Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
c SERBEST SÜTUN Yazan: Dokior Kemal Saracoğlu Doktor Büsbütün başka maksadlarla yazdı l?mıyoruz. Bu demek değildir ki memgun bir yan üzerine Cumhuriyefin an leketin hekim ihtiyacı işba' haline gelketine verilen cevablar, mevzuu Türki nıiştir. Bilâkis İhtiyacı k?rşılamaktan yede doktor sayuı az mı, çok mu? da uzaktır. İşba' haline şelen şey, mevcud vasına sürükledi. Daha doğrusu iş çı sağlık teşkilâtımızdır. İkinci Gihan HarZürich 24 Kibrit harbi, bir asırğuından çıktı ve guya ben Türkiyede biııin doğurduğıı çeşidli iktisadî. mali danberi harb goımiyen Lviçrede ılân doktor sayıstr.m pek çok olduğunu söy ve siyasi sebebler sp.ğhk teskilâtmı ihedildi ve buaün Çin dahili harbini bilc lelnişiın gibi bir tefsir* yol açtı ve na thacımiz nisbetinde »er.iş'etmekten bizi gölgcde bırakacak bir şiddetle devam hak yere de genclerimizin büyük şehir alıkoyuyor. Buna mukabil İstanbul ve An Hindistandan ithal edılecek olan ediyor. Bu harbi ilân eden G. D. İsviçWin ve bilhassa İstanbulun cazibesin» kara T'b FsküUeleri mütîmadiyen he takriben 15 bin ton jüt meselesi ts renın en fazla kızılan, alay edilen adamı, kapıUrak Anadoluya gitmek istemedik kim yetiştiriyor. o iaman çimdiki du tanbul piyasasım bir hayli karıştır maamafih diğer taraftan hayat pahahhleri mecrasma döküklti. rum hasıl oluyor. Ben pc":?n sene An mış, alâkalıların malurr.at toplamak ğında paralarını santimi santimine heHer şeyden önce umumî efkârda ha karada sicil müdürünü ziyaret etüğim için muhtelif yerlere başvurmalarına sablamak zorunda k«İ6n ev kadınlarının sıl olması muhtemel blr yanlıslîğı tashih zarr.an: (Elimde iki tane münhal hi': sebeb olmu?tur, en fazla sevdikleri erkektlr. •tmek Uterim: Ben kendim bir Anado kumet tabibliği var. Biri vefat. diğeri He Hindistan hükumetı. Türkiyeye On dokuiuncu asrın başında N. imzalu çocuğu Oİdugum gibi otuz yıla yak istifa sebebile açıîdı) demişti. Görülü |; sevkedeceği jütler karşılığında mem h bir kâğıd naiil Napoleon'u hatırlatılafan hekimlik hayatımın on sekiz yıhnı yor ki devlet baba m^kteb'frden çıkan leketımizden takriben 30 milyon li yordu ise, Bütün İsviçrede G. D. de u da Anadoluda hekimlikle geçirdim. İs bütün genclere iş verebilicek dyrumda I ralık hububat istemiş, fakat hüku kadar tanınmı* bir işarettir. Güzetede tanbulun cazibesine kapılarak burada değildir. metimiz yeni mahsul hakkında he bir karikatür görürsünüz. Bir pencero cmrümü gecirmiş değilim. Buraya da Denilebilir ki niçin yalr.ız devlet ka nüz tahmin yapılmadığını beyan e camları kırılmış. Altmda: >G.D. konuştalebim üzerine değil. hükumetimin ten p:sı? Gitsin Anadoluda serbest çalışsın. j tu». Devlet Ba?kanından istadiği bir mu?ıek bu teklifi reddetmiştir. sibi iüerine geldim. Onun için Anado 3 u n u söyliyenler ya Anadolunun duru ! Aradan epey zaman geçtikten son lâkatı clde edemeyince pencerelerino luyu en aşafl ankete cevsrb veren sayın nsuniı bilmiyenleT, yahud da Anadolu • iki taş atmakla hakkında düşiindüklerini zevat kadar tajıırım. Anadoluda hekim' dan ayrılah aradan çok zaman geçtiğj ra iki taraf arasında tekrar yapılan ilade etmişti. Sakın cemiyete düşman müzakereler neticesınde Hindistana, İlk etmek ne dem«kür? Orada İnsan için eskiden olduğu gibi bir çok yerleri ithal edilecek .iütlere karşılık, Tür bir anarşist zannetmeyin. reklâm peçinhayatını kazartabilir mi? Nasıl kazarur? hekimsiz sananlardır. | kiyeden kaplıca sevkedilmesine pren de koşan bir sinema yıldıu veya .DevBunlar hakkında ankete cevab veEir kere memîeket nüfusunun yüaie let Başkanı mülâkat vermcyince caıiısip itibarile kara? verilmiştir. rtnlerden daha az fikir sahibi değilim yttmiş beşini teşkil eden ve kırk bin îstanbıü piyasasında hilmmiyen larını nasıl indirdim; diye bir seri yazı Esasen bu zevattan hangilerinin kaç yıL köyde oturan köylürnüzdür. Bir hekimın yaznısk için hudud harici edilmeyi göze nerede ve nasıl hekimlik ettiklerini de tek başma bir köye gidip oturarak va şey, kaplıcalann nasıl ve kımler ta alan Amerikaiı bir aazeteci de değildir' rafmdan Hindistana ihraç edileceğipek iyi bilmiyorum. Hele bazılarının A şayabilmesine imkân yoktur. Olsa olsa G. D. veya Gottlieb Duf'eiler ev kanadoluyu benim ka'dar da tammadıkla eski Yunanistanda olduğu gibi heybe dir. Öğrendiğımize göre Toprak O dınlpnnııı bir numaralı sevgilUİ olmakfis, 10 milyon liralık, bir başka resr m ı kaniim. O yazıyı yazarken şunu eine ilâç doldurmak. merkebe binip köy tan başka pariamcnto azası, parti lideri, düşünmüştüm: Tanımadığım ve fakat köy dolaşarak (Kalos yatros. Kali yat mi teşekkül de aynı miktarda kap İsviçrenin en büyük gıda maddeleri koomeclis münakasalarına nazaran çok de rika) diye bağıra bağıra hekimlik et lıca ihraç edecektir. Diğer 10 mil ! perdüfi Migros'un, Zürich'te intişar eden ğerli olduğu için affı istenilen bir mes nıesi îâzım gelecektir. Türk aencl?ri | yon liralığını kimin sevkedeceğt he ! bir günlük, bir de haftalık siyasî gazenüz lekdaşın haline acımıştım. Kendisini suç Anadolu j I tcnin pr.uonudur. Bütün bu saydıklarım Ulcmis görmek beni üıdü ve bu kabil nun yalnız vilâyet ve kazalarında deDut^eiler'i tanıtmıya kâfi gelmez. Dutfiuçlann neden dolayı kayıtlarına üzü ğil, nahiyelerinde hattâ nüfusu kalabaMimar Siııan ihtifali hazırlıklan | »eiler. her şeyden önce. partisile şehir, leceğimiz insanlara musallat olduğunu hk köylerinde bile ekm«ğini çıkarmak Mlmar Sinanın ölüm yıldönümü münasebc j kanton mechlcrınde, parlamentoda, ga»raştırmak iatedim. Cera vermek, suç imkânını bulup da oralara gidenler çok tile. bu yıl önumutdeki nisan ayında >«pı zetelcrile efkârı umumiyenin önünde îuya hakaret etmek, hele böyle bir suçu tur. Elverir ki aç kalmasın. Esasen dev lf.cak anma töreninin diğer 5€ntlerden f«rkiı hpyat pahalılığına ksrçı amansız bir müfcihane ederek bütün bir meslek men let kapıaında çalışıp sonunda emekli olması için alısrr.alara simdiden hi<la ctdeleye girışmiş bir şahsiyettir. İşte iublarını aynı suçlarla tohmetlendirmek rr.fası alamıyacak olan bu gencler, ma nılmıştır. Teknik Üniversite Talebe Eirîiji altmıf küsur yaşlaruıda olmuına ve yerine suçlann saiklerini aramak lâzıın lul veya hasta oldukları veya ihtiyarla nin te.«kil ettlği »Mimar Sinan Komiles:. Tyrone Power'e hlç benıernemesine ihtlfalin bvıyütc dihiye lâyık bir ştkılde yateldiğini tebarü» ertirmek istedim. dıkları zaman dilenmemek için üç bu pılması için program hazırl»m«kudır rağmen ev kadınlarının sevgili olmaŞimdi gelelim ankete: çuk kurus artırıp bir kenara oir.daki sır buradadır. Sofya Elçimiz. vazifosl Sayın Saelık müdürtijnüz Faik Yargı z»ruretindedirler. Bu imkânları bulubaşına gitti Dutweiler'in önayak olduftu mücadeçı, İstanbuldaki hekim sayısı hakkında n«n yerler bol bol var da Türk hekim•n çok salâhiyet sahibi bir zattır. Bu leri oralara gitmiyorlar mı? GenclerimiBir müddettenberi n.emleketimizde ız\nli lenin esasları şu şekilde toplanabilir: İsviçrede hayat pahalılığı sun'idir: bakımdan verdiği rakamlar en. doğrusu ze böyle yerlerden kaç tane gösterebi tulur.makta olan Sofya Elçimiz Şefkati lstin>eli. ür.n akşamki Avrupa Ekspresile Sofy»ya Liberal bir ekonoml tlstaminden faydadur. TsUnbulda bin beş yüz hekim var liriz? harcket etmlştir. lanarak »fkilâtlanan tröat ve kartelleıtıış İlk bakışt* bu Çökluğun sfcbebini, Dikkate şayan bulduğum bir cevab öa Elçi. hareketinden önco kendisile konuşan rin eseridir. Tröst ve karteller serbest •adece cazibesi dillere destan olan Is Tıb Fakültesinin sayın dekanının soz bir arkp.dftşımıza: tanbulda yaşamak sevdasmda bulmak leridir. (Fakülteye her yıl 600 talebe a Bildiğiniz gibi bir müddeltenberi mcm piyasaya, yani rekabete ve dolayısile kabildir. Halbuki acaba bu 1500 hekim hyoruz. Daha fazla olması arıuya »a leketimd* idim. Sofyadakl son durunıdan ha ucutluğa mâni olurlar. Fiatlarla istedikberdar değilim. Maamafih Bulgarların, su leri gibi, tabiî daima halkm menfaatleri kimlerdir? Bir tâhlil yapmak faydalı o yandır) buyuruyorlar. bayımızı yakında bırakacaklannı tahmin aleyhine oynarlar ve bu suretle ekonolacaktır. Bu satırları dikkat ve hayretle ve ediyorum.^ demiştir. ! mik müsavateızhğın da başlıca sebebini Kvvelâ ecnebi ve azınlık hekimleri hattâ ibretle bir çok defa okudum. Sotstanbul Edirne arasında teşkil ederler. Bunların liberalizmi tehvardır ki. bunların İstanbuldan ayrıl nunda şu hükmü verdim: Bu, mülâkit likeye düşüren faaliyetlerine mâni oltrcn seferleri malprını istemek veya beklemek boşu esnasmda yanlış tesbit edilmiş bir S Ö 7 lîzunköprü ile Edirne arasır.daki btzı se mak için anti tröst kanunlar, müdao«dır. clacak. Belki sayın dekan memleket ferler lağ\edilmişti. Devlet Demiryolia" H s hale satışları, fiat kontrolu gibi devletin bahsetmsk re«i, şimdi tkincisi Türkiyenin en büyük üniver ihtiyacının yüksekliğinden bu seferleri yeniden ihdas etmi? alacağl tedbirlerin faydası mahduddur. sitesi hoeaları, doçentleri, asistanlaril© istemiştir. Yoksa bütün öğretim üyele ti. İstanbul ile Edirne arasında bugünden Taydasız değilseler blle hem içinden çırinin talebe çokluğundan şikâyet et itibaren normal seferlere ba^'anacaktır. İstanbuldadır. kılmaz bir kırtasiyeciliğe yol açarlar, ÜçOncüsü devletin. özel idare ve be mekte sdeta ittifak ettikleri bir fakülŞehrimizde dün bir Gazetecilik hem de ferdi hürriyetlerin düşmanı olan Knin dekanı talebe sayısmın daha da lediyenin en acniş «açlık teşjtil&tı İsOkulu acıldı «osyaüzme kaçabilirler, Hattâ Dutweitaniuldadır. Bütün bu saydıklarımızda artrnasmı nasıl temenrıiye şayan bulaVefa Lısesı Almanca Öğretmenl Fehaıi Tu ler, İsviçredeki fiat kontrolu komisyonçâhşan insanlan İstanbulun cazibesine bilir? Lâfcoratuarlarda. hastanelerde ta nanın. Ş^hzadebaîinda, Letâfet apartımanın larmın bile kartellerin elinde oyuncak kapılmış ve burada yişBmaktan başka lebelerin iadihamını şikâyete ne hacet, Ja açtığı «Özel .Gazeterilik Okulu» dün ders oldUkl&rını ileri sürerek ithamlarda bulere başlamış. bu münasebetle bir tören yabir şey düşünmiyen diye farzedemeyiz. O biz de her gün görüyoruz. pılmıştır. Valı ve Bclediye Reisi Dr. Lutii lunmaktadır. h?lde bunlan 1500 râkammclan çıkarırHulâsa olarak şunu söyliyeceğim: Kırdar. Hakivi Tarık Vs. ve lise oğretmenleTröst ve kartelleri faaliyetten menesak ?ırf muayenehanesine dayanarak, Memleketin hekim ihtiyacı büyüktür. riden bir kısım zevatta okul üi;retmen!*ri yani tstanbul akşile burada kalan kaç Fakat bu ihtiyacın her şev ve ögıencilerinln hazır bulundukları törene debilmek için en tesirli siiâh, bunlarla mücadoleye girişmeK, hekim vardır? Ve bunlardan kaç tanesj den evvel devletin elde edeceği imkân saat 10.30 da Fehmi Tunanın kısa bir hlta» bızıet piyafâda amansız, kıran kırana bir rekabetle piAnadoluya gitmek istemiyen genc he lar nisbetinde yağhk tejkilâtını geniş besile başlanmıştır. Bundan sonra bu okulda öğretmenlik vazj yasa harici ettnektir. Muvaffak olabilkimlerdir? Bu suallerin cevabuu hiç letmesile kabildir. Nitekim bu yıl başşüphe yok çok sevdiğim ve saydığırn hyacak verem savaşı ufak bir imkân fes:ni üzerine 3İ..n Bahariır Dülger, "Gazete mek için de halkın tam müzaharetini cilik» mevzulu ilk dersini vermiştir. kazanmak lâzımdır. Bu da ancak diğer Faik Yargıoı hepimizden daha salâhi kapısı açmaktadır. Türk milletinin heTörenden sonra kendisile görüşen bir mu müesseselerden iyi ve ucuz mal satyetle verebilecek durumdadırkim ihtiyacını (serbest muayenehane harririmize okul müdıirü Fehmi Tuna »u m v tle makls mümkün olabilir. İşte Dutweiler, Sayın doktor Esad Durusoy da genc hekimliği) ile sağlamak üzere genclerin lumatı vcımişıir: • Okula lise ve muadili tahsili yapan Migros kooperatifile îsviçre çapınja n:çin Anadoluya gitmediklerini izah etItrl Anadoluya fitmek Utememekle kusağduyusunu, genc'.er kabııl ediimektedir. Şlmdlye kadsı surlu gördüğüne aöre. yukarıki sual tim. Her millî davada 70 öprenci kaydedilıniştir. İçlerinde Üniveı'yurdseverliğini pek çok misallerle ispat site me/unu birkaç kişi vardır. Ekseriyeti lerin cevabını alırsa görüşünün doğru clmadığma kani olacaktır. Yoksa İstan etmiş bir gencliği (lüks) ve (cazibe) muhıelif fakü'ıtel're devam eden gencler teşbul Tıb Fakültesinden her yıl çıkan hastahğına tutulmuş görmüyorum. Se kil etmcktedirler. Tedrisat, iki sömestr devam etmekte ve 300400 gencin içinde üç fc«ş tanesi bu nede beş yüz hekim yetişüren bir memîicret olarak 300 lira alınmaktadır. Öğıeilekette iş hacmi o nisbette açılmalıdır. dururmJadır diye hepsini bu illetle mamenlerimiz arasında Cihad Baban. Bahadır !ul saymak istemiyeceğini sanırtm. E Açılmasma maddî imkânlar yoksa, bu Dülger. Abldin Dav'er. Sacid Öget Selim n s t n İstanbuldaki yaşınt başıru almıç nisbette çok hekim çıkarmamalıyız. Bu Babprı ve bir kısım lise bgretmenleri de olan her hekim Anadoluda hizmet sı gencler Anadolu şehir ve kasabalarmda vardır.« rasııu savmış mıdır kl getıelere böyle kendilerinden daha kıdemli. halkça tutulmuş ve sevilmiç meslekdaşîarile re f KÜÇÜK HABERLER bir hitabda bulun*bilelim? Çalıstıgı her s«h«da (hocahkta ve kabet ederek sadece muayenehane he* MİLLETLERARASI Kızılhaç Komitesi idarecilikte) enerjisinin hayranı ve hür kimliğine dayanan bir geçim yolu tutametkân oldu&um âlim ve faal hocamız mazlar. Tutmaya kalkınca yollarını şa Bajkanı M. Paul Ruegger ile Osm^nlı Bançırmaları daima mümkündür kssı tneiltere Umum Müdiirü T. B. MoneyCemil Topuzlunun fikirlerine gelince: Sözlerimi bitirirken bir noktayı da Coutts. rtvın sabah Vilâyette Vali ve Be'.ediye Evvelâ Türkiyede hekim sayuı wmReisi Dr. Lutfi Kırdarı ziyaret etmişlerdir. Üstad Ibrahim Alâeddin Gövsanm nettikleri rakamın bir mislini aşmakta a beîirteyim ki bedbaht meslekdaşımın • * • DüNKU sayımızda çıkan »Yumruklu dört cildde tamamlanacak bu emsalsiz olduğunu alikalılardan duydvım. Fakat suçu İstanbulda değil, Anadolunun gü Kongre nin Beyazıd Halkodasl kongres: cleserinin ikinci cildi de tamamlanmif bunun bir çokluk olduğunu iddia etmi ney doğu köşesi olan Diyarbakırda iş duğunu bildirirîz. • MACAR bandıralı Debresen islmH gemi, ve satışa çıkarılmıştır. yomm. Sıhh«tin kadir ve kıymetinl bl enmiştir. İyi ahlâk denilen fazilet timien kühürlü memleketlerde bin nüfusa salinin başdüşmanı ihtiyac olduğunu dün Liman İdaresinden izin alarak Haüce girmiştir. Gemi. Halicde tamir edilecektir. bir hekim hesab edildiği dojrudur. Biz diişünmek mecfcuriyetindeyiz. Harbden • * • YÜKSEK Tahsil Gencüği Yardım Der(! E S I M L I evvel yalan ve dolanın çok ayıb oldufu bu seviyeye ulasmaktan henüz uzaktaneğinin yıllık çayı. 5 mart cumartesl glirü yır, Asıl mesele şudur: Mektebden çı Almanyada zaruret ve ihtiyacın bugün Belediye Gazinosu paviyonunda yapılacaktır. kan hekim ne yapacak? Ya ssglık teşki o milleti ne hale getirdiğini gözlerimlo Cemaziyel'evvei 1 Salı lâtında vazife aîacak, yahud serbest he ;ördüm. Genclerimize fazilet terbiyesi kimlik yspacak. Bundan on, on beç yı] •ermek gayet tabii ve zaruridir. Fakat önce vilgyet merkezlerimiî icinde bile Sadece bu kâfi de^ildir. heklmi olmıyan yerler vardı. Fakat Akaryakı^ geldi şimdi sağlık teîkilâtında bir münhal Akar tankeri. Abadan'dan yüklediği akarBöyle bir eser Dir daha vücude geleeerdi vardır ama. eskiîinin aksine olaVasati 6.35 112.27 15.35 18.00 19.29 4.56 yakıt hamulesJe limanımıza gclmiçtir. Gemi. rak. Yani eskiden münhallere adam bu hamule?ini Çubuklu, Beykoz ve Kartalda bomei; tz baııldıfı için edinmekte acele Ezani 112.37] «26 »34 12,00 1.31 1 ( • • > « lâmıyorduk. Şimdi adama münhal bu şaltacaktır. • ediniz. Sehir 1SVICUE MEKTUBLARI azmı, cokmu? haberleri KİBRiT HARBİ Piyasayı karıştıran Yazan: Hatdun Sel . CUMHURİYET 1 Mart 1949 NALINA M1HINA İ I İngiltereye et ihraç edecekmişizî ünkü Cumhuriyet'te İngiltereye et ihrac edeceğimiı hakkında bir haber vardı. Ingiltere. 30 milyona yaklaşan nüfusunun yediği etlerin bir kısmını kendi ebedî yeşil mer'alarmda yetişen koyun ve kurulardan, mühim bir kısmını da hayvan yetişüren başka memleketlerden ve soğuk hava ambarlı gemilerle bilhassa Avustralyadan temin eder. İnjrilizler, harbden sonra, ithalâtı azaltmak için daha sıkı bir surette tatbik edilen vesika usuliinden dolayı şimdi pek az et yemektedirler. Ingiltereden gelen haberlere göre, haftada blr veya >kl giin adam başına el kadar küçük blr paıça et verilmektedir. İngilterenin bizden ct alacağı haberi doğru ise. et tayınının bir miktar daha arttırıimak istendiği anlaşıhyor. Bizim İngiltereye ihrac edebileceğlıniı et, olsa olsa koyun eti olabilir. Çünkü biıim kadid haline gelmis sığırlarımızı înşiliılerin yemiyecckleri mııhakkaktır. Geçenlcrde. vapuıdan çıkarılarak, Galata rıhtımında Mezbalıaya sevkedilmek üzere bekliyen bir sürü sığır ve manda gormüştüm. İstanbul halkının yediği bu hayvanlar, blr deri ile bir kemikten ibaret. sıska, zebun ve ihtiyar sığırlardı. İngilterede ve diğer bütün A\Tupa memleketlerinde ise mezbahaya götürülen kasablık sığırlar, itina ile beslenmiş, yağ ve ctteu kemikleri göriinmiyen tombııl hayvanlardır. Oralarda kimse, bizdcki gibi, boğazı tokluğıına bile denilemiyecek surette bir avuc samanla yan ac lılr halde çift sUrmekte kullanüa ktıllanıla iiı'iyarlıyan ve âdeta canlı birer Ukclet haline geien kart ve düşkün sığırları yemez. Bu hakımdan İngilirfere bizinı sığırlarıınızı beğendiremeyiz. Onlar, gene Avustralyadan kesilmiş sığır eii getirtmeyi terclh edeıler. Biz. İngiltereye. ancak. İnüiliz!?rin ağzına ve ?evkine uygun koyun ve kuzu eti ihrac edebiliriz. Türk limanlarının hirbirlnden canlı koyun ve kuzular İngiltereye kadar ürun bir deniz yolculuğu ile gönderilemijcceği için, ancak kesilmiş hayvan gönderebiliriz. Ne yazık ki, et ihracı için de. tek soğuk hava ambarlı gemimiz yoktur Trabzondan İstanbula kesilmiş hayvan nakli için böyle gemiler tedariki, sittin senedir. söylenlr, yazılır dunır. Fakat bu iş. lâfta kalır ve Devlet Denlzyollan İdaresi, insanlan koyıınlar, sığırlarl» kucak kucağa seyahat ettirmekten dnyduğu zevki devam ettirir. İngilizler, bizdcn kesilmiş et alırlarsa. bu etleri kendi jemilerile taşıyacaklardtr. Aviıstralyaya nisbctle tskenderun, hattâ İt ' mir ve İstanbul bile İngiltcreye çok daha yakındır ama. bu işe tahsls edilen büyük toııajdaki İnjili.. gemilcrinin ambarlarını süıalle doldurabilecek kadar hayvanı. bi» çırpırla kesecek modern mczbaha ve etleri temiz be/lcre sarac»k tp«isat ile teşVcilât nerede? Görülü.vor ki, İnjilic:eye et ihracı, fikir illharilp çok yerinıtedir ama tatbiknl hnlurrınHnıı rlii<iinüldiiğü ve söylendiül kadar kolay bir i < > değildir. ^•. hâdise böyle bir mücadeleye girişmiştir. Bugün sşağı yukarı her şehir, kasaba hattâ her raahallede Migros kooperatifinin bir şubesi mevcuddur. Bilhassa hayat pahalılığının en büyük âmili olan yiyecek maddelerini en ucuz Migros'tan temm etmek mümkündür. Yapılan istatlstiklere göre, gıda maddelerini Migros'tan lemin eden beş ki^ilik bir aile senede S00 frank kadar bir taaarruf yapmaktadır. Bugün 200.000 ailenin Migros'tan ahş veris yaptığını ve tsviçrenin bütün nüfusunun dört küsur milyon olduğunu gözönünde bulundurursak Migros'un iktisadi hayatta olduğu kadar siyasi bakımdan da büyük bir kuvvet teşkil ettiğini kolaylıkla görebiliriz. Eğar tsviçrede kadınlar da rey hakkına sahib olsalardı, bugün Dutweiler ve partisi iktidar mevkiini kazanmasalar bile an büyük siyasi kuvveti teşkil ede'cilirlerdi. Fakat erkeklerin hayat pahahlığmı ancak ay sonlaıına doğru hissetmeleri Dutweiler'e çok kaybettirıyor. Kadınlar ise sabahtan akşama kadar hayat pahalılığını hissettikleri için Dut^'eiler'p daha bagh. *** İste kibrit harbi de bu ucuzluk mücadelesinin safhalarından birisidir. Harb. Dut»"eiler'in gazetelerinde vesaır gazetelerin ilân sahifelerinde .Kibrit Harbi» manşetlerile ilân edildi. Sebebi ce şu: İsviçre kibritçileri tröst kurmaklg itham ediliyorlar. Kibritler hem pahalıdır. hem de kslitc Itibanle düşüktür. (Doğru^u ben memıeketimde Dr. Sadi Irmak, Trakyaya gldivor C H. Parllii İstanbul Bölgesi Muîettişi Dr Sadl Imıak. bugün Trakyaya blr tetklk gezisine çıkacaktır. Sadi Imıak. Çatalcı ve 8ilivri Halkevlerinde iç ve dıı pclüika m«vluu ile llgilt konusmalar yapacaktır. Tekcl kibritlerini tanıdığım için bu hususta pek hakemlik yapacak mevkide değilim). Bundan dolayı G. D. Polcnya Monopolu ile anlasnıış ve daha ucuz, daha iyi kibrit ithal etmiştir. Halkı İsviçrc kibritlerini boykot edip bunlardan aımaya teşvik ediyor. Dutweiler'in şimdiye kadar olan faaliyetleri. ilân ettiği harbler bu derece heyecan uyandırmamıştı. Sosyalistlsı kerşı cepheye geçti; komünlstler ise Volonya kibritlerini sattığı için sade keaardan kıs kıs güldüler. İsvlçrede kibrit imalâttle a?eğı yukarı dört yüz işçi ailesi geçinmektedir. G.D. nin ithal ettiği kibritler bu dört yüz atlenin Işslz. kalmasma sebebiyet verebilir. Bir de hesab etmişler; bu kibritleri kullanmakla bir aile senede kırk. elli kuruş kadar tasarruf etmiş oluyormuş. Kırk kuruş, dört yüz ailenin işsi? kalmuını değer mi? Diğer bir hücumUrı d» ?u: Dut^'eiler'in gazetelerinde her gün peyk devletler aleyhine sütunlar dolusu yazı çıkar. Bu son hareketini de takib ettiği siyasete pek yakıştırmıyor ve Dul^eiler'i oportünist olmakla itham ediyorlar. Hücumlar oldukça ağır olmakla DCraber ortada bir hakikat var: G. D. nin eattığı kibritler ister batı. ister doğu demokrasinin mümessilleri olsunlar. kapışılmaktadırlar, Bu da in*anların politika ve pollttkacılar İçin degil, insan gibi yaşamak için mücadele ettiklerini gösteriyor. Halduıı SEL Ali Çctinkaya için toplantı tehir edildi Merhurn Ali Çellnkayanın hllırasını anmak makMdile Milli TUrk Talebe Birligt tarsfından Eminbnu Halktvlnd* tertlb edilen toplantı. bazı mlllttvtklllcrile Afyondau beklenen bir htyetin »ehrımlı» henüz gelememi; olmanınrtan «lolayı dUn yapılamamış Beynelmilcl gcnclik konfcransı ve önUmüzdekl hafu patateıl gUnüne bıraLondrada toplanan Beynelmilel üenclik kılmıslır. Konieraıısı çslışmalarını bitirmistir. 53 nülletin iştirak ettiği bu konferansta memlekctimizl temsil eden Muîaffer A'kın. Kaya Pmar ve Orhsn Arıman idare komiteslne »etilmlşlerdlr. Yunanistana satılacak ketcntohumtı Atina Ticartt Müşavirliğimizin bildirdiğine göre. blr Yunan flrması. memleketiınlzden 500 ton ketentohumu alacaktır. Bu firma. mewub olduğu hükumetinden ithal llsansını almıs ve fiatlarımızı da uygun bulmuştur. Kıymclli bir hukukçumuzu kaybettik Mülkiye ve Hukuk Mekteb! ve Paris Siyssi llim'er Meklebi mezunlarından tabık Dahiliye Vekaletı Vilüyetler Umum Müdüru ve Mülkiye Mektebi sabık İdare Hukuku Pıotesörii Avukat Ibrahim Ali Erberk'in 2421M9 tarilılnde Pariste bir kalb krizt neticesinde vefat ettigir.i teessürle öğrenmis bulunuyoruz. Merhumun cenazesi yurda getlrtlecektir. Keııdisine AUahtan rBhmet dlleriz. Befinci Sayı Çıktı Yerli v« yabancı miıahın en seçkin örneklsri Fıkra Karikatür Mükâfatlı müsabaka. 100 sahife 100 kuruş. r •• TÜRK MUSİKİSİ DERGISInin 17 N C t S A Y I S I Ç I K T I . Dergi yayınlarından : SEÇİLMİŞ ŞARKI GÜFTELERÎ «Gclincik» mecmuası toplattırıldı Dört ta> ıdanbcri çıkmakta olan «Gelincikft ıııccnıuasının 1, 2. 3 ve 4 üncü sayıları, müstehcen gorüldüğurıden Savcıhkça toplattırılnııştır 40 FASIL 1200 ŞARKI KÖÇEKÇELER. Her Kitabcıda Bulunur Ist. Cağaloğlu yokuşu, MARMARA MATBAAS1 3S8. ^•^^^•^^^ Çocuklara faydalı kitab AFACAN KARDESLER Meşhur Fr&nsız çocuk yazarı (Comtes.se de Segur) den dilimize nakleden Aylâ Hikmet. Tanesi 50 Kr. tst. Ankara Cad. No. 143 Salı ve Cuma günleri çıkar. Bol rcsimli. tarafsız siyasî gazete J SAYIN DOKTOR ve ECZ ACILARIMİZA Herkesin zevkle ve merakla okuyabileceğl bir eser YENİ LÛGAT ANSİldbPEDİ C H 1 N O 1 N fabrikası mamulâtından aşağıda isimleri yazıh müstahzaratm yeniden piyasaya mebzulen arzedildiğini saygı ile bildiririz: AKTEDRON Amp. SURPARYL Forte Comp. AKTEDRON Komp. TETRACOR Amp. 1 c c ANARA TETRACOR Amp. 5 cc. LANACLARINE Amp. TETRACOR Soiution 10 cc. LANACLARINE Solut UROCARMINE Komp. LANACLARINE Komp. •VİTAPLEX AD Soiution VİTAPLEX C 1 cc. LARYNGOBIS Supp. VİTAPLEX C 5 cc. NOVIRİT Amp. 1 cc. VİTAPLEX D Soiution NO\TJRİT Amp. 2cc. VİTAPLEX D Forte NOVURİT Supp. Amp. VİTAPLEX N Ampul SURPARYI, Amp. SIJRPARYL Supp. VİTAPLEX N Comp. AŞK ANSİKLOPEDİSİ İlk Sayısı 3 Martta Çıkıyor. DAMLA CERGİSİ Damla'nm ikinci sayısı da Nihact Sami Banarlı. Halide Nüsret Zorlutuna, Aıif Nihad Asya ve Uluğ Turarıhoğlunun en güzel yazı ve şiirlerile çıkmıştır. (Posta Kutusu 655 İstanbul) adresinden parasız örnek sayı isteyiniz. Gclenin bir şoför olduğunu görünce, tekrar işine koyuldu. Saçlarını kurulayıp da havluyu musluğun yanındaki sepete atarken, aynadan şoförün palto* svnun ceblerini karıştırmakta olduğunu gördü. Elleri titremeğe başladı. Boğuk bir sesle sordu: Paltomun ceblerinoe ne anyorsunuz? Şoför birdenbire parladı. Ne demek istiyorsun1' Ben, kendi paltomu açıyorum. Yoksa. benimle kavga mı çıkarmak niyelindesin? Bana ceblerimi karıştırıyormuş5unuz gibi geimişti de... Oyleyse polis oağır! Çağırsam ne olacak sanki?.. Ispai edemiyeceğim bir şey için polise müıacaat edeyim de başıma derd mi açaywn? Sen, bsna baksana! Ya polis çağıracaksın yahud da benden af dileyeceksin. Anladın mı?!.. Şoför iriyarı bir adamdı. Suratı öfkeden şerilerek «D. ye doğru yaklaşmağa başladı. Ser.i gidi pis yabancı seni! Kafanı patİRt;ıyım da aklın başma gelsin. Buraya tîeüp, hem ekmcğircizi elimizden alır, hcm de büdiğim gibi at oynatırım, dersin ha!... Hayvan herif. Seni... «D» aşa^ıdan alan bir sesle şoförün sözünü kesti: Affedersiniz yanılmış olabilirim. Bu adam adi bir hırsız mı, yoksa ötekilerin adamı mıydı? Bunu bir türlü kestiremiyordu. Her ne ise, i§i uzatmakta bir mana yoktu. Paltosumın ceblerinde aşınlacak hiç bir şey bulunmadjgını büiyordu. (Arkası var), Kuzum elektriklcri söndürmek de ncreden aklınıza geldi? Karanlıkta sizi buluncaya kedsr ekla karayı seçtim. Kaç otomobilin kapısını açıp, pardon. demek zorunda kaldım. Sonra lâmb^ıları yakarak ilâve etti: Lâstişi deçiştirtmek için bir kimse bulamadım. Maamafih biraz sonra bir üdsm Rönt'eteceklerini vadettiler. Acsba çck mu bekliyeceğiz dersiniz"1 Ziiınelmem. Aksi gibi de karmm mü'hiş acıktı. • D. kızı yemeğe davet etmenin uygun olup olmıyacağını düşündü. Beri yandf.n daha İngiltereye ayak basar basmaz cebindeki paraları savurmağa başlamasıııı da doğru bulmuyordu. O, harb içinde çırpınan fakir bir memleketin adamıydı. Fakat, bu kızla da dostluğunu ilerletmesinde gene memleketi hesabına büyük bir fayda vardı. Çünkü, üzerine aldığı vazifeyi başanp ba*«ramaması tamamile bu kızın babasımn elindeydi. Bu mülâhaza ile: Burada, dedi, doğru dürüst bir yiyecek bulunur mu? Elbette... Siz yalnır paradan haber verln. Bende meteiik kalmadı. Yanımda son parayı da otomobile verdim. Ben, yabancı bir memlekete geldijim için tabiî yanımda para var. Yalnız, sizi birlikte bir yemek yemeğe davet etsem bilmem kabul etmek lutfunda bulunur musunuz? Ben de böyle bir teklif bekliyordum. «D» otomobilin kapını açtı. ^ Buyrun, o hâlde gidelim, dedi. Işıklann bulunduğu tarafa doğru yürüdüler. Karşılanna garib bir bina çıktı. Burası ne bir eve ne bir otele ve ne de bir gazinoya benziyordu. «D> mukadderatını gene kızın eline bırakmış, büyük bir teslimiyetle onun peşinden gidiyordu. Içeri girdiler. «D» nin kafaBinda bir şimşek çaktı. Vaktile, gencliğinde Londra kütübhaneîerindeki kitabları etüd etmek için ingiltereye geldiği zamanlar bu nevi otellere hiç raslamadığmı hatırladı. Bu bina Tudor stilinde yapılmıştı. Burası bir otelden, bir gszihcdan ziyade bir kütübhane olabilirdi. Evvelâ bir köş«sinde bir Amerikan bar bulunan, bir çok koltuk ve maroken sandalye ile, üzerleri camlı küçük masalarla süslenmiş bulunan bir salona girdiler. Bu salondan açılan çift ksnadlı geniş bir kapıdan yemek salonuna geçiliyordu. Bir dağ başı denilecek kadar tenha bir yerde bu derece ihtişamlı bir gazinonun bulunmasına «D. çaştı. Tek gözlüklü ve temiz giyinmiş bir adam cnları karşıladı. Gene kızın elini hararetle sıkarak: Siz ha? Siz Rose? dedi. Gozlerime inanamıyorum. Gene nerelerden böyle? Tahiî ycmck yiyecek,;inız. Buyurun içeri şimdi si»e güzel bir menü tertib ederim. Ysni gcknleri karjılamak üzere onların yanından ayrıldı. • D» sordu: Kim bu adam? Gazinonun direktörü ve aynı zamında ^yhibi Kfndisi çok zengindir. Western Avenue'de de büyük bir gazinosu vardır. Çoğu zaman orada bulunur. Ama, tabiî siz böyle yerlerden «CUMHURİYET» in tefrikası: VATA Yazsn: GRAHAM GREENE Çevirenler: ZAHIR f. TÛBÜMKÜJVBY ve KÜKHET OÖKOVA hoşlnnmazsınız. Gözünüzde daima harb meydanları tüter değil mi? Haydi ne duruyorsunuz, hasretini çcktiğiniz yere dönsenize! ıD> nin oralara dönmesine hiç de lüzum yoktu. Harb ve tehlike onun benliğine sinmişti. Birdenbire vüoudü buz gibi kesildi. Elleri titremeğe başladı. Tıpkı hava hücumları esnasmda duyduğu hisse benzer bir korkunun tesiri altında sarsıldı. Ah, bu mel'un korku! Demek ondan hiç yakasını kurtaramıyacaktı. Bir insan, her dakika kurşuna dizilmek ihtimalile tam altı ay bir hapisanede kalır da, nasıl korkak olmazdı? Bülün gayretini toplayarak iradesine hâkim olmağa çahşarak gene kıza döndü. Burası pek kalabalık dedi. Acaba bu köyde bundan başka yemek yenecek bir yer yok mu? Korkusunun manasız olduğunu biliyordu. Ilerideki yemek salonunun ilk nıasasmda arkası kendilerinden tarafa doğru dönük bir vaziyette oturan düşman tarafın ajanını görmüştü. Ne zaman bu ince uzun boylu, dar omuzlu, tolgun yüzlü adamı görse kendini blr duvar Önüne dikilmi; rüfeklerinin nam luları Üzerine cevrilmi; bir manga ta ! En küçük bir gürültüye dahi tahammül refından kurşuna diziliyormuş gibi bir | edemez bir haldeydi. Bir lâstik patlamasından bu derece perişan bir vaziyehisse kapılıyordu. Gene kız şüphe dolu bakışlarıru göz te düşmesi başka bir şeye verilemezdi. lerine dikti. Sonra sert ve kat'i bir ses Gazinonun çok iyi iş yaptığı anlaşüıyordu. Buna belki de bu aksamki sisin le söyledi: Nihayet bulunduğumuz yerin bir tesiri olmuştu. Dover ve Londra istikaköy olduğunu unutmayın. Burada yir metinden otomobiller adeta bir akin mi tane gazino bulunacak değil ya! halinde geliyordu. Tekgözlüklü adam, Hem kalabalıktan size ne? Yoksa, sizi Amerikan barın önünde yaşlı bir kabaşbaşa bulunacağımız bir yere mi gö dınla konuşuyordu. <D> onlara yaklafbğı zaman tek gözlüklü adam türeceğüni sanmıstınız? cebinden çıkardığı fotografı yaşlı kadı. D . kekeledi: Hayır... Hayır... Ne münasebet! na göstererek: Yalnız... «ey... Bakın, diyordu. Bu reimi görür Onu bunu bilmem. Gidip elimi yü görmez kocanızı hatırladım. Isterseniz, zümü yıkayacağım. Ben, dönünceye ka size takdim edeyim? dar siz de salonun uygunca bir taraKadınla konujurken gözleri daima fında bir yer bulun. ba;ka taraflarda dolaşıyor ,tatlı sözler Hay, hay. söylenmesi lâzım geldiği çehreler arı Merak etmeyin, sîri çok beklet yordu. Anlaşılan bu adam, herkMin homem, fimdi dönerim. şuna gidecek lâflar bulmak hususunda Gene kız yanından uzaklaşır uzak bir hayli ustaydı. «D», onun esmer vt laşrnaz «D> etrafına bakındı. Tek göz zsyıl yüzünü bir hajvanınki kadar hislüklü adamı arıyordu. Onun da ellerini siz buldu. Yanına sokuldu. ylkamağa ihtiyacı vardı. Bu aynı za Birsey rica edebilir miyim? manda, ona biraz düsünmek ve kendiTekgözlüklü adam, onun sesini his ni toparlamak imkânını da verecekti duymamış gibi yaparak, kadınla konufSinlrleri vapurdtkinden dsha bozuktu. tnasına devam etti. • . Tabii resmi başkasma satmadan evvel size göstermeği düşünecektim Çünkü; onun koeanızın çok sevdiği köpeğinln fotografı olduğunu görür görmez anlamıştım. Hem nekadar... «D» hafifçe omzuna dokundu. Tek gözlüklü adam birdenbire döndü. Sahte bir gülümseme ile: Oo, buyurun efendim. Hoş gelditıiz. Sonra elindeki fotografı uza'.arak: Eakın, dedi. Şu av köpeğindeki asalete. Ns güzel hayvan deği! mi? Ne dik bir duruşu var... Madamm kocasının köpeğidir... Geçen sene öldü...' • D> herifin şaklabanlığına bir son vermek için: Affederainiz, dedi. Sizden şeyin yerini soracaküm .. Tekgözlüklü adam: Oo!.. Tosy gelmiş.. diyerek yanlarından fırlayıp gitti. Yaşlı kadın: Ona lorduğunuz sualin, cevabını alabllirim, diye hiç ümidlenmeyin, dedi. Şayed tuvaletin yerini öğrenmek istiycrsanız aşağı kattadır. Tuvaletin hiç de Tudor mimarisine benzer tftrafı yoktu. Duvarlan siyah nrermerler ve aynalarla su^lenmişti <D> paltosunu çıkarıp, askıya a&tı. Kimleler yoktu. Musluklardan birini açtı. Evvelâ ellerini «abunladı. Sonra bajını muRİuğun altına tutarak saçlarını ıslattı. Bir anda sinirleri yatışmış. büyük ferahlık dujTnuştu. Duş yapamadığı zamanlar, böyle soğuk suyla bsşını ıslatmak onâ çok iyi gelirdi. Kurulanmak üzere havluyu aldı. Bir ayak sesi duydu. Havluyu yüzünden çekip bakb.