02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HESAPLÂ \Yazan: Dr. Schacht\ 5 Çe.'iren : Dr. O. Zeki Torgay Mehmetfi Hitler ile aram açılmaya baslamıştı Devlet reisi von Hindenburg'un en umumi efkâr huzurunda, temas ettım. son olarak imzaladığı resmi evrak, Nutkumun radyo ile v€rilmiş olmasma Reich iktisad bakanhğına tayinime dair rağmen basında yayınlanmasına müsakararnamedir. Bu yeni vazifeme Hin ade edilmedi. Hitlerin bana karşı açık denburg'un vefatı tarihi olan 2 ağustos iümsdsızlığı bu nutuktan sonra başla1934 te başladım. Beni bu sıfatla bek mıştır. Dış ticaret sahasmdaki «Yeni plân» lemekte olan en mühim vazife, drş ücaret meselesi idi. Bu mesele maruf cYeni scınerelerini vermeğe başlamıştı, dış tiPlân>4 sayesinde halledilebümiştir. Al caret bilânçomuzcaki açık kapatılmışü, manyatıın fazla miktarda gıda maddesi diviz vaziyetimiz düıelmişti, yeter mikve ham madde ithalâtma ihüyacı vardı. tarda gıda maddeleri ve ham madde Bunları ancak ihracatımızdan elde edi ithal olunuyordu, işsizlik tamamen gilen dövizlerle ödiyebiliyorduk. Halbuki, clerilmişti. Kalkınmayı ilerletmek için Almanyanın ihracatj pek azalmışü. It iktisadi hayatı yeni esaslara uyöurulmuş halâtımızı ihracat Ue ödemekten başka sakin bir durumda devam ettirmek lâçare de kalmamıştı. İnsan ıstediği her zim geliyordu. Fakat bu sskin ve tabiî şeyi satın alamayınca evvelâ en müb ilerleme Hitler'i hiç de tatrnin eüniyorrem olanmı tedarik eder, bunu da 6\ı. Çünkü onun başlıca gayesi silâhlanmenfaatine en uygun şekilde saün al mak ve bu işi çabuk yapmaktı. Henüz 1935 yazmdan itibaren ordu mak ister. Ancak bu husustaki «menfaat. mefhumu «en ucuz fiatla almak» üzerine tazyik yapmağa başladım ve ormanasına gelmez. Yabancı maddelere o du erkânma verdiğim muhielii konfelan ihtiyacımızı temin için yeter mik re'nslarda silâhlanma ile iktisadi durum tarda dövizimız bulunmadığmdan artık arasmdaki sıkı münasebetleri anlatmak bizim için fiatların ucuzluğunun bir e istedim ve iktisadî durumumuz icabatı olarak silâhlarunamn tahdidi lüzumunu hemmiyeti kalmamıştı, bütün dava, isaret ettim. Bu ikazlarım ordu erkânı muhtac olduğumuz mahsulleri, pahalı Erasında müsaid akisler bıraktığı halde dah: olsa, her hangi bir yerden satın aHarbiye Bakanı Von Blomberg tarafınlabilmemiz ihtimalinin mevcud olup dan hiç de iyi karşılanmamıştır. oîmaması idi. Ancak alacağımız malları Halbuki silâhlanmaya alabildiğine deAlman mamulleri ihracatile ödememiz vam ediliyor, bu da döviz vaziyetimizi şarttı. Bunun için siyasefimizi muhtac yeniden tehlikeye düşurüyordu. Konolduğumuz mahsulleri verecek ve maltrolum altında olmıyan bu işin mesulilarımıa alacak ziraat ve ham madde yetini daha fazla taşımamak maksadi'ıe mcmleketlerine tevcih ettik. Bu mem Hıtler'e müracaat ederek döviz işlerinin leketlerle akdettiğimiz klering anlaş tanzimi vazifesinden affımı istedim. Bu tnalan sayesinde ihtiyaclarunızı temin vszife nisan 1936 da Göring'e verildi, edebildiğimiz gibi kendi ihracatımızı da Göring de nüfuzunu iktisadi alanda dahayli inkişaf ettirdik. hi genişletmek için bu vazifeyi bir fırBu sahada takib ettiğim siyasete sat bildi. Hitler bir defa bile iürazda bulunmaDöviz işler: ala^ından çekilmiş olmi}, bana tam bir hareket serbestisi makla beraber diğer konulardaki faalivermiştir. yetime devam ettim. Ötedenberi müs1935 ilkbaharmda askerlik mükelle temleke siyaseti fikrini müdafaa etmifiyeti yeniden ihdas olundu, 1936 ilk şimdir. fakat bir imparatorluk zihniyebaharında da Ren havalisi (1) Alman tiie değil, bilâkis ana yurdunda yeter ordusu tarafından tekrar işgal olundu. genişlikte ziraat sahalarma malik olmıBu sıralarda Hitler en ziyade muhtelif ya" sanayici bir milletin, ieşesini temin inşaat işlerile ve bu arada otomobil için munzsm araziye muhtac olduğu kayollarile meşguldü, kararlarının dış naatile. Versaille sulh muahedesi hüküm memleketlerde yapuğı aksülâmele tâbi krince eski müstemlokelerinin Almanolarak, mizacı pek çabuk değişiyordu, yanın elinden alınması. Avrupa sulhjnu bazan bitkin ve ümidsiz, bazan da ce ağır bir surette tehdid altında bulunsur ve muzaffer görünüyordu. Hitler'in durmuştur. Çünkü Almanyanın nüfus takib ettiği tecavüzkâr dış siyaset kaı davasının uygun bir şekilde halli imşısında haıicin tamamen hareketsiz kal kânları bu sureüe kaybolmuştur. Eğ^r ması, Ingilterenin deniz silâhlan hak Almanya 1918 den sonra ç?l:şma kudkında bir anlaşma akdine yanaş,ması, retini. sanayi maddelerinin ihracatı meVersay ve Lokarno muahedelerinin ih seiesine tevcih edeceğine, eski müstemlâli karşısında ilgili devletlerin yalnız kkelerinin inkişafına tahsis edebilseydi, kâğıd üzerinde protesto ile iktifa eyle ysğını ve ekmeğini müstemlekelerinden meleri, bazı memleketlerde kendisine teoarik eder, aşırı bir rekabetle cihan karşı gösterilen sonsuz hayranhk onun pazarlannı telâşa düşürmek mecburiyemizacını kuvvetlendinnekte ve nefsine tinde kalmazdı. itımadını arttırmakta amil olmuştur. Bundan başka müstemlekeleri inkişaf Hitler, parüsini törenler, toplantılar, ettirme vazifesi Alman gencliğini manenümayişler ve geçid resimlerile oyalı vî bakımdan dahi bu sahaya çekebileyordu. Bu hareketler artık bir mana c^kti. Genclik heyecanının ve maeera taşımıyor ancak parti mensublarını u hevesinin sevkile Alman çocukları Hityanık tutuyor ve guya kendilerinin ye ler gencliği teşkilâtmm semeresiz asker ni devlette mühim bir yer işgal ettikleri cyunlarile yıllarca vakit heba edecekçalışarak zehabını uyandınyordu. Parti ileri ge lerine bu müstemlekelerde lenleri de bundan cesaret alaıak bu gayret ve kabiliyetlerini genel ilerleme ettirebileceklerdirunlarım artık her yere sokmaktan menfaatine inkişaf çekinmiyorlardı. Hitler bu hususlarda Bismarck'ın 1871 den sonra Fransamn şikâyetler işitince eski parti arkadaşla dikkat nazannı kuzey Afrikadaki müsnnı imkân dahilinde himaye eder vc bu temlekelerinin imar ve inkişafı üzerine Versuretle onları kendisine bir kat daha çeken makul siyaseti maalesef bağlardı. Hitler'ce cezayı icab ettiren saille'da hiç bir aksülâmel bulamamışsuç, sadece onun emirlerine ve siyase tır. (Arkası var) tine karşı koymaktan ibaretti, devlet nizam ve hukukunun ihlâl edilmij ol(1) Ren havalisi Vers'aUles muahedesi ması hiç de ehemmiyetli sayümıyordu, gereğince gayriaskeri hale getii'ilmişti. çünkü devlet bizzat kendisi idi. Ilk zamanlarda Hitler beni de kendi yakm muhitine ithal etmek istedi. Riıilk k cası üzerine iki defa Başbakanhkta öğle yemeğinde beraber bulundum. Bu da bana kâfi idi. Konuşup görüşme seviyesi pek basit olduktan başka Hitlerin ukalâlığı da nefretimi mucib olmuştu. Onun yemek masasmda artık bir daha da bulunmadım. Parti kodamanlarile sıkı temastan dahi cekindim, çünkü onlarla önemli meseleler görüşülemezdi, bir çoğu esasen tahsil ve terbiyeden mahrumdu. Aynı zamanda vali olan muhtelif bölgeler parti başkanlan arasında akacemi mensubu ndan itibare.n posta müvezziine ve ziraat amelesine kadar her sınıftan insan vardı. Bunlar kendilerini Hitler'den ilham almış devlet ricali sayıyorlardı. Devlet işlerindeki kabiliyetleri ise tahsil ve tecrübeye değil de hüsnü kuruntuya ve palavraya istinad ediyoıdu. En büyük zorluğu Yahudi meselesi teşkil ediyordu. Bu mesele Nürnberg mahkemesinde büyük bir yer işgal etmiştir. Dikkate değer ki, milyonlarca Yahudinin öldürüldüğünü bir çok suçlular ancak bu mahkeme dolayısile öğrenmişlerdir Yahudi meselesindeki k?naatimi değhtirmedim. Yahudilerın en yüksek kültür Tnakamlarını elde etmeğe yeltenmelerini. bizzat onların menfaatleri adına, hatah buluyordum. Kültürün kökleri dindedir, Almanlarm dini ise Hıristiyanhktır. Kültür ve sivilizasyon başka başka şeylerdir. BuESERINI INGILIZCE ASLINnun için Hıristiyan bir devletin kültür PAN,METNE TAM BİR. SAsiyaseti, ister Yahudi. ister Müslüman, isterse Budist olsun, başka din men DAKATLE TEBCÜME ETTİ! sublarına emanet edilemez. Bunun barıcindeki sahalarda ise Yshııdi de diARİF BOLAT ğer yurddaşiarın hak ve cerbestisine tamamen malik olabilmeliydi. KİTABEVİ Mayıs 1935 te Hitlere iki resmî muhtıra verdim. Bunlardan birisinde partinin muhtelif tesekkülleri tarafından durmadan para' toplandığını isaret ederek bu hareketin ikincisinde de partiİlkokul öğretmenlerine: tı'.n kilise ve Yahudiler öleyhindeki tecavüzkâr faaliyetlerinin durdurulmasını Yeni programa göre istiyordum. 1. 2, 3 üncü sınıf Hitler benim bu açıx konuşmamdan fena halde kızrnış olmakla beraber beni teskine uğraşarak bu hareketierin Çıktı. 30 kuruştur. ihtilâlin icabatı olduğunu ve fakat vakında durdurulacağını beyan etti. 1 inci Sınıf Hayat Bilgisi Fakat bu boş sözlerle iktifa etmedim 1 Ocakta Çıkıyor, 10 Kuruş. bir kaç ay sonra <ağusio= Î935» Kcnigsberg'de tertib edilen rr.ilietlerarası serginin açılış töreninde verdiğim mıtukta gene ayni meselelere ve bu defa • Posta Kutusu 11. İstanbul • Sehir SIHHİ BAHİSLER haberleri A Bütün * Rumanyadaki salgıtt tutuıtumıız 1 İ I 4 E T M NALINAİ i l i i U İMIHINAJ Malî yılbaşı satıldı Yabancı firmaların müracaatle. rine cevab verüemiyor 1947 yılı tütün mahsulü ismaraen satılmıştır. Bu yakınlarda rr.fcmleketimize müracaat eden yabancı bazı firmaların taleblcrine cevab verüememektedir. Hattâ. Türkiyenin tütün davasile alâ'<adar olan bir yabancı firmanm sahibi şöyle demiştir: « Tütün, tütün dediniz. Şimdi de biz tütün alrr.ak için müracaat ediyv. fakat bulamıyoruz. Bize mutlaka yeni piyasanın açılması aerektiğı söyieniliyor • İç ve d:ş poîıtikanın çekici kud hastalık: Pellagra I Necmeddin Sadak iyileşiyor Memnuni;et'e haber aldığ.rcıza gir.e. Dış IMeri Bakanı Necmeddin Sad^âın sağlık durumu gittıkçe iyileşmektec'ir. Sadak, muhtemelen pazar gıim: Ankaraya gidecektir Meclis Başkanının ziyarcti Büyük Millet Meclisi Başkanı Şükrü Saracoğlu dün Vilâyete gelerek Vali ve Bel?diye Baskan vekili Haluk Nihad Pcpeyıyi ziyaret etmiştir. M. Sofronopulos'un başkanlığında üç kişilik bir Yunan iktisad heyeti çehrimize gelmiştir. Heyet şehrimizde bir kaç gun kalarak bazı ekonomik temaslar yapacaktır. Şehrimize gelen Yunan heyeti Denizyollan eski Genel Müdür muavini Danıştaya başvurdu Yü« haddir.i ouidurduğundan d.i syı vazıfesıne son verilen Der.izyolları İdaresi Genel Mudürlügünün eski muavinlerinden Avni Serter, bu kararl uygunsuz bulnîuş ve İdare aleyhıne Danıştay nezdinde bir dava açmıştır. Deııizyolları İdaresi. müdafaasırı hazırlamaktadır. Bir AngloAnıerikan heyeti dün gitti Amerikanın Sofya askori ataşesi Albay Pitchford ile İngiliz ataşesi Albay Green'in dahil olriuğu altı ki;ilik heyet. dün hususi bir uçakla Sofyaya gitmiştir. Heyet. Sofjadan, Amerikan Elçisi Mr. Donald Heath/i alarak Londraya gidecektir. Lor.drada yapılacak bir toplantıda Balkanların siyasi durumu görüşülecektir. Elektrik faturalarındaki yüksekliğin sebebi Doklor Nureddin isminde bir vatandaş. bu ay gelen elektrik faturalarınm pek kabarık olduğundan şikâyet etmiş ve bunun kasden yapılan teknik bir dcğişıklıkten ileri geldiğmi zannettiğini. halkın istıhlâk etmeden boş ycre para ödediğini beyan etmişti. Elektrik İdaresi Tckr.ik Muavini ile gorüştük. Kaf:yyen böyle bir şey olamıyacağını. bu defakı faturalsrın fazlalığının elektrik üeretlerine yapılan ?on zamdan ileri geldiğini söyledi. Yüksek Denizcilik Okulunun Eğitim Bakanlığına bağlanması düşünülüyor Yüksek Denizcilik Okulunun Milli Eğitim Bakanhğına bağlanacağı söylenmektedir. Bu hususta malumatına müracaat ettiğimiz okul Müdiırii Baki Hüsman, bir arksdaşımııa şunları söylemiştir: « Bu is Teşkilât Kanunıle alâkalıdır. Bu hususta bizım malumatımız yoktur. Oku'.un Milli Eğitim Bakanhğına bağlanması ancak Büyük Millet Meclisınin, Teşkilât Kanununda yapacağı bir değişiklikle mümkün olabllir. Yalova cinayetinin duruşmasında savcı. bir sanığın idamını istedi Yalovada Osman admda bir şahsı pusu kıırmak suretile oldüren Süleyman ile cinayete yardım etmek üzere yanında bulunan Ahmed ve Süleymanı bu cinayeti işlemeye teşvik eden Mustafanın Birinci Ağırceza Mahkemesindeki duruşmaları son safhaya gclmiştir. Esas hakkmda iddiasını serded?n savcı, cinayeti etrafile anlattıktan sonra. Süleymanın taammüden adam öldürmek suçundan idamını, Mustafa ile Ahmedin de cinayete iştirak «uçlarından 20 sene müddetle ağır hapse mahkum edilmelerini istemiştir. Duruşma, müdafaa için talik edilmiştir. ÇIKTI l. Devriy* gezdikleri bir snada Esref adında br şahst dövmekten suçlu olsrak Yedinci Asliye Ceza Mahkemesince üçer ay hapis ve üçer ay da memuriyetten men cezasına çarptırılan Fener Emniyet Başkomiserliğine bağlı 265 yaka sayılı polis memuru Zekeriya N'azîar ve Ferer Kâtib Muslihiddin mahallesi gece bekçisi Şükrü Çavuşoğlu haklarındaki bu hüküm Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesince tasdik ediîmiş ve ilâmları infaz için savcıbğa verilmiştir. Adam döven polisle bekçinin mahkumiyetlerinj Yargıtay tasdik etti da gazete sütunlarının bir köjeime sıkışmış küçük bir haber vardı: «Ru ı kızarır, düzleşir. Sonraları, rengi somanyada pellagra hastalığı salgın I lar. haldedır. 35,000 musab vardır.» OHastada zayıflama ve bilhassa kan kuyuculanm arasında bu hastalığın sızhk süratle ılerler. Denilebilir ki ne olduğunu bilmiyenlerin çok ola hasta gittikçe kurur. Bu sırada becağını tahmin. ediyorum. Onun ıçın yin. nıurdar ilık ve sinirler üzerır.bugün de bu hastalık üzerinde dur de de bir takım hastalık tezahuricri mak istıyorum. başgösterir. Evvelâ dikkati çeken ruPellagramn lugat mânası (Ku:u hi olanlarıdır. Hastalarda uyku.ıjzderi) demektir. Bunun deride yap luk, müthiş bir iç sıkıntısı, hayattan tığı değişikhkler bakımından böyle zevk alamamak gibi haller başgösbir isim verilmiş olduğu anlaşılıyor. terir. O derece sıkılırlar ki içlermde Halbuki pellagra sade bir aerı has intihara kalkanlar az değildir. tahğı değildir. İç uzuvlarda ve bılHalsizlik günden güne art&r. iolhassa sinır sisteminde yaptığı bo lar ve bacaklar tutmamaya, hastalır zukluklar yanında esasen deridek:l?r yürümekte müşkülât çekmeye başhiç kalır. larlar. Âdeta felc olmuş gıbidirler. Peüagranın scbebı uzun yıllar mü Uyuşukluk, karıncalanma hıssedernakaşalı kalmıştır. Hastalığın gok ler. Tedavi edilemeyip te bu îek'lde mısır yiyen ınsan!arda görülmesı ii ölenler de vardır. Fakat bir v^Çiunzerıne mısırJa ilgisı düşünülmüştür. da da hastalık kendiliğinden düzelir Hatta mısirda bulunan bir mıkrob ve ertesi yıl yeniden tekrarlar. vcya mantann veyahud bir zehırın İkmci Cihan Harbi içinde Karatesirile olduğu üzerinde uzun yıllaı deniz sahili halkından İstanbula bu durulmuştur. Doğrusunu söyleme:< hastalıktan dolayı gelenler epeyce lâzım gelirse. bugvilı bile mısırın r.i vardı. Malumdur ki oraların halkı lü, başka yollardan olmak üzer3, daha çok mısırla geçinirler. inkâr edilmemektedır. Bu hastalık Türkiyede ilk vaV'r. Birinci Cidünyanın her tarafında olduğu jjıbi han !*:•;• oi sonra, esaretten çeri bizde de görülür. Ve gerçekten mı dönen askerlerimiz arasında görülsır ekmeği ile geçinen halk arasında müştür. Esasen vitamin adı da 1912 görülür. de konmuş oltiuğundan ondan daha cild Uzun yıllar sebeb üzerindeki mu evvel görülmüş ise bile bir nakaşa devam ettikten sonra niha hastalığı, güneş yan'ğı ve saire gibi yet pellagramn sebebi vitamınsızhk teşhislerle gözden kaçmıştır. Ameolduğu genel olarak kabul edilmiştir. rikada (PP) maddesinin keşfindcn Vitaminler alfabetik bir takım vd sonra bu hastalığın tedavisi çok kularla anıldığı malumdur. Pellagra laylaşmıştır. Esasen bu hastalık Amn husulüne sebeb olan yoksu'luk, nıerikada da çok görülür. O zaman B grupu vitaminlerine aiddir. İ'.k za bu ilâcı kullanan Rumanyalı hekimmanlar bunun yalnız bu grupta bu lcr, hiç bir netice alamadıklarını lunan (PP) parçasının yokluğundan söylemişlerdi. Amerikalı ve Rumanhekimler arasında bir münakaileri geldiği sarülmıştı (PP, ingıliz,'e Pelagra preventiv kelimelerinin ilk şa başgösterdi. Nihayet mesele anharfleri almarak konulmuştur. Bu laşıldı: Hastalığın Amerikadaki sekelimeler ise pellagradı koruyan nıâ bebi vitaminsizliktir. y nasınadır). sebebi ise etsizliktir. Nitekim Ruman Halbuki sonraki tetkikler, bu par yada hastaneye kaîdırılan hastalar çanın eksikliği asıl hastalığı doğur (PP) maddesinin şırıngasından isti makla beraber. gene B grupuna riu ıade ediyorlardı. Çünkü hastanede hil öteki vitamin parçalarmın da et yiyebiliyorlardı. Halbuki köylerolü olduğunu göstermiştir. (Bura rinde sadece hububatla geçiniyorlarda okuyucularımı biraz aydınlatmaK dı. Tıpkı bizim köylülerimız gibi.. isterim: İlk zamanlar B vitamininin Tedavideki tesire daır olan bu çatek bir vitamin olduğu sanılmıştı. tışma, pellagramn sebebi üzerinde Halbuki sonradan kımyevî terkibleri daha da aydmlanmamıza hızmet etve. tesirlerı bakımından farklı b:r ti. Şöyle kı: cok parçalardan yapılmış olduğu anAdına PP denilen maddenin vülaşılarak B grupu adı verilmiştir.) cudü pellagradan koruyabilmesi ıçın Hastalık daha ziyade ilkbahard?. yüksek kıymetli olan hayvani alLügörülür. Rumanyada sonbaharda b r minlere ihtiyaç vardır. Eğer bu alsalgın yapmış olması. dikhate şayan büminler bulunmazsa o zaman bu dır. Gerçi sonbaharda da hastalık vitamin parçası olgunlaşamaz ve negörülürse de asıl olan ilkbahardır. ticede iş göremez. O halde pellagra Hastalık tfl ve avaklarda. yüzde, bir çok sebeblerle olabilir: 1 PP vitamınsiz gıdalarla besyanı eüneşe maruz kalan yerleris kasıntıh bir kızartı şeklinde Daşlar. lerimek (mısır ekıneği ve konscrve Kızaran yeıier kabarıktır. Çok ;. a yiyenlerde olduğu gibi). 2 PP vitamini olsa da hazim kanar. Bir müddet sonra bunlar kabuklanır. Ve nihayet bir ay sonra da bu nalından kana geçememesi (müzmin kabuklar dökülmeye başlar. Döku mide ve barsak bozukluğu olanlarda len kabuklar ve onların yerleri kup olduğu gibi). 3 Vitaminin hazim yollarında kuru ve lekelıdir. Kuru deri mânaharab olması (sarhoşlarda olduğu sına gelen pellagra adı da bundan verilmiştir. Bu sırada iştihasızlıl:, ha gibi.) 4 Vitaminin olgunlaşmaması zımsızlık. mide ve barsak ağrıları, ishaller başlar. Bazan bu isha'.ler (et, yumurta, peynir gibi hayvani kanlı bile olur. Hattâ barsak üzerjn albüminleri yememek yüzünden.) O halde pellagraya yakalansn t i r de yaralar teşekkül eder. Ha=tanın hastaya sadece (PP) maddsi:i şırmağzının köşesinde Perleche denilen ga etmek kâfi gelmez. Asıl sebebi bir kabuk teşekkül eder. Dil yanar, bulup onunla da mücadele lâzımdır. Bu böyle olun^a etle mi, otla mı daha sıhhî yaşanır? Davası kendiliğinden ortaya çıkıyor. Her halde ikisine de muhtacız. Tabiate uygun olmıyan hiç b:r şey sıhhî değildir. 0011 I i l i i u >ı SO? SOVtl WI • Ne gece gündüz et yemek, ne de etin zerresini ağzına koymadan yaşamak doğru değildir. Makul bir nisbet dahilinde hepsini yemek lâzım } Dr. Kemal Saraçoğlu Rumanya gibi yer lerde bu hastalık esasen vardı. Çünkü yukarıda da ar zettiğim gibi Rumen köylüsü de bi zim köylü gibi ete hasrettir. Bizim köylümüz eti kurban bayrammdan bayramına, yahud köyde bir hayvan sakatlanıp kesildiği zaman yer. Ancak gazetelerde verilen havadis doğru ise 35 bin kişinin musab oluşu oradaki iaşe durumunun ne kadar feci olduğunu gösterir. O Ruman ya ki harbden evvel çok müreffeh bir memleketti. Her şeyi, hele buğdayı boldu. Bir hastalığın, mikrobsuz olmasına rağmen böyle bir salgın yapabilmesi için insanlarm vacud mukavemetleri çok düşkün b:r hale gelmiş olması lâzımdır. Buniarı görüp öğrendikçe harb ilâhlarına nefret etmemek elden gelmiyor. B j haberden çıkaracağımız bir ders de, köylümüzün hayat standardını mutlaka yükseltmek lâzım geldiğıdir. Ge çenlerde bir İngiliz dostumuzun dediği gibi şehirlerde yaşıyan bir sınıf halkla köylerde ve kasabalardakı diğer bir sınıf arasında hayat standardı bakımından müthiş bir fark vardır. Gerçi bu harb esnasında buğdcy ve alelumum toprak mahsullerinin para etmesi yüzünden köyde de bir kımıldama olmamış değildir. ancak köylü eline geçen parayı nasıl kullanacağını bilmemiş ve belki o bolluk günlerinden bugüne elinde bir şey kalmamıştır. Açlık, sefalet gibi şeyler her cins salgın hastalığa yol açar. Hattâ yalnız tıbbî hastalıklara değil, siyasilerine bile... Onun için her Türk münevveri, eline geçen her fırsattan faydalanarak köylüyü uyandırmak, hayatını tanzim lakırmn dan ona rohberlik etmek zorundadır. Memleketin yüzde yetmiş beşı köylü nüfusuna dayandığına göre bu yüzde yetm'ş beşin sefaleti, yüzde yirmi beşin refahını da tehlikeye sokar. 1939 da Rumanyada seyahat ediyordum. Trende tanıştığım bir Alman Rumanya için bana şöyle demişti: Toprak çok zengin, fakal haik çok fakir... Galiba biz de öyleyız. Tıbbi ve siyasi her salgına karşı gözümüzü açahm. Necıni Rızanın konseri çok nıuvaffakıyetli oldu Değerli ses sanatkirımız Necmi Rıza. senenin ilk alaturka Konserini evvelki akşam Melek sînemasında seçkin ve pek kalabalık bir dinleyici kütlesinin önünde vermiştir. Üç kısımdan nıüteşekkil olan program, alaturka musikimizin en değerli eserlerini ihtiva etmekteydi Sanatkâr, her parçadan sonra hararetle alkışlanmış ve alkşlar konser nihayete erince büsbütün arttığından ayrıca iki vilen "Adalar sahilinde» şarkısmı dinledıkten sonra salondan ayrılmaya razı olrauştur. nkaradan gelen haberlere göre mali yılbaşı, gene değişecek, bir rivayete göre mart bir rivayete göre de şubat olacakmış. Bizde malî yüın başı evvelce marttı; sonra hazirana nakledildi; daha sonra haziran da beğenilmedi; 1945 te Milâdî takvimin başı olan ocak ayına alındu Sayın dilcilerimiz, uzmanlarunıı şöyle acayib bir tabir de icad etmeği unutmadılar: «Akçeli yıl. Akçeli yıl bütçe yıh veya malî sene deraek olacaktı. Ocak ayının soğuk günlerine tesadüf eden bu buz gibi soğuk lâfı, milli dil şuuru kabul etmedi. Şimdi kimse malî yıl veya bütçe yıb yerine «akçeli yıl» demiyor. Nasreddin Hoca mcrhumun kendi icad edip sonradan kendisinin beğenmediği kar helvası gibi bu tabiri dilimize hediye eden sayın dilciler de beğenmemiş olacaklar ki artık knllanmıyorlar. Maliye Bakanlığına da «Akçeli Bakanlık» veya «Akçe Bakanhgı» demediklerine teşekkür ederek bu bahsi geçelim. Malî yılın tekrar martta veya şubatta başlaması meselesine gelince, Anayasamıza kadar geçen altı oktan biri devrimcilik yani inkılâbcılık olduğnna göre, durmadan yeni devrimler yapmamızı tabiî görmek lâzım geliyor. Bu gidişle malî yılın başı, 12 ayın hepsini bircr birer ziyaret edecck demektir. Hangi ayda bütçe açıkstz kapanırsa, inşallah, o ayda sebat ederiz. sesli dediğim ve takdirkârlarından bir bayanın anlayışlı ihtarile bu lakabı •ipek kadife» ye çevirdiğim güzide sauatkâr Necmi Rıza Ahıskan bu mevsim Istanbulda vereceği konserlerin birincisini, evvelki akşam Melek sinemasında vcrdi. Değerli saz arkadaşları Saıli Işılay, Kemal Niyazi Scyhun. gene bir islidad olan tanburi Ercümend Batanay, Kadri Şençalarla birlikte pek çok alkışlandı. Necmi Rıza, konserinin ikinci kısnu başında, Allahın rahmetine ka^uşan bestekâr Rakım Hocanın adını hürmet ve rahmetle anarak onun en çok sevdiği. Ne bahar kaldı, ne gül, ne de bülbül sesi var Şarkısmı okudu. Yanımda oturan bir zat, sanatkâruı scsini kasdedcrek «bahar ile gül kalmadı ama bülbül sesi var» dedi. Konser bittiği zaman, sahne, sanatkâra hediye edilen çiçeklerle doldu. Bu arada gazetemiz de, sanarı teşvik \e sanatkârı takdir yolundaki duygulanmızın bir ifadesi olarak büyük bir sepet çiçek göndemüşti. Nocmi Rıza, son şarkıyı okuduktaa sonra. mutad olduğu üzere sağdan, soldan sesler yükseldi: « Mümkün mü unutmak? » • Adalar sahilinde! ..» .Bu arada bir gene kız sesi de, . Sensiz yaşamam!» ŞRrkısmı istedi. Bu. güzel esevlerile tcnınmış bestekâr Şerif Içlinin en sevdıği şu şarkısı idi: Sensiz yaşamam; bü k' bu söz bence yemindir. Ruhumda yerin öyle büyüfc, öyle derindir. ömrümde değer varsa senin şaheserindir. Ruhumda yerin ilâ... Bir güzel gene kız sesinin «Scnsiı yaşamam» hitabı utangac bir delikanlı olan Necmi Rızaya manalı geldi de omı mahcub mu etti: yoksa gene kızın dileğini «Adalar sahilinde» yi istiyenlerin gürtiltüsü arasında dııymadı mı ne oldu bilmem? O güzel şarkının yerin« eski «Adalar sahilinde» yi okudu. ikinci bir konserinde «Sensiz yaşamam. şarkısmı programa ithal etmesini sanatkâra şimdidcn hatırlatmak istcrim. Hiç insan bir Ejenc kızın «Sensiz yaşamam» diye istediği şarkıyı söylemez de onu üzer mi? K sonra e endisine kadife îpek Kadifenin konseri Dale Carnegie YARINKİ Dullar kafilesi bugün şehrinıizden ayrılıvor Dunya tuıuna çıkmış o!an altı du'.dan muteşekkil turist kafilesi, bugün Romaya n.ütevcccihen şehrimizden ayrılacaktır. Turistler. dun carr.ileri, sarajları gezm:şlerdir. İZAH Mecmuasını görünüz. Kars şilepi Amerikadan geldi An.evikadan dönen Kars şilepi, Derinceye vanrııştıi1. OEtirdiği 344 ton yardım malzemesini çıkardıktan sonra İstanbula hareket edecek ve gelirken de Maltepeye uğrayarak Bayındırhk B?!;an!ığına aid 84 parça atelys malzemefinı bırakaeaktır. Gemi İstanbulda Amerikadan getirdiği 152 ton tüccar eşyasını boşallacaktır. İki kişi birbirini şişledi Kasımpasada Dereboyu sokağında 10 nu* maralı evde oturan Şeref Yılmaz ile ayni semtte oturan Saim Yeşilağaç. bir alacak me?elesinden kavga etmişler. her ikisi de yanlarında tasımakta oldukları şişlerle birbirlerini yaralaTDişlardır. AV ve DENİZ SPORLARI ÜZÜNTÜYÜ BIRAK YAŞAMAYA BAK B U G Ü N ÇIKTI İ C I N D E K I L E F : \ Kınalı keklik Türkiye Avcılar Klübü Karadeniz bölgemizde av hayvanları Merzifonda bir kurd avı Pompacı Veli Av köpcklerinin yetiştirilmesi Eski ve yeni Ambarlı âlemleri Av ve aşk (roman) İstanbul Avcılar Cemiyetini harekete davet ediyoruz Yalovada görülmemiş bir çulluk curnatası Ali Rıza Seyfi. Harun Ülman. Said Özegenin denizciliğe aid kıymetli makaleleri. Lüfer balığı hakkmda Sıtkı Ünerin bir tetîuk yazısı, 1960 otomobili adlı ve Reşid Mazhar Ayda tarafından hazırlanmış bir makale. Bütün avcılara ve denizcilere hararetle tavsiye ederiz. Bir sokak sakinlerinin şikâyeti Sormagir sokağında oturan okuyucularlmızdan çu mektubu alcık: • Bizleı Cihangir mahallesinin Sormagir caddesinde otuımaktayız. Vaziyeti gazetelerde çck defa resimltrile gözüktü ve tenkid konusu oldu. Bu mühim caddede ne parke ve batti ne de adi kaldırım vardır. Tabiate terkedilmiş bir düziük de değildir. Atılan topraklaria hasıl olan tepecikler ve eski yangından kalma birikintiler halkın yüriinîesine mâni olmaktadır. Senelerdenberi Belediyenin, Beyoğlu Kaymakamhğının İstanbulun tu müstesna semtinin güzel bir caddesi olan ve halen bir çok apartımanlann yapılmış ve yapılmalcta bulunduğu meşhur Sormagir sokağının yapıîacağma aid vaidleri de netice vermemiştir. Bu caddede oturanların bir senede verecekleri yol parası ve Belediye resimlerinin bir ktsmile ve az bir himmetle yapılması mümkündür. Bu şikâyetimizin Belediye Başkanlığır.a iblâğı için jiiksek tavassutunuzu dileriz>» OMER RIZA POĞRUL Konservatuar Türk musikisi konseri Konservatuar icra heyeti tarafından her on beş günde bir verilmekte olan ve büyük bir alâka ile takib edilmekte bulunan Türk musikisi konserlerinden beşincisi 14 arslık salı günü saat 18 de Şehir Komedi Tiyatrosunda verilecektir. Konserde Acem Kürdî faslı icra edilecektir. ÜZUNTUSUZ YAŞAMAK SÂNATI C KÜÇÜK HABERLER > KIŞ KİTAPLARI SİR YJmrSEV! •k EREGLİ ile İstanbul arasında haftada bir yapılan seferde bu iskeleye tahsis olunan yolcu miktarının yüzde 20 ye çıkarılması icin Bakanlığa yap Jan müracaat Denizyollan İdaresine havale edilmiştir. Müracaat incelenmektedir. Tanesı 2 5 0 C ü d l i 30?" K u r u ? • ULAŞTIRMA Bakanhgı. Denizyollan İdareEİne, gazetecilere aid otomobılîerin ten AHMET HALİT KİTABEVİ zilâtlı tarife ile araba vapurlarında taşmması için tetkiklerde bulunmasına dair bir tamim göndermiştir. Hakikî ve Resimli • * BEDEN Terbiyesi Başrr.üflsttişt Nizameddin Kırşan ile müfettiş B«»<iri Yjldır'm dün Ankaradan şehrimize gelmişlerdir. İstanbuldaki spor kulüblerini teftiş edeceklerdir. • MOTÖRLÜ trenin muvakkaten tatil edılmesi dolayısile yalnız salı ve cumartesi Dünyanın en ölmez şaheseridir. günleri yapılan Haydarpaşadan 16,58 de kalAsırlardanberi milyonlarca insan kıp Köprüye 17.15 te varan ve 16 25 te tarafından okunmuş ve okunKöprüden kalkıp 16,45 te Haydarpaşaya vamaktadır. Çünkü bu kadar meran iki vapur seferi de kaldırılmıstır. • BEŞİKTAŞ Halkevi Başkanlığından raklı, helecanlı, eğlenceli bir Evimizde pratik ticaret akşam kurslarımn eser henüz yazılmamışhr. Her kış devresi derslerine 15/XII/D48 tarihinden sınıf halkı eğlendiren, sevindiitibaren başlanacaktır. De\'am etmek isteren, hoş vakit geçirten bu kitab jenlerin evimiz idare memuTİuğuna müracakış gecelerinde zevk ve neşe ile rica olunur. okunmakta, her okuyan okumayana tavsiye etmektedir. AslınSEFER 8 PERŞEMBE dan aynen tam olarak nakledildiği için çok kıymetlidir. Çıkan V iki fasikülün birincisi 125, ikina c o cisi 150 kuruştur. Tercüme eden: > RİFAT NECİP. Yayılan yer: Vasati 7.13 12.06 14,28 16.41 18.19 5.27 HİLMİ KİTAP EVİ'dir. Ezani ^ 2.32 | 7,25 9 47 12,00 1.38 12.46 Mevcudıs Kalmadı İkinci Basınsı Yapıldı Röportaj HÂDİSELER İÇYÜZLERİ SIRLAR İFŞAAT Ingilizin kıymetli yüzüğünü nasıl çaldılar? Heddy Lamarr'ın tevdi ettiği sır Çıplak modeller Meşhur Al Capone'i nasıl yakaladım? Amerikada işlenen canavarca bir cinayct Kurşun yağmuru: Birincilik kazanan polis romanı Eva Braun aşıkı Kurt'la karşı karşıya Abdülharnid ve Alman casuslan fctanbul, dehşet içinde: Dr. Kenan Tunakan, Pariste vefat etÜ Şişli Fransız Akliye ve Asabiye hastanesinin Müdürü ve mütehassısı doktor Kenan Tunakanın Pariste Broussais hastarresinde vefat ettiğini teessürle haber aldık. Otuz senedir mesleğinde dürüstlüğile, bilgisile, iyi» likseverliğile tanılmış bu kıymetli doktorun gurbet diyarında gene bir insanl ve tıbbi vazifesini yaparken vefatı, kendisini tanıyanlar arasında derin bir teessür uyandırmıştır. Ailesi efradma ve hekim arkadaşlarına bajsağlıgı dileriz. BINBİR GECE HİKÂYELERİ 8 sahifelik forma halinde roman 2 NGİ SAYISI BUGÜN ÇIKTI. MÜVEZZİLERDEN İSTEYİNİZ. CÜMHURİYET •, Bir aylık Üç aylık Altı aylık Senelik Nüshası 10 kuruştuı . . . Türkly» lçlD Harle Abone şeraıh 1< Iklndi Imsak MUAMELE Adrese dikkat: Înkilâp VERGİSVne aid defterlerinizi almadan, înkilâp Kitabevinin birinci hamur kâğıda çok temiz olarak hazırlattığı muamele defterlerini bir kere görmenizi tavsiye ederiz. Kİtabevİ, Ankara Caddesi No. 155 300 Kr. «00 Kx. 800 > 1(00 • 1500 • 2900 > 2800 • 6400 • D İ K K A T Gazetemiie gdnderilen evratc ve yazılaı aefredilsin edümesln lad* olunmL ÜânlardaD mesullyet kabol tiDmez. ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle