22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 Ekim 1947 üiiiiııııınııııııiiiıııııımııııııııııııııııııııııııllllini» TÜRKİYÂT BAHİSLERI KİTÂB SOHBETLERI J IHEM NALINA MIHINA Türkîük daireleri Yazan: İsmail Hami Danismend Dil, ırk ve kültiir bakımlarından maktadır: Lisaniyat sahasında «dil» ve Cç Türîdük dairesi vardır: Gerek coğ antropolojide «ırk» ne ise, etnograiyada rafî vaziyet, ger€'k nüfus bakımlann da «kültür dairesi» işte öyle bir tetkik dan aralarında çok mühim farklar bu \ unsurudur. Her dil bir takım «lehçe, 1« Mürettebat bulunamach, araşlunan bu büyük dairelerin birbirile en re veyahud her ırk bir takım «tâli fazla ihtilât ettikleri saha Türkiyedir. ırk» larla «millet» lere ayrıldığı gibi, tırmalara devam ediliyor Türk milliyetinin bundan evvel bahsst her «kültür dairesi» de «culhıres» ve tiğimiz tek ve rmişterek tarifini tavzih «fsoies calturels> isirnlerile bir takım Liman İdaresi İğneada civarmda Paiçin bunları sıra ile gözden geçirmeyi tâli ve daha küçük dairelere ayrılmak nayır mevkitnde batmış bir vazdyette bir tsdır. En eski ana küitür bakımından motörün bulundugunu bildirmektedir. zarurî görüyoruz: 1 (Dil dairesi): Yeryüzünde türk ı Türk kavmi «Cycle pastoral» denüen İğneada sahiî arama şubesi yaptığı tahçe konuşan insanların hepsi Türk ırkın göçebe küitür dairesine mensubdu': kikatta bu motörün Niyazi Kaptanm dan değildir: Muhtelif ırklarla muhtelif j Fakat bütün göçebe cemiyetler gibi es idaresindeki Şahin motörü olduğunu kültür dairelerine mensub o'.dukları ı ki Türkler de daha ilk devirlerden iti tesbit etmişse de mürettebatını bulamahalde sırf dil bakımından Türkleşmiş baren yayıldıkları coğrafî sahalara göre mışür. baza Şark ve Garb unsurları da bu da ikinci derecede bir takım küçük kültiir Motörün ne şekdlde battığı anlaşılaireye dahildir; bunların içinde bir çok daireleri teşkil etmişler ve bilhassa mamıştır. Araştumalara devam edilmekMongoloidlerie bir takım İrani unsur Garba doğru gelip «Islamoide» denilen tedir. lar bulunduğu gibi, son zamanlara ka Müslüman küitür dairesine girdikten dar gazetelerile kitsblarını bile Yunan sonra eski pastoral ve askerî türelerinin ve Ermeni harflerile türkçe yazan Ka İsiâm esaslarile ihtilâtından dolayı yeni ramanlı Rumlarla bazı Ermeniler de bir muhtcüt küitür çevresi kurmuşlarvardır; bütün bunların ana dilleri türk dır; Selçukî sultanlarmın saraylarınd» çedir; hattâ ötedenberi Rusyamn Eka bu küitür ihtilâtmm bazan tezada benGaiatad» eski Parmakkapı 6okağında Feterinoslav ve Kırım taraflarma yerleş ziyen çok tuhaf tecellilerine bile tesafik Karakaşa aid çörekçt fınnından. bir mis sekiz bin kadar Karamanlı Rum düf edilir: Meselâ İslâmiyetteki içki ya takım çuval ve bavullar çıkarılarak bir kamkütlesi hâlâ türkçe konuştuğu için, sağına rağroen sultanların huzurunda yona yüklenildiğini. bu sırada yapılan araçuval ve bavulların içinden silâh ve enadil istatistiklerinde bunlar da Türk Türk türesince kurulan kımız meclis mada cepane çıktığını dün yazmıstık. Emniyet Mülerine Selçuknâmelerde İranî tabirile tasnifine girmektedir. Fakat buna mudürlüğünden verilen malumata göre, Merkez kabil, türkçeyi anadillerinin yaıunda «BezmiCem» denilmesi bu kabilden Komutanhğınm takib ettiği bir firarî erin ikinci bir dil olarak konuşan ebilin dir. Bilhassa Oğuz Türklüğünün Ana bazı eşyalarını bahis konusu edilen fırır.da haber alınmış, vaki olan aramada gue =çifte dilli» hıristiyan ve Yahudi I dolu fethinden itibaren Bizansla çok sı sakladığı bu eşyalar ve birkaç tabanca bulunmuş. er unsurları pek tabiî olarak bu tasnife kı bir temas halinde bulunması ve pek de yakalanmiftır. elınmamaktadır. İşte bundan dolayı dil az sonra ilk Haçlı seferlerinden İtibaren Emniyet Müdürlügü. bu «eşyaı ların ctndairesini bir ırk dairesi gibi görmek ve de «Occidentaloide» denilen Garb küi sini açıklamamıştır. tür dairesile harb v« sulh münasebetgöstermek kat'iyyen doğru değildir. Maarifte bir tayın Yukanda bahsettiğimiz üç Türklük lerinin başlaması Türkiye Türklüğünü Bandırma crtaokul müdürü AU, İstanbul dairesi içinde nUbeten en sağlam ista| «Pastoral,, «Islamoide» ve «Occidenta MilH Eğitim Müdürlügü özel, azınlık ve yaloide» kültürlerinin halitası denilebile bancı okulları yardirektörlüğüne tayin ediltistikler işte bu dil dairesine aid olmakla beraber, bunların mühim bir kısmı cek çok vszih bir tâli daire haline ge miştir. Rus membalarile resmî vesikalarına is tirmiçtir: Bu tâli dairenin coğrafî vaziBelediyeden bir soru tinad ettiği için, şimdiye kadar neşre yeti kara kültürüne deniz kültürünün lç Işleri Bakanhğı Belediyeden bu «ene dilen rakamların hakikati tamamile ifa de inzimammı temin etmiş olduğu için, içinde yapılan yol. mezbaha ve su onarTürkiye Türklüğü ile diğer Türk kolde etmedikleri ve hattâ ekseriyetle bİTmalarile bunlara sarfedilen para miktarını birini nakzettikleri de unuUılmamalı ları arasında bu bakımdan da bir fark sormuştur. dır; Bu halin en bariz misalini Fransız hasıl olmuş demektir. Mersin Valisi İsviçreden geldi Türk âleminde din kültürü bakımıntürkologlarmdan Jean Deny'nln Rus Bir müddettenberi gözlerindeki hastahğı temüelliflerile resmî istatistiklerine istinad dan bile tam bir vahdet yoktur: Bütün davi ettirmek için Isviçrede bulunan Memn eden rakamlaruıda gösterebiliriz: 1921 Türklerin takriben yüzde doksanı müs Valisi Tevfik Gür. muvaffakıyetli blr tedasonra memleketimize dönmüstür. Tevde çıkan «Grammaire de la îangue lüman olduğu halde hâlâ Şamanî, Bu. viden fik Gür, yakında vazifesine başhyacaktır. turque» ismindeki kıyrr.etli eserinin dist, Ortodoks, Gregoryen ve Yahudi Benzin nasıl taşınacak? 7 nci sahifesinde Türk dil dairesinin nü dinlerinde bir hayli Türk olması tıpkı fusunu 1897 Rus tshririne istinaden dil ve ırk dairelerinde olduğu gibi kül Liman İdaresi benzin tafimaya salâhiyctll 29,409,352 gösteren müellif, o tarihteü tür sahasında da nisbî bir manzara ih olan motörlerln bundan sonra benıin tenegüvertelerde taşımasmı yasak etrnişüç sene sonra 1924 te Meillet'nin riyaset tilâfına sebeb olmaktadu: Fazla olarak, kelerlni tir. Güvertelerdeki tenekelerden sızan benettiği bir ilim heyeti tarafından neşre. bilhassa Osmanlı imparatorluğunun üç zinler makine dairesine gitmekte ve yangındilen «Les langues du monde» un kıta üzerinde asırlarca süren hakimiye lara «ebeb olmaktadır. Bundan böyle mo«Türk dilleri» faslını yazarken gene ay ti Türkiye kültür dairesini Arab, Balkan törler benzin tenekelerini yalnız ambarlarınnı Lstatistiklere istinad ettiği halde ve Kafkas sahalarına da yaymış olduğu da nakledebileceklerdir. 30,331,960 rakamını esas ittihaz ederek için, bu tâli daireye Türk olmıyan un Yeniden gecekondu evleri yapılıyor birincisinden bir milyon kadar farklı surlar da muhtelif nisbetlerde girmişGecekondu evlerinln yeniden hararetle tnbir yekun göstermiş ve bir taraftan da ler demektir; bütünv bu memleketlerde şasına devam edilmektedir. K15 mevsiminde gene aynı eserin 196 ncı sahi£e?inde bu bugün hâlâ Türk kültürünün silinmez bunların durumları gönününe alınmak ve memlekett* sâri bir hastalığm zuhumnu Bnyekunu az' görerek bazı şahsî isüdlâlle damgaları vardır. lemek icab etmektedir. Bu itibarla kaymarine istinaden 39 milyona çıkarmıştır! Yukarıdanberi gözden geçirdiğimiz bu kamlarla diğer idare müdürlerinin istirakleFakat bütün bu hesablarda Anadolu ile üç türlü Türklük dairesinin en bariz rile biiyük bir toplantı yapılmasına lüzum Balkan yarımadasmda türkçe konuşan hususiyetleri hududlannm ayrılığmda hasıl olmustur. Bugünlerde yapılacak bu topların mecmuu ancak on milyondan iba ve hiç birinin tekbaşma bir milliyet nıi lantıda bazı karariar almacaktır. ret gösterilmektedir: Halbuki yalnız yarı ittihaîma imkân olmamasmda gösAlmanya fındık istiyor şimdiki Türkiye hududlan içinde res terilebilir: Çünkü dil dairesinde muhte thracatçılar Birliği dün blr toplantı yapafflen tesbit edilen hakikî miktar 16 mil lif ırklaıla muhtelif kültürlerin ve kül rak. fındık tekliflerinden daha aı fiatla hayondur; fazla olarak Deny'nin Rus is tür dairesinde muhtelif dillerle muhtelif rice mal satmak istiyerı firmalara llsans mütatistikleri bundan tam yarım asır ev ırklarm mümessilleri vardır ve bunlara SEadesi vermemeyi kararlaştırmıştır. Öğrengöre son günlerde muhtelif memveline aid olduğu gibi. kendisinin 1924 te mukabil ırk dairesinde de anadillerini diğimize leketlerden fındık ihracı teklifleri gelmeğe yaptığı 39 milyon hesabından sonra da unutmuş ve ecnebi kültür dairelerine baslamıstır. Harbden önce fındık mahsjlü23 sene daha geçmiştir; son harbin Türk girrr.iş Türk unsurları ihmal edilemiye müzün yüzde seksenini çeken Almanya, son dil dairesi üzerindeki teslr dereceleri cek yekunlar teşkil etmeıktedir: Türk yıllarda bizden fındık almamakta idl. Tarım Kooperatiflerine gelen bir yazıya göre, henüz tamamile malum olmamakîa be milliyetinin tek ve müşterek bir tarifini Almanya memleketimizden mühim miktarda raber, herhalde bugün yeryüzünde yaparken bunların hepsine birden isti fındık lstemektedir. türkçe konuşanların yekunu 50 milyon nad etmek zarureti işte bu karışık vaEskişehirde çocuklar için bir dan aşağı olmamak lâzım gelir: Lisani ziyetin pek tabil bir neticesidir. Türk cezaevi açıldı yat haritalarında bu büyük kütle Tuna âlemi, işte bu üç dairenin her üçüne dan Baykal havalisine kadar yayılmış birden mensub olup hem antropoloji, Suçlu çocukları terbiye ve tedris metcdu gösterilmckte ve Yâkut dili de bundan hem lisaniyat, hem etnografya sahala ile ıslah etmek maksadile Eskişehirde bir eezaevi açılmıştır. Bu cezaevinde elisayrı olarak Siberyanın şimali şarkisin ruıdaki Türk tasniflerine girebilen in çocuk leri, iımumî bilgiler ve beden terbiyesi esasde geniş bir dil adası şeklini aknakta sanlardan mürekkebdir: Umumî ve larına dayanan hususl bir ıslah programı tatdır. müşterek bir ideal ancak bunlar arasın bik edilecektir. t'ç senedenberi İstanbul Cezaevl MUdürlüğünü yapmakta olan Hüsnü da kurulsbilir. 2 (Irk dairesi): Türk ırkı hakkınÇetinallı, buraya müdür olarak tayln edildaki tetkikler henüz kat'î bir netice ver. Bu büyük Türklük içinde bir d« Tür mistir. miş olmaktan çok uzaktır; etnoloji ve kiye Türklüğü vardır: Kültür dairesinin Unkapanındaki Umumî Mağazalar gibi Türkiye antropoloji sahalarında hâlâ bir çok bü nahında gördügümaz yangını davası yük ihtilâflara tesadüf edilir. Bununla Türklüğü pastoralislâmoid teaıellere Unkapanında Umuml Mağazalar «ntrepodayanan umumî kültür dairesinin içinde beraber, üzerlerinde umumiyetle ittifak sunda çıkan bUyük yangında lhmalleri g«edilen bazı mühim noktalar da yok de îvususî bir kültür cephesi «facies» teşkil rüldüğü lddiasile tkind Ağırceza Mahkemeğildir: Meselâ yukarıda bahsettiğimiz etmiştir. Tek ve müşterek bir milliyet sine verilen Zühtü. Sadık, Suad, Yaver ve dil dairesinin bir rrk dairesi demek ol tarifi yapüırken dokuz asırlık ayn bir Seyfinln muhakemelerlne dün devam edilmis ve lkl »ahid dinlenllmiştir. Celse, 8 çamadığmda ve Türklerle Mongoloidlerin vatan, ayrı bir devlet ve ayrı bir tarih hidln çağırılıp dinlenilmesl için tallk edilesaslarına istinad eden bu tâli dairenin ırk itibarile birblrinden ayrı olduğunda miîtir. ertık umumiyetle ittifak edilmektedir; vatan birliği, tâbiyyet birliği ve tarih Blr ahlâksız mahkum oldu onun İçin lisaniyat sahasuıda Türk da birliği gibi milH ve mahallî hususiyetKadıköyünde Yeldeğirmeninde oturan Feyzi lerini ihmal etmek, bütün Türk filemliresin* giren Yâkut zümresi, antropoloji adında 8 yaşmda bir çccuğa teca\rüze teşebsahasında Türk tasniflne girmiyerek nin merkezi olan en Ueri kültür çevre büs ederken yakalanan Coşkun adında bir mongolold sayılır! Buna mukabil, Çin sinin müstakil devlot mahiyetini hesa gene, Birind Ağırceza Mahkemesince 8 ay de, Hindistanda, Suriyede, Irakta Bal ba katmamak demektir: Zaten bu «sas hapse mahkum edilmistir. kanlarda, simall Afrikada ve hattâ Su lar, ileride teşekkül edebilecek diğer Ahırkapı açıklannda bir matrada anadillerini unutmuş bir takım Türk devletleri için de hayat şartlan cesed bulundu ork Türkleri vardır; hattâ bunların bir mahiyetindedir. İşte bundan dolayı Dün mbah Ahırkapı fenerl açıklannda 16Türk milliyeti ırk, dil, din, kültür; vaçokları antropolojik menşelerini henüz 17 yajlarında olduğu tahmln edilen blr ertamamile unutmamıs vaziyettedir. fa tan; tâbiyyet; İdeal ve terüı birliklerüe kek çoeuğun «eıedi bulunmuştur. Hüviyetl bundan dolayı ırk dairesi için vâzih bîr birbirine bağlı insanlardan mürekkeb tesbit edilemlyen cesed Morgm kaldırılmiftu. nüfus rakamı göstermek imkânı yoktur. tebil bir kütle ve daha doğrusu blr taTürkYunan atış müsabakalan Muhakkak olan nokta, dil dairesinde biat mahsulü demektir: Bu tabil bagbugün ba$hy«r muhtelif ırklarîa kültürler tesbit edil lardan herhangi birini veyahud bir lki TürkiytYunanUtan atıcılık »klplerl »r»mesine mukabil, ırk dairesinde de muh sini koparan kimse Türklükten ayrılmış sında terüb edilen müsabakalara bugün uat telif dillerle kültürîere tesadüf edilme olur; meselâ din ve tâbiyyet değtştirip 10 da Bostancı Ukeleıl yanında bazırlanan başlanacaktır. TürkYun»n ekiplerl sidir: Yalnız bu yabancı unsurlarla kül protestan mezhebile Amerikan tâbiiyye pollgondâ ati| rouıabakaları 22 çap tüfekl* yapılacaktürler sna kütleye nisbetle mahdud ol tini kabul etmiş bazı ırk ve dil Türkle tır. Meeafe S O metredlr. Müıabakalar »yakta duğu için, her iki dairenin müşterek rinin ana müliyetle artık hiç bir alâka destelulz, çökerek ve yatarak yapılacaktır. hâkim unsuru ırk ve dil Türklüğüdür. ları kalmamıştır. Blzim mllliy*tlmizin Programa Kri atıjh tabanca mtlsabskaıı da en büyük ruhî \e manevl kuvveti iste konoıuıtur. Yunanlı ıporcular dün tabah Takslm Ata3 (Kültiir dairesi): «Küitür» keli bu hususiyetindedir. türk abidesine törenl* blr cclenk koymuılarmesinin ilmî manası halk arasındaki İsmail Hami DANİSMEND dır. Mlsaflr sporcuların basında Vlsamiral umumî cnanasından büsbütün başkadır; Delunden bulunmaktadır. Yunan Atla Ttetoograflar arasında «CültureKüitür» derasyonu Bajkanı Albay Papadlmaa da «çlle demek, cemiyet hayatınm maddî ve maberaber kafile Ue g«lmisür. Bir müddettenberi 10 klsilik Yunan eklpind* blr blnbajı ve nevt tezahürlerinin mecmuu derr.ektir: Avrupada seyahatte bulunan blr de yüzbası vardır. TürkYunan atı» müÂdet, an'ane, itikad, kıyafet; mimarî; sabakalarının muhltte büyük blr altka uyanaile hukuku; cemiyet teşkilâtı; sanat, dıracagı ınuhakkaktir. askerlik vesaire gibi şeylerin mecmuu Çek talamı bu akjam Galatasarayla bir kavmin «kültür» ü sayılır. İşte bu İstanbul vapurile 1 Ekim gunü seyakar;ılaşıyor bakımdan dünya bir takım «Cycles cul hatten dönmüş ve hastalarını kabule Çeklertn Skol Brono basketbol takımı bu turels = Kültür daireleri» ne ayrıl başlamıştır. sksam Teknlk ürüversitede Galatajarayla a dair Yazan: Haberlerden ilhamlar Iğıteadada bir motör battı Fırında bulunan silâhlar meselesi İ3d yeni kitab vesilesile «İstanbul> a dair yazılmış eserleri eiden geçirdim; üzülmedim dersem, hakikati gizlemiç olurum. Bu şehre yerleşelidenberi geçen zaman, neredeyse, beş yüz seneyi dolduracak; bu zamanın yarısına yakın bir müddettenberi ise, gene bu şehirde, matbaacıhk teessüs etmiş bulunuyor. Öyle olduğu halde, doğrudan doğruya; İstanbul şehrine veya Fatih'e müteallik olarak, basılmış eserlerin sayısı henüz «>üz> rakammı bile dolduramamıştrr! İşte kısaltılmış bir bilânço: Muhterem Osman Erginin (•) başlıca altı kitabı, rahmetli Ahmed Refik'in külliyatı arasmdan ayrılmış dokuz eser, eski İstanbula ve semtlere müteallik on bir kiUb (Celâl Esadm ve Halil Etem merhumun da eserleri dahil), fetihle ve Fatihle alâkadar yedi kitab, catnilere, mescidlere, tekkelere, türbelere müteallik on iki eser, doktor Süheyl Ünverin Fatih külliyesi ve bir kaç küçük risalesi, İstanbul Halkevi neşriyaündan üçü, Çaylâk Tevfiğin «İstanbulda bir sene> serisinden beşi, istanbul nasıl eğleniyordu (Refik Ahmed), İstanbul ve Boğaziçi (Mehmed Ziya), Mir'atı İ«tanbul (Mehmed Raif), İstanbul sebilleri (İzzet Kumbaracılar), İstanbul Sarayları (İbrahim Hakkı Konyalı), İstanbul Çeşmeleri (İbrahim Hilmi), Fatih Divanı, istanbul sularma dair ikisi eski, biri yeni üç kitab, bir kaç şür kitabı ve bir takım küçük risaleler. Bizde matbaacılığm teessüsündenberi basılmış kitabların kat'î sayısına maatteessüf malik değiliz. Fakat bu rakamın elli ile altmış bin arasında olduğu tahmin edilebilir. Demek oluyor ki basılmış eserlerin İstanbula veya Fatihe tahsis edilmiş olanları, umumî yekunun ancak «binde biri> kadardu"! Kemal Salih Set bile bitmemif bulunan bu büyük eseri, yaslı bir edib ve müverrihin kalemine ve kafasuia sahib bir gene Reşad Ekrem Koçu tekbaşma ve yalnız «istanbul askı» ile yürütebilmektedir. Onun enerjisinden şüphe etmemekle beraber, karşılaştığı müşkülleri tahmin ediyor ve nihayet insan takatinin fevkindeki mesai ve mücadeleye tahammülün de bir dereceye kadar mümkün olabileceğini düşünüyorum. «Eski tstanbulda meyhaneler ve meyhane köçekleri> isknli eser, istanbul Ansiklopedisi için toplanmış notlarla, müstakil bir kitab halinde neşredilmiştir. Reşad Ekrem Koçu. bu zarif eserine mehaz olarak bir çok divanlar karıştırmış, seyahatnameler okumuş, tarihler tetkik etmiş, son devre kadar yetişmiş ve bu mevzuda yazılar yazmış muharrirlerin eserlerinden toplamalar yapmıştır. Çaylâk Tevfik merhumun altonış küsur sene evvel neşrettiği «Meyhane» isimli risale ile bu kitabm mukayeseiine imkân yoktur. Eskisi basit bir eserdir. «vesika» olmaktan fazla kıymeti yoktur. Yenisine gelince ciddî bir tetkik mahsulüdür, edebî değeri vardır. Eser bir çok fasıllara ayrılmıştır: İlk fasıllarda koltuk meyhaneleruıden ayak1J meyhanelere, selâtin meyhanelerden han meyhanelerine kadar her nevi sabit ve sey>ar meyhanelerden ve «esnafı mel'unan> dan, yani meyhanecilerden bahsedilmiştir. Meyhane âdabma, içkilerin envaına dair malumat ve meşhur ayyaşlar hakkında fıkralar vardır. Köçeklere tahsis edilmlş bulunan son fasıllarda ise İstanbulun gelip geçmiş bir çok şöhretlerinin hikâyesi yapılmıştır. Bu arada Enderunî Fazılın «Defteri ask» ındaki meshur «Köçek tsmail» hikâyesi de, kısılarak, anlaülmıştır. ugün gene mevzn bolluğu var. lç ve dış haberlerden ^m^^r aldığım ilhamlan yarı ciddi, lann kitablara geç yan şaka olarak yazıyorum: miş veya gazete ve mecmua sahifelerin Carabcılık kongresi de unutulup kalmış * On sekiz memleketin iştirakile Yılbirçok yazılan Bon dızda Şale köşkünde bir şarabcüık konelli, altmış senelik gresi açılıyor. İstanbul hayatı için pek zengin kaynak Bu 18 millet içinde, Bulgaristan yok; lardır. Daha evvelisi için ise kütübha halbuki Yugoslavya var. Neden diye neleri, «Hazinei Evrak» ı taramak, bil düşündüm? Bulgaristanda otomobille hassa yazma eserlerden toplamalar seyahat ederken giizel bağlar görmüş, iyi şarablar içmiştim. Anlaşılan şimdi, yapmak gerektir. komünist Bulgarlar, muhaliflerin kanını içmekle meşguldürler, artık şarab yapYa bugünkü tstanbul hayatı?. Yarın mıyorlar ve içmiyorlar. k: nesillerin en çok istifade edecekleri Şarab kongresindeki Türk delegeleri saha şüphesiz ki, gazete koleksiyonları olacaktır. Hele «Felek» imzasını tasıyan arasında dostum Doktor Fahreddin Keyazılar, tetkik ve tetebbü sahiblerinin a rimin de ismini görm«k isterim, Çünkü lâkasmı bilhassa çekecektir. Çünkü kâh bu kongrede, yalnız şarab değil, üzum alaylı, kâh ciddî fakat daima nükteli suyu da konuşulacak. Yeşilayın başkanı, mütehassısı deyazdarile bugünkü istanbul hayatmı en yalnu akıl hastalıkları 7 iyi aksettiren muharrir, denilebilir ki, ğil, aynı zftmanda Ü ,iim &uyu nzıtıamdır «Felek> tir. Onun, ismile adlandırılmış olarak, çıkan kitabını gördünüz cnü?. İkinci Dünya Harbi içindeki İstanbul hayatının tasvirini bu kitabda bulmak mümkündür: Tramvaylar, otobüsler, trenler, vapurlar nasıl işler?. Lokantalar, gazinolar, meyhaneler nasıl çahşır?. Sinemaya nasıl gidilir? Eğlence yerlerinden nasıl cebi boş dönülür? Hükumet, polis, belediye nasıl vazife ifa eder?. Kadınlar nasıl giyinir?. Düğünler nasıl yapılu? Balolarda nasıl eğlenilir? Evlerde misafir nasıl karşılanır? Bugünün insanları en çok neyi düşünür ve neler konuşur? Kir gezintileri, Boğaz seyranları, geceleri İstanbul sokakları ve daha neler?.. Felek eserini bir «hikâye kitabı» gibi takdim eder. Bu takdimin hakikat tarafı yok değildir. Çünkü mevzularını öyle bir kılığa sokarak kaleme almıştır. Hakh olarak der ki: «Hep ciddî zaviyeden görülmesi, hayatı katı, tahammülü zor, hattâ acı bir hale getirir. İnsanlar için gülmek ve neşelenmek bir ihtiyac, belki bir gıdadır.» «Felek» in kitabile yorgun günlerimde dinlendiğimi, hattâ neşelendiğicni söylemeliyim. Kitab, temiz tstanbul türkçesile yazılmıştır; muhaverelerde su"asma göre yaşlı İstanbul hanımının kullandığı kelimelerden, külhanbeki ağzma kadar her çeşid söze, hele muhtelif din ve milliyetteki şehiriyerimizin şive değişikliklerine bilhassa dikkat edilmiştir; bu hususiyetler esere ayrı bir kiymet vermiş, hattâ güzellik katmıştır. Anlamadığım bir nokta Felek'in, kîtabını adlandırırken, ona niçin bir «nâme» lik ilâve etmediğidir.v Ş. Sami, Kamusunda «nâme» yi tarif ederken der ki: «... Diğer lsimlere iltihak edip o ismin medlulüne dair kitab veya risale veya varaka manasını beyan eder.» «Feleknâme» daha güzel olmıyacak mıydı? Kemal Salih SEL kıtal Yunan Asayiş Bakanı 14 ekim 1944 ten 25 eylul 1947 ye kadar, komünistlerin Yunanistanda 45,219 sivil vatandaş öldürdüklerini söylemişür. İkinci Dünya Harbi içinde, Yunan ordularımn savaş meydanlarında verdikleri öluler bile bu kadar çok değildir. Yunan komunistlerinin kardeş kanı dokmekte tarihin, Neron ve Haccaci Zalim gibi, en nıeşnur zalimlerine bile rahmet okuttukları anlaşılıyor. A dnan Menderesin tenkidleri Kütahya miUetveküi sayın Adnan Menderes, İzmirde, Demokrat Partinin Tilkiîik ocağında bir konuşma yapmış ve «hayat pahalüığile mücadele fikri hükumetin kafasında henüz doğmuş değildir» demistir. Muhterem muhalif milletvekili, bana darılmasın; hayat pahalılığile mücadele fikri Jıendisinin de, partisinin kafasında da şimdiye kadar doğmuş değildi. Bu mevzu etrafında, ilk defa konuştuklarını duyuyonız. Bu şerefi, sayın Adnan Menderes kazanmışür. Tebrik ederim. A vusturj adaki sansür **Avusturya hükumeti, öteki Müttefik işgal bölgelerinde olduğu gibi, Rus işgal bölgesinden de sansürün kaldırılmasını istemiş, fakat Kızılordu komutanlığı bu talebi reddetmiş. Bu haber bana, değerli bestekâr Şerif İçlinin bestelediği ve kadife sesli Necml Rızadan dinlediğim şu güzel şarkıyı hatırlatü: Sensiz yafamam, bil ki bu söz bence yemindir, Ruhv.m.da yerin öyle büyüfc, öyle derindir, Ömriimde değer varsa »enin faheserindİT. Hükumet, tstanbulun alü sene sonra idrak edeceğimiz beş yüzüncü fetih yılını tes'id için neşriyat yolile de bir şeyler yapılmak lâzım geldiğini düşündü, fakat hiç bir jey yapmadı. Yarıresmî teşekküller arasında istanbul Üniversitesinin çıkardığı tek kitab «Fatih külliyesi., aldanmıyorsam münhasıran doktor Süheyl Ünverin sahs! mesaisi mahsulüdür; Tarih Kurumu, bir heyet teşkil ettiği halde, ancak bir arpa boju ilerliyebildi, çünkü neşrettiği eser, daha ziyade, bir (hazıra konma) dan ibaret kaldı, sadece «Fatih Divanı> nı basabildi; bu sahada önayak olması lâzım gelen İstanbul Belediyesinin üe, ayağı, merdivenin ilk basamağmda takılıp kaldı, ancak üç küçük kitab neşretti: Halbuki Belediye heyetler teşkil edecek, kütübhaneleri tarayacak, eski yazma eserleri toplayacak, müze Ue işbirliği yapacak, bilhassa Türk tarihile ve Istanbulun fethi ile alâkalı pek çok vesikalara tnalik bulunduğu bilinea Venedik ve Vatikan kütübhaneleri gibi ecnebi membalara da başvuracaktı; eğer İstanbulun fethini neşriyat yolile de ve bihakkın tes'id etmek istiyor idiyse... Bes yüzüncü yıl için bir seri neşriyat teşebbüsünde bulunan bir müessese de «Türkiye Yayınevi» dir. Bu seride henüz tek eser çıkmıştır. Bu da Musahibzade Celâlin «Eski İstanbul yaşayışı» dır. Kitab güzel yazılmış değildir, fakat bir çok «bilgi» yi ihtiva etmekte, hayli malzeme vermektedir. Ressam Ercümend Kalmığın müzelerdeki asıllarma bakarak çizdiği krokiler, kitabı zenzinleştirmiştir. Musahibzade eserine «Aile» bahsile başlamış, «görücüsü, nikâh cemiyeti, yüz yazısı ve düğünü» gibi bütün teferruatile «evlenme» yi anlatmış, içtimaî hayat ve kıyafet mevzuları üzerinde hayli durmuştur. Kitabda esnaf teşkilâtına, eski çarşılara, hanlara dair pek çok malumat vardır. Müellif, eserinin son kısmına Boğaziçi sahillerine ve bir kısım konak ve yalılara dair kısa bir bahis ilâve etmiş, bu arada Şeyhülislâm Dürrizade Mehmed Efendinin Usküdardaki muhteşem hayatının ve padişahm bir akşam ansızm iftara gelince yüzlerce kişilik maiyeEcnebi menabiden bahsederken on. on beş sene kadar evvel Times gazete tile birlikte nasıl ağırlandığının hikâsinde neşredilen ve «Cumhuriyet> tera yesini yapmıştır. fmdan iktibas olunan bir eski vesika üzerine dikkati çekmek isterim: Bu Eski konak hayatınm son devirîerine eski vesikada Fatihin cenaze alayından yetişen ve bunların nasıl z«val buldukbahsediliyor ve bu alayda Sultan Meh rma da şahid olan merhum Cevdet Pamedin giydirilmiş bir heykelinin de ce şa, gayrimatbu hatıratmda, der ki: nazeyi takib ettiği yazılıyordu. Bilmi«... Sanki İstanbul güzel bir bahçe oyorum, «Fatih> in güzel sanatlarla alâ lup bu daireler dahi onun güzel çiçekkası etrafında hususî tetkikler yapan leri idi. Bu çiçekler badı hazanla soldoktor Süheyl Ünver bu vesikadan ha du. İstanbul güz mevsiminde yalnız yeberdar mıdır?. Be? yüz sene evvel hey şillikten ibaret bir çayır gibi oldu.» kel!.. Şayed doğruluğu tesbit edilirse sonraları taassubun bizde «heykel> i Beş yüzüncü yıl için neşriyat yapan ve değil, hattâ «resim» i bile menetmiş olmasına pek daha çok şaşmak lâzım ge. yapacak olan tâbiler, Türk ve yabancı kalem sahiblerinin İstanbul için yazlecektir. dıklarından istifade etmeyi düşünü• yorlar mı acaba?. Bir çok yabancı kaHükum vermekte acele etmiş olrnu lem erbabının, dünya klâsikleri arasma yorsam, 1953 senesinde yüzümüzü ağar geçmis, öyle müstesna İstanbul tasvirtacak eserler, galiba, hususî teşebbüsle lerl var ki bunlarm bir veya bir çok rin mahulü olacaktır. Bu arada, Üd se cildler halinde bir araya getirilmesi hiç nedenberi» faaikül halinde nejredilen de boşuna bir zahmet teşkil etmez, ve iki cildi tamamlanmıs bulunan «İsSonra bizim muharrirlerden... Ahmed tanbul Ansiklopedisd> ni başta rikret Mithat Efendiden, Ahmed Rasknden, meliyim. Bu muhteşem eser, eğer ta Hüseyin Rahmiden, Osman Cemalden mamlanmak müyesser olursa, yal pek çok istifadeler temin edilebilir. On. nız İstanbul İçin değil, memleket lçin, hattâ dünya kütübhaneleri için TÜRK büyük bir kazanc olacaktır. Tamarr.lanmak müyesser olursa, dedim; çunku iki cildinde henüz (A) harfi Bolşevikler ve komünist rejimi sansürsüz yaşıyamazlar; çünkü onsuz yaşamamak için yemin etmişlerffir. Sonuna kadar bu yeminlerini tutacaklardir. (•) Osman Ergin İstanbullularm pek Ömürlerinde değer varsa sansürün sa> iyi tanıdığı «Mektubcu Osman Bey» dir. heseridir. ' Hayatını İstanbul şehrine aid tetkik ve tetebbülere vakfetmiştir. İstanbul şehri, Dir okuyucumın sualine cevab kendisine pek çok şey borcludur; bu Bir okuyucum soruyor: «Vatandaşşehir hakkmda onun kadar eser vermiş lar dikkat!» başlıklı yazınızda bahsettibir ikinci ilim adamı yoktur. ğıniz mürteci veya deraagog dediğiniz adamı, neden zabıtaya şikâyet ve teslim etmediniz? Cevabun basitür. Çünkü milletvekilBÜYÜKDEREDE leri arasında, 25 senelik cumhuriyet rejimi aleyhinde, onun söylediklcrinden çok daha ağır şeyler söyliyenler varken belki de bir meczub olan bu zavalUyı ne diye polise şikâyet ve teslim edeyira! Varsın, o da söylesin! Yalnız siz her Cumartesi gecesi soyienene inanmayın ve aldanmayın yetcrl Açık muhabere Eski bir denizci Hüseyin Derman imMasalan şimdiden tutunuz. zasile bana mektub yazan okuyucuma: 16 sahifelik uzun mektjbunuzu aldım. Dikkatle okudum. Bir kısmuıı sizin kadar değilse de, gene az çok bildiğim şeyler hakkında beni aydınlattığınız için Halen fiatları yükselmekte olan size tesekkür ederim. Yazdıklarmıza kendi düşüncelerimden tek satır dahi ilâve etmesem, mektubunuz, en az 67 uzun makale tutar. Fırsat düstükçe mektubunuzdaki fikirlerden de istifade İçin ucuz teklifler alınmıştır. ederek denizcilerimizin daha iyi hayat şartlarına kavuşmaları yolunda yazılar yazacağım. Siz de kabul ederiiniz ki Çmar Han Merkezbank karşısı her şey sihirli bir kuvvetle bir hamlede Galata, Telefon: 44087 düzeltilemez. Nitekim en ileri memleketlerde de bu şartlar, muhtelif malî ve içtimaî sebebler yüzünden uzun zamanda sağlanabilmiştir. Saygüar. CASUSU OTEL BORA Büyük LÜFER Gecesi MERİNOS Yünleri Ergön Ltd. Orlaklığı INGILIZ Kemal KENÂL Yazan: Recal Sanay Dr. MÜFİDE KÜLEY Lodan tip ra geçmez Avrupa paltohıklan, Avrupa erkek kumaşlan, Avustralya merinosnndan imal edilmis paltoluk, ceketlik ve pardesültikler, nciu ve yüksek kaUteli kadın mantoluk ve ropluklan Bahçekapıdakl büjiik Kuma? Mağazamızda satılmaktadır. Bu mflthis kitab bir Türk casusunun akla durgunluk veren hatıralarmı taşımaktadır. Mustafa Kemal, tsmet İnönü, Mareşal Fevzi Çakmak, Kâzım Özalp, Büyük Harb, MilH Mücadele ve daha sonraki yıllar, Londra, Paris, işgal altında İstanbul, İzmir, Atina, Sofya, Bükreş yeni blr ısık altmda canlanmaktadır. Bu kitabı her Türk okuyacaktır. Bütün kitabcılarda bulunur. 300 kurus. GÖMLEK ve KRAVAT NEBİOCLU YAYINEVÎ îstanbul SAYIN DOKTORLARA: J HÂKKI MEMLEKETTE İLK DEFA OLARAK BÜYUK SALONUNDA ÇOK MÜSAİD FİATLARLA HAZTR GÖMLEK SERGİSİ AÇTL Ismarlama atelyelerinde dikilmiş yüzlerce çeşid İngiliz ve Avrupa poplinlerinden GÖMLEKLER, PİJAMALAR, ÇOCUK GÖMLEKLERİ, YERLİ ve AVRUPA KRAVATLARININ bütün desenlerini bir arada görmek fırsaüru kaçırmayınız. Adres: BAHÇEKAPI SELÂMET Han 1 ind kat No. 2, Tek Kollu Cemal Gişesi karşısında. Meraklılarına Müjde: SATIŞ REKORU KIRAN KİTAP: Subaylara, üniversitelilere, öğretmenlere ve iş adamlanna bilhassa ehemmiyetle tavsiye edilir. Satıs yeri: üçüncü maçını yapacaktır. Çeklerin basketbol takımı cidden kuvvetlidlr. İstanbul jampiyonu Galatasarayla ;apaca£ı maça blzim ksdar Çekler de ehemmlyet vermektedlr. Çek takımı eon maçını pazar fünü saat 10 da İatanbul muhtelitüe Teknlk Ürüversitede oynıyacaktır. KUMAŞ ve İTHALÂT T. A. Ş. Bahçekapı 2832.34 DICODID Knoll 1 KİMYA ve Eczanelere dağıtılmıştır. ECZA MADDELERİ T. L. Ş. I l^^^J Bu Akşamdan İtibaren • • • • • • • • OPERA JUDY SİNENÂSIND O'BRİEN Yeni mevsime giriş münasebetile 2 büyük filrn birden Atletizm Federasj'onu Galatasarayla Fenerbahçe Kulübleri arasında beş sene müddetle yapıîacak müsabaka için blr elld koymujtur. Bu müsabaka 12 ekimde Fenerbahçe Stadında yapılacaktır. C.H.P. İstanbul İlkokullannda Okuyan Yoksul Çoeuklara Yardım Cemiyetleri Birliği Başkanhğından: Birliğimlzin fevkalAde toplantısının 4/10/ 1947 cumartesi günü saat 14.30 da Eminönü Halkevi üst salonunda yapılması kararlaştııılmıştır. Sayın delegelerimizin sözü edilen gün ve saatte Eminönü Halkevi üst salonund£ bulunmalannı saygıîarımla dllerim. GalatasarayFenerbahçe atletizm maçı HAREKET Aynk Fikir Ahlâk Sanat 1 SENSİZ OLAMAM (Renkli) GARLAND MARGARET r Toplantı Dergisi : 8 inci EKİM SAYISI ÇIKTI Sağlam fikir temellerine dayanan gerçek milliyetçiliğin neşir organı olan HAREKET'i okumak ve okutmak, tercümanı olduğu milliyet ideolojisini yaymak demektir. 2ZEHİRLENEN RUHLAR (Hitler's Children) Nazi gencliğlnl, kamplarmı, işkencelerini ve gene kızlarm nasıl kısır edildiklerini bu filmde görüp hayreller içinde kalacaksmız. iî:brl Kitabevi, İstanbul Hayat Bilgisi sınıf 2 ve 3 Ayrı ayrı haftalık ders dergisidir. Millî Eğitim Bakanlığının tavsiye ettiği ve müfettiş ve öğretmenlerden mürekkeb bir heyetin hazırladığı yegâne ders mecmuası. 20 sahife 4 renkli kapak 10 kuruş OGRETMEN ve VELİLERE 0£M Her kitabcıda bulunur. 1 EKÎMDE ÇIKIYOR BİR YAYINEVt, Posta Kutm. 11, İstanbul. Fiatı 2,5 lira. KENT SMtTH BO NİTA GRANVİLLE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle