04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Jale Günaym mektubları On sekiz çocuk Londra, 8 Bugün size Olımpıvad davetlılerıni takdım edeceğnn Yazdığmız mektubların çoğanu onlara tercüme ettim. Suallerirszden bır çoklarına cevab verdıler. Onları şu şekilde birieştırdım: 1) a Komünizm, dünya;ç.ın bır tehlıke midir? b Rusya bır tehlike mıdir? 2) Uno hakkında ne düşünüyorEiınuz? 3) Kadın, evinden hançte çalışmalı mıdır? 4) Boşanmalara mâni olunabılinir mi? Aile miiessesesinin iflâsa doğru git'ği doğru mudur? 5) Sanatta yenilık taraftarı mısı1 nız' 6) Memleketinrizde ev sıkıntısı var mıdır.. Harbden sonra iktisadi durumunuz iyiliğe doğru gitmekte midir? Bırbirine tamamile uzak ve aykırı şartlar içinde geligmiş mületlerin çoeukları olan bu gençlerin, düşüncelerindeki benzerlik, beni şaşırttı. Cevablar o kadar eş ki or.ları ayrı, ayrı yazmayı lüzumsuz görüyorum. Hepsi daha güzel, daha me?ud bir dünyanın hasretini duyuyar, fakat hiç biri böyle bir dünyanın mevcudiyetine inanamıyor.. Kuvvete sahib olmıyan ideali istihfaf ediyor, fakat kuvete karşı korkunç bir kin besliyorlar. Harb sonrası dünyasında en çok zarar gören şeyin aıle hayatı olduğunu zannediyorurn. Geçenlerde konuştuğum bir İngıliz hâkimi, harbden evvel, İngîltevede senede 1.000 kişinin boşandığmı. harbden sonra bu adedin 40.000 e ç.ktığını söyledi. Bu korkunç v« akla sığmaz farkın sebebi nedir? 18 milîetin çoeukları olan Olimpiyad davetlileri bunun cevabını şöyle veriyurlar: «İn sanlar o kadar ıztırab çekrrüs,, o kadar yorulmuşlardır ki hayat mücadele si ve eknıek kavgasmdan snnra eve gelip hissî mücadelelerle uğraşacak vakitleri yoktur. Ne erkek, ne de kadın bunun için gajnret sarfetmiyor!. Sonra, harb sırasında kadınlann dı§arıda çalışmaları .onları evlerinden uzaklaştırmış ve kendi keadilerine hayatlarını ka^anmak imkânlarım vermiştir. Artık kadın, eskisi gib'. erkeği idare etmek lüzumunu duymuyor. Bir sebeb daha var, dünyanın her tarafmdaki ev siKıntısı ve hayat pahalılığı.. Evlenen gençler ya ailelerinin yanında barınmaya, ys da hava parası vererek ev tutmağs mecburdurlar.. Birincisi sinirleri bozuyor, ikincisi de bütçeyi.. İşte sorduğunuz suallere cn sekiz milîetin çoeukları şu cevabları verdiler: 1) a Komünizmin en büyük düşmanı Rusyadır. Çünkü onun en fena şekli Rusyada tatbik edllmektedir. Eğer Rusya komünist olmasaydı harb sonunda herkes komü.ist olur • du. b Rusya, zannedildiği kadar büyük bir tehlike değildir. çünkü Rusya zannedildiği kadar kuvvetli değildir. 2) Uno harikulade bir ruyadan, bir hayalden ibarettir.. Belki emrine büyük bir ordu, yeni silâh'ar ve atom bombası verilirse işe varar ama ya o zaman, kendi başma dünyaya hâkim olmağa kalkarsa?.. Çünkü iki üç insanı yanyana koyun, derhal yeni menfaatler ve bu yeni nıenfaatlerden yeni birlikler doğar.. 3) Kadınm evinin haricinde çalışması aile müessesesine büyük bir darbe indirmiştir. Fakat iktisadî zaruretler gözönünde tutulaca'* olursa kadınm çalı;ması elzemdir. Çünkü hugünkü dünyada bır kisi iki kişiyi besliyemez. 4) Boşanmalar artıyorsa evîenmeler de artıyor demekür.. Aile müessesesi günden güne bazulmakta'iır fakat onun ortadan kalkacağını kimse iddia edemez! 5) Sanattaki aşırı yıenilik artık bir yenilik değildir.. Her şeyde olduğu gibi sanatta da ıtidal ve muvazene anyoruz. 6) En büyük derdlerimizden biri ev sıkıntısıdır. Hükumetin tesbit ettiği fıatta ev bulmak imkinsızdır. İnşaat ya çok azdır, ya da hiç yoktur.. Hâkım olan şey de karaborsadır.. Harbden sonra iktisadi durumumuz düzelmektedir ama çok yavag gidiyor ve her gun yeni meseleler çıkıyor.. 18 kişiden 14 ü suallere aynen bu şekilde cevab verdiler. Küyılk. Finlandiyalı (yalnızca boyu küçük ama hepimiz ondan bu şekilde hahsediyoruz) Olovi İmmonen, Rusyaya terkedilen topraklardan kaçıp kurtulan bir muhacirdir. Zaman! gelmeden, suallere cevab veremiyeceğini söyledi.. Yalnız üç odalı bir eve kaç lira kira verirsiniz diye sorduğum zaman, zaten çok mahzun olan gözleri büsbütün karardı ve kendini tutamıyarak: Finlandiyada bir aileye tek bir oda ve bir mutfak düşerse ne mutlu! dedi. Zaten onun yüzüne bakmak bile insana ıztırab veriyor, hiç birımiz onun yanında gülmeye cesaret edemiyoruz.. milîetin Avrupa ve kadaslık Amerikadan dönenler e Setıir haberieri CUMHURÎYET 12 Ağustos 1948 EDEBİYAT BAHİSLERİ Biitün insanlar birer içtimaî mahluk olduklan halde, cemiyet fuuru denilen jey hakikt jümulıle ancak nj.dü ferdlerde tecelli eder. Ekseri insanlar jahsî, bazan da ailevt menfaatlerin dışına çıkaraazlar, eemiyetin ve dünyanın gidijini bu zaviyeden mütalea ederler. Bunlann yanında bir kısım insanlar vardır ki, eemiyetin hayaüle yaşamak için yaratılmıglardır ve eemiyetin menfaatlerini lezmek, ıstırablarını hissetmek. için hususl antenlere maliktirler. Dinî ve siyast rehberlerde, büyük ıslahatçılarda, bazan da, fakat nadiren, devlet adamlannda görülen bu hal arada bir sanatkirlann ruhlarında dahi tecelli eder. Cemiyat «uurunu nefsınde taçıyan aanatkir kalttni, fırçası veya sazile içinde bulunduğu eemiyetin husust çehresinl çizer, gülüne veya hazin taraflarına ijaret eder, şair ise, »evinc ve ıstırablannı terennüm eder. Bir sanat eserindeki Içtima! endiseler o ecerin sanat kıymetini atla azaltmaz. Bugünkü yazımızın mevzuunu tejlcil edecek olan iki roman i}t« bu neviden endifeieri ihtiva eden iki eıerdir. Biri «Elbet sabah olacaktır» (1), diğtrl «Yollarımız ayrıhyor» (2) isimlerini taşıyan ve bir iki hafta evvel Muvaffak Ihsan Garan tarafından nrşredilmis bulunan bu iki roman gerçt müellifin basılmış ilk eserleridir. Bununla beraber öyle zannediyoruz ki Muvaffak Ihsan Garan imzasının tanıtılmağa, lanse edümeğe ihtiyacı yoktur. Çünkü gerek romanlaıının gazetelerde tefrika edilişi sırasında topladığı alâka, gerek çok okunan bir gazetede bir müddet yapmış olduğu sanat münekkidliği ve gerek organizatörlük faaliyeüle bu imzanın sahibi matbuatta ve edebî muhitlerde hir iki senedenberi kendısini tanıtmağa muvaffak olmujtur. Muvaffak Garanın yazılış itibarile ilk eseri olduğu anlaşılan «Elbet sabah olacaktır. romanımn başında Halide Edib Adıvarın kıymetli bir önsözünü bulmaktayız. Hepimiz için bir üstad olan büyük romancı eseri şu şekilde takdim etmektedir: «(Muellif) genc bir romancının ilk eserini bastırmak için ne gibi müşkülâtla karşılaştığını, eski Babıâli. yeni Ankara caddesine atılan genc muharrir ve gazetecilerin neler çektiğini, biraz da bazı gazetelerin idare tarzlarının içyüzünü sade bir lisanla anlatıyor.. • Ustad burada eserin en kuvvetli kısmına parmak basmıştır. Fılhakika romanın ilk sahifelpri, hattâ ilk satırlan bizi hemen elimizden tutup Babıâli caddesinin başına götürmekte. meşhur yokuşun maddi ve manevi man zarası önünde, maddî ve manevî havası ve kokusu içinde bırakmaktadır. «Elbet sabah olacaktır» romanı, müellifi tarafından iki kısma ayrılmış ise de, dört kısım halinde tetkik edilebilir. Fakat bu kısımların tahliline girişmeden evvel şu noktaya işaret etmek isterim ki, kitabın hacmi romancı tarafından 315 sahifeden 215 sahifeye indirilmiş olsaydı, roman daha halis bir çehre ile karşımıza çıkmış olurdu. Zira kanaatimizce eserde bazı tufeylî kısımlar mevcuddur. Katil =uçundan maznun genc kızın, arsası üzerine gecekondu evler yapılan adamın, muti bir zevce haline gelen eski fahişenin ve sevdiği adamın evindeki dolablara saklanmağı âdet edinen aşk kurhanı küçük kızın maceralan çok güzel birer hikâyedirler, fakat romanın mevzuu ile organik bir alâkaları yoktur. Keza. Erzincana ilk defa trenin golişini tasvir eden sahifeler hakikî manasile bir röportaj teşkil ederler. Hk vavrusuna fazla düşkün anneler gibi, ilk eserini bastıran muharrirler de çok defa. bu esere karşı hususi bir zâf beslcdikleri için. onun ü?srinde en ufak bir ameliyatı icra etmeğe kıyamazlar. «Elbet sabah olacaktır» romanımn en uzun ve en mühim kısmı olan birinci * ' Dünya şampiyonlaj rımız arasında Sıldetlerini muhafaza için çok sıkt bir perhize giren güreşçiler, şimdi süratle kilo alıyorlar, hepsinin İçinde memleket hasreti var Londra 9 Bayram sabahı dünyanın en kuvvetli güresçileri arasmdayım. Onların arasında bulunurken emin o'.un ki insan kendini tambaşka hissediyor. Sanki, top atsalar yıkılmıyacakmısım gibi geliyor. Her biri, sıkletlerinin en büyük gürtşçisi olan bu Turk aslanlarmı uzaktan eorenler sanki hiç bü şey yapmamışiar zsnneder. Arada sırada gelen Amerikalı vs Isveçll sporcular da kendilerini tobrik etrr.eseler; ben de onları uzaktan T r gorenler gibi göreceğim. O acı ku\ T. etieri ve adaleli vücudları âdeta derin bir tevazu ile kaplanmış, o efendice hal va tavırlarile karşılarındakilere yekâne hitab şekilleri «ağabey. demekten ibaret.. Bu kelime, hiç birinin ağzından düşmüyor. Bir, öteden beriden konuşurken; Ya?£.r. Gazanfer Celâl ve Nasuh çıkageldiler. Bayram namazına gitmişler de; oradan geliyorlarmıs. Onlarla da bayramlaştık. Yasar: « Camide kımseyi bularnadık» diyo hayıflanıyordu. Gazanfer, yüzünden ekfik ohnıyan tebessümü kahkahaya çevirerek lâfa karıştı: ı Meğerse Hindli Miislümanlar bayram namazını ikinci günü kılarlar iki ictimaî roman Yazan: ADİLE AYDA İstanbul vapuru, 400 yolcu ve 400 ton eşya ile dün geldi Devlet Denizyolları îdare inin îstanbul vapuru dün saat 14.30 da 400 yolcu ve 400 ton ithal malı ile limanımıza gelmiştir. Vapurla gelen yolcular arasında Nurullah Esad Sümer, Hasan Âli Yücel, İsviçredeki Beynelmilel Hıfzıssıhha Kongresine katılan Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Ekrem Tok, Pariste toplanan Ziraat Sanatları ve Şarapçılık Kongresine iştirak eden delegelerimiz Tekel Mii* kirat Fabrıkaları Müdürü Hıza Ergüven ve Said Tahsin Tekeli de bulunmaktadır. îtalyada bir tetxik gezisine çıkan Kimya Fakültesinden 40 kişilik heyet dün tstanbula avdet etmiştir. îstanbul vapuru ile Fransâdan «yrıca 57 aded otorr.obi! de ^elmiştir. İç İşleri Bakanı İç Isleri Bakanı Munır Husrev Gole. dun Vllâyet» gelerek, Vılayet odaıında meşgul olmujtur. Bakan. bugun Mezbaha !İe Beledıyerun dığer bazı tes slerını gezeceklır. Yarın aksanı Ankaraya donmesı muhtemeldır. Türkçe ve Edebiyat derslerine verilecek istikamet Haber aldığıınıza gore, istanbul Muallımler Bırligi Terbıye Encumenı. ilk ve nrtamekteplerde Türkçe ve Edebiyat deıslenne verilecek ıstıkamçtte B,rlık. ın noktai naıırını göıterecek bır toplantı hazıriamaktadır. Bu toplantıda Turkce ve Edebı.\at Olimpiyad davetlileri arasında en cgretaıenleri fıkırlerıni teblığ ececekler. sevimlı tiplerden biri <'Mlle Huguette neticede bunîarın hulâsası, beyanname halinde neşroluracaktır. Toplantı>a yuksek Lienard > dır. Dünyada en çok sevdiği öğretim elemanlarır.ın çagınlıp çağırılmaşeyin dondurma, en çok nefret ettiği masına bugün >apılacak İdare Heyetı topşeyin de memleketini altüst eden lantısmda karar \eı lecektır. grevler olduğunu söylüyor. (Tabiî mekteb hocalarının (') yaptığı grevler müstesna, diye ilâve ediyor, çünkü o zaman biz de dersten kurtuluyoruz!) Luxemburg'lu Zean Jaans, 19 yaşında 5 lisan konuşuyor ve gazetecılik yapıyor . İspanyadan gelen Don Enrique de La Vega, at yarışlarmı, atletizm müsabakalarını hiç kaçırmıyor, üç gazete'e yazı yazıvor, gev:ıvcr, dans edivor ve iki çocuğu ile karısina hediveler ahyor. İtalyadan Emilia Tnrleselli tanınmış bir atlet.. Harbetmış hplâ bıkmamış. Dünyayı yıkıp tekrar yapmak istıyor.. Bi7e rafakat eden Mr. Patrick Ford'a gelince. onun içm tam «Made in England» diyebiHrız.. Daıma sakin, güler yüzlü, her şeyi olduğu gibi kabul ediyor, şahsî fikiılerini ken dine Saklıyor ve üç gün sonra tatbik edeceğimiz programı hazırlıyor.. Atinalı Constantinos Constantinidis ismile, cismile tam bir Yunanh. Çok geziyor, çok konuşuycr, çok gülüyor. Bilmediği lisanları e > a şu bir kaç gün içinde öğrendi. Eğer grupumuza, akıllı uslu, bir reis seçmek icabetseydi, bunun 15 yaşmdaki Amerikah «Clifford Moore" olacağına eminim.. Unutuyordum, bir de doktorumuz var: Danimarkalı Bent Kofc.fd.. Henüz talebe ama hepimizi tedavi ediyor.. Geçen gün «Mlle Huguette Lienard•> çok fazla gezmekttn, ayakta duramıyor, mütemadiyen esniyordu. Halbuki Londradan 60 kilometre mesafede Windsor şatosuna, çaya, gidecektik.. Bent'in verdiği bir hapla, kendine geldi.. Almanlar askerlerini, bu haplarla, harbe gönderiyorlarmış.. Jale Günay Bıığday ekmeği için kat'î karar bugün alınacak Bir müddettenten şehııınızde bulunan Ticaret Bakanı Cemı! Said Baıias. dun de Bolge Ticaret Müdurluğune gelmiş ve burada ithalâtçı ve ihracatçı tacırlerıle goruşmuştur. Bakan, bugun saat 11 de değırmencıler, Belediye mensubUrı ve Toprak Ofıs temsilc:lerinin iştırakile yapılacak tcplantıya başkaniık edecektir. Bu toplantıda butün merrlekette «rrpasız, çavdarsız ekmek ımalı hususunda son kaTar alınacaktır. Beyaz ekmeğin gramı arttırıldı Belediye Iktısad Mudurluğu. halk t:pı beyaz ekmeğin eskı fıatı olan 30 kuvusu.ı ihkası ile miktarırın 750 den R00 grama C'karılmasını Beled.>e Daımi Encunıen ne teklıi eünişti. Encurnen, dunku toplatvısında degirmenciler ve ekmekçılerı de davet etmış, yapılan inceleınele:de Iktısad Mudürluğü hesabının \anlı^ rakamlara dayandı£ı görulerek ekmegın grammın 750 den 770 grama çıkanlmasır.a karar verılmıştır. Bu karar, yarından itibaren tatbik edılecektir. Belediye ile Deııizyollarının paylaşamadı£ı para İstanbul Beledıyerr.ı.» ;on zarn kararlannın Denızyolları Id?resırce yanlıs olarak tatbik edıldıgi ve neticede Kopru Kadıkoy Haydarpaşa hattı vapur bıletı ucretlermden lkıser kuruf, fazla ahndığı malumdur. Bu tarz zamlı tarife, altı gun tatbık edılmis ve İdar» 6 bin lır» gelır sağlamıstır. Bu gelir, Denizyolları İdaresi ve Istanbul Beledıyesi arasında payla^ılamamaktadır. Oğrendığımıze gore, halktan fazla olarak tahsıl ed.len bu 6 bin lira, bir hayır müessesesine verilecekt;r. Bahkçıların memnuniyeti Ticaret Bakanlığının aldığı son kararlarla balık lhracını serbest bırakması balıkçılar arasında memnuniyetle karşılanmış f ır. Balıgın sterlinle îhracından eskısı g:bı rV& fon alınmıyacaktır. Ayrıca Tjık vapurlarile yapılacak balık ihracından elde edılen «terlinleri, Merkez Bankası. Turk parasına tahvil edecektir. Bir günlük yaralama vakalan Son 24 saat içmde çehiıde uç yaralama vakası olmustur: Beykozda, GUıtıüssuyu sokağmda 67 numarall evde oturan Hatice Hakverdi. kıracısı Paklze ile kira meselesi yuzunden ka\gaya tutuşmuş; neticede kıracı, ev sah besmı tcpa ve bıçakla muhtelif yerlerinden yaralamıştır. Dolapderede, Turan caddesınde 107 fayılı evde oturan Ali ile karısı Fatma da aym evde oturan Hüsnu ve karısı Meryem ile kavgaya turu^muşlardır. Kavga sonunda Hüsnu, Fatmayı bıçakla: Ali de Meryemi sopa ile yaralamışîardır. Gene Dolapderede oturan Ali Şengül adında bır şahıs da ayni semtte Ziyanın lokantasında yemek yerken. müşterilerden Osman Islak, sebebsiz: yere lızenne atılını; ve bıçakla yaralamıştır. Yaralılar tedavi altına alınmıs. carihler yakalanarak haklarında kanuni takıbata geçılır.'Ştır kısım gazetecilik ve kitabcılık âleminin içyüzünü tasvire hasredilmiş olan kısımdır. Burada kuvvetli bir içtimai muşahedenin izlerini görmekteyiz. Canh tıpler ve canh tablolar. Bütün bunlar Erzincan zelzelesinden, yani 1939 dan evvellci devre aid olması icab ettiği halde, kuvvetli bir ihtimale göre bugün için dahi aktüalitelerini olduğu gibi muhafaza etmektedirler. Romanda gazetecilik âlemine ve yeni şiir muhitlerine mensub simalar olarak gösterılmiş tiplerin usta bir karikatürist tarafından karakalemle çizilmişe benziyen portreleri vardır. Esasen romanın bu kısmında muhtelif şahısların ve sahnelevin tasvirinde romancının sanatı üzerine kroki tekniğmin kuvvetli bir şekilde hâkim olduğunu söylemekteyız. Bir düz çizgi bu tarafa, bir münhani şu tarafa, şuraya, buraya da ufak hatlar ve bir iki nokta... o kadar. Tipleri ve vaziyetleri canlandırmak için romancıya birer cumle kâfi gelmektedir. Romanın ikinci derecedc şahıslarını tersim için gayet elverişli olan bu usul ve tekniğin eserin esas şahıslarınm tasvirinde biraz kifayetsiz kaldığmı da kaydetmeden geçmiyelim. Gonül islerdi ki bunlann portresinde I hatlann yanında derinlik intıba: | Mu\ affak Ihsan Garanın ikinci roverecek başka çizgiler de bulunsun, ] manı olan .Yollarımız ayrıhyor. «Elbet çehrelerinin ve mizaclarının rcngi bellı , sabah olacaktır. dan hacim ye eda ıtıolması için, şuraya buraya azıcık da barıle daha mütevazı, fakat bir bakıma boya vurulmuş olsun. Şuraaı muhak daha olgun, daha cazib bir küçük eserkaktır ki eserde psikolojik tahlil tarafı dir. Ele alınan içtimaî problem de daen kuvvetli taraf değildir. Meselâ genc ha mahdud ve daha mutyyendir: Cemigazetecinin sevgilisi Belma gerçek ve yet için muzır mahlukların, hırsızların, muvaffak bir tip sayılamaz. Romanın dolandırıcıların ve kaüUerin müdafaasıiçinde canh bir şahıs olmaktan ziyade nı kendisine bir meslek ihtisası yapan ideal bir sevgilinin hayali, bir tembol ve bu sayede zenginleşen bir avukaün cemiyet içindeki meş'um rolü ve mevgibidir. Romanın genc kahramam çalıçtığı kii. Bu yalnız bizim cemiyetimizi değil, gazeteden ayrılıp sevdiği kızın babasın medenî sayılan adlî teşkilât üzerine kudan da red cevabı aldıktan sonraki rulmuş diğer cemiyetleri ve milletleri kısmı romanın ikinci kısmı sayabiliriz. de alâkadar eden çok eski ve şümullü Burada genc adam birbirini takib eden bir problemdir. Romancı büyük bir usta darbelerin tesirile derin bir manevî lıkla bu problemi bir aile faciası halibuhrana düşmekte ve bu buhranm te ne sokmasını bilmiştir. Eserde roman sirile hayatının nizamı tamamile bozul tekniği bakımmdan da hakikî bir orimaktadır. Bu sahifelerde yaşanmış his jinallik görmekteyiz. Psikoloji bakımmlerin ve ıstırabların ceşnisi ve hattâ bir dan ise tahlillerde eksik ve noksanlar nevi acı lirizm vardır. Roman kahra bulunmakla beraber bir tek hata kaymanlarınm, kendi karakterlerine tama detmek mümkün değildir. Romanın en mile uymıyan ve hâdiselerle de do§ enteresan siması olan kibar dolandırıcı Prens Seyfeddin bazı okuyuculara belrudan doğruya mütrnasib olmıyan bu ^ I ki de biraz mübalâğalı bir tip verebilir. Fakat hayatında bir tek defa yük muharrirlerin eserlerinde hile gö yakmdan bir kibar dolandırıcı görmüş rülen bir haldir. Bu, mevzuun icab et ! '""•"""" "•' • » • • v..«.... „ T . .... , . ,. , , . , | olanlar bu tıpın tasvırındekı muvaftatırdığı bır ruhı vaka olmaKtan zıvade . . ,. , . . , Q sanatkârdaki bir itiraf ihtiyacmın îfa7, .j , . u. : i . t . U t . „ 'i(r% [ kıyetı teshm çıkarmak ederler. Prensın genc kızları baştan için müracaat etdesidir. Sanatkârlar ise çok defa ümidtiği çeşidli usuller usta bir şekilde gössizliğin, iradesizliğin ve manevî sefaleterilmiştir. Bu bakımdan «Yollarımız tin uçurumlarma yuvarlanıp ayaklan aynhyor» romanı nasihat edasından tabu uçurumlann dibine çarptıktan son mamile azâde olduğu halde, genc kızlar radır ki. yeni bir hız alarak zirvelere için ibrelli bir eserdir. doğru yükselirler... Muvaffak Ihsan Garanın her iki roRomanın üçüncü faslı sayabileceğimiz manına hakikî edebî kıymet veren unkısımda basılmıyan romanlar sahibi sur muharririn temiz, düzgün, itinalı genc muharrir edebiyat sahasmdaki üslubudur. Son senelerde piyasayı dolgayesini tahakkuk ettirmekten ümidini durmuş olan roman ve hikâye kitablakeserek Istanbulu terketmekte ve A nnın roğundakl kırık dökük üslubun nadolunun bir köşesinde bir köy ve verdiği işkenceden sonra Muvaffak Gaciftlik muhitinde yerleşmektedir. Maa ran gibi muharrirlerin lisan ve üslübu lesef buradaki muhit Babıâli muhiti insanı adeta dinlendiriyor. Şüphe yokkadar mahirane bir surette tasvir ediltur ki Muvaffak Ihsan Garan rcmanmiş değildir. Genc kahramanm şahsıncıhgımızda yepyeni bir kı\"metür. içtida gördüğümüz ve muhitin karakter ümaî roman nev'inde kendisine bir mev7erindeki tesirleri suretinde telâkki ediki yapmağa namzed olduğu söyleneHlebilecek olan dcğışiklikler de birez lir. Yalnız eserlerinde ruhlarm ve ictimübalâğah ve beîki de kâfi derecede maî hâdi=:elerin tetkikinde biraz daha etraflı tahlillere istinad etmedikleri için gayritabiî göıünüyorlar. Halbuki genc derine gitmesini temenni etmek mümidealistin yaptıklarına belki hayran ol kündür. MARSİLYA FUARI HAZIRLIKLARI KOMİTESİ BASKANLIĞINDAN 11/9/1948 tarihinde açıhp 27/9/1948 tarihinde kapanacak olan Marsilya Beynelmilel Fuarını ziyaret, mahallî fabrikalar, müesseseler ve tüccar teşekkülleri ile teması temin maksadile ithalâtçı ve ihracatçı tüccarlarımızdan müteşekkil bir grup için masrafları kendilerine aid olmak üzere müşterek bir seyahat tertibi kararlaşmıştır. Yapılan temaslar neticesinde seyahat edecek tüccarlarımıza seyahatleri ve Fransadaki ikametleri esnasında kolaylıklar gösterilmesi de temin edilmiştir. Fazla malumat istiyen alâkadar tüccarlarımızın Komitemizin ö mer Abid Han 3 üncü kattaki Bürosuna müracaatleri rica olunur. (Tel: 40480) *•• B U G Ü N ğlu Yayınevı nın1 Memlekele Yaplığı En Büyük Hızmett Eiimdeki lokum kutusunu yeni gelenlere de uzattım. Memleket hasretini dindırmek ister gibi sevüıcle sarıldılar. Artık perhiz derdleri filân da yoktu. Her istediklerini rahatça ve bolca yij'ebiliyorlardı. Gazanfer, dişlerini lokumun ağdasınöan kurtarırken: « Güreşler bittiğindsn bugüne kadar tam yedi kilo almışım. Daha da bir o kadar alacağım.» diye söyleniyordu. Diğerleri de ayni memnuniyeti his^ediycnlardı. Anlasılan perhiz onları bir hayli sıkmış. Mersinliye geünce perhiz diye bir şeyi esasen bilmeöiği için ona göre hava hoştu. • Hava> dedim de akhma geldi. Nasuh Akar, havalardan son derece şikâyetçi: « Şu memlekete geldik, gidiyoruz, hâlâ güneşinin nasıl olduğunu görmedik.» diye söyleniyordu. Hakikaten de öyle. Havalardan hepimiz şikâyetçiyiz. Yağmur, yağmur, yağmur. Başka bir şey yok. Bir ara Mersinliye: « Hani GrekoRomen'de acemi olduğunu söylüyordun.» dedim. Arkamı okşadı (amma ne okşama» ciğerlerim kopuyor zannettim) « Serbesti daha iyi yaparım. Insan anlamadığı şeye naaü güvenir?» cevabını verdi. Bu sırada Amerikan basketbol takımının iki metreye yakm boylu kaptanı yanımıza geldi. Meğerse Mersinli ila kaşla göz arasında canciğer ahpab olmuşlar. Amerikalı «gard» vaziyeti aldı; Mersinli kollarını açtı. Sonunda iki">i de sarmaş dolaş oldular. Her ikUi d» yekdiğerinin lisanlanndan birer kelime biliyorlar: «Yes» ve «güzel>, Beynelmilel lisanla yaptıkları konuşmalamnda bu kelimeleri sık sık kullanıyorlardı. Onlar, hararetli bir mükâlemeye dalmışlardı. Yanlarından usulcatak uzaklaştım. Çocuklar yavaş yavaş meydandan kayboiuyorlardı. Nuri hocaya sordum. Meğerse şehre iniyorlarmış. Takımın kıymetli hocası Nuri: « Artık kendilerine biraz müsaade verdim. Gezsinler» dedi ve ilâve etti: « Hak etmediler mi?> « Doğru hoca, fazlasile.» Henüz yanımızdan uzaklaşmamış gürpşçilere «Eh şimdi İstanbulu görmeli, kimoilir sizi karşılamak için, kimbilir nasıl hazı:lanıyordur?> dedim. Güldüler. Bazıları çehrelerindeki acı çizgilerl kelime haline getirerek mırıldandılar: « Ağabey, kunı gürültü, değil mi? Hepsi o günlük...» Doğru söylüyorlardı. tctima! roman nev'i genif bir hayat mamız dahi icab etmektedir. Filhakik» yaptığı işlerin şayanı takdir işler oldu tecrübesi. esaslı sosyoloük bil?i. olstın Haluk DL'RUKAL ğu inkâr edılemez. Fakat maalesef as içtimaî görüşîer isteyen hir nevidir. Bülında çok mühim bir dava olan memle tün bunlar ise vaşa. senelere bağlı olan Pamuk ipliği nıeselesi ketin maarif davası bir roman okuyu seylerdir. Onun icir.dir Vi «Elbet sabah Pamuk ipliji satışlerınm 1 eylulden iticusunu heyecana getirmeğe kifi ve olacaktır» ile «Yollarımız ayrılıyor» ro taıen serbest bırakılacağı malumdur. Öğrenmanlarınm Muvaffak İh'aı Garan için dıgimlıe gore. bazı ithalitçı firmalar, bu müsaid bir dava değildir. jadece bir başlangıç olduklarmı, ro kararın UAnından evvel harice 2 mılyon liInsan bir kere daha şunu düşünmek mancının hîze eittikce daha olrun ese. ralık pamuk ipliği siparisi vermislerdir. Bunlar gehnce pamuk iplıjı sıkıntısı tamamen ten kendini alamıyor ki, bir sanatkâr ler vereceğini kat'iyetle zannediyoruz. bnlermş olacaktır. için içtimaî yaraları teşhis etmek, içtiUcuz makine teklifleri maî derdleri teşrih etmek ne kadar İngiliz Amenkan isgali altında bulunan (1) Umumî satış yeri: Kültür Kitabyerinde ve meşru bir iş ise, derdlere Almar.\sdan bılhas«a son gunlerde tnotor v« evi. çare göstermek, örnek ve misaller tek , makjne tekîıfleri çoğalmıştır. Alman fırmalif etmek de o derece salâhiyet harici j (2) Umumî satış yeri: Kültür Kitab ları. memleketimiıln ötedenberi ıradığı bu makine ve motörleri çok ucuz fcatla teklif ve lüzumsuz bir tedbirdir. evi. etmektedirler. Hemen çogu, mukabllinde Burada «Elbet sabah olacaktır» romanı nasihat ve vaizlere ve resml nutuklara roahsus hazımsızhk veren tatsızlığa duşmek tehlikesine maruz bulunduğu bir sırada... bereket versin büyük Erzincan zelzelesi ve zelzele ile birlikte romanın dordüncü kısmı başhyor. Bu dordüncü kısım romanın bir çok kusurlarını affetürecek kudrettedir. Eserin genc kahramam bir ne\n Don Kişot olmaktan kurtulmuştur. Ortada kendisi ve nişanhsı için yapılacak hakikaten mübrem, müstacel işler vardır. Harcanmağa muhtac olan kahramanhk kendisine lâyık istisnaı şeraiti ve felâketli havayı bulunca bir muvazene, bir ahenk yerine gelmış bulunuyor ve romanın sanat seviyesi derhal yukseliyor. Zelzelenin oîacağı gece genc Istanbullunun tahassüslermi tahlil ederek yazdığı mektub çok güzel bir buluştur. Zelzele sonundaki felâket ve sefalet sahnelerinin tasviri de muvaffakıyetli ve kuvvetlidir. Romanın son sahifeleri okuyucunun gözlerine yaş getirecek kadar patetik bir hava ve Vir ideaüzm heyecanı yaratmağa muvaffak olmaktGciır:... Her şeye rağmcn metanet ve cesaret ., tabiat ile mücadele... medeniyet için mücahede .. irade, gayret, ümid!... AJkapon Avni mahkum oldu Nişantaşında, arkadaşı Celâh blduren Alkapon Avninin. İkır.ci Ağırceza Mahkemesinde görulmekte olan muhakemesı dun sona ermiç ve katil, 12 sene, 14 ay. 20 gun hapse mahkum olmustur. ıBütiın Dünya Mecmuasını Çıkarmış Olmasıdır b u fıkıı on iinieı t« okuyucunun dııgüncesidir. Dünya basınınır. en güzel yazılirını seçerek neşreden bu mectıuayı şimdiye kadaı okumarmşsanız bir savısmı gözden peçirme niz kâfidir. i. O zaman hayatıîıızV da ne büyük Liı boşluğun dolmuş oldu*tı nu göreceksiniz. Y A L O V A K A P L I C A L A R I Görülen büyük rağbet üzerine bu güzel mevsimde Yalova Kaplıcalarmdan herkesüı iitifadesini temin maksadile yatak adedi fazlalaştınlrmştır. Kaplıcalara gelecek her müşteriye mutlska oda temüı edilecektir. İSMAİL DÜMBÜLLÜ TİYATROSU Bu akşam Büyükdere Beyaz Park'ta Yüksek ses sanatkârlan MENŞURE TUNAY, KEMAL M1SIRLI birlikte. GÜN'AHKÂR KADIN Dram kpmedi 3 P. Ayrıca zengin varyete Yarın akşam ayni program Bağlarbası ÇIRAĞAN'da dolar istedıği Jçin çımdilik bunlar getirtilememektedır. Bununla bcraber, ileride makine ve motörlerin takasla ithalı iç.n teşebbuslere geçilmiştir. Yenikapı açıklarmda boğulma Aslen Kayserinin Ketl nahiyesmden olan Aîehmed Tınsztepe »dınd» bir şahıs, yanında Yavuz ve Receb adlarında İki arkadası clduğu halde, Yenikapı açıklarmda landaldan denize atlanoıj ve yüzme bilmediğinden bogulm ugtur. ^^^^ Konservatuvar Türk Musikisi Konseri İstanbul Kon5er\'atuarı, geçen hafta Açıkhava Tiyatrosunda verdıgi Turk Musikisi Konserinde gorduğu rağbet ve dmleyicılenn arzusuna uyarak. ikinci Turk Musikisi Konserin.1 enumuzdekı cuma günü taat 21,30 da zengin bir programla vermeyi kararlaştırmıstır. Safiye Ayla. Hamiyet Yüceses. Muallâ Vakar, Ekrem Kongar, Mustafa Kovancı gibi kıymetli tes sanatkârlarımız da bu konsere »olist olarak iştirak edeceklerdir. Konser davetıyeleri Konservatuar Idaresınden te\2i ed'lmektedır. Güreşçilerimiz Döndüler•• Yarınki MİZAH mecmuasında çıkacak olan bu eğlenceli yazıyı, güreşçilerimize aid destanları okuyup karikatürleri görünüz. (Ayrıca Dünya Şampiyonlarımn imzalı karikatürleri). ATLAS SİNEMASINDA 2 büyük film birden Sl N EM A S ! GAUMONT Londra S A RA Y BRİTİSH Bugün L Â L E Sinemasında Mevsimin en güzel 2 büyük filmi birden 1 BOKS KRALI (Türkçe) ERROL FLYNN ALEXÎS SMİTH (Gentleman Jim) 2 Ç E T İ N Y O L (The hard Way) İda Lupino Joan Leslle Dennis Morgan I RUSTİ GASUS PESİNDE (Adventures of Rusti) MABGARET LİNDSAY CONRAD NAGEL 12 Ağustos bugünkü Perşembe gününden itibaren ve her hafta programlarında Dünya havadisleri jurnalinde KÜÇÜK HABERLER j Olimpiyadlannın 2 n iLnA En seçme çeşidli parçalarını muntazaman göstereceğini muhterem müşterilerine arzermekle şeref duyar. Bu hafta programında : RİTA HAYWORT GI.ENN FORD fîngilizre^ Seanslar: 2.30 • 3 40 5 35 6.45 8.40 9.50 1 Tarzan Kadınlar Diyarında (Orijinal kopya) i, NADIDE adında bir kadın. ktıcağında 40 gunluk çocuğu i'.e Harbıyeden geçerken; Sofor Ismallin idaresındeki 227 plâkalı Cankurtaran otomobilinın sadmesıne maruz kalarak, yavrusu ile yaralanmıştır. Yaralılar, Etfal hastanesıne kaldırılmışlardır. it «DÜŞMAN» piyesl dâvasma dun devam edilmiş; fakat taraflar gelmediğınden duruşma başka bır gtıne bırakılmijtır. * OKUMUŞU Çoğaltma ve Okuyanı Koruma Derneği İstanbul Şubesı İdare Kurulundan. Eylul 948 ayında Malatyada tuplanacak Kongreye temsılci seçmek ı.zere ııyelerin 18 ağustos 948 saat 16 da Mercan Tarakçılarda Malatya Talebe Yurdunda yapılacak umumi toplantıda bulunmaları. Türkiye İKTİSAD MECMUASI 7 nci sayısı çıktı. Memleketüı en büyük fikir, hareket ve dava mecmuası. Fiatı 1 Lira, nümunelik nüsha isteyiniz. İstanbul Posta Kutueu 1300. Aslan giireşçilerimizin portreleri ancak r B U G Ü N KADIKÖY SÜREYYA Sinemasında Foto Süreyya'da bulunur. Deri ve Tenasül Has. MUtehassısı 1 Korsan Aşkı (Joan Fontaine Arturo de Cordova) 2 Yarışlar Kralı (Alan Ladd * Gail Russell) CÜMHURİYET Nüshası 10 kuruştur. 2 MÖNTE KRÎSTO (Türkçe) ŞEVVAL 7 PERŞEMBE Ikındı Bugün A R SİNEMASINDA Senenin saheseri Ingiüzce ve matematikten evlerde Istanbulda bulunmiıdığından İS Eyımtihana ha7irlar. Dersi iki liradır. lule kadar hastaLarını lcabui etraıyeMektub adresi: Ahmed Kaya, Genccekto. türk caddesi numara 6. AKSARAY. Prof. Dr Bir öğretmen Va£3«i 1 13,19 1 <t Abone Şeraiti Bir aylık Üç aylık Altı a>hk Senelık 300 Kr. 800 > 1500 > 2800 » l 21.53 X Prof. Dr. Burhan Urus Hastalarını Cağaloğlu, İran sefaretı ksrşısında Ûr. Süreyya Paşa apartımanmda kabule başlamışUr. T«l«fon: 23747 1 YARIN (ALAN BİZİMDİR 17.10 20.12 12,00 4,13 1 7.5S Ezanl 5.06 g,57 1.44 LADD LORETTA İ'OUNG (And now Tomorrow) 2 LONDRA EĞLENIYOR (Renkli) (London Tovvn) Harle İçin 600 Kr. 1C00 2900 5400 Gazetemiza gonderılen evrak ve y u ı l u nejrediUin edilmesln iade olunmaz. kabul O İ K K A T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle