Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SERBEST SUTIJN Tiyatro lüks yoksa kürsü müdür? Seiıır müdür, haberleri Elektrik sarfiyatı azaldı CUMHUBEFE1 Dil Davasında Kat'ı Karara Doğru Tiyatro bir kürsüdür. İşte, tiyatro Şehir» ini, eserin lâyık olduğu alâka ile liikstür diyenlerin kabul edemiyecek seyretmiştir. İlk tiyatromuzun bile, veleri bir gerçek.. Hadi, tiyatronun kürsü zir vüzeradan himaye gördüğünü, bizzat olduğü gerçeğmi bir yana bırakahm, Abdülmecidin temsillerin hiç birini ka^^^^^^^^^^^^ olan, misalleri veri«Dilciler», «ku bari kürsü kadar lüzumlu olduğuna çırmadığını, bir kafes arkasından sey* yor: «Siündir» franSon zeunandaki faturalann rumcular», «tasfiyeci İfiansaiar. Tiyatro lükstür deyip çıkı rettiğini elimızdeki mevcud vesikalardan sızcanın yunanca aler«, «öz tyrkçeciyorlar içinden. Hem de bunu iddia eden öğreniyoruz. yüklü oluşu yüzünden halkın ler>, «zorlamacılai'»sıllı «cyîindre» keliler lâlettayin kisiler değil, munevver deEski devrin softaları tiyatro lükstür Hangi sıfatı kuilanır mesinden değil istihlâki azaltması İdareyi diğimiz tabakanın mühim bir kısmı. Ti demiyorlardı, küfürdür, diyorlardı. B J sak kullanalım, işıe yumuşatmak manayatroyu, lüks vergisine tâbi tarçın veya günün softaları ,tiyatro küfürdür demiyeni tedbirlere sevketti onlara sorarsanız her hareketlerini bir rine «sin», can yerine tin., şeytan ye sına türkçe «silindirmek» fiilinden gelikarabiberle bir tutan kişilerin rağrmna, yorlar, lükstür diyorlar.. . pıensipe uydurmuşlardır. Zaten ilk ya rine «ıvik»... Hayır, bunları Isanın ne yormuş; «atlet» fransızcanın gene Yunan tiyatro lüks değildir.. Dudak büküşleriEski softaların dedikoduları AbdülmsElektrik idaresi, bir müddet e\nel mldıkları hareket noktası tprensip» iie fesi bile diriltemez. Onlann üstüne is köklü .athlete» keümesinden değil de ni bertaraf edebümek için, «siz haklı cidi tiyatroya gitmekten ürkütmüştü, azla sarfiyat dolayısile bazı sınai müsınız baylar» demeyi çok isterdim. A yeni scftaların tiyatro lükstür demeleri ifseselere verdiği cereyanı azaltmıştı. «pesin hükm> ü ayıramamaktan geliyor. lâm kültürü bin yıl ağırlığuıda bir ka türkçenin «atlamak» masdarından çık maymış; hele «sportmen> garb dillerinPrensip realiteden çıkar, emelden değil; pak örttü. ır.a benim isteğimle güneş garptan do de bizleri ürkütv.yor. care, şimdi bu tahdidatı kaldırmış ve ilimden çıkar. kafadan değil; düe uydeıı gelme değil; tatarcanm avlamak iki bahtiyar kelimc: gun .şarktan batmazki... lerkese istediği kadar cereyan verece maktan çıkar, dili kendine uydurmak«Yoktur tapacak Çalaptır ancak» masına «sıbırmak» keümesinden türeTiyatro lüks değil, kürsüdür... Ona, bu Tiyatro lüks deği!, kürsüdür, dediği ıni bildirmiştir. Yazın yaklaşması ve diye beyit şeklinde ve bir mcccl kud meymiş! d"ğeri ne ben verdim, ne de başkaları miz için. dudak bükenler, kürsü mefhu ünlerin uzaması neticesi olarak elek tan değil. ilk hamledeki tenakuzlar: Bir dilcimizin formülü: retile vecizelendirilmesine rağınen «çaMedeni dediğimiz. memleketler vermiş munun klâsik manasma takılıp kalıyor trik iarfiyatının azalması buna sebeb Türkçemiz kendi bünyesine uyrruyan lap» bir türlü dirilemedi. Fakat «tanrı» Bütün bu uydurmEİarla yakıstırmaler. Kendilerini küçümsediğimiz ve telsr. İtirazları da şöyle oluyor: olarak gösterilmektedir. Fakat, alâkayabancı kelimeleri atıyor değil mi? Dil bin yılı aşarak geldi. Yalnız o geldi diye ları düe zorlamak. Iyi ama bunu yapanpeden baküğımız memleketçikler bile İjlar, son zamlar dolayısile abonelers « Kürsü öğretir, tiyatroya ne lüzum lar dii namına en acı bir tenakuza düşdavasında ilkönce işte dilin bu yüksek bu gerçeği kabullenmişler. Tiyatro lüks VEF, macemki masraf ediyoruz, mekteb şimdiye kadar görülmemiş derecede hakkına dayamlarak cezrî bir harekete «Allah» da gitmedi. Ilasi de ayrı ayrı tüklerinin farkmda değiller mi? Dilin vazife görüyor. «Tanrı misafiri. yerine değil, kürsüdiir derken medeniyet dün açahm efendim.» yüklü faturalar gelmesi yüzünden halgeçildi. Geçen yazıda anlatıldığı veçhile «Allah misafiri» diyemiyeceğimiz gibi «beniradir> dediğini elinden almak uzyasırun yabancılarıyi. Vebali medeniHalbuki, gökyüzünün m?vi olduğuna kın istihlâki azaltbğmı söylemektedir türkçedc, Arab ve Acemden gebne, ne Dünkü gazetede okuduğum yazıda da «söz bir. allah bir» yerine de «tann bir» vıyetin hazmettiei gıdayı bünyeden çılerin boynuna. O medeniler ki, üniverinandığım kadar inanıyorum ki, yuka ler. kadar yabancı kelime varsa topyekun diyemeyiz. Tabii dilin kemigi yok, inad karmaya kalkmak demekse dilin «iste aynen şöyle deniliyor: Eİtelerile birlikte, hattâ ondan önce tiŞimdiki halde günde 50,000 kilovat ndaki ilirazı yapardara kaîsa iş, mekmem» dediğini ona zorla vermek de dili atmaya kalktık. Hattâ türkçenin foneük • • 2 0 gundcnberi Zonguidakta kömür bekleyatrolarını kurmuşlar... Mektebe gide.T teb açmak şöyle dursun, mevcud mek elektrik enerjisi verilrnektedir. Halbuki ve semantik, yani ses ve mana değişme edersek deriz ama ildsinde de türkçe btslemek değil, onları atacağı için. dili yen motörlere bir türlü kömür verilmemekyolun tiyatroxlan geçtiği g«rçeğini keşden dısan çiKmış oluruz. Hem bu «t2Otebleri dahi kapatırlar. Doğru. klâsik bu miktar b'ir aralık 70,000 kilovata kalerile türkçeleştirdiği kelimeleri bile. rı» kelimesi koskoca «ailah» dururken beyhude yere zayıf düşürmektir. Yani tedir. Neden olduğu malum olmıyan bu bekfetmijler. Bizim için ,acı, onlar için manasile kürsü öğretir. Tiyatro ise mo dar çıkmıştı. İsviçreden getirtilen yeni leyiş. kömür darlığından da değildir. Zira övünme vesilesi teşkil edecek olan iki cern manasile hem öğretir, hem de öğtürbinin yerine konması işi de süratle Bunu yapanlar bu hareketle iki türlü bin yılı nasıı aşıp gelebildi? Onun Orta iyilik namına kemlik. bundan sonra aynı fabrikalara tahsis edilen tenakuza düştüler. Biri «fesahatçiler» e Almanyada tdil ilmi» tahsil eden Tahküçük rrüsal vereyim: Asya türkçesindeki asıl telâffuzu «tenbin ton kömür, evvelâ \asita bakımından bir retmekten büyük olan bir işi, telkin ilerlemektedir. Bu türbin de konuldukkarşı, diğeri «dil ilmi» ne karşı. Türkçesin Banguoğlu 1941 de neşrettiği «Dil takıra müşküllere uğramışsa da halen vapura Almanyada İkinci Cihan SavaşrndaB içini yapar. Halkımızın öğrenmeye, bil tsn sonra şehrin elektrik takatine günde giri» dir. Türkiye türkçesi onu esaslı önce, her gece ,tamam 450 ye yakın ti g.ye ihtiyacı vardır. İşte bu ihtiyacm 30,000 kilovat daha ilâve edilmiş ola leşen o kelimeleri, mensub oldukları asıl bir fonetik dcğişmeyle, adeta kıyafet Eahiîleri» broşürünün 35 inci sahife yükleıırr.iş bulunmaktadır. Demek oluyor ki kömür vardır, vasıta vardır. Yalnız teşkilât dillerindeki şekilleri ve manalan bo tebdiline uğratarak. yaşatmanın yolunu sinde dü davamızın bu en aksak tarafıyatro perdesini seyircilere açarmış. Bu mevcudiyetini de. tiyatro; telkin eder. caktır. bozuktur ve bu bozuklılk, bir taraftan fabnı şu satırlarla formülleştirmişti: «Dil, zuldu diye fesahatçiler tanımayıp onlar buldu. ikinci bahtiyar kelime «yasa». tiyatroların dörtte üçü ,fırınları, evleri Tiyatro, daha çok şeyler telkin eder; rikalan zarara sokmakta, diğer taraftan bu «galat» damgasını vurdukları için «ku O da «kanun» karşısında unutulmuştu. bünyesine zorla sokulan ve azçok cebirle fabrikalarda çahşan binlerce işçi zarara uğve mekteblerile birlikte bombardıman hayatı, yaşama sevincini ve şevkini, lsrda yıkılmış ve yanmış. Ne lüks düş hemcinsine olan şefkati, kardesliği ve rumcular» da onları tanımaymca, hiç Fakat «yasak» kökünün canlı kalışın mubafaza olunan yanlış ve zevksiz mad ratıimakta ve asıl mühimmi bugün harcanan künü imiş şu Alman milletü. Evlerini vatan sevgisini... farkına varmadan, bir de baktılar ki dan dolayı, Ziya Gökalp, otuz küsur yıl deler karşısında. tıpkı bir uzviyet gibi, stoklar karşısında önüır.üzdeki inşaat aylarınıtrah da muhterr.el bir çimento buhranını hazırlatnekteblerini, fırınlannı tamir etmeden, kendileri, kendilerine en rıd olanlarla önce. onu bir manzumeyle ortaya atmca bareket eder: Onları vazmanla eder, ya tecrid eder. Dil içiı> yanlış ke maktadırhemen tiyatrolarını tamir etmişler. Ha Bir dostum ardattı. Kendisinin tiyatbir saftadırlar. Garb âleminin türkçeyle kimse yadırgamadı. Fakat «tann» nın roya intisab ettiğini işiten bir tanıdığı, Bu yazıda 20 gündenberi Zonguidaklen 277 tiyatro faal bir vaziyette imiş. Şu a'âkalı müsteşrikleri «lengistik» ümme «allah» a karşı vaziyeti gibi «yasa» da lime yabancı kelime hükmundedir.» ta bekliyen motörlere kömür verilmeİşle doğrular doğrusu olan söz buna detnirucik Bulgaristanın bile, Filibe, Var artık onun kendi dünyalarmdan kayuyarak öyle kelimeleri türkçe diye lu«kanun» u ortadan kaldrrmış değildir. diği kaydedildikten sonra bin ton köaa, Rusçuk, Burgaz, Zağra, şehirlerinde bolduğu zehabına kapılarak. çok üzülBirleşik Amerika hükümetiııin Karolina gate ve kamusa geçirdikleri halde, bizim «Türkiyede kanun var» denir. «yasa nir. «Yanlış kelime», yani uydurulan ve mürün vapurlara yüklendiği ifade edilmüş. hir Avrupalıyı imrendirecek devlet ve eyaletinde, koku ve içimi bakımından Türk dilciler, gene farkmda olmedan jlme var» denemez ve o kelime ancak ve her yakıştırılan tabir. onu halk tanımaz, ffehir tiyatroları varmış.. Topu topu, ce Bir gün yolda karşüaşmışlar. Aralaruı tütününe b«nz?yen yeni tlp tütün yetiştiril karşı da aykın bir vaziyet almış oldu şeyden üstün «anayasa» ya yakıştı. «haikın sözü ki hakkın sözüdür», onu mcsi. pek birbirini tutmuyor; fakat mijtir. Orada istihsal edilecek tütünün Türk lar. ilim tanımaz, ilim ki «en hakikî mür meselc bunda değil, çimento fabrikala«naziyülevveli yarım arşıncık iki tiyat da şöyle bir konuşma cereyan etmiş: Hem de tarihin koynund?n süzülüp • Kendine yazık ettin?» tütününün sürümüne mâni olup olmıyacağı şiddir». ikisinin de tanımadığını yalnız ıının kömürsüz ve bunun tabii bir neromuz var. Onu da çok göriiyorlar bu Yarım hakkın haksızlığı: gelen mücevher bir tac gibi. hususunda Türk Tütıincüleri Birliği idare he«kurumcular» tanır, günah olan da buticesi olarak da memlckctin çimentomillete. Lüks diyorlar, fuzuli diyorlar, « Canım böyle düsünme. Büirsin ki yetinden Ceial Umur şunları söylemiştir: Türkçeleşmemekle. yani fotenik ve Uydurmacılık.: suz kaunak tehlikesile karşüaşmıs budur. diyor oğlu diyorlar. Tiyatro mesleğine babam bir ılkokui öğretmenidir. Ben de • Türk tütünü tipinde tütün yetiştirmek semantik değişmelere uğramamakla Tu.kçeden atüklannı sandıklan yakarşı içlerinde duycrukları küçümseme aşağı yukarı onun mesleğini devam et üzere Amerikalıların Karolina eyaletinde se beraber, bin yılın kültür tesirüe, diliHâkimsiz mabkeme ile vilâyetsiz vali: lunmasuıdadır. tirmek için aktör olmak istedim..» Gene aynı yazıda çimento fabrikalanelerdenberi çalıştıklarını biliyoruz. Bu tütün mize on binlerle yabancı kelime dol bancı kelimeler yerine öz türkçe kelihissi de caba; Dilimizden yabancı kaideler atıldı, Ameler bulmak emelile «uydurmacılık» tipini elde ederek incelemek için tesebbüse nna 1948 yılmda 60,000 ton kömür tahrab harfleri atıldı, fakat arabcanın «si Canım efendim, tiyatrocu deği] muştu. Bunlar çok esaslı iki ayrı grupa « Dinle bak, babamm dershanede geçmîş bulıınuyoruz. da gürültülü bir hamaratlıkla denendi. sis edildiği, bu kadar kömürle ancak mi?. Geç... Şimdiye kadar edindiğimiz bilgiye göre. mensubdular. Bu iki grup yalnız ayrı Sandılar ki bu uydurma kelimeler bin ga» yolu ile «mevzii kapitülâsyonlar» 200,000 ton çimcuto istihsal olunabilyaptığı işin daha şümullüsünü sahnede d/c'"ihceğimiz bir tarafı kslmıştı. MeHarbden galib ve mağlub çıkan her Am«rikada elde edilen bu tütün tipi. bizim değil birbirine aykırıydı da. Çoğunluk yapacağım. Hem inan ki benim vazifem, yıhn kültürile kökleşmiş kelimeleri atı selâ «adl» kökünü aldık değil mi? O diği ve bir sene evveiine nazaran yiiztütünümüzün bir taklidindçn ibarettir. Sonra. Avrupah .sıcak somundan evvel tiyatro babamuıkinden biraz daha güç.. O, ken bizim tütünün istihsali, ele emeğile fazla alâ olan birinci grup kelimeleri yalnız eski verecek: Nazıın yerine «dizin», fikir yeana kelime derhal yakın ve uzak bütün de 10 noksan olan bu'60,000 ton kömüanyor. İzaiham, fırınlarm önlerinde dedinî alışmış olan muayyen bir topluluğa kalıdır. Bu bakımdan Amerikahlar Karolira yazı dilinin malıydı. Bunlar carılı dile rine serpin», dava yerine .dilev, secakra'oalarmı da yanına çağırırdı: «Ada rün ise aralık ayı başında bittiği de ilâğil. tiyatro gişelerinde. Bir Parisli, mal olmamıştı, bütün o kelimeler ancak bir ders yılı gibi uzunca bir zaman için tütününü çok pahalıya fnal edeceklerdir. cade yerine «kapaç», tercüman yerine lct», «âdü>, «muaddil», «teadül». «mua ve cuılmcktedh. Çimento istihsali istihLyonlu, Berlinli, Londrah ekmek paraterkiblerile yaşıyabiliyorlardı. dilrneç», tersanc ycrinc •gcmilik», tude, muayyen şeyler öğreterek onlara Şimdilik. fazla bir endisemiz yoktur. Ameri izafet dii»... Bu hal arabca kelimelerin dili lâki karşüayamadığından hükumet dısmdan kesip tiyatroya gitmesini biliyor. ışıkl: bir yol hazırlıyor, bense daima kalıların da Türk tütünlerini kolayhkla Otuz küsur yıl önce meşrutiyet türkçü hafiye yerine •türlüç», tesviye ruhu yeşarıdan çimento ithaline raüsaade et» Gene herhangi bir Avrupah bilmem nebırakacaklannı sanmıyoruz.» Hığünün zaferile yazı düimizden yaban rine «düzeygiç>... Ssymaya lü;um yok. mizde öbek öbek koloni kurmasıydı, değişen bir topluluğa, azami iki buçuk rr.iş ve milyonlarca liralık döviz harcabu, elbet doğru olamazdı. Koloniyi dasiz ediyor da tiyatrosuz edemiyor. Bu Orta öğretime yeni bir istikamet cı kaideler atıhnca o kelimelerin hepsi, Hi; biri sökmedi, bin yıluı o kelimelerısaat içinde bu yolun gerçekliğini telkin mak zamreri hasıl olmııştur. necendir acaba?. Lükse olan bağlılıkları koltuk değnekleri alınmış sakatlar gibi ni tutan delâlet ettıkleri manalar değil, ğıtmak dilimizin istiklâli için bir haktı edeceğim!.> vcriliyor Fakat bizdeki «kurumculuk sistem'» Memlekette büyük imar hareketlerimı? Bir tanıdığım söyledi, orta halli, . Aktörlüğü, öğretmenlik gibi kudsi Milli Egitim Bakanhğı. orta öğretime yen: yuvarlanıverdiler: Afitab. hurşid, mihr. o kelimelerin asırlık hüviyetleriydi. adeta her hakkı haksızlığa götürmeyi bit ne teşebbüs edildiği gibi. mesken buhhattâ fakir bir Parisli tanımış ki, bilmem sitare. ahter, encüm, mah, kamer... bir istikamet vermek için harekete geçmişıir. Uydurmacılar bunu görmediklen gibi prensip haline koyduğu için bunda da ranını kaışıbmak üzere binlerle ev yane operasının hıısusî locasının biletini bir meslekle mi kıyaslıyorsun.> Şehrimizde kunılan Zğitim Enstitüleri, Ba ilâh. cinsinden binlerle ve binlerle ke« Tabii!., scnclik olarak angaje etmiş. Ben de, kükanlığa gönderilmek üzere bu hususta bir limeler. Halbuki ikinci grup kelimsler bir çok uydurma kelimeler gülünc ilti ona uyarak doğruyu iğriye çevirdi. pılmaktadu. Mc^eiâ 194S yılmda, yalnız « Yazıklar olsun sana, dikkat et, ba rapor hszırlamışlardır. Bu raporda. orta oku!baslara da meydan veriyordu. Derkenar Çünkü bazı akraba kelimelerin akraba Istanbulda 919 ev, G36 apartıman, 94 çük tiyatronun, İîtanbul Şehir TiyatroCEHII dile girenlerdi. Türkçe onları bin ,erine • çıkma., hamam peştzmşhnı ak lıktan çıkarak ikizleşmiş bir hale geldi«unun hiç bir temsilini kaçırmamış olan banı ve mesleğini rencide ediyorsun? larda derslerin günde S saate çıkarılması ve dükkân ve mağaza, 50 depo vesaire olyılm yuğuruşile ö ^ mah diye benimso la getirdiği için tutamadı. Ihracat yeri ğini göremsdi. Meselâ «mahkeme» 1I3 yüksek tahsil talebeleri tanırım. Tiyatro Sana doğru dürüst aileler kız bile ver öğleden sonrakı iki saatirı resim. iç. beden mak Ü7ere, hcnüz tamamlanmıyan bir rnifü: Vicdan, zekâ. ırz akü, fikir. lıaterbiyesi. musiki, laboratuar. kütübhane ve ne «çıkı», boncayı hatırlattığından sö • hâkim» ve «vali» ile «vilâyet» gibi. Di istafeîiğc göre, 1776 bina yapılmıştır. lükstür, diyorlar. Nankörlük etmiyelim, mezler yahu!» diğer tatbiki derslere hasredilrnesi tavsiye yal, namus... ilâh Dil ötcfci kelimçîcri kemezdi. Istiklâl yerine «bağımsızlık» lin.izde «raahkeme> yi bıraktık, fakat Gördünüz mü munevver zihniyetini... halkımızın tiyatrcrmın kürsü, 'kadar lüBütün bu inşaatı. memleket clçüsiinedilmektcdir. Derslcr böylece tanzim eciiltumlu olduğu gerçeğini kabul etmiş ol Eu tip insanların tiyatroya lüks deroele dikten sonra. orta okullardaki cjretim M.« kabul etmedi diye bunlsrı da dilden at bu uydurma hem »başıboş» manasma «hâkim» i de bırakırsak Arabm si^s de yürütebilınek için bol çimentoya ve mak, bu. birbirinden ayrı ve birbirine oldiği için bir karşılık değildi, hem is essretine düşeriz korkusile «ceb kıla mevcud olanlardan baçka yeni fabrikaduğu aşikârdır. 1926 1927 tiyatro sezo rini, öpüpde başımıza koyalım. Ya daha Tr.i de tamamen ytınileştirilecektir. Ankara, İzmir ve Balıkesir Eğitim Ensti aykın iki nevi kelimenin mahiyetlerini tiklâl cengimizin tarih hakkına karşı vuzu» nda hâkime «hükumen» denildi. lera ihtiy.'.c vardır. Fal^at, kömür istihnunda Hamlet, iki hafta temsil edilmiş, ağırını söylerlerse.. Tiyatroyu tiyatro büyük bir rekor kırmıstı .Bugünse orta o'arak savunacak bir hüküm de kanun tulerı de. syru mevzuda ra^or hazırtamsk ayıramamaktı Bunu onlar guya türkçe bir günahtı. Günah ağır bastığı için on Fakat kendileri de beğenmediğindei sslimiz, ulajUrma vasıtalanmız!a eleküzere fp.aliyete geçmişlerdir. Buralardan gö.s yi türkçe iübarile kuvvetlendirmelc sayerine «yargıç. geçti. «Vali» yi «ilbay» ıik santıalîarınm, gazhaııelerin, kaloolarak tutıınan bir oyun su içinde 50 larımızda mevcud değil.. derilccek raporlar da, Baka.nhkta teşçk'tal r.srak yaptılar. Halbuki bu türkçeyi dil dan vazgeçtik amma • müstakil» i «baTiyatro lükstür .diyorlar. Biz de kürgün üstüste oynanıyor. Evet, nankörlük ğımsız» diye ba;ıboş bırakmakta devaro yapalım dedik, fakat halk alıştı diye riferlerin ve sobab.rın, çimento fabrieden korr.isyonda tetkik edilecek ve bir kaitibarile fakiil:,.irmekti Düştüklrri edip gidiyoruz, vazgeçildı ama «vilâyets, «il> oldu. Ne kslan gibi kömür yakan bütün sanayi etmiyelim. Bizde ilk tiyatro binası 1870 südür diyonız. rara varılacaktır. hazin tenakuz buradsdır. Bu hal onların tice" Şimdi dilimizde mahkemeler hâ müesseselerimizin ihtiyaclarını tamaBir vakitler adamcağızın biri kuvveten evvel eçıldı. 1949 bahannda biteceği • Yakışlırmacıhk»: Ejcitim Yurdlannın Müdiirü yarım hakla harekete geçmelerinden kimsiz ve valiler vilâyetsizdir! tahmin edilen Sergievi bozmasını çok tile pek fazla övünülmüş. Bir gün trene mile karşıiayanıanıaktadır. Uydurmalar «hazin» se yakıstırmalar ycmcklcri gözden gerirdi doğdu. Yarım hakkı bütünleşiirmck görmiyelim... «Tiyatro lükstür!>, değil birımiş. Tren son süratle yoluna devam Çimento fabrikaiarımızı azami veDilimizde dedim. estağfurullah; halk Eğitim Derneği Talebe Yurdları Müdürlü isterleıken eldeki yarım hak da git «gülünç» oluyor: Edeb veıine <edcv». dir efendim, sıcak somun kadar lüzumhı cderken, adamcağız trenin penceresine buhar yerine «bugar». eser yerine «izer», vc bütün millet gene hâkim ve vi'ayet riır.lc çalıştırmak ınccburiyetindc olduğune vekâlcten tay;n edilen Müli Eğitim Bamişti. Unuttular ki ber hak kendi hubir nesnedir. Büyük müceddid Şinasi, sarılmış ve onu aksi istikamete doğru kanhğı Mı:fetti;lerınden Sami Akyol. dün kız dudunda kalırsa haktır. iıade yerine «irde», novmal yerine «no deyip curuyor. Her iki kelimenin iki ğumuz su inşaat ve imar devresinde, niçin (Şair Evlenmesi) ne göz nunı dök çekmeğe başlamış, etrafmdEkilere: ve erUck talebe yurdlarına giderek öğrencimai>... Geçen yazıda kendi^inden bsh evi kcve kad?.r kök salan bir derinliyi bu ıabi'ikalarm kömi.ısüz kalması. ikBin yılın ölesindckiier: tü de .sıcak somun imal eden bir fırın Gördünüz mü demiş, ben ne kadar lerle gorüşmüg ve yemeklerı gözden geç;rInciliz rrüsteşriklerinden ve her iki kelimerıin aEirİPn tafip eeten tisadî hayatımızı sarsan kömür bubraTürkçeden bütün yabancı kelimeler settiğimiz veya kanalizasyon tertibatlarrauzda bir kuvvetliyim, treni durdurdum. tren miştir. nının acı bir tec?llisidir. Kömür buhranı yenilik yapmadı. Namık Kemal (Vatan gitmiyor.. . atıhnca onlann bıraktığı boşluğıı öz HGiıy Dil Kurumunun bu «yakışürma bir asaleti var. Böyle keümeler dilden Başöğretmenleriıı toplantısı cıhğı» karısında: <D;1 Kuırriunun dil çık&r mı? Çıkmadı. Yalnız kamından ç' sabık Iktisad Bakanının söytediğine yahud Silistre) sinde neyi telkin etmek türkçe kelime'.crle doldurmak için tutHalbuki tren gidiyormuş.. Şchriıniz ilkokulîarır.dki bnjöğıclmenleı ıslp.lu gibi pek ince bir amrliycyi ba karıldı. Kapunlarm sağlamlığı ki hayata güre 3. Ereğli Kömür Işleimeleri Genel istiyordu? Lüks mü? Tekrar nankörlük Tiyatro lükstür! Istediğiniz kadar dün 19 uncu ilkokulcn uzun süren bir top tuklan iki yoldan biri bin yılm ötesin şarmaya elveıişli vasıflan haiz bulundu ile ölçülür. .Kurumculuk müdürünün ifadesine nazaran da 5. etmiyelim, bu kendi kendimize büyük bağırmız, iddia ediniz, yarım yarnalak larıtı yapmışlar \e okulların ihtiyaçlarma aid de, yani islâmlıktan önceki orta Asya ğundan şüphe edilcbilir» di; e sğır, fasistemi» kanunu bile hayattan ayrılıp haftâ 10 yjl devam edecektir. Bu 3 vebir iftiradır. Kavalerya Rüstikana Pa mantığınızla ispata kalkışuıız, kısır zevk mesei?lcr uzerinde .çoru^müşlerdir. lehçelerindeki kelimeleri diriltmek olya 5. yahud da 10 yıl içinde milyonlarriste temsil edilmezden çok evvel İstan :e seviyenizle tiyatro mesleğini hakir Sağlık Müdürünün teftişleri du. Bu seri yazıların başındanberi tek kat çok doğru bir hüküm verdiği gibi kâgır!da yaşamaya mahkum etmiştir. ca döviz vererek dışandan çimento îtSağlık ve Sosya! Yardım Müdürü Dr. Faik rar ettik ki bir defa türkçenin esas yapılan yakıştırmalara karşı da şu acı,Yazık. bulda temsil edilmiştir.. Hasanoğlan görünüz... Tren gidiyor.. . Yargıcı, dün ani olarak şehrimizdeki hasta bünyesi bin yılın ötesindeki daha öte fakat aülünclüiıleri apaçık meydanda tsmail Habib SEVÜK hal cdcceğiz, demcktir. Çimento ithali köylüsü dahi, Thortan Wilder'in «Bizim Aclan SAYILGAN nelerde teftişlerde bulunmuştur. Dr. Vargıcı. r için döviz verdiğimize göre, bütün darhastanelçrin eksiklerini tesbit etmiş ve dok den yani mazinin e\ velinden geliyor. lıkl?rın başı olan kömür ithali için döKavnağı meçhullere kanşmış bir nehir torlarla gorüşmüstür. viz versek daha iyi olmaz mı? gibi akıp gelen dilin getirdikleri nasıl Ticaret Ofisi etlerinin satışma Yeni kabinede Ticaret ve Iktisad Bakendininse getirmedikleri de artık kenbugünden itibaren 40 dükkanda kanhklarını biıicşiirip her iki Bakanlıdinin değildir Bizim «kurumcular. dilMİLLI EGİTıM BAKANUul ğın idaresi kendisine tevdi edilen Cemil başlanıyor lerdeki bu değişmez kanunu düşünmeSaid Bnrlastan, herşeydcn önce, bu köYAY1NLARINDAN: Bugünden itibaren toptancılara aid 40 ka diklerinden tenakuza düştüler. Düşümür tiuhran;nı önîsyecck acele tedbirdar kasab dükkânında 210 kuruş üzerinden nülmedi ki dile mal olmak diri olmakrr.ünhasıran Ticaret Ofisi eti satılacaktır. Bu ler ?;îr?sını heküynniî. Yoksa iktisadt fiat, Ofisi bir miktar zarara sokmakta ise de, tır, mal olanlann kökü yabancı da olsa kalkmr amız, sözden ibaret kalacaktır. " başka cıhetlerden telâfisi düşünülmektedir. onlar diri kalıyor. Bunun tersine kökü Kcsablar. fazla sihjm yapmak düşüncesi! en öz türkçe olsa bile dilin maletmek aynı eti, 220 230 kuruş arasında salmEk istemediği ölüdür, ne kadar uğraşsak arzusunu göstermişlerdir. Belediye fazlays dirilmiyor: Peygaraber yerine «yalvaç». satmamak şartile ucuz satış yapabileceklerin Lazare Lcvy'nin orkestra ile konseri kendilerine büdirmişür. Belediye mur«kıb hâkim yerine .kalgay». allah ^yerine MİLLİ EĞITIM BAKANLIĞI •çalap., kitab yerine «bitig», rteıar yeCeyal Reşid Hey idaresinde Filarmoni ları bujün satışı kontrol edeceklerdir. YAYtNEVLERİYLE BÛTÜN Derneği senfonik orkestrasının 27 ocak perBir kısım perakendeci kasablar. Ticare' KİTAPÇIIARDA BULUNUR. şemba günü saat 18,30 da vereceği kcnsere Ofisi etinden daha ucuza et satacaklarm: piyano üstadı Lazare Levy solist olarak işümid etmektedirler. Kalite bakımından Ofise tirak edecektir. Programda Scubert Liszt cekabet edilebilirse Ofisin de liatları bun ıWanderer Fantasie) ve SaintSaens'ın göre ayarlaması icab edecektir. Bu yeni duŞimdiye kadar 11 fasikülü çıkmıştır. 3 inci konçertosu vardır. rumun, şehirde et jşini bir hayli düzenleyeceği tahmin edilmektedir. Prensip yok, tenakuz çok! Yazan: Çimento fabrikalarının kömür derdi ünkü gazetelerden birinde «Kömür sıkmtuı Çimento fabrikalan kömürsiızlükten duntıak tehlikesi karşısmda kaldılar» diye bir yazı okudum. Geçenlerde biri Ennatör, biri de eskiden maden kömürcülüğü ile nıeşgul iken şimdi bazı müesseselere ve bu arada çimento fabrikalanna kömür nakliye işleri yapan iki ahpabını da, aynı mevzu üzerinde benimlc derdlesmişlerdi. Onlann şikâyeti suydu: «Istanbul civanndaki dört çimento fabrikasına kâh kömür verilmiyor, kâh kömür vcriliyor; fakat vapur verilmiyor, motörlerle kömür naklediniz, deniliyor. Motör tedaıik edilip havzaya gönderiüyor; bu defa Zonguldaktan değil, ağızlardan kömür yükleyiniz deniliyor. Kışın fırtuıalı günlerinde Karadenizde sert rüzgârlara ve kabarmış denizlere açık olan ağızlardan motörlere kömür yüklemek imkânsız olduğu için, fabrikdlara gene kömür temin edilemiyor. Hulâsa, çimento fabrikalan, kömür dağıtma ve nakil vasıtası tayini işlerini eline almış olan Kömür Tevzi Müessesesinin keyif ve hevesine kalmış bir vaziyettcdirler.» Ismail Habib Sevük 3 Amerikada yetiştirilen Tiirk tiitünü hakkında bir müfalea NewYork Psikoloji Dairesi Şeti Henry C. Link'in bu eseri ÖMER RIZA DOĞRUL tarafından birçok notlar vc haşiyeler ilâvesile dilimize çevrilmiştir. Bu kitab, mutaassıbların değil. aydm kafaların okuyacağı bir eserdir. 2 Liradır. İsviçrenin La Baluaz Nakliyat Sigorta Şirketinin memleketimizde, nakliyata aid sigorta muamelelerini yapmasına Ticaret Bakanlığır.ca izin verilmiştir. Yeni bir nakliyat sigorta şirketi TEŞEKKÜR KÜÇÜK HABERLER • * • ARJANTtNİN Ankara elçisi Ekselâns Samuel A!e Jadro Hartridge bugün bir müddet istirshat etmek maksadile İtalyaya gide cektir. • YENİ kurulan İstanbul Avukatlar Kulübünün ilk kor.gre=i, yarın saat 15 te yapılacaktıc. Kongrenin çok hararetli geçecegi tahmin edihnektedir. • * • HÜR Fıkirleri Yayma CemiVetinin türkçe meselesi hakkındaki ikinci umumi tcp]antısı. önürr.üzdeki cumarıesi gvnü saaî 15 te cenıiyet m^rkezinde yapılacaktır. * VEFA Lisesinden Yetişenler Cemiyeti tHrarınclsr: tertıb edilen konferanslardan birincisi, âün saat 18 de Fminönü Halkevi sa* lcnunda muharrir Mürmaz Faik Fenik tarafmdan ' Gazetecilik» rnevzuunda verilmlştir. # MUĞLA Okutma ve Yardım Cemiyeti. 22 ocak cumaıtesi saat 14 te Beyoğlu Halke\n salonunda genel kurul toplantısı yapacaktır. + BUGÜN'LEHDE şehrimize gelecek olan 60 kişilik Viyana opereti. Viyana Devlet Operasının balelerinden bir grupu da beraberinde getirecektir. ilk dekorlarla iki teknisyen çehrimize gelmis olup çahşmalara ds baçLanmıştır. kadına resimleı Bütün mına Dünya besınından en seçme Yazüar Dergisi. AHMET HALİT KİTABEVİ Dün çıkan birinci dın ansiklopesidir de çeşidli güzellik mevzuları. yemeğe. bahçeye, dikişe, her şeye dair yazı vardır. Renkli tablolarla süslü 132 S a h i f e 125 Kuruş. 100 • ^ ^ ^ S A H İ F E Ü L K Ü sayısı kapışıldı. Günlerdenberi bütün İstanbul büyük bir vecd içinde en parlak bir sanat zaferini alkıçlıyor. Edebiyatın asırlzk bir şaheserine başeğiyor. 50 K U R U Ş Y A Y I NI Eşim Hayriye Tarhanın hastalığı ile ilgilenen, cenazesinde bulunan ve gerek şahsan, gerek telefon, telgraf ve mektubla bizi taziye ve tesliye eden akraba, ehibba ve kömşular'ımıza ailece ayrı £yrı minnet ve şükrarJarımızı arzetmeğe teessürümüzden fırsat bulamadığımız içir. değerli gazetenizin tavassutttnu rica ederiz. Samatya Maliye şubesinde tahakkuk nernuru Arif Tarhan İNGİLİZCE TÜEKÇE LÂLE AR'da gösterilen William Shakespeare'in ölmez eseri Laurencc Olivier Jean Simmons'un Sinema dünyâsına kurdukları en muhteşem bir şeref tâkıdır. Bu film harikasına hayran olanlara katilınız. Dikkat: Yer bulabilmek için birkaç gün evvelden müracaat ediniz. BU ÂKŞAM HAMLET A RA1 MEÇHIJL KADIKÖY S Ü R E Y Y A SİNEMASINDA KATİL SİNEMASINDA Louis Jouvet Şantöz Su zy Delair Simone Ressant tarafından yaratılan »m«ia1«iT ve esrarengiz Bugün Matinelerden Itibaren Üsküdar S U N A R SİNEMASINDA HAYDUD (Türkçe) film. M İSABAHAODIN ÂLİ Bulgaristana kaçarken nasıl ve niçin ve kimler tarafından öldürüldü ? Bunun vesikalara ve delillere istinad eden cevabını bugün çıkan broşürde bütün tafsilâtile, hayret ve dehşetle okuyacaksıruz Müvezzilerden İsteyiniz. SELEVI BÂH3M SUNTUR Makiııe, Elektroteknik, Radyo, Televızyon. Teknikle ilgili, kimya, fizik. mekanik, ışık; optik; matematik, gerç, muhabere; aydınlatma tekniği terimlerile 20 bin kelime. Fiatı cildli 750 Krş, \g^m İNKILÂP KİTABEVII TEKNİK LÛGAT Rlmi başlıyar. Müzikholların içyüzü ve gizll hayatı.. Zabıtanın müthiş cihazı. Bir cinayet, bir sır YERLERİNİZİ EVVELDEN ALDIRINIZ. ıı CÜMHÜRİYET Nüshası 10 kuruştur . . . Türkiye 1ÇIO SENENIN EN GÜZEL 2 ŞAHESERİ BİRDEN tkindı 1 SEVİMLİ 2 BEYAZ •• REBİÜL'EVVEL 20 PERŞEMBE Tyrone Power Henry Fonda Nancy Kelly Randolph Scott KAMELYA Barbara Stamvick Deborah Kerr Büriik hissi Vasati Ezani 7,22| 12,25 14,55 17,10 [18.45 I S O 3 I $ 2 e a ! ı 5,37. ] 2,12 7.13 9.45 12,00 1,38,12,23 B U AKŞAM A R ve L Â L E Sinemalarında günlerce alkışlanan YILIN 2 MÜSTESNA ŞAHESERİ BİRDEN 1 M A R T A N I N A Ş K I BARBARA STAXWYCK LİZABETH SCOTT 2 M Ü T H İ Ş T A K İ P ( R E N K L I ) JEAN KANT JOAN GBEENWOOD'un hârikası Bu aylıi Üç aylık AJü aylık Senelik Abone şeraıb 300 Kr. 800 • 1500 . 280C . Haric İçin 600 Ki. 1 6 O U • 2900 . g400 , D 1 K K A I Gazetemize gönderileo evrak ve yazılat aegredüsla edamesln ttd« oluamu. Cânlardan mesuliyet kabul â