20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 Kasım 1950 O IV A E Varşova güvercini ovyet propaganda orgaıılan ve bunlara ayak uyduran peyk radyolan ile gazeteleri bundan bir hafta evvel kapanmış olan «Varşova Sulh Kongresi» nden tedricen azalan bir şekilde bahsetmcktedirler. Batı âlemi ise, Polonyada böyle bir kongrenin toplanıp günlerce oçalıştığını» çoktan unutmuş bulunmak tadır. Halbuki bir vakitler Sovyetler iarafından hazırlanan «Barış Kongreleri» Batı âleminde ciddi endişelere yol açardı. Emperyalist siyasetini her vakit sulhçu bir perde gerisinde gizlemekten menfaat görmüş olan Kremlinin, sulh âsas elinde, sağa sola saldırması biiyiik bir dikkatle takib ve buna karşı âcil tedbirlere başvurulması da taleb edilirdL Daha yeni bir harbden kurtulmuş olan milletlerin hakiki bir suUıa karşı besledikleri samimî bisleri istismar eden bu Sovyet propagandası bilhassa «Slock holnı kongresi» ile en şiddetli devresine erişmişti. Bu kongrede ilân edilon maruf «Stockholm beyannamesi» de toplantılar sona erer ermez diinyanın dört bir köşesindeki komünist mer kezlerine havale edilmiş ve bunlann «şüphe arzetmiyecek» ikinci eller vasıtasile halka imza ettirilmesi bilhassa tavsiye edilmişti. Bu beyannamenin özünii şöyle tahlil etmek mümkündür: «Atom silâhını kanundışı ilân edelim.» Sovyet propagandacılan tarafından hazırlanmış olan bn beyannamenin yalnız atom silâhının men'ini istemesi, diğer bütün silâhlan ve onlarla tecavüzü meşnı addetmesi her şeyden fazla nazan dikkati eelbetmişti Fakat Rusyanın kötü niyetlerini göremiyecek kadar saf kimseler bu beyannameyi imza etmislerdir. Bunu yapmakla da sula değil, fakat Kremlüıe menfaat temin etmişlerdir. Fakat «Stockholm beyannamesi» etrafındaki kam panyanın devam ettiği bir sırada 38 inci arz dairesine tecaviiz edildi Sovyetler bu hareketi tevile çalıştılar, Güneyliler taarruz etti, Kuzeyliler de kendilerini koruyorlar dediler. Fakat bu hususta taraftarlannı dahi ikna edememiş olacaklar ki, sık sık Kore tecavüziinün sebeblerini değiştirerek izah etmeye yeltendiler. Fakat bunda muvaffak olamadılar. Stockholm'da «sulh» kelimesinden istifade ederek hazırladıklan komployu böylelikle kendi elleri ile muvaffakıyetsizliğe götürdiiler. Hiir dünyada mevcud ve kendilerine olan inanın bir çok saflann da gözlerinl ararak Batı dünyasma biiyiik bir iyilik etmiş oldular. Varşovada toplanan son «Banş konçresi» nin takib ettiği seyhr «sulh silâhının» artık Sovyetlerio elinde tehlikeli bir manzara arzetmekten uzak olduğu hissinl uyandırmıştır. Kongre toplanmadan biı kaç gün evvel Moskova radyosn muhtelif dillerle yaptığı yayınlarda «Kongredeki konuşmalar saati saatine bütün dünyaya radyolar vasıtasile verilecektir» diyordu. Komünist gozeteler sahifelerinia hemen hemen her tarafını bn kongreye hasrediyorlardı. Kremlin, Varşova fcongresinden çok şeyler ümid tdiyordu. Hattâ «Stockholm kongresi » nde yaptığı hamleleri tekrarlamayı ve böylelikle Kore tecavüzünden doğan durumu bile düzeltmeyi umuyordu. Fakat daha ilk toplantılarda Sovyet propagandacılan hayal kırıklığına uğradılar Demir perde dışında hür bir basına sahib halk efkânnı kandırmayı dügünen bu kimseler kongrede mühira yer işgal eden ve eski komünistlerden olan bir cok kimselerin bile, artık Sovyet Rusyanın «sulh» propagandasına yanaşmadıklannın far kına vardüar. Amerikalı delege Rogg ve İngiliz temsilcisi tarafından söylenen Sovyet aleyhtan nutuklann yuhalarla karşılanması Varşova kongresini mahkum olduğu akıbetten kurtaramadı. Bugün Sovyet propaganda organlan bu kongre ile ilgili haberleri birinci değil, fakat üçüncii sahifelerinde toplamakta ve beklenen gcniş pro' Varlık vergisine dair Başbakanla Devlet Mecliste yapılan ifşaat Bakanı arasında ihtilâff yok Gene Maliye Bakanının izahlanna göre günün birinde Maliyeye bir tezkere gelerek Hatay, İçel, Seyhaa vilâyetlerinden tarhedilen vergilerden bir buçuk milyon liralık bir kısmının indirümesi istenmiştir. Bu muameleyi tatbik ile mükellef olanlar ki aralannda şimdiki Maliye Bakanı Halil Ayan da bulunmakta idi ileride herhangi bir suale maruz kahnacağını hesabhyarak bu cetvele bir şerh vermişlerdir Bu zabıtta, tezkerenin Hilmi Urandan geldiği münasib bir dille belirtiliyordu. Sinan Tekelioğlu, Maliye Bakanına cevabında, hareketin kanunsuzluğu ve mesullerin mutlaka meydana çıkarılması noktasında ısrar etti: «Hilmi Uran şunun bunun hazırladıklan listelerle yüa milyona yakın vergiyi terkin hakkını kimden almıştır? Yapılan bu yolsuzluğu Meclise haber vermekle mükellefsiziniz.» dedi. Bundan sonra Başbakanın söz istediği göriildü. Kürsüye gelirken şiddetle alkışlanan Adnan Menderes ezcümle dedi ki: t Varlık vergisinin tarhında bazı fahiş hatalar görülmüş, Maliye Bakanının bahsettiği Hilmi Uran listesinin maksadı tanzimi şudur: Vrarlık vergisinin tarhında bazı fahiş hatalar olmuş, tatbikat sırasında da hatalar görülmüş, Hilmi Uran teşebbüsü ele alarak bir liste vücude getirmeğe, hatalann tamir ve tashihiııi bu liste vasıtasile tahakkuk ettirmeğe teşebbüs etmiş.» Başbakan izahatmın bu kısmında şu ciheti belirtti: «Tarhiyatta hatalar olmuşsa, bunun bütün memleket çapında vukua geldiğini kabu' etmek icab eder.» Hilmi Uran listesinin, Seyhan. Mersin ve Hatay vilâyetlerine aid olduğunu kaydeden Başbakan dedi ki: «Şu halde Hilmi Uran faali•"' Mesken bulıram Başmakaleden devam da ve bon büyük schirlerde karpmada duran binlerce geeekondunnn mevcudiyeti bn bnhrana elbette biraz çaresaz olmalıdır. Bütün bunlara rağmen bir mesken re bilhassa bir ncuz mesken davası mütevazı halk tabakasını işgal etmektedir. Bunun için hükumetin yeni bir kanun tasansı hazırlamakta olduğuna memnnniyetle öğreniyoruz. Bu yeni tasanya göre halka ncuz meskenler inşası için kredi kolayhklan gosterilecek ve ucuz arsalar temin olunacakttr. Bundan başka portatif >vlerin ve inşaat malzemesinin de ithali kolaylaştırılacaktır. Ve bu münasebetle de hâlâ bir hukuk ucubesi şeklinde karşunızda duran «gecekondu» davasının normal şekle konmasuıı sağlayan hükümler konacaktır. Bu kanun çıkarılırken, arsa spekülâsyonuna ve ncuz ev tedarikine yol açacak olan kat mulkiyeti usulünün de kanuna ilâvesi çok faydalı olur. Bütün bunlar güzel ve faydalı şeylerdir. Lâkin korktuğumuz odur ki; bu güzel teşebbüs devlet formaliteleri, beylik usuller altmda «resmî meşgaleo halini alarak kendisinden beklenen faydayı teminden nzaklaşmasın. Ve eğer bu kolaylıklar yapılır da mesken buhranmuı daha ziyade psikolojik sebebleri ortadan kalkana o zaman belki kiraların dondurulması hakkındaki hükmün de artık idamesine hacet kalmaz. İtiraza uğnyan milletvekili tutanaklan Baftarafı 1 inci sahifede yalmz Esad Alperen, Mahmud Goloğlu ve Suleyman Fehmi Kalaycjoğlunun, yani Trabzonda seçimi kazanan üç Demokratın mazbatalan hakkmda rapor. Mahmud Gcloğlu usul hakkındaki konuşmasında kendi seçimlerine itiraz vaki olmadığından diğer rapordan önce konuşulması gerektiğini anlattı. Tokad milletvekili Ahmed Gürkan bu tezi bir takrir halinde formüle etmişti. C. H. P. li mil letvekillerinden Hamdi Orhun seçimin bir kül halinde mütaleası gerektiğini anlatarak teklifin aleyhinde bulundu: Takrir oya konduğu zaman, Bakanlar Kurulu azasının da lehte oy verdikleri görülüyordu. Buna mukabil bazı Demokrat mil' letvekilleri de Halk Partililerle birlikte aleyhte oy verdıler. Neticede üç Demokrat milletvekilinin mazbatalan hakkındaki raporun daha önce konuşulması çoğunlukla kabu] edildi. devam etti: «Geçmis bir heyetin fyi bir şey yapmaması, millt irade ile geldiğine şüphe olmıyan bu Meclisin mutlaka ona uymasını icab ettirmez.» Avni Doğan geçmişto kıstas olarak değil, bugün kurmak istediğimiz hukuk devleti bakımından ele alınması gerektiğini ilâve etti. Bu sırada, bazı Demokrat milletvekillerinin oturduklan yerden hatibe itirazda bulunduklan görülüyordu. Avni Doğan: «Hiç bir C. H. P. li mebus tutanağıoı sizden bir atıfet olarak istemek niyetinde değildir. Biz hakkiA tecellisi arzusundayız.» dedi ve netice itibarile iki raporun birleştirilerek müzakeresini istedi. Emrullah Nutki evvelki kararla usulü hatanın tashih edildiğini, şimdi de iki raporun birleştirilerek görüşülmcsi doğru olacağını söyledi. Komisyonun kararına bu sefer de muhalif kalan tutanaklan inceleme komisyonu başkanı Kemal Ozçoban ise tamamen aksi mütalea da bulundu. Görüşmeler uzadıkça uzadı. Fakat sonunda gündemdeki iki raporun tevhiden müzakeresi büyük bir ekseriyetle kabul olundu. Raporlar okunduktan sonra da bir çok milletvekili söz aldılar. Bazılan tahkikat yapıhnasuu istiyorlardı. Saatler geçti. Saloa hissedilir şekilde tenhalaşıyordu. Başkan Hulusi Köymen, mevcudu «aydırdı: «Üye adedi 214 e inmiştir. Müzakereye devam için asgarl 244 milletvekilinin bulunması icab eder. Görüşmelerin devamını çarşambaya bırakıyoruzn> diyerek oturuma son verdi. Vicdanımızm sesî izim gibi böyle bir sfi tnnda her gün okuyucu lara ve memleket efkânna doğru bulduğu işleri tasvih egrilerini tenkid vazifesini ahnış olanlarm ara sıra yaptığı «iç muhasebe» sinde borclu çıktığı zamar çektiği azabın, maddi cezalannkinden fazla olduğunu bihnenizde fayda vardır. Biz hakikatleri yazmak ve hakikî fikirleri müdafaa etmet için aldığımız bn vazifeyi maalesef her zaman tamam yapamıyomz. Bizim dnrumumuzda olanlar bugün vazife hissi ve kâh tact denilen, kâh politika denilen tâli düşüncelerin tesiri arasında bocalamaktadır. Bu durumumuzu okuyuı» culannuz arasuıda sezmiş olanlar* yok değildir. ] Politikacılar arasmda da durnl mumuzu müşahede edebilenler vardır; fakat görüş zaviyeleri ayn olduğu için bunlann her biri kaleng sahibleri hakkında türlü hükümler verirler. Khnisi korkak der, kimisi kaypak der, khnisi katılmış, belki d« khn]si satılmış sanır. Hakikat tudur ki bugünkü gifel; kısa sürmesini can ve göniilden| dilediğimiz intikal devrelerinde, v«Ş politika çalkantılan sıralarında her' Sğrendiğünizi yazarsak, ber bildi»; ğimiz hakikati ortaya dökersekyj neşir vazifemizi befti yapmış o | hıraı; ama bn memlekette demok: rasiyi yerleştirmek, onu halka vaî hattâ bizzat detnokrasi taraftarlan • na sevdirmek vazifesini yapama; ttut, hattâ akslne olarak halkı bunj dan soğntmuf olabiHrhr. 1 Henüz körpe olan politfkacılan 1 mm münfail ederek memleket işs lerinde belki gedid tedblrtor derpifl etmek hatasma »evketmiş oluruz endişesi bizi çok defa nonnal «•raanhtrda cayn cayır yazdığumz, tenkid ettiğbniz hâdlse, hareket v« fikirler* doknnmaktan alıkojuyor. Buna yaparken, kendhniz* ve efkân nmumiyeye karjı mesuliyet hissediyoruı. Vazifemizi yapmadığimıza kani olacaklar diye muazzeb ; oluyoruz. İşte bu satırlar. o azabın küçük bir «eşape» si, bir figanıdır. : Buna ilâve olarak, şurada bura» J da gazetecilerin hükumetin manevî ] gahsiyetine hakaret, "yahud «harb i sırasında boz.çunculuk» gibi snçlar* la zan altına ahndıklannı, yani ce ; za kanununun raahud 159 nncu ve 161 inci meddelerinin tatbikına doğ rü yürünmek istendiğuıi görmek d« yazı serbestliğini teşvik etmekten uzak bir tesir yapıyor. İşte bütün bu ruh haleti içindevazife duygusile türlü tact, yani saygı, «mektub ve gayrimektub» siyasî ve adlî âmiller, iç âlcmimizde çarpışmakta ve bizi: Acaba neden şu hâdiseyi yazmadıiar, diye düşündüğünüz duruma. sokmaktadırlar. Otedenberi söylediğun gibi ba« sın hürriyeti kanunlarla temin edilmez. O bir nimettir ki; ancak az çok mahrumiyeti veya mahrumiyet ihtimalleri karşısında kıymeti belirir. Gayrimatbu gazete adını verdiğimiz tevatürler de bu nimeta karşı duyulan imrentilerin alâmetleridir. Bn durum, hoş bir durum mudur? Zannetmem.. Bunun böyle oluşunda biz, yani gazeteciler, gerçi tamamen bîgünah sayılamayız; ama şu günlerde «cemiyet» ve günün birinde tarih bizi bu «vazi. fede kayıdsızlık» Ia töhmetlendirirse hak ve insaf savcısı bunda bizim «tek mesul» ohnadığunızı elbette ileri sürecektir. Bu öyle bir meslektir ki; içi bizi ve dışı sizi yakar Bastaraft î inci sahifede yet sahası olarak seçmiş bulunduğu üç vilâyetçe kendisine tâbi olması melhuz veya tâbi insanlann vergilerini terkin suretile in'am ve ihsanda bulunmak yolunu takib etmiştir. Bu listenin bakanlar kurulundan geçtiğine dair elimizde hiç bir kayıd yoktur. Sadece çıplak bir kâğıd üzerinde mükellef isimleri, hizalarında tarhedilen miktarlar, bunlann yanında da ne miktara indirilmesi lâzım geldiği yazılmıştır Böyle bir liste Maliyenin eline verilince, arkadaşlar düşünüyorlar, kendilerini bu listeyi yerine getirmek mecburiyati altmda hissediyor lar. Gene düşünüyorlar: Yarın, öbürgün bir sual açılacak olursa nitekim bugün böyle bir sual açılmıştır acaba ne cevab veririz? Aralannda birleşiyorlar; altına bir Fevzi Karaosmanoğlu şayialan tekzib etti Ankara 27 (TJIA.) Devlet Bakanı Fevzi Lutfi Karaosmanoğlu aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: « Bazı gazetelerde ortaya atılan yanlış haberler arasında son günlerde bir de Başbakan Adnan Menderesle benim aramda ihtilâf olduğu iddiası kaülmıştır. Bu uydurmayı ancak gülünç buluyorum. Böyle bir şey katiyen yoktur. Ve haber vereyim ki olmıyacaktır da.» şerh veriyorlar. Diyorlar ki: «Listo sayın Hilmi Uran tarafından tertib edilmiştir. Filhakika vergi cibayeti, kanun hükümlerine aykın şekilde durdurulmuş, uzun müddet tecilden sonra Af Kanunu gelmiş ve tahsil edilmemiş vergiler meyanında terkine tâbi tutulmuştur.» Başbakan, varlık vergisi gibi nazik, nazik olduğu kadar da vahim mevzuda dahi, memleketin nasıl bir çiftlik gibi idare edildiğini bu vâkıanın da ortaya koyduğunu kaydetti. Adnan Menderes, Meclisin cıkardığı son Af Kanununun muvacehesinde vaziyetin ne suretle ele ahnması gerekeceğini, hükumetin inceleyeceğinden bahsetti. «Şayed Af Kanunu bu gibi hâdiselerin takibini ortadan kaldırmış olsa bile manevî mesuliyetin meydana çıkanlarak umumî efkâra arzetmek vazifedir.» Menderes, bu sebeble de tahkikatın behemehal zaruri olduğunu tekrarlayarak beyanatma son verdi ve sürekli alkışlar arasında kürsüden ayrıldı. ...» Adanada feci bir infilâk Bir kadın öldü, biri de ağır yaralandı Adana 27 (Telefonla) Buğün öğleden sonra Denizli mahallesinde bir kadının ölümüne, diğer bir kadınm da yaralanmasına sebeb olan bir infilâk vuku bulmuştur. Tahkikata göre hâdise şöyle olmuştur: Şehrimizde •uhafiyecilik yapan Mustafa Kolbacı bir kaç sene evvel dükkânında vukua gelen bir infilâk hâdisesinden korkarak şehrin dış mahallesi Denizlide ardiye yapmak üzere bir ev kiralamıştır. Mustafa bu eve diğer eşyalarla birlikte sandıklar içinde tapa da yerleştirrmiştir. Bugün âni olarak bu tapalar infilâk etmiş, evler sarsılmış bir çok camlar kınlmışbr. Bu arada yıkılan evden fırlayan bir kürek komşu evin bahçesindeki bir ağaca saplanmıştır. Bu esnada ağacm altmda çamaşır yıkamakta olan Hilmiye admdaki bir kadına da çarpan kürek kadının ölümüne sebeb olmuştur. Asiye admda diğer Dir kadın da kendisine isabet eden enkaz parçası yüzünden ağır suretıe yaralanmıştır. Yarah memleket hastanesine kaldırılmıştır. İnfilâkın, tapalan farelerin kemirmesi yüzünJen meydana geldiği sanılmaktadır. Topçu kuvvefimizin diin kazandığı başarı C. H. P. Meclis Grupu başkanlanndan Avni Doğan söz aldı: «Heyeti muhteremeniz D. P. milletvekilleri mazbatasırun tefrikine karar verdi. Karar mutadır.» diye söze başladı. Tutanaklar işinin memleket içinde müzmin bir derd halini aldığından şikâyet etti: «Gönül isterdi ki seçim kanunu yapıkrken adli teminat muta olsun ve tutanaklar siyasî olmıyan heyetlerin CUMHUKİYET tetkikinden gecsin.» derken Demokrat sıralardan şöyle bağnşmalar oldu: «Bunun için vaktile ne kadaı nefes tükettik. Bunda ısrar eden sizler oldunuz.» Avni Doğan şöyle 'inınıllllHIIIIIIIIIIIIIIIIHniinnilfllltlllUinilliniinilllıitıııııı Kuzey Kore cepheKızıl Çinliler sinde vaziyet ciddî Birleşmiş Milletlerde Baştarafr 1 inci sahifede komünist taarruzlan karşısında yeniden çekildikleri ve Çongcu ile Tokçon şehirlerini tahliye ettikleri bildirilmektedir. Güney Kore hatlarında açılan gediğin kapanması için de şiddetli savaşlar verilmektedir. Kore'deki Birliğimize Meclism selâmı Ankara 27 (T.H.A.) Büyük Millet Meclisinin bugünkü oturumunda Korede Birleşmiş Milletleı safında çarpışan Birlizimize Büyük Millet Meclisinin selâm ve muhabbetlerinin bildirilmesine dair Konya ve Erzurum müietvekillerinia müştereken verdıkleri önerge Mecbste büyük tezahürlere vesile olmvu) ve önerge alkışlar arannda Ittifakla kabul edilmiştir. Önergenin kabulünü mflteakıb Başkan Hulusi Köymen bsa bir hitabede bulunarak dünya sulhunun konınması için Korede carpışan Türk askerlerinin aynı zamanda memleketimizde de banşın idamesl için savaştıklarını söylemiştir. Baştaraiı 7 inci sahifede lanndan Vichinsky'nin bu nutku Farabinin bininci yıîdönünu diuliyememişlerdir. Vichinsky mü münasebetile bastırılan ye cevab veren Amerikalı delege pullar Foster Dnlles Kremlin'in Amerikalılarla Çinlilerin arasını açmak ve Ankara, 27 (ANKA) Garb ve bu iki millot arasuıda bir harbin şark fikir âleminin en büyük simapatlak vermesini rnümkün kılmak larından olan değerli Türk filosofu için elinden geleni yapmakla itham Farabinin bininci yıldönümü müetmiştir. nasebetile takdire değer bir kadirbilirlik eseri olarak P.T.T. İdaresi bir Buğday ihracatına dair seri pul bastırmıştır. Yarın satışa tahkikat dosyası çıkarılacak olan pullar Ankarada Güzel Sanatlar Matbaasında ofset Savcılığa verildi usulü ile ve büyük bir itina ile Ankara 27 (Telefonla) Ekono hazırlanmıştır. Viyana ve Londra mi ve Ticaret Bakanı Zühtü Hilmi matbaalarmın dahi basmaktan imVelibeşe bugünkü Mecliste Sinan tina ettikleri pullardaki Farabiye Tekelioğlunun bir sualine cevaben aid minyatür, profesör doktor SüToprak Ofisin dış memleketlere hevl Ünver tarafından çizilmiş ve sattığı hububata dair tahkikat dos yaldızh zemın üzerins se'! °nk jraaının bir tezkere ile Ankara Sav olarak basılmıştır. Dünya pul kocıhğına tevdi edildiğini bildirmiş leksiyonlannda eşine ender tesaÖr. Bu haberden son derece hoş düf edilen bu r»"1 "prek >^ovdanud olan Tekelioğlu Bakana teşek na getirilmesin^°. ^ P.T.T. tkfirle demiştir ki: «Memleketi se daresinin, gerek Süheyl Ünverin ve nelerce kaşmdıran insanların ceza pullan basan matbaanın çahşmaları amı inşallah adalet cihazı verecek takdirle karşılanmıştır. tir.ı Kuşatılan birliklere havadan yardım gönderildi Tokyo 27 (a.a.) (United Presg): MncArthur karargâhından bildirildiğine göre, bütün Kuzeybaü cephesinde çarpışmakta olaa Birleşmif Milletler kuvvetlerine havadan mühbnmat indirilmektedir. Tebliğde, Birleşmiş MUletler umuml kara taarruzunun başladığmdanberi, pazar günü geç vakit, ilk defa olarak Pyong Yang'ın takriben 95 mil kuzeyindeki sekizind ordu birliklerine, havadan paraşütlerle taşıtlara elektrik bataryalan ve yiyecek mad deleri atıldığı bildirilmektedir. pagandayı yapmaktan aciz olduklanm göstermektedirler. Bundan bir hafta evvel Varşodan nçurulan «Sovyet sulh gii.ercininin» Kremlinin bütün arzuarına rağmen pek kısa ömürlü olduğu görülmüştür. Ömer Sami COŞAR Emniyet Genel Müdürlüğünde yeni terfi Iistesi Ankara 27 (TJI.A.) Emniyet Genel Müdürlüğü yeni bir terfi Iistesi çıkarmıştır. Bu listede 23 kigi İstanbul teşkilâtına aiddir. Komiser, komiser muavini ve polis memurlarına aid olan bu liste istanbul Valiliğine de gönderilmiştir. Edirneyi ziyaret eden Amerikan diplomatlan Edirne, 27 (Telefonla) Bugün Amerikanın Türkiye Büyük Elçiliği Müsteşan ve İstanbul Amerikan Başkonsolosu şehrimize gelmişler, Valiyi ve şehrin görülecek yerlerini ziyaretten sonra İstanbula dönmüşlerdir. Bu seyahatte ıiyarett«D gayri herhangi bir maksad yoktur. PROF. NİMBUSUN MACERALA BI: cCUMHURÎYET» in TEFRİKASI: 7 7 lazaa: PEKİDE CELÂL Herkes beni bıraktı. Size gelince, ne söylesem, ne anlatsam sinirli bir hastanın hezeyanlan diye dinleyip geçiyorsunuz. Şaşırdım, hem bedbahtım, çok bedbahtım dok tor! • Madam Erdal sizi anlamadı ğımı mı sanıyorsunuz? Öyleyse bakın, sizi ne kadar iyi anladığımı isbat edeceğim. Bu bir haftayı bana kızmakla, kendinize sualler sorup cevablar vermekle, Hess'e öfkelenmekle ve İstanbuldan beklediğiniz haber, mektub gelmediği için ağlayıp sızlanmakla geçirdiniz, öyle değil mi? Vurulmuş gibi, kıpırdamadan ona bakıyorum. Nasıl biliyor, nereden anladı? Kocaruzı çok seviyorsunuz Madam Erdal. Fakat onun için hiç mücadele etmek istemiyorsunuz. Mektublara gelince, artık yazmıyacak, çünkü seyahate çıkmış. Bana telgrafla bildirdi, sizin son mektubunuzu ahnış olduğunu sanmıyorum. Yani Hess'le olan vaziyeti bil Mektubumu almamış, kendisinden ayrılacağımı bilmiyor! Seyahate çıkmış! Muhakkak Londraya gitmiştir. Belki Suzanla beraber! On dan nefret ediyorum, nefret ediyorum, nefret ediyorum! Doktor Darbley heyecanımın farkına varmamış gibi devam ediyor: Mösyö Hess'e gelince, ona ben yazdım. Bir müddet buraya gelmemesini, sizinle meşgul oLmamasını rica ettim. Anlayışlı bir adam. Tedavi için bunun şart olduğunu öğrenince itiraz etmedi. Koyduğum müddet zarfmda, yani on beş gün kadar onu göremiyeceksiniz, mektub ve telefon da beklemeyin. Bu on beş gün, bütün münasebetlerinizi, hikâye, hatıra herşeyi unutup kendinizi bana hasretmenizi istiyorum. Bütün tesirlerden uzak bir halde, anlatabiliyor muyum? Hayretle mırıldanıyorum: Niçin doktor, bütün bunlar ne oluyor? Hem siz benim hususî hayatıma nasıl karışırsınız! Ben burada hastaıuz mıyım, yoksa esirinia mi? Sinirlenmeyin Madam Erdal! Anlatması şimdi uzun, fakat ben sizin bütün düşüncelerinizi bir nok taya teksif etmenizi istiyorum, başka başka, ayn düşüncelerle dağılmanıza mâni olmağa çalışıyorum. İyiliğiniz için bütün bunlar. Bana inanmah, bana itimad etmelisinlz.. Anlamıyor musunuz sizi muayyen bir noktaya doğru sevketmek istiyorum. Nereye sevketmek, ne yapmak istiyorsunuz beni! Ne istiyorsunuz benden! Hatıralannıza, fakat çok daha eski hatıralara, geride, karanlık ta bir noktaya götürmek istiyorum sizi. Madam Erdal beni iyi dinleyin, dokunmaktan korktuğunuz yere do kunmanız lâzım. Söylemekten o ka dar ürktüğünüz şeyi söylemelisiniz bana. Şuurunuzun altmda, (ötede), karanlıkta görünmiyen şey, kendinizden bile ustalıkla saklamağa muvaffak olduğunuz, o kadaı çekindiğiniz, korktuğunuz o şey nedir? Neyi ödüyorsunuz Madam Erdal, hangi borcu, hangi hesabı? Ne borcu, ne hesabı! Gülmeğe çalışıyorum. Bilmece gibi konuşuyorsunuz, yahud bu psikanaliz lisanını ben anlamıyorum! Benden ne istiyorsunuz, neyi öğrenmek istiyorsunuz? Gözleri gözlerimde, kıpırdamadan söylüyor: Topalın hikâyesini! Birdenbire tuhai bir şey oldu, bo ğazun ükandı, boğuluyorum sandım. Sonra bütün vücudümden buz gibi ter boşandı. Büyümüş gözlerle ona baka kaldım! O yerinden kıpırdamadı. En kttçük bir hareketimi gözden kaçırmak istemiyormuş gibi gözleri adeta yüzüme yapışmış, rahat rahat sigarasuu içiyor. Kalkmak, bu karanlık, uğursuz odadan kaçmak istedim. Fakat elünde değil. Ah melun bacaklanm! Ne manâsız sualler soruyor! Zaten biliyordum, bekliyordum... Fakat beni zorlamağa hakkı yok! Bütün bunlann hastalığımla, bacaklanmla ne alâkası var? hayır, alâkası olmadığını biliyorum, eminim... Yavaş yavaş, sesinin en sakin tonu ile tekrar başladı: Hikâyelerinizin arasında biı kaç kere bu topalın bahsi geçti hatırhyor musunuz Madam Erdal? Fakir bir adam olduğunu sanıyorum, mahallenizde dileniyordu galiba? Ağız müzikası çalardı ve sizi çok severdi öyle değil mi? Son seansta gene ona aid mühim bir sözünüzü not etmişim «Topal dilenciden size hiç bahsetmedim değil mi? Bahsetmiyeceğim, onun müdhiş bir hikâyesi vardır. Fakat sizin hiç biı zaman bilmiyeceğiniz bir hikâye!» Işte sözleriniz aklımda ve defterimde aynen böyle kalmış. Neden ondan bana bahsetmiyecekmişsinia, ne den hiç bir zaman O&UB bikâyasi Ankara, 27 (T.HA.) Bomba il» balık avlamak menedilmiş olduğu halde bir çok balıkçılar SarayburYerli sığır sergisi açıldı nuna kadar sokulup bomba atmakBursa (Husust) Karacabey tan çekinmedikleri görülmüş, nhve M. Kemalpaşa havalisinde yetiş tımlara ve saray müştemilâtına da tirilen yerli sığır hayvanı sergisine zararlı olan bu vaziyet resmî mabu iki ilçeden bir çok hayvan geti kamlara şikâyet edilmiştir. Alâkalı rilmis, bunlar arasında derece alan memurlann icab ettiği kadar bu lardan on flç hayvana muhtelif ik işle mücadele etmedikleri nazara aramiyeler verilmistir. lınarak kendilerine bu husustaki Yüksek Sağlık Şurası Karacabey Kaymakamı bu mü kanunun tatbikinde ihmal gösterAnkara, 27 (T.HA.) Yüksek nasebetle diğer yerli ineklere göre memeleri ihtar edilmiştir. MarmaSağlık Şurası yıllık kanunî toplançok daha fazla süt veren Montofon ranın muhtelif yerlerinde bomba ile tısını 30 kasımda yapaeakür. B. FEIEK cinsi ineklerin üretilmesini teşvik balık avlıyan balıkçılar da sıkı suŞurada, memleket sağlığını yayollu bir konuşma yapmışür. ı rette takib edileceklerdir. kından alâkadar eden bir çok meseleler arasuıda bugünkü hıfzıssıhha kanununu memleket ihtiyacla Başrarafı 1 inci sahifede rını daha iyi karşılar duruma ge onra toplanmış geç vakte karlar tirilmesi üzerinde durularak yeni çahşmıştır. Tahminler kuruîunj bir tasan hazulanması teklif olu gensoru mevzuile alâkalı müzakenacaktır. relerde bulunduğudur. Mesele yarm oplanacak olan D. Parti Meclis Yataklı vagonlan soyan Grupunun gündemindeki başlıca maddeyi teşkil ediyor. Umumî te< hırsızlar yakalandı mayül Demokratlann gensoru açılAnkara 27 (Telefonla) An ması için prensip karanna varmakarada baa hırsızlıklann faili olan an istikametindedir. Hasbılıaller 6 kişilik bir şebeke yakalanmıştır. ;ırasında ortaya atılan mütalealarBunlann yataklı vagonlann camla an biri de Halk Partisi tarafından nnı kırarak 49 battaniye, 7 yatak /erilen önergenin son derece müokılıfı, bir paspas ve üç halı çaldık em olduğudur. Bu sebeble iç tüzü» lan anlaşılmıştır. ğe aykın görülerek reddi lüzumuu müdafaa edenler vardır. Aynı ni bilmiyecek mişira? Belki bu to ne katil ne yalancı, sadece hasta yor musunuz? Ferahlamak, boşal mütalealara göre bu hareketin raüpalın hikâyesi benim için Suzanın Einız... Yardım edeyim, şöyle arka mak istemiyor musunuz? Bana şim akerelerden kaçmıldığı tesirini ve kocanızın hikâyesinden çok da nıza yaslanın bakalım... Biraz da diye kadar anlarhğınız şeylerde uyandırması bahis konusu olamaz. ha mühim ve enterasan olabilir. GU, gene şu damladan? Evet tadı sonradan dokunmak istiyeceğim Sore meselesine dair ikinci istizaBiliyor, muhakkak hepsini bili «a, fakat ne yapalım! Şimdi penmühim noktalar yok değil. Fakat iın kabulü bu şüpheleri ortadan yor! Birdenbire aklıma garib biı cereleri açıyorum. Nasil, böyle iyialdıracağı gibi C.H.P. lilere de gö* garib bir müselles halinde sizi, koşüphe geldi. Olduğum yerde titre mi? rüşmelere diledikleri gibi katılmak canın, kız kardeşinizi içine alan bu mkânmı sağlayacağından gersoru meğe başladım. Suzan yazmış, SuGüçlükle nefes alarak mınldanımacera benim için ikinci plânda ve kriri yann toplanacak oîan Halk can ona hepsini anlatmış olamaz yorum: oldukça ehemmiyetsiz. Çünkü be 'artisi Meclis Grupu gündeminin mı? Beni küçültmek, benimle alay Affedersiniz doktor kabalık et etmek için bu hınzırhğı yapmış ola tim! Fakat siz de insanı deli edi nim öğrenmek istediğim şey, başını e başhca maddesidir. Gensoru bilir Suzan. Muhakkak Nedime yorsunuz, Bütün o sualler! Zavalh za gelen kazanın menşeidir. Halbu inergeleri Büyük Millet Meclimi de anlatmışür. İkisi beraber gülki siz bana hep kazadan sonra ba iütün mevcudile Ankaraya toplantopal bir dilencinin hastalığımla ne mış bulunuyor. Bugün gelen trenmüşlerdir. Şükrolsun Suzan her şealâkası var! Öyle sinirlendim ki, za şınızdan geçenleri anlatıp duruyor er kısa bir müddet için şeivrden yi bilmiyor! Halbuki benim suçum sunuz, beni adeta oyalıyorsunuz, ten kaç gündür iyi değildim, anlıynlmış olan milletvekillerile dolu yoktu, yemin ederim... farkına varmadan tabii... Kazadan yorsunuz değil mi? di. Yannki Grup içtimalan her Madam Erdal neden korkuyor evvel, sap sağlam, sıhhatli, yürür, alde gecenin geç saatlerine kîdar Sözümü bitirinceye kadar sesini sunuz, neden anlatmak istemiyorçıkarmadan dinliyor. Ben sustuğum koşar, gezerken hayatınızdan geçmiş uzayacaktır. Çarşamba günkü otusunuz? olan vakayı, sizi hastalığa hazırla ruma gelince istizahın açılmasına Terliyorum, durmadan terliyorum. zaman eski yerine, koltuğuna geçip oturuyor. Pencereler açık oldu mış olan esas sebebi arıyorum ben. derhal karar verildiği takdirde müKalbim göğsümden çıkacakraış gibi ğu için yüzünü daha iyi görüyo Bakın biraz evvel gene öyle sözler zakerlerin son derece çetin olacağı çarpıyor. rum. Dışan en küçük bir ifade sız söylediıüz ki!... Şu topalın bikâycsi taraflarm salı hazırhklarından belli Hayır anlatacak bk şeyira yok, mıyan sakin dümdüz bir yüz bu, ni anlatın bana, o zaman yürüyor luyor. hiç bir şeyim yok! Kimseye fenahk gözleri, yalnız onlar biraz koyulaş dunuz değil mi? Hem demin neden M. S. E. yapmadım ben! «Ben öldürmedim!» diye, bağırdı Madam Erdal size fenahk yap mıs gibi. Bakışlan çok ciddi. Sadıkoğlu vapuru Madam Erdal diyor. Şimdiye nız? Sizi korkutan nedir? Neyi ödü tığmızı söyleyen kim? Bu topal dikadar sizi kendi halinize bıraktım. yorsunuz, hangi hesabı temizlemelenci hikâyesi... Gidinya'da Ben öldürmedim, öldürmedim Bana yalnız istediklerinizi anlattı ğe kalktınız? Heyecanlanmayın, beAnkara. 27 (a.a.) Sadıoğlu vanız. Ben de sizi konuşmağa alıştır ni dinleyin: Başlangıçtan beri bu onu diyorum size! >urunun kaptanı Gidinya'dan bil Bana her jeyi baştan anlat mak istedim, ürkütmekten çekin topal dilenci ile kendi vaziyetinizi liriyor: dim. Sabırla bekledim. Fakat ar mukayese ettiğinizin farkmdayım. sanız? Zonguldak için maden direğj Benim kimseye anlatacak biı tık benim suallerime tereddütsüz Hem ondan bahsederken değişiyor yüklü olarak Baltık denizinde seşeyim yok. Ben o kadar fena bir cevab vermenizi, anlatmaktan kork sunuz. Yüzünüz müthiş bir hal a ferde bulunan on bin tonluk Saüısanmıyım; eyalancı» dedinia, tuğunuz, çekindiğiniz ne varsa asıl lıyor, gözleriniz parhyor. Bütün dıkoğlu şilepi bu denizde batma şimdi de «katil» diyeceksiniz! Siz onları söylemenizi istiyorum. Ma bunları farketmedim mi sanıyorsu tehlikesi geçirmişse de tehlike atden nefret ediyorum biliyor musu dam Erdal konuşmahsınız, iyiliğiniz nuz? latılarak gemi Gidinya limanına için bu lâzım. Yürümek sıhhatınınuz? Sizden, herkesden... vasıl olmuştur. Bütün mürettebat . • Ağlamayın Madam Erdal, tia t» kavuamak, metud olmak istemi Arkası var sağ ve sıhhattedir. lanmızın ve devamh surette taarruzlar yapan düşman hatları arasında derin boşluklar yarattığı görülmüştür. Fakat komünistlerin geriden takviye almalan ve insan Ocıymetini gözönünde tutmıyarak bunlan durmadan ileri sürmeleri yeni hatlara doğru çekilmeyi mecburî kılmıştır. Amerikan askerlerinin ric'at hareketlerini muvaffakıyetle tamamlamalanna imkân veren topçulanmızla birlikte bulundum. Onlann harbin en şiddetli anlarında bile soğukkanhlık ve cesaretlerini bir lâhza bile kaybetmediklerine şahid oldum. Bir gün bir gece batarya başmdan ayrılmadan savaşan topçulanmızdan yalnız birini şehid verdik. Denizlili Acıpayam kazasından Os manı 24 saat devam eden bir savaşın son demlerinde kaybettik. Bu gece Türk tugayının kesiminde hummalı bir faaliyet sezilmektedir. Oğrendiğime göre, kahraman Türk piyadelerinin de iştiraki ile yarın yeniden taarruz hareketlerine başlanacaktır. Kore cephesi 27 (a.a.) (Afp): Türk topçusu son iki günde Korede batı ucundaki cephede merkez kesimini işgal eden Birleşmiş Milletler kuvvetlerine mensub piyade unsurlannı desteklemeğe devam et miştir. Türk Savaş Birliğine mensub bir tabur, 3 gün savaş. hatlarının gerisinde kaldıktan sonra bu sabah cephenin başka bir kesimine hareket etmiştir. Bastaraf» 1 inci sahifede BaştaraH 1 inci sahifede rafından kabul edilen muhtelif tasarıların tanzimi işile uğrasmak için yeni komisyonlan seçmek üze re cuma gecesi toplanan daimî komisyon kararlarına muttali olduktan sonra cumartesi günü Stras bourg'dan ayrılmıştır. Türk Heyeti Başkanı ve Strasbourg Asamblesi Başkan Yardım:ısı Suad Hayri Ürgüblü Avrupa Tarım Birliği projesini yola koyacak komisjona da üye seçilmiştir. Cihad Baban ise Avrupa Konse yinde temsil edilmiyen Doğu Avrupa memleketlerinin menfaatlerini gözetecek olan komisyonda vazife görecektir. Ürgüblü ve Baban vapurla İstanbula dönmek üzere Cenova'ya hareket etmişlerdir. Nadir Nadi, Ziyad Ebüzziya, Zey yad Mandalinci ve Osman Kapani Fransız Parlâmentosunda ki TurkFransız dostluk grupunun davetini kabul ederek Parise gitmişler ve burada hafta başında iki memleket meclislerinin çahşma metodlarını incelemek gayesile görüş teatisinde bulunmak üzere yapılan baa toplanülara iştirak etmişlerdir. Türk Fransız dostluğu Bomba ile balık avlıyanlar takib edilecek Baştarafı l inci sahifede lardır. Kongre Sağlık ve Soeya] Yardım Bakanı Dr. Ekrem Hayri Üstündağın bir konuşmasile açılmıştır. Bakanın konuşmasını mflteakıb gündeme geçilmiş; bugüne kadaı veremle savaş alanında Bakanlıkça yapılan işler, hastane, paviyon ve dispanserler, istişare komisyonunun çahşma plânı, verem savaş kanun ve mücadele dispanserleri yönetmeliği tasarılan üzerinde konuşmalar olmuştur. Organizasyon, kanunlar ve verem komisyonlan seçimini müteakıb öğle yemeği tatili yapan kongre saat 15 de tekrar toplanarak çalışmalarma devam etmiştir. Üç gün sürecek olan bu kongra sonunda verem âfetine karşı çok ciddî ve Scil tedbirler almacağı bildirilmektedir. Ankara, 27 (TJÎ.A.) Sağjık Bakanlığının veremle savaş çalışmalanna muvazi olarak mahalll sağlık teşekküllerinin de bu yoldaki çalışmalan çok hızlanmışhr. Halen memleketimizin 52 ilinde veremle savaş derneği vardır. Bu derneklerin meydana getirdiği federasyon emrine hükumetçe yapılan yardımın 1951 bütçesinde daha geniş tutulacağı öğrenilmiştir Diğer taraftan öğrendiğünize göre Ankara Verem Savas Demeğinin teşebbüsü, hükumetin yardımı ve bilhassa vatandaşlann bagışlarile Ankarada inşasına başlanıp da yanda kalan hastane binasının süratle ikmali için de bütün tedbirler aünmış bulunmaktadır. Bakanlık, veremle savaş tedbirleri cümlesinden olmak üzere teşkilâtına yaptığı yeni bir tamimle bütün vatandaşlann vereme karşı aşılanmalan için gerekli bütün tedbirlerin alınmasıru istemiştir. Yerem Istişare Kongresi Gensoru meselesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle