10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 Mart 1950 CUMHURtYET BtR DAKÎKA Lübnanda bir suikasd 21 yabancı gazeteci dün Ankaraya geldi Bastarafı 1 inci sahifede hakkında sorulan suallere karşı Ankara 15 (Telefonla) MecliBir kaç gün önce Lübnanda vuku (Time and Life), James Burke (İn Türkiyenin bjlhassa yiyecek ve mabıılan fakat akim kalan bir suikasd, dianapolis News), John Christie denler bakımından Avrupaya büyük sin bugünkü toplantısmda çiftçiyi dikkati bu yakın dost ve komşu (NcGraw Hill Publishirg Co.), Al yardımlar sağlayabileceğiıü, bunu topraklandırma hakkındaki kanumemlekete çevirmiş bulunuyor. vin Cocking (Acme Newspictures), sağlamak maksadile Türkiyenin nun görüşülmesine devam edilmişSuikasdin hedefi, Lübnan Başba Waldo Drake (Los Angeles Times), kalkınması için çalışıldığını ve bu tir. Son maddeler görüşülürken Cev kanı Riyaz ElSulh Bevdi. Kendi Allan Dreyfuss CReuters), Celia nun için de önce ziraat sahasmda det Kerim İncedayı, saıiblerine bısi Lübnan istiklâli uğrundaki mii Dreyfuss (Daily Teleçraph), Carl ve sonra da madenlerde kalkınmayı rak:lan arazi üzerinde veya kenacahedelerile ve bu mücahedeleri Gossett (NewYork Times), Ed. L. sağlamak gayesile programlar ya nnda kurulmuş köyler veya evler başan ile neticelendirmek yolun Haaker (National Broadcasting pıîdığını ve bunların tatbikma baş bulunduğu takdirde, istimlâk edilerek içinde oturanlara verilmesini daki fedakâriıklarile tanınmış ve Co.). Robert Kleiman (Us News & lanıldığını söylemiş ve Türkiyede teklif etti. Bu teklifin lehinde ve sevilmiş bir şahsiy^ttir. Lübnanm World Report), Ernest Leiser (Obaşta krotn gelmek üzere en kıy aleyhinde konuşuldu. Sabit Sağırbir sömürge olmaktan çıkmasına, verseas News Agency), Irving R. metli madenlerin bulunduğunu işa oğlu, arazi sahibinin meselâ, ortakşerefli ve ileri bir Arab milleti o Levine (International News Serret eylemiştir. çısmı barındırmışsa, bu evlerin islarak milletlerarası hayatta yer vice), William K. McClure (Warner Pathe News), John Meehan almasına çalışan ve muvaffak olan General Mc Bride, Türk ordu timlâkine gidilmesinin arada nifak Riyaz Bey. Lübnanın bu durumu (United Press), Lvford Moore (A sur.da Amerikan usulü tedrisattan çıkaracaeını ileri sürdü. Ali R:za ıııı muhafaza etmesini de millî bir merican Broadcasting Co.), Richard bahsetmiş ve halen Türk ordusun Arı ve İhsan Yalçm, senelerdenberi oturan hattâ mezarlıkları dahi oesas tanıyan ve bir takun müfrit S. Mowrer (Christian Science Mo Üa muhtelif tin silâhlarm bulunmalere alet olarak Lübnanı Suriyeye nitor), David Nichol (Chicaço Daily ., , lan bu gibi kövlerin bu yüzden başsına rağmen bunlarm katıştırmak yolunu tutmıyan mu News), Capt. Vernon Pizer (PIO miKtarmm , • " . Officer USFA), Gerkard Stindt fittikçe azalmakta olduğunu söy ka tarafa taşmma zorunda bırakıOn altı yıldanberi İstanbul Ünitedil ve basiretli bir siyasidir. lemiş ve bugün ordudaki silâhların (News of the Day MGM), Jerry versitesi Tıb Fakültesine bağlı Diş Lübnanla Suriyenin birbirine ka Waller (Stars ar.d Stripes), Ken yüzde 75 inin Amerikan silâhları lamıyacağmı anlattılar. Neticede bu teklifin nazarı dikkate alınmak ü Tababet okulu direktörlügünü yatışarak tek bir devlet teşkil etme Zumwalt (Stans and Stripes), Doolduğunu kavdederek askerî proe zere koırnsyona gönderilmesine ka pan cerrahî profesörlerinden A. leri, dış yüzü cazib görülebilecek, nald P. Done (Associated Press)r a m n Türkivede muvaffakıyetle rar verildi. Kantorowicz, Universite ile olan hattâ niçin biran evvel gereeklcş ten mürekkebdir. tat'cik edildiğini bilhassa belirtmişYarın bu maddelerin de müza mukavelesini feshetmiş olduğundan tirilmediği sorulacak bir sualdir. Heyet alandan doğruca Harb tir. keresinden sonra tasarınm birinci pek yakında memleketimizden ayFakat işin içyüzüne vâkıf olanlar rılacaktır. Batı Almanyada Bonn için böyle bir sual varid değildir. okuluna gitmiştir. Okulda sınıflarTürkiyede «ahsî tesebbüs hakkm defa görüşülmesi sona erecektir. Üniversitesinde ilmî çalışmalarma Bugün Lübnan, bir çok llususiyet da dersler takib edilmiş ve öğle ye daki bir suale karşı Russel Dorr, İkinci oturumda tapulama kanunu devam edeceğini kendisile görüşen lcri haiz olan bir Arab memleketi meği burada yenilmiştir. Oğleden şahsî teşebbüsün ilerlemesi için ça tasansmın görüşülmesine başlandı. sonra öğrencilerin yaptıkları gösTasarmn tümü hakkında Ahmed bir muharririmize bildiren Profedir. Bu hususiyetlerden hiri ohşıldığmı ve yeni kurulan Sanayi ve sör, memleketimizde geçirdiği on nun bir çok din ve mezheblere teriler alâka ile takib edilmiştir Kalkmma Bankasmın bilhassa buna Remzi Yüregir, İhsan Ongun Misafir gazeteciler Harb okulundan Kemal Silivrili sitayişkâr bir lisan altı yıllık intibalarını da şöyle hu*alik olan kimselerin vaşadığı bir çalışacağmı söylemiş ve Türkiye lâsa etmiştir: memleket olmasıdır. Bu din ve sonra Tank okulunu ziyaret etmış ekonomisinde bir üerleme olduğu la konuştular. Yarın 15 te devam lerdir. « Halen 70 yaşındayım. Günün üzere oturuma non verildi. mezheblerin başında Marunilik genu, fiatlann kontrol edildiğini, ihBasın toplantısı sekiz saatini klinikte, elimde bıçak lirie de İslâmiyet onu hemen takib racatm arttığını, kömür istihsalinin olduğu halde hastalarımla geçirdieder. Fnkat avnı zamano'a Lübnan A n k a r a 15 (Telefonla) Ş e h r i fazlalaştığını bildirmi?tir. ğim için, güzel türkçeyi konferans içinde Dürziler, Şiiler, Nusayriler, mizde b u l u n a n yabancı gazeteciler verecek kadar öğrenemedim. On Albay Ferguson da, Türk pilotRum ortodokslar, Ermeni ortodoks g r u p u b u g ü n yapılsn gazeteciler yıl durmadan Türk vatandaşlığına lar. Ermeni katolikler, hür protes toplantısmda, General Mc Bride, ları hakkında sorulan bir soruya, Bastarafı 1 inci sahifede tanlar yaşar ve bu küçük memle Amiral Gender, Albay Ferguson ve Türk pilotları iyi yetişmektedirler. rul ve kurumlar tarafından yapıl geçmeğe uğraştım, mümkün olket bir din ve mezheb mahseri Rossel D o r r ' a T ü r k i y e n i n Marshall Hepsi cesurdurlar. Türk genclsrinin mış olması Eskişehirlilerin büyük madı. Çünkü Türk kanunları bi mahiyeti kazanır. Bunların şimdiki y a r d ı m m d a n n e dereceye k a d a r hepsi muvaffak olmaktadırlar, de acılarını daha şimdiden kesin ola emeklilik hakkı tanımıyor. Bu sebcble memleketime dönüyorum. en mühim korkusu, Arab ve İslâm faydalandığı h u s u s u ile diğer k o miştir. rak gidermiş ve onları mesud bir ekseriyeti içinde hususiyetlerini ve n u l a r üzerinde muhtelif sualler Burada geçirdiğim yıllar hayatımm Boğazlara karşı bir hareketin ih geleceğin sahibi kılmıştır. hiiviyetlerini kaybetmektir. Çünkü s o r m u ş l a r d ı r . en mesud zamanıdır. En çok betimal dahilinde bulunup bulunmaKendilerinin içten duygularına bu memlekette din ve mezheb kayğendiğim şehir İstanbuldur. Bu Russel Dorr, m u h a b i r l e r i n T ü r dığı yolundaki bir soruyu da Ami tercüman olarak büyük Türk millegusu henüz milliyet kayçusundan şehri o kadjir sevdim ki burada kiyeye yapılan y a r d ı m ve T ü r k i y e ral Gender, «zannetmem» diye kar tine başta sayın Devlet Başkanımıa üstündür. Din ve mezheb kaygukendime Türk mezarlığında bir yer nin A v r u p a d a k i iktisadî değeri şılamıştır. oldukları halde Cumhuriyet hüku bile satın almıştım. sunun. milliyet kaygıısunu herşeyrnn ıılllllllllllllllllllllllllllimiUIIII metine, yerli, yabancı, daire, müeden üstün sayması için tam ve geTürkiyede ilim ve te=Vilâtlanma essese kurum ve kurullara başlaniş bir din hürriyetinin, yani lâikbakımından muazzam bir ilerleme rında Marshall Plânı Yardım He yapılmıştır. İstanbul Üniversitesi liğin hiiküm sürmesi icab edcr. yeti Türkiye İdarecisi Mister Rus ileri dünya üniversitelerinden biri T^übnanm Maruni ekseriyati sell Dorr, sayın Bayanları ve meş» olmaya namzeddir. Burada gerek dirî hiiviyctini kaybetmcmek arztisıındadır. Herşeyden evvcl gthur piyanist Jose İturbi bulunan tedris, gerekse taleb» randımanı reken hal, onıın herhangi duruni yabancı zevata sonsuz minnet ve çok yüksektir.» içinde bu hüviyetini kaybetmiyeceşükranlarımızm sunulmasına delâ Baştaratı 1 inci sahifede Baştaratı 1 inci sahifede ğini ve katolik ıre7hebine bağlı muazzam bir kalabahğı partiler a engelliyen en korkunç unsur Sov letlerini Anadolu Ajansından saykalabileceâini, bu bağlıhğın kenrasmda seyyar hale getirdi. Sanki yet komünist emperyalizminin As gılarımla rica ederim.> disine sağladığı vicdanî huzurdan yüzbinlerce vatandaş, o kapıdan bu yada yayıîma teşebbüsü ve bunun Eskişehir Belediyesinin felgrafı hoşnııd olmağa devam edcceğini ve kapıya mekik dokumaktadır: DeEskisehir Belediye Baskanlığın[erektirdiği sömürgeleştirme siyabu yüzden hiç bir müdahaleye ma mokrat Partiden C. H. P. ye, C. H. dan ilimiz Vali ve Belediye Başsetidir . ruz kalmıyacağını. yani hem Arab, P. den Millet Partisine. Bastarafı 1 inci sahifede Amerika yardımı her çeşid hu kanlığma dün gelen telgrafta şeh Belediyenin, Konservatuarla ilgihem katolik olarak yaşayabileccğini Bu oynak üyelerin seyrüseferi, susî duruma mutabık bulunmak rİTiiz halkınm fe'.âketzedelere yapispat etmektir. Bu Maruni cemaatî, lenmesini lüzumsuz addettiğini, bu üstelik methüsena vesilesi olmakkendi kaynaklannın imkânı öl tığı yardım ve eösterdiği alâkaya mevzu ile Millî Eğitim Bakanlığının şimdiki Lübnan varlığının olduğu t,a, her teşriflerinde övülmekte, fate^ekkür eclilmektedir. ' gibi devam etmesinde en büyük em kat avdetlerinde partinin ayıklan çüöünde yapılmak lâzımdır.» meşgul olması lâzım peldığini ileri Mr. Acheson, Çinin nrLk AmeAnkara 15 (a.a.) Eskişehirin sürmü?tür. Söz alan Vali ve Beleniyeti hissetmekte olduğuna göre dığı, posalann atıldığı, ajanların dolayısile diye başkanı Prof. Fahreddin Kebu varlığı devam ettirmck ve onu temizlendiği şeklinde yorumlan rikadan stratejik malzeme almayı uğr.ınhğı sel felâketi hoşnııd etmek millî bir vazifedir. maktadır. Bazr cerbezeü eleroanla beklememesi lâzım eldiğini, Ameri Fransa Büyük Elcisi M. Jean Les rim Gökay: Bu Maruni kütle, bir gün gelir de, rın, karşı partilere sokularak, üye kanın kendisine düşman olduğunu cuyer. Dış Işleri Bakanımıza gön* İstanbul şehrinin konservatuhissettiği bütün endişelerin boş ol lerini ayartma yolunda geniş ölçü ilân eden kimselere hediye vermek derdiği bir mektubla gerek hükuara ihtiyacı olduğunu hepimız biduğuna, dinî ve vicdanî hürriye de faaliyete geçtikleri muhakkak tasavvurunda olmadığını anlatmış, metinin ve gerek şahsmm bu felâliriz» diye söze başlamış ve detini her zaman muhafaza edeceği tır. Alabıldiğine üreyen bu çekilme daha sonra son Sovyet Çin anlaş kıetten duydukları derin teessürü vamla: masmı tahlil ve tenkid ederek Çi bildirmiştir. ne, fakat aynı zamanda Arablık ve katılma haberleri, bilhassa ta« Orkestranın yaşaması için kütlesi içinde bir varlık teşkil et rafsız çevrelerde ibretle temaşşa ni iftihara değer mazisine rağmen tiğine ve bu varlığın katoliklik ile edilmektedir. Spor kulübleri tara Sovyet poliüka ve ekonjmisine kö Çin'.i açhktan ölmek tehlikesile kar yatıh okulu muhafaza etmemiz lâalâkasının hiç bir tehlikeyle karşı fından uygulanan usulün siyasî le olmak suretile Sovyetlerin kuca şılaşıyor. Buna rağmen Çinin istih zımdır. Riyaseti Cumhur orkestralaşmadığına inanacak olursa. o za partilere örnek clması isteniyor. ğına atılmış olmakla itham etmiş sal ettiği gıda maddeleri Rusyaya smı bile eleman bakımından İstanman onun daha başka Arab kiitle Bu da, parti değişürecekler hak tir. Çünkü Sovj'etlerin Mançuriyi gönderilecektir.» bul Konservatuarı beslemiştir. YaAsya milletlerinin artık sefalet kında operayı kuruyoruz. Operanm lerile birleşmesine zerre kadar mâ kında senenin ancak muayyen bir bir takım şartlarla iade edecekleri ni kalmaz. zamanında muamele yapılmasıdır. va'di bir aldatma jestintlsn ibarettir ten ve yabancı tahakkümden bık yaşaması için, bu mektebin ve koBu hazin manzara, işi profesyonel ve geç kalmış bir gasıtılığı itiraf mış olduğunu anlatan Mr. Ache ronun yaşaması elzemdir. Orkesson, Amerikanın Asya milletlerine tramızla iftihar ediyorum. İturbi, Bu işi çabuklaştırmağa uğraş hale getirenler için böyle bir'trans mahiyetindedir. Sovyetlerin beş yıl içinde Çine yardım ederek isteklerini destekmak, Arab milliyetçHiğinin, bir ta fer ayına kat'î lüzum olduğunu isorkestramızın beynelmilel bir <ır300 milyon dolarbk yard'mda bukım garantiler eksikliği yüzünden pat etmektedir. M. S. E. lunacaklarmı kaydeden Mr. Ache lemek suretile bu inkılâba muzahe kestra olduğunu söylemiştir» • deret etmek istediğini söylemiştir. bir takım acı ayrılıklara uğramasımiştir. son, bu yardımı Amerikanın 1948 Amerikanın bu Asya milletlerine na sebeb olmaktır. Yani henüz olSinob limamnı de Çine dört yüz milyon dolarlık nasıl yardım edeceğini belirtmek Vali, bundan sonra, hayır cemigunlaşmıyan bir milliyetçiliği, olyardımı ile kıyas etmenin müm için güney doğu Asyaya bir heyet yetlerini kontrola tâbi tutacağmı, gunlaşmış telâkki etmenin doğuhamsi bastı kün olmadığmı söylemiş ve Çinin gönderdiğini bildiren Mr. Acheson suiistimale hiç bir zaman göz yumracağı bütün kötülükleri Arab milSinob 15 (a.a.) Liman, şim bugünkü manzarasını şö/le tasvir burada milletlerin, varlıklarının ve mıyacağını belirtmiştir. letine yüklemektir. Bu da ancak diye kadar misli görülmemiş kadar müesseselerinin desteklenmesini he Oğleden sonraki müzakerede, ŞeMaruniliğin yabancı bir himayeye çok hamsi ile dolmuştur. Dün tu etmiştir: «Çinin bugün karşılaştığı man yecan ve gururla istediklerini bil . hir Tiyatrosu bütçesi görüşülmüş iltica etmesine sebeb olur ki Arab tulan hamsi 60.000 kiloyu bulmuşzara açlık ve kıtlıktır. Kırk milyon dirmiştir. Ive aynen kabul edilmiştir. lık için en büyük felâkettir. tur. Denizden Samsuna, kamyonLübnan Başbakanı Riyaz Bey, larla da Ankara, Boyabad, TaşköpPROF. NIMBUS'UN MACERALARI: bütün bu hakikatleri gözönünde rü ve Kastamonuya hamsi sevkine tutan ve Arab milliyetçiliğinin bü başlanmıştır. tün bu ohrunlaşma safhalarını hızlandırmağa çalışan basiretli bir kat bu suikasd, bütün Lübnanda, şahsiyet olduğu için Lübnanm ay Arab âleminde ve Lübnana dost rı bir devlet teşkil etmesini ve bu olan bütün memleketlerde anoak devieti yaşatmağa devam etmesini teessürle karşılanmıştır. Çok şükür, son derece lüzumlu görmekte ve suikasd akamete uğramış ve Lübnan bu yüzden müfritlerin düşmanlığile hakikî tekâmülünü takib etmek imkânını elde etmiştir. krrsılaşmayı göze almaktadır. Aziz ve kıymetli dostumuzu tebKendisi. müfritlerin mümessili olan «Suriye Millî Partisi» Reisi rik ve Ortaşarkm en güzel ve en Anton Saadeyi idam ettirmekte te değerli parçalarmdan olan Lübnareddüd etmemisti. Buna karşı bu nın millî tekâmülünü huzur içinde defa kendisi bu partinin bir sui takib etmesini temenni ederiz. Ömer Rıza DOĞBUL kasdile karşüaşmış bulunuyor. Fa Toprak ve Tapulama Kanunları Yur, vur duymayor Hükumet partisine bağlı arltadaşlanmız, Eskişehir'in uğradığı, seylab âjetine aid makalelere umumiyetle şöyle başlıkl'ar koyuyorlar: «Sel jelâkctinden çıkan dersler.» Fakat ne kadar da çok ders, Yarabbi! Ben diyeyim Erzincan, slz deyin Çukurova, seneler senesi ders üstiine ders gidiyoruz ve bir şey öğrendiğimiz yok. Sakın bir yanhşlık olmasın. Acaba uderslerden çıkan jelâketlem mi demeliydi? D. N. Millî Gttreş Takımı bugün hareket edecek Bastarafı 1 inci sahifede Umum Müdür de bu asil jest karşısında çok mütehassis olarak kendisini Halilin yedeği olarak kadroya almıştır. Oktavla Zaferin arasında bir tefrik yapmak da kolay olamamıştır. Zafer de Oktavın GrekoRomen branşmdaki tecrübe ve ihtisasmı kabul ederek çekilmiştir. Tevfik Yüce ile Ahmed Şenolun tercihi meselesine gelince bunu, kantar halletmiştir. Şenolun Yüceden 3 kilo daha ağır bulunması Tevfiğin lehine olmuştur. 1950 Dünya şampiyonasına katılacak Millî güreş ekipimiz böylelikle şu şekîi almış bulunmaktadır: 52 kilo: Ali Yücel 57 kilo: Halil Kaya 62 kilo: Mehmed Oktav 67 kilo: Tevfik Yüce 73 kilo: Celâl Atik 79 kilo: Ali Özdemir 87 kilo: Âdil Candemir Ağır: Muharrem Candaş. Güreş Fedfcrasyonu Başkanı Vehbi Emre de takımımızın durumu etrafında şu izahatı vermektedir: < Takımımız, bazı menfi iddialar hüâfına nefes ve kudret bakımından tam bir durum arzetmektedir. İsveç, Fransız ve İtalyan güreşçilerile yapılan karşılaşmalar güı eşçilerimiz için gayet iyi bir hazırhk olmuştur. Yalnız elimizde olmıyan bazı talihsizliklerle karşılaştık. Yaşarın bütün va'dlerine ve bizi bekletmesine rağmen gelmeyişi, bizi pek muhtemel bir birincilikten etmiştir. Bu müsabakalardaki takım şansımıza gelince; şunu söyliyeyim ki Stockholm'dan ümidimiz vardır. Fakat daha şimdiden nasıl bir derece alabileceğimizi tahmin edemem. Gayemiz kazanmaktır.» Diğer taraftan; iki aydanberi bizim güreşçilerle birlikte çalışan ve kampta bulunan 4 Fransız güreşçisi de bizim kafile ile birlikte Stockholm'a hareket edecektir. Yaşann güreşlere katılmaınasının İsveçteki akisleri Dünya grekoromen birincilik leri için Stockholm'da yapılan hazırlıklar son safhasına gelmişt:r. Müsabakalara katılacak takımlar birer birer gelmekte ve kendilerine ayrılan otellere yerleşmektedirler. Şampiyonanın kuvvetli takımlarmdan olan Macarlar bugün Stockholm'a muvasalat etmışlerdır. Macar takımının ekseriyeti olimpiyadda ve bundan evvel yapılan müsabakalara iştirak etmiş tecrübeli güreşçilerdir. Macar takımı şu güreşç'lerden mürekkebdir: Szilagyı, Biringer, Hulaı, Garszilaussy, Nemeth, Kovaes, Bobis. Macar takımının kaptanile görüştüm. Bana bu müsabakalar için iyi hazırlandıklarmı s^yledi. Ve Türk takımının vaziyetini sor du. Yaşar Doğunun gelmiyeceği, şimd:den bütün İsveçe ve misafir takımlar arasına yayrlmış bulunmaktadır. İsveçliler bundan memnun görünüyorlar. Yaşarın sıkletmdeki güreşçiler de; «İşler şanslı gidiyor» dıyorlar. Bugün alınan bazı haberlere göre, Rusların müsabakalara iştirak etmiyeceği ve ancak seyirci olarak gelecekleri söylenmektedir. Fakat son dakikada Sovyetler.n çok kuvvetli bir takımla müsabakalara katılmaları daima gözönünde bulundurulmaktadır. Burada İsrail Lübnan karşılaşmalarma da büyük ehemmiyet verilıyor. Siyaset her ne kadar spor sahasmdan daima uzak ta kalmağa mahkum ise de, spor cular, rakıb memleketle yapılacak müsabakaların heyecanından bir türlü kendüerini kurtaramamaktadırlar. Lübnanın hafif sıklet güreşçisi Şerif, çok kuvvetli ve ümidli bir vaziyettedir. Kendisini İsveçliler de beğeniyorlar. Bu güreşçi «korkunçD kelimesile tavsif edilıyor. Diğer taraftan güreş talimatnamesinde de ehemmiyetli değiş:klikler yapılmıştır. Bugün Bey nelmilel Güreş Federasyonu ikın ci başkanı M. Culomp ile görüştüm. Yeni talimatnamede önemli değişiklikler yapıldığını, yeni kararların son gün bildirileceğini sövledi. Salhorde derdlerimiz.. u salhorde kelünesini yeniler anlamaz. «Yıllar 1 ^^^ yemiş» manasınadu . O halde şuna yıllanmış dese..e! siteminde bulunan okuyucularımıza naçizane hatırlatırız ki; türkçeyi sadeleştireceğiz diye bütün ifade farklarını tesviye etmeye no hakkımız vardır. ne de iktidarımız. Bu dili, asıriaıdanberi kullanmış ve ona yeni manalar katmış olan dedelerimizden aldığımız kuvvette ve hiç değilse o kuvvette olarak muhafazaya mecburuz. (Salhorde) keHmesindeki mana yıllanmışta yoktur. Hattâ biraz dikkat edilirse yıllanmış kuvvet. salhorde zaaf ifade eder. Ne ise o tarafa sapmıyalım da sözümüze devam edelim: Salhorde derdlerimiz vardır ki; hâlâ halledememişizdir. Bu kimiı» kabahatidir? Bizim, hepimizin kabahatidir. Bir memlekette içtimaî, siyasî ve iktisadî hâdiselerin hepsi o memleket sakinlerinin malıdır, eseridir, iyi veya kötü. Dışarıdan bir yabancı müdahalesi eseri ol» mamak şartile bütün bu hâdiselerin failleri o memleketin adamlarıdır. Bizde de halledilemiyen derdlerin mesulü biziz. Bunlardan birf de ekmek davasıdır. Gün geçmea ki. halk veya hükumet, yahud Belediye bu ekmek işile meşgul oltnasın. İstaııbulda ekmek davalarile bir trust olan Ekmekçilcr Cemiyetinin çok yakın alâkası vardır. Ekmekçiler de diğer esnaf gibi para kazan» mak isterler, lâkin bunun rekabetbir ticaret şekline girmesi daima süphe doğurur. Gerçi Belediye ckmeğe bir azamî fiat koyuyor. Lâkin bundan aşağı satanlar da var. Ve bu adamlar ekmeği ziyanla «atmıyorlar. Günün birinde cemiyet bunları da içine alryor. Hattâ hunlara cttikleri kârı ödeyip fırınlarını kapatıyor. İş bu şekle girinca İstanbul ekmeği tek elde demektir ve günün birinde hele serbest ticaret rejimi ortaya çıkınca bu cemiyetin fırıncıları tahrik edip yenl yeni istekler ileri sürdurmiyeceğini kim temin eder? Zira bu cemiyetin kurulmasından maksad, sünnet cenuycti yapmak olmadığı meydandadır. Bu cemiyet kanun himayesinde bir müessese olduğuna göre buna ' kanun yolu ile mukabele kabil değildir. Şu halde fırıncıları yola getirmek için iktisadî çarelere başvurmak lâzımdır. Bu da şehirdfl büyük kapasitcli bir kaç modern ekmek fabrikası kurmaktan ibarettir. Bu fabrikaların gayet temia ve pişkin. anıbalâjlı olarak çıkaracağı ekmekleri halk tercihan alacnğına göre fırıncılar ve cemiyetinin bunun önünde boyun eğeceğt hattâ cemiyeti feshedecekleri mu hakkaktır. Etmezlcrse de birguna tesirlcıi olmaz. Yıllardanberi halk ve Belediye ile mücadele halinde bulunan bu ticaret erbabının aralarında cemiyet kuracak yerde, para toplayıp büyük ekmek fabrikaları kurmadıklarına şaşmamak kabil değildir. Onlar bunun lüzumuna kail olacaklar; fakat o zaman iş işten geçmiş olacaktır. Eski bir İmparatorlıık merkezi milyonluk bir şehirde hâlâ bir ekmek fabrikası kurulmanııs olmasmın ve ekmeğin orta çağ usullerile pişirilip dağıtılması Prof. Kanforovrîcz memleketimizden ayrılıyor Eskişehre yapılan yardımlar Milletvekilleri arasın Amerikanın Kızıl da parii değiştirenler Çine yaptığı mühim aritı ihlar Stockholm, 15 (Hususi surette gönderdığımiz arkadaşımız Haluk Durukal telsizle bıldiriyof) Şehir büfcesi kabul edildi Bayar, bugün Eskişehire gidiyor Bastarafı 1 inci sahifede seçimlerin kazanılması yolundaki faalıyet üzerinde teksif etmiştir. 30 martta yapılacak'kongrede bü tün hususların görüşüleceği ve hiç bir meselentn gizli kapalı kalmama sma gayret edileceği belirtilmektedir. Bu suretle parti kendisini dışarıya en kuvvetli bir şekilde göstermek imkânmı kazanacaktır. Ayın on sekizinde ilçe başkanları yeniden toplanarak seçim hazırlıkları yolunda görüşmeler yapacaklar dır. Millet Partisi İstanbul il kongresi Millet Partisinin İstanbul il kongresinde hazır bulunmak üzere, Millet Partisi Genel Başkanı Hikmet Bayur ve Millet Partisine men s.ub milletvekillerile genel kurul üyeleri perçembe günü akşamı An karadan ekspresle hareket ederek 1731950 cuma sabahı saat 8 de Haydarpaşa garmda hazır bulunacaklar ve İstanbul Millet Partisi teşkilâtı mensubları tarafından kar şılanacaklardır. Hikmet Bayur, kongrede, bir nu tuk irad edecektir. Kongreyi takib etmek ve Hikmet Bavurun nutkunu dinlemek üzere Trakya, Kocaeli, Düzce ve civar vilâyetlerden ve kazalardan Millet Partililer İstanbula gelmeğe hazırlanmaktadırlar. Tıb Faküllesî talebesinin derdi Bastarafı 1 inci sahifede sine ve Büyük Millet Meclisine verüen dilekçenin takibi için bir heyetin de Ankaraya gönderilmesine karar verümiştir. B. M. M. ne 600 imza ile gönderilen bu dilekçede, İstanbul Üniversitesi Tıb fakültesi V inci sömestri 194?'1949 dtrs yılı şubat dönemi imtihanlarında, talebeye verilen altı haktan ikisini kullanmış olan bu talebelerin yürürîükte olan öğretim ve imtıhan yönetmtliğinin 4 üncü maddesine göre, bütün tıb tahsili müddetince çok karışık bir sisteme tâbi kalarak mağdur oldukları belirtilmekte ve talimatnamenin mezkur maddeleri zikredildikten sonra şöyle denilmektedir: «Bütün ümidlerimizi haklı olarak bağladığımız Yüksek Meclisin tıb tahsilimiz boyunca maruz kalacağımız bu sistemsizliğın mağduru olmamamız için dileğimizi kabul ede rek lehimize karar vermes.nı arz 1 ^ " • • • J XT ve istirham ederiz.' j nın a>ıbı. kabahati kımmdır !>eyrcde has ekmek çıkaran, vatanpcr» ' ver fırıncılarınuz?. A Bastarafı 1 inci sahifede tikasına inanmıyorum. Hususî sermaye ile işliyen teşebbüslerin daha iyi netice verdiğine kaniim. Türk San?yi Bankasmın kurulmasınm Türk hususî teşebbüslerine hayırlı olması temennisüe memleketinizden ayrılıyorum.» Devletçilik ve hususi| Bu yazıyı bitirdikten sonra mem *** nuniyetle öğrendim ki; istanbul tesebbüs Belediyesinin de teşvikile Istanbulun üç yerinde ekmek fabrikalan kurulmaya tesebbüs edilmiştir. Bu tesebbüsün gerçekleşmeıtıesi için Fırıncılar cemiyeti tarafından türlü müsküller çıkarıldığı da iddialar arasındadır. Cemiyetin durumunu bilenler bu rivayetlere ister istemez inanıyorlar. Temenni edelim ki bu güzel tesebbüsler yakmda tahakkıık etsin de İstanbul halkı temiz, piskin ve hilesiz ekmek yemek mazhariyetine nail olsun. B. FEI.FK Rusya, rublenin kıymefini altın esasına bağladı Ankara. 15 (Telefonla) Sov yet hükumetince alınan bir kararla. rublenin değeri bir mart 1950 den ıt.baren arttırılmış ve rublenin kıymeti altına bağlanmıştır. Stalinin imzasmı ihtiva eden tebliğe göre, 4.45 ruble biı gram altın it:bar edilecektır. Bir Amerikan doları bundan böyie 4 ruble kıymetinde olacaktır. Sovyet Rusya ile memleketimiz arasında tıcarî münasebetler hemen hemen mevcud olmadığından ruble kıymetinin artışı bizi daha ziyade elçilik ve konsolosluklarımızın masrafı bakımından alâkadar etmektedir. Hs riciye memurları şimdıye kadar bir dolar mukab'linde 8 ruble ahrlarken bir marttan bir temmuza kadar 6 ruble, temmuzdan sonra da 4 ruble alacaklardır. Rusyadaki haricıye memurlarımızın yalnız aylıkları için 162 bin küsur lıra fazla ödenmesi gerekiyor. Bu sebeble hükumetin hazırlamakta olduğu bir kanun tasarısını bugünlerde Meclise sunacağı haber verılmektedır. Basın balosu Cumartesi gunü akşam ı verilecek olan basın balosunun en cazib kısımlarını Istanbul Radyosu yaymağa karar vermiştir. Saat 23.30 ile 24 arcsındi radyo. balonun eğlence saatinc aıd. caz ve Turk musıkisi konserlerıle, balo intıbalarını anlatan bir Ekeçi nakledecektir. O geceki piyango için şehrimizin büyuk muesseseleri cıdden kıymetli hediyeler göndermış bulunmaktadırlar. Ealonun butun hazırlıkları sona ernıış. her senekinden daha muhteşem clması İçin hiç bir fedakârlıktan çekınilmemiştir. P'.vangoda hiç boş olmıyacaktır. Avrupa, Kahıre ve memleket seyahatleri. çamaşır ve supurge makmeleri, radyolar. ve ipekli kumaşlar gıbı çeşidlı zengln hediyeler (1500) u geç K3EM PERTEV i!e CiIdiııİ7İn bahar hayatım idame ediniz. C O m U R İ Y E T » in TEFRİKASI: 1 2 Nakleden: HATICE \1LDAN Fakat ertesı gün, gelen giden olmadı Biz de cumartesi günü Değirmende'eve gittik. Orada geçirdiğim bir hafta ,bu yüzden zehir oHu. Lâkin. baharın bu ilk güzel günlerinde, Değirmenderedeki çiftlik nasıl da bir cennet manzarası gösterivordu. Çiftlik köşkü, öyle muhteşem, heybetli bir şey deeil. Istanbuldaki Serdaroğullarının konağmda mevcud debdebeyi de burada aramak beyhude. Yalnız, köşk, bu noksanını. nesillerdenberi kalbinde taşıdığı. ailenin acı, tath hatıralarile^telâfi edıyor. Dili olsa, dedelerin günindenberi, duvarları arasında cereyan eden ne hâdiselerden, ne d'"*ünlerden, ne doğumlardan, ne ölümlerden, ne şenliklerden bahsedecek! Babamla amcam, çoovkluklarını onun damı slfmda geçirmişler, onun odalarında koşup oynamışlar, bahçesinin ulu ağacları altında emeklemişler. yüıumi;ı«kovalamaca oynamışlar.. Bu çiftlikte benim de bir küçük hissem var. Ama pek küçük. Babam, hayatta iken kendi hissesini! kardeşine sattığı için, ölümünden sonra, amcam, büsbütün mahrum kalmıyayım diye, beni bir küçük hisse ile mirasına dahil etmek büyüklüğünü gösterdi. Değirmenderede bir hafta kaldık. Amcam, çok çalışan, çok yorulan bir adam. Senede bir kaç defa, bu devamh yorgunluğu gidermek için, bizi etrafma toplayıp Değirmenderenin sükunu içinde beş on gün geçirir. Kiçbir gelişimizde, dostlarımız bizi burada yalnız bırakmazlardı. Bu sefer öyle olmadı. Doktorla Server Bey, Istanbuldaki muhim işlerini bırakamadıklanndan gelemediler. Nedim Sabit de, bir gün, günübirliğine geldi, akşamma döndü. Galiba, annesile babası bana bir parça gücenmişler. Bu vaziyet, Mediha yengemm biraz canmı sıktı. Buna rağmen, şğlendik. Eğlenmemize rağmen de, Istanbııla dönerken, Deçirmpnd^reye her" gelişimizde oHuğu gibi gb'7İim arkada kalmadı. Kon>ktan içeri girer girmez, ilk işim, Aliyi sorguya çekmek oHu. Hani bir bey vardı, geçenlerde gelmişti, biliyorsun. O bey tek rar geldi mi? Evet, küçük hanım, geldi. Durun bakayım, ne günüydü... Perşembe... Perşembe günü geldi. Bir de kart bıraktı. Buyurun. Kartı aldım. İsmin altında «ziyaretinizie bulunam^^ığ^na esef eder ve hürmetlerini tekrarlar» ibaresi yazüı idi. Canımın sıkıntısını yüzümden belli etmemek için kendimi zorladmı. Ne dedi başka. Ali? Şansım yokmuş, dedi, küçük hanım. O kadar tnı? O kadar, efffhdim. Memnuniyetle karışık hayal sukutumu, aile efradma anlatmaktan baska >ct.ccak iş kalmamıştı. Yengem, karta lutfen bir göz attı. Güzel isim, dedi. Şaşılscak şeydir; Fevzi Behnan Beyin bu yeni ziyaretinde, gene evde bulunamadığıma esef ettiğimi söy lediğim zaman Mediha yenge, bunu ne gülünç buldu, ne de manasız. Artık, ümidimi kesmiş, bu işe, kapandı nazarile bakmağa başlamıştım. Bir akşam, sofrada, nasıl oldu bilmiyorum. bu bahis yeniden tazelenherdi. Daha doğrusu, amcamm oğlu, damdan düşercesine bu lâkırdıyı açtı. Senin prensten yeni bir haber çıkmadı, Belkjs. Gide geîe bıktı gaüba! Muradın maksadını sezdim. Prens olmadığını ne biliyorsun? dedim. Bunu bilmiyecek bir şey yok ki! Sen kendini bir hayale kaptırmış, pupa yelken gidiyorsun. Gözlerin hakikati bir parça görebilse, ayakların suya erecek. Neymiş o hakikat? Hakikat gün gibi meydanda. Bir kere ,prens dediğin adamın cüzdanında fculunan para topu topu on iki buçuk liradan ibaret olmaz. Bilâkis. İşte bunda yanılıyorsun. Asıl prens olduğu için cüzdanında para bulunmaz. Sen prenslerin, milyonerlerin, krallarm para taşımağa tenezzül etmedi'ilerini bü miyor musun? Peki o bir tane beş kuruşluk posta pulu ile yassılmış sigaralara ne dersin? Bunu düşünmedim. Ama insanm cüzdanında posta pulunun beş kuruşluğu da bulunur, yirmi paralığı da. Buna da peki. Ama isim pek prens ismine benzemiyor, Belk:s. Dünya prensleri içinde bu isimde kimse hatırlamıyorum, Muradın sözlerinde, epeyce hakikat payı vardı. Onun ileri sürdüğü bu aleyhteki delilleri ben de düşünmemiş değildim. Ama gururum, itirafa mâni oluyordu. Öeride ,amcamın oğlunjn haklı çıkmadı ihtimalini eözönüne getirdim büsbütün mahçub olmamak için, biraz ric'at etmek lüzumunu duydum. Prens değilse bile, her halde çok asil bir inran, dedim. Belki de. çok e^ki bir hükümdar ailesi efradındandır. Resmen prensliği yoktur ama, prens ailesinden geldiği için, cüzdanma taç resmi koydurmuştur. Buna kimsenin bir şey demeğe hakkı var mı? Aradan iki gün daha geçti. Meçhul prens lâkırdısmm tir kere daha unutulmağa başlar gibi olduğu sırada, biz tam öğle yemeğinde iken, yemek odasına, koskoca bir gül demeti ile beraber bir de mektub getirdil»r. Demet de. mektub da. Bayan Serdaroğlu adına geliyordu. Ferhunde, evvelâ çiçekçinin adresine baktı. Beyoğlundaki Rus çiçekçinin adını okudu. Sonra. mek tufcu açtı. Gül demeti ile mektubu benim önüme bıraktı, gülümsiycrek: Bunlar sana gelmiş, Belkıs dedi. Bana mı? Çiçeklerin kimden geldiğini nlamıştım. Fakat rüya görmediğime emin olmak için yazıyı ve imzayı görmek ihtiyacmı duvdum. Bizim prensten gelmiş ,dedim. Bakm ne yazıyor. «•Hanımefendi, «Lurufkârlığmıza teşekkür etmek üzere, savısızlığı da göze alarak, üçüncü defa ziyaret ; ; 'e gelmek istiyordum. Fakat, ne yazık ki, hemen bu akşam, diplomatik bir, vazife ile uzakça bir memlekete gitmek mecburiyetindeyım. «Orada ne kadar kalacağ.mı bılmiyorum. fakat size minnettarlığımı arzetmeden de uzaklaşmak <stemiyorum. •Yolda bulduğunuz cüzdan, <;ok kıymetli bir yadişârdı. Onu kaybettiğime çok canım sıkılmıştı. Cüzdanı, gene böyle, bugünkü gibi, vazife Ue yabancı bir memlekete hareket edeceğim gün kaybetmiştim. «Onun, tanımağı pek arzu ettiğim zarif ellerinize geçtiğini, ancak avdetimde haber aldım. • Diplomasi mesleğinin acı tarafları vardır. «Size şükran borclu olduğumu hatırhyarak ve günün birinde. şimdi nefsimi mahrum etmek zorunda kaldığım ziyaretinizde bulunmak ümidile yola çıkıyorum. «En derin minnet ve saygı hislerimi lutfen kabul buyurmanızı rica ederim, hanımefendi.> Fevzi Behnan Nihayet. Fevzi Behnanm, isminden sonra mesleğini de öğrenmiştim. Gerçi, prens değildi, ilk gün, cüzdanmın içinde gördüğüm taçlı markaya bakıp tahmin ettiğim gibi, bir hükümdar hanedamna mensub değildi. Ama diplomattı. Devieti temsil eden bir şahsiyetti, bence prensten farkı pek azdı. Birinci haftasını büyük bir muvaffakıyetle bitiren SİNEMASINDA TAKSİM »! VZMTOtHtll/CVttlltlllAYPM TURKAN UN ATI£ AVCI İCPA7 KUTBAy (Arkası var) yarmdan itibaren ikinci haftasına başlıyor. E v l l i k hayatının altın zlnciri, evleneceklerin saadet güneşi olan bu filmi görmenızi tavsiye ederiz. Aynı zamanda kıymetli ses sanatkârımız Safiye Aylânın ve Lutfi Günerinin nefis şarkılarını dinliyeceğiniz ve gene sanatkâr İFİ'nin kıvrak danslarını göreceğiniz bu film size en büyük helecan ve heyecanı da yaşatacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle