27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 Şubat 1950 Mısırdaki bayram ısır haî'çı. Kral FanıofilzlIT cu ' yıldi* niinvjiü en geniş sevinc tezahürlerile karsılamakta ve Tın milîî bayram. bir halk hükumet>nin iş başında Tutlunarak memlcket mukadderatmı saijiam ve ci'idî bir el ile idfre etme?i ve hall*a ünid ve sri'vpn vpıtncsi doloyıMİe. o'ağanüstü bir cuşiş ve neşe icinde ku*lanmaktadır. Sovyetîerin anî bir tecavüzü bekleniyor İngilferede casnslara karşı sıkı fedbirler alınıyor Bastarafı 1 inci sahifede «M. İ. 5.» rümuzu ile anılan askerî İntellicens, her zamanki gibi sükutu muhafaia etmekteyseler de, iyi haber alan kaynaklara göre, emniyet ajanlan, Büyük Britanyada Atom Enerjisi araştırmalarile ilgili her şahsın mazisini en etraflı bir şekilde incelemeğe girişmişlerdir. Bu tahkikat, yalnn yüksek mevkilerde bulunan bilgin ve uzmanlar hakkında değil, Büyük Britanya atom araştırması merkezi Harwell'deki işçiler ve hattâ silici kadınlar hakkında bile yapılmaktadır. Atom'un kontroln Washington 11 (a.a) Ayan Meclisi Dış münasebetler komitesi Başkanı Âyandan Cumhuriyetçi Thom Connally, Birleşik Amerikanm uygun bir zamanda Sovyet Rusya ile atom silâhlannın kontrolu için bir anlaşma yapmağa teşebbüs edeceğini söylemiştir. Atom mfiiâkından sonra yaşıyanların saclan NewYork 11 (a.a) (United Press): Ydle Üniversitesi mensublarmdan doktor Averell Liebow dün atom infilâkından sonra yaşayanlarm saçlarının muvakkaten döküleceğini faîîat saçların aynı rekte yeniden uzıyacğını söylemiştir. Tıb Fakültesine mensub olan Liebow Hiroşima ve Nagasakideki atom infilâkından sağ kalan 14.000 erkek ve kadını tetkik eden doktorlardan biridir. . Battnraiı 7 inrı sahıiecle haberleri, Amerikanın böyle bir yeni tir mütecavizane faaliyete gi hsdıse karşısmda derhal müdaharişmeye hazır'.andığını zannetmek k>de bulunacağını kaydetmektedirler. tedirler. Daily News gazetcsinin bilirtüByaz Saray toplantısı ğine göre Rus> a Avrupo.cla oyalaBirlesik Am?ııka Genelkurmay ma tcşebbüflerine girifmcktp ve a Başkanları Uzakdoğudan döner sıl tecavüz hnreketini Uzakdoğuda döıımez Beyaz Sarayda Başkan yanmaya hazırlanmaktadır. Truman tarafından kabul edilmişİİ2İİİ çevreler, Amerikan Genel lerdir. Görüşmede Savunma Bakurmay Enskanlarmm bu bül^ede kanı Johnson da hazır bulunmuşyapmış oMukları gczilere ve temas tur. Tahmin edildiğine gore kurKral Faruğtm Mısırı, daha doğ lara büyük bir ehemmiyet atfet may başkanları bu böl«edeki dunını büfiin Nil vpdisini a/arr.î .ür mcktedirlcr. Pazartesi günü Bang rum ve Amerikan' birlıkleri hakatle kp'kıncVmak ve ücrietnıek kok'ta yaD'.laca'î Amerik?n diplo kında izalıat vermiş'.erdir. ka^dile ha»ckot ciii^ij onun ırın mathrınm toplartı=ı da ilt;i çek HongKonç'a varan Amerikan fciran evvel Mısırı ve biitun vadi mcktedir. Bu topb.ntıya ba s kanhk uçak gemisi j i plâkalandıran mesrlcleri hclîc ! e'lccck o';m büyük elri Jessup HongKong 11 (a.a Amerikan derek kalkmnıa ve ilerleme fanliye Hindı°inide resiıî makamlarla bu tini engeüeyen heısevi ortadpn bol^cde knmünİ7.m tehlikesi mese uçak nemisi «Bo\er» HongKonga kaldırTrak istediji zerre kadar şüp lcsini incelemi^tir. gtlmiîtir. Gemide bulunmakta olan he göti'rme7. K^ndisinin bu işieıi Sovyct Iîusvanın K'zıl Çinden Anıiral Boon ÎîongKon;» valisile hpsarmaia en fazla ıruıktrdir 1ir istifade ederek Hind;riniye kaışı görüfcccktir. Eu uçak gemisi, Amehıikumeü iş basına çctiıınesi de,' bir tecavüz hnrcketinde bulunma1;! rikanın Pa>ifik filosuna katılmak H'nun en kaf'î delHMir. Bu yÜ7dcn ihtimal dnhilindcdir. Washin'ton üzere yola çıkmış bulunmaktadır. Mısır Kra'ı ile Mısır ha'kı arasırnia j ıııılllllinilllllUIÜÜIÜİIimiIlllllülllllüllilllilllııllınııımiMHiH cn sanıitnî ahenk kurıı'muş, a>mj yaveyi gerceHejiİTok irin sorfnlunan gayretler birlesrnis ve Mısır j yakm islikbale dılıa fazia jjineııle bakmak imkânını clde ctınistir. f Knhi'ç'Vn eelen hahrrlcrin bu >e BnstaraH I «nci sahifede Ba<: ara1ı l ineı sahıtede ne millî havranım fcvkaüde tii ra\na'da t.nmanıüe «Barışı kurma ğım ve «Allahı tanıyanların», «Alrenlrr'e tes'id nlundujıınu bildirya^> hiç bir zaıııin muvafrak ola lahsızlara» kprşı yapacakları mümesinin en bellilıaşlı «ebebi ve saimarrL';.4tLT. Batı Ukrayna Ribben cadelenin bütün safhalarının tetkik kı bur'ur. i*îııh?kkak ki Hiçün Mıtrop Molotov anlaması gereğin edi'.diC\ini bclirtmcktedirler. sırda hiiküm Mİrmekfe olan vifak Vatikan haberleri, katoliklerle ve ahenk, onun kazanpcağı yeni i ce 1939 eylulande Kızılordu tarafın muvaffakivct'erin en «a!;'anı totnc dan işgal edihniş, bir tcdhiş havası protesfnnlar arasmdaki temaslaruı lidir ve onun vu vifakı ve ahengi icinde s»*ri;nler yapılmış ve Sov Romada cereyin ettiğini, müslükutlayan tobahürleri. biitün nıu yetler Birliğine ilhak edilmi=;tir. manlarla görüşmelerin de Mısır vavaffakıyet ve saadrli millî bhüyin Batı Ukraynahlır, es'.:iden hâkimi sıtısile yapıldıjını kaydetmektedirdevamında göidüğünii anlutınak veti aîtında bulunduklan Polonya ler. tadır. îıiikÛT!Ctile druma çatı=mışlarsâ da Ruslar tarafmdan ilhak edilmeyi İç Işleri Bakanının valilerle Kral Faruk, hiç şüphc'yok ki bu de hi<*bir zamrn büyük istekle düyaptığı konuşma millî birliein en şerefli mümessili şünmcmi=l°rdir. Sovyet Rusya, ve en sağlam desteuidir. Kendisi Bau Ukrayna'yı tamnmile bo\un Ankara, 11 (Telefonla) tç fırsat ve müna*ebet (Uistükce bu İstanbul, eğmege mcobur etınck icin 400.000 Işleri Bakanlığında, durumunu millct lelıinde kııllanerkek, kadın ve çocufu Kuzey Ku imıir, Tclkad, Giresun valilemış ve milletî derinden hoşmıd cttub bölge^iie Kamçatka'da muhte rmın iştirakile, Bs>ının riyasemistir. Onun son seçim suasında tinde bir toplantı yapılarak setam tarafsızhğı ve hakkaniyeti gö lif yerlere göndermiştir. çim işlerinin gürüşüldüğü bazı zetecek. herkesin hakkını nlmasını Ukrayna köylüsünün durumu gazetelerde yazılmıştır. İç Işleri ve millî giiveni haiz kimselerin iş çimdi ebkisinden daha kötüdür ve Bakanı, bu haberi tekzib etmış, başma gelmesini saŞlayacak bir Mosliova tarafından son zamanlar valilerin, malî senebaşı dolayıhiikumcM kurn"^ı, bu hiikumcün da zorla kabul ettirilen kollektif sile bütçe meseleleri hakkında, vazifesini tam diirüstlük ve neza lcştirme tedbirleri fi'lî bir mukahet sartları icinde ifa etmesi, bu vemetc yol açmıştır. Bu mukave ilgili Bnkanlarla görüşmek üumıımî hoşmıdluüu pzrımî dereceyc mct Dogu Ukrayna ile Rumanya'ya zere .geldiklerini ifade eytlemişvardıımış. ve Mısırın süratli ve da yavılmıştır. Ukrayna'h çeteler tir. Emin Erisirgil şöyle demekkuvvetli adımlarla muraıîına ermesi Kief ile Kafkasya arasmda bir nevi tedir: « En çok temas ettikleri Baicin en miıkcnınıi'l zemini hazırla nmkavemet hareketi kurmuşlar ve mıstır. Rıımanvn'da zaman zaman baş gös kanlıklar, Bayındırlık ve Tarım Mısır balkı hütiin bu hakikatle teren millî mukavemetle temasa Bakanlığıdır. İç İşleri Bakanhğı ri. lâvıkile idrak etmiş oldu«u icin seçnıi''lordir. Bu çeteler iyi bir bu vahlerden yalnız ikisini bütçelerı hakkında görüşmek üzeKral Faruğa karşı olan bağlıhğını, tc^kilâta sahib jörünmoktedirler. re davet etmiş ve diğerleri Babu idrakle miitenasib bir tareda kanlıktan aynı maksadla izin belirtmiş ve onun m»!"l^rf ('>vaistiyerek bu toplantıya gelmişYüksek Sağlık Şurası sma ifa ettiği büyük hizmeti tebcil lerd r.» » icin ilk güzel fırsattan faydalan Baştarafı 1 inci sahifede met, Devlet daireleri ve Hazine avukatları icin yeni bir karrun ta' sarısını hazırlamakta olduğunu, bu bakımdan son bir defa daha bu 5 inci maddenin bir sene daha uzatılmasını istemektedir. Bu ta^arı Adalet komisyonunca da kabu] edilmiştir. İlk defa söz alan Komisyon sözcüsü, Emın Halim Ergun, tasarıyı ahlatarak kabulünü istedi. Adalet Bakanı da konuşarak, hükumetin bu beşinci maddenin kanunda mahfuz kalmasını 'Stediğini, dı§er resmî daire avukatları için de yakında bir kanun tasansının Meclıse getırıleceğini söyledi. Şakir İbrahim Hakkıoğlu ve Hulusi Oral. tasarının aleyhmde konuşarak kabul edilmemesinde ısrar ettiler. Neticede beşinci maddenin, bir mart 1951 tarhine kadar tatbik edilmesi kanunlaştı. Meclis, pazartesi günü saat 15 de toplanacaktır. Avukatlık Bir kaymakamın cezası Haf tada Bir kanununun Mecliste affedîldi Bir mehfabın hâlırasi 5 inci maddesi Baştarafı 1 inci sahifede kellefiyetine tâbi olduğu halde, çahşmıyan kdylülerin kanunsuz olarak hürriyetlerinin tahdidinden dolayı 8 ay hapse mahkum olmuş bu cezası da tasdik olunmuştur. Ancak, Yargıtay Başsavcısı kanunî mevzustın beraeıme imkân vermedıŞıni,' bu bakımdan Meclise af iç n müracaat etmesi kaydını belirtmiş olması karşısında, komisyon ?ffın yerinde olacağma karar vermiştir. İlk defa söz alan, Fahri Karakaya, hususî ve umumî aflarda, Meclisin hükümranlık hakkınm hududu olmadığını, fakat, mılîet malını çalanlar, sui'Stimal edenlerle, devletin kendisine verdiği salâhiyetleri kötüye kullanıp, vatandaşın hürriyetini gasbedenlerın. dövüp sövenlerin mahkum edilmeleri hal'nde, bunu affetmeyi doğru bulmadığmı anlattı. Bunun içindir ki, talebin reddedilmesi gerektiğini söyliyerek sözlerini şöyle bifirdi: "Bu kaymakam affedilir ve b:r aralık vali olursa, vay milletin halıne.» Said Köksal da, suçu sabit ve tasdik olmuş bir vatandaşın lehinde konuşmanm çok zor olduğunu, fakat, bu kaymakamın ilk öğretim davası g;bi ulvî bir meselenin b r an evvel neticelendirilmesi için, şahsi menfaati yok iken, yanlış bir hareket yüzünden evinin barkının perişan edilmemesi gerektiğini ızahla affa taraftar konuştu. Ekrem Oran, Nazım Poroy da af talebini destekled'ler. Bu konuşmalar sırasmda dinleyıciler arasında halen Necat Kaymakamı olarak çahşan İbrahim Argun da bulunuyordu. Neticede af talebi kabul edildi. Yazan: Fahri Celâl Sofyada hazırlanan Meşhur bir film yıldızı İsfanbuldan geçti yeni dava Baştarafı I inci sahüede ufrıyarak gitmiş olan kardeşi Nancy de Scafa'yı almak üzere Tahrana gitmektedir. Hatırlanacağı üzere Nancy de Scafa şehrimizde bulunduğu sırada Maslakta Lübnan konsolosunıın arabası ile .bir kaza geçinniş ve hastarede yatm!ştı. Yvonne de Carlo YeşilkSyden Yakında Sofyada yeni bir dava ayrılırken: «Eğer a>Tiı yoldan geri açılacağı ve eski Başbnksn mua döner~sm İstanbulda birkaç gün vinlerinden üf"inün muhakeme e kalacağım.» demiştir. dilecekleri bildirıbnektedir. Ûiğer taraftan Çervenkov*un Türk Kanser Araştınna ve «Balkan Federasyonu» nu Rusya Savaş' Kurumunun he^ibına kurmaŞa hazırlandığı da toplantısı görlılmektedir Ankara 11 (a.a.) Türk kanAmiral Bristol Hastanesi ser sraştırma ve savaş kurumu gene! kurul toplantısı 11 şubat 1930 menfaatine balo Ankara 11 (a a.) Bayan Rusel cumartesi günü saat 18 de Millî H. Dorr'un başkanlığında ve Ami Kütübhanedeki kurum odasında ral Samuel P. Ginder'in idaresinde yapılmıştır. Genel kurul başkanlığına tşçi Slbu akşam saat 21 de M?rshall plânı bürosunda, Istanbul Amiral Bris gortalan Genel müdürü Dr. Cemal tol hastanesi menfaatine bir balo Kiper, sekreterliğe Saim Ünal seçilmişlerdir. verilmiştir. Bu balonun bir hususiyeti 1849 Genel sekreter Dr. Cemaîeddin Or senesinde Amerikada Kaliforniya yönetim kurulunun yıllık çahşma ve Nevada eyaletlerindeki altına raporunu okumuş, rapor üzerinde hücum günlerinin kıyafetlerinin üyeler düşünce ve tenkidlerini bllgiyilmesi olmuş ve o günlerin ha dirmişlerdir. Bundan sonra kurumun denetçilerinden Rauf 'Bayvası canlandırılmıştır. kan, Alâeddin Alpay, Dr. Mesih Balo geç vakte kadar neşe icinde Akbabn hazırladıklan denetleme devam etmiştir. raporu okunmuş ve kabul edilerek Kayak müsabakaları yönetim kurulu ibra edilmiştir. Buısa 11 (a.a.) Bugün Uludağ Muteakıben yeni yılm bütçe tada Batı Gnıpu kapalı iniş müsaba sarısı Spymem Uluğ îğdemir tarakaları yapıldı. Sisli bir havada fmdan okunmuş ve genel kurul ta devam eden müsabkalann netice rafından kabul edilerek yeni yıl sinde birinciliği Yoıgaddan Yaşar yönetim kurulu seçimine geçilmiş, Eryaşar, ikinciliği Bursa Dağcıhk başkanhğa Doç. Dr. Orhan Toykulübünden Aydtn Aycan, üçün gar, asbaşkanbğa, Dr. Cemaîeddin cülüğıj de aynı kulübden Mehmed Or, genel sekreter'.iğe Dr. Gönül Bıneol, genel sekreter yardımcıuCamcılar kazandı. ğjna >Pro«. <£>RSkwsr İangi^ sayYarın Bursa bölgesi kayak cnü" manlığa Uluğ İğdemir, üyeliklere sabakalan yapılacakta. Prof. Dr. İrfan Titiz, Prof. Dr. Sürey/a Gördüren, Alâeddin Alpay, lstanbulun mesken işi Dr. Cemal Kiper, Cemal Köprülü îstanbulun mesken işmi tetkik Sıdıka Atasağon, Şehriye Meleketmekte olan tâlî komisyon, soy, denetleme kurulu üyelikleridün Teknık Üniversitede son top ne de Rauf Baykan, Adnan Ötülantîlarını yapmıştır. Hazırlana ken, Dr. Mesih Akbal seçümişlercak esas rapor bir hafta icinde dir. Bn 'arnfı 7 ınci sahifede tetrizleme'jtedir. Bulgaristanda bilhassa komünist partisi içindeî'i temizlik son dereceyi bulmuş, âdeta bir «komünist kıtlığı> baş göstermistir. "Çer\'enkov bir taraftan temizlik yaparken diğer taraftan da «akadaşlaırnı hattâ ana ve babalirını ihbar edebilecek kabiliyetteki lromi'nistleri toplamaktadır. Ukraynada komü^ist aie^hlaslığı yayüdı Komünizme karşı din cephesi Kasım Gülekin Kore'de ulaştırma işlerine dair demeci Seoul, 11 (a.a.) (United Press): Kore'nin mületlerarası posta bırlığıne üye oluşunun 50 nci yıldönümü münasebetile burada yapılmış olan törende beyanatta bulunan Birleşmiş M'lletler Kore Kom'syonu Başkinı ve Türkiye eski Ulaştırma Bakanı Kasım Gülek ezcümle şunları söylemiştir: «Eski bir Ulaştırma Bakanı ve ulaştırma hizmetlerinde vazife almış bir kimse olarak, m:lletlerarası posta birliğine girişınin 50 nci yıldönümünde Kore'yi tebrık etmek ve sızlerle konuşmak benim için büyük bir zevktır. Ulaştırma, bir milletin can damarını teşkil eder.» Kasım Gülek, sözlerine devam la, ulaştırma işlerinde çalışan ın sanların kahramanlık ve fedakârlıklannı belirtm'ştir. îthalât serbestisi ve Tiirkiyenin durumu Bastaraiı 1 inci sahifede mek 24 kuruştu. Buna göre, kilo fiatı 39.67 kuruşa gelmektedir. Son değişiklikle 575 gramlık ekmek 22 kuruştur ki, kilo fiatı 38.25 olmaktadır. Bu suretle bir kuruş 41 santim indirme olmuştur.» Ozansoy, bundan sonra, serbest ticaret rejimi hakkında sorulan sonılan şöyle cevablandırmıştır: « 19 Avrupa devleti arasmdaki mübadelelerin muayyen nisbette veya tam serbest bırakılması halinde, tücearm lisans almak için Bakanl'ğımıza miiracaat etmesi ve döviz tahsisi için beklemesi külfetlere lüzum kalmıyacaktır. Serljest rejimin en büyük faydası ve esası Avrupa pazarları arasmda en iyi şartlarm tahakkukunu sairlıyacak bir rekabet mevzuunu ortaya atmnsıdır. Serbcstiye tam olarak değil, merhale merhale yüzde 50. 60, 65 gibi nisbetlerle cirlilmpsi, bu fribi z'irııretle ıeticesidir. Seriıest ticaretin bir faydası da, serbest llân edilen maddelerin her zaman ithal edilmesi mümkün olacak ve lüzumsuz stoklarla para ba<";lnnması bertaraf edilecektir. İthnlât serbestisinin yüzde 60 veya 70 e cıkarılm.isı Kihis mevzuu olunca, mesele yeniden tetkik edilecektir. Buna ne dereceye kadar uvahileceğimiz ayrıca tayin olunacaktır. İktbadî şartlan müsaid olmıvan memleketlerin rezerve yapma!an mümkün olduğu için, memleketimiz. ilk karara uvnrak vüzde 50 nisbetinde serbestiye katılma karannı vernıiş bulunmaktadır ve henüz değişm.ş bir vaziyet de yoktur. Yaptığımız teklifler ve şartlarımız uygun göriilmü^tür.> Londrada bir suikasd teşebbüsü Londra 11 (A.P.) Meçhul şahıslar bugün İngiüz donanması istihbarat şubesi direktörüne iki el ateş etmişler ve 9 millik bir otomobil takibini müteakıb kaçmağa muvaffak olmuşlardır. Amiral LongleyCook, kendisine atılan kurşunların, otomobilinin ilerisinde, aynı istikamette ilerlemekte olan bir otomobilin arka tarafından atıldıgını söylemiştir. Amiral: «Tecavüze sebeb olabilecek het hangi bir saik hatırıma celmiyorsa da, bu giH işler bilinmez. demekle iktifa etmiştir. nr'tır. Eltıasıl Mısırda eöze carpan milli bir'tk, «ıniimüîdeki giınlerde ve a^larda gavet rnülıim teşebbüslere girosecek ve bu teşebbüslerle büyük mese'eleri halletnıck için «aİısaraktır. Onun bu \olda muvalfak olmasmın < n safelam destejji, > bn birliğin büiiin kuvvetilc devamıdır. Mısır biıtiın Arab. diinyasınm en kuvvetli erkânıııdandır. Şbndiki halde bühın Ortas=>>" »• < ; ' " »s• lâm dünvası. n'mumî bir kalkmıııa ve ilerle»ne bıvpsı ve ' • • '• dir. Artık gerileme ve alçalma devri çecmiş. yeni ve şcıcfli bir yaşayışm temelleri atılmıştır. İslâm milletleri hürrivet ve istiklâlinc kavıışuyor. şark milletleri uyanıyor ve âlem başk* bir âlem oluyor. Bu da başlıbaşma bir ilham kayna?ıdır ve istikbal nanıına kuvvetli bir müjdedir. Mubpkkak ki Mısırdaki samimî tezahurlerin bir amili de bu ilhamm verdıği güvendir. Mısırın millî bavramını bİ7 de sevinerek kutlar ve Mısırın tacidanna ve milletine daima başarıla/ dileriz. Ömer Kı^. MflfiRUL çalışmalarma son verdi îtalyan Meclisinde «yasak kelimeler» Roma, 11 (A.P.) İtslya Mıllet Meclisi Başkanı Gıovannı Gronchı, Meclis müzakerelerı sırasmda kullanılması yasak edilecek bir «hakaretâmiz» sıfatlar lıstesi hazırlanrrakta oldujunu bugün açıklamıştır. Listeye «yasak kelimeler» lugati adı ver.lecektir. L'zbon, 11 (a.a.) Hava yolile dünya turuna çıkmış olan otuz altı Amerikan gazete ve mecmua nâşiri dün gece bir Transworld havayolları uçağile dönüş seyahatinin son merhalesi olarak buraya gelmişlerdir. Ingrid Bergman'a karşı Bugün Başkan Carmona tarafından kabul edilecekkr' ve taarruz başladı meşhur Mukaddes Eşyalar MüLondra, 11 (Nafen) Birle zes nı gezdikten sonra uçakla şık Amerikanm bütün kadın ku NewYork'a hareket edeceklerlübleri İngrid Bergman'a karşı dir. umumî bir taarruza grişmişlerdir. Bunlar Hollywood'a da başPROF. NİMBUS'ÜN MACERALARI: vurmuşlar ve Bergman'm fılmlerinin orada da güsterilmemesı nı stemişlerd'r. Bu kadın cemiyetlerinden çekinen Hollyvvood ıdareciieri fJlmi kaldırmışlardır Fakat İtalyan film rejisörü Rossellini ile birlikte Bergman'ın çevirmiş olduğu «Stromol:» lıTmi NewYork'ta 109 sinemaJa birden göstenlmektedir. Amerikan kadın cemiyetleri bu sinemaları da tehdid etmekte ve bu filmin gösterilmemesi iç;n devamlı surette faaliyet göstermek tcd rler. 4 2 kâr edemedL Kendisine o kadar kin beslediği erkeğe yardım edebildiğinden dolayı, niçin bu kadar memnundu? Bu aşın duyguyu çoktanberi kay betmişti. Jacqueline sessiz salonda, kendi isteğile, tam bir hareketsizlik ıçinde otururken, zihninJen sual üstüne sual geçi\ordu. Duan derin uykuda idi. Gece sakin geçti. Fakat şafak sökerken, Jacqueline, kendini bitab hissetti. Göz kapakları kapandı, uyuşan eli, Duan'ın elinden ayrıldı, cansız bir halde sarktı, sonra, genc kadm, bu sefer de kendisi başını koca=tnm koluna yasladı, uyudu. Doktor uyandığı zaman, ortalık çünliik güneşlikti. Yerinden fırladı; genc kadmm orada bulunduğunu ancak o zaman farketti. Daha uyku sersemliğini gideremeden: Jackie! diye seslendi. JacQueline, uyku mahmurluğu dolu gözlerini açtı. Yüzünü örten altm sarısı bukleler arasından ona bakıp eülümsedi. Burada ne yapıyorsunuz kuzum? JacQueline o zaman iyiden iyiye uyandı. Farkına varmadan kocasmm dizine abanarak. zahmetle ayağa kalktı Çocuk gibi bir sesle: Araan! Bütün vücudüm kırık dökük! diye scdandL Ankara, 11 (a.a.) Tevdi eaüen 'lîonuiafı ftıeefemeğe TDSJlamış olan Yüksek Sağlık Şurası bu;;ün de Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Kemalî Bayizitin başkanlığında toplanmış ve gündcıı ndri;i kanun ve tüzük tasarıları ile adlî ihtibar ve meslek hastalığı vakalanna aid gelen bütün evrakı netıcelendirmiş ve ayrıca 1949 yılı başmdan şimdiye kadar yurdumuzda ;:orülen bulaşıcı ve sosyal hastalıklar durumu ile, bu hususta alınmış olan bütün tedbirleri ve yapılmış bulunan mesaiyi yerinde bulmuş ve takdırle karşılıyarak çalışmalarma son vermiştT. Valiliğe tâyin edilen vali Ankara, 11 (Telefonla) Gazianteb Vali vekili İhsan, Erzincan Vali vekili Ahmed, Maraş Vali vek li Nureddin, Kocaeli Vali vekili Şekib bulunduklan il valiliklerine tayin edilmişlerdir. Ankaraya dönen Rakarlar Ankara 11 (a.a) Devlet Bakanı Said Barlas, Dış tşleri Bakanı Nocmeddin Sadak ve eşi bu sabahki trenle saat 8.35 te şehrimize gelnıişlcrdir. Bakanlar, Garda Dış İşleri Bakanhğı Umumî Kâtibi Faik Zihni Akdur, Devlet Demiryollan Umum Müdürü, her iki Bakanlık erkânı tarafmdan karşılnnmışlardır. Dünya turuna çıkan Amerikan gazetecileri Valinin başkanlığında yapılacak umumî toplantıda müzakere eTokyoda bir otobüs dilerek bilâhara Şehir Meclisihavuza düştü ne arzedılecektir. Meclisin üyeTokyo 11 (A.P.) Kyodo Haleri arasından seçilecek özel bir Westerling'in EnJonezya komisyonun da iştirakile rapor be'ler ajansına göre ,bugün tıklım hükumstine verdiği nota snn defa gözden geçirılecektir. tıklım dolu bir otobüsün devrilip bir havuza düşmesi neticesinde 22 Paris 11 (R.) Endonezyada kişi ölmüştür. Otobüs yolcularuıMesud Bir Evlenme isyan bayrağını kaldırmış olan dan sağ kalan diğer 62 kişiden Westerling tarafından Jopakarta Şehrimlzin tanınmış tuccarından Mushükumetine verilen ültimatom ya tafa Nazml Demırozün kızı Haüde hepsinin yaralı oldukları bildirilŞuhutta zelzele rın sona ermektedir. «Türk» lâka | Demıröz İle tstanbul Havagazı Idaresi mektedir. 1 Şuhut 11 (a.a) İlçemizde bile anılan Westerling DU ültima Şebeke Amir Muavini Tevf'k Hızalın Türkistan oyunlan evlenme torenl iki taıafın yakın dost ge^e saat 1 de orta şiddette bir tomunda ordusunun nizamî ordu j ve akrabaları huzurunda yapılmıştır. Türkıstan Öğrenici Derneğı ta olarak kabulünü istemişti. deprem olmuştur. Hasar yoktur. Genç evlilere saadetler dileriz. rafından bugün Eminönü Halkevınde Türkistan oyunlan müsameresi verilecektir. Müsamereye saat 15.30 da başlanacaktır. Karlar yüzünden ânzaya uğrıyan tren hattı Kabakça :1e Kurfallı arasmda, karlar yüzünden tren hattı kaymıştır. Bu mevkie tamir ekipleri gönderilmiş ve hat tamir edilerek seferlere devam edilmiştir. ÖLÜM Tümgeneral Cevdet Çulpanın validesl 11 şubat 950 günü vefat etmiştir. Cenazesi; 13 şubat 950 pazartesi günü bğleyin Bejazıd camimden kaldırılarak Edimekapı Şehidliğinde rahmeti rahmana tevdi olımacaktır. BEHİRE ÇULPAN «Cl'MHURİYET» in edebî romanı: Vazan: Concordia Merrel Sımdi onda, duysu olarak mevcud yesâne şey enclişe ;di. Yüreğirin atışmdan, bu endisenin ?ıddetini ölçebüiyordu. Nihayet, yavaş sesle: Rnnald, gidip istirahat eteeniz! dedi. Hiç bir cevab alamadı .. Rorald uvımuştu. JıcQueline. rikkatle ona baktı, acaba ne yapsam diye düşündü. Ko casını bütün gece sedir üstünde bırakamazdı. Birdenbire ,uyuyan Duan'ın bir koiu, yastıklardan kayıp yere kadar sallandı. Bu aşırı yorgunluk alaTneti, Jacdueline"de çefkatle karışık bir semrati uyandırdı. Gene düşündü: Netice itibarile, dok'oru rahst~ız elm"mek, uykusunu dağıtmamak belkı daha ı>i olacaktı. Ayaklarmm ucuna basa basa odadan çıktı. Biraz sonra, kucağmda battaniyelerle geldi, doktoru sımsıkı örtüp bastırdı. Sedirden dışan sarkan el, Konişfnin üzerine tepsivi y?!raktığı bodur masaya değiyordu Anî bir hareket, masayı da devire'uluaı Duan da gürültüden uyanırdı. Çeviren: HAMDİ VAROĞLU Genc kadın, son derece ihtiyatla. doktorun sarkan elini tuttu, kaldırclı, göğrüne koydu. Sonra, kendi parmıklarmı kurtarmak istediği zarrnn, elinin, doktorun avucu icinde sımsıkı mahpus kaldığını gördü. O zarr.an, halının üstüne çömelâil sedire yaslandı, elini, kocasının msiyakla kapanan avucunda bıraktı. Tatlı bir heyecanm, azar azar bütün benliğini kapladığmı hissediyordu. Almnk zorunda kaldıŞı vaziyeün manasım anlamağa çalıştı. Sonunda, borcunu ödemek fırsatını bulduğu hükmüne vard'. Majianda »ecirdikleri o uzun gecede, Duan ona krrdeş rHbi bokHMk otmi1;, vücu dür.ü buz sibi soğuk sisten korumak icin onu kcndi esvabına sarmış, sımsıkı, goğsüne bastırmış değil miydi? Bu aksam da, kocasma uykuda bekçilik etmek, onun yorgun vücudünü dinlendimek vazifesi kendisine düş'jyoriu. L?kin JacO'i^line ,yalnız, bcrcuncn tamnm'nı vermakle T'mad1ğını, mahiyetini tahlil ede>n>diği tatlı bir rehavet de duyduğunu in Sonra, Duan'ı tepeden tırnağa, dikkatle muayene etti. Dünkü gibi değilsiniz, Duan. dedi. Yüreğim çok rahat etti. Dün akşam, bitkin bir halde idiniz. Doktor Duan, genc kaduıın her yakınlık gösterişinde yaptığı gibi başını öteye çevirdi, cevıb verdi: Kendimi gayet iyi hissediyorum. Ama siz niçin benim yanımda kaldınız? Jacqueline, bir gece evvel elup bitenleri, biraz sıkılarak anîattı. Anlıyor musunuz, Ronald, elimi avucunuzun içine sımsıkı icapatmıştınız, bıra&mak istemiyordunuz. Konuşurken, yüzü muammah bir gülümseme ile aydmlanıyordu. Duan, kendi ellerine bakıyor, sanki onlarda, Jac<5ueline'in elinin bırakt'.ğı izi arayordu. Size bu bekçilik vazifesini borclu idün, Ronald; mağarada geçirdiğimiz gece zarfında sizden gör düğüm alâkaya karşı bir şükran borcu olarak. Doktor değişik bir sesle: Demek ki mesele «alacak> la «verecek> 1 denk getirme meselesi, öyle mi? Genc kadın telâşla ataldı: Hayır, hayır, istirahate çok Ihtiyacmız vardl... Başka türlü hareket edemezdim... Hem... Tereddüd ettiğini gören doktor, :srar etti: Hem, ne? Hem... Başka bir sebeb daha var... Size yardım etmek nrsatını bulabildiğime de memnundum. Duan, icinde bir nebze minnettarlık ifadesi sezilen bir sesle: Tam da ihtiyacım olan şeyi temin ettiniz vdedi. Bu derin uyku bana şarttı.. Gündüz bir ameliyat yaprnıştım; çocuklarımdan biri... Jacqueline adeta istemiyer^k sordu: Son günler zarfmda, demek ki bu sebeble meydanda yoktunuz. öyle mi? Yoksa, Frida Beaumont'un ağma mı yakalandım sanıyordunuz? Sual haşin, dolambacsızdı. fakat kin ifadesi de yoktu. Buna rağmen, hskikatin olanca kuvvetile, Jacqueline'in içine işledi. Genc kadm, bütün kanmm yanaklarma hücum ettiğini hissetti. Kocasınm karşısmda şaşalayıp kaldı. Duan, birdenbire gülmeğe başladı; sonra, tatile kavuşmuş bir mektebli gibi: Eh, çimdi de, gelsin bakalım bir banyo, temiz çamaşır ve yumurtalı jambon! Pencerenin önüne gitti, perdeleri açtı. Doğan gflneşin lekesiz aydmlığı, odayı sel gîbi doldurdu. Bir müddet, konuşmadan yemeğini yedi. Sonra: Bari ,bu sabah size teşekkür ettim mi? diye sordu. Hayır. Daha doğrusu, usulü dairesinde değil. Jacqueline gülumsiyerek 'lâve etti: Fakat, dolayısile ber.i tamamen tatmin etmenin çaresini buldunuz. Ne suretle? Size faydalı olduğumu anlatmak suretile. Bana gene yardıma hazır mısmız? Hangi sahada? Leydi Penrose'den bir telgraf aldım. Bugün öğleden sonra, çocuk akıl hastanesini ziyaret etmek istiyor. Cemiyetin kurucu azasıdır. Her sene bana bol tahsisat gönderir. Benim yerime, müesseseyi kendisine gezdirir misiniz? EKMEĞhi! KAZAMRKEN HASAN ÂLİ EDİ2 Jartueline doğrudan doğnıya cevab vermedi, çu guali sordu: Ronald, bana söyler mlslniı, bu hastane sizin âlicenab meraklarınıza mı dahil? Size bundan bahsetmemiş miydim? Hiç blr zaman, bir kelime bfle söylemediniz. Öğle yemeğinde tekrar buluştular. Karş'lıkh oturduklan masada föz Duan onu şu sualle karşladı: göze geldiler, birbirlerine gülümse Dinlend'niz mi? diler. Öğleye kadar uyudum. (Arkası var) Âlâl Maksim Gorki'nin hayatınm olduğu kadar sanatımn da sırrına ermek için bu şaheserini Hasan Ali Edizin nefis tercümesinden okuyunuz. Fiatı 300 kuruş. REMZİ KİTABEVİ BİR ŞOFÖRDEN NE İSTENİR? Taksinin icinde sevişenlerle meşgul obnası mı?... Aslâ!... Sadece müşterisini gitmek istediği yere götürmesi... Senenin en guzel romanı: Sultan Hamid devrinin son senesıydi. O zamanlar Yoğurdçu çayırı pek revaçta idi. Sosyete, balo, salon, dans ,caz falan olmadığı için çayırın akşam piyasalarına, derede sandal safalarına can atılırdı. Yollarda havagazi lâmbaları, durgun göllerde açan nilüferler gibi, ilk yıldızlara göz ucile kıpış kıpış işaret verirken kadın, erkek safları, dalga dalga giderler gelirlerdi. Akşam ezanı ancak Kızıltopraktan aksettiği sıralara doğru çayırın zihamı tamam olurdu. Binlerce kadın, erkek ayağından kalkan yaldızlı bir toz bulutu ufukta eski bir bakır para gibi donuk ve müphem düşünen Aya doğru yükselirdi. Otomobil bilin mez, korna duyulmazdı. Böyle gecelerde mutlaka bir saz takımı derede icrayi ahenk ederdi. Hattâ gimdiki okuyucuya gazel han denilen bu devirde bir güzel sesli zat sandaldan miyana miyan basarken herifin birisı, bir muzib heril kenara doğru ilerlemiş ve tam zamanında, herkes kulak kesılmis dinlerken birdenbire: Zırrrr!... diye eeslenmistL Aman efendim o ne umuml kahkaha idi, ortalık çın çınhyordu. Bu esnada sandaldan karaya çakamayıp kenardakinin edebsizliğine karşılık rermeğe çalısaa gazelhan avan ç»ktığı kadar a#lıya ağlıya bağınyordu: Utanmaz, alçak, «d«bıi«. Çık ulan adamsan meydana, n mussuz kerata! Bu küfürlere binbir kl?inİB, hem de kadınlı erkekli, kahka i hası karışıyordu, O geee, o t a ' kun, o saı takunı daha fazla dikiş tutturamadı, dargm T« hiddetli çekilip gittllerdi. Fakat sazın darılıp gttmesin* esef edecek kim rardı? Oranın ahengi mehtabın ıhk ıçıklannda. ki gıcıklayıcı tavuc kanadlarının dokunuşuna daha râmdı. Çayırın bir başmdan öteki başınn kadar ancak süren ayrılıklardan flzgün gSzlerin tek ' rar karşı karşıya gelip süzülüş» lerinin binbir hikâyesi dilden dile destan olurdu. Zaten «hayatı zail icinde mahabbeti ebedî» vaadi hangi tabiat kanununa uyar ki?.. O günlerin o kadar peşind» koşulan güzeli jimdi ancak bir haminnedir. Ve romatizmalı dizlerine vura vura geçmif günleri için ah vah etmeded:r. Şöyle karşısına geçsek de desek kı: Büyük hanım, hanl falan bey vardı ya, ne kadar arkanıza düşmüştü. Ne dersiniz, öyle bütün bütüne de mahrum mu gitti idi? Vereceği cevab nedir? tnanın ki bana, artık ne kurumuş göğsünde bir çarpıntı duyacak, n» de gözlerinde bir ışık tutuşacak... arpmtı ve ışık için havanın başka olması lâzımdır. Fakat ben size bir başka türlü bir şey nakledeceğim. O zamanlar bir zat vardı ki adamcağıa epeyce hızlıydı. Yani hoşuna giden hanımların arkalarını bırakmaz, jrapı§tığına pek yapışırdı. Vakit Sultan Hamid devri,,] hafiyenin bini bir paraya olma« sıria inad o zât çayırın baş kahramanı olmak iddialarında, orta yaşlı bulunduğu halde torunu yerindeki tazelere el ile, dil ila. sataşır, çayır dönüşü evlerına gidenlerin önüne çıkıp olmadık şeyler yaptığı tevatüren söylenirdi. Bu zamparalık garib sanattır. Ne sonradan olunur, ne ds : sonradan vazgeçilir bir şeydir. Hele göz kızdı mı güçlük çık , tıkça hırs artar. Öyle bir belâlı huydur. Hakikaten böyle bir mehtab, âleminin en cıvcivli zamanında, idi ki birdenbire Fehim Paşa çıka geldi idi. Geldi ve hemen, o meşhur altm yaldızlı tekerlekli '•, arabasından in:verdi. Arkasmda i bendegânından yalnız bir kişi j vardı. Acele acele kadınlı erkek j li safların arasına dalıverdi. Şöy i le bir, sağına soluna bakındu] Belli birisini arıyordu. Uzak ve! ya yakın bir ihtimal binlerce ki] şinin başından geçer oldu. X herkesin tahmin ettiği gibi deoldu. Hemen de eliîe koymuş gi" bi o şimdi admı unutuverdiğim; zatı buluverdi. Bulmasile bera • > ber sille tokat üstüne atıldı. Bil i mem ustaca atılmış bir dayağı; hiç seyir buyurdunuz mu? İştej o harıkulâde dayaklardan birisi, ] şakır şakır, sıyırtma tokatlarla.J kulaktozuna inen, göz açtırmıj yan, sağlı sollu tokatlarla başını j ev:re çevire dövdü. Adamm ya j nında, h:ç unutulur mu, beyaz • pantalonlu bir arkadaşı da var i dı, dere taraf ından doğru pıtır i pıtır kaçmak isterken o da na • ; sibini almış, sıkıca bir tekme yem:ş, derenin içınden doğru, can î havlile kaçmıştı. Paşa, biçareyii yanındaki adamına sürükletereki ş:mdıki Kuşdıli polis karakoluİ nun önüne getirtmiştı. Adamcai ğız ancak orada biraz feryad et1 mek kudretini kendinde bulur gibi olmuştu: Ben de bugüne bugün sayei Şahanede bir büyük memurum. Hayatım tehlikededir... dıye bağırıyor, karakolun önündekı bir ağaca sarılmış, ne olur ae olmaz, içeri girmemek iç:n direniyordu. Bütün çayır halkı, bir ah bile etmeden, memnun ve bahtiyar, biçareyi seyrediyorlardı. Bir de adalet namma jürilerden meded umanlar vardır. G8rün bakın efkârı umumiye ne kadar zalimd:r!.. R0MALI DİLBER * MlllDGr I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle