19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İMİ O Suriyenin en esaslı davası uriyenin en esaslı davası, hürriyet ve istiklâlini korumaktır. Onun Ürdün ve Irakla arasında çıkan ve hâlâ devam eden aynlıklarm sebebi, bu iki komşunun, hürriyet ve istiklâline kaıji tecaviiz sayılacak durumlandır. Suriyenin göriişünü su şekilde hulâsa etmek mümkiindür: , Bugün Suriye, tam manasile hür ve müstakil bir memlekettir. Onun hiirriyet ve istiklâlini kayid altına alan hiç bir amil yoktur. Milletlerarası hayatta bir milletin müstakil olduğunu belirten esas ve amillerin hepsi Suriyenin istiklâlinde yaşamaktadır. Suriye bu durumun devamını istemekte ve bu durumun sağladığı istifadeleri gerçekleştirraek için çalışmaktadır. Fakat Suriye bir Arab memlekctidir. Acaba diğer Arab memleket lerile birleşmek ve bu birleşme sa? esinde biiyiımek istemez mi? Muhakkak ki ister. Fakat hiirriyet ve istiklâlini muhafaza etmek şartile.. Onun icin «Bü\ük Suriye» projesi, Sııriyede zerre kadar teveccüh görınemektedir. Bunun en esaslı sebebi, Ürdünle birleşen ve Kral Abdullahın hükümdarlığını. kabul eden büyük bir Suriyenin, herşeyden önce hürriyet ve istiklâlini kay bertnek tehlikesile karşılaşmasıdır. Çünkü Suriyenin görüşüne giire Kral Abdullah hür ve müstakil bir Arab hjtyriimdan değildir. Onun İngiltere ile yaptığı ittifak muahedesi. iki eşit devlet arasında yapılabilecek bir ittifak sayılamaz, belki Ürdünü, maskeli bir maııda idaresi altında yaşatan bir vasıtadır. O halde Vrdünle Suriyenin birleşerek bir büyiık Suriye kurmalannın manası, bu mandalı sahayı genişletmek ve Suriyeyi kayıdsız ve şartsız olan hürriyet ve istiklâlinden mahrum etmektir. Yani Kral Abdullahın «Büyük Suriye» davası, milli bir dava değildir ve bu davayı benimsemek, Suriyeye ihanettir. Bu. böyle olduğuna göre yapılacak iş. Surivenin teşebbüsile bir büyük Suriye kurmak \e esascn Suriyenin bir bölgesi olan Ürdünü, Suriye Cumhuriyetine ilhak ederek bu bölgeyi maskeli manda sistcminden kurtarmaktır. Kral Abdullahm büyük Suriye tos?hbiisü, Suriyede umumiyetle bu şekilde telâkki olunuyor ve Suriye hürriyet ve istiklâlinden herhanfji suretle fedakârlık etmek istemiyor. Kral Abdullahm «Büyük Suriye» prniesinden başka Irakm da bir •Yeşil Hilâl» projesi vardır. «Ycşil Hilâl», Arab yanmadasmın tepesini hilâl şeklinde çevreleyen ycşîl sahadır. Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün ve Filistin bu sahanın içindedir. Irakm, daha doğrusu Irak Başbakanı Nuri ElSaid Paşanın emeli biitün bu memleketlerin birleşmesi. ve dokuz, on milyon nüfusln bir devlet kurmalandır. Nuri ElSaid Paşa, bilhassa Filistinin son yü içinde uğradığı akıbeti ve burada siyonist bir devletin kurulmasile neticelenen duruımı öne koyarak bu teşebbüsün gerçcklesmcsi sayesinde, Yeşil Hilâl bölgesinin hayatını ve istikbalini kurtarabileseğini söyliiyormuş.. Bu projenin karşılaştığı itiraz, onıın Arabâlemini ikiye böhnesî, hem de birbirine rakib iki taraf vücııde getirmesidir. Çünkü bu pro jeye gore Yeşil Hilâl bolgesiiHİe Haşimüer saltanat kııracak ve bu böi^eye hâkim olmak suretilc Arab yanm?dasmı da zaptetmek imkânını elde edecek, bu yüzden Arab âl°mi birbirine düşman iki tarafa ayrılacak ve bu durum Arab milletir^ çok pahalıya mal olacaktır. Bu yüzden bugün Suriye ve Mısır gazeteleri Nuri ElSaid Paşaya şiddetle hücum etmekte ve onun hakkında gayet ağu neşriyat yapırcaktadır. Surivr. bıı projeyi kabul ettiği tak c'irde hiirriyet ve istiklâlini, üstelik varlığmı ve benliğini de kaybcdeceğsne inanmakta ve onun için Nuri ClSaid Paşamn her hangi mııhtcmcl bir tazyikına karşı tedbir almıs buhmmaktadır. Çünkü rivayete göre Ürdünde btılunan bir tafcım Irak kuvvetlerinirt, Sııriyeye CUMHUKIYET» in tcfrikası: H A B E İL. BİRDAKlKAf Yenî Ticaret Bakanı dış Demir Perde arkasında ticaret rejimimizi anlattı Slovakyada kargaşalıklar Baştarafı 1 inci sahifede dığını iJdia eden hususî teşebbüsle de ön plânda alâkadar olmaktır> dedi. Canlı hayvan ihracı Bu umumî konuşmadan sonra, ticaretin, iktisadm ancak bir ciiz'ü olduğunu belirten Vedad Dicleii, jîünün başlıca meselelerine pectiBu arada, canlı hayvan ihracı mevzuuna temas ederek: < Senbolik bir rakamla ifade edilse dahi, memlfketten bir nıiktar hayvan ihracında her zaman fayda mütalea etmekteyiz» dedi. Bunun sebeblerinden biri, i^tiiıli teşvik, diğeri de uzak böl"elerden hüyük müstehlik merkezlere kolaylıkla gelmesi mümkün olmıyan bir miktar havvanm yerinde heder olmasını önlemektir. Kalrh ki, no kadar tedbir alınırsa alınsın, kicakçılıSı dahi gözönünde tut mak lAzjmdır. Bundan önce tesbit rdilmiş oh:n kanr, 15 temmuzda nıer'iyete çirecektir. 300 bin baş koyunun ihracına karar verilmişti Vcdad Dieleli. bu seneki şidcîetli kışın tahribatı ve iç istihsal durumunun nezakoti bakımındnn bu miktardnn 150 bin baş koyunun ihrac edilemiyccrğini anlattı. Şu vaziyete Röre ihrac edilocok" koyun Fayısı 150 ıbine indirilmiştir. Ayrıca 5000 manda, 35,000 sıü;ır ihrac olunacaktır. Vedad Dicleli, bazı şikâyetlere meydan veren bir mesele üzerinde de avdınlatıcı izahlarda bulunarak dedi "ki: « Hayvan ihracı 15 temmuza talik edildikten sonra, bir yandan milletlerarası taahhüdlerimiz, bir yrndan tiraj hakkından faydalanmak ve memlekete döviz sağlamak, bir taraftan da Ticaret Ofisinin et eatişlarında katlandı^ı zararın bir kı=nıını olsun karşılamak İçin sadece sığır ve mandaya münhasır olmak üzere Ofise 500 bin dolarhk bir ilırac yetkisi verilmişti. Bu sencki hayA'an sayımmda sığır va mandanın, kışm şiddetine rağmen arttıC'i teshit edilmiştir. Ofis, 500 bin dolarhk hakkını kullandıktan Bonra ayrıca 500 bin dolarlık ihrac Imkânı üzerinde durulmuştur. Fakat 15 temmuza kadar hiç kimseye tanımadı^ımız bir hakkı, büyük menfaatler sağlara dahi, Ofise t î nmmasını muvafık görmedim, müsaade temdid edilmedi. 15 temmuzda diger hayvan sahibleri ve taclrler cribi Ofis de eşit haklar ve şartlarla ihrac teşebbüsüne girişebilecektir.> Dış ticaret rejimimiz Vedad Dicloli, Bakanlığa geldif indenberi başlıca meselelerden biri doğru yaklaşmakta olduklan görülmüş, Suriye hükumeü derhal mukabil tedbirler alnuştır. Mısır ve Suudi Arabistan «Yeşil hilâl» teşebbüsünü baltalamak hususnnda Suriyeyi desteklemekte ve bu yüzden bu proje hiç bir ileri adım atamamaktadır. Görülüyor ki Suriye, Arab Birliğine taraftar ohnakla beraber bu birliğin her hangi bir Arab ulusunun hürriyet ve istiklâline tecaviiz etmesini asla istememektedir. Hür ve müstakil yaşamak ve bu esas dairesinde iş birlikleri kurmak onun en esaslı umdesidir. Suriye, bütün komşularile aynı esasa karsılıklı saygı göstermek dairesinde yaşamak istediği ve Türkiye de bu esasa en çok saygı gösteren konısıısu olduğu için, TürkiyeSuriye dostluğu cereyanı, azami kııvveti bnhnustur. Türkiye Suriye dostluğu, Suriyenin hürriyet ve istiklâl davasma cn büyük kuvveti verecek, Suriyenin huzur ve sükun içinde ileri adınılar atmasını sağlayacak en sağlam destektir. Bugün Suriyenin bıınu iyice takdir ettiği besbellidir. Bu defaki seyahatuniz esnasında bu hakikatin, başka hiç bir zamanla kıyas kabul etmiyecek derecede vünıhla nnlaşılnm olduğunu apaçık gönnü? bulunuyorum. Mukadderat, Türkiye ile Suriye arasında en sağlam ve cn kuvvetli dostluğu ve işbirliğini emreden bir mahiyet alınış ve arada müsterek ve daimi mrnfaaflerl büsbütün canlandıran bir ?aflıa açnııştır .Bu safhanın h?Mrh neticelrr doğurmasını trmenni etmek. bizim için çok dcğerli hir vazifedir. Ömer Rıza DOfiKl T L 2 / olarak dı? ticaret rejiml üzerinde durduğunu anlattı ve bu rejünin esası hakkında şunları söyledi: « Milletlerarası tashhüdlerimİ2 çerçevesi dahilinde serbest rejime doğru yürümek ve tedbirlerimizde istikrar sağlamaktır. Geçen yıl ihracat rejinıi ]6 ağustosta yürürlüRe pirmişti. Eski tecrübelerden de faydalanılarak yeni ihracat rejimimiz, mevsimden en asağı 1.5 ay önce, 30 haziranda ilân edihniştir. Sayın selefim Cemil Barlas tarafından ni^anda Ankarada büyük' bir toplantı yapılmıştı. Bir kısım tacirlerin üzerinde durdukları meB^leleri inceledik. Bu arada muhtelif dövizler arasındaki parite farkları ve bunun fiilî şekilde mem leket içerisinde izalesi, yani ihrac?tçıya bir nevi prim verilmesi mevzuu üzprinde de ciddiyetle etürller yaptık. Dövi^lrr ara?ır.daki disparitenin kaldınlma.ı, di^or memleketlerle işbirliiii vaparak halledilecek bir keyfiypttir. Bundan başka ihracatcıya ithal imtiyazı şoklinde prim tanmnı.Tsı. bırakmış olduğumuz prim Pİstemine donnipk dpmok olacağmdan e.=asen bütün tacirlerimizin de ittifak etıntHİitii bu teklifi nazarı tihnra alamadık.» Bakan, dış ticaret politikamızın ana hatlarını süyle hulâsa etti: • Mübadolemizi, aramızd.ı anpma olanlarla anlnşma lıükümleri dairesinde yapnıak, anlaşma olmıyan memleketlere serbest dövizle ihracatta bulunmak ve daha dar bir ölçüde sterlinle mübadele imkânını da sağlamak. Nihayet hususî takas usulünü normal dış ticaret poliükamızdan çıkarmak. Yeni rejimimiz, bu prensiplerin Istifi altında hazırlanmıştır. Takası normal bir mübadele ve tediye şekli saymamakla beraber, başka şekilde ihraoına imkân bulunmıyan bazı mahdud maddelere inhisar ettirmeği memleket realitelerinin bir zarureti olarak mütalea ettilc Hattâ takasla ihracmı mümkün gördüğümüz malların dahi başka şekülerde ihracı imkânı olup olmadığım, müsaade vermeden önce tetkik edeceçiz. Takasla İhracat mukabilinde getirilecek maddelerin de piyasamızı lâalettayin mal Istilâsından uzak tutacak şekilde ayarlanmasma dLkkat edeceğiz. İthalât rejimimizde göze aldıŞımız bir cihet de iç istihlâk bakımından bazı ihrac maddelerimizin li.san=a tâbl tutulmasıdır.» Vedad Dicleli, bu arada, bakliyatın, kurutulmuş etler, pastırma, sucukların ve beyaz peynir istihsalini azaltmamak gayesile İhracı müm kün görülen kaşar peyniri ve bazı lüks peynirlerin lisansa tâbl tutulduğunu, dokuma endiistrimizin esaslı ham maddesini teşkil e<len pamtık ihracında da aynı çekilde hassasiyet gösterileceSini, yağlı tohumlar ve hattâ yemeklik zeytin tanesi ihracatının da aynı usule tâbi tutulacağını izah etti: « Görülüyor ki bu seneki ihracat rejimimiz, iki taraflı endişeler arasında hazırlanmıştır. Bir yandan mümkün olduğu kadar normal yollarla dış memleketlere mallarımızı sabnak ,diğer taraftan memleketin iç istihlâkini gözönünde tutarak muayyen mallanmızın ihracında miimsik davranmak» Para darlığı Vedad Dicleli para darlığı mevzuunda kendisine forulan bir suale cevaben bu hususta mesul bir adam sıfatile değil iktLsadî kültürü olan bir arkadaş gibi cevab vereceğini önceden belirterek dedi ki: « Kanaatimce dünya fiatlarmda bir tenezzül temayülü görülmektedir. Harb içinde tatmin edilmemiş olan ihtiyacları karçılamik pndişe ve gavrctile harbden sonra harb ckonomi.inden sulh ekonomisine geçilerek Reni? ölçüde istihsal harekoti başlamış ve gene zannımca busün en yüksek seviyesini bulrnuFtur. Artık bundan sonra mal satabilmek için yalnız imalât kâfi deü'ildir. Ucuz elde etmek ve müstehlike mütevazi bir temettü ile de\re razı olmak lâzımdır. Bir memlekette para darhSının, para .i7İıiının en büyük tezahürü, fiat seviyesinin düşmesidir. Bugün mem leketimizde iç istihsal mallanmızın umumî şekilde ucuzlamnkta olduğuna dair bir kanaat sahibi değilim. Bu itibarla para darlıeından sikâ .H. davul, zurna az! Tam bir tene evvel bu su~ tunda yazdıktı: Boğas yolunda yabani otlar, çahhklar üremiş. Bilhassa virajlan kapatıyorlar ve bir çok kazalara sebebiyet veriyorlar. Şunlan kestirin, dedik. Komik bir cevab geldi: Ağaç budama mevsiminde kestirilecekür. Ağaç değil, budanacak değil; ama ne ise, bari haklı olduğumuz tasdik olundn diye sevindikti. Bir sene sonra bugün, aynı çahhklar, aynı virajlarda, aynı cins kazalara sebeb ohıp duruyorlar. Boş bulunmuşuz. Meğer, ağaçlardan evvel bazı makamlan budamak lâzımmış! D. N. Gencliğin Şehir Neclisini protestosu Bastaraft 1 inci sahifede toplantıda, İstanbul milletveküi All Rıza An ile Şehir Meclisi üyelerinden yalnız Burhan Felek hazır bulunmuştur. Toplantıdan evvel, gencler caddelere dağüarak, ellerindeki rerudi tebeşirlerle otobüs ve tramvaylara şu ibareleri yazmışlardır: «Al p r a ^ ver kararı!», •Harb malullerınin haklarını yiyemezsiniz; o hakkı. baban vermedi», «Vali beyden veto hakkını kullanmasını istiyoruz», «İstanbul halkı, kendisine faydalar temin edecek olan müesseselere hasret kalmıştırı, <Vatandaş, Şehir Meclisine uyuyarak rey vernıe., «Üç toplantı için yüz elli lira hakkı huzur veren yağlı kapn, «ET.T. ahpab dojTiran mües?çse.» Tramvay idaresini tenkid Toplantıyı Talebe Birliği idare heyetinden Orhan Cemal kısa bir hitabe ile açmış. Ş«hir Meclisi üyelerine davetiye gcnderildiği hald?, gelmediklerini söylemiş ve ezcümle demistir ki: • Biz, bu efendi'erin, «imdi. CH. Partisinin Merdivenköyün is tertib ettiği bir ziyafette bulunduk larmı habsr aldık. Çvnkü, genolik davası, onları ziyafetten daha fazla ilgilendirmiyor. Üniversite Talebe Birliği adma şimcii, şu teklifte buîunacağım: E T T . idaresini Talebe Birliğine bıraksmlar, biz, bir yıl sonra, bu müp=seseyi yüz binlerce lira kârla onlara iade edelim. Fakat şunu da belirtmek uterim ki, Talebe Birliği, idareyi e lin° aldıktan sonra, örgü ören bayanları, hatır için yüksek maaş verilen memurları vazifelsrinden çıkaracak. buna mukabil de pasoları lâğvetmiyecektir. İlkönce zihniyeti değiştirelim, sonra icraata girişelim» Heyecanh hitabeler Türkiye Millî Talebe Federasyînu başkanı Talha Ermiş, gencliğin, bugünkü güç hayat şartlan karşıBinda, içeriîinde bulunduğu durumu anlatmış ve Şehir Meclisi üyelerînin aldıkları bütün kararlarda olduğu gibi, bu kararı da mahiyetini tamamile anlamadan parmak kaldırarak tasvib ettiklerini ileri sürmüştür. Müteakıben, kürsüye gelen Teknik Üniveratesi Talebe Birlifi başkanı Mükerrem Tasçıoğhı heyecanh bir konuşma yapmıştır. 3u konuşma, gencliğin heyecanh tezahürlsri arasmda bir defa daha tekrarlattırılmıştır. •Kararımız kat'idir Türkiyede artık genclik davası esaslı bir sekilde ele ahnacaktır> diye söze baş lıyan Tasçıoğlu. sencliğin tamamen unutulduğunu ileri sürerek, demiştir ki: • Size kat'î bir tarih vereyim: 1928 Atatürk büyük nutkunda, her şeyi şencliğe emanet ett.'fini söyledi. Bu devletin şenclikle hemen hemsn son alâkasıdır. Ondan son yapılanlar Büyük Atarm bizim için hakikaten kudret ve enerjl kaynağı olan Nutkunun her fırsatta önümüze sürülmesinden ibaret kalBundan sonra «Şçhir Meclisinin muhterem ruhu, diye hitabesine devam eden eenc. Şçhir Meclisinin, talebeye şimdiye kadar hiç bir fayda sağlayamadısnı söylemiş ve: «Sandık hsslarmda da söyleyeceğiz» « Bu memlekette genclik bayramları değil, genclik için matem günleri yapılmalıdır. Şehir Mecüsinin sayın azalarma şunu da hatırlatmak isteriz ki, bugünün genclifi olan bizler, artık yediğimiz darbelere tevekkülle boyun efen kimseler değiliz. Daima konuşacsğız; gelseniz de, gelmeseniz de söyleyeceğiz. Sandık başlarmda da söyleyeceğiz. Tâ ki siz bu memleketin derdlerini iyice anlayasınız, tâ ki siz, genclik davasını benimseyiniz. Palto bulamadığı için sırtır.a gazete kâğıdlan koyarak sıhhstini korumağa çalışan, sizin idaresizliğinizi büdiği ve bu memleketin adama çok ihtiyacı olduğunu gördüğü için okuyan yüksek tahsil talebesi, peşinizi bıraknuyacaktır. Bu çehrin birer ferdi olarak, by çehrin menfaati için, sizi tekrar Mecliste görmemek için çalışacaği2.> Taşçıoğlundan sonra. Tıb Fakültesinden Adnan Varol, Şehir Meclisinden röportajlar nakletmiş, Tıbdan Fahreddin Eminoğlu da heyecanh bir hltabede bulunmuştur. 6 madde İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Baskanı Orhan Arrman, gencliğin bu hâdiseyi, on kuruş, yirmi kuruş meselesi olarak ele almadığını; doğrudan doğruya bir zihniyetle mücadele için hassasiyet gösterdiğini ileri sürmüştür. Arıman, bundan sonra, altı madde halindeki raporunu okumuştur. Bu raporda, yüksek tahsil gencliği, Belediye Reisi ve Şehir Meclisi aşağıdaki işleri yapmaya davet edilmektçdir: 1 Bir daha Şehir Meclisi azalarmı seçerken daha dikkatli hareket etmeye, 2 Verdikleri karara rağmen otobüslerde şoför, biletçi ve kontroldan başka parasız yolcu taşmıp taşmmadığını tespit için daha dikkstli davranmağa, şayed böyle oîuyorsa, bunlarm tespitile durjmu umumî efkâra arzetmenize yardım etmsğe, 3 Bir netice hasıl oluncaya kadar hâdiseleri dikkat ve sabırla mütaleaya, 4 Saym Dr. Kırdan da, yanlışlığına inandığına emin olduğumuz bu kararı vsto etmeğe, 5 Şehir Meclismı fevkalâde bir toplantıya çağırarak bu yanhş kararlarımn bir daha ve dıkkatlice gözden geçirilip iptah yoluna git.v.eğe, 6 Ger.e Sehir Meclisi azalannı. değil yalnız Belediys otobüsleri hakkında, hattâ talebeyi on kuruşa taşımağa hazırlanan hususî otobüs sahiblerinin teklifler'ii ir.celiyerek bu biletlerden a1'">kta olan Belediye rüsumundan vazgeçildiğini bir kararla bildirmeğe.» Burhan Feleğin konuşması Müteakıben, alkışlar arasında kürsüye davet edilen Burhan Fe lek, genclığin bu meseleyi çok büyüttüğünü; küçük bir fmdık kırmak için çeki taşı kaldırmağa çahştığım belirtmiştir. Felek, genclere: « Büyük heyecanlarınızı, siz ee daha mühi~ı olan davalarınızı hal yolunda kullanmız», demiş ve bu meseleyi, Talebe Birliğinin idare heyetile görüşeceğıni söylemiştir. Genclik, «Dağ başını duman almış.) marşını söyliyerek, sükâ>etle da?' ' T . Bazı Şehir Meclisi üyeleri hakkında iddialar Şehir Meclisi üyelerinden bazılarmın, ortakları veya ilgili olduklan kimseler vasıtasile belediye müteahhidliği yaptıklan iddia edilmekte ve bu arada bazı isimler ileri sürülmektedir. Rakib müteahhidlerden bazıları da bu hususta ihbarlar yapmaktadırlar. Bir kısım Şehir Meclisi üyelerinin de, Meclis üyeliği hakkındaki kanuna aykırı olarak, bazı resmi dairelerden, müşavirlik, müfettişlik vesaire namı altında maaş aldıkları iddia edilmektedir. Bursa Şehir Meclisinin karan Bursa, 2 (Telefonla) Bursa Belediye Meclisi, îstanbul Şehir Meclisinin karan hilâfına olarak, otobüs pasolannın kaldırılmasma dür tl:lifı ittifah: .ed detmiştir. 500 odah otel meselesi BaştaTaU 1 ıntf sohijede taker, bu iş için şehrimize gelraif tir. Başkan, efkârı umumimeyi bv hususta aydınlatmak maksadil< dün sabah Parkotelde bir basıı toplantısı yapmıştır. W. \Vhittaker, İstanbulun turizı bakımmdan olan büyük ehemmiye tini belirttikten, Amerikan seyyab larının harice her sene 2 milyar dt lara yakm para çıkardıklannı kaj dettikten sonra demiştir ki: « Seyahate çıkan her Amerik? dönüşte memlekete 400 dolarlık r getirebilir. Bu miktar 750 dol çıkarılabilir. Bu bakımdan Tüı ye, İstanbul şehrile dolar kazar hususunda bir çok şanslara maı tir.» Whittalcer şirketin gayesini ı şöyle anlatmıştır: « Turist probleminin büyiikl günü her memleket anlamıştır. Bv nun için bir çok memleketler §1^ ketimizle işbirliği yapmaktadırl* İhracat İthalât Bankasi da bu % için büyük krediler açmaktadır. Turist meselesinin halli için derhrf harekete geçmeniz lâzımdır. Zemin de müsaiddir. İstanbul ruristik karakteri haizdir. Fakat büyük bir itelin inşası 23 sene sürer. Ammahda büyük bir otelin inşasını temin ettik. Beyrutta da otel inşası için bir anlaşmaya vanlmıştır. Yunanistanla da temas halindeyiz. Amerikan seyyahınm Ortaşarkta en fa^la görmek istedip İstanbula da bu iş için gebniş bulunuyorum. Böyle bir arzu besleniyorsa inşaata hemen başlamağa hazınz.» Bundan sonra şirketin ikinci müdürü Mr. Donn Moore, Vali Doktor Lutfi Kırdarla Ankarada yapüğı tamaslan anlatmış, Başbakan Yardımcısuım da bu işe taraftar olduğunu, şirketin projelerini tetkik etmekte olduğunu söylemiştir. < , Tekrar söz alan şirket Umuînl; başkanı, otelin inşası için lüzumlu| paranm yüzde 60 ınm mahallî sar; mayeden, f üzde 40 ının da bankhlardan temin edileceğini, fakat Türkiyede mahallî sermaye bülmanın güç olduğunu. şirketin, otelin kânnı Türkiye dışma çıkarnnyacağını, her odanın 13,000 dolaza mal olacağım anlatmıştır. çıktığı bildiriliyor Bratislava 2 (a.a.) <Afp) Slovakyada komünist partisi merkez organı olan Pravda gazetesi dinî meseleler dolayısile Slovakyanın muhtelif noktalarmda kargaşalık çrktığmı kabul ile bu durumun sebeb olduğu endişeleri izhar etmektedir. Gazete, haziranın 19 uncu pazar günü Prague kiüsesinde Mgr, Beren söz aldığı zaman bu kargaşalığın çıktığını ve sözü geçen piskoposun bu sözlerinin bu ayaklanmağa sebeb olduğunu bclirtmektedir. Gelâl Bayarın Ege seyahati İzmir 2 (Telefonla) Celâl Bayarın, ancak 15 temmuzda İzmire geleceği anlaşılmıştır. Bayar, 25 gün kadar Çeşme ılıcalannda istirahat ettikten sonra İzmir ve Manisa vilâyetlerinin hemen bütün ilçelerini gezip Demokrat Parti teşkilâtile temas edecektir. Adnan Menderesin, önümüzdeki hafta İstanbuldan gelmesi ve Aydma geçerek parti teşkilâtile temas etmesi beklenmektedir. D. Parti İzmir il idare kurulu, çarşamba günü saat 22 de Ankara Palas salonunda bir toplantı yapacaktır. Toplantıda, Demokrat Parti büyük kongresi hakkında izahat verilecek, günün meseleleri, hükumetin beyannamesi, İç İşleri Bakanımn beyanaü etrafında konuşulacaktır. İç İşleri Bakanının sözleri, Türkiyede demokrasiyi yerleştirmek davasını omuzlarında taşıyanları açıkça bir tehdid mahiyetinde görülmektedir. Bu itibarla toplantıda Bakana cevablar verilmesi de beklenmektedir. Dimitrov öldii • Bajtaraft 1 inci sohtfcde tedavi görmekte olduğu Bahdikha sanatoryomunda şeker hastalığından vefat etmiştir. Dimitrt>v 66 yaşında idi. Dimitrov hastahğı dolayısile nisan tarihinde kendine vatan olarak seçtiği Rusyaya gittiği zaman Başbakanlık görevini bırakmak mecburlyeünde kalmışb. Rus komünist partisi merkez komitesi ve Sovyet Bakanlar kurulu Dimitrov'un ölümünü «derin bir teessürle> bildirmektedir. Dimitrov çifte tabiiyetini daima muhafaza etmiştl. Dimitrov'un hareketi Bulgar yük sek makamlaruıda bir sıra değişikliklere yol açmıştı. Dış İşleri Bakanı Kolarov muvakkaten Başbakanlık görevini üzerine almıştır. Bulgaristanda matcm Fdirne 2 (Telefonla) Bulgar radyosu Dimitrov'un bu sabah saat 935 te Moskovada tedavi edilnıekte olduğu sanatoryomda öldüğünü yayınlamıştır. Dimitrov'un cenazesinde bulunmak üzere Bulgar Politburosu üyelcrinden Çankof, Yugof ve Çervenkof uçakla Moskovaya gitmiflerdir. Dimitrov un ölümü münasebetilo BulgarLslanda matcm ilân edilmiştir. Dün saat 16 da Merdivenköyünde, yeni içme suyu tesisirun açılma töreni yapümıştır. C. H. P. il başkanı Esad Durusoy, Ord. Prof. Dr. Fahreddin Kerim Gökay Şehir Meclisi üyeleri ve C. H. P. üeri gelenlerinin hazır bulundukları törene İstiklâl marşüe başlanmıştır. Müteakıben bir köylü kız çocuğu, bir konuşma yapmıştır. Bundan sonra Ord. Prof. Dr. Fahreddin Kerim Gökay söz almış, Merdivenköyün 500 senelik tarihinden bahsetmiş ve şöyle devam etmiştir: « Demokrasi sistemlerinde iktidann tek manası şudur: Yurda ve yurddaşa faydalı olmak. Bu yolda yürürken kendisine en büyük rehber ve en kuvvetli dayanak tenkid cihazıdur. Çeşidli partilerin millet yolunda hizme^ için en faydalı görü&leri aradığı, hür ve kayıdsız basınuı, bu görüşleri ve icraatı kontrol süzgecinden geçirdiği demokrasi rejiminde muvaffakıyete amil olan şartlardan biri de tenkidlerde insafm ve mantığın hâkim olmasıdır. Icraaü arasında rastlanan hatalarından dolayı iktidan insafsızca hırpalayanlar iji ve başarümlş hareketlerde onu okşamayı ve değerlendirme suretile sevklendirmsyi ihmal etmemek zorunda ve hattâ ahlâkî mecburiyetindedirler.» Merdîvenköyiine içme suyu gefirildî Devlet Operasınm ' İstanbulda vereceğî temsiller Devlet Tiyatrosu Opera natkârları sehrimiz Açıkhava Tiya sur.da temsiller vermek üzere 135 kişilik bir karıle halinde Ankaradan hareket edeceklerdir. kârlar yarın şehrimlze varacaklar ayın 6 ncı gününden itibaren rine bajlayacaklardır. Heyetin aksesuvar ve diğer müteferrilc eşyası 72 sanrtık dahilinde daha evvel kamyonlarla şehrimize geürilmiçtir. Devlet TiyRtesu Opera bölümü sanatkâriarı Açıkha\.i Ti yatrosunda Carmen, Barbier de Sevi^e, Bohem ve Butterfîy cperalanm t<mi<:il edeceklerdir. Ektisadî anlaşma Baştarafı 1 inci sahifede diğine göra bu anlaşmanın ilk neticesi olarak Avrupada iktisadî bir buhran çıkacağı korkusile serbest piys.'ada bir kaç günrienberi mütemadiyen yükselmekte oîan dolar hİ5sedilir derecede düşmüştür. îşçi Daily Herald gazetesi bu hususta şvnlan yazıyor: Varılan anlaşmaya rağmen. Ingil terenin, dolar açığımn vahimleşmemesi için, zecrî tedbirler alması 'âzımdır. Cemil Barlas, Harriman'la göriiştü Paris 2 f a a ) fAfp) Avrupa işbirliği idaresi teşkilâtınm son konferansında Türkiyeyi temsil eden Devlet Bakanı Cemil Said Barlas, bugün öğleden sonra Marshall plânı büyük elçisi Harriman ile görü?müştür. Tam bir saat süren bu mülâkattan sonra Türk Devlet Bakanı, Har riman ile görüşmekten gayet memnun olduğunu söylemiştir. Başbakan Yardımcısı ve • Millî Eğitim Bakanı Boluda Bolu 2 (a.a.) Devlet Bakaı Başbakan yardımcısı Nihad Erim il Millî Eğitim Bakanı Tahsin Ban guoğlu bugün saat 16 da Ankarada Boluya gelmişler ve bir müddet is, tirahatten sonra Abanda dir. Amerikan deniz Ataşesi İzmirde vefat etti Amerikan Dcniz Ataşesi Yarbay Jay Allan Easton diin İzmirhediye edHecek de ânide ölmüştür. 29 yaşında, Pasifık harbi sırasında hizmetlerile temayüz ctmiş bir subay oBeheri lan Easton, iki Amerikan des15 20.000 lira troyerini kr.rşılamnk için İzmire gitmişti. Ülümünün sebebi hedeğerindeki nüz kesin olarak bilinmemekle beraber, arknrlnşları bunun harb sırasında aldığı tropikal bir sıtmadan ileri sj^ifUğini zanri'.ırok tedirler. Jay Allan Easton cvli İstanbul dışmdaki şubelerimîzolup iki yaşında bir erkck ço den cüzdan almış müşterilericuğu vardı. mize isabet ederse, kendileriae diledikleri takdirde, bedeli nakj r et edenler, zanmmca, ya daha den ödenir, yahud arsalan üzeyüksek maliyct üzerlndon mal mürinde bu değerde bir ev bayaa edip bugünün fiat tcnczzülleri kaşısında malını elinden çıkaryaphnlır. mak istemiyenler, yahud da harb yıllarındaki yüksek fc.i Yapı ve Kredi Bankasi hasretini çekenlerdir.» Ekim ayı sonunda 4 EV Baştarafı 1 inci sahifede Olrul komutanı kurmay albay Acar genclere hitaben bir hitabede bulunmus, müteakıben iki genc, arkadaşlarrnın hislerine tercüman olmuşlardır. Bundan sonra diploma tevzii töreni yapılmış, birinci, ikinci ve üçüncüye mükâfatlar verümiştir. Harbiye marşı söylenmiş ve bir geçid resmi ile törene son verümiştir. Bu yıl Kuleli Askerî lisesinden 62 genc mezun olmuştur. Bursa Askerî Liscsindekl tören Bursa 2 (Telefonla) Bu sene Harb okuluna geçen Askerî liseliler bu sabah Atatürk meydamnda bir tören yaparak and içmişlerdir. Akşam da Askerî lisede diploma töreni yapünsışiır. Kuleli Askerî Lisesinin 104 üncü yıldönümü kuflandı Maliyede tayinler Ankara, 2 (Telefonla) Maliye Bakanlığı, merkez teşkilâtında bazı değişiklikler yapılmış, Maliye Tetkik Kurulu Başkani' Ekrem Şahenk Bütçe ve JMali Kontrol Genel Müdürlüğüne, Müsteşar Muavini Halil Ayan Maliye Tetkik Kurulu Başkanlığma, Bütçe Umum Müdür Mus vini Muhiddin Gürün, Müsteşar, Muavinliğine, Maliye müfettişi Mehmed İzmen İstanbul Defterdarlığma tayin edilmişlerdiıy Açık bulunan Maliye Müsteşari| lığma da İstanbul Defterdarip Gıyas Akdeniz tayin edilmiştüf DİŞİ KU! BUKAPIYI Yazan: Anthony Gilbert Türkçesi: A. Hidayet Reel ğiııi de klm iddia edebilir? Siyasî cinayetler müstesna, çokluk ma.îtuller de katiller kadar kabahatlidirler. Onun için mahkemelerde, hemen canilerin cezalarmı hafifletecek bir vesile buluverir i ler. Bana kalırsa insan rahat döşcğinde, çoluğu çocuğu, hısımı akrabası yatağmın etrafında ölmektense, komşularına, tanıdıklarma bir meşgale te=kil edecek tarzda ölmelidir. Sessiz ve sakin ölümler eskilere daha yakışırdı. Meselâ büyük annem, günlük kokuîan, dua ve ilâhi nağmel^ri arasmda can verdi. Ben, bu tarzda ölmek istemem doğrusu. Kızım, haydi altını oku bakahm! lîopsi bu kadar efcndim. Kimbilir. cinayetin sebebi ya para, yahud da kadır.dır. Vaktile bir polis memuru bana: «Katil hâciisclcrinde bafka âmil aranamaz» dcmişti. Bcn bu işte bir kadın parmağı sçziyorum, yani daha doğrusu öyle olmasını istiyorum ki merakla takib edelim. Acaba. Roger şimdi matbaada mıdır, ona telefonıa sorsak belki de cinayete aid son Ah, canım polisimiz, dedi, işi ne güzel keşfetmişler. Acaba böyle bir vak'anın cinayet hâdisesi olmi3ac?c;;nı iddia edecek kimse var mıdır? Kangi adam kendi kendine oraya gider de üstüne bu kadar topağı ve taşı yığabilir? Kızım nc dersin. bu hab€ri gazeteye getiren bizim Roşer midir? Ona bir telefon etsen h:ç de fena olmaz. Kadın, bu sözleri söylorken sevinoden bir çocuk gibi ellerini birbırine vuruyordu. Nora o kadar sararmıştı ki bu hali ha'tasmm bile dikkatini çekti: Yavrum. dedi, ne oluyor.sun? Yoksa cesedin vaziyetinin böy.'e inceden inceve t??viri midcni mi bulsndırdı?. Halbuki biz günlerdenberi bir cinayet yazısı bulsak da okusak diye çırpınıyorduk. onj bulunca. sen birdenbire bir mczar kaçkınına dönüverdin. Nora kekeledi: Fakat bu. ovle müthiş bir şey ki... Amaasn dehşet bunun nsr=sinde? Ergeç hepimiz öleceğiz. Hsrifin böyle bir akibeti hak etmedi malumatı öğrenebiliriz. zun süren saatlerden sonra nihayet Nora, elleri gazetenin üzerinde odasında yalnız kalabildi ve vazikenetlenmiş, bu acıklı vak'aya ken yeti sükunetle mütalea ve muhadisinin de karışması ihtimalini dü keme etti. İş, pek o kadar da esarlı fünerek tiriltiril titriyordu. Ama, ve dolömbaçh görünmüyordu. Herniçin karışmasın? Polisin katili bul bert'in eniştesile görüşmeğe gittiği mak hususundaki çalışmalarına muhakkaktı. Fakat kendisine teîepekâlâ yardım edebilirdi. Çünkü fonda, hâdisede şüpheli bir vaziyet üldürülenin kim olduğunu söyls görmediğini söylemesine ve bu huyince mesele ayan beyan açıklanı susta kimseye bir sey açmaması verecekti. Diğer taraftan Herbert için tekrar tekrar ısrar etmesine ne Webstern ile olan görüşmelerini de demeli idi? * bu malumata ilâve ediverirse faciNora, karşıdaki aynada gözone amn gizli kapakh nokta c ı kalmazdı. ilisen hayale bakarak alçak bir Her aklına geleni yapmaktan çe seîle: kinmiyen bu eski kafalı ve modası Hiç tle hoşuma gitmedi! gecmiş işlemeli, incili terlikli ihtiDedi. Fakat hoşuna gitmiyen ne r yar kadın biraz e\^ cl söylediğini idi? Cinayet mi, yoksa' aynada görde tatbik sahasma koymaktan çe düğü armudî şekildeki çehre, bakinmedi, yeğenini telefonla aradı, kışları bulanık gözler, heyecandan fakat bulamayınca: gerilmiş çizgiler miydi? Madam Her halde, dedi, Roger cesedin Trentham, her halde abtal bir kakeşfcdildiği yere gitmiştir. dın değildi. TavırlarındaM değişikSonra böyle parlak bir buluşun liği görünce şeytanî zekâsile bunun verdıği sevincle ilâve etti: sebeblerini keşfetmekte gecikmiye Orada muhakkak kan lekeleri cekti. gürecek veya cinayetin başka de Eğer NeWstead'm yanında bu• illprini ele geçirecektir. Katiller ne lunduğumu öğrenecek olursa, diye kadar tecrübeli olurlarsa olsunlar, dusündü, meseleyi çarçabuk yedi i azı noktaları ihmal ederler. Böyle mahalleye yayar... Ama galiba ben de yapmasalar polis, canileri nere de habbeyi kubbe yapıyorum. Belden keşfedecek? Ah, bilmezsin bu ki de yarmki gazeteler Herbert'in işten ne kadar memnunum. Lâkin kendini temize çıkaracak deliller neliccyi öğrenmek için yarın saba göstererek masumiyetini ispat eder ha kadar na'ıl sabredeceğim? deliller gösterdiği haberini vereN"ra da ertesi sabahı iple çeke ceklerdir. Çünkü o, kanun ve nicekti. Fakat o, sade sabırsızlıkla zamdan anlayan bir insandır. İşledeğil, aynı zamanda korku ve he nen katil suçunun cezasız kalmıyayecan iginde bekliyecekti. Pek u cağını ve katilin yakalanınıyacağını tasavvur edebilir mi? Yüzünün pudrasını tazeledi ve bir asprin aldı: Adam sende, diye mırıldandı, bilmem kim cinayet yapar, tasası bana düşer! *** Ertesi sabah Madam Trentham, Nora gelinceye kadar sinirli bir fcısrak gibi eşindi durdu ve onu görünce de: Koş koş, diye bağırdı, ilâcuru öyle dikkat ve ihtimamla ölçmeğe hacet yok... Doktor buna altın tentürü diyor ama vallahi bilmem bana kahrsa vizite ücretini bol bol almak ve eczacıya para kazandırmak için böyle söylüyor... Çünkü ağzımın tadını bilmez insan değilim ki.. bu mubarck düpedüz karbonat.. yalnız yaldızlanmıj ve boyanmış... Zaten karbonat olmasa doktorlann mide rahatsızlığına çare bulmalanna imkân var mı? Neyse, şimdi bunlan bırakalım. Gazetede ne var, sen onu söyle! Nora gazeteyi açtı. «Yalnız kuytı faciası» ilk sahifede bütün bir sütunu işgal ediyordu. Fakat verilen tafsilât arasında pek de ehemmiyetli şeyler yoktu. Bununla beraber Roger, polise Newstead'ı tanıdığını söyliyerek müracaat eden Madam Forbesle görüşmeğe muvaffak ohnuştu. Harriet Forbes şöyle diyordu: «Cuma sabahı alışveriş etmeğo çıküğım zaman Mr. Newstead'a Kadınların pek beğendiği mükemmel mecmuanın 4 unci sayısı fevkalâde bir şekilde zırlanmaktadır. Bir kaç j Roma, 2 (A.P.) Astra îtal kadar çıkıyor. Gene büyük yan haberler ajansı tarafmdan tasile birlikte 35 kuruştur. bildirildiğine göre, 70 yaşında bırsi2İıkla bekleyiniz. Çıkara: ARİF BOLAT KİTABEVİ rastgeldim. O günün cuma olduğu bulunan bir İtalyan prensi, Palermoda, sokak ortasında tabannu pek iyi hatırhyomm. Çünkü Madam Newstead'ın renaze mera ca i!e öldürülmüştür. siminin ertesi günüydü. Mister NeW stead.ın yüzü epeyce bozuktu. Lâkin buna şaşmadım. Karısı öhnüş bir adam tabiatile neşeli olamaziı Bana saat onda bankada raderile buluşacağını söyledi. Roger de altına kendi mütaleasını ilâve ederken Madam Forbes'in bu gehadetinin çok kıymetli olduğu fikrini ileri sürüyordu. Zabıta, A$a|ıdaki semtlerde, hizalanndaki gün ve sa«emlâk ve eşya bakanlığı> ile alâatlerde, muntazaman, saym halkımız emirlerine kalı bir hukuk mütehassısı olan Mister Herbert Webster ile henüz âmade bulunacaktır. temasa geçememişti. Gazete, cinayete aid tafsilât arasında şu noktalan da bilhassa belirtiyordu: Bir İtalyan prensi sokak ortasında öldürüldü TÜRKİYE İŞ BANKAS! A. S. Bürostn •Bir ihtimale göre de Mister Newstead'm karısının cenaze merasiminin ertesi günü bankadan alıp üzerinde taşıdığı fazlaca paradan dolayı taarruza ağramış olması da mümkündür. Veznedarın söylediğine göre bu para yüz İngiliz lirası tutanndadır. Diğer taraftan Mister Newstead veznsdar Mister Davies'e bir ay içüı şehirden uzaklaşacağını lâi arasında ağzından kaçırmıştır. Poh's Mister Newstead ' bankadan çıktığl sırada peşine düşüp kendisini takib edea perişan kıyafetli birinin izini bubnağa çalışmaktadır.» Madam Trentham, sevincle haykırdı: Pazartesi Sah Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi öğleden evvel Sarıyer Balat Kasunpaşa Samatya öğleden sonra Kasımpaşa Şehremini Büyükdere Küçük Mustafapaşa Eyüb DÎKKAT : Yalnız bu büroda açılacak tasarruf hssablan arasında çekilecek hususî bir ikramiye konulmuştur. (Arkan var) ,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle