15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHT7KÎYRT TZ A n b k 1950 Hem nalına, hem mıhına Futbolda proSesyonellifc kabul edikcek Gerçekleşmesini beklediğimîz bir haber karşısmda (îkinci sahifeden devam) eşya piyangosu İkramiye kazanan n u m a r a l a n yazıyoruz Dariilâceıenin tertib ettiği zengin eşya piyangosu 20/12/1950 gününde Şehir Tiyatrosu Dram Kısmında Altıncı Noter Hamdi Selçuk buıurunda Vilâyet, Belediye, Defterdarlık mümessilleri ve Darülâceze Müdür ve memurları muvacehesinde, halk kütlesi önünde çekilmjştir. Kazanan numaralan yazıyoruz: Otomobil kazananlar 104392 Motosiklet kazananlaı 61347 Buz dolabı kazananlar 127490 Çamaşır makinesi kazananlaı 34297 Dikiş makinesi kazananlar 21962 37579 160094 188559 196883 Pikap kazananlar 67338 75569 864G0 148422 159488 Radyo kazananlar 3832 93314 188291 191236 197677 Daktilo makinesi kazananlar 24600 44669 97402 113354 164721 Sofra takımı kazananlar 15189 21039 39122 111844 197382 Bisiklet kazananlar 31310 .54505 62491 184275 193295 Kol saati kazananlar 8352 32524 116006 177269 198384 Çay takımı kazananlar 6295 72303 73336 104946 116906 Seyahat rantası kazananlar 044252 088925 090689 096505 115842 116320 136977 139673 158800 181574 Dıidüklü tencere kazananlar 031628 047747 061440 065954 066287 119430 128014 153534 175830 182909 Kadın kumaşı kazananlar 010588 061126 077203 103724 125687 126980 137729 148493 157566 195937 Erkek kumaşı kazananlar 6650 022555 060501 099538 142876 151510 153377 190537 193806 193007 İpek karyola örtüsii kazananlar 14224 125323 142603 159406 İpek maşallah kazananlar 65931 İpekli kumas S er metre kazananlar 141118 155314 İpekli kumas 4 er metre kazananlar 30136 94170 109247 181555 Kadife kadın caketi kaıananlar 178351 Limonatahk kazananlar 004622 012951 019374 043235 113881 114048 165686 186147 189857 196701 İpekli kumaş 3 er metre kazananlar 17182 30985 33093 60516 92562 105564 114380 154382 156940 Kadın caketi (kumaş) kazananlar 190454 İpekli kumaş 2 ;er metre kazananlar 36170 90874 93737 94665 97869 152468 182744 İpekli entari kazananlar 5580 7009 9485 13901 20430 35546 60966 111987 112906 Yün kaşkol kazananlar 4575 Y ü n kaşkol kazananlar 18995 37916 44323 48867 97445 98849 108088 114257 121883 125237 137976 148163 164335 183476 Baş örtiisü kazananlar 66066 Son db'rt rakamı ile bitenler: Elektrik ütüsü 2747 Çocuk takımı 7882 Dolma kalem 1198 Dolma kalem 2132 Siyah dantel 8349 İpek eşarp 8572 Kravat 4132 İpek örtü 0219 İpek örtü 7358 İpek örtü 6382 Bisiklet çantası 2497 Son Ü£ rakamı ile bitenler: Jilet takımı 447 Kadın çorabı 303 Jartiye 469 Erkek çorabı 697 Kolonya 102 Kadın mendilî 692 Erkek mendili 737 Son iki rakamı ile bitî'r: Tarak 96 Tras sabunu 58 Elbise askısı 19 Çakı 84 Tükenmez kalem 26 Çakırcalının hâzinesi araıuyor İzmir 21 (TüA.) Şehrimizde Amasyadan gelen Mikâil Paker adh bir fen memuru, Ödemiş Malmüdürlüğüne müracaatle, dillerde destan olarak efsane gibi dolaşan Çakırcalının milyonlar değerindeki hazinesini aramak istediğini söylemiş ve lâzım gelen müsaadeyi alarak bir heyet marifetile Ödemişin kuzeyindeki Ağrandı dağında hafriyata başlamışür. Üç gündür devam eden hafriyat, henüz bir netice vermemiş olmasına rağmen, arayıcılar ümidli çahsmalarına devam etmektedirler. Mikâil'in iddiasma göre, Millî Kuvvetlerin İzmiri isgali sıralarında şehid düşen Ali Efe son dakikalannda yamnda bulunan Mikâil'e cendinin bir zamanlar Çakırcah Ue bulunduğunu, Çakırcah ölmeden ev vel iki heybe dolusu altını Ağrandı dağında bir armud ağacmın altına gömdüklerini söylemiş ve bu altınlan bularak kendi ailesine vermesini vasiyet etmijti. O zamandanberi bir kaç kere gizlice araştırma yapan Mikâil bu defa resmen ve esaslı olarak defineyi aradığını ve bulacağında ümidvar olduğunu söylemektedir. Kazı neticesi muhitte merakla beklenmekte ve kalabalık bir amelenin iştirak ettiği bu kazılara aehrimizin ba« tüccarlan da para koyarak iştirak etmektedir. RADYO f Bugünkü I*rogram tSTANBUL 12.57 Açıhş ve programlar 13 00 H&berler 13.15 Hafıf öğle konseri (Pl.) 13.45 Şarkılar: soyliyen: Selma Köprulü; çalaxüax' Enür Kemal. Yorgo Bacanos, Ercüroend Batanay 14^0 Konusma 14.30 Şarkı ve türkuler (Pl.) 14.45 Programlar ve dans müziiı (Pl.) 15.00 Kapanjş. 17 57 Açılış ve programlar 18 00 Caz müzıgl (Pl.) 18 20 Turk Milll Talebe F^erasyonu adına konuşma 18.30 Fasıl heyeti konseri «Kuzzam» Idare eden: Hakkı Derman 19.00 Haberler 19 15 Kısa şehir haberleri 19.20 Radyo senfcnl orkestraaı Idare eden: Cemal Reşld Rey 20.00 Jean Sablon'dan şarkılar (Pl.t 20.15 Radyo Gazetesi 21.30 Şarkılar; okuyan: Mefharet Yıldırım: çalanlar: Hakkı Derman, Şükrü Tunar, Şerif Içlı 2100 Yeni buluşlar; konuşan: Rıdvan Tezel 21.10 Turkuler 21.30 Çamlıbclde llk duğün (Radyofonik temsil) 22 15 Dans müzigi (Pl.) 22 30 P.yano soloları (Pl ) 22 45 Haberler 23.00 Programlar ve dans müziği (PL) 23.30 Kapanış. ANKARA 7.S0 Açıhj ve program 7.35 Kurnnı Kerım (1%) 7.45 Haberler 8.00 Şarkılar (Pl.) 8.25 Gunun programı 8 30 Çeşidll muzjk (Pl.) 9 00 Kapanış. 12.15 1S.15 Asker saaü. (16m.S3 17S40 Kc, s T.A.V kısa dalga postasıle beraber yayın) 12.15 Memleketten selâm 12 30 Şarkılar 13.00 Haberler 13.15 Melodiler (Pl.} 13 30 Oğle Gazetesi 13.45 Şen parçalar (Pl.) 14 00 Kapanış. 17.58 Açılış ve pıogTam 18 00 İnce saz (Acemkurdi fash) 18.30 Konusma 18 45 Pıyano ile Caz parçaları (Pl) 19 00 Haberler 19 15 Tarıhten bir ysprak 19.20 Tar hl Turk müzigr, idare eden: Mesud Cemll 20 00 Salon orkestrası çalıyor (Pl.) 20.15 Radyo Gazetesi 20.30 Serbeıt saat 20 35 Opera arya ve duetlerl (PL) 21.00 Konuşma 21.15 Dans rarçalirı (Pl.) 22.00 Konuşma 22.15 Muzik 22 45 Haberler 23.00 Kspanıj. BU ŞEHRÎN DAVALAR1 j Fakülfe klinikleri ve Belediye hastanelerinin karşılıklı meseleleri Bu nokta düşünülmedi değil, bir çok defalar hastane hekimlerine, fakülte hocaları talebe gönderdi ise de, bu yol pek parlak netice vermedL Şu sebeble ki; hastane hekimi, fakülteden gölgeleniyor, 6İnirleniyor; bütün hastane servislerini fakültenin işgal arzuîan beslediği dedikodulan etrafta yayılınca hekimler büsbütün menfî vaziyet ahyorardı. Bu hal aynı vaziyetteki bütün hastanelerde ,başka memleketlerde dahi görülmüştür Bu meselenin kordüğümünü kes mek ve bütün hastane yataklannı fakülte için istifade edilir hale sok mak basit bir kaç tedbire bağlıdır. Bunu arzedeceğiz. Asıl zor taraf şudur ki: Belediye ve Fakülte kıliniklerini geliştirecek parayı bulmak bugün için zordur. Bu zorluklan nasıl yenebiliriz? 1 Taze bir irade ile bitaraf ilim sevgisıne ve meslekdaş saygısına dayanmak. 2 Hastane hekim'.erinin fakülte profesörlerile karşılıklı vaziyetlerini emniyete almak. Burada yapılacak tek bir tedbir vardır Memleketimizde üniversite şehirlerinde, şehir hastanesi hekimlerini Fransadaki (hasta hekimi) kanununa benzer bir nizam ile tayin olundukları yerde sonuna kadar bırakmak. Sağlık Bakanlığı alacağı bir kararla, İstanbul ve Ankara hastane hekimlerini (hastane hekim veya cerrahı) unvanile sabit hale sokar. llk nesil böylece yerleşir. Yar açıhrsa buraya yeni hekimi Sağlık Bakanlığı kurulacak ;Asistance publique) teşkilâtı vagıtasile veya kendi heyeti ve müsabaka ile tayin eden. Bu usuller bir zamanlar Evkaf hastanelerinde tatbik edilmistir. Boylece gencîerde ehliyet ve müsabaka ve bitaraflık kanaati uyanır. Sağhk Bakanlığı da tavsiye ve tayin talebi derdlerinden kurtulur. Böylece seneler geçerken, iktidar ve ehliyet sahibleri müsabaka ile mevki alırlar. Hekimliğimizin bugünkü inkişafında kemiyetten keyfiyete geçmek zaruridir. Bir çeyrek asırlık inkişaf su sevri göstermişür: 1926 da bir mütehassıs bulamazken bugün yalnu kadındoğum jubesinde yüzden fazla mü tehassıs servisi bekjemektedirler. Bu kutle içinde hakikî bir selection ancak müsabaka ile olabiür. Bu tedbirlerle hekimlere şahsî emnıyet vererek havayi muhabbeti yaratacağına emınim. 3 Hastane ve klinikleri inkijaf ettirmek. Bunun bir tek çaresi vardır: Bütün hastane iılerinde dünyanın gittiği yola doğru yürümek: Tıbb! merkez yapmak. Artık tek hastane devri geçmigtir. Yeni hekimlik bütün jube vt imkânlarile toplu ve birbirine yardımla çalışan (tıbbî merkez) lerle tatbik olunabilir. Bir eerraht «ervisi kafi değildir. Umumî cerrahî kliniği yanında kalb, ciğer, beyin cerrahisi servisleri lâzımdır. Eğer hekimliğimizi dünya seviyesinde tutmak istersek, baska yol yoktur. Bu kocaman teşkilât, vasıta ve Imkânlann da birleşmesini icab ettirir. (Ikincî sahifeden devam) Ankara 21 (T.HA.) Yeni spor [ mı altmda para verdiklerinden, tahsisattan Türkiyenin hissesine teşkilâtı kanun projesini hazırla tam amatör sayılmamaktachr. Mü düşen miktaruı şimdiye kadar neşmakta olan üç kışüik heyet çahş essese kulüblerinin de amatör te rtdilmemi§ olraasım, bu hissenin az malarına devam etmektedır. Hazır şekküllerden ayrı bir topluluk ha lığma atfetmek elbette daha doğru olur. lanacak proje, 20 kişilik bir ihtisas line geürilmeleri muhtemeldir. Ordumuzun, talim ve terbiye bakomisyonu tarafından da tetkik edildıkten sonra Mecüse sevkedıle Amerikah güreşçiler bugün kımuıdan kifayetsizliğinden dolayı az yardım yapıldığının ileri sücektır. Üzerinde durulan en rcıühım gelecekler rülmesi de. kabul edilebUecek bir mesele, sporumuzda profesyoneiliŞehrimizde üç müsabaka yapacak bahane değildir. Cünkü talim ve ğin resmen kabul edümesıdir. Böyolan Ameıikan ekipınin dün gel terbiyesinin bizimkinden daha lelikle bugünkü gizli profesyonellik mesi beklemyordu. yuksck olduğunu kimsenin iddia ortadan kalkacak, profesyonellığı Hava şartlan doîayısile Amerika edemiyeceği Yunan ordusuna bize kabul edecek kulübler aralannda lılar hareket edememiş'.erdir. Gü yapılandan bir kaç misli fazla asayrı bir lik kuracaklardır. reş takımı bugün gelecektir. kerî yardım yapılmıştır. Aynı zamanda hükumet de proKoredeki kahraman tugayımızın fesyonel kulüblerden vergi alabileAtletizm Merkez Hakem gösterdiği yüksek savas kabiliyecek, gelır ve giderlerini kontrol eKomitesi seçildi tinden ve artık Amerikada, Turdebilecektir. Bugun on binlerce liAtletizm federasyonu tarafından kije şribi bir nıüttcfıke malik olrayı nerelere sarfettıklerıni büdırmeğe mecbur olmıyanlar da deftere usulü dairesinde merkez hakem maktan iftihar duyulduğu söylentâbı tutulacaklardır. Fu'bolun, bir komitesi seçımı yapılmıştır. On beş dikten sonra, Türkiyeye yapılan duzene konması ıcm profesyonelh bsçhakem tarafından yaD'lan seçım askerî yardım mutlaka arttınlmalığin kabulünden başka çare görul sonunda hakem komitesi şu şekilde ; dır. memektedir. tesbıt edılmiştir: | Bazı Amerikan gazeteleri Korede Heyeti Cemal A'pnan, Semih ki 4500 kahraman gibi. Türkiyede Bundan ba*}ka müesscse kulüblerının vazıyetleri de tetkık edil Turkdoğan, Ali Rıza Süzeralp, Dr. daha 2 milyon kahraman bulunArkandan duçunu yazıyorlnr. Bu 2 mUyon mektedir. Bunlar da ty'mlanna Adnan Hun, Mehmed Türkün biitün silâh ve mabeınesi aimak ıstedikleri oyunculaı? ış na teşkil edilmistir. temin edilmelidir ki bir harb olduı;u zaman, onlar da kahramanlıklannı gosterebilsinler ve vatanlarını olduğu gibi. demokrasi cephesini koru> abilsinler. Çanakkale ve Dıımlupınar denizCılıdan Başgedikli İsmail Gedın, Merasime burada buhınan bürun Kutahyadan Mustafo, Şahın, izmır altılarının donanmamıza iltihakı müslümanlar geldiler. Bunların a den ismail Kasab, Mâraştan er De münasebetile Yavuzda yapılan törasında Pakistan ve Lübnan tem mir Atalan, Mudurnudan Yusuf Us rende eskidenberi tanıştığım bir silcilerile Japonyalı müslumanlar lu. Kalecikten Huseyin İğde, İz Amerikan deniz binbaşısı bana sorda bulunuyordu. Yarah kahraman rr.irden Ismet aKra Sınobdan Hüse du: Bu denİ7a!tıların size verilmelanmız da törende hazır hulundu yın Demirsoy, Izmir Bucadan Cevş'lar. Merasim esnasında bir konuş det Akduran, Ha>manadan Mustafa si münasebetile ne düşıinüyorsuma yapan albay Öktem şoyle iedi: Yıldız, Ali Girgin, Baki Tad, İstan nuz? Fikrinizi samimî olarak söy«Kore destanı kalerro ahnırken buldan Kıdemli Üstegmen Ahmed lemenizi rica ederim. 5000 kahramanın ısmi avrı avrı yj. Sozlu, Ödemişten er Omer Kara \ Bu iki modemleştirilmiş gezılacaktır. Bu harb .Tıırk ffibi dö oz, Torbphdan R:ımazan Gurbcs. mivi verdi^iniz için tes«kkür ederim. fakat daha haşka gemiler vervüş» sözünü daıbımesel yrotı.» Şarkışladan Ahrr.ed Çeliker, YerBuaün Ingiüz ku\ vet'»n komu köyden Durmuş Ahşan, AH Karaca, menizi de rica ederim. Donanmamız icin dost binbaşıja tam General Robortsoa'la «oruş Ksleciktcn Şâb.ın Lâfsı, Bandırtüm. İnsiliz Generali Turklerı öve madan er I''mil Hakkı Ünlu, Saf söylediğimi, bütiuı silâhlı kuvvetrek «Çar.okkaleden Tüıkierın kah r?nbo!udan fîustafa Karaca, Fatsa lerimiz icin tekrarlarıro: Verilenleromanlıklarını bılirdım, burada bu drn Hanıdı Gul. Kc.ymanadnn Mus re teşekkür etmekle beraber, Türkahramanhğı Jaha vakından gör tafa Yıld'7, Izmırdcn Şukrü Ça kiyenin harb giicünü azamî haddine çıkaracsk ırodern silâh ve malzedüm, Türk askeri gıbi asker yokkıl H'ttndin Ahmed Hamrn. Errirmeııin is iijten geçnıeden verilmesitur') dedi. lit'en Satı'nv.ş C'.u'akk.ıya. E^kiseni isteriz. General Şahab Gu'.îer pa/ar hirden P. T. T. Baş?cdikîibi Ali, günü Kore'ye gidi\or Lstanbul lan Üstefiınen Ahmed SozArtk»'a 21 (An':a) Knredeki lü, İstEnbul BM.vttan Zekeriya AySavaş Birhğimızı teftış etmsk üze doğan. Kııtih>adan Şcıif Demircire Tok' ya gtfe'jek olan Korqene Tavşanlıdan İbrahim Turk, Torba Kore harbinde şchid dü^en kahral Şahab Gürler, refakr'ınde hava l;('.nn Ali Saiır, Kideır.li Üatcğmen raman askcrlerimizin ruhuna binbaşısı Cevdet Z'vbek oHuğu Edib Kaya, Üsto;men Ural. F.ıtsaithaf edilmek ü/erc halde. bu akşamki ek^presle İstandan Ibralıim Kuru, Gemlıktcn TanArahk a>ınm 24 une mu^Tdif paznr bula hareket et"" . Gurler, padoğan. gunu saat 11 de Ortnkoy Mery*rr Ana. zar günü uçakia ' r '•'•"va V ' »t Ermenı k lUesınde ıcra kılınacak Ayınl edecek ve oradan ı'a Koreye gıde Kore şchidlerinin çocuklan için Ruhani ve Mevlınm ha^ır bnlunmacektır. General haıeketınden evvel ları muhterem valandaşlarımızd.vi rica Anadolu siçorta şirkolinin olunur kendisile gorüşen muhabırimize bir teşebbüsü Ortaköy Meryem Ana ETnen! killsesl gunlan soylemıştir: Anadolu Sigorta şirketinin güzel Mutevellı Kurulu o Korede harbetmiş bulunan bir teşebbüse giriştiğini haber alBırliğimizın teftış vazifesi, Genel mış bulunuyoruz. TEŞEKKÜR kurmay Teftış Kurulu Başkanı buBire bildirlldigine göre Birleşmi? lunmakhğım sebebile bana tevcih Milletler emrine verilen tugayırrur Senelerdenberl iztırab çektlğım mıde edıldı. Oradaki kahraman Birliği dan Kored* |ehld düşan ve kaybo rezeksiyonundan ıkıncl b.r amelıjata miz memleketten aranmak suretile lan •ubay, gedikli •• erltrin 7 Ue cesaret edemezken, en son naçar kaladaha yakmdan alâka görmüş ola 18 ym| arasındakl «vlAdlan firket rsk mürncaat etlğım Haydarpaşa Nübjutanesi I. harlc'.ye klinığt 5«fl caklardır. Bilhassa aylardanberi; tarafmdan meccanen sigorta edi muiM operatör Feridun Şevket Evren••yın butun yurdumuzun kendılerine o leceklerdir. Vatan» yadigâr kaîan •elln hastalarına karsı gosterd'.ğl yuksek lan hasreti de bu suretle giderıl bu yavrula^a iklşer bin lirahk bi alâk» ve dddî ihtimamla kalblerde hamiş olacaktır. Bu mesud vazıfem rer hayat sigortam pollçesi verile «ıl «ttlgi emntyet ve itımadın hayranı kslarak bu hsyatl m«cburlyet« büyük bir ay sürecektir. Memlekete ya cektir. bir mutavaat!» karar verdlm. kında mesud haberlerle döneceğimi Şirket dün MUM Savunm» Bakan Yüksek UyakiUerlle butün memleku\vetle ümid ediyorum.» lığma müracaat «derak icab eden ketln İftihar duyarağı «ayın operatörün Amcrikan radyosundan konuşan izahatı istemi^ttr. efdz T« üjtadane bir ameuyatı netlcesl Allahın lnayetll» çok kısa btr zamanda kahramanlarunız Mjhk TO aflyeuml kuandığımdan Sigortacıların kongresi Komünist cemberini yaran tugaSigorU (lrkstlarİDİn Ankanda 14/12/ kandUerlnc ebedl fükranlarımı lunmayı yımıza mensub 30 kadar mıbay ge 950 d* akdetuklerl kongr* ıona «r bİT bors blldlm. dikli ve er dün aksam Amerikan miştlr. Kongrede btlhass» ymü •igort» Irakdâ . KutUlammarede jehid yıızbaşı Mehmed Muzaffer Bey eşl rndyosundan konuşrmıjlardır. Ses teftlj ve murakabe ktnunu t»sarı»ı Melek Yucel leri Seul'da plâğa alınan bu kahra hatkınd» fücırln ttttt edllmlf ve projt Tlcaret Vekileüni t^dl «dilmljtlr. *** mrnlarımız şunlardır: Karakolda rezalet çıkaran ölümü 11* blzlerl «onsuz acı lçlnde Kadıköyden Üstegmen Ahmed bırakan tevgill babamız •arhoş Soler, İstanbuldan Gedikli BurhaSabıkah yankestcllerden Abdl Vur. Bay VAĞARŞAK AREV'in neddin Sirer, istanbuldan Başge gun evveUd (ece urhot bir halde Karadıkli Şeref, Başgedikll Gallb Emin, gümrük caddesinden geçerken etrafa ctnueslne l^t r»k eden, çelenk gonderao. telgraf, telefon ve mektubU tazlBaşgedikli Ismail Erkan, Bolvadin Ealdırmağa baslamıjtır. Bu sırada hâdl y«tt* bulunan akraba ve dostLara ayrı, se yerıne ıabıt« memurları gelmış. den er İsmail Hakkı, İstanbuldan halkı rahatsıı eden »abıkalı yankesic.yl ayn teşekkure teessürümüz manl oldukıdemli Üstegmen Edib Kaynak, er karakol» ffttürmüslerdlr. Fakat Abdi ğvmdan gazetenlzln delâletlni rlca edeİsmail Hasırcı, Erzineandan er Ali Vurgun bu defa karakolda da rezalet ri». ^pUdlort: Bay ve Bn. Matniflon Arev Onursan, Çorludan Başgedikli Bilâl çıkarmif. memurlara tecavüze kalkışBay ve Bn Jtrayr Arev mıştır. Bu «uçundan dolayı dün Adlu Aydemir, istanbuldan Şevki Aktay, ye\e sevkolunan Abdl Vurgun tevkif *** Ödemişten er Şerif Tunca. Osman edılmiştir. Aramızdan ebediyen ayrılan, aile reisimiz Malatya eski milletvekili Bu akşamdan itibaren VASIP ÇINAY'ın gerek cenazesinde bulunan, gerekse telefon, telgraf ve mektubla kede2 büyük film birden rimizi paylaşan bütün akraba ve 1 T U N A A G L I Y O R dostlarımıza ayn ayn teşekkür et(Red Danube) meğe acunız mani olduğundan, bu Bas. roüerde: Walter Pidgeon Peter Lavvford Angela Lansbury yolda gazetenizin tavassutunu bil2 S O N Ş A H İ D hassa rica ederiz. Ulviye Çınay, Şen Ölçen, (Key Witness) Selim Çınay mm Baş rollerde: JOHN BEAL TRUDY MARSRALL H H I iyileşen yârahhrım.z tekrar Tokyo'dan cepheys dcndüler ACI BİR ÖLÜM Kahraman ordumuzun erkânından (1911 ne şetli) Servili kü çük Ethem namile anılan Edir ne İş Bankası muhasebeclsi Az mi Kıpçakm babası emekli albay Etem Kıpçak 20'12'950 Tarihinde Edlrn«de müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıyarak Allahuı rahmetine kavu$mu;: Armi Kıpçak *** Kapalıçar;ı. eınafından Yorgancılar Cemıyetl v« Kooperatlflerl Koruma Derneji Bafkanı Hüdal Bukajılının e«ı va Suıeyman Bambarın hemşıresı BAYAN LETAFET BUKAĞILI vefat etmiıtir. Cenazest 22 aralık 950 cuma günü (bueım) Yedlkule tmrahor, t â î »okak No. 17/1 deki ev nden saat 11 de kaldırılarak Aksaryda Valıde Camlinde cuma r.amazını muteaklb namazı eda edildıkten sonra Merkezefendidekl alle kabrlstanın» def. nedllecektır. (Çelenk jönderilmemeıl rica olunur.) Kendisine Haktan rahmet dilenz. * * * Alâtı cerrahıye majazası sahibl, Jul Kauboğlumı kardejl Bay VİÇEN KASABOĞLU'nun vefat ettiği teessurle bildlr.hr. Cenaze merasiml yarınkl cumartesi günü 23 aralık 1950 taat 10.30 da Takslm. Ohan Voskeperan Ermenl Katolik klllstsinde icra oiunacağı bildirılir. İşbu ilân hususl davetlye yerlne kaImdır. Cenaze L«v»zımatı BtCİDYAN Telet. 41229 80998 4 Birleşmenin çaresi: Istanbulda hastane işini üstüı< alan teşkilâtm işbirliği yapmasiM elde edilir. Bu teşkilât şunlardır: 1) Hükumet hastanelerî, 2) Belediye hastaneleri, 3) Üniversite klinikleri, 4) Evkaf hastanesi, 5) Çalışma Bakanlığı amele birlik hastaneleri. Bu beş teşekkül eğer bir müşterek idarede ki Pariste bir nümunasi vardır bir (asistance publice) teşkilâtında birleşirse, şu mükemmel netice hasıl olacaktır: Aynı idealin etrafında birleşen bu toplulukta hastane hekimleri istikballeri ve vaziyetleri emin olarak, genc Tıb talebesinin hizmetinde çalışmağa vakit bulacaklar, fakülte klinikleri de talebe fazlahğı sebebile doğan zorluklann düzeldiğini görerek mesud olacaklardır. Bütün (asistance publice) hekim leri hep (hastane hekim ve cerrahî) kanununun şümulü içinde tayin olunmalıdırlar. Böylece fakülte v« hastane ihtilâfı ortadan kalkacaktır. İstanbulun hastane inkişafmdan yukarıda saydığımız beş teşekkülün her birisi hissesini verir. Tıb fakültesine gelince kulİPTİmaz halde bulunan enstitü ir^a'ı paralan (ki dığer fakültelere sarf edile edile, kırk milyonun dbrtte birine inmiş olduğu söyleniyor) hükumetin teklifi ile Millet Me.hsi eğer, kanunun maddesindeki enstitü yerine (klinik) kelimesi ikame edilerek kliniklere tahsis olursa çok azalması sebebile enstitü inr=!atına kâfi gelecek olan bu para ile (klinik) davası hallolunur. İstanbuldaki hastanelerin hekimleri arasında sevgi ve knrşılıklı saygıyı, yatakları bakımından halk hizmetine kâfi gelebilecek bir artış temin edecek olan tedbirleri hulâsa ediyorum: 1 Hastane hekim ve cerrahi unvan ve mevkün ihdası, 2 İsUnbulda çalışan beş kafab hastane teşkilâtuun bir tek idarede birleştirilmesi, 3 Üniversite inşaat kanununun gereğince, sarfedilmiş paradan bâki kalanın klinik inşaatına haârına aid kanun tadilinin yapılması. Böylece yakında beşyüzuncü feüh senesi tes'id edilecek olan Istanbulda dosta ve düşmana gösterilebilecek bir tıb sıtesi meydana gelecek v« şimdiye kadar olduğu gıbı, b a a göftermelık binalar yanındaki Penşan komşu «ervislerin yerinde mükemmel hastaneler kurularak bırbirinı seven ve sayan hekimlerin yaratacakları muhabbet havası içinde Türk halkımn sıhhati için çalıgıldığı görülecektir. ULMACA • • m ™ ŞARK GAZİNOSUNDA tSTANBUL BELEDIYESI Şehir Tiyatoolan Saat 10.30 da DRAM K1SMI Şafakta Gelen Kadın Yozan; Alejaniro Casona Turkçesi: Cahid Irgai ve M. Turlcman Telefon 42157 M A Ç K A Çarşamba, cumartesi ve pazar akşamlan TRİO DANY cazı ile DANS GECELERİ Cumartesileri de DANSU Matineler tertib edilmistir. Sotdan 1 YırTii dSrt taatük fasılarla (mürekkeb kelime). 2 Kujad otun»r*k. 3 Fotograi veya tablo ısml (İki kelime). 4 T»rsl bir ırk mensubudur. ırmagm yaptığı hareketi taklid eden. 5 AJzı yakanlardan bırınln bayıları tarafından söylenlj şekll, tarihe mal olmuj Tanrılardan. I Böyl* Uvuk kendlıinl ruyada «rp« ambarında gorürmuş. Ağacın uılıverdlklerlnden. 7 Arabiitan yarım «daıındakl yarı bağırrsız memleket!erden. hayret •daü. * Tersi devrimlzde acaib bir Tanrı rolünü oynamaktadır, şüphe (esk. terım). Yukartdan afağıya.: 1 Kimsesiz olarak gurbette kalmıs valid» (lkl kelime). 2 Dürunenln dbrtte blrl miktarmda olamk (blr kehmenin tekran). 3 Ç«vrilince «m»tbuat» olur, duman yolunun yarııl. 4 Muhammed Peygamberin damadı, yüksek kalitell yazı yazan muharrlr. 5 «Tokat vur'» manaama raürekkeb btr em r. 6 KomşuUrımızdan blrl. T Asrımıztn en son keşfedllmla llert vasitalarından, blr emir. 8 Vücudünü lçeriden dışarıya dogru sıkarak. Kvvtlki bulmacanm halledilml* fckli ÖLÜM Selanık eşrafından merhum Ahmed Kapancının oğlu, Emine Kapancının levd. Ahmed Kapaneı. Falze Dilgiglm«n, Salıha Kıpancının pederlerl v* tanınmıı bestekirlarımızdan FAİZ KAPANCI Allahın rahmetin» kavuşmuştur. Merhurr.un c*naze«l bugunku 12/12/950 Urlhlnd» >&at 14 30 da Nıgantısı Şakaik sokak 41 numaralı (Tefvıkıy* sağlık evi karşısında) apartımandan kaldırılacak iklndl namazımn Teşvlkly» Camli jerlfinde kılınmasını müteakıb Asrt ım> zarlığ» defnedUKekur. Allah rahmet eylesin. 12 8 4 5 6? 8 KİAİRİAİHİAİNİ» A|Vİ I |R|A|R|A|K A|N|I|Ş|*|T|A Mİ^lKfTTLİEİR A|Hİ*IWE|L|I KİAİB AİDİAİY ' İSTE VİIISİE iamo M Baimuharrirl NADtR NADİ 0u nüshada yan ifUTİni fUU* tdar» «d«nj CEVAD FEBCVlt Crtmhurtvet Matbaan teşkil etmek için birbirlerin» yaklaşmak istiyorlar, fakat bir türlü muvaffak olamıyorlardı. Renksiz bir gök, bu manzaranın ye'sine yeis katmaktaydı. Kendisini arkaya bıraktı ve bakmaktan vazgeçti. Bir lâhza sonra, beygirin ayak seslerinden, arabanın bir sokağa saptığını anladı. İğildi ve gürültü üstüne kapılara koşuşarak, Adrienne'in itimadsızlık sezer gibi olduğu bakışlarla arabayı takib eden çocuklar gördü. Arabaa beygirini kilisenin 6nünde durdurdu. Tekerleklerin taşlar üstündeki takırtısından sonra çöken sessizlik, genc kıza, garib ve hemen hemen tatoız geldi. Arabadan indi. Öğle yemeği vakti idi ve sokaklarda kimseler yoktu. Arabacının parasuu verirken bir avludan bir horozun çığlığını duydu ve sebebini anlamadan, yüreğinin kederden daraldığuıı hissetti. Araba gözden kaybolunca, Adrienne, keşkl arabacıya sorsaydun da bana bir lokanta İle bir otel gösterseydi dlye düşündü, şimdi ise bir dükkâna girmekten, kendisine lâzım olan malumatı almak için masalarda oturan insanlan rahatsız etmekten bir tiksinti duyuyordu. Oldukça dik bir yoku» halinde inen ve Montfort'un büyük caddesine benziyen bir sokağa rastgele saptı. Bütün evlerin o kadar eski ve o kadar sakin bir hali vardı ki, adeta korkak bir merakla bunlara bakmaktan kendisini alamadı. Döndü TTTr^TT Kadıköy 0 P E R A Sinemasında Y^zon; Trittan Bernard Avukat Türkçeti: Rttai Nuri Güntekin SIRRI CELÂL ATAMER'in Telefon: 40409 ölümünun kırkıncı gününe musadif Paıarttti aktamlart Dram kttm\nda 24/12/950 pazar gunü öğle namazmı Salı altfamlan Komeii kttmtnda müteakıb Kadıköy Osmanağa Camilnde tffmjtj ı/oktur ruhuna Mevlldı Şerif kıraat olunaca Pazar ^unlcri 15 30 da matint ğından ahbab ve dostlannın hazır bu Cumarttsl v« Çaraamba fünleri 14.30 da lunmaları rica olunur. ÇOCUK TtYATROSV Atlarf Glseler saat 11 de açılır. söylemek arzusuna kapıldı. İlk defa olarak yalnızca yolculuğa çıkıyor, hem de ilk defa olarak serbest olduğunu hissediyordu. İşte nihayet villa des Charmes'da iken çektiği o tarif edilemez azabdan kurtulmuştu, artık bazı şeyleri düşünmemek için nefsile savaşmak zorunda değildi. Ağaclann, evlerin, La Tour . l*Eveque"in bütün menfur manzarasmm uzaklaştığmı gördükçe, biraz evvelki azabın değil, başka bir heyecanın gırtlağıru kabarttığını hissetmekteydi. Başını sıkan şapkasını çıkardı ve kompartimanın pis havasını koğmak için iki pencereyi de açtı. Rüzgâr saçlanndan esti, trenin muntazam sarsıntılarını dinleyerek başını arkaya devirdi; bu gürültü hoşuna gitmiyor değildi, bu çekiç vurur gibi boğuk boğuk seslerde sanki gizli bir mana vardı ve bu, sanki tek sesli kelimelerden yapılmış ve ebedî surette ruha girmek için ardı arası kesilmeden tekrarlanan bir cümle gibi, onda derin bir yankı uyandırıyoıdu. Uyudu. ve yağmura bulanmıa bir meydanda buldu .Sonunu göremediği beyaz bir yol, tarlalar ve korular arasından, dosdoğru kara gidiyordu. Geri döndü ve kasabanın ne tarafta olduğunu bir memura sordu. O, elile yolu işaret etti ve yanm saat kadar yürümek lâzım geldiği, fakat bir arabaya binebileceği cevabını verdi. Gerçekten, iki üç kira arabası da istasyonun önünde beklemekteydi. Tereddüd etü. Yağmur hâlâ yağıyor ve bütün gün hiç dineceğe benzemiyordu. Diğer taraftan, Adrienne, arabaya binmeyi az çok bir lüks olarak telâkki etmekteydi. Bunun kaça mal olacağını çarçabuk hesabladı: ama canıra bu masrafı her ay eline geçecek paradan ödeyecek değildi ya, biriktirdiği paradan harcayacaktı; işte bu delil üstüne karannı verdi. Bir arabaya doğru yürüdü ve arabacıya kendisini kasabaya götürmesini söyledikten sonra, üstü meşin körükle &*. palı arabaya bindi. Montfortl'Aaıaury'nin kenarlanna kadar, yol kaldınmlı ve etrafı ağaclarla çevTİlidir. Sağda solda manzara aynıdır ve hele kötü havalı bir günde bundan daha iç sıkıcı bir manzara yoktur. Adrienne'in peykeden eğilerek bütün görebildiği, rüzgârın ve yağmurun anafor dalgalan gıbi oyduğu arka arkaya sonsuz yeşil tarlalardı. Ufukta, intizamsız surette dikilmiş ağaclann perdeleri, sanki korular MEVLID KOMEDİ KISMI ÇİFTE KERAMET ZULFIKARIN GOLGESINDE SALIH REIS Büyük tarihî film Barbarosun janh torurüanmn eşsiz k?hramanlıklannı bugün matinelerden itibaren T  K S t M SİNEMASINDA göreceksiniz. Hilâl Film ranlıkça bir yere girmişti; siyah çerçeveli uzun bir ayna, burada, kapmm kar$ısmdaki duvarı işgal •diyur v« donuk bir parıltı saçı yordu. Çinko blr tezgâha dirseklerini dayamıs olan mavi gömlekli bir amele, dükkânın dibinde, es mer renkte bir masaya kollarıru koyup resim yapan bir çocuğa baka baka bir kadeh şarab içiyordu. Ikisi de Adrienne'i görünce başlarını çevirdiler. Amele: Madam patron! diye hay kırdı. Adrienne dönüp gitmek arzusuna kapıldı, fakat o anda bir kapının çerçevesinde bir kadın göründü. Kır saçlan, yağlı ve beyaz yüzile elli yaşlarında kadar vardı ve ellerini, belinin etrafını sıkan mavi bir önlük üstünde kalçalarında tutuyordu. Bir oda için mi? diye sordu. Ve eevab beklemeden, oldukç» tatsız bir sesle hemen ilâvc etti: Boş oda yok. Ycnek yemek için, dedi. Otelci kadın: Pekâlâ, diye cevab verdi, bu tara'ta. Acrienne'i, gene kızın pencereden ^v.rraş olduğu saloaa götürdü. Kadın: Şimdi mi yemek yiyeceksiniıT diye sordu. Adrienne: ve kilisenin, taşlan yer yer belirsiz bir su rengi almif ve üstlerine younlardan deniz yosunlannı andınr koyu çizgiler çekilmis olan kulesini gördü. Bu yağmurlu gökün altmda, bu herşeyin sanki hiç sonu gelmiyecek gibi görünen bir hareketsizliğe uğradığı sessiz saatte, genc kız, bu eski köyün kendisini bekledigini, hem de gizli ve kuvvetli büyülerle içerisine çektiğini müphem bir hisle sezer gibi oldu. Yoluna devam etti. İki yolun birbirini kestiği noktadaki bir üân levhası hem bir otel tavsiye «diyor, hem de, bir okla, oraya gWilecek yolu gösteriyordu: sadec* dosdoğru gitmek yeterdi. Adrienn« derhal kasabanm son evlerini geçti. Şimdi, etrafı ağaçlar ve baltalıklarla çevrilmiş bir kw yolundan yürüyordu. Bir kag dakika sonra yanıldığını anladL, fakat ikinci bir levha birincinin bUdirdiğini sağladı ve gerçekten, yolun bir dönemecinde, oldukça fakir görünen ve birinci kattaki iki penceresi arasında siyah iri harflerle Hotel Beausejour diye yazıh olan alçak ve urun bir ev gördü. İki kapı vardı. Adrienne, bu kapüardan birine vurdu, fa' rt cevab alarr.adı. Alt kaiın bir penceresinden, pembe tvğla dc^?meli bir köy yemek salonu gördü. Bir saniye bekledi, sonra öteki kapıya gidip vurmadan açtı, Biraz k a 37 Böyle hareket ettiginden dolayı kendi kendisini kutladı. Daha beş dakika evvel kapalı bir odada sızlanıp duruyordu. Ansızm, bpyle ağlamanm, kendisini müdafaaya çalışmadan hayatta böy'.e ezilip kalmanın budalahk olduğunu düşünmüştü ve işte şimdi, bir elinde bavulu, bir elinde şemsıyesi, m»tin ve hızlı adımlarla istasyona doğru gidiyordu. Hâlâ yağmur yağmaktaydı. Yürürken, şergin ipe^uı üstünde, bir nevi ahenk bulmağa çalışarak, yağmur damlalarının sert gürültüsünü dinliyordu. Öyle sanıyordu ki, kücük şeylere dikkat etmek, ona, düşüncesinde serbest olduğunu göstermekte ve adeta kendisini kendisinden üstün kılmakta idi. Ihtimal ağladıkça da içi açıîıyordu ve boylece hem utanc duyuyor, hem kendisini kuvvetli hisiediyordu. Karşıdan istasyonu görünce, nereye gideceğini düşündü. Paris treni ancak iki buçuk saat sonra geçiyordu. Esasen Parise gitmek ıstemiyordu, oraya çok gitmişti ve o her dönüşte hoşa gitmez bir sersemlik ve hummadan başka bir şey getirmemişti. Bekleme salonuna girdi ve bir tarifeye baktı. Bir çeyrek sonra Montfortl'Amaury'ye bir tren vardı. Bu ismin manzarası gözüne hoş göründü ve renkli bir duvar ilânınm tarihi kıymetini öğdüğü bu küçük kasabaya gitmek için bir ikinci mevki bileti aldı. Bundan sonra, kafasındaki tasavvurlara büs bütün dahp giderek, bekleme salonunda ve istasyonun sahanlığında pezınmtğe başladı. Ansızm coşup kabma sığamaz oluyor ve etlafında kimsecı'^ler bulunmadıgmı görünce, sankı bıraz cesaret verıp sarsmali lâzım gelen bir kimseye hitab eder gibi, yüksek sesle yarım yanm cümleler söylüyordu. Sesini alçaltarak: «Haydi, haydi çabuk olalım, diyordu (ve gizlice ctrafına bakıruyordu). Bu işi bitirmek lâzım. Ben artık burada kalmıyorum, artık tahammülüm yok...» Bu son kelimeleri biraz fazla yüksek sesle söylediğine korktu ve öksürdü, fakat sesini işitecek (cadar yakınmda hiç kimse yoktu. Bunun üzerine kendisine bir gülmedir geldi, fakat mendilinde boğdu. Hemen o anda tren de görünTren Montfort istasyonuna girerdü. ken uyandı. Onu, uykusundan, sesKendisile beraber peronda bek Bİzlik ve hareketsizlik uyandırdı. leyen tektük yolcular üçüncü nev Acele şapkasını giydi, bavulu üe kie bindiler, kendisi Ise boş bir şemsiyesini aldı ve istasyonun pekompartiman bulmakta güçluk cek ronuna atladı. Endışeü ve biraz medi. Mavi çuha kaplı sırava otu ürkek bir tavırla etrafına bakındırup da, kendİEinin önce ağır ağır, ğını gören bir ınemur, ona çıkış sonra daha hızlı coştuğunu hisse kapısmı gosterdi, dince. yerinden kalkmak ve şarka ı Kendısini, etrafı ağaclarla çevrili Arkası var
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle