21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CÜMHUKİYET 27 Ocak 1950 u Yığılcada Yedek Subay Okulunda P. T. T. acentahğı futbol ve diğer sporlar açılacak «Yığılcahlar P. T. T. merkezi istiyorlar» başhklı yazınız hakkında P. T. T. İşletme Genel Müdürlüğünden aşağıdaki mektubu aldık: <.İdaremizin bütçe durumu müsaid olmadığı için varıdatı masrafını korumıyacak olan yerlerde merkez açılamamaktadır. Yaptırılan tetkikat neticesinde konusu edilen yerde temin ed:lecek varidatm masrafı karşılamıyacağı anlaşüdığmdan merkez açılmasma imkân görüiememektedir. Ancak servislerimizi yurdun en uzak koşelerme kadar yapabilmek maksad le P. T. T. merkezi olmıyan yerlerde yalnız bu memur veya dağıtıcı ile idare edilebılccck şubeler açılmasj aususu B. M. Meclısı cncümenlermde müzakercsi icra edılmekte olan Telgraf ve Telefon Kanunu tasarısına ilâve edılmiş olduğundan bah's mevzuu tasarınm kanuniyet kcsbetmesıni ır.üteakıb Yığılca bucağ:nda b r P T. T. acentahğı açılması iç n not alınmıştjr. Köylere aid müraselâtın her on gunde bir atl: dağıtıcılar elıle muntazaman sevk ve tevzı edilmekle beraber hafta içinde merkeze muracaat eden köy temsılcilerme de mevzu usullere g'ore ver.ldığı. Yığılca bucağı mıntakasına dört ayda ancak bir taahhüdlü mektub zuhur ett'ği ve 13/9/943 gününde Düzceye gelcn Galata mahreçli 105 sayılj ve alma haberlı olan bu taahhıidlünün kby tevziat sırasıns gore 17/9/949 gününde (Yığılca Ahmedcıler) muhtarı Cemal Temızel imzasına teslım edıldiği, anlaşılmış ve servislerimizde b;r aksaklık olmadığı sonucuna varılmştır.» Endonezyada herkes Türkiyeye hayrandır,, mesi bakımından çok mühimdır.» Endonezyanın iç politikasına dair izahlarda bulunan temsilci sözler.ne şöyle devam etmiştir; « Dr. Sockarno'ya karşı bazı mevziî ayaklanmalar olmuşsa ds bunlar rejimimizi yıkacak mahiyette değlldir. Memleketimizde resmi olarak bir komünist partisi vardır. Fakat dığerlerinin v'anında çok zayıftır. Endonezya dahilî syasette bugün Türkiyenın durumundadır. Partilerarası mücadele bütün hızile devam etmektedir. Endonezya esas itibarile bir Müslüman Birliğine taraftardır Fakat devletimiz her şeyden evvel lâik bir devlettir. Milli b:r hükumet dini siyasete hiç bir zaman âlet etmez. Memleket nüfusunun yüzde doksan sekizi müslümandır. Bu bakımdan da meselenin mütalea edilmesini faydalı görüyoruz. Pakistandan bu mevzuda ayrılabilriz; çünkü Pakistan. once dıni düşünmek mecbur.yetindedır. Holanda ile sıkı bir işbirliğı yapmaktayız. Bazı sahalarda da bir «birhk» kurduk. Iktisadi ve kültürel münasebetlerın tesisi için andlaşmalar yaptık. Bazı yer lerde bizi onlar temsil edecekler dir. Endonezya Birleşik Devletlerı bugün 16 devletten müteşekkildir; fakat bunun :lerde tek bir devlet şeklinde tezahürü bir ihtiyaçtır.» Endonezyada Türk oldufu iddia ed:len birının çetecJık yaptığı sualine Yusuf Hilmi, bu adamm babasının Holandah, anasının ise bır Rum olduğunu. sadece kendisinin Türkiyede doğduğunu, hâlen de Holanda tebaasından bulunduğunu ve Türklük le hiç bir aiâkası bulunmadığını söylemiî ve Endonezyada Türk ye nasıl tanınıyor sualine şöyle cevab vermiştir: « Türkiye hakkında vatandaşlanm arasında bir çok efsaneler mevcuddur. Türkiye «Müslüman Şampiyon», «mağlub olmaz Türkiye» diye anılır. Türk büyüklerinin resımleri duvarlar) süslemektedir. Cumhuriyet rejim niz, Milli Mücadeleniz münevverlerimiz arasında bir örnek olarak kabul edilmektedir. Atatürk mkılâbına herkes hayrandır. Yedek Subay futbol takımı Ankara Sadece isimleri bile da yetinmiyor ve turnuvalara iki liıçuk çocukların, hattâ koca koca takımla birden iştirak ediyor. \tkiiıselerin yüreklerini ağızlarma letleri. millî atlet Kemal Aksur çagetirmeye kâfi «yıldız» lar. yarı bel lışfcrıyor. Onlar da kar. çamur deJerıne kadar çsmurlara gömülmuş miyor ve Dıkmen, Balşat koşup fcalde bir meşin topun peşinde ko duruyorlar. Pazar günleri kayığa çuşuyorlar... Yer, Ankarayı çevreli çıkıyor. Okulun. az olmakla berayen sırtlardan birinin üzerindeki ber. muntazam takımları var. KaHarb Okulu futbol sahasr. zaman, akçıların başı, İsviçrede uzun se^ 3 0 a varan soğukları takiben ge neler bulunmuş Şadan Işıkman. Bülen ılıkça havanın tesirıle karlarm tiın spor kollarınm basında da. yüz•fcalçık halini aldıklan bir ocak gü bazı frfan Erkaya. Yazın. okulun nüdür. Yedek Subat Okulu *utbol önündeki kortlarda. tenisçiler çaiıtakımı antrenrran yapıyor. Takımda şıyor. Geçen deyrede. Susdla Şefik. ^kimlsr yok? İşte saçsız ve bıyıksız Yedek Subayı, turnuvalarda mubir küçuk Fikret, iste Fenerli Sa vaffakiyetle temsil etmişler. Bakalâhaddin, işte gene Fenerli Murad. lım seneye kimler gelecek? Okulun Bir kaç gün evveline kadar Mura tek eksiği, kapalı bir spor salonu. dın yanmda, bir başka «millî», YeBöylece her yıl çeşidli illerden, dek Subay kalesini müdafaa edi çeşidli mesleklerden. çeşidli yaşlaryordu: Beşiktaşh Vedü. O. asteğrr.rn da askerlik vazifelerini yapmaya olduğu için, Çankırıya nakledildi. ;elen gencler arasında. çeşidli spor Ama bu yüzden, takım zayıflanış branşlannda ihtisas sahibi olanlar, değil. Zaten nasıl zayıflayabilir ki? ömürlerinin altı aymda da Yedek Bu kadar «millî» den gayri, tümen Subay renklerini savunuyorlar (bu tümen yeni eski, birinci sınıf fut bir askerî tabirdir) ve okullarının bolcular. Normal saçından pek bir spor tarihinde iyi hatıralar bırakışey kaybetmemiş olan Rasih! Hani yorlar ve işte günler, Yedek Sukiminin Galatasaraylı, kiminin Gü bayda böyle geçiyor. neşli. kiminin Fenerli, kiminin de Metin Toker Racing'li bildiği, devrisabığın söh retlerindîn Rasih. Gene Fenerin \e İsviçrede muhtelif takımların haflığını yapmış olan Ayd:n Bakanoğlu, Besıktaçh Kenan. Gencler Birliğinden Halim. Şısüden Agob BüyülsFu'bol Federasyonumuz, İran zafervan ve iki Galatasarayh: Bir gelen miili zamanların meşhur gene takımının Federasyonundan yıldızı ve sonraları hem birinci ta maç teklıfmi ınceleyerek, karara varmış bulunmaktadır. kımm. hem de muhtelif İsviçre t kımlannın beki Ali Z. Oraloğlu ile Alınan karara göre, gene milli yedek kaleci Gündüz... Bu kadar takımımız nisan ayının 2 sınd? şöhret saydıktan sonra. Harb Okulu İtalyada, İtalya gene mılli takıtakımı ile yapılan «basit» antren mile karşılaşırken, birinci takıman maçının neticesini tahmin zor mımız da aynı günde Ankarada olmaîa gerek: 52. İran millî takımile oynayacakt'.r Türk İran millî maçı îstanbul limanı nerede yapılmalı? Fakat butbolda Yedek Subay, bir de eaıib, talihsizliğe uğramış. içinde «millî. ler kaynasan takım, Ankara likinin kaçmcı kümesinde, bilir misiniz? Üçüncü! Evet, yaıüış okumadınız. üçüncü kümesinde. Ankara likinin, h«m de birinci kümesinin en kuvvetli takımlarile boy ölçüfebilec*k kıymette olan futbol takım:. üçüncü kümeye atılınca, Yedek Subay liklere girmedi. Üçüncü kümeve girseydi ne olacakü? Belki her hafta bir yeni gol rekoru k m lacaktı ama. birinci kümeye almmamakla Ankara likinin kaybettiği «alâka çekicilik» elde edilemiyecekti ki Şimdı. askerî güçler bir takımla karşılaşma yapacakları vakit. Yedek Subaylar bu takımın en kıymetli elemanları oluyorlar. Ne yapalım, olan olmuş, inşallah seneye. daha ivi bir usul buhmur; zira Yedek Subay Okulu, hiç bir man 4millî> siz kalacağa benzemiyor. Hancı ve yolcu hikâyesi... Payidar kupası voleybol maçlan Bir tayyare kazasında, çok gene bir yaşmda kaybettiğim.z Galatasaray Voleybol kaptanı Payidar Dobranın hatırasına hüı meten her sene yapılmakta olao «Payıdar Kupası» valeybol maçlarına bu yıl 12 şubat pazar akşamı saat 19,30 dan itibaren başlanacaktır. Ankaradan Gencler Birliğinin de katılacağı bu müsabakalar, iki grup üzerinden yapılacaktır. Çekılen fikstüre göre gruplar şu şekilde ayrılmıştır: Birinci grup: Beyoğluspor Gencler Bırliği, Kurtuluş, Sarıyer. İkinci grup: Galatasaray, Fenerbahçe, Güzel Sanatlar Akademısi, Karagümrük. İlk gecenin programı şöyledir: Galatasaray Fenerbahçe, Beyoğluspor Gencler Birliği. Yedek Subayda spor faaliyeti Askerlerin atletizm müthiş. Okul Komutanı Genera büyük alâka gösteriyor ve bu yolda şeref listesi hiç bir himmetJ esirgemiyor. Ee. Los Angelos 26 (a a.) Helm kolay değü, kazanılan kupalar, ken disinin odası önündeki holde bulu Atletizm Birliği, 1949 senes. kıtnan şık dolaba yerleştiriliyor. Bu alar atletizm şeref listesıni neşdolabm, daha şimdiden dolu oldu retmiştir. Bu listede, altı kıt'ağunu söylemek mubalâea sayılmız. nın geçen sene içinde en çok muatletleri Fakat Generali asıl alâkalandıran, vaffak olmuş amatör altı ayhk bir devre için okula gel gösterilmektedir. Listede bu atmis genclerin, yaptıkları sporlardan letler Airikadan tenis şampiyouzak kalmamalarmı temindir ve bu nu Erıc Sturgess, Asyadan Japon temin olunuyor. Sporcular. antren yüzücüsü Hironoışın Furuhaşi, manlarına rmıntazaman çıkmak im Avustralyadan bısikletçi Syd kânını buluyorlar ve Yedek Subay Patterson. Avrupadan 10.000 met takımlan, hemen her branşta, mü re rekordmeni Emıl Zatopek kemmel dereceler ahyorlar. Basket Kuzey Amerıkadsn 100 metre bol tıminde Fenerli millî oyuncu sürat koşucusu Melvin Patton, Vit'li. Moda?porlu Gökşin, Tonguç Güney Amerikadan Arj antinli ve Mulkiyeli Tevfik var. Polo oyuncusu Roberto CavanaVoleybol grupu ise, bir takımla ehri zikred:lmıştir. .. in zabıta romanı: Okuyucumuz R. Solaktan aldığımız bir mektubda, İstanbuJ limanı inşaatı için ileri sürülen muhtelif noktai nazarların mahzurlu taraflaıma işaret edıldikten sonra. bu maksad içm en elverışlı yer:n Sırkeci sahası olduğu belırtılmekte ve şöyle denilmekted.r: cBurası tam piyasa merkezidir Buradan Gar Yenıkapıya kaldırıldığı takdirde büyuk bir saha serbest kalır. Arka taraftak: harab ve eskı binalar istımlâk edilerek bu saha daha da genişletilebilir. Bir plân dahilinde taksımat yapılır ve muayyen müddet ve şartlarla millî müessese ve bankalarımıza ve hattâ ecnabi sermayedarlara ycrlcr tahsis Baştarafı l irtci sahifede edılirse istıhsal edilecek maddi «Komünistîcr. vanlıs haberler menfaatlerle belki masrafın biı neşrederek. yevmiyelerin arttırılma kısmı da kapptılabılir.» sını istiverek. iimanlarda ve demirvollarında sabotai hareketlerine ai D A VET rişeıek Fransavı t?m bir hercü27 kânunusani 1331 de Kuleli ve dimerc içinde bırakmak hedefinı ğer askerî idadi'.erden mezun sınıl arkadajlarımızın 34 uncu yıldonumu bu gütmektedirler.» Diğer taraftsn Kominformun sene ajnı tarıhe te?sdvf ed«n cuma. gunü akşamı saat ı7ı de İstanbul Ordu. plânlarına aöre hareket pHen Franevinde kutlar.aeaktır. Muhterem hoca sız komünist partisinin Hindicinıye lanmızla sınıf arkadaşlarımızın teşrıfasker ve malzeme sevkine mâni ollerini rica ederlz. mağa çalıştıeı da görülmektedir. Komunistler. Birleşik Amerika TEŞEKKÜR tarafmdan yapılacak askerî vardıboçaîttlKızım ve kardeşimiz Be.\han Kara mın Fransız limanlarına cadağa Gıımüşsuyu Cerrahı klır.iğmde ması içini de baltalamağa hazırlanyaptıgı hazıkane aır.eli>a'.ta tara mu maktadırlar. Son zamanlarda oir vaffak olan Sayın Operator Bay Hazım çok tıenler voMan çıkmış ve oir Bumine ve klinikte >attığı muddet çok demirvolu makasları tahrib erfrfında muşilk a'.âkalarını dıriğ et. miyen klinık sahibi Dr>ktor Bn. Suade dilmiçti. Bunların. kızıllar tarafınve klinik Muduru Doktor Bay Dılâveı dan yapıldığı an'aşılmaktadır. Çakmur i!e Bay Sclana ve Baçhemsıre Hükumet ciddi tedbirler alıyor Bn. Nazmiye ve <lıî«r hemsiTelere te. Memleket dahilinde artan saboşçkkurlerimizin alçnen iblâSına sa>ın taj hareketlerine son vermeyi kagazetenizin delâletlni rica ederız. rarlaştıran Fransız hükumeti ciddi Karaeadağ atlesi tedbirler alacağım açıklamışür. Bu arada gayrinizami şekilde grev ılân edecek işçilerin vazifelerine son Galatasaraylılara verilecek ve sabotaj harekeıleri Kulübümüzün denizcilik şuagır surette cezalandırılacakür. besi danslı çayı önümüzdeki Fransu Cumhur Başkanının 28 Ocak Cumartesi saat 15 ile 19 arasında Taksim Belediye demeci Gazinosunda verilecektir. DaParis 26 (a.a.) Fransız Cumvetiyeleri kulüb merkezinden hur Başkanı Vincent Auriol. basın veya Hasan Deposundan teajansları sendikasmuı verdiği yemin edebilirsiniz. mekte demecde bulunarak, valan haberler yayınlamamn ve aslı olTed Latimer de bütün gece burada imiş. Anlaşılan şişman ve, şüphesiz, zengin dostu üzerine dikkat nazarı çekmemek için ifadesinde, gecenin bu kısmını atlayıvermcği tercih etmiş. Şimdi aene başladığımız yere dönüyoruz: Hizmelkârlar. Kay Strange Andrey Strange, Mary Aldin ve Thomas Royde. Bunlardan birisinin ihtiyar kadıncağızı öldürdüğü muhakkak. Fakat hangisi? Hakikî cürüm aletini bir bulabüsek... Durdu ve birden kendi bacaeına bir şsmar indirdi. Buldum, Jim oğlum. buldum, dedi. Simdi neden birdenbire Hercule Poirot'yu hatırladığımı biliyorum. Acele bir yemck yer ve derhal Gull's Point'a geccriz. Orada sana göstereceğim bir şey var. Baştarafı 1 ind sdhifede Yüksek tahsilini İstanbul İktisad fakültesinde yapan, bir numaralı doktora diplomasını alan ve biı Türk kızile evıi bulunan Endonezva temsilcisi şehrimizden ayrılınadan önca Yeşilköyde kendisile eörüsen bir arkarlaşımıza Türkiyeye seyahat maksadmı ve inhbalarını anlatarak şunlan söylemiştir: » Memleketiniîe geldiğim zaman Endonezya daha istiklâlıne '<a\iismamistl. O zaman sadece. hükumetinize, Endon.ezyanın Türkiye ile münasebetlere giriştnek arzusunda olduğunu. eski bağlan yeniden kurmak istediğini ve bunu mühim gordüğü için bu gibi teşebbüslere eiriştiğımizi arzetmegi favdalı gorüyorduk. Birtabi bu temasiar hususî idi. Sonradan, yani istiklâle ka\uştuktan sonra. temaslarım resmî bir mahiyet aldı. Dış İşlen Bakanı ve diğer ileri gelen şahsiyetlerle, Türkiyedeki yabancı hükiunet temsilcilerıle yaptığım temaslarda çok iyi karsılandık. Endonezya sefırirun artık yakmda gelmesi beklenebıhr. Şahscn ve hükumetım de öyle düşünüyor, mcmleketinizle kurulacak münasebetlerımız yalnız manen değıl, maddeten de mühım olacaktır. Kurulacak ticari münasebetlerden her iki memleket de ıstifade edecektır. Bızım ham maddeler'mıze ezcümle kinin, kauçuk, kalay, çay, baharat gıbı maddelenmize mukabıl sızden pamuk, afyon, halı, kuru meyva, belki iyi tütün almak imkânları vardır. Kültür münasebetlerim z daha kolay olacak. lisanımızda bir çok müşterek kelimeler vardır. Talebe mübadelesi muhakkak lâzımdır. Bu arada birbirimizi daha iyi tanımak için karşılıklı seyahatler tertıb etmek ve seyyah celbine çalışmak iyi olur. Şimdi bütün temaslarımı bitirdim. Hükumetimin davetin^ uyarak memleketime dönüyorum. Geçenlerde Ankaradan İs« tanbula otomobille geliyordum. Havamn fenalığı dolayısile iki gün yolda kaldık. Halkın bize gösterdığı yakınlığı ve alâkay» asla unutamam. Bu hususu bütün Türkiyeye teşmil edebilirız.» 1938 de memleketimizde bulunan Yusuf Hılmi, o gün ile bugünkü farkı tebarüz ettırerek şoyle demiştir: <ı Türk Üniversitesinde yetişmış bir gene olarak ayrılmış» tım. O zamanki muvaffakıyetimi bugünkü, iki devlet arasmda ilk münasebetleri kurma bakımından, giyasi muvaffakıyetim!» tamamladığım için zevk duyuyorum. O günden bugüne geçen müddet zarfında Türkiyede görülen en büyük fark basm alanında olmuştur. Bu !?e memleket halkının olgunlaşmasını göster Fransada kominformun balatalama planları lüme doğru Vazan: Agatha Chriştie On. dereden teosden konuştuk, bir iki kadeh daha içki içtik.. sonra Nevile birdenbırp .Eah. son VEpuru kaçırdım. dedi. Tabiî, bunun ü^erine ben arabamı çıkararak onu karşıva otomobiüe ceçirdım. GuU's Point'a vardığımızda saat 2,30 du. Çeviren: M. Kenan Kan Şu veya bu fikirde hendz sırası değil, dedi. Yahıız, Mr. Ted Latimer'in dün r,kşam ne yapt;ğıru, bütün teferruatilî Mmemiz lâzım. Saat on biri çeyrsk geçeden. eh geceyansından sonıaya kadar Nevile Straree M a ^erafcer olduğu malum. Fakat bundan ev Demek bütün gece îîr. vel, Stran°e'ın gelip kendisini bulmasından evvel neredeydi? Stranee sizinle beraberdi' X Evet. İstediSinize sorabilirsiHiç yollanndan şaşmadan tahkiMary Aldin huzursuzluk içinde lüz. Herkes gördü. kata devam ettiler. Bar garsonları idi. Mütemadiven kâh eve giriyor. Teşekkür ederim, Mr. Lati nı. diğer garsonlarını. «boy» iaı. kâh bahçeye çıkıyor, fidanlardan mer Malum ya, dikkatli c!msmız teker teker sorguya çektiler. Saat bir iki kuru çiçek koparıp ayıklıIâ2im Herşeyi ince eleyip sık do dükuz ile on erasmda Latimcr'i yor. sonra salona gidip çiçek /akumasa çahşıyoruz. holde hir çok kimseler Eörmüştu zolarmı, manasız yere. oradan oluründen tebessümü eksilmiysn, Saat onu çeyrek geçe de barda ga raya değiştirip duruyordu. kendinden daima emin delikanh'ian rülmüştü. Fakat bu vakitle on btn Kütübhaneden. mırıltı gibi sesvirmi geçe arasında adeta 'îrra ler duyuluyordu. Mr Trelawny de ayrıîdıkları zaman Leach: Ne\ile Strange'ın Iıarjkâtmı kadem basmıştı. Fakat tam bu <a Nevile orada idiler. Kay ile Andrey bu dorece ehemmiyet ve dikk^tle naate varacakları sırada oda mz ise görünürde yoklardı. metçisi kızlardan biri Mr. Latimer'i tahkik etmenin sebebi ne? dedt Mary tekrar bahçeye çıkü. KöBattle sadece gülümsedi. L*»ıch • küçük vazı odalarından birinde, şede. duvarın dibinde çeıvasız piMrs. Beddoes le beraber gordum posunu tüttürmekte olan Thomas bunun mpnasını anlamıştı: Şımdi anladım, asıl tahkik et Mrs. Beddoes. North Comtry'li şiş Royde'u gördü. tiğin. ötekinin hareketleri. Demtk man kadındır.» dedi. Öf: Battle adeta müteessir: bu fikirdesin? Diye derin bir iç geçherek he Bu ihtimal de hapı yuttu, men oraya, onun yaama oturdu. Thomas: Ne o? dedi. Bir şey mi var? Mary asabiyetle gülerek: Bu suali sizden başka birisi soramaz doğrusu! dedi. Evin içinde bir cinayet işlenmiş ve siz: «Ne o. bir şey mi var?» diyorsunuz. Thomas hafif bir şaşkmhkla: Yeni bir şey mi var demek istedim, dedi. Ne demek istediğinizi pekâlâ biliyorum. Yalnız sizin gibi «herşey yolunda» edası takınjp hiç bir şeyi umursamıyan birisine rastlamak insanı şaşırtıyor da.. Hemen en ufak bir şey için zavanadan çıkmanın manası var ını? Yok. yok tabiî. Muhakkak ki siz son derece makul bir insansınız. Amenna. Benim asıl kafamı kurcalayan bunu nasıl becerebildiğinizdir. Kimbilir? Belki de aileye ıisbeten yabancı oluşumdandır. Tabii bu kısmen varid. Nevile'in temize çıkmasile bizlerin duyduğumuz ferahlığı sizin de hıssetmenize imkân yok. Royde: Canım ben de sevindim tabiî, dedi. Mary birden üıperdi: Ham kıl kaldı gidiyordu. Eğer Camilla Nevile yanından ayrıldıittan sonra çıngırağı çekerek Batrett'i çağırmamış olsaydı... İşte o zaman Nevile mükemmelea hapı yutacakü. Türkiyeden en iyi intıbalarla avrılıyorum. Müslüman ve kardeş. dost bir memleketın sev^ı ve selâmlarını memleketime götürdüğüm içm kendımı bahtiyar hıssedıyorum « H'ususi temsilcinin refıkası da ihtısaslannı anlatarak bir vatandan diğer bır vatana eittiğ: :c:n büyük bir haz duyduğunu ifade Ba.tfarafı I inci sahifede etmiştir. masına aid MecHse çönderilen ta parı karşısında İstanbuldaki teşkilâtımızın aörüşünü ihtisas komisvonu tesbit etmiştir. Bunu. Genel mıyan ithamlarda bulur.manın Mecüs Parti srupv.na arzettim memleket alev hine calısmak de Konuşma ve tartışmalardan sonra mek olacağını söylemiş ve şunlan ufak bır tadille tasvib edilmiştir. Tadil edilen maddcler belediye üâve etmiştir: başkanının meelis üyeleri arasın• Söz ve basın hürrivetinin dan seçilmesi ve başkanla meclis sittikçe tahdid edildiği bir dünva arasında bir ihtilâf başgösterirse, da her seve raemen ve her şeve hakeme muracaat edümeksızın baş karşı bu söz ve basın hürriretlerini kanın çekilmesinin daha doğru okorumak istiyerek, söz ve basın lacağı ileri sürülmüştür.» hürriyetini boğmak ihtimali olan Demokrat Parti tarafmdan C. H. her türlü ticari inhisara veya devlet P. r.in işçi meselelerine alâka gösinhisarına karşı muhafaza etmek termediği yolunda ileri sürülen mü Âydınlının irirazlan istiyorsak basının. haberîerin doğ taleaîara da temas eden İlhami San Aydınlı bazan, hoparlöre kularuluğunu ve hakikate uygunluğu çar sözlerine şöyle devam etmiş+ir: ğını da dayamak suretile muhavenu tahkik eönek suretile tamamen « Son aylar içinde B. M. M. nin tarafsız bir murakabe tesis etmesi işçi ihtiyarlık sigortası, hastahk si releri takib etti. Mütemadiyen itirazlarda bulundu Fakat hiç 3ir lâzımdır. Binaenaleyh esası olmı gortası kanunlarile, iş mahkemedefasında, «ben böyle söylemiştim. yan haberler le münakaşa ve ihti !eri kanununu ve işçinin haklan.ni Siz; rapora böyle geçirmişsiniz» tareskisinden çok daha iyi koruyan iâfları körükleraekten çekinmek zında konuşmadı. Sadece: «Bakınız yeni bir iş kanununu kabul ettigilâzımdır.» burada belkl doğru belki yalandır nin galiba farkında değiller. Pardenmiş, fakat valandır kelimesini timiz, işçi meselelerini ele aldığı ve ben işiriyorum. Zapta yazılmamış» ardıardma çıkarılan kanunlarla işÖLÜM şeklinde idarei kelâm etti. Plâkçinin halini ve istıkbalini temin Olgunluk Enstitüsü öğretmenle ettiği içindir ki bu hücumlara ma ların okunması 15,50 de bitti. Yargıc zabıt rutmağa başladığı sırada ıLiden Halide Demirtiş ve Avukat ruz kalmaktadır. Reşad Aydınh, başlangıcda yaptığı Muallâ Eğemenin anneleri, ve KurGrev, demokrasinin icabıdır sö itirazı bir dilekçe halinde de sunmay Yarbay Sedad Demirtaş ile zü de bariz bir demagojidir. Tetkık du ve plâkların burada dinlenmeAvukat Hamdi Eğemenin kayın ederlerse, nice demokrat memle sinin kanunsuz olduğunu ve kenvalideleri: ketlerde grevin yasak olduğunu ve disinin ancak müşahid sıfatıle bugrev tanınmış olan memleketlerde lunduğunu, eğer mevkuf ohnasayHABtBE FETHİYE YÜCER bu hakkın ne kadar tahdid edildivefat etmiştir. Cenazesi bugün cu ğini ve gittikçe de tahdid edilmek dı, gebniyeceğini söyledi. Aydınh plâklan beğenmiyor ma namazını müteakıb Teşvikiye te olduğunu öğrenirler. Bunun üzerine yargıc: «Zorla nu camiinden kaldırüarak Edirnekapı Grev, kozmopolit Eberal iktisad Şehidliğine defnedilecektir. Mevlâ nizamırun asnmıza bıraküğı hasta getirildiniz?> dedi. Aydınlı Kanun namına, denrahnıet eyliye. bir müessesedir. Inkılâba ve KeÇelenk gönderilmetnesi rica olu malist Türkiye bu kabil müessese diği için geldira. Zira kanuna itaat mecbaridir. lere iltifat edemez.» nur. Yargıc Peki. mahkemede dinleseydin ne olacaktı? AnlamıyoThomas bu sözleri aşikâr bir korkuluğun üzerine düjürdü. Pi nım. Orada bir fark mı olacaktı? memnuniyetle söylemişti. Mary'nin poyu eline alırken sesi değişti: Maksad daha iyi dinlenmesi ise, Mr. Treves de nereden geldi buradaki şartlar daha müsaiddir. tarizkâr nazarlarile karşılaşmca, hafif çe gülümsiyerek başını salladı: aklınıza? Aydınlı Esasen bunlar plâk Kaîbsizlikten böyle söyleme Hani buraya geldiği akşam... değil, eski Yunan mezarları gibi dim. dedi. Fakat şimdi Nevile işin Anlartığı hikâye. küçük caninın lâbirentler. İçinden gelen sesler, ne içinden 5'akasını nyırdıktan sonra hikâyesi... Hep onu düşünüyorum, duyuluyor, ne anlaşüıyor. geçirdiği heyecan ve korkudan do Thomas... Acaba bu sadece bir hiYargıc Yani bu plâklan buralayı memnun olmaktan kendimi a kâyeden mi ibaretti? yoksa bir mak da dinlemekle kanuna muhalif mi lamadım. Mubarek öylesine ukalâ sadla mı söylenmişti? hareket ediyoruz? ve küçük dağları ben yarattım diAydınlı Bendenizin hukukî Royde: yen cinsten ki... kauaatim öyledir. Yani. dedi, bu hikâyenin odaYargıc Hangi kanuna muhalif Yk canım. degildir. daki birisine mi müteveccih olduolduğunu söyler misiniz? Belki değildir. Fakat hali öyle. ğunu kasdediyorsunuz? Aydınlı Delil evvelâ irae ediHer ne ise bu sabah bayağı ödü Mary fısıldar gioi: lir. Evvelâ bu plâkların delil olup patlamışü. Evet, dedi. olmadığı karara bağlanmamıştır. Adeta zalim bir adam gibi Thomas aynı şekilde hafif sesle: Sonra plâkta anlaşümıyan hususkonıışuyorsunuz. Ben de merak ediyordum, de lar, rapora noktalar halinde geçi Her ne ise. şimdi artık herşey yeluna girdi. Fakat biliyor musu di. Hattâ, işin doğrusunu isterse rihnistir. Bu noktaiann zaman banuz, Mary? Bu hâdisede bile şeytan niz, biraz evvel sizin geldiğiniz sı kımından bunların imtidadı tesbit tüyü Nevile'in yardımına yetişti. rada ben de kafamda bu meseleyi edibnedi. Ben saat tuttum. Duyulmıyan kısımlar. bazan 3, bazan 5, Onun yerinde başka birisi olsaydı, evirip çeviriyordum. bazan 7, hattâ 12 dakika devam aleyhine bu kadar bol ve agır delil Mary gözlerini yan kapadı: etti. Bunlar bir kaç nokta ile getoplandıktan sonra, imkânı yok, Söylediklerini hatırlamağa çiştirilmiş. Sonra, daha önce bilirkellesini kurtaramazdı. çahşıyonım... Biliyorsunuz ya, a kişi tarafmdan kopyalan. bu sefer Mary tekrar ürperdi: damcağız hikâyesini adeta mahsus Böyle söylemeyin. Ben ma anlatmıştı. Sanki anlatabihnek için, de asılları dinlendi. Bunlarm mutabakati yapılmadı. Esasen bu plâk sumlan koruyan bir kuvvetin döndürüp dolaşünp konuşmamn lardan da şurada hiç kimse bir şey mevcudluğuna inanmak isterim.. mevzuunu oraya getirmişti. Sonra anlamış değildir.» Övle mi, dostum.. (Müdahil' vekillerinden Nureddin Thomas'ın sesi şefkat doluydu. küçük katili, bugün dahi, nerede olsa tanıyabileceğini söylemişti. Bu Ardıcoğlu: «Konuşan sen olduğuMarv gene parladı: Thomas, dedi. Endişe içinde nokta üzerinde bilhassa durmuşru. na göre, herhalde sen anlamıçsmyim. Adamakılh endişe içindeyim. Sanki katili aramızda tanımıs gibi dır.» dedi. Plâk üzerinde yapılaa ikind tetkik Ne bakımdan? biı* hali vardı. Yargıç, bil:rkişi tarafmdan tes Mr. Treves'i düşünüvorum Thomas: bit edilen fazla ve noksan kelida . meleri de zapta ekiedj, 8 u sıraiArkası Thomas birdenbire piyosuau Baştarafı 1 inci sahiiede kı tanınmasını tazammun eöneittedir.» Bundan sonra Genel Müdür, bütçenm gelıri fazla olan bir bütçe olduğuna, ancak bu gelır fazlasınm. işletmenın sermaye ve ; ıs vüs'at ne gore kıfayetli olmadığına temas etmiş ve akaryakıt vergılerinin hafıfletilmesı, İdarenin gelirlerinden alınan bazı h sselerın kaldırılması gibi tedbirlerin de Devletçe almması lâzım geld:ğ ni beyan etmiştir. Daha sonra Genei Müdür, sosyal ışlere temasla şunlan söylemiştir: « Memur ve işçilerimizin eosyal meselelerile sürekli olarak meşgul olduğumuzu b liyorsunuz. Bu vadide vardığımız ikı netıceyı son hafta içinde Ulaştırma Bakanlığma arzettik. Bunlardan binsi müseccel olmıyan memur ve hizmetlilerin hastahk hallerindeki mezuniyetler nde diğer memurlara benzer şekilde ücret almalarını sağlayacak nizamname tadılâtıdır. Ikmc si de, türlü ışyerlerinde bırbırlerinden farklı ve umumıyetle kifayetsiz bulunan işçilere aid sağlık yardımlarır.ı tanzim eden ve tatminkâr hale getirecek olan boneterlık tasarısıdır. Bu iki mevzu üzerinde yakında müsbet karar ve teşebbüsler alınacağını Bakanlığımız vâdetmıştir.n Müteakıben Cemil Parman. turizmi teşv.ke matuf tedbirler den bahsetmiş, katolık ziyaretçilerin pasaport yerine ibraz edeceklerı fotoğraflı belgelerın kabul olunması hakkında Dış îşleri Bakanlığmın teşebbüse eeçerek. bu hususun Bakanlar Kurulunun tasvıbine iktiran ettiğmi ve kararın bugünlerde Resmi Gazete ile yaymlanacağını tahmin ettiğinı söylemiştir. Genel Müdür, sözlerini şöyle bıtırmiştir: « Yabancı hatlara sefer yapan gemilerimizin tarifelerinde turıst gruplarma hususî tenzılât yapıldığı rnalumdur. İç şehirlerim'zden İstanbul veya İzmire gelıp vapurlarımıza binecek turist vatandas grupları için Devlet Denizyollsrı İdaresi de aym suretle tenzilât yapmak vâdinde bulunmuştur. Bu yapıldığı takdırde halkımızın dış seferlerimızden daha kolaylıkla ve şüphesiz daha geniş ölçüde faydalanması mümkjn nl Denizyolları Âydınlının sesini ihtiva . Mudurunun eden plâklar dün dinlendi demeci Baştarafı 1 inci sahiie&e Hayri Mumcuoğlu, Resad Aydınh, müdahil vekilleri ve plâkları dinlemiş olan bilirkisilerle teknisyenler ve dinleyici olarak da sadece gazateciler keşifte bulundular. Gerek yargıç, gerek savcı ve gerekse avukatlar mahkeme dıştnda olduklarından gTÜnlük kıyafetlerile gelmişlerdi. Radyoevinin 2 numaralı stüdyosu bu işe tahsis edilmis, sayısı pek mahdud olan gazetecilere de davetiyeleri Radyoevi müdürlüğü 'arsfından dağıblmıştı. Üzerlerinde kon ser davetiyesi ibaresi bulunmakta idi. Plâklarm dinlenmesinden önce, yargıç Reşad Aydınlıya avukatınm ne için gelmediğini sordu. Aydınlı: «Plâkların mahkeme dışında dinlenmesini hukukî bulmadığı için gelmiyecek» cevabmı verdi. Yargıç, Aydınlıya, «siz ne fikirdesiniz?» deyince, Aydınlı, kendisinin de aynı kanaatte bulunduğunu ifade etti. Celil Cevherioğlu, bu sefer teknisyenlerle bilirkişi olarak seçümiş bulunan yüksek mühendis Seniha Eker ve Umum müdürlük mütercim lerinden Seyfi Taşhan ve Radyoevi müdürü Afif Obaya bazı sualler sor du. Teknisyenler bu cihazm filhakika mahkemeye de taşınarak orada da çalmabüeeeğini. fakat matlub neticenin stüdyoda, daha iyi alınacağmı, zira plâklarda ses kalitosi ile seviyesinin zaman zaman çok düşiik olduğunu, bu itibarla. çok sakin ve ekostik çartlar bakımjndaa, mükemmel bir yerde dinlenmesi gerektiğini söylediler. Esasen geçen duruşmarîa bu sebebler yüzünden, plâğın Radyoevinde dinlenmesine karar verilmişti. Savcı Ha>Tİ Mumcuoğlunun mütaleası soruldu. Savcı, mahkeme e?as«n Radyoe^'inde dinlenmesine karar verdiğinden kararın yerine getirilmesini istedi. Yarg:<; da burada dinlenmesini iensib etti. Yilâyel ve Belediyenin ayrılması Plâkların dinlenmesine başlanıyor Radyo müdürü saionda çıt çıkmaması elzem olduğundan fotografçılardan bir an e\\el işlerini bitirmelerini rica etti. Bundan sonra plâklar ortaya çıkarıldı. Bilirkişi, daha önce, bunların kopyalarmı dinieyerek raporunu hazırlam:ştı. Bu sefer asılları pikaba yerlestirildi ve cihaz, tam 14.40 ta faaliyete geçti. Muhavere başlamadan önce bir takım öksürükler işitildi. Aydınlı, dirseğini ma*aya dayamış, eli ve kulağını açmış. iyice işitmeie çalışıyordu. Yargıc. Ankara radyosu teknisyenlerinden Cemil Koyası bilirkişi secmişti. Eski bilirkHlerle birlikte bir masaya otıırarak plâktan işittikleri söderi ellerindeki raporlardan ta kib ediyorlar. Eksiklikleri tamamlamağa çahşıvorlar. fazla kelimeleri de çıkarıyorlardı. Bu »meliye için YENİ ESERLER bazan. plâktaki bir ciimlenin 1015 defa tekrarlandığı oltlu. Plâkları, Sahsî dava yolu ile takibedilen pikaplan. Radyo Başmühendüi SUÇLAR Muzaffer Ekel çalıshrıyordu. UAdllyecıl'erimizd«n Husnü Aydınlı mumiyetle Şemseddin Günaltayın ile avukat Yakub Kadri bır eset y » . sesi daha net ve sözleri daha vazıh yınlamışlardır. Şahsî dava yolu ile takib edilen (Teh. olarak işitiliyor, gene umumiyetle Reşad Avdınhnın sözleri gayet bo did, Haneye taarruz. Sırrı iişa, Haiıf muessir flılll hakaret ve sbvme, Nası ğuk ve pek çüçlükle anlaşılır, ba ızrar, Tahrib, Gayri kanunl rekabet, zan hiç anlaşılmaz ve dujulmaz Edebî ve sınai mulkiyet ve guzel saşekilde aksediyordu. Bu spbebledir natlar mulkiyetine mutealhk) suçlan ki. bilirkişi raDorunda. bütun gay lneelıyen kitab bu davaların nereye. no retlere rağmen işitilemediği ve an zaman ve ne şekilde açılacaklannı postermekte ve ornekler vermektedır. lsşılamadıjn için noktalarla geçi Herkesin anhyablleceği bîr tarzd» len kisımlar hemen hemen olduğu yazılmış olan bu eserı tavsiye ederız. gibi kaldı. Plâkta arasıra ril sesleEsnaf vatandaşlara vergi rehberi rile, kapı'ann acılıp kapanmasmGelir vergısinîn her sınıf halkı yadan has:l olan gürültüler de işitili kından ılgilendirdiği şu sırada Kadıyordu. kby Malmuduru Orhan Tokmakoğlu ile da oturuma yarım saat ara verildi. Bu fasıladan sonra tekrar çalışmağa devam olundu. Reşad Âydınlının ısrarile plâk üzerinde bir tetkik daha yapıldı. Yargıç tarafmdan bugün bilirkişi olarak tayin edilen Cemil Kayaşla, Radyo Müdürü Afıf Obay ve raportörlerden Ümidden müteşekkıl bir heyeti, plâğın lâalettayin bir parçasmı dinleyerek not ettiler. Bu notlar evvelki bilirkişi raporundaki notlarla mukayese edild:. Fılhakika bazı ehemtniyetsi'z mübayenetler görüldü. Eski bilirkişiler, devamlı olarak iki gün ve daha müsaid şartlarla ve cihazlarla çalışmış olduklarından bu bir kaç kelime ayrılığı bu şekilde :zah edildi. AydınU daima itiraz halindeydi. Bu sırada yargıç kendisine: „ Bana hasım vekili imişira gibi hıtab ediyorsunuz ve her şeyde bir kasid arıyorsunuz, neden ıtimad etmiyorsunuz?) diye ihtarda bulundu. Aydınlı: « Benim de, şerefim vs hayatım bahis mevzuudur. Bunun için her şeyın üzerinde durmak zorundayım.» Ses kime aiddir? Yargıç Dinlediğimiz konuşmadaki ses sizin midir?. Aydınlı Mütaleamızı sonra arzedeceğiz. Savcı Sesin kendisine a d olup olmadığının tesbiti lâzımdır. Bu suale sarıh cevab versin. Aydınlı Ben Başbakanla Millî Emniyette görüştüğümü h ç bir vakit inkâr etmis değilim. Yargıç Ses sizin mi, değil mi? Aydınlı Evvelâ benim ileri sürdüğüm noktalar halledilsin, sonra da ben cevabımı arzedeyim, dedi. Hulâsa, sesin kendi sesi mi, yoksa başka b:r ses mi olduğunu açıkça ifade etmedi. Yargıç zaptı tamamladı. Sıra imzaya gel;nce, Reşad Aydınlı imzadan istinkâf etti. Dahâ önceki bir soru sırasında da, yargıç kendisine, bu keşfi sırf Âydınlının talebile, hattâ kanun lehinde tefsir edılerek yapıldığmdan bahsetmişti. Aydınh Ben sadece bir. müşahıdim, demekle iktifa etti. Müdahil vekili: «.Müşahid değil. sen bir sanıksın» dedi. Ve Aydınlı zaptı imzalamadı. Saat 20 ye gelmişti. Türkiyede ilk defa yapılmış olan bu keşif sahnesi böylece hitam buldu ve iki numaralı stüdyo Adliyenin emrinden çıkarak Radyo hızmet ne iade edildi. Sıtajıyer Avukat Şeref Davramn beraberce kaleme aldıkları bu eser. bu. yuk bır ihtıyacı karşılıyacak mukem. raeliyettedir. Fiatı 100 kuruştur. İlgllilere tavsiye ederız. MEYDAN Haflahk mizah mecmuası Meydanın drrd'incu sayısı 30 karıtakur ve birçofc okunacak yazılarla çıkmıştır. Tavsiye ederiz. Lokman Hekim Lokman Hekım mecmua^ının 107 numarası çıktı. Abonesı 121 Liradır I s . tanbul Dıvanyolu No. 104. ÖLÜM Merhum Albay Ahmd Hamdi Akçor eşi, öğretmen Behiye A'<çor ve Doktor Op. Ziya Akçorun anneleri Bay an MÜRŞİDE AKÇOR vefat etmiştir. Bugun Teş\'ikiye camiinde öğle vakti namazı kılınarak Edirnekafıı Şehidliğindeki aile makberesine defnolunacaktır. BORSA 26 Ocak 1950 Açılif Kapanu 1 SterBB 7.87 7.87 100 Dolar 280. 250. 100 Fransıs fnuıgı 0 30 0 80 100 Liıet 0.44 128 0.44.128 100 îsviçrt raceı 64 03 64.03 100 Florin 73.68 40 73.68.40 100 Belçika ltansı 5.60 S.60 100 Drahml 0.01.876 0.01.876 100 Çeioslovak Sur. 100 Isvee Kur. 54.12.S0 54.12.50 100 Z&udes 9.73.90 9.73.90 Eshara ve Tahvilât % 7 faizli tahviller Aiıs Sıvaı • Erzurum 1 21.90 Sıvas Erzurum 27 20 40 1941 Demiryohı 1 20 65 1941 Demiryclu n 22 15 1941 Demiryolu m 21.20 Milli Müdafa» 1 20.50 Mıllt Mudaiaa n 21.65 Mlllt Mudafa» m 22.10 Milli Mudafn» IV 20 75 Kalkınma lstikrazı 1 Kalltınm» n Kalkınma m 1940 D e m i r y o l u IV 1948 Tahvili 1 " 1948 T a h v i l i O 4 1/5 faizli 1949 1933 Ergani 2 1938 îkramıyeü Milli Müdafaa 1 Demiryolu IV Demiryolu V Resıd Guldeo Külça 97 S5 98 < « 25 > 96.50 97.10 97.85 97 35 Satıı 2190 20 40 20.65 22 15 21 20 20 30 21.55 22 10 20.75 97.85 98. 9B 3= 96 50 97 10 97.55 97 35 % 6 faizli istikrazlar % 5 faizli ikramiveliler 22.50 22.50 21 00 21.00 2075 20.75 102.50 102.50 ftî. 97. 44.70 40.80 41.90 54.40 617 4440 40.90 42. 54.50 617 Sarraflarda alfan fiatı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle