30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 Temmuz 1947 Yaksnşarktaki gibi Uzaksarkta harb akınşarkta Yunanistan davasıaın en geniş alâkayı uyandırmış olduğu sırada L"zakçarkta yeni bir muharebe başladığını belirten hâdiseler vuku bulmaktadır. Bü muharebe, Holanda ile Endonezya arasında başlamışhr. Holanda hükumeti, Endonezya hükumetile anlaşmağa imkân kalmamış olduğıımı iddia ederek uçaklarile taarruza geçmiş ve üsteük Batavya'da bulunan kuvvetlerini kullanarak Endonezya Cumhuriyet hükumetinin erkânını göz hapsine almıştır. Buna karşı Endonezya hükumeti, bütün inemleket halkını bir hürriyet savasına çağırnuş bulunuycv. Endonezya Başbakanı Emir Şerefeddin, radyo ile verdiği bir demecde bütün halkın sömürgeciliğe karşı birleşmesini istemiş ve böylece Holandalılarla Endcnezyalılar arasında favaşlar başlamıştır. Gene Endonezya Başbakanı Emir Şerefeddin tarafından anlabldığına göre Hulandahlar tarafsndan yapılan hava baskını «Eııdonezyahlarm kalbinde, hiçbir zaman unutuknıyaeak nefret bisleri uyandırmışs (u. Çünkü Holanda uçakları. askerî hedeîleri bonıbalamakla kalmanus, ü»telik sivi! halkı da bombalamak gibi çirkin bir harekette bulunmuştur. Verilen diğer haberlere göre Holandanın yalnız uçakları değil, zırhü birlikleri de faaliyete gecmişse de yağsn yağmurlar dolayı«;iJe Holanda uçakları da, nrhlı birlikleri de yavaşlamak zorunda kalmıştır. Gene «pinün haberl»rine göre iki taraf arasında vuku buian savaşlar Cavaya münhasır olmıyarak Sumatra'da da \Tiku bulmaktadır. Yunanistanda yeni tehlikeler beliriyor i Baştarafı 1 inci tahifede yayılmasından korkulmak.ta<iır. Bilindiği gibi, Atinada aynı suçtan dolayı tevkif edilenlerin sayısı beş bini bulmaktadır. Bu beş bin kişi ile yakm ilgisi olanlsr, hayatlarından endişe etmektedirler. Zabıta kuvvetierî, sıkı emniyet tertibatı almışlardır. Yugoslav hudııdunda mevziî çete hareketleri başladı Atina 21 (A.P.) Yunan makamlarıriin bugün iddia etiiklerine göre, çeteciler Yuffoslav hududumın 3 kilometre güneyinde bulunan Mesahori'deki bir polis istasyonuna yaptıkları taarruzda «Panzer Faust» isimü bir Alman tanksavar topu kuîlanmışlardır. Resmî makamlar, bu top tarafından atıhp da pa'üamamış mermiieri incelemektedirler. Mesahori, Florina'nın 18 kilometre kadar kuzeyinde bulunmaktadır. Fıorina'dan alınan bazı haberlere göre, polis ista5yonuna yapılan taarruza 300 kadar çeteci iştirak etmiştir. Selânik'ten alman Ğiğer haberlere gör«. Ynşoslav h\ıdudunun 4 kilometre doğiîsunda bulunan «!Vîouries» şehri pazar günü 4(X) çetecinin taarrıiîaına uğramaştır. 3S inci dağ bataryisı taarfından müdafaa edilen çehir sakinleri 10 çeteciyi öldürmüşlerdir. Diğerîeri Yugoslav hududunu geçerek kaçmışlardır. Hükumet kuvvetleri 2 ölü ve iki yaralı vermişleıdir. Henüz teyid edilmiyen bazı haberlere na^aran, ellerinde ağır raakinelitüfekîer bulunan bir çeteci grupu, Mesahori yakınlannda bulunan «Mesokambos» köyüne taarruz ederek dolcuz evi ateşe vermişlerdir. Bu haberlere göre, 30 kadar havan ve tanksavar mermisi köye atılmıştır. Bu arada Yanya'dan alman haberlere göre, hükumet kuvvetierî tarafından dağıtılan mühim bir çeteci ku%^'etinin «Findus> dağlarma kaçmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır. Bu kuvvetler, hükumet îcuvvetlerinin elinde bulunan bir köprüyü ele geçirmeye çalışmaktad.ırlar. Yunan kuzey ordusu genel karargâhından bildirildiğine göre, pazar günü Violos'ta yapılan savaşlarda 132 çeteci öldürülmüş veya yaralanmıştır. Bu arada, Yanya'da bulunan Balkan Tahkikat Komisyonu, geçen hafta iddia edilmiş olunan, istilâ hareketini incelemek üzere Göniçe'ye hareket etmiştir. Yunan çeteleri, Koniça'da bir hükumet kuracaklardı Yanya 21 (a.a.) Yunanistanın 12 temmuzda Arnavud çetelerinin hücumuna uğraması hakkındaki ilk bilgiler, Birleşmiş Milletler Tahkik Komisyonuna, sekızinci Yunan dağ tümeni komutanı ve tecavüze iştirak etmiş olan Arnavud esirleri taraiından verilmiştir. Yunan generali, Arnavudluktan ilerliyen çetelerin Koniça'ya, bir komünist hükumeti kurmak maksadile hücum ettiklerini söylemiştir. Küçük bir hâdissnin büyük neticesi Bir yeni bakan, yerine otnrnr oturmaı müsteşannı beğenmemiş. Mnvafakatini almadan başka yere naklettirmiş. Yerine de kendi Istediğl birini müsteşar yapmış. Eski musteşar bn hareketi kannnsnz bulrnnş, Devlet Şurasmda Bakanlık aleyhine dara açmış ve kazanmış. Mahkeme hiç bir kanunî sebebe dayanmıyan bn taybıl sankl olmamış saymış ve bakanüfı mahkum etmiş. Şimdi herkes merakla bekliyor. Müsteşar yerine tekrar otnracak mi, otnnnıyacak mı? Yani daha başka tâbirle mahkemenin karan mı kuvvetU çıkacak, yoksa bakan mı? Bu netice bizde kanunlann mı Insanlara, insanlann mı kanunlara hâkim oldngnnu göstereceü noktasından ve bona göre rejimin prestijt bakımından çok ehemmiyetlidir. BekUyelim... Baftorafı 1 inci «aht/ed« burada 21 pâre top atmak suretile şehri selâmlamıştır. Amiral gemisinin bu selâmı Selimiyeden atılan aynı sayıda topla mukabele görmüştür. Oramiralın bulunduğu Liverpool kruvazörü ve diğer harb gemileri limana dahil olmuşlar ve hafif bir seyirle Dolmabahçe istikametinde Boğaza doğru ilerlemeğe başlamışlardır. Bu sırada Dolmabahçe önlerinde bulunan Yavuz tarafından 17 pâre top atılmak suretile Amirahn forsunun bulunduğu Liverpool kruvazörü selâmlanmış, misafir filo denizcileri de gemilerinin güvertesinde dizilerek donanmamıza selâm mukabelssinde bulunmuşlardn. Dost Ingiliz Silosu dün Rusyanın bize karşî oynamak saat 17 de geldi istediği oyun Bugun saat 9 da Koramiral Mehmed Ali Ülgen, refakatinde yüksek rütbeli subaylardan mürekkeb bir heyet olduğu halde, Liverpool'a giderek Oramiralı ziyaret edecektir. Bunu müteakıb misafir filo komutanı karaya çıkarak Istanbul Vali Vekilini, Ordu Müfettişi Orgeneral Nuri Yamutu makamlarmda ziyaret edecektir. Saat 11,15 te Oramiral Yavuza giderek Amiral Mehmed Ali Ulgenin ziyaretini iade edecektir. Saat 13,45 te Ordu Müfettişi Orgeneral Nuri Yamut misafir filo komutanınm ziyaretine mukabele edecektir. Saat 14.30 da misafir filo komutanı ve Amirallar şerefine Ingiliz büyük elçisi tarafından bir öğle yemeği verilecektir. Akşam saat 20 de Istanbul Belediycsi tarafmdan dost ve müttefik İngiliz denizçileri şerefine bir gardenparti tertiblenecek, 20,30 da da Koramiral Mehmed Ali Üıgen tarafından Amirallara bir akşam yemeği verilecektir. Bugün İstanbullular saat 14 ten sonra misafir harb gemilerini gezebileceklerdri. Emniyet Müdürlüğünün gemileri gececek halka teblifi İstanbul Emniyet Müdürlügünden: Limanımızı ziyaret eden İngiüz gemileri 22 temmuz ile 25 temmuz arasında her gün öğleden sonra sayın halkımızın ziyaretine açık bulunacaktır. Ancak gemileri gezmek için muhakkak surette bır gezi kartına sahib olmak lazundır. Kartlar yalniz bir kişiliktir. tzdihamı önlemek maksadile gezi, mevcud gemiler arasında bölünmüştür. Ve herkes elindeki karbn üzerinde yazalı olan gemileri ziyaret edecektir. Gezi kartlan her gün İçin ayrı renkte basılmıştır. Her kart, aid oldutıı gün ve saat İçin muteberdir. Gününde gullanılmıyan kartlar,. dig«r günlerde muteber deflldir. Gezi kartları kontrol numaralan olup, nama muharrerdir. Bu sebeble kartlar el degişüremez. Ve el değiştirmiş kartlar İle gemilere girüemez. Vapura binerken gemilerde lüzum hasıl oldukça kontrol yapılacağTndan, gemilere giden kimselerin hüvlyet cüzdanlannı yanlarında bulundurmalan bilhassa rica olunur. Hai:on gezisine tahsis ecilen vapurlar: Ulev, 71 ve 47 No. h olup bunlar sıra ile rıhtım iskelesl, Kabataş iskelesi; Beşi'staş iskelesini kullanacaklardır. 22; 23; 24 temmuz günleri ögleden evvel saat 10 da Rıhtım iskelesinden kalkacak 47 ve 48 No. lı vapurlarla 100 kişiyl geçmiyen birer grup halinde Dz. Sb. ları; Ordu subaylan ve Harb Akademisi ögrencileri; Dz. Harb Okulu ve Dz. Yüksek Ticaret O'JOIIU ögrencileri kendilerine tahsis edilen gemileri gezebileceklsr, bu öael gezi 11/20 ye kadar devam edecektir. 25 temmuz sabah; 10 da nhtım iskelesinden kalkacai vapurla. 400 klşilik bir İngiliz kolonisl kruvazörleri gezecektir. Her gezi günü gemiler ikişer posta halinde gezileceğinden birinci posta olarak İngiliz gemilerini gezilerin tam vaktinde gemileri terketmelerı rica olunur. Böylece hem, gemide bu işle meşgul olan Türk ve İngiliz Sb. larvnm İşleri kolaylaşmış ve hem de ikl, posta gemileri gezecek halkın mağdur kalmamalan temin edilmiş olur. Bu noktanın öneminl hallnmızm hakkile takdtr edecegi a?ikârdır. Gezi esnasında gemilerde ve bilhassa tayyare gemisinde sigara içıriemelidir. İşgal ve nüfuzu altındaki memleketlerle ticaretimizi kesmek istiyor îzmlr 21 (Telefonla) Ticaret Ga zetesi, Rusyanın işgali ve nüfuzu altmda bulunan memleketlerl, Türk mahsullerine karşı boykota ve Türkiyeye mal göndermemefe teş\ika, hattâ bu yolda tazylka başladıgını; böylece Türkiyeyi iktisadî bir sıiıntı içinde bunaltmak istediğini. aynı maksadla şimal memleketlerl üzerinde de tesire çahştıgını, hltekim İskandinavyanrn; Türk üzümti yerine Ermenistan üzümü almağa mecbur oldufunu bildlrmekt*dlr. Milletlerarası tugay Pariste mi hazırlandı? Washington 21 (a.a.) Resmî sözcülerden birinin bugün bildirdiğine göre, Yunan asi kuvvetlerini arttırmak için Fransada toplandığı söylenen ve Franko aleyhinde mücadele etmiş bulunan milletlerarası tugaylara mensub olan gönüllülerin kuzey Yunanistan hareketlerine iştirak ettikleri hakkında Amerika Diş İşleri Bakanhğında şimdiye kadar maddî hiç bir delil mevcud bulunmamaktadır. Yunanistan meselesi, Güvenlik Konseyinde bugün görüşülecek Lake Success 21 (a.a.) Güvenlik Konseyi gelecek toplanUsına, Yunanistanla üç kuzey komşusu arasında başgösteren anlaşmazlıkların halline yardım etmekle vazifeli Balkan komisyonu hakkında Amerikanm ileri sürdüğü teklifi etraflı bir şekilde tetkikle başlıyacaktır. Salı günü iki, çarşamba günü bir ve perşembe günü iM toplantı yapılacaktır. llllllllliniMIIHM Sökmensüer'in cevabı ^ Basmakaleden devam Bu sırada Sarayburnu, Haydarpaşa, Üsküdar, Kabataş, Dolmabahçe ve Beşiktaş sahillerini dolduran binlerle Istanbullu ve bu arada limanda bulunan gemiler vesair deniz taşıt vasıtalan da dost ve müttefik donanmayı selâmla. mışlardır. Misafir filo bu suretle Dolmabahçe ve Beşiktaş önlerine gekniş ve saat 18 de buraya demirlemiştir. Saat 18,10 da Donanma Komutanı adına ve onu takibanen de Istanbul Denü Komutanı namına birer subay Liverpool kruvazörüne giderek Oramiral Sir Algernon U. Willis'i ziyaret etrnişlerdir. Bu ziyaretler, kısa bir zaman sonra misafir filo komutanı taraimdan gönderilen iki İngiliz subay ile iade o^ lunmuştur. Dost ve müttefik filo ile birlikte iki Ingiliz gazetecisi de gelmiştir. Bunlaı Daily Mail gazetesi muharrirlerinden Mr. îzzard Ue Reuter muhabirlerinden Mr. Hudson'dur. Filo ile gelen gazeteciler Dün Yeşilköy açıklarmda filoyu kaışüayan ve Triumph uçak gemisine çıkan bir muharririmiı burada misafir denizcilerle Daily Mail gazetesi muharrirlerinden Mr. İzzard ile görüşmüştür. Dost ve müttefik bahriyeliler ilk defa gördükleri Istanbulun tabiî güzelliklerine hayran olduklarını söylemişlerdir. Daily Mail gazetesi muharriri arkadaşımıza intıbalarmı şöyle anlatmıştır: < Gazetem adına filonun seyahatine iştirak ediyor ve dost Türkiyeye Uk defa gelmiş bulunuyorum. Yalnız Türk ler benim için yabancı değillerdir. Ox. ford'da Ali admda bir Türk arkadaşım vardı. Çok kuvvetli bir gencdi. Aramızda bh insan kuvveüni anlatmak istediğimiz zaman «Ali kadar kuvvetli derdik.> Cesur ve kuvvetli insanlar memleketi olan Türkiyeyi ziyaret etmek benim için bir saadettir. Bu seyahatimiz sırasında bir çok şehirler gördüm, fakat İstanbul cidden bir harika dır. Burada dört gün kaldıktan sonra uçakla YunanLstana gideceğim.» Yolda bir teğmenin geçirdiği kaza Muharrir Mr. İzzard bu sırada arkadaşımıza Barnard adında bir teğmeni tanıtmış ve şunlan söylemiştir: < Teğmen Barnard evvelki gün büyük bir ölüm tehlikesi atlatmıştır. E\T.'elki gün saat 14 te Triumph uçak gemisinden bir tayyare ile havalandı. En az 3000 metre irtifada uçuyordu. Fakat bir aralık bir de baktık ki, teğmenin uçağı alevler içinde yanıyor. «Eyvah diyorduk, zavallı Barnard ycndı, kül olâu» Müthiş bir teessür içinde gökyüzünü seyrederken ne görelim, Barnard paraşütonü açmış, bir martı gibi bize doğru süzülmüyor mu?» Buna çok sevindik. Yoksa bu güzel seyahatimiz tadsız geçecekti.» Endonezyada harb dün bütiin şiddetile başladı Londra 21 (B.B.C) Batavyadan gelen haberlere göre Holandanın hava kuvvetleri bu sabah, Endonezya hava meydanlarını bombardıman etmüjlerdir. Diğer taraftan Holandahların zzrhlı birlikleri harekete geçmiş ve böyleca iki taraf arasında muharebe başlamış» tır. Endonezya Başbakanı Emir Şerefeddin radyo ile halka hitab ederek Holandaya karşı hürriyet savaçında birleşmelerini istemiş ve hükumeti» logjagarthaya gitmiş olduğunu ilân et. miştir. Endonezya Başbakanı şu sözleri de söylenüştir: «Holandalılarm sömür. gecilik harbine karşı metin olmalıyız. Holandaiılar verdikleri söze karşı gelerek işgal altında tuttuklan bölgeîeri boşaltmadılar. Hattâ bu bölgelerdeki kuvvetlerini arttırdılar.> Başbakanın bu nutkundan sonra Endonezya hükumet merkezi hava hücu» muna maruz kalmış ve hücum 25 dakika devam etmiş, ve halk sığınaklara iltica etmiştir. Başbakan, bu hava taarruzunu seyrederken «Bu, vahşi kuv» vetlerin ilk tezahürüdür.> demiştir. Endonezya Cumhur Başkanı Sokarno da bu akşam radyoda söylediği bir nutukta, bfıtün Endonezyalıları sömürge» ciliğe karşı mukavemete davet etmiş ve Endonezyanın davasını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine takdime hazır olduğunu bildirerek «Hürriyet ve insanlık varsa AUah bize onun yolunu bu mubarek Ramazan ayında gösterecektir.. demiştir. Holanda kaynaklarmdan verilen haberlere göre, altıncı Endonezya ordusuna bağlı birliklerle Holandaiılar arasmda vuku bulan bir çarpışma sırasında Sumatradaki Padang şehrinin cumhuriyetçi valisi Aziz Han, yaralanarak ölmüştür. Gene Holanda karargâhmdan verilen bir tebliğe göre Holandaiılar, Endonezyalıîara aid avcı uçaklarının faaliyetine mâni olmak için bu sabah avcı uçaklarile taarruza geçmiş ve koruyucu tedbirler almışlardır. Diğer taraftan Batavyadan verilen haberlere göre, bugün yağan şiddetli yağmurlar, Holandalılarm hava kuvvetlerile zırhlı kuvvetlerini yavaşla1 mağa mecbur etmiştir. Holandaiılar^ Ramazan ayı başladığı gün taarruza geçmeleri dolayısile halk. aynı gün şiddetli yağmurların yagmasını ilâhî bir yardım telâkki etmiş ve Holandalılara karşı mukavemet için hazırlanmıştır. İki taraf arasında her yerde mu« hasamat başlamıştır ve devam etmektedir. Demek ki Endonezyalılarla Holandaiılar arasında her tarafta muharebe yenilenmiş ve Endonezyalıîar hürriyet ve bağımsızlık uğrunda evveîce yaptıkları ve anlasmak dolayısile durdurduklan savaşı yenilemek zorunda kabnışlardır. Hâdiselerin mantığma göre HolandaIılar, ilkönce zayıf oldukları için anlaşma yolunu turmuşlar, fakat Uzakşarktaki kuvvetlerini sağlamladıktan sonra Baş taraf» I inci sahi/eda eski durumlarını iade için yeni bir teşebbüse girişmişler, Endonezyaya yeni Marshail Plânına Birleşik Amerikanm den hâkim olmak, onun kuvvetlerini bir faal bir şekilde iştirak etmesi lâzımdır, çünkü bu plân banşın sağlanması için kere daha denemek istemişlerdir. elzemdir. Endonezya meselesi geçen yıl GüvenBahis mevzuu plân enflâsyon şeklinde lik Konseyinde babis mevzuu olduğu zaman Holanda murahhaslan kısa bü za bir baskı yaratsa, hattâ Amerika için bazı man içinde meselenin Endonezya ba tahdidatm devamı manasına gelse dahi pımsiîlığını sağlıyan bir tarzda hallolu Birleşik Amerika bunun tatbiki yolunda gayret sarfetmelidir.> nacağını vadefmişler ve Güvenlik Konscyine karşı çok tath ve çok mutevazj Başkan Kongreye, Marshail Plânı hakbir dil kullanmıslardı. kında şimdiye kadar yapılmış olan beIngilterenin Hindistan bağımsızlığını yanatlarm en açık ve salâhiyetli' bir şektamamile tanıdığı ve Hindistanın bütiin lini sunnruş ve bu plânı «Birleşik Ameınukadderatına hâkim olacağı sıranın rika dış siyasctinin belkemiği» sözlerile bütiin hızile hulul ettiği sırada Holan tarif etmiştir. danın Endonezyada eski günleri yaşatBeyanatma devam eden Başkan, demağa kalkıştığını belirten bir tarzda ha rr.iştir ki: . reket etmesi. muhakkak ki, yalnız Endo: Dünyanın ekonomik alanda kalnezyada değil, bütiin şark âleminde ve bütün İslâm âleminde çok fena tesir bı kmması yokmdaki programlarm daha rakacak, ve bütün bu memleketlerin kuvvetle tatbik edilmesi zamanı gelmişHolanda aleyhinde cephe almalarına se tir. beb olacakhr. Truman ve Marshail plânı ( C H . P . ) füzüğüüde yapılacak dağişiklikler Baştarafi 1 inci sahijeât Anayasadaki tadiller üzerinde henüz zemin hazırlayıcı çalışmalarda bulunan çevreler, bu haberi, «tahminlerin en zayıfı» olarak karşılamışlardır. Tek Mecüs sisteml Öte yandan Ulus, Nihad Erimin «Anayasa meselelerimiz> başlığı altındaki dördüncü makalesini de neşretmiştir. Bvı yazıda da tek Meclis sisteminin ince lenmesine devam edüiyor. Makalede, Lausanne banş andlaşmasının imzasından sonra memleketin dış durumu istikrar bulmakla beraber içeride başarılacak inkılâbiar olduğu kaydedilerek derüyor ki: «Bu sebebden teşri ve icra kudretlcrinin tek Mecliste birleşmiş olarak bırakılması, pek isabetli olmuştur. Daha önce de işare* eylediğimiz gibi esa'en bu sistem, tam bir ihtilâl ve inkılâb sistemidir.> Maamafih, Nihad Erim, eğer C. H. P. mekanizmas! içinde inkılâbcılar işi sıkı tutmasalar, hattâ milletvekilleTİ segımine de ayni sıkı disiplinle gitmeselerdi, tek Meclis sistemi ve iktidarların birliği rejimi norrr.al zamanların gevşekliği ve müsamahasile işleseydi cgene bir netice alman.azdı» demektedir. Başbakan dün Ankaraya gitti Başbakan Keceb Peker dün akşamki ekspresle Ankaraya gitmiştir. Reoeb Peker garda, Iç işleri Bakam, Vali, Birinci Ordu Müfettişi Orgeneral Nuri Yamut, Sıkıyönetim Komutanı Korgeneral Asım Tınaztepe, C. H. P. Istanbul Bölge Müfettişi Dr. Fazıl Şerafeddin Bürge, Cumhuriyet Savcısı üe dostları tarafından uğurlanmıştır. Dış memleketlere dolar olarak yardımımız hazır bir hale gelmezse bu sene Muhakkak olan bir şey varsa Holansonunda ihracatımızın birdenbire azaldanın ne yaparsa yapsın Endonezya nıilmasma intizar edilebilir. liyetçiliğini öîdüremiyeceği ve sömürgeYabancı memleketlere yardım progracilik devrini yeniden yaşatmağa imkân rulamıyacağıdır. Artık o çamlar bar mmm tazammun ettiği masraf, harbi kadak olmuştur ve Endonezyanın, bir Ho zanmak için sarfedilecek paranm küçük landa samürgesi olarak baş eğmesi, ma bir kısmını teşkil eder. Halbuki bu masziye karışmışür. Bu hakikati tanımayı raf, barışı kazanmak yolunda hayatî bir gecfirtirerek yeniden kaıılı maceralara ehemmiyeü haizdir. sebeb olmak hiçbir hür vicdan ve iz'aBizim, memlekette çahşma ve istihsal nın teyid edemiyeceği bir harekettir. seviyesini en yüksek derecelere ulaştırOnun için er geç kabul olunmasından mak üzere yardım programlarına mürabaşka çare buhınmıyan hakikati. kan caat etmediğimiz bedihidir.> dökmeden ve silinmez kinler yaratmaTemsilciler Meclisi yardnn tasansını dan tanımayı en doğru ve en kestirme kabul etti yol sayarak Endonezyanın haklarma Washington 21 (a.a.) Temsilciler saygi gösterrnek ve yeniden tarihe doğan bu memleketi desteklemek, bugün meclisi, Amerikanın, geîecek 12 ay zaryardım her samimî ve her barışsever insanın fmda yabancı memleketlere programı için 1.353,024,900 dolar tahsis dileğidir. eden kanunu hiç bir değişiklik yapmaÖmer Rıza DOĞRUL dan kabul etmiştir. İzmirden bir heyet Saracoğlu ile görüştü îzmir 21 (Telefonla) İzmirden bir heyet, Odemişe gitmiş ve dün akşam Gölcük otelinde, C. H. P. Genel Ba.jkan Vekili Şükrü Saracoğlu tarafından kabul edilmiştir. Heyete dahil bulunan Halk Partisi müfettişi doktor Kâmran Ors, yarın sabah tayyare ile Ankaraya gidecektir. ^ Bu tasarıda bundan önce kabul edilmiş olan progranıların ifası için derpiş olunan tahsisatlar şunlardır: Yunanistan ve Türkiyeye yardım için 400 milyon dolar, harbden zarar gören memleketlere yardım için 332 milyon dolar. Birleşik Amerikanm milletlerarası mül teciler teşkilâtma iştirak için 71 milyon dolar, işgal altındaki memleketlerin idaresi ve yardım İçin (Almanya, Japonya ve Koraya) 550 milyon dolar Başbakan gazetecilere: « Geçen seferde söylediğiro gibi, halka benim ağzımdan söylenecek hiçbir şey yoktur. Ankaraya vazife için gidiyorum, tekrar dör.eceğim> demiştir. Bayındırlık Bakanı Cevdet Kerim Incedayı da dün akşam Başbakanla birlikte Ankaraya dönmüştür. Bakan^ ayın 24 üncü günü Bakanlar Kurulu toplantısından sonra uçakla Urfaya ve1 oraSağlık Bakanı Ardahanda dan Diyarbakır, Bitlis ve Hakkâri üzerinden Vana gidecek ve ba çevredek. ArÖahan 21 (a.*.) Sağlık ve Sosbayındırlık işlerile yakından ilgilene yal Yardım Bakanı Dr. Behçet tTz dün oektir. buraya gelmiştlr. na karaladığı satırlarda buna dair malumat yok... Yalnız «Ben sizi gene rahatsız ederim» diyor... Aradan geçen dört yıl ona senlibenli olduğumuzu unutturmuş. Pakat, kızcagıan zarfsıa ola rak bıraktığı bir yazıda böyle ihtiyatlı davranması da ihtiyatlı bir hareket... Yoksa, memuriyetim, mevkiim icabı kibirlendiğime mi hükmetti. Birden kadmdan talihim arnma eçıldı ha. Ben bunların hepsini nasıl idare edeceğim? Gelgelellm, Françeska'nm ksrtdövteiti daha enteresan. ..Beni yarm için saat beşte çaya davet ediyor Ama nereye... Evine de^il.. Bir gazinoya, lokantaya da değil.. Mariahilfestrasse'de bir apartı mana.. Garib şey.. Orada akrabası nu var, diye düşünmekle tamamile iyi bir niyet göstermiş oluyorum. Sonra kötü bir ihtimal içimi gıcıW:yor.. Sakın, bu daireyi sırf keyfini( zevkini tatmin içuı seçtiklerini kabule mahsus olarak tutmuş olmasın?. Kocasmı tanımamış, villâsına gitmemiş olsaydım, onu müthiş bir macera kadını telâkki edecek, ve beni bir batakhaneye düşürmek istediğine hük medecektim. Şimdilik böyle bir vehme kapılmama imkân yok ama^ herha 7 de görünmek istediği gitıi pürüzsüz bir burjuva hayatı yaşıj'an bir mahluk değil.. Varlığı, muhakkak, daha ilk düğümünü bile çözemediğim sırlar ve rnuammalarla dolu.. Bana göJBterdiği meyile sebeb gerçek bir sevgi ml, aleiâde bir kapris mi, şehevl bir zaaf mı?.. var Sökmensüer doğnı fikirler Ueri sürmüştür. Muvafık, muhalif, bütün vatandaşlar bu hususta herhalde kendisile beraberdirler. İdare âmirliği şüphesiz kolay bir meslek değildir. Hekimlik, hâkünlik, hocalık gibi, bu meslek de, kendi mcnsublanndan orta ölçüleri aşan bir olgunluk seviyesi ve sonu gelmez bir feragat duygusu ister. İdare âmiri de elbette insandrr ve vatandaştır. Onun da sevdiği, bağlandığı, tercih ettiği fikirler vardır. Bu fikirleri yürütmeye çabşan bir siyasî parti ile onun kalben beraber olmasına kimse engel olamaz. Vatandaş sıfatile dilediği partiye rey vermek onun en tabiî bir hakkıdır. Fakat işbaşmda bulunduğu müddetçe, idare âmiri, hislerini içine tıkmak, hattâ kabilse onlardan sıyrılarak vazife görmek zorundadır. Çünkü milyonlarca vatandaşın mukadderatı idare âmirinin namusuna tevdi edilmiştir. Kanaatini açıkça ifade etmek hürriyeti, beğendiği partiye üye olmak > • « o parti uğruna çalışmak hürriyeti, zorba hareketlerden masun kabnak hürriyeti, devlet mukadderatına halkm iradesini hâkim kılmak hürriyeti, ancak idare mekanizması vazifesini iyi ka\Tadığı nisbette gerçekleşebilir. Sayın Sökmensüerin dünkü demecini okurken bu nokta üzerinde iktidar partisile muhalif parti arasuıda nazarî bir fikir aynlığı bulunmadığını bir daha görerek memnun olduk. Zaten son tartışmalardan çıkan netice de bunu açıkça göstermişti. Mesele, nazarî politika görüşlerinden ziyade pratik jTİrüjüş şekilleri üzerinde toplanıyor. Seçim Kanununu daha tatmin edici bir kılığa solunak için çalışıldığını işitiyoruz. Devlet Başkanının partilerüstü dunımunu tesbit edecek şekil de elbette bulunacak ve kanuna bağlanacaktır. Antidemokratik formüller de zaten birer birer değiştirilerek yeni ihtiyaclanmıza göre ayarlanıyor. Bu şartlar altında her iki parti, dünü değil fakat yarını gözönünde bulundurmalıdır. Münferid hatalar, ihmaller, hattâ suçlar her zaman göriilebilir. İktidardaki hükumet şikâyetleri dikkate alır ve sorumlulan şiddetle takib ederse, bugün aksayan noktalar zamanla azalır ve siyasî bünyemiz kısa bîr müddet içinde normalleşir. Şimdiye kadar burada birkaç defa tekrarladığınıız gibi, iki yıldır hasretini çektiğimiz istikrar rejünini gerçekleştirmek pek de güç bir iş sayılmamalıdır. Karşıhklı bir sambniyet havasının ortalığa hâkim olması bu hususta yaratıcı bir rol oynıyacaktır. NADİB NADİ 7 Eylul kararlarının isabetini göstermek için bir broşür neşredildi Ankara 21 (Telefonla) Yedi eylul kararlarının, hükumete yapılan tenkid ve hücumlarda ekseriya ele aluıdıgı malumdur. Bu kararlarm isabetini gostermek için, bir broşür neşredilmistir. Risalede. 7 eylul kararlarımn m3spat neticeleri belirtilmekte, ihracat ve ithalâtta ve döviz mevcudundaki artışlar kaydedilmekte, para ameliyesinin vaktinde yapılmış olduğu ve paramıza tes1 bit edilen kıymetin yerinde bulunduğ !. böylelikle Türk parasınm NewYork kambîyo borsası listesine yeniden !thal edildiği anlatılmaktadır. Broşür, para ameliyesinin, fiatlarda Rz çok bir yükselmeye sebeb olacagını tabiî saymakla beraber bu yükselişi. 1946 geçim masraflarma nazaran Istanbulda yüzde 6,4. Ankarada yüzde 9,7 olarak göstermektedir. Broşüre göre o tarihtenberi dünya fiatlarmda da yükselmeler olmuştur. Cumhur Başkanımiz, Yunan Büyük Elcisini kabul ettilsr Ankara 21 (a.a.) Cumhur Başkam îsm«t Inönü bugün saat 17 de Çankayadaki köşklerinde Yunanistan Krah Majeste Birinci Paul tarafmdan yenilenen itimadnamesini takdirne gelen Yunanistan Büyük Elçisi Ekselâns Mösyö Pericles Skeferis'i kabul buyurmuşlardır. Bu kabul esnasında Dış işleri Bakanı Hasan Saka da hazır bulunmuştur. kımlan tramvay bazları otobüs beklemek üzere ayrılıyorlar. Üstad Nizameddin Arif ohlaya puflaya elektrlk direklerinden biıine sarılıyor: Eğer boş bip taisi gççmezse ben sabaha kadar buradaytm! Diyor. ZaMr Cernal, Vedad Cihad, se. dad Seyhanl onunla kalıyorlar. Raik Zarif «bermutad» tabanlan kaldırıp fooüng"e glrişiyor. Karikatürlst Sinan ailesi de yukarıya dogruluyor. Vell BaYazan: AHMED HİDAYET REEL ha Bey, Calibe Hanım, Sabahat, ben kaldık. Taubstummengasse Vakıa hizmetçl var ama. gene ya götürüp doyurmak, sonra da bir ka •oeTaber Sagır dflslz soikağı. nda oturuyorlarbareye götürüp eglendirmek Isterdlm. bütün :. lik tenim üzîrimde. Çünkü bumış. Çok yakın. Schvargenberg pla.tg^n ranın hizmetçUen pek r.azlı. Haftada Nasib değilmiş. Mazhar Bey: Biraz evvel, dedi, rahatsızlıgından köşesinde. Yürüduk! iki gün iz in Azıcık b?.şlan agrıdı mi hastane. Ağır hizmete gelemezler. Çok bahsererek odasına çıitı. VI zor'.us çîıciyDinız. Acaba, çok mu lçü hazret. Ne lse, zaOtele döndügum zarnan kapıcı elime ten .Sabahatten de güç ayrılacaktım ya. İki kartvizit tutuşturdu. Birl Madam Von Vah.vah. Halbuki memleketteiîl tanıdıklar, Blrlikte kapmın önüne kadar lomeğl bi Leibach'ınM, öteki Martha'nın. Demek, h'sım akraba da bize hemen her mek le kâr sayacagım. Şu kızla benl bu ka Martha ,Viyanaya tekrar geldiğimi hatublarmda <oh Viyanada safa süıüyor dar kendisine çeken ne var. Benüz tah bsr almış. Her halde ya Kafe İmperialsunuz!» cümlesini tekrax eder dururlar. lil edemiyorum. Acaba lçliligi, tevazuu de, yahud da KafeAtlantlctekl eski Çay, bisküri, bonbon. fondan dagıtımı mu? Herkes olduğundan fazla görün dostlanm caddeden geçerken benl görbitip l'ikör, konyak, viski faslı başlıya meğe çalışır ^abahat, meziyetlerinl müşler. Onlann birinden duymuş olalıdanberi meclis hararetlendl. Herkes miimkün olduğu kadar küllemeğe gayret cak. Kızcağiza doğrusu nezaketsiz davbirbirine daha iyl kaynıyor. Karikatü ediyor. Sanki, oldukça yüksek kültüre randım. Adresine pekâlâ bir mektub yarist Sinan annesile Dr. Mennan da sahib olan. fransızca ve almancayı mü zabllirdim. Acı tath hâdiselerle blrlikte Calibe Hanımla tepemlzdeler. Bir ara kemmel konuşan, kadife bakışlı koyu geçmiş aylarrn hatırasna bu derece hürelâ gözlere, baştan aşağ.ya enteresan metsizlik yakışır mı? lık, karikatürist Sinan: çizgill yüze, bir fıskıyeden fırlıyan sular Damları degiştiriniz» Ama, matbuat mümessilliğim ramaDiya haykırıyor. O kar:şıklıkta Saba lîadar toısuısuz endama sahib olan o nındaki gibi tamamile hür ve serazad değil . hati kollanmm arasmdan kaçınyorum. El sıkışmalar, teşekkürler, «bize de değilim ki... Onunla eskisi kadar uzun Ah. vakit hoş geçince ne çabult geçibuyurun» lar.. her haîta sıra ile bir a uzadıya meşgul olacak vaktim yok... yor. Saat se'iiz buçuk olnrış. Hepimiz, Muhakkak Üniversiteyi bitirmiştir artoptan ayaidamyoruz. Lem'iyl, süklüm ilede buluçmaya karar veriyor ve mertık. Acaba, gene Stefanckirche'nin, büdivenlerder. aşağıya iniyoruz. Her klbar inıklüm' oturduftu yerde arıyorum. Bu akşım fc»ş oUuğum için onu evvelâ. me maiıalle gibi bizim Pring Eugenstxass yük kilisenin karşısındaki ihracat büro6elâ Z^cbar gibi mükeUef bu lokanU de d'e*taksi bulunmaz. Onun için bir ta sunda mı çahşıyor^ Kartvizitin arkaai; «CUMHURİYET» in Tefrikası: 1 S lâbâncı Burhaneddin Tepsinin cenazesi bugün kaldınhyor Vefatını habet verınls olduğumu2 BanaücSr Burhaneddin Tepsinin cenazesi bugün kz\dırılacaktır. Namazı, öğleyl müteakıb Teşvlkiye camllnde kılmdıktan sonra, Asrî Mczarlığa debıedilecektir. * * * İstanbul Şehir Tiyatrosundan: Türk sahnesinin esefle kaybettlğl büyük sanatkâr Burhaneddin Tepsinin cenazesi bugün öğle namazını müteakıb Teşvikiye camiinden kaldınlarak Asrt Mezarlıktaki ebedî istirahatgâhına tevdi kılınacaktır. ilüessesemiz mensublarının o saatte Teşvikiye camlirde bulunmalan rica olunur. Baîtaro/t 1 lucı ta.hı(ed« Mahkemesine bir istida göndererek âmme şahidi olarak dinlenümesini istiyen Edebiyat Fakültesi Şarkıyat Enstitüsü Doçenti Abdülbaki Gölpınarh dinlenilmi;tir. Şahid, ifadesinde şunları söylemiştir: « Benim buradaM şehadetim, Ankara Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesinde devam etmekte olan Hasan Âli YücelKenan Öner davasında şahid olarak dinlenilen Nihal Atsız ile Hikmet Tanjunun ifadelerinin hakikate uymadığma şamildir. Bu iki şahid, benim Hasan Âli Yücel taraîından himaye ediidiğimi dört madde ile söylemişlerdi. Bunlard&n birmcisi, benim mahkum olduğumdur ki bunun aslı yoktur. Ben mevkufen devam eden muhakemem sonunda beraet etmişimddr. İkincisi benim hapisanede yatarken Millî Eğitim Bakanlığınm tercümelerini yaptığımdır ki bunun da aslı esası yoktur. Ben hapisanede yalnız Mesnevinin beşinci cildinin tashüı işlerile uğraşmışımdu. Mevkuf olan bir kimseye tecrümenin ehli ise kendisine verilmesi bir hata mıdır? Orhan Şaik Gökyay da Kâbuşnameyi hapisanede tercüme etmiştir. Üçüncü nokta, gene bu mevkufiyetim esnasında maaşımı aldağımdır ki bu da tamamen hilâfı haîîikattir. Elân 13 aylık maaşımı almış değilimdir. Ben beraet ettikten sonra usulü dairesinde şahsan istida ile Üniversiteye müracaat ettim ve memuriyetim bana iade edildi. Hikmet Tanjunun ifadesine gelince: Mumaileyhin şehadetine göre, guya Hasan Âli Yücel beni himaye için Mesnevinin önsözünü yazdarmış ve buna mukabil bana tercümeyi yapan Veled Çelebinin aldığı kadar para verrniş Bu da asılsızdır. Hem çahid, önsöze 30 salıife diyor, halbuki 15 sahifedir. Demek ki Hikmet Tanju, eserin üzerindeki kayda dahi dikkat etmemiş, hattâ mubteviyatını bile gözden geçirmemistir. Vaki şikâyeti doğru değildir. Şuna da ilâve edeyim ki, Mesnevinin her cildinin sonuna açıklamalar yapan benim ve bunlar yüzlerce sahifeyi bubnuştur. Buna mukabil ücret aldım. Bu ücret, açılama ve mukabele hakkımdır.> Hasan Aii K. Oner davası Haikı aleyhimize tahrik Baştarafı l bıei tahifed* • rek kuzey Yunanistam, çetecilerden temizlemesini istemiştir. Çaldaris, bu teklife itiraz ederek, Türk ordusunun böylelikle bütün Trakyaya yerleşmi» olacağını ve bir daha çıkmıyacağmı söylemiştir. Bunun üzerine Amerika büyük elçisi, Türkiyeye mükâfat olarak Oniki adalardan birinin verileceğini ve Kıbrism istiklâlinin tanınacağını bildirmiştir. Bu havaüs tamamile uydurmadır. Nitekim, Yunan Başbakanı MaksLmos, şunları söyledi: c Böyle bir toplantı asla vuku bulmarruştır. Hayal mahsulü olan bu haber, muayyen bazı maksadlara hizmet gayesile uydurulmuştur.» Metîn TOKER Ankaralı 30 gene bîr köylüniin farlasinda çalışlılar Ankara 21 (Telefonla) Ankarada kurulmuş olnn Gencler Derneğinden 30 kişilik kızlı erkekli bir kafile, Kayaşa giderek yardıma muhtac bir vatandaşın tarlasında sabahın 7 sinden akşamm 1930 una kadar çalışmışlar ve 6,5 dönümlük ekin biçmişlerdir. «Paşanin Mehmed» adile anılan ve S çocuk babası olan tarla sahibi, dörder işçi çalıştırabilseydi ancak 6 günde b i . tirebileceği işlerinin bir günde tamamlanmasma çok sevinmiştir. Dernek, daha kalabalık kafileleri, Ankara civatı köylerinde harman işlerin« yardıma göndermeğe karar vermiştir. Bir köylü, tarla yüzünden üç kişiyi yaraladı KİRALIK KASA İhtiyacmız için Türkiye Garanti Bankası'na uğrayınız. Galats, Bankaîar Cad. 27 Telefon: 49402 Ankara 21 (Telefonla) Çubuga bağlı Küçük köyünde tarla yiteünden bir cinayet olmuş, Yıldırım adında bir rencber, evi önüne gelerek kendisice tecavüzde bulunmak istiyen 5 kişiden üçünü çifte ile ağır surette yaralamıştır. Yarahlar, Nümune hastanesine geİfadesi almacak ikinci şahid İbrahim tirilmiştir. Yıldırıaı tevkif edilmi?tir. Süruri gelmemişti. Söz alan Kenan Öner bu şahid hakkında şunları söylemiştir: « İfadesine müracaat edilmeisni istediğim İbrahimden biraz evvel bir mekSarıyer ve Karaköy börekçilerlnden tub aldım. Sahid, mektubunda, «Beni Bay Mehme dAU Ocabaşının oğlu ve bu işten affedin, başımı belâya spkma Ahmed Odabaşının büaderi, Bayan Şayın> demektedir. Mevzuubahis dava be ziyenin eşi nim değil, bir millet davasıdır. İhzaren ALİ RIZA ODABAŞI'nın celbine karar verilmesini isterim.» ruhuna ithaf edilmeı: üzere kırkmcı Savcı da talebe uyulma.sını istemiş ve gününe tesadüf eden 22 tenuEUz 1947 mahkeme, tanık İbrahim Sürurinin be» salı günü öğle namazını müteakıb Sarıhemehal mahkeye celbi için C. Savcı yer camiinde Mevlidi Şerif okunacağmlığına müzekkere yazıbnasına karar ve dan akraba ve dostlannın, kendlsini sererek duruşmayı 24 temmuz perşembe ven ve arzu ede.nlerin teşrifleri rica ogünü saat 15 e Qdabjası silesi • MEVLİD
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle