06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Hazîran 1943 GUNÜN MEVZULARI Tepki uçaklan Yazans Rıdvan Tezel Istanbul semasında, gösteri uçuşu yapan pervanesiz Meteor isimli uçak bir hayli alâka toplamış bulunuyor. Pervaneli uçakların siirat, emniyet bakımlarından son sözü söylemis. bulunmaları, tepkiii uçaklara daha fazla ehemmiyet verilmesini intac etmiştLr. Bu uçakların hususiyetleTİne geçmezden evvel, genc ve değerli uçak mühendisimiz Yavuz Kansunun kitabtnda, salâhiyetli kalemile yapmış olduğu bir tarifi aynen nakledelim: (*) •Tepki nçağının miimeyyiz vash, sinetik enerjisf kâfi derecede arthnlan bir hava rereyamnın ekzosundan istifade etmesidir. Uçağuı cer enerjki, finır kanalından rfışart atılan bava kütlesinin süratile temin edilir. Seyyal vasat yani hava. düz bir kanal vasıtasile uçağın cer tertibatına dahil olur. Bu giriş esnastnda hiç bir maniaya raslamadığı ve istikamet dejpstiraediği kabal olunar .. Hk sıkıştınnayı hemen bir ikinci tazyik safhası takib eder, bunrian snnra yann» safhajı ba;l*r. Müteakıben eıkış. kanalmdan rrtisa ettirilen hava, dıart aiılır. Hasıl olan tepki kuvveti. uçağın cer kuvvetbıden başka bir şey değildir.»... Ikinci Dünya Savaşı esnasmda, daha elverigli evsafca malik uçakların buîunması zarureti' karşısında, pervanesiz uçaklar tekrar ele alınınıı, ve Amerikanm ileri gelen, firmalan tarafmdan bir çok prototipler üzerinde araştırrralara feaslanmıştar. Arnerikan uçak endüstri^ i n i n ' geçirmekt* olduğu buhrandan tt^his bir yizırnırda, bu memleketin beüibaslı uçak fabrikalannda, tecrübe gsfcajtında bulunan tepki uçaklarına da ij«ret\etrniştik. Tepki (fet) «çaklarmda. süratin Bnenli bir rtichan sebebi olduğunu tefesrüz ettirmek lcab eder. Son zamanlarda, pemeneli uçaklarla muayyen bir hızdan fazla sürat ternin olunamıyacağı anlaşılmıf bulurruyor. Halbuki şimdi gaye, hiç olmazsa ses hızına yaklaşmaktır. Sesinsaatte 1200 kilometre kadar katrttiğiğ kabul edilecek olursa, uçaklarla bu kadariık bir hızın sağlanHiasına gayret olunduğu anlaşılır. Acaba bu hızdan fazlssr sağlanabilecek mi? O zamanlar, ümidraT olmakla beraber, kaVÎ bir fikir beyan etmekten çekiniyorlar. Uçak hızlannın artmasil», kullanılacak malzemertin tayini ve uçaklara verilecek şekil üzerinde. uzunuzadıya durmak icab ediyor. Işte araşbrma lâboratuarlannda, malzeme üzerinde yapılan araştırmaiar, ümid verici olmakta berdevamdır. Tepkiii motörlerde kullanılacak olan maden ve halitalann yüksek sühunetlere dayanmssı ve dolayısile bu uçakların motörlerinin u zun ömürlü olmasını temin, halledilmesi icab eden meselelerdeTi biriydi. Tecrübe edilmis bulunan çeşidli malzeme arasmda porselen de bulunmaktadır. Şayed yakıtın yandığı kamaranın cidarlan, porselenle kaplanacak olursa. hem yüksek sühunete dayanma keyfiyeti ve hem de yanmadan hasıl olan aşındıncı gazlerin te«irlerine mukavemet temin edilmis olur. Tepkiii uçak motörlerinin bir hususiyeti de yüksek oktanlı benzine ihtiyac göstermeden, ka:/nama noktası yüksek Şeker tevziatı haberleri Dünyamızm bugünkfi halini doğuran deriıt sebebler M. Şekib Tunc »«*»>< Yazan: Prof. Bir çıkmaza saplanmıa gibi gorünen bugünkü diinyamınn esefli halini doğuran sebebler axanırken bilhassa iki büyük dünya savaşı üzerinde duruluyor. En çok gözlerine inanan insanlar, ne derecede yıkılmi} bir dünya görüşü içinde yajadıklarını anlamak için jeni zamanın üç a»ır önce hendesi ve mekanik bir zihniyetle objeküf olarak temellendirdiklerine inandıkları dünyanın ruhlarda ve cemiyetlerde yarattıkları yıkıntılann maddî sadmelerle bugünkü çöküntülerini görmesi lâzımdı. Hayvanlar gibi tabiî insiyaklarile kalmıyarak zihin plârunda fikirler yaymak se\iyesine kadar yükselen insan içinde yaşadığı dünyayı zihin plânma alarak evvelâ mistik bir dünya görüşü, daha sonra efsanevî bir masal dünyası yararmış, nihayet tabiati tabiaîle açıklamak istiyen bir dünya görüşü bundan iki bin altı yüz yıl önce ilk Yunan filozofu sayılan Tales ile aoılmış, daha sonraları gerçek hilginin tek ve en emin vasıtasını, yegâne aydınlığı «akd» da aramak çığınnı açan Socrates, atesi gökten çalan Prometee gibi ilâhların gazabma uğramıştı. Çünkü açılan bu çığınn kâinat muammalaruıa kar?ı cüretli. olduğu kadar hatarlı bir hareket olabiieceği sağduyularoa müphem olmakla beraber derüıden derine sezilmişti. Socrates'ın hayran talebesi olan €Ziyafet> adlı diyalnğunda bu imtiyazlı akıl bilgisine hareketlerimizi ayarlayan, kıymetleri yaratan hislerin sezgilerini katmak suretile dünya görüşünü genişletmişti. Fakat pöikolojik tamamiyetimiz bütün nıhî melekelerimizin tatmin edilmesine bağlı olduğu için dünya görüşünde öncü melekemiz olan muhayyilenin de bir hissesi olmak llzımdı. Şairlerle sanatkârlara olan büjük hayranlığımız dar dünya görüçlerile bunalan ruhlara hayal âleminin cennetlerirü açmı; olmalandır. *** Eski zamanı takib eden Ortazamanın hemen umumiyetle bir «karanlık dc\Tİ» olarrk damgalanması tabiatten ziyade onun azsmet ve esrarma meclubiyetle açılmış, bu büyük sırnn kaynağına doğrulmak cezbesine rutulmuş olmasıdır. Bu meclubiyetin emsa'.siı tercümanlan da peygamberler olmujtur. Her şeyden tam ve üstün olması lâzım gelen • mutlak varlık» a inanmayı doğuran bu doğrulu; artık bütün kuvvetini tabüyata değil, ilâhiyata verecekti. Fazla olprak bu verij yalnız hissî bir mahiyette kalmıyarak bir bilgi nazariyesile de tamamlanmjştır. Bu nazariyeye göre bizim dışımızda olan ve en küçük zerre?ile bize mukavemet eden tabiate ancak duygular vasıtasile temas edebiliçin ejyanm kendisinl, gerçek mahiyetini değil, sadece üzerimize ypptığı tesirleri duyduğumuz, fikirlerimiz de bu duyulardan çıkardığımiî için eşyanın bizim için, bize olan tesiri nisbetinde idrak ediyoruz, bundan başka eşyanın bizimle hiç bir elâkası olmamak ve bizden haric bulunmak dolayısile olanca varlığıru bizim mahdud ve pratik duyıılarımıza teslim etmesi için de hiç bir sebeb olmadığından mevcudatın idrakini tüketmeğe asla imkân olamıyacağına hükmetmij, onu tam olarak bilen yalnız tann olabiieceği için ancak hakkın rtzasını kazanmağa çalısmakla doğru bir yoldan gidilmif olacağına yakin getirmiştir. Ortazamandaki insanlar işte böyle bir dünya görüjü içinde yajamışlardır. *** Yenizaman bir tabiat al&kasile bâslar: Düjünce vasıtasile, düşünceye güvenerek tahlil edilebilecek bir tabiat tasavdin« kadar götürruu| oldu. Aytu rihniyet tarih «lanına aktanlmak suretile nihayet ttarihî materyalizm> 1 doğurvuru birinci plânda yer nlmış görünür. muj, beşeriyetin tekâmülü münhasıran Çünkü doğrudan doğruya ve en emin alet ve edevata bağlanarak her türlü olarak bilinebilecek olan »eyin kendi kültür bir gölge olay menzilesine indidüşüncemiz, kendi fuurumuz olduğu rilmiş, aletlere» hâkim olmak, aletleri samsile işe girişilir. Aklın cseri olan ferdî mülkiyetten çıkararak devlet eiine riyariyede görülen açıklık ve seçikliğe teslim etmek suretile en mesud ve mübakarak bütün bilgilerin de ancak akıl reffeh bir cemiyet hayatına erijileceğisayesinde açıklık ve »«çiklik kazanaca ne, aynı zamanda cemiyetler üzerinde ğına hükmedilmek suretile •aklileştiril •.mihanikî ameliypler» yaparaktan tamiş bir dünya görüşü» ne ulaşmak ?ev rihin scyrine hâkim olunac?ğına inanılkile çalışılır. Bu jevkin piri ve yeni za muştır. Hendesî ve mihanikî bir rihniman düşuncesinin babaii telakki edilen yeüe aklileşürilmi} olan bir dünya göDescartes bu tarzda bir dünya görüşü rüşü de ancak bu neticeleri doğurabinün ilk ve büyük kurucusu olarak te lirdi. mayüz eder. Yirminci asır bir taraftan bu akıbetin Tann bilgisinin de vehbî bir fikir olarak düşünce ile beraber doğdu fecaat'.erine şahid olurken bir yandan ğuna ve bizi aldatabilecek olan duyu da yeni bir dünya görüşüne açılmıs bulanmızı aklın kontrolundan geçirmek lunuyor. Einstein'm relativite nazariyesi sureül<; eşyanın gerçek bassa ve vasıf ve bilhassa dalg» fiziğinin atom yapılan elde edilebiieceğine ve binaenaleyh sındaki yeni keşifleri klasik fiziğin de tabiarin objektif bir surette yani kendi terminizm telâkkisinl yani hâdiselerin mahiyetile bilinmesi kabil olduğıına kat! sebebleçe bağlı olduğu grensipininanır!. Bu insncla da «tabia*tn efen deki kat'ıliğin, mevcudatın temelini disi» olacağımızı tebşir eder. Insan dü teşkü eden atomJarda cari olmadığını, şüncesi dışındaki herşey bir uzamdan buradaki hâdiselerin ihtimalilik prensiibartt yahud uzara jani mekâna irca pile açıklanabileceklerini, atomlardaki edilebilecşk surette tasavvur edildikten dinamik faaliyeün müşah«de edilebilesonra ta'niat baştanbaşa bir hendese ve eek gibi olmamak dolayısile objektif bir mekanik mevzuu olarak ele alınmak ve bilgi iddiasmın artık doğru olmadiğıru, bu yolda açıklanmak icab eder; dahs zaman, mekân ve ferdiyet telâkkileridoğrusu düşünce dışındaki bütün kâi nin de başkalaştığını gösterdikten sonnat (nebatlarla hayvanlar ve insanın ra artüc üç asır süren mekanik dünya ^[üşüncesinden ga>n olan bütün mele telâkkisinin mevcudatın temelini teşkil keleri dahil olmak üzere) bir dev ma eden atomlar âlemine aykın düşmesi kine haline irca edilmis olur. Düşünce itibarile klasik fiziğin hendesî ve megörüjü nin erişmesi lâzım gelen fikirlerin de kanik telâkkisinin bir dünya açık ve seçik olmalan icab ettiğine gö olarak devam etmesine imkân kalmadıre hendesî ve mekanik bir işleyişle ça ğı kat'i olarak söylenebilir. Yanlış bir hştınlması icab edeceği aşikârdır. Çün dünya görüşüne göre kurulan yeni zakü tabiatin gerçek mahiyetine nüfuz man medeniyetinin üç asır gonunda etmek, ona uyan bir bilgi edinmek an maruz kaldığı banştınlamaz tezadlara cak bu suretle kabil olmak gerekir. Bu neden dolayı düştüğünü anlamak artık na göre düsüncenin de hendesileşip güç bir sey olmaktan çıkmış, tabiatin mekanikleşraesi zarureti hasıl olacak, efendisi olmak gibi boş gururlar ve pehendese ve mekanik kadrolarına gire şin hükümlerin acısı da. bütün fecaatile miyecek bir feyin mevcudiyeü tama tadılmıştır. men hayali ve indî bir tasavvur sayüaYeni fizik hakikatlerinden çıkabîlecaktır. Bir kelime ile düsüncenin tann cek dünya görüşü bize herşeyden önce yerini tutabilecek kadar kâinata nüfuz dünyayı aklilik çerçevesi içinde hapedeceğine v* bu suretle «hayranlığa setmeğe imkân olmadığını, kâinaü obdeğer bir ilım» yapılacağına inanan bir jektif bir surette bilmekten çok uzak zihniyet Onyedinci asırdan Yirminci olduğumuzu, lhtünaller arzeden bir esasrın baçına kadar galtanat sürüyor. rar âlemi içinde bulunduğumuzu, kat'î Çünkü klâsik fizik ilminin pratik çalış ve mutlak hiç bir bilgimiz olmadığını, malarına ve teknikte ilerlemesine »on atalet ve kütle prensiplerine mutlak derecede yarayan bir dünya görüşünü olarak tâbi olduğunu zannettiğimiz çerçevelemiş, siftemleştirmiş bulunuyor. maddenin mevcud vasıtalarımızdan hiç Fakat teknikte vücude getirilen ilerle blrile görülebilecek ve çözülebilecek melerden hiç birinin tabiatteki mevcu gibi olmıyan dinamik blr sistem oldudatın hakikî mahiyetlerile bir uygun ğunu ihtar ettikten sonra eski dünya luğu olmayıp hepsi de bizim pratik ih görüşünde oyalanmakta devam ermenin tiyaclanmıza *lverişli bir takım «yapma medeniyetimizi intihara götürmekten şeyler» den ibarettir. Bu »uretle vücude başka bir netice veremiyeceği son badlgelen medeniyetin galib vash bir teknik relerle de artık görülür oluyor. medeniyeti olmuş ve teknik üstünlüğü Elhasıl, mekanik ve hendesî bir herşeye tercih edilmiştir. Bu gidişte ik ya görüşünde maneviyaü da hesab ve tisadl buhranlann müzminleşmesinden ölçüye alınmak zaruretile dise dokunur ve sınıf aynlıldannda uçurumlar hasıl bir faydacıhk ve menfaat ahlâkuıdan olmasmdan daha tabif bir şey de ola öteye gidilmesi bir akıl kSn olamazdı. mazdı. Yeni dünya görüşü bizi bu darlıktan *** kurtararak ruhî tamamiyetimiz dalresinde yasamağa, kendimizi bulma§a, Onseklzlnci ı ı n n »on rub'u De Ondokuzuncu asrın ilk yansında yaşıyan kerıdi eserlerimlzin esiri olmaktan kurHegel: «Akl! olan herşeyin gerçek ve tulmağa, hürriyetimizi insanca kullangerçek olan herşeyin aklî elduğu» iddi mafta davet ediyor. asile «aklt dünya görüşü» ntt son hadM. Sekib TUNC HEM NALINA M1HINA Tam detnokratik bir istifa tiyük Millet Meclisinde, buğUnacı meselesi konuşulurken Milli Sanınma Eakam sayin Münir Birscl. müfettişlerin raponında sdı geçtiği için, Bakanlıktan istifa etti. İzmir millervekilinin bu hareket tarzını takdir etmemek kabil değildir. E^velâ Meclis tahkikah açılmasını icab etriren bir meseleye aid raporda adı geçen bir Bakanin kabinede kalması elbette doğru olmazdı. Dedikoduyu sevenler Bakanin, yapılacak Meclis tahkikatı üzerinde müessif olmağa çaJıştıgııu r e hakikatin meydana çıkmasına mâni olduğunu iddia edcbilirlerHi. Saym Münir Birsel, daba Meclis tahkikafı açılmasına karar verilmeden önce istifa etmckle böyle bir dedikoduyu önlemistir. Sonra, onun nu istifa<>ı, bu çibi meselelerde Meclis tahkikatt açılmasuıdan korkanlara v» kaçaulara da bir ders olmuştur. Meclis tahkikatı, yaptıklan işlerin hrsabım vermeğe hanr olanlar için hiç de korkıılacak bir şey değildir; bilâkis her türlü dedikoduya, şüpheye ve suitefsire müsaid, ajnr bir hava içinde. yasamaktansa. hemen ve memnunlukla istenilecek bir şeydir. Çünkü dürüyt ralışan ve yaptıklarmdan süphesi olmıyan bîr insana, pbğsünü gere gere hesab vermek ve neticede yürü ak, alnı açık olarak millet müvacehesine çıkroak unkânını verir. Afıf Inaıvbuğday ihracı meselesi de* dlkodnlu hir mevzu olarak aylarca evvrl, ilk defa ortaya atıidığı zaman, Meclis tahkikatı açılmasını bizzat isteminlsaydı, sahsı ve mensnb oldu&u Cumhııriyet Halk Partifi İçin, ne kadar lyi bir hareket yapmıj olurdu. Saym Münir Birselin MilH SavuarM Bakanlığmdan istifaM, birde bu tarzda yapıbnış yarulmıyorsam ilk demokratik bir harekettir. Gcrcl, Rcfah faciBSI sıra«ırida, Cumhurîyet Halk Prartİ3İ Grupunda maruz kaldığı çok siddetll tenkidler ve hücundar tizerine, o zaman Millî Müdafaa Vekili olan merhum Saffet Ankan da istifa etmlşti ama, her nfdense blr gün sonra, Istifasuu geri alarak yaptığı güzel jestl yanm bırakmıştı. Her ne kadar, Refah meselesi mahkemeye intikal edecegi Taman, Saffet Ankan 11e o zaman Münakalât Ve« kill olan Cevdet Kerim tncedayı, İstifa ettiltrse de, bn îstifnlar çok geç kalmıştı. Çünkü Refah faciasi 26 haziran 1911 de vukua gelmis, blr kaç gün sonra Meclis Parrl Grupunda müzakcra mevzuu olmuş; Saffet Ankan. Büytik Millet Meclisinde ilk defa 4 temmurda, ikind defa da 5 ağııstosta imhftt vermlş, fakat her iki Vekll .tahkikflrnı selâmetle devanunı tcmin> nıaksadila ancak 13 kasun 1941 de yani faclanm üstünden dört buçuk »y g«çtikten sonra istifa etmişlerdi. Halbuki «tahkiknrm selametle itr&» mıra temin» için bu iki Vekilin temmus başında çekilmeleri lâzım gelirdi. Milli Snvnnma Bakanı Miinir Birsel ise, Maliye müfettişlerinln tahkikat raporu, Büyük Millet Meclisinde, okunur okunmaz istifa etmekle çok doğru bir harekette hıılunmusrur. Onun içindir 5d sayın Bakanin istifasinı tam demokrarik bir hareket olarak takdire lâyık buluyoruz. olan gazyağı ile de çalışabilmssidir. Fişlerin dağıtılmasına Pervaneli uçak mo+örlerinde münhasıran 100 oktanlı bennnlerin kullanümayarın başlanıyor sı icab eder. Halbuki, yüksek oktanlı benzirüerin gittikçe artan ihtiyaM karÇeker fişlerinin yarından itibaren şıhyamıyacak knrîar mahdud istih.'al dağıtılmasına başlanacaktır. Şekerli edilmiş olmasi, her ne kad^r benrin ü mamuller yapanlar, Esnaf Odasmın zerindeki araş^ırma'.arı hlzlanduTnış ise tevzi cedvelini beğenmemislerdir. Bu de, henüz bu sahada bir ncticeye vanl hususta yeniden incelemeler yapılacaktır. Halka satılacak şekeri her mamış olduğu da söylenebilir. Diğer taraftan, 100 oktanlı benzinin bakkal alamıyacaktır. Şeker, ancak birçok kazalara sebebiyet vermesi, bu kaymakamlıkların itimad ettiği baknun ziyadesile iştial edici bir madde ol kaİlar vasıtasile halka dağıtılacaktır. raasıri'!an ileri eelmektedir. Halbuki bu bakımlardan benzine nazaran daha emYeni çeşni ekmeşfin fanali Ekıtıektfkl bugday mikUrının %50 den niyetli bir madde olan gazyaemın alev alması için sühunetin 5060^0 arannda 70 e çılcantoıasın» dalr «nir. henuz B*lediyey» gelmediginrien yeni çernl tutulamaolmajı icab eder. mıstır. Yarın çejnl mhılarsk hemen tatbiTepki uçaklarında süratin fazla olu kıne geçileceği »nlî;ılmaktad:r. şu, 5ulh zaman:nda ve savaş esnasında Kurulacak ampul fabrikası da elverişli bir hususiyet teşkil etraekhazırlıklan tedir. Uzun mesafeli yolcu hatlannjn, tstanbulda kıırulmasına karar Terilen ınagündüzün katedilmesi. gcce uçuşiarına pul fabTika5in;n hazırlıkları ton» ermeklüzum hasıl etmediğindcn, emniyeti tedir. Şimdilik fabrikanın Topkapı dıçında sağlıyan bir kpyfiyettir. Ancak, bu tip kurulması uygun göriılmektedir. uçaklardan, meselâ 900 küometre bir G'nersl Elelctrik, Vehbl Koç m'ies?esel?ri hızla giden bir uçaktan bir tçhlike fi ve Türkiye U Bsnkasının müstereken lcuranmda atiamak kabil değildir. ZLra uça cakları fabrika. memleketimizln ihtiyscinı ksrjıladığı gibl OrtRjark tnemleketlerine de £ın etraftnda hasıl olan hava cereyam, ihracat yapabilecektir. atiamak istiyer.in derisini yüzecck kaMavnacılar Cemiyeti kuruldu dardır. Her ne kadar, Almanyada buna tstenbul limanı dahilinde ve haricinde bazı çareler düşiinüknüş ise de. pilo çjlljan mavnaeıların bir ıray» gelmesile tun atlarken kuyruk ve kanad gibi kı şehrimizde •İ«tanbul Yelk«nH v» YelkeiMiı sımlara çarpması ihtimali de yok değil M»\na ve Salapuryacılar Cemiyeti» adile bir cemiyet kuruJmuj re Cemiyet Bs^anl!dir. Tepki uçaklarmm gerisinden salıver ğına Yunus Sevînç getirîlmlstir. Şehrimizde yapılacak Tütün digi gazlerin sühuneri 800 derece civaBakımevinin projesi nndadır. Hızına gelince bu da sanitrt»nbuWa lnja^ına karar verilmis nl*n yede 450 metreden aşağı dsğildir. Şu Tütün Isletme ve Bakıvemi projest tamamlanhalde gerisine isabet eden kimseler, mıçtır. Bakımevindt iki bln kadar l?ci ciddi bir tehlike karşısında bulunuyor calışarak, lenerte Uc mllynn kiio nitün Udemektir. lepectk ve bina, «ek»en bin bslya tıitün 1«Tepki uçaklanrun üytünlüklerinderı tiab edecektir. birisi de motörlerinin oldukça basit bir Köpüklü şarah, kibrit ve tuı yapıda olmalandır. Bozulduklan zaman Bu yılln bidayetinde pıyasaya çıkarılan tamirleri kolaydır ve eks«iya, motör Tekel köpüklü Mrablarınm fazla »atıldıjı bozulmasmdan dolayi, kaza vukuu da görülmtUhır. İdare, irtiiılâkl arttırmak İçin enderdir. Diğer taraftan, çok yüksek Pajabahçe fabrika^ında yeni bazı teröbat aldırmaktadır. lerden ve büyük bir hızla uçacaklarinTekel İdaretl, kibrit kutulannın di} kıdan, bu tip uçaklara hava sartlarının sımlannı bundan böyit cıukavvadan lmal körii oluşu fazla tesir etmiyecektir. edecektir. Diger taraftan tdarenin verdlgt maluın*<s Daha garibi, otomobillere de fazla g6re, bu ieneki ttıı rekolte»! 280 bln tor.u sürat temini maksadile tepkiii motörler «jacaktır. konulmasının düşünülmekte olduğudur. Atatürk Bulvanndaki arsalara Şu hale göre, bugümin en modern permüştcri çıkmıyor vaneli uçaklan, belki yarın tepkililerin B«lediye, AUtütk Bvılvanndakl arsalann geliştirilmesile, yeılerini fet uçaklarına terkedeceklerdir. Hâdisat ve lchte olan metresine ikiser yiz lira kıymet koysrsk çıkarrmş. fakst talib rıkmanıı;eereyanlar, bur.un imkâr dahilinde ola arttırmaya tl. Bunun üzerine arsalar pazarlıkla «at:sa bileceğini teyid etmektedir. çıkarılnıı?. fflkat gene kimse iştirak etmemi;hr. Şimdi bunlar, daha ucuz bir kıy(•) Tepki uçaklan, 1946. met konarak satışa çjkarılacaktır. 3 Eflâtun Cem Güney En Güzel Türk Masallan Bivbirinden güzcl 9 masal bir arada 150 kuruf. f A D E M Ş A K A R 100 Kuruş Sınıflarmı Reçen çocuklarınıza alabilecrçiniz en güzel hediye Ankara Cad. W/l. Tsfanbul 1 Sivil Havacıhk Kursuna kadınlann rağbeti fazla îstanlvıl da dahi], memleketin 10 jerinrte Sıvil Havacılık Kursları açıldigı, ve çok rağbet görmckîe olduğu Vilaye'e hUdirümiştir. Sivil Havacılık Kursuna kadınlır tarafırdin da fazla raebet Eristevilnıektedir. Ithal malı Naylon mamulât. plyasada çok fazlalaçmıştır. Kiatları pjnden güne düşen b'.ı nevi msmuller rihayet işportscılar tarafındsn da catılm.iğa başlanmıştır. Çikclala irr.alatıjida bir müddeftenberi kakao yağı yerine îdrojenle •ertlestirilmis yaâlar kullanılmskta idi. Sağhk ve Scsyal Vardım BakanhSırn gö?terdi*i lüzum (izerine bundan böyle idroienle «ertleştirilmış yağlar kullar.ı'mıyncaktır. NebsH yaj fabr!k»törl<ri, dün Bölee Fansyi Birliğinde b:.r tnplantı yapmısİRrrlır. Bu toplantıda nebftl yağın sterlin veya hu5usi takasla .'hrscı bahismevzuu çlmug ve hu hususta Ticaret Bakanlıgına müracaata karar verilmistir. Naylon mamulleri işportada En Güzel Dünya Masallan Çikolata imalinde kullanılan vaçlar VARLIK YAYINLARI Büvak Türk şairinin 325 şiirinl lhtiva eden ikinci ve uçünou cıldi çıknuçtır. 3u cildlerde (Lugatçe, açılama, Yunüsün haystma aid malumattarı) b£?<a Yunus si'rlerinden be?telen»n 45 tanesinin notaları da vardır 4 lirsdT. Hepsi 822 sahife tutan üç cild, cildli olarak 750 kuruştur. YUNUS EMRE ! AHMET HALİT KÎTABEVt ı ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI Nebatî yağ ihracı Kızılay Demeğinln Beyoglu Çube.«t Genel Kıırulu. olaîan'iftii bir toclantı. yapmıytır. Zekâl Cankardes, Kanl Haraççı. Hursld Akkaya. Pertev Etill, Hasan Bedreddln, VItsll OjaİFO, Zekl Cemal, Şube Kurulu Oyeliklerlne seçllmislerdir. Kızılay Beyoğhı Şubesinin toplantısı • • • • 9 % Yüksek Kaliteli İngiliz Knpanları Avrupa Kumaşları Yazîık Kefenler Yazlık Yünlü Beya2 Kumaslar Airups Mollne Ipliklertnden mamul yerli kumaşlar Model aramB kuifetîtd kalduiiB sn SICAKLARA K0S7ÜMLÜGÜ KARŞI,. KETENLER MACAZASI KÜÇÜK HABERLER • * • KADIKÖY Kız Enstitüsü Ögrencl Bergısi dür. kalabalık bir davetli kütlesi huzurunda açıtaıs, genc kızlarımızın vücude getirdikleri eserler çok beğenilmlstir. * ÖĞRETME%XER Yardım Sandığı Konpre*l. dün Emlnönü Kalkevinde toplanmıj, senelik rapor okunarak kabul edilmlj ve yeni İdare heyeti S T 0 K ' hu^i EMPRIMELERI Sulran Hamam 11/13 ' Tel: 22974 Her renkte Avrupa malı Robluk, Tayyörlük ve erkek Aranılan bir çok yazîık çeşidlor. Tcptan ve Perakende EMEK MANÎFATÜRA SANTA NASIR^İLACI Her keseye uygun fîatlarla TOPTAN PERAKENDE eatılmaktadır. Kumaş İihalâl T.A Ş. Bahçekapı, No. 28/32/34 Büyük Postane srkası; Katırcıoğlu Han No. 77. İSTANPUL Ne kadar sürer? Eir nikâh ne kadar sürer beyefendi.. Sürsün sümin de bir saat. Yok a canım. Bir çeyreklik i?. Hah! Daha iyi ya.. Gideceğiz de^il mi bpyefendi? Ama ben beklemem. Yok efendun. Beş buçukta orada MIUITJZ. Ben sizi gelir alırım buradan. Gecikme. Gecikmem. Çiçek de ısmarlamalı değil mi beyefendi? Zsnp.ederim. Nasıl çiçek beyefendi? Çiçekçi onu bilir. Ya «epet, ya buket. Parana göre. Aile dostumuzdur. bir ijn şey ol;un istiyorum beyefsndi! Öyle ise 3040 lirayı gözden çıkar. Biraz fazla deşil mi? Canım pazarlık et! Belki yirmi beşe yaptırırsm. Benim gönderdiğim nereden belli olur beyefendi! Kendim götüremem ya! Yok devenin başı. Tabiî kendin götürernezsin. Çiçeğe kartını iliştirirsin! Üstüne bir şey yazayım mı? Yazsan da olur, yazmasan da. Peki beyefendi! Ben perşembe günü beçte gelirim. Beraber gideriz değil mi beyeîendi? Olur. Hadi güle güle. Çıktı gitti. Acayib çocuktur. İnsan nikâha da yalnız gidemez mi? Yakalarhırda zorla nikâh kıyarlar diye mi korkjyor nedir? Bilmem dikkat ettiniz mi, bazı kimseler. büyle yerlere yalnız gitme?ini \5teme^ler. Sıkı'.d.iklarından mı, utandıkla rmdan mı. yokîa böyle kalabahk gidişie bir nevi fiyska tasavvur ettiklerind?n mi. doğrusu bilmiyorum. Perşembe günü oldu. Aksilik bu ya, benim de azı dişlerimden biri ağrıyor. Asprin, piıamidon, kriyozot t?sir etmiyor. Tutfu mu, tuttu. Ne ise koynakls gargaıe.. SibRİiin falan.. biras uyuştu, bekliyorum Beş oldu gelmez, beş! çeyrek geçiyor gelmez. Nihayet beş buçuğa •Perş»mbe günü bos musunuz beyeıendi? Ayol ben neyim de boş musun diye soruyorsun? Siz ne misiniz beyefendi? Bendeniz böyle önemli , soruya cevab veremem ama lutfedin de söyleyin bu perşembe boş musunuz' Hanai saatte Nuri? Ögieden sonra bcyefendiciğim! Saat b5ç buçuk. a!M? Ha! İyi.. Boşurn boş. Öyle k e bir yere k?dar beraber girtsce|iz. beyafandi, ce olursunuz? .Beni rediftmeyin. Doktora fa.'sn mı gidereksin? Havır beyefendi! Hamdolsun öyle bir şey deâil. Bir nikâha gideceğiz. Kımin? Valiahi pek iyi bilnnyonam ama bir siıpaam! Av'ol. insanın bilnıedisi ahpabı olur mu? Efendim, biz ailece tanışırdık da.pnraclan bunlar Ankaraya gittiler. Kız büyümüş. Ben çocukluğunu bilirimfeasd ısmincle birine veriyorlarmış. Dalyeiiye gönaermiçler afria henüz alma\ Nerec'en öğrendin nikâhı? Telefon ettiler beyefpndi, perşemgünü. Kızın ismini unuttum, ama amadın ismi Suad. Perşembe günü en mkih. Ne olur. gideüm beyefendi. Ke münasebet? Camm nikahta aıünasebet aranır | m j beytfer.di; gidelim işte! Saçmalama! Benim tanıdığım aIdamlar değil. Sen kalkar gidersin! Siz onları tanımazsınız ama onlar rsizi tanırlar. Amaaan Nuri.. Benim seninlcn [ uğraşacak h»lim yok. Kuzum beyefendi.. ben Eikılıyorum. ne olur. NİKÂH CİÇEĞİ feım. beş kala geldi. Aman beyefendi, çok arfedersinlzÇîçeği unıı^mıısum. Yoldan döndüm. Onu ıstnarladım. Onun için geciktim. Buyurun gidelim. Araba aşağıda. Yaaa? Üst katta de|il rci? Evet E\et üst katta beyefendi Suad Bey mi güveyin adı? Alay mı ediyorsun? Üst katta o Suad Bey. lur mu? Bana: Valiahi üst katta beyefendi. Ben Tamam beyefendi, vaktinde yetişdeniz bir kere gittim. tik. CHademeye) kuzum çiçekleri ver Arabayı söylüyorum. Yoook, araba aşağıda. Aman va diniz mi? Kimden (felen? kit geçirmiyelim. Ayıb olur, Nuri Aksakal Aklın nerede idi? Haydi gidelim. diye kart vardı. Ir.dik ve bindik. Dazıra dszıra. Beye He.. verdik. fendi. Yolda habire konuşuyor: Şoför efendi! Biraz hızlı gitsek. Emırn damad çok helecanlandı. Nikâha yetişeceğiz de. O neden o? Araba hıriı gidip de biraz tehlikeli E kolay mı ya! vaziyetler olunca: Güvey girecek? Şoför efendi. kardeşim. Biz sigort*lı değiliz. Acele işimiz de yok. Ni Ayol ona ne? kâhsa nikâh. ne yapalım? diye birbirine Gelin düşünsün. Yok eyle değil bcyim. Şimdi dazıd lâflar ediyordu Nihayet Altıncîdairenin arka kapısma msdlar, gelinlerden daha mahcub. Ne ise nikâh bitti, herkes tebrik etti. 3eldik. Atladık. Yürüdü. Şoför seslendi: B;7İmki arkada bekliyor. Beklıyecek miyiz bayım? Ayol sen de sokulssna! Hayır, gidebilirsiniz. Beni tsnımazlar ki. Heîa'nı kim görecek? Zararı yok. Tanıt kendinl. Ha, affedersiniz. dalgır.lık.. ne etti? İnaıımazlarsa davetiyeyi göster! Hep dalsınlar da bire düşer karrim des. Hesabı gördü. çıktık. Nefes n;fese Ne inanmıyacaklar canım! salona vardık. Bir nikâh da olmak Ü7.eDiğer davetliler tebriki bititdikten ve. B*n sordum: sonra bizimki sokuldu. süklüm pük Şah?an tanır mısın? lüm: Hayır beyefendi, soıshm. Orada Tebrik ederim Suad Beyefendi! duran hademeye sordu: Bandeniz Nuri, dedl " Son nikih bu mu? elinden çekti: Yaaa? Çiçeği sU ml gönderduılz? Evet efendim naçizane. Sende hiç utanma, hâya yok mu beierif. Sen ne sıkılma» adammıjsın! Her gün telefon ettiğin yetmiyor, imzasız mektublar gönderdiğin kâfi gelmiyor da, bir de karımın nikâh günü bizi tebrike geliyorsun! Seni alçak. namuş... (Çat. pat. ?ak, suk), Diye bizimkine vurmağa başlamaz mı? Dondum kaldım. Insan da böyle ihtiyatsızlık eder mi? Beriki.. Affedersiniz beyefendi! Vurmağa hakkınız yok! Davacıyım. Gördünüz ya!.. diye kendini müdafaa ederken öteki: Ben senden davacıyım bire herif.. çiçeğin üstündeki kart elimde vesika.. evli bir kadına taarruzun cezasını sana çektireceğim. Zindanlarda çürüteceğim.. edebsiz, ahlâk... lade ederim beyefendi! Ben sirin bildiğiniz adamlardan değilim.. bugüne bugün serefimle yajjyan... Sus, hâlâ jereften bahsediyor. Utanmaz, hayâsız.. Artık dayanamadım, ben sokuldum... Affedersiniz, ama bir nikâh salonunda böyle muamele reva değildir. Varsa bir sikâyetiniz adliyeye müracaat edersiniz.. yoksa böyle.. Siz kim oluyorsunuz? Nurinin arkadaşıyım, Burhan Felek Affedersiniz beyefendi ama arkadagım dediğiniz adamın yaptıklarını biliyor mu?unuz? Nuri atüdu Damad bu sdzü Uıtüıce, elini Nurinln Yazan : Eurhan Felek Ne yapmısım kuzum, ne yapmışım? Evet. Ne yapacaksın hergün nişarilıma Bunun neresl telefon, mektub.. bir de bugün nikâh yanlış.. i ş te davetebriki ve çiçek.. daha ne yapacaksın.. tiye de. Hâşâââ! Ben sizin nişanlınızı tanı Dikkatli okuraam.. Sizi de birinci defa göriiyomm. yun bayım.. sizin da Oyle ise ne münasebetle çiçek vetli olduğunuz nigönderiyorsun efendi! Insan tanjmadığı kâh çarşamba güniL adamların nikâhma çiçek gönderir mi? bizimki perşem Nuriye baktun, afalladı.. b?.. Soyadlarımız da Hakkınız var ama, yani ben »tzin tutmuyor. Karımın nişanlınızı küçükten tarunm. Sonra adı da başka... Siz görrnedirru. telefonla, tezkere ile davet başka.. de etmeseydiniz, akhma bile gelmezdi.. Ben öfkcyle Nuriye baktım., boynu, Ne? Telefonla davet mi? Utanma burnu, suraü uzadı. Ksşlan yukan kalkü: dan yalan da söylüyor.. Ne büe>Hm ben beyefendi! Dikkat Aaa? hayret doğrusu.. haydi telefcnu inkâr ettiniz? Davetiyeyi ne ya etmemişim. Kıyamet kopmadı ya! Yok, kıyamet kopmadı ama rezil palım?. Biz sana davetiye mi gönderdîk?. olduk.. Size ne beyefendi! Dayağı ben yeCebinden çıkardığı bir kartonu adadim.. ma uzattı... isabet oldu. Bir daha, eline geçen Herif, gözlerini faltaşı gibi açmış, mütemadiyen üzüntü ifadelcrile koca cavetiyeleri iyi okursun! Ben bunu dün akşam aldıra beyesına: «Suad, ne yapıyorsun? Rezil olduk> demekten kendini alamıyan kan fendi. AlS! Bir kere okumak yok mu? sına baktıktan sonra davetiyeye göz at• Telefonla... tı.. dikkatle bakü ve: Bu davetiyeyi biz göndermedik.. Hâlâ telefon diyer. Kabahat bende. Senin gibi dikkatsLs adama uyup Ben kanştım: da... Birisi şaka etmij olmasıru bunîan gSrüşürken ötekiler git Şaka olur mu böyle şey bayun.. (Bu lâfa da sinirlenirim) uydurmuş i§ tiler.. odacı da bize: Bayım daireyi süpüreceğiz.. hanl te.. besbelli?. Canım, bu adam sizin hareminizin ü?tünüz toz olmasın.. Diye nazikâne çıkmamızı anlattı... ailesini tanıyor. Beşiktaşh imiş.. Yanlış bayım.. benim karım, Ban Çıktık... Nuriye bsktım ve çüldüm. , Ne güldünüz beyefendi! Revayı dırmalı.. buraya misafir geldi. Oyle ise bir yanlışhk olacak her hak mıdır yani? Hann birine güleyim ayol... Dahalde... Bir taraftan dayaktan bozulmuş olan vetli nikâha gidemedik. Onlar içerledikılığını düzeltmeğe çalışan Nuri ken ler... Güzelim çiçek, ısmarladığın yere dini müdafaa ederken, damad tekrar girmedi. Ustelik bir de dayak.. E bundan iyisi can sağlığı.. konuştu: Beyefendi, üç gündür sol gözümün Bu yanlış bayım.. bu davetiye alt kapağı scyiriyordu. Dikkat ettim. bizim nikâhın değil... Mutlaka bir can sıkıntısı olur. Ne ise Ben Nuriye baktım. o konuştu: şükür, hafif geçti. Rabbiye emanet olun Isminir Suad değil mi? beyefendi! Evet! Bugün son nikâh dzinkl degil mi? B. FE1.EK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle