05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
lllllllllllllüHliiilliliiHIIIIIİIHimillllHIIIIIIIHIIIHI TIBBÎ BAHİSLER Veremle mücadele bir vazifedir. Yazan ; Dr. İhsan Rifat Sabar Geçen verem haftasmda tstanbul Verern Mücadele teşkilâtının §e\ineeeğııniz ve cıdden takdire değer çalısmasıuı gordüğümüz gibı »alâhiyetlı ağızlardan çok aeı hakikatler de duycuk Senede 40,000 vatandası bu menhus hastahktan toprağa verdığımıze aıtık inandık. Musbet istatistiklere dayanan ve musbet delillerle gosterilen bu rakama rafmen bugun memlekette mevcud veremli adrdi bu büdırılen mıktarın çok ustünde olduğu kanaatındeyim. Boyle olm&sa bile, gene blr verem epidemiji karsısındayız dernektir. Veremın epıdemik katakterde olduğuna şuphe yoktur. Tifo, kolera... gibi Intan hastalıkları birdentıre meydana çıkarlar, muayyen bir raman epidemi vaparlar ve oldüreceğinı oldururler. Buna karşı atılan toptan ınücadcle ile hastalık onlerur ve geçer. Verem ise; yavaş yavaş uzun bir dev, re geçtıkten sonra artarak meydana çıkar. Bazı zamanlar muteaddıd nesıller etıayarak vtyahud bir »eri insan kuü«lorinde tahribatım yapar. Her nesilde deima aynı tahribkâr seyrıni talcıb eder. Yani; zaman uratn, geni* ölçüdt yayılmıs olarak alevlemr Bakir topraklarda muayyen ve kat'l yükselmelcr gösterir. Bu eahalarda hastahğa mukavemet arttıkça tedriei olarak hastalığm aöndüğtt göriilür. Son yüz yıl evveline kadar milli ve Inanılır hayat iftatistiklerinın bulunmaması, veremin durum ve tahribatı htkkında kat'l bilgi edinmemize ımkân vermemiştir. Ancak (Brovvnlee) 1655 t« Londrmd* ölümlerın %20 sini verem teşkıl ettigini, (1715) te bu nUbeun %13 e indiğini, fakat (1801) de tekrar «30 a yukseldiğini yaanakta ve (1939) da veremden ölum nisbeü butun öluın adedine nazaran "e(5 ya inmis olduğunu gbstererek <(200) ccne «üren verem tpidemısi (1939) da »onuna gelmiş> demektedir. NewYork sehri saghk mıifetüştennden Dr. Dovvlıng (1804) sene•sne kadtr blum istatistıklerini tetkık ederek <1804) te muhtelif »ebeblerden öium nisbeü arasmda veremden ölumün %23 olduğunu, (1939) da Ue NewYorkta %4 u geçmediğini yazmaktadır. Amerıkanın uç buyuk sehrınin (NewrYork, Phıladelphia, Boston) 130 senelık akciğer veremi Utatıstiği (18121942) Hoffın»n Urafından incelenmif ve veremden olümün, 100,000 de 400 etraiında olduğu. bu nisbetin arada kısa bir zaman drsuklük gösterdikten M>nra zabit kaldiğı görülmüftür. Bunlar ve daha bir çok misaller bize veremin dunyada devamlı bir dalga halinde seyreden bir cpidemı olarak hukflm •ürdüğunü Upat e^er. Verem kontrolunun durumuna ald yes'âne elverlsli ve tek endeka, bu hastaiıktan olum nisbetidır. Nitekim ıleri mı mleketlerde tatbik edüen verem mücadele programımn muvaffakjyeti, bu eııdeks sayesinde, «on 2030 sene zarfinda ölum nisbelinin aulır.uı ile belli olmustur. Bu memleketlerde (1924) t«n (1942) ye kadar olüm nisbeti %S3 azaltraştır. Veremden ölumun bu azalışma mukabıl kalb hastalıkları, hanser ve diğer hastalıklardan olum nisbetlerinde !?oze çarpar bir değisıkltk gorülmemıştir (1944) te Amerıka Buleşik DevletIerınde kalb hıstalıklanndan ölum nısk«ti 100,000 nufusa 315,4, kanserden ise 100,000 de 129 iken, verem 100,000 de 41,3 nisbeti ile oliıme sebeb olan hastalıklar sıra*jnda yedinci olarek gelmekte Idi, Memleketitnizde «on <enelerd« inarılabilir İEtatütiklerden anlıyoruz ki bizde olüme sebeb olan hastalıklar sırasinda verem maatteessüf en bafU gelnıektedjr. İşU bu da biz«, ağır bir verem epidemisi karşısında olduğumuzu bpat etmektedir. Buna karşı kalb hastalıkları v* kaaserden ölenlcrin bij çoğu veremden ölenlerden daha ya»lı olduftundan olüm nisbetlerine bu üç hastah|u» izafl ehemmiyetleri bakımından ltıraz edenler olabilir. Fakat veremin bulaficı olmakla beraber, kalb hutalıkları ve kaıuere nazaran daha kolaykkla önüne geçilebüen bir hastalık olduğunu da unutmamak lâzımdır. Gtnclikte veya orta yajta, urun «üren »eyahud insanı olüme gdturen bir h u talığın ne kadar ciddl olduğunu daha acık bir fekılde göstermek içın (1944) te knlb hastalıkları, kanser ve veremden öiümlerin neticesi olarak kaybedilen potansiyel etneleri gbsteren bir hecab yapılmıştır. Metropolitaın hayat «igorta kumpanyası tarafından (194S) senesı mayısında yayınlanan bu hesab, doğuşta beklenilen ömre dayanmaktadır: Bu UtatUtiklere göre: veremden ölum niöbeti kanserden olum nisbetinin ^ 3 2 sı ise de Amerikada (1944) te veremden Ölümlerjn hayat Mnelerinde yaplığı potansiyel kayıb kanserin sebeb olduğj kayıbdan ancak %10 kadar farklıdır. A;.nı lamenda H944) te veremden olumdeki vasatî yaş muhtebf cin» (kadm ve erlcek) ve r«nk (sıyah ve beyar In=anlar) gruplar» ıçin doSuşta ümıd edilcn omîirden 1331 sene kadar atdtr Bu net celer, veıemın bizım en ciddi c \e os>al metelelerımızden bırını teşkil oltıgım gdsterir. Şu halde. verem roıicadcle ve kontrolunda (veremden blüm ın<;betı endeksı) nin rolu buyüktür. Vejemle mücadele programında verem nıevzuu uzun yıllar sürebılen bir epldtmı ile mücadele olarak düjönülmslı vr veremden olum endeksıne aid ıstatistikler memleketİTiizin her hastane ve spnatoryomunda muayyen bir formul h&linde ve gtandard olarak yepdmah, hat ti bu gunden tatbik sahasına girmelidir. En çok genc bunyelerde ve ın«anlaıın en verımlı yaşama devreıinde goruleo veremin bnune yalnız bir «ağlık programı ile mucadeleye gırişmekle geçılemez. Louis Forst «İnsan düşüncelerintn acayibliği hakikaten gayrıkabili nufuzdur, tam bir likaydi «jhhat meıel«#ini ortaya çıkarır Sıhhatın değerini olçmek için hasta olmak bizim medeniyetimHn bedbahtlığıdır» der. Sağlık programı ile beraber cermyetin de buna yardm etmesi, yani toptan mücadele lâzımdır Münevver zümreden köylüye kadar en basit meslek sahibinden, icütle halinde çahfilan fabrıkalar, bilurrium ıınai müe&teseler, bankalar ve bu çaptaki raüeueseler, kuJtür ve «igorta teşkilitımıı bu sahada çah»m»5i lâzımdır. Veremle mücadele yalnız mikrobla kar»ı ktrfiya gelnek. hastane, dispanaer ve sanatoryom yapmakla olamaz. Halk kütlesinin bütün derdleri, iktiyacları, yafama ve ya;atma fartlarının düıünülmesi lâzımdır. Husuaile bü>ük şehirl«rde, halkın gağhğını koruyacak tedbirlerın çok büyük rolü vardır. Hayat pahahhğı neticesinde gıdasızJık içinde yajayan kansız ve ^elimsiz bünyeler hastane ve dispamerlerden alacaftı reoeteden ne fjyda görebilir? Keza şehrimizde çocuklarımızın baş gıdası olan ve istihsaHnden fszla miktarda sarfedüen, tarı sıhhî kontrolu yapılamıyarak satılan sut ve etten tutunuz da, yangın yerlerinde ikı duvar arajında barman binleree sıplak ve »efil durumdaki insanm yaçama şartlarına varmcıya kadar her ?eyi duşünmek mecburiyetindeyiz. Bu *ebeble. veremle mücadele işinde ayrı a y ı her zümreye dü^en vtzifeler oldağunu unutmamak lizımdır. :iiiiinii!iiiııii)i;ii!iıi!iııııııııııuıııııııiııııııuıııun Dr. İhsan Rifat SABAR BİSİKLETE BİNMEYİ SEVER MİSİNİZ? Memleketimizde bir taşıttan rıyade bir eğlence vasıtası telâkki edilen bisiklet, Belçika Fransa, Holland«. İsveç, Ingiltere gibi Avrupa memleketlerinde «on derece rağbet görraektedir. Gencinden yaşlısına kadar hekes. kısa uzak bütün mesafelere alelekser bisikletle gidip gelmektedir. Fabrıka ışçıleri, mağaza müstahdemleri. devlet memurlan vazifelerine bisikletle giderler. Hollandada yalnız Amsterdam şehrinde 50 yaşından yukarı 7,000 den fzala kadın, günlük alıj verışlerini bisikletle yapmaktadır. Memleketimizde ise bisiklete binenler umumiyetle henüz 20 ya«ını doldurmarru; dehkanlı ve genc kızlardır. Maamafih olgun çağdaki bisiklet tahiblerinin çoklugtı bakımından Konya bir rekor kırmaktadır. Kullanılan bisikletlerin markalanna gelincc, bunlar pek muhteliftır. Fakat «ralarında bir tanesi yapısırun zarafeü, en inc« teferruatına varıncıya kadar gdsterilen büyük ihümam, hafiflık ve olaganüstü dayamklılığı «ayesinde bütün nazarlan üzerine çekmiş, diğerlerinden kat kat üstün olduğunu muhtelif vesilelerle ispat etmiştir. Bu marka PhiLps'tir. tngilterenin en iyi bUikleti olan Philips. dünyanın dört bucağında olduftu gibi, çocuklanmızın da hayalınde yaşayan biricik bisiklettir. (1974) Doktor İbrahim Etcm Kimyaevlne açık teşekkür Türk futbolunun dış memleketlerde tcmsılen Olimpiyad oyunlaruıa katılacak olan Türk Milli Futbol Takımı oyunculanndan Dr. tbrahım Et«m Kimyaevi tarafından gonderılen vıtaminli mustahzarlardan A + D Calcıum, Calcefedal içm merrleket sporcuları adına teşekkurü oorc bıliriz. Dr Mueyyed Guredin Açıkhava Tiyatrofunda otuı kışılık biijuk bır kadro ile verscektır. Ali R.ıt» Şenfel tdamındeki fasıl hevetınf iltvetan memleketımııin Unınmif vt ccvılmi| «e« ianatkirlırından Akıle Arttın Bariya AyU. Hamıyet Yucete*. MıuUfa Ça|Ur. Mutllt Yakar da toUıt oUrtk HtıraV •dcceklerdir. Kenıervıruar tdırml, vcrilecek bu konıerlerde halkın Umamen iıtıfade edebilmcsl İÇİn fiatları da 1 l i n ve 50 kuruç yapmağt karar vermljtir I kaiîesi umumî men Insanlık hayatj faate, namuskâr âmbir oluş, bir tekâ me vicdanına aymu! halındedır ve kırı olursa o kaıde mıllî ve camiavî bir Belediye, Ticaret Bakanının et bu oluj seyri ıçınkaıde değil, «adece de biz ferdler demetelett hakkmdaki beyana >^mh bir mücadele ve ıhtilâf manzu alıkoyup nstıce itıbarüe vavaş \<»va5, mahdud ve zumre\î menfaatleri koruI nıeki ıçıntie yaşanz. Hususî ve umumî unutturan muhım bır amıl de, dınlerin yan şekH bir kaide olur. Boyle bir katına cevab veriyor hayaün sonsuz ve çok değifik anlaj koyduğu kaideler oldu. Bo\ lece yalnız ide salâhiyeth tefrı organının eseri olTicaret Bakanı Cemil Barlas, gazete mad'kıarını ise huVuk kaıdelerı hal \e Uluhn'et ile ınsan arasmdakı uhrevi ması bakımırdan ve sadece ismen bir cilere verdiğı bır be>anatta. kaEaohk , tanzım edeı Bu scbeble bazıları huku munasebetlerı değil, a' nı zsmanda ın j <hukuk kaıdesi» olup buna hakıkî mahayvan ıhracının vüâyet \e belecıne , ku mc.ıtaaıler ıhtılâfını hallecen mu sanla ınsan aıasmdaki dun\e'i müna nasında, yani ruhan bir hukuk kaıdesı vazıfesini lâyıkıle ıfa ettı^ı takdırde c yıdoıı kaideler. jeklüide tarıf ederler. sebetleri de nizamUmak gayesinı guden denılemez. Bunun dayendığı meaned fıatlar üzerinde hıç fcir tesir icra etmı I'Lesela karıkoca. mırascılar, komşu dm kaıdelerı öyrı a>n ırklara mensub za.'iftjr, muvakkatür, çabuk yılalır ve yeceğini Eöylemıştı. Bu bej anat uzeı ıne la^. tuccarlsr, alacakhlsrla borclular, olan bır çok cemiyetlerin içerısıne ya ne yazık ki çok defa mılletin bir çok Intanbul Beledjyesı Ticaret Bakanına bır rcal sahıblerıle kıracılar ılâh.. araauıda yılarak bu cemiyetlorde bir hukuk bır fazıletli ferdlerini de bırlikte yıkıma Cfevab göndermeye karar vermıştır kı mutenesvi ihtılâflann; de\letle ferd leşmesı meydana getirdiler; daha kısa i surukler Bu gibi kaideler, âmme vicCönderilen bu mektubda et işmln mvs arasındaki ve de.lefm çeşidli kuvvetle bır ıfade ile, dın bırliğı hukuk bırugını ı darunın hukuka bahşettıği kuvvetle detahsı'den müstehhke intikal edinrıye n arasmdaki anlagmazlıkların ve nıha doğurdu. Bu sureîle bazı memleketler I ğıl, ancak umumî menfaat duv^usundan kadar cereyan eden safhalsrı acıklana jeı ırisanlık hajaünda bazan buyuk de hukuki bırLk ve >eknesaklığı temm nesıbı olrnn anlarm kullanacakları cebu: r cak ve I tanbul et isının belcaıve şı feliketlere jol açan de\ letlerarası ih, hususunda büyuk kanunların gordu^u ve şiddetle a>akta durabüir. olmaktan uzak olduğu izah edıler'k tı.âılann hulâsa ınsan enerjisinın ve I ışı, dığer bazı cemıyetlerde çok dahs V ktndısine telkin edılen fikrin yanbçlıj 'cşcT hayat.ndakı ı\: \e kotj ıhtırasıa, gcnış olcude dın kaidelcn gordu. BılAmme menfaatane ve vicdarupa uvbcHrtılecektir. rın taşmasından ac^an butujı amaşlh?ssa ıslâm dunyasında bu boyle oldu. ' gun hukuk kaıdelerı kovmak da tekbaBelediye, Bakandan aynı zamanda bu mszlıklr.nn hal tarzını bıze gosteren j Bununla beraber. din kaidelerine, jma bır §ey Ifade etmez; «âmme vickonuda j apılabilecek ışl°r hakkında e hukuktur. doğrudan doğru\a aj kırı olmıyan bu darrna u\gunluk» vasfının kanuna ver««5İI direktif de ınemeVtedir çok orf ve âdet kaıdelerı nesıllerdpn j dıgı kuv\et. ıkıncı bır kuvvetle üe~ie\II ÇOK eskı devırleıde halkın içmden , r.csıllere .geçeıek cemıjetlerın bunye lenmek iâzımdır. Hukuk kaıdelerırun t luhundan doğan ve cemı.>ttın ber sinde ve halkın ruhunda bugune kadar bu ıkıncı buyuk kııvvet kavnağı, onlaı'cıdı ta/alından rıa\et olunan hukuk 1: afadı ve tabıatile bundan sonra da ya rın Gıızel tatbikidir. Bir kaıde, namuskdideleıı bır orf ve âdetın, bir gelene 'şn acaktır. kâr âmme vicdanına ve âmrne menfaDevırler ılcrleyıp ınsan munasebetlerı atıne ne kaaar uygun oluısa olsun. g :n mahsulu ıdıier. O devırlerde toplu ! luklar .örî ve âdet hukuku» dedığimn J ve devlet ışlerı çok çeşıdli ve gırıft bır durust bır şekılde tatbik edllmezsi Iîtanbu! C H P Vufettışlıgıne ta\ın edılçn bu geleneklerle idare olunurdu; bu | hal elmca dın kaideleri de dunya ışle kuvvetten düfer. kupkuru bir lâftan eıki Çah;ma Bakını gadt Irmık. veni vazı kaıdeler mukaddes telâkki edılir ve ıını ıdaıe\e kâtı gelmemeğe başladı. ve\a manasız bir kitabdan baska hir fejıne bsılsmıjtır Bu munasebetle dun \arhk ve mahıvet taşımaz Hattâ yan'lgazetccılere verdıjı demeçte, Demokrad bunlara rıayet etmiyenler çok sert ce t Bır çok mılletler bazan çok kanlı. baI zao kansız ınkılâblarla dm iflerinı dun madan denılebılir ki âmme vicdanına gelışmesımn muhım bir merhalesınde bulun zalara çarptırılırdı. dugumuzu sovlemlj ve dtrmjtı kı O devirlcrın kuçük cemıvetlrri içın• Va «Sİerinden avırdılar; birincisini sa uygun da olsa bir kanun kaidesine ri• En buyuk sehrimlz olan tstanbulda de nızamı temın içın kâfı gelen bu orf dece Allah ile ınran vicdanı arasındakı ayet tenıın \e kaıde guzel \e konuluParti mucsdelelerinm cetln ve hevecan'.ı ol VP âdet kaideleri, daha aonraki raute rabıtayı gosteren \e nizamlayan mu şundakı maksada uygun bir jeküde ması ubudır • kamıl cemiyetlerin, \ani merkczî bir keddeı bir nizara telâkki edip, dunya , tatbik olunmazsa. onun yokluğu varlıMuallimler Kampı genişletiliyor ıdare etrafında devletleîmıs olan halk ışlorını duzenlemek içın. kaynağmı ğindan çok daha i> idır. Çunku bır ceDun toplanan Muallimler Bıri'g! tktisad topluluklar'nın ıhüyacını temine kâfı akıldsn alan yeni bır hukuk nizamı nıijetm ferdleri. mevcud bir hukuk kaEnpurpeni. Gozttpcde açılan MuaHımler Kam geimedi. Idare edenler, halkın vicda meydana getirdiler kı buna lâik hukuk idesine saygı göstermekle gostP'm'mek pırın genısletılmesine karar vermııtır. K»y•eri, Izmır, Erzurum, Balıkesr şehırlenn.n rundan dogup halk ıçmde yaşıjan ve nizamı dnoruz. Turkıye, dini hukuktan arasmda bır fark olmadığına. yani kaOjTetrrîen Bırlıklerı, *zasından baııUrının tesbiti çok defa muşkul olan yazılma aynhp lâik hukuk sictemine en geç ka ıdenin tarafsız tatbik edılmediğıne kanı olurlarsa, o cemivet hukuki ve ahlâkî Kampa ijtirak edecek'erıni bıldırmışlerdır. mif kaidelerle koca bir devleti idare tılan memleketlerden biridır. IkUsad ÎJnrumenı bu noktayı goonüne ala etmerun güçluğu. hattâ imk&nsızlığı Ue IV vicdan taşımıyan muh<eris, ahlâksız ve rak 80 yataklı kampt 100 yataia çıkar karşı karfiya kalınca bızzat kendileri Kısaca göz attığımız bu tekâmul seyrı iki yüzlu insanların hâkim olduğu bir mııtır. hukuk kaideleri koymağa başladılar. bıze hukuk kaidelerinin olujunu, mey cemıyet haline gelır; durust, ahlâklı ve Yerli pamuk ipliklerinin faziletli insanlar için ise bir cehennem I}te «Emırname, kararname, kanun, nı dana gelişini gosteriyor. tevzii işi Fakat bir kaıdenın cemiyet rüzamı olur. Çünku hukuk kaidelerine riavetzemname, talımatname» v.g. şeklindeki hüküm Yerli fabrıkalarımızda ımal edılmekte o yazılı hukuk kaideleri böyle doğdu. olarak şu veya bu şekıl altında ortaya cizlik itiyad ve lâubalıliğinin Itn pamuk ipliklerinin fluroerbank ve koo Yava? yava? bunlar örf ve âdet huku çıkması veya ortaya konulrnası tekba •urdüğü bir cemiyette namuılu insanperauflerce alınmıyan kısımlannın Bolge kunun yerini almağa ve cemıyet nizamı 5ina hıç bir şey ıfade etmez. Çünkü ları bağla;, an vicdan ve ahlâk bağları Safiayi Bırliğı vasıtasıle sanavıcılere tevztı meseie «ekılde değiı, gene ruhtadır. Bu onları daıma hak, hukuk ve adalet yoi»t«nıtıştır Oğrentlığımıze g*re bu ı=tek olarak yerleşmeğe başladılar, Eakanlar Kurulumın taıdıkına arredllmıştır Bazı mületlerin bünyesi bu tarzdakı gun bütun mütefekkirler ve hukuk luna tevkettiği halde, vicdan ve ahlâkgelijmeye uzun müddet mukavemet âlimleri şu noktada müttefiktirler ki, tan naıibi olmıyanları frenleyen maneDünkü sıcak gcsterdi. Meselâ Isviçrenin küçük kan bir memlekette tatbik edilecek hukuk vi bir bağ ve engel mevcud olmadığı Dun şehrimızde sıcaklık golgede 32 5 rtetonlannda, AngloSakson kavımlerınde kaidelerini koymağa salâhiyetli olan İçin, hukuk kaidelerinin lâyıkile tatbik ıece\e kadar çıkmıstır. Gunefte gıcakhk tesoıt edılmiş örf ve âdet kaidelerinin, şahıs veya heyetler, o memleket halkı edilmediği bir memlekette bu sonuncu 65 4«rece ıdı. hukuk nizamı içinde, hâlâ bugun dahı nın uraurat menfaatine, ahlâkt telâkki makule hâkim olur. Tarih bize gösteriDairelerde Yaz Saati lerine ve âmme vicdanına saygı göster yor ki bu duruma düşen milletlerin »obüyük bır yeri vardır. AnVaradan felen bir habere gdre. Baksnlar mekle mükelleftirler. Bu mükellefıyet, nu iyi olmuyor. III Kurulu, havaların fevkalâde sıcak gıtmm hiç bir kanunda yer alrrman, fakat büŞu halde hukukrun kudret ve kuvvetı doîajısıle Ankarada memurların sabah stMllletlcrın bum ebindeki örf ve âdet kizacn on dorde kadar çalışmalarma karar hukunun huyuk bır kısmını tatbıkten tün kanunlardan üjtün rlan bir •tabit onun, bir yandan namuskâr âmme vichukuk kaideıü dir. Kanun koyucunun danına uygun olmasında, öte yandan vermıştır. Dıier \.lâ>etler de sıcaklara gor« menıurtarın çalışma zamanlarım îayın e=ağ elı kafasında, sol elı de daıraa mıl da tarafsız tatbik edilmesinde toplanır. deceklerdır. Bu teblıg, henuz »ehrnıııe gelletin nabzmda olmahdır. Bu iki unsuru birlejtiren cemiyetlerdememıştır Maamafih semtlerın uzakhğı doki kanunlara âdil kamınlar ve buniarın Şu halde bir milleti idare ve o millet layısıle Istanbulda sabahleyın saat Rekizde Memleketin ve dünyanın çok ferdleri arasında nizam ve adaleti tesis kurduğu nizama da adalet nlzam denimetaiye bajlamak lmkinı olmadığı be;an e«tllmektedir. Bu itibarla saat dokuzda rresa derdi ve meselesi var. Fakat için konulan hukuk kaidelerinin en lir ve böyle bir cemiyette adalet hâkim iye başlanılar&k on beşte nıhayet verılme» sağlam kuvvet kaynağı o kaidelerin u olur. buniarın nasıl bir çıkar tarafı rrtum! ıhtımalı daha murokun gorulmektedır Az çok kaypak bir mefhum olan adamenfaatine ve cemiyetın namuıFındık mukabilinde otomobil bulunabilir? lu ve ahlâklı ekseriyetinin vicdanl te let mefhumu ve hukukun zayıf gdrüve röntgen cihazı alınacak nen tarafı üzerine a>Tica geleceğız. Herkesin kafasını mesgul eden bu lâkkilerine uygun olmasıdır. Bir hukuk Fındık Tarım ve Satış Koop«ratıfın:n Pİİnde 1947 yılı mahsulunden takriben tıç b'r büyuk suale daima «TÜRKIYE İKTIKur'anı Kerimm Tercüme ve Tefsiri tnn fındık vardır. Kooperatıf. buniarın bır SAT MECArUASI» nda en aalâhiyetli kısmını rontgen cihazı ve otomobil muka imzalann yazdıkları yazılarda cevab bılı Isvıçreye İhrae edecektır bulacaksınız. Konservatuar Türk Musikisi Ahmed Hamdi Başar tarafından neş . Konseri redılen «TÜRKİYE KTISAT MEC | tstanbul Konservatuarı yaz mevsımlnde ve MUASI» memleketimi?de dunya ölçürecegı Turk muııkı konserlennın bınncısını sunde bir değer taşıyarak çıkan en bü33 Temmuz Curaa gunu »aat 21 30 ds yuk avlık mecmuamızdır. Sehir HUKUKÎ DÜŞÜNCELER | haberleri Hukukuıt ktıvveti ve zâfı İstanbulun f CUMHURÎYET 14 Temnraz 1948 [HEM Ankaradaki geçid resmi münasebetile en. bu sütunds. askerlikle alâkalı mevzulardan fazlaca bahsederim. Çünkü milletimiz, asker bir millettir. Vüz binleree Türk gend daima ailâh alhndadır. Kara, deniz ve hava ordulanmrznı birçok nıeseleleri ve mensublannın birçok dilekleri vardır. Askeıi esrar denllen şeyin yanln telâkki edilmesi yiiründen senelerce milli müdafaamrzla alâkalı islere gazotelerde temas edümemistir. Halbuki bu memleketin varlığı, bo devletin istiklâli, bu milletin hükumranbğı, bu vatanın toprak bütünlüğü, hep kara, deniz ve hava ordulanmıza dayanmaktadır. Türk bansının korujTicusn ordularımızdır. Askerlik, milli hayatunızda derin v« koklesmi? bir içtimaî mevnıdur. Her Türk ailesinde en az bir asker vardrr. Asırlar boyunca askerliği, babadan o/hıla intikal eden bir mcslek olarak kabul etmif, bütün erkekleri asker olan ailelcrimiz vardır. Topyekun harb moda olalı. kızlarımız da asker! talim ve terhiye gormeğe baılamiflardır. İçtimaî hayaürnıza re bünyemize bu derece derinden girmi* olan askerlikle yakmdan alakadar oimamak ve ondan bahsctmemek mumkun mudür? Ben, askcrliğin çesidli mevzuları ve meselelerile çok az mesgul olduğumuza kanüm ve onun içindir ki, vaalanmda sık *ık askerliVten bahsediyor ve bu Lmıluğu doldurmaga çalifiyorum. Bu ba^langıçtan sonra, memlekerimîze çelen Amerikan Harbiye Bakanlığı Müsleşarı ve Amerikan Gcnelkurmayı Piinlar ve Harekât Dairesi Müdürii ile maivetlcrindcki 10 subav şerefine AnkaraHa bir motovlü ala>ımız tarafından yapılan geçid resminden bahsedeceğim. Ankaradaki faîrte muhabirleri, bir askerî sırrı ifşa etmek endişesile numara 7İkretmeden blr alavın geçid resminden bah^cttikleri halde Amerikan Harbiye Bakanlıği Müjteşsn çöyle diyor: «Bu sabah Hipodromda 28 inci Tümenin bir alayının geçid resminde bulundum Bu askerlerin gayet dUiplinli olduklarmı gördurn ve ıcabmda nasıl çarpısacaklarma kanaat getirdim. Bu geçid resmı çok guzel bir gbsteri oldu > Eskiden memleketimlze bir ecnebi hükümdar veya devlet adaroı, Wr büyük komutan erldiği raman. onun şerefine geçid resmi yapmak âdetti. Sonrelan, bilmem neden. bu an'aneden vazgeçildi. Kim bilir belki de, bu geçid resimleri, banssev crliğtmize uymıvan bir harbcilik tezahuru addedildi de ondan. Eğer boyle dusünülmü? idiyse, bu, yanlış bir düşunce idi. Çünkü Türkiye, Atatürkün «YurMa sulh, cihanda sulrı» veciresile Jıansseverliğini her 7aman isbat etmiştir. Barıs'everlitimizin en huyuk mesnedl de Turk ordusu olmuştıır. Turk ordusu, Turk vatanmın muhafın olduğu gibi, Türk barifinm da komyurusudur. Boyle olunca da, memleketimizi zi>aret eden yüksek mrvld ve makam sahibi ecnebi misafirlere, Türk ordusunun lntİ7amıru, kudretinl ve hejbetini g;osterecek geçid resimleri, lüzumsuz veya zararlı bir numayis değil, bilâkis gÜ7el ve faydab bir gösteiidlr. Oııun için Amerikan Askerî Heyeti sercfîne .Ankarada bir tmnk al«yinın yapbgi geçid resmini, e«ki an'anemize dönuş telâkki ederek memnnnlukla selâmlıyorum. Bu münasebetle geçen yıl İstanbulun Kurtulus Bavramma valnız bir Jandarma taburunun hem de sancaksız bir taburun iştirak etmis olmasını. bu sütunda tenkid ettiğimi hatırlatmak lsterlm. Gene geçen !*ne, Yrîilkoj' dvannda orhlı ve motörlü birliklerimirin yaptıklan tatblkattan sonraki geçid resmini haOnn ve gazetecilerin seyretmelerine önce müsaade ediimifken, sonradan bu müsaadenin geri alındığınl da teessurle kaydetmiftim. Ordusn icin her sene bülçesinde yarım milvarı bulan bir fedakârlıjı kabul eden Türk millctine, her fır^atta kahraman askerlerini gbsternıek ve katlandığımız afir vergilerin bo»a çitmediğini ttözlerimizle görmemize imkân vermek lânmdır. Unulm«m«k gerektir H. Türk ordmra, Türk milleti demektir. Tathikatı, manevralan ve pçid resimlerinl hatkın görmeci ackerliği, vatan için olumu go7« aldırmak mesleği olan askerlik mesleğini daha çok sevdirir. Kuhu ve mancviyatı ihmal etmiyelinı, et derdi Dr. Htfzı Veidet Yazan Ord. Prof Irmak başladı 6 ncı »ayısı da çıkmıştır. Sayısı 1 Ura, tst. Potta kutusu 1300. tstek üserine lanır. nümunelik nüsha yol Omer Rııa Dogrul tarafından tercume ve tefair edilen bu 1300 tahlfelik eeer her Miulümanm evind* bulunduracağı, çocuklanna okutacağı mukaddes kitabdır. Içerisinde Arab harflerile hakikî Hafcz Osman hattı Kur'anı Kerim de vardır. Nefîa iki cild üzerine 17,5 liradır. TAN RI BUYRUĞU AHMET HALİT KİTABEVİ KÜÇÜK HABERLER > • * • DİŞ Tşbibleri Cemlyetının altı «ylık koncrui, dnumuzdekl Cumı fünü ı«at 12,M da Etıbba Odaımda toplanacaktır Cemlyet Ba|kanlı|ı. meslekdaılarından konfrede bulunmalarını rıca etmektedir ^BB Halk için ^^"^ 17 DİN KİÎÂBI j Yeni ilmihal Islâm dininin temellerini. abdest ve namazın bütün rükunlerıni, tslâm ahlâkını, namaz surelerı ve dualarmı havidir. Yazılışı gayet sade olduğu içın herkes Muslümarlığını kolayca öğrenir Tanesi 50 kuruştur HİLMİ KİTABEVİ . T e m m u z DEVİR Cumarte ÇIKIY0R. İsmail Diimbüllü Tiyatrotu 1 Bu aksam: KIZ1LTOPRAK PANOBAMA Babçesinde Yüksek ses sanatkârları RAMAZAN 7 ÇARŞAMBA Vasati Ezani s o 13,20 39 I 17,19 »3S 20.40 22 38 ] 3,2» Mençure Tunay, Kemal Mısırh HS birlıkte VAX GÜLÜ komedi 3 perce. Ayrıca Zengin varyete g^gj 12.00 . 3.5« « 4S Bizim yokuş Babasının tıktığı ismi sonradan beğenmeyip değıştiren haspalar gıbı, adı ne kadar başkalasırsa bsşkala}sın, hısım akrabayı yeni ismine bir vokujunu; lodosunu, poyrazını; akmtıtürlü ısındıramıj an sını, orkosunu; sısıni, fırtınasını, ripişu bızım Babıâlı sıni, hulâsa butun cılvelerini bıhr, ona yokuşu, sade bizım göre kâh pupayelken gider kâh volta yoku; olduğu zavururuz: kâh siya cder, kâh dumen kımanlar, ne rahat yerdı. Orada, yalnız rarız; bocaiadığımız, tek kürekle yol bizim borumuz oterdi, yalnız bız te almağa calıştığımız. hattâ akıntıya kü entelektüel yokuştan indırip, soforlerıkerlenir, tokezler, kayar, yuvarlanır rek çektiğımiz zarnanlar vardır. Onun mize «Babıâli. terbiyeai vereceğız deidık. Orayt yalnız biz, bütun bir omur. icındır ki Babıâlı yokuşu, biz 6z ev düer. O takdırde, gene bizden ibret albinbir zahmetle tırmanır, ust başına lâdlarmdan hıç bırhinın <Zevrakçe» t\ maları lâzım. Ilk iş olarak, bizim yovarıp oh! dıyemeden, yalnız bız. çarça m batıracak kadar ınsafsızhk etmez. kuştan ınıp çıkan vasıtalara, Babıâlı buk alt bafa kadar tekerlenirdı. Ba Fazla cırpıntıtı sulannda, bazan ıskar yokuşunun alt başmdan ust bsşına ka| bıâli ' okuşu, bızim kav galarımız, gu . mozumuz kırıhr, dumen yekesı fırlar, dar, neresınde olursa olsun durmak yarultulerımız, dedjkodularımızla çınlar yelkenlerimızde delıkler açılır, hattâ s.skür, emrıni vermek lâzım. Son gunlerdeki kazaların asıl büyük sebebi, te' dı. Orada, yalnız biz, biribinraizin aya teknemız ıu alır. Ama, kıyı sulanmız kerleklı va*ıtal»rın, orada burada duğının altına karpuz kâbuğu koyar, yal vardır ki, nereden nereye, ne zamanları rup coluk almalan. nız kendı kirli çamaşırlarırmzı ortaya aktığını biz bilıriz. O kıyı sularına sığıBilmis olun baylar, Babıâli yokufudoker, hep kendi kendımize gelin gu nır, selâmet sahiline çıkıveririz. ( vey olurduk. Gelgelelim, Belediye bizim yokujun nun, riayet etmıyenleri tepetaklak geı Rahat vermedıler. Günün birinde be üvey evlâdı olduğu içın, sularımızda ka tiren bir ananesi vardır. lediye ortak çıktı. Bizim yokuştan ya nefes tıkamncıya zaaz belâsız yelken açamıyor. BugünŞimdı, Babıâli yokuşunda, Beledıye lerde, otomobil, ksmyon ve otobus çar kadar çıkıhr, ya toluğu alt bajta »lınnin karantına rengj ototusleıinin boru pışmalajı sıklaştı. Işte ıkı gun evvelki caya kadar inilir. Bizde, yarıyolda durmak yolttur. su, bizim borudan daha fazla ötüvor. kaza meydanda. | yokuşumuzu bızden fazla onlar tınnaBelediyeye, naçiz bir nasıhatim var. Yokufumuzun ananesm« lutfen riayet nıyor; oradan inenler, bizden fazla ge Babıâlimızın mutevazı binalarile boy edtoizl ne onlar. Yokusumuzun ufuklannı, bi ölçujen otobüslcri bir çok emsalüe zim dırdınmız yerine, yolcu biletçi meydanda fehrin her tarafında kaza llkadım şoför dırdın çınlatıyor. çıkarabilirler. Çıigın gibi kofacsk, takAma, iş bununla kalsa gene İyi. De sılerle çarpı^acak, hattâ çoluk çocuk Bir rıvayet dolastı ama. dogru mu, niz, bahkların nasıl hayat unsuru ise, çığnıyecek sokak, me>dan, cadde mı değil mi, bilemiyorum • Babıâli yokuşu da bizim hayat unsu yok? Komure daır. Once hep jurek ç*rrumuz olduğu için, bU oraaıa lnifini, Uaydi bu olunadju *Mt otobuslenrnizı pmtın gccirdik. Bu \B%, komur yuzde rı kaldıkiarı ıçin tatbik etmekten vaa geçtiler, şimdi hâlâ eski ölçülerini kullanıp duruyorlar. Okkası yüze almıp satılan bır malm, bir gün içinde, kilosunu yüze alıp satma hünerinl bizden evvel keşfedemedikleri için doğunüp duran Garbın iktisadiyarı içte o yuzden mahvoldu, bizim de. o tedbir sayesin» de, başımız gdke erdi. bilmem nekadar eksik dağıtılacakmış, denıldı. Sonra bu lâi değıştı. Evlere gene eskı^ı gibi ama, müesseselere eksık \enlecekmjj havadısi çıktı. Bu bir şey değil. Asıl guzelı. bu ikinci haberi takib eden söylenti. Komur fıaünın artacsğına dair ortalıkta fayıalar dolaşıyormuş ama. boyle bir şeyin aslı yokmus. Yalnız, bir ton yerine dokuz yaz kılo hesabıle tevzıat yapııacakmış, o kadar. Yoksa, fıatta asla değışıklik olmıyacakmış Dedikoduya pek benzıyorsa grnalu soj lıyenın boynuna. Ama, doğrusu. ucuzluğa doğru atılan bu Uk adım eğer hahıkaten atılacakssenfes bir buluş Bütun şıkâyetlerin onj »lındı, iktisadiyatımız duzeldi, ticaret hayatımızda muazzam bir inkijaf devresi baş!adı demektir. Hem bu iktisadî sıstem bızde pek de yeni bır j«y sayılmaz. Okkanın kıloya tahvıl edıldığı tarıhı hatırlarsınız O nc mukemmel («dbirdı efendim! Türkler, o kohne uaulden vaz geçtiler, koskoca, hantal. sakil okkayı btraktılar, Garbın z«rıf, cicibıci, fipfirin kilosunu kabul ettiler dıye, butun dünya iktisadcıları, ufuklan çınlntan bir alkış fırtınası kopardıvdı D r madınız mı?»Na»ı! olur a canım'1 Hattâ bır çok Şsrk ve Garb mılletlerı, bu harıkulâde yeruiığe imrendıkleri halde, bizden ee Görüş, İfade ve üjlub sanatile derhal parhyaa kıymetlı romancı Yazan ^ Hamdi Varoğlu Bolluk Bolluk, mü»bet be reket, ıyı mahsul, de mıyorlar raı, kor kudan yujeğım ağÎ I M gelıyor. Toprak Ofısi müdur ı memlekette bır s^yahat yapmış, donuşte beyanatı var. Mahsul vaziyetinden gavet memnun. Iyı, guzel, âlâ ve râna! Gelgelehm, benuıı yuzum gulmedı. Zıra, rneşhuı tek tip ekmeğimizi baş tacı etmeden evvelki mahsulümuz de boldu. Bol mahsul lâfını, ben vaktile Japonyadan gelen, auya atılınca flsip kabaran, türlü tekiller alan minimıni kâğıd oyuncak» lara benzetiyorum. Bu lâi, pıyasaya çıkar çıkmaz, yayılıyor, gen!§lı\or, büyüjor, bol mahsulun arkasından ihrae musaadesi, ondan sonra darlık, derken tek tip ekmek. Toprak Ofisı müdürü cMemleketi dolajüm, bu seneki buğday mahsulü, geleeek mahsule kadar katıksız halis buğ day ekmeği yemfn'fe yetecek kadardır, haddinden fazla boreketli değil» dese vüregim rahat pdecektL JaıaJlah gene öyltdir. MUVAFFAK İHSAN GARAN'm Birblrlnden çüıel iki telif romanı: Vatan gazetesinde tefrika edilip takdir ve hayranhk kazanan. herkes tarafından zamanımızın en değerli eseri olarak kabul edılen Büyük ediMı içtimal, aık ve rztırab rotnani ELBET SABAN OLAGAKTIR! Zarif kapak, en iyi kâğıd, itinalı btskı, rerimU vc diki?li 320 sahife , Fiatı 250 kunif. • ** Son Posta gazetetinde tefrika edilerek çok alâka uyandıran, ayrıca müelllf tarafından senaryonı yazılıp yakmda filme cekilecek olan His, heyecan, sürülcleyici mevru, aşk ve gençlik romanı YOLİARIMIZ B U G Ü N AYRILIYOR Ç I K T I . Aynı lüks baskı, temiz ve nefij prezantasyonla 180 tahUe FUtı 150 knrnf. *** Umumi sahş yeri: KÜLTÜB KİTABEVİ Cağaloflu yoku?u No. 44 Ist Bütün kitabcılarda arayımz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle