25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET lUllUllllllllliHUHIliillIİİIIIIİIlllMIIINIIHIUllHIIHIllllSIIİIIIMIll 16 Ocak 1947 E DEBİ Y AT HEM : NALINA MIH1NA Yusuf Amerikada Yazan: İsmail Habib Sevük Koca Yusufun, hepsini birer hamlede ki : «Bır aralık başım Yusufun Ud eli arayenmek suretile, karşısma çıkacak frenk sma sıkıştı. Beynim kafatasımdan fırlıpehlıvanı kaİmayıp Türkiyeden getirü yor sandım. Sonra ne olduğunu bilmiyolen Hergeleci İbrahimle yaptığı Türk rum. Bayılmışım. Ayıldığım zaman şausulü yağh güreş de berabere neiieelen şırakaldımdı. Kendimi sirk üstünde sadikten sonra, artık Avrapadan dönmeğe nırken baküm ki bir yataktayım.» hazırlandığı sırada kendisine Amerika *** için parlak teklifler yapıkr. O ki fakir Yusufun Avnıpa ve Amerika güreşlebir Deliorman köylüsüdür, tabiatile pa ri zamanında, Londrada doktorluk stajmı raya zâfı vardır, fakat ona o parlak tek yapmakla meşgul olduçu için o güreşleri lifierin hepsinden daha cazibeli gelen bizzat görememekle beraber, pehlivanhşey Amerikada sadeoe «serbest güreş» ğa ve spora aid o adeta kutsileşmiş bağyapacağı hakkındaki teminattı. Mesleği lıhğı dolayısile, bilhassa AngloSakson nin şevki paranm çekiciliğinden de üs matbuatmm neşriyatmı alâkayla takib tiir. eden Behçet Vehbi Bey, Fransızlarca v akıâ Avrupadaki GrekoKomen gü Yusufun nobran bir tip g'bi anılmasma reslerinde de Yusuf herkesi yenmişti, karşılık Amerikada Yusuf hayranlığmm yalnız neye yarar ki bu yenişler hep o perestiş derecesine çıktığını söyledi: ecılar acısı kuvveti sayesinde oluyor; Dinc, genc. ve atak Amerikalılar Yusufyoksa belden aşağı tutulaımyan o yanm ta insan kuvvetinin sonsuzluğupnu görgövdelt güreşi hiç sevmemişti. Şimdi müşler. Çocukluğumuzda, pehlivanlık lâflan Amerikada «tam gövdeli» gureşe kavuçacak. Hem Avrupadan daha fazla para, olan meclislerde kulak kabartarak, Yuhem Avrupadakinden daha ağız tadıle sufun Amerikadan on bin alünlık heygüreş; pehlivanımız Atlantiği aşacak va betli bir servetle ayrıldığını işitmiştik. Muhterem dpktora bunun ne derece pura ka*merli bir sevincle binmiştir. doğru olup olmadığını sorduğum vakit, * * * AngloSakson neşriyatını o zamanlar Onu Amerikaya götüren menejere dagünü gününe takib eden, muhatabım güfca vapurdayken iyi bir reklâm vesilesi lerek: «Ne münasebet, dedi, Yusuf Paçıkıvcr! Yolcular arasmda Amerikahlariste Tom Kanon'un güreşleri çabuk biırm boks sompiyonu da varmış. Boks, o tirmemek için teklif ettiği o altın dizilesıralar, Yenidünyada ' yeni parlamağa rini jıasıl reddetmişse Amerikada da o feaşlamış bir spor. Reklâm olur diye işi huyundan vazgeçmemiş olacak ki oradan «nenejer mi kızıştırmış, yoksa boks şamayrılırken üzerinde sadece sekiz yüz alpiyonu o kimsenin önünde duramadığına tm vBnnış.> ©ğrendiği Yusufu yumruklannm tekniği Menejeri: «Bu altınları beyhude kenBayesinde yere sermek sevdasına mı dtişnıüş ne? Türk pehlivanına boksörle kar dine neden yük yapacaksın? Onları banşılaşması teklif edilir. Boksun ismini de, kaya yatır; sana bir çek alalım; ister cLsmini d« bilmiyen Yusuf bunu Ame Avrupada, ister İstanbulda, ister Bulgarikalılara mahsus bir nevi yumruklu gü ristanda, çeki gösterince altınlarmı banreş zannile safiyane boynunu büküp: kalardan gene tıkır tıkir alrrsm» dediği halde, altmlan elbisesinin içlerine dikip «Peki, tutuşalun» der. bir kısmını da belindeki kemere yerleşBütün yolcular güvertede; hava güzel, tiren Yusuf: «Hayır hayır, der, ben ondeniz u*lu; boksörle pehlivan, gemicilan alnrnıın terile kazandım; onlar bu k r i n hazırladığı mindere çıkmış; Yusuf, gövdeden ayrılamaz.» ellerine takılan acayib eldivene şaşkın Bu sözün ilk yarısı pek doğruya benşaşkın bakarken hskemin çaldığı düdük1« hucuma geçen boksör Yusufun şaka zemlyor: Hangi alınteri, a Yusuf, önüne ğma ilk yumruğu indirdiği zaman, tabi her çıkanı blr hamlede yere serdikten aüle ne yapüacağmı bilmediği için, bi sonra terlemek ne demek! *** zimki kolunu kaldrnp başını sakmmağa uğraştığı sırada, boş kalan 5te tarafından ikinci bir yumruk yiyerek boksör onun böğrüne de yaman bir muşta savunınca hiddetlenen Yusuf: «Te, bu ne biçim şey, güreş mi tutuyoruz, kavga nu ediyoruz?» dedikten sonra «Aİ bir de benden» diye boksörün omuz dalma bir şaplak indirir. Kimbilir elenseyle karışık o ne blçim şaplaktı ki boksör o anda yere kapanmış ve kapandığı yerden kalkamadığı için • nskavt> olmuştur. Bu garib boks Amerikaya çıkar çıkmaz Yu3uf hakkında öyle sonsuz bir reklâma vesile olur ki... *** Onun Amerikada ilk gttreşl en güvenilen teknik pehlivan Rober'ledir. Sirk üstünde ikisi halka takdim edildikten sonra Rober, seyircilere bir övünüş söylevi eyler: «Avrupada kirasenin yenemediği söylenen bu koca ayıyı şimdi sirkten bir çuvaî yükü hallnde Snünüze ataeağım!> Tercüman onun ne söylediğini olduğu gibi anlatmca Yusuf, fazla hiddete geldiği zaman âdeti olduğu uzere, alnının ortasmdaki damar bir parmak gibi kabarmış, rakibine hışımla dönüp sadece: «Bre köstebek!» der demez... Meğer Rober'in dediği doğruymuş, sahiden bir yük çuvalı halinde, fakat tersine çıkan rüya misillu, Yusuf yerine kendini seyircilerln önüne fjrlatılmış buHu. * * * Bu ilk güreşten sonra bir de en son güreş: Rober'in akıbetinden lbret alanlar, seyircilere karşı, Yusuf hakkında öyle hakaretli övünüş söylevleri vermedileTse de hepsi onun ilk hamlesile yenildiği için, nihayet son ümid olarak, Amerikanın »erbest güreş şampiyonu Jenkls'i Yusufun karşısına çıkardılar. Bu güreşin maoerasını, neden sonra Londraya gelen Jenkis, orada bizim Doktor Behçet Vehbi Beye kendisi naklediyor. Şimdi Kahirede Tıbbiye profesörlüğü yapan doktorun anlattığını ben de, ne bir kelime atıp ne bir kelime eklemeden, olduğu gibi naklediyorum. Jenkis der Yusuf Amerikadan La Bourgogne (Lâ Burgonyi) vapurlle dönüyor. 1898 bahan. Vapur, ondan yıllarla sonra meşhur Titanik transatlantiğinln başına geldiği gibi, Okyanusta blr btız dağma çarpar. Fakat Titanik yolculanndaki soğukkanlılık ve intizamın aksine, La Bourgogne faciasında, vapur daha batmadan yolcular canhevlile birbirini öldürmeğe başlamjş. Birkaç dakika içinde vapurun batmasile bir çoklan gibi Yusuf da denize düşer. Onüne raslayan iri bir sandala iki elile yapışb. Tklım tıklım dolu sandaldakilerin çoğu memleketlerine dönen ttalyan muhacirleridir. Yusufun yapışmasile sandal blr ballna çarpmışçasuıa sallanmağa basladığı vakit sandalın içinl bir çığlık kaplar. Herkes yapışan parmaklara saldıriyor; hayır çözmege imkân yok. Yolculardan birinln baltası varmış. Küt... Parmaklar kesildi. Zavallı pehlivan bu sefer sandala kollarile asılır, balta kollarmı da kesînce... Hanl Amerikadan ayrılırken elbisesinin içine yerleştirdiği altınlar için «Onlar bu gövdeden ayrılamaz» demişti. Meğer ne doğru söylemiş. Altmlan ondan aynlmadi: Yeryüzünde hlç kimsenin bükemediçi bilekleri büe keskin bir baltayla'o gövdeden ayrıldığı halde. tsmnil Habib SEVÜK ALAY Haftalık Siyasi Mizah Gazetesi Bn.hafta: Zekeriya Sofrası Bugün Çıktı. HARMAN SONU SUZAN YAKAR İSMAİL DÜMBÜLLÜ ŞARK'ta son günler AV ASK ve DENİZ SENFONISI Av, Deniz, Balıkçıhk, Otomobil; Tayyareeilik ve Turianden bahseder 11 inci sayı, zengin bir muhteviyat ve nefîs bir baski ile çıktı. 3 haftadanberi bütün Istanbulun gözyaşlarile alkaşladığı uzun yılların en güzel fihni # «The Constant Nymph» CHARLES BOYEB JOAN FONTAİNE ALEXİS SMITH BRENDA MARSHALL'ın Gözlerde parhyan dudaklarda solan bir aşktan . . . Derin bir gönül sızısuıdan yarattıklan şaheser. Birhafta daha A R ' da göslerüecektir. KAZABLANKA'nın asil ruhlu sevgilisi... MARSİLYA GEÇİDrnin çelik iradeli kahramanı... ALKVLİ DUDAKLAR'ın ateşli âşığı HITFHREY BOGARTın MARY ASTOR ile çevirdiği yılm en heyecanlı filmi Bu Aksaın LALE'de PÂSİFİK BU AKŞAM: KAHRAMANI Yılnı biribirinden güzel iki filmi «ACROSS THE PACİFİC. Büyük bir kahramanlık, derin bir aşk, sonsuz blr ıstmb filmL. Kadıköy SÜREYYA Sinemasında 1 Z A F E R CEYMİS KAGNEY M A R Ş I CON LESLİ "1 2 K İ M S E K U R T U L A M A Z CORC BRENT BRENDA MARSHALL Yakub Kadrinin gitgide bir destanl ••»•««•^m~ Y a z a n : • • • • • • • • • • • • • • • • • • • ı ! Atatürke dair birkaç dans hallne girlyorDün yakalanan katil, kıs ay evvel çıkmış olan ,'titabı (1) münasebekançlıktan ne yaptığım tile Nadir Nadi bir«Baslangıc» ı takib kaç gün evvel kendi bilmediğini söylüyor eden fasıllar çunsütununda bu eserin sekır senedenberi selerek ortahğı aydınlatnıağa başlayı lardır: Kahramanhğı, Dâhiliği, Devlet Bir kaç gece evvel Samatyada bir ku bu mevzu üzerine yazılmış ilk ciddî şının hikâyesidir. kuruculuğu, Milliyetçiliği, Askerliği, InBurada yirminci asır edebiyatımızın sanhğı. «Başlangıo faslmdan «Kahralübede. Sabahat Coşkun isimli bir kadı eser oluşunun içtimaî ahlâk bakımmdan en cazib problemlerinden birile karşı manhğı» faslına geçince okuyucuda bir nı bıçakla öldüren ve misafiri Süleyma hazin manasını tebarüı ettirdL Şüphesiz Atatürkü methetmekten, Al karşıya bulunuyoruz. Yakub Kadri bir nevi sukutu hayal hasıl oluyor. Muharrlr nı da aynı bıçakla yaralıyan işçi Mustafa Erol, kaçmıştı. Evvelki geceyarı<;ı, c ina laha, Jüpitere benzetmekten artık men septik midir? yoksa bir mistik midir? ilk fasılda tarihin ufku üzerine milll ycti işlediği kulübe civarında bir aşağı faat gelmiyeceğirü düsünenler veya bir Realist mi, yoksa idealist midır? Şurası kahramanın o kadar muazzam ve o kabir yukan dolaştığı görülen Mustafa hata yapmak korkusunu duyanlar mev muhakkaktır ki Yakub Kadri idealizmin dar muhteşem bir gölgesini tersim ediRumanya, Birlnd Dünya Harbinde Erol, yakalanmış, zabıtaca dün öğleden cuddur. Fakat bütün cihanın hayranlığı kanadları üzerinde mistisizmin zirve yor ki, okuyucu bu gölgenin sahibini he Rusya ile işbirliği yaparak Merkezi sonra Adliye dairesine yollanmıştir. Sul içinde yaşamış ve gözyaşları arasında leri etrafında uçmağı bildiği gibi, bazan yecanla ve merakla bekliyor. «Kahra Devletlere karşı 1916 ağustosunda harbe tanahmed üçüncü sulh ceza mahkeme ölmüs olan büyük Türk kahramanı hak septikliğin ve idealsizliğin uçurumların msnlığı» faslı bu heyecanlı merakı tat girmiş; mağlubiyetln eşlğinde bulunan since sorguya çekilen suçlu, memleketi kmda şimdrye kadar ciddî eserler çık da yuvarlanmaktan da zevk alır. Realizm min edecek kuvvette değilddr. Belki Rusyadan pek az yardım gormiiş ve olan Taşköprüde karısı ve beş çocuğu mamış olmasınııı sebebi belki sadeoe kelimesi en kültürlü bazı şahısların ka Mustafa Kemalin pasif kahramanhğı, Rumen ordulan tistüste verdiklerl meyfasmda bile biraz materyalizm manasını yani felâket ve ıstırab karşısmdaM me dan muharebelerinde majlub olmnşlar, bulunmasma rağmen istanbulda bu iki dalkavukluk ruhu da değildir! çocuklu dul kadınla üç, dört yıldanberi Atatürkü yakından bir takım taşımaktadır. Burada kaydetmeliyiz ki, taneti üzerinde fazla durulmuş olması bu Ruslar aşagı yukan seyircl kalmışlardı. yakından alâkadar olduğunu, Sabahat orta idrak sahibi kimseler vardır ki bu Yakub Kadrlnln realizmi, bütün manevî intıbaı veriyor. Bereket versin «Dâhili Bükreş de dahil olmak fizere memlekeCoşkunu, vaka günü kulübeye misafir dâhinin gözleri kamaştıran kalvraman kıymetlere hakikî mevkilarini vermesini ği> faslının son sahifeleri Kahramana tin dörtte üçünden fazlası işgal edilml? gelen tanıdığı Süleymandan kıskanarak, ve ilâh taraHle zaaflardan azade olmı bilen geniş ve zengin bir realizmdir. kendi hakikî eb'adını iade etmektedir. ve Rumen ordusile hiikumeü, Seret nehhiddetle «artık hangisini yaraladığım yan insan tarafuu bir türlü kafalarında Septikliği dahi bazılarınınki gibi mu Fakat bize 3yle geliyor ki Atatürkün ri boyunda bir köseye sıkışıp kalmısh. bilemed'ğini> söylem.şür. Hâkim Tahstn telif edemediklerinden, bir takım zıd zaffer ve müstehzi septiklik değil, müş dâhiliği hakkında da Yakub Kadri gibi TtörtVi İttifak devletlerl, Sovyet Rusya Okur, sorguya çektiği suçlu hakkında fikir ve duygu içinde çırpınmaktadırlar. teki ve mustarib bir septikliktir. bir muharririn kalemi bize daha dolgun İle banş imzaladıktan sonra, mağluh Rutevkif müzekkeresi kesmiştir. Baa yü!tsek kabiliyetli fakat çok haIşte Yakub Kadrinin kitabında garbın sahifeler verebilirdi. manya da 1918 mayısında bir banş andrü şahsiyetler, büyük kahramanın de bütün menfî cereyanlarına k«ndini kaplasması imzalamıs; fakat gene işgal n\~ •Devlet kuruculuğu> faslmda tek fırhâsıru bütün şümulile kavramış olmakla tırmış bir Türk gencinin ruhunda bile tmda kalmıştı. Almanya ile müttefikberaber, Atatürk devrinin nimetlerin suursuz bir halde mevcud bulunan vatan kalı rejimlerin meziyetleri ve «Milliyet lerl, 1918 sonbahannda mağluh olduklanı çiliği» faslında da Atatürkün tarih naden liyakatleri dertoesind* istifade et sevgisi, milliyet duygusu, İman ihtiyacı, zaman, Rumanya tekrar seferhcrlik il?.n mediklerine zahib oldukları için, Ata meftunluk arzusu gibi his ve emel'.erin zariyelerindeki şümulün isabeti hak ederek Almanlarla Avusturyalılara karşı ya karşı bir nevi iğbirardon doğan kom bir kahramanın lsmine ve şahsma bağ kında ileri süriilmüş mülâhazalar bir harekete geçmlş ve galibler safında ye* edebiyat münekkidinden ziyade hukuk, Terll M&ll&r Pazarlarının bOytli fehlr plekslere galebe çalamamaktadırlar. Bir lanmak suretile nasü iradesiz bir vücude siyaset ve tarih âlimlerini alâkadar eder. almıştı. , lerdekl magazalarımn tekrar açılması İçin de Büyük Kurtarıcıya karşı ruhları sonyenl bir hayat ve yeni bir hüviyet bah «Askerliği> faslı muharririn «cenk sanatyapılan teîebbüsler glttlkçe genlslemekte 1916 dan 1918 e kadar harb sahnesl re çoSalmaktadır. Çlmdikl hnlde en fcuv 6uz ve pürüzsüz bir perestişle dolup taş şedecek kadar dinamik kuvvetler mahivctll tallbler Adanaı Izmlr ve istanbulda tığı halde, eser yazmak için bügilerin» yetini aldığı Atatürk mucizeslnin en canlı kârı» diye vasıflandırdığı dâhinin yetiş olan ve askerî işgal altında kalan Rubulunan üc büyük fabrlkamn »ahlblsrl, ve görüşlerine güvenemiyen çok, pek bir safhası halinde tasvir edilmistir. Bu me tarzı ve tahsil muhiti hakkında şaya manya, tahiî zenginliği sayesinde siiratla nı dikkat malumat ve görüşler ihtiva et kalkınmıştı. 10 yıl sonra yaptığım İlk seIst&nbıU sanaylcüen ve küçtlk sanatlar çok kimseler mevcuddur. Zira Atatürk suretle «Baslangıc» çok defa millî ıstıkooperatlfltrldlr. gibi blr insan hakkında sadece hatırala rabların bir feryadı, milliyet duygusu mektedir. «tnsanlığı. faslmda ise güzel yahatte ve sonraki seyahatlerimde, bu SUırerbaukın da lştlraklle Oç büyuk fabteşbihler, güzel tahliller, güzel tefslrlar memlekette gördtiğüm bolluk ve ucu7İu'< ve kıymetll «lanları r.un Wr terennümü halmi abyor. rlkanm sahiblerlnln Yerll Mallar Fazarla rınl sıralamak var. Ele aldığı mevzular üıerinde çok hayretiml mucib olmuştu. Bükreşteld nnı lçJetmek İçin yapmak lstedlkl«rı flr ehemmiyetsiz olanlardan tefrik etmek İdeolojik macerası anlatılan Türk genket. şMdet'.l ltlrazlarla karjılanmaktadır. için bile ne kadar tarihî, »iyasî ve psi ci muharririn kendinden başka blrl de düşünmüş olduğu anlaşılan muharrir orta derecede lokantalarda bile her t a bütün bu aahlfelerde karşımıza orijinal bak yemek iki klsiyi doyuracak kadar Bu suretle gene Stlraerbankm l?tlraklle yal kolojik malumata, içtimai ve felsefi göğildir. Milliyet duygusunun tesirinl şah bir mütefekkir hüviyetile çıkıyor. Fakat ni3 devlet fabrlkaları mamullerinl utan rüşe ihtiyac vardır. boldu. Bir dilim karpnz istemiştim, kosında bu kadar ştddetli bir surette tec hâtıra hususunda bu kadar hasis davblr nevl monopol teslo edllmla olaeagı ve caman bir karpurnn yansını öniima Atatürk gibi fevkalbeşer bir varlık rübe etmiş bir insanın, • milllyeti inkâr ranmasına okuyucu esef etmekten kenYerll Mallann kaldınlmulle hükumetln güttügU ga^enln ortada k&ybolacagı gözfc hakkında eser yazmak güç bir iştir! eden cereyanlara karşı en ufak sempatl dini alamıyor. Atatürkün şahsına, iti koymuşlardı. Bu bolluk, 1940 yılı babanndaki son seyahatimde de devam edi» nune konulmaktadır kub Kadride yüksek blr ruh asale i olamaz. yadlarma, yaşayışma aid kimbillr, neler yordu. Fakat bir ay sonra, haziran sonKüçük sanat kooperatlflerlnln koyacak tile birlikte güç ve nazik mevzulara Tevfik Fikretin ve Ziya Gökalpm ka biliyor da anlatmıyor, sofra meclislerine lanna doğru, Rumanya içîn felâket çam ları sermayenln bu l*e kUl gelmlyeceğl görUldUgücden bütün sanaylcllerln ljtlı». karşı hususî bir incizab da vardır. «Nur rikatürlerini yaptığından dolayı belki aid ne sırlara vâkıf da söylemiyor, in çaldı. Sovyet Rusya Besarabya ve Şimal klle büyUk blr «lrket kurularak b,alkm bü Baba» zamanı için çok nazik, «Hüküm banları Yakub Kadriye güceneceklerdir. tibamdan kurtulmak mümkün değildir. Bukovina'yı 48 saatlik bir ültimatomdan tün milll sanayi mamullerlnl toptan fl. Gecesi> gayet güç birer mevzu idiler. Fakat tasvir edilen inkisan ha\ ıl o deYakub Kadrinin son eserindeki üslu sonra Lstilâ ve ilhak etmişH. ntla alablleceğl pazarlar teslsl en uygun * * * bu da bildiğimlz sevlmli, munis, ifadeli vir genclerindeki inanmak ihtiyacının olaıak llert sUrülmektedlr Rnmanya, bolsevik Slav emperyallf•• ve ahenkli üslubdur. Yalnız llsan, pek Atatürk gibi bir insana dair bir eser, şiddetinl Ifade etmeğe yarıyor. minin vücut'ünden kopardığı bu parçanadir olarak, «evrenseU gîbi kelimeler Şehir Meclisi bugün fevkalâde ya hisle, ya muhakeme ile veya hâüza Atatürkiin sahneye çıkışı sıralarındaki «komunizma>, «antagonizma» gibi lan kurtarmak için Almanya ile beraber Ue yazılabilir, yani ya bir destan, ya manevî ve ruhî atmosfer henüz bu kabir toplantı yapıyor şekiller yüzünden 1933 tenberi türkçe harbe jrfrdl. Mağlub oldu ve memleketl Şehlr Mecllal bugün toplanarak bütçenln bir objeküf etüd, ya hatırat mahiyetini dar kuvvetli b'r şekilde tasvir edilmemi», mizde husule gelmiş tekâmülü veya rlca Kmlordu iîgal etti. Rumen ordusu, büO fıkrası muclbinc» aylık alan T« «rdedl alır. Bu bakundan denilebilir ki Yakub kurtuluş mucizesine tek»<mim etmiş oblr kaç bln» varaa müteferrlk mtlstahds Kadrinin kitarbında iki avrı eser var lan Atatürkü bekleylş devri bu derece ti takib etmemîş hissinl veriyor. Bir de yük knvvetlerle Sovyet Rusyanm zaferimlnla maaflannın fevkalâde kazanc zam dır: Biri harikulâde bir destan başlan destanî ifadesini bulamamıştı. Işte her aslî imlâlarile birlikte kullanılmış^fran ne yardım etmek zorunda kaldı. Tabil nu v» aynl yardım paıasının kaikması do sızca kehnelerin bolluğu göze çarpmak Rumen hükumetleri birbiri pesiçırn devlayulle. azalmasını önlamet uzere bütçeya gıcı olan mukaddeme veya cbaşlangıo, çeyi mümkün kılmış olan ruhî mudze tan hâli kalmıyor: tacticien, sensiblerie, rildi ve nihayet Moskovanın kukla<!i bir yi anlatan satırlar; konulması tekllT edUen 600,000 küsur 11 diğeri geriye kalan fasılların teşkil «tcompromis, unilateral, camoufle, ego hükumet kuruldu. Şimdi Bükreşin k o ralık t&hslsatın k&buia l«lnl görUfecekUr. tikleri tahlil ve terkib tesebbüsü. Hâ«Gldcceğim, diyordum, onun bayrağı centriqu«, vice, popularite, mythe, fatal, tniinist gazeteleri, memleketimiz aleyHalbukl bunlar, kendllerialn de nttkumet fıza mahsullerine, yani şahs! hatıralara altına, onun bayrağı altına.. ve bu kararı memurlonna yapılan son oamduı lstUade gelince, bunlar muhtelif fasıllarda şuvision, İTieldit*, donne«, intuitlon, ex hinde yazı yazıyor ve Türkiyenîn mürverirken g^ne ilk defa olarak dinl menteciler ellnde bedtiaht ve ncrisan M> halerlnt beklemektedlrler. trSme... vesaire... raya buraya serpiştirilmi» bir halde kıbelerin naklettîkleri korkunc şehadet yat yasadiğinı îddia ediyorlar. Şimdi Istanbul ılse ve orU okullanndakl yar. rakalarınin tadını, güzelliğinl anlıyordımcı bgrrtmenler de bu zamlardan îstlfa dirler. «Sürgün» deki fransızca kelimeler'.n Ifıtfen dünkü gazetelerds çıkan çu telde edememekle m&gdur kalmı«lardlr. Bua<Başlangıc> vatan edeblyatımıznı şa dnm. Bir iman yoluna ateşte yananların, ıre fransızca cümlelerin me'bzuUüğünö graft okuyunuz: lar da naklanm latemekte<Urler, heserlerinden biridir ve henüz yazüma eti cımbızla koparılanlarm veya bir çar zah için bir dereceye kadar edebî seBükreş 14 (a.a.) Bükreş tam bir mış olan Atatürk destanuım başlangıct mıhta gerilenlerin veya HUseyin gibi Mr bebler bulabilmiştik, Burada mucib se haftadanberi ekmeksizdir. Moldavyada Teknik Universite Rektörü Kerbelâda susuzluktan can verenlerin bebler bulmak daha güç. Yoksa sefir son 15 gün içinde 38 kişinin soğuktan ve sayılabllir. Ankaradan geldi Destan! Atatürk bütün ömrünee bunu yiiriindeki merdane sükunetle semavi beyefendl hakklmızda diplomatik mu açlıktan Sldüğü söylenmektedir.> Teknik ünlverslte B«ktörtt Ord. Prof. tebessümün strn artık bana da ayan ol hiüere menusb zevat kadar lisanî maluBlr rahire arabarı, petrol kaynaği olaa Tevflk Taylan. Ankaradan pehrlmlae dön Türk edebiyatından bekledL muştu. Gidecektim, onun bayrağı altına matımızı yüksek zannetmek teveccühü .e yakacak bol ormanlara sahib bulunan müştür. RektOr blr arkadaşımıza demlsYakub Kadrinini kiUbında da zikredi gidecektim. tlr kl : bu mesud ve müreffeh memlekette, şimnü mü besliyorlar? len, fakat bize henüz hiç kimsenin tam Ankaraya yenl te«kllftt kanunu İle olarak tasvir etmediği meşhur Çankaya di halk açlıktan ve soğuktan nliiyor. Bu t Bir hakikate varış, nîce yüksek Bütün bunlar eserin ikinci tab'mda Ünlierslte kadrosunu götürdüm. M11H Evaziyet karşısında Rumen milletine acığltlm ve Mallye Bakanlıklarlle temasa gec Bofralarından birinde Atatürk, şair Meh. adamlarımn kaybohıp pitükleri bu dola nazarı itibara alınıp halledilebilecek hu mamak ve zavalh Rumanya demetnefc sık ve çaprasık, bu engin ve karanlık med Emin Bey« hitab ederek: «Şairtıkten sonra kanunU ve kadıolan BUyUk suslardır. Mühim olan, bir çığırın açılkabil mi? MlUet Mecllslne sevkeUlrdik. Ştmdl Mec Een, yaz bakalım Istiklâl Mücadelesinin Insanlık âleminde kendine en doğru se mış olması. Usten çıkmasını bekllyorua.» destanını> demişti. Bir müddet ionra' lâmet yolıınu boiuş, demek ki bu kaTürk edebiyatma nice hazineler verTeşekkür îzmir sâri hastalıklar hasdar kolaydı. Kaç yıldır. kimbilir kaç Heybeli sanatoryomuna 8 lira <Nasü gidiyor destan?» diye şaire bir vöz miş olan Yakub Kadrinin kalemi Atatürk tanesindeki veremliler aduıa bir çok imdld kitab arasmda, bln mihnet, Mn ikinci defa bltab etti. (Şair Mehmed ücretle hasta almıyor E^ınln Bey bunları bizzat yakın bir dos lhtilâe ve bln hnmma İle beyhude yere destanının da başlangıcını verdi ve bir za ile bana mektub yazan aziz yurddaşHeybelladad* yenl açüan 250 yataklı luna naklederken banr bulunmuştum.) aramakta olduğum sefer plânınt nihayet dehânın tahlill yolunda Uk adımları attı. laraverem pavlyonuna, günde 8 llr» ücretle Hakkımdaki sevgi ve teveccühünüze şu kısacık gazete yansında okuyup bel Artık destana devam etmek ve tahlillehasta kabulüne bajlanmı$Ura Müracaat e ikinci defasından tonra şair pek çok ri ileri götürmek bizim neslln, yani Ata teşekkür ederim. Bir gazeteci sıfatile salemiştim... heyecanlando, gurur r e iftihar duydu, denler slraya t&bl tutulmadan bastaneye türk neslirün yazıcılarma ve bilginlerine deoe vazifemi yapıyorum ve yapmakta Atatürkün emrini bir resmî siparis t e kabul edlleceklerdlr tşte mehib Irtifalarm rüzgârlan kulak düşen bir Sdevdir. devam edeceğlm. Cümlenize sağlık dilelâkki «tti v« yakın dostlarına bu bülanmda uğuldamağa, işte duyulnuunış Ankara N^wYork hava AdileAYDA rim; aaygüar. yük ise başlamış olduğunu faaber verdd. bir kahramanlık senfonisinin orkestrası seferleri başbyor Fakat çıka çıka, Atatürkün ölümün içerimde çalmağa başladı... Yürüyüşiim Blr müddettenberl hazırUklan y»pıl*n (1) Remzi Kitabevi Ankara . NewYork eksprea uçak seferlerl den aonra <Aniara> ismindeki küçük manzum kitab çıkb. Çok aıil, gok ber3 fubattaa ltlbaren baflıyacak ve bu teferler 44 klflllk uçaklaıla yapılacaktır, Bu rak bir ruha, kuvvetli blr ldealizme ve seîerlere t&hala edllen uk us&k, bu ayın 31 oldukça eplk görüslere malik olan AKŞAM : Yerli Filmcilik Tarihimizde Yeni Bir Devir Başlıyor ! lnde Ncw.Yorkt&n hareket «deoek Te ayın bu çok hürmete şayan insanın aanat lkUlnde Ankarada bulunac&ktır, Ankaı» . taran zayıftı. Zevkle... İftiharla... Gururla seyrederek ağhyacağuıız ve alkışlıyacağınız... Fedakâr» Kıymetli NewYork seferl 25 ıaat lüreoe'ktlr Beya.sar.atkârlarrmmn elbirliğile yarattıklan: Atatürk büyuk bir destan fairi yetıat Ucrett olarak 550 dolu tesbtt' «dll. mlstlr. Üştirmek için Milton'un ve SfaaiesTetkik aeyahatine giden ve seya peare'm memleketine hükumet besabına kabiliyetli genc şairl« bile gönderdi! hatten dönen doktorlarımız Tıb Pakültesl doçentlerlnden operatur Fakat hayatında destaa denihneg* lâDr, Ado*n Uraz gOgtts bastallklan oerraM yık bir şey göremedl Belki âm destan slne d»lr tetklklerd* bulunmtt üzere A yazmak zamannnızda şairlerin lnhisarı mertkaya hareket etml$tlr ohnaktan çoktığı için] Blr müddettenberl Avru'paıU tetkik leya. Atatürk ile NapoleOn ban cflıetlerden hatlnde bulunan operatör doçent Dervl» Manlzade d« avdet ederek vaztfeslne Mw iki zıd âima teşül ederler. Napoleon lamıştır. Fransada demokraaiyi yıknuş, Atatürk Italyadan bir ticaret heyeti geliyor Türkiyede demokrasinin temellerini atItalya Ue aramızda blr ticaret v» ödeme mıştır. Napol^on Fransayı neticesiz bir anlafman akdl İçin Bge TapurUe blr Ital emperyalizm macerasına sürüklemiş, yan tlcaret heyetlnln memleketlmlze gel Atatürk Osmanlı Padtşahiarının empermesl beklenmektedlr. Heyet Ankaraya gl yalizmini tasfiye etmiştir. Bununla bederek görugmelere başlıyacaktır. Hüiume. tlmİE »Lmdlkl halde ttalytKUuı yalnıa pa. raber Napoleon ile Atatürk arasında muklu mensucatla jrfln re pnnuk lpllftl memleketlerinin siyacî ve askerl tan v« şerefirü azami derecede yükseltmiş ollthall İçin dövla vermektedlr. mak baktmından müşabih noktalar da Afyonlu genclerin folklor gecesi mevcuddur. Onun için bu İki dâhiyi birŞehrlmlsde yüksek tahsUe devaoı »tmekt« olan Afyonlu gencler 18 ocak eumartesl birin* benzetmek busbütün yanlış olaafcjamı TokaUıyan aalonunda *ab*Iuı k*dar devam edecek olan blr folklor gecesi Fransız edebiyatında Napolion'un destertlb etmlşlerdlr, Bu münasebetle Afyon dOğünlerlnl tarlhi elblselerle c&nlandırm&k tanî aimasını çizenler Stendhal gibi romancılar, Edmond Rostand gibi piyes İçin Afyondan blr eklp getlrumlftlr muharrirleri ve Beranger gibi halk şarKonservatuar çehir koro konseri kıcılan olmuştur. Nitekkn bizâe de AtaŞehlr korosu koro »efl Muhlddln Badak türk destanının ilk s&hifelerini yazmak ldareslnde İlk konserlnl 2 0 ocak posart««t günü aaat 19,30 da Dram tlyatroeund» Yakub Kadri gibi bir romancıya nasib verecektlr Programda Haydn, Schubert, oldu. «Atatürk> kitabının mukaddemeSchumanQı Mendelsshon'un Ekrem Besld sinl derin bir milll beyecan duymadan Heyla türkçeye çevlrdlgl Brahms ve A. ve büyük Milll Kahramana karşı hayreusky'nln eserlerl ranlık, minnet, sevgi duyguları baştanbasa tazelenmeden hiobir hakikl TürMetresini yaraladı VeTada. Seyld Omer mahallealnüı Veslr kün okuyabileceğini zannetmiyorum. caddeflnde 4 numaralı evde oturan Httae. Atatürk, Istiklâl, Inkılab mevzuları ve yln adında blr genef kıskançlık jruzUnden üzerine yazılmış yazüarda görülen tarzçıkan blr kavga sonunda metresl Kmlneyl dan ne kadar farklı bir tarz! Tantanalı mubteltf yerlerlnden bıçakla yualamıştır. tumturaklı cümlelerden Emlne, Oureba hastaneslne ksJdınlmı», tabirlerden, uzak n« kadar dinlendlrioi bir üslub! Büseyln yakalannuftır Sinemalarında birden Yakub Kadrinin kahramanı için MÇBabahk refikimiz 37 yaıında Konyada çıkmakta olan cBabalık» ( « . tiği sahne ne tarih sahnesidir, ne d« bir D İ K K A T : Numaralı koltuklar bu sabahtan itibaren satılmaktadır. eeteal 37 yaşına basmistır. ReflklmlEl teb muharebe meydanı. Bu sahn* Türkün rlk eder kendlslne başarılar dUerl». ve Türklüğün ruhudur. Onun içindir ki Filmin uzunluğu yüzünden seanslar her gün 2.15 4,30 6,45 ve 9 da muharrir Türklüğün az çok şuurunu Bugünkü konferans Haslm Nahld BrbU tarafındaa bugün temsil «den münevverler zümresine eaat 1/.30 da EmlnönU Halkevlnde Mark mensub bir Türk gencînin felâket günANKARALILAR: Bu film pek yakında Y E N İ ve •lzm mevzuunda blr konTenuu varllecektlr. lerindeki ruh haletini tahlil «tmek ve AR K ideolojik simasını çizmekle işe baslıIstanbulun iman 1ZMİRLİLER t film pek yakında ELHAMRA ve YENİ Ş!*U Balkevlnden: yor. <BaşlangK> Türklüğün siyasi ufku 171947 cuma rOnO saat 18,30 da kadar Türk ferdinin ruhunu da koyu Smemalarmda birden RosterflecekHr. Halkevlmlzde muharrlr Bay Abldm Dav'er zulmetlerin kapladığı bir sırada «Mustarafından ftstanbulun İman) mevzuunda' blr konferans verllecektlr, Berkes geleblllr. tafa Kemal> isminin bir güneş gibi yükF İ T A Ş (Filmcilik T. A. Ş.) Metresini öldiiren amele Mustafa «ATATÜRK» IlllIIIİIIIIIIlilIIIIIIIIIIlllllllIllîlllIIIllUllilllllllllllllllllllllllillin Zavailı Rumanya! ızrma «Zavalh Bumanya!» diye başlıyonım. Çünkü Rumanya hakikaten acınacak bir felâket içindedir. 1929 danberi Rumanyaya blr çok defa gittim. 1937 de ve 1940 ta otomobille dolaşmak suretile bu memleketin, Besarabya haric, her tarafmı gezdlm. Daha ilk gidişimde, bu memleketteki bolluk ve ucuzhık dikkatimi çekmişti. Rumanyada eltm madenleri de bulunmakla beraber, bu memleketin en büyük renginllk ve refah kaynaklan hububatı ve petrolları WL Bir servi fidanı boyunda yükselen mısırlar ve dolgun başaklı buğdaylarla dolu, alabildiğine uzanan tarlalan, rengârenk bir hahyı andıran meralan va bu meralarda otlayan tombul kasablık hayvanları, petrol bölgelerinde yükselen kuyu tesislerl, bu memleketl müreffeh ve mesud blr bolluk divan haline getirmişti. Yakub Kadrinin son eserı ADİLE AYDA Yerli Mallar Pazarlarının falibleri B U AK ŞA M İ P E K SASSAY P Bu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle