Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S\\AT BAHISLERI Akademi binasımn üstünde açılan sergi Yazan: Y. Mimar Sedad Çetintaş *rındıklı sahillerijıden bır akşam Stanbul ufuklarını kızıla boyayan Vkademı yangını, bu milletin bağını yakan yangınlardân bıri olmuşur. O gunlerde sr.vcılığm yassğı Larjısında, bınanın bahçe parmaktkları önünde yığılan haik kütlesılin oradan ayrılamayıjı, denJzdcn fcçen Bnğaz vapurlarının sankı bu sukaddes mahcdi selâmlıvaîmuş gıi yan ^atarak yol almaları bu mılli »tırabın\.açık şahidleri ıdi. * * * * Savcılık .işini bıt:rmiş olacak ki anık binaiyerıne gırme yasağı kalırtlmış, Akademı de harabesinın ül, komür ve molozları iistünde biz;re beklerrmedık bir sürpriz halinde ok enteresan bır mımari resim serisi açmıştır. Bu scrgı kadar hüzünen gözler yaşartıcı, gururdan göüsler kabartıcı bır tablo tasavvur düemez. Ben emiıum ki sayın okurırım ilk görüşte bu sö>Ieri hic müalâğasız söylemtş olduğumu tasdık deceklerd"ir. Sergınınvaçılacağına dair olan hunsi davetiyeyi aldığım vakit hayEtli bir tereddüd eeçırmistım, fakat idip görünce gnrur ve hüzünden uğrulmuş. a«kın bir heyecan içinde landım. Ziyaretçilerin azhğı dikkatimi çemce gftzetelerle halka ilân edilmeıiş olduğunu hatıdayarak sebebıni ıüdür vekili Avni Başmandan soruaı: (Halkı nereye ve nasıl kabul delim? Küller ve molozlar iistünde alkı sergiye davet bir saygısıriık lmasa bile rahatsızlık vermek, teşLfat noksanlığından mütevellid maevî huzursuzluğa düşmek muhakaktır. Bu endişe iledir ki gazetelerle An etmeden yalnız mimarları ve lüessese mezunlannı hususi davetielerle haberdar etmekla iktifa ettik. lir haftalık müddet sonunda da kaatacağız) dedi. heyecanına vermişler, yangınm Akademi bünyesandekı sarsınhsını bile ,belh etmeden cemiyete 1948 yüı için !35 tane genc Y. mimar hediye etmislerdır. Şımdı kömürleşmiş ahşab enkaz yı [ğını arasmdan, kül ve moloz yığınıları üotünden geçerek, uydurma bir ı ahşab merdivenden çıkarak bır mucıze pibi yangından kurtulabilmiş •olan bır salonda duvarlars asılmış gördüğümüz. Büyükadadakı Dılde yapılm^sı mutasavver bütün konfor ve mu?temilâtile bir yazhk otelin proje'.eri 15te bu 35 gencin yalnız ımtihanlık konkur eserleridir. Bu sergi, alelâde bir sergi değil, Türk enerjisinin bir destanıdır. Bu yangını vesile ve fırsat bilerek şuraya buraya nakledilmek istenılen Akademı mimarhk şubesinin hayatiyet kabiliyetınin herkese baş eğdırecek bır âbidesidır. Mimarhk şubesi öğretmenlerine, bu zafer âbidesini bizlere verebilmiş olmalarından duyduğumuz sevınci belirtmek ister, yeni mes'ekdaşlara da ameli hayatta başarılar dilenm. *** Selıir (JüNÜN MEVZULARI Lübnanlı basketbolcular haberleri Amerikatı filosu Ilkokul öğretmenleri dün geldilcr limammıza yarm gcliyor CUMHUR1VKT 30 Hazirajı ayhklarımn arttırılması yıst çok ve mahiyetleri önemli idi. İki Eene öncesini hatırlıyalım: Köy Enstıtiileri 3000 den fazla mezun vermis ve bunlar köylert dağıknışlardı. Fakat halîeri bir çok bakımdan feci idi. Ellerine yamız 32 lira geçiyor; hem öğretmen, hem müstahsil olmak fikri kat'î imkânsızlıklarla karşılaşıyordu. Bu meteleyi basiretle etüd edip bir karara varmadan, köy eğitimini sael?Ti temele ddyandıramazdık. 5129 sayılı kanun bu davayı hakkaniyet, ihtiyac ve mevcud imkânlar çerçevesi içinde düne nisbetle ö&retmene emniyet ve huzur sağlıy»cak bir hal suretine dağladı. Bu kanun, nıeseleyi belki nıhaf olarak halletmemiştir. Fakat bu istikame'e yönelmiştir. Bdgünkü hal suretine göre bile. devlet. köy enstitüsu mezunu oğretrnenlerın çayısı 20,000 i bulduğu gün yılâa 24 milvon lira yalnız ücret verecektir. Hali 3803 sayılı kanuna göre ücret veiş olsaydı sonradan yapıian avii yardım zammı ile birlikte 8,400.000 lira vermek lâzımdı Öğretmen Favı^ı 13J8 ?rınbaharmda 10,000 e yaklaşacaktır. Eski rejime göre bu 10.000 öpretmene 1.200,000 lira verilecekken şimdiden 12.000,000 kra verilmesi göze ahnmıştır. Bu arada. ziyan oldtığunu esefle kaydetmeğe mtvbur olduğumuz istıhsal va'italar 1 fatmalma milvorlarının hazineye kaldığını hesab edebiliriz. Fakat eski reıime göre, ösrefnıeniere hiç çocnk zammı verilmiyor, buniar, diğer devlet memurlarının haklarından faydalanamryordu. Bunlar da milyonla ifad" edilecek rakamlardır. Türkiye Cumhuriyetinin, yalnız iki senelık inkişaf karşılıği1.olarak bile 67 milyon lırayı göze alması istikbal için ne kadar önemli bir konunun halledilmiş olduğunu idrak sahiblerinin gözünde canlandırmağa kâfidir. Bu meselenin muvaffakiyetle ve zedelenmeksizin hallinden sonra mesleğin kızıl elmasına doğru yönelmek icab etti. İlk okul öğretmenlerinin aylıklannın devletin tediye intizamından faydalanmart problemini çözmek kolay olmamıştır. Bugünden delvet bütçesine 15 milyon lira yükiiyen bu problemin meslek tarihinde devletin öğretmenlerine karşı ihtimammın bir abıdesi olarak an'lşcağından hiç bir idrak sahibi şüphe edemez. Çünkü bu kanun öğretmenlere aylıklanni ve diğer haklarını vaktinde almayı sağladığı gibi, vilâyetlere de bir hayli para bıraktığına göre, milletin en mühim bır öerdi olan şelıir ve kasaba okullarının inşaatımn bir programla gerçekleçmesine de yararlı olacaktır. Dahası var: Köy eğıtımini normal şartlar içinde geliştirmek için köy okullarını aksatmaksızın kurmak mecburiyetindeyiz. Usullerimizde bu konuda bir düzeltmej'i ele almamış olsaydık müzminleşen zorluklar yüzünden davamn kendisi tehlikeye maruz kalırdı. Çetin ve yorucu bir gayret sonunda 5210 =ayılı kanun çıkmış, cefakâr ve fedakâr köylümüzün yüzü gülmüş: Iş. ihtiyaca uygun bir hal suretinı bulmuştur. Yalnız 1949 bütçesinde bu mevzu için en sz 15 milyon liraya iht'vac vardır. Bunların her üçünün sırf maarif meselesi olarak haiz oldukları önem yanında maliye bakımından ifadesini verirsek Türkiye Cumhuriyetinin, maarıi mevzuları ürcrindeki has=a=iyetini takdir etmemck eld<?n aelmez. ' 1949 bütçesinde bu üç mrvzu için 32 milyon lirayı bulan bir artış gozden kaçmıyacaktır. Bu artış iki sene önceki rtıaarif biıtçesinin %30 u demektir. HanKı devlet servusinde bugünün fartları icinde bövle bir gelışme temın edılebjlmış olduğu iddia olunabüir? İzan sahıbi olduklarında hiç bir şuphemiz olmıyan öjıetmenlerirniz k?bul edeceklerdir ki maa=larmın avPr'anması ifi bu İ5lere tekaddüm edemez. Tıpkı Horas'ın yaptığı gibi mePel<"leri birbirind«n ayı İlk müsabaka bu gece Teknik Universite salonunck yapılacak Yangından sonraki günlerdeydi. Başta "Türk yüksek mımariarı olmak üzere ressamlar, heykeltraşlar ve bütün güzel sanatlar mensubları, tek yürek ve tek dille haykınştılar: (Akademi binaşının yandığı yerde tekrar ydkselmesini istiyoruz) dediler. hattâ mımarlar bununla da iktifa etmiyerek dileklerinin kolaylaşması için bu hususta gerekli olan mimarî projeleri bile gönüllü olarak hazırladılar. Fakat bu candan dıleğe hiç bir taraftan ne müsbet, ne de menii bir cevab çıkmadı. Tecrübelerimize göre bu memlekette böyle mühim davalar üzerinde yükselen dileklerın en korkunç cevabı işte bu sültut altında fizlenegelmiştir. Onun içindir ki bu Millî Eğitim ailesinin en eski ve sükuttan kuîkulanmakta haksız san değerli elemanlan arasında çok yılamayız. evilmiş olan müdür vekili Avni Kitekim hakikatte bir bostan korlaşmana bu enkaz üzerinde açmış lduğu bu tarihi sergi kaöar geçmiş kuîuğu haline getirilmiş ve maaşını e gelecekte milletin ruhunda hür alıp Allahına şükretmekte olan Prost lete lâvık bir tablo tasavvur edile un, Galata rıhtımını bural.nra kadar niyeceğini hatırlatarak mutlaka uzatmak istediği hakkında gazetelealka gösterilmesini ve çabuk kapa re verilen haberlerin mahiyetini bilılmiyarak müddetinin uzatılmasını diğimiz gibi asırlarca Türk şairlenni ekhf ve rica ettik. Teklifımiz kabul söyletmis olan Kuruçeşme sahillerilundu, biz de şu satırlarla bu ka nın kurtuluşunu yıllardır bekleyen an okurlarımıza müjdeliyor ve tstanbul halkınm vicdanında da bu.endılerinden büyük bir yangının is rada yspılmakta olan kömür deposu:okan enkazı üstünde sanat çiçek n\ın kara haberi sönmez ve unutulerinden işlenmış bu sanat bahçesini maz bir yara açmış olduğunu yalnız avaf etmelerinı, ibretle görmelerini kaydedip geçmekle iktıla edeceğim. stivoıoız. Bu satırlarda «le almış olduğumuz Sayın ziyaretçiler, bir daha ve ke konuya önem vererek demek istein olarak bu tablo karşısında şu ha rim ki: Koca Sinan çocuklsnnın feikati hatırlamış olacaklardır ki: Fe vız ocağı olan Akademi binası aynı âketli hâdiseler Türkü sındıramaz, yerde yükselmelidir. Buna mâniler, lilâkis onun enerjisini sertleştireeek engeller ica4ma kalkışmak hiç bir makul sebebe istinad edemez. bu işrir çeîık suyu rolünü yapar. Tarihte Bizanslıların, Türk düş teki gecikmenin sızısı gittikçe derinnanı hükumetlerle ittifak ederek le^mektedir. Buna bir son verilmesilazırlamış oldukları Varna felâketi, ni istiyoruz. Türk mimarlarının ve bütün Akaderrtd mensublarının ilk stanbulun fethini tacil etmiş, (hasta dılekleri, son dilekleridir. ıdam) ın vücudünü tarihten silmek [ayreti Anadoluda millî hareketi yaatarak Türke Cumhuriyetini kazanhrmtştı. Işte burada da yuvası ve ler şeyi yanmış olan Akademi miErcümeny Ekrem Talu narlık ştıbesi sığınmı? olduğu bir Ikokulun alt katmda, üstl»rinde küEn güzel y&zıl«ını yarm SALON rüklerin yaptığı müz'iç gürültüleri Mecmuasınd» , takdim edlyorlar. îile istemiyerek şefleri. öğretmeneri ve cğrencilerile birlikte kendile•ini tamamile yurd aşkma ve sanat Şair Fani Nafizle ü TÜRKLERE KARŞ| HAÇLI SEFERLERİ Tazan: Galatasaray Tarih Öğretmen!, Eski Maaril N«»n* Raşid Ereı Haçh seferlerinin hakikî sebeblerini ve Haçlılarm Anadoluyu bastm basa nasıl yakıp yıktıklarını, Türklüğü nasü mahvetmeğe .alıştıklannı kendi kaynaklarından deliller göstererek yazdan bu esere : Türklerin Anadoluya nasıl yerlestikleri hakkında şimdiye kadar neşredümemls bir çok vesikalar da eklenmiştir. Tanesi 150 kurustur. Bir kanun vazedilirken idz konusu meselerun çözülmesinde adaletle hakUçüncü parti talira ve terbiye uçak kaniyetin, duyulan ihtiyacla elde mevlarmı getirecek olan Palav Amerikan ti;d imkânların gözönünde tutulmaaı rauçak taşıt gemisı yarm akşam üzeri raridir. Bir kanun metni bu üç esası Yeşilköy açıklanna gelecek ve hamule bırden gözör.üne almamı^sa kanunıın sini Yeşilköyde boşalttıktan gonra Dol tatbiki aksar ve türlü zorluklarla karmabahçe onlerinde demirliyecektir. U şılaşılır. O zaman bu kanun metninin çak gemisi 10 gün kadar limanımızda >eni bir metinle değiştirilmesi gerekir. Eır kanun *yz hakkaniyet ölçüsune sıkalacaktır. ğacak şümulden mahrumdur, ki o takUçak gemisinden başka gene »ynı dirde hak gahibleri «zlanmağa başlar; gün öğleye doğr^ı Fargo, Huntington, yahud bir kanun günün ihtiyaclarma Yunean Luneua kruvazörlerinden müıiyınsz, ki o takdiıde kısırla^ır. Yahud teş«kkil bir Amerikan filosu da limanıda bu kanunun uvgulanması için lümızı ziyaret edecektir. zumlu maddi imkânlar yetişmez, ki o Visamiral Forrest P. Shermann'ın takdirde kanun lâfn murad bır takım komutasında bulunan filo, limanımırda nazarıyattan ibaret kabr. Kanun yapıbir kaç gün kalacaktır. Gemiler halk CLSI bu üç esastan birini diğerine tercih taratndan Rezilecektir. Misafirlere aid etn eksizin muvazeneli bir sistem içinde ziyaret prograraı hazırlanmıştır. düşünmeğe mecburdur. Fargo ile Huntington, 1916 senesinde Ilk okul öğretmenlerinin aylıkları Izmiri ziyaret eden Amerikan fılosuna meselesini ele alırsak acı ile itiraf etmek lâzımdır ki bu husustaki kanun ondahildL ların rnesleklerinin şerefile denkli düşmiyecek kadar geri kalmi}tır. Bunda Milletlerarası Üniversiteler kanunların kendisinin olduğu kadar Konferansına iştirak kanunların uygulanmasındaki şartlann edecek heyetimiz da aj r n ayrı tesiri vardır. Kanun yapıa b»SU olarak tes«kkul eden MilÜniver>=ıTeler Teskılâtının bu yılk; cı=ı tâ 1927 denberi ilk okul öğretmenkonfersnsı 2 1 3 AJusto» arasındı Hclân lerinin aylıklarını zaman zsman ele aldada Utrecht çehrind* toplanacaktır. Üç mistır. Oğretmenler, millî hâkimiyetin yuze yakın universıtenm iştırak edecejı bu rrrt!ak mümessili olan Büyük Miüet konferansta bütun dünya ümversıtelerini alâ Meclisınin çıkardığı kanunlara göre ayıtsdsr eden mevzular uzprinde konferonflar lık almaktadırlar. Eğer bir öğretmen, veril«c«klır. Konferansta Istanbul Universıtesmi terr=il edecek olan Ord. Prof. Tevf k kendi hakkında, kanunun ruhuna ve Sağlam ve Edebıyat F^kultefinden Prof. Dr. metnine uygun nıuamele yapılmadığını Besım Darkot, Temmuzun rıhayetme doğru iddia etmekte ise, Bakanlığa. Danıştaya Holândaya hareket edeceklerdır. ve nihayet Büyük Millet Meclisine başvurarak kanun hükmünün yerine getiBayramda şekercilcre verilecek rilmesini ister. Eğer Bakanlığın vereşeket miktan arttınldı mediğini Danıştay öğretmen lehine tasİ<it?nbul Belediyesi. Imalâtçılara verılmekte olan seker mıktarını Ş'ker Bayramı mü dık ederse ortada bir haksızlık var denasebetıle 200 ton arttırmak üzere tesebbüse rrektir ve haksızlık derhal giderilir. Bu haksızlıklar münferid hâdiselerdir. Öğgeçmiytir. taraftan Yunan bandıralı bır vapurla retmenlerin bugünkü geri kalma du<lun Injriltereden limammıza 8 bin ton seker rumlarına gelince, bu, kanunların, rug Boylece. iimdıye k»dar memle huna ve metnine sadakatle uygulanmaketımize tngıltereden Ithal edilen lekerın ma'indan ileri gelen bir haksızlık demıktan 20 bın tnnu bulmu$tur. Yırml bin tonluk ikincı pariı seker de y» gildir. Oğretmenlerin aylıklarile ilgili ksnun hukümleri umumiyetle doğru kında Ineiltereden yola çıkarılacaktır. uygulanmış, fakat netice gene de öğIzmire uçakla gazete nakline retmenlerin aleyhine çıkmıştır. Bunun nihayet başlanılıyor^lıca iki hakiki sebebi vardır. BirinHavtyolları Idaresl, Izmır hattını yapan ucak postalarından birml seferden âlıkoy cisi, açıkça söylemek lâzım gelirse, hürmustur. Verilen malumsta gore, ıkma uçak metle ve sadakatle yurüteceğimiz kabundan bov'.e yolcu yerine tzmire her gun nunların yazımızm başındaki üç esası 200 kılo gunlıık Ea^ete nakledecektır. denkli çekilde gözönünde bulunduraDemokratlann (feri birakılan nıamiş olmasıdır. 3656 sayılı kanun çıkarken hakkaniyet ve ihtiyac üzerinde bir toplantısı ıman lokant?!=ı kıracı«ının ıJlümü müna tam bir vıizuha varılamadığı anlaşıhjebetıîe Iokanta ve «slonları kapaditlıSından yor. İkinciyi de öğretmen aylıklarını oDemokrat Parti Totıh Il<;»«ı"in 3 Temmuz idarelerın ödememesidir. Nitekim 1 9 4 > > Cıımartesı gunu ıcin tertıb ett;?ı toplpntı oaretmen terfi dahi ettirilmiş o!=a, özal bızzarure tehır edılmıjtir. !dare büteeleri ve kadroları, gene bu Toplantının yapılscagı yer ve pjn arrıca konudaki karunun hukmü icabı olarak, ılân edıleccVtır. bı:nu ödçyemiyor'a oğretTnen mnaşını ye 40 sene evvelki bir toplantıya ni derecpMnden vaktinde alamamak vüiştirak edenlcri davet zürden geri kalmakta ve elbette mağ40 sene evvel 190R AJustnstında Mirmara dur olmaktadır. vapıırıle TpVbe Hu':uk Cenıvctı, Gelıbnlıı, Hâdişe ne kadar basite irca edersek Selânık ve Izmırı ziyaret etmışti. Bu teyahate ıştirak •Hçnlorrten h?ya^a bnKınnn bR7i edeîim, oldukça mudil bir manzara gds7evst b r topl?tıtı yapm?k ve eskı hâlıra termpktedir. Zamarmın idarecileri ve l?rı Ihya ermetc ljtemoktedirler. 40 yıl ev rresul şahsiyetleri, bu gerileme sebeov?'':i fevyhtm hâtırarını bir 'oplantı ilc csrjandırmak ıstijenlenn, Dorduncu Vakıf eri üzerinde hassasiyetle durmak kahanında Avukat Hıısameddın Çamere Cuma rannda olarak bunu vaktinde ele almış gunune kadar bızzat veya mektubla müracaalardı bugün b?l'<i bu müzmin me»tleri rica edılmektedir tele ortaya cıkmamış olur, hâdise vakti^c'e hallrdilirdi. Demek ki bir çik mi:him maarif kanunlarmın bugüne KÜCÜK HABERLER nı;betle çok daha kolay çıkabildiğı ge* ISTANBl"L Mı.allımlir Eırlığır.den: çen yıllarda bu mesele ele almamamış1 Temmuzda bjslf.ıp İS Ağustosta bitmek tır. Şmdi bu mesele bütün bir dikkatle ınere Goztepe Pansıyonlu Okulda OJretmen ve ciddejetle ele alındığı ve çözülmesi ler Kampı açılacaktır Devrcier İS er gun nrtık kıvamını bulduğu sırada, bugünlukt'ir Bir d»vre ucretı 37 50 kurustur. Iskü MiJlî Eğitim Bakanhğının öğretmentırak etmek ıstıyealerm Goztep» Pansıyonlu r Okulunda Karap Mudürlugune bas\ unnaları. lerin aylıklannı dÜ7eltme işini daima Zati ejyadan ba;ka butıın kamp konforu Bir geriye attığı iddıası yersizdir. Şimdi lık tarafından temin edılmistır. bunu açıkl.yahm: • EDEBİYAT Fakültesi Coğrafy» BölümüSon iki yılın çahşniflları maarif tanun yılhk gezintisı bugvm yapılacaktır Kskı ;ihimizde diızeltme ve piirüzlerirt tasve yeni talebe, Heybeliadaya gideceklerdır. it E.T.T. İdaresintn kamyondan bozn» oto fiyesi diye anılacaktır. Bu zaviyeden bakılmca karşılaştığımız konulann sabusleri «eferden menedilmiîtir. Uçak yüklü diğer btr tayyare gemisi de yarın akşam Yeçilköy açıklanna gelerek hamulesini boşaltmağa başhyacak Meclis gündemine alınan tasarı hangi düşüncelerle hazırlandı? rarak her birine ayrı ayrı yere sennekten başka bir yol tuhılamazdı. İşte ?imdi. iki senedenberi ele almmış olan ve ?anuncu olmiyan mühim mesele de Büyük Millet Meclisinin gündemine ahnmıştır. Burada bu meselenin geçirdiği eafhalrrı birer birer taisil edecek değiliz. Fakat şunu iftiharla kaydetmeliyiz ki teşebbüsün Meciısten gelmesi v« efkân umumiyenin bu tesebbüsü desteklemesi bu uğurda mesuliyet tasıyanlarm şevkini arttırmıştır. Millî Eğitim Bak^nlığı, HUekçe komisyonunun huzurunda öğretmenlerin şüıâyetlerini haklı gördüğünü delillerile söylemiş ve bunun bir kanun tedvini ile balledılebüeceâini de ayrıca yazmıştır. Teşebbüsü ele alan milletvekillerimizin bu kanun teklifi meslekdaşlarımızın unutamıyatağı bir hizmettir. Fakat kantm teklifinde bulunmaktan biraz dah» güç olan iş, bu kanuna nihaî şeklini varmek, karşıhğını bulmak ve nihayet V?nunu çıkartabilmektir ve baştarafta da yazdığımız hakkaniyet. ihtiyac ve mevcud imkSn ölçülerini rruvazeneli oIn^ak tahakkuk ettirmek kolay bir $», sayümamahdır. Millî Eğitim komisyonu bu konuyj yerinde sayılacsk düçüncelcrle genişletmiş ve raporunu ona gore vermişti. Bunu bilen Bakanlık için ılk iş o tarihte hizmette bulunan öğretmenlerin kıdemlerine göre bir cetvelini hazırlamaktı. Bu cetvel hazırlandığı zan^n hesabı vapıldı. Millî Eğitim komısyonunun genişletmesinden sarfı nazar, ;. r.ln'z hizmette bulunan iik okul öğretmenlerinin bu metne göre alacaklan zamlar 9 müyondan asaği düşmüyordu. Keşke devlet hazinesi bunu hemen verecek bir iktidarda bulunsaydı. Hakkaniyet ve ihtiyac e?aslanndan sonra mev cud imkân. yani burada mall durum Millî ESitim komisyonunun tesbit ettiği sekilde bu kanunun çıkmasına elverişli görülmüyordu. Eğer büfçe komisj'onu aynen bu formüle uymakla kayıdlı ol«aydı millî eğitim hizmetlerine aynı vıl icınde 17 milyon lira ek ödenek verebiîmis olan Maüye Bakarlığı için bu işin halîi imkânsız görünüyordu. l^i beklemekte üerisi için bir fayda umulamazdl. İşi hakkaniyet, ihtiyac ve imkân esaslarına göre bir hal suretine bağlamayı düşünmek ve bunun hal çaresini bulmak lâzımdı. İçimize hüzıin do'duran bu maa? tablosuna baka baka ükin şöyle düşüniildü; Mademki milli e?itim için aynı sene içind« büyük fedakârlıklar yapan maliye, bunun prensinine taraftar görünmüyor ve karşıh§mı esa^en açık olan devlet bütçesinden bulamıyordu. Şu hslde maarif, kendi imkânları içinde kalarak bu me«eleyi halledebilmeliydi. Bu hal suretı bu yüzden en çok mağdur nlanların tatm:ni şcklinrle ifadesini buldu. Bu suretle 3600 öğretmen ailesi küçuk bir refaha kavuşacaktı. Ashnda sayılan 15,000 i geçen ilkokul öğretmenleri içinde maaşlan kıdemlerine tamamen denk olanlann sayısı azdır. Yani 1939 dan sonra mesleğe girmiş olanlar içinde bile aylığı kıdemme denk olmıyanlar görülüyor. Bunlardan bir kısmı muhakkak ki müsaid sicil alamamıştır. Fakat hepsine aynı gözle bakmayı haksız savdırscîflc özel idare şartını unutmamak lâzımdır. Meslekte 910 sene kıdemi bulunanlar her ne sebeble olursa olsun geri kalmış olsalar büe bu hal meslekî kıdemlerı 2030 yıl olanlann durumu ile kıyas edilırse hnş görulebihrdı. Kaldı ki bu genc meslektaşlann önünde uzun hizmet yılları dunıyoıdu Sayıları 5000 ı geçen bu meslektaşlan hesabdan haric tutunca geriye kalan 9000 den biraz fazla meslektaştan 1933 ten sonra hizmete ginniş olanlar üzerinde de fazla dunılamazdı. Sayıları 2000 kadar olan bu oğretmenler. o yıl Spor oyunlan federasyonunun hazırladığı Lübnan Türk basketbol îıusabakalarma, Teknik Universite sabnunda bu akjam saat 20,30 da başlaıjteakür. Misafir sporcular dün sabah Afkara yolile «ehrunize gelmişler ve Haylarpaşa istasyonunda torenle karşüanmılardır. Lübnan basketbol kafilesi çu kadro ile memleketimize gelmiştir: '. Hüseyin Secean (Lübnan spor te»ilatı baskanı), Fouad Zanfout (RiadVe kulübü başkaru hakem), Adnan İ* dani (idareci), Moustafa Chaker (ante nör). Oyuncular da funlardır: Abmed It». ni, Saaddine Itani, Kamal Jarandi, Salâh Natour, Ahmed Idlibi, Bahige Kha. ter, Mouktar Fathallah; Mouhamme< Aboud, Marcel Harfouche, Chavki Rababi, Christo Hadji Georgiou. Müsabaka programı 30 haziran çarşamba: GaiatasarayBeyoğluspor, Beyrut Kurhılus. 2 temmuz cuma: G?latasaray Kurtuluş, Beyrut Beyoğluspor. 4 temmuz pazar: Beyoğluspor Kurtuluş, Beyrut Galatasaray. 6 temmuz salı: Beyrut » Istanbul muhteliti. Hakemler: Fouad Zantout (Lübnan millî hakemi), Turgud Atakul, NaJU, L. Çerasi (Turk millî hakemi). Mısafir takımın kuvvetli bir kadro ile geldıkleri söylenmektedir. Lübnanlı basketboîcularla bu akşam yapılacak müsabaka, misafir takım hakkınâa bize ilk fikri vermis. olacaktır. Şehrimizde yapacaklan maçlarda iyi bir tesir bırakacağını sandığımız misafir sporcular, Ankara muhtelitile oynamak üzere 7 temmuzda sehrimlzden Ankaraya hareket edeceklerdir. Basketbolcularımıza bu maçlarda başarılar dilerken, misafir takımı da selâmlanz. Ömer Besim larda mesleğe girmiş olanlardan meslekte kalmayı tercih edenlerin sayısı idi, Ibre 1933 39 yıllannda meslekten kacısı haber veriyordu. Dikkattea kaçmıyacaktır ki bu meslektajlann 3656 sayılı kanunun yürürlüğe girdigi günlerde kıdemleri birkaç seneden ibarettir. Eğer maaslan 17,5 ise 3656 ya g5re 20, hattâ bir yü sonra 25 olabilmifti. Su halde bunlann kayıdlan da nihayet bir dereceden ibaret görüldü. Bu tah111, mesleğınde 15 ytldan fazla emeği olanlann hemen büyük çoğunluğunu 1939 da hizmete gırenlerden en az iki derece geri kaldıklarını gösteriyor. Işta şımdi butçe komisyonundan da geçerek Kamutay gündemine alman kanun teklıfı Büyuk Millet Meclisinin, maarifin ınkişafına olduğu kadar, cehalet cephesinın on saflarmda dövuşerek bu düsmanımızı yenmeğe hayatlannı vakfeden öğretmenlerimızin refah durumlan üzerinde de uyanık durmasmın bir misalidir. Devletin geri kalan ve her biri kendi alanlannda değerli bir âmme hizmeti gören memurlarının terfihlerile ilgili nizam'an zedelemeksizia, öğretmenlerimize birer derece üst derece verilebilmiştir. 1 ocak 1949 da yürurlüğe girecek olan bu kanundan 6165 ilkokul oğretmeni. faydalanacakür. Bu kanunun devlet bütçesinde 3,5 mılyoj liralık bir aksi vardır. Hakkaniyet, ihtiyac ve mevcud imkân esaslarının muvazancli şekilde terkibi ile bu netie» elde edilebilmıştir. Fakat bu neHceyl elde edene kadar sabırlı ve dikkatH olduğu kadar yıpraücı denecek kada.1 yorucu bir emek sarfı icab ettiğini mes lektas.srimız . takdir edeceklerdir. Hulâsa bizce bu kanun büyük mıayonlarına sadskatle sanlmaları için öğretmenleıımızın şevklerini artüracaktır. ki devrimizin bütün vapıcı ve yaratıcı hamlplerinin böyle bir sevkle başarıldığını tarih kaydedecektir. s. : r M. î; Var mı, yok mu? Kamanda petrol var mı, yok mu? Rivayet muhtelıf. Milyonluk tesisat yapıp cayır cayır ışe koyulan alâkaiı makaraa göre, Ramanda öyle bol petrol var ki, musluğu açıldığı gün, hafszanallah, bu se ne memlekete musallat olan lelleri solda sıfır bırakacak. Amerikada §enelerce tahsil ettikten sonra petrol mühendisi olarak memlekete dönenlere sorarsanız, Raman petrolu, daha yüzü görülmeden içıne dalmak üzere paçaları sıvatmış bir dere. projektör sanılan bir kandıl ışığı, bir olü gözünden yaştır. Birinci Cihan Harbinin ileri gelen simalarından biri tharb bir petrol selı üzerinde kazanılmıştı^ mealinde bir söz söylemişti. Bundan sonraki haberlerde petrol, muhakkak ki vü«oıddeki damarlarda dolaşan kan kadar hayatî bir ehemmiyet taşıyacak. Onun için, Raman petrolunun, m»mleketi tıka basa doyuracak derecede bol olmasuıı, sel gibi akmasını elb isteriz. Gelgelelım, ümidler suya düştcek galiba. Zira, lâf aramızda. Raman<ia petrol yoktur diyen taraf, ağır bsa^ağa benziyor. Ranıanda petrol var mı, yok mu? dava&t Ramanda petrol bir varmıg bir yokmuş neticesıne ulaşmak istidadile böyle devam ederken, öteyandan, dumanı istunde, çıçeği burnunda, taptaze bir ha'^er daha çıktı: Dursunbey ılçesınde pebpl bulunmuj. Tetkikat yspümıj. Evsafı »aükemmel bir petrolmuj. Sızıntıyı gözjerüe gören, tncelemeği kendi elile ya;>an ilgili makam, göğsünü gere gere «e>et. mükemmel evsafta bir petrol» diye hukmu bastırmıj. Haydi bakalım. Amerikada tahsil eden petro! mühendisi beyler! Hoduru meydani Buna da «yoktur» diyiai Al AHMED HALÎD KİTABEVİ •••'^••••^ En çok okunan kitab ^^•^•^^^1 vardır. SEÇİLMİŞ ŞARKI GÜFTELERİ î .onserlerde, saz topluluklarında okunan bütün sarkı güfteleri MARMARA MATBAASI 38 2, Fiab 250 kuruşc Orğüleri 6 INCI SAYISI Yalnız plâj ve sayfiye kıyafetlerine hasredilmiştir. En güzel mayo örneklerini, en zarif plâj modellerini ancak bu mecmuada bulabilırsiniz. YÜN Bu eşsiz KADIN ve MODA Mecmuasının BUGÜN ÇIKTI. Tanesi 50 kurustur. Çıkaran: lah büyük. Garib kujun yuvasını da yapar, garib kuşlara lftira edenlerin yuvasını da! Bak, Ramandaki kuyuyu ükadı ama, Dursunbeyde baçka bir kuyu açü. Zira: Bir kapuyu seddedene bin kapu eyler küjad. Harreti Allah, efendi, Fatihiilebvabdir! Yalnız, bilmem kj birdenbire sevinmek de pek doğru değil mi neî Eey, ne olur ne olmaz. Hazreti Allah ya bu kapuyu da «eddediverirse? Gel gene sen beni dinle, ilgili makam, {u «Dursun> beyde keşfedilen ikinci petrol kuyumıız, şimdilik olduğu gibi «dursun». Iş fazla hızlandı gibıme geliyor. Allah fatihülebvabdır, bir kapıyı kaparsa bin kapıyı açar ama, kuyu kapayıp açmak, kapı kapayıp açmağa pek benzemez. Açılan kuyular kapanıp, yenileri açıla açıla, biz bininci kujuya varmadan. sıfırı tüketiriz. Sonra, Türkiyenin her yerinde petrol çıktığını duyan halkı da bu işe pek kulak kabartmış gibi görüyorum. Bir zamanlar calgın hale gelen define arayıcıhğı, bu sefer de, ağızlarm suyunu akıta akıta petrol arayıcılığına dökülürse, kazmayı, küreği kapan, «Dursunbey» de çıksın da «Kasımpaşa» da niçin çıkmasın diye. varsa kendi bahçesini, yoksa bitişik vıraneliği eşelemeğe kalkacak. Hakkı da var. Petrol kuyusu açmak, bahçıvan Tanaşın bostamnda kuyu açmak kadar kolay gözükünce, i | oraya vanr elbette! f Yazan : | Hamdi Varoglu | pur düdüğü, hakikaten Istanbulu tahammül edilmez bir gürültu jehri haline getinniştir. Kafaların yorgunluğunda, beyinlerin sersemliğinde, «inirlerin bozukluğuntia bu bitmez tükeıunes famatanın tesiri pek büyük. Eski suspus dünya çoktan başka tarafa göçetti. Yeniş ala ala hey dünyası. Hayat böyle gerektiriyor. Sırhmızdaki koskoca gaileler yükünü taşırken acılarımızı duymıyahm diye, tıpkı fünnet çocuğunu oyalayan hokkabazm patırdılı tefi gibi, yirmincd ı s ı insanlan olan bizler de, kendimize bu cayırtılan bubnufuz. Kuru gürültü. Bu kuru gürültü arasında, tusturulması kabil gibi görünen bir tanesi varsa o da klâkson. ÜLKÜ KİTAP YURDU Ankara Cadd*si No. 72 İstanbul. Sağdan soldan yükselen feryadlara, uzun, müddet kimse kulak asmadı, sonSırh Icünk ra, bu kadar paürdıya bir de fiklyet yaygaraa eklenince, «rtık yükünü alan Izmit sellüloz fabrikası. sırh künk kulaklar zâhir bizar olmuş olacak ki, döşettirecekmis., gazetelerde ilânı var. geceyarısmdan sonra klâkson çalma Içinden bir nevi asıd geçeceği icin yasağı kondu. sırlı obnası icab eden bu kunk bem deSözümona tedbir! Şikâyet yarım ku rin derin düîündurdü. lakl* dinlenince, tedbir de böyle yarım Sellüloz fabnkasma, daha başka <sırolur ifte! U> künkler de lâzım olmak gerektir. Acaba onlar ne zaman doşenecek, onlaGurültünün, kulak rahatsızlığının ra aid eksiltme iiânını gazetelerde ne gecesi gündüzü olmaz. Vahîi mızıkasızaman okuyacağız? nın tüyleri diken diken eden keskin Ayar meselesi zınlhsırTdan farksız klâksonlar. mezarBu ikinci çeşid •sırlı künkler, birınAma. belkı heı&ev'e o'duğu gibi Şehrin gurultusunden şikâyet edenler lıkta çalınsa, ölüler, Israfi! surunu çal ciler gibi, ıçierinden bir madclpvı gegeçirmemeğe bunda da, bizlerın akıl erdiremiyeceğiçoğaldı. Saz, caz, radyo, gramofon, mağa başladı zannedip dirilecekler. Ne çirmeğe degil, bilâkıs künkler olacaktif. bir büyük hikmet vardı*. klakıon, motosiklet, teyyar taücı, vm oluyoruz? «Savulun, gehyorumi» de mek için, böyle, gebelerin çocuğunu düşürtecek, dalgınlann ödünü patlatacak kadar şirret sesli klâksonlara ne lüzura var? Şoförlere. gündüz ötebildi|in kadar öt, ama geceyansından sonra <höt!> diyeceğimiz yerde, kiâksonunu değiştir, pes perdeden, ağırbaslı seslen desek olmaz mı? Bir aralık. sert sesli klâkson yasak edümistL Aman ne rahat seydi o yarabbi! Sonra, ne oldu bihniyorum, bu yasaktan eser kalmadı. O yasak lüzumlu değil idiyse, niçin konmujtu? Lüsumlu idiyse nçden kaldınldı? Istanbul gene o Istanbul, belediye gene o beiediye, halk gene o halk! İmkân olsa, Istanbulun en yüksek tepesine, dev ölçüde bir mikrofon yerleştirip, günün muhtelif saatlerinde oradan, bütün otomobillere: Efendiler, susalııum! diye haykıracağım geliyor. Şehri rahatsız eden klâkson sesi, saat meselesi değil, sadece ayar meselesidir. * clâ, haricden '~ ı t ; 'en kitab ve g=zcip kâftıdmın, ver lisine nazaran daha ucuz olması bir sırdır. Bu Firrı, o sırh k u i ! ' îokup saklamalı. Baspcağı kitabı sansürden geçınci••enleıe kâgıd veril o memesi kararı, bir sırdır. Bu sırn da, o sırlı künkte saklamah. Bir nesil sonra, bu künkleri açıp, halka seyrettirmeli. Bir evvelki nesıl ne acayib şeymiş, ibretle temaşa etsınler! Bir büst ve bir bina Güzel Sanatlar Akaaeınisi yangıaındanberı, Fındıklıdan bir kaç" defa geçip, kül olan o güzelim bınayı melul melul seyretmıştim. Fakat dun, o kapka ra duvarlar, oyuk gözler gibi yüreğe kasvet veıen o boş pencereler, yeşülikleri kül rengine bürünmuş ağaclar, nedense. beni daha fazla hüzunlendirdi. Gözlerimi o acıklı manzaradan \iı müddet ayıramadım. Beni bu fazla huzne sevkeden şey, kapıdan gırılince. hemen orada. sol tarafta duran, merhum Hamdı Beyin büstü idi. Bina yanmadan evvel, kadirbîlirliğin en güzel örneği olarak orada duran bu büst, şimdiki harabenin k?rşısında, bir işkenoe manzarası gösteriyor. Güzel Sanatlar AKademısının banısine, ruhunu hiç şüphesiz mü'emadı biı azab içinde bırakan bu harabe°ye bekçılik etmek ıstırabı mı lâyık? Hamdi Beyin, buvuklüğü ile tabas tabana zıd minimıni bustünu sığdırmak için Akademinin taşındığı yeni binada bunca zamandır. bir ufacık köşe oulunama7 mıvdı?