05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET !? Ardı!;: 1:13 HESAPLASMA* Yazan: Dr. Schacht i Çevrer : Dr. O Zekı Torgoy Mehmetli Alman milletine bir «.hayat sahası» istenaiş olmam. Nürnberg mahkemesinda, fcenim Hitler'in emellerine temayülüm« ve bir taarruz harbine muvafakatirr.e bir delil olarak gösterilmek istenroiştir. Bu ithamın bilhassa Amerikan savcısi tarafmdan yapılmış olmasına hayret etfiğimi mahkemeye bildirdim. Fühakika Wilson'un, maalesef sonradan terkedilen, mahud 14 maddesinde Almanyaya. müstemleke alanındaki menfaatlerinin korunacağı, yani hayat sahasını geni«letmek imkânlannın sağlanacağı vadolunmustu. Ben de müstemlekeierden başka bir hayat sahası hiç bir zaman taleb etmedim. Hem de hiç bir yabancı müstemlekeye göz komadım, sndece kendi müjrtemlekelerimizi istedim, bunlar esasen eski hasımlarımız tsrafından manda esasına göre idare edilmekte bulunup ilhak edilmemislerdi. Hitler'i müstemlekeler rrnîselesile daha yakmcan ügilendirmeğe bir hayH •uğraştım. Bu mesele esasen partinin programına da ithal olunmuştu. Buna mukabil Hitler'in aklı, Avrupanm doğusuna doğru genişlemek yolunda «M^in Kampf» adh kitabmda ycr bulan, fakat tahakkuku ihtimali bulunmıyan hayallere aaplanıp kalmiftı. Doğuya doğru genişlemenin imkânsızhğına bizzat bu propaganda kitabmda da işaret olunmustu. Fühakika Hitler bunun tahakkukunu İngilterenin muvafakatine bağlı tutmUftur. Halbuki, İngilterenin Avrupa nizamının bu »ekilde bir değişikliğe uğramasına muvafakat edebileceğini makul hiç bir siysset adamı bekleyemezdi. 1936 yazında, eskl Alman müstemlekelerinden bir veya bir kaçının Almanyaya iadesi zımnında Fransız hükumetile temaslarda bulunmak üzere Parise gitmek İçin Hitler'in müsaadesini temine muvaffak oldum. Bu tesebbüsüm Leon Blum hükumeti tarafmdan teşekkürc değer bir anlayışla karşılandı. Fransız hükumeti bu meseleyi iyi niyetle müzakare etmeğe ve bu hususta İagiliz hükumeüle temasa geçmeye esas itibarile rr.uvafakat etmişti. Fransız hükumetinin durumu hana büyük umudlar verirken İngiltcrenın cevabını aylarca geciktirmesi maneviyatımı tamamen kırmıştı. Nihsyet şubat 1937 de Londradan umud verici mahrem bir haber alabilmiştim. Fa kat Londıanın kat'î muvafakat haberi gelmeden Hitler'in İspanya İ Ç harbine müdahalesi, batı devletlerile münasebetlerimizî yeniden azamî derecede kötüleştirdiğir.den müstemleke meselesindek: bütün umudlar mahvoimustu. Hattâ Diş İşleri Bakanı Von Neurath'ın bu hususta Londra ve Paris£ gitmesi kararlastırılmışken «eyahat gerl bırakılmiş ve benim muvaffakiyetle başladığun müzakereleı de kesilmişti. Alenî mukavenet İktisadî vEziyetimizi iyileşürmeğe yarayabilecek olan müstemleka davası böy lece tekrar çıkmaza saptırılmıştı. Dış ticaret meselesi Alman milletinin varhğına yeniden ağır surette tazyik icrssına başlamıştı. İktisadi sahada Göring ile mevcud geçimsizlik şimdi artık Hitler'le de başgöstermişti. Hitler, karşısmda, kendisince de takdir edilen bir mütehassıs gördüğü müddetçe iktisadî siyasetten tamamen uzak bulunmuşru. Fakat şimdi Göring'in bu işlere katılması üzerine Hitler iktisadî sahada dahi dizginleri elinde tutmak arzu etüğini ve buna muktedir olduğunu Göring'e göstermek sevdasuıa düşmüstü. Ağustos 1936 da Hitler tarafmdan Göring'in çahşmalarına esas teşkil etmek üzere, iktisadî mescleler hakkmda bir muhtıra hazırlanmış olduğunu ancak Nürnberg muhakemesi münasebetile, yani tam 10 yıl sonra öğrendim. Mahrem tutulan bu muhtıra benim takib etmiş olduğum iktisadî siyasetin tamamen terkedilmis olduğunu göstermekle kalmamış, ayni zamanda Hitler'in tâ o tarihlerde şahsım aleyhine dönmüş olduğunu da açıklamıştır. Hitler gerek bana karşı duyguları, gerekse düşünce ve kanaatlari bakımından akyhinde olduğunu daha evvel hiç bir surette ihsas etmemişti Bu itibarla mahrem muhtıra bu adamm ikiyüzlü!üğü ve düzenbazlığı hakkmda çok kuvvetli bir delil teşkil etmektedir. Mahud «("Dört yıllık plân» ın temelini teşkil eden bu muhtıramn bilhassa «şu cümleleri dikkate değer: «Iküsadî devlet teşekküllerinin vazifesi, istihsal usullerile meşgul olmak değildlr Bu mesele İktisad Bakanhğım kat'iyyen iigirendirmez. Burdan başka Alman demir istihsalâtınm azamî dereeeye yükseltilmesi icab etmektedir. Bu hususta "/t26 muhteviyatlı olan Alman dernir cevherlerinden ^45 muhteviyatlı ^ ' Gestapo, evime bîr hafiye yerleştirmişti İsveç demirl kadar ucuz Utihsal yapamıyacağımız yolunda ileri sürülen iti razların manası yoktur. Amma bunun için bütün demir izabe fırınlarmm değiştlrilmesi icab edecekmiş, bu da mühim sayılair.az.» Bir kaç kelime arasına sıkismış bu ka dar çok bilgisizüğe cidden end3r rastgelinebilir. Dört yıllık Plân çerçevesi dahılindc boyuna kararname ve talimatnameler yağdıran Göring, büyük sanayi sahiblerinin 17 aralık 1936 tarihli bir toplanüsında şoyle diyordu: «Maksad, iktuadî istihsal yapmak değildir, bilâkis yalnızca istihsal yapmakür. Döviz tedariki işine gelince, bu sahadaki nizamlara riayel* edilip edilmemesinin bence ehemmiyeti yoktur, yeter ki döviz tedarik edilsin. Bana döviz temin eden, kanunlara mugayir harekette bulunmuş o'sa dahi, cezssız k?.!acaktır.< Bu, iktisadî nizam ve ahlâkın tamamen sukutu demekti. Bakanlıktan istifa Bütün bu hâdiseler Göring ile aramızda mevcud geçimsizliği gittikçe şiddetlendiriyor, Hitler'e ve partiye güvenen Göring vazifemi ifa hususunda bana boyuna güçlük çıkarıyordu. Göring nihayet temmuz 1937 de benim salâhiyetim sahasma giren maden 19leri kararnamesini bana daha evvel haber venneden neşredince Hitler'e basvurarak beni Reich Iktisad Bakanhaıntlan affetmesini rica ettim. Mücbir sebeb 0larak şunlan bildirmiştim: «Mesuliyet ilfc salâhiyet birbirinden aynlamaz. Bir ijten mesul bensem, bu hususta trair vermek salâhiyeti de benim olmalırhr. Salâhiyet Göring'in olacaksa mesuliyet de onun olmahdır. Göring'in emrl altında çalışmaksa, benim için bahis kor.usu olamaz. Çünkü. iktisadi işlerde Göring'in anlayıjı çok az, benim anlayışım ise çok fazladır.» Aradan üç ay geçüği halde Hitler istifam hakkında hiç bir şey söyletniyordu, çünkü idari işlerde anlaşmamazhk yüzündcn istifa ettiğimin dışarıya sızmasını istemiyordu. Istifam hususunda kendisile nğ'istos 1937 de Obersalzberg'de vaki göıüşmemiz epeyce heyecanlı olmuştur. Hitler şahsıma karşı olan İyi duygnları hakkmda teminat vermekte, kendisini bırakmamamı rica etmekte ve vatan?everliğime hitab eylemekte idi. FaKat bütün bunlann arkasında saklanan bakikat ise, istifamm umumî efkâra r.Hsıl bildirileceği ve yerime kimin getirileceği meselesi idl. Beni ikna edemiyeceğini anlayınca, iki ay sonra tekrar istifa edecek olursam kabul edeceğini boyan ve fakat iki ay daha vazifede kilmaraı teklif etti. Ben de kabul ettim. Hitler'in kostuğu başka bir jart da, istüamdan aonra sandalyesiz bakan sıfatile gene kendisine istişarf mahiyette yardımda bulunmamdı ki, bunu tebiî reddedemezdim. Bu istisarî yardımı bir defa olsun istemediğini söylemek belki de fazla olur. Evimde casusluk Hitler, benim kendisine muhaiif olduğumu zamanla anladığı nisbette benden uzaklaşmağa bajladı. Beni hududsuz Uraflarına, millî servetin euiistimaline, iktisadi olmıyan istihsale ve rilâhlanmanın hızlandırılmasına engel sayıyordu. Hitler, komju devletlerin rr.enfaatlerinin ihlâltne taraftar olmadığımı da biliyordu. Esasen ötedenberi parti nezdinde demokrat, mason ve dinine sadık bir hıristiyan olarak şüpheli şahıs diye tanmıyordum. İlk yıllarda Hitler •beni partiye karşı himayesine alrr.