Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 Eknn 1946 CUMHURÎYET •ıı,u Byrnes ün nutku Yunanisfanın karşılaştığı güçlükler ondra gazetelerinden biri Yunanistandakj durumu şöyle hulâsa etmektedir: «Yunan hükumeti komünizm aleyhtandır. Yunanhların en çoğu da öyle. Komünistlik, Berlin'de, Viyana'da ve Triestede gittikse sönükleştiei gibi Yunanistanda da aynı vaziyettedir. Bugün komünistliğin, Yunanhlarca manası, Slav Birliği ve Slavların Akdenize hâkimiyetidir. YuJfan Komünist Partisi genel sekreteri Zaharyadisrin dediği gibi, komunizmin manası, Yunan iktisadiyatımn, Akdeniz yolile baüdan alâkayı kesip Balkan hinterlandına bağlanmasıdır. Fakat Yunanklarca komünizmin, her şeyden fa2İa manası, Yunan Makedonyasmın, Yugoslav federasyomma sekizinci devlet olarak kaüşması ve Garbî Trakyamn Bulgaristana verilmesidir.» Yunanistanda sağın sola galebe çalmasının en esasb sebeblerini izah eden bu hulâsa bugünkü Balkanlarda hüküm süren durumu da aydınlatmak bakımmdan ayn bir değeri haiz bulunmaktadır. Çünkü bu durum, Balkanlarda sulhun imzalanmasından sonra da türlü türlü tahriklerin devam edeceğini ve bu yüzden bir sürü çarpışmaların vukubulacağını apaçık gostermektedir. Acaba sulhun imzalanmasından ve sulh muahedelerinin yürürlüğe girmesin den sonra Balkanların bosaltılması üzerine bu memleketler bir takun ifratlan yenerek kendine gelmez ve daha iyî şartlar altında yaşamak imkânını elde etmez mi? Bu ihtimalin şimdilik çok zayıl olduğu şüphe götürmeı. Çünkü Balkanları birbirile didişmeğe sevkedecek amiller, iyiden iyiye kbkleşmiştir, ve bunlan söküp atarak anlasma ve iyi gecinme amillerini yeniden inkişaf ettirmek zamana bağlıdır. Bahusus Balkanların büyük bir devletin nüfuz ve hâkimiyctîne girerek onun emrile hareket etmesi, bu yeni inkişafı büsbütün geciktirecek mahiyettedir. 9 ACD insan Hakları Cemiyeti Baştarafı I ttıd sahifede lamak davası ardında emek harcamakdevam etmektedir. Bu cemiyette bilhas tan bir an geri kalmamıştır. Türk vasa, solcu fikirlerile tanınan bazı zeva tandaşlan arasmda en küçük bir aytm bulunması üzerinde duruimaktadır. nlık gözetihnemigtir. «İnsan Hakları Cemiyeti», Demokrat Kanunlar, ırk, dın, oins, dil ayrnnı Parti mahfillerince hiç de iyi karşılan yapmaksızın, her vatandaşı eşit haklara mamıştır. Her ne kadar bu cemiyetin sahib kılmış, eşit ödevler altına soksiyasî olmadığı belirtilmişse de, umumî muştur. Türk grupu anayasamızm vaefkârda Demokrat Partüün clnsan Hak tandaşiara sağladığı hak ve hümyetleları Cemiyeti» ni destekliyeceği yolun ri hergün daha ziyade kökleşen büda bir zehabın uyanmaması ısrarla is iman halinde kalblere yerleştirmeğe, ültenmektedir. küye inananlarm sayısını çoğaltmağa ve Mareşabn beyanatı kanunlarımızda yer almasını faydalı Mareşal Pevzi Çakmak dün bu husus bulacağı yeni hükümler etrafında fi ta gazetecilere şunlan söylemiştir: kir beraberliği yaratmağa çaüşacaktır. < Memleketteki insan haklannın, Bhleşmiş Milletler ailesi içinde de aynı konınmasî için karmnî ve meşru yoldan prensipin ve ayni ülkünün en geniş ölmutlalca geniş bir mücadele açmak lü çüde yer tutması uğrunda emek harcızumuna kaniim. Demokraslnin tam bir yacak, Birleşmiş Milletler derneği in surette işlemedigi yerlerde insan hakla san haklan komisyonu ile elele vürürının mevcudiyeti bahis mevzuu olamaz. yecektir. Onun içindir ki, yukandan aşafı dogru Her türlü zor ve dikta sistemlerine kurulmuş olan her nevi idare sistemine karşı derin bh nefret besliyen, sosyal karşı rauhalif bir cephe aldım. düzenm devlet içinde vatandaş çoWuCemiyetin küşad resmi günü bir ta ğunun fikir v« kanaat beraberliğile, iebe tarafından ortaya atüan sual hak milletlerarası münasebetlerde ise mületkında da Mareşal, şu cevabı vermiştir: ler çokluğunun kararile, meşru ve ka Aşm solculukla malul kimselerin nunî yollardan gçleceğine manmakta de kanaatleri bir nevi Kızıl faşistliktir. olanlann düşünceleri Türk grupunda Bence ,tek şef sistemine dayanan aşırı billurlaşacaktır. solculuk da insanlık ve kanun haricidir. Birleşmiş Milletler ir.san haklarını ve Binaenaleyh bu gibllerin aramızda bur koruma lunmaması lâzımdır. Benim aşırı solcu ana hürrİ5 etleri sağlama ve larla ve alelumum miliî fikirlerin dı Türk grupu, insana insan olmak haysişinda kanaat besliyenlerle anlasmama yetile değer veren insan haklarmı İnimkân yoktur. Bu gıbilerle de elbet sanlık sıfatının ayrılmaz bir •ınsuru sayan, hürriyetsiz bh yaşayışın sürükteşriki mesai eylemeğe imkân yoktur. Cemiyet, maksadlar dışmda kumlmuş lenmeğe değmez bir ömürden başka bir tur. Haksızlığa maruz kalanlara avukat, şey olamıyacağına iman etmiş bulunan hastalara doktor bulmak gaysmizdir. bütün Türk vatandaşlannı Vendisjle Siyasî hiç bir mülâhaza gütmediğim içhı işbirliği yapmEğa. grupa üye olmağa buna bir hayır cemiyeti sıfatile iltihak çağınr.> ettim. «Hayır işine ideoîoji davaları karışırsa, elbet böyle bh cemiyette yerim olmaz, fikren. milliyetçi olduğumu tekrar etmeğe lüzum yoktur ve herkes beni bilir ki sol temayüllerin muhalifiyim.> Bojtora/t 1 tnci sahifede Kenan Öner ne diyor? Cemiyetin kurucuları arasmda ismi rekli surette alkışlanmışlardır. geçen, Demokrat Partinin İstanbul BaşSaat 11 de okul komutanı General kanı Kenan Öner de, kendisile konuşan Hakkı Tunaboylunun başkanhğmda biı gazetecilere şunları söylemiştir: heyet Ebedî Şef Atatürk'ün Etnoğrafya • Benim bu cemiyetle hiçbir alâ Müzesindeki kabrine çeienk koymuş ve yoktur. Ben şahsan cemiyetin ku manevî huzurunda eğilmiştir. ruluşunda ve faaliyetinde kat'iyen faal Saat 15,30 da da okul binasmda yabh rol oynamadım. Bunu böyle olduğu pılan törende diplomalar verilmiş ve gibi kabul edin. İşin hakikî mahiyeti mezunlar and içmişlerdir. şudur ki. bazı kimseler Maresalin evine Okul komutanı General Hakkı Tunagitmişler ve böyle bu cemiyetin teessü boylunun bu vesile ile yaptığı hitabeden sü çin kendisuıi teşvik etmişlerdir. sonra merasimi davetlilere mahsus loCemiyetin kurulma günü için hazır cadan takib eden Başbakan Receb Pe. ladıkları toplantmın da benhn yazıha ker, beraberinde Millî Savunma Baks. nemde olmasma gıyabımda karar ver nı Orgeneral Cemil Cahid Toydemir ve mişler. Kanaatierime tamamen zıd bazı Genelkurmay ikinci Başkanı Korgenerai şahıslarm yazıhanemde toplanmalarmı Muzaffer Tuğsavul olduğu halde salona menetmek nezaketsizliğini gösteremez üıerek genç asteğmenlere diploma ve dim. Toplantı benim için bir emri vâ mükâfatlarını v€Tmiş ve bu vesile ile kidir. Yukanda da bildhdiğim gibi bu şu hitabede bulunmuştur: cemiyetle benim hiçbir alâkam olma«Yiğit astegTnen; dığının efkârı umumiyece de bilinmeBu oiulun duvarlan ve tallm meysini isterim.» danlan lçerlsdnde şerem mesleğinizln \ L Daha dün, Alman Birliği namı altında ortaya çıkan ve dünyayı allak bullak eden felâketten sonra Slav Birliği namı altında gene ırkçı ve gene mütecaviz yeni bir hamlenin ortaya çıkması, hiç »üphe yok ki, gene dünya sulhunu altüst edecek ve milletleri birbirine kudınnaktan başka bir netice vermiyecektir. Irkçı birliklerin mütecavu olması, ırkçılığuı gereklerindendir. Onun için uk birliği, başka ırklara mensub olanlan da ezmeyi veya hükmü altına almayı gözetir. Alman ırkçılığı bunu apaçık gösterdiğı gibi şimdiki Slav ırkçılığı da bunu, aynı tarzda açıklamakta ve ırkçılığın uk hududu tfiye bir şey tanunadığını vuzuhla belirtmektedir. Onun için YunanistaniE bnna karşı îsyan ederek millî birliğini korunıak Için karşılaştığı güçlükleri yenmeğe uğraşmasını. çok tabiî görmek icab eAr. Yunanistanın bu ş^kilde hareket etmesinî ırkçılann şövenizm ve beyaz terör saymaları, ırkçılık gayretinin gözlerini ne kadar bürümüş olduğunu vuzuhla gösteriyor. Bununla beraber sulhun, milletleri, biraz olsun, kendilerine gelmeğe imkân vermesini ummak isteriz. Yoksa yeni ırkçılık da, eskisi pbi milletleri ancak felâketlere sürükliyecelttir. Soçtarof» 1 inci sahifede mak hususundaki temayülü bizi müteessir ediyor. Sovyetler Birliğile Birleşik Amerika arasındaki anlayış ve sempatinin gelismesi devlet adamlan için şüphesiz çok güç bir imtihandır iki millet, iki taraftan biri bütün talebleri kabul ettiği taidirde bir anlaşmaya varabilirler. Amerika bu usulü kabul etmiyor. Fakat başka bir milletin kabul etmesini de istemiyor. Hususî ittifaklar fikrini reddetmeğe devam edeceğiz. Kim olursa olsun, tek bir devlet aleyhinde birleşmiyeceğiz. Fakat Birıeşmiş Milletler prensiplerinin müdafaası için sulhu seven ve devletler hukukuna riayetkâr olan bütün vai\letleri bir araya topluyoruz. Avrupanm iktisadî kalkınmasma engel olan şey bir harbin önüne geçilemiyeceği kanaatidir. Devletler arasmda ve devletlerin içinde sun'î bir gerginlik yaratan işte bu kanaattir.» Paris sulh ionferansmın çalışmalarmdan bahseden Mr. Byrnes demiştir ki: « Canımı sıkan şey, müzakere edilmekte olan andlaşmaların hükümleri değil, Sovyetler Birliği ile aramızda gittikçe artan, değilse bile herhalde devam edip giden gerginlikrtir. Bununla beraber, adalete ve başkalannın hakkına olduğu kadar adalete ve kendi haklarımıza dayanarak Sovyetlerle ve diğer milletlerle dost olmağa çahşacağız. Statükoya kudsi bir mahiyet vermek için değiL adalete dayanan sulh ve hürriyeti korumak için müşterek bir dünya nizamı kurulması uğrunda işbirliği yapmahyız.> Bu hususta muvaffak olmak içm sabuü davranmak lâzım geldiğine işaret ıden Mr. Byrnes. şunları ilâve etmiştir: « Sulh binasını, yıkılmaması için, taşlan birbiri üzerine koyarak yapmak lâzımdır.> Mr. Byrnes nutkunda sulh konferan;ından bahsederek şunları söylemiştir: « Pariste hazırlanan andlaşmaları, yollarrmız serbest olsaydı bu şekilde tanzim etmezdik Bununla beraber, elimizden geleni yaptık. Tamirat bedelleri eğır, hele bazı hallerde pek ağırdır. Fakat bunlara hedef olan milletlerin üzerinden işgal ordusunun masraflan kalkar ve bu milletlere iktisadî vaziyetlerini düzeltmek imkâm verilecek olursa bu yük çok daha tahammülü kabil bir hal alır.» Trieste meselesi hakkında Mr. Byrnes şunları söylemiştir: « Bu hususta yapılan tokiif ve tavsiyelerin dünya umumî efkânnuı bir Hükumet, Saracoğlu kabinesinin ifadesi olduğuna karviiTvı Sovyet teklifi hazırlayıp Meclise verdiği •Gelir kabul edihnis olsaydı, Trieste bölgesi vergisb tasarısını tekrar incelemeğe tamamile Yıigoslavyanın kontrolu albbaşlamış. na girmiş olurdu. Birleşik Amerika bu Hahrunızdadır. Bu tansan grupta, hal şeklini kabul edemezdi. Kabul etbasında ve maliye mahfillerinde useydi Trieste Belgradın himayesi altızunuzadıya gorüşüldükten sonra hana girmiş olurdu. Bu takdirde Birleşmiş zırlanmışü. Milletler Trieste'nin yeniden muhtelif Bunu hazırhyan maliye cihazında, zümrelerin harb sahası haline gelmesiesaslarını kabul eden bütçe encüne mâni olamazdı.» meni kanaatlerinde bîr esasu değişiklik obnadığı halde tasarının yeni. Mr. Byrnes, Çekoslovakyanın, Maden tetkike ve belki de tadile tâbi caristanın, Rumanyanın ve Bulgaristatutuhnası sebeblerini anhyamadık. nın Italya ile Avusturya arasında yapıYa müşterek prensiplerimiz yok, lan anlaşmaya benzer hudud anlasmaya prensiplere vefalı değiliz. ları yapacaklan ümidini izhar etmiştir. Bakan, dört Dış İşleri Bakanlan konferansınm, sulh konferansmın Tuna üzerinde ve Avrupanm diğer milletlerarası su yollan üzerinde seyrüsefer hakkındaki tavsiyelerini kabul etmesi temennisinde bulunmuş ve demiştir ki: « Başkan Truman, seyrüsefer serbestliğüıi istediği zaman, Bhleşik Amerika için hususî imtiyazlar taleb etme Başmakaleden devam mişti. O yahıız birçok su yollarını Avrupa milletleri arasmda bir geçimsizllk bîrlerini karşıhklı faşizmle damgaladık. konusu değü, bhleştirici bh hat haline lan bu devirde İnsan Haklarını Koruma Cemiyeti bu tarifi yapmağa mecgetirmek arzusile hareket etmşiti.» burdu. Yapraadığı için cemiyetin gerTruman'ın resmini yırttılar çek maksadım gizlediği şüphesi irimiz' Washmgton 19 (a.a.) Başkan Tru de yer edecektir. Bu aca>ib teşekkülün man" ın resmi meçhul bh şahıs tarafın başmda Mareşal Çakmak gibi saygı dan yırtıhnıştır. Resmî şahsiyetler bu değer bir şahsiyetin bulunması bizi hareketin Bürleşik Amerika Başkanına hayrete düşiirmedi dersek, yalan söykarşı doğrudan doğruya bh hakaret ve lemiş oluruz. Bir merakımız da öteki tecavüz teşkil ettiğini söylemektedirler. kuruculan teker teker Maresalm mı Yugoslavyaya yeni bir Amerikan seçtiği, yoksa onlarm mı Maresala baş. vurup onu önlerine kattıklandır. Haynotası ret edilecek Mr noktasım görmediçimiz Washington 19 ( A P ) . Byrnes'ün bu ikînci ihtimal. eğer bir gerçekse, sademecinden birkaç saat evvel Amerika yın Mareşal hesabına bize ancak ü . Yugoslavyaya en şiddetli notasmı ver züntü verfr. miştir. Bu notada Mareşal Tito, AmeNADÎR NADl rikan vatandaşlannı tJtöle isçi> olarak çalıştırmakla itharo edilmektedir. Gelir vergisi münasebefile Bugünkü maçlar Fenerbahçe Galatasaray takımları karşılaşıyorlar Yazan: Eşref Şef ik Eskilerine memleketin her tarafmdan kafile kafile meraklı gehrdi. Bir Fenerbahçe Galatasaray maçının arifesinde, Ankara ekpresinin vagonlan, hep iki tarafın eski emektarlarile dolar, İstanbula gelinciye kadar maçn» muhtemel neticeleri üstünde münakalar olurdu. Şimdiki karşılaşmaların bir çoğundan Galatasaraym meşhur aslanı Nihadla Fenerin Zekisinhı dahi yan çizdikleri oluyor. Yeni elbiselerini, parlak şeridli şapkalarmı iki rakib kulübün maçlarında giymeği âdet edinmiş Galatasaraylı çocuklann tabur tabur geldiklerini artık göremez olduk, Şimdi de geliyorlar, ama o eski gelişlerle, bugünküler arasmda nekadar büyük farklar var!.. Fenerbahçe Galatasaray maçlarınm bu hale gelmesini kimse istemezdi, ama geldi. İşte bugün karşılıklı talihlerini deniyecek olan iki taraf gencleri böyle heyecanı ve alevi kaybolmuş zayıf bir rekabet havası içinde mevsimin mutad maclarından birini oynryacaklar. Bugünkü karşılaşmada Fenerlilerin ra kiblerinden daha kendi'.erine güvenecekleri muhakkaktır. Galatasaraym bhkaç senedir bir türlü kendini toparlıyamadığını herkes gibi Fenerliler de biliyorlar. Bugünkü Galatasaray idarecilerinin epey zaman devam etmiş bir Barsıntıyı iki ayda tamamile halletmelerine de imkân yoktur. Şu hale göre bugünkü maçta Fenerin Galatasaraydan epey farkh bir şansı olduğunu kabul etmek lâzımdır. Yalnız Fenerbahçenin Vefa gibi sağlam bir takıma karşı tecrübe ettiği tatımı ve o takımm çıkardıeı oyunu gözönüne getirdiğimiz zaman bazı şüphelerin akhmızda belirdiğini farkediyoruz. Diyoruz ki: Ya bugünkü oyunda daha uygunsuz bir takımı tecrübe etme> kalkarlarsa?.. Vefaya çıkarılan Fener takımının gol atma kabiliyeti, oyunu cem'î şekilde iyi idare edememeii bakımmdan olduğu kadar, elemanlarm dizilişi itibarile de iyi değildi. O tertibde oynayacak bir takım kar^iainda. Galatasarayın Vefa takrmından bir gömlek daha müessİT olması ihtimalleri mevcuddur. Vakıâ Galatasaray takımının müdafaası belki Vefalıalr kadar istikrarlı değildir. Ama gol çıkarma kabiliyeti o günkü Vefadan bir derece üstündür. Fenerbahçenin o günkü Vefayı penaltıdan attığı bir golle mağlub ettiğini de düşünmek gerektir. Galatasaray müdafaası sık sık değiştirilmek yüzünden isÎHkrarı bobulmuştur. Fakat oem'î ahengi yüksek olmıyan bir hücum hattı karşısında ferdî süratine dayanarak muvaffakıyetli bir oyun çıkarması ihtimali çoktur. Kanaatimce Fenerbahçenin geçen senedenberl gözüken eksikliği, bilhassa iç oyuncularının sirginliklermi kaybetmiş olmalarıdır. Hücum hattmın gol çıkarma derecesinin azlığı da merkezden ziyade icler ve açıklarm oyun tarzından doğuyor. Bilemiyorum îç durumları ve imkânları Jolayısile midir, nedir Fenerliler takıtnlarınm yüksek netice abna kabiliyetinı. devamlı bir şekilde merkezde yapmak istedikleri d>pğişikliklerl«, artırmağa çal ışıyorlar. Şunu da itiraf etmeliyiz ki, aylardır devam eden bu tecrübelerden hakikî bir e=;er elde ectemiyorlar. Fenerbahçenin durumunu böyle gördüğüm içindir ki yeni alman süratH gene elemanın içlerde veya açıklarda tecrübe edilmeden e\rve\ merkeze getirUmiş olmasmı aklıma yakın bulmuyorum. Denebilir ki, Molih Güneş takımında açtkta oynadığı zamanlarda da muvaffak olmuştu. Onun Güneşteki açık oynayışı ve her fırsatta kaleye kıvrılarak çalışması takımın deücilik faymetini artırıyordu. Evet ama o günkü Melible bugünkü arasmda epey fark vardır. Bugünkü Melih artık takımım ayarlamağa, mecburdur. Hattâ bu yüzden kendisinden bekîenmiyen paslı oyuna bile başlamıştır. Pas vermeğe alışık olmıyan bir oyuncunun yaşı arttıkça paslı oyuna heveslenmesi, ustalığının artmasından ziyade, gol arama vaziyetlermde bütün m?suliyeri üstüne alamamak tereddüdünden gelir. Bu itibarla hücum hattına oyun oynatmaktan fazla, hücum hattı tarafırsdan oyun kolaylığı verilmest lâzım gelen Meiihi ya merkezde muhafaza etmek, yahud büsbütün takımdan çıkararak Fener hücum üslubunu kökünden değiştirmek doğru olur zannmdayım. Fenerbahçe için zihnimizden geçen bu gibî tereddüdleri tahmin terazisinde Galatasaray lehine birer ağırlık «ibi kulıpnmakla beraber, maçm Kadıkcyünde oluşu ve Fenerbahçenin. ne de olsa, vasattan üstün işliyen temposu bizi bugünkü maçm Fener lehine neticel«neceği hükmüne sevketmektedir. Bir cemiyete dair Yedek Subay okulunda dün yapılan tören* Amerika Yunanistana yardım vâdetti İzmirde bir hâdise Baştarafı I inei sahtfede Atina 19 (AP.) Başbakan Çaldaris ıin müdahalesini icab ettirecek bir hâAmerikan Dış işleri Bakaru Byrnes'ün, dise olmadığını, kongreden çıkfınlann Yunanistan tecavüze uğradığı takdirde îstiklâl marşı söylememis olduklarmı, A m e r i k a n m asker yolhyacağını s a r a h a komiser muarfninin kongmle cemiyetten vâdetmiş b u l u n d u ğ u n u söylemiştir. ler kanunu mucibince hükumet komiseG e n e Başbakanın bildirdiğine göre A rl olarak bulunduğunu bildirmektedir. C. H. P. nin salâhiyetli bir şahsiveti merika Yunanistana bir maliye ve ikse hâdise hakkında şunlan söylemiştisad heyeti gönderecektir. LT: Başbakan, Yunanistanm Kuzey Epir < Buca kongresinin 15 senedenbehususundaki isteklerinin Dış Işleri B a i alâka uyandıran bazı hususiyetleri k a n l a n konseyi tarafından inceleneceğivardır. Bu defa da seçimlerde iki züm. ni söylemiştir. renin şiddetle çarpışmakta olduklan ve lllllllilillinilllimıuıunıı Sovyetiere verilen cfîvabî nolamız Bo?faraf» I faıd sahifede Millî güreş takımımız bugün gîdiyor Ankara 19 (Telefonla) Yarıa. bir svcç uçağı ile hareket edecek olan millî güreş takımımız bugün 19 Mayıs stadyomunda Demirspor Stadyom futbol maçmdan önce halka takdim e(Slmiştir. Bu sırada üç izci sahaya geletek Çoban Mehmede «yolunuz açık olsun başarılar dileriz> demiştir. İzciler, Çobana bir Türk bayrağı armağan etmiflerdir. Saha kenarmda yapuan bu seremoni sırasmda tribünleri dolduran Ankarahlar, güreşçilerimizi şiddetle alkışlamışlardu. Boğazlar meselesi ve Birleşmiş Milletler tonlantısı Paris 19 fa.a.) Radikal sosyaüst «La Depeche de Paris» gazetesi şunları yazmaktadır; c Türk « Rus münakaşaları artık resmen başlamış demekür. Bu diplomatik münakaşanın ehemmiyetini belirtmek için Boğazların geçen tarihçesini gözönüne getirmek kâfidir. Çarlık zamanmda, İngiHere hiç bir zaman Rusların İstanbula ve Boğazlara yaklaşma. larmı kr.bul etrnemişti. Bunu, bugün dahi kabul etmiyeceği tabiidir. Di. ğer taraftan, Akdeniz ve Yakınşarkı gözönünde tutan Amerika da, Ingiliz görüşüne iştirak etmektedir. Onlar için bahis konusu olan şey, Sovyetlerin doğrudan doğruya veya dol'ayısile Istanbula el koymalarıdır. Birleşmiş Milletîer kurulu pazartesi günü toplanacaktır. Dörtler bu oturumun dışında görüşmeler yapacaklardır. Diğer meselelere karışacak olan Boğazlar işi de tabiatile müzakerelerin başhca mevzularından birini teşkil e. decektir.» , karşılıklı iddialarla ortaya atıldıkları görühnüstür. Kendisine telgrafla vaki şikâyet üzerine Şükrü Saracoğlunun Ödemtş seyahatinden dönüşünde alâkalılarm noktai nazarını dinliyeceği tabiidir.» Şükrü Saracoğlu bu sabah Parti bi. nasmda muhtelif mevz.ıları incelemiş, Buca hâdisesinin tahkik cdilip kendisine maluınat verilmeşini P^tinin Izmir ili başkanmdan lstemiştir. Ankarada kurıslan cemiyelîn beyannamesi Ankara 19 (a.a.) Birleşmiş Milletler insan haklarını ve ana hürriyetleri sağlama ve koruma Türk grupu kurucu heyeti şu beyannameyi yaymlamıştır: «Birleşmiş Milletler Derneğinin kurulmasile, milletler ve insanlar arasında daha yakın dostluk ve karşıhklı anlayış münasebetlerinin gelişmesi imkânları artmıştır. Bu uğurda her 'ailletin, her ferdia elinden gelen emeği harcaması bir üısanlık borcudur. Milletler arasmda dostluk münasebetlerinin milletlerin eşit haklarına ve kendi kaderlerine kendileri sahib olma yetkilerine riayet esası üzerine kurulması, yer.i derneğin gayelerinden biridir. Bu hedefe ulaşmak için de Birleşmiş Milletler, insan haklannın ve herkesin ana hürriyetlerden istifadesinin dünya ölçüsünde ve fiilî bir surette gerçekleştirilmesine üstün önem vermektedirler. Biz, eminiz ki Birleşmiş Milletler ülküsünün cihana yayılmasmı ve bütün insanlığm vicdanmda derin kök salmastnı istiyenler arasmda Türk milleti ön safta yer almıştır. Türkiye Cumhuriyeti rejimi, kurulduğu gündenberi, insan haklarına riayeti devamlı surette sağ Saracoğlu ödemişe gitti ömer Rıza DOGRUL Tütün ilhal ve ihracatı hakkında yeni bir karar Ankara 19 (a.a.) Blo'ae ecnebi paralann transferîne aid mallar listesine yıl kaydile mukayyed olmaksızın her nevi tütünün ithali Bakanlar Kurulu kararile kabul olunmuştur. Buna müva. zi olarak Ticaret Bakanlığınca da rsşa bedellerinin transferi için mahsul yıh kaydına bakümaksızın tütün ihracına müsaade olunacağı haber ahrunıstır. îzmir 19 (Telefonla) Şükrü Saracoğlu bugün saat 11.30 da hususî otorayla Ödemişe gitmiştir. Geceyi ora. da geçirecek yarın Tireye, Bayındıra, Torbalrya, Tepeköye gidip Incelemelerde bulunacak; partililer ve halkla teMillî takım, 52 kilo Nasuh Akkar, maslar yapacaktır. 63 kilo Gazanfer Belge, 67 kilo Celâl Atik, 72 kilo Yaşar Doğu, 79 kilo Mahmud Çeterez, 87 kilo Muharrem Can. daş, ağır sıklet Mehmed Çoban. ilk hazırlık çalışmalarmı bitirdinız. Şimdi Türk ordusunun, şerefin, fedakârlığın ve asaletin en yiiksek timsall Türk ordusunun ağuşuna kavuşacaksıniz. Orada saçlannı bu meslekte ve tecrübe yolunda ağartmış yüksek karakterli ağabeyleriniz ve gene subaylar, sıcak ağuşlarını açmış sizleri bekliyorlar. s&z orada bu asil Türk subaylan arasmda yalnız askerlik mesleğinde degil, aynl zamanda yetişmlş Türk insanlan olarak büyük bir muhit bulacaksmız. Pakat orada sade bunlara da değil. başka blr varlığa ulvt ve millî bir defineye raslıyacaksmız. Çay ve kahve tevziatı Ankara 19 (Telefonla) ÖnümüzdeJd aydan itibaren çay ve kahve aynca hazırlanacak kuponlarla verilecektir. sundaH Rus hassaslyeti Ingilterede pekâlâ anlaşılıyor. İngiliz halk efkân, bütün İngilizlerin menfaatlerini koruyacak tarzda Montreux andlaşmasının tadiH için milletlerarası bir anlaşmaya vanlmasını arzu etmektedir. Ancak, şunu da beürtmek gerektir ki, Boğazlaruı müdafaası bahsinde diğer devletlerin de fikri almmak lâzrmdır. Büyük Britanya, Akdenlzdeki hayatî yollaruu koruyacak teminatı istemekte haklıdur.> Boğazlann müdafaası ve tngütere Londra 19 (a.a.) Boğazlar meselesinoen bahseden Yorkshire Post gazeBakanlar Kurulu toplandı tesi dıyor ki: Ankara, 19 (a.a.) Bakanlar Kurulu «Boğazların b!r düşman filosu tara. fından ihlâline karşı müdafaası husubugün saat 15 te toplanmıştır. Ziyafet samimî bir hava içinde başladı. Yemek arasında sakiler tarafmdan altın taslarla sunulan halis Kıbrıs şarabları konuşmalara tatlı bir ahenk veriyordu. Padişahın huzurunda şarab içmekten teeddüb eden Sinan Paşa bile dayanamamış, iki tas şarabı arka arkaya yuvarlanuştı. Ziyafetin ortalarına doğru Selim kısa bir hitabede bulunmak lüzumunu duydu. Çünkü mevzu, arzu etmediği halde umuru devlete temas etmişti. Halbuki Yavuz, büyük babası gibi bu balkonda yalnız sanat ve ilim meselelerinin konuşulmasmı ve güzel şiirler okunmasını istiyordu. T İşte, dedi, bugün calisi taht olduğumuzun ikinci günüdür. Vezirlerimiz, sair erkânı devlet, şuara ve mahremlerimizle şöyle bir arada toplanmak istedik. Malumdur ki burasmı Cennetmekân büyük pederimiz bina ettirmişti. Biz henüz bir sabi iken Mehmed Hanı Saninin elini burada öpmek şerefine nail olmuştuk. Anm için bu mevkü lâtifin kıymeti bizce büyüktür. Eğer seferlerden fırsat buiabilirsek gene böylece toplanırız. Fakat bu fırsat ne zaman elimize geçer, malum değildir. Hazreti Fatih devrinde olduğu gibi &trhad boylarrnı gene silâh zaferile şen Orada Türk köylü ve asil Türk milletini temsil eden insanlar yığmına, aslan Mehmedcikler yığmma, tesadüf Devlet Tahvilleri = edeceksiniz ve onlar da sıcak ruhlu Geçer akçe evlâdlar olarak sizi çevirip çevTeliyecekler. Siz onlara vazife, fedakârhk ve Devlet Tahvillermizi ahlâkın örneği olacaksınız ve şâmdi içtiğiniz anda uyarak icabmda düşbirikmiş para gibi man karşısmda ulvî vazifeye sevkedeBankamıza yatırabiursiniz. ceğiniz o evlâdlarm vazife ve namus yolunda önlerine düşüp bu asU Bir sene ve bir seneden fazla Türk m.illetinin hürTİyetini, haklarını vade için muhafaza ücreti ve Türk vatanının smırlarmı koruma kupon tahsil masrafı alınmaz. vazifesini yapacak ve yaptaracaksınız. Ayrıca % 1 f a i z verilir. Gene arkadaşlarım; Bu anda armağanlarınızı elimle daYAPI ve KREDİ BANKAS1 A. Ş. ğıtmakla hayatımuı büyük ve şerefli günlerinden birini yaşıyorum. Yolunuz açık, yüzünüz ak olsun, gene asteğmenler.» Daha sonra davetliler hazır bulunan Can çı?cardt mahbes.i tenden fcemencii laşradan geidi çem.en sohntna btçorehecr ile büfede izaz ve ikram edilmişlerdir. düriir Det'ri gül sohbetive Lâleyi iletmedüeT Lîk ztnciri ümidi vasl.ı dilber bağlar Adeti hublartn cevrü cefadır arnma Bana ettiklerini kimselere etmediler. Hamdülillâh mey.i canbahş ile Âbı hayvan İle Kevser suyun saküerimfz istetme. diler Z&tiya Ferhad~veş dağlarda efgan ey. ledim Isidüp feryadımi göğsün geçürdi dağ. lar. Sohbet, şih ve edebiyat mevzuu üzerinde saatierce devam ettikten sonra Yavuz, bütün davetlikre ruhsat verdi. Yahnz Yakubu alakoydu. Gel Yakub, dedi, şu sedirlerden birine beraberce oturahm. Bugünler bizim en mesud günlerimizdir. Sedire oturdular. Marmaradan gelen serin bir rüzgâr balkonu dolduruyor ve uzun şamdaıılardaki mumlan hafifçe üflüyordu. Söze Selim başladı: Bugün bana olan muhabbetinizi bir defa daha isbat eylodiniz. Ben de ölünciye kadar sizden ayrılmıyacağım. Şehzadeliğim zamanında olduğu gibi gene yakmlarun ve mutemed adamlarımsmız. Sizden gordüğamü kanndaşlarıından görmedim. Kulunuzum sultanım. Yavuz, Yakubun yüzüne baktı: Bırak bu «kul» tabirini şimdi, halvet oldjk. Siz benim vefakâr dostlarımsınız. Sultanım, de kâfi. Emredersiniz efendimiz. Yarın akşam tebdil olarak sokağa çıkmak isterim. Şöyle mahremce Aspasya'yı görmek acaba mümkün müdiir? diye sorarim. Başüstüne efendimiz. Yakubu bir düşüncedir aldı. Kırımdan geldikten sonra Yorgiyayı hiç görmemişti. Son defa ayrılırken avdette evleneceklerine dair söz vermişti. Düğün fiiân yapmak istemiyordu. Yalnız Istanbulda e\i barkı yoktu. Parası da | kalmamıştı Vaktile Yeniçerilere dağı' tı'.mak üzere verilen akçelerin hesabıj ru görmüştü. Kumkapıdaki dört odalı eve de yerleşmesine imkân yoktu. Bunu Padişaha da söyliyemezdi. Şimdiye kadar kimseden bu: akçe bile istememiştL Arkam xstr AGLIYOR^ Tefrika: 63 Yazan: Fendun Fazıl Tülbentçi istemiyordu. Ustad Necati güzel söyler sultanım. Bir cihangiri cedidin meziyetlerini hele Sultan Selimi Evvel gibi bir padişahı zamanı birkaç kıssaya sığdırmağa günler değil yıllar biie kâfi değildir. Selim, güzel konuşan bu iki şaire de ayrı ayn iltifat etti: Ne ziyan var, dedi, biz her ikinizin de hakikî bir ziynet olan gazellerinizi dinlemeğe teşneyiz. Necati hafifçe öksürdü. Vakur fakat ahenkli bir sesle gazel tarzmda yazılmış meşhur şiirini ckumağa başladı: lendirmeği murad ederiz. Yalnız bu akşam ne serhadlerden ne de umuru devletten söz açılmasına müsaademiz yoktur. Necatiye baktıktan sonra ilâve etti: Şuaramızın bizı mestedecek âsârı bergüzideleri elbet hafızalarındadır. Birbirine rakib olan şair Necati ile Zati verecek cevab bulamıyorlardı. Çünkü ikisi de Selimin cülusunu tebrik için yazmağa başladıkları kasideleri ikmale fusat bulamamışlardı. Necsti: Sultanım., huzuru hümayunlarında okumakla şeref kazanacağımız kasideleri ikmale muvaffak olamadık. Bu bizim aczimizden ziyade şehriyâri cedidin beyitlere sığrnıyan fazilet ve büyüklüğüdür. Dedi. Zati de Necatiden aşağı kalmak SULTAN SELİM Nazileri asan ceüâd Ey ÎVecotl yürü, sabreyle elinden ne geliir Hublar ceurü cefayt Jcime oğrcfmediler. Necatiden sonra sıra Zatiye geldL Gene şair, divan edebiyatmın güzel örneklerinden biri olan gazelini okudu: Dembedem seylâb.veş eşk.i Tevanım çağlar Döğtinüp taslarile ağlar hdlime ırmağlar Görünen dağlar başmda ebri baran scnmaiı«2 Lâle hadler yine gülşende neler et Dağlar saçtn çözüp ben haste içün ağlar mediler Servi yürütmediler gotıceyi s'öyleimedi Sineinin ta'limhanesine gel at tirini seninçün tablalardır ler Ey kemanebru dağlar A M C A B E Y VE K U Z U ! . . Baştarafı 1 itıci sahifede dim. Zat«n bende sinir namına bir şey yoktur. Bu İşte sinirin yeri yoktur. Nürnberg işini çok istedim. Arzum o kadar büyüktü ki Amerikaya dönmek imkâm varken sırf bu işi tamamlamak için Avrupada kaldım. Naziler ölmeyi hak etmlşlerdl. Pakat itiraf etmeliylm ki cesur insanlarmış. İçlerinden yalnız birisi biraz zafiyet gösterdi. Frick darağacınm 13 basamağını çıkarken sendeler gibi oldu. Muhafızlar tuttular, Hepsi azametliydiler. HepimizAen nefret ettikleri anlaşılıyordu, Streic'ner: «Bolsevıkler bir gün sizi de asacaklar> dediği vakit, benim gözlerimin içine bakıyordu. Bu beni hiç de rahatsız etnıedi. İdamlar alelâde idamlar gibiydi. 1W dakika içinde 10 kişi asılıverdi. Bu epeyce süratlidir. Yalnız bir tanesi asüdıktan sonra kımüdandı. Bu da «Heil Hitler!» dıye batıran Streicher'di. Sauckel de başına kukulete geçirüdikten sonra «Heil Hitler !> diye bagıracaktı; fakat çabucak işini bitirirerdlm. Her ioam için ayn ip ve ayn kiıkulet* kullandık. İlnıikleri bizzat muayene ettiiten sonra geçirdim. Gerek kukuleteler ve gerekss ipler oesedlerle birlikte yakıldı. Böylece, hatira meraklılanna bir şey kalmadı. Halbuki Kübalı bir meraklı bu iplerden biri için 2500 dolar vermişti. Eşref Şefik Bu akşamki boks maçlan Limanımızda bulunan Fransız mek'» teb gemisinin bir amatör boksörile Istanbuhm en zarif dövüşen boksörlerinden Beşiktaşlı Hüseynin üç devrelik bir maçı bu akşam Galatasaray lokalinda yapılacakfer. PTogramcHa memleketimizde tanmmış iyi boksöflerin de maçlan vardır. Bilhassa Ankaralı Ziyanın da bu akşam dövüseceğini haber alarak memnun olduk. Galatasaray B takımı Fransız takımım yendi A. Müsaade e<lersen su kuruya bir çlft sozum var ağa1,. MtVsaade senin Amcabey, Kuyurl. baha işlerine öair Amcabey?!., Kalkmma Partlsl clağılıyor!> de Fransız mekteb gemisi Jeanne d.Arcs futbol takımı dün Şeref stadında Galatasaray B takımile hususî bir maç yapmıştır. Devamlı bir yağmur altında yapılan maçın ilk devresinde GalataSUALLİ CEVABLI saray takımı 10 galib vaziyette oyunu Cocuk Bakımı ve Beslenmesi bitirmişti. ikinci devrede daha derlitoplu oynıyan Galatasaray takımı raa;ı Dr. Şükrü Şenozan tarafından ingi5.0 kazanmıştır. Jeanne d.Arc takımı, lizce 15 inci tab'ından dilimize çevrilen geçen mevsim şehrimize gelen Ingil'2 bu kıymetli eser ikinci defa basılmış Ajax takımmdan daha iyi bir tesir bıtır Her kitabcıda bulunur. rakmıştır. Okul spor bayramı geri bırakıldı Dağıtun yeri: Okul spor yurdları açılış töreni dünUNIVERSITE KITABEVİ kü yağmur dolayısile gelecek haftay» bu'akılmıştır. Fıaü 250 kuruç.