19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET 21 Temnıuz 1949 Saııat Bahisleri f Sevil Berberi Türkiyede bir asırdır oynanıyor Yazan: Refik Ahmed Sevengil Devlet operası sanatkârları bir zamandanberi İstanbulda Açıkhava Tiyatrosunda opera temsilleri veriyorlar. İstanbul halkı için kaçırümaz bir fırsat olan bu temsiller arasında <Sevil Berberi. isimli oyun da var. Devlet Operası tarafmdan geçen kış ilk defa olarak Ankarada sahneye konulan, şimdi de istanbulda tekrar edilmekte olan Sevil Beıberi temsili, hatıramızı sahne tarihimizin bir asırlık geçmişine doğru sevketmektedir. Türk dilindeki temsilleri bu yıl Ankarada ve İstanbulda büyük bir muvaffakiyet kazanmış olan bu operanm bundan bir asır önce daha bestekârlnın sağlığmda İstanbulda italyanca olarak ve bir çok defalar oynanmış okiuğunu elimizdeki vesikalar bize sö, lemektedir. Sevil Berberi, büindiği gibi tanır.mış Fransız muharriri PierreAugustin Corno de Beaumarchais tarafından yazılmıştır. 1732 de doğan, 1799 da ölen Bomarse, İspanya hatıralarından aldığı ilhamla bu eserı vücude geürmiştir. Bomarşe bir saatçinin oğlu idi; bir zamanlar kendisi de saatçilik etti; uzun müddet musiki ile meşgul oldu, hatiâ on altıncı Louis'nin kızkardeşlerine musiki hocalığı etti. Muharrir, Sevil Şehri Berberi isimli eserini önce 1772 senesinde iki perdelik bir opera komik olarak yazmış ve bizzat kendidl bestelemişti; fakat Fransız operası o zaman bu eseri oynamamış, Bomarşe eserini bir kaç defa değiştirdikten sonra dört perdelik bir komedi halinde Komedi Fransezde oynatmağa muvaffak olnvuştur. Bu komediden güzel bir opera çıkacağını anlayan bir çok bestekârlar, zaman zaman Sevil Berberine besteler yapmışlardırEser. 1780 senesinde Paesiello, 1782 de Louis Benda, 1783 te Elsberger, 1786 da Schulz isimli bestekâriar tarafından opera halinde bestelenmiş, muhtelif şehirlerde sahneye ko nulmuştur. Muharririn sağlığında yapılan bu bestelerin hemen hiç biri tutmuş sayılamaz. Nihayet Bomarşe'nin ölümünden on yedi yıl sonra Rossini, Sevil Berberini iki per delik bir opera komik halinde ve Sterbini'nin livresi üzerinden bestelemiş, bu suretle hem bestekâr, hem eser bütün dünyada büyük bir şöhret kazanmıştır. RasMni, 1792 de İtalyanın Pesaro şehrinde doğmuştu. Hem babası. hem annesi müzisyendi. Otuz yedi yaşm3 kadSr otuz yedi opera vücude getirdikten sonra daha kırk yıl hiç bir yeni opera eseri yazmadan yaşayan Rossini. 1868 de Pariste büyük bir şöhret ve servete sahib olarak öldü. Bu tarihler, Fran sız operasının inkişafı ile birlikte. İtalyan operasının da dunyanın her tarafına yayılarak büyük bir rağbet kazanmakta devam ettiği senelere rastgelir. Bu arada Türkiyede de garblılaşmâ hareketlerine hız verilmeğe başlanılmıştı. Tanzimatı Hayıiye hareketile Türkiyede bir çok yenilikler. garb idare ve hayat usulleri kabul edilirken bir taraftan da memleket her sahada Avrupa sermayesi için bir açık pazar haline gelmiş bulunuyor. Dünyanın her tarafına seyahatler tertib edeT«k temsiller vermekte olan İtalyan opera heyetleri. İstanbula da gelmeğe başlamışlardı. Suriyeli katolik İmprezaryo Mihail Naum Efendinin Beyoğlunda yaptırmış olduğu tiyatro binasında 1845 senesinde böyle bir İtalyan temsil heyeti tarafından italyanca operalar oynanıyordu. Sevil Berberi operasının istanbulda Naum tiyatrosunda ilk defa olarak 1845 senesi ocak ayı içinde oynanmış olduğunu o zaman İstanbulda çıkmakta olan Ceridei Havadis isimli gazetenin 212 sayı'ı ve 10 muharrem 1261 tarihli nüshasmda okuyoruz. Bu eser, Naum tiyatrosunda oynanan ikinci operadır; bundan önce Lukrecya Borciya operası oynanmıştı. Ceride'i Havadis, Naum tiyatrosunda oynanan operalaruı mevzularını fasıl fasıl hulâsa ederek yazmak âdetinde idi: bu suretle italyanca bilmiyen seyircilere büyük bir kolaylık ve tiyatroya da rağbet sağlanmıs oluyordu. Gazetenin tarihini ve numarasını yukarıda kaydettiğimiz nüshasında Sevil Berberi operasının mevzuu uzun uzadıya anlatıldıktan sonra eser münasebetile bir mütalea da ilâve edilmiştir. Bu yazıyı dilini sadeleştirerek alıyoruz: Tarif ettiğimiz oyun çok güldürücü ve ferahlık verici olup arasında sıkmtıya dair bir şey yoktur içindeki nağmelerin üstadı Rossini denilen musikicidir; hüner ve şöhret husuSunda onun gibisi yoktur. Eserin nağmelerinin ve havasımn pek güzel ve tat h olduğu meydandadır. Bu oyun yalnız Avrupada değil, bütün Amerika ve Hindistanda ve her tarajta şöhret kazanmış olduğun dan seyredenler değerini anlasınlar ve zevk alsnüar diye hjkâyesinı yukanya bastık. Naum tiyatrosunda yirmi beş yıl müddetle italyanca operalar oynanmıştı; Sevil Berberi bu müddet içinde bir çok defalar tekrar olunmuştur. Sevil Berberi operasına aid başka bir vesika da Topkapı sarayı arşivinde bulunuyor. Naum tiyatrosunda verilen temsilleri Padişah Abdülmecid ve onun ölümünden sonıa tahta çıkan Abciülâziz de zaman zaman tiyatroya aelerek takib ediyorlardı. İlk zamanlarda oynanan eserlerin türkçe hulâsaları elle yazılarak Padişaha takdim ounuyordu; sonraları bu hulâsaların taş basması olarak küçük broşürler haiınde bastırılıp tiyatro gişesinde iatılığa da çıkanlmıştır. Topkapı Sarayı Müzesi arşivinde bulunan broşür. mavi bir kap içinde beş yapraktan ibarettir: elle yazılmıştır. bu broşürde Sevil Berberi operasının mevzuu baştan sonuna kadar sahne sahne anlatılmaktadır. 1867 senesinde İstanbul tarafında da opera temsilleri verilmesi düşünülmüş, bir sermayedar grupu Gedikpaşada vaktile Soulie isimli bi. Fransız tarafından yaptırıhp bırakılmış olan at cambazhanesini satın alarak yıktırmışlar ve yeni bir tiyatro binası yaptırmışlardı. Burası 1867 yılı aralık ayı içinde açılmış ve yabancı sanatkârlar ta rafından çeşidli temsiller verilmiştir. Ruznamei Ceride'i Havadis Lsimi türkçe sazetede 3 aralık 186' salı akşamı için çıkan ilânda Gedikpaşa tiyatrosunda tmeşhur ve letafetli berber oyunu» oynanacağı bildirilmektedir. Gazetenin o sy içinde çıkan bir çok nüshalannda Gedikpaşa tiyatrosunda «Gunâgun operalar ve »yak oyunları» oynanacağı kaydedilmiştir. Meselâ 798 sayılı nüshada Gedikpaşa tiyatrosunda salı gecesinden başlayarak her akşam Avrupanın meşhur raks ve lu'biyatı sairesi icra olunacağı yazılıdır; 801 sayılı nüshada gene Avrupa oyunlarmdan bahsedilir; bütün bu ilânlarda ısrarla tekrar edilen şey Gedikpaşa tiyatrosunda operalar ve umumiyetle Avrupa eserleri oynandığıdır; mevzuu bahis edilen «Berber oyunu • da Sevil Berberi operasıdır. Rahmetli Selinn Nüzhet. Gedikpaşa tiyatrosuna aid 1867 tarihli ilândaki «Berber oyunu» nu ÂH Beyin Geveze berberler isimli türkçe komedisi sanmış ve bir makalesinde Gedikpaşa tiyatrosunda 1867 de ilk defa olarak türkçe piyes oynandığını yazmıştır; haibuki bu tarihte Gedikpaşa tiyatrosu henüz Güllü Agob'un idaresine geçmemişti: bu tiyatroda türkçe temsiller verilmesine başlanması 1869 yıhndadır. Rossini'nin Sevil Berberi operası. 1845 ten şonra Beyoğlunda Naum tiyatrosundaki müteaddid temsillerinde de gazetelerde bir çok defalar kısaca .Berber oyunu» ismile ilân olunmuşrur. Bu güzel opera komiğin türkçeye tercümesi ve musikisinin tatbiki Ulvi Cemal Erkin ve Necil Kâzım Akses tarafından yapılmıştır. Bu suretle berber oyunu. İstanbuldaki ilk temsilinden yüz dört sene sonra 1949 da dilimize k^zandırılarak memleketimizde tekrar sahneye konulmuş bulunuyor. Yeni valiler Yeni valiliklere tayin edilen İsınail Hakkı Baykal. Muhtar Acar, Said Koçak ve Gazianteb vali muavinliğine getirilen İhsan Ecemiş, Bakanlıkla temaslarda bulunmak uzere dün akşam Ankaraya hareket etmişlcrdir. =haberleri Ekmekler gittikçe bozuluyor Ekmekçiler, «bu tip undan bundan daha iyisi olmaz» diyorlar 89/91 randımanlı undan yapılmakta olan tek tip ekmek dün daha fena çıkmıştır. Ekmekçiler, değirmencilar ve Toprak Ofis, ekmeklerin fena çıkmasındaki mesuliyeti birbirlerine yükliyerek eski iddialarını tekrarlamağa başlamışlardır. Ekmekçiler Cemiyeti Reisi Ahmed Rıza Toğay, dün kendisile görüşen bir arkadaşımıza şunları söylemiştir: « Bugünkü halitanın ne olduğu meydandadır. Bu tip undan, bundan daha iyi ekmek çıkarılmasına imkân yoktur. Bunun mesuliyeti fırincılann omuzlarına yükletilemez. Fırıncı. elinde olsa, değil kepek ve bakliyat unu, bilâkis has un ilâve ederek ekmeğini halka beğendirmeğe ve azalan satış hacmini ^rttırmağa çalışacaktır.» Değirmenciler ise ekmeklerin bozuk çıkmasında kendilerınin mesuMyeti olmadığını iddia etmektedirler. Ekmekçiler, dün, yedi değirmenden aldıkları birbirine hiç uymıyan yedi nümuneyi Toprak Ofise göndererek şikâyette bulunmuşlardır. Ekmeklerde çavdar miktarı İstanbul Belediyesi bugünkü gazetelerde yayınladığı bir ilânda 89/91 randımanlı un çekiminde kullanılacak paçalda buğdaya içindekile birlikte en çok °/c 10 kadar çavdar katılabileceğini bildirmiştir. Cenub bölgelerinden gelen buğdayların içinde yüzde 10 dan fazla çavdar bulunmaktadır. Bu şekildeki buğdaya Ofisçe de bir miktar çavdar karıştırıldığı ve böylece çavdar nisbetinin yüzde 20 ye yaklaştığı iddia edilmektedir. Kepek ihracatımız azaltılacak Bilhassa Yunanistan ve Fılistine son zamanlarda çok fazla mık tarda kepek ihrac edilmektedir. Tek tip ekmekteki kepek nisbetinin fazlalaşması bu maddemn ihracmm azalmasına sebeb ola* caktır. Ticaret Bakanlığı bunu düşündüğü için ihrac edılece^ kepek kontenjanını önümüzdeki ay azaltacaktır. GÜNÜN MEVZULARI | Memleket içinde ve dışında pek hareketli bir maarifçilik hayatına şahid oluyoruz. Önce memleket içinden başlayahm. OrKimüzdeki ay zarfında Dördüncü Maarif Şurası Ankarada toplanıyor. Şimdiden bu şuraya mümessil seçimi başlamıştır. İstanbuldan kalabalık bir temsil heyetinin seçildiği haber verilmektedir. Bir gazete haberine bakıhrsa. İstanbu Muallimler Birliğ, Şuraya gidece olanlarla birlikte gitmiyenleri d Şurada konuşulacak meseleler âşina kılmak maksadile İstanbulda bir terbiye toplantısı tertib ediyor Önümüzdeki hafta içinde yapılacah olan bu toplantıda çeşidli terbiy konulan ele alınacak. bilhassa ilk, orta ve lise ders programlarının ıslaha muhtac tarafları incelenecek. Şurada da başlıca şu meselelerin ele alınacağmı öjreniyoruz: 1 İlk mekteb programlarının ıslaha muhtac tarafları: 2 Orta mçkteb programlsr hakkında hazırlanan projelerin gözden geçirilmesi; 3 Orta mektebîere ve liselere hoca yctiştirme meselesi; 4 Yeni eğitim enstitülerine verilecek istikîmet: 5 Yüksek Muallim Mektebinin durumu. 6 Mektebde demokratik terbiyenin esasları. Dikkate şayandır ki Maarif Vakâleti bu meselelerden ilk beşi üzerinde hemen bir senedenberı durmakta, gerek Vekâletin resmi orgam olan «Tebıiğler Dergisi. vasıtasile. gerek toplantılar vasıtasile meseleler etrafındaki fikir ve kanaatlerin tebellür etmesine çalışmaktadır. Eğer Muallimler Birliğı de. bahsedilen terbiye toplantısım Şuradan evvel yapar, aynı meselelerin derinleşmesine yol açarsa resmî ve meslekî teşkilâtın pek güzel bir işbirliği nümunesi ile karşılaşmış oluruz. Bu işte ikinci dikkate şayan nokta şudur: Yüksek öğretim. Şura konularile yakından alâkahdır. Bir senelik çalışmalannı ikmal eden bir üniversite komisyonunun raporu. Vekâlete gönderilmiş bulunuyor. Bu raporda bilhassa yukarıdaki Şura programının ikinci ve üçüncü meseleleri ele ahnmış, bu arada üç sene evvel üniversitenin bir cüz'ü olan Yüksek Muallim Mektebinin durumuna ve istikbaline aid mütuleaların bulunup h|Ulunmaüığını bilmiyoruz. Maamafih Şuraya şöyle böyle on beşe yakın üniVersite müm'^silbıfaiVfet»âk'ed ceğinden bahsolunduğuna göre yolun açık olduğu çüphesizdir. Terbiye toplantıları ~~~~~~~ Beş sene daha beklenir mi? ünkü Cumhuriyet'te çıkan hir ajans haberine göre yapılmakta olan limanlarınnzdan Ereğli limanının en mühim kısmını teşkil eden dalgakıran tamamlanmıştır. 825 metre boyunda olan bu dalgakıranın şimdiki tahkimine devam ediimektedir. Ereğli limanının daleakıranı, bugünkü durumile de kendinden beklenilen hianeti tamamile sağlamış ve bu kış mevsiminde 25 kadar muhtelif tonajda gemi ile 120 kadar küçük taşıt limanda emniyetle bannmıştır. Esasen Ereğli limanı 1950 de bıtmiş olacaktır; tabü bütün inşaatta itiyad halini almış olan bir gecikmeye uğTamamak şartile. Şu var ki Ereğli lirnanı. bu yd olduğu gibi, gelecek yıl inşası tamamlandığı zaman da, Havzadan kömür yüklemeye giden büyük küçük tekneler içiu fırtuıalı havalarda bir barınak olacakhr. Fakat işte o kadar. Bu güzel liman. daha beş sene müddetle tam manasile bir lünan olamıyacaktır. Çünkü biı kaç defa yazdığun gibi Ereğli. Kozlu Zonguldak bolgesine ve memleket dahiline bit demiryolu ile bağlı değildir. Böyle bir demiryolu ile kömür ocaklanna ve arkasındaki sahaya bağlı olmıyan bir limana. kdimenin hakikî manasilp. liman denilemez. 12 tenımuz tarihli gazetelerde çıkan bir Anadolu Ajansı haberine Söre Ereğli Kozlu demiryolunun 15 kilometrelik kısmı ihale edilmiştir Pek yakında bu kısmın inşasına başlanacaksa la hat ancak beş yılda ikmal edilccektir. Ereğli Kozlu domiryolunun kac; kilometre olduğunu bilmiyorum: fakat 100 kilom.'tre bile tumadığını sanıyorum. Ereğlinin Kozluya ve oradan da Ana!>lu dc niryolu şebekesine bağlanması 3 yıl sürünce Ereğli limanı. 1954 >enesine kadar. kömür havzasına ve memleket dahiline bir demiryolu ile bağlanamıyacak ve sa dece gemiler için bir barınak oiacaktır. Yeni Zongııldak limanının inşası da 5 .ene süreceğine göre, kömür havzamız 5 yıl müddetle esaslı bir Hmandan mahrum kalacak denıektir. Ereğli limanının inşasına başlandığı zaman Ereğli Kozlu demiıyolıına da başlanmış olsaydı. her ikisi birden biter ve Ereğliden tam bir liınan olarak 1950 den itibaren istifade etmek münıkün olurdu. Bunun neden düşünülmediğini anlamak kabil olmuyor. Naçiz fikrimce. çimdi yapılacak şey, Ereğli Kozlu demiryolunun inşasım"mümkün glduğu kadar hızlandırarak işi bir an evvel bitirmektir. Böyle iktisadi eheramiyeti haiz bir kömür hattı. ve limanı için 5 uzun sene kaybetmek doğru değildir. AHMED Y a zan tanıtacak durumdadır. D HALIL müşavir çağırılması, yahud vilâyetlerden çağırılacak resmî mümessilîerin seçiminde o vilâyetin muallim Birlik., «Dernek» voVa «Cemiyef» lerinin idare heyetlerinin hesaba katılması gibi suretlerle bunun mümkün olacağıftı kuvvetle zannediyoruz. Diğer taraftan B. MM. ndeki maarifci mebusların ia bir yandan ilgili kanunun bu gayeyi ^teminjdecek şekilde tadUine ; teşebbüs etmeleri de beklenebilir. Sayın Milli Eğitim Bakanının ou noktayı ihmaî etmiveceği kuvvetle ümid edilmektedir. *** Her memleketiıı kendi iç hayatmdaki maarif hareketleıi yanmda bir de milletierarası hareketlcr var. Bunlardan birinin bu ayın 20 sinde İsviçrede, diğerinin ağustos başmda İsveçte toplanacağını gazete haberlerinden öğrenmcktcyiz. Isviçrcdeki Milletlerarası Ttrbiye Kongresini «Öğretim Mesleği Milletlerarası Teşkilâtı» hazırlpmij ve bütün dünya muallim birliklerine şu meselelerin müzakeresini teklif etmiştir: • 1 Millı meslek teşekkülleri kendi azalarının aylıklarını, emeklilik ve mülkiyet haklarını nasıl müdafaa ediyorlır? 2 Terbiyenin gelişmesinde öğretmenler *eşekkülünün rolü; 3 İlk ve orta öğretimde bugünkü gelişmeler; 4 Terbiyc ve barış münasebeti. Isveçte toplanacak olan «Dünya MuaKim Biriikleri Federasyonu> Kongresincıe işe muhtelif kademedeki öğretim müesseselerinde öğretici personelin yetişme vahdeti, muallim yeıiştiren mekteblerdeki hocalara irusanı terbiyenin telkini meseleleri ğırlık merkezini teşkil ediyor. Her iki lüiUstlerarası kongre de, j s t a n b u l Mü...:iimler Birliğinin akb yer aldığını gene gazete hatiff bir berlerınden iğreniyoruz ve seviniyoruz. Birliğin raporları bundan iki ay evvel İsviçre ve İsveçteki kongre tertib komitelerine gönderilmiş bulunuyor. İstanbul Muallimler Birliği, İsviçredeki Milletlerarası Maarif Kongresine biihassa birinci noktayı alâkbdar eden oir rapor göndermiştir. isveçteki kongıenin mevzularile memleketimizin ilgisi daha sıkıdır. Geçenlerde bir vesile ile Maarif Vekilimiz. oıta tedrisatta 72 kaynaktan gelme hoca bulunduğu yolunda bir beyanatta bulunmuştu. Görülüyor ki terbiyede vahdet. sonur.da. muallim yetiştirilmesinde vahdet meselesidir ve bu yalnız Türkiyeye aid değildir. Beynelmilel bir kongrede de ou meselenin konu^ulmasına lüzum hissedilmektedir Muallimler Birlıği. bövle bir kongrede kendi mem leketine aid hâdıseler hakkında bir | çck şeyler anlatacak ve milletlerarası terbiye mütehassıslarından fikir sorulacak ve bunlan yurdda Hulâsa önümüzdeki haftalar zarfında memleket içi ve dışı zengin ve renkli bir takım maarif hareketlerine şahid olacağız. Bahis mevzuu olacak davalar, çocuk ve talebe velilerini de dolayısile alâkadar edeceğine göre yalnız maarifçilerin değil. bütün va'andaşların dikkatli davranmaları gerekiyor. Bilhassa memlekstimizdeki yabancı mekteblerin üç, beş sene sonraki talebe yerleriııi şimdidon tutan, bu suretîe devletin mekteblerüıe ve hocalaıına âdeta itimadsı^lık gösteren vatandaşların ki bunlar arasında saylavlarımızın da bulunduğu şüphesizdir mevcud olduğu bir memlekette maarif lavaları. bir zümrenin değil, herkesindir. Bu bakımdan hoca kadar çocuk ve. talebe veliii de maarif şu. alarının. terbiye kongrelerinin mevzularile alâkadar olmak zorundadır. Türk gazeteciligi. hakikî gazetecilik inMjakını uyanık bulundıırmak suretilc. bu mcvzularda resmi makamları halk efkârına yaklaştıracak. halk efkârının seMiıi devlet ve hiikuınet nıakamlarına ulaijtıracak neşriyatta bulunursa hareketin bereketli olacağına şüphe yoktur. *** Bir gazete notuna bakıhrsa İstanbul Muallimler Birliğinin aylık neşriyat organı olan «Bı!gi = mecmuasınm son nüsnasını Hse meselesine hasredeccği anlaşıl'.yor. Doğrusu çok yerinde bir teşebbüs. Böyle bir teşebbÜEÜn. Şuranın konufacağı meselelerin sonuncusu olan demokrasi ve terbiye rnünasebetlerine de hasredilmesi ^aydalı olur kanaatındeviz. iI . M I i 1 iilHHIIIIIIIIllllllllllllllllîllllllllllllllllllin KOMSU MEMLEKETLERDE Kafkasyada Tehcir Birbirine karşı resmî ve aleni oir şekilde cephe almış bulunan demokrasi dünyası ile'Sovyetler Birliği, aralarında cereyan eden kapalı ve açık savaşın dünya ölçüsündeki gelişme seyrine uydurulan bir tempo ile, stratejik mevki ve noktalarını şimdi tahkim etmeklc meşgul bulunuyorlar. Şimalde Finlandiya Baltık devletleri ve Doğu Almanya, Orta Avrupada: Lehistan, Çekoslovakta, Avusturya Macaristan: Balkanlarda: Rumanya, Bulgaristan. Yugoslavya. Arnavudluk; Uzak Doğuda da: Moğalistan. Sibirya, Mançurya, Kuzey Kore. gelecek dünya savaşında oynayacakları rol aşikârdır. Yakın ve Orta Doğu için de Kafkasya aynı durumdadır. IIIIIÜIIIIIIIIIllIIIIflllIIIIIİlfMIIIIIIIIIIIIIIIIIîfM'll İŞ DE VRİ Eminönü. Ketencilerde çok maruf bir hanın zemin katında tanınmış bir dükkânı müştemilât ye içindeki az miktarda hırdavat matı ile, azimet dolayısile çok uygun şartla devren satılıktır. Dükkânm arkasmda depo da vardır. Küçük imalâthane olmaya elverişli olup, kirası çok ucuzdur. Müracaat: Saat 912. arasında Telefon: 43882. LÂLE SINEMASI MİLLAND Bugün matinelerden itibaren iki film birden 1 SOKAK KIZI KİTİ PAULETTE GODDARD BAY 2 YARIŞLAR ALAN LADEl KRALI GAİL RUSSEL f • Bugün matinelerden itibaren iki film birden AR SINEMASI ÜMİDLER BOB HOPE 1 BÜYÜK JOHN MİLLS VALERÎE HOBSON 2 BEN ESMERİ SEVERÎM DOROTHY LAMOUR ** Kadıköy SUREYYA Sineması Bugün matinelerden itibaren iki film birden I I 1 C Ö L DENNİS Ş A R K I S I MORGAN IRENE STANWYCK (Türkçe) MANNİNG I | 2 M A R T A N I N BARBARA A Ş K I VAN HEFLİN eonra sistematik ve umumî bir şe yordu. Bundan iki yıl önce İmam kil almıştı. 1861 de Kafkasyayı zi ŞâmiHn. doğumunun 150 nci yıldöyaret eden Çar İkinci Aleksandr a nümü münasebetile. Rus Çarlığına müracaat eden Çerkes reisleri. top karşı kahramanca mücadelesini baraklarının istilâsından vazgeçilme his mevzuu eden Sovyetler Birliği sini ve Çerkeslerin sebebiyet ver İlimler Akalemisinin Tarih Şu'nemedikleri bu harbe nihayet veril sinde okunan rapordan bu tehcinn mesini rica etmi>jlerdi. Bu rruira: daha ' şümulîü olacağı manasını çıcaate İkinci Aleksandr ın cevabı karmak zaten zor Jeğildi. Bu rapor kat'i idi: «Ya gösterilecek yerlere, Kafkasyalıları. Hırlstiyan ve Müsveyahud Türkiyeye taşınınıej. Da '•lüman olmak üzete ikiye ayırıyorha önce de Petersburgda Kafkas du. Bunlardan birincisi Rjıs Çarlayayı boşaltmak vazifesile muvazzaf rırun Kafkasyanın istilâsı için yapNihayet son bir nokta: Sayısı bir tehcir komıtesi kurulmuştu. Bu tıkları harblerie piştarlık eden Erİç Lşleri Bakanı. Şikâyet kırka yakiaşun Türkiye Muallim komite. 1862 tarihinde. .siyasi ve menilerl" Gürcü Hıristiyanlar. diBürosundan favtlalandığını Cemiyetlerı. acaba Şurada herhanaskeri bir tedb'ir olraak üzere, Çer ğerleri de Rus istilâsına göğüs gesöyliiyor gi bir şekilde temsil edilmiyeceK keslerin tehcirine» karar veriyordu. ren Müslümanlar olarak anılıyorİç İşleri Bakanı Emin Erişirgil, dün mi? Konuşacağı meseleler arasına Bu kararın tatbiki neticesinde lardı. Rapora göre Gürcü ile Ersabah Vilâyete giderek. bir muddet • demokratik terbiye» ye yer koyan 1.500000 Türk ve Çerkes, Türkiye menilerin Çarhğa sadakati Hırismeşgul olnıuş ve bu arada Şikâyet Bu bir toplantıda bu sualin menfi olaye sevkedilmek üzere, ana yurdla tiyan olduklarından, Müslümanlarosunun çalışmalannı görmüştür. rak cevablandırılmasma imkân Üstelik, demokraşi dünyasının rından çıkarıldılar. Vatanlarını ka rın muka.smeti ise Islâm dininde Erişirgil, kendisile görüşen gazetecileyoktur. Maarif Teşkilât Kanununun saısılmaz bir kalesi halinde bulure şunları söylemiştir. rış karış müdafaa ederek. Don sa bulundukkrından üeri geliyordu " Şikâyet Bürosunun bize şu fay buna müsaade etmediği söyleniyor. nan Türkiye hududundaki bu Sov hillerinden Kafkasyanln sarp zir .Hıristiyanlar ıned.?niyeti. MüslüBununla beraber meslek teşekkü!dası olmuştur: Hangi dairelerde. vjyet üssü. ihtiva tttiği bir çok iptitandaşa aid işler ne suretle geciktiril lerinden hiç değilse müşahid veya da'î maddelerden başka, Rus askeri velerine kadar çekilmiş ve asırlar j manlar da uarbf.rbğı temsil ettikmektedir. bunu öğrendim. İdarenîn sanayiini doyuran petrolun da va boyunca hürriyetlerini kahramanca lerinden Gürcüler ile Ermeniler, calışma sisteminde değişiklikler yapıtanıdıı. Tankları, tayyareleri. mo müdafaa etmiş olan bu millet, ekil medeniyetin m:imessili oiarak ahlırken bu tecrübelerden faydalamlacaktır.* örleri harekete getiren bu petrol miş tarlalarını, bağ ve bahçelerini, nan Çarlar Rusya^ma sadık, Müsa^ Türkler ile meskun bölgelerde ev, bark ve mamurelerini olduğu lümanlar da. cehaletin ve geriliğin Terbiye toplantısı bulunuyor. Bunun içindir ki, daha gibi terkederek, götürülmesi müm timsali olarak tasvir edilen TürkiMuallimler Birliğinin memleketimizde İkinci Dünya savaşı bitmeden üçün kün olan eşyaları ile, Türkiyeye ye ile İrana bağlı kalmışlardı (bu eğitim meselelerini ilmi olarak incelecüye hazırlanmaya başlayan Mos sevkedilmek üzere yola çıkarıldı hususta bak. Voprosi İscorü, Mosmek üzere tertib ettiği terbiye toplantıları önümüzdeki cuma ve cumartesi Itova, Kafkasyada Fus pozisyonunu lar. Fakat bu muazzam insan küt kovî. 1947. sayı 11). Vaktile Sovyetler Birliğindeki günleri, saat 14.30 da Üniversile Fen akviye maksadile, geniş ölçüde lesinin çok az bir kısmı asıl iskân Fakültesi salonunda yapılacak ve muhehcir ameliyesıne girişmiş bulunu mahallerine vâsıl olabildiği, büyük resmi dinsizük ile Türkiyedeki dinin telif profesör ve terhiye mütehassısları. or. Son zamanlarda hızını aj'ttırmış ekseriyetinin ise bekleme kampla devlet işleruiden aynlması keyfiyehazırladıklarl raporlarım okuyajaklduğunu gördüğümüz bu tehcirin rında, Karadeniz limanlarında, yol tini aynı cedve'.de, «Allahlann zelardır. muayyen bür plân dahilinde yapıl larda ve denizlerde, açlıktan ve vali> unvanı dltmda birleştirip müMuallimler Birliği ve Unesco dığı anlaşılıyjr. Menfur Rus em sefaletten kırıldıkları, Rus memur talea eden bir Gürcü profesörü, Dün toplanan Muallimler Birliği İdaperyalizminin kanlı tarihinde. haddi larının resmî ^aporlarından öğre Kafkasya ile Türkiyede «Islâmiyere Heyeti, Ünesconun birkaç müracatin ortadan kalkması> sayssinde bu zatında yeni Jİr hâdise teşkil et nilmektedir. Tarihte emsali yalnız CAMÎLERÎMÎZ atını incelemiştir. Gittikçe çoğalan bu iki memleket aıasındaki manevi ve miyen ve çok zaman milyonları Sovyet Rusyada görübnüş olan bu gibi müracaatleri karşılamak üzere Prof. neticesüıde Kafkasyanın medanî bağların da tamamile kırıHilmi Ziyanın nezareti altında Mual24: KA'RİYE CAMİİ Bizans çine alan umumî ve kütlevî katli vahşet limler Birliği içinde bir (Unesco Bü lılardan kalma eski bir kilise iken amlar şekünde kendisini gösteren şimali garbi, Karadeniz havzası No lacağı ve Türkiyenin Müflüman rosu) teskiline karar verilmiştir. Bu camie tahvil edilen binalardandır. bu tehcir siyaseünin, bilhassa Türk gay, Kıpçak, Çerkes ve Türkmen Kafkasya üzerinde asırlardanberi büro. yakında Unesco'dan Birliğe göngibi ahaliden temizlenmiş» oldu. devam edegelen nüfuzunun dahi derilen eser *e kitabları bir sergi ha İlk yapıldığı zaman' şehir haricinde ve Müslümanlar ile meskun bö'geyok olacağı iddiasını ileri süımüij bir köy manastırı idi. bu itibarla eri hedef tutması da yeni bir hâ Karadeniz sahillerinde. Tuapse ha ve «İslâmiyet sayesüıde Türkleşlinde teşhir edecektir. valisinde, XIX. asrın başında dise teşkil etmez. mış olan bir çok Kafkasydıların Isviçreden gelecek mütehassıslar Ka'riye veya Kahriye camii demek 300.000 kişilik oir camia teşkil eden yanlıştır. Kariye camii demek lâ1768 1774 Osmanlı Rus savaş(meselâ Çerkes ve Gürcülerin) asıl Belediye; Sular, Elektrik. Tramvay, Şapsuğlarm bugün yalnız 10.000 kiarına nihayet veren Küçük Kaymilliyetlerine avdet edeceklerirfi» Tünel, Otobüs ve Havagazı işletmelerini zımdır. §i tahmin edilen bakiyesi, bu Rus Ük olarak milâdın beşinci asrın narca muahadesinin üçüncü madmilletdaşlarına müjdelemeye çahşdaha verimli bir hale koşmak için incelemeler yapmak üzere Isviçreden da da kurularak ve bir çok tamirler desine göre, :' stiklâli tanınan Kırım, tehcir vahje*inın büyüklüğünü gös mıştı. Sovyet ihtilâlinin 32 nci. Kafvet ettiği mütehassıslar. ağustos başında den sonra on üçüncü asırda şimdiyıl sonra Rusya tarafından tamami teren bir neücesidir (İslâm Ansik kasyanın Sovyetler tarafından istişehrimize gelmis olacaklardır. ki şeklini almıştır. Banisi İmpara e zapt ve işgal edilir edilmez bu küt lopedisi. İstanbul, 1945, III, 384386). lâ edümesinin 30 uncu yılında ise, Türk ve Müslüman Kafkasyaya 30 yıldanberi dinsizlik havası içinKaşar ve beyaz peynirler tor Paleolog hazine nazırı ve büyük evî ve umumî katliâm ve tehciı âlim olan Teodor Metohit'tir. Mo tatbik edilmişti. Kırımın hâkimiyeti karşı Çarlar tarafından tatbik edi de yaşaülan Kafkasyanın lâik Türdamgalanacak len bu tehcir ve imha siyasetinin .kiyeye, hattâ irana bile. dinî bağKaşar ve beyaz peynirin standard ti zaikları ve fresko resimleri pek altında addolunup Küçük Kaynarca muahedesüe hudud hattı olarak Sovyetler Birliğinde bugün aynile lar ile bağlılığından bahsetmeye pinin tesbitine İhracat Başkontrolönü meşhurdur. ğunce başlanmıştır. Tesbit edilecel» İkinci Bayezid zamanmda bir ta kabul edilmiş clan Kuban ınnağı câri bulunduğu, büıaenaleyh Rus lüzum görülüyor. Anlaşılan 3032 stendard ripe göre bir teneke içind» vaşi olan Sadrazam Ali Paşa tarafın nın şîtaalindeki • arazi, Kırımın iş zihniyetinde hiç bir şeyin değişme yıldanberi Kafkasyada İslâm dinibulunan bütün peynir kalıplarımn üz«diği, İkinci Dünya Savaşı biter bitrinde firmanın adı ve peynirin tam ka dan camie çevrilmiştir. Orta kubbe ;alinden sonra, İkinci Katherine mez, başlayan tehcir ile sabit ol nüı ve Türk milletinüı imhası yolunda sarfedümiş olan gayretler sinden başika üç küçük kubbesi da;arafmdan bir ferman ile Rusyaya ütesıni gösteren bir damga bulunacaktır. Meselâ herhangi bakkaldan beyıu ha vardır. lhak edildi ve bı ilhakı müteakıb muştur. Sovyetler, eski Osmanlı hep boşa girmiştir ve Müslüman müelliflerinin «Dağistanı Şimalî» veya kaşar peyniri almak istiyen biı Kafkasyayı Rusyaya bağlayan maasırlardanberi bu geniş arazide yamüşteri peynirin kalitesini, üzerindeki ayan Nogay Türklerile Çerkesler, dedikleri Çeçenistan ile İnguşistan nevî hiç bir bağ vücuda getirileVAKİTLERİ NAMAZ damgadan anlıyabilecelrtir. bugün Sovyatlerde hatırası ebedi ahalisini, hiç bir sebeb göstermeden, memiştir. İhracat Başkontrolörlüğü aynca cevü eştirilmiş olan General Suvorov ana yurdlarından kaldırarak, Rusve barsağın standard öpini tesbite başRaporun Dağistanı hedef tutması * arafından kılıcdan geçirilmek su yarun cgider gelmez> bölgelerinden lamıstır. birine sürdüler. Yapılan tahminle ve bu vasıta ile bütün Müslüman o O retile, imha adilmişti. (Büyük SovAlmanyadan gelen Kafkasyayı kasdetmesi umumî tehet Ansiklopedisi, XXX, 468 ve 611) re göre sürülen Türklerüı sayısı biı 5.44 13.20 17.18j2O.36 22,30, 3.37 ) V. Amerikalılar gittiler cire bir işaret sayılabilirdi. Vakbuçuk milyonu tecavüz etmektedirBu katliâm ve tehcir, Çerkeslerin E. | 9.10 4.44 8.42|12.00 1.55 7.00; tile Çarlaıın Kafkasyadaki istilâ ve İki gündenberi şehrimizde bulunan, Ruslara teslim tarihi olan 1864 ten Bunlarla birlikte Kırım da aynı Almanyadaki Amerikan hava grupu âkıbete maruz kalmıştı. Aradan biı imha sivasetlerine karşı, Müslüman mensubları, dün, atkerî bir uçakls kaç yıl geçtikten sonra bu tehcir Kafkas anın hürriyetüıi müdafaa Avrupaya müteveccihen hareket etmişameliyesine yeniden hız verildiğini zımnınoa. Karl Marks'ın bile isyan tir. ederek bütün hürriyet seven insangörüyoruz. Marshal Plânı Türkiye İdarecisi Ru? l Dorr'un babası Golweight Dorr da, NewYorktan bildirildiğme gö lığı da bu isyana katılmaya davet Alâ hava grupile beraber gitmiştir. Orta Aşağı re, haziranın 13 ünü 14 üne bağla etmiş olduğunu biliyoruz. Bugün 56 47 Buğdaydan 66 yan gece, sabaha karşı saat üçte, ise hürriyetin alemdarı olan milletMuamele vergisi 73 85 Arpadan 88 üçer tonluk askerî kamyonlar, ev lerden, haklı olarak. enerjik bir Muamele vergisi hakkındaki muhtelif Üzümden 263 292 # 350 lerin önünde toplanmış, ve teh müdahale beklenirken, hürriyet tezleri inceliyen komisyon, dün sabalı 670 700 730 yaptığı toplantıda. Sanayi Birliğine aid Hurmadan cir edileceklere hazır olmaları içüı cephesi matbuatı bu cüıayetleri saHava Kurumumuzun pek ehemmiyetli olan varlığı, yurdu ancak iki saatlik bir mühlet veril dece kaydetmekle iktifa ediyor. Bu tezin müpakeresini tamrmlamış ve Ma liye Bakanhğının tezini incelemeyo muzun hayrına masruf bulunan pek şerefli, pek lüzumlu hizmet miştir. Ertesi sabah Kafkasyada ya alâkasızlık karşısında elem duymal.afîamıştır. leri herkesçe malunıduı. Kızılay Kurumunun bir kısım yardıma bancı menşeii kimsenin kalmadığı mak imkânsızdır. muhtac vatandaşiarımızın imdadlarına nasıl koşup durduğu da bildirilmiştir. Mirza Bâlâ Küçük Haberler şükran ile görülmektedir. Çocuk Esirgeme Kurumunun korunHaberde sarahat yoktur: «Yalnız rnaya muhtac bir nice vatan yavruları hakkındaki pek şefkatli * AMERİKAN Deniz Ataşesi Mua himayesi de takdirlere şayan bulunmaktadır. Binaenaleyh aldığı Rus menşeii jlanlar ile karılarının Bercis Yolageldili ıi Briun Van Meter, dün şehrimize teberrüatı elde ettiği nakdî muaveneti bu iki Kurum ile araların ve çocuk4arının kalmasuıa müsaade gelmistir. edildiği» tasrih «dildiği içüı, sürüüe da payıaşan Havs Kurumumuza her vesile ile yardımda bulunANADOLU Kulübü Büyükada julen «yaba.ıcı menşeii • lerin asıl fcesinin kendi üye ve misafirleri irin mak t\zim için vatani. içtimai, meşkur bir vazifedir. Bu hususu Kafkasyah ıldaxlarına, bunların da Taceddin Peta er yıl vermekte olduğu yıllık balosu. sayın ahbliımze ve blhassa mali durumları müsaid olan dindaşTürk v% Müslümanlardan ibaret bu 19/7 949 tarihinde bu yıl 30 tammuz cumartmi geeesi ^arımızs ehemmiyetle arz ile sadakai lıtrın şehrimize aid miktarı yap:lacaktır. Balonun her bakıp.ıdan :lân olunur. nikâhlandılar. (10629) lunguğuna hükmedilebilir. Esasen guzel olması için balo kornitesi guadiÇeçeh i" İnguşlârın' tehciri büyük İsUnbul, 20,7/949 Uen çaiıpnaktadır. İstanbul Müftülüğü bir felâketin yaklaşüğııu bildiri RAMAZAN : 24 Liınanımıza bir Pakistan harb gemisi gelecek Pakistan BUyult Elçisi Ekselâns Miaa Bashir Alımad. felakatinde Eiçilik Mısteşarı Sayid Mchammed Hasan. PakistaJi Basın Ataşesi ve kâtibleri olduğu halde dün sabah Ankaradan Istsı.fcula gelmış ve Paric Oteline inmigtir. Pakistan sefareti erkânının istanbulda on gün kalmaları muhtemeldir. Bııyük Elyi ve maiyeti. 24 temmuzda İslanbula gelmesi beklenilen P^aki.stan harb gemisini karşılama programıl» meşgul olacaktır. dÇorum» faciasında can kaybına uğrayanlara yardun Denizyclları İdaresi. • Çorum' vapurundaki yangın hâdisesinde iki Kizınl kaybeder. Muhiddin Özene 2400, karı;ii» iki çocugunu kaybeden Hasan Samura 3600. oğlunu kaybeden Osman Avoılara 1200. cankurtaran personelinden Nuri Muluya 175. Salâhaddin. Mehmed v» Muzatfer Selçuk adlarmdaki diğer üç cankurtarana 75 er lira vermiştir. Dr. Naci Somersan tetkik seyahatinden döndü Pariste toplanan Fransız Çocuk Hekimliği Kongresine iştirak eden tanınmış çocuk mütehassıslarından Dr. Naci Somersan, dün şehrimize avdet etmiçtir. TEŞEKKÜR İlk yavnımiEun dogmamak tehlikesi karşısında bizi teselli ve yaptığl sezeryan ameliyatile bizi gürbüz bir oğlan çocuğuna kavuşturan Operatör Dr. Saib Tolgarlıya ve kendisine bu kurtsncı ameliyat esnasında yardım eden Operatör Dr. Nesibe Batıyok ve Dr. İsmail Erdölen ile gösterdiği yakın ve içten alâkadan dplayı hastane sahibi Operatör Dr. Orhajı Ünalan'a tayın gazetenizle teşekkurü bir borc b:liriz. Sevant ailesi 0 . ı I | 1 İstanbulda sadakai fıtrın miktarı CUNHURIYET Nüshası 10 kuruştur Aboneşeraiti Biı ayhk Üç aylık Altı ayhk Senelik D İ K K A 'r • Gazetemize göıtder^len evrak ve yazttal nefrei'dsin ı, edilmesin iade alunmaz nânlardan mesuliyet kabul edilmez. 600 K ü 1600 » 2900 • 5400 • için 300 Ki, 800 » 1500 » 2800 » lurkıye JUric için ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle