04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHLKlIBi II Temmuz 1948 İ k T İ ){ A S I I S S 1î Belediye HEM kaârosuıtcla fensikat NALINA MIHINA Berlinde oynanan kat' ı oyun Ruslar, oyun mevzuunun ehemmiyetini idrak etmekte, kendi gösterişlerirıe kendileri aldanmamaktadırlar. Halen Al ınanyada oynanan oyunun, her iki garb devleti için de, kendileri için de kat'i mahiyette olduğunu bitiyorlar. Mesele, münasebetlerin tamamile kesilip kesilmiyeceğini, yahud son sakikada bu tehlikenin bertaraf edilip edilemiyeceğini tayindedir. Ruslar, Berlinde, Müttefik mevzileri aleyhindeki baltalama faaliyetine devam ediyorlar. Demiryolhırımn idaresini ellerine aldılar, şimdi de, yalnız batı bölgelerindeki ahalinin değil, aynı zamanda, Müttefik işgal kıt'alarının iaşesine engel olmağa çalışıyorlar. Hattâ, Müttefiklerin, kendi bölgeleri istikametinde yegâne yol olan Helmsted otomobil yolunu kesmeğe çalışıyorlar, buna bahane olarak da, Magdeburg'un, Elbe nehri üstünden geçen köpufinün harab ve tamire muhtac olduğunu ileri sürüyorlar. Bu köprüden, üç gün evvel bizzat geçtik ve kat'î olarak söyleyebiliriz ki, bir kaç kalas değiştiımekten ibaret iki. üç günlük tamir işinden başka hiç bir noksanı yoktur, bu tamir esnasında da, seyrüseferi tatil etmeğe lüzum görülmiyecektir. Demek oluyor ki, bu da yeni bir dolabdır. Rusların can sıkıcı tarafları, bir büyük devlet gibi hareket etmek hususundaki acizleridir. Kuvvefii olmalanna rağmen, ciddiye almmamalannm sebebi de budur. Müttefikleri öfkelendirmek için kullandıklan usuller hem ciddilikten, hem büyüklükten ınahrumdur. Amerikahların ayak diremek, hattâ üstünlüklerini zorla kabul ettirmek hususundaki azimlerini küçümsediklerini zannetmiyoruz. Kıvılcınu tutuşturmak için küçük bir scbebin yeteceğini herhalde biliyorlar. Bununla beraber, tahriklerinde «on hadde kadar gitmeğe karar vermiş görünüyorlar. Fransız Ingiliz Amerikan kıt'alarının yahu4 batı bölgelerindeki Alman halkının iaşesine tahsis edilmiş olan demiryolu nakliyaüru engellemeğe teşebbüs ederlerse, bundan çıkacak olan, kuvvete müracaat usulü, mutlaka, çabucak, kanlı bir mahiyet alacaktır. Doğu bölgesinde varlıklarına tahammül edilen fakat hayatiyeti olmıyan bur juva partilerinin iltihak ettikleri Sovyet eseri Sosyal Komünist partisi tarafınj dan tertib edilen referandüm, tahmin edilebilen şekilde sona erdi. Bir plebiEİt tertib etmek ve komünizme kazandırmak bahis mevzuu olunca, komünistler nazileri asla aratmazlar. Polis, hafiyelik, baskı, şantaj ve tehdid, ellerinde daima bulundurduklan silâhlardır. Doğu bölgesinde •hürriyet bilinmiyen bir şeydir, nasıl ki hâdiseleri tahrif etmek ve sahtekârlık, harcı âlem işlerdendir. Bu oy toplama işi, hiç bir şeyi isbat etmez. Sovyetler. Alman meselesini utnumî bir müzakere mevzuu yapmak maksadile, kontrol konseyini toplantıya çağırmak için bundan istifade edecekler midir? Yoksa. her şeyi göze alıp, halk konseylerini Alman milletinin yegâne meşru hükumeti olarak m: ilân edecekler? Deniliyor ki, Ruslar, politikalarmı ve mevcudiyetlerini daha cazib hale getirmek için, Almanlardan istedikleri 10 milyar dolar tamirat bedelini, Finlandiya için ve diğer peyk devletler için yaptıklan şekilde. indirmek niyetinde bulunduklannı söylüyorlarmış. Buna, yemleme derler. Balık, bu yeme topyekun gelecek mi? şüphelidir. Aynı zamsnda. Sovyet Komünist referandumu lehindeki faşist alej'htarı duvar ilânlarını yapıştıran veya dağıtan za 500 kadar müstahdem ve rarsız kimseleri, Ingiliz Fransız ve Adaktilonun açıkta kalacağı merikan zabıtalannın takib etmelerinden yaka silken doğu bölgesi halkmın anlaşılıyor ayaklanacağı söylenerek Berlindeki Müttefikler tehdid ediliyorlar. Hattâ, Münhal memurluklara tasarrruf Müttefiklere karşı kendilerini himaye maksadile kimsenin tayin edilmeveya müdafaa etmesi için, bu Alman mesi ve daktilo kısmmdan yiizde lann, Sovyet askeri idaresi nezdinde on tasarruf icrası, vekâlet ücretleriteşebbüste bulundukları bile jddia edi j nin kesilmesi hakkında Maliye Baliyor. Acaba ciddî mi? kanlığuıın emri Vilâyetçe dairelere Rusların, Müttefikleri korkutmalarına asla ihtimal buhmmadığım, çoktanberi anlamış olmaları icab eder. Eğer Sovyetler kavga istiyorlarsa, bu kavgada üstün gelemiyeceklerdir. Müttefiklerin beslemekte olduklan Berlindeki 1.800,000 Almamn iaşesini ssğlamak şöyle dursun, işgal altındaki memleketlerde bulunan ordulannın, hattâ nüfuzları altındaki memleketler halkının iaşesini de temin edemiyeceklerdir. Eğer konuşmak istiyorlarsa, bir millete yakışmayan tarzdakj komedilerine hir son vermeleri icab eder. Çünkü, Sovyetler, gerçekten serbest genel seçimler prensipini kabul ettikleri anda. uzlaşma imkânları mevcuddur. Fakat zaman daralmıştır. Londranın tavsiyelerinin, kendisine yanlış malumat verilen ve şuursuz siyasî liderler terafındsn doldurulan Alman halkı üzerindeki tesirleri üzücü olmasma rağmen, bu halkın, olaylan dsha makul bir anlayışla görebileceği ümidi vardır. Batı Almanyasmın faydalanacağı işgal statüsü, örnek teşkil edecek kadar civanmerd esaslara dayanacak ve bunu takib edecek olan serbest seçimlere, kısa bir zaman zarfında, salâhiyetleri galiblerin haklarını fazlasile azaltacak bir hükümranlık hakkının iadesi inzimam edecektir. Işte o zaman, Sovyet Rusyanın Almanyadaki durumu güçleşecektir. Journal de Geneve'den: tarnim edilmiştir. Vilâyet daireleri bu tamime göre kadrolarını kısacaklardır. Hükumet bu tasarrufta belediyelerı serbest bırakmış ise de Belediyenin bu karara uyacağı, hattâ şimdiden 500 kadar ücretli müstahdem ve daktilonun açıkta kalacağı anlaşılmaktadır. Ingiliz filosu bu sabah ayrılıyor Lirniınmızda bulunan Ingiliz filosu bu sabah Akdenize müteveccihen şehrimizden ayrılacsktır. Dün gehir narmna Yıldız Çadır kö;kunde Ingiliz filosu komutan ve subayİ5iı şerefine bir kokteyl parti verilmişt:r. selefinıııın bir eser icin Memleketimizde modern terbiye ilmi le uğraşmak ihtiyacı Muallim mekteblerinin açılmasile bir îikte başiar. Selirn Scbit Efcndi modern terbiyecilerimizin bîşında gelir. Ikınci Meşrutiyet devrine gciinciye kadar bu vadide ondan başka dikkate şaysn bir şahsiyet görülmez. TerbiyecHik hareketleri bu devirde birdenbire hızlanır. Sâtı Bey başta olmak üzere terbiyecilerin birbirlerini takib ederek çoğald:klan görülür. Ilk tahfilin esas olması ve ilkmekteblerin günden güne çoğalması terbiyecileri bilhassa bu vadide calışmağa sevkeder. Kjrk yıla yaklaşan bu müddet zarfmda pedagojiye ve onun tatbikatına aid yayınlar mııhirn bir yekun tutar. IlkmekteUerimizin bugünkü rrocıcrn spviyeye erişmeleri de bu saycde vücud bulmuştur. Bu mühim ve verimii netice aynı zamanda pedagojiye olan alâkayı günden güne arttırmakta devam etmiştir. Ilginin bilhassa ilkmekttbler üzerinde toplanması terbiyecilerimizi ortamekteblerle liselerin hayatına karşı düşür.üp taşınmakta geciktirmiş ve bu yüzden onların seviyeleri ilkmekteblere nazaran. usulsüzlük ve pedagojik ihtimarosızhk dolayısile, geri kalmış ve hattâ pedagojinin ancak ilkmektebler için olabileceği gibi bir zehab uyandırm.çtır. Bu çok yanhş ve tehlikeli zehab, hemen her yıl sonunda şikâyetlerle karşılanan orta tahsil verimlerindeki aksaklık ve durgunluklar kaTşısmda uzun müddet devam edemezdi. Terbiyecilerimizden biri bu meseleyi ele alarak işlemek saatinin artık çalmış olduğunu heıhalde duyacaktı. Işte bu şiddetli ihtiyaca toplu ve etraflı bir surette cevab vermeğe çalışanlann başında Istanbul Universitesi Edebiyat fakültesi yaymlarının 359 numarasile intişar eden cumumî didaktik» adlı eserile profesör Srdreddin Celâl Anteli görüyoruz. Kitabın adı eski tabirile umumî us'jlü tedris> tir ve baştanbaşa lise öğretimini umumî hatlarile mütalea etmektedir. 336 büyük sahifeden ibaret olan eser liselerimizin kalkmması için peclagoji bakımmdan ele alınması lâzım gelen bütün meseleleri bir araya toplayarak bunları zamanın ihtiyac ve zaruretlerine göre çözmenin yollannı arıyor. Attığı her adımı açık, veciz izah ve tenkidlcrle takviye ederek neticeye gene açık ve veciz sonuciarla varmağa savaşıyor. Lise genclerinin millî ve insanî bir hedefte ne mahiyette olgunlaşmaları. nasıl bir fikir terbiyesi ve şahsiyet edinmeleri icab ettiğini. gcçirilen terbiye tarzlan hatırlaüUp tenkid edilmek suretile, meydana koymak istiyor. Eski bütü nterbiye sistemlerinin asrımız ihtiyaclan için kât'i olmıyaceğım. faaliyetle zekânjn birbirlerinden ayrılmıyarak çalışmaları lâzım geldiğini, esasen el ile kafanın işlemeleri arasında birbirlerini tamamlıvan sıkı bir münasebet olduğunu. dünyayı günden güne kaphyan sınai bir mederüyette gencleri bu tarzda hazırlamadan hayata bırakmanın içtimaî tehlikelerini tebarüz ettiriyor. Faaliyet devince ilimlerin ve bilhassa tabiiyat ilimlerinin mevzularını teşkil eden hâdise ve vakıalarla fiilen kajTiaşmayı. bunların istilzam ettiği tecrübelerle alet ve cihazlara «adece seyirci kalmıyarak onlara hâkim olmü.vı kasdediyor. Hâlâ cari olmakra devtm eden infiradcı terbiye sistemlerinin hodkâml'k tema''üllerini bcslediği, halbuki tslebede içtimaî tesanüd ve işbirliği duygu ve itiyadlannı geliştiren bir terbiyenin aksine olarak digerkâmlık hislerini uyandıracağı noktası üzerinde ehcmmiyetle ısrar ediyor. Maddi Emekli subayların feryacli **•"•• Yazan: Ord. Prof. «••»".„ M. Şehib Tunc yatın hâkim o'masınm bugünkü medeniyeti çökmeğe götürebileceğine, msneviyatla tev'em olmıyan bir kültürün akıbetinden korkulacağma işaret etmek suretile insanı tamamiyeti dairesinde geliştirmcğe olan ihtiyacın ehemmiyetini anlatmak istiyor. Şfi »T* " S Buraya gelen haberlere göre, Pariste 16 lar Konferansı Tütün Komitesinin çahşmaanna istirak eden heyetimiz, Holândaya geçnıiştir. Ticaret Baksnhjı D15 Ticaret Dair'si Başkanı Mahmud Seydu ve arkadaş'arı Holandad? Türkiye Holanda ticari mimasebetlerinin tanzimi ve bu arada titun ihracstı mevzuunda temaslarda bulunmaktadırlar. Tütiin Komitesindeki heyetimiz Holândaya gitti Millct Partisinde ihtilâf çıkbğı söylentilerine bir cevab Millet Partisinin kurucuları arasında ihtilâf çıktığına dair çehrimizde dolaşan haberler hakkında Kenan Öner. dün kendisile görüşen bir arkadaşımıza şunlan 6öylemiştir: • Böyle bir hâdise bana yersiz görünüyor. Hikmet Bayurla Osman Nuri Köni arasnda çıktığı söylenen ihtilâft yatıştınnak icin Ankaraya dsvet edümiş değilim. Mevcııd o'.mayan bir tesekkülün disiplinl de bahis mevzuu olamaz. Millet Partisinin kurucuları kendi gurjrlarını tatmin için değil, ancak ellerinden geldlgi kadar millete faydalı clmak için ortaya atılnııs insanlardan teşekkül edecektir.>• Prenses Faize şerefine ziyafet Vali ve Belediye Başkanı Lutfi Kırdar tarafından bugün Emirgândaki Belediye köşkünde şehrimizde misalir bulunan Mısır Kralı Mateste Faruğun küçük hemsireleri Pren; ses Faize şerefine b .r ziyafet verilecektir. Çalılıklar arasında bulunan cesed Kürükçekmecenin Soğukçeşme mevkiinden gecen köyluler. çalılıklar arasında bir erkek cesediııin yüziikoyun yattığını görmıislerdir. Cesedin muhtelif yerieri çürümüs oldııgun.dan ölümün tshminen on bes gün evvel vuku bulduğu arüaşılmıstır. Hâdiseden rabıta haberdar edilmis ve Adalet Doktoru. C. Ssvcı yardımcısı i!e cesedi tetkik ederek Morga kaldırılmasma lüzum göstermiştir. Cesedin genc bir erkeğe aid olduğu anlasılmakta ve bir cinayet ihtimali üzerinde durulmaktadır. Sanayide tatbik edilen rasyonalizasyon ile ysni sınai mahsullerin rnaliyet fiatmı azaltmak ve verimi çoğaltmak gayesile görenckçi bir çakşma yerine tecrübe ile kontrol edilmiş ilmî esasJara göre kontrollu bir düzenlcmenin terbiyeye tamamile değil de kısmen tatbik edilmesinin zaman ve eme'.iten sağlayacağı tesarrufun ehcmmiyetini göstermekle başlıyan müellif, eserini XV bölüme ayınyor. Kitab;n ne jîibi mese'eleri ele aldığı hakkında taslak bir fikir vermek için bunları sırasüe kaydedeceğiz: «Muhtelif öğretmen müesseselerinin fonksiyonlan programumumi kültür müfredat programlarırr.etod zckâ, bilgi, şahsiyet klasik okulun tenkidi tetkiki müşterek tedris sistemi didaktizm infiradcılıkakademizm Dalton plânı Winnetka sistemi proje metodu tedrisatın maddî unsurları: Okul binası. mobilyası, sıhhl tesisatı, ders materyelleri tahsil veriminin kontrolu teftiş tavsiyeler». Liselerimizin sağlam bir fikri olgunluk kazanmış gencler yetişürmek hususundaki vazifelerini hakkile yapabilecek müesseseler haline gelmelerini mümkün' kılacak değişikliklerin yapılması alâkadarlar tarafından ısrarla istendiği bir zamanda, bu ıslahaü hazırlayacak olanlara bu eserin kıymetli bir rehberlik vazifesi göreceğine ve bilhassa ortamekteb ve lise hocalarmin faaliyetlerini daha cazib ve verimii kılmak hususunda çok faydalı, hattâ lüzumlu olacağına kaniim. *** Zihnî karakteri itibarile geçrnişten ziyade geîeceğe dönük olan müellif, eski zaman, ortaçağ ve renesans küîtürlerinin zamanımız kültür ihtiyacırıı karşılamaktan artık uzak kaldıklarını, fazla olarak bunların hepsini içine aldıktan başka fersahlarca ilerliyerek herhangi bir zekânm kucaklıyamıyacağı kadar zenginleşmiş ve ihtisaslara ayrılmış olan bugünkü kültürün «tabiat kuv\etlerinden istifade ve cemiyete intıbak ettirici bir kültür^ olması lâzım geldiğini, zamanımız fikir terbiyesinin de ancak bu suretle sağlanabileceği hususunda şiddetle ısrar etmekte, ajTiı za mcnda büyük halk yığınlannı bu kültürden anlayacak, zevk alacak ve bu svretle onu korumak öıtiyacını duyacak bir seviyeye getirmedikçe çok sarsıîmış olan bugünkü medeniyet için bir tehlike teşkil ederek kolayca bir kara kuvvet olacak bir dıırumda kalacaklarına işaret etmektedir. Nasıl ki bütün medeniyetler bu medeniyetlerin zevkine varmamıs yabanlar tarafından yıkılmışlardır. Müellifin işaret ettiği bu nokta cidden mühimdir. Bir karanlık de\Tİ olarak tavsif edilen ortaçağ, halk yığınlannı zamanın kültürile beslemekte emsalsiz denebilecek bir mazhariyete sahib olduğu için medeniyetini on üç yüzyü sürdürmeğe muvaffak olduktan başka halkın manevî hayatını korumak yolundaki canhlığını muhafazada hâlâ devam etmektedir. Fasılasız vâzlar, uımımi açık cami dersleri, hutbeler, ima Yeni neslin en kuvvetli romancısı Muvaffak İhsan Garan'm çok beğenilen iki telif eseri: ELBET SABAH OLACAKT1RÎ • •> • KÜÇÜK HABERLER A ve YOLLARIMÎZ AYRILIYOR İki güne kadar kitab halinde mea Ç I K I Y O R . c m K'JLltfvLMaitl.* UW CEZılıR (HH tofliı Satıtır) + C H. Partisi İstanbul Bölgesi Müfettişliğine tâyin edilen Konya MilletvekiH Prof. Dr. Sadi Irmak, bu sabah Ankaradan şehrimize gelecektir. • • • ON yedi yıldanberi faaliyette bulunan Fötih, Çarşamba Biçki Diki; Yurdu. dun 15 inci ilkokulda zengin bir sergi sçmıştır. Yurdun kurucusu ve müdürü Safiye Koray, davetlilere tej^kkür ettikten sonra. sergi geîilmis ve teîhir edilen el emeği giyim eşyaları umumf bir tükdir kazanmiîtır. *• EKENKÖY Sanatoryomunun 15 ncı kuruluş yıldönümü ev^'elki gün kutlanmjş. bu münasebetle Perihan Altındğ. Suzan Güven ve arkadsşları. hastalara konser vermişlerd:r. •k HADYO Cocuk Klübünün Nedim Aiabeyi Nedim Otyam'a. tedavi edilmekte olduğu Şİ5I; Sifa Yurdur.da emaliyat yapılmıstır. Genc bestekârın sıhhi durumıı iyidir. TÜHHİYE TiCflRET P0STB5I V* etiSCttt K$$eL€IHHe Kfitoll 9/MLfiN BU Ot)ZET£O€jacmeR. İSTEOHtLElli KÇllM 6UlQ8iU*U&. RAMAZAN I PAZAR iki SCNEOİH BERi HEB GÜN ÇtkttH V£ /)80«*£ ÎVRETİVU M6 I Vasati Ezani i 13.19 j 17.19 j 4.37 | 8.37 20,42 12,00 i 22.41 M 1 3 3,23 l.sT mekli subaylar, e\\elki gün Eminönü Halkevinde bir toplanü yaptdar. Bu toplantınm diinkü gazetelerdeo çıkardığım şu hulâsasını lutfen okuyunuz: Emekli albay Mehmed Şahin, bugünretler. vakıflar, mev kü emekli subaylar olmasaydı, Atatüık ludlar, tilâvetler, Samsuna çıkamazdı; Erzurum, Sıvas hatim indirmeler, kongreleri toplanamazdı. Kâzun Karaezanlar, kandiller, bekir millî kuvvetler safında yer alasebiüer gibi maddî mazdı; Büyük Millet Meclisi kurulajmazdı; Cumhuriyet ilân edilemezdi; teve manevî nimet zini müdafaa ettikten sonra, lerle beslenen ortaçağ halkı içinde ya Millî Mücadele yıllarmda ordudan şsdığı dinî kültür ve medeniyeti cankaçan ban kimseler, şimdi milletvekildan benimsemişler, korunması husuleridir. Bizler Şeyh Said isyanını, Vaa sunc'a taasEub derecejine kadar gitmişhâdiselerini bastırırken Sıvas kongrasi lerdir. ve birinci Büyük Millet Meclisi azaları, Zamanımız medeniyetinin halk terbî köşk, apartıman sahibi oldular; bunlar yesinde ortaçağdan ders almağa muh 3"/0 lira ayhk alıyorlar; demiş ve şöyle tac olduğunu itiraf etmeliyiz. Kaldı ki bağırmıştır: zsmanımız iş bölümünün yarattıgı dar Kelleyi Jcoltuğa alanlar birer hiç ve yeknesak meşguliyetler içinde bunalan bugünkü halklar içinde yaşadık addediliyorlar; ordudan ksganlar baş lan medcniyetin fikir ve sanat nimct tjcı yapıhyorlar. Hakkımızm verilmesilerini her zamandan çok tatmağa muh ni istiyoruz. Vermezlerse bundan sontac bir durumdadırlar. Onların rahiren raki kongrede yapacağım bazı açıklailgisiz gibi görünmelcri, bu nimetleri malar her şeyi halledecektir. Bi.rinci Miîlet Meclisinde Malatya tatmamış olduktan Eonra, bir şey ifade etmez. Sadece iştihasınm henüz uyan mebujU olan Sıtkı, o Mecliste bulunandırılmamış olduğunu gösterir. Halk yı larm mal ve mülk sahibi olmadıklarım ğınları içinde yaşadıklan medeniyete ve bu iddialaruı belki ikinci Millet Mecfikir ve hislerile ]ca\Tiaftıracak bir ter lisi azası için doğru olduğunu söyledikbiyenin fonksiyonları, yolları ve usul ten sonra emekü albay Ahmed Kemal leri üîoıinde aydınlatacak eserler yaz önok, emekliler kanunu tasarısı, Mecmağa davet etmenin zsmanı geldiğini liste görüşüldüğü sırada «bahis mevzuu terbiyecilerimizin takdir ettikleri gün o'an hak nedir?. diyen milletvekili Mubu mesele de halledilmek yolunu tut ammer Erise hücum etmiş ve «hak nemuş olacaktır. Halkm terbiyesi lüzu c'ir tanımıyan Muammer Erişin sözlerimuna ehemmiyetle işaret eden müelli ni okuyorum, diyerek bu sözlere şöyle fin bu hususta da önderlikte buluna cevab vermiştir: Her türlü konfor içinde yaşayan ve caklarını kuvvetle ümid ve temçni açlık nedir bilmiyen saym Muammer edeüm. Erişin biz emeklilerin feci durumunu *** ve sefaletini anlamamasına şaşmıyoruz. Tok açln halinden anlamaz. Altı senedir Kalk terbiyesi diyip de geçmiyelim. Ingiltere başta olmak üzere bilhassa devam eden hayat pahalılığı ileri sürüşimal memleketlerinin çeşidli halk lerek yapılan zam bize değil, milletvekillerinedir. Bir gün bile Bakanlık ya» zümrelerini mesleklerinde kuvvetlenpan bir milletvekiline birinci dereceden dinnek, fikrî ve içtimaî seviyelerini emekli maaşı verildiği halde bu vatana yükseltmek için nekadar çok çalıştıkyarım asırlık hizmeti olan bizlerden ularını biliyoruz. Oğretim müesseseleri fak bir zam niçin esirgeniyor? Bizler, ve kültür vasıtaları bize nisbetle çok bu şerefli rnesleği seçmiş olmakla maalileri ve zengin olduğu halde bu ihtiyacı esef ailelerimiz ve evlâdlarımıza karşı şiddetle duyarlarsa bizim halkevleri suçlu vaziyetinde bulunuyoruz. Biz, svasıtasile bu hususta nekadar daha çok tifet, iane, sadaka değil, hak istiyoruz. gayretler sarfetmemiz lâzım geldiği koEmekli piyade al'oayı Errurumlu Şalayca anlaşılır. Terbiyenin beşikten mezara kadar lâzım olduğunu en ileri hin de; Biz onlardan yardım değil, vaktils memleketlerde bile gösteren misaller ortada olduktan sonra bizim kaybedo tekaüdiye diye sandığa yatırdığımız paceğimiz hergün memleketin maddî ve ralarımızı istiyoruz, demiştir. manevî kazancları hesabına büyük za7080 yaşındaki ihtiyar emekliler cerarlarla kaydedilecektir. Bu büyük işi vet, sadaka değil, hak istiyoruz» diyo esaslı bir surette temellendirmek için teyid etmişlerdir. terbiyeci ve içtimaiyatçılanmızın elele Neticede asker ve sivil emeklileri bir vererek halkın bu husustaki temayül araya toplayacak bir «Türkiye Emeklive ihtiyaclarmı, meslek zümrelerine ler cemiyeti> kurulması ve Cumhur göre, inceleyip tesbit etmeleri, sonra da Baçkanma. Başbakana, Büyük Millet bu ihtiyaclan tatmin edecek kültür ni Meclisi Başkanına, alâkadar Bakanlara metlerini tayin ederek bunların en mü emekliler kanununun bir an evvel çınasib tarzda ve en müsaid zaman ve kanlmasını, eski ve yeni emekliler amekânlarda verilmeleri çarelerini bu rasındaki farklaruı kaldırıknasmı rica lup göstermeleri lâzımdır. Bunun için eden telgrailar çekilmesi kararlaştırılen elverişli ilk vasıta zümre mensub mıştır. lan arasında yapılacak anketler olabiInsafla düşününce kabul etmek lâ* lir. Bu anketler toplandıktan sonra, halkm temayül ve ihtiyaclarmın ana 7imdır ki emekli subayların act şikâçizgüeri meydana çıkmış olacak, ihtiyac yetleri haksız değildir. Onların yıllardır lar belli olduktan sonra bunlarm uzuv devam eden feryadları. boşluğa hitab elarmı yaratmak kalır; uzuvlar teşekkül diliyormu? gibi, neticesiz kalmış; haklı edince de işlemelerini düzenleyip de dileklerine kulak asan olmamışur. İhtivam ettirmek suretile çok geçmeden yar emeklilerin ve onlann dullarile yeiçtimaî bir gelenek, bir itiyad olarak tımlerinin acıkh vaziyeti, bir içtimat temellendirilmiş bir mahiyet almama haksızlık ve derd halinde siirüp gitları kabil olmaz. Halk çocuklan bugün mektedir,. Biz, gazeteciler, asker ve sl%il emekkü infiradcı ve kültüre yabancı dunımlarından ancak bu suretle kurtularak lilerden, onların dullarından ve yetimbenliklerini «bizlik» olarak duymağa, lerinden hemen her gün bir kaç şikiyet müşterek bir zevk ve zihniyeüe <bizde mekruhu alınz. Memleket uğruna hizböyle şey olmaz», «bu şeyler bize ya met, ferağat ve fedakârlık duygularını kışmaz», «biz böyle olmalıyız» gibi ma baltalıyan hu vaziyet artık devam etşerî kıymetleri birlik halinde yaraüp memeli: Hükumet ve Meclis bu acı şikorumaya elbirliğile çalışmak zevkmı kâyetleri ve haklı dilekleri Insafla karbenlik temayüllerinin üstünde gbrmeyi şılıyarak yeni emekli kanunumı bir an şuurlu ve vicdanh bir kanaatle tercih evvel çıkarmahdırlar. edeceklerdir. M. Sekib TUNC Maçkada Valideçeşmesinde Tepe Ramazaru şerif | cuğum olmadı. Naapalım Tosun Beye Siz idare edin. apartıman, 2 numara. çok şükür elemsiz ! fendi! Kızlar da öyle kı Ben naapıcağım orada? kcdersiz geldi. Inj Olabilir beyefendi! Sizin olmaz, vır kıvu* ki reddet İftar edeceğiz beyefendi! şallah öyle de gibaşkasının olur. Maksad esbabma temek kabil değiL Bana bak kızım, şaka olmasın. der. Daha da nice \essül etmektir. Onun için siz artık bu Tekrar odaya... nice ramazanlar böy Vallahi değil. Aman beyefendi, hiç meseleye müsaade buyuracaksmız. Tosun Bey.. ben lece elemsiz kederiftsrîa şaka olur mu? Hay hay ama beyefendi. Herşeyin Rüçhan kalfa ile siz gelip gider. Kaçta geleyim? bir yolu erkânı var. Evvel â ne gibi görüştüm. Onun çim Sekiz buçukta gelin.. beş dakika da Bu bittikten sonşartlar.. dilik evlenmek niberaber otururuz. * ra ramazanı şeri Vallahi beyefendi şarh şurtu siz yeti yok.. ama siı Hiç.. dört iskemle var. Biz karşı karşıya o Peki. Bir daha söyle bakayım adfin ikinci günü bir bilirsiniz. Ben herşeyi kabule hazırım. sartlarınızj söyleyin! Amcamz değil mi? turduk. Karşılıklı iki yer boş. resi. gaflet basıp tatlı bir Elverir ki Rüçhan Hanımı Allahın emri. Ben kendisini iknaa çalışuim. Malum Değiî.. onu da biz çaŞırdık.. siz ev Adamın oruçlu olduğu yüzünden beluyku kestirirken telefonun acı Bcı çah Valideçeşmesi, Tepe apartımaru, peygamberin kavli.. ya! Bunlar kimsesiz kadmlar.. sahibisiniz.. li. Ben bir aralık, sofrada bana İşar3t şile uyandım ve mikrofona yapıştım: 2 numara. Ha! Rüçhanı mı söyîüyorsunuz.. Beyefendi, benim Derbendde tar Hay Allah müstahakınızı versin.. eden sucuklardan bir tane alayım deTatlı bir taze sesi: Evde erkek yok mu? Evet beyefendi. Ben o çocuğu lalanm var. Burada da bir evim var. Dememe kalmadı. Beni tersyüzü çıi dim ama herifin halinden ürktüm. O Aaa! Olmaz olur mu? Amcam var, Alo... Felek Bey siz misiniz? gördüm göreli. ne gece, ne gündüz ra Hepsini ona yeririm. Ustelik TDİr yüzruclu adamın yanında da iftara yakın b'.laşık kepçeyi adamın üzerine dam kardılar.. ve yemek odasına sevkettiama ihtiyar adarn. Evet efendim benim. | hatım huzurum yok.. Allah hakkiçin.. görümlüğü de veririm. Bir de ktrk lattı. Bunlar işte böyle. fcöyle şey olur mu? ler... Adı ne? Ramazanınız mübarek olsun. biz yaşlı adamız ama, gönlümüz genc alun ağırlık veririm.. Aman! dedim.. Adamcağız: O harıl harıl dua mırıldanıyor. SaatiBen yerime oturduktan sonra duru Tosun Bey!. Ama siz .bizim tele Sizin de efendim. dir... Zararı yok, dedi. Bana da bir kepmu şöyle mütalea ettim: Bu yaramaz Güzel.. ben bunları kendisine Biz sizden bir ricada bulunacağız. fcndan ona bahsetmeyin. Sonra bizi ni çıkardı, bEktı. Ben de sol kunduraAaaa! Koskoca herif kızı alacak.. söylerim.. jmın yanı patlamış, onun büyümemesi çe verdi. Başladık içmeye. Bir biberli ki lar, beni ve bu biçare Tosun Beyi buöldürür. Estağfirullah. Formayın. Onu da iki üç kaşıkta indir raya çağırdılar. Bize bir komedi oyna A vallahi de vermem, billâhi de ver Oh ne iyi.. yani hayır bahsetmem. çarelerini düşünürken sorou: Bu sırada yemekler gelip gidiyor. Biz Nerede oturuyorsunuz? dik. Gene beklemeye baçladık. O sıra tıyorlar. Bereket bana rolümü yanm mem.. Patladı mı? Fve telefon ettim. >Ben bir yere ıfbirer lokma yiyoruz. Üsküdarda. Iyi ama Tosun Beyefendi. Arada Evet!. dedim. Dememe kalmadı, da Tosun Bey: yamalak öğrettiler.. îâkin ben bu zatsra gidiyorum. Yerr>eğe beklemeyin! * Kaçta gidersiniz evinize? ... Size de haber gönderirim. Şim[ben yanhşlık ettiğirni anladım. Ama valh adamı nasıl aldatayım.. Bu ne a çok yaş farkı yok mu? Beyfendi hazretleri. Şu bizim hadeöim. «Yaaa?» dediler. Sekiz vapurile. diük siz bize müsaade edin de işi bir Olsun beyefendi. Erkeğin ihtiyarı I tashihe vakit kalmadan adrmcağız bi=yırh işten bahsetsek.. dedi. yıb şey! işi açığa vursam nasıl olur? Akşam sekiz buçuğa doğru kendime Bizim için tir buçuk saat kadar olur mu?? Biz zürriyet yetiştireceğiz tezgâhlayahm.. bir sofu adam süsü vererek yola revan Imiilâh; deyip zeytin tanesin: ağzına atgecikrTiez misiniz? Hayırdır inşa'lah.. ne gibi? diye Rezalet clur.. Benim buradaki duru Evvel Allah, sonra sizden beklemumu izah mümkün olmaz.. ne yapa efendim. Rüçhan Hanımla benim aramridum. Maçka tramvay terrrjnosile Va tı. Afiyet olsun. Bu da miiigramla ru hayretle sordum. Vapuru kaçırırım. rim... Ismi âlinizi unutrunı. ; da on yaş fark var. Ne olur beyefentulmaz ya! Zaten «iftan tacil seva%dır» cağız. diye düşünürken Tosun Bey üs Yook.. ona razı değiüz. Tarifeye ! £eçeşmesinin araşı ne ksdarcık yer. Aman Beyefendi. bümemezlikten Orhan.. di?.. baktnız. Dokuz buçukta falan bir vapur I İki taraftaki apartımanlarm kapılarına I derler. Ben de arkasından bir sucuk mi gciiyorsunuz? Yoksa hpkikaten ha teledi: Orhan mı.. bana Mehmed Ali de Nasıl on yaş efendim. Tosun Bey aldım. Bir simit kırdım. Recele batırdım. [baka baka giderken bir küçük çocuğa va''5a ona yetişirsiniz. Evet beyefendi! şu bizim hayırü düer. kaç yaşındasmız?.. • Ağzıma attım. Allahım bir sarmısak nımlar size bir şey r^.saeldim. Durun bakayım tarifeye... işi konuşsak.. söylemedi mi? dedi. Mehmed Ali Orhan.. Efendim önümüzdeki üzüm mev Oğlum. Tepe apartımam nerede? 'kokuyor ki.. sormayın! Dikketsizlik i;Baktım ve cevab verdim: Ben şimdi eskiden inkâr ettiğim şe Vallahi beyefTı 1 te. ne olacak.. dememe kalrradı. gümm Çok güzel beyefendi. Oyle ise simi 67 olacağım. Rüçhan kalfa da olÇocuk keke imiş. Kızım. vapur çok ama ben aeç yi derhal biliyor gibi görünmek istedi! benim bir şev'diye bir top pstlamaz mı? bendanize müsaade... diyip kalkü.. sesun olsun kırk beş. elli... Bibibibilmiyorum... Aasaamca, dekslmrk istemem. | medim. den haberim yok. Tosun bana baktı: lâmetledik... o gitti.. ben hizmetçi kıza: Haa! Iş değişti. Demek istediği kızlar cîi. Ama benim yüreğim sıkıliyordu. Ka;ta var? j Vallahi Tosun Beyefendi! Benim Aman beyefen Kızım.. bana bir kahve yapar mıdeğil... Galiba yanhşlık oldu!. En nihayet Köprüden dokuz kırk B'.raz daha ilerledik. Orada bir küçük 1 pek fazla ma'.umatım yok! Siz bir kere di. ne olursa sizd,~rı Müsaade edin de bir kere içeride ' sm? Derken (saate bakın.. dokuz buBen bozmadım. dükkân var. Ona yaklaştım.. sordum. beşe kaiabilırim. izah buyurunuz da.. kendisile görüşeyim... diye koridordan çuk...) Islemez, istemez.. ben vapura Tarif etti. Gsri dönmemiz lâıımmış. Yok efendim! Bazan uzaktaki top olur. Belki de size... Beşiktaş yok mu? Hay hay! Efendim bu dünyayı geçip harem tarafına diyelim öteki gidiyorum. Allahaısmarladık.. ların sesleri rüzgârla geç geliyor. İyice O sırada hizmetçi Gittik Küçük bir yazı olduğu için göre Beşiktaş?. Var. O da dokuz elli. Cenabı Hak yarattı.. leri bulmak istedim. Hizmetçi luz çıkKoridor bir avuc kıvırcık saçlı taze Hah! Dokuz elliye yetişirsiniz. Be rıemişim. Girdim. Işık gözümü almış. jisittim, patladı.. derken bir daha patladı. kız geldi, bana: Şüphesiz.. âmennâ. tı.. beni başka bir odaya soktu... Ote başla doldu. Beyefendi! Sizi telefondan istiyorNumaraları güç seçiyorum. Ne ise müş Zannederim orucu sakatladık. şikts? bize daha yakra. Amenna ve saddakna!. Lâkin eğer ki'er de geldiler.. bir gülüşme bir güküiâtla 2 numarayı bulduk. çaldım. a Yok efendim. yok.. benim saatim lar, dedi.. Ne olacak? Güle güle Felek Bey. Nasıl oldu?. geldi.. bile! Çıktım, koridoru geçtik.. küçük bir Ademoğlunu halk buyurmasaydı dün lüşme. • Bcye.'endi! Biz sizinle bir iftar et çıldı.. Fıkır fıkır bir hizmetçi: diye soruşturdular. ya bir beyaban kalırdı.. büro gibi yere girdim. Hizmetçi kız da mek isriyoruz. İddia ettiler: Kat'iyyen Buyurun efendim! Günahı vebali size olsun, dedi. Ayol ne oluyor.. Rüçhan kalfa ne Adam zengin.. Rüçhan razı ohnaz Tabiî... iftara gslmezmişşinız?. Gircik. Yan tarafa saptık. Bir salo Hay hay!. dedik. Bir iki lokma dahil olduğu halde üç taze etrafımı rede?. sa içinizden birisini verelim... Ama bir Cenabı Hak Adem babamızla sardılar.. nasıl gülüyorlar, sormayın. Ne münarecet! na aldılar. Oturdum. Loş bir yer. Eşya daha aldıktan sonra durduk. Eh karnı Rüçhan kalfa yok!. w daha böyle şaka etmeyin! Sonra altx Gelir misiniz? crı!u. Güzel güzel biblolar var. Yan ta mızı iftarlıkla Felek bey! Allahaşkma bozmayın.. Havva anamızı halketti. Değil mi efendoyurncak değiliz ya! E bu adam kimi istiyor? çapanoğlu çıkabilir.. dim! Gelirim ama bilmediğim yere değil. raftaki snlonda da solra kurulu. Aradan I Bckledik. bekledik.. benim karnım aç. pek rica ederiz. Teyzemi? Evet! Tabiî, biz görmedik ya!.. Aa! çıksın! Siz sağ olun.. Aaaa! Biz yabancı ceğiliz; ama bes dakika geçti. İçeriye z£>yıf, keraikli, ! Bir kaç lokma daha iftarlıktan yedim. Bekâr mı? Ne oluyor, kızım.. neyi bozmaym.. Babanız, anneniz yapar sonra sl Ve onları birbirine verdi.. burada söy>mek istemiyoruz Size siic be>az bıyıklı irice bir adam girdi. Bana Tosun Bey de yedi. Ama akı] edip de Hayır, evli.. Tosun beyin sorduklarına cevab ze Oyle ohnuş... kJpıyı açan hizmetçi kız onu da buyur hizmetçisine çorbayı söylemiyor. Hilâf verin.. priz vapacağız. Bu ne iştir canım? Biz onlardan peydah olduk.. Aman kızım işin mi yok? Biz.de tttı. Ben ayağa kalktım. Adam Çerkes olmasın.. on dakika bekledik. Nihayet Biz burada misafiriz.. babamız, Beyefendi! Bu adam teyzeme mu Ne diyeyim?. Olduk.. adım başında bir süroriz. Şeker sürpriz, şı\ esile: o fıkır fıkır kız elir.de bir çorba kâsesallat oldu.. biz de kendisine bir oyun j annemiz nereden bilecek... dediler. Daekmek sürpriz. Kabine sürpriz.. kanun Estağfırullah etendim! dedi. s'le geldi. Iftarhğı aldı. Kâseji koydu. • O söz kesmeğe geldi. Siz de kız Evet ama bizim peydah olmamız yapmak için sizi buraya çağırdık. Çok i h a f a z l a konuşamadım... Sokağa dar amcası gibi hareket edin! Çok ağır şart kâfi değil beyefendi. Hepimizin vazi rica ederiz. Bozmaym. sürpriz. Buyurun Tosun B«yefer)di! dedim Önce benim tabağıma koymak istedi: ! Ç'ktım ve dazıra dazır iskeleye, oradan Öyle değil. Pek rica ederiz.. nooo Aman efîndim siz buyurun! dedi. Beyefendiye bak kızım! dedim. lar koşun Allaha;kına... Haydi içeri gi femiz zürriyet yetiştirmektir. Cenabı da vapura.. evde iftar tafsilâü sordu Teyzeniz nerede? fazla.. Hak bize böyle farz buyurdu. ltır beyefendi? Ve masanın başma geçtik Hizmetçi Tosun Beyin tabağını aldı, omuz basuılar.. uydurdum durdum. Evinde... Onun haberi yok.. Nereye geleceğim? Bu tosun Bey kim? çekildi. Ama vaziyet acayib. Sofrada dan tafeağı doldururken düğün çorbcun Hakkı âliniz var ama benim ço Şimdi ne olacak?. B. FELEK PATLADI MI?.. Yazan : Burhan Feîeh
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle