Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Biiyük İnşaat Mıntakasından Notlar Varagelli mirac Yazan: İsmail Habib Sevük 1936 da «Yurddan Yazılar» kitabmın «Karadeniz yalıları» kısmına Zonguldak havzasından başlamışüm. Havzanm dört bölgesinden Zonguldak batiEindaki «Kozlu» yu, Zonguldağın ensesLndeki «Üzülmez» i, ve Zor.gu'idak doğusundaki «Kilimli» yi gördüğüm halde, hususiyet ve düberliği ballandırıla ballandırıla methedilen «Kandiili yi göremeyişim içimde bir hasıet gibi kalmıştı. Kulak aşkı, göz aşkından daha kuvvetli Oİurmuş. Göz hakikaün, kulak heyalin açkı olduğu için. Hayal ki hakikatten kat kat hududsuzdur. Kandilliyi göremeyiHmin kabahati, görmek isteyenin teır.belliğinden dcğil, görüamek istenenın çetiniiğindendi, Çünkü Kozlu ile Ereğli arasmda bulunan oraya karadan gitmeye imkân yok, Otomobil, araba şöyle dursun atla da gidilemiyor. Bütün k:yı boyu yalçın dağlarla dimdik olduğu için sahil yolu yapmak imkânsız, dağların üstü çok ârızalı olduğu için de şose trenden pahah ve yol açmak, tünel açmaktan güç. Oraya ancak denizden motörle gidiliyor. Motör her vakit bulunmsz, bulunduğu laman da Karadenizin dalgaları her vakit izin vermez. Meğer Kandilli hasretini dindirmek şimdiki seyahate, yani on bir yıl sonraya kısmetmiş. Çakır motörü fazJa oynak. Karadenisin gelin havası denen ciinbüşünde bile, fırtınaya tutulmuş bir vapur kadar, iki yana yalpalanıp duruyor. Bir saat yol aldıktan sonra denizin sonsuz ufku çepeçevre kararmaya başladı. 1923 baharında İneboludan Cideye küçük bir yelken takasile giderken, ufuktan ilerleyen dalga merdanesi saflarının, hücuma geçmiş atlı Kazak alayları halinde nasıl saldırdığını bilirim. Bereket bu sefer kararan ufuktan dalga yerine yağmur geldi ve biz yolutnuzu bitirdiğimız zaman yağraur da bitmişti. Ooo... Yağmurun yıkayıp güneşin yaldızladığı Kandillinin dimdik, kesme bir duvar halinde yiikselen gürbüz ağaçh bir dağ dibinde, kayalara oyulmuş, tunç bir Ortazaman kalesi gibi öyie acayib bir görünüşü var ki. Motörün arkasına bağh sandala binip kayaların yontulmasüe vücude getirilmiş basamakları, kaymamak korkusile, iki yandaki korkuluklara iki elle tutuna tutuna, bir mazgala çıkacakmışız gibi dolamrken, kendimi Hind veya Çinimaçin Padişahının, o dünya güzeli kızını sakladığı, esrarlı kaleye giren bir masal adamı sanıyorum. Yirmi metreden fazîa ürmanarak bir kaya sahanlığına vardık. Sarp yalçmlıklann koya akseden gölgeleri denizi büsbütün derinleştirdiği için bulunduğutnuz yerin yüksekliği insana bir kaç miâli fazlaymış gibi geliyor. Kıyıda, doğu tarafında, hep dağa yapışık, hep temellerini deniz dibine kurarak fırlamışlar gibi bir kaç yapı var. Bunlardan baçtaki lavuar, kömürlerin yıkandığı bina, öte böğründeki elektrik santralı, onun ötesinde bir kaç silo. On sekiz bin ton alan bu silolar sanki duvarla örülmüş değil de dağın kayaları oyularak yapılmışlar. İçindeki kömür harmanla. rı bile insana kale cephaneliklerindeki barut yığını vehmini veriyor. Buğaziçinin «Kandilli> si, Yahya Kemalin şiirinde, mehtabın gümüş süzülüşlerine bürünerek füsunlu füsunlu uyur. Karadenizin «Kandilli> si ise gece gündüz, gözünü kırpraadan, hep dimdik ayaktadır. Boğazdaki Kandilli ne ka. dar hanım hanımcıksa buradaki de akeine erkeğin erkeği ve silâşorun silâhşoru bir şey. *** «Varagel sağımızda> dediler. Üç, beş adım dönünce, deminki kaya sahanhğından birazcık daha geniş bir yerde, tekerleklerile tente kıscnı çıkarılmış ve gövdesi daha küt bir cep otomobiline benzeyen varagel arabasmın önüne var. dık. Oradan dağın duruğuna kadar, dimdik, çift raylı, bir yokuş değil de, bir amud dikilmiş gibi, upuzun bir yol, iki taraflı çitlenbiklerin tombul yeşillikleri arasından ta yukarda, gökü delermiş gibi gerilip duruyor. Çift varagelden biri, yanımızda, içine beş, altı kişiyi alacak bir gövdeyle dururken, yukarı ucdaki varagel bir karpuz yuvarlağı kadar görünmektedir. Yol o kadar uzun ki çift raylar en sonra birleşmişler gibi ve yol o kadar dik ki varagel arabalarının tşlemesine kuyu kovalsrmın inip çıkrnası diyebilirsin. «Sizin ocağa bundan başjca vasıtayla çıkılmaz mı?» diyorum. Bu iki varagel arabası, üç mmtakalı, 2200 ameleli ve günde 1200 ton kömür çıkaran bu hav. laruri dünya ile tek irtibat vasıtası imiş. Birbirini «Hiç kaza olur mu?» Evvelce İtalyanlar zamanmda, halat koparak arabalar iki defa denize kadar uçoıuş amma, bize geçtiğindenberi sekiz yıldır, çok şükür, kaza değil. ufak bir ârıza bile olmamış: Her arabanın iki halalmdan başka çift rayların ortasında ayrıca bir emniyet halatı da olduğu için. Artık bu izahattan sonra, hiç korkumuz kalmamış gibi görünerek, ya Hak deyip varagele oturduk. İki taraflı, gürbüz yeşillikler ortasmdan, bu gölü bir masal fjçısındaymışız gibi: göke çıkrnaktayız. Kendiliğinden, Faruk Nafizin cÇankaya> isimli genclik şiirindeki: «Bu hıyaban ebediyet yoludur Gider Allaha kadar burdan ucu», mLsraları düdaklarımdan dökülürken, öyle bir yerde ve öyle bir anda gü'ie güle şiirin bir yanlışını keşfediyorum: Hiç Allaha hıyabanlı yoldan gidilir mi? Allaha giden yol Miracdır. En teknik bir araba olan varagel bu Mirac yolunda mistik bir hüviyet kazandı. Kendimi, çelik halatlarm çektiği demir ray üstündeki bir arabada değil, iki tarafmuzı sarmış yeşilliğin uhrevi renğine bürünerek tnareva âlemine uruc ediyor sandım. *** Dibden ayrılalı iki, üç dakika olmuştu. Yukardan inen varagelle hizalaşınca yalnız yarı yola geldiğimizi anlamış değil bu işin bir de inişi olduğ'jnu düşünraekten gelen tasanın ibhamlı üzüntüsile daldığım mistik rüyadan uyandırn. Biraz sonra Miracın sonunda arabadan çıkmca hemen otobüse atlayıp Armudcuk mmtakasma gidiyoruz. Uç mmtakalı bölgede Kandilü ile Çamlının kömür istihsal kuvveti birbirine denlt olup ikisinde de beşer yüz işçi çahştığı halde Armudcuk tek başına o ikisinden de ustün olduğu için orada 1200 işçi varmış. Kestane, gürgen, kayın ormanlarınm yeşilliklerine dala dala, bazan yüz rakımma kadar inip, bazan üç yüz rakıcnına kadar çıkarak, iyi yapılmış şase üstünden, dalgalı güzelliklerj seyrede ede, nihayet Armudcuk sitesine varınca, gözlerim ferahlı bir sevincle parladı. Karşımızda, gürbüz ormanların yeşiüiklerüe çevreli, hâkim bir sırtta, hep yeni yenı, temiz temiz, paviyon paviyon, hep efendi çizgili yapılarile güleç yüzlü, garb çehreli, bayram şetaretli bir mamure var. Bu paviyonlar hep işçiler için. O ak pâk binalarda memurlarla beraber 1300 raaden işçisi yatıyor. Yatakhaneler temiz, güneşli, havadar. Her ay bütün yatak muhteviyatı, her iki haftada bir iç çamaşırlar değiştirilmektedir. Her gün ocaklardan çıkar çıknıaz banyolarını ya. pıyorlar. Banyolardan sonra giyinip taranan İşçiler dört yüz kişilik yemek aalonunda karınlarını doyuruyorlar. Yemekten sonra gene dört yüz kişilik, ayru zamanda sinema vazifesi gören, kahvehane salonunda maliyet fiatına kahve ve çaylarını içerler. Sitenin bir de saat saat ve smıf derecesine göre dolup boşalan altmış kişilik bir okuyup yazma dershanesi var. Burası sadece bir işç; sitesi değil, adamakıllı bir manıure. Asıl şaşılacak şey. Kara ve dünya ile hiç irtibaU olmıyan bu dağ başmda bu güzel mamureyi, son yılların en dar zamanlarmda, bütün malzemeyi sadece o ceb otomobili kadar varagel arabasile taşıyarak yapmış;z. Köylerinde o kadar iptidaî yaşıyan bu işçilerin salonlarda otoruşlarına parklarda gezişlerine baktım. Ne kadar kolay efendileşivermişler. Yakında verilecek bir müsamere İçin işçilerden biıl komür tozıından yaptıgı boya ile tablolar hazlrlıyor. İnanılmıyacak kadar ustalıkh şeyler. Okiama yazmayı bile burada öjrenmlş. Yok canım bu milletin iliglnde ezelden gelme bir şey var. *** Gene varagelin ba^mdayız Sağü sollu ormatıiı dağlarla karşırr.ızda alabildiğine. serilmiş denizin haşmetlne doyum yok. Fakat bu dağın başından denizin dibine kadar şakul gibi İnen raylı yolun bitnıiyecekmiş gibi görünen uzunluğu. <Bu yolun boyu ne kadar?» dedim JCeşke sormasaymışım. 250 metre imi?. Şaşıra kalmişını, ne, şu bizim Gaiata köprüsünün yaruı kadar bir şey öyle mi? O zaman dikllen mesafe İle yatan mesafenin ne kadar başka başka şeyler olduğunu anladım. Dikilenle yatam aynı metre İle ölçmemeli. Şu Ineceğimlz yolun haklkl boyunu anlamak için Beyazad kulesini üstüste dört defa daha kaldırmak lâzım. O çift raylı yolu taşıyan şu bulundugmnuz dağın yüksekliğine varabilmek için de Süleymaniye camiini gene üstüste beş defa daha endamlandırmak gerek. Evet dikilen mesafe İle yatan mesafe çok farklıymış. İsmail Habib SEVÜK İstiyen cevab veren dudaklarm günahı VATÂN ve AŞK çeken kalblerin tek heyecanı olan film .CONFİDENTİAL AGENT» Her günün yıldızı : CHARLES BOYER Son günlerin gözdesi : LAUREEK BACALL Büyük Yunan artisti : KATİNA PAXİNOU'nun Ruh, hayat, heyecan verdikleri ilk süper film. Bugün L A L E' de 22 Ekim Çarşamba 21 de Pangaliı MÜNİR I' İ N G İ Sinemasında Üstad Sanatkârımız NUREDDİN ve Arkadaşlan. Şişli Halkevi Dispanseri yararına Hususî Büyük Bir Programla. 4 biiyük aşkı bir kalbde toplıyan, en büyük heyecanla başları döndüren film Bugün A R Sinemasında SUZANIN ÂSIKLARI (The Affairs of Susan) JOAN FONTAİN GEORGES BRENT'in tek başına bir sanat dünyası olan şaheserleri. tistik Genel Miidürlüğü tarafından yaBir memlekette, iktisadî faaliyet ne] pılan tahminler; daticesi bir yıl zarfınyandıkları kaynaklar Yolcular arasında Şarabcılık da elde edilen safi I ve takib ettikleri me para ütod itibarile, KonKongresi delegelerile Meksiko kıymetlerin riitesi halüıde ifadesine millî gelir denir. Idiye kadar yapilan tetkiklerin sayısı dör I ]onitür Servisinin araştırmalanna birer İlk milli gelir hesabı, 1688 de İngilte | dü bulmaktadır. elçimiz de bulunuyorlar zeyil teşkil etmektedir. Her dört tetkik rede Gregorj' Kir.g tarafından yapümışİlk tetkik, Konjonktür Servisinin ese de; ziraat, sanayi ve ticaret kazanclarıtır. Fakat millî geiir mevzuu hakkındaDenizj'olları idaresinin batı Akdeniz ridir. Konjonlrtür Servisinin hesabları nı, mesken kiralarını ve hizmet erbabıseferini yapan İstanbul vapuru, 290 ki araştırmalar ,araya uzun bir fasıla na göre, Türkiye millî geliri 193334 te na öd«nen ücret yekununu bir araya yolcu ve 450 ton ihrac malı ile dün li girdikten sonra, ancak son zamanlarda 1.149 milyon, 193435 te 1.250 milyon ve tophyarak birer millî gelir hesabı ormsnımızdan hareket etmiştir. Vapurla ehemrriyet kazanmı^tır. 193536 da 1330 milyon liradır. Bu mik taya koymaktadır. Esasları müşterek olşarabcılık kongresi münasebetile şehriMilli gelir ara^tırmalannın inkişafıa tarm yüzde 30 u ziraat, yüzde 16 sı sa mak'.a beraber, bu t«tkiklerden herbimize gelen esnebi delegeler de gitmiş daki gecikme, naaarlyat ve tatbikat sa nayi ve yüzde 40 ı ticaret faaliyetinden rinin ayrı bir netice göstermeleri; tahlerdir. Delegeler rıhtımda Gümrük ve hasında karşılaşılan güçlüiierden ileri eîde edilmiştir. Adam başma düşen se min payınm genişliğinden, kıymet hüTekel Bakanhğı müsteşan Hulusi Ay geîmiştir. nelik gelir miktarı, 73 ilâ 82 liradır. kümlerindeki farklardan ve bazı mükerkent ve Tekel mensubları tarafından uMillî gelirin birbirine yab£nc: ve gayKonjonktür Servisi, 1936 dan sonra, rer kayıdlardan ileri gelmektedir. ğurlanmışlardır. Kongrenin retsi olan rimütecanLs unsurlardan terekküb etTasnif ve metod bakımından Bulgamillî gelir hesablarına devam etmemişFransız delegesi hareketinden evvel, mesi, rrmhtelif müstehlik tabakaları natir. Altı sene müddetle, bu mevzu hak ristan, Rusya, Japonya ve Finlandiyakendisile görüşen gazetecilere Türkiye zarmda gelirlerin yekciğerinden farkiı daki hesab sistemlerini andıran bu tetkında yeni bir deneme yapılmamıştır. den çok memnun olarak ayrıldığım, birer istimal kıymeti taşımalaıı, bütün 1944 te, Maliye Bakanınrn talebi tiz« kikler, mayiyetleri İtibarile birer milli istihsal brar^larının yaratt:klan safi kongrenin henüz bltmediginl, eksik kırine, Konjonktür Servisi eski müdürü gelir istatistigi addedilemezler. Memlesımlann gelecek sene Atinada yapilacak hasılayı yeknasak bir kıymet ölçüsüne Sefik Bilkur, bir yıl önceki ziraî geliri ketin bü yıl zarfında istihsal ettiği eşya göre değerlendirmek imkânsızlığı ve aykongrede tamamlanacağını söylemiştir. hesablamıştır. Bu hesabda, istatistik ve hizmetlerin değerini belirtmek maknı kıymsti iki defa göstermek tehlikesl, Gezayir delegesi M. Abbo da istiklâligiiç malzemesinin kifayetsizliği dolayısile, sadile derlenen bahis me\zuu rakamlar, ne kavuşmayı bekliyen Ceaayirin. dai nazar.yat sahasmda karşılsşılan 1936 tahmininin esasını teşkil eden ra hakikatt«, gayrisafi hasıla yekununa ma Türk inkılâb tarihini esas Uıttuğu lüklerin esasın teşkil etmektedir. tekabül etmektedir. Bir çok müellifler, milil gelir adı al kamları fiat seviyesindeki yükselişe göre nu söylemis ve sözlerine şunları ilâve Tetkikler esnasında. zaman zaman, kıymetlendirmek zarureti hasıl olmuştında hazırlanan istaüstiklerin iktısadi etmiştir: iktisadî faaliyetin istihsal, inkısam ve tur. Elde edilen neticeye göre, Türklc Türkiyeden memleketime, bir çok bir mana ifade etmiyecekerlni ileri suristihlak safhalarına aid rakamlar kullaşeyler götürebilirdim. Fakat bunlar için müşlerdir. Karl Diehl, 1926 da, milli ge yenin 1943 teki ziraî geliri, 2.620 liradır. 1946 da ise, üç ayrı millî gelir hesa nılmıştır. Bu yüzden, mühim hesab müde seçerek Cezayire götürmcğe karar lir araştırmalarından netice almamıyakerrerlikleri vukua geldiği göze çarpcağmı söylemiştir. b: birden hazırlanmıştır. verdiğim tek şey. sempaüdir.» maktadır. Aynı vapurla giien Meksiko orta elKonjonktür Servisinin eski mütehasAnımon, millî gellr ve servet meİstihsal istatistiklerinde de mühim kiçimfr Vedad Uzgören de, maden ve pet selelerile iktısad ilmi arasında alâka sıslarmdan olan ve ilk millî gelir çarol memleketi olan Meksiko ile memle bulunmadığını belirtmiş ve ferdi gelir lışmalarma nezaret eden Dr. Franz fayetsizlikler vard.ır. Bazı mahsul neviketimiz arasında, her bakımdan geniş mevzuu üzerinde çal:§ümasını tavsiye Eppenstein, 194243 yılına aid bir tah leri hakkındaki rakamlar, münhasıran temaslar sağlamayı hedef itühaz etüği etmiştir. Röpke, mjUi gelir meselesini rr.in yapmıştır. Bu tahmine göre, Türk tahmine dayanmaktadır. Köy ihtiyar ni, bu memleketle siyasi ve içtimaî mü bir tarafa bırakarak, miKi serveti he millî geliri 4.5 ilâ 5 milyar liradır. Bu heyetleri tarafından bildirilen ve idarî nasebetlerimlzin dostça gelışmesi için sablarr.ak daha doğru olacagını yazmış rakanun yüzde 44 ünü ziraat, yüade 16 teşkilât vasıtasile İLstatistik Genel Mütır. GortlOttililienfeld ve Ludwig von 17 sini sanayi ve yüzde 30 unu ticaret dürlüğüne intikal eden istihsal rakamçalışacağıru söylemiştir. larınm sıhhati de münakaşa götürür Aynı vapurla 12 yaşındaki kemanist Mises de rr.llil gelir Istatisüklerini ha geliri teşkil etmektedir. Ayla Erduran da. Parise tahslle git kikate uygun bir şekilde tesbite imkân Şefik Bilkur da, aynı sene İçinde, zi mahiyettedir. Bu v?ziyet Lstatistik Gebulunmadığını tebarüz etünruşlerdir. miştir. raî gelir istatistiklerini genişleterek milli nel Müdürlüğü tarafından da anlaşılmış Fakat nazari güçlüklere rağmen, mem gelir hesabı haline sokmuştur. Şefik Bil olacak ki. ekilen arazi sahasını hektar lcketlerin iktısadi bilânçoları hakkında kur, 194243 mahsul yılma aid millî ge başına düşen vasatî mahsul miktarma scrih bir kaaaat edinebilmek İçin, milli liri 5.5 milyar lira olarak tahmin etmiş çarpmak suretile, ziraî istihsal istatisgelir he&ablanna ihtiyac duyulmuştur. tir. Bu miktarın yüzde 47 sini ziral, yüz tiklerini masa başında nazarî olarak Agır hata ihtimailerl, hükumetleri ve 15 ini smaî ve yüzde 30 unu ticarî bulmak yoluna gidilmiştir (1). Sınaî istihsal istatistiklerinde, 1927 iktısadcıları, millî gelirl hesablamak te kazanclar teşkil etmektedir. Müellifinin Milletlcrarası bü>iik trenler ticarî korfe şebbüsünden alıkoymani'ştır. İkinci Cikanaatince, millî gelir rakamlarınm 7 tahriri esas rutultnuşrur. Köylerdeki ransının ikinci otunımu dün saat 9 da Fran5iz Milli Demiryolları Umum Müdürünim han Harbinden önce, mllll ge'ir lstatls sene içinde takriben 4 misli kabarması. sanat faaliyeti tahmin suretile bulunbaşkanhğmda toplanmış ve teknik mahiyet tiklerini tamamlıyan memleketlerin sa pahalıhktan ileri geîmiştir. Hakikî inkl muş ve devlet himayes; sayesinde sınaî teki çalışmalarma devam etniştlr. yısı otuza yaklaşmak'aydı. istihsalin 1927 denberi muayyen bir nisçaf seviyesl, yüzde 12 den ibarettir. Ayın sekizinde ilk toplantısını yapmış olan II bette yükselmesi lâzım geldiği düşünülOrtaşark demiryolları konferansı da dvin İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından müştür. İktisadî faaliyetin istihsal, inkısam ikinci bir toplantı yapmıştır. Evvelki pLin Semplon ekspresinin hareket tarifesi yeniden veya istihlak safhasını esas tutarak millî hazırlanan ve küçük bir hulâsası 1946 da 1935 millî gelir hesabları, bir baçlanŞefik Bilkur tarafından neşredilen millî ha?.ırlandığı ve trenin seyri müddetinde bazı geliri hesablamak kabildlr. gıcdı. İstatistiklerimİ7.deki noksanları gelir denemesi ise. son günlerde kitab indirmeleT yapıldığı için, Toros ekspresinin belirtmek bakımından, bu ilk tecrübenin Milli geliri istihsal istatistiklerine dade hareket cetvellerinde bir değiîikliğin icab halinde çıkmıştır. İstatistik Genel Müedip etmediğl görüşülmuştür. Toplantıda. tek yanarak Ksbit için, ilkönce, gayrisafi dürlüğüne göre, Türkiye millî geliri 1942 faydası dokunabilirdi. Halbuki o vakittenberi, istatistiklerimizin ıslahı istikanik şartlar inceden inceye tetkik edildikten sosyal hasılayı bulmak lâzımdır. Gayrisonra. mevcud hareket cetvellerinin muhafa safi sosyal hasıla, bir memlekette sene de 6 milyar, 1943 te 8 milyar ve 1944 te metinde bir hareket görülmemiştir. Bi7.5 milyar liradır. Bu miktarın yüzde edüebileceği somıcuna varılrr.ıştır. lik iktisadî faaliyet neticesinde yaratılâkis, 1935 hesabları, dsha sonra yapilan Öğleden sonra delegeler. Devlet Demirycl lan bütün kıymetlerin yekunudur. Millî 45 i ziraat, yüzde 30 u ticaret ve yüzde araştırmalar icin ihtiyac duyuîan maluları Müdirlüğü tarafır.dan kendi'.erine 'oh20 si sanayi gelirinden terekküb etmekEİs edilen otobiislerle. şehrin muhtelif yerle geiiri elde etmek için, bu yekundan is tedir. Adam başına isabet eden yılhk matı temin eden bir mehaz haline gelrniştir. rini ziyaret etmişlerdir. Delegelere İs'.anbtıl tihsal unsurlarının yıpranma payını ve çehrl hakkında gerekll izahatı verınek üze Hansen'e göre vergiler hasılatım çı gelir vsatisi 400 liradır. IV re. İstanbul Belediyesi tarafından hususi me karmak lâzamdır. (1) Türk Ekonomlsi sayı 16. murlar tayir. edilmiştlr. Dr. Eppenstein, Şefik Bilkur ve İstaZiraat Bankası Bülteni, sayı 1. İstihsal sahasmda yaratılan kıymetİsviçre Denıiryolian Genel ler hesablanırken, çck dela, nıükerrer Müdürünün demeci kayıdlar yüzünden hataya düşmek ihİsviçre Federal DemiryoUarı Genel Müdürü timaU belirtmekte ve boşluklan tahve halen şehıimizde toplanmakta olan şimen min yürütmek svretile doldurmak zadifer kor.feransının başkanı M. Paschoud, Anadolu Ajansının bir muharririne şu be ruretile karşılaşılmaktadır. istihsal •unsurlarının yıpranma payını tayin ederyanatta bulunmuştur: „ Büyük Avrupa ekspreslerinin trafikine ken de, İngiltere ve Avustralyamn engel olan güçlükler siyasî nevidendir. Bu milli gelir hesablarını hazırlayan Citrenlerin süratle seyretmelerine pasaport kontrolları, gümrük ve döviz muayeneleri Hn Clark'ın belirttiği gibi, indî takdir mâni olmaktadır. Paristen bu ayın 4 ür.de mecburiyeti başgöstermektedir. kalkan ve İstanbula üç gün içinde varmağa İktisadî faaliyetin inkısam safhr.sı muvafıak olan bizim özel tren iyi bir misaî millî gelir hesablarına esas tutulduğu teşkil etmektedir.» takdirde, lüzumlu malumat. v€Tgi istaKoleraya karşı mücadele tistiklerinden temin edilmektedir. SübŞehrimizde kolera hastalığına karsı açılan jektif metod denilen bu sisteme göre; mücadeleye devam edilmektedir. Saghk Müdürlüğü. mevcud ekiplere yeniden on heş ferdî gelirler yekunu, işktmelerin dat ekip daha ilâve etmiştir. Sağlık Mudürü Dr. ğıtılmıyan kazancları, devletin iktisaFaik Yargıcı. dün hükumet tabibliklerine dî mahiyetteki hizmetlerinden doğan giderek ani teftişlerine devam etmiştir. kıymetler, vasıtah vergiler varidatı ve İşlerinden çıkanlan işçiler hesab muvazençsi bakiyesi bir araya Son günlerde. bazı labrikalarda çalışan iş toplanarak milli gelir rakamları tesbit çilerin, yeni kunılan tendikalardan herhangi Her zaman ve her devirde muhak tazam bir istatistiğimiz mevcud olmabirine girmeleri üzerine, fabrika sahib'.eri ta oiunmaktadır. Amortisman payını indî rafından vazifelerine nihayet verildiğini yaz bir şekilde takdir zarureti, mükerrer kak ki zenginin malı züğürdün sace dığı için onlar kimlerdir, bilmiyoruz. rr.ıştık. Bu arada Türk Tecim Anonim Sos kayıdlar, vergi kaçakçıhğı ve asgarî çenesini değil, kalemini ve dimağmı Ankara cinayetinde olduğu gibi bir tayetesi Kasımpaşa Un Fabrikasında puantör geçim payınm altında kalan kazanclar da yorar. Ama «United Presse» in bu kımlarınm milyonerlikleri, Allah geçinlük yapan Galib ismindeki bir işçinin de alâ dolayısile, sübjektif metoda dayanan işe memur ettiği kimseler de gerden versin, ölümlerinden sonra meydakalı makama başvurarsk, İstanbul «Gıda S.Tnayii İşçileri» ismi altında kurulan tendika hesablarda da hataya düşmek ihtimali çekten zügürd müdürler, zengin mi na çıkıyor. ya. çahjtığı fabrikadaki işçileri yazdırdığı vardır. İngiUz iktısadcisı Pigou, meselâ dirler, bilmiyoruz. O zatlar, zaman za*** için fabrikadan çıkarıldığını iddia ettiğini bir insan hizmetçisi ile evlenirse, süb man dünyarun en zengin adamlarmm Pandit Nehru'nun kızkardeşi bildirmistik. jektif metoda göre millî gelirin azalmış. bir listesini yapar ve umumî efkâra Moskova elçisi oldu Dün. fabrika müdürlüğünden aldığırnız bîr sunarlar. mektubda, puantör Galibin, 3008 sayılı İş gözükeceğini belirtmiştir. Hindistan, bağımsızlığa kavuşunca, K«nununun 16 ncı maddesinin (E) lıkrasına Bu defa da gene bir hesab çıkarmış onun yabancı memleketlerle doğrudan İstihlak safhasmda ise, millî gelir, isuyularak işinden çıkarıldığı bildlrilmektelar ve ikinci Umumî Harbden sonra doğruya münasebatta bulunmasmdan tihlâk hacminin ve tasarruf miktannın üir. Diğer tamftan ögrendigirr.ize göre. CH.P. yekununa bağlıdır. Kanada, Birleşik dünya servetinin büyük kısımlarınm daha tabii bir şey olamaz. Bundan dodeki İşçi Bürosuna son bir hafta zarfmda Amerika ve İsveç millî gelir hesabla kimlerin elinde bulunduğunu testnt layı bütün devletlere elçi göndermek etmişlerdir. on dört işçi müracaat ederek. fabrikalarınüzere hazırlıkta bulunan bu müstakil dan çıkanidıklarını bildlrmişler ve buna, rında, istihlak hactni de dikkate almdevlet, Moskovaya da sefir olarak BaşBu listeye göre, eski listelerin de biSendikalara aza yazılmalarının sebeb oldu maktadır. rincisi olan Haydarâbâd Nizami gene vekil Pandit Nehru'nun kızkardeşini gunu ileri gürmüşlerdir. İktisadî hayatın istihsal, inkısam ve başta gelmektedir. O mübarek zatm se seçmiştir. Hindin zeki ve kültürlü kaFakir talebeye ayakkabı dağıtılacak istihlâk safhaları son dereoe karışıktır. nelik'iradı 50 milydn dolar tutmakta ve dmı pek yakında Sovyet başkentine haYüksek Tahsil Gencüğl Yardım Derneği, fakir ilkokul talebelerine Kurban bayramın ttatistik tatbikatmın ileri bir tekâmül servetinm umumî yekunu ise 3 milyar reket edecektir. da ayakkabı dağıtacaktır. Demeğin üyeleri, merhalesi arzettiği rr.emleketlerde dahi, dolara baliğ olmaktadır, Fakat bu kailkokullara giderek fakir talebeyl tesbite baş ır.ill î gelir tetkiklerinden sıhhatli bir ne dar zenginliğine rağmen Haydarâbâd Ni İngiliz sarayındaki basın ataşeleri temıslardır. tice almak hususunda güçlük çekilmek zami hayatını sarayının küçük bir odaKralın, kraliçenin, Veliahd Prenses Bir soyguncu yakalandı tedir. smda ihtiyarlıktan doğan hastahkıarile Elizabeth'in hayatı, sıhhati hakkında Aslen Konyanın Akşehlr llçesinden olup 6 başbaşa geçirmekte ve hizmetinde bu icab ettiği zaman gazetelere malutnat m ay önce şehrimize gelen 34 yaşında Lutfi lunan insanlara daima ayda 20 dolardan verebilmek için İngiltere Krallığı saraKaya adında bir şahıs, Osküdar ve KadıTürkiyede, millî gelir hakkında şimfazla masraf etmemelerini tavsiye et yında iki basm ataşeliği ihdas olunköy havalisinde müteaddid «oygunculuklat yaptıktan sonra yakalanmıştır. mektedir. muştur. Bunlardan birine Yüzbaşı RiSes müsabakası Dünyanın ikinci zengini 1 milyar do chard Colvilîe, ötekine Mis Diana LjttEn Son Dakika gazetesi tarafından tertlb lar servetle otomobil fabrikaları sahibi leton taj'in edilmişlerdir. Yüzbaşı Riedilen ses müsabakası bu ayın 16, 17 ve BAYANLARA müteveffa 'Henry Ford'un yeğenidir. chard, şimdiki İngiliz Kralma vaktile 20 nci günleri Taksimde Maksim salonunda Üçüncü zenğini ise 600 milyon dolar bahriyede talebe iken hocalık etmiş olan üç konser halinde yapılacaktır. Konserleri ÎNGlLİZ DORMEUİL halk da dinliyebLlecektir. servetle müteveffa Rockfellerin oğlu bir amiralın oğludur. Mis Diana ise MANTO Meşhur İtalyan viyolonisti dur. harbde evvelâ tayyareci olarak çalışmış, Pina Carmirelli Bu üç zengin içerisinde parasının bir sonra hariciye hizmetine girmiş ve MisTAYYÖR Paganini ve Stradivarius beynelmilel mükısmını hayır tesislerinde kullanan tek ter Churchill il« birlikte bütün siyasî sabakasmda birinciliği kazanmış olan meşhükmî şahsiyet Rockfeller ailesidir. Av konferansîara iştirak etmiştir. ROPLUK Kumaşlari hur İtalyan viyolonisti P. Carmirelli Ankara rupa, Asya ve Amerikadaki hastalar, *** ve İstanbulda orkestra refakatinde konser ve Satışa Çıkarıldı. fakirler için şimdiye kadar 15 milyon resitaller vermek üzere önümüzdeki hafta Manş denizini 14 saat 46 dakikada içinde şehrimize gelecektir. dolarhk bir yardımda bulunmuştur. yüzerek geçti JBir nahiye halkımn şikâyeti 1 Dördüncü zengin, Holanda Kraliçesi Peru'lu bir atlet olan Caprio son hafBakırköyür.e bağlı Mahmudbey bucağı ha .Wilhelmina'dır. Bu kadm hükümdarm Sultanhamam 11 13 ta zarfında Manşı 14 saat 46 dakikada kından bir grup dün idaremize müracaat servetinin yekunu da 175 milyon dolarTel: 22974 ederek nahiye müdürlügü binasmda tahriyüzerek geçmeğe muvaffak olmuştur. dır. O da Haydarâbâd Nizami gibi gayet bat yapıldığından, hayvan beslendiğinden ve Caprio'ya bu seyahati esnasında bir ismütevazı ya=amakta ve lüzumsuz yere arpa saman toplandığından, köylerde şidtimbot refakat etmiştir.. Mısırlı Fehmi detli bir »urette tavuk vebasının hüküm rürpara sarfetmekten çekinmektedir. ••• B U G Ü N • • M beş Ataullah ve Danimarkalı Madmazel Elsa mekte oldugundan şikâyette bulundular. Bu Sırasile diğer zenginler şunlardır: İniddiaların doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Anderson da bir rnüddet evvel bu tegilterede Ellerman 150 milyon dolar, Öğle ve Akşam Yemeklerinizi Tahkikat yapılmak üzere kaymakamlığın şebbüse girişmişlerse de çıkan fırtına Westmmster dükü 120 milyon dolar, Isdikkatini çekeriz. yüzünden başarı kazanamamışlardı. SARIYERDE panyalı tütün taciri Juan Marck 120 «Büyük Doğu» hakkındaki beraet *** milyon dolar, İsveçte petrol, çelik taciri karan kesinleşti Truman'ın kızı senfonik ve armatör Axel Johnson 30 milyon Yargıtay Birinci Ceza Dairesi. İstanbul Savdolar, Danimarkada A. P. Moeller 20 orkestra artisti cılığınca Türklüğü tahkir ve padişahlık yolunda neşriyat maddelerinden «Büyük Doğu» milyon dolar, Fransada ipek ve ipekli Musiki tahsilini ikmal eden Başkan aleyhine açılıp da İstanbul Birinci Ağırceza taciri Jean Gillet 10 milyon dolar. Truman'ın kızı Mis Margaret, geçen gün Mahkemesi tnrafından beraet kararile netiBir milyonla 10 milyon dolar arasında ilk defa olarak Filadelfiya senfonik orcelendirilen davayı görmüş ve beraet kara* • • serveti olanlardan bazıları da Brezilya kestrasma solUt olarak iştirak etmis ve rını tasdik etmîştir. Yargıtay Başsavcıljğı, Yı y ın ız. dcsyayı aid olduğu daireye tevdi ederken, da ve Arjantinde bulunmaktadırlar. çalınan parçanın muvaffakıyet kazanmateblignamesinde. beraet kararının bozulmaDaha Neşeli ve Sıhhatli sını sağlamıştır. Gazetelerin musiki müHiç şüphesiz Türkiye de, bilhassa bu sını istemişti. Beylece Necib Fazıl ve esl Olursunuz. İkinci Dünya Harbinden sonra, bir çok nek'.<idleri umumiyetle Mis Margaret Neslihan Kısakürek hakkındaki suçsuiluk hukmü k milyon sahiblsri yeüştirdi. Fakat mun hakkmda iyi hükunıler vermektediıler. İstaıtbul vapuru dün gitti Setıir haberleri 11 Ekim 1947 I IKTISADÎ BAHISLER iLLî GELiR Dr. Feridun Yazan: * « ^ Zavallı Hasib! aslan gibi delikanlının sarhoş bir serserinin bir tek bı. çak darbesine kurban gittiğini dün sabah Cumhurijet'te oknduğum zaman gözlerime inanamadım. Bu satırlan .vazarken vazife uğrunda şehid düşen zavallı Hasibin hayali yaşü fözlerimln önıinde duruyor . Henüz gene olmasma rajmen, şakakIan hafifçe beyazlanan o gür kara saçlı, parlak siyah gözlü, merd bakışlı, geniş omuzlu, heykel viicudlü dclikanlıva acımamak hattâ ağlamamak kabil mi? Dört yıldanberi Vali Dr. Lutfi Kırdarın sivil maiyet polisi olan Hasibi bütün gazetcci arkadaşlar. Vali ve Belediye Reislni ziyarete gelenler pek iyi tanırlar. Aylık basın toplantılarında, her gtin Vilâyet Te Belediyede, Valiyi görmeğe gelen arkadaşlan, o, güler yüzile ve tabiî nezaketile karşılardı; hcrkese iyi muamele ederdi. O kadar ki lkide birde nakdî yardım istemek için, Vilâyet ve Belediyeye musallat olan yaygaracl, sarhoş profesyoncl dilencileri bile dairelerden nzaklaştırırken gene nezaketten ayrılmazdı. Onun bu gibilere karfi naıik muameleslnde, öyle vakur, öyle kndretü bir hal vardı ki bunlann en yılıçık, en şamatacı, en asıljan ve en küstahlarını bile, elini dahi sürmeden, itaate mecbnr ederdi. Galatasarayın sporcu genclerinden biri olan ve uznn jnllar amatör güreş yapan Hasib, Vilâyet ve Belediyeyi gık sık iz'aç eden ba gibi musallatlara kar^ı, hiç bir zaman bedeni ku\vetini kullanmak zorunda kalmamışlır. Pehlivan yapılı vücudünden ve sevimli yagiz çchresinden öyle bir merdlik, öyle bir karakter kudretl taşardı ki «rica ederim, herkesi rahatsız etmcyin, çıkın!» dediği zaman, odacılarr., hademelcre, kapıcılara direnen ve bagirıp çagiran bu gibi adamlar «peki ağabeycim!» diye yumuşar ve kuzu gibi çıkar giderlerdi. Onun benliginden kuvvet, cesaret, azinı ve irade fı^kıran bu hali o kadar hoşuma giderdi ki, Hasib. derdim. ne olurdu. tahsilini yanda bırakmayıp Harb Okuluna veya Bahriye mektebine girseydin de bir subay olsaydın. Ne iyi, ne kahraman bir asker olurdun. Kader ve kısmet böyle imiş cfeadim, derdi. Onun tam bir tevekkülle inandığı kader ve kısmet böyle Imiş; sarhoş bir serserinin bir bırnk darbesile vazife ba;mda şehid olmakmış! Bu kuvvetli, haluk, nazik ve cesur delikanlının Valinin gözü ve otomobili önünde öldürülmesi gibi bir facia karşısinda kabadayılık, sarhoşluk, esrarkeşlik, serserilik gibi içtimai jaralarımıza ve bunlann dogurduga cinayet salgınına karşı kanuni. adü ve idarî esasü tedbirlcr ve çareler almak lüzumu. kat'i bir zaruret olmuştur. Zavallı Hasib. bu içtimaî yaralanmıTin ilk ve son kurbani dcğildir. Hasibin hazin ve feci akıbcti, bir görünmez kaza şcklinde, her Tatandaşın başında do ' laşmaktadır. Tramvayda, vapurda sarhoş ve hattâ ayık bir kabadayının ayaftına bastıgınız takdirde bile. bir bıçak darbesile yere serilmeniz. artık her gün gazetelerin zabıta haberleri sütumınn dolduran hâdiseler nev'inden olağan bir iş haline gelmiştirler. Ergin Demiryolları Kongresinin dünkii ofurumu Bugünün en zengin adamları kimlerdir? Toplayan: A. H. R. Ticaret Ofisinin Amerikaya sipariş eltiği 1500 ton tenekeden mühira bir kısım yol» çıkarilmiîtır. 1500 ton tenekc geliyor İstanbulun plânlı bir sayfiyeyeri Idealteçe imar sahasımn kısa bir zamanda şayanı hayret bir dereced« rağbet ve şöhret bulmuş olması sebeblerini izahtan evvel şahsî, nıünferid hareketktle teşekkül etmiş yazlık kartiyelerden bir kısmımn daha şimdiden vasfını tamamen kaybederek keşif birer mahalle haline girdiklerini hüzünle görmemek rnümkün değildir. İdealtepe sahası bu gibi akıbetlerden mülhem görüş ve düşünüş ile büyük bir anonim şirket marifetile plânlandırılmıştır. idealtepe esasından Marmaranın v«. istanbulun tabiî ve tarihî güzelliklerinin görünüşlerine sahib ve bu eşsir panoramaya tamamen hâkimdir. idealtepe ersaları, birblrinin güzel görünüşlerini kapamıyacak bir şekilde plânlı olduğu için parsellere geniş cepheler verilmek suretile otomohil gibi vasıtaların bahçe içinde dolaşabilmesi de temin edilmiîtir. idealtepe şimalini kapayan dağaklar, Isviçrekârî birrr dekor teşkil etmekle beraber ferahlık verici, insarjın her türlü yorgunluklannı dinlendirioi havasma da bir ılıkhk ve yumuşaklık temin etmiştir. Denizlerinden gelen iyodlu rüzgârlar da sağlık kaynağıdır. Ideeltepe arsalarmm Marmara denizi, tren yolu istikametinde oluşu ve Bağdad caddesinin her iki cdhetinde bulunuşu itibarile yapilacak villâlara maddî bakımdan da büyük kıytnetlar izafe eder. Idealtepeı sahası tnemleket ufuklarmdaki müşahedelerden mülhem ileri bir ikamet seviyesine göre neş'e ve eiğlence tesislerile plânlı plâjlar sitesidir. Ideaîtepedeki yapı işlerinde iyi ve tam bir netice temini maksadile yapılmakta olan fabrikanın inşaatı hitam bulrr.akla buralarda dünden itibaren evkr yapılmasma başlanılmıç ve bundan evvel inşaatlan bitmlç !>Isnların da taksitlerle satışlarına k«var verilmiştir. Küçükyalı ilerisinde Bağdad caddesinde idealtepe otobüs dursğıada 85 beyaz köşk. Ögloden evv«l, Galata Büyük Tünel Han No. 8. STOK'da CANLI BALİK'ta