Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
jp~ | GÜNÜN İKTİSADÎ HÂDİSELERİ | Paranuzın düşüfülmesi Yazaa: Dr. H. Â. Maliye Bakam laLr ,3ttÇ iiıafta önce gelecektir. Başka sözle, biz o meznverdiği bir seçim dairesi 'demecinde leketlerden aynı paramızla fazla paramızı şu aralık düşürmiyeceğiz, mal ithal edebileceğiz. Nedir bizfan demişti. Bu şartlı sözü' sened tutan paratruzın artan nisbetleri? Parailgili ticaret çevreleri,ı o halde pa mızın devalüe eden memleketlerin ranuzın bir müddet sonra düfu paralarına göre değerleri şu nisbetrülmesi ihtiraali vardır diye telâç lerde artmıştır. Gene yukanki landılar, ona göre de tedbirler al meaıleketleri misal alacağız: Türk lirasının mağa başladılarParaıaıa gerçekten düşürmeli İngiliz lisaına göre değer mi? artışı yüzde 43.9 6.1 Düşürmiyelim, diyenkrin bazı Fransız franğına 26,1 » ları 7 eylul 1946 da para bir kere Alman markına 43,2 » düştü, ikinci bir devalüasyona bu Holanda florinine 44,3 memleketin tahammülü yoktur di Finlandiya markına » 10,1 » yorlar. Bazıları da ihracat ,, mevsi İtalya liretine 50,0 mindeyiz, bu mevsimde devalüas Yunanistan drahmi. » yon olmaz fikrindedirler. İhracat Bu yüın ilk yedi aymda en fazİB çılar is€ her zamanki gibi devalü ithalât tekmil ithalâtın yüzde 20.8 i olarak İngiltereden olmuştur. Frarıasyoncudur. Mesele basit olarak kesip atılalsadan yüzde 6,2, Almanyadan 28; cak gibi değüdir. Ticaretimize ve Hcâandadan 3,1; İtalyadan 4,8; Yudünya ticaretine mükayeseli bakı nanistandan 0.4 ithalât olduğuna gö lırsa, iktisad bünyemizin acele bir re. bu nisbetler bize bundan sonra devalüasyonu icab etttrecek tazyik o memleketlerden ne derecelere kade bulunmadığı görülür. Çünkü, dar uouza mal geleceğini gösterebiihracatırruzı gönderdiğhniz memle lir. Şunu da ilâve edelim ki, gelen ketlerden bu ihracatın yüzde 41,2 mallarm çoğu istihsal vasıtalandır. ne tekabül eden memleketter de Ysni makine, demir gibi şeylerdir valüe etfeler, buna karşı, ithalât (Makine yüzde 17,7, demir çelık yapnğımız memleketlerden bu it ' yüzde 97, mensucat yüzde 10,4; halâtın çok daha fazla bir nisbeti bunların haricindeki tekmil kalemolan yüzde 631 iue tekabül eden ler, lüks denen maddeler de dahil, ler para düsurdü. Başkalarınm de yüzde birer, ikişerden ibarettir.) îjî îjî îjS valuasyonu ihracatımıza gayrimüsaid, ithalâtmuza mu&aid olduğuna Şu kısa mütaleadan anlaşılacağıgöre, durup dururken daha büyuk na göre, devalüe eden memleketnısbetteki müsaid bir durumu tep lerden ithalâtunız oralara ihracamemize sebeb yoktur. KakU ki, bi tımızdan bir buçuk misli kadar fazze şu devrede ithalât. ihracattan İhracatımızın büyük kısmınJ muhımdir. teşkil eden tütün, fındık gibi madÖbür yandan düşunmeli ki. de \ deler.n bir kısmı paralarmı sabit valuasyon yapan milletler bun'J tutan Amerika ve Isviçreye gitiradelerile yapmadılar. îngiliere mcktedır. Devalüasyon için tazyik onları bu yola sürükledi. Ingiltere eden bir kuvvet açıkça müşahede ile beraber parasuu duşüren eheın edılmiyor. Memleketimizde iç fımiyetli memleketlerm sayısı 30 atlar devalüe eden memleketlerden kadardur. İhracatımızın yukarıki Franssda olduğu gibi 1937 ye nazanisbeüni bizden alan devalüasyon ıan 20. İtalyada olrii'ğu gibi gen» nisbetlerde aynı yıla nazaran 56 misli artmış memleketlerinin ne para düsürdüklerine bakarak, ih deöildir. Memleketimizde bir deracatımızın bundan ne kadar ger va'üasyon tazyikı olmadığı, bugünğinleşeceğiai ve müteessir olaca kü duruma göre, bir hakikat olarak ğını görebiliriz. Muşterimiz mem görülüyor. Bu hakikatin değeri, paleketlerden .aşağıdakıler şu nisbet j r a düşüren memleketlerde fiatlaı lerde paralarmı duşürmıislerdrr. artmadıkça ve lâakal stop ediimiş bi'den de o nisbetlsrde peiıabya. halde tutuldukça. bizde de değismal alacaklardır: medikoe, muhafaza edilmiş olarak i;3lacaktır. Fakat, para düşüren İngiltere yü'rîe 30.5 memleketler pahalıya ithalâttan Fransa » 5.7 dolayı fiatlarını bir müddet sonra Almanya > 20,7 yitkselmekten koruyamaz ve kurHolanda » 30,1 ta amazla.?a, muvazene bozulaFinlandiya » 30,7 caktır. O zaman dunya paralarınuı İtalya > 9,2 ü=i '"den biska fır'makr geçebiliYunanistan • 33,3 Goruldüğüne gors İngiltereden Nit^k'm, İngilterede bugün, son fazla parasını düşur«n iki memle yap:'an devalü?yonu şelecek niket Yunanistan ve Finlandiyadır, haî devaîü?=yon? bir hazırlık olaİngiltereden az devalüe edenler î'< *orer!er varr'ır I'.iıi^dt 1avatarasında da asgarî nisbette olara): ta olmuş bitıruş yoktur. İktisadî haFransa göze çarpıyor. Memleketi vet daimî olmak halindedir. Onun mizin bu memleketlere yapacağı !o;n. para mevzularını olduğu kaihracatta, mallarımız, orüara yuka rl?r, eli kula*ında olduğunu geçen nki nisbetlerde pahalıya gelecek bir ypzımızda izaha çalıştığımız altir. Bu sebebden onlar ya eslü fiat tın devalüasyonu işlerini ve diğer muvazeneaini tutmak için bizden rHİTva itiV1 ve fiat davalarını yafiat kısıntut isteyecekler, yahud ki"dan tekıbe mecburiyetimiz varbizden alacakları mal haomini o dır. nisbetlerde daraltmak yolunu tu Dünya fiatlarile ithalât ve ihratacaklardır. Birinci hale göre, aynı cat fiatlanrnınn ne nisbetlerde hafmalları devalüasyon yapnuyan A ta hafta değiştiklerini takib etmek merika. İsviçre gibi katı parah üzere Ankarada küçük ölçüde bir memleketler denen memleketlere devlet teşekkülü kurulduğu haber ki bunlardan Amerika bizden tek ahnmıslır. Temenninüz bu merciin mil ihracatımuın yüzde 12,9 gibi en taze malumatlan toplayarak pien yüksek bir nUbetini, îsviçre vasalarımızı iktisad dünyasında yüzde 2,5 unu alıyor eaki fiatları olup bitenlerden ve gelecek fiat temızla ihracat yapmağa bakacağız. mayullermden muntazam neşriyat Eğer bazı memleketlere fiat kısın ile haberdar etmesidir. tısı yaparsak, devalüe etmiyenler de en fazla müsaadeye mazhar esaDanimarkadan bir motör sına göre aynı ikramları isteyecekmütchassısı geldi lerdir. Lâkin, durumun bu kadar Damınaıkalı motor mutehassısı M. vahim olacağını zannetmiyoruz. Hanrı Yoıısborg, duıı Kopenhag'dan şehÇünkü, ihracat maddelerimizin tü rimize gelmlştlr. Mutehassıs. Deniztün, krom gibi, ehemmiyetli kısun yollarındfl.n ücret taleb ları fiatları arz ve talebe gore elâs yeni 6 yolcu gemisınin motorlerinl tetedecek ve tamıre ihüyac göstetiki olarak oynayan maddelerden kık ren gemilerin tamırı sırasında hazır değildirler. Bunların ihtiyaçları da bulunacaktır. imî, fiatlan nisbeten müstakar giMutehassıs, bsrabennde motör tekbidir. Tütün baş ihracat kalemimiz nığıne aid bro;urler de getlrmiştir. ola»ak, bu yıhn ilk yedi aymdaki Bunlardan ve motcr lmalindeki yeihracatımızın yüzde 409 unu teşkil mlıklerden Denizyolları Idaresmın eder. Yani yarıya yakm. Pamuk personellde istifade edecak ve motor de M. Yonsborg, kenihracatımızın yüzde 9,4 ü, krom hususiyetlerinl dılorıne BJretecektir. yüzde 4,2 sidir. Biz bu dünya mallaruun arzıru kolaylaştırmak için mutlaka fiat düşürmelerine gitme§e, hiç ohnazsa bu sene kendimizi mecbur görmeyiz. # =haberleri Muallimlerin Valiye şikâyetleri tsıanbul Muâlllmler Blrllgmden bir hejet, Vali ve Belediye ReJsl Prof. Dr. Fahreddin Kerim Gökayı ziyaret etoüş, kanun ve talimataamelere aykırı olarak yapılan «un'i bir kadro fazlahğı uzerinde dikkatıni celbetrolstir. Tedrısatı Iptidaiye Kanununun 10 ve 11 incı maddeleri, bir sınlfta 50 den fazl» talebe bulnnamıyacağını tesbit ve 4357 sayılı kanıın, bajoğretaıenleri teftış vazıfesile tavzll etmişken. burjara 26 sa«t der» verilmesinln mekteblerımızj çok müskıil bir duruma dufurdüğu izah edilmlstir. Istanbul mekteblerındeki sınıf mevcudlarüe muallimsız kalmış açık sımfları ve \ekil muallimlerin sayısını bıldiren b:r istatısüğın efkârı umuraıyeye neşredıinı«5i rıcasında bulunmuş olan heyet, a.Miı zamanda Istanbul kbylcrine tâyin edılen 58 öğretraenın kdy muallimi olmadıkUrını ve kanunlanmızın köyler icın başka tarzda hazırUnmı; ve koy ihtiyaclarına gore yeüstirilmls muallımler tâyınmi âmâr olduğunu söylemişlerdir. Heyet, Istanbul mekteblerındeki 70, 80, 90 mevcudlu sınıflarda bğretroenlerin ve ogrentılerın sağlık durumlarınnın bozulmakta olduğunu bir doktor sıfatıle en iyi şekllde takdır edeceklerınl beyan etnıişlerdlr. Vali bu mesele ile mejgul olacagını va'detmiştır. Dığer taraftan oğrendığimize gore, MUli Eğıtım Müdurlüğu. ilkokullara ald ikinci tedrisat kadrosunu hazırlamıştır. Bu vaziyete gore, sınıf meveudları altmış kişiyi geçmiyecek ve fazla öğrencıler evlerine en yakın olan okullara gbnderileceklerdir. Bu yıl yakacak sıkıntısı olmıyacak 3YIL Baştarafı 1 inci sdhijede Stalin'in ve politbüro Ueri gelenlerinin muazzam rejimlerine rastlarur. İşte Rus haUa da şefini bu cansız deliller vaatasile «tanır». Ha>Tet edilecek bir hayret Yukanda zikrettiğim yçrlerde Stalin'in senelerdenberı aynı resmi asılı duruyordu. Nihayet harbin son günlerinde yeni resimleri etrafa dağıtıldı. Bu resımlerde Stalin akçıl saçlarla görünüyordu ve halkı hakikaten hayrette bırakmıştı. Kitabcı dükkânlarının camekânlannda satılmak üzere teçhir edilen bu resimlerin başına büyük bir kalabalık toplanıyor, herkes onu yakından tatkik ediyordu. Hemen hepsi Stalin'in de ihtiyarlamakta olduğunu hayretle işaret ediyordu. Kendisile temasta olmadıkları için, bütün Ruslar gibi, Moskova halkı da onun, hep aynı resimlerini göre göre, ihtiyarlamaz bir insan olduğuna kanaat getirmiş gıbiydi. Stalm'ın günlük faaliyeti hakkında hiç bir zaman hiç bir haber neşredilmez. Kendisini görmeye gelenlerin listesi basms asla bildirilmez; yalnız, arasıra bır büyük elçiyi, bir devlet adamını kabul ettiğine veya Krerri' linde ver:len bir ziyafete başkanhk ettiğine dair resmî bir tebliğ çıkarılır. Stalin'in ilerideki hareketleri, memleket içinde veya dışında bir seyahata taalluk etsin, etmesin, harb zamanında olduğu gibi sulh zamanında da gayet gızli tutulur. Son senelerde gittikçe daha fazla vakit geçirdiğ' Karadeniz kıyısına dinlenmeye çekildiği zamanlar bu hâdise hiç bir şekilde ilân edilmez. Yabâncılar bundan ancak, bir dipiomat Stalin'le görüşmek isteyip de "imkânsız, çünkü Mareşal şehirde değil» cevabını aldığı zaman haberdar olurlar. Rus milletinin ise hiç bir zaman haberi olmaz Tersine hayat Bize göre bu acayib ve yavan bir hayattır. Meselâ, Stalin'in Kremlindeki çahşma saatleri de b'zimkinin tajn tersidir. Bu çalışma zamanı ıkindi vaktinden başlar, şafak vaktine kadar devam eder. Yabancı devlet mümessillerine nadiren bahşolunan görüsmelerin daima akşam saat 0 la geceyarısı arasında vuku bulması bundandır. Hükumet erkânının ileri gelenleri de, pek tabii olarak, çalışma saatlerini buna göre ayarlamı^lardır. Bunun neticesi olarak da Amerıkan sefaret erkânı Rus hükumet makamlarle teması icab ettıren işlerini öğleden evvel. hattâ öğleden sonra bile gormeye imkân bulamazlar. Halbuki bütün batı milletleri gibi Amerikahlar da umumiyetle sabahın 9 undan akşamın 5 ine kadar süren normal bir çahşma programı takib etmeye alışmıs. lardır. •Kaba bir ihtiyar» Yakından bakılınca Stalin hiç de bazı muharrirlerin tanf ettıkleri gibi insanı cezbetmiyecek bir kımse değildir. Hattâ, *canı ıstediği zaman hakikaten cazıb bir insan da olabihr. Uzun boylu değildir; fakat vücudü tıknaz, duruşu dik olduğu için, kuvvetli bir adam tesiri bırakır. Harbin başındanberi. arkasından hâki pantolonla boynundan düğmeli düz bir gömlekten jbaret olan parti üniformasını çıkarmış, yerine «Sovyetler Birliği Mareşalı» üniformasmı giymiştir. Gömlek giydiği zamanlar üzerine nişan takmazdı Mareşal üniforması üzerine ise umumiyetle bir tek nişan: «Sovyetler Birliği Kahramanı» nişanı olarak o kıymetli altın yıldız nişanını takmakta ve artık gerek resmî merasimlere iştirak ederken, gerek yabancı misafirlerini kabul ederken bu sekilde giyinmektedir. Stalin'in yüzünde, bazı Amerikan nuıharrirlerinin bilhassa işaret ettıkleri çiçek bozuklarını ben pek farketmedim. Onun çehresinde en fazla insanı çeken nokta, koyu renk gözleridir. Bir şeye karşı alâka duyduğu zaman bu gözlerde derhal bir parıltı belirir. Fakat Stalin'in gözleri de bende ne kendisile görüşen bir muharririn dediği gibi «tatlı bir bakış» tesiri uyandırmıştır, ne de, başkalarınm işaret ettiği gibi, onlarda cçelık gibi soğuk» bir ifade görmüşümdür. Yalnız, bu gözlerın canlı, manalı ve zeki bir bakışı olduğu muhakkaktır. Hareketlerinde sakin, ağır ve kendinden emin bir hali vardır Hele konuşurken hararetlerrmek arzusunu gösterirse hakikaten iyi kalbli bir adammış gibi göründüğü de olur. Kabalık derecesınde haşin dav ıandığı da muhakkaktır. Hattâ bana söylediklerine göre bazarı, biraz da özür diler gibi, kendi^inden «kaba bir ihtiyaru diye bahsedermiş. îlk göriişnıeın Stalin'le ills deia, Moskovaya gelişimden bir hafta kadar sonra görüştüm. Harb sonrası devresinın ilk günlerindeydik. Ruslar daha bir iki hafta evvel, bir muahedeye riayetsizlik etmişler, İrandaki askerî kuvvetlerini geri çekmemişlerdi. Cenubdaki bu ufak komşuda Birlejmiş Milletler Güvenlik Konseyinin NewYorkta yaptığı ilk toplantısına bu meseleyi fikâyet etmişti. Onun için, bir müddet, bütün Birleşmiş Milletlerin âkıbeti tehlikede görülmüştü. Başta Ameri» kan Dış Işleri Bakanı James F. Byrnes olmak üzere diğer devletlerin mümessılleri Jran meselesinin derhal görüşülmesinde ısrar ettikleri vakit Rus mümessili A. Y. Gromıko Konsey salonundan hiddetle çıkıp gitmijti. Rus hükumeti Birleşmiş Milletlerin kararlarına ehemmiyet vermıyordu. Fakat dünya umumî efkârmın tazyikı altmda Rusya nihayet İrandaki kuvvetlerinin geri çekilmesi için kendisi yeni bir tarih tesbit etti: 5 mayısta bütün Rus kıt'aları geri çekilecekti. Onun için. şimdi bütün dünya Ruslarm bu sefer sözIerini tutup tutmıyacaklannı merak ediyordu. Çln ve Koradaki Ruslar meselesinde de bir takım zorluklar ve gerginlikler hasıl olmuş, Japon esirlerinin iadesi bahsinde de ihtilâf çıkmıştı. Avrupaya gelince, Rusya daha harbin başlangıcmda, yani 1939 da, Letonya, Litvanya ve Estonyayı, Lehistanla Rumanya, Çekoslovakya ve Finlandiyanın da bazı parçalarını kendisine ilhak etmijti. Lehistan, Bulgaristan ve Yugoslavyadaki hükumetler tamamile, Rumen hükumeti ise hemen hemen Rusyanın kontrolu altmda bulunuyordu. Çekoslovakya ve Macaristanda muhtelif partilerin istirakile kurulan hü. kumetlerin komünist azası gıttikçe mütecaviz bir hal ahyordu ve bu iki memlekette yeni îiyasi buhranlar çıkacağı açıkça görülüyordu. Fransa ve İtalyada komünisl partileri daha şimdiden mecliste mühim bir azlık te«kil ediyordu. Aynca, her iki memlekette de komünist partileri işçi teşekküîlerini kontrollan altma almışlar ve ilk fırsatta hükumeti de aynı şekilde kontrol altma almaya hazırlandıklan da gayet aşikâı bir şekilde görülüyordu. Finlandiye ile Isveç ve bir dereceye kadar Norveç müteaddid defalat tehdid tecavüzlerine uğramışlardı. Sovyetler Birliği anlasma üzerine anlasma ihlâl etmij, nüfuzunu Avrupa ve Asyada genış sahalara yaymak üzere faal bir genişleme siyasetine girişm:ştı. Işte Stalin'le ilk görüşmem böyle bir dekor içinde vuku buldu. Fırtına ihtimali Moskovaya tayinim, daha evvel, Cumhur Başkanı, Dış Işleri Bakanı ve Bakanlığın Rusya meseleleri uzerinde ihtisas sahıb: mensublarile yapılan istişarelerde dikkatle gözden geçirilmişti. Cumhur Başkanı da, Sta Vali, dün kaymakamlarla bir toplantı yaparak, bazı yeni kararlar aldı Vali, âün sabah Vilâyette şehir ıçı kaymakamları ile bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda, gecekodular mevzuuna temas edilerek, kanuna göre eskiler üzerinde tetkikle're devam edil\ mekle beraber bundan sonra bir tek gecekondu yapılmasına müsamaha edilmemesi kararlagürılmıştır. Müteakıben gıda maddeleri v© havayıcı zaruriye fiat murakabesi, odun ve kömür ihtiyaçları uzerinde duruknuştur. Ruhsatsız mgaat veya ruhsata göre yapılmıyan işler müzakerelin'e şahsan samimî bir mektub nin en önemli mevzularmdan olyazmıştı ki benim vereceğim bu muştur. mektubda Başkan, onu Amer Vali, gikâyetler uzerinde da kan milletinin misafiri olarak ehemmiyetle durulmasını belirtAmerıkaya davet ediyordu^ miş ve şu sözler ile toplantıyı biAynca Başkan bana, Stalin tirmijtir: den açıkça bazı sualler sormam) « Arkadaşlar, kanunlau tatda söylemışti. bikte kat'iyen müsamaha gösterBaşkanın bu talimatmdan Rus miyeceğiz. Bıkmadan uğraşacaDış İşleri Bakanı Molotov'a ilk ğız. Tatbikatta merhamet mevgörüşmemizde bahsettim. Krem zuu bahis değildir.» linden cevab geldi: Mareşal StaFahreddin Kerim Gökay, tqp« lin ben. 4 nısan akşamı saat 9 da lantıdan sonra kendisi ile gprükabul edecektı. şen bir muharrirımize, Kasablar Bu suretle, Stalin'le görüşjjıem, Cemiyetinden et fiatlarını alış Yuksek Sovyet CRus mıllet mec fiatına göre tanzim etmelerini islısi) Başkanı Nıkolay Şvernık'e tediğini, odun sıkıntısı mevzuu ıtımadnamemi takdim ederek bahis olmadığını, ucuz tanzim sa* "fı'len» büyük elçıliğe başladık tışlarına devam edileceğini, detan bir, iki saat sonra vuku bu ğirmenlerden aynı vasıfta ms lacak demekti. Malumdur ki çıkmasmı temin ettiğini söyleYüksek Sovyet Başkanı Devlet miştir. Vali, faaliyetini bilhassa Başkanı mevkiindedir; Stalin emniyet ve asayiş ve gıda mad:se, Bakanlar Kurulu Başkanı ol deleri uzerinde teksif ettiğini d» duğuna göre Batı Devletlerinde ılâve etmiştir. kı Başbakana tekabül eder. Dört serîeden fazla süren harb Musa Carullah için esnasındaki o buhranlı ve sıkmyapılan ihtifal tılı günlerden sonra, artık heyeMerhum Musa Carullah içlr.. dun. cana karşı muafıyet kesbettiğimi Mualiımler Birliği Merkezınde bir sanıyordum. Fakat itiraf ederım ıhtıfal yapılmıştır. Seçîcın bir davetU ki. Stalin'le görüşme saatım kuüestnin hazır bulunduğu toplantlyaklaştıkça gitg de artan bir he yı, Prof. Zeki Velidi »çtmş v» dlnlevicilerı bir dakikalık Ihtiram vakfoyecan duymaya başlamıştım. aine davet etmiştir. H»tib, bundan Bu gdrüşmenin fırtınah bir tonra. buyuk ilim adanunın Azak mülâkat olabileceğıni düşünü kalesı. Peterıburg ve Buharadakı tahyordum ve bunun için, yanıma sıl hayatını anlatmış ve merhumua sefaretin ileri gelenlerinden eserlert etrafmd» lzaha,t vermistir. Uskumru akını başladı kimse, hattâ tercüman bile alIstanbul Bogazından senenin ilk ugmadan, tek başıma gitmeyi terkumru aJtını evvelkl gece başlamif cih ettim. ve dün Balıkhaneye 30 bin kilo usGelecek yazı: Staline ilk sualim: kumru balığı getiriltniştlr. Bunlar Rusyarun maksadı nedir? toptan 5 0 7 0 kurut. perakends olarak 100 kuruşuın satılmıstır. Balıkçıların ifadesine gore, bu sene palamut ve torık mevsinu pek verımslı geçmiştır. Balık avcıları, yalnız uskumru akınına bel bağlamış bulunuyorlardı Uskurarunun bu sene pek verımlı olacağı anlaşılmaktadır. Staliıt ile ilk defa görüşmeğe tek başıma gitmeyi tercih ettint! Bankalarda kredi muameleleri için hazırlık Pıyasadaki kredi darlığına karşı Ankarada Bankal&rarası toplantıda varılan neticeye uyularak resmi ve hususi bankaların yenı tumrlıkUrına aunden iübaren başladıkları anlaşılmaktadır. Ancak bu hazırlık safhasının çok uzun surmesmden endışe edılmektedır. Bilndığı gibi bankalara bonosunu sun,.c;ık 1; adamlarının alacağı kredıle spekulâsyon yapmaması; sallşlarını mutedîl bir sekılde yaptığını gosteren faturaları ıbraz etmesi ve gelışıguzel mal îthal etmek uzere teşebbuss geçrr.ış olmam&sı gerekmektedir. Butun bunların tesbit edilerek, kıedıye ıhtiyacı olanları bulmak çok guç olacaktır. Bu itıbarla bankaların hazırlıklarını çabuk tamamlamaları arzu edıhnektedir. Marshall yardımından istifade ederek hususî müeiseseler Marshall programından yardım gormek uzere De\ !et Bakanlığına muracöat eden hususi eanayi ve işleunelerın adedı her gun bıraz daha artn:?ktadır. Inşaat mal^emesile, zıraat âletleri is'.ıiısal etmekte olan buyıık b:r ^anayi işletmesmm Marshall plânındMi jirdım gcrmesı yolunda yapılan muracaat, Hukumetçe muvafık goruimuştur. Bu muracaat. Hukumetçe desteKienecektır. Sansyı işletmesıne kredi temminı muteakıb ınşaat maiemesi ve tarım âletlerı istıh^alı çok artacaktır. Amerikayı kurtaran banker: J. Pierpont Morgan 1902 senesinde Londrada bulunsaydınız herkes gibi sız de bir tane «Yeryüzünde kalabılmek için müsaade alırdınız ve bunun altında G. Pierpont Morgan imzasını görünce hiç şaşırmazdınız. Çünkü bu Amerikalının o devirde hakikaten bütün dünyaya hükmettiğini herkes gibi siz de öğrenmiş bulunacaktınız. «Yeryüzünde kalabılmek müsaadesi'i nüktedan bir İngilızin buluşuydu ve o günlerde hakikaten :ğneleyici bir şaka teşkil ediyordu. Zira, İngiltere bugün olduğu gibi gene dolar hâkimiyeti altında kalmıştL, Amerikanın dolarlarına da Morgan cenabları hâkimdi. Morgan bu hâkimiyetine senelerce devam etti. 1913 de, 76 yaşında olduğu halde öldüğü zaman büyük tröstlerde, bankalarla, çelik, gemi inşaatı, demiryolu ve sigorta şirketlerile geniş ölçüde ortaklığı vardı. Sahib olduğu emlâkin tutan 20 milyar doları buluyordu. Şahsî serveti de 100 mılyon doları geçıyordu Morgan, şöhret sahıbi bir adamdı. Fakat bu şöhretinde sevgi pek az yer tutuyordu. Karikatüristler onun kırmızı ve iri burnunu ele alarak, kendisini soytarıya benzeten resimlerini yapıyorlardı. 1.83 boyu ve cüsseli vücudile ona korkunc bir şekil vermek de zor olmuyordu Pierpont Morgan, yaradılış itibarıle de haşin bir adamdı. Gayesini iyice tesbit eder ve ona doğru sert adımlarla yürürdü. Bu arada. yoluna çıkan engelleri bazan ınsafsızca devirdıği olurdu. Bununla beraber, gayet dindardı. Allahtan çok korkar, duayı dilinden eksik etmezdi. Boş vakitlerinde İncil okur, dığeı vakitlerini de hesabla geçirirdi Riyazî bilgisi gayet geniş ve hafızası çok kuvvetliydi. Adam olacak çocuk Morgan 1837 senesinde Connectıcut eyaletinin Hartford şehrinde doğdu. Babası bankerdi Oğlunun her istediğini ahyordu Buna rağmen, Morgan şımarık bir çocuk olarak yetişmedi. Annesi de, babası da ona iyi bir din terbiyesi vermişlerdi. Pierpont, mektebinde de iyi bir talebe olarak tanmmıştı. Annesi onu mühendis, babası da kaptan yapmak istiyorlardı. Fakat o ne olacağını daha bu yaşta tayin etmişti. « Ben ış adamı olacağım,» diyordu. Babası Londraya gidip orada bir banka açınca oğlunu da îsviçreye tahsile gönderdi. Morgan, îsvıçreden sonra Almanyaya geçip Göttingen Üniversitesinde okudu. NewYork'a döndüğü zaman artık tek başına iş hayatına atılabilecek bir mevkie gelmig bulunuyordu. Babasının arkadaşı olan bır tüccarla beraber ortak öfrallm Yerli buz dolabı imal edilecek Şehrımızae bır fırma. buz doiabı ımal etmek uzere hazırlıklara başlamijtlr. YapUacak buz dolabının ıthaJ malından hıçbir farkı olmıyacağı beUrtılmektedir. Edebiyat Fakültesinde öğrenci miktarı azaldı Istanbul Unıversi'cının muhtelıf îakııltelerıne kaydolan oğrencılerın yekunu geçen yıla nanaran yuzde fc»rk üisbetmde azalmıştır. Bu arada; Edeb.yat Fakııltesjnın butun şubelerne cievam eden oğrenci miktarı yarı yarıya azalmıştır. Bu arada, bazı şubelcrm Iâğ\redılmek ih*tmal vardır. Denizyolları Teftiş Heyeti Reisliği On senedenberi Ulatırma Mufe'tışlığındo bulunan Cnhid Akyar. emsklıye avrılan Necmeddın Erolun yerıne Denizyolları Teftls Heyeti Reıslığme tâ5 in edılmıstır. «Ankaran vapuru şiddetli bir fırtına geçirdi • Ankara» vapuru, dun saat 15 te 197 yolcu, 45 ton yukle Batı Akdenız seforınden donmustur. Gelenler araıında Londra Elc lık Ataşesı Albaj Cemal Sancak ve Mıiletlerarası Krımınolojı Kongresıne ıştırak eden delegemiz Azmı Yumak vardır. Gemı, Napolı ile Midilli aaası arasında şıddetU bir fır*ınaya tutulmuş ve jo'cuiarın ekserısı fırtınadan rahatsızlarmıslardır. Fırtınaya rağmen geml rotar yapmamıştır, Moıgan'ın son resimlerinden biri lama bir ticarethane açtı. Bir iki sene sonra da ondan ayrılarak babasının Amerikadaki mümessili olarak çalışmaya başladı. Bedbaht bir ask Her gencin başına gelen şey, onun başma da geldi: Morgan, Mımi Sturges isminde bir kıza âşık oldu. Fakat zavallı Mimi veremdı. Yatağa düştüğü zaman Morgan, hayatının en ıztırablz günlerini yaşadı. İşini, gücünü bırakmış, bütün vaktini ve düşüncesini sevgilısine hasretmigti. Nihayet bir gün kararuıı verdi: Mimi'yi alıp b'.r arabaya koydu, kiliseden içerı kucağında taşidı. Nikâh kıyıldıktan sonra da onu bir vapura koyup Avrupaya getirdi. Karısını Akden:zin gifa şehirlerinde iyi edecekti. Fakat bu ışte talih ona yâr olmadı. Dört ay başı ucundan ayrılmadığı karısını nihayet topraklara verdikten sonra Amerikaya tek başma dönmek mecburiyetinde kaldı. Yeni bir macera Bu sırada Amerikan dahilî harbi ba§lamıştı. Morgan için harb fedakârlık değil, kurnazhk göstermek için bulunmaz bir fırsattı. Vaktile Harb^iye Bakanlığından 3,5 dolara alman karabinaları orduya 22 dolara satmanın yolunu buldu. Bu işi başkası hesabına yapmıştı. Fakat komisyon olarak aldığı para 6 bin dolara yaklaşıyordu. Ondan sonra nisbeten daha dürüst çalıgarak işlerini gittikçe ilerletti. 1864 senesinde, bugün kü parayla 60 bin lirayı geçen bir serveti vardı. Dahili harb sona erdiği zaman Morgan eski aşkım da unutmuş bulunuyordu. Devrın meşhuı bir tüccar aılesine mensub Fran Eğer devaîüasyon memleketleri Sinci sayısı çok zengin münöattan yürümeyip de. miktar ve dericatla çıktı. İçinclekUer: hacimlerini devalüasv on nİEbetleDaima ivi olunuz, 950 modasına rinde azaltmağa kalksrlarsa. o tak doğru, uçan etekler, okullar açıdirde hayat 3tandardlarını ve is lırken, makyaj ve suları, mektihsal kapasitelerini indirmiş ola tublar nasıl olmalıdır düz etek caklardır. Bu da onlarm bilecekl<?ri nasıl kesilir. zarif örtüler, kaneve çeydir. Lâkin, o memleketlerin masa ö'rtüsü. dişlerimiz, yün ör«osyal durum ve istihsal mecburı gü jileler, ayrıhk, mineler, lâleyetleri, miktar daraltısma gidecek ler, cep yapmayı biliyor musunuz? lerirü memul ettümemektedir. Yapma çiçek dersleri. okul çanBütün bu dediklerimiz, tekrar tasj. zambak. jakarlı ceket, bu edelim, alıcı memleketlerde fiatla ceketi beğsniyor musunuz. rüyarın lâakal sabit tutulması, yüksel lar hakikat olur mu? Papatya tilmemesi haline göredir. Bazj motifler, ata sozleri. cazibe kuvmemleketler ilk devalüasyon tarihi veti, çayıı eireği motifleri. geceolan 18 ekim 1949 daki fiatlan lik. favdalı bılgiler, turşular. gör(stopi ederek tutmak istiyorlar. gülü kadın, bejaz örtüler ve daBilhassa Holanda bu yolda radikal ha bir çok enleresan yazı ve örolarak yürüyor. Kısacası şudur ki, \ n ğjji e r D y ;un mecmua gene devalüasyon memleketîeri fiatlan durdurmakta ne kadar "oasarı gösterirlerse ithalât zararlarını o ka , Çıkaran: Arif Bolat Kitabevi. dar azaltırlar. Bazı tahminler gibi de, fiatlarm çığ gibi büyümesine S A R A Y'da • mâni olamazlarsa, görebilecekleri IMeşhur üstad zararlarm hesabı kabil değildir. THİBAU D'un • ** çon keman resitali Kendi ithalâtımıza gelince, para Yarın akşam saat 18,30 da düşüren memleketlerden olacak ithalâtımızın kârlı olacağı üstünde Piyanoda: FLİPSE ilk günlerdenberi durulmuştu^. Bu Biletler gışede bir gerçektir. O memleketlerden itKontiya satılmaktadır. halâtımız bize, paramızın onların paralarına göre otomatik olarak LaTel: 41656 ve Arko zandığı prim nisbetlerinde ucuza DİŞÎ KÜŞ Kasabl>.k hayvan akını başladı Sor gunlerda şehrimıze akın halmde kasabl.k ha>van gelmektedir. Bakır Şilepı. Karadenız lımanlarından 8.000 baş ha>van geiırmiştir. Et fiatı 180 kı.n:şa kadar duşmuştür. Havalarm sıcak gıdişı de, kesilen etlerln suratle elden çıkarılmasını icab ettırmekted'r. Bununla beraber, bu hal, alâkalıiarı endışeye sevketmektedir. Zıra geien hayvanların ıçlnde en birmei damızlıkların bulunduğu ve koylunun bunlan yemsızhkten elden çıkarmakta olduâu anlaşıln.aktadır. Hukumetçe bu nokta uzerinde duruîmadığı takdırde uc ay snnr? et sık'ntısının başgestreceâı ve muteakıb senelerde etln pe'< nahalıya satılacagı beyan edılmektetİ!:. Kireçburnunda fed bir otobiis kazası Yenımrhalle Taksım arasında işliyen 3135 sayılı hususi otofous, dun akşam u^eri Kireçburnunda bısikletle gitmekte olan Sivrihısar gemısınde çarkcıba;ı Salâhaddme çarpmıştır. Bu ânı çarpma netıcesınde carkçıbaşı Salâhaddın olmuş ve bısıklet harab olmı.stur Savcılık, hâdıse hakkında tahkıkata başlamıştır, c Küçük Haber ler j * VALİ ve Beiedoe Başkanı, dun bğleden sonra, Fransız, Rumanya ve Mısır başkonsolos'arıle, Belçıka ve Israil konsoloslarının zıyaretlerinı kaoul etmiştir. • ISTANBUL vapuru, bugun saat 10 da Doğuguney Akdenü seferinden aonecektir. • * • KOCAELİ tankeri, Abadandan Petrol Ofjsi adına yuklemış olduğu 15 bin ton akar>akıt hamulesıle bueun lımanımıza gelecektir. U I B ve DAMAR HASTÂÜKLARI Yazan: Dr. Kemal Saracoğlu 535 sahife 32 resim, bu çok mükemmel eserin mevcudu azalmıştır. Kitabcılardan arayımz MUHARREM 17 SALI 1 1 I V. ] 141 l o 3 a 8 < 6 4(1 I ! ÎS 14.40 16.58 15 32 2 ! ı 4 59 | E. 7 00 9 42 12 00 , 1.33Iİ1.S9J ces Tracy adında bir kızla evlendi ve on sene içinde dört çocuk babası oldu. Morgan artık evlibarklı, akıllıuslu bir adam olmuş, haftada iki kere kilıseye devama başlamıştı Evde bulunduğu zamanlarda da yüksek sesle ilâhi söylüyordu. Fakat o sıralarcja başlıyan deHacılar, Sağlık IMüdürüne miryolu muharebesi Morgan'] teşckkür cttiler tekrar macera hayatına çekti. Evvelki gun şehrimıze gelen hacıDevrin bu parlak iş adamı, dedun Sağlık Mddurü Dr. Faık Yarmiryolu inşaat şirketleri arasm lar, gıcıyı makammda zıyaret ederek seyadaki rekabete karışacak ve mu hatleri boyunra, salğık ekıpleımden harebenin seyrini kendisinden cok yaroım gorduklenni soyle=ııi4İer tarafa çevirecek derecede para ve kendısıne teşekk.ır etmısleıdır. ve zekâ sahibiydi. Galatasaray Fener maçını Morgan, bu mücadeleden daha dinlerken öldii büyük bir şöhret ve servet saBe> oğlunda Takızafer caddesinde hibi olarak çıktı. Koseoğlu apartımanında oturan Mehmed Kadri adında bır şahıs odasında Gene kızlann dostu olu olarak bulunmustur. Mehmed Morgan, otuz beş yaşına gel Kadıi. Galatasarny Fenerbahçe madiği zaman milyoner olmuştu. cını radyodan dinlemek için odasına Demiryollarında lokomotifler kos karanmış ve bır deha çıkmamıştır. tukça paralar yağıyor ve bu ser Cesedin muavene=ı neticesmde. Kadrinın beyr.ıne sıkılan bır kursunla olduğu vet her gün biraz daha artıyor anlaşılmıştır. Zabıta, şüpheli gordüdu. Gene milyoner çimdi biraz gu bu olum hadısesı etrafmda tahkirahat etmeğe karar vermiştı. 50 kata b?şlami5tır. metre boyunda büyük b.r yat aldı ve adını «Korsan» koyarak taran arslan» rolünü oynamağa Amerikan denizlerınde safa yol hazır, beklıyordu. Yüz milyonlar kasalardan çıkıp iş hayatına kaculuklarına çıktı. Fakat Amerikan demiryolu rışmca, malî ve iktisadî hayat şirketlerinın ona ihtiyacı'vardı yeniden kan kazandı ve Pierpont Çünkü yeni bir buhran başgös Morgan iktisad tarihine «Ameritermişti. Kumpanyalar zarar e kayı kurtaran adam» olarak geçdiyor, birbiri arkasına kapanı ti. Morgan o zaman 70 yajındayyordu. Morgan'ın yazıhaoesi bir akıl dı. Beş sene daha iş hayatmda danışma bürosu haline gelmişti. fi'len çalıştı ve üç çeyiek asırlık Ona başvurup derdlerme çare hayatını doldurduktan sonra Aöğrenen demır\olu sırketlerı der merikadan aynlöU, kendisini,dinhal bellerini doğrultuyorlar ve, lenmeye ve sessiz sadasız eğler^zarar ederken, kâr etmeğe baj meye verdi. Memleket memleket •.'dolâşıyor, on binler, yuz Binler lıyorlardı. {vererek nadide sanat eserleri aBu muvaffakıyet Morgan.'ın, i§ fByordu. hayatmda daha büyük enaell'e^ 19ft senesi başlarında İtalyaya peşinde koşmak hususundaki ar ,gitmj§ti Ö^ada hasialandı ve kıv zusunu kamçıladı. Milyoner olduktan sonra niçin milyarder ol 'sa birnTüddet yattıktan sonra 30 jnarfjfa dünyaya gözlerlni kapamıyacaktı? %ı. Vasiyetriarnesinae bütün me45 yaşına geldiği zaman şehirDİrer senellk maaşlan de büyük bir evi, sayfiyede müikramiye bırakıyor* kellef bir köşkü, denizde bagka bir yatı vardı. ^ Morgan, ev kadınlarının evden I " T E R Z İ ••• dışarı çıkmalarına taraftar 'değildi. ünun için, karısını dört duvar arasına ve çocuklannm yanına kapatıyordu. Fakat salon kadınlarının da salonlarda safa Paristen yeni ve son moda sürmelerine taraftardı. Kendisi modellerle gelmiştir. Beyoğde onlarla beraber eğlenmekten lu Isüklil caddesinde Sigorta geri kalmıyordu. hanı 7. B. deM atelyesinde tftjhir etmektedir. Bilhassa tiyatro artistleri Mprgan'dan çok memnundular. Çunkü milyoner onlara bol bol hediyeler veriyordu. Gene kızlara. çeyiz masrafı olacak, yüzer bin dolar dağıtması ona yeni hayNüshası 10 kuruştur ranlar toplamıştı. Abone şeraiti rurkiy» Haric Buhrandan lnılmıı» Içln ıçln On dokuzuncu asır maziye ka800 Kr. rıştı, yirmind asır bajladı. ^a800 • kat yeni devir Amerüaya pek 1500 • uğurlu gelmemişti. 1907 senesin2800 • de iktisad, ticaret ve sanayi işD 1 K K A T leri birdenbire müthiş bir buh, ^ gönderilen etrafc oe yazılal rana girmiş, malî hayat diınnus**trtdtlsint edilmtsin iade olunm&z tu. Fakat Morgan, «vatanı kur> fiânlardan mesuliyet kabul edüme» Geçen haft» zarfında lımanımıza ecnebi bandıralı 12 gemı gelmiştir. Bu gemılcr, 11S ton mensucat. 437 ton kereste, 50 ton dcrmr zincir, 34 ton nencere caml. 53 ton kal&ıum 216 ton D D T.. 42 ton ray. 17 ton mantar tapa, 48 ton yağ. 62 ton zırai malzsme, 357 ton sac ve çel.K. 109 ton somun ve vıda, 23 ton buz dolabı. 46 ton asıd sulfrik, 800 ton sulfat damonyum ve 146 ton pres makınesı getırraıslerdıt. Geçen hafta ithal edilen mallar KORNEÜYA CUMHURİYET