değil. alelâde bir mektubu okuyup anlayacak, bir ecnebi ile konuşup anlaşacak kadar değil, lokantaya gidip garsona istediği yemeği ısmarlayacak derecede bile meleke sahibi olamıyor. Çünkü tutulan yol ve metodlar yanltştır, çünkü hocalar dil bilmek le beraber dil öğretimi usullerinin cahilidir, çünkü sınıflar ve kurlar seksen, doksan kişilik bir kalabalığı sinesinde toplamıştır. Bu tarzda dil değil alfabe bile öğrenilmez ve öğretilemez. Halbuki hangi pedagoji âlimine sorulursa sorulsun, 960 saat bir yabancı dile aid basit bir «Textemitn> i okuyup anlayacak, mütevazı bir tarzda meramını ifad> edecek derecede malumat edinmeğe kâfidir, cevabı almabilir. Kaldı ki liselerin dört sınıfa çıkar'Iması üzerine bu saatlerin miktarı «1020» yi bulacaktır. Ayıbdır, günahtır, Türk öğrencisinin kafası bu kadar kalın değüdir. Milyonlarca liralar, hududsuz ve sayısız zaman boşuna heder olup gidiyor. Yabancılaruı hayretine ve istihzasına maruz kahyoruz. Kitaba bağlamp kalma, gramerden başlama usullerini bırakalım, yabancı dil hocalarını sıkı bir teftiş ve murakabeye tâbi tutalun, sınıflardaki, kurlardaki öğrenci sayısını normale indirelim, bakın yüz yıllık muamma, nasıl kısa bir zamanda çözülür. Bu şartlar temin edildiği takdirde Üniversite tarafından şöyle bir şaıt da. ileri sürülebilir: Yazılacağı ^••^•' Yazan AHMED HİDAYET fakültenin esas mevzuu ile ilgili bir kitabı okuyup anlayacak kadar yabancı dil bilmiyen öğrenci oraya kabul edilmez. Üniversite de yabancı dil dağdağasından kurtulur ve orada ihtiyarî olarak ancak ikinci bir Avrupa lisanı okutulur. İşi ciddî tarafından tutmak istiyorsak bu böyledir. Yok. şaka ve lâtifeye vurmak istiyorsak Denizyolları İdaremizden ibret alalım.. Orada açılan yabancı dil kurlarını garsonlar iki ay içinde bitirip çıkülar. Şimdi, ceblerinde birer yaldızlı diploma A/rupalı yolcularla yârenlik edip duruyorlar! REEL Bir zamanlar Amerika büyük şehirlerine dehşet salan korkunç Gangsterlerin heyecanlı hayatı... Emniyet teşkilâtının hazırladığı tuzaklar... Müthiş mücadele!er... Şoför milleti! Kanuna, nizama aykın hareket edenlerine çok kızarım ama, geri kalan şoförleri sever ve takdir ederim. Çünkü Avrupanın hiç bir yerinde bizimkiler kadar zeki ve ustalarma tesadüf etmeaim. Hele Istanbulun dar ve dolambaclı sokaklarında yabancı bir goför bir kaç saat vazife gördükten sonra direksiyona afili bir selâm çakıp mesieğine veda etmezse dünyanın en olağanüstü bir mahluku sayılabilir. Geçenlerde Şehir Meclisinde baa şoförlerin müşterilerine kaba muamele etmekte olduklarına dair geçen bir söz ve yapılan bir teklif üzerine bu sütunlarda yazmış olduğum fıkra şoför okuyucularım arasında büyük bir akis yaptı. Ekserisinden derdlerini uıun uzun KANUNSUZLAR Soı ÛOKAGI Değerli dostum, İngiliz filolojisi doçenti Vahid Turhan da derdi derinden inceleyen vâkıfane raporuna ek olarak dikkate değer beyanatta bulundu. Ben, iş kökünden halledilecek olursa Üniversitemizde bir «yabancı dil» belâsı kalmıyacağı kanaatindeyim. Yeter ki ortaokullar ve liselerde Avrupa lisanları öğretimi ciddiyetle ele alınsm ve üzerinde ehemmiyetle durulsun. Ortaokul ve liselerimizde en az haftada beşer saatten bir yılın se şaheserinde canlandırılmışto. TÜRKÇE SÖZLÜ... Ba? Rollerde: MARK STEVENS RİCHARD WİDMARK BARBARA LAVRENCE ve bütün Amerika gizli te&kilat ordusu. BUGÜN MATİNELERDEN İTİBABEN İPEK SİNEMASINDA anlatan, «kuruların yanında yaşların da yanmakta olduğunu bildiren mektublar aldım. Son hafta içinde «Şoförler Cemiyeti» nde çıkan ihtilâf yaranın ne kadar derin Profesöre mektub.. ve müzmin olduğunu gösterdi. Meseleye vilâyet makamını ilgilendirSayın Profesör Neumarck! mek ister teşebbüsüne varacak kaGazan mubarek, himmetin var dar ciddi bir şekil verildi ve ora olsun.. Bıkmadan, yorulmadan devdan iş Emniyet Müdürlüğüne ha let daireîerini bir bir dolaşmışsm. vale edildi. En küçük memurdan, en yüksek Reşmî çevreler cemiyetteki ihti makam sahibi müdiri umumilere, )âfı bir aile kavgası telâkki edebi müsteşarlara, meclisi idare azalanlirler. Anlaşmazlığın toplanacak na vanncaya kadar herkesin ne kongrede hallolunması ihtimalini kadar iş gördüğünü incelemişsin.. gözönünde tutarak o içtimada ka Eğer sırf Eflâtunî bir ilim tetkiki nun dışı hareketler yapılmasının yaptığına kail olmayıp da müşaönüne geçmek tedbirlerini ahrlar. hedelerini bir rapor şeklinde hüFakat dava bununla bitmiş sayıl kumete vereceğini bilselerdi, zannederim, sana icab eden kolaylığl maz ki.. göstermek şöyle dursun, önüne elBugün halkl a en çok temasta bu lerinden gelen güçlükleri yığarlar lunan bir grupa mensub ohnaları ve etüdünün yıllarca bir neticeye dolayısile şoförler vazife ve mesu varmaması imkâmru sağlamaktan liyetleri dışındaki idarî ve içtimaî geri kalmazlardı. cepheden de ellerinden tutulmağa Üstadım, raporunun en can alave murakabe altında bulundurulcak noktaları şunlar: mağa muhtac bir kütledir. 1 Merkez teşkilâtındaki me1 Mesleğin haysiyet ve şerefini ihlâl edenler yavaş yavaş te mur bolluğuna karşılık, taşra te§kilâtında pek az memur var.. miz'enmelL 2 İş çoğalmamış ama, şubeler 2 Yeni mesleğe dahil olacaklar için muayyen bazı sartlar, hat müdürlüklere, müdürlükler uımım tâ tahsil derecesi kaydı konulmalı. müdürlüklere çevrilmişler.. rapo 3 Tek biçim elbise temin edi törlüklerin, muavinliklerin, bajmulemiyorsa hiç olmazsa numaralı avinliklerin. reisîiklerin ise sayısı hadsiz hesabsız. kasket taşımak esası sağlanmalı. 3 Bazı memuriyetler, münha4 Kendilerine diğer işçiler gibi kaza, ihtiyarhk ve ölüm sigor sıran bu işe sahib kimselere tâli talanndan faydalanmaları temin bir gelir kaynağı olarak ihdas edil edilmeli. İlâh... O zaman bir takımlarının hiç de hakları olmadan yüz ekşiterek, dudak bükerek «soför milleti!» diye küçümsedikleri bu direksiyon kah ramanları, hem uslu skılh birer insan, hem de hallerine güvenen, istikballerinden emin birer vatandaj olurlar.. mişler.. bilhassa idare meclisi azalıkları.. Fakat asıl çıkardığın netice şaheser: Memleketimizdeki korkunc kırtasiyeciliğe rağmen iş olarak beher memura ortalama günde tek kâğıd yazmak zahmeti bile düşmüyor.. Yapılan yanhşlıkların, düşülen hatalann düzeltilmeleri çarelerini de gösteriyorsun.. Bazı bakanlıkları birleştirmek.. bazı şubeleri, müdürlükleri, umum müdürlükleri tevhid etmek.. idare meclisi azalıklarmı kaldırmak.. Allah senden r a zı olsun. Belki ilmî esaslara dayanıp teşhis koyduğun için seni dinlerler.. biz, aynı şeyleri ağzımıza vuru'an kilid açıldığı, kalemimize takılan zincir çözüldüğü andanberi söylevip ve yazıp duruyoruz. Kulak asan nerede?.. Fakat, ben bu sefer de pek iyimser değilim.. ister misin, memur başına tek kâğıd düşmüyormuş J i ye kırtasiyeciliğe hız versinler. Eskiden altı yere havale edilen evrak bu defa altmış daireye yollansın.. ister misin, umum müdürlüklerin adını müdürlüklere, müdürlüklerin adınl şubelere çevirsinler, lâkin bununla makusen mütenasib olarak başındakilerin maaşlarını birer misli artürsınlar.. ister misin, ofisli, bankalı idare meclisleri yerine bu sefer ofissiz, bankasız idare mec lisleri kursunlar. İster misin, merkez teşküâu kalabahkmış, taşr» teşkilâtı tenha imiş diye taşra teff kilâtını da kalabalıklaşürsmlar!.. Obnaz deme, olmaz olmaz Al İ imlrâtlılır bttl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle