13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 Mart 1950 CUMHURtYET Af kanununun acıklı macerasına dair söylentiler Baştarafı 1 inci sahifede tinde lutuf ve atıfetin tam tecelisini istiyenler ,oğalmıştır. Işıklı bir ümid haleti genişleye genişleye, bütün membketi kucakladığı sırada, bu af havası, bir gece ansızm karardı. Bütün gayretlere rağ men bulutları dağıtmak mümkün olmadı. Sahiblerinin geri aldığı önergerler, hazan yapraklan gibi, birer birer döküldü. Tasarıyı hazırlayanlar bile aleyhinde konuşarak zoraki bir iş gördüklerini açıkladılar. Sayılı saatler içinde, siyasî barometr^nin bu derece değişmesi Meclis hayatmda görülmemiştir: • Neden getirildi ve niçin vazgeçildi?» Her çevre. siyasî mizacına göre, bu suale cevablar bulmakta zorluk çekmiyor. Hükumetin ilk teşebbüsü af adı altında, sembolik biı tasarı geçirmekteıı ibaretti. Bunun muayyen bazı şahısları istihdaf ettiği, daha gelişindeki şiveden Kelli olmuşrur. Bununla beraber hükumetin üst tarafmı Meclisin atıfetine bıraktığı görülüyordu. Bugün de 1 iktidar çevreleri aftan bahsetmiyoı ceğildir. Yeni Meclisin ilk işlerincien birinin bu tasarıyı çıkarmak olacağı dün hususî mahiyette söyleniyordu. Asıl merak uyandıran cihet, bizzat kendi yarattıkları bir ümidi, tekrar kendi ellerile soldurmakta, iktidar partisinin ne fayda umduğudur. Seçim işlerinde pek hesablı davranan iktidarın, bu noktayı gözden kaçırdığı iddia edılemez. Ahvale vâkıf çe\Telerde, bu netice müfrit unsurların zaferi olarak da karşılanmıyor. Bu affı, basının veya muhalefetin istemiş olduğuna dair iddialar, son gece hayli alıp yürümüştü. Bu iddialar C. H. P. yi, sevmedikleri tarafından yaratılmış bir havaya kapılmaktan meneöniş olabilir! Böyle bir yoruml*, işi kaprise atfedenler, iktidarın bu havayı dağıttıktan sonra affm ancak kendisi tarafından getirildiğini gösteren bir jest yapacağı kanaatindedir. Daha ileri şayialar, Büyük Millet Meclisinin, 23 nisanda fevkalâde bir toplantıya çağırılması ihtimalinden bahsetmektedir. Sekizinci Çüyük Millet MecUsi Milli Haktmiyet bayramı gününde bu atıfeti izhar edecektir. Başbakan ŞemsedJin Günaltaym dün gece Meclisin kapanışındaki beyanlarından biri bu kararın işareti sayılmaktadır. Günaltay Meclisin feshi tabirinin yanlışlığını ele almış, sayın üyelerin temessül sıfatlarının müstemirren devamından bahisle, gerektiği zaman olağanüstü toplantıya çağırılacaklarını belirtmişti. Meclisin kapanmasına rağmen, iyimser çevrelerde ümid kapılar*, anlaşılan, ardına kadar açık dufmaktadır. ' MEKKİ SAİD ESEN Dün bir yolcu uçağımız düştü on bes kurban verdik Baştarafı 1 inci sahifede içindekilerden hiç biri kurtulamamıştır. Kaza, uçağın inişi esnasmda olmuştur. İnişe geçtiği sırada pistin kenarında bulunan üzeri kar ıle örtülü bir tepeye uçağın sol kanadı çarparak kırılmıştır. Bu sadmeden sonra taklak atarak yuvaranan uçak, pistin kenarına düşerek parçalanmış ve bu sırada yanmıştır. Kurbanlardan Etibankm işleri için 1 5 2 0 gün kadar evvel memleketimize pelmiş olan Amerikalı mühendis Khole, eşi ve kızile birikte Ankarada Parkpalasta ikamet ediyordu. Karı koca bir kaç gün evvel 16 yaşında olan kızlarını Amerikan Kolejıne vermek üzere İstanbula gitmişler, kızlarını Koleje bırakmışlar ve dönüşte maalesef bu feci kazaya uğramışlardır . Gene kurbanlardan Yunan tebaasından diplomat kurye Jean Vilen:as, dün İstanbula gelmiş ve bugün elçiliğe gitmek üzere Ankaraya hareket etmiştir. İngiliz tebaasından SteWard 14 aydanberi Devlet Havayollarmda mütehassıs pilot olarak vazife göruyordu. İvan Jakof ile Petkof Petkov Bulgar konsolosluğu memurlarından idiler . Şehriın' i teessür Ankarada L....ıosğut hava alanındaki uçak kazası dün akşama doğru şehrimizde de duyulmuş ve hâdise b'lhassa havacılar arasında derin bir teessür uyândırmı^tır. Başpilot Uçağın başpilotu, dün sabah saat 10.30 da kazaya uğrıyan tay yare ile yanında küçük çocuğu Gürkan Gökçen olduğu halde, Ankaradan gelerek Yeşilküy uçak alanına ınmiş ve bir saatlik tevakkuftan sonra tekrar havalanarak Ankara yolunu tutmuştur. Remzi Gökçenin mahir bir pilot olduğu söylenmektedir. Bu müessif kazaya kurban gidenlerin şehrimizde bulunan aileleri dün gece geç vakte kadar bu hâdiseden haberdar olmamışlardır. Kurbanlardan Tevfik Sınmaz Kazazedelerden Tevfik Sınmaz İstanbulun tanınmış inşaat müteahhidlerindendir. Hakkâri, Van vilâyetlerile Hendek kazasında ve İstanbulda milyonlarca liraIık inşaat işi almış bulunuyordu. Ankaraya da bu işlerinden b:ri hakkında alâkalı resmî makamla görüşmek üzere. gidiyordu. Sayılı zenginlerden olan Tevfik Sınmaz evli id: ve ikisi erkek, biri kız ijloaak üzere üç çocuk sahibi bıîftınuyordu. Erkek çocukları Işık lisesinde talebcdir. Üsküdarda, Sultantepe 2 numarada ikamet edıyordu. Dün akşam geç vakit kendisinin bir fotoğrafını almak üzere Üsküdara giden muharririmiz, merhumun genc çocuğile karşılaşmış ve onu kazadan bihaber, neşeli bir vaziyette görmüştür. Bu aile belki de bütün gece faciadan haberdar olmamışlardır.. Amerikalı karıkoca Uçak kazasmın kazazedelerinden Amerikalı Mr. Khole ile eşi Mrs. Hellen Jullien Khole, kızlarını Amerikan kolejine yatırmak üzere İstanbula gelmişlerdi. İki Amerikalı bu fırsattan istifade ile evvelki gün İzmite giderek şehri gezmişlerdir. Evvelki akşamki ekspreste yer bulamayınca çaresiz İstanbula dönmüşler ve geceyi Pera Palas otelinde geçirmişlerdir. Dün sabah da uçakta yer ayırtmışlar ve saat 11.30 da Ankaraya müteveccihen hareket etmişlerdir. Muzaffer Abacı Muzaffer Abacı, Ankarada Anafartalar caddesindeki ticarethanesinde ayakkabı alım ve satımle meşgul olmakta idi. Bazı ticarî işlerini tekemmül ettirmek üzere üç dört gün evvel şehrimize gelmiş ve doğruca Sirkecideki Şahin Paşa oteline inmiştir. Otelin memuru, dün kendisile görüşen bir arkadaşımıza ; fac a kurbanı hakkında şunları söylemiştir: « Muzaffer Abacı bize sık sık gelirdi. Zanneder.m 332 doğumludur. Bugün sabahki ilk uçak postasmda yer aradıysa da bulamadı. «Erken gitseydim iyi olacaktı» diyordu. Sabah saat 8 de otelden çıktı. Artık hiç dönmiyece^'ni nereden bilırdik?» Eczacı Mücellâ Emir Facia kurbanlanndan Bakırköy Bez Fabrikası eczacısı Mücellâ Emir Aksanay da İnkılâb sokak 25 numaralı evde oturmakta idi. Merhumenin, anne ve babasından başka biri mühendis, diğeri de öğretmen olmak üzere • ki kardeşi vardır. Mücellâ Emirin, dün evine giden bir arkadaşımız, hâdiseyi şu şekilde anlatmaktadır: « Apartımana girdiğimiz zaman feryad eden kadınların seslerile karşılaştık. Merhumenin babası şaşkın bir vaziyette idi ve kızının öldüğüne pek inanmıyordu. Doğruca Aksaray postanesine giderek Ankaraya telefon etti. Yarım saat sonra apartımana geldiği zanıan gözü hiç bir şey görmüyordu. Buradan doğruca Bakırköy Bez Fabrikasına gittik. Fabrikanın Müdür Muavini yüksek mühendis Enver Eken, Mücellâ Emirin vazifesine bağlı, çahşkan bir hanım kız olarak tanındığını söyliyerek: « 1945 yılındanberi müessesemizde çalışmakta idi. Gayet terbiyeli, iyi huylu bir arkadaşımızdıA dcdi. Yunnalı kurye Kaza kurbanları arasında bulunan Yunanistan hariciye memurlarından diplomatik kurye Jan Filengas, Atinadan şehrimize gelmiş ve Ankaraya kurye çantası götürmekteydi. Leon Ilananel Kurbanlardan Leon Hananel Ankara tacirlerindendi. 60 ya3larında bulunuyordu. Evvelce İs tanbulda Jak Soryano ile müştereken trikötaj ticareti yaparken b lâhare ortaklığı feshetmiş ve Ankaraya yerleşmişti. Bundan kısa bir müddet evvel gene işleri için şehrimize gelmiş bulunuyordu. İzmir Demokrailarımn dün yaptıkları toplantı Baştarafı 1 inci sahifede memelidir. Bu mevki feragat istiyen bir mevkidir. Bu ferağat zihniyeti ile hareket edileceğine eminim.> Ekrem Hayri Üstündağ da İzmire lâyık bir aday listesi hazırlamak şart olduğunu, şahsan adaylıktan ferağate hazır bulunduğunu söylemiştir. Hasıl olan kanaat Izmirde Demokratların bitarafları da tatmin edecek bir liste haarlayacakları merkezindedir. Aynı toplantıda Adnan Menderes İnönünün Polatlıda söylediği nutka da temas etmiş ve şunları söylemiştir: « Biz de. anayasanın demokratik bir idare sistemine temel teşkil edecek mahiyet ve kuvvette olmadığına kaniiz. Bunun delili mevcud anayasanın yürürlükte bulunduğu devrede memlekette demokratik biı sistemîe hiç alâkası olmıyan zümre veya tek parti hakimiyetinin kurulabilmiş ve son zamanlara kadar devam ettirilebilmiş olmasıdır.. Menderes, nutkuna şöyle devam etmiştir: « Bizi şiddetle alâkalandıran mesele, tek parti, daha doğrusu tek idare hâkimiyetme temel olan düşünce tarzının hâlâ yaşamakta olmasıdır. Kısa, nisbî ve hattâ tertibli bir hürriyet devresi içinde istiklâl mahkemeleri kurmadık, tenkid ve münakaşalara tahammül gösterdık, demek hâlâ geçmişte inanılan ve dayanılan antıdemokratik esaslara ve zihn:yete bağlı kalmakta olduğunu isbattan başka bir mâna ifade etmez.» Başmakaleden devam Cumhur Başkanımız, nutkunda «İkinci Meclisin, başhca Anayasanın istikraruıı temin etmesi ve her kanunun Anayasaya uygun olarak çıkmasını aynca vazife olarak üzerine alması düşünülebilir» sözile bu miihim noktaya da temas etmiştir. Bu bahiste öteki partilerin bilhassa Demokrat Partinin de düşüncesini açıklaması yerinde olur. İki büyük parti bu esas üzerinde anlaştıkları ve Anayasada tadilât yapılarak ikinci bir Meclis teşkili hususunu beyannamelerine koyduklan takdirde, bu mühim davamn gelecek Meclis tarafından kolayca halledileceği tabiidir. CUMHURİYET İkinci Meclis Ânayasadaki altıoklu prensipler çıkanlacak Baştarafı 1 inci sahifede etmeğe çalışıyoruz. İç idaremiz, bütün siyasî ve içtimaî telâkkilerimiz, anlayışta, prensipte, icraatta ileri bir devreye giriyor. Vatandaşın memleket idaresinde kendi mesuliyetini anlaması ve reyile memleket idaresine istikamet vermesi usulü, geniş, canlı bir şekilde işlemeğe bağlamıştır. Memleket içinde birlik Bu devre içinde memlekette huzuru, vatandaşlar arasında düşmanlık ohnamasmı emin bulundurmak, en mühim vazife, ve en güç vazife idi. En mühim vazife olduğunu hepimiz kolaylıkla anlayabiliriz. Siyasî mücadeleler düşmanlık usullerine bağlanırsa, memlekette dirlik düzenlikten eser kalmıyacağına şüphe yoktur ve bir memleketin vatandaşları ,bir defa birbirine güvenemez hale geldikten sonra, onlarm, dışarıdan gelecek felâketlere ve içeride ç:kacak felâketlere karşı memleket içrhde birlik muhafaza edebilmeleri imkânı kalmaz. memleketin asayişini korumağa muvaffak olmanız. memleketimizi büyük bir medeniyet tnerhalesini kestirmeğe muvaffak etmiştir. Şim*\ hâdL=eîeri daha soğukkanh olarak görebiliriz, önümüzdeki merhaleyi daha ileri bir başarı haline getirmeyi düşünebiliriz, ama, partilerinin idaresi şiddet taraftarlarının elindedir ve yürümekte olan politika odur. İki misal ! Şimdi size, kolaylıkla anlıyacağmız, bildiğıniz iki misal söyliyeyim. Bunlardan birisini Keskinliler gösterdi. Buradan An karaya gelen bir heyet, Keskin halkmın çok ehemmiyet verdiği bir meseleyi halletmeğe çalışıyordu. Bu mesele memleket ölçüsiinde pek sadedir. Fakat, Kes kın ölçüsünde, vatandaşlarım onu çok ehemmiyetli bulmuşlardı. Bu mesele, Keskinde bir hükumet konağının süratle yapılmasıdır. İktidarda bulunan ve bulunmıyan partilere mensub vatandaşlar, müşterek dava olarak, bunun için Ankaraya gelmişlerdi. Salâhiyet ve tesir sahibi farzettikleri herkese derdlerini anlattıkları gibi, Cumhur Başkanına da, meselelerini anlatmağa karar vermişlerdir. Son anda Demokrat Partinin üyelerine, Ankaradaki idare heyetleri (Cumhur Başkanına gidemezsiniz, kongrenin kararı var» demişler ve onları men etmişlerdir. Demek ki, parti içindeki vatandafların mülâhazaları ve ihtiyaç ları tesırini gösterecek halde değildir. Cumhur Başkanına niçin gidemezlermiş? Bunun felsefesinı izah ediyorlar: Çünkü o gayrimesuldür, elinde bir kudret yoktur, yahud olmamak lâzımdır. Onun için, bir derd söylemek üzere ona gidilemez. «Hayır, hiç bir iş söylemiyeceğiz, sadece, ziyaret edeceğiz» diyenlere de, «ha, bu da. kongrenin kararı üzere. saltanatın el etek öptürmesi gibi bir şeydir, onun için gidilemez..» Görüyorsunuz vatandaşlar, şiddet politikacıları ne kadar insafsızdırlar ve vatandaşları sarih haklarından ve ihtiyaçlarından mahrum edecek bir polıtikayı ne kadar pervasızca yürütmeğe kıyam ediyorlar. Haf tada Bir Yedikule Verem hastanesi Yazan: Fahri Celâl Veremle şövalyecesine döğüşü ka bul ettiğimizin ilk delilini ortaya atmış bulunuyoruz. Yedi başlı ejderin kendisi bu veremdir. Vücudümüzün hiç bir yeri yoktur ki onun hücumuna maruz bulunmasın. Böbrek veremi bile vardır. Beyinde de gözükür. Hele beyinde gözükeni çok sinsidir. Kemiklerde, barsaklarda, karaciğerdeki veremlsr yamandır. Her yaşta tutulmak mümkündür. Aman demeğe kalmaz; iş işten geçmiş bulunur. Eskiden genclerde olur sanılırdı ash yoktur, herkese musallattır. Bizim memleketimizde guneş boldur. Dünyanm hiç oir halkı bizim kadar güneşe borclu değildir. Eğer bu güneş olmasaydt şimdiye kadar adımız bile kalmazdı. Vereme karşı bizi şimdiye kadar güneş müdafaa etti. Bu esnada Hsybeliada sanatoryomunu kurmadık değil. İçindeki hekimlere aynca bir mekteb vazifesini de gören bu kurul elinden gelemiyeni bile yapmağa çahşıyor. Yirmi milyona cevab vermek güçtür. Sanatoryomlar nazik, nazlı hastalara tebessüm zorile yemek yedirilen yerlerdir. Halbuki bize daha gulâns hamleler lâzımdı. Asırlardan beri dev gibi döğüşmüş bir milletiz. Sade Osmanlı tarihile bile, uzun bir ilerleme devresinden sonra, daha uzun bir ricat devresi geçirdik. Macaristanda yüz reksen sene kaldıktan sonra Tunadan geri dönmek ioab etti. Inhitat asırlannın yanra tedbirleri ortasında mütemadiyen kan döküyorduk. Verdiğimiz harblerin hesabına geçtiğimiz: zaman asıl efendi ırkm reaya nanuna, imparatorluğu müdafaası namına sel gibi kan döktüğü görülüyordu. Sınır boylarında sade askerlik ve efendilik edenlerin anayurdun şenlendirilmesile, sağlıklanm korumak mühimmelerile meşgul olmağa vakitleri olamıyordu. Giimrük larifesi Baştarafı 1 inci sahifede Meclise sunulacaktır. Bu surelle bütün devletlerin gümrük tarifeleri tasnif tarzına uygun bir gümrük tarifesi yapılmış olacaktır.» Genel Müdürün sözlerinden an laşılacağı veçhile, yeni tanfe kanununa esas olacak tasarı, mevcud tarifeleri tamamile değiştirmektedir. Maddeler üzerındeki gümrük resimlerinin nisbetleri de oldukça değişecektir. Fakat bu nisbetler dahilinde yapüacak asıl büyük değ:şiklik, gümrük tâvizlerinin tanınması halinde olacaktır. Bunun iç:n de eylul ayında Pariste yapılacak görüşmelerin neticesini beklemek ıcab edecektir. Gümrükler Genel Müdürü dün gümrük tarifesi cetvellerinde de ğişiklikler yapan kanun tasarısının Meclisten çıkması münasebetile şunları söylemiştir: « Yeni çıkan bu kanuna gö re, memleketin, ıhtiyacı olan iptidaî maddelerin gümrük vergılerinde bir miktar indirme yapılmaktadır. Keza, bugünkü tarifede yer almamış veya almış olup da tahdide tâbi tutulmuş olan eşyanın daha geniş şekilde tertiblenmesi temin olunmuştur. ^ u kanunla tatblkatta rastlanan bazı tereddüdlü haller ve anlayış farkları da ortadan kaldırümaktadır.» Bir Amerikan siyasî yazarı şehrimizde Baştarafı 1 inci sahifede Sheen bir kaç gündenberi şehrimizde bulunmaktadır. Dün kendisile görüşen bir arkadaşımıza Mr. Sheen memleketimiz hakkındaki intıbalarını şöyle anlatmıştır: « 23 yaşındayken çalıştığım gazete beni muhabir olarak Lozana göndermişti. O aıralarda da Türkiye için hayatî önemi haiz olan Lozan muahedesinin en hararetU celseleri cereyan edivordu. Bir gün, Amerikanın başdelegesi olan Mr. Grew"in verdiği bir partide Türkiyenin kıymetli delegesi, şimdiki Cumhur Başkanınız İnönü ile tanıştım. Bu benim için kıymetli bir hatıradır. Bundan sonra 1930 senesinde ilk olarak Türkiyeye geldim, fakat maalesef çok kalamadım. Bu sefer de gene üç gün kalıp gidiyorum. Maamafih gelecek sene tekrar gelmek arzusuncayım.» Mı. Sheen, Hindistan hakkında da şunları söylemiştir: * Gandi yakın dostumdu. Onun hakkında da bir kitab yazdım. Hindistanla Pakistan arasında bir gerginlik ve rekabet mevcuddur. Eğer aralarında bir narb çıkarsa ki zannetmiyorum DU. Asya için bir felâket olur. Herhalde Eusya da bu fırsatı kaçırmaz. Hindistanın istiklâlini ilân ettiği .gün oradaydım. Bugün Hindistanda okuyup yazmayı bilen halk yüzde 10 u geçmez. Bu zümre de Hindistanın hâkimidir. Bu şekilde bir demokrasinin mevcud olabileceğini tahmin etmiyorum. Yalnız, parlamentonun hazırladığı kanunların hemen hepsi demokrasi fikrini ve 'ruhunu ihtiva etmektedir.» «Asyada kurulacak bir İslâm birliği ne gibi bir tesir yaratabilir?» sualine de Amerikalı gazeteci §u cevabı vermiştir: « Böyie bir birlik eğer yalmz kâğıd üzerinde kalırsa hiç kurulmasın daha iyi. Yok, eğer hakikî bir birlik vücude getirilirse bu Bayar bugün konuşacak Baştarafı 1 inci sahifede den kilometrelerce uzak olan Cihanbeyli kazasının Futup köyüne gittiler. Kafile 25 ten fazla otobüs ve otomobilden mürekkebdi. Demokrat Parti Başkanı, otobüs ve otomobillere dayrnarak sıralanmış olan partili arkacJaşlarının hepsinin ellerini ayrı ayrı sıktı ve hatırlannı sordu. Bayarm şehre girişi daha muazzam oldu. Hükumet meydanım dolduran bir kaç bin kişi başkanlarını görmek maksadile saatlerce kar altında bekleşip durdular. Bayar, halkın arasında yürüyerek Konak oteline geldi ve Hükumet meydanına bakan pencereden halka hitaben kısa bir konuşma yaptı. Demokrat Parti fi'len seçim devresine girmiş sayılmaktadır. Fakat asıl seçim kampanyasının Bayarın yarın yapacağı konuşma ile başlıyacağı anlaşılmaktadır. Demokrat Parti Başkanı kısa bir istirahatten sonra Konya 1 kongresine gitti ve kongreyi 1 sonuna kadar dikkatle takib etti. Bayar, yarın akşam muhtemelen otomobil ile «Ankaraya dönecektir. komünizme karşı alınmış bir cephe teşkil eder.» Mr. Sheen bugün uçakla Londraya gidecek, oradan da Amerikaya dönecektir. Türk İtalyan andlaşması Baştarafı 1 inci sahifede askerî bir ittifakla kendilerine katılacaklarını ümid ettiklerini söylemekte. fakat, İspanya Arnavudluk ve Yugoslavyanın durumlarınm muhtemel bir Akdeniz ittifakına şimdilik engel teşkil ettiğini kaydetmektedirler. Müşahidler, Türkiyenin daha geniş bir paktın tahakkuk ettirilebilmesi için yavaş yavaş hareket edilmesi zaruretini kavradığına işaret etmektedirler. Sadak'a verilen paye Roma. 25 (R.) Türk Dış îşleri Bakam Necmeddin Sadak, bugün İtalyan Cumhur Başkanı tarafından kabul edilmiştır. Daha sonra Roma Belediye Reisı tarafından kabul edilen Türk Dış Işleri Bakanma Roma şehri fah rî hemşerisi pâyesi verilmiştir. Aldoğan hakkındaki karar Baştarafı 1 inci sahifede Ankaradan aday gösterileceği güz önüne petirilirse C. H. P. liler tarafından alınan kararın, kendi başkanlarmı behemehal seçtirmek için, azim, faaliyet vTe cesaretinden çekinilen bir adamı seçim sırasında mevkuf tutmak gayesinden başka bir mana taşımıdığı anlaşılır> denümektedir. Beyannameye göre, «Türk milleti Aldoğaru behemehal seçmek suretile bu seçim baskısmın karşılığını verecektir.» Sadık Aldoğan bu akşam İstanbula hareket etmiştir. PROF. NİMBUS'UN MACERALARI: Amerikanın Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı bugün geliyor Ankara 25 (a.a) Amerikan ordusu kara kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral Lawton Collins yarm saat 11.30 da özel uçağile Esenroğa hava alanma gelecektir. CUMHURİYET» in TEFRİKASI: 2 1 Sofraya bakan iki hizmetçi kadın, hallerinden bir şey belli etmemekle beraber, konuşulan sözlere merakla kulak kabartıyorlardı. Sofradan kalkıp salona geçtiğimiz zaraan, amcam, nihayet içini döktü. Karısına, damdan duşercesine: Demek ki, dedi, oğlumun hem prens, hem diplomat olan bir kimse ile mektublaştığını bilmemi istemiyorsun. öyle mi? Hem bu prenslik de nereden çıktı, kuzum? Türkiycde prensin işi ne? Ben hemen atıldım.' Türkiye ile alâkası yok, amcacığım, Miîirlı prens! Amcam, gözlerini hayretle açarak bana baktı; sonra gene yengeme döndü: Hem de Mısırlı! dedi. Bir bu eksikti. Amçamm bu sitemli sözüne de, sofradaki tarizi gibi, mana veremedim. oak likirler sokmanızdır, Mediha Hanım! Amcam, karısını çok sever, çok sayardı. Bizim yammızda ona karşı böyle sert bir lisan kullandığiıia göre, yüreği pek dolu olsa gerekti. Bu sahneden sonra, eskisi gibi, sakin ve sessiz tahskkümünü gene ele alacağını bilıyordum. Yengem, aynı gevşek müdafaasını şöyle tamamladi; Ferhunde aklı başında kızdır, Nazif Bey, benim de akılsız olduğumu kimse iddia edemez. Bana böyle hitab etmen insafs:zlık. Amcam cevab vermedi. Ferhunde, sessizce ağlamağa başladı. Muradla amcam, biraz sonra salondan çıkıp gittüer, Ferhunde, coştu. O zaman, bir yandan onun kesik kesik sözleri, bir yandan yengemin ve Nebile teyzenin ona yardım eden gevezelikleri, amcamm niçin Yengem. davasınm haksız oldu bu kadar aksilendiğini bana anğunu bilen bir insan gibi, gevşek lattı. gevsek bir müdafaa cümlesi mırılAmcamm, sızırılmış altın telâkki dandı: ettiği bir namzedi, Ferhunde red Bunlar sizi alâkadar etmez ki, detmişti. Amcama sorarsanız, bu Nazif Bey! Hem, alelâde bir teşek namzed, emsalsiz bir damad ve kür mektubu, uzun uzadıya muha emsalsiz bir koca idi. Çok zengin bere etmek demek değildir ki! bir tuhafiyecinin oğlu idi, gene Eğer bu işler beni alâkadar amcamın kanaatine göre, son deetmeseydi, benim yanımda konu rece meziyetli, her bakımdan seşulmasmı yasak etmezdiniz. Asıl vimli bir insandı. garibi şu ki. benim bütün bu olup Ferhunde, hıçkıra hıçkıra; bitenlere hiç bir suretle itirazım Öyle de olsa :stemiyorum, yok. Yalnız, arzu etmediğim şey, Belkıs! diyordu. Konuşması külkızımın aklına ^hnjnj perişan ede hanbey gibi, adı da ne, büiyor musun? Mııstafa. Aman Yarabbi, ığrenirim böyle isimlerden! Ferhundeyi teskine çalıştım: İsmine bakma canım, dedim. Daha olmazsa değiştirirsin. Istemem. Mıstaa Beyin karısı diyecekler, değil mi? Hayır, istemiyoruno. Mediha yengem ilâve etti: Büyük babası Mısırçjrşılı imiş. Annesi, kocasından bahsederk ^n •bizimki» diye konuşuyor. Kimbilir nasıl zengin olmuşlar. Adi şeyler. vesselâm. Yengem, bunu söyler'<en, adeta nefretinden titriyordu. Nebile yenge .kollarmı havaya kaldırıp dizlerine vurarak bir iki dövündü. Çırpma çırpına uçacak zannettim. Aman ne sonradan görme şey ler, ne sonradan görme jeyler, diye sızlandı! Ferhundaciğim, dedim, hoşlanmadığm bir erkeği istememekte yerden göke kadar hakhsın. Amcamm, bu Mısfaa Beye seni zorla vermek istemesine aklım ermiyor. İstanbul piyasasmm en büyük ticarethanelerinden birinin sahibi imişler. Ben bu a^ama varırsam, babamm fabrikası ile onların ticarethanesi bir şirket haiine gelecekmiş, muazzam bir iş kurulacakmış. Amcam yaşlandıkça haris oluyor galiba, dedim. Nebile teyze, ömründe ilk defa olarak bana hak verdi: fArkast var} Nakleden: HATICE VILDAN Amcacığım. meraka değer bir şey değil. dedim. Hani birisi cüzdanmı kaybetmişti de ben bulmuşrum ya: işte o adam, bana güzel biı tablo göndermiş. Murad da, benim namıma, kendisine bir teşekkür mektubu yazdı. Yengem, bpnim yerime onun yazmasını daha münasib görmüştü de.. Hakikaten meraka değfr bir şey değildi. Gayet basit, son derece basit bir işti. O kadar ki, yengemin bunu kendisinden gizlemesine amcam büsbütün şaştı. Hiç bir işi yarım bırakmaktan hoşlanmıyan bir adma olduğu için de, ısraj etti. Peki, bunu benden gizlemoge ne lüzum vardı? Yanl ş anlıyorsun, Nazif Bey, senden bir şey sakladığımız yok ki! Amcam. sesini yüfeeltti: Bir kere. şunu anlatm bana bakayım, bu adam r.enin nesidir? BPn cevab verdim: Çok kibar bir zat, amcacığım. müsterih olun: çok seçkin bir insan, hem diplomat hem prens... Birdenbire, yeneemin. ağzmı fcur nunu tekrar oynatarak bana işaretler verdiğini görüp sustum. Felâkete bskm ki, amcam bunu da gördü. Elinde tuttuğu su bardağı:u, suyu içmeden masanın üstüne bıraktı. Öfkeli hali öyle gülünçtü ki kahkahayı bastım. Murad da benim^e beraber, kahkahalarla gülmemek için kendini zor tutuyordu. Nebile teyze, ağzı mahallebi dolu olmasma rağmen. davannmadı, kıymetli mütaleasını söyledi; Münasebetsiz kız! Tabiî, bu münasebe+siz lcız bendim. Alınmadım, Nebile leyze, dilediğini düşünnıekte. diUdiğini söylemekte serbestti. Nasıl ki ben de, onun düşüncelerine ve sözlerine kulak asmamakta serbesttim. Amcam bana döndü: Devam et! emrini vercli. Bu kadar, amcacığım, başka bir diyeceğim yoktu zaten. Amcam, bir lâhza sustu, sonra boğuk bir sesle" Vah Mediha var, sen bu illetinden hiç vazgeçemiı c?k»in! Bu muanlmalı sözlerin manasmı Mediha yengem her halde anlamış olacak ki, bir parça kızardı, hiç mukabele etmedi. Yeni Anayasa Önümüzdeki devrede bir büyük işimiz, yeni bir anayasa ile devletimizin demokratik, medenî teşkilâtınm eksiklerini tamamlamağa çalışmak olacaktır. İkinci bir Meclisin kurulmasını, Devlet Reisi ile ve hukuroetlerle meclisler arasındaki münasebe*leri düzenlemeği arıyacağız. Alhok Halk Partili vatandaşlarıma söyliyeyirn ki, bizim inandığımız altı oklu prensiplerin anayasadan çıkarılması tabii olacaktır. Biz, Halk Partili olarak altıoklu, prensiplerimizi vatandaşlarımıza beğendirmeHep ricat harblerile faklr düşen ğe çalışmakta devam edeceğiz Bu Şimdi arkadaşlar, bir cemiyet efendinin çoluğu çocuğu ne halde suretle, diğer siyasi partilere karşı kendi prensiplerimizi anayasa ile te vatandaşların münasebeti iki olabilirdi? Ne halde olacak, ijte imtiyazlı bir mevkie koymuş ol sebeble olur: Ya, hiç işi yoktur, bizim halimizde olmak... bir nezaket ve insanlık temasıdır, Galiba son Büyük Harbe girmeEn güç vazife ya bir derdi vardır, iktidar sa yişimiz bizde bir başka haleti r u Geçen dört sene zarfında en eüç hibi bir adama onu söyliyeeekhiyenin inkişafma sebeb olmuş olvazife, iktidarda bulunan partiye tir. Bu iki sıkkı da bertaraf ettin sa gerek, artık sade kendi işimizle düşüyordu. Türlü taşkınlıklara kar mi, bir şehırde, bir siyasî parmeşgul olmak, kendi yaralarımızı şı memlekette asayişi. mal ve can tinin başına oturmuş olan zat, sarmak, kendi kendimizle uğraşemniyetini muhafaza etmeğe tnec kendi partisinde bulunan vatanmak arzuları. . Halbuki şimdiye burdu. Birdenbire parlıyan ten daşları Cumhur Başkanı ile tekadar hangi döğüş olmuştu da biz kidler ve şikâyetler yanmda, türlü m3Stan men edebilmektedır. onun ta gözünün içine atılmanujmaksadla faaliyete geçenlerin her Halk idaresinin rüçhanı, hususitık?.. türlü tecavüzlerine, iftiralarına, yeti, herhangi bir derdli vatanBu kendi işimize düzen vermek sövmelerine karşı, geniş yürekli daşm Cumhur Başkanına kadar haleti ruhiyesi bence en ileri adıve sabırlı davranmak icab ediyor derdini söylemek için imkândan mımızdır. Ondan sonrası kendilidu. Her milletin kendine göre bazı mahrum olmamasıdır. Bir parti ğinden gelecekti. vasıfları yumuşak ve bazı vasıfları teşkilâtı başkanı olarak vatandaşı İşte bir verem hastanesi tesisi de serttir. Türk milleti, söz t e c a ^ z ü Cumhur Başkanı ile değil, herbu şuurun tam belirtil?rinden birina az dayanan bir millettir. Vatan hangi bir devlet memuru ile tedir. Sanatoryom değil da vereme daşlar arasında en ağır kavgaların mastan men edememek lâzım ge hastane açmak bizde en hayırl» işsebebleri, çok defa, söz tecavüzüdür. lir. tır. Fakir halkın ağır hastasına heBu memlekette yüzlerce senedenmen kollarını açıveren şoyle bir Eskişehirde beri devamlı bir hürriyet rejimi İkinci misali. iki hafta evvel, müesseseyi geçen gün bize de görkurulamamıştır. En uzun zamanı mek nasib oldu. Çamlar arasında, biz geçirdik. Bununla, kendimizi Eskişehirde gördüm. Serbest vatozdan, rutubetten uzak, şehrin gübabalarımızdan daha anlayışlı ve tandaş veya Halkçı ve Demokzel bir kenarında, hemen işe başdaha ileri görmek iddiasma kapıl rat, felâkete uğramış vatandaşlar, sular içinden ve ölümden lar bir vaziyette bulmak adamm mamalıyiz. Babalarımız da bizim gönlüne ümid ve huzur veriyor. Bu kadar bu ihtiyacı biliyorlardı Fa çıkmağa çalışıyorlar. Bir geçmiş olsun diyeyim, belki gördüklerim huzurun ne demek olduğunu evinkat, müşkülâtı yenemediler. tktide bir veremlisi olan pekâlâ bilir. darda olan, nihayet tahammülünü le hükumete, arkadaşlarıma söy diye Mikrob çıkarıyor, evin diğer halkıkaybeder, ve iktidarda olmıyan, liyecek bir şey görürüm na da sirayet ettirecek diye penşdn tahriklerile nihayet iktidarı devi gittim. Vatandaşlarım memnun olan aileler şöyle bir ilticagâh burir, ve yeni bir sabırsız ve taham oldular. Derhal, Eskişehirde mu halefeti idare eden faal politika lunca nasıl içleri titriyecek tasavmülsüz usulü yerleştirir. Geçen vur buyurun. beş senede sizlerin sabırh, refsini cılar, on beş yirmi senedenberi Bizce sanatoryomun vazifesi ayzo hâkim olmanız, aynı zamanda olan hatalar üzerine benimle mü tecavizane münakaşa açmak is rıdır, verem hastanesinin işi bümaktan çıkacağız, amma, şurasmı tün bütün ayrıdır. Birüıcisi refah ilâve etmeliyim. Yeni anayasamız tediler. İki genc, ateşli polıtikacı. galiba iki kardeş veya akra içindeki memleketlerde bir çiçekli bazı prensipleri bütün »vatandaşbahçedir. Halbuki verem hastanesi ların, bütün siyasî partilerin müş ba, ve biri milletvekili, teselli ve bizim durumumuzdaki ülkeler için terek umdeleri olarak tesbit ve ilk tedavi ve derman havasını, cankurtarandır. tâyin etmeğe mecburdur. Benim koyu ve şiddetli bir polıtikanm Onu böyle bir noktadan görüp sahsî fikrim tnıdur. Anayasa mem çekişmesi şekline sokmağa çahemen bize de gctiren insanlardan lıştılar. lekette d«mokratik rejimin istikAllah razı olsun demek borcumuzrar içinde bulunmasmı, istikbalde Bu hâdiseler siyasî hayatımıdur. Cumhuriyetin ve Cmhurivetin aziz zın bünyesine yerleşen şiddet po prensiplerinin âni ve tehlikeli ka litikasınm ânzalarıdır. Muhaleİsraelli virtüozlar geliyor nunlardan masun bulunmasmı te fet partilerinin bünyesine . ârız Yarın saat 13 te Israelh meşhur vlmin edecektir Bueünkü anayasa olan şiddet politikası. gene kendi yolonıst Baruch Liftmanla pivanist mızın çok kuvvetli tarafları yanm :çlerinde, kendi arkadaşları ta Esther Sametnik Homstein hava yolu ile şehrmiıze geleceklerdir. da. açık tarafları da vardır 27 se rafından reddedilip düzeltilincenelik tecrübeden bazı esaslı ders ye kadar, şiddet politikasının kıMEVLİDÎ NEBEVI ler almtnıştır. rıcı, yıkıcı neticelerini bu memBabamiz Armator TÜCCOT leket çekecektir. SIRRI DEDEnin Milletin iradesl vafatının ikinci senei devr'.yesi müVatandaşlarım Siddet politikası nasebetile ruhuna ithaf edilmek uzere Yeni seçimde memleketin si 26 mart 1950 tarihine musadif pazar Vatandaşlarım, Vatanda dirlik düzer.liğin muha yasetmi hastalıktan kurtarmak gunu oğle namazını muteakıb Şışll camii şer'finde Mevlidı Nebevi kıraat fazası, herşeyden avvel. siyaset mü seçmenlerin elindedir. Memle olunacağı: merhumu tanıyanlar'a ihket tahammül: sffr ve vatan vanı dınin ittılâlarına arzolunur. cadelemizin fena bir hastalıkten Strrı Dede oğuUarı kurtulmasma bağlıdır Bu hastalık. daşlar arasında düşmanlık olma tarihten gelen kökleri ve bizim beş masmı benım anladığım gibi, esenelik taze demokrasimizin tec her meselenin üstünde bir ACI BİR KAYIB reylerile. rübesiz mücadeleleri içinde muha hemmiyette tutarsa Merhum Salım mahdumu, lefet partilerinin bünyesine yerleş memleket siyasetini bu istikame paşa miştir. Bu hastalıî'n adı. şiddet po te tevcih edecektir. Siyaset mü Selânik Polis Mulitakasıdır ve şiddet usullerinin cadelesini hiç bir felâket anında duru merhum Mudahi bırakmamak ve vatandaşı, sa beyın yeğenı muvaffakıyet vasıtası zannolunmahattâ Cumhur Başkanı ile temas ve Nejad Doğanın sıdır. Aynı milletin aynı istidadda saympederi, Anetmekten men etmek usulünds kara Tekel Başevlâdları olarak. iktidarda bulunan ve ıddiasmda bulunan poHika mudurîuğunden ebizler de, şiddet usullerine kencıları tercih ederse. takdir mil mekli ve Tutum dimizi kaptırabilirdik. Eğer baba letin, ve hürmet bizimdir • Bankasî Metlisı • larımızdan daha sabırlı olmasayidare azasından M E H M E D dık. bugün içinde bulundusumuz ALİ SELGUR rejim daha bir kaç sene evvel so Güreşçilere çekilen teîgraf Hakkın rahmet ne na ererdi. Biz iş ba=mda kalarak. Ankara 25 (a.a> Türkiye Mil kavuşrr.uştur. Cenazesi bugvın 26'3 950 şiddet taraftarları iş başına gelerek lî Talebe Federasyonu Başkanı Can pazar =aat 11 de Taksim Lamartin cadsona ererdi... Ve yüzlerce ve yüz Kıraç Federasyon adma güreş ekibi desind*1 Fulya apartımanından alınıp lerce senedenberi tarihin göğsüne Başkam Vehbi Emreye güreşçileri Şışli camiınde öğle namazı kılınarak kazılmış olan hüküm. yani «bu top mizin basarılarını tebrik eden bir Zıncirlikuyu Asrî mezarlığına defnedilecektir raklarda demokrasi olmaz. hürri telgraf göndermiştir. Allah rahmet eylesın. yet olmaz» hükmü bir kere daha isbat edilmiş olurdu. Bizim sabrımız. memleketi bu neticeden kurtardı. Karşı partiler Fakat, karşı partiler içinde idareyi ellerinde bulunduranların şiddet politikasına mâni olmağa ımkânımız yoktur. Memlekete açıkça söylemek isterim ki, demokratik rejiminfı feyizli olarak devam etmesi" iktidarda bulunanın sabırIstanhul ^ Galata + Beyoğlu lı, tahammüllü olmasına, halkı şiIzmir ^ Ankara (Anafartalar) kâyetleri haksızlardan ayırarak, şubelerimizde vatandaşı memnun edecet tedbirleri bulmasına ne kadar bajlı ise, ve muhalefette bulunan partilerin sabit fikirlere kapılmıyarak ve aşiHer türlü döviz işleri bütün şubelerimizde kâr hakikatleri reddetmiyerek, şid det politikasmdan vazşeçmelerine de o kadar bağlıdır. Şiddet politikasmı muhalefet partileri içinde tasvib etmiyen, bu partilerio güode uosurlan, hesabsızdır, Almanya için Travelers Çekleri (De MARK) YAPI ve KREDÎ BANKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle