27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 Mart CUMHURÎYET Davanın büyüklüğü Bütün dünya Truman'ın heyecan uyandıran nutkile meşgul oluyor Bojtarofı I tn& sahifede Amerika, Norveçe 50 miîyonluk kredi açmalda ve Macaristana yeni yardımlar temin etmekle yeni siyaseüni sağlamlaınaitadır. Ankara ve Atinadan gelen haberler umumî bir memnunluk ifade etmektedir. Rusyada henüz hiç bir mütalea yüTiitülmemiştir. Yarın veya yarmdan sonra bu bahse dair söz söylenmesi beklenmektedir. Yunanistana gelince, Başkan Truman'm bu memleket hakkında bildir diği kararların Ingiliz kıtaları hakkmdaki İngiliz siyasetinde bir değişikliğe sebeb olup olmadığı henüz bilinmemeitedir. Londra 13 (a.a.) Londra basm servisi diplomatik muharriri yazryor: IngiUz resmî mahfilleri Başkan Trumcn'm Kongreye vâki müracaatini ve bıınu icab ettiren sebebleri müsaid bir şekilde mütalea etmektedirler. Başkan Truman'ın bu teşebbüsü, sulhun idamesi işinde Amerikamn boy ölçülmez kudretinden doğan mes'uliyetler Birleşik Amerikanın kabal etmek hususundaki kararmın bir delili addedlimektedir. Yunan Başbakanının demeci Atina 13 (A.P.) Yunan Başbakanı Dsmetreus Maksimos, Amerikan elçisine. Istıklâainl ve mffil bütünlü£ünü muhafaza edebllmek için mücadele eden Yuanistana yapılacak yardım dolayısil YuDan hükumetinln ve Yunan milletlnin mlnnettar olduirunu söylemiştir. Atinada üeri süriilen mütalealar A:ina 13 (a.a.) Anadolu ajanaının özel muhabiri bildlrlyor: «Amerika Birleşitc devletierinin hududu Tür'iiye ve Yunanistanın lan üzeriEdedir.» Atlnada belirtlldifine göre, Başkan Trurr.an tarafından dün kongrede söylen«n ve biitün Ortaşark için en büyük ör.eml haiz olan tarihî nutkun hakikl manası budur. AUna siyasl mahfilleri şunu da aynca tebarüz ettirmektedirler lü, Amerika Birleşik devletlerl Başkam, bu nutku ile, Türkiye ve Yunanistan arasındaki menfaat beraberliğini ve ikl kommllletin cephe birliğini de belirtmiş ve bu sureüe Türk Yunan BaUcanlarda sulh ve güvenllk unsuru olarak ıriltetlerarası maiüyetll yeni yılksek bir teyid elde etmiştir. Başbakanın beyanatı Hep onu istiyoruz Amerikan Ayan arası Mr. Vandenberg dünya işlerinin düzeltilmcsi yohında fikir yürütürken: Artık herkes düşündiiğünü konuşmalı ve konnştuğunu düşünınelidir. Başka türlü olamaz, demektedir. Bu kaide sade dünya işleri için değil, küçük büyük her işte, her mfinasefcette istikrar ve salâhın birinci şartıdır. Hep onu istiyoruz; lâkin bunu yapanlar, yapabilenler; istiyenler maalesef. istemiyenler kadar çok değil! Baftarafı î inei «ahtfede fetmek ve çok masTaf yapmak vazifesi ahındayız. Bu sebeble yurdumuzun geniş ihtiyaclarını karşılıyacak U.S.A. yardımından minnettar olacağız. Bütün Türk milleti lüzıtm hasıl olursa yurdun şerefini, haklarını ve hududlarmı korumayı bilecektir. Bu vazifeyi yapmak için hazır buluntnaya çalışırken yıllık devlet bütçesinin yansını millî savunmaya harcamak zorundayız. Başkan Truman'ın pek güzel ifade ettiği dünya emniyetinin birbirinden ayrılmazlığı ve bölünmezliği zihniyeti ölçüsüne göre taşıdığımız ağır yükün haüflemesi için ameli çareler düşünmek pek isabetlidir ve lâzımdır. Müttefikimiz Ingilterenin takatini aşan yardttmlar için Amerikayı imdada çağırcnasmda halin icablarmdan mülhem zarureti pek güzel anhyoruz ve bu hareketin asil dürüstlüğünü takdir ediyoruz.» Associated Press muhabüinin intıbaları İstanbul 13 (A.P.) Associated Press muhabiri Ed^in B. GreenWald bildiriyor: Türk Başbakanı Receb Peker bugün Associated Press ve NewYork Times muhabirlerini İstanbuldaki evinin çslışma odasmda kabul etmiş ve bir müddet kendilerile konuştuktan sonra yazılı bir beyanat vermiştir. Başbakan bu dsmecin ihtiva ettiği fikirleri genişleterek: t Türkiyedeki ve YunanUtandaki herhangi bir huzursuzluk tıpkı elin bir parmağmda başlayıp bütün vücudü istilâ eden bir mikrob gibi yayılabilir> demiştir. Ingiltereden samimî bir eda ile bahseden Receb Peker, beyanatımn başka bir noktasına temas ed«rek: « Hakikatte ku^etli olmadığımız halde, kuvveüiyiz demek zararlıdır» demistir. Celâl Bayann beyanatı Ankara 13 (Telefonla) Demokrat Parti Başkanı Celâl Bayar bu gece Mersine hareket etti. Celâl Bayar Mersinden Hataya geçeoek ve bu bölgelerde parti teşkilâtile temaslardan sonra tekrar Mersine dönerek deniz yolu ile Izmire gidecektir. Celâl Bayar harekerinden 5nce United Press mtıhabirine, Turman'ın nutku dolayısile şu beyanatta bulunmuştur: < DP., Birleşmiş Milletler Paktının ihtiva ettiği insanî esaslara çiddetie tarafbardır ve beşeriyet icin bu esaslann bütün milletler tarafından elbirliğüe ve samimî surette tatbikmdan başka tek bir kurtuluş yolu bulunmadığma kanidir. Demokrasi idealine bütün kalbile bağh bulunan, haysiyet ve istüdâlini dışarıdan gelecek tecavüzlere karşı en büyük hassasiyetle karşılamaktan hiçbir zaman çekinmiyen smlhsever Türk milletinin, Yakmşark ve dolayısile bütün dünya sulhu için, ne mühim bir emniyet unsuru olduğu, öyle anlaşıhyor ki, Birleşik Amerika umumî efkârı tarafından lâyıkile takdir edilmiştir. Başkan Truman'ın Türidyeye yardım tcklifini bu bakımdan da büyük blr mem nunluk ve şülcanla karşıhyoruz. Totaliter rejimlerln dünya sulhu ve insanlık hürriyeti için ne büyük tehlike teşkil ettiğini çok iyi bilen büyük Amerika demokrasisi bu asil hareketüe birşmiş milletler paJttını yalnız nazarl sa. hada bırakmıyarak onun geTçekleşmesi yolunda da fedakârliktan çekinmiyeceğinl meydana fcoymuş bulunuyor ki bütun demokrat ve sulhsever milletlerin bunu şükranla ve memnunlukla kaışüıyacağmdan hiç şüphe etmiyoruz.» Hidisekrflrastnd* Müsfahsil kazanıyor mu? eçenlerde teneke ve süfün hükumet elile pahalı satıUhğmdan şikâyetçi olan ve bu hâdiseleri peynir ve süt mamulâtının pahalıüğında amil olarak gösteren bir tüccarın mektubunu bu sütunlara geçirmiştim. Onun intişarından biraz sonra şimdi mühim kısımlarmı aşağıya dercedeceğim başka bir mektub aldım. Oknrsanız siz de benim gibi şaşar ve hayret edersiniz. Bu mektubu bilhassa bugünkü fiat yukselişini müstahsil yani köylü efendimiz için bir saadet tahmin edenlere ithaf ediyorum. İşte mektub: «Sayın Burhan Felek; Uzun senelerdenberi «Cumhuriyet» 5n okurlarındamm. Sütunlarınızda pahalıukla mücadelenizi, bilhassa peynir, tereyağ ve et üzerindeki yazılaruızı zevkle takib ediyorum. Yalnız 3/3/947 tarihli gazetenizin (Felek) sütununda, bir okurunuzun boş teneke fiatını Ofisin (510) kuruşa yükselttiğini, miri çiftliklerin de sütü (45) kuruşa arttırmaya koyduğunu ve buna nazaran bir teneke peynirin (36) liraya ancak satılabileceğini yana yakıla anlatan mektubunu ve bu mektuba dayanarak zavallı mağdur (!) tüccarı müdataa ettiğinizi görünoe hayrete düştüm. Ben şahsan bu işlerle meşgul olan ve piyasada çalışan bir müteahhid tüccarım. Fîlvaki bu şekilde müdafaa benim de işime gelir. Fakat her şeyden evvel düşünmenaiz lâznn gelen bir de memleket ve bu memleketin ıstırablı davaları vardır. Bu 6ebeble size bu pe>Tiir v« tereyağ işinin bütün hilelerini açıkça yazacağım. 1 Peynir işi; Bizde süt ve peynir İşi ne müstahsü, ne de müstehlik işidir. Yalnız ve yabuz mandıranin civarında bulunan kapitalistin keyfine ve takdirine bağhdır. Yani fiat tayini sermayedarların insaf ve mer hametine kalmış bir şeydir. Hâdise şöyle vukubulur: Eylulden itibaren köylüya para dağıtılmağa baslanır. Bu para 10 liradan 100 Uraya kadardır. Köylü borclu bulunduğu sermayedara nisan aymdan itibaren süt getirmeğe ve bu suretle borcunu ödemeğe başlar. (Kasar için de peynir getirir) Nisan ve mayıs aylarında peynirler yapılmağa ve sermayedarlarn» tstanbulda bulunan komisyoncularma önderümeğe başlar. Bu komisyoncular mallan her türlü oyunlara başvurarak piyasaya arzederler. Şurayı da unutmamah ki bir kısım eermayedarlarin parası bu işe yetmez. Onlar da bu komisyonculardan ödüno para alırlar. Bu satıştan evvelâ serma•edarm koydulu para çıkar. Sonra komisj'onlar alınır. Fiatlar da daima bir iki lira noksan hesab edilir. Böylece komisoncu cebini doldurur. Köylüye gelince;'; o mütemadiyen süt ve peynir getirir. Arada sırada beş on lira para daha ceker ve ağasmın fiat kesmesini bekler. Nihayet haziran. .ajinda süt ve peynir» fiat kesilir. Bunda esas şudur: Sermayedar peyniri İstanbulda üstüste kaça 6atmıştır, Istanbula gelip gitmek için ı.« marraflar etmiçtir. Komisyona ne vermiştir. Kendine ne kâr kalmıştır? Bunları ayırdıktan sonra köylüye kilo başına peynir için 65 kurus, süt için 28 kunış diye fiat keser ve hesab görür. Zavallı köylü hesab netieesi ya borclu çıkar ve» yahud baçabaş kurtulur. ister Truman Tfirkiye ile Yunanistana yardım istemek için Amerika Kongre sine verdiği mesajda Avrupanm bugünkı durumunu bir hayli ayâmlatmış ve nic nice memleketlerde hüküm süren yaşayış tarzım tasvir ederek dünyanm bu yaşayiş tarzmdan kurtulmak istediğini anlatmıştır. Dünyanın kurtulmak istediği bn yaşayış tarnnın en bariz vasıflan çunlardır: Azınbğın zorla çoğunrağa hâkim olması, tahakküm ve tethiş usulile Amerikan kongresinde iş göriilmesi, basın hürTİyetinin en geniş Washington 13 (a a.) Amerikan tazyik albnda yasaması, radyo gibi yayın Kongresi üyeleri Başkan Truman'm dün vasıtalannın en siddetli sansüre tâbi ol iki meclisin müşterek yapbkları oturumması, şahsî hürriyete saygı RÖsteribne da vermiş olduğu nutku umumiyetle mesi ve seçimlerin tezvir edilmesi! fevkalâde önemli bulraakta ve taşıdığ Bu neden böyledir? diye sormağa lü büyük mana bakımmdan titiz bir incezum yok. Çünkü hic bir millet hu hali leme mahsulü olarak vasıflandumaktakendi isteğile kabul etmis, zorbahk eden dnlar. Mümessiller meclisi Dxş işleri komitesi bir azhğı başına geçirmiş değildir. Bu hal bir çok milletlere zorla yüklenmekte başkanı cumhuriyetçi saylavlardan ve milletler buna karşı boyun eğmekten Charles Eaton, Truman'ın demecini başka bir şey yapatnadıklan için ister «büyük nutuk> olarak vasıflandırmış ve istemez boyun eğmektedirler. kongrenin bu tasarıyı yakında tasdik Bu derdin türlü türlü isiroleri vardır edeceği ümidinde olduğunu söylemiştir ve nüfuz bölgesi siyaseti. tazyik siyase«Diplomatik bir bomba» ti, muslihane hulul siyaseti bu isimler Londra 13 (a.a.) Reuter Ajanstnın arasındadır. Nitekim Mr. Truman da bu Moskovadaki diplomatik muhabiri yaisimlere isaret etmiştir. zıyor: Buradaki konfeTansta bulunan bütün Bu isimleri taşıyan ve mflletlere esaret hayatı yaşatan hu derdin bir salsnn müşahidler, Başkan Truman tarafından gibi dıırmadan yayılmasına imkân veril söylenen nutkun şimdiye kadar çok üdigi takdirde hugün ayakta duran, hür midler vadetmiyen Moskova konferansı riyet ve bütünlüğünü savunlavan millet havasmm içine «diplomatik bir bomba» ler de birer bireT yuvarlanp.rajh içm hiç ibi düşebüeceği kanaatindedirler. olmazsa bn ayakta duran milletleri desDün akşam nutkun resmî mahfillerdeteklemek îcab etmektedir. Yoksa, Mr. ki akisleri hakkmda bir şey ÖğrenilemeTruman tarafından da apacik anlarıldıjn miştir. Çünkü konferanstaki murahhasgfM vahamet artar ve tehlıke büyür. lar radyo merkezleri tarafından verilen Bu tahlii neticesfaıde beliren variyet metinleri resmî mahiyette saymamışlarşnduT: Ortada milletlerin hürriyet ve dır. biirüniüSüne dütman olan bir tarafla NevvYork gazetclerinin manşetleri milletlerin hürriyet ve bütünlüğünü NewYork 13 (a.a.) NewYork gadestekliyen bir taraf vardır ve hürriyet zetelerl Truman'ın nutkunu sekiz sütun düsmanhğile hürrivet taraftarlreı arasm üzerine basmışlardır. îri harfli başlıklarda. a7İıJın rorhalıŞını destpkliyenlerle. da çöyle denilmektedir: çoğrınlıığnn irade<;ini hâkim kilmak Mi«Truman kızıUarı durdurmak için yenleT arasmda mücadele bailatfistir. Yunanistana ve Türkiyeye yardım edilMr. Truman'ın açıkladıçı. heftâ ifsa mesini istiyor.», «Truman kızılların basetriçi asil nokta bııdıır. Onun icin Mr. kısmı hafifletmek için tahsisat istiyor.» Trnman, hürriyeti desteklemek ve knAmerikan basının mütalealan rumnk yolundaki tr'ebhifcün Dniruda rta. NevvYork 13 (a.a,) Amerikan baBatıria da çok e^nis tesirli (i1qca|mı söy ;ını umumiyetle Truman'm dün söyledilemek lüruımınn hissetmiştir. ji nutku tasvib etmektedir. AzlıkJan kifkırtarak coŞıınluklarm «NewYork Herald Tribune» gazetesi basına geçiren ve çoğıınhıklan tethiş ve bu hususta şöyle yazmaktadır: tahakküm altında yaşamaea mecbıır e.Başkanın tarihî nutku, komünizme den rihniyet. bnndan böyle görülecek arşı mukaddes bir harb üânı mahiyehsVikî.muzaheret savesinde tazvik, hn tinde değil, daha ziyade, kuvvet veya lul ve nühı* siyasetlerimn artık tutmı ;ızma yolu üe olsun, her türlü yeni ceyarajhnı anluarak gerilemek ve hürri ir hareketine karşı mukavemrt karayet düşmanlırından vazcecmek volunu ını bildiren bir demecdir.» tutacak. yahud daha fazla areınlık eösKafî jest tereceklir. Daha fa7İa azginlık. bütün «NewYork Daily Mirror> şöyle dehürriyetsever milletlerin yeni bir Hîtlerci Almanya. dünvaya iradesîni zor mektedir: •Truman'ın bu hareketi, 1917 Rus üılamak istiyen yeni bir tecavüz hamlesilc tilâlindenberi Birleşik Amerikanm kokarşılaştığını anlıyacak ve ona göre ba«ımn çaresine bakmak zorunda kalaeak münistlik aleyhinde yaptiğı ilk kafi jesttir. Başkan, Rusyaya şöyle demek istebr. Çünkü çareye şimdiden bakmak. salKinm nıÜ7minlt?<<me«indpn 5onrayı bcklemekten daha lüa>nrlıdır. Hulâsa dünya çok mühim bîr jmtihan karsısındadır ve imrihan neticesinde ya hSrriyet ve demokrasi davası büyük blr zafer kazanacak, yahud hürriyet ve demokrasi. bans ve $^iven düşmanlan bütün çıplaklıklarile ortaya çıkacaklar ve bütün dünyayı karşılarında bulacaklardır. Durum bn derece nazik ve ehemmiyetli. dava bu derece büyük ve âlemsü«Harb, Rusyarun Avrupaya hâkiın olması için yapıhnamıştır.> «Harb bir gün patlak verecefc» «Chicago Tribune> ise şunları yazmaktadtr: <Başkan. Rus komünizminin nerede fsadüf edilirse orada mukavemet edil. gereken düşman bir kuvvet sayıacağmı söylemiştir. Bundan harbin kaçuıılmaz olduğu manası çıkmaktadır. Harb bu sene, belki de gelecek sene çıkmıyacaktır. Fakat bir gün patlak vereBusyaya ihtar «NewYork Times> şöyle diyor: «Truman'm roıtku Rusyaya bir üıtardır. Birleşik Amerika halkmm bu üıJ tann arkasmda olduğuna şüphe yoktur.» Londra resmî mahfilîermde Londra 13 (a.a.) Dün, Başkan Truman'ın Amerikan Kongresinde irad ettiği nutuk, halen İngiliz hükumeti tarafından etrafh bir tetkike tâbi tutulmaktadır. Resmî mahfiUerde şu cihete işaret edilmektsdir ki, Truman, halen Moskovanın nüfozu altmda bulunan doğu vrupa devletleri blokuna karşı Yunanistan ve Türkiyeyi masun rutaıak için bu iki memlekete yardun yapılmasmı is:rken Kongreden hiçbir şey sakalmamıştır. Dış İşleri Bakanlığmır. sözcüsü bu sabah yaptiğı bir demeçte, Başkan Truman'ın görüşü, aynen IngiEz hükumetinin görüşüdür, demiştir. Londra, Başkan Truman'ın irad ettiği lutkun muhtevası hakkında evvelden Jıaberdar edihnemiştir ve Amerikan Devlet Başkanmın Türkiye hakkında bildirddği kararlar, Washington tarafından bu kadar kat'î bir vaziyet ahşına intizar etmiyen resmî mahfillerde hayret uyandırmıştır. İngilizlerin mütalealan Bajmakoleden devam kadar dayanmaya ve istediklerini mutlaka gerçekleştirmeğe niyet etmiş olanlar varsa, hürriyetçi milletler vaziyetlerini ona göre tayin etmek imkânını bulacaklar, hiç değilse tereddüd ve kararsızlık kâbusondan kendilerini kurtaracakJardır. Hürriyet içinde banş nizamı onlann da seveceği bir ülkü ise, bu ülkü yakında gerçekleştne yoluna mutlaka girecektir. Başkan Truman siyasî nutuklarda şimdiye kadar pek az rasladığunız bir açıkhkla konuşmuştur. İki raanaya gelmiyen sözler, politikada daima sisleri ve bulutları dağıtan müsbet bir rol oynar. Bir clöııüııı noktası NADÎR NADI Ege vapurile dün gelenler muldür. ömer Rıza Bojtara/» 1 inci sohifede Vehbikocagüney, Erzunımluların kurtarıcı kahraman orduya minnet ve sevgi duygulartnı bilüren ve bu yolda hayatiarını feda etrrnş olan aziz şehîd!erimi?in hatıra.arım taziz için veçiz. bir hitabede buiunmu^tur. Bu hitabeyi takiben hazır bulunan halkm iştirakile ve bandonujj çaldığı Istikîâl marşile şaniı bayrağunız hükumet konağına çekilmiş ve giinün manasını ve değarini ifadelendıren söylevler verümişUr. Asker birlikıeri ve okurların, millî tejekküllenn katıldığı büyük bir geçid resmi ile sona eren bu törenden sonra yer yer terlib olunan toplantılarda miUî oyunlar oynanmak ve muhtelif eğlenceler tertib edilmek suretile kurtuluşlarının 30 oncu yıldönümünü Erzurunahılar bütün gün kutlamışlardır. Gece büyük bir fener alayı yapılmış ve Halkevinde de bir müsamere verilmiştir. Fakat bu, sadece bir maskeden ibaret. Tu'ıjgud Bey. odanm içinde oereyan eden herşeyi göıüyor, dinliyoı;, işitiyor. Benim varlığımı farketmiyormus gibi davranması, tersine, bütün şuuruna, bütün zekâsma sahib olduğunu ispat ediyor. Yüzüme bakmaktan çekiniyor; ama, belli etmeden, dikkatli dikkatli beni süzdüğünü bir kaç defa gördüm. O suada neler düşündüğünü keşfedebilsem! 29 temmnz Bir hastabakıcı, kendisine emanet edilen bastaya bakmaktan başka bir endişe güttneli mi? Elbette hayır! Öyleyse, şimdi Turgud Beyin karşısında, mütemadiyen böyle şaşalayıp kahnamın sebebi ne? Biran evvel iyileşip yataktan kalkmasını dörtgözle .bekliyorum, Kalksa da çekilip gitesm, huzurumla onu daha fazla sıkmasam. Kulenin penceresinden bana fırlatıp attığı mektubun, istihza ve hakaret dolu o acı mektubun, günün birinde, böyle aramıza dikilip beni bu kadar sıkacağuıı Turgud Bey acaba tahmin eder miydi? 30 temmuz Kendi kendimî tanıyamaz oldum. Turgud Bey kendine malik değilken, ona, bir ananm, sevgili yavrusunu, bir ablanın, kardeşini teciavi edişi gibi. şefkatle, fera^atle bakmıştun. Ona, ıhlamur fincanmı uzatırken, içsin diye. çok tatlı sözlerle hitab ediyordum; onu kollarımın arasmda uyutmaktan, örtüp bastırmaktan, alnına düsen bir perçemini düzeltmekten zevk duyuyordum. Artüc, herşey bitti. Ancak pek lüzumJa zamanlarda karyolasma yaklaşıyorum. Erzurumun düşman istüâsından kurfuluşu 8o«tarafı 1 tnci sahifed« yük Elçi, kendisile görüşen gazetecilere şunları söylemiştir: c Türkiyeye ilk defa geliyorum. Dost ve güzel bir' mefnlekette vazife göreceğhnden dolayı son derece bahtiyarım. Türkiye ile İtalya, önümüzdeki barış Moskovada akisler Moskova 13 (A.P.) Assoclated Press devresinde, daima büyük bir dostluk İçinde yaşıyacaklardır. Zaten Türkiye nmhabiri Eddy Gilraore bildiriyor: C.erçl Başkan Trumanın nutku Rus ve italya, Aidertiz srulhu için en esaslı, lar arasmda şaşkınhlt uyandırmışsa ki temel devlettir.» da bir sürpriz teşkil etmemlştir. Buslar, Büyük Elçi, daha sonra Italyanın, bumuhakkak olarak bunu ciddl bir şekil günkü halinden bahse tmiş, memlekette e mütalea edecekhrdir. yapılan inşaat, tamirat ve imalâtı anlatmış, bu faaliyetin gün geçtikçe artüSon dakilca ğım söylemiş ve demiştir ki: Londra 13 (B.B.C.) Amerika Ayon « Türkiye ile italya arasındakl tiMeclisi Dış Encümeni Başkanı Vandenberg, bugünkü demecinde, Türkiye ile carî münasebat, her gün biraz daha kuvYunanistana yardıma aid teklifin azamî vetlenmektedir. Ankarada müzakereler bu ay sonuna kadar meclislerden çıkmış yapmış olan ticaret heyetimiz, bu gayenin gerçekleşmesine çalışmıştır. Bizim olacağını söylemiştir. mamul mallarımızla, sizin ham maddelerinizi mübadele etmek, iki memleket için de çok faydah olacaktrr.> Büyük Elçi, ailesi ve İtalyan Başkonsolosu M. Berri ile beraber, itimadnamesini takdim etmek üzere dün akşam Bajtarafı 1 tnci saJvi/ede Ankaraya hareket etmiştir. rumu düzeltmek için en iyi devanın saİngilterenin Sofyadaki yeni siyasî tcmdece malî yardımda bulunnıamızdan iba silcisi Mr. Joftın Cecil de, dün Ege ile et olup olmadığı noktasıdır. Malî yar şehrimize gelmiştir. ilk defa olarak Buldımda bulunmamız gerekeoeğine şüphe garistana giden Mr. CecU, birkaç güne yoktur. Fakat öyle tahmin ediyorum ki, kadar Sofyaya gidecektir. Türkiye hükumetine malî yardımla birikte bir askerî garanti de teklif edecek olursak, meseleyi kökünden ele almış luruz. Bizim garantinüze dayanarak Türkiye hükumeti, ordusunun ehemmietli bir kısmını terhis etmeği göze alaNev;York 13 (Radyo) Rusyaya bilir. Bu takdirde ise, yapabileceğimiz rrpiî yardımın semeresiz askerî masraf ıtrol tasfıyesinde kullanılan aletler ları karşılamağa harcanmasma tüzum eöndermek üzere istenen 25,000,000 dekalmaz. Kısmen Türkiyenin iktisadî bün ğerindeki kredi Mümessiller Meclisinin ycsini kuvvetlendirmeğe tahsis edilebi alâkalı encümeni tarafından reddolunmuştur. Sebeb, Rusyanm ödün verme T. e kiralama borclarma karşı aldığı vaziBen şu kanaatteyim ki, bizim böyle yettir. bir teklifte bulunmamızın askerî teahhüdlerimizi arttıracağı veya Birleşmiş Milletler Anayasasımn harfi ve ruhuna aykırı düşeceği ileri sürülemez, zira Türkiye taamıza uğradığı takdirde müAnkara 13 (Telefonla) Belçika ile dafaasına gitmeyi deruhte etmiş bulunuyoruz bile. Bu tarzda sarih bir garan icaret ve tediye anlaşması müzaksrelei sona ermiş, hazırlanmış olan anlaşmaiyi şündiden vermenin kıymeti şudur • ki, bidayette kendisi için oldukça tehli ar Dış İşleri Bakanlığmda imzalanmışkesiz gibi görünmekle beraber sonradan tır, İki momleket arasındaki ticarî mütamiri imkânsız gelişmelere yol açabi badeleler, en ziyade mazharı miisaade ecek olan herhangi bir harekete teves millet muamelesine tâbi olacaktır. Ihraül etmekten So^'et hükumetini menet catı'n karşılıkh gelişmesini sağlamak mesi muhtemeldir. Zira zayıf düşmüş bir maksadile ticaret anlaşmasına ahdî lisTürkiye ile değil de, Birleşik Amerika teler eklenmiyerek mabadelelerin her le iş ğörmekte olacakîarını önceden bil iki âkid tarafmda cari olan umumî remek, Kremlin'deki zevatı ihtiyatlı dav jimterden lsüfade etmesi temin edllranmağa sevkedebilir. Buna mukabil, ve miştir. Ayrıca serbest döviz esası konulkla gelebilen en kötü ihtimalin tahak muştur. Baftaraft I lnd tdhifede kika sonra radyomuzda hususî bir emlsyonla halka verilen hulâsâsı, köylere varıncıya kadar her yerde alâka ile dinlentniş ve aşırı derecede memnuniyet uyandırdığı müşahede edilmiştir. Diğer taraftan birçok ecnebi ajansı ve gazete muhabirleri bugün Ankaradan Trumanm beyanatmın uyandırdığr tepkileri tespit eden birçok telgraflar çekmişlerdir. Bazı yabancı muhabirler, Dış işleri Bakanı Hasan Sakadan da mülâkat istemişlerdir. Dış İşleri Bakanunız, Bpşbakanın istanbuldaki beyanatile noktai nazarımızı kendisini ayrıca bir mütalea serdetmekten vareste bırakacak şekilde bütün teferruaüle açıklamış olduğunu söylemiştir. Yarm Ankara gazetelerinde başyazılar tabiatile bu mevzu üzerindedir. «Başbakanm bu güzel nutkunun daha ilk dinleyiş veya okunuşta alclâde bir politika olayı olnıaktan çok üstün tesirli olduğunu» kaydeden «Ulus» diyor ki: «Gerçekten Moskovada çetin davalann hangi yoldan çüzülctiloceği görüşüldüğü sırada Amerikanm sesini cıv vakur ifadesile duyurmuş olan Mr. Truman'ın sözlerinde birçok milletler yeni ümid ve cesaret kaynakları bulurken, muhtemel saldırgcnlar veya kışkırtıcılar da maceracıları bekliyen akıbeti bir kere daha iyiden iyiye mütalea etmek gerektiği ihtarile karşılaşmaktadırlar.> Türkivede memnuniyet Rakı sarfiyatı yüzde 25 arttı Boştoraft 1 ind sahijede bölgesi tütün piyasasına ve rakı fiatlarında yapılan tenzilâttan sonraki duıuma temas etmiştir. Genel Müdür, rakı satıslanna temas etaniş, geçen senenin şubat ayuıa göre bu sene rakı sarfiyatmda yüzde 25 nispetinde bir artma olduğunu, buna mukabil tuvalet ispirtosu satışmda da yüzde 35 eksilme görüldüğünü, şarab ve yakacak ispirtonun satışlarmın da yükseldiğini söylemiştir. Genel Müdür daha sonra demiştir ki: < Yeniden kuracağımız tesislerle meşgul oknak üaere Ulvi Yenalın başkanlığında yeni bir büro kurduk. Dıtısası olan arkadaşları büronun muhteUf kısınolannın başına geçirdik. Yeni sigara fabrikamız için lüzumlu makinelerle, tesisat hakkmda bir Amerikan fabrikası mümessilile mütehasssılanmızın hazırladıklan esaslar dairesinde görüsmelere başlanmıştır.» Genel Müdür, bundan sonra dış satış şubelerine temasla demiştir ki: < İtalya, Isviçre, Danimarka, tsveç, Norveç, Ingiltere, Fransa, Belçika ve Ho landa dış satış şubelerimizi idare etmek üzere iki arkadaş gidecektir. Geçen defa Unrra'ya yaptığımız 241 bin kilo sigara satışından sonra, Turkish Special markasile imal ettiğimiz bu sigaralardan yeniden 43.850 ve 230 bin kiioluk üincj ve üçüncü siparişler aldık. Yakında bunlan da ihrac edeceğiz. Danimarkaya da yakında, 15 er bin litrelik iki parti şarab ihrac ediyoruz. Bir Fransız firması bizden 1 milyon litre şarab istedi. Temas halindeyiz.> «Türkiye, doğunun anahtarı» kuku halinde bile, Türkiye ile akdedilmiş bir ittifak bize, Ortadoğu bölgesinde kuvvetimizi beh'rtmek bakımmdan herhangi başka bir üsle kıyas kabul etmiyecek derecede daha elverişli stratek tutunma noktası sağlanuş olur. Ulusun yarmki yazısı şöyle devam etmektedir: «Türkiyede güzel ve parlak iç güvene mukabil iki yildır ağır bir dış baskı devam edip gitmektedir. Boğazlarda müşterek müdafaa adı altmda üs istenmiştir. Doğu illerinde hiç bir ciddî hak ve esasa dayanmıyan mevcud andlaşmaları hiçe sayan toprak koparma tehdidi öne sürülmüştür. Türkiye, bu ağır baskıya karşı koymaktadır. Ordusunun mühim bir kısmı silâh alündadır. Harbin başındanberi bir milyon insanı süâh altında tutmanın ne demek olduğunu her aklı başmda insan kolaylıkla anlamaktadrr. Bu yüzden Türk ekonomisi sarsntılar geçirmektedir. Hızla geliştirmek ihtiyacmda olduğumuz millî kalkmma plâru geri kalmaktadır. Hulâsa Türkiye ve Yunanistan acil yardım ihtlyacındadırlar. Bu iki memleketin muhtemel bir tecavüze, karşı koyup sed çekmeleri dünyanın akıbetini tayin edecektir.» Yarmki Kuvvet gazetesinde Hifanet Bayur da Başkan Truman'ın mesajının bütün insanlığı alâkadar eden ehemmiyetin itebarüz ettirdikten sonra diyor H: «Amerika ve ondan daha az Slçöde Rusya bir yana bırakılrrsa, bugün hiçblr" devlet yalmzbaşına kendi varlığını uzun zaman korıımağa kadir değildir.» Yazı şöyle bitmektedir; «Birleşmiç Milletler anayasası bu kurula girmiş bütün devletlere dayanışma ve yardımlaşMillî Savunma Bakanı ma mecburiyetini yüklemekte ise de bu Diyarbakırda devletlerin en güclüsü olan Amerikanın Diyarbakır 13 (a.a.) Millî Savunma daha bugünden açık bir durum abnası Bakanı Cemil Cahid Toydemir dün şeh barışı korumak bakımmdan pek 8n«nlidir.. rimize gelmiştir. Amerika, Rusyaya kredi acmıycr Belçika ile ticaret anlaşması îmzalandı 946 mayıs, hattâ haziran aylarında beyaz peynirin tenekesi 1822 lira idi. Trakyada sütün kilosuna 2832 kuruş arasında ve Anadoluda 2528 kuruştan para dağıtıldı. Bu hesaba göre Eermayedar zarar etmiş gibi görünür. Halbuki Hüsnü Kortel, çay meselesine de te bilâistisna, bütün peynirl?rd«n en aa mas ederek İstanbul, Ankara, Ianir vi yüzde 25 krema ahnmıştu. Bu da kapi» lâyetlerinde hazirandan itibaren çay is talist için büyük bir kârdır. tihlâkinin 125 gram arttırılacağını, •yerli Buna mukabil tenekesi 1822 lira araçayın memleket ihtiyacınuı üçte birini smda toplanan bu peynirleri aynı kokarşılıyacak duruma gelmesi için çaU misyoncu 125 kuruş gibi az bir ücretla şıldığını ilâve etmiştir. buzhaneye koyar. Bu peynirler üç ay AN'TİAÜ/A UMUMt NA danberi müstehlike 3238 lira arasmda satılmaktadır. Buradaki kârm azametin» bakınız. ,t Kaşara gelince; 946 senesinde köylüye kesilen peyni* fiatı 6570 kuruş idi ve nisan haziran aylarında kaşar 170220 arasmda satılmış, herkes de bundan para kazanmıştı. Köylü ise en aşağı 100 kuruş bekliyordu. Bu 170220 kuruşa toplanan kaşarın kilosu 8 kurustan buzhaneye konur. Bunlar da dört aydanberi toptan 340» 360 kuruşa sablmaktadır. Ben şahsan bergün tahlil ve muayeneden geçirilmek suretile en mühim müesseselere 947 bidayetine kadar (270) kuruştan (yüzde 42 yağlı) kaşar verdim ve para kazandım. Aynı kaşar bugün toptan 360, bakallar» da da 440 kuruşa satümaktadır. Işte bu kaşarın maliyet fiatı 170 kuruştur. Aradaki 270 kuruş fark tenekenin mi. çuvalm mı, yoksa tüocarm mı hüneridir? UYANINCA Tefrika: 32 Onu bile, korkudan titriyerek yapıyorunı. Susuyorum. Yüzüne bakmağa cesaretim yok. Elimi sürmekten çekiniyorum.» Bu halimle pek gülünc olduğumun farkmdayım. Turgud Bey bana herhalde budala nazarile bakıyor. 31 temmuz Haytr, ben eski ben değilim. Bir başka Zerrin doğdu... Yabancı, acayib bir Zerrin! .„ 1 ağustos Bugün dadunı gördüm. Boynuma sarıldığı zaman gözleri yaşardı. Zavallı kadın! Benden uzak kaldığı bir aydanberi çok canı sıkıldığını söylüyor. Naki Bey dadıma, bir müddet beni göremiyeceğini haber verdiği zaman, acele bitirilmesi icab eden bir yazı işi bulunduŞundan bahsetmiş. Dadım: Düşün bir kere, ne kadar telâşa düştüm, dedi. Gâvur Eniştenin sözüne inanamıyordum ki! Sonra da, sen bana büyle acele bir iş olduğunu söylememiştin. Bereket versin, sen ortadan kaybolduktan iki üç gün sonra, Murtaza ile yolladığm haberi aldım da, içim bir parça rahat etti. Sonra, lâfı değiştirdi, dili döndüğü kadar bana iltifat etti. Nakleden: Hamdi Varoğlu Birdenbire oigunlaşmışsın. Yaşlanmışsın, Zerrin dedi. Yüzünde, inoelik mi desem, zariflik mi desem, öyle bir şey peyda olmuş. Bir ay evvelH delişmen, hoppa Zerrine hiç benzemiyorsun. Hasilı daha kadın olmuşsun, şekerim. Gülümsedim. Yok capım! O kadar değişmiş miyim? Demek ki ihtiyar gözüküyorum, öyle mi? Allah etmesin! Öyle bir şey söylemedim. Yalnız, eskisinden daha ciddî bir halin var, demek istiyorum. Daha da şirin olmuşsun... Süslüsün de, vaktile pek babayani kılıklı idin! Dadımın bu sözü üzerine kıpkınnızı kesildim. Birkaç gündenberi, sahiden de, tuvaletime daha itina gösteriyorum. Belki de, Turgud Bey kıyafetimle alay eder diye korkuyorum da ondan. Perişan kılılch olsam, gizli gizli alay edeceği mubakkak.. 2 ağustos Dün, dadımm yanmdan ayrılıp ku'eye döndüğüm zam?n, Murtazayı, merdivenin bir basamağma oturmuş, çorbasmı içmekle meşgul buldum. Beni görünce: Küçük bsy sizi sordu. Zerrin Hanım, dedi. Merdivenin ilk basamağma henüz ayak atmıştım. Hayretle durdum. Beni mi sordu? Emin misin? dedim. Tabiî eminim. Demincek yanına girmiştim. «Ey, iblisin kölesi, dedi; senin melek, galiba hastabakıcılıktan usandı, Naki Beyin yanına cehennem oldu, gitti, değil mi?» Ben de cevab verdim: Zerrin Hanım için böyle fena sözler söylemeyin, beyefendi. Evliya gibi kızdır o. Size canla başla baktı, sabahtan akşama kadar başınızın ucundan ayTilmadı. Günde bir saat bile dinlenmeden sizin hastalığmızla uğraştı. Geceleri hep siz« bekçilik ediyordu. Fazla ateşiniz olduğu zaman öyle üzülüyordu ki yemek bile yemiyordu, dedim. Murtazaya, sertçe bir sesle çıkıştım: Bu lâflara ne lüzvım vardı, Murtaza? Turgud Bey, bunlan sana ben öğrettim sanacak. Murtaza, gayet soğukkanlı bir cevab verdi: Sanırsa ne ol\ır sanki, ilâhi küşük hanım? Zaten şüphe etmediği, kötüye yormadlğı şey var mı ki? Bu söze itiraz edecektim, fakat tam ağzımı açmağa hazırlanırken sustum. Bu adamm hakkı vardı. Gerçek, Targud Bey, benim aklımdan geçmiyen düşünceleri bana yüklerse ne çıkardı? Böyle düşünüyordum ama, işin ash başkaydı. Turgud Beyin, ehemmiyet vermez göründüğüm mütaleasma, bilâkis, şuurdışı bir hisle, değer verdiğimin farkmdaydım. Bir dakika sustuktan sonra, Murtazaya sordum: Küçük bey, bu soylediklerine cevab verdi mi? Bir şey söyledi mi? t Hiç bir şey söylemedi. Yalnız, dur Emin olun devletin bir iki resmî müessesesinde satacağı teneke ve sütün bu du durdu, bu sefer de «tekrar gelecek fiatlar üzerinde hiç bir tesiri yoktur. mi?» diye sordu. «Birazdan gelecek, Bunlar bahanedir. efendim, dedim. Dadısmı görmeğe gittiTereyağına gelince...» Bir aydanberi bu odadan dışarı çıkmaMektub uzuncadır, bahis de mühim. mıştL» «Buraya onu kim kapatıyor?» di25 SENELİK Tereyağ işini aynı günde mütaleaya yer ye sordu. «Hiç kimse, dedim. Daha doğTecrübe ve rağbetie desteklenen müsaid olrnadığından onu> da sonraya bırusu, siz, hasta olmasaydınız, buraya gelip kapanmıyacak, serbest serbest do memleket içindeki ve bütün dünya rakıyornm. Sonunda kendi fikrimi d« laşacaktı.» İşte, hepsi bu. Başka bir şey ölçüsündeki geniş hacimli eşya nak yazacağım. Şhndilik sizi Allaha ısmarlar, liyeciliğinde olduğu gibi dünyanın peynir tüccanna insaf niyaz ederfan, konuşmadık. her noktasına yapacağmız Şimdi uyuyor mu? B. FELEK Galiba uyuyor. UÇAK YOLCULUKLARI Ulaştırma Bakanı İzmirden Gidip bakayım. için de Ankara, Sirkeci ve Böyle diyerek, yukan çıktım. Galatadaki ayrıldı Uyandırmaktan çekindiğinı için, ayakSEYAHAT BÜROLARI İBmir 13 (Telefonla) Şehrimlzdıs lartmın ucuna basarak odasrna girdim. sizi memnun edecek bütün imkânlatetldilerde bulunan Ulaşürma Baka.ni Uyuyordu. Yahud da uyur gibi yapıyorra sahibdir. bu geoe İzmirden aynlnnştır. . du. Gözleri kapalıydı. S ağustos KA D I K Ö Y Bu daracık iki odada, Od insanm yaSinemasında bu akşamdan itibaren bekleşadığı, düşündüğü, ıstırab çektiği, blç diğiniz şaheserler haftası başlıyor belli değU. Bir ölüm sessizliği her tarafı kaplamış. 1 Bir sergüzeşt şaheseri Hasta hiç konuşmuyor; ben, yüreğim sıkılarak, ruhum tarife sığmaz bir melâl içinde, öteki odada, bir pencerenin 6nün de, knnıldamadan saatlerce oturuyorum, Dehset, heyecan ve korku filmi kendi dünıncelerimin seyrine dalıyoBaş rollerde: rum. JOHN LODER RUSSEL WADE Ah! Ne derdli, ne içli arkadaş, bu dü2 Bir müzik, revu ve kahkaha şaheseri şüncelor! Yüzlerinde sert, haşin, acı ifp.dekr dolu. Kulağ:ma yeisli kelimeler fıaıldıyorlar; dostluğu, feragati, minnettarlığı hor görüyorlar; onlara kulak (POT O'GOLD) verdikçe, insanlarm nankörlüğünü tabiî Dcrdlerinizi unutturacak bir komedi. Baş rollerde: buluyorum, biribiılerini sevimsiz, soğuk görüşlerini, beşer yaradılışmm zarurî bir PAULETTE GODDARD JAMES STEWART icabı sayıyonım. Çfokası var) , OPERA İNSAN AVCISI ÇILĞINLAR ARASİNDA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle