25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMH1 flttanlik Paktı tlantik Pakü, Amerika Ayan Meclisinde enine ı boyuna münakaşa olunduktan sonra, beklcndiği gibi 13 e karşı 82 reyle tasdik edildi. Atiantik Paktınuı Amerikada münakaşa olunan en mühim esailanndan onun tecavüâ mabiyeti haiz olup olmadığıdır. Paktın tasdikına taraitar olanlar. onun yalnız tedafüî mahiyeti haiz olduğunu ve ancak blr tecavüz vukuu takdirinde paktın maddelerinden istifadc edileceğini anlatmışlardır. Paktın tecaviizî bir mahiyeti haiz olduğunu sanarak Kusya ile silâhlı çarpışmaya saik olacağını iddia edenlerse, gayet şiddetli nıukabeleler görmüşlerdir. Âyanda bu münakasaların VUKU lıulduğu son günlerde Atiantik paktı İtalyan Meclisine sunubnuş vc burada da pakt üzerinde muzakercler başlaınıştı. Paktın tecaviizî mahiyeti haiz vc kendi aleyhinde kullanılmak üzerc vücudc getirilmiş olduğunu iddia eden Rusya, hcm İtalyan komünistlerini ki'Skırtmak, hem Atiantik Paktı alejhinde yeni cereyanlar uyandırmak için bu fırsattan fa\dalanmış ve İtalyanın pakta girmesini protcsto cdcn bir notayı Roma hükumetine vermiştir. Bu protesto notasının mesoıcdi, anlaşıldığına göre, İtalyanın barış andlaşması gereğincc, âkid taraflardan herhangisi aleyhinde tecavüzî mahiyeti haiz bir harekete iştirak etmemeyi taahhüd etmiş. olmasıdır. Sovyet telâkkisine göre Atiantik Paktı, tanıamile tecaviizî mahiyette ol3uğundan. İtalyanın da sulh muahedesini ihlâl etmemiş olmak için vazüesi bu pakt ile alâkasını kesmektir. Bilindiği gibi Rusya, Atiantik Paktmın hanrlanması ve imzalanması üzerine, kendisile andlaşmalar yapmış olan İngiltere ile Fransaya da başvurmuş vc Atiantik Paktının bu memleketlerle arasındaki andlaşmaları ihlâl ettiğini bildirmiş, fakat İngiltere ile Fransa da bu iddlaları reddetmiş ve Atiantik Paktının tedafüî mahi\ctini ispat etmişler ve bu yüzden ingiltere ve Fransa ile Rusya arasındaki andlaşmaları fesheden bir vaziyet hasıl olrnamıştı. Keyfiyet bu merkezde olduğuna göre İtalyanın da paktın tedafüî mahiyetini ispat etmek hususunda güçlük çekmiyeceği zerre kadar şiiphe götürmez. Nitekim notanın tevdiinden sonra da kervan yürümüş ve İ.ılyan meclisi 160 muhalife karşı 323 oyla pakü tasvib etmiştir. Bu suretle Sovyet notasile yapılmak isteniIen kışkırtma ve hattâ müdalıale de tesirsiz kalmıstır. Şimdi pakt Fransız meclisinde müzakere edilmektedir. Ömer Rıza DOĞRUL Atiantik memleketleri Nuhun gemisi arasında iktisadî pakt ve Moskova Baştaraft 1 inci sahifede tığını söylemiştir. Charles Ross, Başkan TruBu iktisadî bölge içinde sanîd hududlar yokmuş gibi insanlar ser man'ın mesajının hazır olduğubestçe seyahat edecekleri gibi, dö nu söylemlştir. Bu kanun provizler ve emtialar serbestçe müba jesinin Türkiye, Yunanistan, Kore ve belki de İrana askerî yardcle edilecektir. Aynı kaynaktan bildirildiğine gö dımın devamını müstelzim kılre, bu prcgramın gerçekleşme.nni dığı sanılmaktadır. Acheson'un demeci kolaylaştırmak için müşterek bir Washington, 22 (a.a.) Atparanın ihdası dahi düşünulmekteiantik Paktmın Âyan Meclisi tadir. Gene iyi bir kaynaktan bildiril rafından tasdiki haberini alındiğine göre, İngiltere Dış İşlcri ca Dış İşleri Bakanı Acheson dün Bakanı Bevin, böyle bir bölgenin akşam demiştir ki: «Yalnız Âyan Meclısinin değıl, ıhdasına taraftar, Stafford Cripps fakat Amerikan milletinın de ise muhalif bulunmsktadır. Paktın ve onun doğuracağı neTruman'm istekleri ticelerin dünya sulhu için ne^i Washington, 22 (a.a.) Baş ifade ettiğini tamamile anladığıkan Truman'm önümüzdeki pa na eminim.» zartesi günü Kongreye, Atiantik Paktın ezici çoğunlukla tasPaktını destekle^nek üzere ecncbi memleketlere askerî yar diki hakkında memnuniyetini izdım programı tasarısını gönde har eden Acheson, bunun Birlereccğı bugün Beyaz Saraydan şik Amerikanın dünya işlerinde «sulh ve hürriyet lehindeD rol bildirılmiştir. Bu hususta demecde bulunan oynamak azminde olduğunu dün Başkan Vekili Alben Barkley, yaya gösterdiğini söylemiştir. Kongrenin bu devresi içinde prog Alaskanuı müdafaası ramm kabul edilmesi için mümWashington, 22 (a.a.) Âyân kün olan her şeyin yapılacağını MeclisiJSilâhlı Kuvvetler Komıssöylemiştir. yonu önünde beyanatta bulunan Beyaz Sarayda kabinenin bjr Savunma Bakanı Johnson, Alastoplantısına iştirak etmiş olan kanın müdafaası hakkında memBarkley, idarenin, Kongrenin ta nuniyet verıci plânların yürürtile başlamadan evvel silâh itası lukte olduğunu bildirmiştir. programının malî cihetinin teBakan, bu hususta kapalı otumini için bir kanun projesi ha rumda izahat vermeğe hazır olzırlıyacağını ümid ettiğini bil duğunu söylemiştir. Hazırlanan dırmiştir. projeler Alaska'da çeşidli tesisBu hususta demecde bulunan îer ve tahkimlerin yapılması iBarkley, silâhlanma programı çin 130 milyon dolara ihtiyac hakkındaki müzakerelerin uzun göstermektedir. Savunma Bakasürmiyeceği ümidınde bulundu nına göre Alaska'nın korunması ğunu söylemiştir. için lâzım gelen bütün tedbirler Gazetecilere beyanatta bulu ahnmıştır. Kara, deniz ve hava nan Başkan Truman'm basın kuvvetlerine aid araştırma tesissekreteri Charles Ross, Tru lerınin kurulması ve inşaat için man'ın silâhlanma hakkındaki hazırlanan tasarıların 643 milmesajını bugün her iki meclıse yonluk masrafı derpiş etmektegöndermek niyetini taşıdığını, fa dir. Johnson, şimdi komisyonda kat bunu pazartesi gününe bırak bu tasarıyı desteklemektedir. • 'iıııtlllMIIIIIIIIII »ııııııımııııııııııuıııııuıııııoııınuillllllllııniıııııııııııımuMn >HltllHIMtııuiM»......ı. Rus basını yeni tezvirlerde bulunurken, bir İngiliz âlimi de memleketimize geliyor Moskova, 22 (AP.) Bugün iıPravda. gazetesi, bir Amerikan seferî heyetinin Nuhun gemisini aramak için Türkiyede giriştiği teşebbüsu «Nuhun gemisini aramak kisvesi altında bir casusluk faaliyeti. olarak tarif etmiştir. «Pravda» nın yayınladığı Anlcara menşeli bir Tass ajansı haberinde, Türk Genelkurmaymm heyete Agn dağmda araştımıalar yapmak müsaadesi verdiği bildirilmektudır. Heyetin teçhizatını taşımakta olan bir gemi, Türkiyeye müteveccihen yoldadır. Sovyet basmı, bir müddettenberi Sovyet hududu yakınlarında Türkiyede f&aliyette bulıuıması beklenilen bu seferî heyetin teşebbüsleıini cok yakından takib etmektedir. Nııhun gemisini aramaya bir de İngiliz âlimi geliyor Londra, 22 (Nafen) . Evening Standard gazetesinin verdiği bir habere göre. Nuhun gemisi üzeride tetkiklerde bulunmus o'.pn Ingiliz kâşifi Egerton Sykes de pek yakmda Türkiyeye gidecekdr. Egerton Sykes'in aynı gaye pe=inde koşan Atr.crikalı Dr. Smith i!e birlikte Nuhun gemisini bulmaya çalışacağı ilâve edilmektedir. Evening Standard muhabirine beyanatta bulunan Dr. Sykps, Nıhun gemisinin 10000 senelik r.ir kr?tere sahib bulunan Ağn da^ının bir yamacında oidu'rııri söylemiştir. Terbiye Kongresi dün çalışmalarına başladı Baştaraft 1 inci sahifede üzerindeki Maarif Şurasının kararlan üzerinde müessir olabileceği gözönünde bulundurulduğu için, bütün konuşmalar büyük alâka ile takib edilmiştir. Birliğin ıimıiTnî kâtibi Prof. Ziyaeddin Fahri Fmdıkoğhınun, toplantının niçin yapıldığıni anlatan kısa bir konuşmasını müteakıb kürsüye gelen Rifat Necdet Evrimur, liselerin bugunkü vazi vetile bunlann ıslahı yolundaki düşüncelerini hulâsaten şöyle anlatmışür: « Liselerde üç yıllık tahsili kâfi görmüyoruz. Zaman zaman müfredat programının jrüklü oluşundan şi kâyet edilmiştir. Öğrenciler dersleri bir film süratile görürler. Halbuki dersleri tekrar ede ede daha mükemmel öğrenebilirler. Hulâsanuı hulâsası ve bir muamma olan ders kitablan öğrencinin anlıyacağı şekle sokulmalıdır. Lise bir bütündür. Liseler, orta kısmı da içine almak suretile yedi seneye çıkanlmalıdır. Disiplinsiz oir okul istemiyoruz. Talebe, liseye, lise kültürü almak için gelmeli, eğlence için değil! I i selerden olgtnıluk imtihanı kaldınlsuı ve liseyi bitirenler üniversiteye imtihanla almsınlar. Ancak mezun talebelerin imtihan suallerini hazırlayan üniversite hocaları arasında lise hocalannın da bulunması zaruridir. Liselerde hocaların kanaati meselesi de üzerinde durulmaya değ;er. Talebe not avcılığında, öğretmen ise bununla mücadele halindedir. Talebenin nota düşkünlüğü bertaraf etmek şüphesiz ondaki öğrenme hevesini artüracakür. Talebeyi, bu itibarla, yapıcı bir unsur haline getirmek, böylece uğraşmak, didinmek, bir eser meydana getirmek zevkini ona aşılamak lâzıındır. Son olarak Yüksek Öğretmen Okulu hakkmda konuşacağım. Bu okul bugün maalesef sadece bir pansiyondur. En yüksek ilim yuyası haüne geürilecek olan Yüksek Öğretmen Okulunun tahsil müddeü alü yıla çıkanlmalıdır.» Talebenin cinsiyet bilgisi Nezahat Nureddin Egenin «Demokraside üniversite anlayışı» mevzulu konuşmasuıdan sonra söz alan profesör Tevfik Remzi Kazancıgil, talebenin cinsiyet bilgisi üzerinde durmuş ve bu mevzuda bilgilerin zaman zaman orta okul ve lise talebelerine verilmesinin faydalı olacağını belirtmişür. Tevfik Remzi, bilhassa bugünkü seksolojik neşriyati ele alarak bunlar üzerinde tenkidler yapmış ve talebelerin bu gibi neşriyattan istifadesinin imkânsız olduğunu söylemiştir. Mekteb ve Terbiye Hıfn Tevfik Gönensay «Mekteblerinuzin terbiyedeki rolü> mevztılu konuşmasuada dikkati çeken mütalealarda bulunmuştur. Mevzuu, mekteb binalan, idareeiler, muallimler ve kitablar olmak üzere dörde ayıran Gönensay bunlaruı terbiye üzerindeki rollerini şöyle anlatmıştır: c Yeniler bir tarafa bırakılırsa, İstanbul mekteblerinin çoğu eski konak ve saray harabelerinde bulunuyor. Mekteb binasının kapısrndan damına vanncaya kadar her parçası çocuğun terbiyesine tesir edebilir. Bu eski binalar çocuklarımıza kasvet verir. Halbuki mekteb binasmm güneşli, bediî oluşu, çocuğun itimad ve hürmet hislerinin artmasına sebeb olur. Millî Eğitim Bakanlığuıuı terbiye heyeti, mekteblerde öğleden evvel veya bütün gün ders yapılmasına dair karar vermekten çekinmez. Bu, böyle mi olmalıdır. Bu gibi hallerde talebenin itiyadı üzerinde durmak icab eder. Evlerinde olduğu gibi mekteblerde de ihmal edildikleri için çocuklar maalesef kötü ifiyadlar ediniyor. Bozuk olan cihet maarif mekanizmasınm bizzat kendisindedir. Mekteblerin kışla kalababğmı andıran vaziyeti iyi midir? Talebesi 800 ü bulan bir mekteb iki, üç kişile idare edilmeye kalkışıhrsa bu teşkilâttan ne beklenebilir? Muallimler, her gün değişen kararlar karşısrnda kararsız hale getiribniştir. Muallimin manevî kıymetini de kaybetmek üzere olduğunu söylemeliyim. Bugünün muallimi kalben krnhnış ve küskündür. Terbiye sahasındaki verimi de azalmıştır. Şimdiye kadar yapılmış olan hatalan tamir ederek muallimi aküf hale getirmek, maarif siyasetimizin esaslanndan birini teşkil etmelidir. Talebeler için yaşa göre kitab hazırlamak güçtür. Talebenin okuma zevkini esasa almıyan bir zihniyetin hazırladığı kitablann tevlid ettiği zararlar büyüktür.» Doçent Refia Şemin, Semahat Savçin, Prof. Ali Nihad Tarlanın konuşmasından sonra Prof. Fındıkoğlu liselerde felsefe dersinin 1934 tenberi kötüleştiğini, lisede talebeye cdoğrudan doğruya felsefe» yerine onıuı ruhuna etraftan nüfuz eden bir felsefenin okutulmasuıtn daha doğru olacağını söylemiştir. Toplanüya bugün aynı yer ve saatte devam edilecektir. Parti toplantılariH er memlekette olduğu gibi bizde de parti toplannları yapjbyor. BunIann en kümelenmişini 21 temmuz tarihinde gördük. Merkezde ve mülhakatta her iki parti mensublan yer yer toplandılar, konuştular ve dağıldılar. Benim parti toplanülarından beklediğim bu toplanıp, konuşulup dağılma değildir. Belki iyi bir partid olmadığım için böyle sakat düşünmekteyim; ama başka memleketlerin tafsüâtı bize kadar gelen brm ka toplantılannda bizdeki gibi konuşmuyorlar. Ben dikkat ediyorum, bizim parti toplantılarında her iki taraf için söylüyorum bir çaprazlık var. Her parti kendi işile meşgul olaeak yerde karşısnıdakinin işile, karşısmdakinin niyetile, karşısındakinin du. rumile meşgul ohryor. Halbuki normal olanı kendi işlerile uğraşması değil midir? Yani daha açık söylüyorum, her parti karşısındakini kötülemek saretile kendini iyi göstermeye çalir şıyor. Bu propaganda sistemlerinin en az psikolojik olamdır. Ben bu toplanülarm maksadı hakkında da sarih bir şey bilmiyorunt. Eğer bu toplantılar her partinin kendi işlerini görüşmek için yapıldı ise, maalesef bu gayeye vanlamar nuş ve hiç bir taraf kendi programı, «i«wm. mesaisi hakkmda bir şeyler konuşmamıştır Böyle ohnadığına göre bu toplanülan bir nevi seçim propaganda» olarak almak ve kendi mensublartndan ziyade iki tarafa bağlanma» mış büyük halk kütlesini ikaz etmek için yapılmış farzetmek icab ediyor. Eğer bu, böyle ise 950 senesi yaz mevsiminde yani tam bç1 yıl sonra yapılacak seçimler içip şimdiden birbirlerini kötülemek» erken başlamış bir kavga olur. Y*ni partiler bu işte acele etmiş s&* yılırlar. Zaten her iki tarafın da arbk iyi* ce anlaması lâzım gelen nokta şudur ki halk söze karşı doymuş va» ziyettedir. Doğru iğri o kadar söz işitmiştir ki bunlann tekrar ediİo mesini, fena pişmiş bir temcid pilâvı saymaktadır. Binaenaleyfa bence yapılacak ve bilhassa şu üstiine titrer göründüğümüz demokrasi için yapılacak şey memleket davalan ismini verebileceğimiz iktisadi sıkışıklık, para meselesL pahalılık, ihracat, ithalât, devlet işlerinin ağırlığı, devletçilik, memurlarm durumu, memleketteki moral yaralar, tahsil ve terbiye işleri, gencliğin durumu, hattâ dil anarşisi gibi mevzular üzerinde olgun ve pişMn fikirler yayarak halkı alâkalandırTriftlcfır Yunan çetelerine yapglan yardımlar Baatarafı 1 inci sahifede Yunanistanda durum Muhprrir, bundan sonra Yunanistandaki son durum hakkmda izahat vererek demiştir ki: « Bulgaristan ve Amavudluktan, Yunan çetecilerine yapılmakta olan yardım. son bir scne^enb^ri artmıstır. Yardım, malzeme teminile. yaralanan çetecilerîn eephelerden almsrak, memleket icindeki hastanelere götürülme?i ve todavisi şeklinde olmaktadır BJ'garlar. yarahlar için hususî hs>tane'er bile açmaktadırlar. Komitemizin müşahedesine göre. Yugoslavya eskiden açıktan acı5a yaptığı yardımı azEİtmıştır. Buna sebep de son zamanlarda Yu<»o=lavyada husule gelen siyasi deği'ikliklerdir. Komitemizin Yunanistaidakî son değişiklikler hakkında hazır'ad'Şı «müşahede raporu*. ağustosun ı'.k haftasmda Birleşmlş Miüetler Genel Kuruluna vcrilecektir.» Yunanistana. İn.çiltercAmerîl^an kuvveti gönderilmesi talcbi Londra. 22 (A.P.1 İngiliz parlc.m€ntosunun muhafazakâr üye'eıınden biri dün aksam, parlaTientoda. müşterek bir İnriliz Amerikan kuvvetinın Yunani't'inın kuzey «ehirlerini herh?.n?i >>ir ynVıprıcı kuvvptin isiilâsma karsı ko'uırak ioin çok faj'dah olacağını söy Almanyada silâhlı mukavemet Baştaraft 1 inci sahifede liyetini arttırdığı bildirilmektedir. Batı Almanyanın ilgili çevrelerinde kaydedildiğine göre, bu gizli mukavemetin silâhlı mücadeleye intikal etmiş olması yüzünden bazı bolgelerdeki komünist idareeiler acele olarak Kızüordudan yardım istemişlerdir. Bu gizli mukavemet hareketlerini idare etmekte olanların yakalanmaraış bulunraalan, bunların gayet kuvvetli elemanlar olduklarını göstermektedir. Diğer taraftan komünistlere ağır zarar verdirmiş olan bu gizli mukavemetçiler hakkuıda gayet şiddetli tedbirler almış olan komünist Alman partisi de hiç bir §ey yapamamışür. Bu mukavemet hareketlerinin bütün Doğu Almanyaya yapılmakta olduğu ilâve edilmektedir. Almanyada karaborsayı Ruslar idare ediyor Londra 22 (Na.fen) Rusların Doğu Almanyada karaborsayı idare ettikleri açıklanmaktadır. Muhabirîerin bildirdiklcrine göre Ruslann tayin ettikleri memurlar mühim parayla Baü bölgelerine gelmekte ve buralarda ayakkabı, saat, gömlek, çamaşır, kumaş vesaire satın almaktadırlar. Bu malları Doğu bölgesine gecirmekte ve sonra da Berlinin Doğu işgal kesimlerinde bunlan fahiş fiatlarla satmaktadırlar. Bu karaborsa alış verişinin kân doğrudan doğruya Rusyaya aid bulunmaktadır. Cenevre 22 (a.a.) Ekonomik ve Sosyal Konseyindcki İngiltere delegasyonunun şefi Charles Smith, bugün gazete muhabirlerine, İngilterenin Birleşik Amerikadarı. Rusyadaki mecburî iş kamplarında anket yapmak üzere Sovyet Rusyaya bir komisyon gönderVnesini isteyeceğini açıklamışür. Smith, bu kampları yiıminci yüz yıl tarihine karşı en menfur suikasd olarak vasıflandırmış ve sözlerine şöyle son vermiştir: c İngilterenin çalışma şartlarını tatbik etmek isteyecek Sovyet müşahidlere, İngiltere hoş geldiniz der.> 4 7 Eski Yugoslav Kralı Amerikayı ikaz ediyor Bir uçağımız merburî iniş yaptı Gemerek, 22 (a.a.) Bugün saat 9 da Erzincandan Kayseriye gitmek" üzere hareket eden üç uçaktan mürekkeb bir filo Sarıkışlanm Gemerek bucağı üzerinden geçerken pilot İbrahim Erel idaresindeki uçağın motöriinde ârıza olmuş, bu durum karşısında Gemerek bucağı civarmda Harabpınar mevki.nde saat 10.45 de bir ekin tarlasına mecburî iniş yapmıştır. Bu ıniş esnasında uçağın pervanesi parçalanmıştır. Pilot ibrahim Erele bir şey olmamıştır. Hindistandaki Müslümanlar memnun Yeni Delhi 22 (GHH) Mısırlı Abdulvehab Mustafa, «İmmortü 5 Faroukite Message isimli kitabından bir nüshasını Huıdistan Başbakanı Pandit Nehru"ya takdim etmiştir. Abdülvehab Mustafa. Pandit Nehru'ya hitaben yazmış olduğu mektubunda şöyle demektedir: «Ey ulu bakan; hicrî 1367 de (1948), Hindli müslümanları Hacce geldikleri zaman gördüm. Onlara karşı gösterdiğiniz hakkaniyet ve sevgiden sitayişle bahsettiler. EkselânBinıza karşı büyük bir hürmet ve sadakat tsşımaktadırlar. «CUMHURİYET» in tefrikası: Baştarafı 1 inci sahifede tRusya, Tito'dan kurtulmak istemektedır ve bunu şiddetle arzu etmektedir. Fakat Yugoslavya ile yapılacak açık mücadele şimdilik Rusyanm ışine gelmez» kanaatini iziıar eden Piyer, fcu mülâkaü mün hasıran Associated Press muhabirine vermekte idi. Piyer, buraya dün gelmiş ve mütenekkiren Roma otellerinden birüıe inmiştir. EsÜ Kral, «doğu komunistlerile şimdilik arası açık olmakla beraber Tito bir komünisttir ve Amerikaya karşı hiç bir sevgi beslemesine imkân yoktur> demiş ve Amerikanm Yugoslavya ile kısa vadeli anlasmalar yapmasını ve ciddi surette bağlanmamatmı tavsiye <İmiştir. Piyer, Tito'yu, «müstakbel doğu ve batı harbinde tarafsız kaiabılmek için her şeyi yapmaya hazır bir Kızıl Franko, olarak vasıflandırmışnr. Şayed bir harb olacak olursa, Rusya ve povkleri Yugoslavyayı derhal baştanbaşa işgale teşeb büs edeceklerdir ve Yugoslavya bu istilâyı yalnız başma karşılayabilecek ikitidarı haiz dcğildir. Balcpool saylavı olan A R. W. Piyer, milletin her hangi bir daTow. 'Mademki Yunanistan. Akvetine icabet etmeye hazır olduğudeniz barışının anahtarıdır ve danu söylemiştir. hili harbini. kortrrularmm çetecileyardımma rağmen yalnız bs=ına Londrada grevler sona erdi re idame ettirmektedir. ona vardım Londra 22 (a.a.) Çalışma Ba etmemiz de bizim için bir vazikanı İsaacs, bugün öğleden sonra fedir» demiştir. Avam Kamarasmda Londra liman Avam Kamarasmda dıs <îiyaset ışcıleri grevinin sona erdiğini teyid hakkında müzakereler vap'lırken, konuşmuş olan Tow, pek büvük Muhalefet namına Davis Maxvell, olması icab etmediğini kaydettiği bu haberden duyduğu memnuniyeü bu kuvvetin Yunanistanı on s<>nîbeürtmiş, fakat hükumetin bu hâ denberi hürri"et için yaptığı müdise karşısmda takmdığı tavrın eadelenin verdiği huzursuzluktan yalnız muhafazakârlar nezdinde lcurtaraeatını beî'.rtmiştir. değil, fakat aynı zamar.da ekseriyet Yuîoslav hududunda partisi sıralarında da şüpheler uAtina, 22 (a.a.) Kralcı .tAkyanmasma sebeb olduğunu kaydetrapolis» gazetesinin Yugoslav humiştir. İsaacs, bir işçi saylavmm sualine dudıuıdaki muhafeirinin bildirdiğicevaben, hükumoün fevkalâde ted ne göre. Yugsslav ordusu. hudud birlcre aid kararnameyi yürürlük bcyıınca Yunanlı meslekdasîarile ten kaldırmak için işin başlayacağı iyi komşuluk münasebetleri idame pazartesi gününe kadar bekliyece eden kücük hudud karakollan teğini söylemiştir. ' sis etmektedir. şıl sürüklediğini herkes bilir, sonra İç İşleri Bakanınm elindeki kuvvet de malum. Eğer bir pSlis İç İşleri Bakanını temsil etmemiş olsa ona kim metelik verir? İşte meselenm en can alacak noktası burada. Kızcağız, şayed kursağında'ki sırrı açıklamaya niyet etmemiş olsaydı ne bu tuzağa düşer, ne de o pis havada akıbeü meçhul bir sergüzeşte atılırdı. Sen de, onu ancak foir defa göıdüğünü ve sisli bir gecede sokakta tanıştığınızı itiraf ediyorsun. Haydi, kız tedavi etmek mecburiyetinde olduğu bir hastanm yanma gidiyordu. Ya senin orsjarda işin ne idi? Hava almak için bir tur yapmaya çıkmıştım. Baktım. karanhkta mütereddid, titrek bir gölge. Crook, Sammy"yi baştan aşağı dıkkatle süzdü: Pekâlâ, dedi, iddismzın doğru olduğunu kabul edelim. Ben savcı değilim ki davacınuı veya davalınm sözlerinin mutlaka akjini söyliyeyim. Farzedelim ki bu telgrai İkisi arasında bir =ifre mahiyetinde idi. İkisinden maksadın nedirkimlcri kasdediyorsun? Dostum, îayı ile kendins gel. telgrau alanın karnuıda nasıl bir sır gizlenmiş idiyîe telgrafı çekenin de polisten saklamak zonuıda kaldığı bir suçu vardı. O sır, kız için alelâde bir tehlike teşkil ediyordu, fakat bcrikinin zabıtadan gizlemek istediği suç kendisini daı,>ğacın^ kadar götürebilecek bir mahiyette idi. Şimdi, suçlu hastabakıcıdan daha sağlam bir emniyet kalesi içine girmiş oturuyor. Genc kız, tnı Birrı belki kendi arzusile açıkhyacak değüdi. Lâkin o^ hile veya cebirle ifşaatta bulunmaya mecbuı edilebilirdi. Suçlu, bu hususun çofe iyi farkında idi ve tabiatile kendisini ele verecek vaziyeti önlemek istiyordu. İşte, bu telgrafı onun için çekti ve genc kızm çalıştığı yerden ayrılmasını sağladı. Peki, şu anda genc kız nerededir dersiniz? Emin bir yerde muhafaza altmda mı, yoksa mezarlıkta tnı? Crook, başını salladı: •* Sammy, dedi, hâdiseleri daima üstünkörü muhakeme ediyorsunEvet, bir adamı öldürmek kolaydır, fakat zabıta ve adliye memurlarına onları tatmin edebileoek cevablarj vermek ve kendirü mağdur gösterecek sebebleri bulmak güçtür. Bundan dolayı. bir aksiUk zuhur ettiği vakit kendi ba=mın değil, senin başmın ateşe yanması için Sammy adını kullanmış olacak. ¥ilnz beni şaşırtan nokta şu. Kız, kabahatb olduğundan şüpheli değildi ise, niçin davet edildiği yere giderken polise haber vermedi. Sammy hafifçe sinirli sordu: Onun yerinde siz olsaydınız. böyle mi yapardmız? Belki evet, belki hayır. Sen bana bakrr.a ,ben kırk yıH'r bu işİM'in içinJe ka;?^pnmış, kavrul Başmakaleden devam dır. Fakat yalnız silâh olarak yapılan askerî yardım kâfi değildir. Şimal Atiantik Paktmın imzasile bazı Avrupa milletleri müessir yardım goımek suretile Amerika tarafmdan desteklenmek teminatmı almışlardır; halbuki Türkiye basit bir askerî yardım vaidi ile Amerikan ilgisi bakımuıdan ikinci derecede bü memleket durumuna indirilmiştir.» Mr. Cain bundan sonra TüTkiyenin ileride DrkfR alınması lüzumu üzerinde ısrarla dururken şu sözleri ilâve etmiştir: «Türkiyenin, bir millet olaraık bilmesini isterim ki bugun Amerikan senatosunda Türkiyenin komünizmi durdurmak hususundaki son çavretlerini ellerinden geldiği kadar takdir eden ve şayed onun bugünkü ittifaka bir üye olmamasi için makul sebebler varsa dahi, Şimal Atiantik Paktma yalnız davet edileceği değil, bilfıil almacağı zamanm yakında geleceğini ümid eden kimseler mevcuddur. Endişelerimden biri eğer günün birinde istiyecek olursak Türkiyenin ne şekılde pakta almabileceğidir.» Türkiyenin pakt dışmda bırakılmasının bir hata olduğunu zamanında defalarca yazmış olduğumuz irin, bunun üzerinde duracak değiliz. Fakat Mr. Cain'in endişesini izale etmek mümkündür. Amerikanın liderliği altında, Türkiyenin de dahil olduğu bir Akdeniz veya Ortadoğu paktı kurmak suretile mesele halledilcbilir ve bu suretle Şimal Atiantik Paktmın her hangi bir tecavüze karsı açık bırakılmış olan sağ kanadı da kapablmış, kuvıetlendirilmiş ve talıkim edilmiş olur. Meselenin en mühim tarafı. Amerikanın emniyeti ve barışın mohafazası için Türki^enin kuvvetli olması lüzumunun dost Amerikada gün geçtikçe daha iyi anlaşılmakta obnasıdır. Bu anlayış nihayet semeresini verecektir. Bizim her hanİ bir pakt ile demokrasi cephesine bağlanmamız, barışm ve şayed harb olursa zaferin bir garantisi olacaktır. Bu hakikat yürüyor. ABILHN PAVEB Türkiye «kilid mevzi)) olduğuna göre Ampul fabrikasının İngiltere bizden daha çok tütiin alacak temeli dün alıldı Vehbi Koç, İş Bankası ve Amerikan General Electri • ''jnelerinin müşlereken inşa edecekleri ampul fabrikasuıuı temeli dün Topkapıda saat 17 de yapılan törenle atılmıştır. Fabrika temelinin Uk harcını Vali ve Belediye başkanı Dr. Lutfi General Electric'uı yuzde 60, İş Ban kasırun mümessili Bülend Osma bir konuşma vaparak, fabrikanın niçin kurulduğunu, nasıl çahşacağını anlatmıştır. Türkiyede ılk defa inşa edilecek olan bu fabrika, Yakınşarkın ve Balkanlarm en çok ampul istihsal ve ihrac eden fabrikası olacakürGeneral Electric'in yüde 60, İş Ban kasınm yüzde 25, Koç İşletmesinin de yüzde 15 hisseye sahib bulunduğu bu fabrika 1 milyon liraya Baştaraft 1 inci sahifede mal olacaktır. İnşaat tamamlandıkgünlerinin de bayram tatilini ge tan sonra Türkiyenin bütün ampul nişletmiş olmasıdır. Uçaktan mo ihtıyacı dahilden karşılanacaktır. törlü trene kadar her türlü nakil vasıtalarında bütün yerler, günlerBakanlık etnrine abnan ce evvel turulmuş bir haldedir. Bu iki doktor akın, bayranu takib eden günlerde Haymanadaki dispansere müracaat de İstanbuldan Ankara istikamehasta bir vatandaşı, dispansere tinde olacaktır. Devlet Demiryol eden almıyarak. sokakta ölümüne sebeb clan ları, yarmdan itibaren ekspreslere Dispanser hekirnile. Belediye tabibi, dun vagonlar ilâve edecektir. Bakanlık emrine alınmışlardır. Başbakan bugün şehrimizde Baştarafı 1 inci sahifede lifler, bu memleketin bizden daha çok tütün alacağı kanaatini kuvveti endinnektedir. Amerikan haber ajanslarından biri, dün, Türkiyedeki tütün piyasası hakkında acele malumat istemiştir. İngilizler bilhassa Amerikan Great tütünü üzerinde durmaktadır. Bafra Maden ve Dere menşeli Samsun tütünlerinin bugünkü fiatları 575650 lcunış arasuıda değişmektedir. 1948 yüı rekoltesi 6 milyon kilo civarında olan Amerikan Great tütünlerinin İngiltere tarafından da mübayaa edileceği yolundaki söylentiler, piyasada çok müsaid tesir burakmıştır. Yabancı ajansuı acele olarak :ütün vaziyetini îngiltereye bildirmesi de sevinci arttırmıştır. Ayrıca, İngilterenin ikinci nevi sigaralarında kullanmak üzere Türkiyeden daha aşağı kalitede tütün mübayaa edeceği de anlaşümaktadır. Dr. Mükerrem Sarol evlendi Demokrat Partınin tanınmış hatıblerinden Or. Mukerrem Sarolun Falıha Bergmle evlenme törenleri, dun Beyoğlu Evlenme Dairesınde, her iki tarafın yakınlan, D.P. istanbul Milletvekillerinden Fuad Hulusi Demirelli, Salamon Adatto ve D.P. II Baskanı Esad Çağanın huzurlarile yapılmıştır. Yeni evlilere saadetler dileriz. Bugünkü şekilde yapılmış ve daha da yapılacak olan toplanülan gördükçe intanın aklına: Acaba bu iki partiden biri olmasaydı, öteki ne konuşacakü? diyeceği geliyor. Partilerin hikmeti vücudü, muarızile meşgul ohnak değil, memleket idaresi için en münasib gördüğü prensip ve tedbirleri yaymak, övmek ve izah etmektir. Bunun yerine Biuarızmı yermekle iktifa etmek böyle prensip ve tedbirler hakkmda bigânelik ifade eder. Intihab devresi geldiği zaman reylerini verecek olan halk, söylenen sözlerden ziyade yapılan ve yapılmış olan işlere bakacaktır. Bu müşahedede mutlaka isabet edeceğini iddia etmek gülünç olur; ama arhk rüşdü siyasî sahibi olduğunu karşıhklı iddia ettiğimiz bu halkı yalnız sözle kandırabileceğimizi ummak biraz safdillik olur. B. FELEK MEVLÎDE DAVET Hayırseverlerden ruhlanna ithaf edilmek lizere Ramazanı Şerifm 27 nci gecesine musadit 2371949 cumartesi gunu yatsı namazııu müteakıb Sultanahmed camıi şerifinde Mev. lidi Nebevi ve Hatmi Şerif kıraat olunacaktır. Bu dinî merasimde: Teravih namazı imametini bestekâr Hafu Sadeddin Kaynak deruhde etmiştir. Namazı müteakıb Mubarek Leylei Kadirin kudsiyeti hakkında kıymetli desriâmlarımızdan Urfalı Mahmud Kâmil, der» takrir edecektir. Memleketimizin en guzide Mevlidhanları ve hafızlarile Ses Kralı Abdülkerim Akşahin, seksen kişilik tevşih he» yeüle Hafız Cavid Ongan ve kardejleri iştirak edecektir. Namaz ve Mevlidde oktınacak ilâhi ve tevşihler 17 nd asırda yaşamıs dinî musüd üstadlarımızdan Nayî Osman Dede. Zekai Dede, Hacı Faik Bey. İsmail Hakkı Bey, Zekâi Zade Hafız Ahmed Efendiye aiddir. Arzu eden ihvanı dinîn tesriflerint rica ederim. $evket Tümer ŞEVKET TÜMER ailesi ÎKTlSAT nın 3 üncü sayısı çıktı. P. K. 696, İstanbul. muş bir ihtiyar kurdum. Adliyenin ve zabıtanın içyüzünü pek iyi bilirim. Halbuki, o, anlattığın gibi henüz ağzı süt kokan 'bir masumsa tabü benim gibi davranmaz, ilkönce akla gelen hareketi yapması icab ederdi. Demek sence kız, telgrafı çekenin suç ortağı. Böyle olması pek mümkündür. Sammy yavrum, bugün için sana söyliyebileceklerim ancak bunlardan ibarettir, üç dört gün sonra belki daha açık ve kesin fiMrler ortaya atabilirim. Peki ama, Nora Deane tutulduğu tuzaktan o zamana kadar kendi teşebbüsile kurtulabilecek mi? Bu, Mister X in insaf ve mürüvvetine bağlı. Bir saniye onu sevdiğini unut ve durumu tarafsız olarak muhakeme etmeğe çahj. Kızcağız, genc ve güzel olduğu halde, hayatım çalışarak kazanıyor. Biliyorsun ki hastabakıcüar pek az ücret alnlar. Hem zahmetli iş. hem ele geçen para hiç mesabesinde. Tek ümidleri kendilerinden olağanüstü memnun olan bir hastanm ölürken mirasmm bir kısmından faydalanabilmesini temin edecek bir vasiyet kâğıdı bırakması. Fakat, olur ya, bütün hayab müddetince de böyle birisine tesadüf etmiyebilir. İhtiyarlar. çalışamıyacak bir hale gelir, ipipallah sivri külâh ortada kalır. Hısımdan akrabadan, dosttan ahpabdan mahrum Nora Deane da Askew sokağıadaki MEVLÎDİ NEBEVÎ Harbmalulü Yüzbaşı BeykozM. SALİM CEYHUN'un Ruhuna ithaf edümek üzere ölümünün 40 ıncı gününe tesadüf eden 2471949 pazar günü öğle namazrndan sonra Taksim, Kazancı > okuşu. Kazancı camiinde Mevlidi Şerif okutturulacaktır. Arzu eden akraba ve dostlarının teşrifleri rica olunur. Eşi: Mürüvvet Ceyhun Yeğeni: Dr. Cihad Ceyhun BU KAPIYI :?ACMAYINf Yazan: Anfhony Gilftert Türkçesi: A. Hidayet Keel olunan telgraftan evvel, kendisinin tehlikede olduğunu bildiren başka bir telgraf almış olduğunu demin gene sen söylemedin mi? Ha. öyle ya, şu imzasız olan telgraf değil mi? O telgrafm da kimden geldığini kız bilmiyor muyc'j acaba? Zannetmem bilseydi Madam Trentlıam'ın evini terkedip randevu pesinde koşacağma orada rahat rahat otururdu. Belli olmaz, bütün ortadan kaybolan kızlar zorla kaçırılmıyorlar ki. Hattâ içlerinden dovülüp .'övülenleri, öldürülüp bir hendek kenarına atılanlan da pek nadir. Çoğu böyle bir maceraden hoşlandıkları için kolayca aldatılabiliyorlar. Bak, şöyle bir ciddî düşün, bu genc kız hayatuıuı muvazenesini bozacak kadar ağjr bir yük alüna girmiş, sonsuz bir ketumiyetie saklaması icab <den bir sun öğrenmi^Ortaya bir gazete muharriri çıkmış, önceden haber veriyor: «Yarın bu genc kızla bir mülâkat yapacağım» diye. Gazıîelcrin umumî efkân hıırm fî^n Uılup iiiiği cihete na Bu mektubun cle geçeceğinden şüpheye düştüğü için onu bırakmamış olsa gerek. Bir de olum hâdisesi maneviyatını altüst ettiği cihetle bunu düşünmeğe belki de vakit bulamamıştır. BeklenmediK bir zamanda gelen felâketlerin insanı şaşırtacağuu tabü inkâr cdemezsin. Crook, "bu sefer şapkasını hızla basuıdan alıp masanm üzerine fırlatü: Sammy, dedi, bana kalırsa bu macera pek öyle basit bir hâdiseye benzemiyor. Sen onun kahramanlarından hangisinin dostun, hangisinin düşmanuı olduğunu bümeden o işe kanşmaya kalkıvorsunSammy, biraz sinirli: Mesenin basit olmadığını bcn de biliyorum. Fakat senin fikrince kanşıklık aereden başhyor, onu söyle! Canun, bir defacık görüşmüş olduğun bir genc kızın en ufak bir işaret üzerine o yağmurlu hajjada Benin peşinden bir köpek gibi koştr.ası sana garib gclmiyor mu? Ama dostum onun bana isna1 çok iyi bir niyetle başlamıştı. Fakat, daha ilk günde beklenmedik bir hâdise vukua geldi, Madam Newstead şüpheli bir ölüm neticesi bu dünyadan köçüp gitti. Ama, doktor defin müsaadesi kâğıdı verdı. Tabü, bir hastabakıcı, doktorun fikrine itiraz edemez, Nora da onu yapmadı. Âlâ. Lâkin niçin kalkıp Herbert Webster'i ziyarete gitti. Neden? Gazetelerin yazdığrna göre, bu ziyareti Madam Newstead'ın arzusu üzerine yapmış. Lâkin, diyeceksiniz ki, bir hastabakıcı, üzerine vazife olmıyan şeylere karışmayabilir de. Elden ne gelir, oldu bir kere, ne yapalım! Nora'nın, Mr. Herbert Webster'i, Madam Newstead'ın son arzusunu yerine getirmek gayretile görmeğe gittiğine kesin olarak inanıyor musunuz? Ben, o hareketi srrf bunun için yaptığına kani de ğilim. Bana işin içinde mutlaka bir menfaat meselesi vardı gibi geliyor. Sammy birdenbire coştu: Bravo Crook, dedi, sende bir şahin iç güdüsü, . ..an bir seziş kudreti var. Corook zoraki bir tevazula: Estağfurullah, dedi, fazla iltifatlarınla beni mahcub ediyorsun; Bir şahin iç güdüsüne, derin bir seziş kudretine sahib olduğumu pek iddia etmem. Yalnız, ne var ki hâdiseleri, onları vukua getiren gerçek âmillerile birlikte tahlil etme(Arkaa mcr) Fîtrelerimizle Türk Hava Kurumuna yardım ederken, yarınki kanadlı dünyamızm kuruimasına hizmet etmekte.olduğumuzu unutmıyalım. Sümerbank Selüloz Sanayii Müessesesi Müdürlüğünden Kürenin Aşı köyünden 2000 bin ton piritin İnebolu sahiline indiriLmesı, deniz vasıtalarına yüklenmesi ve İzmi^e nakil işleri ayrı ayrı veya toplu olarak 25/7/949 pazartesi günü saat 15 de eksiltme suretile müteahhide verilecektir. Talibler ton başına fiat tekliflerini havi zarflarını (Pirit ocağından İneboludaki depo yerine kadar nakiL tahliye ve istir iji için bin beş yüz TL., stok yerinden motöre tahmil ve ambar ieinde hap isi icin 750 TL., îneboludan tzmite kadar nakil ve Müessese iskelesinde vasıta iginde tpslim işi için 150C TL. lık muvakkat teminat akçelerile b rlikte 25/7/949 p; zartesi günü saat 12 ye kadar İzmitte Miies?eje Muhsbeıa' Servisine tevdi etmeleri ilân olunur.) Bu 'se aid şartname Ankarada Sümerrjank Genel Müdürlüğu Müessajıemi2 Muhaberat Servisinden ve İstanbulia Yeni postar.e karşısında Aralık sokak Aralık Handaki Büromuzdaa bedeîsız istenebilir. Müessesemiz arttırma ve eksiltme kanununa tâbi olraadığı gibi ihaWi icrada da tamamen serbes^îS. ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle