Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 Temmuz 1949 I Martin Bormann tekrar sahnede! İkinci Dünya Harbinin en esrarengiz cehrelerinden biri, hiç şuphesiz. Martin Bormann"dır. Nazi Al manyasımn en ileri gelenleri ara sında mühim bir mevkii olan bu adam, Hit!er'in muavinliğine kada yükselmiş, harbin idaresinde çok büyük roller oynamıştır. Fakat onun asıl oynadığı rolün mahiyeti busün ortaya çıkmış bulunuyor. Harbden sonra adı Alman harb suçlulan listesine geçtiği ve aley hinde >insanlık cinayeti» çerçevesi dahiline giren hareketlerinden dolayı türlü oakımlardan davalar açıldığı halde kendisi yakalanama dı. Harbi hazırlamaktan veya har bin idaresi esnasında insanlara zul metmiş olmaktan dolayı muha keme edilenlerın arasında onun da bulunması lizım geliyordu. Fakat harb suçlularını süzen gözler, on lara cihanşümul sdaletın cezalan nı takdir eden hâkimler bu nazi şefini karşılarında göremediler. Martin Bormann, gıyaben mah kum edilmekle beraber, tevkif edi lemedi, cezası tatbik olunamadı. İs mi kayıblar listesine geçti. Bundan bir kaç ay evvel, Bor *n;>nn'ın isminden tekrar bahsedil meye baglandı. Müıtmkil kaynakla rın yaptıkları tetkikler ve ele ge' çirdikleri delillerle ortaya |öyle bir İddia atıldı: Martin Bormann Rusya hesabına çahsrnış bir casustur. Harb eanaaında Rusyaya yardım etmiş, ondan sonra d« Ruslar taraftndan kaçırüarak, harb tusluİMi mahkemelerinden kurtarılmışbr (1). Son günlerde bu ıddiayı kuvvetlendiren, hattâ onun hakikat oldutunu gayet kat'i iekild* ortaya koyan yeni bir ifşaatla karşıl^ştık. 1945 senesine kadar Sovyet Genelkurmayı Gizli İstihbarat Dairesinde mühim bir masa şefi olarak çahşan, •onra Batı devletlerine iltica eden Vüzbafi Krilov, muhtelif memleketlerin başlıca gazetelerinde neırsdilen hatıralarında bunu açıkça Uân etti (2). Martin Bormann Rusya hesabına casusluk etmiş v« Almanyamn harb plânları hakkında Moskovaya sık »ık raporlar yoHamııtır. Hitler'in Rusyaya harb açacağl sıralarda hazırlanan plânlardan Moskovanın bu yolla haberi olmuş ve ona göre tedbirler alınmıştır. Gene Bormann vasıtasile Hitler'in plânlarını bir müddet geri bırakması temin edilmiîtir. Krilov. Rusyanın Berlindeki «adamı» nın Bormann olduğunu, Sovyet Genelkurmay Gizli İstihharat şeflerinden Muravyev'den Sğrenmiştir. Muravyev, evvela bu meçrıul zatm kim olduğunu söylememiş, sadece «en baıta gelen 7 nazi |efinden 'biri. olduğunu bildirmiştir. Daha sonra Hess'le Bormann'ın üzerinde durmu| ve bunlardan biri olduğunu soylcmiştir. Nihayet bir gün, Rusvaya casusluk eden nazi şefinin Bormann'dan başkası olmadığım açıkça ifşa etmiştir. Rusya, Bormann'ı nasıl elde ettl? Krilov, yeni bir yazısında Bormann meselesi hakkında şu malu«natı vermektedir: • Sovyet Gizli İstihbarat Dairesinin Bormann'la teması çok eskiden başlamıştır ve nazi hareketini önlemek için Rusyanın »arfettigi gayretlcr arasında ytr almaktadır. Nasyonal sosyalizmi kurmay% ilk tcşebbüs edenler henüz birtr (maC«raperest) sayıldlfi günlerdeydi Bu siyaset heveslileri Berlinde Karlohf Otelinde toplanıyorlar, plânlarını, projelerini hazırlıyorlardı. Hitler başta olmak üzere, bunların beş •Itı kitilik bir ileri gelenler zümr«si vardı. Beriindeki Rus askerî atasesi Karl Zanek nazi haıeketinin gelişmesine mâni olmak üzere Moskovadan talimat almışu. Bu arada kendisine büyük salâhiyet verijmiş ve bu işte kullanılmak üzere para Uhsisaü ayrılmıjtı. Karl Zanek aslen Letonyahydı ve Almanlar arasında çok samimî dostları vardı. Aynı zamanda, Alman generallerinden Von Hammerstein'm kızile de nişanlı bulunuyordu. Bu itibarla gerek mevkii, gerek münasebetleri bakımından Alman siyasî ve askerî mehafiljnde olup bitenleri yakından takib ediyor ve resmî vazifelerinden başka, aldığı gizli talimatı da mükem«nelen yerine getiriyordu. Zanek, Moskovadan gelen talimat üzere faaliyete geçtiği zaman, yanındaki memurlardan Volodya Vilkere nazi şeflerile temas vazifesini verdi. Rus gizli istmbarat teşkilâbnın en muvpffak memurlarından biri olarak tanınan Vilker bu İŞİ de gayet iyi başardı. Kısa bir zaman sonra nazilerden ikisi. gizli tahsisattan bir hayli para almış bulunuycı'prci'. Bu siyasî rüşveti kabul edenlerden biri Göring. diğeri de Bormann'dı. Yalnız, ileride nazi partisinin en ileri gelenlerinden biri olacak olan Göring ötekinden daha zeki davrandı. Aldığı paralara mukabil imzalı makbuz vermedi. Fakat Bormann bu bakımdan toyluk etmiş, bir değil. bir kaç makbuz imzalamıştı. Bu imzalar Rusyanın elintie bulunuyordu ve onları açığa vurduğu gün Bormann mahvolmuş demekti. Bu bakımdan. Bormann o makbuzlarla kendi ıdam hükmünü imzalamış oluyordu. Rusya bu imzalan elinde tuttuğu müddetçe Bormann'a istediğini yaptırabilirdi. Bu suretle, meşhur nazi şefi Rusyanın elinde âdeta esir gibi bulunuyordu. 1935 te Valodya Vilker Alman giz \i polis teşkilâtınm clıne duştü. Rai casusu. hiç umulmadık bir sırada yakalanmış. ve Gestapo zindanlarına atılmıştı. Bu haber nazi şeflerinden iki;in|: Görinğ'le Bormann! telâşa sevketti. Vilker muhakeme edilecek olursa muhakkak ki Almanyada yaptıklarının heıjsini anlatacak, bu arada Görinğ'le Bormann'ın Rusyadan nasü para aldıklarını da söyleyecekti. Nazi Mareşalı burada da zekâsını gösterdi ve Gestapodan Vilker'ın iıtiı^ab edilmemesini, kendi evin gönderilmesini istedi. Alman polisi Göring'in bu arzusunu yerine getlrdi ve mahpus Rus casusu. Göring'in Reichstag binası karşısındaki evine giden yeraltı yola sevkedildi. Fakat oradan sonra Vilker'in sırra kadem bastığmı görüyoruz. Rus casusunun polislerin elinden kaçmaya muvaffak olduğu bildirildi. Zaten bu yeraHı geçidi pek mef'vun ve esrarengiz bir yerdi: meıhur deli Von der Lubbe de, Alman meclis binasını yakmak üzere, elinde meşaleyle bu yoldan geçBormann'ın yeni vazifesi KrUov'un verdiği bu malumat BormanÂ'ın Rusyanın eline nası düştüğünü ve ne gibi bir tehdid karşısmda casusluk yaptığım kâi derecede izah ediyor. Fakat, diğer kaynaklardan gelen bazı haberler Bormann'ın bugün de macerah siyaset hayatına devam ettiğini göstermektedir. Bu haber lere göre, İkinci Dünya Harbinden sonra izi kayboîan ve Ruslar tarafından kaçırıldığı anlaşılan esk nazi şefi şimdi gene Ruslardan mühim.bir vazife almıştır. Almanyada Batı işgal devletlerine karşı gizli mukavemet gaateren, onların işlerini baltalamayE çahşan gizli bir teşkilât vardır •Umacılar> adı verilen bu gizli tedhiş teşkilâtı memleketin muhtelii taraflarmda propaganda ve bozgunculuk faaliyetinde bulunmaktadır Bunların komünistler tarafından idare edildiği muhakkaktı. Faka başlarmda Martin Normann'ın bulunduğu son zamanlarda anlaşılmıştır. Bu suretle Bormann, tekrar Rusların hizmetine girmiş ve bu sefer Batı Müttefiklerine karşı faaliyete geçmiş bulunuyor. =haberleri Ekmegin islahma çalışılıyor Bazı fınnlarm çavdar ve kepek miktarını çoğsSttıkları anlaştldı CUNUN IKT1SADI MESELELERI NALINA Yeni tip ekmegin gün geçtikçe bozulmaya yüz rutuğunu tespit eden İküwd Müdürlüğü, dünden itibaren faaliyete geçmiştir. 89 91 randımanlı olan ekmeklerin fırınına göre dcği.ştiğr ve bazı fınnlarm çavdar ve kepek miktarını çoğalttıklan anlaşılm'ştır Saplık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü, bundan sonra, her gün bütün fınnlardan nümuneler almağa ve bu nümuneleri Hıfzıssıhha Müessesesinde tahlil ettirmeğe karar vermijtir. İktiead Müdürü Naim. dün Toprak Ofisine giderek ekmek meselesi etrahnda temaalarda bulunmuştur. , Karaboi!»a ekmeği. pij asada Kepeğinin fazla olması ve rutubet dereeesinin iyi tespit edilememesi dolayısile hamur halinde çıkan tek tip ekmeği beğenrnij'enler, piyasadan 48 86 randımanlı un tedarik ederek ekmek yaptırmaktadırlar. Bu randımanlı undan pide imal eden bazı fınnlarm pide yerine ekmek yapıp daha yüksek fiatla sattıkları söylenmektedir. Karaborsacıların en mükemmel undan yapılan ekmekleri pıyasaya çıkardıkları haber verilmektedir. Yakın günlerde genUleyeceği aşikâr olan bu teşkilât sayesinde piyasada bir • hükumet ekmeği., bir de «karaborsa ekmeğu diye iki çeştd ekmek çeşidi görülecektir. Bunlardan birincisi bütün fırınlarda reamen, öteki kenar ve köjelerde el alündan daha yüksek fiatla satılacakür. Böylece tek tip ekmekten beklenilen istifade azalmış olacaktır. Diğer taraftan, eskisine nisbetle CAMİLERİMİZ daha yüksek bir fiatla piyasada istenildiği kadar makarna, bisküvi 23 : İSKENDER PAŞA CAMİİ ve buna benzer maddeler bulun Fatihte Millet kütübhanesinin alt maktadır. tarafındaki yangın yerindedir. Hadikada Takvim Mescidi diye yazılmışt'r. Evkaf kayıdlarma göre vakfiyesi 1505 tarihli olduğundan İkinci Beyazıd zamanında kuruldugu anlaşılıyor. Cami dört köşelidir. Sağır kubAdltyed* yaz Utıll bu»ünd«n İUbaren bişlamıstır Bu yıl nobetçi ol»n ceza belidir. Son cemaat yeri üç kubbeve hukuk mahkemeleri sırasile şunlar lidir. Minaresi sağ tarafta olan bu dır: cami harabdır. 1 irvci Ağırceza; 5. 6. 9 uncu Aslıye Bu camiin karşısında Birinci Cezalar; Galata. Beçıktaş. Eyub, Bakırkoy. Ada,lar. Fatıh Kartal, Beyknz, Mahmudun 1161 (1748 M.). tarihini Sarıyer, Sultanahmed 1 ınci v* 2 nci taşıyan güzel, fakat" rnrrab'bir çeşStlh Ceza Mahkemeleri. mesi vardır. Bu da diğer çeşmeler 5 incl ve 6 ncı Aslıye Hukuk ve 3üncu gibi rokoko tarzınd. dır. İktısadın şiddetli tazyikı İngilterenin omuzlarına bütün gücile ve kuv\'etile basmaktadır. İngiliz milleti bu tazyika görülmemiş bir celâdetle karşı koyoıyor. Lâkin, tazyik o kadar dehşetlidir ki, ona karşı Uter istemez alman keskin tedbirlerin acı tesirleri İngiltere sınırlarını asarak uzak memleketlere kadar sirayet ediyor. Meselâ, İngiltere sırf kendi öz parasıru müdafaa için. Londra bankalarında sterüni olanları bu parayı dolara çevirmek haklqndan mahrum etmiştir. İngilterenin aldığı hür iktisad geleneğine aykın bu ve bunun gibi tedbirler, biz de dahil olduğumuz halde. her milleti sıkmaktadır. Bu sebebden. dünya İngiliz iktisad politikasından şikâyetçidir ve bu politikaya karşı cephe almaktadır. Ni tekim, geçen hafta Pariste Marshall müzakereleri sırasında Belçika ile İngilterp arasında Londrada tutulan sterlinler bahsi üzerinde vahim bir ihtilâf çıkmış, bu vesile ıle çoktanberi için için yanan İngiliz iktısadına karşı beslenen husumet birdenbire patlak vermiştir. iktisad kavgaları askerî kavgalar kadar amansız oluyor. Bu bakımdan aralarında fark yoktur. Bunu bu son hâdisede de görmüş bulunduk. Ingiliz Maliye Nazırının boğuştuğu güçlükler Yazan *~* Orada hangi iş gec kalmaz ki... N. A. i RAMAZAN : 23 ki memleketlerden bol altın ve dolar yardımı bulurdu. Şimdi eskisi kadar bulamıy>r. Bilhassa, Avustralya ile Hindistan, içine dü|tükleri sıkıntılar karşısında gözleri dönmüş halde, İngiltereyi dinlemeden, Amerikadan fazla fazla ithalât yapıyorlar ve oraya fazla fazla dolar ödüyorlar. İngiltere bu memleketlere eskisi gibi söz geçiremiyor artık. Meselâ, \vustralyada benzin tahdidi kanunu vardı. Avustralya (Yüksek Mahkeme Şurası) bu kanunu iptal etti. Tahdid kalkınca Avustralya, Amerikadan fazla fazla 1 İngilterenin Amerika ile alı benzin ithaline. karşılığında da verişi bozulmuştur. Bu sebebden fazla fazla dolar tediyesine başlaİngiüz Amerikan tediye muvaze mıştır. Buna karşı İngiltere ne yapnesi artar nisbette açık vermeye sın?. başlamıştır. Bu açık 1947 de (235) 4 Nihayet, esaslı bir sebeb olamilyon İngiliz lirası idi, 1948 de (113) milyona düştü. Fakat. 1949 da rak da, İngilterenin tediye muvaacık tekrar kabarıyor. İngilteredeki zenesi ötedenberi lehte olan memtelâşm başlıca sebebi budur. İngi leketlerden, bu memleketlere de liz Malive Nazırının bunca tutum ihracaü daraldığından dolayı aktitedbirlerine rağmen bu kabaran fine az ol?.n miktarlarda altın geçiraçık nedcn? Bilhassa şundandır ki, mesi söylenebilir. Başkaca da, Inİngilterenin Amerikaya ihracatı bir îiltere ne Güney Afrika altın matürlü artamıyor. Zira. İngiliz sana denl?rinden askUi kadar faydalanayii pahalı istihsal ediyor. pahn'p'a biliyor. ne de ıdî istikraz yolile Kasatıyor. Bunun da sebebi. bol işç; nada ve Amîrikadan ve MilletlerÜcreti verilmesınden, kısmen de arası Para Sandığuıdan altın veya eski moda usullerle çalışılmasm dolar yardımlarına mazhar ola'oidandır. Bu pahalılık unsurjarına liyor. Bu ksynaklar da İngütereye bir de İngiliz teslim sartlarındaki eskisi kadar açık değildir artık. *** ağırlık eklenirse, İngiliz mallarına karşı eski rağbetin neden duştüğü Şu bir kaç esaslı dış sebebin anlaşılabilir. açıklanmosüe «mlasılabileceği gibi, Güçlükler içinde kıvranan ingiliz iktısadının bariz ârâzı, fazla altın ve dolar kaybmda görülüyor. Bu bir kanayıştır ve İngiltereyi kemiren bir hastalıktan ileri gelmektedir. Bırakıhrsa İngiltereyi kansızlığa, iktisadi anemiye göturecek bu hastalığın sebeblsrine karşı radika tedbtr ahnmadan izalesi mümkün değildir. Sebeblerin çok derine gidenlerini bir tarafa bırakarak, satıhta görünenlerden bazılarını şöylece açıklayabiliriz. 2 Gözle görünen bir başka sebeb de, İngilterenin Amerikaya sevkettiği bazı ehemmiyetli malların fiatlarmdaki ;lüşüştür. Kakao ve kauçuk fiatlarında olduğu gibi. İngiltere bu dünya mah denen malların Amerikaya ihracından sskisi kadar dolar toplayamıyor. Son yıldanberi kakao fiatı yan yarıya. kauçuğunki dörtte bir nisbette duşmüştür. Yün fiatında da yüzde 10 düşme var. Halbuki. her zaman Amerikanın büyük bir ihtiyaçla çektiği bu mallar İngiltereye en fazla dolar eağlarlaHı. Bu nevi dünya mallannın başka alıcı,sı olan Belçika ve İsviçre gibi (kaü para) memleketlerile İngiltere arasındakl tediye muvazenelerj de gene «ynı sebeblerden tehlikeye giriyor. İngiltere bu memleketlere altın ödemek zorunda kalmaktadır. Nitekim, bu yılın ilk beş ayında İngiltere bu iki memlekete 14,26 milyon sterlinlik altm külçe göndermiştir (160 milyon Türk lirası). 3 İngiltere sıkı bir altın dolar tasarrufu yaparken, sterlin sahası memleketleri altın dolar tasarrufunu gev^etiyorlar. Halbuki, İngiltere başı sıkıhnca bu sahadaİngilterenin altın ve dolar ihtiyatını tutmak kabil olamamaktadır. Nitekim bu ihtiyat geçen nisanda (552), bu nisanda ise (471) milyon îteılin bulunmakta idi. İki nisanı cle alarak . bir karşılaştırma yapıyoruz. Çünkü, Marshall yardımı 1948 nisanında başlamıştır. Demek oluyor ki, İngütereye bezledilen milyarlık Marshall yardımına rağmen İngilterenin altın dolar ıhtiyatı erimektcdir. Burada şu soru hatıra celiyor: Ya Marshall vardımı olmasaydı, bu erime dereceai le olacaktı? Yukarıkı tafsilâtın ışığı altında, İngilterede sterlini olanların onu dolara çevtmıe hürriyeünin nedeıı dolayı kaldınldığı daha iyi anlaşılmaktadır sanırız. (Konvertibilite) denen bu imk'ân eskiden her yerden fa^İH Londrada vardı. 30 eylul 1947 de Inailizler bu imkânı birdenbire kaldırmısiar. 3ıı hâdise o zaman bizim Dİvasamızd? da heyecan uyandırmıştı. O vakittenberi de. Londrada sterlini olanlar bu paravı \alnız sterlin sahasında kullanabilmekteHır. Son Mr.rshaU muzakeıeleri sırasında Belçikanın önderliğinde toplanan bazı Avrupa mcmleketleri bu kar^rın kalkmasmı İngiltereden istediler. İngiliz Maliye Nazırı dayandı. mâni oldu. Yalnız şu kadarı koparılabilmiştir ki, İn» giltere sade Marshall yardımınm mahdud tiraj hakkı çerçevesi içinde yüzde 25 nisbetinde sterlinlerin olduğu gibi baska memlekete naklini (Transferabilite) kabul etmijtir. * • . ; = * Adliyede yaz tatili bugün başlıyor Tıcaret Mahkemesı: Sultanahmed 1 Inci. 3.uncu ve 4 uncu Sulh HU'KUK Mahke rrelerıle kazalardakî Sulh Hukuk Vahkemeleri. NAMAZ § a Ö.4.1! Dün gtlen Lübnan Elçimizin demeci tır. Lübnan Elçimiz Celâl Abacıoglu. dun • İstanbuli vapurıle şehrımıze gelmij J 4.43 ı i S42 VAKİTLEKİ 5 » 1 ( V. E. 13.20 17 18 20 37 22 T2 12 00 1 55 6 5» (Tempo'dan) (1) Bk. «Cumhuriyet» 28 nisan 1949. (2) Bk. .Cumhuriyet» 4 temmuz 1949. 9 08 Meşrutiyet Inkılâbırun yıl dönümü Şehrimizdeki DP., C.H.P. ve M.P. iriar* heyetlen, 1908 Meşrutıjet Inkılâbını, mujtereken kutlr.mağa karar ver mışlerdir. Bu munasebetle, 23 I m m u ı günu Hurriyet Âbidesi onunde bir teren yapılacak ve parti nuımessılleri. bu arada « k i Rıze Mılletvekıh Ekrem Rize birer konuıma y»parak, inkılâbın eneır,mıyttllü b«Hrteceklerdır. P T.T. Genel Mudurluğunun tnuhıeh£ servislerinde 3 Amerikalı mutehasıs tetkikler yapmaktadır. Bunlardan Mr. EIlis Işletmeyı; Mr. Talbert. ha•ale ve hesab işlerini; Mr. Johns da ıl^tırma s«rvi»ini teftig etmekte ve tatblkata. nezaret etmektedir. Muteha»sı»lar, halen P.T.T. seı.'isleinde lüratin arttınlmdsı ışıle mejgul olmaktadırlar. Almanyadakl Amrikan hava kuvvetlerinden sekıı kişilık bir grup. dun askeri bir uçkkla şehrimize gelmistir. Gelenler arasında. Amerıkanın. Venezuellft Viskonsuhı Robert F. Corrı^en. Yarbay August P. Saur, Yarbay Baltimore Marylend. Yüzbaşı Kenneth Foster, Bıfuıie J. Wi»e, Jerning B«rr Ralph Cameron, Lester J. Penvose v*rdır. Havt grupu. dün Ankaraya uğramış ve jehrimize gelmistir. Bugün de buradan Almanyaya muteveccihen hareket edecektir. Grup. buraya gelmeden evvel, bütün Avrupa memleketlermi ziyaret °tmışür. Posta işlerimizin süratlendirilnıesi Alâ Orta Aşağı 66 47 56 Buğdaydan 88 73 Arpadan 89 350 263 Üzümden 202 730 . 670 Hurmadan 700 Hava Kurumurrtuzun pek ehemmiyetli olan varlığı, yurdu> Küçük Haberler müzun hayrına masrui bulunan pek şerefli, pek lüzumlu hizmetleri herkesçe malumdur Kızılay Kurumunun bir kısım yardıma • » • GALATASARAY Lisesi ilk kısım muhtac vatandaşianrmzın imdadlarına nasıl koşup durduğu da dan bırıncılikle mezun olan dört öglencı. dun s«bah Vali ve Belediye Reisi şükran ile görülmektedir. Çocuk Esırgeme Kurumunun korunDr. Lutfi Kırdarla. Saglık ve Sosyal maya tnuhtac bir nice vatan yavruları hakkındaki pek şefkatl. Yardım Mudürü Dr. Faik Yargıcıyı himayesi de takdirlere şayan bulunmaktadır. Binaenaleyh aldığı makamlauııda ziyaret etrnıslerdır. teberriiatı elde ettiğı nakdî muaveneti bu iki Kurum ile aralann* DENIZYOLLARI Jdaresi. Ksdıkoy da payiagan Havs Kurumumuza her vesile ile yardımda buluniskele»inde bir büfe açmığa karar vermak r.:^im içln vatarjı. içtimaî. meşkur bir vazifedir. Bu hususu miftir Bufenin lnsasına baslanrnıçtır. • DEMOKRAT Parti Fatıh İlçe Ku sayın ah&ljmıze ve bılhassa malî durumları müsaid olan dindaşrulu. 30 temmuz cumartesi gunu saat larımızs ehemmiy«tle arz ile sadakai tıtrın şehrimize aid miktarı 15 ten sabaha kadar devam edecek bir ılân olunur. (10629) c Elçi. kendlaile görüjen bir ark»d»|imıza şunları söylemiştir: « İki ayl;k mezunıyetimi geçirmek üzere vurda gelmlş bulunuyorıım. Bir aralık bozulmağa yuz tutan Turkiye Lübnan münasebetleri bugun ı>i bir durumdadır. Lübnan Hukumet Reisı ve Başbakanı, memleketimize. Cumhuriyet Hukumetlne olan daimi hıırmet hıslerinin ibEâğını benden rica ettiler.'» İstanbulda sadakai fıtrın miktarı • Sünn«t duğunü mü»amer«i» tertib etmiştir. İstanbul Müftülüğü İs bu kerteye geldikten sonra, İnRİlterenin karar vereceği iki şeyden biridir. O. ya dişind»n tırnağından arttırarak ıhracatmı arttırmak ve ithalâtını kısmak yolunda sebatta devam edecek, yani perhizkârlıktan şaşmıyacaktır, yahud da mevcud sıkmtıyı hafifleterek sterlinin dış değerini düşürecek ve bu yoidaj» ihracatını arttırmaya bakacakür. Görünüşe göre, İngiljere eski yolunda devam ediyor. Son Dominyonlar toplantısınds İngiltere. ster Unutmak azartesi güııkü Cumhurijet'te çıkan bir habere gore. Kuruçeşmede 1947 mayısında inşasına başlanmış olan ve 1949 temmuzunda biteceği söylenen 90.000 tonluk krimür depolan hâlâ tamamlanamamıştır. Depolar, bu kış da kullanılamıyacaktır. 1948 de memleketimize getirilmesi icab lini 4.03 paritesinde sımsıkı tutmak eden kömür vincleri de hâlâ yola ve bu esas dahilinde yeni bir zorla çıkarılamamıştır. Alâkalılar, depomalı ihracat kampanyası (Export ların 1951 yılından evvel tamamDrive) yapmak kararını vermiştir. Ianamıyacağını ileri sürmektedirler. lâkin, buna karşı da, büyük Ame Sanki bu kömür darlığında İstanbul rikalı alıcının misli misline karşılık da 90.000 tonluk kömür stoku yapolsun diye İngiliz malından başçe mak kabilmiş gibi, her şeye mesevirmssi, ihtiyacını başka yerlerden lâ Halic tersanesinin yeni gemi yasağlamaya kalkması mümkündür. pabilecek surette takviyesi gibi yaİngiltere ikinci yoldan gitmek ratıcı ve müsUcel bir işe takdimensuretile ihracat mallarını ucuzlata büyük paralar sarfile inşasına başbilirdi. O takdirde, başta Amerika lanan Kuruçeşme depolan da Devolarak dünya memleketleri hep bir let Denizyolları ve Limanları İdaden İngiliz mallarına eski rağbeti resinin her işi gibi geç kalıyor. Sagösteıirlerdi. İngiliz iç fiatları, yük yayım mi? Gecilune 1 1946 ekim ayıniB sek ücretler ve eski moda imal usullerinden dolayı yüksekliğini 31 inci günü Ansaldo tezgâhlarına muhafazada devam ettikçe. gidile 8 gemi ısmarlanıyor. Bu 8 gemiden çek yol bundan başkası değildir. altı büyük geminin birincisi yirmi Ihracata geniş akış, bu şartlara gö ay sonra. altıncısı otuz iki ay sonre. ancak böyle verilebilecektir. Fa ra, iki küçük Marmara tipi gemikat ne care ki. İngiliz Maliye Nazı nin birincisi on sekiz, ikincisi yirrı Sir Stafford Cripps anud bir sa mi ay sonra teslim edilecekti. Böydakatle pariteye mıhlanmış. onun lece gemilerin teslimi 1949 hamuhafazasını İngilterenin şan ve riranında bitmiş olacaktı. Geçen senc ia\ı!arı 2 büyük ve 2 Marmara 5.erefi!e bir tutmaktadır. tipi olarak döıde indirilen gemiBunun bir neticesi olarak. İngil ler 1950 <onuna kadar gelebilirlerse tere haricindeki dünya. sterlin da ne mutlu. vasını kendi davası yapmak, onu Gecikme 2 1946 aralık ayıniD bizzat kendisi eline almak istemek10 uncu günü Holanda tezgâhlarına tedir. Sterlini düşürmek için, bazı 6 şchir hattı gemisi ısmarlanmışür Avrupa memleketlerile Amerika Ok 2 tanesi 14, 2 tanesi 17, 2 ta(oplu ve müşterek hareketlere başnesi 20 ay sonra teslim edilecekti. lamışlardır. İngiliz Maliye Nazırı Yani ilk iki gemi 1948 şubatında, ise kendine has vakarile bu hareson 2 gemi de 1948 ekiminde tesketlere karşı tek başına meydan lim olunacaktı. Beşinci ve altıncı okumaktadır. gemilerin teslim edilecekleri 1948 İş bu kadarla kalmıyor. Marsh3İl «onbaharında ilk gemiler geldi. Somüzakerelerinde görüldüğü gibi, nuncu gemi olan Anadoluhisan'nı konu (hür iktisad) ve (güdümlü hâlâ bekli.voruz. 1948 ekimindenbeiktisad) tartışmalarına kadar götü ri 9 aylık bir gecikme. rülüyor. Bu tartışmalardan anlaşılGecikme 3 1946 nisamnın 20 dığına göre, Avrupanm çoğunluğu sinde İsveçten alınan 2 şilepten heile Amerika hür iktisadın, İngilte nüz kuakta bulı^nan Edirne (eski ıe ise gittikçe keskinleşmek isti adı Trabzon) 1947 haziramnda gedadını gösteren bir güdümlü iktilecekti. 16 aylık bir gecikme ile nisadın tarafını aşk ve şevk ile tuthayet 1948 ekiminde gelebildi. maktadırlar. Gecikme 4 1947 temmuzunda, Kale ve mazgal arkasından ikti Fuad Zincirkıran heyeti Amerika* sad yapmak demek olan güdümlü dan 10 gemi almıştı. Bunlardan 2 iktisadi. açık meydanda yürümek gilcp ile 2 lankeıin mürettebatı 1947 esasına dayanan hür iktıs.ada karşı eylulunde Amerikaya vardılar, gemüdafaada İngilterenin önayak ol mileri hemen ahp geleceklerdimak istcmesi kolay anlaşılamamak Halbuki 3 tanesi 1948 başlarında, bir tadır. Hattâ, hür iktısadın öz vatanı tRne^i martta yola çıkabildi. olan İnEilterenin bu yarım çark haGecikme 5 Gene 1947 temmureketini tarihi gararetlere bir ye zunda Amerikadan alınan 10 gemi nisinin eklenmesi gibi mütalea ve arasında bulunan 6 yolcu gemisinin kabul etmek bir zaruret olmakta tamir ve tadilleri süratle yapılacak dır. ve 1948 nisanında geleceklerdi. 1949 Fakat Cripps çekilse durum de temmuzundayız. Yalnız 2 si geldi, ğişe'cek midir ve nasıl?. öteki 4 tanesi de ağustosta gelecekler. 15 16 aylık bir gecikme. Gecikme 6 Gene 1947 temmuMasume Serdaroğlu | N zunda Kuad Zincirkıran heyeti Halicdeki fabrikaları takviye edecek ile \e yeni gemi yapmamızı mümkün kı'acak 80 tczgâhlı. mükemmel biFahri Bangi rer motör ve makine atölyesi ısEvlendiler. mıılamak için butun kuntratlan hazırlamı^tı. İmzadan 3 11 ay 19 7 949 sonra tamamite teslim alınacaktl. Bugun liHİâ atohcdcn. hattâ rnukavclelcıin imzasından bile haber yoktur!. Gecikme 7 1947 ağustosunda da aynı he\et 12.000 tonluk^ kaldırma kabiliyetinde 150 metre uzunluğunde gemileri alabilecek bir yüzer havıızun plânlarını ve pazarhğuu yapmıştı. Mukavele imzalandıktan 15 ay sonra İstanbulda teslim alınacaktı. Yüzer havuz da hâlâ ısj nıaıianmamıştır. Gecikme 8 1947 ma\ısmda. 120 tonluk ağ'.v yükleri kaldırabilecek bir yüzcr rotatif maçuna. alınmak üzere anlaşınaya vanlnıı^tı. İmzadan sonra 12 ayda teslim edilecekti. Bu da hâlâ ısmarlanmamıstır. Gecikme 9 1947 de inşasma başlanmıs ve 1949 temmuzunda bitA, J. Cronin'in mcsi nıukarrcr kömür depoları da haaika romanı 300 kuruş bümem kaç av gecikiyor. bu İdprenin 1946 danberi ARİF BOLAT KİTABEVİ el Allahım attığı hangi iş geciknıemiştir kı... MAZIYI LÂZIM Bir Amerikan heyeti geldi Gene istim meselesi! Et, süt, yağ, kırtasiyecilik, ihmalcilik, aldırmamazlık, pahalılık ve buna benzer klâsik derdlerimizle yaşıt, siz seksen yıllık deyiniz, ben doksan senelik diyeyim, bir türlü üzerine merhem sürülememiş onBu satırları okuyan akıl ve iz'an maz bir yaramız var: Kimsesiz çoerbabının: cuklar meselesi! Eyvah bu batfcede bizler gene Bir kaç zamandır. bu iş yeniden yandık! >le alındı, kanun yapıldı, hattâ tatDememesine imkân var mıdu:? bikata geçildi. Gazetelerin o huÇocuklar toplanıyor, ortada hi; bir ciddî hazırhk görülmüyor, Be lediye cevab vermiyor, tek ümid. ötedenberi kadrosunun müsaid olmadığını ileriye sürerek kabule meebur olduğu hastaları ve yoksulları bile geri çevirmek zorunda kalan «Akü hastanesi» ile «Darülâceze» de! Binalarının darhğmdan tahsisatlarınm azlığından durmayıp şikâyette bulunan bu müesseseler kimsustaki faaliyete dair verdikleri ha «esiz çocuklara nereden paviyon aberlerin başından, ortasmdan ve yıracaklar? nihayetinden işte size bir kaç Ey işbaşındaki" efendilerimiz, olcürnle. du olacak, bir asra yakın bir za«Istanbul Sağlık müdürlüğü, ka mandanberi ihmal edilmiş bir hanunun neşredilmesi üzerine kendi yır ve mürüvvet isi bir kaç sene sine verilecek yedi yaşına kadaı daha geri kalsm. Evvelâ bu yavru> çocukların barınabilecekleri yer ların sığınacakları yurdlar, terbiyo leri kararlaştırmaktadır. Şimdilik edilecekleri eğitim evleri. okutulaBakırköy hastanesinde ve Darülâ cakları okullardaki yerleri tesbit cezede bu çocuklar icin paviyonlar edilsin, ondan sonra «devşirme» hazırlanmaktadır. Bilâhare ihtiya hareketine geçilsin. a göre yeni binalar bulunacaktırBir keramet sahibi gibi, size şimBelediye, Sağlık Bakanlığının diden pek yakında hasıl olacak va^ müracaati üzerine işi Şehir Meclisi ayeti tasvir edeyim. İyi kötü baazalarından mürekksb bir komis rındıkiarı eş dost. hısım akraba ona havale etmiştir. Fakat aradan bucaklarından veya köprü altları, ki av geçtiği halde komisyon neH köşebaşlarından. vapur iskelelerinceyi Sağlık müdürlüğüne bıldirme den. şimendifer istasyonlarından nvştir. Yeniden Belediyeye müra toplanılan bu biçareler, rahatsız ve caat edileoektir.» bir takım kamplara yet Y a z a n : ••••••••••^•••^ AHMED HİDAYET REEL leştirilecekler, sefil bir vazıyette faydalandıkları hürriyetlerinden de mahrum edildikleri ve eski yaşayış tarzlarından daha iyi bir hayata erişemedikleri için, bulundukları mahalleri sevemiyecekler, bilâkis onları birer cezaevi, sürgün yeri gibi telâkki edecekler, bazıları bacak, kol kırmayı. hattâ ölmeği göee alarak kaçmamn yolunu bulmava. çahşacaklardır. Bu sefer, bir saklambaç oyunu başlıyacak, zabıta bir taraftan yenilerini toplarken, öte taraftan dağılanların peşinde koşacak, yıllaı geçecek, maksada bir türlü varılamıyacaktır. O zaman, bütün muvaffakiyetsizlikler, felâketler, hüsranlar neticesinde yapüğımız gibi oturup' iki «•Ah.. ah..», üç «Vah... vah... vah!.» oldu bitti. Yalnız buna küçük bir ilâve daha yaparız sanıyorum. Hep bir ağızdan Fikretin hazin mısraını vüksek sesle yanık yanık tekrar etmek: Ey kimsesiz avare çocuklar, hele sizler, hele sizlet Ankarada işletüği taksi birine çarparak yaralamış. aynı zamanda aıaba da harab olmuş! Gördünüz mü. acıklı bir tesadüf yüzünden kendisinden daha istenmeden mal beyannamesi veren adamı. Ama, ibelki de gerçekten köydeki çiftini çubuğunu, kırdaki bahçesini, tarlasını satıp bu yoldan beş on para kazanma sevdasına düşmüştür. Yahud da kimbilir, yüksek maaş (!) ından biriktirip almıştır. Arabayı her ne türlü elde etmiş olursa olsun, bir Başbakanlık hademesi için büyük bir kabahat sayılmıyabilir. Yalnız meselâ Tekel müfettişinin meyhane, Belediye İktisad müdürlüğü mensublarımn bakkal dükkânı açmaları, doktorun eczacı ile ortak olması, Belediye zabıtası memurunun taksi işletmesi tehlikelidir. Tramvayda kulaklarımla işittun. iki belediye zabıtası menbusu karsı karşıya geçmişler, tiksilerinin o günkü kazanclarını hesablıyorlardı Altınorduluları davet Altmordu Muteşebbis Heyetmdtn: Tarihi spor kulübümüzün 23 temmuz cumartesi gunü saat 15.30 da kadlköv Halkevinde kongresi yapılacağmdac, Turk sporuna yıldızlar yetiştiren ve 6 sene şampıyonluk kazanan şerefli kulubumuzun kongresine kıymetli ,\ltınorduluların te&rifleri rica olunur. Içinde yatsın. Maarif Nazırı Emrullah Efendinin eseridir. Efendi hazretleri, eğitim ve öğretim işini, kökü havada «Tuba agacu na bentetirdi: Maarifi, dcrdi, aşağıdan yukarıya değil, yukarıdan aşağıya doğrj ıslah etmek lüzımdır. Derdi. Bu kanaati yüzünden de ıslahata ilk okullardan girişeceği yerde «Darülfünun. ve «orta mekteb» lerden başladı. Dört sınıflık • idadi. leri altı yıla çıkararak clise. yaptı. * Merhum, dalgındı, filozoftu ama. bizd« Avrupaî eğitim ve öğretim sisteminin ilk temelini atanlardandır. Fakat, herkes gibi onun da muarızları vardı. Eski harflerle yaalış tarzları birbirlerine benzediği Igin arabca «olmadı» manasına gelen «Leyse» kelimesini «Lise* yerine kullanarak kelime oyunu yapıyorlar ve onun eserile alay ediyorlardı. Ne dersiniz, bu lâtifecilerin 4ediği biraz da doğru çıktı, aradan kurk yıla yakrn bir müddet geçmiş bulunmasına rağmen «lise» ler hâlâ bir «kolej» veya «Gymnase» s«kline giremediler. Erbabmın söylediklerine bakılırsa öğıencilere «Üniversrte» de göre ~meri tahsilp temel teşkil edecek kâfi malumatı versmivorlar. Sebebi? Iım. Nitekim Curahuriyet devrinie gelip geçen bir çok M?arif Vekilleri, Kü'tür Bakanları da bu mesele ÜEtünde kısa ve uz'n vakfeler yapmışlaıdır. Son MUli Eğitim Bakanı kıymetlı dil mütehassısımız Banguoğlu da liselerin verimsizliklerini orada okunulan muddetin azKıa ve takib olunan proeıamlarm kifayetsizliğine atfetti ve bu okullara birer sınıf ilâvcine, programiar.n ıslahına karar verdi. Hİ5 de fena bir fikir değil. Lâkin, A Bütün Kadıköy ve civarının beklediği film: M B E R ır. TAMAMEN RENKLİ. Bugünden itibaren: Kadıköy HÂLE Sinemasında İSMAİL DÜMBÜLLÜ ve arkadaşları Kıymetli ses sanatkârı SÜZAN GÜVEN ve NECAT KON\N konseri Yarm akşam Büyükdere BEYAZ PARKta ayni prograrr.a ilâve olarak Lutfi Güneri Bu akşam Kızıltoprak SAHIL gazinosunda Âr yılı değil.. Gazeteler yazıyorlar. Ba bakanUi. dairesi hademelennden biriain Lise ve Leyse ler. malum ya. meşhu: >Tuba agacı» nazariyesi sahibi, nur geçen gün gazetede çıkan liseleri ıslah komisyonuna aıd haberlerde bu komisyona iştirak edecek «Ünıversite» profesörlerinin isimlerini gördük. Lise öğretmenlerinden hiç bahis y°k! Evet. vüksek tahsil yapacak lise öğrcncılcrin.n ne gibi malumatla mücehhez olm.'ilarını inceleme bakımından o komisyonda Ünivarsite profe.^ölprine baş köşede jer ayrılabilir. Fakat, heyetin ruhunu teşkil edecek üyeler lise öğretmerileridir. Onlar kadar hiç kimse «lise> yi içinden ve derinden tanıyamaz. Lise ri • • ?nlorinin ka tılmadıkları bir komisyonun ıslah edeceği .lise» ler de korkuyorum, Sebebi uzundur. yalnız derd ma kırk yıldanberi oldukları yerde salum ya, biz onun üzerinde dura yan «Leyse» lere dönmesinJei?,