22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 23 Şubat 1950 MAPİSUANE »ATIRALARI Ne idim ve ne oîdum? Hâlâ anlıyamıyorum! 7 ağustos 1943 Maddakna a1 dasmdaki bu sürgün hayatunın ilk günii sona ermek üzere. Şimdi beni derin bir hüzün ve keder kaplamış bulunuyor. Oğlum Bruno'nun ölmüş olduğunu şu anda her zamankinden daha fazla hissediyorum. Gene gayet iyi hissedjyorum ki, bir kaç seneye kadar hayatımın ve kaderimin seyri kökünden değişecek, hattâ sönüp gidecek. 25 temmuz sabahındanberi (1) gazete okumadun. Yalnız, şunu itd raf etmem lâzım ki, gazete okumamaktan dolayı hiç bir eksiklik hissetmiyorum. Halbuki eskiden ga iete okumaktan bıkmazdım ve heı gün düzinelerle gazeteyi yorulmadan, bıfanadan birer birer okurdum. Hissl kablelvuku Talihin ne garib bir cilvesi Üktida n n en yüksek noktasından aczin en derin uçurumuna yuvarlanmış bulunuyorum. Bir vakitler halk tarafmdan çdgınca alkışlanırken şimdi tam manasile unutulmuş bir insan oldum. Daha 1942 ekim ayındanberi Içimde tuhaf ve esrarengiz bir his duymaya başlamıştım: Hayatımın buhranlı bir devreye girmek üzere olduğunu hissediyordum ve bu his gittikça artıyordu. Bunda hastalığımm da büyük bir payı olmuştur. Diğer taraftan, eskiden fotoğraflarımı istiyenlerin sayısı pek çokken sonradan bu taleb pek azalmıştı. Fotoğraflarımı istiyen ler azaldıkça resimlerimi imzalamak hususundaki arzum da aynı nisbette, hattâ belki daha fazla eksilmişti. Fotoğraflarımı sade pazar gün leri öğleden sonra imzalıyordum. Bu resimlerin bir gün olup yırtılacağını, yahud da hiç olmaa sa gizleneceğini hissediyordum. Bu hissimde her halde aldanmamışım. Muhakkak ki şu günlerde bu tahminim «topyekun» bir şekilde tahakkuk etmiş ve gerek fotoğrafçı vitrinlerindeki, gerek evlerdeki resimlerim ortadan kaldınlmıstır. Bu arada, pek cesur olmıyanlar fotoğraflarımı yırtmışlar, yahud yakmışlardır; b:raz daha cesur olanlar ise dolablara saklamışlardır. Bir gün meydana çıkarsa, unuttuklannı iddia edebilirler. Sir transit gloria effigiei (2). Napoleon gibi Evde «SaintHelene adası» t simli filmi derin bir alâka ve dikkatle seyretmiştik. Bu filmde, çok daha büyük bir adamın âkıbeti gösteriliyordu. Ondan çok daha küçük bir adamın âkıbeti niçin aynı olma5in veya ona benzemesin? 10 ağustos 1943 Aradan on dört gün geçti, fakat ne idim, ne oldum, daha hâlâ anhyamadım. Amiral Maugeri'nin söylediğine göre (3) Maddalena adasmda bir senede ancak 20 gün fırtınasız geçermiş. Bugün bu nadir fırtınasız gün lerden biri. Deniz çarşaf gibi Ağaçlarda yaprak kıpırdamıyor 11 ağustos Bu sabah güneş, doğu tarafım kaplıyan kahn kurşunî bulutların arasından zorla sıynlmaya çalışıyor Denizin rengi de karardı, tıpkı Yunanlı doktorlann Denizyollaruıa teşeJvkürü Denizyollarımn «Adana, vapurile Pireden İskenderiyeye giden Yunan dcktorlanndan bir grup adına, Atlna Etlbba Odasından DenlzyoUarı İdaresine bir mektub gönderilmiştir. Mektubda, Denizyolları İdaresince Yunanlı doktorlara gösterilen yakın aiâkadan, yapılan tenzilâttan dolayı teşekkür edilmektedir. Bu arada gemide gördükleri Intizamdan, temizlikten, konfordan da sitayişle bahsedilmektedir. Mussolininm 1 I =haberleri Serbest ticaret hazırlıklan ÜSTÜN MESELELERİMİZDENİ NALINA MIHINA ( bir kurşun tabakasmı ahdırv» yor. Hasılı, havada kışın ilk alâ:mi belirmiş bulunuyor. Nitekim nıu hafızım şöyle diyor: « Ağustos, kışın başlangıcıdır.» Diktatörlük lerin akıbeti Muhafızım Felice da Nunzio adında biri. Aslen Romahymış. Ponza'daki muhafızlarım Frosınone'li Toreüa ile Rieti'li Tizzoni idi. Adaya ilk geldiğim gün beni nezaret altmda bulunduran iki memurun da isimlerini hatırlıyorum: Caserta'h Picazio ile Siragüzah Gentile. Gene oradaki muhafızlardan Palermo'lu Vizzins ile Teramo'lu Bruni benim el yazımı istemişlerdi. İçtimaî veya siyasî bir ehram yıkıhnca, tesiri kaideye kadaı her yerde hissedilir. Diktatörlük idaresi Romalılara has bir müessesedir. Bugün dünyada diktatörlük adı verilan şey bilvasıta ve kollektif bir dik tatörlüktür ve hâdiseler bunun yirmi seneden fazla süremiyeceğini göstermiş gibidir. Yalnız bir istisna görüyoruz ki o da işçi sınıfı üzerine kurulmuş olan bolşevik diktatörlüğüdür. Tehlike işareti 12 ağustos Dün gece nöbetçiler bir takım «şüpheli» gürültüler üzerine, ateş açtılar. Bu sabah saat sekizde tehlike işareti verildi ve hava dâfi topları ateş etti. Ben sadece iki avcı tayyaresi gördüm. Adanın arka tarafından geçiyorlardı. » Hâdise üç, dört dakika ancak devam etti. 25 haziran günü saat 13 den sonra başıma gelenlere herkesten fazla Japon Elçisi hayret etmiş olsa gerek (4). Mahpus bulunduğum bu binayı muhafaza altmda tutan nöbetçi ve memurların da zihni her halde bir takım suallerle doludur. însan ne biçim b ! r mahluk! ğine. dair haberler gelmektedir. Bu emir GELECEK YAZI: İnsan, içinden verilir verilmez Belediye İktisad Mügelen sesleri dinlemelidir. dürlüğü derhaî yeni çeşni tutacaktır. Resmî hizmetleri dısında vazife (1) Hâtıraların almanca tercüalan dr.'ctorlar mesinde bu tarih 28 temmuz oSağlık Bakanlığı, resmî vazifelerl dılarak gösterilmiştir. Bunun bir çı "'da ticaret ve sanayi müesseselerinyanlışlık eseri ve mütercimirj ha de vazife alrr.ıs olan mütrhassıs hetası olduğu muhakkaktır. Zira kirnlerln bir listesinl istemistir. Malum olduğu Uzere. istiz hekimler bunların Mussolini'nin el yazısı bu gibi bu şekilde vazife almalarma itiraz et^»•talej^. nüjjj&d mahiyettedir. mekte idUer. BakanUgın bunlar hak>».... V rte Jfrussblini Savoia sa kında b»zı kararlar alacağı zannedilirayından çıkarken tevkif ediLp yor. Seyyahlar gördükleri hastane otomobilile götürül» kolaylıktan memnun düğü gündenberi gazete okuma~ mış, hâdiseler hakkında ancak kaldılar Brittanic transatlantiği yolcu'arı, İsmuhafızları vasıtasile haberdar tanbulda gümrük. polis ve turizm teşr't. olabilmiştir. (2) Bu lâtince söz «şan ve şe külünden gördükleri kolaylık dolayısile tefekkürlerini vilâyet makamına bilref böyle gelip geçti» mânasına dirmişlerdir. Bunlar İstanbuldan güzel bir havada çok iyi intıba ve hatıragelir. (3) Hâtıralarm almanca tercü larla ayrıldıklarını ayrıca kaydetmişlerdir. mesinde Amiral Maugeri'nin adi Profesör Sıddık Sami ve Amiral Manzoni olarak geçmekmilletvekilliği tedir. Bunun da Mussolini'nin el Son günlerde Ordinaryüs Profesör yazısını okumakta karşılaşılan güçlükten ileri gelmiş bir hata Sıddık Sami Onarın miHetvekll'.iğine ntmzedliği ihtimalleri «ık tık ileri süolduğu anlaşılıyor. Mussolini'nin rülmektedir. Dün bir muharririmiz kenel yazısı hakikaten kolay kolay disinden bu husustakl fikrini sormuş. profesör Sıddık Sami, siyasi hayata okunamazdı. (4) Japon Büyük Elçisi, Mus atılmayı asla düşünmedigini söylemiş ve bu yoldaki rivayetlere son verilmesolini'nin en son görüştüğü dip sinden memnun olacağını anlatmıstır. lomattır. Bu mülâkat o gün saat Sıddık Sami Onar, üç siyasi partiye 12 de yapılmış, ondan bir saat mensub arkadajlarının da, siyasi hakadar sonra Mussolini Kral ta yata karışmak niyetinde olmadığını çok iyi bildiklerini beyanatına llâve rafından tevkif ettirilmiştir. etmiştir. Arabhğın islâmlıktaki hakimiyeti ] ancak üç asır sürebildi. Yedinci Abbasî halifesinden sonra bütün kudretin Türklere geçmesi Dokuzuncu asır ortasına rastlar. HıristiGelişigüzel ithalâtian zararlar , yen olmasma rağmen koyu bir doğabileceğini düşünenler, muh' Arab milliyetçisi olan Corci Zeydan telif emtianın stoklannı ve ' «O zamana kadar Türk askerleri ha yorsun diyemedi ve diyemezdi. Fakat Mehmed Efendi muhitteki o sipariş miktarlanru tespite J Iifeye sadakat yemini ederken on ; havaya ra»men hakikaü pervasızbaşladılar t dan sonra halifeler Türk askerine ca söylemek cesaretini gösterdiği sadakat yemini eder oldular» diye için yalnız bir fikir kahramanı olAvrupanın, Marshall plânın hayıflanır. Leone Kaetano da: «Amakla kalmadı, o aynı zamanda adan yardım gören 19 devlet: a rablar ortaya attıkları yeni dinle dım hürmetle anacagımız bir türrasında kısmen başlıyan muay dünyayı atege verdikten üç asır koloğumuz oldu. 11 inci asırdaki sonra gene çıktıklan çöle çekildiyen nisbetteki serbest ticaret kar Kâşgarh Mahmuddgn, 12 nci asır şısında, Türkiyenin nasıl hare ler> dedi. Zaten islâm hakimiyeti sonundaki Fahred lin Mübarekfahbaşka bir kavmin ket edeceği merakla beklenmek nin Arabdan tan, 15 inci asırdaki Ali Şir Nevaitedir. Bilindiğ. gibi,' Türkiyc, eüne geçeceği üç asır önce Kur'an den sonra 17 nci asırdaki dördünyıllık vasatî ithalâtının yiizde ',da apaçık zikredilmişti. cü büyük türkoloğumuz. 50 sini serbest bırakmış, fakat j «Tövbe» suresinde şöyle denir: * * * bu hususta aldığı kararı henüz ! (Arablara hitaben) «Eğer siz emBu iki taraflı maceradan iki bütatb'ka başlamamıştır. j rolunduğunuz gazaya çıkmazsanız yük realite meydana çıkıvor. Biıi, Bu karar, sanayicileri ne ka Allah sizin yerinize sizden olmıyan Türklerin Selçuk ve Osmanlı isimdar endişeye sevkettiyse, itha •başka bir kavrai ikame edecektir.» leri aîtında Lslâm âlemine hâkim lâtçı tacirleri de o kadar iht: «Mâide> suresinin 57 nci âyetinde olarak devam eden dokuz asırlık yatlı hareket etmeğe zorlamış de, Arabların yerine geçecek o imparatorluğu. Halbuki Emevilerin tır. İthalât serbsstisinden fayda • başka kavm. in vasıfları anlatıla 661 de kurdukları Arab imparatorlanmak suretile memlekete ge rak, o millet şöyle methedilir: «Al luğu az zamanda Endülüsten orta lişi güzel ithalât yapan tacir lah öyle bir kavim getirecek ki Asyaya kadar geniş bir heybet kaler:n mühim zararlara uğrıya onlan sever, onlar da Allahı sever; zandığı hslde ar.cak 89 yıl devam bileceğini hesab edenler, piya onlar müminlere karşı mahviyetli, edebildi. Neden? Pâkistanın millî sadaki muhtelif ithal emtiası kâfirlere karşı kahredicidirler; on şairi Mevlânâ İkbal: «İslâmlığa en nın stoklannı, sipariş miktarla lar Allah yolunda savaşırlar.» büyük darbevi in'liren Emevilerin rını şimdiden tesbit etmeğe başAllah tarafından böyle açıkça emperyalizmidir» diyor. lamışlardır. Bu cümleden ola tebşir edilmek şerefine mazhar oBu, yalnız emperyalistük değil en rak, bazı ticaret işletmelerinm, lan o kavmin kim olduğu hakkında koyu bir şövenlikti. Arab olmıyan küçük çapta bir ranseyman kad müfessirler tarafından asırlar bobütün milletlere «a'cam» diyerek rosu kurdukları görülmüştür. yu türlü türlü tefsirlerde bulunulonları köle gibi gören bir jövenlik du. Çünkü o kavmin kim olduğu İthalâtın tahdidli olduğu şu Halbuki bu islâmlığın esas ruhuna sıralarda, ticaretin oldukça kolay belli olunca bütün müslüman mil en aykırı bir hareketti. İslâmlık ki olduğunu belirten tacirler, ha letleri arasında en şerefli mevki o bütün insan'an eşit gördüğü için kiki ticaretin serbest rejimin baş nun olacaktı. Bir takım müfessir bejerî bir dindi ve islâmlık ki bülamasile ortaya çıkacağını an lerce o kavim ancak «Arab» olabi tün müslümanları kardej bildiği latmaktadırlar. Bunların ifade lir, mademki müslümanhk Arabla için de «meşrikteki bir müslümanın sine göre, serbest ticaret rejimi, başl..dı. Halbuki âyetler gayet açık, burnu kanasa mağribdeki müslü«tüccar» geçinen bir çok kim o kavim «Arabdan başka» dır. Di manın kalbi sızlamalıdır» diyorlu seyi ticaret hayatından ihrac e ğer bazı müfessirler o kavmin <Bi Emeviler mü*lünu.nhğı daha iyi decek ve ortada hakikî iş adam zanshlar» veya «müşrikler» olabi anlayanların kıyamı karşısmda leceğini ileri ^ürdü. Halbuki âyetları kalacaktır. müslümanlığı anlam&yış'annın celer gene gayet açık, o «başka kazasım çekerek jdevrildiler. İkinci vim. müslümandır. Bazı müfessirbüyük realite müslümanlığı anlaler de o kavmin «melekler» olduğu mıyanlarm herşeyden önce müsfikrinde bulundular. Halbuki Kurlümanhğın ruhu tarafından çarpıan gene açık, onun «kavim» oldulacaklarıdır. ğunu söylemektedir. Melekler insan bile değil ki kavim olsun! Onlar ne içor, ne yerler; ne doğar, ne Aybaçmdan itibaren ekmeğin 7981 ölürler; ne de görünürler; onlar randımanh beyaz olarak imal eC.'.cce gövdesizdirler. İslâm âlemindeki rolümüz Ya z a n Polislerin îstirahati ve terfihi ünkü gazetelerde şö}le bir hahcr okudum: İstanbul Valisi ve Bclediye Eeisi, Yeşilköy hava meydanını teftiş etmiş, orada vazifeli polislerin tahtalar üstünde yattık'annı göıerek ilgiiilere pc' : îierin istiralıati temin edilmesini emretmiştir. İnsanların iyi çalıçmsları, veıimli olmaları için. kufi miktarda ifida almaları, rahat uyumaları, iklim ve mevsim ihtiyaclarına uygun bir tarzda iyi giyinme'.eri şarttır. Bilâtefrik sanat ve meslek bu, böyledir. İnsanların hayatında anormal bir zahmet ve meşakkat devresi olan harbde bile, askerin iaşesine, istirahatine, giyinmesine azamî itina edüir. Çünkü insan çeliktcn yapılmış bir mahluk değildir. Bir adam, demir gibi bir seciye ve iradeye sahib de olsa, uzun müddet aç, ııvkusuz, çıplak kahnca takatsiz düşer, uğradığı fizyolojik sefalet, nihayet onun maneviyatmı ve ahlâkını hozar. Biııde bir istisnaya bakıp da bunun aksini iddia edemeyiz. Polisten beklenen ve istenen vazifenin ne kadar mühim olduğunu izaha hacet yoktur. Onun vazifesini bcklendiği ve istendiği gibi yapabilmesi için de Karnının doyması, sırtının pek ve istirahatinin yerinde olması lâzımdır. Mukabilinde hiç bir şey vermoden. yahud da ihtiyaclarımn pek azını vererek polisten nıütemadiyen fedakârliK, gayıet ve fazilet istemek doğıu değildir. Bir zamanlar İstanbulda, içinde uyuyorlar diye polis kulübeleri kaldırılmışken ve zavallı zabıta memurları, saatlercs yağmurda, karda, tipide, soğukta ıstırab çekmeğc mahkum edilmişti. O kadar ki daima canlı ve faal bir halde bulunması icab eden polisler, bu fena hava şartları içinde, uyuşuk, mecalsiz, yarı hasta ve canlarından bezgin bir hale gelirlerdi. O zaman, polis kulübelerini içinde uyuyorlar diye kaldırmak kararı verileceğine, bunların vazife başında, nöbet zamanında niçin uyuduklarının sebeblerini araştırmak lâzundı. Bu sebebler araştırılmış olsaydı, polislerdcn bedenî takatlerinin fevkinde hizmet istenildiği, berbad karakollarda istirahaiten mahrum ve uykusuz kaldıkları. yorgun düştükleri için, kendilerindcn geçerek uyukladıkları anlaşılırdı. Bu uyuklamayı önlemck için de, polis kulübelerini kaldırmak gibi daha fena neticeli bir tcdbirc değil, polisleıin istirahatlcrini temine ehemmiyet verilirdi. Polisin iyi ve dürüst çahşmasını temin için, zabıta nıemurluğu gibi ağır bir meslcğe daha iyi elemanlnn celbedeoak jat 1ları hazırluıı^k ve bu yolda esaslı tedbirler almak lâzımdır. Bu şartlar, polise iyi bakmaktan ibarettir. Polisin kaını dojinalı, sırtı pek olmah, kaıakolları düzeltilerek istirahati temin edllmeli, zayıf düştüğü ve hasia'andığı zaman tedavisine ihtimam gösterilmeli, üniforması iklim şjrtlarına uygun olmalı ve onu fevkalbeşer bir insan addederek takatinin fevkinde çaüştırmamahdır. Bu şartlar sağlandığı tekdirdc, 11i) k polisinin de, Batı memleketlerinin takdirimizi celbeden polisleri gibi, yüksek bir seviyeye çıktığı göralecektir. Bu, yalnız İstanbul Valisinîn takdir ve teşekküre lâyık olan anlayışh gavretile halledilebilecek bir îş değildir; geni| ölçüde bir devlet işidir. ISMAİL HABİB SEVÜK Bizim uzun ömürlü imparatorluğun asıl satveti maddl kuvvetimizden, kat kat fazla asil islâmlığın ruhuna sadakatten gelen iç kudrete dayaniyordu. İslâmlığın ruhundaki iki esasa bağlanmaktan doğan bir iç kudretiydi bu. İçiçe iki daire gibi imparatorluğu perçinieyen iki esas. Bıınun biri islâmlığın beşer! tsrafına riayetle imparatorluk içinde müslüman olmıyan milletlere gösterilen ınsanî muameledir. İmparatorluk diğer dinlere mensub bütün «zemmî» leri Aîlab tarafından kendine emanet edilmiş bir «vedia» bildi. İmparatorluğun başından son ına kadar onların kılına dokunmadiK. Ya'.nız dokunmadık değil, onîardan müslüman olanlara sadrıazamlığa kadar devletüı bütün ikbal yoiunu açık bırakıyorduk. Bu, müslümanlığı kardeşlik bilmenin tabiî bir neticesiydi. İslâmlığın bu ikinci esası imparatorlukta heybeıii bir temsil cihazının bütün hayırlı verimile işledi. Kimsenin ashna astarına değil herkesin şahsî liyakaüne bakılıyordu. Ne asalet, ne sınıf; sadece şahsî liyakat var. Kanunî Süleyman d*vrindeki Avusturj'a sefiri Busbec<l garbın en çürük tarafüe bizim imparatorluğun en sağlam tarafım gayet açık Rörmüılü. Hüseyin Cahid Yalçmm dilimize malettiği «Türk Mekrubları. nda bu zeki elçi garbdaki arUtokratlık yüzünden mühim mevkilere liyakatsizlerin gctirilmesine karfihk Türkler de sadece gahsî meziyete kıymet verilmesini bir taraftaki hastahkla diğer taraftaki sıhhetin mehabetli bir tefhui nalinde ortaya koyuyor. luktan geliyordu. Üç asır hayatn icabknna uyan dinamik teşkilâtla yükseldik. Yalnız en kuvvetli değil en ileriydik. Süleymaniye medresosi Mohaç ordusu gibi heybetliydi. Bir asırhk duruşla iki buçuk asırlık iniş dinamik hamlenin döndşündendi. Gerileme devrimiz ayru zsmanda milliyet cereyanlannm genişleme zamanma rastlar İmparatorluktaki hıristiyan milletler birer birer istiklâllerine kavujuyor. İmparatorluk artık heybetimiz değil yükümüzdü. İstiklâl hareketi diğer müslüman milletlere de geçti. Balkan harbile Rume'iye, Birinci Dünya Harbile de imparatorluğa veda ettik. Şimdi otuz yılın mesafesinden bakmca daha iyi anlıyoruz ki ffleğer giden sadece imparatorluğun gövdesiymiş. O gövde içindeki ruh duruyor. Gövde imparatorluğunda diğer müslüman milletler bizi hâkim unsur olarak bir ağırlık gibi SÖrdülerse bile şimdi o ağırlık yok. Müslüman milletleri artık ayrı ayrı müstakil birer camiadır. Gövde imparatorlu|unda sadtce h^rii.nn rengi bakımından birlikmişiz. §ımdi haritalar ayrıldı. Fakat cografyanın birliği ayrılmıyor. Atlaslai"da yeryüzü haritalamın dinlerle ırklan gösteren paftalarına bakımz: Türk ırkı dört yüz milyonluk yekpare islâm âleminin üst tarafına rastladığı için cografyada bile islâm dünyasına kanad germiş bir sıyanet gibi durmaktadır. Ekmeklerin aybaşında beyaz çıkması muhlemel • *• İmparatorluğun haçmet devri islâm ruhunun dinamizmine uygun Tarihin dokuz asırlık rolünü cografya yalmz tasdik ctmekle kalmıyarak istikbalin zaruretlerini de haykuıyor. Biz Islâm dünyasının Arab olanla olmıyan iki büyük kütlesi arasındayız. Uzun asırlar Arab müslümanlığile bayrak birliği yapük. Bundan sonra bütün müslüman âlemile de kalb birliğinin bayraktarlığını yapmahyız. Bunu tarihle cografya dilbirliği ederek söylüyor. O ikisinin müşterek dilinden daha kuvvetli bir söyleyif olamaz. Ismail Habib SEVÜK İngiitereye gönderilen fındıklarıınız rutubetli çıktı Memleketımizden İngiitereye sevkedilen ıç fındıkların çok fazla rutubetli olduğu görülmüs. ve bu hal Londra borsasında menii tesir uyandırmıştır. Londr» Ticaret Müsavirlmizin bildirdi. ğine göre, Ingiliz ihracatçıları bu variyetten dolayı fındıklarımızı Londrada muayeneden sonra teslira almak yolunu tutmuşlardır. Diğer taraftan, Türk fındıldarırun başhca rakibi olan İspanyol fındıkla. rının iiatlarmda göriilen yükseklik ve stoklarının kısmen .azalmış olması dolayısile fındıklanmızın Londra piyasasında rakibsiz kaldığı bildirilmektedir. MEVLÎD Çok kıymetli aıle büyüğümüz dalraa kalbimizde yaşayan sevgili babamız SEYİD AĞA TEBATEBAİ'nin vefatının ikinci senesine tesadüf eden 24/2/950 cuma günü akşamı saat 20 30 da Çakmakçılar Valde han camiinde «ziz ruhuna ithaf edilmek üzere m e v lidi şerif okunacaktır. Kendisini aeven dost ve akrabalarının tesriflerl rica olunur. Çocuklan Modern Atlantik EV ve MÜESSESELERE YEMEK SERVİSİ Hizmetçi derdine çare buldu. Mühürlü taslarda en nefis yemekler otomoHllerimizle teslimi. İzahlı isteyiniz. broşür veya kayıd için memur is DARFİLM Yeniçarşı 32 Galatasaray teyir.iz. Günde 4 porsiyon ayda 70 lira, günde altl porsiyon ayda 105 lira, günde 8 porsiyon ayda 130 lira, Beyarıd Mercan, Fuadpaşa caddesi 60. Telefon: 29057. Ticaret gemilerindeki personelin kıDenizyolları İdaresinin, mürettebata yafctlerini beynelnülel n:zamlara uygun ingilizce öğretmek maksadile İstanbul bir hale sokmak maksadile Ulaştırma vapurunda açtığı lisan kursu sona erBakanlığı yeni bir yönetmelik hazırmiştir. Mürettebat yolcularla lâzım gelatmaktadır. len muhavereleri yapabilecek kadar Hazırlanacak yönetmelikle, deniz tipratik İngilizce öğrenrnişlerdir. caret filosuna mensub geml zabitan ve Diğer taraftan Denizyolları İdarCTİ, mürettebatının lşaretleri, İngiliz debir iisan kitabı hazırlstmaktadır. Bun niz ticaret filosımun işaretleri esas tuda denizcilere lânm gelen bngiler ve tularak tanzim olunacaktır. rllecektir. İstanbulda hazırlanmakta olan talimatnamenin es&flarını mütalea etmek Mümtaz Ener jübilesi üzere, Deniz Nakîiyat Dairesi Başkan Şehir Tlyatrcsundaki ihtilif neticeyardımcısı İbrahim Kumbaracı çehrisinde ayrılan dört sanatkârdan Mümtaz mize geimlştir. Ener. 27 şubat 1950 pazartesi günü saat 21 de Saray sinemasında 25 inci sanat yılını kutlayacaktır. f Küçük Haberler j Bu jübileyi Sanat Dostlart Cemiyeti himayeslne almıştır ve tanınmış sanat•• KÖMÜR Tevzi Müessesesi İstanbul * kâr Ferdi Tayfur geceyi takdim ede MCdürü Rasim, dün Vali ve Belediye cektir. Refii Cevad Ulunayın önsözün Başkanı Fahreddin Kerim Gökayı ziden sonra sanatkâra merasimle tac yaret ederek Üsküdar kömür deposu işi glydirilecektir. etrafında görüşmelerde bulunmuştur. Jübilenin hususiyetlerinden biri de, vilâyet bu deponun Şemsipaşada yapılFerdinin sahneye koydutu bir Hamlet masını kat'i surette menetmiştir. temsillnde tanınmış ressarn Bedri Rah•• OSMANLI Bankası Komiserliğine * ml Eyüboğlunun, şair Asaf Halet Çe tayin edilen Lutfullah iîe Kambiyo lebinin rol almış bulunmalarıdır. Çe Müdürlüğüne tayin ediien Necmeddın lebi Prens Hamlet rolünde, Fitnefucur dün VİIâyette Vali ve Belediye Başkanı Ofelya'da ve Osman Zıt da ana Kra Fahreddin Kerim Gökayı ziyaret etUçe rojünde görülecektir. mişlerdir. Programda bundan başka Orhan Bo•• YALOVA İşletmeleri Müdürlüğü* tmr, Ferdi Statzer gibi müzisyenlerimiz, ne doktor Hüseyin Enver tayin edilMadam Arzumano ve balesi, Muammer mijtir. Karaea ve arkadaşları, saz üstadı Av. • MÜHÜRDAKLJLARDAN müreknl Özbenl! ve Ses Tiyatrosu artlstlerl keb bir heyet dün Belediye Başkanmı de yer alacaklardır. ziyaret ederek denize akan lâğımların ıslahını rica etmişlerdir. Dumlupınar vapuru sefere •• MUALLİMLER Birliği kongresi * çıkamadı 4 mart 1950 cumartesi günü saat 14.30 Dumlupınar vapuru dün gitmek üze da Cağaloğlunda Cumhuriyet Matbaası re hareket ederken iki numaralı su karşmnda Rüstempaşa medresesindeki tankından Içeri sular girdiğt görülmüş tcrlantı salonunda yapılacaktır. ir TÜRK Kadın Birliği İstanbul Merve (eml seferden alıkonulmu;tur. Hemen vapura giden teknlk heyet, tet kezinden: Türk kadınlığı davaları üzerinde çakiklere başlamıgtır. hşmalarına devam eden merkezimiz, İzmir seferlerini Eğe yapacak çalısan kadınlar kolundan sonra bir de «Ankare» vapurunun tamir edilmek eğitim kolu teşkil etmiştir. Kol üyeleri: üzere ara seferlerini yapacak olan «Gi Prof. Sara Akdik. öğretmen Mediha resun» vapurunun yerine İzmir leferle Gezgin. Zehra Celâsun. Hesna Humbara, İktisad Fakültesi İçtimaiyat Enstlrini «Ege» vapuru yapacaktır. tüsü memurlarından Mediha Arol ve Hadiye Sarhandır. Bu kol radyo konuşmaları, konferanflar, sinema ve aileÇOCUK SİNEMASİ okul birlikîeri toplantılarında konu üzerinde yapacağı konuşmalarla faaliGelir Oynar Broşürümüzü yete girişecektir. Denizyollan mürettebatının ingilizce kursu sona erdi Deniz ticaret gemilerindeki personelin kıyafetleri Cemaziyere^'el 6 PtfTŞembe ikindı i TURÂLİ Öksürüğü keser. ^J t < 1 M a 6.45 12.2S 15.29 17.52 |12.Mj «.3«: 19.22 5.06 1 9.37J 12.00; l"31 11.14. Peki Arab değil. hıristiyan değil, müşrik değil, melek değil, kimdir o kavim? Bundan üç asır önce İsu'iınımımımiHmıııımmmııımıııuınmmıı tanbul ulemasından Vânî Mehmed Efendi ki Boğaziçindeki Vaniköy onun namına isimlenmiştir o kavmin kim olduğunu «Arâisi!Kuran» isimli tefsir kitabında şu suretle ilân etti: «Allahın inayeline istinaden biz deriz ki bü kavim Arab kavmine tam bir mugayeretie mugayir bulunan Türk kavmidir.» Bunun bütün delillerini saydıktan Zürtch, 15 Şubat, 11S0 tismar edilmekten kurtulmah nınıp tanmmaması münakaşası sonra ilâve eder: .Bu, Allahın Zürich'te bir iki ay kadar de dır. İster arada yazılı bir mu ile dolu.. Batı demokrasilerinde Türklere nasib etmiş olduğu bir vam eden bir grev geçen gün kavele olsun, ister olmasın, her grev hakkı 19 uncu asrın ikinci fazh ilâhidir.» işçilerin ve patronların bir an ş veren ve işçi münasebeti ka yarısındanberi münakaşa bile eBundan üç yıl önce, 21 kasım laşmaya varmaları ile sona erai nun nazarında normal mukavele dilmiyor. İşçi sendikaları ise ya1947de, bir başka vesileyie, kendi Grevciler en uysal görünüşlü, en addedilir; yani otomatıkman ış rı siyasî birlikler halinde. Kendı sinden bu sütunlarda müstakil bir sempatik işçilerd:; baca ve ocak veren ve işçi karşılıkh mükelle menfaatlerine en uygun gördükleri siyasî partileri tutuyorlar fiyetler kabul etmişlerdir. makale yazarak bahsetüğimiz Vâ temizliyicileri... İş veren istediği anda işçiye veya 0 partiler tarafından teşSokakta bir baca temizleyicinî, j'ani Varüı Mehmed Efendi, söylediği sözü diğ«>r müfessirler gi sine rastlamak burada uğur sa yol veremez, 14 gün evvel haber kilâtlandırıhyorlar. Katolik senbi mücerred bir iddia halinde bı yılıyor; ışlerin kısa zamanda i vermesi lâzımdır. İş yerinde o dikalardan kızıllara kadar renk rakmamak için, şaşılacak geniş bir yiloşeceğine alâmetmiş. Kıya lacak kazalara karşı işçisini si renk mevcud. Zürich kantonunYev da seçimlerde Sosyalist Part si vukufla, Türk milletinin bütün ta fetleri de kendilerine hâs oldu gorta etmeğe mecburdur. birliğile müşterek rih boyunca bütün islâm âlemine ğu için derhal tamnırlar: Başla miyenin yüzde dördünü tutan sendikalar htiyarlık sigortasının yarısını namzed listesi çıkarıyor, Hırisnasıl alemdarhk yaptığını etrafiı rında silindir şapka, üstlerinde etraflı anlatır. Fakat Dokuzuncu frak caketi .ellerinde kısa, kan da o öder. Eğer uzun bir müd tiyan Sosyalist (Katolik) sensürü det yanında çahşmış bir işçi ise, dikalar ise başka namzedleri asır ortasından, hele Selçuk Türk calı bir merdiven ve bir lerinin dünya sahnesinde görün irili ufaklı fırçalar; yüzleri de kısa hastalık veya askerliğe ça destekliyor. İngiliz îşçi Partsi dükleri On birinci asır ikinci çey kapkara... İşlerine umumiyetle ğırılma sebeblerile de yol ve çoğu defa sendika kararlarına uygun hareket ediyor. Amerireğindenberi bdtün islâm kaderi bisikletle, hattâ bazıları moto remez. sikletle gidip gelirler. Luzern'de İşçiyi hakkile koruyan muka kan sendikalarınm siyasî büronin Türklere geçtiğini yalnız tarihin kendi değil bunu cografya bile yılbaşını geçirdiğim bir lokalde veleler, tabi kollektif mul^ave ları mevcud. Meselâ bunların seapaçık haykırıp durmaktaydı. E gazino namına tebrikleri, bir ba lelerdir. Umumiyetle işçi sen faaliyeti Trumdn'ın tekrar vet cografya, yani Arzm kendisi ca temizleyicisi masa masa do dikaları ile iş verenler birlikleri çilmesinde büyük âmil olmuşlaşıp, herkesin elini sıkarak arasında yapılır. Bu suretle as tu. bile: yaptı. (Arkasından da daha o garî bir yevmiye tesbit edilebilir, Bizde sendikacılık daha yeni Malumdur ki dünyamızın mihvegün doğmuş bir domuz yavru senelik veya haftalık ücretli ta doğduğu için pek cılızdır. S:yasî ri etrafında dönüşü icabı, islâm partilerin sendikalara girmesı â'.eminin bir ucunda sabah olurken sunu okşanmak üzere dolaştır tiller üzerinde anlaşılabilir. Sosyal politikanın diğer bir veya sendikalar kurması işçi haöteki ucunda akşam olduğundan, dılar; o da uğurmuş.). Giyinişlerine ve sempatik gö cephesi de sigortalardır. Bu si reketini öldürebilir. Fakat işbeş vakit namaz için, günün her ânında minarelerden göklere ezan rünüşlerine rağmen işleri olduk gortaların bir kısmı mecburî, çileri kanun yolile böyle bir tehsesi yükseliyor. Yani dünyanın ça ağırdır. Daracık bacalarda, o bir kısmı da ihtiyarîdir. Zürich likeden korumak da antidemokezansız kaldığı bir anhk zaman caklarda ve bazan 80 dereceye kantonunda her işçi (yani ser ratik bir harekettir. Memleketiyoktur. Yavuzun halife oluşundan kadar çıkan hararette, yarı bel best meslek sahibi olmıyan her mizde içtimaî adaleti tesis etmek beri de, dört buçuk asırdır, her lerine kadar küllere gömülü, ça kes) hastalığa karşı sigorta ol için çıkarılan kanunlar, iş vehaftanın cuma namazmda hatibler hşırlar. Aşağı yukarı bütün İs mağa mecburdur. Bu sigorta ile renlerle müsavi bir seviyeye çıTürk halifelerinin isimlerini min viçre işçilerı gibi bunlar da sen doktor, hastahane ve ilâç mas kabilmeleri için işçiyi korur bir berlerden aynı günde zikrederler dikalar halinde teşkilâtlanmış raflarınm büyük bir yüzdesi ö zihniyetle hazırlanmalıdır. Buken, gene dünyanın dönüjü icabı, lardır ve iş verenler birliklerile denir. Diğer bir mükellefiyet de nun için de normal iş mukavo cuma namazı aralıksız yirmi dört kollektif mukaveleleri vardır. işsizlik sigortasıdır. İşsizlik si lesi, hizmet mukavelesi, kollekfaat süraüğü için islâm âieminde Son ihtilâf, kollektif mukavele gortası hem hastalık, hem işini tif mukavele ve iş yerlerinde işki Türk hakimiyetinin bu cihan hükümleri yeni hayat şartlarına kabahati olmadan kaybettiği tak çinin sıhhatini koruma tedbirleri, çaph ilânı her hafta bütün bir gü uymadığından çıktı; sulh yolile dirde, yani buhran ve lockout'lar kaza, işsizlik ve ihtiyarlık sigornü kaplamak üzere dört buçuk a halledilmeyince de greve baş da ışçiye gündelik verir. İş ma taları kanunlarla gayet vazih sır devam edip durdu. vurdular. hallinde olacak kazalara kar$ı bir suretle tesbit edilmelid:r. İş verenler bir anlaşmaya ko sigorta doğrudan doğruya iş ve Sonra bilhassa ?ıormat ve hizPeki, Kur'anca da, tarihçe de, lay kolay yanaşmadılar, başka met mukavelelerinde çıkabılerenin mükellefiyetidir. cografyaca da Türk milletine aid cek ihtilâfları en kısa zamanda kantonlardan «grev bozucu» 15* * * olduğu apaçık belli olan bu hakiçiler getirdiler. Bunun üzerine Bugünlerde İstanbuldan gelen halledebilecek mahkemeler kukati Vanlı Mehmed Efendiden önZürich'li grevciler derhal kendi gazeteler hep grev hakkmın ta rulmalıdır. ce diğer Türk müfessirleri neden aralarında bir iş teşkilâtı kurgörmediler? Gören'.er olduysa bile Sigorta prodüktörleri Şehir Tiyatrosunda çıkan onların görmemezüğe geldikleri dular, gazetelere ilân vererek cemiyetinin toplantısı işçi için doğrudan doğruya kenbir ihtilâf şundan belli ki Vanlı Mehmed ESigorta Prodüktörleri Cemiyetinin dilerine müracaat etmelerini Şehir Tiyatrosu kurulundan Behzad fendinin o hakikaü açıkkmasından yıllık kongresi dün Ticaret Odasında halktan rica ettiler. Bu hareket, Butak, Vasfi Rıza »V)bu ile Şehir Ti yapılmıştır. Yıllık faaliyet raporüe hesonra da Türk uleması bunu hoş yatrosu Müdürü Zekiden mürekkeb bir görmiyerek o müfessire karşı cep grevden bile fazla tesir yaptı; heyet, dün Vali ve Belediye Başkanı sab encümeni raporları tasvib ediliş verenler işçilerin rekabetin Fahreddin Kerim Gökayı makamında miştir. Yeni idare heyeüne Rıfkı, Kehe aldılar. Neden? Peygamberimimal Başaran. Vedad Uraz. Marko Kozin mensub olduğu Arab milletine den korktular, işçiler de zaten ziyaret ederek. gene aynı kuruldan İ. hen, Avni Korur, Sermed Tezcan, Arsonsuz saygımız olduğu gibi Kur artık sulh istemeğe başlamışlar Galib Arcan ile aralarında çıkan ih tln Berkeri seçilmişlerdir. tilâf hakkında Jörüşmüjlerdir. Valinin anın arabca nazil olması sebebile dı, yeni bir mukavele yapıldı. müdahalesile aııUşamamazlıgın halli Eczacı Okulu Talebe Cemiyeti * * * de biz Arab lisanına, yalnız bir dil beklenmek tedir. kongresi gibi değil, bir kutsiyet gibi baktık. İsviçre, komşuları îtalya veKonservatuar koro konseri tşte bundan dolayı Vânî Mehmed ya Fransa gibi bir grev memt 0. Ecract Okulu Talebe Cemiyeti Konservatuar Şehir Korosu, MuhidEfendi, tefsirindeki o açıklaması leketi değildir. Bu hal, rnüsbet din Sadak idaresinde hazırladığl kon Eaşkrnlığından: dolayısile Türkleri, islâm milletleri bir gosyal politikanın ve kuv serini önümüzdeki 27 şubat pazartesi Cemiyetimizin fevkalâde tüzük tadili arasında Allahın tebşirine mazhar vetli işçi sendikalarınm çahşma günü saat 18.30 da Şehir Dram Tiyat kongresi 28 jubat 1950 salı günü seat olmak gibi herşeyin ve her kavmin smın bir neticesidir. tşçileri gre rosunda verecek ve bu konsere çoktan 13.30 da Marmara lokalinde yapılacaktır. Sayın azaların mezkur gün ve dinleyemediğimiz kıymetli üstünde bir şerefe çıkardığı icin ve sevkeden esas unsur, çalışma beri soprano HUdadat Şakir de sanat saatte yukarıda yazılcın yerde buh.nkar güzel muasıriarı, ve hattâ kendi asrından ve geçinme şartlarınm ve hak bir programla ijtirak edecektir. Kendi maları rlca olunur. Eğer ekseriyet tesonrakiler Mehmed Efendiyi islâm larının emniyette olmamasıdır. sine plyanoda Gülseren Sadak refakat min edilmczse 2 mart 1950 günü aynı yer ve aynı saatte yapılac?ktır. miUetleri arasında tefrika uyandı İsviçre kanunları işçilere bu em edecektir. ran, bir tehlike 3İbi gördüler. BLz niyeti rnümkün mertebe vermek imparatorluğun efendisiydik. Arab tedir. milletini gücendirmekte mana olaTakib edilen sosyal politikamn mazdı. ana hatları şöyle çiziîebilir: Ce Bir yanda hakikaü olduğu gibi miyette işçi ile iş veren arasınGazetemizde Vunus Nadi mükâfatı için neşrolunan yazılar söylemek, diğer yanda o hakikatin da iktisadî sebeblerden dolayı kitab halinde basılmıştır. Hiçbir yeıde bulamıyacağmız bu kıysöylenme?ini devletin yüksek men bir muvazenesizlik mevcuddur. metli yazıları kütübhanenizde bulundurunuzfaatine aykırı görmek. Bu ikinci Bu yüzden devlet, kanunlarda : Cumhuriyet Matbaası İSTANBUL. ler Vanlı Mehmed Efendiye hücum bu muvazeneyi mümkün merederken hiç biri una yanlı§ söylü tebe temin etmeli, yani isçi is İSVİCRE MEKTUBLARI ZÜRİCH'de GREV Yaıan: Haldun Sel \'emek sergisi Yemek P.jiriciler Cemiyeti ayın on altısında Marmara lokantasır.da bir yemek sergisi açacaktır. Cemiyet, kcndi üyesi bulunan lokantacılara gc.".ierdiği bir mektubda, bu sergiye kendi hususiyetlerini taşıyan yemeklerle iştirak Etmelerini rica etmiştir. Bu yemekler biiâhara piyango ile davetlilere verilecektir. Cemtyet, e»ki Türk yemeklerinin ihyası için bazı teşibbüslere girişmijtir. ÖLÜM Zeliha Berkerin zevci, Zübeyde Berkerin biraderi, Leylâ Berker ve Margareta Berkerin kayınpederi. İstanbul Teknik Üniversitesi profesorlerir.den Ratib Berkele Na£ıa Bakanlığı yüksek muhendislerınden Ata Berkarin pederl, Nihad Berkerin büyük pederi, Temyiz Mahkemesi sabık Başrpüddeiurr.vr'isi ve sabık Van milletvekili Yenişehili YUSUF NİHAD BERKER 21 şubat 1950 salı günü vefat etmiştir. Cenazesi bugün 23 şubat 1950 perşembe Krdıköyde Mühürdar caddesinde 104 No. İı evinden kaldırılarak Osmanağa camiinde kılmacak öğle naraazını müteahıb Edirnekapıda Şehidlikteki me7rr'n.ya defnedüecektir. fEEİDUN f A İ I L TÜLBCNTÇİ OSMAN Osmanlı tmpara+orluğunun < kuruloşt/na I «H vesikilara İstindden yaalmış büyük [ tarİhî romen I N K I L A P K 1 T A B t V I CUMHURIYET Nüshası 10 kuıuşluı Haric Abone şeraiti Turkıye Bir ayhk Üç ayhk Altı aylık Senelik İçin 300 Kr. 800 • 1500 . . S00 Kr 1600 • 2900 • 540*1 » Atatürke aid Hatıralar İçin İS00 Ü I K K A T Caıelem:2e gönderüen i"yuK ve yaz^7 neşredllsin, edilmesin iade olunma* tlanlardan mesuliyet kabul edilmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle