28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CLıMHl'RIVEl 11 Ağustos 1949 AVRUPADA Otomobil İle 4000 Kilometre 1 "Monte Carlo,, da Ekmeğin neler gördüm? Yazan: Kaluk Dnrukal Monte Carlo nun meşhur kumarhanesi talarında da ikışcr krupive <c\unu idare edenler» oturuyor. Masalann ortssında asılı levhada «asgari 50 kuruş. azamî 5 bin lira ile oyııanabileceği» yazıh. Masaları çevreliyen rahat maroken ıskemlelerde oturanların ekseriyetıni ihtiyar kadınlar teşkil edıyor. Asgari yetmişlık olan bu kadınlar eürmüş, sürüîtürmüşler, tıtmen ellerile portatif gozluklerını tutarak oyunu seyrediyorlar. Hemen hemen hepsinin elinde bir kâğıd ve kalem var. Rulette kazanan numaraları muntazaman kaydediyorlar. Böylelikle günün en şanslı numarasını tesbit ederek ona oynuyorlar. Krupiyelerin ekseriyeti yakışıkh gencler. Sırtlarındaki smokin yüzünden kan ter içerisindeler. Harikulâde çabuk hesab kabiliyeti oUn bu «krupiye» ler aynı zamanda gazino hesabına oyunlara iştirak ederek oyunun vüsatini büyültüyorlar. Her nedense ruletin bilyesi daima Monte Carlo kumarhanesinin et gazinonun lehine olan numaralarda rafında Avrupanın en zengin ve kahveriyor. kibar misafirlerini barmdıran muBeş numarah masadayım. İhtiyar azzam lüks oteller sıralanmıştır. Ku ların ekseriyeti teşkil ettiği bu mamarhanenin kapısında sık sık lüks sada bir genc oturuyor. Geldiğimizotomobüler durarak servetlerine de boyuna kaybetmekte iken şanmağrur zenginhri, kumar müptelâ sı birden dönüverdi, belki de biz larıri! veyahud kumardan meded uğur getirdik! Kazanıyor .. On dauman harisleri eğlence ve ümid kika içerisinde 7 bin liraya yakın salonuna bırakırlar. Kumarhane dış kazandı. Derken gazinonun masamanzarası ıtibarile içerisinin ferah dan masaya gezen müdurünun bir olduğu hissini vermektedir. göz işaretile oyun tatil ediliyor. OğKapıda duran operet generali kı reniyorum ki eğer bir kimse arka lıkl; bü\uk unıformah kapıcı bizs arkaya kaza/ımc.ğa başlarsa usulen sert bır selâm çakarak sol tarafı o masa bir müddet için kapatılırgös'.tvd». Yüksek tavanlı loş bir ko mış' .. ridordan üerledik Geldiğimız . yer Ben de biraz para yemeğe niyet gazinoya gıriş içın aboneman veya tek biletlerin ;atıldığı gişe idi. Pa ettün, düşüne düşüne gözümden Eaporiumuzu gdsterdikten sonra ikilira çıkardım. Beheri elli kuturist giriş kuponlarımızı aldık ruşluk dort fiş satın aldım. Masays Bizim paramızla 50 kuruş adam otururken için içın gulüyorum. «Eh gözünüz aydın oyuncular, İstanbul başına! dan kalantor bir müşteri geldi, bol Gişenın bulunduğu salona göz bol' iki lirasını yiyeceksiniz!...» digezdinyorum. Duvarlarda ilânlar yordum. asılnnş. bu ilânlarda sunlar yazıh: Oyun başlıyor, krupiye oyuncu«Mudiriyet hiç bir iddia ve isnadı tahkıkle m'ikellef değildir., «Oyurt ları oyuna davet ediyor. EllerindeKi salonlarinda herhangi bır sebeb ve fişleri istedikleri numaralara koyave&ıle ile resim çekmek katiyyen mıyan ihtiyarlara ellerindeki uzun yasdk'.r.» «Kiralanacak hususi sa küreklerle yardım ederek fişleri lonlardaki inzıbatı müessese der yeşil çuhada kaydırıyorlar. uhde eder.» Nıhayet ortada iki oin lira kadaı Ycşü giriş kartlaıımızla içeri>c para bir anda toplanıverdi. Benim girıyonız. Kahve rengi somaki taş elli kuruşçuğum da mahzun mahla doşenmış zeminde, büyük kahve zun beş yüz hra konmuş. olan 19 rengi sütunlar yükseliyor. Geniş numarah karede duruyor. Krupiye salonun ortasuıdaki içi yeşil renkî' ruleti çevirdi ve seri bir hareketle havuzda olan bitenierden habersi: aksi istikamette bilyeyi attı. Herbahklar yüzüyor. Sağ tarafa doğru kesin gdzleri bilyenin hareketinde.. İlerliyoruz. Burası küçük şans sa 9 numara kazandı. o numaraya lonudur. Geniş salonda yer yeı kimse oynamadığmdan haydi ma{ans aletleri sıralanmış kumar oy saruıı üstundekiler müesseseye! Ak* namak istemıyenler için ucuz şans lıma birden bir kaç gün önce Eyfel denemeleri yapılıyor. Hemen he kulesindeki fal kutusunda çıkan oıen her kutunun başı dolu. gıime yazı geliyor. Yazıda (8) rakamının giden paraların haddi hesabı yok! bana uğur getireceği biMiriliyorZaman zaman kutu başlarında baş du. Son elli kuruşumu «8» numagösteren münakaşaları kumarhane raya koyuyorum. Etrafımdakilerın nin adamları maharetle bastınyor koku alma has>salarına bayıldıro doğrusu, krupiyelerden başka herlar. Asıl kumar oynanan salon sol ta kes sekizin etrafma üşuşüyor. Rurafta, şimdi oraya doğru gidciim let dönüyor, bilye atılıyor ve hav Kristal camlı büyıik kapıya cel ret işte nıhayet kazandım. Kazanmeden üniforrr.ah güzel bir kız dnn ama çok hisseli bir kazanc. Ne «Kumarhane talim?t:» nı uza"y:>r gözlerime, ne de kulaklarıma inaKapıdan girerken tekrar yeşil giriş namıyorum. Krupiyenin önüme ıttiği fişleri sayıyorum. Tem yüz likartlarımız kontrol ediliyor. 1 Şimdi birkaç dakika içinde zen ra... E'.li kuruşa yüz lira ... İstanginlerin fakir ve fakirlerin zengin bullu kalantor müşteri masadan oldukları, aile saadetlerinin. şeref kemali azamjtle kalkıyor... kapıya ve haysiyetlerin hallac pamuğu gi doğru yurürken krupiyenin masabi atıldığı salondayız! . Yüksek ta dakileri yeni oyuna davet ettigmi vaıılı loş salonu muazzam dort bü duyuyorcım. Evvelce bir yerde okumuştum, o yük kristal avize ışıklandırıyor İçeride bes büyük mfsa var. hep yeşil çuhab. masalarda birden büsinin de etrafı tıkhm tıklım. Ke tün servetini .aybedip de kumarnarlarda uç büyük «Change» para hanenin kayahklara bakan meşhur değis'iıme gişesi görulüyor. Kay | penceresirden kendilerini atanların ret ıçerısındeyim, salondaki kadın | cebine gazino daresi para doldururve erkeklerin ekseriyeti şortlu ve j muş' Gazino için en kotü reklâm gömlekli. Halbuki ben ayıb olur paıa kaybechnbrin ölumü imiş. Ben de çok şukür oimeden Monte diye sıkısıkıya kapanmış ve kıravat bile takmıştım! Evet. her yeri ken Carlo'nun cebime verdiği paradan dilerıne uyduran Amenkaiılar bu jmemnun operet generali kıiıklı kapıcısını selâmhyor, soluğu dışarıda rayı da plâja cevirmişler!... ÎTasaların iki başında birer. or ahyorum. •Monte Carlo> kumarhanesi Monaco prensliğini yaşatan yegâne gelir membaıdır. Fransanın AlpeMaritıme eyaleti arazisine sıkışıp kalmış bir buçuk kilometre murabbaı genişliğındeki bu pıenslik Miladın 968 incı senesindenberı Monaco aılesimn elındedır. Buyuk Fransız ihtilâlinde Fransaya ilhak edılen bu prenslik 1814 Paris muahedesile tekrar isüklâline kavuşmuştur. Nüfusu 25 bin kişi olan prensliğin hazinesi olan .Monte Carlo» kumarhanesi 1856 da kurulmujtur. Kumarhane, hasılatından prensliğe hayat pahalılığı zamlarile senede 150 bin İngiliz lirası öder. «Monaco» lular için kat'î surette girilmesi yasak olan kumarhanede her sene binlerce ümid söner ve vasatî günde beş, altı intihar vakasma rastlanır. Kumarhaneyi kuran François Blome ölmüş ve büstü kumarhanenin yanındaki çiçek bah çesine dikilmiştır. Bir taraftan yeni bir harb korkusile yaşıyan dünya kıtaları, öbür taraftan sulh zamanlarına mahsus hareketlerle de çalkanlanmaktan geri durmuyor. İşte yeni bir fikir hâdisesi. Goethe syı tertib ediliyor! Amerikada, Avrupada, hattâ gazete haberlerine gbre Avrupa ile AsBu sabahtan itibaren, yanın büyuk bir kısmını elinde bufrancala şeklinde, kaşıntı lunduran Rusyada bile 28 temmuz 1949 ile 28 ağustos 1949 arasındaki yapmıyacak ekmek bır ay içinde çeşidli tezahürler hazırlanmaktadır. Bu tezahürlerin imaline başlanıyor dunyamızı ikiye ayıran siyasî hâdiselerden müteessir olmaktan geri Bu sabahtan ıtibaren İstanbul kalmadığını öğreniyoruz. Goethe'nın fırınlarında 8991 randımanlı undan 1749 da doğduğu Franckfurt ile namamul 36 rutubetü, 326.4 gram kuzırlık yaptığı Weimar'dan evvelkisi ru maddpyı ihtiva eden 510 gram demokrasilerin. ikincisi Rusyanın ağ^rlığında francala şekîinde ekmek elinde bulunduğuna gore Franckimal edılecek ve fifU 20 kuruş olafurt'taki merasimde. Goethe şüphecaktır. Bu yeni ekmeğin evvelkinsiz demokrat, Garblı ve Avrupalı den daha pişkın olacağı belirülbir hüviyet kazanacak, Weimar daki mektedır. Ağırbeı dd evveiKine Goetheye ise komünist bir elbise nazaıan yuzde on eksiktır. giydirilecek! Böylece insan oğullaDiğer taraftan ilk partısi gelmış 1 rının yenl bir sapıtmasına, aramızolan Ksr.aua buğdayı umından j dan ayrılmış olanlara sonradan ekmek ımalı .çın çeşnı tutulmağa i kendi heveslerımize gore mana verbaşlanı'.mıştır. Bu veni ekmeğin medeki ihtılâfın garıb bır numunedaha beyaz ve guzel olacağı tahmin sine şahid olbcağız. edilmektedır. Şımdikı ekmek, >iyenlerin bır kısmında ka^ıntı ve sıAvrupa ve Amerikadan gelen gavılceler husule getırmıştir. Yeni zereler Balzac fenesının aynı çcşni ile bunların izale edileceğı manda Goethe yılına rla rastlandısanılıyor. ğını, Fransız ve Alman dehalarının yarattığı bu iki edıbin çeşidli yanlardan karşılaştırıldığını aösteriyor. Başbakan iyilcşti Bır muddettenberi jehrimızde bulunpr Bır muharrir, her ıkısınde de in ve höfıf bır •oğuk alğınlığından ,\at<.n sanî nin ustun va?:f tafidığına ışaBsşbakan Şemseddin Gunaltayın sıhhı ret etmekte, 1949 da .insan» ı araduıumu duzclmışür. Şemseddıa Gunal \an milletlere Ba!zac ile Goethe'run İ6j. dfKtorlar musaade ettiği takdirde manevî bir rehber olabileceğinden bu akşam, olmazsa yarın Ankaray. gi bahsedilmektedir. derektir. Turkiyede Balzac için nasıl bir Amerikanın Uzakşark endüstri alâka gosteriliyor ve\ a gosterıımiteşkilâtı mümessili şehrimizde 1 Amerikanın Uzaksark Tıcaret ve En vor " Buna matbuat sahifelerine dustri teşkilâtı ikınci baskanı Mrs. bakmakla hükmetmek mumkunMılgred Hughes. sehrımıze jelmıstir dür. Goethe içın Ankarada ve İsBaşkan dunya turuna çıkmıs bulunmak tanbulda iki teşebbüs vaki olcıu tadır. Bu arada gectigi meraleketlerin Ankaradaki resmî, İstanbuldaki huiktısadi durumları uzerinde tctkıkler yapmaktadır. Mrı. Hughea bu labah susî teşkilât tHiafından idare ediliyor. Herhalde şairin doğum günleşehrimızden ayrılacaktır. rinde Türkiye radyosu ve Türkiye Teknik Üniversiteye talebe gazeteleri Alman edibinden bahsekaydı decekler. İstanbuldakine önayak Bu sene Teknik miversiteye yeui ta olan İstanbul Muallimler Birliği. lebe kaydı 19 eylul pazartesi gunü baj layacak ve 30 eylul cumn akşamına ka bir şazete haberine gore, Almanyadar devam edecektır. Icab ederse bu daki merasime iştirake davet edilmuddet Rektorluk tarafından 7 ekim miş. Bırlik. Çemberlıtaştdki Birhk cuma akşamına kadar uzatılacaktlr. tki merkezi bahçesinde Goethe'ye aid senedenberl olduju 'gtbi bu »ene dt bir fotograf ve kitab sergisı açsyor talebe universıteVe ımtihansız, bitirme ve olgunluk dıplomalarının dereccle Doğrusu çok guzel ve yerinde bir teşebbüs! rine gore kabul edılecektir. =haberleri Goethe ve Türkler şekli değişiyor AHMED Yazan 1 F İ K İ R DÜ NY A S I N D A ] ı I jflCl HFM NALINA â MIHINA Zamanla büyüyen gemiler!... evvel Lessing'de 1750 de .Lieder» de •TürkİBr» başlıklı bir şiir neşretmiş, Türk olmak için nasıl can attığını. yalnız eğer şarab içemiyecekse bu arzusundan vazgeçeceğini ilân eylemişti! Bir başka ressam, Türk aiîesini tasvir eden resminı yaymış bulunuyordu. Hulâsa Goethe, Türke yabancı bir muhit içinde olmak şöyle dursun, bir zamanlar İtalya sahillerinde dolaşmak suretıle iklimimize aşınalık bile etmiştir. Genc yaşındaı Alsas Lorraine'in henüz ?af bulunan. ve Fransız hakimiyeti dolayısile yüksek almancanın lekimülü harıcinde kalan kültür ve eiebiyatında Herder ile beraber Alman halk ruhunu ararken, bu ruhu her halk külturünde mevcud bilen faraziyesinin tc^ıri aVmda Çarka kadar uzandı Atom kuvveti sulh yolunda yeni vazifelere başlıyor İlk atom bombasının gürültüsd Japon adalârını, korkunc haberi de bütiin dünyayı sarsalı 6 ağustosta tam dort sene oldu. O gunden bu yana umumiyetle atom kuvvetinden, hususile atom bombasından çok bahsedıldi. Hattâ denılebilır ki harbi sona erdiren bu muazzam kuvvet korkuncluğunu hâlâ kaybetmemış ve §ımdi de sulhun bir türlü yerleşmesine imkân vermemek yolunu tutmuştur. Zıra, şu ^sulh" devresinde en fazla münakaşaya mevzu teşkil eden meselelerden biri ve başlıcası atom kuvvetinin kontrolu üzerindeki ihtilâftır. Fakat siyaset adamları, «sıcak harbi» nihayete erdiren korkunc silâhın lâkırdısıle de <'soğuk harbi» devam ettirirlerken ilim adamları bu büyük kuvvetten sulh yolunda istifadenin imkânlannı aramıyor değıller. Yalnız ne var kı, siyaset adamları gürültü koparmaktan hoşlanırlarken, ilim adamları, bilâkis, sessızsadasız çahşmayı seven insanlardır. Onun için, atom kuvvetinden medeniyet sahasında istifade için neler yapıldığını dünya, maalesef, pek iyi haber alamıyor. Pek gürültülü bir şekilde, dünyaya geldiği gunden sonraki beşinci senesine girerken, medeniyetin bu tam mânasile bir «deh fişek» olan yavrusunun sulh sahasındaki son gelişmelerıni gözden geçirmek faydasız olmıyacaktır. dıler. Bu mevzu üzerınde Ingıliz ve diğer Avrupa âlimleri arasında da daima malumat alınıp verılmektedır. Diğer taraftan, İngilterede 8 mıl yon İngiliz lirası sarfile bir atom kuvveti fabnkası kurulacaktır Gelecek sene faaliyete geçmesı beklenen bu fabrıka bılhassa maden kömürünün yerini tutacak aydınlatma ve ısıtma kuvveti teminine çalışacaktır. Fransa da atom kuvveti üzerindeki çalışmalarını, daha ziyade, bu sahaya toplamıştır. 15 aralık 1948 de ilk Fransız atom pili çalışmaya başladığı zaman Fransız Atom Kuvveti Komisyonu Baskanı M. Jolıot Curie bunun «sırf sulh sahasında kullanılacağını» haber vermişti. Bugün gerek o, gerek Auger ve Kovvarski gıbi, atom bombasının imaline yardım etmiş olari Fransız âlimleri bu sahada komşuları tngilızlerle rekabet etmek ıster gibi büyük bir gayretle çalışmaktadırlar. îngilterede ilk atom pili 1947 temmuzunda faaliyete başlamıştı. Bugüne kadar Ingıliz âlimlerinin atom kuvveti üzerındekı araştırmalarına 40 mılyon sterlın sarfedilmıştir. Fransada ilk atom pili İngılteredekınden iki sene sonra kurulmuş ve bütün atom araştırmalanna da 2 mUyon lı.giliz lirası tutarında bir para harcanmıştır. 100 kilovat olan ilk İngiliz atom pili iptıdai tecrübelerde kullanılnrs. nnfsn sonra 60 mıslı daha kuvvetli ıkinci pıl yapılmıştır. Bu yeni atom pili 6 aydanberi çalışmaya başlamıştır. Bugünkü Fransız atom pili ılk In^ıT n ' î pmdedır. Bundan sonra Fransada da daha büyük ıkıncı bir pıl imai' duşünülmekte" r. Zira, Fransanın e 1 '" 7 " ıHııkça '""'•''m mıktarda uranyum vardır. Harb başlamadan evvel bu stoka sahib bulunan Fransa, onu Almanların elıne duşmekten koru vvelki günkü gazetelerde çıkan bir habere gore. Ansaldo tezgâhlarına ısmarlanmış olan gemilerden biri, Fuzuli'ler, Hafız'lar, Nef'i'ler .. gibi Allaha şukur. denize indirilmiş: «Divan» adı altında toplaması, Anadolu Ajansının Romadaki ozel «Timurun diyan içinde huzura ka muhabirinden alıp verdiği bu havuştuğunu» tahayyül etmesi, Şark berin eksik ve yanlış tarafları var: şairlerinin •ki'iüK mefhumunu bü Cevdet Kerim İncedayının refikası tün derinliği ve incelığiie dujTnası, tarafından Uludağ adı verilen bu bile Fuzulınin geminin nerede denize indirildiğı Yusuf ve Zeliha hikâyesi, Leylâ ve blüm yatağında » sını arayan bir «Mecnun» telgrafta tasrih edilmemiştir. Telgraî Mecnun menkıbesi, ölümüne kadar kendisi için maaevî gıda kaynaklan olmaktan geri kalmaması ve bunu Romadan çekildiğine gore, geminin arasındaydı. "lazı eti "Muhammed ve mısralarüe ebedileştirmesi, hakkın bu şehirden geçen Tibre nehrinde müslümanhk hakkındaki kanaatini, da günler ve sergiler tertib edilen denize indirildiğine hükmetmek hıristiyan bir dünya içinde açıkça Goethe'nin ıekadar bizden ve ken lâzım geliyor. Fakat bu nehirde gesoyleyen büyük şair, ancak Türk dimizden olduğunu da gösteriyor. mi tezgâhlan yoktur. Telgrafın La ve Türk gücü saytsinde yaşamış ve Gazete haberlerine bakılırsa istan Republiquc'te çıkan fransızca metyükselmiş olan bu büyük din için buldaki • Gün» de, tanınmış ilım ve nine gore. gemi Ansaldo şirketinin «dinlerin dini» diyecek, •hepimiz sanat mensub'.an ve meselâ bu a Cantiere N'avale Meccanico tezgâhmüslümanhk içinde yaşıyoruz» rada Dr. A. Adnan Adıvar, Prof. larında denize indirilmiştir. Bu formülünü ileri sürecek kadar bize Kranz, Prof Halide Edib, Senıha tezgâhlar da Napolidedir. yakındır. Dikkat edilecek nokta şu Bedri, Halil Fikret, Prof. Kerım Telgrafta .Ansaldo tezgâhlarına ki Goethe'ye Şark, islâmiyet ve Erim, doçent Burhan Batıman ıiih.. ısmarlanan Channel tipi 4 gemiden Türklüı: sevgisini veren amil. san ile ve daha bir çok muhamrlerle, tlki» denîliyor. Channel tipi, Ingilat ve edebiyat alâkasıdır. Eğer bilhassa Goethe'nin eserlerını dili tere ile kıta limanları arasında ve «bir Avrupalmm Şarkh divanı» nı mıze tercüme etmiş olanlarla kar Manche (Manş) denizile Calais yazacak bir malzeme sahibi olmı | şılaşacağız. Bunlardan bir kısmının (Kale) boğazında işle\en süratli yaydı belki de cnun üniversel cep Goethe'nin yukarıda temas ettigim yolcu gemilerine denilir. Bizim hesi eksik kalırdı. Eskı harflerimızı cephesini aylınlatacaklarını şuphe , Marmara sürat postaları dediğimiz öğrenmesi, bir kısım şiirlerini tıpkı siz ve tabıî saynıak l^zımdır. ! Sus, ile Marakaz, bu tip gemilerdcndir. Ansaldo\a once 8. sonra da . 4 gemi olarak sipariş ettiğimiz ve Napoli'de yapılmakta olan gemilerin ikİM bu tiptendir. Oteki ikisi Karadcniz veya İzmir sürat postaları için ısmarlanmış, 6500 gros tonluk, 20 mil süratli daha buvük gemilerdır ki bunlar da Ansaldonun Cenovadaki te?gâhlarnıda yapılmaktadır. Tetgıafta a>nı seriden ikinci gemi de 19 ağustosta Cenovada denize indirilecektir, deniliyor ki bu da yanhştır. Görulüyor ki Anadolu Ajansı Roma hususî muhabirinin bu gemiler hakkında kafi derecede bilgisi yoktur. HALIL r Son vapur seferleri kalkıyor Halen saat 3 te Kadıkoyden Kopruye saat 3 10 da Kopruden Kadıko\e. saat 3 te Üskudardan Köpruje ve saat 3 30 da Kopruden UsVudara yapılmakta olan son vapur seferlerı 15 agustostan itibaren kaldırıiacaktır. Süt fabrikasının yeri tespit edildi Istanbulda bır sut fabrıkajı Koınıak ısteyen Fransız Sırketı fabrıka mahalli olmak jzers Beledıyenın gosterdıgı Balattökı ekmek fabnkası jerıni uygun gormu^ur. Bu şirkete. yuzde kırk beş derecesınde yerlı serrraye konacaktır. Sagmalcılar Cemiyeti de bunlar arasındadır. Şırket Mudııru, Fransa Malıje Bakanlığından bu ışe aid dovız mu»aadesı alır almaz şehrırruze gelerek fabrikayı kurmaya ba^layacaktır. Fabrıka. Imtıyaz mahıyetinde olmıyacaktır. İstanbul radyosunun hazırlıkları istanbul radyosu içın Ingıltereye 8 000 plâk ısmarlanmıştır. Radyo Idaresı, a>rıca şchrimizde bazı artıstlerle mutabık kalmıştır. Eylul içinde yayınlar gunde 4 saat, 29 ekımden sonra da 8 saat uzerınden yapılacaktır. Altın fiatlan Yunan hukumetınm, bır Ingıliz altı nını resmen 221 bin drahmı uzerınden satışa çıkarması dun ogleden sonra şehrimizde altın fiatlarının duşmesina sebeb olmuştur. Yunarustanda, mudahale satışlarından once. îngılız altını 229 bin drahmiden muamele gormekteydı İthalât işleri çok durgun Do\ ız stoklannın gıf'zçe azalması \uzunden, Tıcaret Bakanlığı, ithalât taleblerini karşılıyamaz hale gelmistir. Zıra bır aydanben ithal tahsislen durdurulmuş gibıdır Ihracatın son sylarda azalması da bunda âmil olmaktadır. Bilindiği gıbi, Hukuraet, ihracattan elde ettiği dövizl ithalata tahsis etmekteaır. Bunujı harıcinde elde mevcud stok do\ ız yoktur. Devlet Başkanına saygısızlıktan sanık Demokratın muhakemesi Devlet Bİşkanına saygısızlık yaptığı iddiasile uç gün evvel tevkif edilen Demokrat Partı Emınbnu ılçe idare kurulu azası Ferid Bılenin muhakemesi Diyarbakıra intikal etmıştir. Muhakemesi üç gun sonra başlayacaktır. İI Baskanı E;ad Çağa ile Eminonü Ilçe Baskanı avukat Fıkret Karakoyunlu, »anıgı mudafaa için Diyarbakıra gideceklerdir. Bir izah Ulaştırma Bakanlığı Devlet Havayolları Işletme Muduru Bınbaşı Kemal Martı. gazetemize gönderdiği bir mektubda. Devlet Havayollart İdaresinin ecnebi hava şirketlerı mümessillerile yaptığı toplantıya, Tarife Dairesi uzmanı Rıza Çerçelın değil, kendisının katıldığını bıldirmektedir. , *** Küçük Haberler TEPEBAŞ! BAHÇESİ MÜDİRİYETİNDEN: 11 Ağustos Perşembe (bu akşami Baltalimanı gazinosunda .(Eskı ilıa.ni) terti'o edilsn mehtab âlemıne iştırakleri ılân edı , len bahçemiz sanatkârlarmdan (HAMİi'ET YÜCESES, SABİTE TUR, lEVHiT BİLGE ve arkadaşları Tepebaşı Saz Heyeti ve Orkestrası) hiçbır suretle verilecek bu müsamerede bulunmıyacaklannı sayın halkımıza arzederiz. Tel: 42690. A İR AİR F R A î\ C E FRANCE • MİLLÎ Savunma Bakanı Husnu Çakır dun sabah şehrimize gelmistir. • * • İSTANBUL C. H. Partisi taraiından çıkarılan bir gazete dun halka parasız dağıtıimıştır. • * • TEKEL İdaresinin Yardlmlaşma Kooperatifi evvelki gunden ıtıbaren piyasaya 80 derecelik kolonya çıkarmıştır. • D. P. Amavudköy ve Ortakcv Ocakları. onumuzdeki cumartesı gec«sı Bebek Bahçesinde, sabaha kadar dev?m edecek bir mehtab balosu tertib etmışlerd.r. Gecenin programı, mıızık bakırrından çok zergın ve surprızlidır. • D.P. Buyiıkdere Ocagı önümüzdekı pazar gunu saat 16 da Buyukdere Çayırbaşmdaki bahçeli kahvede bir umumi toplantı tertib etmıjtır. + ANKARA» vapuru bu sefeıden dondııkten sonra umumî bır revizyona tâbı tutulacak ve bır defaya nıahsus olmak uzere Batı Akdenız hattında 7on>» v?p',ıru çalıştırılacaktır. ŞEVVAL 16 PERŞEMBE uçağı ile Paristen Cenevreye seyahat ettiği esnada kendisine ücretsiz olarak 6985 numaralı bir paket verilen şahıs talihli bir insandır. Bu zatın acele olarak acentamıza müracaat etmesi rica olunur. Goethe'ye hasredıien bu ay içinde matbuatımızın uyanıkhk gostereceği 5\:phesizdır. Bu arada şairin hayatından, eseılerınden, turkçe tercümelerinden de tabiatile bahsedilecek. Bu neşriyata bir başlangıc olmak üzere Goethe'nin Şarka ve dolayısile Tur'ilere ol?n alâkasını bir kuçük mesele hp'.ınde ortaya koymakta hususî bir fayda göruyorum. XVIII inci asır Avrupasında Şark. bajhbaşina bir ilham kaynağıdır. Bir taraftan musteşııkhk. öte yandan edebî cereyan ilim ve sanat yo!u ile Şarkı Garba âşina kılmaktadır Büyuk Purk şaıri Mevlânâ ile. Türk kadınının güzellığini destanlaştıran Acem çairi Hafız, GarDİı şairlere adeta modellik yaprr.aktadırîar. Feuerbach, harbden evvel Miinich'teki resim galerılerinden birinde rastladığım •Menba' başında Hafız» tablosunda Şarkı yaşatırken Goethe, Weimar'da rastladığı orta Asya Türklerinin ibadetlerini, Atom kuvvetinden fen, sanayi Kur'an okumalannı temaşadan bü ve tıb sahalarında istifade için yük bir zevk duyuyor (1). Daha yapılan araştırma ve çalıgmaların başında bilhassa şu üç mem(1) Bu tabloum bir sureti Mu leket geliyor: îngiltere, Fransa allimler Birliği Goethe sergisinde ve İsveç. bulunmaktadır. Weimar'da orta As Tıb sahasmdaki tetkiklere İnyadan gelen 3aşkırdların bulundu gilterenin büyük ölçüde yardığunu E. Lud'.vig hikâye eder. mı dokunduğunu görüyoruz. Bu arada «'radyoisotop» lar ve • radom tohumu» üzerindeki yeni buluşlar bır çok hastahkların tedavısinde büyük ümidlerle dolu ufuklar açabılecek mahiyettedir. Malumdur ki, bir maddenin atomları bazı hallerde aynı değ.ldir, birbirlerinden bilhassa ağır lık bakımından farklıdırlar. İşte, aynı maddenin ayrı ayrı mahıyetteki atomlarına «isotop» denir. Bunlar, ısm (şua) saçan bir maddenin isotoplarıysa, «radyoaktıv isotop» adını alırlar. Fakat, aslında radyoaktiv olmıyan, meselâ âdi toz gibi bazı maddeler de vardır ki. nevtronlarla bom bardıman edilerek radyosaçar hale getirilebilir. Yanrüd Mizah Mecmuasının Tetkikler, gerek aslında. gerek sonradan radyoaktiv olan bazı biitün müadericah budur. isotopların muayyen hastalıkları tedavide büyük bir tesirleri görüldüğünü göstermiştir. Meselâ, iyodın tozunun radyoaktivleştirılmesıle bazı nevı kanserlere Cinsî Terbiyede salâhiyetli kar§ı hemen hemen kat'î denecek bir rehber derecede ilâc elde etmek kabil Yeni çıkan Ağustos sayısında olmuştur. Bugün İngilterede Harwell (Berkshire) deki Atom Kuvveti Araştırmaları MüesseseCinsiyet mevzuundaki yazılarını sınde bilhassa bu mevzu uzerinde çalışılmaktadır. takdim ediyor. Radyoaktivleştirmenin ne olOrd. Prof. Dr. Fahreddin Kerim Cîokay Ord. Prof. Mustafa Şekıb Tunç duğunu kısaca şu şekilde tarif eProf. Dr. Kâzım Isrnail Gurkan deb.lıriz: Prof. Dr. Fend Hakkı Saymcn Radyoaktivleştirilecek madde Prof. Dr. Sulhı Dönmezer alümınyum tenekelere kapatılır. Aynca milletlcrarası otoritelerin granit kütleleri arasına konulur. şu makaleleri: bır atom pilinin ortasma bıraCınsî ihtiraslara rasıl hâkim olmalı? kılır. Burada nevtronlarla bomCinsiyetin hakiki gayeieri bardıman edılir. Artık o madde Evll bir erkek neler bilmeiidir? radyosaçar hale gelmistir. Bu Mes'ud bir ızdivacın temelleri kuvvetini iyice muhafaza edeErkeğın tenasülî faaliyeti,. bılmek için kahn bir kurşun taProstat hakkında neler bılmelisin.z5 bakasıle kaplı kutulara dolduraDul kadmların cinsiyet hayatı rak istimale hazır bir halde sekEıkek husyeleri Sua' \e cev. blar V.S. lanır. Bütiin bavilerden araymız. Atom bombasının nasıl yapıl mak içın büyük bır gayret sarfetmış ve Şimali Afnkada gizlı depolarda saklamıştır. Şımdikı halde Fransız atom faalıyetleri iki nokta üzerıne toplanmıştır: 1 Fransız hastanelerı ve araştırma müesseselerı içın radyoısotoplar istıhsah; 2 Daha büyük piller ımali içın fenni bılgıler toplanması. *#* İsveç, atom araştırmalarına başladığı gundenberı bır taraftan uranyum ıstihsalinı arttırmağa çalışmış, b r yandan da ılmi tetkiklerı ılerletmiştır. Hazırlanan bir programa gore bır ıkı seneye kadar Isveçte atom kuvvetinden istifade edilerek elektrık istihsah kabıl olacaktır. İngıltere ve Fransada olduğu gibi İsveçte de atom âlimlerı bu kuvveti her .şeyden evvel sanayi sahasında tatbıki kendilerme hedef olarak almışlardır. Bu yolda İsveçle beraber İngilterede de epey terakki kaydedılmıştır. Meselâ, Harwell atom ıstasyonunda odalar, küçük çapta da olsa, daha şimdiden atom kuvvetıle ısıtılmaktadır. Sanayiden sonra atom kuvvetinden zıraat fayda bekhyor. Nebatlarırj büyümesını hızlandırmak veya büyüklüklerinı arttırmak hususunda radyoısotopların dan istifade temın olunabıleceğı tecrübelerle tesbit edılmştır Tıbda, kanser gıbi bazı hastahkların tedavisinden başka, uzvî gayrıtabiilıklerın teşhısınde de radyoısotoplarından ıstıfa&e edılmişt r. Meselâ. damarlara ithal edilen radyoaktiv sodyum kanın cerevan ettğ> her noktada tesirini göstermektcdır. Doktorlar bu noktayı gözönünde tutarak. kangranl: bır uzvu nereden kesmek lâzım geldığıni kat'î olarak tesbit edebılmektedirler. İngıltere, Fransa ve İsveçtekı arattnmalarla gerek tıb, gerek sanavı ve diğer ilim sahalarında atnm kuvvetinden yakında çok daha mühim imkânlar elde edileceğı tahmin olunuyor. Telgrafta denize indirilen Uludağ vapurunun 4000 tonluk ve 18 mil süratli olduğu. 900 yolcu alacağı yazılıdır. Gemiler ısmarlandığı zaman \eıilcn ve 20 aralık 1948 tarihli Ulus'ta çıkan bir yazıda da teyid edilen malumata gore. Marmara tipi gemiler, 2?00 gros tonluk ve 19 mil liiıratli olacaktı. Anadolu Ajansı özel muhabiri acaba bu hususta da mı yanılıyor? yoksa gemilerin tonajı 4000 e çıkmış ve iüratleri blr mil eksilmiş midir? Eğer muhabirin verdiği haber doğru ise. 31 ekim 1946 da ısmarlanmış. 1948 ağustosunda inşalarına başlanmış ve 1919 ağı^tosıında denize indirilmiş ve 1950 ııisanı başında teslimi taahhüd cdilnıi^ bu gemiler. arada geçen üç yıl içinde, 1700 ton büyümüş olacaklar'. Halbuki bidayette 880 jolcu almak üzerc plânlan yapılan gemiler. 20 kişi fazlasile 900 yolcu taşıyacaksa bu 1700 tonluk fazlalık çok manasızdır. Eğer bu iki gemi hakikaten 4000 ton iseler, şimdiden haber verelim ki sert havalarda bilhassa Mudanya iskelesine yanajçekeceklerdir. makta çok güçlük Sus ve MaraBana inanmazsamr. ka/.ın kaptanlarına sorunuz. Sus ile Marakaz 1415 tonluk olduklarına gore nnları biraz daha bü>uterek 2300 e çıkarmak muvafık olsa dahi. 4000 tona yükseltmelcri. Tırhan ve Güneysudan daha hüvıık japılmal&rı. Marmara sürat postası olan inşa maksadlaruıa tamanıilc a\kırıdır. Acaba bunlan kim bu\iıttü? Bu iki geminin beheri ilk ısmarlandıkları sırada 1 milyon, 17 bin 750 dolara sipariş edilmişti. Şimdi zamanla büyüyüp 4000 tona çıktıkları doğru ise. Ansaldo, fazla fiat isthecektir. Temenni edelun ki Ajansın O7ei muhabiri, özel bir janlışhV daha \Bpm15 olsun. Bugün matinelerden itibaren tki büyük film birden U fl L t 06 ^ Kıbnshlarm toplantısı Kıbnı Okullarırvdan Yehşenler Cemiiettndcn: Sayın uyelerımızin. misaiır Kıbrıslı ojretmcnlerle yapılacak Kıbrısa aid kulturel, mesleki ve ekonomlk hasblhale ıştırajc etmek uzere 1481949 pszar sabahı saat 9.30 da Çapa Eğıtım EnstıtuEU («skı Çapa Kız Muallim Mektebıt ne teşriilerı ehenuniyetle rica HÜRRİYET SAVAŞI STEWART GRANGER KATHERIN RYAN Ş Ü K O F E Turkivenin vcgâne kolonyasıdır. Sümer isimlisı bilhassa şayanı tavsiyedir. : YEŞ*L HAYALET HUMPHREY BOGART ALEXİS SMÎTH Partiler İzmirde! A R ' da 1 ZEHİRLİ DUDAKLAR PAUL HENREİD HELMUT Bugün matinelerden itibaren iki büyük film birden ELEANOR PARKER P. DORN TEŞEKKÜR Sevgılı ze\cım Dr. CEVAD BEFİK PASİN ın vefatı munssebetıie gerek b zzat cenazeiinde bulunan gerekse duyduldarı elemi telgraf ve mektubla ıfade ederek derin acımı paylaşan dostlarımızın hepsıne teker teker teşekkur etmek ısterdım. Bu ımkâıısız olduğundan mımît ve teşekk ırlerımm ıblâğım gazetenızritn rica eaerksn aynı zamanda her b:rin:n gosterrrış olduğu kadırşınaslık ve vefakârlığm kalbırade ajrı ayrı yer etrmş olduğunu bıldırmek ısterım. Merhum Dr. Ce.ad Refık Pasın eşı Seruha Cevad Pasın *** 64 yaşında ttrostat urunun yaptığı idrar zorluklanle penjan bır halde muracaat et'.ığım çok kıjTnetlı bevlıye operatöru Dr. KEMAL ÇAĞLAR'ın Şişli Sıhhat Yurdunda yaptığı muvaffakıyetlı bır amelıyatla pek kısa bir zamanda tam sıhhat hahr.de ajağa kalktım Ulu Tanrıya şukurîer ve &anıyen Dr. Kemal Çağlar ile bu hastanenın geno doktorlarıle hemşıre ve hastabakıcılarına kalbi şiıkranlarımın iblâğına gazetenızın tavassutunu rica ederım. Çorlu Muradhlı Halıl Altınok SEKSOLOJİ 2 ÇÖLLER KASIRGASI DANTİNE Kadıköy S Ü R E Y Y A ' d a Bugün matinelerden itibaren: İki büyük film birden Beş Profesörümüzün ZAFER YARATAN GARY CASUS (Türkçe) COOPER LİLLİ PALMER YAKUT GÖZLÜ KIZ (Renkli) PATRİCİA ROC MARGARET LOCWOOD CUMHURİYET Nüshası 10 kuruştur Vboneşeraiti luı*'ye Haric 3u aylık 300 K r 600 K i . CTç aylık 800 1600 > Altı aylık 1500 • 2900 • Senelik 2800 • 5400 • D 1 K K A T Cazetemtze gondcrden evrak ve yazılGi netredilrin, tdümesin iait otunmtu mesuli^et kabul içio lcin I | 6 06 13 19 17 11 20 14 21 59 9 52 5 05 8 56 12 00 4 11 1.44 7.56 68 sahife 50 kuruş P. K. 1657 adresine 50 kuruşluk posta pulu gönderene mecmua yollamr. Talssim, Cumhuriyet raeydanı No. 1 Tel, 49134 dığı herkesten saklanan bir sırken, tıb sahasındaki neticelerin bilâkis herkese tanıtılması için çalışılmaktadır. Son zamanlarda İngiliz atom âlimleri Almanyava giderek üniversitelerde bu ça üsmalara daiı kooierauslar ver
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle