Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kısa Bir Dolasmanın .J NOTLARI 4 Değişen ve değişmiy en Paris Asayişi bozanlara Yazan: Nadir Nadi LyOB garına vardığımız zaman bavullanmızı taşıyan hamala bize bir tak ei bulmasını söyledik. Halimize «cıyan ümidsiz bir bakışla bizi süzdü: Taksi mi? dedi, bu saatte, burada .0 şimdi bulunmaz bir nimettir. Çıkıs kapısını aşar aşmaz vaziyetin fccaatini hemen kavradık. Garm önü bir panayır, bir mahşer yerine dönmüştü. Eİ çantasından başka yanında bir seyi olmıyanlar acele adımlarla yangından mal kEçırırcasına Metro istasyonuna, yahud otobiis durağma kofuşurken ağır yüklüler, cnalı elinde kalmıs talihsiz satıcılar gibi şaşkın bir halde ne yapacaklarını düşünüyorlardı. Ortalıkta bir kaç hususî araba ile önceden tutulmuş, inik «aatli bir iki taksiden başka hiç bir vasıt* görünmüyordu. Eşyalarımızı oracığa bırakıp giden hamal biraz sonra yanında bir başka hamalla çıkageldi: İki «aat de bekleseniz nafile, dedi, boşuna vakit kaybetmis olacakaınız. lyisi mi bavullarınızı *u arkadaşın «ırtına yükletiniz; Metroya bindiğiniz gibi , «ağ lalim otelinize gidersiniz. Biraz daha oyalanırsamz sonra bunu da kaçırırsııuz ha! Içinde bulundugumuz sartlar altında hamalın teklifinden daha pratik bir tedbir'akla gelemezdi. O önde biz arkada yola koyulduk ve «ekiz kilometrelik meeafenin ancak bes altı yüz metresiai yaya yürüyerek otelimize nazil oldtAc. EByalarunıa tasıyan delikanlı, rahmetine karşılık bizden bir taksinin yııabüeceğinrn dört mislini istediği zatnan şu Fransıe atalar sözüne bir daha yürekten hak verdim: Birilerin felâketi, ötekilerin Eaadetiıü yapar. Tasıt vasıtalan noksanlığı bugünkü Parisin ortanca derdlerinden biridir. Haıbden önce şehirde kolayca is gören on altı biıı taksi yarı yarıya azalnıstır. Bunlara ayrılan benzin tayınını, hükumet, dövizden tasarruf etmek düsüncesile ikide bir kısrnaktadır. Yakın zamanlara kadar günde 14 litre alırlarken şimdi sekiz litre ile çalışmak zorundalar. Paris gibi bir şehirde sekiz litrenin ne hükmü olur? Kendi araba•ını kendi kullanan, yahud ondahkla çalısan şoförlerin hali yürekler acısı. Fabrika işçileri gibi yevmiye almadıklarından zavallılar grev de yapamıyor. Geçenlerde canlarını dişlerine takıp hükumet kararlarını protesto makamında yarım gün islerini bıraktılar; alay halinde Başbakanlık dairesine giderek nümayiş yaptılar, fakat Fransalun derdleri başından aşgın. Sekiz, on bin şoförün sıkıntısına kim aldırış edecek? Karaborsada benzin fiatmın 150» 160, hattâ 200 frangı buldağu söyleniyor. Yavaş yavaş bir taksi karaborsası d» kurulup yerlesmektedir. Açıkgöz soförler, umumiyetle zengin yabancıların oturduğu büyük otellerin önünde sıra bekliyerek restnî tarifeye nazaran bunlardan iki üç misli para almakta, yahud sadece geceleri çalışarak barlardan, eğlence yerlerinden dönenleri p»zarhk usulü ile taşımaktadırlar. Acele bir işe yetismek, hastasma doktor, ilâc aramak gibi vaziyetlerde Fransızlar taksiye bel bağlanamıyacağını biliyorlar. Hadi taksiler bir taraia, bugünkü sartlar altmda bu taşıt vasıtası bir der«ceye kadar bir lüks de sayılabilir. Ya Metroların ve otobüslerin işlememesine ne buyurulur? Ucretlerin yetersizliği meselesi yüzünden geçenlerde taşıt işçileri tam bir hafta BÜren bir grev yaptılar ve koca sehri adeta felce uğrattılar. Hergün milyonlarca insan taşıyan ve Parisin bir ucundan öbür ucuna kadar kilometrelerce mesafeye kadar uzanan bu vasıtalann birdenbire durma«, umumî hayatı büyük güçlüklerle karşüaştırdı. Meğer Parisin altı ne kadar dt çok insan çekiyormus. Bir büyük şehirde Metro servisinin başardığı muazzam işi bu grev vesilesile daha iyi kavradun. Hükumet, umumî hizmetleri aksatmamak maksadile orduya aid kamyonlardan yüzlercesini Parise getirtti; büyük müesseseler, kendi işçileri için hususî otobüsler kiraladılar: vilâyet merkerlerinden binlerce taksi ve otomobil de Parise akın etti. Sokaklardaki kalabslık en aşağı sekiz, dokuı misli artmış, en geniş kaldirtmlarda yürümek, caddelerin bir yanmdan öbür yanına geçmek fevkalâde güçlesmişti. Vasıta bulamıyan Parisliler, işlerinin başına gelebümek için günde iki defa beş, altı, bazan sekiz ve hattâ daha fazla kilometreyi yaya olarak yürümek zorunda kaldılar. Bunlar arasmda on sekiz yaşmda satıcı genc kızlar olduğu gibi altmışına varmış ihtiyarlar da vardı. Taşıt grevi, Komünist partisinin iktidara karşı kullanacağı savaş metodlarma dair bir işaret sayılmaktadır. Bir hafta içinde hükumet yeni baştan milyonlarca frank zarara uğradı. Bu gibi hareketlerin tekerrür edeceğini ve gerekirse şiddetleneceğini herkes biliyor. •* Sehir İnönünün dünkü nutku haberleri "Partilere karşı idareniıt eşit surette verilen cezalar tarafsız olmasmı siyasî emniyetin CUMHURİYET 18 Kasını 1947 İyi iş altı ayda da çıkmıyor! 1947 yılı bavnda* idi. Tekel Idaresl, bazı puro meraklıları arasında bana da bir kutu içinde beş tane puro sigarası göndermiş ve bu yeni sigarları tecrühe ederek iikrimi bildirmemi istemişti. Bunlar) havana tohumu ile Rize vilâyetinin Pazar kazasında yetiştirilen nefis tütünlerden yapılmıştı. Tekel İdaresi, bu yeni purolan simdi piyasada bulunan Toroslarm yerine ikame ve aynı ismi muhafaza etmek istiyordu. Ben yeni sigarların Toroslaria kıyas edilemiyecek kadar iyi olduğunu bir mektubla Idareye bildirdiğim gibi, bunlara pek övünülecek bir şey olmıyan Toros purolarımn adı verilmesi doğru olmadığını, esasen Toroslarda tütün yetişmediği gibi, puro içen de olmadığını, bunlara istanbul ismi verilmesi münasib olacağını da ilâve ettim. î e n i sigarlara, tanesi önce 125 kuruşa, sonra da 75 kuruşa satılan Ankara purolan gibi fahiş bir Kat konulmamasını tavsiye etmeyi de unurmadım. O tarihlerde, bir gün bu sütunda bu sigarlardan da bahsettim. Ben günde bir ve azamî iki tane puro içtiğim ve Torosları da, Esmerlileri de hiç beğea* mediğim içint bu yeni sigarların çıkmasını bekleyip duruyor ve Tekel Idares: erkâmndan kimi görsem yeni puroların ne vakit piyasaya çıkarılacağını soruyordum: Aldığım cevablar sırasile şunlardı: Kâfi sigar stoku yaptıktan sonra satısa çıkaracağız. Stok yaptık, fakat Maliye Bakanlığı, bu yeni puroların kaça satılacağınl henüz kararlastırmadı. O karan bekliyoruz. Tekelin mamulâtma Maliye Bakanhğı. nın fiat takdir ve tayin etmesi garibime gitmekle beraber bekledim. «Aylar geçiyor, sen bana hâlâ geleceksiru. şarkısındaki gibi aylar geçiyor. yeni sigarlar piyasaya bir türlü çîkamıvordu. Nihayet Şarabcılık KongTesi azalarına verilen riyafete lutfen beni de davet et* miş oldukları içjn, o aksam Tekelci dost. larımla şaka ettim. Şarab Kongres! yıparsınız, fakat o meşhur şarablarınızdan araymca piyasada, hattâ sab? depolarınızda bile bu* lunmaz. Puro yaparsınız. Aylardır piya* saya çıkaramazsınız. iyi iş altı ayda çıkar, diye bir söz vardır. Sizin işleriniz dokuz ayda bile çıkmıyor. Halbuki dokuz ayda bir insan yavrusu anasının karnında teşekkül edip dünyaya gelir. Siz, hâlâ, şu yeni purolarıruzı doğuramadınız. Bu şakaya su ciddi cevabı aldım: Teahhurun son sebebi kutulardır. Tekel kutu fabrikasının değerli ve ba. şarıh Müdürü Cevad Emecen dostum yanımda idi. Bak azizim, dedim. Kahahati sana yüklüyorlar. hâlâ kutuları yapamamışsın. Onun yerine, kutulardan bahseden zat cevab verdi: Hayır, kabahat kutu fabrikasında''' değil. Kutular için hazırknan resim, Tekel Bakanına arzedilmiş; o da beğeif mişti. Fakat bu sırada kablne degiştt. Bir defa da yeni Tekel Bakanının bn resmi görmesi münasib görüldü. Yakında, yeni Bakarun tasvibinden sonra kutular yapılıp purolar piyasaya çıkarılacak. Aradan iki ay daha geçti. Hâlâ purolan bekliyoruz. Kısa bir müddet sonra. yeni sigarların tecrübe lçtn bazı kimselere gönderildiğl günün yıldönümü ge* lecek, hâlâ ne gelen var, ne giden! Hiç olmazsa ,bu yıldönümü yüzü suyn hürmetine teklifîm üzerine îstanbul adı verildiğini öğrendiğim yeni puroların piyasaya çıkarılması için, bu yazıyı yazmaktan kendimi alamadım. Açık muhabere Okuyuculanmdan Hasan Gürjene: Her ı«man kırmızı başlıkla çıkan bir gazetenln Cumhuriyet bayramı günü neden tlyah bajlıkla çıktığı hakkındakl sualinlıi benden değil, o gazeteden iormanızı rica ederim. «aygılar. Okuyuculanmian t. Ersortn: Donanmamızın bazı muhriblerl hakkında ıorduğunu« suale cevab vermeyl doğru bulmuyoıum. Harb gemllerlmizîn kartpostallarmı, bir de İstanbul tarafında kart satanlardan arayınız. Belkl bulursunuz. Saygılar. Sokaklarda sarkmtılık edenler, nâra atanlardan pek çoğu yıldırım cezasına çarpılıyor Son günlerde, bazı kendini bilmezlerin şehir halkırun rahat ve huzurunu kaçıracak, asayişi bozacak şekilde hareket ettiklerini, sarhoş bir halde. g«len geçenkre sarkıntıhkta bulunduklarını yazmış, İstanbul zabıtasının bu gibi kimselerle sıkı bir mücadeleye gırişüğini bildirmistik.. Emniyet Müdürlüğü alâkalı memurlan, şehrin muhtelif yerlerinde tarama ekipleri halinde hemen, her gece kontrollarma de\am etmektedirler. Zabıta, son dört gün içinde 55 ten fazla sarhos. yakalıyarak adliyeye teslim etmiştir. Bu cümleden olmak üzere Balatta, Iskele caddesinde oturan ve kolrukçuluk yapan Yako ile arkadaşı Baruh, evvelki gece sarho? olup rezalet çıkardıklarından Eyüb ccza mahkemesine sevkedilmişlerdir. Bunlardan Yako 1 ay, Baruh da 13 gün hapse mahkum edilmişler ve tevkif olunaıak Cezaovine gönderilmişlerdir. Umumî istirahati bozmaktan sanık ve ayni zamanda sarhoş olduğu tesbit olunan Yasef adında biri de tevlüf edilerek Cezaevine sevkedilmiştir. Bcyoğlunda oturan Hakkı adında bir şahıs, Abanoz sokağmda nâra atarak geleni geçeni rahatsız ettiğinden yakalanmış. zabıta memurlarma da ayak dirediğinden Beyoğlu ceza mahkemesı tarafından 4 ay 10 gün hapse mahkum edilmis. ve tevkif olunmuştur. C.€Tie Bcyoğlunda bir içkili gazinoda garsona bıçak çeken Osman adında bir şahıs da 2 nci sulh ceza mahkemesinde bir ay 6 gün hapse mahkum edilmiş, o da tevkif olunarak Cezaevine yollanmıştır. Balatta, Çarşı caddesinden g«çen bir kadımn önüne çıkarak sarkıntılık cden Hüsnü adında bif şahıs da Eyüb sulH ceza mahkemesine sevkedilmiş, 2 av 15 aün hapse mahkum edilerek o da tevkif olunmuştur. başlıca tedbiri sayıyorum,, polis ve jandarma söz altında ezilirse, memleketin asayişini korumak cesareti ve fedakârhğı örselenir ve azgmlar yüreklenir. Bence bu derdin asıl sebebi, siyasî partiler mücadelesinde emniyet unsurunun zayıflamasıdır. Hükumetin polis ve jandarmayı kendi aleyhine kullanmadığına, kullanamıyacağına, siyasî partilerin emin oltnaları lâzımdır. Tarafsızlık meselesi bu yolda birinci derecede rol oynar. Ne yapsak hıncını alamıyacak politikacıları gözönüne getirmiyerek söylüyorum. Muhtelif kanaatte gazetelerin kendi mesuliyetlerini duyarak, polis ve jandarmanın it'barmı korumak ve azgmları ümidsizliğe düşürmek için çalışacaklarını, tabiî bir netice gibi bekliyorum. Memurların tarafsızlık meselesi Nüfus, tapu, vergi, ilâm; karakol muameleleri gibi, vatandaşm en sade ve küçük işlerinde devlet memurunun bir siyasî parti gayreti gütmesinden dehşet duynyorum. Vatandaşı her şeyden bezdirecek daha elemli bir azab tasavvur edemem. Vatandaşı bu belâdan kurtara cak tek çare bu memurların tarafsız olmalarıdır. Herhangi bir tarafın gayretini güden memur, mutlaka, karşı tarafın gayretini güdeni yetiştiröcektir. Bu maiyet teşkilâtı ile ancak kendi büyük amirleri uğraşabilirler. Şimdiye kadar idare mekanizmasımn tarafsızlığı yalnız seçim emniyeti bakımından tetkik ve şikâyet konusu olmuştur. Yukarıdanberi verdiğim misallerle, idare cihazının kanunî partilere karşı tarafsızlığı meselesini daha bir çok bakımlardan belirtmiş oluyorum. Hâdiseler bizi kanunun yasak ettiği sağcı ve solcu siyaset akımlarma karşı yeni dikkatlere sevgedecek gibi görünüyor. İktidarda ve muhalefetteki başlıca siyasî partilerin, ihkılâb esaslarmda mutabık bulunmaları, dış politika mutabakati gibij memleket için iyi "bir talihtir. Milli partilerin inkılâbı konımada dikkat yarışında olduklarının bilinmesinde yalnız fayda ve seelâmet vardır. Parti Genel Başkanlığı Kurultayın saym üyeleri, Şimdi, partinin çalışmalarmı ayarlayacak tedbirler üzerinde fikirlerimi söyliyeceğim. Partinin iktidarda bulunduğu halde, idare mekanizmasını siyasî partilere karşı tarafsız bir surette işler kabul ederek çalışması, bazı hususlarda bir güçlük gibi görülebilir. Fakat hakikatte bu yalnız partinin daha çok muvaffakıyetine hizmet edecek bir tedbirdir. Curnhurbaşkanı olarak benim aynı zamanda Parti Genel Başkanlığını filen ifa etmem noktası da, yeni inkişafın bir meselesi olarak tekrar ortaya çıkmıştır. Yüksek Kurultay hatırhyacaktır ki, ben, bu konuya geçen seneki olaganüstü toplantıda ve seçim beyannamesinde de temas ettim. Bizde, Cumhurbaşkanı, tabiî şekilde çokluk partisinin başkanı olarak düşünülmüştür. Cumhurbaşkanlarının seçimleri ve yetkileri ona göre ayarlanmıştır. Bunlar, evvelce söylediğim sözlerdir. Harb sonu hayatı ve karşı parti mücadelesi içinde geçen iki senelik tecrübe ise, benim şahsî durumuma hususî bir mana verdi. Demokratik rejimin bu yeni şartlar içinde gelişmesi devrinde, haklı veya haksız, benim bir parti lehine veya aleyhine tesirim, mübalâğalı olarak görülmüştür. Partilrr arasmda çetin mücadelelere karışarak hükümler vermem zarurî oldu. Vatandaşın beni partilere karşı müsavi durumda görmeği bir emniyet unsuru say dığını farkediyorum. Cumhurbaşkanı bulunduğum müddetçe Kurultayın seçeceği bir zatın, bütün yetkilerile, Parti Genel Başkanlığını yapması lüzumlu bir mahiyet almıştır. Bu zatın (Genel Başkan) adını taşıması radikaldir. Üzerine aldığı ağır vazifeyi yapması için bütün otoriteyi ona temin eder. Bu şıkkı, parti menfaati için daha faydalı gördüm. Tüzük için teklif olunan şekil, yani Kurultayın Genel Başkan vekili seçmesi şekli, bütün yetkileri elinde bulundurmak şartile, hukukça ve hükümce, benim vaziyetimi her türlü tereddüdden kurtaracak mahiyettedir. Partinin bütün faaliyetlerine hâklm olacak ve milletvekili seçimini idare edecek Başkan vekili, hakikatte partinin tam salâhiyetli şahsiyeti olacak tır. Partiyi kuvvetlendirmek için Genel Başkanlık divanı kaldırılacaktır. Buna mukabil, parti divanı en ehemmiyetli teşekkül halini alacaktır. Parti, progratnını takib etmek yolunda bütün teşekküllerinin yakm ilgiskıi arttırip kuvvetlendirecektir. Teklif olunan tüzük değişmelerinde, bir de, Başbakanlıkla Parti Başkanlığınm karşıhkh durumu konusu vardır. Ku rultay ne karar verirse, bugünün ihtiyacı odur. Bu meselenin istikrar bulması için, gelecek zamanlarda da, daha bir çok denemeler yapacağımızı sanıyorum. Partinin gelişmesinde, teşkilâtı en ufak kademelere kadar, umumî idare ile ilgiîendirmek birinci derecede ehemmiyetlidir. Bunun ruhî ve çekici unsurunu bulmak lâzımdır. Gizli ve iyi seçim, yeni yetişen ateşlilere fırsat vermek zihniyeti, tesirlidir. Kurultayın tecrübeli üyeleri verimli tedbirler telkin edeceklerdir. « Millet meselelerinin açık görüşülmesi Sayın üyeler, Millet meselelerinin milletçe daha • Lokantada metrdotel: , Lutfen ekmek karneniz! Dedi. Karne usulü bizde çoktan kalk tığı için otele gelir gelmez kapıcıya başvurmayı unurmuşum. Ertesi günü tiket'leri getireceğimi söyliyerek bu seferlik bize ödünc vermesini rica ettim. Bir tabak'içinde beyaı peçeteye sarılı iki dilim ekmeği önümüze koydular. Üzerinde samana benzer bir takırn acayib çöplerin hüküm «ürdüğü bu çamur rengindekj dilimler pek ince idi ve ben bunu karnesizliğimizden ötürü garsonun kıyamamasma yoruyordum. Meğer zaten hakkınuz o kadarmı?. Fransada çu tarif ettiğim ekmekten adam başına günde iki yüz gram veriliyor. Amerikan yardımı vaktinde yetişmezse bir kaç aya kadar bunun da temin edilebileceği şüpheli. Tereyağ, peynir, makarna gibi karneye bağlı diğer gıda maddelerinden çoğunu bulmak imkânsız, Bir dostum: Kullanamadığım tiket'lerin koleksiyonunu yapıyorum. Çoluğum, çocuğuma bir ibret dersi olarak miras bırakacağım. Neler çektiğimizi anlasınlar! Diyordu. Pariste yilUrdanberi bir pirinç çorbası tadamıyanların sayısı şehir nüfusuna hemen de denk gelecek kadar çoktur dersem, mübalâğa etmediğime inanmanızı rica ederim. Bazı maddeler Fransada O kadar azdır ki karabor sada bile yalnız fiatları kalm^, kendileri yok olmuştur. Otele gelişimizin ilk günlerinde bir akşam kat garsonu, sabah kahvaltısını saat kaçta aiacağımızı sordu. Niçin soruyorsunuz? Uyandığımız zaman zile basamaz mıyız? Dedim. Evet basamazmışız. Parisin her semtinde sıra ile haftada iki gün elektrikler kesiliyormuş, Sabah yediden akşam yediye kadar elektrik kuvvetinden istifadeye imkân yok. Kömürsüzlüğün sebeb olduğu son kuraklıkların da büsbütün şiddetlendirdiği bir zaruret. Bir çok imalâthaneleri bod T rjım katlarırıda. kurulan,., mçysim , il«| ledikçe de erkenden karanhğa bürünen bu sehir için ne büyük mahrumiyet! Akşam işinden dönen bir adam evinde iki saat kadar mum ışığında oturmak zorunda. Onlar da kalite bozukluğundan hem çabuk bitiyor, hem de çifti elli, altmış franga satıhyor. Istihsalini arttırmak ihracatını hızlandırmaktan başka kurtuluş çaresi olmıyan Fransa, bu şekilde engelleri nasıl yenecek? doğrusu halli çetin davalar! Baftarafı 2 inri sahijed* Muhalefeti başlıca teşekkül olarak Demokrat Parti temsil etti ve Demokrat Parti, »z devam ettiğini söylediği müsaid bir devirden sonra daima sikâyetçi buiundu. Açık tartışmaya alışmamış bir memlekette, umumî şikâyet havası her türlü meçhul unsurların faaliyetine de ümid ve fırsat verdi. Bu olaylar içinde, siyasî partilerin asıl çalışma ve tartışma konuları gözden kaybolmak tehlikesi görünüyor ve karşılıklı iyi niyetten ciddi olarak süphe ediliyordu. Durum 1347 haziranmda pek ziyade gergin hale gelmişti. Vatandaş, partiler mücadelesinin akıbetinden kaygıh, her teşekkül, karşısuıdakinin kendi yaşamasını Lstemediğine inanır olmuştu. 12 temmuz beyannamesinin gayesi 12 temmuz 1947 beyannamesi bu durumun mahsulüdür. Bu beyanname pek alıngan bir hale gelmiş olan izzetinefislere dokunmaktan sakınarak, her iki tarafta düzeltilecek noktalar olduğunu söylüyor, her iki tarafı kendiliklerinden tedbirler almağa teşvik ediyordu. Asıl varmak istediğim netice de ruhlar üzerine çökmüş oian emniyetsizliği kaldırmak ve memleketin siyasî hayatını karşıhkh partilerin faaliyeti üzerine kurmak prensipini yürekten kabul ettirmekti. Beyannamenin neşrini hemen takib eden devirde de, taraflar, yalnız karşı tarafa atfolunan kusur lar üzerinde durmak gibi uzun bir şikâyet devrinin tabii seyrine kapüdılar; fakat, eaasta hasıl olan ferahlık süratle^ kendini hissettirdi; samimiyetsizlik ithamları gittikçe »önmek yolundadır. Büyük halk yığınlarımız ve her iki partinin geniş ve masum kütlesi emniyet havasının doğnıasından memnunluk gösterdi. Bence, beyannamenin salim zıhniyetini yaşatacak ve her tarafta bulunabilecek dar düşüncelerin tesirini önliyecek asıl teminat, halkın bu karşılama tarzıdır. ko'ay bilinecek ve takib edilecek şekillerde yürütülmesi üzerinde de Kurultayın tavsiyelerde bulunacağını ümid ederim. Parti gruplaruıın görüşmeleri, tafsilâtile milletçe bilinemiyor ve bilinemez. Büyük Millet Meclisinde bir mesele üzerinde, eğer ortada bir gensoru yoksa, etraflı görüşme açılamaz. GensorujTi, iktidar partisi üyesi kendi üstüne düşürmez. Istese de, Parti'Grupunun muvafakati şarttır. Hükumet istediği zaman karşı parti gensoru vermez, karşı parti gensoru istediği zaman, kabul edip etmemek çokluğun elindedir. Bir meselenin açık oturumda konuşulması soru ile olur. 0nun kayıdları maksadı sağlamaz. Mesele, Büyük Millet Meclisince bir iç tüzük meselesidir. Kurultayın bu ihtiyacı söylemesi bence kâfidir. Esas lar şuhlardır: Karşı partinin bir gen6oru tahrik etmesine imkân vermeli, hükumetin bir meselenin müzakeresini Büyük Mecliste açması mümkün olmalı. Parti içinde şu kadar sayıda bir kütlenin arzu göstermesi, bir meselenin açık oturumda görüşülmesine yol açabilmesini incelemelidir. Bu halde sorular kendi bünyelerinde kalırlar. Kapalı gnıp orurumları daha hususî mahiyette bulunur. Bu suretle, açık oturumda milletvekillerinin enine boyuna konuşmaları bütçe zamanma daralmış olmaz. Partiler karşısında Halkevleri Arkadaşlar, Halkevlerinden bahsedeceğim. Haîk evlerinin siyasî partilerin ortak olarak sevebilecekleri ve ortak olarak istifade edebilecekleri bir müessese halinde çalısmaları çok ehemmiyetli ve lüzumludur. Ben Demokrat Partinin sayın Genel Başkanından bir proje vermesini rica etmiştim. Sarih olarak arzularmı bugüne kadar bilmiyoruz. Hepsi bir araya geldiği vakit çok verim verebilecek aydmlaıımızı, köy ve kasabalarırnızda, hattâ şehirlerimizde bir araya getirmemekle zarar göreceğimizden kor kuyorum. Halkevlerinin kurulmasma devlet yardım etmiştir ve işletmelerine de yardım etmektedir. Amma bu kuruluşa Cumhuriyet Halk Partisi de hem maddî varını yoğunu, hem de hizmetini ve emeğini harcamıştır. Tasarrufları Cumhuriyet H3İk Partisindedir. Bu hakikatlerle şu tnaksadların uzlaştırılması mümkündür; 1) Kültür müessesesi olarak çalışmak esastır. Bu çaîışmada her partinin mensv^bu, bütün kabiliyetini emniyetle kullanabilmeli, yatıi {dareye makul surette iştirak imkânı olmalı. 2) Siyasî partiler muayyen zamanlarda toplantılar için istifade edebilmeU. Kurultay böyle umumî esaslar Için anlaşma salâhiyeti verirse, münasebetlerj düzene koymak çaresi sonra da bulunabilir. Bazı kanunların değiştirilmesi Aziz üyeler; Kurultay, demokratik hayatımızın gelişmesi için esaslı tedbirler almış ve tavsiye etmiş olacaktır. Bunlar yeni ve engin bir ruhla çalışmak ufuklarını açacaklardır. Memlekette bu devrin en kıymetli mahsulü, demokratik siyasî hayatta halin emniyet altına alınmasıdır. Geleceğinin emniyet altına alınmasma, bizim bugün iktidarda iken aldığımız tedbirlerin doğmluğu bashca yardımcı olur. Eğer siyasî emniyet ve emniyet içinde münasebet havasını yerleştirebilirsek, şüphe ve şiddet telkincileri süratle tesirsiz kalırlar. Kanunların değiştirilmesi dîye bu rnemlekette bir çekişme konusu tasavvur etmeğe yer yoktur. Basm hürriyeti, polis kanunu, seçim kanunu, memurüı kanunu, mahkeme teşkilâtı meselelerinde ana prensiplere, bizim bünyemize uygun şekli ne ise onu bulmak, herkesin müşterek arzusudur. Bu arzularm hepsi bir ana sebebden feyiz alacaktır. Her şey kanun içinde olacak, hiç bir hedefe zorla varılmıyacaktır. 1950 de yapılacak yeni büyük seçimler için, memleketin bünyesinde ve kanunlarında ilmin ve o zamana kadar tecrübenin lüzum göstereceği bütün kanuni ve idarl tedbirler alınacaktır. C.H.P. nin hizmet ve emekleri Sayın üyeler; Memleketin hürriyet ve demokrasi yolunda geîişmesinde, Cumhuriyet Halk Partisinin çok hizmeti ve emeği geçmiştir ve geçmektedir. Bir muhalif sfyaset taraflısı olarak ortaya atılmanın tarihî müşahedelerimizle güçlükleri mey dandadır. Karşı partidekilerin hizmetlerini yükseltmelerini ve bundan gelen haklı memnuniyetlerini tabiî buluruz, Bunlar sizin emeklerinizin kıymetîerinden hiç bir şey eksütmez. Konu o kadar feyizlidir ki, hepimize doyasıya şeref temin edebilir. Tarih Türkiyenin demokratik inkişafmda siyasî muhalefetin emniyet içinde çalışması hâdisesini, Cumhuriyet Halk Partisinin iktidar ve mesuliyet zamanma kaydedecektir. Kurultay kararlarile yeni hükümler alınınca, Cumhur Başkanı bulunduğum müddetçe huzurunuzda tekrar söz söyliyemiyeceğim. Daima üyesi kalacağım Cumhuriyet Halk Partisinin, memleketin siyasî bünyesinde yapıcı ve yaratıcı rolüne kesin olarak inamyorum. Cumhuriyet Halk Partisi. şereflerle dolu olan tarihini, gelecekte de yeni hizınetlerin şereflerüe bezevecektir.» • • Fakat her şeye rağmen Parislinin o ezelî tebessümü dudaklarından eksüroiş değildir. Hayatı bütün nimetleri ve külfetlerile olduğu gibi kabul etmek ıleri insanların harcıdır. Sanki her karşılaştığınız çehrede bir (bu da geçer yahu) levhasının gbrünmez çizgilerini okuyor gibbinizdir. Maddî yoksuzluklarm ersatz'ını Parisliler kendi iç zenginliklerinde arıyor ve çok defa onu buluyorlar. Tiyatrolar, konser salonları, sinemalar, eğlence ve dans yerleri hmcahmc doludur. Bir hafta on gün öncesinden davranamazsamz çok defa istediğiniz piyesi görebilmenize imkân yoktur. Sanat ve fikir hayatı bakımından Paris dünyamn merkezl olmakta gene devam ediyor. Kâğıd sıkıntısına rağmen edebî, siyasi, ilmî, felsefî yaymlar bir rekor sayılacak kadar bol ve çeşidlidir. Sanat hareketlerinin bütün istikametlerini en iyi yalnız buradan takib edebilirsiniz. Kesif bir hürriyet ışığı ile aydmlanan kafalar, elektrik kesilmelerine pek aldırmıyabiliyor; kuvvetli bir fikir hayatile beslenen dimağlar, tereyağ, şeker bulamıyoruz diye gam yemeğe lüzum görmüyorlar. NADİR NADİ ŞAPKACI MOD Madame SUZY Paris FEMİNA 257 Istiklâl Caddesi Güney Palas 1 Beyoğlu 5, Rue de la Pai^ Parisin meşhur şapkacılarından Madame SUZT Mod FEMİNA ŞAPKA EVİNIN istirakile vücude getirmiş olduklsrı Parisin güzide şapka modellerini teşhir edeceklerinden FEMİNA ŞAPKA EVI saym müşterilerinin aşağıda gösterilen günlerde isbu ekspozisyona şeref vermelerini rica eder. Teşhir günleri Çarşamba 19 ve Perşembe 20 Kasım 1947 saat 16 dan 18 t kadar. Bu ekspozisyonda c F E M İ N A » Dikisevi bazı yeni elbise modelleri gösterecektir. A V R U P A P A L T O L Ü K T O K MAGAZASINDA s Milli eksiklik Kanun içinde siyasî emniyetin ve siyasî gelişmenin ifade edilecek prensiTüıkiyeBrezilya hava pi, tedbirleri ve ilerleme safhaları varseferleri başladı Brezilya ile memleketimiz arssında <)ün dır, Şimdi, bunlar üzerinde fikirlerimi ilk defa olarak tayyare seferleri başlamıs ve ve yaptıklarımızı söyliyeceğim. Siyasî emniyetin prensipi, devlet ida48 kişilik ilk tayyare dün şehrimize gelmiştlr. resini kuvvetli bir hükumetle yürütDiinkii lodos fırtınası Şiddetlice esen lodos rüzgârı dolayısile dün mek yanında, açık bir muhalefetin sişehir hattı vapurları HaremSaİRcak teferinl yaset cihazı olarak mevcud olmasmı yapamamı;lardır. MarmMaAnadolu hattına lüzumlu görmektir. Bu prensip kabul i^liyen vapurlar da Caddebostanı iskelesıne ediiince, karşı partinin bulunmaması ığrıyamamışlardır. milli bir eksiklik sayılır. Bugün flttiŞehrimize gelenJs.ömürler darda, yarın karşıda vazife sahibi olDün limanımıza gelemKapla».ve İsJİVıbal mak ihtimalleri, şahıs bakıtnından, aynı şilepleri takriben 6300 ton madenkömürü getirmişlerdir. Bunun 2800 tonu Demiryolları derecede tabii görülür. Ben, yeni aniayışın en esaslı tedbiriİdareslne, 3500 tonu da Elektrik İşletmesine tarafsızlığı tahsis edilmiştir. Şehrimizdeki çimento fab ni, idare mekanizmasının rikalan lodos dolayısile kömür alamadıkla saydım. Bununla, kanunda çoktan mevrından müşkül durumdadırlar. Denizyol'örı cud olan bir hükmü söylemiş oluyorum. İdaresinin elinde 300 ton, yani 5 günluk kömür kalmıştır. Ardahan şüepi 2000 ton ma Benim gözümde meselenin ehemmiyeti denkömürü ile bugün Havzadan hareket erte çok etrafhdır. Kanuni siyasî partilere cektir. Havalar iyi gittikçe, kömür stokuııun karşı, idarenin eşıt bir surette tarafsız srtacpğı {üphesizdir. olması esasmı, siyasî emniyetin başlıca tedbiri sayıyorum. İzmir vapurile gelecek hacılar Beyruttan 1000 hacı ile hareket eden İzmlr Doğu hudud bolgelerimizin emniyeti vapuru yarın Urlaya gelecek ve orada kaBundan başka idare ile siyasî partiler rantinaya alınacaktır. Vapur, geleeek hal'.a arasında çekişme havasının geniş mahlimanımıza dönecektir. Dün şehrimize. Mısır bandıralı bir gemi zurlarından sakmıyorum. Hudud bolgeile 200 hacı gelmiştir. Hacılar portör muı lerimizin emniyeti, büyük şehirlerimizin yenesine tâbi tutulmak üzere Tuzladaki ta asayişi ve vatandaşların günlük işleri haffuzhaneye sevkedilmislerdir. Diğer taraftan bir Lübnan uçağı ile on dokuz hacı daha idare cihazı üzerindeki çekişmenin bir an evvel bitirilmesini istemektedir. Bu gelmiştir. Çocuk Esirgeme Kurumu faaliyeti yolda ilk teşebbüsü Doğu hudud bölgeÇocuk Esirgeme Kurumunun Kadıköy ilçe lerimizde kendim yaptım. Yalnız Cumşubesinin idare etmekte olduğu Çocuk D:s huriyet de\TÜıde, bazı Doğu bölgeleripanserinde üç ay zarfında 36 erkek ve S7 mizde, her biri bir sefer sayılabilecek, kadın hasta tedavi edilmiş. ayrıca nakdi yar on kadar hareket olmuştur. Eskiden gedunda bulunulmuçtur. len ve türlü anlaşmazlıklar yüzünden Şeref Stadyomu depo oluyor yeniden çıkan bu olaylarm her birinde Şeref Stadının Denızyolları İdaresi emrine verilmesi takarrür etmiştir. İdare, burayı de hesabsız insan mal ve para kaybettik. po olarak kullanacaktır. Bunun için de ha On senedenberi sükunete kavuşan bölzırlıklara başlanmiftır. gelerimiz, hudud ötelerinden gelebilecek tesirlere temiz bir vatanseverlikle MemleketirfMee tahsis edilen karşı gelmektedir. Şimdi bu hududa, kakao çekirdekleri Washlngton ticaret ataşemizin bildirdiğlne parti teşkilâtlarının birbirine hiç inangöre Birlejik Amerika hükümeti memleketi mıyan feryadlarım götürmekten sakınmlze 1948 senesi için 310 ton kakao çekir malıyız. Geçmis hâdiselerin ve iskân deği tahsis etmiştir. kanununun kırgmları içinde, herhangi Mal almak ve saimak istiyenler bir dağ başmda vukua gelecek hâdise, Frankfurftan bir firma Ticaret Odamıza kolaylıkla bir partiler meselesi olabilir müracaatle yonca ve yonca tohumu almak ve ortada inanılacak bir müessese de istediğini bildirmiştir. Kenya şehrinden bir firma memleketimize kahve göndermek arzu olmayınca, meselede hakikatin ne olduğunu bulmak mümkün olmaz. Böyle sunda olduğunu bildirmektedir. bİT ruh haleti, hudud bölgelerimizin iç Bir konser Haber sldığımıza göre Gülseren Sadak ta ve dı? her türlü emniyetini tehlikeye rafından Amerikan Kız Kole}inde 20 kasım düşürecek şartları hazırlar. perşembe günü Kızıiay yararına bir konser Bu ihtimaller beni ciddî olarak kaygı\erilecektir. landırdı. Yerinde tetkikler yapıp, kenBeyoğlunda bir fırında bit bulundu dimce ehemmiyetli saydığım tehlikeleri Beyoğlunöa Yenişehirde bir fırında ekmeklerin lçinden bit çıktığı yolunda alâkalı lara önlemek çarelerini aramak istedim. En bir şikâyette bulunulmuştu. Yapılan kontrol az on vilâyetin karşılıklı siyasî teşekneücesinde bu fırın müstahdemlerinden bir külleri ve şahsiyetlerile temas ettim. kısmının bllli oldukları görülmüs, fırın de Türlü sebeblerle biribirine sitemli, hatzenfekte edilerek içinde çahsanlar hamama tâ kırgın yerlerde bile partileri idare gönderilml? ve fırıncH hakkında zabıt tutuleden vatandaşlarım beni anladılar, bamustur. na yardım etüler. Iç ve dıs emniyet meselelerinde cephe birliği yapacakları Yılm en kudretli romanı üzerinde bana güven geldi. Şimdi, siyasî partilerin Doğu bölgelerinde çalışmalarına karşı çok daha sakin ve huzurlu durumdayım. Bu büyük neticeye karşılık olarak vatandaşlarıma verdiğim şey, idaremizin siyast partilere karşı eşit ve tarafsız bulunmasını taîeb Amerikanın en meşhur kadın muhar ve tavsiye etmek olmuştur. Siyasî parriri Pearl S. Buck tarafından yazılan tiler, içeriden ve dışarıdan gelecek feve Seniha Saminin hassas kalemile di na tesirlere karşı, hükumetin kendilelimize çevrilen bu eser, Çinli bir ka rini eşit derecede korur olduğuna yüdmm kırk yaşına girdiği gün kocasına rekten inanacaklar, iç ve dış emniyet bir odalık hediye ederek kenara çekil tehlikelerine karşı uyanık olarak idare mesile başlar, türlü maceralarla de ile karşılıklı yardım zihniyeü içinde vara eder. Herkes bu romanda kendi çalışacaklardır. Görülüyor ki Doğuda hayatmdan bir parça bulabilir. Çünkü siyasî parti mücadelesinin mahzurlarını doğrudan doğruya hayattan alınmış önlemek yolunda, idarenin tarafsızlığı prensipinin üzerinde durarak, iyi bir tır. 312 sahife 250 kuruştur. netice aldım. Fakat münferid olmakla Ahmed Halid Kitabevi beraber, şikâyetler de tamam durmadı. Ancak, muvaffakıyet yolundayız diyeİpHkhanelcre kısa müddette bilirim. Doktor Mehmed Ali Oma ailesinin teşekkürü Aramızdan ebediyen aynlan Operatör Orolog Doktor Mehmed Ali Omanın hastalığl esnasında tedavisine günde birkaç def» koşan, jefkat gösteren kıymetli Profesör Doktor Necmeddln Rifat Yarara, reyyon tedavid yapan Radyoloji Profesörü Doktor Tevflk Berkmana ve Operatör Ali Rıza Altogana ve aynı alâkayı gösteren diğer meslek arka("aşlanna ve nıerhumun cenazeslnde bulunmak, çelenk göndermek »uretile bizzat veya telgraf, telefon ve mektubla bizleri teselll eden ve acılanmızı paylaşan akraba, dost ve komşularımızla merhumun «evgill arkadaslarına ve bilhassa Denlz Hastanesi Başhekiml Amiral Emin Çipe, Ziraat Bankası Müdür ve merr.urlarına en derln minnet ve jükranlarımızı ayrı ayn lblâğa büyük acımız mâni olduğundan alenen arzeyleriz. Eşi M. İhsan Oma, kayınbiraderi Muhlddin Dinçsoy, ablası Nüzhet Öney PAN AMERİKAN HAVAYOLLARI Dünya ölçüsünde şöhret kazanmıj olan Pan Amerikan Havayolları, gördüğü büyük rağbete dayanarak seferlerini haftada üçe çıkarmıştır. Kırk dört kişilik uçaklarla (İSTANBUL), (LONDRA) ve (NEV7YORK) arasında yapılan bu setferler, haftada iki defa da (ŞAM), (KARAÇI), (KALKÜTA); (BANGKONÇ), (ŞANGHAY), (MANILA); (TOKYO), (HONOLXn,U) ve (SAN FRANSISKO) için yük ve yolcu kabul etmektedir. Her türlü izahat, yolcu ve eşya nakliyatı için Türkiyeye sefer yapan bütün ecnebî uçaklan için olduğu gibi Antalya Umumî Nakliyat Türk Anonim Şirketinin Sirkecide Gar civarında (24220), Galatada Rıhtım caddesinde (40329), Ankarada Posta caddesinde (2437) Seyahat BünMarına başvurulmr.ktadır. KADINLÂR PAVİYONU Sayın doktorlara : CUMHURİYET Nııshasi lü kuruştuı T A R A K E R G Ö N Gaiata TELÎ LTD. den teslimi için teklif bteyiniz. Çınar Han, Merkezbank leieion: 44087 Sultanhamam 11 18 Tel: 22974 Parti mücadelesi ve asayiş îdare üzerindeki münakaşadan asayiş hususunda da zarar görüyoruz. Asayiş, partilerin müşterek temeli, polis ve jandarma, bütün siyasî partilerin iyi olmasmı istedikleri kuvvetlerdir. Parti mücadeleleri gı^uından gıkaı da, P A R A C O D İ N « Ö K S Ü R Ü K Eczanelere dağıtılmışlır. K M O L I Ş t R ÜB U . \bonc Şerait1 Blı aylm Ul a.Tllk A'tı ayım Srneltk l"urRıyt ıdr S(Kl Kr. SOD • lSOt a ÜS(K • fUrte içtll iRm. • »nr • 541» • 1) 1 K Gare.en, ler oestftdijae "rf"'" evrnlı n (u< ıu filıınm*» Kimya ve Ecza Maddelsjri T. L, Ş.