23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
GÜNÜN I MEVZULAR1 Amerikanın iktisadi kudret kaynakları Yazan: Hasan Ali Ediz Birleşik Amerika, sanayjleşme yoluna rusbeten geç giren devletlerden biridir. Buna rağmen bir sıra tarihi, coğrafi ve ekonomik sebebler dolayısile büyük sanayici devletlerin hepsinden daha hıziı bir tempo ile gelişti. Bilindiği üzere Birleşik Amerika, hemen hemen on sekizinci yüzyılın sonlarma kadar İngiltereniu bir sömürgesi olarak bulunuyordu. Hattâ bundan yüz yıl önce büe.Birleşik Amerika, sadece ziraatle uğraşan bir koloni durumunda idi. Memleketin büyük bir kısmı, hemen hemen bütün batı tarafları, boş araziden ibaretti. Memleke:in cenubunia İse. henüz toprak kümeciliği ekonomisi hiiküm sünnekte idi. O devirde Birleşik Amerikanın dünya ekonomisindeki rolü, Avrupaya iptidai madde ve gıda maddeleri göndermekten iieri geçmryordu. Memlekete lâzım olan sanayi mamulleri ise İngiltereden getirtihyordu. Bundan tam yüz yıl önce: yani 1848 yılmda, İngiltere ile Amerikanın karşıhkiı durumları şoyle idi: Nüfus miktarı K o m u r Utihsalitl İşlenen demir K u l l a m l a n pamuk Amerika İngütere (milyonl ı milyon* 22 23 6 50 ton 0.6 2 » 01 U..12 » Setıir İKTİBASLAR haberleri Yuıtanistanda durumuıı Limanda tahmil jr • CUMHLKlfcET NALINA MIHINA Kanadada Türk bayrağı tahliye işlcri gemisi sayesinde süratlendi işler Mısırdan alınan 17 çıkartma vahimleşeceği anlaşıhyor Demek ki daha bundan yüz yıl önce, İngilterenin nüfusu Birleşi.; Amerikadan laala idi. İngilterede Istihsal elilmekte olan maden kömürü Amerikadakinden 9 misli fazla idi. Çelik imali iie pamuk istthlâki. İngÜterede Amerikadan Üç mUli fazla idi. XX nci yüzyıhn başlangıclannda ise, tfurum Birleşik Amerikanın lehlne olalak degişmeğe başlanr.ştı. 1900 yılına aid şu aşağıdaki rakamlardan bunu pelc güzel anlıyabiliriz: Nüfus Kömür istihsali Çelik isühsali P a m u k isUhlâki Amerika İngiltere" (milyon) (milyon) 76 41 241 225 ton 14 » • 0,4 1.5 » Artılc 1900 yıhnda Birleşik Amerika gerek nüfus bakımından, gerek kömür ve çelik İ3tihsali bakımından İngiltereyi geçraiş bulunuyordu. Ama. bu devirde de Birleşik Amerika hâlâ gıda maddflerile iptidai madde ihrac etmekte, İngiliz sermayesi ise, Birleşik Amerikanın iktısadî hayaunda önemli biı rol oynamakta devam ediyordu. Meselâ 1910 yılında Birleşik Amerikadaki ecnebi Mnnayesi 6 mllyar dolan bulmakta idi ki, bunun 3 milyar dolan tngiltereye ajddi. Ama artık bu devlr lçinde Birleşik Amerika cumhuriyetl de Avrupaya ve Lâtin Amerikasına sermaye ihracına başlamış bulunuyordu. O tarihlerde Blrleşik Amerikanın yurd dışına İhrac ettigi para miktarı 1,5 milyar dolara kadar varmakta idi. İkinci Dünya Harbl arifesinde 1938 yılında ise Birleşik Amerika ile İngilterenin durumları şöyle idi: Nüfus Kömür isühsall Çelik istihsali Elektrik enerjisi istihsalâtı (milyar kilovat) 116 Amerika tngiltere (milyon) (milyon) 130 46 352 232 ton 29 10,5 « 31 Bu rakamlardan gayet sçık olarak görüyoruz ki. 1938 yıhnda Birleşik Amerilcanın nü£usu İngiltere nüfusunu tiç misli geçmiş bulunuyordu. Gene bu saman içinde Birleşik Amerikanın kömür istihsalâtı İngiltere istihsalâtından %50 fazla idi. Burada en dikkate değer nokta. yepyen bir maharrik kuvvet olan elektrik enerjisi istihsalâtındakl muazzam farktır. Bu devreye kadar sadece pamuk, tütiin, et, hububat gibi maddejer ihrac etmekte olan Birleşik Amerika, art:k «anayi mamulâtı da İhrac etmeğe başlamış, bulunuyordu. Burada, son yüzyıl içinde, ingiltere ile Birleşik Amerika ekonomisi arasında bu Jcüçük mukayeseyi yapmaktan maksadımız, okuyucularımıza, Birleşik Amerika ekonomisinin gelişme temposu bakkında bir fikir vermek içindi. Birleşik Amerikayı, o devrin iktisadî bakımdan en ileri bir memleketi olan İngiltereyi bile geride bırakacak bir tempo ile inkişaf ettiren amiller nelerdi? Şimdi bunlar üzerinde biraz duralım. 7,839,000 kilometre karelik bir sahayı kaplryan Birleşik Amerika Cumhuriyetinde tabiat pek cömerd davranmıştır. Her çeşid mahsulün bol bol yetişmesine müsaid olan arazi, aynı zamanda tabiî servet kaynaklan bakımından da pek aengindir. Modern sanayiin gelişmesi İçin gerekli olan kömür, petrol, demir gibi bütün iptidaî maddeler, ya doğrudan doğruya Birleşik Amerika hududları içinde veya ona komşu topraklarda bol bol mevcuddur. Bu hal Birleşik Amerikaya, başlıca iptidaî maddelerini dışarıdan, uzak yerlerden getirtmek rorunda olan diğer memleketlere nazaran, çok daha ucuz isühsalâtta bulunmak ve rakiblerinden daha ucuza mal satmak imkânını vermektedir. Tarihî inkişafının bir icabı olarak ucsuz bucaksız Amerikan toprakları, hiçbir zaman derebeylik istihsal tarzını taEimadı. Bundan ötürü, mümbit fakat sehibsiz muazzam arazi parçalan, uzun yıllar boyunca Amerikan halkmın bir meşguliyet sahası oldu. Bu hal, Amerikanın sanayi bölgelerinde iş kuvveti buhranma yol actı. Bunun tabiî bir neticesi olarak, dünyanın her tarafmdan Amerikaya bir akm başladı. Yalnız 1881 yılından 1890 yılma kadar Amerikaya gelen muhacirlerin sayısı 5 milyonu buldu. 18911910 yıllan arasında ise bu miktar 9 milyona kadar yükseldi. Bundan 5060 yıl önce Okyanusları •şarak Amerikaya gidebilmek her babayiğitin kârı değildi. Buna ancak sıhhati müsaid gencler tahammül edebiliyordu. Bu hal, Amerika sanayiinde her y ı d e n daha genc •« daha sağlam bir Işçi ordusu bulunmasmı temin etti. Bunun, Amerikan sanayiinin verimini arttlrmakta ayrıca tesiri göriildü. Fakat bütün bu muhaceretlere rağm«n o tarihlerde Birleşik Amerikada, gene de iş kuvveti buhranı devam ediyor, gündelikler her yerden yüksek bulunuyordu. Amerikan sanayicileri, hem iz kuv\reti noksanmı telâfi edebilmek, hem de istihsalâun maliyetini düşürmek için, sanayide en son teknik terakkileri tatbik etmek lüzumunu duydular. Bu hal de ayrıca Amerikan sanayiinin verımini arttırdı. Bütün bunlardan başka, Birleşik Amerika, Avrupanm ihtiyar sanayi memleketlerind«n çok daha geç sanayileşme jolunu tutmuştu. Inışiltere, Fransa ve diğer memleketler eski teknikle çalışır, tekniği yer.ilemek gibi lüzumsuz masraflardan çekinirlerken, Birleşik Amerika, yeni sanayiini kurarken, hiç şüphc yok ki, en son t€knik yeniliklerden foydalanmaita kusur etmedi. Bu da Amerikan sanayiine büyük bir üstünlük sağladı. İşte yukarıda saydığımız bu sebeblerden ötürü, Birleşik Araerika, Avrupadan çok daha geç sanayileşme yolunu tuttuğu halde, bu sahada hepsini geride bırakmak imkânlarmı temin etti. Daha İkinci Dünya Harbi arifesinde Birleşik Amerika, iktisadî bakımdan dünyanın en kudretli devletlerinden biri haline gelmişti. 1937 istatistiklerine göre Birleşik Amerika, tekbaşına. dünya makine istihsalâtımn yüzde 50 sini; dünya kömür istihsalâtmm yüzde 38 ini; dünya petrol istihsalâtının yüzde 68 ini; dünya dökme demir ve çelik Lstihsalâtının yü?Ae 43 ünü: dünya elektrik enerjisi istihsaiâtının yüzde 37 sini; dünya pamuk istihsalâtmtn yüzde 55 ini temin etmekte idi. Gene aynı yıl içinde dünya demiryolu şebekesinin yüzde 30 u; dünya otomobillerinin yüıde 70 i Birleçik Amerikanın elinde toplanmış bulunuyordu. Birleşik Amerikanın istihsalâtı hakkında bir fikir vermek için, İkinci Dünya Harbi başladıktan bir yıl sonra, yani 1940 yılında, Birleşik Amerikanın könıür, petrol, celik, dökme demir gibi stratejik kjymeti haiz iptidaî madde istihsalâtile, İngiltere, Almanya ve Sovyetler Birliğinin istihsalâtına kuaca bir göz atalım: 1940 yılında Birleşik •Amerikanın 43 milyon ton dökme demir istihsal edişine karşılık Almanya 17 milyon ton, Sovyetler Birliği 15 milyon ton, ingiltere 8 milyon ton dökme demir istihsal etmişti. Yani Birleşik Amerikanın o tarihte tekbaşına istihsal ettiği dökme demir, bu üç devletin istihsali mecmuundan 3 milyon ton fazla idi. Gene aynı tarihte Birleşik Amerikanın 60.765.000 ton çelik istihsal edişine karşılık Almanya 23 küsur; Sovyetler Birliği 18 küsur; İngiltere ise 13 küsur milyon ton çelik istihsal etmişlerdi. Gene 1940 yılında Birleşik Ameriiar.m 183 milyon ton petrol istihsal edişine karşılık Sovyetler Birliği 31 milyon ton; Venezüella ise 27.5 milyon ton petrol istihsal etmişlerdi. Aynı yıl içinde Birleşik Amerikanın 465 milyon ton kömür istihsal edişine karşılık İngiltere 228 milyon. Sovyetler Birîiği 166 milyon ton kömür istihsal etmişlerdi. İkinci Dünya Harbi bu nisbetleri, Birleşik Amerikanın lehinde olmak üzere değiştirdi. Bilindiği üzere ikinci Dünya Harbinden ekonomisi kat kat kuvvetlenmiş olarak çıkan biricik devlet Birleşik Amerikadır. Alrnanya, İtalya, IVansa, )">ovyetler Birliği, Polonya, gibi fiilen harb sahnesi olmuş ve ağır tahribata uğramış memleketleri bir yana bırakalım, fakat İngiltere ve Japonya gibi kabuğuna çekilmiş, fiilen kara harekâtına sahne olmamış memleketler bile, çeşidli hava akınlarile altüst olmuş'ardır. Bu hal. gerek İngiltere, gerek Japonya ekonorrüsinde derin yaralar açniEktan geri kalmadı. Halbuki Birleşik Amerika sanayii, ikinci Dünya Harbinin seyri içinde harab olmak şöyle dursun, büsbütün kuvvetlendi. Bunun tabiî bir neticesi olarak, harbe giren Almanya, İtalya, İngiltere. Sovyetler Birliği, Fransa gibi devletlerin istihsalâtı azaldığı halde, Birleşik Amerikanın istihsalâtı durraadan arttı. Şöyle ki, 1940 yılında 43 milyon ton olan dökme demir istihsalâtı, 1941 yılında 51.5 milyon tona, 1944 te 57 milyon tona kadar yükseldi. 1940 yılında 465 milyon ton olan kömür istihsalâtı 1944 yılında 620 milyon tona: petrol istihsalâtı ise 183 milyon tondan 1945 te 231 milyon tona, 1946 da ise 234 milyon tona kadar yükseldi. Halbuki harb yılları içinde iatilâ gören Felemenk Hindistanının petrol istihsalâtı ise 7 milyon tondan 1946 da 1 milyon tona kadar düştü. Sovyetler Birliğinin petrol istihsalâtı ise 31 milyon tondan 1945 te 20 milyon tona düşmüş bulunuyordu. Birleşik Amerikanın İkinci Dünya Harbinin seyri içindeki harb istihsalâtı, bir arada almmış bütün muharib milletler istihsalâtının kat kat üstüne geçti. İkinci dünya harbine girerken ticaret filosu tonajı 10.5 milyon olan Birleşik Amerika, harb içindeki gemi zayiatına rağmen, harbden, 53 milyon tonluk ticaret gemisile çtktı. İkinci Dünya Harbinin devamınca Birleşik Amerikanın yalnız İngiltere, Rusya ve Çine yaptığı yardımların para lutarı 46 milyar dolan geçmektedir. Harbe girerken altm ihtiyatı 14.5 milyar dolar olan Birleşik Amerika, harbden 20 küsur milyarlık altın ihtiyatile çıktı. Halbuki bu devre içinde bütün muharib milletler altm ihtiyatlarmı tüketmiş bulunuyorlardı. Bundan bir müddet evvel, Truman'la Stalin arasında, «başbaşa» yeni bir görüşmeye lüzum oldugu ileri sürülüyor ve birçok ihtilâflı mevzularm halledilİstanbul limanında tahmil ve tahliye mesi yolunda böyle bir mülâkatın fayişleri. liman İşletmesinin son zamanlar dah olacağı kabul olunuyordu. da almış oldugu bazı tedbirlerle süratBugün, Wasbington'daki siyasî mehalenmiştir. Mısırdan alınan 17 çıkarma filde bu kanaat değişmiştir Zira, Amegemisi, limanimıza gelmiş ve bunlardan rikan Dış işleri Bakanlığı, Truman'la üç tanesi İzmir linıanma gönderilmiştir. Stalin arasında ne kadar dostane bir Geri kalan 14 gemiden 12 tanesi İstangörüşme yapılırsa yapılsın. Kremlin'in. bul limamna, 1 tanesi araba vapuru olajak kullaınlmak üzere şehir hatlarma, siyasetini değiştireceğine ihtimal verilmemektedir. 1 tanesi de Petrol Ofise verilmiştir. Diğer taraftan, Amerika ve Rusya Çıkartma gemilerinin ;iman hizmetlerinde kullanilması neticesi, bühassa arasındaki ihtilâita, en korkunc silâh tahliye işlerinde görülen sikmtılı durum olarak. artık atom bombası kıymetini önlenmiş bulunmaktadır. Nitekim li kaybetmiştir. Zira, Rusya, Amerikan.n manda bir günde 24003000 ton malm atom bombası kullanmıyaoağma emindir. Bundan başka, milletlerarası siyatahliyesi yapılabilmekîedir. Liman İşletmesi ajiıca ithal mallari sette burgiin ortaya yeni bir silâh v'knın muhafazasını da düşünmüş ve ter rrıştır ki bu da, Rusyanın kullandığı tibat almıştır. Cami altındaki fUka <<.komünist tekniğis dir. Gerek Stalin, hr.nede. ia.şe ambarmda, Tophanedeki gerek Truman, bu silâhm atom bombası montaj mahallinde ve Ortaköyde antre kadar müessir olduguna emindirler. Zira Rusya, şimdiye kadarki hâdiselerde. polar yapümıştır. İthalât:n son günlerde azalnr.ş olma hâkimiyeti altma almak istediği memsı da İstanbul limanındaki tahliye işte i lîketlere, komünist usulü siyasi ve ikrinin sıkışık durumunu ferahiatmaga tisadî hulul yolile girmeye muvaffak olmuştur. yardım etmiştir. Gelecek ay tehlikeli görülüyor Halen. Rusya ile Amerika arasındaki Millî Eğitim Bakanhçı ve gerginliğin başlıca sebebi, Yunanistan talebe birlikleri hâdiseleridir. Bu meseleyi ve BalkanMilU Eğitim Bakanlığı, yeniden kurulacak olan büyük talebe yurdıı hakkında mütalea krda olup bitenleri gerek Rusya, gelarım almak üzere bazı talebe teşekkülle rek Amerika büyük bir merakla takib rini Ankaraya davet etmişse de, IsUnbul etmektedirler. Rusyanın bu heyecanlı Üniversitesini temsil eden .İstanbul Uruver oyunda büyük bir ümidi, Amerikanın sitesi Talebe Birliği» ni çağırmamıştır. Bu da aynı derecede bir korkusu vardır ki hal İstanbul Üniversitesi talebelerirü müteessır etmiştir. Ha'.buki .Talebe Birliği, yurd bı: da, Yunanistanın üç aya kadar komeselesi etrafında. neticesini Bakanhga «un münist olmasıdır. Rusya bunu büyük mak üzere bir takım tetkikler yapmıştır. bir arzu ile isterken. Amerika da, böyle bir ihtimali derin bir endişe ile gözöMUH Eğîtim Müdürünün nünde bulundurmaktadrr. diinkü tetkikleri Filhakika, Atinadaki Amerikan müMilli Eğitirn Müdürü Murad Uraz, musvini Nureddin Atasayarla beraber dün, ta messilleri, Washington'a gönderdik'eri lebe yurdlarını teftiş etmiştir. raporlarda, Yunan hükumetini komünistlerin eüne düşmekten kurtarmanm Üniversitede kayıdlar bugün ancak yüzde elli nisbetinde blr ihtimal kapanıyor İstanbul Oniversitesinde talebe kaydına bu dahilinde bulunduğunu bildirmişlerdir. gün saat 13 te nihayet verilecekür. Şimdiye Bu meselede en tehlikeli devrenin kakadar Tıb Fakültesine 1645. Hukuka 873, Ik sım ayınm ilk günlerinde baş'.ıyacağı üsada 282 ve Edebiyat Fakültesine 329 kişi tîhmin olunmaktadır. müracaat etmiştir. Amerikan hükumeti. bu vaziyeti bir Hacılar karantinaya tâbi tutulacaklar Eağhk Müdürlüğü. aldığı yeni bir kararla rr.üddettenberi bi'.iyordu. Bunun için. memlekeümize dönen hacılan karantinaya Birleşmiş Milletleri harekete geçirmek üzere büyük bir gayret sarfetmeğe baştâbi tutacaktır. Izdı. Bu arada, Amerikan mümessille«Bakır» geliyor rinden Mcrshel Johnson, Yunan meseBakır şilepi. bir kısım ithal malı ile Kalesini izah ederken, sert bir lisan ktılnadadan memleketimize hareket etmiştir. lanmış. bu ihtilâfın Birleşmiş Milletler «D» Grupu sergisi tarafır.dan .çiddiyetle ele alınması ve On besinci kurulus yılını kutlıyacağını acele harekete geçilmesi lâzım geldiğini geçenlerde yazdığımız «D» Gurpu, on beşinc: resirn sergisini Beyoğlunda İstiklil cad söylemiş. ve Birleşmiş Milletler sulhu desinde Fransız Kütübhanesinde önümuzdeki iurmak îçin silâhla müdahale etmedikcumartesi günü saat onaltıda açacaktır. Ser leri takdifde' bunu. Amerikanın yapagiye ilâ%'eten ressam Nurullah Berkin ve csğını bildirmiştir. heykeltıraş Zühtü Müridoğlunun da aynca birer sergilerl bulunacak ve sergi Ahmed Hamdl Tanpmarın konferansile açılacaktır. berler doğru değildir. Bu hususta Defterdarlığa hiçbir emir gelnıediği gibi. aylıkların bayramdan evvel yani kasımdan altı gün evvtl tediyesine de lmkân bu'.unmadığı bcyan ediln.ektedir. Amerikan .Dış İşleri Bakanı Georse Marshall Yunanistan ihtilâfını. en miiMaaşlar, bayramdan evvel him siyasî mesele olarak ele almakta verilemiyecek mi? ve Amerikan dış siyasetinin halli en Kasım aylığının bayramdan evvel veril âcil mevzyu saymaktadır. Nitekim, Hermesi için hazırlık yapıldığı hakkındaki ha shell Johnson Birleşmiş Milletler top Dimitri kaptan idaresindeki 33 tonluk Rebdare motörü. Sinoba giderken yolunu kaybetroiş ve dört gün denizde çalkandıktan sonra 11 ekim cumartesi gecesi Karaburun civarında sahile çarpmıştır. Mürettebat ve kaptan, Karaburun kıyı emniyet memurları tarafından kurtarılmıstır. Sahile çarpan motör r ALENİ TEŞEKKÜR Geçen tlyatro mevsimi Pariste büyük bir »lâka uyandıran ve yalnız iki »anatkâr laraiından oynanılmakt» olup hasılât rekoru kırmış olan «Tous les deux» ve aLes plus beaux yeux du mond^ piyeslerini Fransız komedi artistleri R. Rolland ve Y. Scheffer İzmirden dönüşlerinde 21 ve 23 ekimde Maksitnde temsil edeceklerdir. İki Fransız sanatkârınm oynıyacaklan piyesler Aile büyüğümüz. oğlum ve ağabeylm AHMED ARİF MADENCİ'nin ölümü münasebetile gerek İstanbulda, gerekse taşrada teessürümüze bizzat veya telgraf ve mektubla işürak eden dost ve tanıdıklarımıza ayrı ayrı teşekküre büyük acımız mâni olduğundan bu babdald teşekkürlerimlzin iblâğına sayın gazetenizin tavassutunu rica ederiz. Annesi: Fatma Arif Madend, kardeşl: Orhan Arif Madenci, karde? ve damadlan ugün size Kanadadan aldığım iki haberle karışık bir yazı takdim edeceğim. Amerikadan yeni alınan 10 gemiden dördünün mürettebatını New\'orka götürmüş olan Bakır şilepi, bu limandan memleketimiz için 650 ton yük ve 12 yolcu aldıktan sonra, Kanadanın Montreal limanına gitmiştir. Gemi, 3 ekimde bu limana varmış ve Devlet Demiryollarına aid 3500 tonluk malzemeyi yükliyerek 8 ekimde yola çıkmış'ür. Bakır, 2930 ekimde Istanbula gelmiş bulunacaktır. Bu münasebetle Montreal gazeteleri, «ikinci Türk gemisi ümammızda, diye Bakır mürettebaU ve bilhassa değerli süvarisi Nezihi Arda kaptan hakkında takdirkâr yazılar yazmışlar, Türk gemilerinin 15 günde bir Kanada limanlarına sefer yapraaları temennbini ileri sürmüşlerdir. Montreal'e Bakırdan evvel giden Türk gemisi, Bakır gibi demiryolu malzemesi getuen Kars şilepi idi. Kars, Kanadada Türk bayrağını ilk gösteren Yunan hükumetinin neşrettiği bir kitabdan alınan bu harita komşu gemi olduğundan Montreal'de bulunduğu sırada gazeteler geraimizin muhtelif memleketlerde silâhlandırılan çetelerin Yunan topraklarına sızış ve resimlerini basmıslar, çok dostane ilerleyiş istikametlerini göstermektedir ve takdirkâr yazılar yazmıslardır. Bun. lantısmda Rusya aleyhindeki söylevine daha fazla ihtiyaç oldugu görü'.müştür lardan bir Unesi, 19 ağustos tarihli esas olan fikirleri, Dış İşleri Bakanlığı ve. askerî malzemeye 200 milyon, ikti «The Gazette» önümde duruyor. tarafından bütün Amerikan elçilerine sadî yardıma ise 150 milyon ayrılması Bu gazete, Kars hakkında beş siitun düşünülmektedir. Bu arada, şo=e. degönderilmiş talimattan almıştır. üzerine, dört müyük resimli, uzun bir miryolu ve liman inşaatı için ayr:!an 48 Diğer taraftan, Yunanistan meselesini yazı yazmış ve bu yazıya «İlk Türk geşiddetli bir lisanîa ortaya atmak işi de milyon dolarm askeri malzeme kısmm3 misi gidiyor», «Nadir misafir» gibi büilâvesi teklif edilmiştir. Washington tarafından mahsus Mershell yük başlıklar koymuştnr. Ayrıca, Kars Johnson'a verilmiştir. Çünkü, icabmda Son tahminlere göre. Yunanistandaki gemisile vatana dönmüş olan Ameşiddetli konuşmak Amerikanın Birleşmiş çcte kuvvetleri 20 bin kişiyi bulmuş ve rikada iken alkolizme karşı bulduğu teIlilletlerdeki başmurahhası Warren Aus daha geniş mevcudlu birlikler halinde davi usullerile meshur doktor Etem tin'den ziysde Hershell Johnson'un ta faEİiyete geçmişlerdir. Yunan ordusu ise Vassaf ile eşi hakkında da bir sütuna raftar oldugu bir şeydir. halen 120 bin kişiden mürekkebdir ve yakın yazı vardır. 1 Son haftalar zarfmda, Yunanistanda bunun da üçte ikisi cephe gerisinde , Karsı gezen Kanadalı gazeteci Monvaziyetin gittikçe kötüleşmesi Amerika idarî işlere veya diğer vazifelere bak trealde ay yıldızh bayrağı ilk gösnın, Yunan meselesini hal için acele et maktadır. teren bu geminin bir Kanada ve ingiliz mekte haklı olduğunu gösteriyor. Atina Bu vaziyet karşısında, Yunan hüku geınisinden farksız olduğunu, gayet dan verilen haberlere göre, elçilikler, meti Amerikanın sadc malzeme değü, mükemmel ve modern teçhizatı bulunkonsolosluklar. memleketten aynlmak askeT bakımından da yardım etme.'ir.i duğunu, henüı iki yaşında olan şilepin için vize isteyenlerle doludur. Birçok istemektedir. Amerikan hükumeti şim pırıl pırıl ve yepyeni boyanmış, tettezengin Yunan iş adamları, ticaret dola diye kadar bunu kabul etmemiş ve miz olduğunu yazaraîı son sistem radarı yısile çıktıklarını iddia ettiklerl sey.ı Yunanistana asker sevkinl düşünme ile alıcı ve vcrici telsizini, modern yanhatlere, ailelerini de beraber götürmek mişti. Fakat Herschell Johnson'un, A gın haber verme tertibatını birer birer için müsaade istemeğe başlamışlardır. merikanın icab ederse askeTÎ bir mü anlatıyor. İkinci kaptan Muhsin Al. Diğer taraftan, son günlerde, çetelerin dahalede bulunacağını ima eden sözleri bayın bir portresini çizdikten sonra, gade muhtelif bölgelerde yeniden faaliyete Atinada ümid uyandırmıstır. zetecilerin gemisi ve Türk denizciliği geçtikleri haber veriliyor. Bütün bunlar, (World Reporftan) hakkındaki bütün suallerine nezaketle Yunanistanda durumıın, önümüzdeki ay cevab veren bu 29 yaşındaki kaptanın içinde, tahmin edildiği gibi. daha ziyade İstanbuldaki Yüksek Denizcilik Okvıkötüleşeceğini göstermektedir. lundan mezun bulunduğunu yazarak gene Türk denizcisinden takdirle bahAskerî yardım arttırılacak TÖREN KEMERLERİ perakende sediyor. Yunanistana yapılan yardımın, şimdi27,5, toptan 25 liradan satışına ve Muhsin Albay, gazetecilere, güzel koye kadar müessir bir netice göstermesipariş kabulüne devam edilmekkulu Türk kahvesile nefis lokumlar, miş olması, askerî malzemeye diğerletedir. Kalite ve işçilik yüksekliği tatlılar da ikram ederek Türkün raeşhur rinden daha fazla eheBimiyet verilmesi ve fiat ucuzluğu rekabet kabul misafirperverliğini Kanadalılara da göslâzım geldiği kanaatini hasıl etmiştir. etmez derecededir. K E N B O Y termiştir, Yardım programında, 350 milyon dolamarkasma dikk^t. Montrealii meslektaş, bu yazısını rm 150 milyonunun, yani yedide üçüN O T : Uzak birlik siparişleri şöyle bitiriyor: nün askerî malzemeye, 200 milyon dotercihen yapıtmaktadır. «Geçen sene gene böyle bir yaz günü, larının, yani yedide dördünün iktisaŞ. K E N A N BOYLA limanda yatan başka bir ecnebi gemUini dî yardıma tahsis edilmesi kararlaştıMercan yokuşu No. 45 gezmiştik. Bu geminin kaptam ve raü. rılmıştı. Halbuki şimdi, askerî yardıma rettebatı gemileri hakkında bize en kü» çük malumat vermekten, ağıüjrını açıp bir kelime bile söylemekten çekinmişBu Cuma Matînelerden Itibaren lerdi. Bu geminin de bayrağı kırmızı idi. Fakat beyaz ay yıldız yerine, sarı orakla çekiç vardı.» Montreal'de çıkan gazetelerin Ttirk gemileri ve mürettebatı hakkında takdirlerle dolu yazılar yazmaları ve büyük resimler basmalan, yabancı lirnanllarda bayrak gösteren güzel bir Türk 1 gemisinin buinı lehimize nasıl kıymetli bir propaganda vasıtası oldugu hakkınMevsimin en büyük T Ü R K Ç E filnıi daki düşüncelerimin isabetini gösteriyor. Onun içindir ki Missouri'nin ve diğer Amerikan filolarile İngiliz filosunun ziyaretlerini iadc etmek üzere YavUTla iki muhribimizin İngiliz ve Ame. Şark.lar : MÜZEYYEN SENAR rikan limanlarıru ziyaret etmelerini teklif etmiştim. İnşallah 1948 yazında bu dileğimin de gerçekleştiğini görmekle bahtiyar olurutn. Sayın Subaylara. TAKSİM SİNEMASINDA SÖNEN HAYAT YUSUF YEHBİ AZİZE NUSTÂF B U EMİR ÇÂĞLAR Saat 21 de K o n s e r i A K Ş A M Ayini ruhanî Kadıköy SÜREYYA Sine^asında 3 kısım progrmada: Klâsikler, Divan ve Koşmalar ve Rumeli Türküleri İrana gidecek futbolcular tst. Bölgesi Futbol Ajanbğından: İstanbul muhtelitlni teskil eden aşağıda isimleri yazılı lutbolcular 22 10 947 tarihinde Ankaradan uçakla dost İranın merkezi olan Tahran çehrine hareket edeceklerdir. Altışar aded lotograf ve nüfus tezkerelerile birlikte acele olarak bölgeye müracaatleri: Fenerden: Cihad, Erdal, Ahmed, Salâhaddin. Erol, Lefter, Suphi; Beşiktaştan: Hakkı, Vedii, Şükrü, Şevket; Galatasamydan: Bülend, Muzaffer, Nacl; Vefadan: Hüseyln. ÇEMBERLITAŞ SIHENASIND Bugün Matinelerden İtibaren iki güzel film birden 1 • ALTIN ŞEHİR 11 ekim 1947 de Arjantinde Buenos Aires şehrinde vefat eden DON PABLO CRESSin istirahati ruhu için 17 ekim cuma £ünü saat onda Beyoğlunda Saint Antoine kilisesinde bir âyin icra edilecektir, Şehrimizde çok tanınmış ve sevilmiş olan müteveffanın dostlarının hazır bulunmalan rica olunur. Zilhiccenin iptidası Diyanet İslerl Başkanhğı Muvakkltliğinden: îçtimaı neyyireyn 14/10,'947 salı günü Ş. Avrupa saatile 8 s. 10 d. olduğundan o gün hilâl görülmiyerek 15/10 947 çarşamba günü akşamı iki gece'.ik gibi görüleceğinden 16/ 10/1947 perşembe günü Zilhiccenin iptidası olur. 2 ORMANLAR KRİSTİNE SÖDERBAUM ve EUGEN KLÖPFER'in yarattıkları kıymetli şaheser, memleketimizin güzide sanatkârları tarafından türkçeleştirilmiştir. ADAMI Pipleri ve zihmyetlerile cemiyetimizin bugünkü manzarasıru veren devrin kitabı Ba? rolde: ROBEBT POİGE LOUİSE ALLBRETTON Baştanbaşa heyecanlı sahnelerle dolu aşk... Macera ve sergüzeşt filmi TARUS'un Hikâyeleri Satışa çıkarıldı. Cağaloğlu yokuşu No. 44 • • KÜLTÜR KİTABEVİ ^ H ı.a, kadın erkek, çoluk çOcuk, çil yavrusu gibi dağüdı kapı içlerini siper alanlar ıslanmaktan kurtuldu, da\ianamıyanlar, denize düşmüs gibi sırsıklam oldular. Bu fırtına geçakten sonra kavuştuğumuz sükunet arasında etrafı gözden geçirdik, bina cepheleri yarıya kadar, selli yagmurlardan sonraki çükin ıslak suratlarını almışlardı. Çok şükür yıkandık. Ama. doârusunu isterseniz, buna sokak sulamak demezler, bal gibi sululuk derler. Kabahat kimde? Bu kısa izahattan anlaşılacağı üzere İstibdad devrinin Beşiktaş mulıafızı Birleşik Amerika, bütün dünyanın aksine olarak İkinci Dünya Harbinden meşhur yedi sekiz Hasan Paşaya atfefevkalâde kuvvetlenmiş olarak çıkmış derler. bulunuyor. O tarihte, Galatayı ve Beyoğlunu haHasan Ali EDİZ racc kesen. adı dillere destan bir kasa hîrsızı türemiş. Kırmadığı kapı, açmadığı kasa^ soymadığı ücarethane bıİş Kanunu hakkında rapor rskmıyormuş. İş o hale gelmiş ki, hlç Ticaret ve Sanayi Odası, 1? Kanunu hakkında hazırladığı raporu ilgili Bakanlığa kimsede mal emniyeti namma bir şey kahııarnış. Nüayet, BeşikU§ muhalızıaa fiCndermeğe karar veımistiı. Oebde gezen bir bıçak, kafayı dolduran ispirtonun istimile bir kere daha kalktı indi; aslan gibi blr vücudü jere serdi. Cinayetsiz cemiyet ( hayatı olmuyor. Hep bir arada yaşayınca, insanlar .üstüste yıgılmış arpa çuvalları gibi çabucak kızışiveriyorlar. Ne yapahm, beşerin tiynefci bu. Ama, şazetelerde okuduğumuza göre. Ortaköy cinayetinin kahramanı, o civarın öıedenberi yaka silkUğl azılı blr bas beiâsı imiş. Gece gündüz kafayı çeker, önüne geleni kapar, ardma geleni tepermiş. Yarü, perşembenin gelişi çarşambadan belli imiş. Böyleierini, etrafma zarar vermeden evvel. filoksera kurtu, malarya sineği gibi ezi eziverecek kanunlan olmadığı için, galiba bütün kabahat cemiyette. sıgınmağa mecbur olmuşlar. Yedl sekez Hasan Paşa, gürlediği zaman etrafındakilerin dizlerinin bağmı çözen cinsten korkunç bir adam. Emir vermiş. Kasa hırsızını yakalattırmış, karşısına getirtmiş. Beşiktaş muhafızının şöhretlni herkesten iyi o bildiği için, betbeniz kul gibi, huzura çıkmış. Önce, rnebzul miktarda dil iltifatına nail olmuş. Sönra, Hasan Paşa, yaradana sığmıp, kulaktozu budur diye bir de sille aşk etmiş. Bayram topu gibi patlıyan bu sillenin baygmJığmdan ayıldıktan sonra. Beşiktaş muhaîızından şu müjdey; almış: Haydi git, sana başka ceza vermiyorum, ama kasa soyduŞıınu bir daha duyarsam kendini yok bil! O günden sonra, kasa hırsızı, hakikaten, zanaatı terketnıis, Bu tehdidden korkup uslanmış mı? Yooo! Sadece, yediği tokat kulak zarını patlattığı için, hırsıza: en lüzumlu olan bu uzuvdan mahrum kalmca, hırsızlık edemez olmuş. Dayağın cennetten çıkmışı. bu nevi hüdai sillelerür. İçimızde, tesiiyi kınna ( Yazan : Hamdi Varoğln şükür, yıkandık dan evvel dayak yemeğe müstahak öyieleri var kl! Çok Şu Belediyeye ne çok çatıyorsunuz, .ierler, Belediyeden şlkâyet yazılarımızı mev?;u kıtiığından bilirler. Haşa! Hamdolsun, böyle bir kıtlık çekmiyoruz. Yalnız, Belediyemizin ver diği mevzu bullugu öylesine bolluk ki, başka lâfa yer kalmıyor. Cümleye malum. Ejlediyemizin, Allah bagışlasm, kocaman kocaman arozözleri vardır. Ama, maalesef, bu arozözlerîn hangadarı da variır. Maaıc=.ef diyorum, ;iinlij; soksk ;ulanıağa, toz baiUrmaga memur olan bu medenl şehir vasıtalannın, yaz mevsiminde bu vazifelerinl yetlne geürdiklerinl göreiı yoktur. Törenden törene ahırıncan çıkıp şehirde bir dolaştırıldıktan sonra uzun bir müddet için tekrar ahırina iade edllen mukaddes raca filleri gibi Jsırlc yılda bir, bin naz ve istiğna ile sokaklarda salına saIma blr gezinirler, sağa sola bir parçacık su püskürürler tekrar hangarlarına dönüp istirahate varırlar. İki gün evvel, bu mukaddes arozözlerimizcien biri, kimbilir kaç aydanberi da'.mış bulunduğu Ashabı Kehif uykusundan, gene kimbilir nasıl hatifi bir nida lşitip birdenblre uyanmış olacak ki, şaşkınlıkla Ankara caddesini baştanbaşa suya boğarak Dlvanyolu istikametinde uzaklaştı. bir semti meçhule doğru gözden nihan oldu. Alabildiğino hızJa geçtlği caddenin iki tarafım son haddine kadar açtığı pliskürtücü aletlerile öyle suya gark etti ki. ne yoldan geçenlerde üst baş, ne kaldınmlarda ıslanmadık taş kaldı. Mezbahadan ipini koparıp tatlı canıru dışarı almış azgm manda önündsn kaçarcası Kadim ve kîrîem Nihayet, gecekon duların akıbeti taayyün etti. Yıkılacaktı, yıkıl mıyacaktı, derken. Vilâyet, lklsi ortasi bir karar vermiş, Es kiler duracak yeniler yıkılacakmış. " *• Ata sözlerini yabana atmamah. Bugünkü işini yarına bırakma derler Bakm, eski gecekonduların sahibleri bile, vaktüe davranıp evlerini öbek öbek oraya buraya oturttular diye, mükâfaten. vaziyetlerini oldugu gibi muhsfazs ediyorlar. Tevekkeli dememişler, sona kalan dona kalır, diye. Karar. dörtbaşı mamur bir karar. Mecelleye bile uygun. Malum ya, «Kadim kıderri üzere terkolunur.>
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle