18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURrüE! 22 Haziran 1949 Mevzııları | Çaîısma Konferansı ve işçiye aid meseleler Yazan: Ahmed Halil Bugünlerde Türk mümessillerinin de işrirak ettiği milletlerarası çalıjma konferansı Cenevrede toplanmış bulunuyor. Bu seneki çalışma konferansmın bizim için taşıdığı bir hususiyet, bu konuşmalara başka nazarla bakmak lığımızı icab ettiriyor. O da şudur: Bu senekir konferansın toplanmasından e\ \'el. milletlerarası iş bürosunun mümessilleri memlekeümizdeki çalışma hayatma aid hâdiseleri bizzat gördüler. Eğer milletlerarası toplantıda müşahedeleıini anlatırlarsa bütün dünya realitesi herkese açık olan Türkiyedeki iş hayaüna iyi veya eksik taraflarile vâkıf olacaklardır. Bundan, kendi tş ve işçi hayatını, yiğitçe ve olduğu gibi başka milletlerin müşahedelerine arzetmiyen, onu gösterrrokten çekinen ve müietlerar^ı çalışma konferanslarına iştirak eylemiyen bazı dnvletler der» almalıdır. *** Ele geçen dünya matbuatı sahifeleri, bilhassa milletlerarası çalifma toplantılarımn yapıldığı bir zamanda milletlerin adeta birbirlerine refcabet edercesine «ben işçi meselelerine daha <jok ehemmiyet veriyorum!» dediklerini gösteriyor. Milletlerarası iş konferansına iştirak eden Arjantin mümessili bir İsviçre gazetesine verdiği beyanatta Arjantinin birinci sınıf sosyalist memleket olmağa doğru adımlar attığını söylemif. Zira «Hisse senedlerine işçilerin de iştirak ettiği sirket ve işletme» tecrubesinin gittikçe gelijtiği yegâne memleket Arjantindir. Bilindiği gibi sosyalizme giden yollardan biri olarak bu yoldan da bahsedilir. Şimdiye kadar yapılan tecrübeler, iki şekilde teceliı etmiştir: 1) İşçinin iştirak ettiği anonim şirket tefkilâtile; 2) İşletme sahibinin kendiliğinden hareketile. Bunlardan birincisine Fransa 28 nisan 1917 kanunu ile önayak oldu. îkincisinin' fikir babası meşhur İngiliz kapitalisti O^'en'dir. İngilterede buna doğru bazı tecrübeler yapılmış bulunmaktsdır. Arjantin bu yollardan birincisini takib ediyor. Esasen geçen sene Belaunde isminde Arjantinli bir muharrir bu konu hakkında bir kitab neşretmiş, bütün dünyanm dikkatini celbeylemişti. Muharrir, bu usulün bütün Arjantinde hukukî bir rejim halinde teessüs etmesini lüzumlu bulmaktadır. Amerikada kendiliğinden. hukukî iktisadi bir teamül olerak İngiltereyi takiben teessüs eden bu (işçinin işletmeye iştiraki) meselesi. cenubî Amerikada Fransayı takiben gelişmektedir. Biri teamül hukuku. diğeri müsbet ve menfi hukuk halinde gelişen iki cereyandan birinin acaba Türkiycde tecrübesine girişilebilir mi? Bir gazete Sümerbank işletmelerimn tedrici surette anonim şirket haline getirileceğini haber veriyor. Bu adım atılırken ticaret hukukçularının Societe anonyme â participation ouvriöre İşçinin iştirak ettiği anonim şirket • dediği şirkete doğru da adım atabilir miyiz? Millet Mecüsinin sol taıafındaki sandalyelerde oturan fırka mensubları için orijinal bir «lava! *** Milletlerarası çalışma konfeıanBinın cereyan ettiği bir sırada Belçikada işçi ücretlerinin yeni düzeninden b&hsediliyor. Bazı iktisadi sektörlerdeki fiat serbestisi, işçi ücretlerinde yükselme neticesini doğuruyor. Hükumet, gıda maddelerindeki pahalılığı önlemek için fimdiye kadar yaptığı sübvansiyonu kaldırınca, işçi ücretlerinin iştira kuvveti azalıyor. 6 temmuz 1948 tarihli bir kanun bazı iş sahalannda saat başına elli santim, aylıklı müstahdemlerde ayda yüz frank uir arttırma kabul etti. Fakat şimdi yeniden bir ücret düzensizliği başgösteriyor. Birkaç ay evvel, senenın on iki ayında yapılan aylık aiîe yardımlarma bir on üçüncü ay yardımı ilâve edüdi. Fakat bütün bu tedbirler, eşya fiatlarındaki artışı karşılamaktan uzaktır. Bu hususta milletlerarası anlaşmalar yapmak ne mümkün. ne de lüzumlu. Yapılacak iş, milletlerarası çalışma konferanslanndan değil, milli çaiijma r =haberleri Hava parası tarihe karışıyor Istanbulun bemen her semtinde hava parasız kiralık ev bulmak kabil oluyor Beyoğlu, Eminönü. Karaköy gibi bir kaç piyasa mahalli haric olmak üzere şehrimizin hemen her tarafında. binalar için istenen hava parası, artık tarihe karışmış gibidir. Istanbulun aşağı yukarı her semtinde hava parasız kiralık ev bulmak kâbildir. Bunun başlıca sebebi. yeni inşaat, eski evlerin apartıman ha'ine konarak daire, daire kiraya verilmesi, yahudi muhacereti ve Anadoludan Istanbula yazı geçirmek üzere gelenlerin azalmasıdır. Filhakika bu sene Adalar müstesns Boğaziçi. SuaJiye gibi Anadolu yakasındaki sayfiye mahallerinde kiralık evler bomboş durmaktadır. Belediye Fen Müdürlüğü 949 senesinin ilk altı aymda 2700 ev inşasına ruhsat vermiştir. Levend oiftliğinde 400 halk tipi evin inşasına da yakında başlanacakür. Böylece, mesken sıkıntısı büyük bir süratle önl enmektedir. Mesken tedariki imkânlarımn çoğalması, mahkemeleri bir hayli işgal eden tahliye davalarının da tedricen azalmasıru intac etmektedir. Bu davalar arasında çok enteresan olanlan vardır. Bazı ev sahiblerinin kiracılarını çıkarmak için ev'erinin merdivenlerini söktükleri görülmüs veya iddia edilmış, Karagümrükte bir kahveyi tahliye ettirmek isteyen bir mal sahibinin, bir takım sabıkalıları, ellerinde rakı şişelerile kahvehaneye götürtüp hâdise çıkartmasır.a rastlanmıştır. Hava parası vermekte küçük bir mahallebici dükkânmın sahibi rekor kırmıştır. Söylenildiğine göre Şişhaneyokuşunda ufak bir mahallebici dükkânı sahibi olan ve ?ek mütevazı bir hayat geçiren bir şahıs, Beyoğlunun herkesçe maruf bir gazinosunu, 80,000 lira hava ı:?rası vermek suretile kiralamış ve bir hayli masraf ederek burasını büyük bir mahallebici haline getirmiştir. Şimdiye kadar şehirde bu kadar çok hava parası verildiği :şitilmiş değildir. Evi olmıyanlara şehir içinde 200 arsa verilecek Şehir hududları haricind* 17 p»rça halinde olan 10.000 dönümlük arazinin e^• iıış<v» için gecekondu saÇibleri'.e halka îevzi edileceğir.i ve bunlara sid pİEnl.irm Sehir Meclisince tasdik c^ildiğini yazmışlık. Milli Emlâk Mudnrlügünden yaptığımız tahkikata göre, şehir hududları içindekı arsalardan da halka tevzi edilmek üzere 200 parca arazinin bir listesi 'Beiediyeye verılnı^ştir. Bunlar kur'a ile İstsınbul halkından evl olmıyanUra verilecek ve alanlar. bir sene zarfında ev inşasına mecbur tutulacakUrdır. Hayat pahalılığı meselesi Şehir Meclisinin bugiınku toplantısında hayat pahalılığı mevzuu konuşulacak ve Meclisten ayrılmış olan Tâü Komisyonun raporu münakasa edilecektir. Adliyede bir terfi Fitih İkinci Sulh Hukuk Hâkimi Baha Ç: kıt, Hâkimler Kanunu uyarır.ca toplanan Ayırrna Meclisi kararlle (60) lira asli maeştan (70) liray» tcrcihan terii ettirilmişîlr. Dün de 200 Yahudi Filistine gitti Fiüstine muhaceret devam etmektedir. "Buntajn motörü. dün 200 yolcj ile Hayfaya hareket etmiştir. «Ankara» yolcu gemisi haftaya geliyor D^nizyolları îdaresinin Amerikadan satın aldıgı Ankar» yolcu gemisi. ayın 2S inde limanımıza gelmiş olacaktlr. Gemi. Akdenlzin muhtelif limanUnna uğramıştır. Bu arada Marsilyadan ancak bir yolcu alabilmi;tir. Buna sebeb olarak. Idnrenin daha evvelden ücretleri tesbit ederek. acentalarına blldirmemiş olması gösterilmektedir. Dlğer taraftan ttalyan Denizyolları da, Akdenizde çahftırmak üzere hazırladığı konforlu ve aüratli gemilerı yakında seferlere başlatacaktır. Bu suretle Akdeniîde büjük bir rekabet başlayacaktır. Şehrimizde büyük bir talebe yurdu inşa edilecek Mİ1U EJItim Derneğine bağlı bulunan bütün talebe yurdları, 1 tcmmuzdan itibaren Milii Eğitim Bakanlığma devredilmiş olacaktır Bakanlık, İstanbulda büyük bir talebe yurdu inşa ettirmek üzere harekete geçmiştir. Bakanlık mühendisleri. yenl talebe yurdnnun Langa bostanmda kurulmasını muvafık gdrmüsler ye keyfiyetl bir raporla Bakanlıga blldirmislerdir. Dış ticaretimiztn tanzimi hakkında bir toplantı İstanhul Tüccar Derneği. dış ticaret rejirrimizin tanıimi maksadlle bugün, Liman Lokantasında bir toplantı yapıeökıır. Toplantıda Zkonomi ve Ticaret Bakanhğı Di6 Ticaret Dairesi Reisi Munis Ozansoy da hazır bulunacak ve ilırscatçı, Ithalâtcl tüccarla görüşec?ktir. ı j MEMLEKET 1 DAVALARI T 1 T 7 M NALINA I f l t H 1 MIHINA I konferanslarından beklenmeli. Bu ttibarla Cenevrede toplanan dünya mümessilleri, ancak karşılıklı olarak kendi memlekîtlerindeki işçi ücretlerinin gittikçe nomimal kaldığı noktasmda belki birleşirler. Alınacak tedbirler, her memleketin kendi sosyal yapısına göre olsa gerek. Türkiyede son zamanlarda ortaya çıkan toplulukla iş ihtilâflarınm as:l hikmeti bu noktad5) aranmah. Dünya ölçüsünde müşterek yegâne bir vakıa varsa o da işçi ücretlerinin geçinme durumile arzettiği ahenksizlikten ibarettir. *** Bu noktada asgarî ücretin tayini denen mühim bir problem, vaKİt vakit» milletlerarası iş ve çalışma toplanülarını alâkadar etmiştir. Şimdi toplantllarını yapmakta olan milletlerarası konferansmda da bu noktanın bahis mevzuu edileceğini gazete haberlerinden öğreniyoruz, Olsa olsa her memlekette asgarî ücretin tayini mecburiyeti, milletlerarası mukavelelerde yer alabüir. Fakat bu mecburiyeün tatbikı, her memleketin hususî durumuna göre çeşidli hai tarzları istiyor. İş, sonunda milli ve yerli bir çalışma konferansında mevzuu dikkatle ele alacak iktisadcıların ve içtimai siyasetçilerin hayırlı çalışmasına, sonra da bunu hüsnü niyetle tatbik edecek icraatçüarın himmetine kalıyor. İç ve işçi hayatına aid milletler^ arası meselelerle değil, emperyalizm davasım gerçekleştirme yolu ile kendi kapalı dünyasında meşgul olan Rusya ve peyk devletleri müstesna, bütün dünya sosyal politikacıları, milletlerarası konferansı münasebetile ücretli tatil> meselesini ele almış bulunuyorlar. Bugün işçiye tatil günlerinde ücret verroe ifi ya: 1) Kanunî surette, 2) yahud Işi verenle iş alan arasındaki mukavelelere dayanarak teminat altına alınmaktadır. Çalışma hakkına olduğu gibi istirahat hakkına da sahib olan işçinin, tatil günlerini huzur içinde geçirmesi için ücretli dinlenme günlerinin sayısı, senelik ortalama miktarı, iş vereni değiştirmiş işçiler bahsinde durumun mahiyeti, İlh... gibi meselelerin her biri başlıbaşına birer problemdir. Bizde geçen sene atılan yarım bir teşrii adım, hâlâ neticelenmedi. Son bir aylık müddet içinde büyük ölçüde kanunlar yaratan B.MM. den bu sefer bir kaç maddelik ücretli tatil kanunu projesinin çıkması çok iyi olurdu. İhtiyarlık sigortasl kanununu elde eden ve bütün işçi tabakalarınm şükranını kazanan Çalışma Bakanlığını, bu yüzden tenkid etmek çok büyük insafsızîık olur. E^asen kanun teklifi gazetelerden edinilen bilgiye göre, Mecliste bulunuyor. Temenni edelim ki gelecek milletlerarası çalışma konferansına iştirak edecek olan Türkiye. «ücretli tatih işini de baçarmıç olarak katılsm. *** Görülüyor ki medenî dünyanın alâkadar olduğu bütün işçi davalarınm şu veya bu şekilde Türkiyemizle de yakm alâkası vardır. Milletlerarası toplantılar. ttmaşası hoş ve Türkiye için biraz masraflı bir merasim halinde cereyan ederken, asıl mülî meselelerimizin halli ile bizzat kendimiz yakından meşgul olmalıyız. Devlet Konservatuvan artistleri şehrimizde Devief Konservatuvarı artist ve talebelerinden müteçekkil 135 kişi. Açıkhava Tiyatrosunda temsiller vennek üzere şehrimize gelmişlerdir. Temsillere önümüzdeki haft« içinde başlanacaktır. Okulların tamiri Milli Eğıtinı Müdürü Murad Uraz, yar.ında Bakanlık mühendisleri otduğu halde. jehrımizdeki okulUrı (ezmi; ve görülen noksaniarı tesbit etmijtir. Tatil aylarında okullar esaslı bir şekilde tamire tâbl tutulacaktır. Mr. M>Ton Taylor şehrimizde Anıerik..mn Vatikn^T neıdındc!ci sf.vasi nrımessili Mr. Myron Tsylor. Papa ile görüjtükten sonra şehrimize gelmiştir. Mr. Myron Taylor'un fielişi, muhtelif te.'sirlere yol açmıştır. Kendisitıin Ortodoks Patriği Athenagoraı ile göru^ecegi jöylenmektedir. Avrupa süratle kalkınıyor. Bu arada biz, hâlâ kımıldanamadık diye ^kâyetle vakıit geçiriyoruz. Birbirini yıllarca bomba hücumlarile nasıl mahvettiklerini gördüğümüz Avrupa memIeketlerinin bellerini kolay doğ rultamıyacaklarını sanıyorduk. Halbuki, onlar kısa zamanda yeniden canlandılar. Aynı yoldan biz de yürümeye karar versek ve yürüsek kuru şikâyetten daha hayırlı olacaktır. Ama bu taklid bizi sıkıntıya sokar, didinmeye mecbur edermiş. Olabilir. Milletçe kalkınmalar fedakârlıksız olmıyor. Muhakkak olan bir şey varsa o da, etrafa hayranlıkla bakıp kıymetli harb sonu yıllarını oyalanmakla geçirecek yerde, açılan dünya iktısad yarışına katılmamız artık bir zaruret halini almıştır. Biz şimdiye kadar dünya yarışlarından yalnız futbolla, güreşe katıldık. Bunlar nispeten kolaylarıdır. Daha güçleri var; en güçü iktisad yarışına katılmak, orada zafer kazanmaktır. Her memleket için olduğu gibi, bizim için de o yarışa girmemenin ve zafer kazanmamanın neticesi çöküntüdür. îngiltereden misal alalım. Oradaki parola şudur: Eğer yakın zamanda İnğilterenin harbde bozulan sermaye terakümü sürati düzelmezse, İngiltereye çöküntü (Collapse) mukadderdir. Biz iktisadımızı ıslah etmekte îngilizlerden pervasız olamayız. önümüzdeki fırsat, müstesna bir fırsatır. Böylesi belk: bir daha elimize geçmiyecektir. Zıra, bu seferki harbden sonra, Avrupa memleketleri iktisad yarışına çok gerilerden başladılar. Onların yolları ve köprüleri harab olmuş, liman ve tersaneıerinden iz kalmamış, fabrikaları yerle beraber yıkılmıştı. İjte, onlar böyle geri ve iptidaî noktalardan koşuya girdiler. Fakat, dört yılda bu perişan durumlarını kahramanca ve fedakârca çalışmak sayesinde ıslah ettiler. Öyle ki, bugün oralarda, en güç davalardan olan istihsali artttrma ve nakliye işlerini düzenleme işleri o kadar ileri gitmiştir ki, onların bazı branşları harbden önceki yılları da geçmiştir. İstatistikler bu hakikati ayan beyan gösteriyor. Bu başarıyı bazılarımız şöyle yorumluyor: Onlar elbette ilerler. paraları var. Bu görüş yanlıştır., Onların paraları harbde tükenmişti. Bütçeleri bizim gibi açık, tediye muvazeneleri bizimki gibi bozuktu. Altınlan erimiş, döviz mevcudları kalmamıştı. Böyle iken, nasıl oldu da bugün hayran hayran gezdiğimiz Avrupa memleketlerinin iktisadları kalkınıyor? Bu bir sır ise, her işi bırakahm. bu sırrın peşinden koşup onu öğrenelim. Bazılarımız da şöyle diyor. Model olsa her şeyi yaparız. O halde, işte ıktisadî kalkınma modeli önümüzde bir değil, bir çok İngilterede harbden mecalsiz çıkan halkın yaşama hamlesini gördük, Cripps iktisad programının nasıl ciddice tatbik edildiğini görüyoruz. Düşman çizmesi yiyen Fransanın Monet plânına yaslanarak nasıl kalkındığmı görmekteyiz. Yangından çıkan ttalyanın, su kanalları kırılan Holandamn, fabrika bacaları devrilmiş Belçikanın ve daha diğerlerinin kurtuluşları hep gözümüzün önünde cereyan ediyor. Hele Almanya misali ayrıca göze batmaktadır. Daha dün aç ve sefil bir halde Frankfurt sokaklarında Amerikan işgal askerlerinin attığı sigara izmaritlerini toplayan Alman halkı, bugün hayat seviyesini diğer Avrupa memleketlerininkine yak laştırmıştır. İki yıl evvelisine kadar Alman gıda şartlan, kalori miktarı, giyinme, barınma durumları ne idi, bugün nedir Kalkınma yolu Dr. N. oralara gidip gelenler anlatmaktadır. Harbden sonra, görülmemiş bir azımle çalışmaya başlayan Alman halkı bu işe asla yıkılan villa ve barlarım yapmakla başlamadılar. Şöyle başladılar: 1 Kömür istihsalini sıfırdan senede 100 milyon ft>na çıkardılar, 2 Yıkılan elektrik santrallarını yeniden ve daha modern olarak yaptılar, 3 on binlerce köprü kurdular, 4 Zabıta otoritesi azifesini ifa eden zabıtaya karşı gebnek şek lindeki kabadayılık, te<5 ricen artarak ve soysuzlaşarak polislere bıçak çekmeğe, yaralamaga kadar vardı. Son giinlerde, dört polise hücum vakası oldu. Bu. nizam ve intizam, emniyet ve asayiş bakıraından hiç de hayırlı bir alâmet değildir ve zabıta otoritesimn, bir kısım insanlar üzerinde, çok zayıfladığına delâlet eder. İleıi demokrasi lejiminin ferdlere sağladığı hürriyetleri, başıboşluk ve başıbozukluk sananların gittikçe çoğaldığını görüyoruz. Bu gibilerin çoğabnasile makusen miitenasib olarak zabıta kuvvetlerinin otoritesi de zayıflamaktadır. Eğer bu hal devam ederse. polisi diııleyenlerin sayısı, emniyet kadrosundaki polis sayısı kadar azalacaktır. Eskiden polis dayağı meşhurdu; şimdi ise polisin zâfı meşhur olmağa başladı. Bir türlü ifrat ile tefritten kurrulamıyoruz. Polis, kanunların ve nizamların kendisine verdiği salâhiyetleri, bunların dışına çıkmadan, bütün kudret ve kuvvetile, bütün otoritesile knUanmalıdır. Bunu yapabilmesi için de, \ azifesini ve kendi salâhiyetlerini idrak ederek sıkı bir disiplirjfi J ^ yetiştirilmiş bulunması, temsil ettiği devlet otoritesine yaraşır bir ciddiyet ve vakarla kendisini saydınnası lâzımdır. Eskiden lüzumundan Zazla sert, hattâ dayakçı olan polis, şimdi kanunlara nizamlara riayet etmiyenlerin. suçluların karşısmda, sanki kendisi snçlıı imiş gibi çekingen bir vaziytttedir. İngiltere ve Amerika gibi ileıi demokrasi memleketlerini gönnüş olanlar bilirler ki oralarda polis, kanun ve nizamlara riayet eden halka karşı son derece nazîk ve yumuşak muamele ettiği halde, nizaın ve intizamı bGzanlara, kanunları ve nizamlar: dinlemiyenlere, suç işliyenleıe ve üstelik kendisine de karşı geleıüere büsbütün başka türlü muamele eder; salâhiyetlerini şakaya gclmez, fakat şuurlu bir sertlikle kullanır ve bu suretle otoritesini daima muhafaza eder. Fransızlarnı «Kadife eldivenli demir el» diye btr sözleri vardır ki «tatlı scrt. bir otoritenin ifadesidîr. İşte polisin böyle olması icab eder. İfrat vatandaşlann hak ve hürıijetlerine tecavüz olduğu gibi» tefrit de zâf ve aciz doğurur. Oiğcr taraftan ileri demukrasinin, kanun ve nizamlara riayet, başka vatandaşlann haklanna ve hürriyetlerine hürmet, hernşerilik âdabıııa saygı dernek olduğunu bilmemiz lâzımdır. Halbuki bunun aksi bir hava esiyor ve ileri demokrasi, her btediğiııi yapmak hürriyeti sanılıyor. Ne yazık ki bu sakim zihniyet, salgın bir hastahk gibi yayılıyor. Demokratik hürriyetlerin yanlış tefsirinden doğan bu haleti ruhiyenin elbirliğile önüne geçmezsek, ni/.am ve intizam. huzur ve emniyet diye bir şey kalmaz. Bu elbirUği, ccmiyet içindeki bütün şuurlu kuvvetler, hükumet, zabıta, halk tarafından kıırulabllir. Yoksa medenî bir memleket ve millete yaraşnuyan bir duruma düşeriz. A. 1 Fabrika enkazlarını eşeleyip iğri büğrü olmuş makineleri çıkardılar, tamir edip işlettiler. Bütün bunlar yapüadursun binaları yıkılmış, kasaları tamtakır bankaları yeniden kurdular ve en sonunda Alman markma sabit ve dünyaca hürmet edilir bir' değer verdiler. İşte, Alman kalkınmasımn esaslı merhaleleri bunlar olmuştur. Bugün Alman sanayii o haldedir ki, turbin ve motör almak isteyen, Alman ka pısını çalmaya mecburdur. Şu memlekette oturan bizler, bu batı memleketlerinin gözü kapayıp açıncaya kadar geçen şu bir kaç yılda nasıl yoktan var oluşlarmı görerek omuz silkemeyiz. Adamlarda akıl var bir, çalışma var iki, Amerika da dolar döktü üç diye sayarak iktisad mucizeleri gösteren o milletieri gözucile süzemeyiz. Bilâkis, onların modellerinden faydaianmahyız. Sık sık tekrarlamayı seviyoruz: Akılsa bizde de vardır, çalışkanlıksa seciyemizdir. Dolar yardımı bize de yapıldığına göre şu halde ne duruyoruz? Avrupakâri bir kalkınma için daha hangi muammanın çözülmesini bekliyoruz?. Atom bombasına karşı sivil müdafaa teşkilâtı Atom bombasına karşı hiç bir müdafaa silâhının bulunmadıgını ileri sürenler çok görüldü. Fakat bu, işin imkânsız değilse bile zor olduğundan kinaye yapılmış bir mübalâğa olsa gerek. Çünkü, İngiliz sivil müdafaa mektebi müdürü Tümgeneral A. M. Toye'nin dediği gibi: «Şimdiye kadar mukabil tedbiri bulunamıyacak hiç bir silâh keşfedilmemiştir. Atom bombasının göz korkutan dehşetine karşı da. bu korkuyu azaltacak bazı mukabil silâhlar ve müdafaa tedbirleri vardır.» Atom bombasının tahribatını azaltacak tedbirleri bir araya toplayıp bunları hususî bir müdafaa teşkilâtına öğretmek vazifesini üzerine ilk olarak îngiltere almış bulunuyor. Hakikaten geçen harbde nisbeten gafil avlanmış olan Ingiltere, üçüncü dünya harbi patladığı takdirde aynı vaziyete düşmek niyetinde değildir. Hitler, Lehistana karş taarruza geçip de Batı devletlerini harb açmağa mecbur bıraktığı zaman tngilterenin sivil müdafaa teşkilâtı bakımından hiç bir hazırlığı bulunmuyordu. Bugün Rusyanın ^mütemadiyen tekrar ettiği «nyet» (hayır) kelimesi en sonunda yeni bir harble neticelenecek olursa Ingiltere aynı hazırlıksız vaziyette kalmıyacaktır. Çünkü, memlekette a tom bombasına karşı bir müdafaa teşkilâtı yetiştirmek üzere üç mekteb açılmasma karar verilmiş ve bunlardan ilki Gloncestshire'de Falfield şehrinde faaliyete geçmi§tir. Diğerleri de yakında açılacaktır. *** Japonyada Hiroşima üzerine atılan bir tek bombanın 92.133 kişi öldürdüğü tesbit edilmiştir. Gene en son tetkiklerden alınan neticeye göre, Nagasaki'de ise bir atom bombasile 37.000 kişi ölmüştür. Halbuki bütün harb boyunca Londra üzerine yapılan o şiddetli hava hücumlannda ölen lerin sayısı 30.000 in içindedir. Londra, Hiroşima ve Nagasaki'ye nisbetle daha sağlam binalardan mürekkeb bir şehir olduğuna göre, bir atom bombasının yapacağı maddî tahribatın pek o kadar olmıyacağı tahmin ediliyor. Fakat şehrin daha sık nüfuslu olması dolayısile zayistın en aşağı 50.000 kişi kadar olacağı da hesablanıyor. Bununla beraber, üçüncü dünya harbinde düşmanın atom bom balarile taarruza uğramak felâketine maruz kalan insanlar Nagasaki ve Hiroşima'daki Japonlar kadar gafil avlanmıyacaklardır. Bu iki şehrin harbde geçirdiği tecrübe, daha sonra Bikini'de yapılan deneme, insanlara atom bombasının ne gibi tahribat yaptığını ve buna karşı nasıl korunmak lâzım geldiğini öğretmiştir. Geçenlerde bir Amerikan âlimi, vaktile Ayda hayat olduğu nu ve orada da insanların veya insana benzer mahlukların yagadığını, fakat bunların aralarında çıkan bir harbde atom bombası kullanarak hep berabeı mahvolduklarmı ileri süren biı nazariye ortaya attı. Bu belki, fazla hayalî, belki de çok derini gören bir iddiadır. Fakat, dünyanın bir gün atom bombalarile baştanbaşa felâkete sürüklenmesi ve kıyametin koparak medeniyetin sona ermesi pekâlâ mümkündür. Onun için, bü korkunc silâha karşı müdafaa silâhlarının keşfi ve alınacak ilml tedbirlerin bilinmesi herkes için faydalı olacaktır. Atom bombasının sebeb olduğu tahribat bilhassa şu dört şekilde husule gelmektedir: 1 İnfilâkle yanıp parçalanmak; 2 Işığın hararetile kavrulmak; 3 Yıkılan binalarm altında kalmak; 4 Radyoaktiv unsurların tesirile saljatlanmak, Yapılan tetkiklerden anlaşıldığına göre Hiroşima'da ölenlerin yüzde 66 sı bombanın düştüğü yerin etrafındaki 1 kilometre içinde bulunuyorlardı. Bunlar bombanın doğrudan doğruya te«irine maruz kalmışlar ve parçalanarak, kavrularak veya enkaz altında kalarak ölmüşleıdir. Bu sahanın dışındakiler radyoaktiv unsurların tesirine maruz kalmışlardır ki bunların arasında sade sakatlanmakla kurtulanlar gibi ölüme kadar sürüklenenler de vardır. Londra gibi büyük ve medenî bir şehire bir atom bombası düşecek olsa 10.000 ev tamamile yıkılacak. 20.000 ev tam:r kabul etmiyecek şekilde harab olacak, 35.000 ev büyük, 100.000 ev de küçük tahribata uğrıyacaktır. Hi roşima'da «taş üstünde taş» kalmayışı binaların mukavcmetsiz bir yapılışta olmasındandır. İnsanca zayiatın fazlalığı da halkın, bombayı seyretmek üzere sokaklara dökülmesinden ileri gelmiştir. Atom bombasının ilk üç tesirine (parçalayıcı, yakıcı ve yıkıcı tesirlerine) karşı koymak, şüphesiz, sivil müdafaa teşkilâtınm pek fazla muvaffak olamıyacağı bir iştir. Belki binaların sağlam yapılmasını, kolay yıkılmak ihtimali olan yerlerden uzak bulunmasını tavsiye edebilir. Fakat onun asıl vazifesi ve yapılabileceği şey, bombanın radyoaktiv unsurlarına karşı alınacak tedbirleri öğretmek ve tatbik etmektir. Falffeld'deki mektebde bunları öğrenen sivil müdafaa teşkilâtı mensubları, zehirli gaz maskesine benziyen bir maskeyle ve ayrıca hususî âletlerle mücehhez olarak ders görmektedirler. Yapılan tatbikatta bunlar, hemen «bombamn düştüğü yere» koşuyorlar ve ellerindeki âletle, radyoaktiv zerrelerin bulunduğu noktaları tesbit ediyorlar. Bu, ağzı kalm bir üstüvane şeklir.de bir kutudur ve tozlara takılıp kalan radyoaktiv zerreleri derhal keşfedip gösterir. Bu âlet o kadar hassastır ki. en ufak radyoaktiv cismi derhal keşfe der. Meselâ, kolunuzda fosforlu bir saat varsa âletin ibresi size onu da gösterir. Öldürücü zerrelerin bulundukları yer keşfedildikten sonra onların yok edilmesine geçilir. Bu, nisbeten kolay bir iştir. Hususî maddelerle karıştırılmış bir su, atomların zehirini derhal temizler. Sivil müdafaa teşkilâtı mensublarının vazifelerinden biri de radyoaktiv şuaların tesirine maruz kalmış kimselerin ilk tedavisini yapmaktır. Bunda dikkat edilecek en mühim nokta, yaralıdaki zehirli ışıkların etrafa yayılmamasına veya yardımcının kendisine bulaşmamasına çahşmaktır. Yarahlar hastaneye kaldırıldıktan sonra tedavileri daha mütehassıs kimselerin ve hususî doktorların elina bırakılır. Sivil müdafaa mektebindek; tatbikatta tecrübe maddesi olarak kullanılan unsurlar radyoaktiv kuvvetleri zayıf olan bazı maddelerdir. Fakat bunların teh likesi de azımsanmıyacak kadar büyüktür. Mektebin profesörlerinden birinin verdiği izahata göre «bu radyoaktiv maddeler belki bir atom bombasının infilâkinden doğacak zararlar kadar muazzam tahribata sebeb olamaz. Fakat, bilmiyenin eline düş tüğü takdirde feci neticeler doğurabilir.» Limanımızdaki Sovyet Bu tehlikeli işi göze alanlar genüleri gidiyor yarınm emniyetini sağlamaya Suih anlaşması vereğince. İtalya tagirişmiş bulunuyorlar. raiından Rusycya verilen harb gemile(İUustraîed'den) rinden yedisi dün limarıımızdan ayrılnııştır. Geri kalan 15 gemî de muhtemel olarak bugün hareket edecektir. Yuvamızın kanadlı kuşu. semaların sakini, sevgili yavrıunuz Tayyareci Tegmen Memduh Üstündagın 22 yaşmd» baharı hayatına doymadan (vazifesi başına giderken) bindiği otomobilin kazaya uğramasile feci surette ölürrjünden mütevellid bırlere verdiği vok derin acıyı paylaşmak için aziz icst. ahbab ve bütün yakır.larımızın gösterdikleri alâkaya ayrı syrı cevap yazmağa teessürümüz imkân vcrmediğinden. muhterem gazeterıizın delâletlerim rica ederiz. Hc.vzz: AU Baba ve bütün flile e/rad» *** Çok kıymetli aile büyüğümuz. ablamız Öğretmen Afife Ilgazın vefatı dolayısi'e yapılın ce"^ze merasimiie iştirak eden kadtrşinas dor'larımıza. hü* hassa bagta değerll Brkırköy Kaymakamı olmak üzers Müli Eğitim Memuriuğu ve topluluğuna bu son vazifsde b?ğlılık ve sevgiler:ni candan gusteren Kartaltepe İkinci İliokulu kıymetU o | retmen arkada=iarına. Bakirkcy Bez Fabr'kası Müdiriystine. bilhrssa Fabrika İdare Âmirl Bay Bedı Ertana. deKerîi Jandarma Kumancîan ve erleıine. eden muhterenı Bakırköy h?!kına ?amlmî ve candan teşekkürlerimizin sunulmasına buyük »cımız mâni olduğıından. mutıterern gazetenizin tav.<utur.u rica ederiz. llgrı i:esi Emekli Den:z Yarbayı babarr.ız MAZHAR IŞINIRA'nm vefan münasebeüle ger^k bizz=t ^enaze merasirnine iştirak eden. ee:»k telgraf. mek*:iîb vç ziypreiie ?ci!arırri.a iştirak eyliyen dost, komsu ve akrahalarımıza yegân yegan teşekkıire teessürümüz mâni olduğundan minnet ve şükranlirımızın iblâğına tavaçsutuııuzu rica ederiz. J K'.r ve f ?idt Ticaret Vekaletinin 239 numaralı sirkülen hükümleri dihiî.nde 2500 ton çelik piki ihrac edilmek üzere satılacaktır Almak isteyenlerin beher tonu için Müessese sahasında vagonda teslim fiat tekliflerini 25 haziran 949 cumartesi günü aksamma kadar Müessesemize bildirmeleri ilân olunur. Müessesemiz sPtışı en müsaid gördüğü fiat, döviz ve teklife göre yapmakta veya hiç yapmsmakta çerbesttir. •«225) İhraç edilmek üzere 2500 ton çelik piki satılacak Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Mues$@sesMen: TEŞEKKÜR İngilizce bilen daktilograf aranıyor Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirkelinden: Sirketin Ankaradaki Genel Müdürlüğünde çalışmak üzere ingiliz>e bilen bir daktiloğrafa ihtiyac vardır. Verüecek ücret ehliyete göre tayin edilecektir. îngilizceden başka almanca veya frtnsızca bilenler tercih olunur lalib oidnların 30/6/949 perşembe gününe kadar ŞirKetin Ar.karâda Çankaya caddesi 320 numaradaki merkezdne veya İ?tar.bulda Bahçekapı, Taşhandaki Bürosuna müracaat etmeleri rica olunur. (8752) Fevkalâde zengin bir saıyı çıkardı. Çeşidli nefis sahifeler, çok orijinal yazılar, meraklı müteaddid bilmece ve zekâ oyunlarından maada enfes bir şiir medlulü... Çıkaran: AMF BOLAT Kitabevi HERKES İÇİN t Malatya Belediye Başkanlığından: 1 Eksiltmeye konulan Malatya ılinin Mücelli caddesinde yaptırüacak kanalizasyon inşaatı olup kesif bedeli 31506 lira 96 kurustur. 2 Eksiltme 4/7/949 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 11 de Malatya Belediyesi Encümen odasında mütesekkil arttırma, eksiltme komisyonunca kapalı zarf usulü üe yapılacaktır. 3 Bu kanal inşaatma aid evrakı keşfiye dosyasını istekliler Malatya Belediyesi Fen Şubesinde «tatil günleri haric» mesai saatlerinde her gün okuyup tetkik edebilirler. 4 tsteklilerin eksiltmeye girebilmeleri için 2490 sayılı kanun mucibince, 2363 lira 2 kuruşluk geçici teminatı göstermeleri lâzımdır. Para yatırmak isteyenler Malatya Belediyesi Saymanlık veznesine yatırmalan ve bu isin teknik öneminde bir igi müteahhid sıfatile başarmış, idare etmiş veya denetlemiş olduklarını isbata yarar belgeleri ve 949 yıla ticaret odası vesikası ile müteahhid ruhsatnamesi ve bu i§e aid teminat mektub veya makbuzunun 2490 sayılı kanuna uygun şekilde hazırlıyacakları yükleme mektublarının ikinci maddedc yazılı saatten bir saat evveline, yani saat 10 a kadar makbuz karşılığında Komisyon Başkanlığına vermeleri lâzımdır. Postada ve herhangi bir vesile ile vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez. (8471) •fe YAŞ 9ebze ve rneyva tanzim satışı yapan Kooperatifin açtığl dükkânlarda yakında sabun. pirinc, zeytln yagı eatı?ma da baslanacaktır. • * • TIB Fakülttti Taltbe Cemiyeti Baskanhğındmn: 22V/1949 tarihli carjamba günü saat 17 de Beyazıd İst. 1 Kastamonu iJi Devrekâni kasabası HidroElektrik santral Üniversltesi Patolojik Anatomi Erutltüsü tesis ed'lmek üzere ıkı aded elli beygirlik türbin grupu satm alı ders salonunda dünyaca tımnmış rrıeşııacak. yüksek ve alçak gerilim şehir şebekeleri yaptırılacaktır. hur verem ve dahlllye mütehajsm Prof. Dr. Brauer, «Pnömotoraks mekanlzma2 Keşıı bedeli 321179.65 liradır. (BOSTON BLACKİE AND sı ve faydaları» hakkında bir konferans 3 Geç'ci teminat 16597.19 liradır. THE LOW) verecektir. 4 Kapalı zarfiar 9 temmuz 949 cumartesi günü saat 14 de CESTER MORRİS Belediye EksiJtme Komisyonunca açılacağından teklif mektublan Eüyük macera filmi. ŞABAN 25 bundan Cır saat pvveline kadar Belediyeye makbuz mukabilinde teslim edilrneıidiı. Prof. Dr. E. V. TELFER 5 Postadaki gecikmeler nazara alınmıyacaktır. 6 Şarinamt Devrekâni Belediyesı, Bayındırlık Bakanhğı LTç ay için bugün İngiltereye ve Öler B&nkasından temin edlebilir. gitmıttir. V. ] 5 2? 13 16 17.17 20.4422.48 3.09 7 Belediye ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine ver54, EWELL DOWNS ROAD, ' E. ] 8,44 4.31 8.32;i2.0o; 2.04: 6 23 mekte serbesttir. (8552) SURREY c Küçük Haberler > Devrekâni Belediye Başkanlığından: ATLAS'da Perşembe akşamı 9,15 te II YESİLADA mecmuasınm haziran (8 inci) sayısı fevkalâde zengin olarak MASUM KATİL l Makine Baş Ustası alınacak Motör ve buhar makinelerinde çalışmış her türlü işletme ve tamirden anlar, fabrikalarda başustalık yapmış makine ustataşısına ihtiyaç vardır. Aylık ücret 230 liradır Rasyonel çahşma ile prim ve ikramiye alabilirler. BUGÜN ÇIKMIŞTIR. CUMHURİYET .Nüshaa 10 kuıujiuı tlarle Abone şeraiti İçin Bu aylık 300 Kr Ki. L"c aylık , 800 • ıeo« Altı aylık t500 • 2900 Senelik 2800 . 5400 D I K K A T Gazelemize gönderüen evrrak ve yazıldr nerredittin, edilmesin iade ohmmat İl mesuliyet kftbul Fabrikası Süm8rbank Kiifahya Keramik
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle