Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİRDAKİKA: Almanlar ne düşiinüyorlar? u ayın ortalaııııa doğru AJmanyanın Batı devletlcri işgali altıııdaki bölgelerind?. şöyle böyle yirmi beş mihon Alman seçmeni. ilk defa olarak oy vermeğe girişecekler ve bu oylariie İstikbal hakkındaki du süncelerini ifade edeceklerdir. Amerikalılarm hali malum. Bir hâdiseyi vukuundan evvel keşfetmek ve o hâdisenin siirprizlerini önlcmek isterler. Fakat bazan da bu yoldaki biitün teşebbüsleri boşa gider ve pek yakın istikbal namına keşfettikleri hakikatlerin tam zıddı tezahür eder. Nitekim Amerikaııın son Cumhur Baskanı seçiminde oyle olmuş. biitün dünyaya cumhuriyctçiier namzedi Dc\vey'nin kazanacağı ilân edüdiği halde Mr. Truman. başkanlığı büyiik bir çoğunlukla kazanmış ve dünya hayret içinde kalmıştı. Bu tccrübeyi gcçireıek gözleıi açılan miiesseseler bu defa da Batılı devlctlerin işgali altındaki böliımlerdc yaşıyan Almanlaıın ne düşündiikîei'üıi deneraek istenıişler ve şu neticeyi elde etmişler: Amerikuı işgali altındaki Almanların çoğıı Hitlerin nasyonal sosyalizmi lehindedirler ve nazizmin ancak iyi tatbik edilmediği için fena bir nçtice verdiğini söylemişlerdir. Halkın yjizde kırkı bugün Ahnanların kendilerini idare edemiyecek durumda olduklarını iddia ctmişicr, yüzde on dokuzu da bir sey söylemek istememişlerdir. Yani bu bölgelerdeki Almanların şöyle böyle yüzde altmışı, iktisadi emniyeti. siyasî hürriyete tercih ettiklerini bildirınjş bulunuyorlar. Bu da Alman ekseriyetinin hâlâ temsilî müesseselere pek d'e inanmadıklarını be, lirtmek için kâfi sayılmaktadır. Acaba bunun sebebi nedir? Müttefikler yıllardanberi Almanlan demokratlaştırmak içüı uğraştıkları halde acaba Almanlar niçin demokratlaşamaddar ve niçin nazizm devrine hasret çekmeğe devam ettiler? Araştırıcüara göre bunun sebebi, Almanların 1848 de yaşadıkları kısa bir demokrasi fasılasından sonra hep otokrasiye ahşmaları ve yalnız matery alizmi ideal sayan idarelere bağlanmış oLmalarıdır. Bu yüzden Alman milleti bir sürü muharebelere. ezcümle son iki dünya harbine süriiklenmiş ve her ikisinde de yeniltiye uğramıştır. Fakat Birinci Dünya Harbinln sonundaki yenilü. Almanyada demokrasi lehinde koklü bir teşebbüs uyandırmadığı gibi Drinci Dünya Harbi neticesindeki yenilti de Batı ile Doğu arasındaki mücadeleyi doğurması dolayısile Almanyada demokrasi lehinde mühim bir tepki uyandırmamıştır. Yani bugün Alman millctini alâkalandıran bir şey varsa o da kalkınmak. doymak ve hayatın sair zarurî ihriyaçlarından faydalanmak, ticaret mübadelesini canlandırmak, iş hayahnı hızlandırmaktır. Amerika bu yüzden Almanyava yardım etmiş. Marshall plânından birçok milyonları Batı Almanyava dökmüştür. Amerika gazeteleri. Batı Devletlerüıin bu hakikati gayet iyi bildiklerini apaçık anlatıyor ve bunu bile bile Baü Almanyaya yardım ettiklerini açıklıyorlar. Gerçi Bonn Anayasası demokratçadtr. Fakat bugün asıl mesele bu değildir. Asıl mesele Alman milletinin bolşevik olmaktan kurtul masıdır. Ve Batı Almanyada bu temayül göze çarpmamaktadır. Çünkü yabancı işgali altında yaşıyan bir millet için demokratik bir sefalet tir ve bu milletin ilk emeli, yabancı işgalden kurtulmaktır. Ancak bu kurtulustan sonra bu millet, demokraüık nıı. otokraülk mı lehinde olduğunu belli eder. Ömer Rıza DOĞRUL Giresunun uğradığı iclâketin bilânçosu Seylâbda 5 kişi öldü, bütün vilâyette zarar 10 milyon lirayı buluyor Giresun. 8 'Hususi) Köylerden bugün alınan son haberlerie, şiddetli ve sürckli yağmurlar yüzünden Giresunun uğvadığı sel fe]âketinin bilânçosu tesbit e dilmiştir Çaykara, Alucra ve Yağmurca köylerinde 5 can kaybı vardır. Alucra köyünden bir karı koca ile bir de çocukları sele kapılarak boğulmuşlardır. Diğer iki kişi kayan topraklar altında kalmıştır. Trabzon ve Ordu yollarında sekiz büyük köprüyü sular şötüıtnüş. Karahisar yo.u. toprak ksyması neticesinde yer yer kapanmıştır. Dereli bucağmın iki sene evvel in^a edilcn yolu, işe yaramaz hale gelmiştir. .Köylerde clli kadar ev ve üç değirmen yıkılmıştır. Mısır tarlaları ve heyelânlar yüzündcn bazı fındık bah^eleri harab oimuştur. Şehirde can kaybı yoktur. Bütün vilâyette zsrar, 10 milyon lira olarak tahmin edümektedh. Şclıabeddin UZUNKAYA ınonu dun seçim isinî ele aldı Baştarafı 1 inci sahijede miştir. İnönii, bu sreda şunları söylemiştir: • Kmıklılar. bu gezilerimi. hiç beklsmediâim işaretlerle karşılaşır karşıİF.smsz Egenin her bölgesine yaymağa karar verdim. 1945 tenberi büyük memleket meselelerile son derece mesgul bir hayat eeçiriyoruz. Bilesiniz ki Birinci Cihan Harbinden tehlikeler içinde çıkmış. İkinci Cihan Harbinden teh':ikeler içinde cıknııs vatanırmz 945 ten 947 ye kadar büyük tehlikeler geçirmiştir. 947 den beri de tehlikeler şeçmiş deği!. açığa \airulmuştur Anıa 945 ten 947 ye kadar geçirdiğimiz devre en büyük ter.likelerin bizim teferruatile pek haberimiz o!ra;/lın kapjmızı zorlamağa çalıştığı günlerdir. Bu ufak hikayeyi size hatırlatmam 945 (enbeıi sizleri görmek için gelemediğimm bir sebebini söylemek içindir. ^ zamancianberi nemleket içinde dc pek çok hâdiseler ve pek çok faaliyetler olmuştur ve devam eür.ektedir. Şimdi arkada.şlar, bu kadar tabiî bir hâdise <Cumhur Başkan: Ege bölgesine gelemiyor, çünkü gelemez. çünkü burada vatandaşlarile yüzyüze gelmesire mâniler vardır» gibi propagandaya ve hiç şüphesiz kötü ııiyete dayanan zehirli bir propagandaya vesile vcrmişsc. bu vesile tamamen haksız j dır.> Bcr<;amada Kınıktan 3efîîrnaya giden Cumhur Başkanı, Zübeyde Hanım okulu balkonundan nalka hitab ederek ezcümle demiştir ki: « Kınıkta konuşurken. serbest seçim, vatanda huzuru temin edecek vasıtaların başında gelir, dedim ve bu fikrimi başka yerde izah edeceğimi söyledim. Serbest, doğru ve namuslu seçim, bugün iktidarda bulunan partinin ve hükumetin, muhalefette bulunan bütün siyasî partilsrin ve hiç bir partiye mensub olmıyan vatandaşların üzerüıde ittifak ettikleri mevzudur. Bu, benim için çok ferah verici bir mutabakat, bir beraberlik noktasıdır. Bu mevzu üzerinde çok konuşulacaktır. Bunun hepsini burada size anlatamam. • Bergamahlar, İç politikamızın bu yeni dönüm noktası, yani hürriyet ihtikârı ve sövme edebiyatından, demokrasi ve medenî münasebetlere intikal zamanı çetin olan yeni bir zihniyet inkılâbma şiddetle ihtiyaç göstermiştir. Bu ihtiyacı doğuran sebeb ve âmil siyasî bünyemize musallît olan düşmanhk prensipidir. Damarlarımıza bir zehir gibi damlam;s olan düşmanlık prensipini yaşatırcak, fikir hayatına giremiyeceğiz, sövme devrinden kurtulamıyacağı? ve uğraşa uğraşa başavdığımız vatanda emniyetin, vatan hududunda kuv\'etin çökmekte olduğunu göre göre felâketleıe sürukleneceğiz. Eğer düşmanlık btıhramna, düşmanhk prensipine galebe edebilirsek. memleketin iç rejimi feyizli bir demokrasinin bütün yollarında ve clallann<3a rr.ütemadiyen yükselecektir.» Bu seyahatimde. Ege bölgesinde, dermanım yeter de iki ay kadar dolaçırsam. bu meselenin her safhasını her yerde anlatarak sizi zamanile emniyet verici seçimlerin doğruluğu hakkmda müsterih bir hale getirmeğe çalışırım. Serbest seçimin şartlan Bugün size, bu mevzua dair söyliyeceğim tek cümle şudur: Serbest, doğru ve emin bir seçimin :emel şarti, kanundur ve kanun içinde harekettir. Evvelâ buna karar vermek lâzımdır. Kanunu tanımıyarak kanun dışjnda yol arayarak serbest seçim temin olunamaz. Demek ki. serbest seçim taraftan olan bütün vatand.ss.lar, evvelâ siyasi hareketlerin, siyasî cereyanların kanun çerçevesi içinde kalmasını kabul edeceklerdir.» Dikilide Bundan sonra Dikiliye gidip Halkevinde halka hitab eden Cumhur Başkam şöyle demiştir: « Huzursuzluk poütikası, ister istemez şiddet politikasma, şiddet politikası düşmanlığa, düşmanlık ise zehirin memleket bünyesinde yerleşmesine yarar. Bu safhaları Ha,... Şunu bileydin Nurulllah Ataç arkadaşımız bir roman tercüme etmiş: Üvey Surat UZus gazetesi bunu tejrika halinde neşredeceğini, günlerdir, kocaman ilânlarla bildiriyor. Bu rovnanın hususiyeti şu imiş: Üsiad, eseri öztürkçe ue değil, konuşulan türkçe ile kaleme al•mtş. "Veliefendi,, hâdisesinin dogurdugu hâdise İddiaya göre bu mesele üzerinde İç İşleri Bakanı ile Vali arasında şiddetli bir münakaşa olmuş Mülkiye müfettişleri, dün de Veliefendi koşu yeri hâdisesinin tahkikına devam etmişlerdir. Bu hâdise dolayısile muvakkaten işmden uzaklaşürılmış olan Albay Tevfik Sağının, orduda iyi tanınmış bir subay olduğu, bu işte hiç bü hatası bulunmadığı ileri sürühnekte ve eski vazifesine iade edileceği anlaşılmaktadır. Diğer bir söylentiye göre, İç İşleri Bakanı Emin Erişirgiîle Vali Dr. Lutfi K'.rdar arastnda, bu mevzu görüşüiürken şiddetli bir münakaşa cereyan etmiş ve Vali, geçen cumartesi gün"ı vazifesinc bu yüzden gelmemişür. Lutfi Kırdar dün Vilâyete gelmiş, geç vakte kadar meşgul olmuştur. Bugün Emirgân korusunda kordiplomatik şerefine bir çay verecek. bir müddet sonra da Büyükdere fidanhğında bir basın toplantısı yaparak son zamanın hâdiselerini açıklayacaktır. O stanbulun maruf zeytinyaği JJ tüccariiidan bir dt»tum^yarU dır. Bir liaç gün evvel ziyaretine gittim .Bana zeytinyağı ihtikârı hakkmda bir takım malumat verdi idi. Fırsat buîup bu sütuniara geriVeliefendi çayırındaki hâdise et rememiştim. Dün gazetelerde Vakıf rafında yapılan incelemelere dür) lar İdaresinin kendi zeytinliklerinde devam edilmiştir. Dün öğleden den çıkardığı saf zeytinyağın kilosunu Kooperatif satış mağazalan evvel. savcı İhsan Köknelin nezdin ] 1 de, Sa'.cılık Başyardımcısı Hicabi vasıtasiie 290 kuruşa satacağını göDinçle, tahkikata el koyan Savc; rünce o dostumdan öğrendiğim ihyardırr.cılarmdan Yavuz Fındıkgil j tikârı oruıya atmak zaruretini hisve Nihad Tokuzun işürakierile bir settim. Memlekette bu kadar bol zeytiıı tcplantı daha yapılmış, tetkiklerin varken zeytinyağmın kilosu 290 seyri etrafında görüşülmüştür. kuruşa satumak reva mıdır? Bunu Evvelce de işaret ettiğimiz gibi araştumıyorum, hesabını yapanlar Savcılık bu nıüessif hâdiseyi büyük bu işte çok kâr olduğunu söylüyorbir hassasiyetle incelemektedir. Sav lar. Kaldı ki bu fiat bundan üç, cılık, bir taraftan vaka müsebbîble dört ay evvel 270 kunıştu. De:nek rini esaslı bir şekilde araştırırken, ki yağ küpte durdukça kıymeti aröteyandan hâdiseye sebebiyet ver tıyor. Güzel ticaret! Lâkin zeytindiği iddia olunan hiie \re fesadm yağınm bugünkü durumunda ele mahiyetini, yarışlarda yapıldîğı ile ahnacak cihet bu fiat meselesi deri sürülen suüstimalleri tesbit et ğildir. Türk lirası yarı yarıya kıymekle meşguldür. Yavuz Fındıkgil metten düşürülünce Jıer şey gibi dün de bir kısım muharrirlerin ma zeytinyağının da pahalılanacağı talumatlarma müracaat etmiştir biidir. Tahkikat, bir kaç gün içinde teLâkin aziz okuyucularun; bu pakemmül edecektir. halı aldığınız şerbet gibi yağ zeytinyağ değildir. (Bunu ben söylemiyorum .Bu maruf tüccar söylüyorj İçinde yüzde 7580 ayçiçeği yağı vardır. Bu yağ renksiz ve kokusuzdur. Ka'oa zeytinyağına kaMemi:•'»:?.tte balık istıhsalini art rışü mı hem onu inceltir, hem de tırmak ve istihsal ile istihlâki ayar fiatı düşürür. Çünkü ayçiçeği yağılamak maksadile İstanbul Balıkçılar nın kilosu 200 kuruş, saf zeytinyaKooperatifile Ticaret BakarJığı ara ğının kilosu 280290 kuruştur. İşte bugün piyasada mevcud olan sında yapılan görüşmeier neticelenmiş ve bu Kooperatife Toprak zeytinyağlarımn yüzde sekseni böyOfis vasıtasile 500 bin lıralık yar le yarıdan fazlası ayçiçeği yağı olan mahlut yağlardır. dım yapılması takarrür etmiştir. Hemen şurayı da ilâve edeyim ki; İstanbul balıkçılar:, iflâs etmiş bir vaziyette olan İstanbul Balıkçılar ayçiçeği yağı zararlı bir şey de deKooperatifine yapılacak olan bu ğildir. Yalnız ortada dönen şey, kiyardıma şiddetle itiraz etmektedir losu 200 kuruşa olon bu yağın kiler. Onlara göre Balıkçılar Koope losu 2S0 290 kuruşa olan zeytinratifi, İstanbul balıkçılarını asla yağı yerine ve o fiata halka satemsil etmemektedir. Çünkü, balık tılmakta oluşudur. Burada belediçıların yüzde biri bile orada kayıdlı yenin ve hükumetin yapacağı bir iş değildir. Bundan bir müddet evvel var. Ayçiçeği yağınm muzır olnıadıHalk Bankasmdan alınıp Koopera ğını halka ilân etmek; faîtat satıtife verilen 200 bin liralık bir ser cılan sattıkları yağuı içinde ne maye. çok sürmeden erirr.iş ve böy miktar zeytinyağı ve ne miktar aylece Kooperatif hiç bir faydalı iş çiçeği yağı bulunduğunu etiketlere yazmaya icbar eylemektir. yapamamıştır. Böyle olursa halk aldığı yağın Bu itibarla iflâs halinde olan Balıkçıiar Kooperatifine yeniden 500 terkibini ve buna nazaran da fiatını bin lira vermek, bu parayı sok?ja kolayca tayin eder. Belediye zabıtası nizamlanna göatmak demektir. Cemil Barlas zamanında da aynı şey yapılmak is re mağşuş yağ satmak yasaktırtenmiş, fakat balıkçılar buna mâni Burada (mağşuş) sözünün sıhhato nıuzır maddelerle karıştırümış maolmuşlardı. Gene İstanbul balıkçılarma göre, nasına geldiğini tefsir etmek ve bumemleket balıkçıhğına ve dolayısile na göre içinde ayçiçeği yagı bulunan balıkçılara devletçe bir yardım ya yağların saüşma müsaade etmek pılmak isteniyorsa. ele alınacak pek kabildir. çok işler vardır. Bunları Balıkçılar Eğer buna kanunî imkân yoks» Ccmiyetinden öğrenmek mümkün bugün pij'asada bulunan zeytindür. yağların büyük bir kısmını imha Balıkçılar Cemiyeti Reisi Yusuf etmek lâzım gelir, çünkü içlerindo Yarar, dün öğleden sonra Toprak ayçiçeği yağı vardır. Ofis İstanbul Şubesi Müdürü Enver Denilecek ki; Güreli ile uzun üren bir görüşme Belediye ve Sağlık Müdürlüğü yapmış ve yukarıda anlattıklarımı kontrolu yok mu?. zı Müdüre bildirmiştir. Pek sık ve sıkı olmasa da bu Enver Güreli. bir arkadaşımıza kontroiların mevcud olduğu muhakşunları söylemiştir'. « İ?t?nbul Bahkçılar Koopers kaktır; lâkin gene o zeytinyağı tifinin iflâs halinde olduğu bir ha tüccarının anlattığına göre bir kıkikattir. Ancak. mütehassıslarımız sım pek namuslu yağcılar bu kondan aldığımız raporlar, bu koopera trolları bakınız nasıl tesirsiz bıratifin ıslah edilebileceğmi gösteri kıyorlar: Btiyle maddelerin kontrolu için yordu. Ofis. Kooperatifle bir ortaklık mukavelesi akdedecektir. Koo üç nümune ahnıyor. Bu nümuneleı peratife önce elli bin lira verilecîk ağzı mühürlü şişelere konuyor. İliive bu teşekkül Ofisin kontrolu al sini belediye veya kontrol teşkilâö alıyor, birini malsahibine bırakıfaaliyette bulunacaktır.s i yorlar. Alınan iki nümune, iki ayrı | kimyahanede tahlil ediliyor, neticede yağlann karışık olduğuna dair aynı mealde raporlar veriliyor. Bunun üzerine mahkemeye sevkedilen Baştarajı 1 inci sahijede yağcı, yağınm saf olduğunu iddia formun, Makedonya meselesini hal ederek elindeki mühürlü nümuneyi letmek hususundaki gayretlerine mahkemeye veriyor, tahlilini istiyeni bir hız vereceğirü göstermek yor. Mahkeme nümuneyi bir resml kimyahanede tahlil ettiriyor. Ba tedir. son tahlilde yağın saf olduğu meyTito da hazırlanıyor Londra 8 (Nafen) Mareşal Ti dana çıkıyor. Yağcı da beraet editonun Makedonya meselesi etrafra yor. Avrupa Dış Bakanları 3ir Rumen uçağı bize iitiea etti Konseyi diin toplandı Baştarajı 1 inci sahijede rumuna iştirak edecekîeıdir. Türkiye i'.e Yunanistan heyelleri de carijamba günü genel hcyet oturumlarına katılacaklardır. İzlanda parlamcntosu, tatil devresini gecirmekte olduğundsn. bu memleket. konseyin ancak gelecek sonbaharda yapacağı toplantılara iştirak edecektir. En ciddî adırn AvTuparun on Dış îşleri Bskanınuı iştirakile yapüan bugünkü toülantı., Avrupa kıtasmın birieştirilmesi bakımından en ciddi adımı teşkil etmektedir. Toplantıya İngiltere. Fransa. Holanda, Belaçika. Lüksemburg: Isveç, Norveç, İtalya, Irlanda. Danimarka devletleri Dış İşleri Bakanlan iştirak etmişlerdir. Türkiye ile Yunanistanın katılmalarile bu devletterin sayısı 12 olacaktır. Konseyip Bakanlar kurulu ayru zamanda îcra organıdır. Konseyin istişare heyetinde Türkiye sekia ternsilci, Yunanistan. altı temsilci bulunduracak ve böylece konseyin 101 üyesi olacaktır. Bayragımız Strasbourg'da dalgalanıjor Türkiye ile Yunanistanın hemen davet olunacakları ve bu davetin derhal kabul olunacağı peşinden malum olduğundan Srrasbourg Belediyesi vilâyet konağı, garı ve yoîları Türkiye ve Yunanistan baytaklarile de donanmıştır. Strasboıug Ünivcrsitesi üzerinde de Türk ve Yunan bayraklarının dalgalandığı gozo çarpmaktaydı. Türkiye Dış İşleri Bakanı Necnıeddin Sadakla Türkiyenin Paris büyük elçisi Numan Menemencioğlu akşama doğru Paristen Strasbourga hareket etmişlerdir. Türkiyenin Paris büyük elçiliği müsteşarı Settar İkrel, dün Strasbourg'a gitmiş ve Türkiyenin konseye iştiraki kabul ettiğini bildiren vesikaları birlikte görürmüştür. Böylece Türkiyenin konseyde derhal yer alması için yapılması gereken bütün hazırlıklar tamamlanmıştır. Bildirildiğine göre Dış İşleri Bakanları, Avrupa Birliğinin genel pıensiplerini kaleme alacaklar ve bu prensipleıin istişare heyeti tarafından tatbik olunmasını mümkün kılacaklardır. A\Tupa Birliğini d«stekleyen h susi bir hareket olan 4:A\Tupa Hareketi» teşkilâtınm bir resmi üyesinin bildirdiğine göre, İstişare MecJisindeki İngiliz heyetinin bir üyesi olan Wjnston Churchill, salı günü Strasbourg'a gidecektir. Muhabirlere göre, ihzarî bir koraisyon, bakanlara sunulacak bir gündem hazırlamaktadır. İhzarî günderae göre, insan haklarırun ve ana hürriyetlerirıin müdafaası, Avrupalılararası ticareün geliştirilmesi ve işçi kuvvetinin tevzii hakkında müzakereler olacaktır. Avıupa Konseyi millî sa%runma meselelerine taalluk eden mevzular dahil olmak üzere bütün meselelere temas edebilecektir. Demek nihayet Nundlah Ataç gibi bir dil fanatiki dahi kabul ediyor ki bir öztürkçe var, bir konuşulan türkçe, Bir anlaşilan türkçe var, bir anlaşılmıyan türkçe. Bir mânalı türkçe var, bir mânasız türkçe. Yani bir Nurullah Ataçlar, Halil^Nimetutt&h'lar türkçasi var, bir de bizim sahid türkçevıiz. Bu maçt da halk kazandı! D. N. Baştürajı 1 incı sahijede döha fada tahammül edcm : yerek firara karar verdiğini ve iltica için hür ve demokrat bir memick't olan Türkiyeyi seçtissini söylemiştir. Mülteci pilot hakkmda gereken kanurıi !Tiuameİ€ye tevessül olunmuştur. Bulgaristandaıı gelcn ınıiltecilerin anlattıkları Ed : ne 8 (Teleionla) Bulgaristandan bugün de 10 muhacir ailesi gelmiştir. Bunlar, Şimali Bulgai'istandandırlar. Di|er taraftan mülteci akını devam etmektedir. En son gelen Bulgarlarm anlattıklarma göre. BulgarisUnda arazi sahibi olan kimseler, devletin istediği zahirelcri vermemekte, harmanlarda yangmlar çıkarmaktadırlar. Bilhassa devletin tayin ettiği makinist, mühendis ve fen memuıları. umulan randımanı elde edemediklerinden dolayı yüksek para cezal^rına çarptırılmışlardır. Varna. Dobruca, Balçık, Silistre. Belâ ve Cenubî Bulgaristanda bu nevi cezalara çarptırılmış pek çok fen memuru mevcucidur. Bulgar mültecilerini takib eden Bulgar müfrezeleri Eclivne 8 (Teiefonla) Bir müddettenberi Bulgaristandan Türk topraklarına ilticalar akın halini almıştır. Bunları takib eden bazı Bulgar müfrezelerinin de topraklarımıza kadar ğirdikleri görülmektedir. Bunlar hudud halkımız tarafından geri püskürtülmektedirler. Bazan çarpışmalar da olmaktadır. Bundan bir kaç gün evvel, bu seJcilde topraklarımıza giren 10 kişilik bir ekip. bir çobanımızı yakalayarak götürmek istemişse de, çoban, hudud halkımız tarafından kurtanlmıştır. Yalnız 5 kişilik silâhlı bir ekip. Kırklareli vüâyet merkezinin çok yakmlarma kadar sokulmuştur. Bunların Bulgar oldukları t.espit olunmuştur. Geriye dönmüş oldukları sanılmaktadır. Bir eevab Başmakaleden devam olmamıştır. Bir gün ortalık normalleşir de yurdumuz istikrarlı bir demokrasiye kavuşıırsa, bundan kendi hesabıma bir övünmc ve bobürlenme payı çıkarmağa imkân göremiyorum. « Hürriyet ıığruna yıllarca çalıstım. Bu rejimi memlekete kazandıranlar arasında ben de varım.» Diyemiyeceğim. Bcnim dediğim şundan ibaret kaldı: •Demokrasi mi yapılacak? memleket tek dereceli serbest seçimlerle mi idare olunacak? güzeL Gerçi bu iş kolay sayılamaz. Demokrasi, tüsımı kendinde salilı, bizatihi parlak bir rejim değildir. Böyle bir ıejimden nasıl faydalanacağımızı zamanla göreceğiz. Fakat muvaffak olmak istiyorsak, herseyden önce demokratik bir idare için elverişli şartlan yurdumuzda gerçekleştirmeğe kalkmalıyız. Bu yapılmadıkça ne dense boştur.» Işte sayın Us, benim dört yıl önce dediğim, hâlâ da zaman zaman tekrarlamak zorunda kaldığım sözlerin özü budur. Siz de görüyorsunuz ki bunlar öyle bir insanın adını tarihe geçirecek, âhım şâhım vecizeler arasına giremez. Fakat şunu da kabul etmelisiniz ki. bu sözleri söylemeklc dojmatik kalıplara saplanmış, herhangi bir peşin hukme varmış ve kesip atmış değilim. Yirmi beş yıl önce geçirdiğiniz tereddüd ânıntn size neler öğrettişini bclki bir gün bana anlatırsımz. Şinıdilik hoşça kalınız üstad. NADİR NADİ Türkiyenin sulama işleri Ansaldo tezgâhlanndaki bir gemimiz denize indirildi Roma 8 (a.a.) Özel muhabirimiz bildiriyor: Türkiye hükumeti tarafından Devlet Denizyolları için Ansaldo şirketine sipariş edilen Channel modeli 4 gemiden ilki bu sabah denıze indirilmiştir. Merasimde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan vekili Cevdet Kerim İncedayı, Türkiye konsolosu Taner. Dış İşleri Bakanlığı Özel Kalem Müuürü Necdet Kent, İtalyan Ticaret Bakanlığı temsilcisi Vingiani, Dış İşleri Bakanlığı temsilcileri, Maslahatgüzar Pletti, Türkiyenin Roma Büyük Elciliği ataşemiliterile ticaret ataşeleri Mecanica Müessesesi Başkanı ve Genel Müdürü Pattison ve Peretta Tezgâhlar Müdürü Dameri. Türk bahriye subaylarrndan mürekkeb bir grup bulunmakta idi. Gemiye Bayan Cevdet Kerim İncedayı ta rafından «Uludağ» adı veribniştir. Gemi 4000 tonluktur. 900 yolcu almakta ve saatte 18 mi! yapmaktadır. Aynı seri ikinci gemi Cenovadaki Ansaldo tezgâhları tarafından 19 ağu«tosta denize indirilecektirbugüne kadar perde perde, derece derece yaşamış bulunuyoruz. Şimdi demokratik hayatın emniyet ve huzur içinde gelişmesi de\Tİne gireceğiz. Memleket, bu devri bekliyor.» İnönü, Dikiliden. Edremid aramatarama gemisile Izmire gelmiştir. Yarın Demirkonakta istirahat edecek, çarşamba günü, belki Ödemişe gidecektir. Müthiş bir zelzele Baştarafı 1 inci sahijede Hâdiseye şahid olan bir şahıs zelzeleyi şöyle anlatmaktadır: « Bir an içinde binalar sarsılmağa başladı ve gene bir an içinde enkaz haline geldi. Dağların etekleri ka\Tnağa caşladı, nehirler yataklarından taştı ve bazı yerleri seller kapladı. Cumartesi ve pazar günleri de sarsıntılar devam etti ve cuma günü hasar görmüş, fakat yıkılınamış binalar da müteakıb sarsıntılaTda yıkıldı.» Jandarma Okulu Edirneye nakledildi Edirne 8 (Teleionla) Edirnenin bugünkü nazik durumunu mahallinde tetkik eden Jandarma Genel Konıutanı, Jandarma Okulunun Edirneye naklini emretmisti Bugün şehrimize gelen Okul Birliği. Vali Fazlı Güleç "başta olmak üzere bütün daire mensublariîe Edirne halkı tarafından hararetle karşılanmıştır. Okul Komutanı Albay Fethi Tuncun komutasmda olan Jandarma Okulu talebelerini halk çiçeklerle karşılamıştır. Atatürk anıtı önünde yapılan töreni müteakıb okul mürettebatı, eski Harbiye kışlasına giderek yerleşmiştir. kaybedecek, hem de İngiltere meşhur bir polis hafdyesinden mahrunı kalacaktı. Halbuki genc gazete<:i düşüp ayağını kıracak olsa değil ya, tepesi üstüne gelip beynini patlatsa pek o kadar üzülmiyecekti. Zira, gazeteciler daima önde gitmek zorunda değillerdi ki. Bu mecburiyet ancak harb muhabirleri için bahİ5 konusu olabilirdi. Küçük kafile patikanın kıyıya en yakın kısmına ulaşmıştı. Yol orada bir dirsck çeviriyor ve mağaranın ağzına doğru hafifçe yükseüyordu Yazın buralara bir çok ziyaretçi geldiği için patika kendiliğindert düzelmiş ve üzerinde rahatça yürünebüecek bir hale gelmişti. Bundan dolayı küçük kafile el lâmbalarına müracaat ihtiyacı duymadan ilerliyebiliyorlardı. Polis müfettişi birdenbire: Amerikada bu sene toplanan vergi Washington, 8 (a.a.) Washington'dan bildirildiğine göre 30/6/949 da sona eren mali yıl içindeki vergi hasılâtı 54 milyar 500 milyon doları bulmuştur. Bu miktar şimdiye kadar elde edilen vergi miktarımn en yükseğidir. «CUMHURİYET» in tctrikagı: İskenderunda cüzam İskenderun 8 (Teiefonla) İskenderunun Keski ve Işıklı köylerinde dört cüzam vakası görülmüş ve bu köyler jandarma ile çevrilerck tecrid edilmiştir. Son sene içinde bu köylerde 20 cüzam vakası tesbit olunmuştur. €Q BU KAPIYI Yazan: Anthony Gübert Palis müfettişi, Crook'un üzerînde silâh bulunup bulunmadığını düsünüyor ve önce mağaraya onun girmesine müsaade edip etmemek hususunda bir karar veremiyordu. Çünkü İngiliz polis teşkilâünın geleneğine göre zabıtaya mensub herhangi bir memurun tehlikeli bölgeye herkesten evvel girmesi icab ediyordu. Mua\4ne gelince. o Crook'a biraz da düşmanca bir nazarla bakıyordu. Zira ukalâlık edip <ie şişeden bir iki yudum aimayı reddetmemiş olsaydı sıra kendisine de gelecek, ilikleri biraz ısınmak imkânını bulacaktı. Hava gittikçe serinledi, rüzgâr daha hızla esmeğe başladı. Gökte bulutlarm arasmdan zaman zaman donuk ve ağlamış yüzlü bir ay görünüyor ve tekrar kayboluyorduDenizin yüzü baştan asağı îimsiyahtı. Ancak ayışığı üzerine vurduğa yaTnan •bir cıva havuzu gibi hayatsız ve hareketsiz bir parlaklık gösteriyordu. Dört klşiden hiç birinin canı konuşmak istemiyordu. Guya dördü de ileride yapacakları hamle içjtn gizliden gizliye vücud AÇMAYINt Türkçesi: A. Hidayet Keel larında cnerji topluyorlardı. Nihayet harekete geçmek, daha aşağılara doğru uzanmak zamanı gelmişti. Kayalardan birinin üstüne çömelmi? olan Crook, birdenbire ayağa kalkmak istedi. Fakat rütubetten oynak yerleri uyuşmus olduğu için arzusunu anide yerine getiremedi. Ya\aş yavaş doğıuldjKendi kendine de şöyle düşündü: Galiba bu işler artık bizden geçti! Onu bu kadar kötümserliğe sevkeden düşünce şu idi: Mağaraya vâsıl olmakla gayelerine erişmiş olmıyacaklardı ki. Fakat arkadaşlarından hiç biıi şüphesiz böyie düşünmüyordu. Muavin, karısı Elsie'yi, onun .sabah kahvaltısı veya akşam ycıneği hazır olduğu zamanki tatlı bakjşlarını hatırladı. Dördü birden a^ağıya doğru yiirümeğe koyuldular. Polis müfettişi, Crook'un şişman ve iriyarı vücudünün air kazaya sebeb olmasınüan çok korkuyordu. Çünkü onun başma bir felâket gelecek olursa hem yoluna koydukları iş düzenini miş, işte ben de ona döneceğim. kına varmamıştı. ıTâkin, bir saniye Crook, üç dört adım ilerleyince düşününce arkadaşmm bu devleşdış ağızdan bir parça daha küçük mesinde, üstünde bulunduğu tümikinci bir iç ağızla karşılaştı Mağa seğin âmil olduğunu anladı. Rogeı ra zifiri bir karanlıkla dolu uçsu» de onu bir başka cepheden süzüp bucaksız bir genişlik halinde uza tetkik ediyor, delikanhyı orta çağ nıp gidiyordu. Birden kenarda grı masallarındaki ergeç intikammı alve yeşil renkli bir yığın gördü. E maya muvaffak olan kahramanlarğilip yaklaşınca gri kumaşm mağa dan birine benzetiyordu. ranın giriş cephesine doğru çömelip Polis müfettişi, Sammy'ye doğrj arkasını çevirmiş bir insanın cekeilerleyince. muavin onu tevkif ettinin ard kı?mmı teşkil etmekte olmek istediğini sanmış ve yardım duğunu farkettî. etmek için hemen yanına seğirtAdam. hiç ses çıkarmadan hare mişti. Genc gazeteci de. şimdi aketsiz duruyor ve guya yeni gelenyaktaki adamla meşgul obnaktan le hiç ilgilenmiyordu. Fakat, Crook' vazgeçmiş, yığmm yerde kalmış ye Hah.. Elimle koymuş gibi bul şil kısmına doğru eğilmişti. Lâhzadum! da onun aradıkları genc kızdan başDiye haykırınca adam başmı çe kası olmadığmı gördü. Biçare, etvirdi ve polis hafiyesi onu derhal rafında olan bitenlerin farkmda oltanıdı. Ellerini uğuşturarak: madan cansız denecek kadar sakin Vay Mister Sammy Parker, ve hareketsiz yatıyordu. Roger. bü Arkadaşlar. dedi. ihtiyatlı bu dedi, bizim buraya bu kadar tez ve yük bir telâş ve heyecan içerisinde lunalım. Belki katil bize bir pusu ikalabahk geleceğimizi tahmin etCrook'a sordu: miyordunuz, değil mi? kurmuştur Sağ mi, yoksa ölü mü? Crook. bu söze aldırmadan yüxvn Polis müfettişi, nedense gazeterüdü ve ilk olarak mağaranın korkunç ağzmdan içeri girdi. Biraz «Üziiııtü ve ıslırab nedir bil ciden hoşlanmamıştı. Onun için bu sonra ba.şını geriye döndürcrek: nıiyorsan bcnimle bcraber üzüntülü alâka bile ona antipatik gel. onları benden iyi sana göründü. Crook. Roger'ye cevab Eğer, dedi. bir kaç dakika öğretecek kimse bulamazsın!» vereceği sırada muavinine: içmdc köhne kenüklerimin çatırRemus Amca İhtiyat tedbirleri aldınız mı? dadıklarım duyacak olursanız. pek Şeklinde bir sual sordu. Müfettifazla hayrete düşmeyin. Hani bir Sammy, birden dsvranıp ayağa timsah uyuyan birini yatağı ve kalkü ve soldan geri bir çark ya şin istediği olmuş, Roger'nin sorusu başucundaki çalar saatile birlikte parak karşılarına dikildi. Yığının cevabsız kalmışü. Çünkü Crook yutmuş da, ?dam ancak saat zırla jeşil kısmı hâlâ • yerde yatıyordu kendi sözüne şu suretle mukabele maya başladıktan sonra gailet uy Crook, Sammy'nin bu kadar uzun etmek zorunda kalmıştı: kusundan sıynlıp kendine gelebil boylu o!4uğunun hiç bir jMm?™ far(Arkası var) Baştarafı 1 inci sahijede o zaman hazırladığımız ihzarî raporları alâkalı Vekâlete tevdi ettikRaporda. memleketinizin sulama işlerinin nasıl yapılacağını gösterdik. Fakat ondan sonra gelen bakanlar bu işle fazla alâkadar olmadılar. Şimdiki Ziraat Bakanı Cayid Oral bu işi yeniden ele aldı. İktisadî İşbirliği İdaresinin Türkiyede faaliyete geçmesile de iş daha İiyade kolaylaştı. Bunun üzerine Türkiyeye tekrar geld;m Şubat ayında Bakanlıkla nihaî mukaveleyi imzaladık. Bundan sonra mahallinde tetkikler yapmak için 4 mühendiBimizi memleketinize gönderdık. Mühendisler Anadoluda 30 günlük bir tetkik seyahati yaptıiar ve Tarım Bakanlığının daha evvelden hazırladığı raporlardan da istüade ederek, ikinci bir raporun taslaklarını tamamhvarak Amerikaya döndüler. • Ben de, bugün, sulama işlerinizin düzenlenmesi için şirketimizin jeoloğ, topoğraf ve mühendisleri tarafından hazırlanan nihaî raporu hâmilen memleketinize gelmiş bulunuyorum. Raporda §u hususlar belirtilmiştir: Memleketinizin 13 bölgesinde araştırmalar yapılmıştır. Bu 13 bölgenin beşi, hemen işlemeğe hazır ve fevkalâde sulak bir durum arzetmektedir. Geri kaİ2n sekizinde de yeni sondajlar yapılarak, iyi neticelerin alınması iimid edilmektedir. Memleketinizde, California'da tatbik ettiğimiz sistemi yürütmek istiyoruz. Bir kuyunun sondajınm yapılması ve tam mânasile kullanılır hale getirilmesi 30 gün sürer. Yalnız şu şartla ki, çalışmalarda modern malzeme kullanılsm. Kuyuların açılmasile memleketin ekonomik ve ziraî durumu gelişecek ve yapılan istihsal bu suretle zirvesine çıkacaktır. Türkiye, Avrupanın iktisadî kalkınmasına her bakımdan büyük yardımlarda bulunacak bir memlekettir. tkliminiz, ziraate tamamile müsaiddir. Kuyu adedini, memleketin ihtiyacma göre, Bakanlık tesbit edecektir.» Morton. raporunun türkçeye tercüme edilmesinden sonra Ankaraya gidecek ve Tarım Bakanlığile temaslara girişecektir. Raporda belirtilen hususlar üŞimdi sizin içinizden geçeni bibulunduğj zerinde anlaşmaya varılır va da yeni hazırlıklarda rılmaz, çalışmalara hemen baş zannedilmektedir. Muhöbirlerin be liyorum. ikinci tahlilden şüphe edelirttiklerine göre, Bulgarlar kadar ceksiniz. Hayır.. İkinci tahlil de biIanacaktır. Yugoslavlar da her vakit, bütün rincisi kadar doğru. Makedonyayı tek bir idare altına O halde nasıl oluyor da aynı almaya çalışmışlardır. Yugoslavya kabdan altnmış üç nümuneden ikisi nm şimdiki emeli de gene budur. mağşuş ve üçüncüsü saf çılşyor? Zarınedildiğine göre. Yugoslavyaya Portakâla renbli boya şırınga iltica eden Yunan komimistlerinden edip (kan portakalı) yapan muzır Baştarafı 1 inci sahijede Makedonyalı olanları Tito ayırd et zekâ burada da kendini gösteriyor. dan «Biz İstanbula talimat verecemekte ve bunlara bambaşka Dir Bir şırmga^ile şişenin mantarı^değiz. Oraya dönünüz» denilerek bumuamele yapmaktadır. Makedonya linip içindeki mağşuş yağ. çekilrjror raya gönderihniş, kendisine İnönü hakkmda yeni emeller besleyen Ti ve yerine saf zeytinyağı şınnga e*distadısda bir oda gösterilmiştir; fato'nun bu Yunanlı Makedonyalılar liyor. İğnenin küçük deliği de kırkat on günden fazla bir müddettir İstanbulda bulunan mütehassıstan dan istifade etmeyi düşündüğü zan mızı mumda sıcak bir şeyle kapaI tıhyor. hâlâ ne suretle istifade edileceği nedilmektedir. Yunan hükümet çevreleri de. ve kendisinden ne hizmst istenildifnkâr etmiyelim ki^hilede eşimis Makedonya hakkmda Belgnpdda haği söylenmemiştir. emsalimiz yoktur. Şimdi Belediye zırlanmakta olan hareketleri büyük Futbolumuzun bugünkü perişan, ağa cam kapaklı şişelerle nümune başsız ve düzensiz hali karşısında bir ilgi ile takib etmektedirler. Bu aimayı düşünmekte imiş. Allah cüm böyle bir mütehassıs elimize geç nun altından ne çıkacağı merakla lemizin yardımcısı oladursun, Vamişken ondan istifade etmesini beklenm ektedir. kıflar İdaresi saf zeytinyağını 290 bilmemek için ancak Beden Terbikuruşa satarken yanmdaki bakkal Çekoslovakyada kadın yesi teşkilâtma mensub ohnak lâşeker gibi zeytinyağı diye ayçiçeğile zımdır. Böyle bir fırsat kaçırılırsa polisler kanşık yağı 280 hattâ 270 kuruşa ondan memleket sporunun edeceği Prağ, 8 (A.P.) Çek hüku satarsa halk işin farkına varmaz ve zararı düşünmiyenler, bari binlerce meti, bugün, devlet emniyet po gidip karışık yağı alarak, Koopsraliraya getirilip çalıstırılamamış bir lisinde vazifelendirilecek mühim tif pahalıya sabyor diye de şikâyet mütehassıs celbetmiş ohnEnın mesmiktarda kadın polisinin yetiş eder. Alâkahlann bu nokta üzerine uliyetinden korkarak işe ehemmidikkatini çekmeyi vazife bildim. tirildiğini açıklamıştır. yet verseler yeridir. Başlıca fabrikalardan seçilen B. FELEK kadın polis namzedleri, işçi sıMareşal Çakmak bir nıfının haklarinı korumak gaGelir Vergisi Kursu yesini güden teknik eğitim görbuhran geçirdi Gelir Vergisi üzerinde, Maliye müfetGeçen hafta bir prostat ameliyatı mekte ve aynı zamanda ahlâk ve tişlerinin bil£isini çoğ<mak maksadile Fminönü Halkevinde bir kurs açılnujgeçirmiş olan Mareşal Fevzi Çak siyaset dersleri almaktadırlar. Hükumet bu hususta neşretti tir. mak'ın sıhhî durumu düzelmek yoği tebliğde, kadın polisinin, Sovlundadır. NIŞAN vet Rusya, Polonya, Macaristan Yalnız dün sabah Mareşal hafif Şehrimizin tanınmış tüccanndan ve Bulgaristaridaki polis teşkiiâbir buhran geçirmiştir .tına müşabih olacağını açıklamış^1 .Ahmed Hulusi Çavuşoğlunun kerimesi Hatice Çavuşoğlu ile istanbul CumhuIlgili doktorlar, buhranın gide tır. riyet Savcı Yaxdımcılarmdan IBlmi rihnesi için büyük bir^gayfetle çaEt pahalılığı bugünlerde Arcanın nişan törenleri Bakırköydeki lışmaktadırlar. [evlerinde< yapılmıştır. Genc nişanlılkra'.saadetler dileriz. önlenemiyecek Balıkçılığı kalkındırma feşsbbüsü Makedonya meselesi alevleniyor Futbol miitehassısı hâlâ işsiz Türiciye Avusturya ticaret anlaşması imzalandı Viyana 8 (A.P.) Türkiye Avusturya ticaret anlaşması bugün burada, Avusturya Dış İşleri Bakanı Dr. Carl Grubber ile, Türkiyenin Avusturya orta elçisi Bay Numan Tahir Seymen tarafından imzalanmıştır. Anlaşma 18 ağustos taribinde meriyete girmektedir. j Et fiatlarınm zamansız yükselmesi karşısında Toprak Ofis Müdürü hiç bir şey yapılamıyacağını dün gazetecilere bildirmiştir. Müdahale satışlarına erken başlanamıyacagını ifade eden müdür, Anadoludaki kuraklık dolayısile, köylünün, besliyemiyeceği hayvanlannı satacağı. ru ve böylelikle t yakın : atların düşeceğiııi beyan vı MESUDE GÜRESİN | \ ÎSMAÎL ÇELÎKATAN Evlendiler. Ianit 8 ağustos 949 \