Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 Mayıs 1949 CTJMHURİYET r BİR DAKİKA: M Dini, siyasete karışfırmamak gerek ısır Hava şirketinin Kahire ile İstanbul arasında kurduğu hava hattile memleketimizi ziyaret eden Mısır ckâbiri arasmda yer slan Mısır nıilletvekillerinden ElZaman gazetesinin salıib ve başmuharrirj Ceiâ'eddin ElHammaınî de bulunu yordu. Nafen ajansmın Kahireden verdiği bir habere söre bu gazcte, yazdığı bir başyazıda bizim İsraili tanımamızdan bahsederken bize şöyle bir vasıf vermiş: «Türkiye, İsraili tanıyan ilk ve son islâm memleketi!» ElZaman refikımıza herşeydeu evvel şunu haber vermek isteriz ki bizim İsraili tanımamız, islâmî veya gayriislâmî herhangi bir dinî endişe ile alâkalı değildir. Çünkii biz dini, devletten ve siyasetten ayırmış bir miHetizdir. Onun için bizim İsrail devletini tanımamıza islâm!, yani dinî herhangi bir vasıf eklemeyi, son derece adi bir dcmagoji sayanz. Çünkü bizim bu çeşid işlerde rehberimiz. dinî değil, diinyevî endişelerdir ve dış poliıikamıza lı^lrim olan realist (Arabiarm dediği gibi vakiî) noktai nazardır. Din endişesini bu işe katmak, ve bizim bütün islâm âlemindco aynlan bir noktai nazar takib etti ğimiri ileri sürmek. çok adi bir propagandaya alet olmaktao başka bir şey değildir. Çünkü Filistin meselesi, islâmî bir mesele olmadan evvel, bir Arab meselesidir. Biz de Arab âleminin bu meseleyi kendi menfaati ve isteŞi dairesinde halletmesini bekledik. Hailetnüş olsaydı, herkesten fazla bir seviniı Ve herkesten önce biz onu desteklerdik. Fakat Arab âlemi, bu balis muhlis Arab meselesini ciddiyetle ve meselenin gerekleştirdiği fedakârhkla karşüıyamadı. Arablar, bu mukaddes dava karşısmda işbirliği yapamaddar ve aralanndaki adi thtilâflan unutamadılar. Harb sahoelerinde bîrbirlerilc pazarlıklara girişmek yüzünden bölük pörçuk oldnlar ve sonunda davayı kaybettfler, hepsi de İsrail ile mütarekeler yapnlar ve îsrail ile banşmak (çin alınan tedbirlerl kabul ettiler. Bu durum karşısında bizim İsraiii bir vakıa olarak •aTinnamiT1 gayriislâmî bir hareket saymak, islâm lığı âciz ve sefil propagandalara alet edinmekten başka bir şey olamaz. ElZaman gazetesL bizim Arab memleketlerile istişare etmedcn İsraili tanıdığımızı tenkid cdiyortnuş... Bu tenkid de yersizdir. Çünkü bizi bu gibi hususlarda Arab memleketlerile istişareye sevkedecek hiç bir mecburiyet yoktur. Acaba Arablar Filistin harbine giriştikleri zaman bizimle istişare cttilar miydi? Yahnd Arablar, İs rail ile mıitareke ypptıklan zaman bizimle istişare etmeyi düşünmüşler miydi? O halde biz İsraili tanımak veya tanımamak hususunda onlarla istişareye niçin lüzum görelim?.. ElZaman gazetesl. netice îtibarile Türkiye ile Mısır arasmda daha sıkı münasebetler tesisini ve mühim meseleler hakkında fikir teatisini teklif ediyor ve ba uğurda hiç bir gavretin esirgenmemcsini isriynr. Fakat bu iyi netice için bu kadar kötü mukaddemelere güvenileceğine. daha iyi mukaddemelere de güvenmek mümkündü. * Burada şu hakikati belirtmek bizim vazifemizdir. Bugün islâm âleminde Tüık milleti derecesinde dinine bağiı. mukaddesatına hflrmetli hiç bir Arab veya gayriarab millet yoktur. ElZaman sahibi de bu hakikati. d.'ıa geçenlerde, kendi gözlerile görmüştür. Omm için memleketimh aleyhinde Islâmlık bakımmdan herhangi propaçandaya alet olmak. en büyük haksızlıktır. Daha sıkı münasebetler kurmak. her hususta istişarelerde bulunmak ise, bizim de daima teşvik ede ceğimiz bir harckertir. İyi bir netica almak için fena bir yoidan yiirünıcmeyi, Mısırh arkadasımıza kemali samiau>etle tavâye eder ve bilhassa dini siyasete kajnstırmama nın daha isabetli olacağmı tekrar batırlatınz. Ömer Rıza DOĞRUL «(. IMKÜKIYET» in tefrikaa: Baştarafı 1 inci sahifede çimlerin peşinde cöninüyor: «Ara seçimlerden ne gibi tecrübeler elde edilecektir, akü için yol birdir ve halk, bu seçim işlerinden mustarib olduğu nisbette teerübeli çıkmıştır. Genel seçimlerin arifesinde beyVıude yere bir sürü masrafa girilecektir. Ka*aTmın da kaybedenden farkı olmıyacak, Meclisteki çoğunluk veya azmlık durumu değişmiyecektir. Hrtidar samimi ise varkuvvetini yeni kanunu süratie çıkarmağa harcayarak genel seçimlere gitmeli ve oyalama politikasını terlcetmelidir> deniyor. C. H. P. nin yeıkili çevreîerinde ise, bu mütaleakra şu karşüık verilmektedir: «Ara seçimlerden ve seçim kanununun mukemmelîeşmesi için. müsbet teklifler yapmaktan kaçınmayı halk nazannda ma2MT ve haklı göstermek için Demokrat Parti Ueri gelenleri son çare olarak umumi seçim paratonerine ağınmak yolunu tuttular!» Şimdiki halde Jci tarafın da görüşünde jsrar edeceği anlaşılıyor. Bizim hususî olarak öğrendiğimize göre Başbakan Şemseddin Günaltayın, meseleyi, Meclis kürsüsünden açıklaması kuvveti» muhtemeldir. Günaltay, tekliflerini tekrarlaj"arâk muhalefetten görüşlerini istiyecektir. Ancak, bu münasebetle hatıra çelen nokta, eldeki Ara seçimlere girme Bir Anerikan kommtistimn isinden cıkan tartısma itiraflan kanunun tadili istenae bile, mümkün olırp olmıyacağıdır. Meclis, ay sonunda tatile girecek, eylulde ara seçimler yapılacakür. Şu hale göre temmuzda veya ağustosta Meclisin tekrar toplannya çağınlması icab eder. Bu tarihlerde ise Demokrat Partinin büyük kongresi çoktan sona ermiş olacaktır. Meselenin bütün inceliği de burada görülüyor: »Acaba iktidar, bu geniş ölçüde vaidlerinden kaçını büyük kongreden sonra haürlıyabüecektir?» Bir çok çevreieri iyimserlikten alıkoyan da bu sorudur. Daha kendi grupuna danıjmadan söz veren bir hükumetin edasmdaki jnırmışaklık, bu kongre arifesinde adeta ürkütücü görülüyor. Bu yumuşaklığm, bu anlaşma hasrctinin, bu kucaklamanm 15 hazirana doğru havıyı büsbütün ılıtacaeı umuiuyor. Böylelikle iktidar, muhalelet teşkilâtmda şüphe uyandırmak için bütün ustahğuu kullanacakür. Şüphe bir kere uyanmayagörsün: Artık işlerin kötü gidiîüıden bu kadar uysallık eden iktidar değil, muhalefet liderleri de mesul tutulabilir.» İşte muhalefet çevreieri, Halk Partisi propagandasını, sadece muhalefeti gevşetmeğe matuf görmektedirler. Daha ötesini ummaiiklan bundandır: Şimşir terak illeti Ruslar, Amerikada casus şebekesi kurmaya daha 1930 da başlamışlar Wastington 17 (aa.1 (Afp) 17 sene müddetle Amerikan komünist partisi başkanlığmı yapmıs olan Paul Crouche, pazartesi gunü âyan meclisinin tâli adalet komisyonu hu^urundaki açıklamalarında «1930 senesinde Moskovada ikametim esna&ında şahsan, Amerikan silâhlı ku\vetleri ve polis teşkilâtına, mub temel bir silâhlı ayaklanmada kendilerinden istifade olunacak stratejik malumat elde etmek için komü» cist ajanları sokmam için talimat almıştım. demiştir. Diğer taraftan Crouche, »Panaraerican Airways» uçak şirketi, uçak personelinin, bu kumpanyamn işçi sendikaları komünist idaresinde iken Kanal bölgesi ile Lâtin Amerika arasmda iröbat memuru olarak kullanıldıklannı söylemiştir. Gerhart EisleT'in Amerikadan kaçması hakkmda tefsircte bulunan Crouche, «Amerikan komünist par tiM başkanj, Moskovanın yüksek ma kamlarile anlaşmadan bu firara «Yüzdp birinin aslı olsa, C.HJ». muvaffak olamazdı> demiştir. müfritieri sussr mıydı!> diyorlar. Eisler, tevkifhaneye gönderildi Londra 17 (a.a) (Reuter) Birleşik Amerikadan firar etmiş bul j ı a n Alman komünistlerinden 52 yaşmda Gerhard Eisl«r, mahkemebaşka hiç bir iiım ve siyaset ada oe istisvab edildikten sonra tevkimında raslanmamıştır. Kısmî se faneye gönderilmişür. çimlerin neticeleri, memleket halk Eisler, Biıleçik Amerikaya iade efkânndaki gelişmeler hakkmda edilmek üzere icab eden muameleçok istifadeli fikirler verir. Memle nin Üanali içsn mayısın 24 une kaketin iç ve dıs politikada hangi is dar burada kalacaktır. tikamette teikâmül ettiğini, içerd» Vatandaşlar tecrübe etmek later, medeniyet alemi is« .esaslı riikünleri olan Tiirkiyede halk oyunun po litik temayulâtmm ne yolda yürudüğünü bilmek ister. Dünyaca tanınnuş bir partinin lideri olarak e»ym Bayann. memleketin içindeki ve dışmdaki siyaset ve ilim aAnkara 17 (Teleionla) Edamlarını, isabetli bir teshis koymak imkânmdan mahrum etmeğe mekli Sandığı Kanun tasarısı, hakkı yoiktur, dersem, her halde Büyük Millet Meclisinde yarın görüşülmeğe başlanacaktrr. Gebeni mazur görürler. Şimdi iyice anlaşılmıştır ki, se niş bir kütleyi alakadar eden ve çim kanununu beğenmemek, se mevcud hükümlere nazaran gecimİMe^girmemek için sadece biı niş esasları ihtiva eden bu tasabahane imi». Asıl sebebin ne oldu rının tümü üzerinde bir çok milğuım vatandaşlar kolaylıkla anla letvekilleri konuşacaklardır. Tamış olacaklardır.> 6arınm bir an önce kanunlaşmaHükumetin vaidleri sı için gündeme başka tasarı aNihad Erim, Bayann hükumetin, Unmamıştır. genis vaidlerde bulunduğu halde, bunlardan henüz hiç birini tahakkuk ettirmediğine dair beyanatına NewYork 17 (Radyo) Bir j karp da şunlan söylenıiştir: « Hükumet, saym Başbakanın leşmiş Milletler Genel Kurulu, bir kaç gfln 5nce İstanbulda efrafb Trablusgarb, Berka vesair İtalSekilde Izah ettiği gibi programmı yan sömürgelerinin mukadderatı sadakatle tatbik etmektedir. Sayır hakkmda siyasî komitece kabul D. P. Başkanma cevab olarak ben olunan anlaşma ile meşgul olmade şunu söyliyebilirim Hükumet, ya başlamıştır. programında vadettiği tedbirleri Polanya murahhası, bu anlaşbirer birer almaktadır. Eğer sayın ma aleyhinde bulunmuş, bunun Bayar seçim kannnu kasderliyorsa, böyle bir iddiada bulunmak İÇİD Birleşmiş Milletler teşkilâtmın kelimeleri ve hMiseieri ne derece tıürriyetine saplanan bir bıçak söylemiştir. Filipin rorladıklan meydandadır. Hakikat olduğunu şudur: BaşDakan. kendisile bu ko murahhası, «sömürgelerin taksinuda iki defa görüşmüştür ve son mi bahis mevzuu değildir. Megörüşmede, hem 1950 seçimleri, sele, insan haklarını tanımaktır.» hem de kısmî çeçimler üzerinde demiştir. Pakistan murahhası durulmuştur. Sayın Günaltay, a Zaferullah Han, meseleyi inceçıkça, kısmî seçimlerin mulıteÜI lemek için yedi devletten müpartilerin iştir.ıki'e' yapılmasınra teşekkü bir komisyon kurulmamemleket için hayırh bir tecrübe sını istemiştir. clacağını D. P. nin sayın başReylere yarın müracaat edilkanına söylemiştir. Bu suretle hükumet. ilimden geniş surette fav mesi muhtemeldir. dalanırken tecrübeye de lâyık ol Başkan Truman'ın verdiği duğu ehemmiveti vermiş olacaktır; programında da buıuı vadetmiştir, konser Hükumetin bu samimî hareketüün Washington 17 (aa.) (usis) Kayseride başka şekle sokulmak isAmerikanm en meşhur piyanistletenmesi, bizleri ciddcn hayrete düşürmüştür. Tekrar ediyorum: Kıs rinden biri, geçen hafta sonunda, mî seçimler için eldeki kanunda ne Amerikanm biri.ıci smıf ressamlagibi değişüdik isteniyorsa millete nndan biri şerefine bir piyano reve hükumete biliirirlerse cidden sitali vermiştir. Piyanist, Başkan Harry Truman babtiyarlık duyacağ:z.> ve ressam da, resssmlığa 76 yaşında başlamış olan 88 yaşındaki BaBir vagon kiikürd yandı yan Anna Mary Robertson'dur. Aydın 17 (a.a.) E'/velki gün Konserde de esasen yalnız bu iki Keçiborludan Tepeköye gönderilsn kişi bulunmuştur. Bayan Robert16 tonluk bir vagon kiikürt, Köşk son, Başkan hakkındaki intıbaını istasyonuna gelirken yolda ateş şu şekilde hulâsa etmiştir: «O bana almış, yanguı istasyona sirayet et oğulHnmdan biri gibi grliycr. Onu medon, vagomın yanmasile söndü Başkan olarak tahayyül edemiyorülmüstür. Mekki Said ESEN u D.P. ye yeni bir cevab Ba§îarajı 1 tnci sahijede ' Başkanının umumiyetle seçim mev zuundaki fikirleri sık sık değısiı göründüğii için onun iıangi fifcrini esas almak lâa.n geldiğini doğrusu kestiremiyorum. Saym Bayar, geçen sene, kısmi seçimlere eldeki kanunu kifayetsiz buldukları için girmediklerini söylemişlerdi. Bu defa memlekette seçim etrafmda, artık bir münakaşa bırakmamak maksadile gerek hükumet, gerek CILP. tarafından gösterilen derin iyi niyete aynı tarzda mukabels beklemekte idik. Kendilerine, adeta açık bono verildi. Bundan daha İleri ve daha anlayışlı hareket var mıdır? Fakat esefle miişahede ediyoruz ki, sayın Celâl Bayar, birdenbire ukrini değiştirmiştir. Kay« seride söylediklerine bakürrsa, Demokrat Parti fasmî seçimlere ehemmiyet vermemektedbr ve bunun İçin kısmî' seçimlere girmiyecektir/ Geçen seneki söîlerle bu söz, blrbirini tutmamaktadrr. Hani, kanun kötu idi? «İyi kanun sizce nasıl olmalıdır? Hângi hükümler konmalıdır?> diye «orunc*, doğrudan doğruya buna crvab verecek yerde; «Kısmî seeimlerm ehemmiyeti yoktur. diyorlar. Anayasamn 29 nncn maddesi Halbukt Anayasamız bu hususta hiç bir tereddüde yer bırakmıyacak kadar açıktrr. Anayastuun 29 uncu maddesi aynen şöyle der: «Ölen, yahud, yukanki maddeleı gereğince milletvekilliği sıfatı kalkan veya düşen milletvekülerinin yerine bir başkası seçilir.» Demek ki Türk Anayasası, açık mületveküliğinin devre sonuna kadar açık bırakılmasmı uygun görmemiştir. Yani kısmî seçimlere ehemmiyet 'vermiştir. Kısmî seçirn neticesi, Meclisteki partiler ekseriyetini değiştirir roi, değiştirmez mi, bunu hiç hesaba katmamıstır. Sadece, a» çık milletvekîlliği yerine seçim yapıhnasını emretmiştir. Bu Anayasa emrini yerine getirmek hükumetin vazifesidir. Eğer yanıbnıyorsam, Anayasanın bu emrine uymak, 3İyasî partiler için de, sadece bir hak dt^il, synı zamanda mühim bir vazifedir. Hukuk ve siyaset ilimlerinin nazariyatına girerek Demokrat Partinin sayın Başkanmı yonnak istemem, esasen bu cihetleri kendilerinin de pek iyi bildiklerini zannederim. Bir iddia Yalnız şu kadarını söylemeliyim: Kısmî seçimlere, bütün demokrat memleketlerde verilen ehemmiyet, partilerin millet meclislerindeki ek eeriyet sdedlerinde hasıl olabilecek değişiklikle ilgili değildir. kısmî seçimlerin, partilerin münhasıran meclislerdeki üye adedi bakımmdan mütalea edildiğine, diyebilirim ki şimdiye kadar sayın Bayardan 8 O Yazan: GRAHAM CREENE ınınfiııııııııııısııııımııııı •"•»•""»'iıı:ııınm!t|lH|||HlliniII!ll Emekliler tasarısının bugiin kanunlasması İspanya işi Birleşmiş MilleHerde muhtemel Paramtzm kıymetini ortttrmak, hayatımızrn paha«nnt ftcinci sahifeden devam azaltmak için birtakım şeyler lanan halka kısa bir hitabede bulâzvmmış: îstihsali çoğaltmalı, lunmuştur. Samsun D. P. il kongresi, bu saistihlâki azaltmah imiş. İhracatı çoğaltmaU, itha.la.tx azalt bah saat 10 da 120 delegenin ve Ba/arla beraberindeki arkadaşlarımah imiş. Masrafları azami nın iştirakile Zafer sinemasmda aderecede ktsmalı imiş, tktisaçümışür. Yıllık çalışma raporu oda, fevkalâde riayet etmelt kunduktan sonra tenkidlere ve diimiş. leklere geçilmiştir. Söz alan delegeler iktidar partisine şiddetle hüBütün bunlar doğru ama cum etmişlerdir. bize kalırsa işin esast bamCelâl Bayann konuşması başka. Saytn Başbakandan Kongre sonunda alkışlar arasmbaşlayarak bütün vekülere, da kürsüye gelen Celâl Bayar, bir müdürlere, Devlet müessesesaatten fazla süren bir konuşma lerine ve ilh... gelinceye kayapmış, seçim emniyeti meselesini dar, herkes taHta bir iskemleele alarak demiştir ki: de oturup, tahta bir masa. ba< Efer bu memlekette halk reyinin kıymetini ciddî şekilde veşvnda çaltşmaya razı olmadikremezsek ve halk iradesinin tecelça, ne yapılsa boşunadlr! lisine engel olanlan bertaraf eaeD. N. mezsek, tHâkimiyet milletindir» sözünün ne kıymeti vardır? 21 Teramuz seçimlerini yapan hükumete ne isim vereceğimi bilemiyorum. Receb Peker hükumeti ise Başmakaleden devam elinde sopasile köy intihabı yaptıran,.Sıkı Yönetime dayanarak, İssasa söz hakkı tanımak, tatacağı tanbul matbuatına seçim hakkmda mi2 en doğru yoldur. tek kelime söyletmiyen, tehdid ve Üç yıldanberi gelip geçen hüku tedhiş hükumetiydi. njetler arasında gerçi bu hususta Hasan Saka kabinesine gelince, az çok iyi niyet gösterenler çızikzak hareket eden mütereddid kıyor. Teknisyen raporlanna ehembir hükumettir. Yeni kabine, Hamiyet veren, bunlan arayan ve san Sakanın aksine olarak, Seçim isteyen Bakanlara hemen de sık Kanununun değismesi lânm geldisık' rasthyoruz. Fakat henüz bir ğini söyledi. Şemseddin Günaltabütün olarak ele almamadığı için yın, ilk iktidara geldiği zaman baldavamn çözühnesi de uzadıkça ayı aevki içinde yaptığı vaidlerden uznyor. Bir defa, içinde bulnn gün geçtikçe geriiiye geriliye, budoğunmz demokrasi krizi umumi gün ric'at haline geldiğini görlyopolitikamızı dağıtnustır. Acele ku ruz. rulan ve kısa ömürlti olan hüSeçim zamanı kumetler betti bir çahşma progSize 1950 den evvel seçim yapma ramı hazırlayamıyorlar. Program ohnayınca poHtika aksıyor. Poli nın doğru ohnıyacağmı söyledilerHkanm »lccarrnttn da çeşidli mese Receb Peker de aynı şeyi söylüyor leler üzerinde çahşma imkânlannı ve «1950 ye kadar çok zamanımız göçleşöriyor. Bütün bunların yo vardır, o tarihe kadar kanunu tethma konması daha bir hayli uza fedk ettiririz, yeni kanunu hazırlattırınz» diyordu. Şimdi de diyorlar yaea|a bemer. ki «1950 den evvel seçim yapılırsa, NADİK NADİ intihabı kaybeden her parti kendisine göre bir takim yolsuzluklar iddia edecek, mitingler tertib edecek, kongrelerinde bunu ele alacak ve hükumeti zaafa düşürecektir. Böyleoe fena bir çığır açılmıs olacaktır. Bu görüşlerini biz de ka Baştarafı 1 inci sahifede bul edebilirdik, eğer arkamızda 21 tnekif oy kuHânmışlar, Rusya ile temmuz seçimleri gibi bir şey mevpeykleri ise al«yhte oy vermişler eud olmasay<iı.> dir. Kısml seçimlerin meclis hayatınTürkiye, îfosır, Irak, Suriye, da hiç bir kıymeti ohnadığını teLübnan ve SuucH Arabistan lehde bariiz ettiren Bayar komşu Baloy veren memleketier arasmdadır. kan memlelketlerinde mevcudün 100 C. Bayar Samsunda da seçimlerden bahsetti de onu ve hattâ 100 de yirmisi eksilmedikçe* kısmî seçimlerin yapılraadığını işaretle şöyle de%'am etmiştir: « Eğer kendilerine güveniyorlarsa ne duruyorlar, kendileri için tam fırsattır. Umumî seçimlere gidelim. Bizim Anayasamızın hüküm lerine göre Devlet Başkam tamamen gayrimesuldür. Asıl mesul olan Başvekildir ve onun teşkü ettiği kabinedir. O halde herhangi bir Başvekil kabineyle istikbale ve hale aid bu mesuliyeti derpiş mecburiyetindedir. Şemseddin Günaltay, 30 35 senelik dostumdur ve aramızda hiç bir şahsî mesele geçmemiştir. Fakat memleket meselesi muvacehesinde bütün dostluklar durur. Kendileri İstanbulda bir tâbir kullanmış. «Ben burada Başvekil sıfatile ko nuşmuyorum» demiş. Hocalığını takdir ederim. Fakat üniversitemizde daha yüksek âlimler ve hocalar da vardır. Bu meseleden ben profesör ve âlim olarak değil bugün, Türkiye hükumetinin Başvekili olarak kendisinden öğrenmek istiyorum. Bu mevzuda ne düşünüyorlarsa bundan sonra Seçim Kanunu murakabesı altında geçmiş olan münakaşaları anlatan Demokrat Parti Başkam sözlerini şöyle bitirmiştir: « Seçim namına verecek bir tavizimiz yoktur. Seçim namına kompremiye girecek değilim. Çünkü Türk milletinin hakkını muhafaza ediyorum. Eğer onlar da bizim kadar samimî iseler bu nu vermeğe mecburdurlar.» Nazilli D.P. Başkam tevkif edildi Ankara 17 (Telefonla) 19 mayısta Nazilli Öemokratlarınm yapacakları mitingde bulunmak üzere Genel Idare Kurulu üyelerinden Ihsan Şerif Özkenle, Manisa Milletvekili Muammer Alakant, bugütı Ankaradan hareket ettiler. Diğer taraftan, aynı zamanda Nazilli gazetesinin imtiyaz sahibi olan Nazilli D.P. İlçe Başkam Şevki Hasrrcı, tevkif edilerek, yargılanmak üzere aym gaze+.enin neşriyat müdürile birlikte Aydm Ağırcezasına gönderilmiştir. Bu hale sebeb, 19 aralıkta Nazilli İlçe Kongresinde konuşan Kemal Özçobanın sözîerini gazetesine almasıdır. Konuşma, Hükumetin manevî şsh siyetine hakaret sayılarak, gazete aleyhine dava açılrmştı. Bir okuyucunun tavsiyelerî rasıra, okuyucalarımıa bizi bir günlük olsunyan yazmak mihnetinden kurtarırlar. Her gün yazmağa mecbur bir adam için bu cidden bir mihnettir. Bunlardan biri, bana pahalılık davasile ilgili olarak mektub gönderen S.S. rümuzlu hayıı sahibidir. Mektubunu mülâhazaya değer gördüğiım için hemen hemen aynen dercediyorum. Bilmeaı siz ne dersiniz? «Sayın Ticaret Bakanının son demecinden sonra pahalılıkla mücadelede işimiz Felek'e kaldı. Ben de bu sebebden size yazıyorum... Şişkin bütçe şişkin fiat, şişkin fiat şişkin bütçe fasid dairesinden nasıl kurtulacağız? Dava bu! Halkı ve hükumeti salâha götürecek iktisadî politikayı üç grupta tojtlamak yerinde olur: I Bütçe siyaseti; II Haricî ticaret ve tediye muvazenesi; m Dahüî ticaret. Mademki, pahalılığa bidayetta bütçe ihtiyacları sebeb oldu, işe gene buradan başlamak yerinde olur kanaatindeyim. Malum olduğu üzere devlet bütçesi masraf ve varidat tertiblerinden ibarettir. Tetkikatımızı da bu sıraya göre ayarlamak zorundayız. Masraf bütçesindeki zarurî ıslaha» tı şöyle hulâsa etmek kabil dir: I Personel masrafını azalt* mak; A) Her sene kadrolarda muayyen bir nisbet dahilinde tenkjhat yapmak, açıkta kalan kimseleri yaf ve sıhhat durumlanna göre tfeya kabiliyetlerine göre vücudünden jstifade edilemiyecek olanlan tçka» üde sevketmek, çalışabüecejdfiri iktisadî devlet teşekküllerine, haitâ ihbsaslannı değiştirerek fabrik» ve inşaat işlerinde çalışır hale getirmek. B) Münevver işsizliğe mâni olmak için teknik bilgiler yüksek okulları, hattâ liseleri açmak, bu okullara duhul sartları güçleştirmek ve devletin bu mekteblerin mezunlanna iş bulmak mecburiyetinde olduğunu her vesüe ile açıklamak; Münhal memuriyetlere mutlaka müsabaka ile memur al> mak. C) Memurlara verilen çocuk zammını üçüncü çocuktan 'sonra kaldırrrak. D) Milletvekilleri tahsisatından bir miktar kesmek; E) Masraf bütçelerini revizyona tâbi tutup ötedenberi tediye edilegelen bazı lüzumsuz paraları terkin etmek; F) Daîgah ve kısa vadeli devlet borclarını kâğıd F a 1 8 da dahilharb konjonktdründen istifade etmiş olan ticaret, fabrika ve emlâk sahi'clerinden yapılaoak uzun vadeli mecburî istikrazlarla karşılıyarak bu borcları uzun vadeli hale getirmek ve tedavüldeki para hacmini bir kaç yüz milyon azaltmafc II Malzeme masraflarıru azaltmak; A) Devlet mübayaalarını merkezileştirmek ve mübayaa edilîn malları muayyen mınt2kalarda depo etmek; B) Ordunun hububat ve zahire ihtiyaclarını tesis edilecek bir toprak mahsulleri vergisile karşılarnak; C) İstimlâke aid fuzuli hiç bir masraf yapmamak ve hattâ uzun zaman pek müstacel olmıyan inşa ve tesisleıden vazgeçmek, bilhassa merkez daireleri giderlerini mübremiyet bakımmdan maliye teftiş heyetinin sıkı murakabesine tâbi tutmak. bütçesini iyi idare eden muhasiblere mükâfat 'vermek. D) Mesken buhranı olan şehirlerde memurlara mesken tazmir.aü, mahrumiyet mıntakalarmda mese!â; şark vilâyetlerinde çalışan mernurlara mahrumij'et zamraı vermek; . Varidat bütçesinde ifası sarur! ıslahat: I) Gelir vergisinin muvaffak olması için bilhassa bu vergi ile alâkalı bütün sartları ve muhiti en ryJ/ bir şekilde hazırlamak. II) Müstahsili sarsmıyacak hafif bir toprak mahsulleri vergisi İhdas etmek (buhranın izslesine kadar). ni) Fransada yapıldığı gibi müteferrik vasıtasız vergiieri ve harcları muayyen ana vergilere 2ammetmek ve randımansız vergileri kaldırmaJc; IV) Devlet inhisarian maddelerine fiat tayin ederken fiskal bakımdan en fazla randıman teraio eden hadleri esaslı bir etüdden sonra tesbit etmek ve bu maddelerio fiatlarını nakdî üıtiyacların r^Tsine göre değiştirmeği esas tutmak. V) Gümrük resimlerini de keza yukarıdaM esasa göre tayin etmek ve bilhassa lüks eşyayı azamî res. me tâbi tutmak. VI) Ticarî mahiyeti haiz mülhak bütçeleri devlete varidat getirir bir hale sokmak, iktisadî devlet teşefcküllerinin randunantna artüracak tedbirler almak.> İmza: S. Sürel Ben yalnız bu mektubun nasiriyhn. Fikirler imza sahibinindir. B. FELEK Politika tekniği İtalyan sömürgeleri Gen«l Kurul, bundan sonra, 1946 karar suretinin t«yWini ve Ispanyaya silâh ve rmihknmat saülmasınm ve gönderibnesrnin yasak edilmesini Isteyen bir Polonya teklifini fıkra fıkra reddetmiştir. Komönistler, Çinde söraHe ilerliyorlar Baştarafı 1 inci sahifede Radyo, her iki kuvvetm şimdi Fukietı'de günde 50 mil süratie ilerlediklerini ilâve etmektedir. Göriinürde bu kuvvetlerle Fuşov arasmda mahdiıd «a\unma hattı mevcuddur. Fuşov, Fukien eyaletinin başkenti ve Formoza adasının karşjsrna düşen önemli bir limandır. Milliyetçilerin son mukavemet merkezleri büyük Formoza adasındaki tesislere dayanmaktadır. Kanton düşerse, hükumet buraya gelecektir. Yeni malî yılın başlangıoı Baştarafı 1 inci sahifede zamanlarda görüşülmemesini sağtamak için Meclisin kasım ayında değil, ekim başında toplanması derpiş edilmişti.» Başkan, bu yaz tatihni, bu Meclisin son yaz tatili olması ve bilhassa eylulde başlıyacak olan parti kongrelerinde mürnkün olduğu kadar çok milletvekili bulundurulmasımn idare heyetince tensib edildiğini kaydettikten sonra devamla: « Gelenek halini alan toplantı zamanını bir ay önceye almanın bütçe tetkiklerine istenılen genişliği vermek bakımır.dan bir faydası olup oîmıyacağı sorulmağa değer» dir. Kaldı ki toplantı yılı başında yapılan komisyon seçimleri neticesinde bünyede \niku bulacak yenileme yüzünden bu tetkikler de faydasız kalmağa mahkumdur. Ayrıca. önümüzdeki umumî seçimler dolayısile arkadaşlarm, bölgelerinde daha geniş temaslar yapmağa ihtiyaclan vardır» dedi. Barutçu, teklifini şöyle hulâsa etti: < Grup idare heyetiniz, hükumetle de mütabakat haUnde olarak şunlan tasvibinize arzediyor: 1 Meclis, yaz tetilini müteakıb, mutad olduğu veçhile gene kasım ayında toplanacaktrr. 2 Bütçe müzakerelerinde kamutaya geniş zaman sağlamak maksadile hükumet, malî yılm şubat veya mart ba şma alınması hususunda kamutaya bir teklif getirecektir. Bu teklifler oya konuldu ve tasvib edildi. Başbakan Ankarada Ankara, 17 (a.a.) MilletleraraEI Beşinci Mukayeseli Patoloji Kongresinin açılışını yapmak üzere İstanbula gitmiş bulunan Başbakan Şemsoddin Günaltay, bu sabah Ankara Ekspresile şehrimize dönmüştür. Dış tşieri Bakanı Dış İşleri Bakanı Necmeddin Sadak da bu sabah şehrimize dönmüstür. Cumhur Başkam, Hind sanatkârlarıru kabul etti Ankara, 17 (a.a.) Cumhuı Başkam Ismet İnönü ve sayın Bayan İnönü, dün akşam Büyük Sinemada verilen Hind Balesi temçiiinde hazn bulunanuşlardır. Cumhur Başkam, temsilden sonra Hindistan Büyük Elçisi ve Bayan Şaman Lall tarafından kendilerine takdim edilen sanatkârlarla görüşmüşler ve iltifatta bulunmuslardır. Londradaki elçilik mensublanmız, Krala takdim edilecekler Londra 17 (A.P.) tsrail hariç, bütün Doğu Akdeniz memleketlerine mensub diplomatlar çarşamba ve perşembe günü Buckingham saraymda yapılacak takdim merasiminde hazır bulunacaklar ve elçiliklerinin protokola dahil mensublarını Kral George'la Kraliçe Elizabeth'e takdim edeceklerdir. Türkiyenin Londra Büyük ElTemsilde bulunan Kanada Büyük Elçisi ve Bayan Odlum, bu çisi Cevad Açıkalınla Bayan Akabul esnasmda Cumhur Başka çıkalm Kral ve Kraliçeye Türk nırm locasmda bulunmuslardır. elçiliğinin 10 mensubunu ve eşlerini tanıtacaklardır. İki gelin, Kızılırmakta boğuldu Sıvas 17 (Hususî) Şarkışla üçesinin Çepni köyü koyunlarını sağmak üzere kayıkla Kızılırmaktan karşı tarafa geçmekte olan iki yeni gelinle, 5 yaşında bir kız çocuğu, kayığın devrilmesi üzerine boğulmuşlardır. yavaş geçiyordu... Gene düşünmeye başladı. Maceraperest delikanhlara tabancasını vermekle çok büyük hata işlemişti. Çocuk denecek yaştaki o' genclere nasıl olmuştu da güvenmişti? Ocaklan dinamitle atacaklan belki de yalandı. Ondan tabancayı almak için böyle bir masal uydurmuş olabilirlerdi Kimbilir, tabancayla aralannda kabadayılık taslayacaklar. belki de herkesi korkutup alay etmek maksadile kuru sıla ateg edeceklerdi. Lâkin bu yorgun suratlı çocuklardan «D» pek böyle münasebetsizce hareketleı beklemiyordu „ Bir aralık silâh sesi duyar gibi oldu ve yerinden sıçradı. Fakat aynı ses tekrar edince yanıldığmı anladı. Nihayet hava kararabildi. Bir müd det daha barakada bekledi. Sonra, sabn tükenerek yavaşça dışanya çıktı. Karanhkta ayağı büyükçe bir tasa tskıldı. Çıkan gürültü üzerine pencerelerin perdelerinden biri açıldı ve Mrs. Bennett'in başı gözüktü. İhtiyar kadm burnunu cama dayamış, hiddetli b?kışlarla etran kolacan ediyordu. Arkasından gelen ışık onun merhametsiz ve haşin yüzünü çok iyi lebarüz ettiriyordu. Anlaşılan Mrs. Bennett sokağa çıkrr.ak üzere hazırlanmıştı. «D» olduğu yerde. nefes almaktan bile korksrak bekledi . Kadınır onu gormemssine imkân yoktu. Fakat cııtahk iyice karard'ğından bahçedeki şekiller evden seçilemiyordu. «D» aym yaziyette bir müddet da. Afganistan istiklâlinin yıldönümü VAT4 Çeviıenler: ZÂMIR F. TÛR ÜMKÜNEY ve NÜKHET CÖKOVA Harbi kazanmak için insanlar, ister istemez, pek çok fenalıklar yapıyorlardı., Vazifesi düşmF.nlarının kömür alnıasına mâni olmak değil mi idi? Ocsklar atılırken bir kaç kişi ölecek dahi olsa bu fırsatı kaçırarr.szdı. Tabancasını cebinden çıkardı. En büyuk delikanhnın kemikli eli hemen uzandı. «D>: Kilidi kırd:ktan sonra ilk iş olarak tebancayı da maden ocağına atmayı unutmaym. Sonra hepimiz yakaîsnınz. Siz işin o tarafmı bize bırakın. Biz ne yapacağımızı biliriz. Sılâhı bir türlü elinden bırakmak istemiyordu. Onu verirse son kozu da elinden gitmiş olacaktı. Dtlfenlı: Bize her hususta giivenebilırsiniz, dedi. Çctemiz susmasım gayet iyi bihr. Hem sptığı işlerde de daima muvaffak oııır. <Ds nhı aklına, gene, içinde buhınduğu müşküi durum geldi: Acaba şu aralık polisler ne yapıyorlardır. dersiniz? Burada topu topu iki polis var. Zaten buTilar^jn biri bisikle'ls «W. Ihampton» p sitti. Ç\leri ?ra I •U müsaadesi alacak. Oieki ae i «Charlie Stowe» un kapısnıda nöbet bekliyor. Sizi «Charlie» nin evinde zannediyorlar. O da bizden olduğundan, resmî müsaade oîmadan evine kimseyi sokmuyor. Şunu söyliyeyim ki, silâhla kiiidi kırıp dinamit çubuklannı macienm içine atüktan sonra hemcs oradan uzaklaşmalısınız. Tabanca 5esine koşanlar sizi görürlerse derhal yakalanırsuıız. «D» nin parmaklan gevşedi. Delikanlı, bu fırsattan istifade, kemikli eliie tabancayı kaparak cebine indirdi. Biz o ciheti de düşündük. Onun için hava karardıktan sonra faaliyete geçeceğiz. Karanhkta bizi kinse göremez. Anladınız ya. saat ycriidc «Crikey siri kilisenin yanında bekleyecek. yat denizi insanı kayadan kayaya fırlatacak olduktan sonra plân yapmakta ne fayda vardı sanki? Sağ salim «Woolhampton» a ulaşsa bile acaba trenle Londraya gitmesi kabil olacak mıydı? Belki de polisler daha şimdiden «Woolhampton» istasyonunda onu bekliyorlardı... Birden yanağındaki pamuk akhna geldi. Bu pamuğa artık lüzum kahnadığını düşünerek çıkanp atü... Her işi aksi gidiyordu zaten «Mr. K» nin cesedi bile, ne kadar cabuk bulunmuştu. Londraya ayak bastığmdanberi esasen talihsizlik yakasını bırakmamıştı. Gene «Dover» istasyonunda elindeki çörekle «Rose» un kendisine doğru geldiğini göriir gibi oldu. O gün «Rose» u görmemiş, otomobiline binmemiş olsaydı acaba işleri daha mı düzgun gidecekü? Belki de o müthiş dayağı yemiyecek, dolayısile de gecücmiyecekti. Zamanında Londraya varrmş olsaydı «Mr. K.» de ondan şüphelenmiyecek ve sırlarını «L» ye satnryacaktı. Kimbilir, otelei kadın da... Lâkin «L» otekı krc'ınm deli oîduğunu söylemişti... Bundan kasdı neydi acaba? .Ddüşüdcelerini hangi isükamete çevirirse çev'isin, her tarafu «Koîe» la, sonra da, oteldeki oda'sında. hem de kendi yatağında, ölü yatan «Else» yi göriiyordu... Çocuklar gittikten tonra «D» onlardön yiyscek bir şey istemeâiğine pişrcan oldu. Fena halde acıkrruştı... BÜŞ mide ile vakit büsbütün yavaş ilerliyordu. Kulübenin Kapısmı araladı. Fakat bnhçedeki çimenlerden ve bir kaç çiçekten başRose ile \edalaşırken Londrada ka bir şey Eöre.niyr.ıclu. Arh.ğını buluşma>ı kararlaştıri! ardı ama unutrnak icin istikba! hakkınd? artık vazıvet taoıamiie değişmişti plâniar yapmağa saiıştı. Lâkin ha Polis taratmdan sinıdı bir de «Mr K.» nin katüi olarak aranıyordu. Bu seferki itham hepsinden ağır ve ciddî idi. Gene kızın başma kâfi derecede derd açmışü zaten. Onu da bir cinayet işine kanştıramazdı Londrada buluşacak olurlarsa muhakkak ki polisler gene kızın da bu işte dahli olduğunu zannedeceklerdi... Yorgunluk ve açlıktan kafası da işli^emez hale geliyordu. Ah, diye düşündü. Polisleı gelip de beni şuracıkta tevkif etseler ne iyi olacak. Hiç değilse bu kara düşüncelerle kafamı yormaktan kurtulurdum. Dışanda bir ayak sesi vardı... Sanki birisi ayaklarının ucuna basa basa kömür barakasına doğru yürüyordu. «D» ellerini göğsünün üzerine kavuşturdu. Başını önüne eğip. yakalanmasmı adeta zevkle bekledi... Barakanın aralık kapısmdan küçük bir kafa uzandı... Gelen siyah bir kedi idi. Gözlerini «D» nin suratına dikip uzun uzun ona baktı Sonra arkasmda bir balık kokusu bırakarak çekildi gitti... Balık ko'aısu «D». ye açlığını hatırlatmışU... Burnuna mütemadiyen nefis yemek kokuları geliyordu. Acaba Ivlrs Eiinett. yemek ioı pişiriyordu? Bir aralık ihtıyar kadının: Haydi kalk artık pis sarhoj diye bağırdığını duydu. Kadıncağız herhalde kocasuıa cıkışıyordu. Sonra hiddeüi hiddcı'i bir cam kapandı. • D= !;Dd?nın sö\lc:likl"rini işilcraez uidu... Saatier, aa kadar da Ankara 17 (Telefonla) Afr ganistanın istiklâl yıldönümü Kangalda dolu ve yağmur dolayısile cuma akşamı Afgan Sıvas 17 (Hususî) Kangal büyük elçiliğinde bir kabul tö ilçesine 6570 gram ağırlığında reni yapılacaktır. dolu düşmüş, bir çok binaların camları kırılmıştır. Diğer tarafha bekledi. Sonra hiç ses sada çık tan yağan şiddetli yağmurlar nemadığını görünce, gene ayaklannın ticesinde Kangahn Mancılık kö, ucuna basa basa barakaya girdi... yünde çift süren 12 yaşında bir Açlığını unutrnak için kafasıru çocuk boğulmuştur. oyalayacak her çareye başvurmuştu ama artik züün yoracak bir sey Bir düzeltme de kalmamıştı. «Rose» u düşünmüş, «Mecliste dün Ticaret Bakanımaziyi gözünün önüne getirmiş mn istifası istendi» başlığile dün istikbal hakkmda plânlar yapmış, gazetemizde çıkan Ankara habetabancasını tesUm ettiği çocuklan rinde Kemal Zeytinoğlunun sözve tabancanın akıbetini, velhasü leri arasındaki «bunun sebebini herşeyi, herşeyi düşünmüştü. Şimdi prensiplerde aramak daha doğru bir de «L» nin şoförünün aşırdığı olur» cümlesinde «prensiplerde» not defterindeki şiiri hatırlamağa kelimesi, «mühendislerdea olaçalıştı. «Kalbin ateşi» diye başhyan rak çıkmıştır. Düzeltiriz. bu şiirin sonunu bir türlü getiremedi. Halbuki oru not defterine ölüm kaydederken ne kadar beğenmişTeessürle haber aldığımıza göti... Kansıru aklına getirdi ve ken re Tarım Bakanlığı Özel Kalem disini o eski hayata bağlayan bağ Müdürü Sadi Tanrıkutun valilann ne kadar gevşemiş olduğunu desi dün gece Ankarada vefat hayretle gördü. «Sevişenler bera etmiştir. Cenazesi bugün kaldırıber Ölmeli» diye düşündü... O sıra lacaktır. Tanrıkut ailesine başda saat yediyi vurdu. sağlığı dileriz. 2 İhtiyatla barakadan çıktı. Birden hatırladı. Çocuklar ona, bu küçük arka bahçeden sokağa nasıl çıkılacağıru söylememişlerdi... Onu kaLirayla çırmak için muazzam bir plân hazırlamışlar, sonra da en ufak teferruatı unuhıp gitmişlerdi. Tam çocukvari bir iş! diye düşündü. Onlar, herhalde geldikleri gibi, bahçe lira kazanm&k! duvannm üsründen atlayıp gitmiş19 Mayıs Piyangosu lerdi. Ama «D> onlar gibi gene değildi ki aynı şekilde hareket etSize 3in. Üstelik hem aç, hem de yorbu imkânı veriyor. gundu. (Arkan var) f L 6 Sabahaddin AN davası Baştarafı 1 inci sahifede anormal hallerde bulunduğu i^*" Ttin Adllce muşahede altına alıntnj^g|rt^ karar verilen Ali SSrteki nfaı müşahedesi dün bitmiç v» Tuibı Adll, «amğrrı çuurunda ea ufak blr ânza olmadığı neticesine varnMştır. Ali Ertekin, dün Adliyeye getirilmiş ve sevk muaroeleci yapıldıktan sonra İstanbul nc gönderilmiştir. Sanık, Knkkreline gönderilecStii!, 200.000