ıştı. Fakat şimdi vaziyet değişmijti. Hitler'in plânlanna muhaiif olduğumu ve kendisinin buna pek kızdığını parti mahfilleri de anlamağa başlamıştı. Beni artık herkes partinin düşmanı sayıyordu. Parti teşkilâtı beni daha yakıııöan göz altma almağa koyuldular. Henüz 1935 yılı ba}larında evirnde ya bir gizli mikrofon. yahud bir satılmış v.isıtasile hafiyelik yapılmakta olduğundan şüphelenmiştim. Itimad ettiğim bir r':ütehassısı çağırarak evimi arattım. Neticede. telefonuma ilâve edilmiş olan bir dinleme aletinin ev müstahdemlerinden birinin odasına bağlanmış olduğu ve bu hafiyenin Gestapo'ya «'gizli polise) muntazaman raporlar verdiği meydana çıktı. Bana teveccühü olan Amerikan büyük elçisi Mr. Dodd arahk 1937 de ziyaretime gelerek, Gestapo tarafmdan hayatıma karşı bir suikasd hazırlandı^ı yolunda beni ikaz etti. En az 1937/38 yılından itibaren parti düşmanı sayıld:ğım Nürnberg mahkemesinde zrıpta geçmiştir. fArkası var) Dil Pavasında Kafı Sehîr haberleri İlk 10 Okullann Karara Poğru | NALINA Başarılar dileriz! evlet Denizyollan ve Limanları I§letme idaresi Genel müdürlüğünde son yapüan tavin. muhtelif gazetelerin üzerinde durdukları günün meselelerinden biri oldu. Bu Genel müdürlüğe tayin edilen, Toprak Mahsulleri Oflsi eski Genel müdürü Cemil Parmanın barem derccesi, yeni vazifesinin maaşını almağa müsaid olmadığı için, evvelki gunkü Cumhuriyet'te çıkan bir habere göre işi kitaba uydurmak yoluna şidilml) ve kendisine üç takdirname verilerek terfi ettirilmesi düşünühnüştür. Bu sebeble yeni Genel Müdür, üçüncii takdirnameyi sene sonunda alarak 1949 başında vazifesine başlayacaktır. Bu tedbir, bana, Meşrutiyetîn ilk yıllarında yapılan buna bcnzer bir terfl usulünü hatırlattı. O zaman Ycmene gönderilen subaylara kıdem zamnu yapılarak terfi ettiriliyorlardı. Günün biıindc Mebusan Meclisi o zaman Harbiye N'azırı olan Salih Paşayı bir istizaha çekti. Nazır, daha kıdemli albaylar d n rurken kıdcmsiz bir albayı Yemene göndermiş ve pajalığa terfi ettmniştL Bu da, o zaman siyasete kanşan orduda memnuniyetsizljgi mucib obnu^tu. Salilı Paşa, istizaha verdiği cevabda, bu husustaki kanuna uynlduğunu söyledi. Bazı muhaiif mebuslar, İyi ama dediler, siz kıdernsiz miralayları Yemene gönderip paşahğa terfi ettiriyor: sonra da onları geri alıyorsunuz. Onlar da böylece vaktinden evvel tevfi etmiş oluyorlar. Bu suretle kıdemlilerin hakkını jiyorsunuz ve himaye etmek istediklerinizi vaktinden evvel livalığa yükseltiyorsunuz. Kanun yapılırken kıdemliler durıiTken kıdemsizlerin Yemene gönderilmemesi ciheti gözönünde tutubnadığı ve Saiih Paşa da, Ittihad ve Terakki fırkasının ckseriyetine dayandığı için. istizahta haklı çıkmış, itimad reyi alarak mevkiini muhafaza etmişti. Şimdi de barem derecelerimle buna bcnzer kitaba uygun terfiler yapılıyor. Halbuki yeni Genel Müdür, bu vazifeye şimdi hakkı olan aylıkla .ayin edilebiîir. vazdfesinde başan iiösterdigi takdirde, kendisine haklı takdirnameter verilerek baremdeki derecesi yükseltilebilirdi. Bugün daha Işe başlamadan en yüksek dereceyi alır ve yarın başan gösterirse nasıl ve neyle taltü edilecek? Yeni vazifesinde başan «österemediği takdirde ise ne olacak? Ehliyet ve liyakat göstermeden verilen takdirnamelerle yükselen derecesi ?cri ml alınacak? Böyle bir şey yapılamıyBcağına göre. aynı derece ve maaşla başka. bir vazifeye nakil ve tayin erîilecek. Nitekim ha'efi hakkında böyle yapılmıştır. sömestr Orta tedrisat müesseseleri 27 aralıktan 3 ocağa kadar kapalı kalacak Millî Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu, dün Milli Eğitim Müdürluklerine birer tamim göndermiştir. Bu tamimde şöyle denilmektedir: « Yapı Kalfa okulları, Ankaıu İkinci Sanat Enstitüsü, lsmet Pasa Kız Enstitüsü, Ankara Aksam K:L' Sanat Okulu, Istanbul Kız Teknik Öğretim Olgunlaşma Enstitüsü raü.:tesna olmak üzere, meslek ve tsktıut öfretim kurumlarında, ilk öğrstım okullarında, orta okullarla iıselerde birinci kanaat notu döneminin «ona ermesi dolayısile, verilecek dinle.vne tatilinin yılbaşı tatili ile birleştirllerek derslere 27 aralık 948 sabahmdan 3 ocak 949 sabahına kadar ara vcrılmesi uygun göriümüştür. > Suriyede Çiçek hastalığı »algınının deva.n etmesi uzerine. sehrimİ2 Ssğlık Müdürlu.;u faaliyeürü hızlandırmıştır. Sağlık Müduru Dr. Faik Yargıcı. dün bu huiusu kendifils görüşen bir arkadaşımıza jurüarı göylcmiştir: Ekiplerımiz durnıadan aşı faaliyetine devam etnıektedirler. Bu aym sonuna kadır, İslaııbulda afllanmamış bir kimsenin kalmıvEcaJını kuvveüe umuyorum. Ummıu H:lzıs3ihha Kanununun 88 inci maddcsi, Xürk:ye dahilindeki herkesin çiçek aşısı olmasmı cmreder. 90 ıncı maddeye göre de 30 vaşına kadar herkes bej senede bir çiçek aşısı yaptırraak mecburiyetindedir. Utt, biz. aşıdan kaçanlar hakkında bu maddeler gereğırce harekete geçeccğiz. Fakat halkımızın aşılanmaya karşı gosterdiji yakın alâka. böyle bir harekete luzum hâsıl etmiyecektir kanaatinde; iru. Şimdiye kadar aşılananlırın yısı 700 000 e yaklaşmıjtır.. Milli Eğitim Bakanhğı tarafmdan. şehrinıiz Miiii Eğitim kadrosunda yeniden bazı nakil • e tayinler y?.pı!mıs ve durum dun Müdurliiğe tebli^ cdümiştir. Bu arada, müfettisler kadrosunds bulunsn Nurullah Ata. Şevki Çek. Tevfık G;ırler ve Tevfik Kut başöğretmenllğ? veya Milli Eğitim Memurluğuna tayin edilmek uzere il emrine verilmişlerdir. Teftis ?efi Şevki Ersan, müdür yardınıcı'ığma. Nureddın Grlz teftiş çefliğine. Ssbri Kolçrk İznıir müfctti;liğine tayin ve nakiedilnıişlerdir. İstanbul Tramvay ve Elektrik İdaresi Otobus İşleün?si Mııdurü Miheııdis Şevki Yr.zmacı. Umum Müdürle aıalarında çıkan bir ihtilâf yüzünden istifa etmis. yerine Fabrika Mudür muavini Muhendis Adnan vckileien t?.yin ecilmiştir. Bu ı^tifânın ntobüslerın kard* lîleylp işlememmii TnUı»kaşasın(isr) zubur ctrigi sö>lern ektcdir. Ay soııuna kadar çiçek aşısı olmıvan kimse kalmıyacak Atatürkün büyük heyecan dalgalaril'S çalkansn heybetli hayatı ma lüm: Harbiyeden yüzbaşıhkla çıkar çıkmaz «istibdad» la mücadele, «ai Mart irticaı» nda .Hürriyet ürdusu» nun Eıkânıharb Reisliği, sonra silsile Eİlsile cenkler; Trablus, Balkan, Çanakkale, Ş k cephesi, Yıldırım ordulan ve îstiklâl muharebeleri. Böyle bir a5k,:rin dılle uğrEşmağa vakti olur mu? Atalürk dil işini ancak 1928 deki .harf inkılâbl» ile ele aldı. Dil davamızın yirmi yıllık bir ömrü var. Bunun ilk on yılı tnatamam onun devrinde geçer. Atatürkün bir suali: Adsna scyahati zamanı. 1923 martının 17 nci cumartesi günü öğleye kadsr Mevîinde çok sinirlenip ötkclenen Gazi Mustafa Kemal Paşa öğleden sonra Tarsusta, Suphi Paşa fabrikasının çağlayanlı bahçesinde çok neşelidir. Zeybek oyunları oynatıyor, şarkılar soyleti;.or, şiiıler okutuyor. Ben de Nazım Hikmetin ttiklâl cengine aid «Kırk harcmiler» şiirini okumuştura. Birdenbire Gazi Paşanın şöyle bir iuaür.e hedef oluyorum: ıSöyle bakayım Ismail Habib. bizim en büyük şairimiz kimdir?> Is;.bet ettiremezsem başıma iş açarım endişesiie olacak, «Vallahi Paşam, dedim, kadınlann kendileri de şür olduğu için şairden en iyi onlar anlar, seyahatin başındanberi merak ediyorum, acaba Lâtife Hanımefendi en çok hangi şairimizi beğeniyor?» Ismail Millî Eğitimde yeni tayinlcr Otobüs İşletmcsi İMüdürü istiia etti Atatürk refikasına dönüp «Sahi, IAtife, sence en büyük şainmiz kimdir? deyince Hanımefendiye verdiğim ptsla kendimi kurtardığıma se'/indim amma Lâtife Hanımın hiç tereddüde lüzum görımeden: «Bunda şüphe mi var Faşam, en büyük şairimiz elbet Tevfik Fikrettir.» diye verdiği cevabı Gazinin de kabul etmış görünmesi beni tasalı tasalı düşündürdü. «Halis türkçe> namına içimde bir jey kırümısu. Türkçenin raferine rağnıen: Bundan evvelki üç yazı türkçenin, nesir ve nazımda, asırlar boyu bir cihadla istiklâline nasıl kavuştuğunu anlatır. Tarsustaki sahneden on yıl önce dilden yabancı kaideler atılmak sayesinde türkçe kapitülâsyonlardan kurruidu. Tarsustaki bahçede: «Artık Serveti Fünun<rulann o lugatli terkibli sun'î dilı çoktan yıkılmıjtır» diyemezdim. Zaten o yıkılısın tam olmadığı o bahçeden bile belliydi. Hâlâ Cenab ve Nazif en büyük nâsir, Fikret en büyük ^air öyle mi? Oyleyse gencliği Serveti Fünun lisatundan kurtarmak için var gücümüzle savaşmak eerek. Kastamonudaki intihab vazifem bitip de Ankaraya döndüğüm zaman hemen o yıl, ysnı 1923 te, ilk eserimi yazmağa koyulu\orum. içimde yalnız şavk değil hınç da var. Işte yedi yüz sahifeîİK «Türk teceddüd edebiyatı tarihi» o hınçla meydana geldi iki kitabdan iki fıkr.ı: Karaden:za?ki fırtına bir kaç gun fas:l«1923 te yazılıp erte=i sene basılarak dan sonra tekrar başUmıştır. Diin Boğa^daıı içeri ancak iki motbr glrebilmis ve 2 şilep daha ertesi yıl neşir saiıa.sjna çıkan o kitabın son sahüesi ;u satırlarla bıter: il« 20 karif,r motör dışsrı çıkanıamışlardır Tekel İdaresi halkımıza bir kolaylık ol tıldı. Fakat harflerimu geno bizim demak üzere 50 gramlık paketlsrle de çay sat ğil. Sadamız ve imlâmu yok. Sarfımız mağa karar vermiş ve dünden İtibaren piya hâlâ kararsızdır. Türkre namına ne saya çıkararak biyilere tevzl etmiştir. Karadeııizde fırtına tekrar başladı 50 gramlık çay paketleri .. . Evet, Arab ve Aceınin kaidcleıi a DükkSn kiralannın serbest bırakılacagı rivayetlerl üzerine. İstanbul Esnaf Cemıyetleri merkezinde, butün esnaf te?ekkülleri temsilcilerinin iştirakile dört saat süren bir toplantı yapılmıştır. Toplantıda söz alan muhts.ıf hatıbler. tiükkân kiraları serbest bırakıldığı takdirde, dukkân sahiblerile kiracılar arasında büyük hidiselerin vuku bulabilecegini belirtsnijlerdir. Bir delege. mülk sahiblerinin. hükumeti. kiraları serbest bırakmağa tesvlk e'.tiklerinl söy'.erıiştir. Neticede. hükumetin bu fikirden vpzgeçmesinl temln için Büyük Miliet Meclisi Baskanlığına ve Başbakanlığn muracaate karar vermişlerdir. İstanbul esnafı. kiralann serbest bırakılmamasını temine çalışacak Atiııa Devlet Operası Şefi Ekonomidcs Avrupanın tanınmı^ orkcstra şeflerinden biri olan Ekonomides. önümvzdeki cumartesi gunü şehrimize gelip 16 aralık persembe günü rilârmoni Derneei Senfonik Orkestrasil» bir konscr verecektir. Gelccek ay içinde de Cemal Rejid Rey, Atiı.aya gıderek. Devlet Or kestrasım biri radyoda olmak üzere iki konser için idare edecektir. Kontiya müessesosinln organize ettigi bu konserler İstanbulla AUna araîinda ilk kiiltürel mübadeleyi teşkil edecektir. Balık da. buz da bol Uskumru akını başladığını ve Yur.anistanın. buz bulunamadığından balık almaktan vazgeçtigi yazılnuştı. Karaağaç Miıessesesi Müdürlüğü. bütün talebleri karşüayacak miktarda bol buz rnevcud oldufur.u, takat hiç bir ihracatçının buz almak için müracaat etmeciğini bildirmektedir. kadar türkçesizlikler yapıyoruı. Milli lisanımu var, öjlc mi? Çok acele; henıiz millî kamusumuz yok. Türkçc\e medeııî lisanların kcrnalinı vermek; ıabbun, bu ne muazzam, bu ne çiiıcl bir cser olacak.» Bu ; edi yüz sanifelik kiıabda bir tane yabancı terkib yoktu. Ûnun yazıldığı sıraiatdı, 1022 sonlarırda, rahmetli dosturo Ibıahim Necrni Dijrcen de aynı mevzud.i •Tarihi edeat dersleri> nin ^i cı;di olarak• Fdebi teceddüdum'izün zuhur ve tekâmülü> ismile 327 sahifelik bir kitsb nnşretti. O kitab çu satırlarla başiar: Onüçüncü kurnu Incri tarihi âlcmin hiiyük bir inkılâbına §ahid olmuştur. Fransa inkılâbı kebiri o zamana kadar mer'i olan usulü medeıuyc ve siyasiyeyi defnederek yerine biisbUtün yeni bir siyakı raedenî ve içtimai vazcylemi] ve bu inkılâbı yapajı Fransa mlleli mevcudeye pi^vâyi tcceddüd sıfatını almıştı.» Bu kitabın lisanı hep bu minval üzere devam ediyordu. Harf Inkılâbındaki endije: Kendi kitabımın son satırlarında fakat harflerimiz gene bizim değil» deyişimle harf inkılâbınri bej yıl önce taraftarlık etmiş olmsmı çıtîatarak övünmek istediğimi sanmaymız. Bu ciheü o kitabı yazandaa da, Hüseyin Cahid Yalçından da çok önce, tâ 1868 de, Londradaki cHürriyet» gazetesinde Namık Rumelihisanmn tamiri Istanbul ArkeoloM Müıslerl Müdürlüğünden: Cumhuriyet gazetesinin 29/11/1948 tarihli nüshasmda "Rumelihisarının tamiri•> başlığile çıkan yazı Sncelenmişür. Ötedenberi tamlri için lmkânlar aranan Rumelihisarının, Belediye bütçesinin müzakeresi sırasında. İstanbulun 500 üncü Fetih yılı münssebeti'je bir an evvel ele alınması «klifl uygun görülmaî ve imar işi için ödenek aranmasma karar verilmiştir. sile Yıldırımı, Belgrad muhasarası an latıiırken Fatihi ve Mohac zaferi canlandınlırken Kanu. niyi metheimek zarureü. Halbuki o zamana kadar Os 4 manlı padişahlarma methiye kimsenin Kemal koskoca bir makale ile heybetli aklmdan geçemezdi. Yunus Nadinin bu heybetli anlatmt}tı. Hüııer l.âün harfle «Tunadan Batıya. yazılarına derin alârınin kabulünü iste;njkte deC;il bütün kasını bütün içyüzile Feridun Osman hüneı onu tatbik ' sahasma çıkarabiı Menteşeoğlu gayet iyi büir. Nadi o yanıekte idi. Bunu ancak Atatürkün son zıların hem çıkmadan bir gün önce, suz perestişi yaptı. lleın son=uz pereE hem çıktığı gün ilk sahifede ilânını emtişi, hem. tabiat kuvvtüeri yibi önüne rettiği içüı Feridun Osman o yolda hadurulmaz mehabeii. 13ajkj uirlü bir reket ederken bir gün Abidin Daveı milletin bütün okur yazaıları bütün ö ağabeyimiz «Yahu, senin yazılar saray mürleri boyunca elde ettiklcri bir ni kabullerinde eli altın sopalı teşrifatçının metten kendilerini bir anda mahrum gelenleri ilânına benzedi!» diye alay bile edebilir miydi? Şimciiki nesil anîamaz. I e tmişü. ! Bizler giden harflerle o gidişe kadurki ^v e t Feridun Osman iyi bilir. Biı ömürlerimizi verdik. Vaptığıraız t u fe gün Yunus Nadinin odasına giıdiğim dakârlığa kargı mazimir.in bin yıllık zaman çok neşeli bir tonla dedi ki: kültüründen kopmıüc gibı büyük bir « Dün gece sofrada senin Belgrad yaendişemiz de vardı. Cumhuriyeti kuıan zısı okunurken biri, (O bunun kim olŞef bin yılın harflerini »'.aı'ken Curn duğunu da söyledi) Fatihkı aleyhince huriyet» gazetesini kuran c'a çok nıü bulunmaya kalkınca Gazi ona «Sus, him bir başmakalesile o büyük endişe FEtin kun. sen kim? O büvük adamın mizi önliyecek bir tedhir öne sürüyor ismini aptest al da ağzma öyle al> diye du. çıkıştı.» Bunun arkasından şunu da ilâYunus Nadinin yazısı: ve etti: ıSenin onlar yalnız hükümdar Rahmetli Yunus Nadi butün okur ya değil: serdardı. diye yazman çok iyi Zoiların aydmlık bir âleırıden koyu olmuş.» Işin padişahlar tarafı böyle atbir alaca karanlığa düijmKmesı için tn landı. Fakat dil tarafı? O yazılarda güaz on beş yıllık bir zam;ın teklif etti. cümün yettiği kadar saf türkçe kulanıIlkmektebin birinci smıfmdsn darü! yordum ama «Tarama Dergisi dili» no fünunun son tınıfına kadar uzayan on hiç yanaşmamıştım. Yunus Nadi gene beş senelik bir zamsn. Almanlar potık bir gün (Artık o yazılann soniarına harflerini atıp Lâtin harflerini alabilmek doğru 1935 senesinin ortalannı geçmişiçin yanm asırdan fazla bir zaman a tik) şunu dedi: «Dün gece Gaziye senin yırdılar. Bizim de hiç olmazsa tahsil Avrupa yazılarmdan birini okudum ve rr.üddetince on beş seneye Ihliyacımız dedim ki: Türkçeyi bundan daha fazla var. O müddet içinde durmadan mazi zorlarsak sun"i dile gideriz. Ne dersin? mizin birinci plândaki kültür eserlerini Gazi kızacağı yerde hak verir gibi bayeni harflere çevirmiş oluruz. On bes şını salladı. Galiba bu ış yakında cîüzestne bitüği zaman artık hem aiaca ka lecek.> ranlığa düşmeksizin, hem mazimizin Realistin 15e karıjması: kültüründen kopmaksızın emin adımikinci safha, 1935 te çıkan «Ceb Kılalarla. . Neden sonra Nadi Beyin ken vuzu>. Belli realist Atatürk idealist disinden dinledim. Atatürk o y»zıyı çok Atanın yanma gidip kulağına birseyler haklı bulmuş. Fakat der ki: Bu ij Mr söylemiş olacak. Atıldıklarına yanayaan evvel kendisi hayattayken ba?arıl kıla hayıflanıp durduğumuz yüzlerle mak lâzımdır. Ne olur ne olmaz hayata ve yüzlerle kelimeler, bir de baktık ki, gözlerini yumuverirse başhınan 15 varı «Ceb Kılavuzu» ile geri gelmiş: «Ahyolda kalabilir. Ne kadar hakhymı?, ne lâk, akıl, asker, bahar; beden; can; kadar. On beş senelik zamantn son bej. cümle, defter, din, edeb, endam, ferd; senesini göremedi fikir, hayal, haber, hafta, hak, heykel, Idealistin hamlesl: hükumet, hürriyet, ırz, kalb, kalem...» Ebedî Şefin en kabarık iki vasfmı Yalnız dilirnizde değil hepimizin damahep biliriz: O, hem en heyecanlı idealist, rında olan bütün bu cins canım kelihem en katı realistti. Idealistliğinde mo rr.elerin geri gelişlerine öyle candan setörünün hamlesile, realistliğüıde de vindik ki. Fakat kurtulan bu mesud Bu münasebetle sayın Cemil Parfreninin kudretile iş gördü. «Harf in kelimeler ancak dört yüz kadardı. kılâbı» ndan sor.ra bir iki sene kekeErtesi sene 1936, gene Yunus Nadi, | mt.nın Türkiye Ticaret Postası pazeteliye geveliye yeni harfleri söktürdüğü kapıya tenbih etmiş, idarehaneye va' sirin 27 kasım 1948 tarihll sayısmda müzü anlayınca dil davasını ele alıyor nnca doğru odasına girdim: «Büyük çıkan kısa beyanatını da beraberce oAtatürk bu davaya önce idealist tara müjde» dedi ve anlattı: «Gazi gayet tıl kuyalım. Gszete «DeniıyoUarı Genel file atılacaktır. Onünde çok cazibelı bir sımlı bir ânahtar buldu. Oyle bir anah müdürü B. Cemil Parmanın çazetemize ideal var: Sinesinden bütün yabancı tar ki en yabancı sandığımız kelimeler bcyanatı» başlığı altında aynen şunlan kelimeleri atmış. atılanların yerine bir bile türkçe oluverlyor.» Geçen sene do yazıyor: yandan maıirun eski kitablarında uyu'i kuzunou ölüm yüdönümü vesilesüe yazAnkara (Tekin Erer bikliriyor) layan öz türkçe kelimeleri dirülip, fcir dığım .Eserinin muhasebesi.. «Cum Denizyolları Genel müdüı'HVÇiine ta^'in yandan halkın tjilahî kanıusundaki Ea huriyet> 10 kasım 1947. başhklı. yazıda edilen B. Cemil Parmanı. Toprak Mahyısız kelımelerı toplayerak, bir yandan dil inkılâbından bahsederken, Yunus sulleri Ofisi Genel mürlürüiğündeki da türkçenin bünyesindeki «üretın? Nadüıin •Tılsımlı anahtar. dediği bu makammda ziyaret ederek yeni vazifekabiliyeti nden taydalanmak sureuİ2; «Güneş DiU nazariyesi için şu saUr ı sine naklinden memnun olup rfmadıhiç bir yabancı dile minneti olmıyan, ları yazmıştım: ğını sordum: akpak, tertemiz, kahksız bir Türk dili . Denizyollan bilmedi^im ve üze• Atatürk düde üıkılâb olamıyacağını mc; d£na getırmek: Böyle bir ideale «Güneş DİU nazsriyesile güneş gibi rinde çalışmadığım bir mevzudur. Eöyle bir ideEİist nasıl vurulmıısın? Ata ortaya atmıştı. O. ne bir nazariye, r.e limden geldiği kadar işleri kavramağa türk davaya morörünün bütün ham!esi fcir şey; o apaçık şanlı bir ricattir. Ata ve bu yolda gayret göstermeğe çahşale atıldı. türkün yüksek kumandanhk vasfmı o cağım. Bulunduğum yerdon memnunBü> Uk hamkııin ilk cscri: nunla da anladık. iyi kumandan yalnız dum. Bu, sıhhaiim için de iyi idi. Fakat 1932 yazında, Dolmatohçe sarayının taarruz etmeyi değil: icabında çekilme memuriyet, emre itaat etmekle nıükelyaldızlı, ıhtisamlı Muaycde salonunda, j yi de bilir.. O zaman bunu yazarken lefiz.» o zaman Amerika Gcneikurmay Baş ondan üç, dört yıl önce, mebus olduğu i Bu itiraftan sonra. bilmedif;i ve ürekanı olan General Mac Arthur'ün de • nıuz vakit Falih Rıfkı Atayın «Ulus. ta j rindc çahşmadığı bir me\zuda, Genel bulur.cluğu. Biıinci Dil Kurultayı. nin! ki odasında bize: «Atatürkün: Bu dil müdürlüğü emre itaat (.•tmeklc nuikelUk toplantısı. .Türk Dili Tetkik Cemı işi bu tutumia sökmiyecek. ben öldük lcf olduçu için, sıhhati baKımmdan da yeti nin kurultaydan sonra harıl harıl I ten sonra döneceklerine ben kendinı iyi olmamasına rağmen kabul eden ve çahştırılması. Bu birinci safhf.nın ilk dönerinv dediğini ilâve etmeğe lüzur.ı daha ise başlamadan üç takdirnarae Ue mahsulü 19.14 te çıkan Tarama Der^ısı • bile görmemiştinı. Nizariyenin kendi, taltif edilerek barem devecesi yi'kseltidir. Çift sütunlu, 840 sahifelik koîko Atanın ne vaptıjını herşeyin üstünne len ssyın Cemil Parmanı tebvik etmekcaraan bir kitab. Orad? tn kölıl"t.ı.:ş. apaçık şösteriyor. • Atatürkün eserini te ve kendisine yeni vazifesinde, işleti er. çok bizim olmus ke'imelere bile, ö? bırakmayız diyenler esere Onun bı biran evvel kavrayarak brsyrılı savrettürkçe namına. sürü süru karşılıklaj raktığı yerden başlamalıdırlar. Halbuki ler göstcrmesini dilemokten başka söybulunmuştu. Moselâ •k?lem. verine O ölriükten sonra .Güneş Dil in adî lcnecek bir söz yoktur. çizgiç. kavrı, sızgıç. yazgaç .. bile anılmadı. yerine: Basaga. göm^en. komva, kurİsmail Habib SEVÜK gan. sin, tüke. tünerik: kom; söki.. hattâ .desnek> gibi destckli. desteksiz. 4000 çeki odun geldi MEVLİD desteklcmek diye tasrifini yapıp durOınıan İdaıe;î:.in vereceği odun ve kömürduğumuz bir kelimeye bile scayib acaVaiidemiz msrhume leıi şehre getirip haika s,a*.mayı taahhüd eden yib karşılıklar: bagam. tahan, diıenmutemed, bugun lstanbula 4.000 çekl odun Hacı NAZDÎE KEFELİnin geç. bagana, tayak. öçek; yamaç... geürecek ve 11 12 ltradan satacaktır. Kö«Tunadan Batıya» zamanları: vefatının kırkıncı gününe tesadüf eden mür sevklyatının ise bir müddet geçikeceğl 1934 yılı «öz türkçe humması» nın en yarınki 11 arahk 948 cumartesi günü an'aşıimaktadır. hâd devreye çıktığı zamandır. «Kuş Öğle namazından sonra Kadıköyünie dili' ni andıran çetrefil bir kargaşalık Osmanaga camiinde ruhu için mevlidi Yeni İlk Okul programına göre Benim Tuna yolil» Avrupa seyahati şerif okunacaktır Arzu edenlehn teşrifo yıla raslar «Tunadan Batıya» yazıla lerini rica ederiz. rında iki endisem vardı. Biri Varna doOğulları layısıle ikinci Muradı», Niğbolu vesile1 inci, 2 nci, 3 üncü sınif kitabı Celâ:, Yakub ve Ahmed Kefeli Yazan: Habih Sevük İLK DSRS KİTABI K1Ş sayıları ÇIKTI. Milli Eğitim Bakanhğının yardımcı ders kitabı olarak kabul ettiği bu sınıf kitabları 1948 programına göre yeniden basıldı. Her kitab 30 kuruştur. 1 İXCî SINIF HAYAT BİLGİSİ DERGİSİ 1 Ocakta çıkıyor. 10 kuruş. Siparişte acele ediniz. Kooperatiflere ?c 20 tenzilât. Sayın Doktorlara SCHERİNG BERLİN Orâginal Nüstahzarları Albucid Albucid Atophanyl Atophanyl Biliselectan Cortiron Cylotropin Cylotropin Foliherin Medinal Petein Testoviron Testovİron Atophan H.S.Fi. 20 Tablet 5 Amp. İ.M. Dr. 5 Amp. 8gr. İ.V. 5 Amp. 4 Amp. 2 Mg. İ.M. 5 Amp. İ.V. 5 Amp, Tablet 10 Tablet H.S.Fi. F.SSI7 MIZAH GAZETESI \ f KÜÇÜK HABERLER BABA Perşembe günü çıkıyor. Sayısı 10 kuruj. KALB ve DAMAR HASTALIKLARI Dr. KEMAL SARAÇOĞLU 535 sahife. 32 resim. iki tablo. Bu konuda yazılmıs emsalsiz bir eserdir. Fiatı 10 lira. Posta ücreti 31 kuru*. MAZLUM KITABEVİ • * • 21 ARALIK salı günü akşamı Şehlr Tiyatrosu Komedi kısmında Konservatuar tarafmdan. itfaiyede ölenlerin allelerine yardım olmak üzere bir müsamere tertib edllmiştir. Biletler. İtfaiye Mudürlüğünden ve mmtaka itfaiye gnıplanndan temin edilebilir. •k ISTANBt'L İ;çi Sendikaları Genel Kurulu. .izası arasmda vazlfe taksiml yapmıştır. Neticede Zühtü Tetey baskanhğa, Vahdetün D u m a : ve Seyfi Demirsoy başkan vekiHiklerine. Yaşar İyidoğan da sözcülüğe seçilmişlerdir. •k GÜZEL Sanatlar Akademisi mimarlık kısmınm yeni kurulan Talebe Cemiyeti dün srat 15 te ilk genel kurul toplantısını yapmıştır. •k DÜN Kilyos açıklannda iki tane serseri mayin karaya vurmtışttır. Derhal bir ekip gönderilmlş ve mayinler imha edilmlstir. • * • DELHİDE toplanmakta olan Sivil Tayyarecilik KonCeransında bıılumrıak üzere Pan Amerikan Şirketinin Orta Sark Müdürü Capt. Gcorge Dcole. dün, Hfndistana hareket et 2.90 2.95 4.95 4.95 6.08 4.90 4.95 4.95 1.45 1.40 4.50 ECZANELERE Progynon PrOgynon Progynon B ol. 3 Amp B ol. Forte 1 Amp. 5 mg, B °' Forte 5 Amp. 5 mg. ° e 15 Dragees rt Progynon Progynon 30 Dragees F Proluton 3 Amp. 2 mg. 3 Proluton Proluton Tecesal Veramon A^P 5 m § 3 Amp 10 mg, 5 Amp. 10 Tablet 3.55 3.25 14.95 3.73 12.20 6.10 6 10.65 3.82 1.35 BİR YAYINEVÎ Posta Kutusu 11 istanbul. 13 Aralık Pazartesi akşamı saat 21 de SARAY SİNEMASINDA Meşhur Piyanist MARİA HEROYORGU'nun yegâne resitali verilecektir. m j g Biletler saülmaktadır. DAGITILM1ŞT1R. 4 Amp 10 mg. 4 Amp. 25 mg. 20 Tablet PEK 6.34 12.76 2.08 YAKINDA S A Y I N Cortiron Cortiron Arcanol TEVZİ 4 Amp. 5 mg. 4 Amp. 10 mg. 10 Tablet 10.57 19.13 1 EDİLECEKTİR. CUMHURİYET Nüshası 10 kuruştur D O K T O R L A R A Abone şeraiti Biı tfhk Ü; ayük Altı tvylık SeneUk Türkiy» İÇİD MUAMELE Adrese dikkat: Inkilâp VERGİSPne Kİtabevİ, Ankara Caddesi No. 155 Vasati EM:IÎ SEFER 9 CUMA aid defteılerinizi almadan, Inkilâp Kitabevinin birinci hamur kâğıda çok temiz olarak hazırlattıŞı muamele deftsrlerini bir kere görmenizi tavsiye ederiz a c ] 2.33 I İ '5 11 K N O L L MÜSTAHZARLARI Dicodid Dicodid H.S.Fİ. 0.005 Tablet 0,01 Tablet 7.H 12.07 14.28 16.41 18.19 5.28 7.26 9.47 12,00] 1.39 12.47 1.30 1.59 ECZANELERE Cardiazol Dicodid Paracodin Sirup DAGrnLMIŞTIR. ^ H.S.Fİ. Üq. 10 gr, 300 800 1500 2800 Kr. • • • 3.10 3.40 D I K K A T Gazetemlze gSnderilen evrai ve yazılaı ce$redilsln edilmeiin lade oluoraaz. tiSnlardan mesuliyet kabul edUmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle