Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
IB E LE karar Baştarajı 1 inci sdhifede doğrudan doğruya müzakereler yapılması lehinde ileri sürdüğü noktai nazarın kabul edilmesi, yalnız, Güvenlik Konseyinin bu .müzakereler safhalarından da haberdar edilmesi merkezindedir. Esasen yeni İran hükümetinin de böyle bir tesviye lehinde olduğu Başbakanın demecinde kaydedilmişti. Washington 29 (a.a.) Mr. Byrnes, basın konferansında, Birleşmiş .Milletler teşkilâtı tarafından tetkik edildiği bir anda İran meselesi hakkında tefsirlerde bulunmaktan imtina etmiştir. Mr. Bymes izahat vermekten imtina etti Yunanistanın karan Londra 29 (a.a.) Sofianopulos'un ayrılmasından sonra, Birleşmiş Milletler genel kurulundaki Yunan murahhas heyetinin başkanlığını üzerine alan büyük elçi Agnides Yunan dış işleri komisyonunun ittihaz ettiği bir karar suretinin metnini Birleşmiş Milletlere sunmuştur. Kararda şöyle denmektedir; «Dış işleri komisyonu, Yunanistanda İngiliz askerî kuvvetlerinin mevcudiyeti yüzünden Sovyet Rusya ile İngiltere arasındaki anlaşmazlığa teessürle muttali olmuştur. Yunan milleti, Yunanistana müteallik hu3usi bir meselede, eksik malumata istinad ettiği aşikâr olarak görünen böyle bir anlaşmazlık ortaya çıkmış olmasını büyük bir endişe le müşahede etmektedir. İngiliz kuvvetleri, Yunanistana ilk defa olarak 1940 kasım aymda ve daha evvel İngiltere tarafından yüklenilen taahhüd!eri yerine getirmek için gelmişlerdir. Bu Sofianopulos istifa etti tibarla bu kuvvetlerin Yunanistana Londra 29 (B.B.C.) Aünadan bilgelmeleri, Yunan hükümetinin talebi dirildiğine göre Sofianopulos istifa etüzerine Yunanistana çıkarma yapmış miş ve yerine Dış İşleri Bakanlığına ardır. Fakat bu çıkarma müfrit solcu M. Rentis tayin edilmiştir. lar da dahil olduğu halde, bütün partiler mümessilleri tarafından İtalyada imzalanan anlaşmalar gereğince yapılmıştır. O zamanlar, Yunan devletinin tam bir dağılma halinde bulunduğu asker, polis ve idare kuvvetinden mahrum olduğu gözönünde tutulacak olursa, hiç kimse Yunanistanda İngiliz kuvvetlerinin bulunmasındaki kat'î zarureti inkâr edemez. Bu sebeblerden dolayı İngiliz kuvvetlerinin Yunanistana çıkmala hakikaten sevinilecek bir olay teşkil etmiştir. O gündenberi de İngiliz kuvvetleri, birbirini takib eden hükümetlerin arzu ve arzusile memlekette kaldılar Yunan hükümetleri, bu kuvvetlerin mevcudiyetlerinin, milleti idare ve dahilî mücadelelerin tekrar başlamasın önlemek için zarurî olduğu kanaatinde idiler. Şunu ilâveye hacet yoktur ki bütün Yunanlılar millî bağımsızlıklarına kıskançlıkla bağlıdırlar. Eğer onlar İngiliz kıtalarının memlekette bulunmasına rıza gösteriyorlarsa bu, İngiliz kuvvetlerile dostane işbirliği yapmakta hiç bir tehlike olmadığına kuvvetle kanaat getirmiş olmalarındandır. Yunanistan, büyük devletlerden, aralarındaki görüş ayrılıklarını bertaraf ederek, bütün ruhlarile insanlığın tekrar kalkınmasına yardım etmelerini ve bilhassa iyi niyetli bir zihniyetle işbirliği edip anlaşmazlıklardan kaçarak, harbden müteessir olmuş küçük milletleri tekrar canlandırmak için gayret sarfetmelerini taleb eder.» Bu karar sureti Yunanistanm muhtelif siyasî parti liderleri tarafından imzalanmıştır. Başmakaleden devam rizm endüstrisine girişebilmek için İÜ zumla şartlardan biri de, memleket her şeyden önce oralı vatandaşlar hesabına rahat ve iyi yaşanır bir hale srelirmektir. Tabancıları cezbedecek olan öteki şartları ondan sonra düşünme •ve hazırlamak gerektir. Bu şartlardan bir kısmı standard şart lardır; her yerde birdir: Giriş çıkjş gümrük ve pasaport işlerinde seyyaha kolaylık; yabancıların zarurî olarak te mas edecekleri hamal, şoför, garson, o tel müstahdemi, satıcı gibi adamların sıkı ve devamlı kontrolü; şanj farkının yabancılara uygun olması (bu hususi gerekirse devletçe fedakârlığa katlan mak bile caizdir); herkesin alıştığı v kimsenin yadırgaımyacagı kozmopoli bir mnhit (milletlerarası yemekler, mil letlcrarası müzik, milletlerarası kahve ler, barlar vesaire,.). Bu saydığım şart lardan her biri, üzerinde ayrıca duru lacak mühim konulardır. Meselâ otel cilik bahsi, lokantacılık bahsi bugün hnsnsî mekteblerde oknnan başlıbasın; birer ihtisas şubesidirler. Bazan mesle ¿ini bilmiyen bir garson, koskoca bi seyyah kalabalığını o memleketten so ğutacak kadar kötü bir rol oynıyabilir. Bir kısım şartlar ise daha ziyade ma hallî bir renk taşır ve her yerde bir ol maz. Bn da coğrafî ve tarihi muhitin hususiyetlerini yabancılara beyendirccek, bulundukları yerde hayatı onlara pembe gösterecek şartlardır. Bu herşeyden önce bir propaganda işi ve bir san at meselesidir. Turist, karşılaştığı yen muhitin içine damdan düşer gibi atıl mamalı, orayı kendi arayacak, bulacak, i,sterse orada kalacak, beğenmezse derhal kozmopolit çevTcye dönebilecek şe kilde hazırlanmalıdır. Bütün bunları başarmak da mahdud imkânh Tnring kulübü ile bürokrat zih niyetli turizm bürosunun başaracağ iş sayılamaz. Memlekete devamlı olarak milyonlarca lira kıymetinde döviz sağlayacak bir endüstriyi kurabilmek için bir müddet zarar etmeyi göze almak vp büyük masrfalara girmek lâzımdır Her şeyden önce de bu işte bilgisi ve tecrübesi olan elemanları toplamak, burada yoksa dışarıdan mütehassıslar getirip metodhı bir çalışma yolu bulmak şart üt. Döviz ve turizm "Birleşmiş Milletler,, in ilk genel sekreteri Baştarafı 1 inci sahifede fere kavuşturmak imkânını elde ^tmiş olacaktı. Fakat bu düşünce Mi ster Churchill'in murahhas olmaması dolayısile bir hayal olmak çerçevesinden çıkamadı ve bütün dünya milletlerinin Mister Churchill'in şahsına beslediği teveccüh ve sevgiyi ifade etmekle kaldı. Genel Sekreter, anayasanın 97 nci maddesine göre, Güvenlik Konseyinin inhasile Genel Kurul tarafından tayin olunur ve bütün teşekkülün baş idarecisi sıfatile hareket eder. Anayasanın 98 inci maddesi mucibince genel sekreter, asamble toplantılarında, güvenlik konseyi toplantılarında,, teşelikülün baş idarecisi sıfatile hareket eder vesair teşekküller tarafından kendisine verilen salâhiyetleri kullanır. Onun vazifelerinden biri de her yıl, o teşekkülün faaliyeti hakkında genel topiantıya bir rapor vermektir. Genel sekreterin en bellibaşlı vazifelerinden biri emniyet konseyinin dikkatine milletlerarası barışı ve güvenliği bozacağına inandığı her meseleyi arzetmektir. Gıenel sekreter ile maiyeti hiç bir devletten talimat almaz ve her hangi talimat dairesinde hareket etmez, Vazifesi, güvenlik teşkilâtı için çalışmak vı onun davasını benimsemektir. Bütün bu bakımlardan büyük ehem miyeti haiz olan genel sekreterliğe Nor veç Hariciye Nazırı Mr. Lie'nin navnze' gösterilmiş olması, umumî memnunlu! ile karşılanmıştır. Mr. Lie Birleşmi Milletler assamble başkanlığına dah: teklif olunmuştu. Kendisi milletlararas âlemde geniş bilgisi ile ve tarafsizhğü tanınmış kuvvetli ve bu vazifeyi ifayı liyakatli bir şahsiyettir. Harb içinde ezilmiş bir milletin nıümes sili sıfatile dünya sulhunu iyi koruma yi vazife .sayacağı muhakkak olan Mr Lie'nin genel sekreterliğe seçilmesi hayırlı bir alâmet sayılır. Londra 29 (B.B.C.) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bu akşam hususî bir toplantı yaparais, genel kurul: Norveç Dış İşler Bakanı M. Lie'yi gene sekreter namzedi olarak arzetmeğe karar vermiştir. Mr. Lie, konferansın ilk toplantılarında bulunduktan sonra son günlerde. Norveç Başbakardle görüşmek üzer Oslo'ya gitmişti. Emniyet Konsey namzedlik hakkında fikrini almak üze re kendisile temasa geçmiştir. Hâdiseler/Irasında Ef narhı.. 5j Baştarafı 1 inci sahifede Emin Anadal, Konya çalışma müdürlüğüne İsmail Akçay, Adana müdürlüğüne Ali Kemal Atilâ, Bursa müdürlüğüne Raif Argun, Eskişehir müdürlüğüne de Ali Turgud getirilmişlerdir. Ingiltereden müşavirler de bugün uçakla şehrimize geldiler. Çalışma Bakanlığımıza bir cemile olmak üzere bizzat Mr. Bevin tarafmdan seçilen bu iki mütehassıs yarın Çalışma Bakanı tarafından kabul edilecek ve müteakiben vazifelerine başlayacaklardır. Diğer taraftan işçi sigortaları kurumunun yönetim kurulu başkanına beş yüz, üyelerine dörder yüz, genel müdüre altı yüz, yardımcılarına beşer yüz, denetçilere üçer yüz lira aylık tayini karara bağlanmıştır. Çalışma Bakanlığı İnebolu ve Amasrada birer liman yapılacak Baştarafı 1 inci sahifede harab ve su içine gömülüdür ve soluğanlarla poyraz dalgalarının besle:!iği kalıntılar limanı doldurmaktadır. Bu limanlarda yapılacak, inşaat için 3 milyon lira harcanacak ve bu am2İiyeler başlama tarihinden itibaren üç senede nihayet bulacaktır. Bu hususta gelecek yıllara geçici taahhütlerde bulunma salâhiyeti veren bir tasarı Meclise gelmiştir. Nürr.berg 29 (A.P.) Sarre'daki Fransız askerî hükümeti dün Von Papen'in 65 yaşında bulunan zevcesine ve evli olan üç kızma Warlerfagen'dekí aile malikânelerine, bir kaç güne kadar Fransa devleti tarafından el konacağını ve kendilerinin Rhin'in öte tarafına sürüleceklerini bildirmiştir. Saarbrückan civarında bulunan Warlerfagen malikânesinin genişliği takriben 100 Akr'dır. Von Papen'in zevcesine, bir sanayici olan babasından kalan bu malikâne Von Papen'in tevkifindenberi bu ailenin yegâne geçim kaynağı idi. Ailenin oğlu yüzbaşı Von Papen Fransız bölgesinde kısa bir müddet kalmak müsaadesini almıştı. Şimdi babasının avukatına yardım etmekle meşguldür. Muhakeme bittikten sonra gene yüzbaşı harb esirleri kampına dönecektir. El koyma kararı Von Papen ailesine mensub kadınlara bir Fransız subayı tarafında» bildirilmiştir. Von Papen'in ailesi arttırıldığını ve malullere kanunların izin verdiği bütün yardımların yapıldığını iki aydanberi İstanbulda yinr.i beş subay ve yirmi boş eri barındıracak bir yurd tesis edilerek ilân edildiğini ve şimdiye kadar esaslı bir yurdun kurulmasının Bakanlığa müracaat yapılmadığındanileri geldiğini söyledi. Kürsüye gelen önerge sahibi Ol. Kâzım Karabskir ve bazı milletvekilleri, Cumhuriyet devrinde harb malullerine hükümetçe yapılmakta olan yardımdan başka ilerisi dJ düşünülerek esaslı ve her türlü ihtiyaca cevab veren bir yurdun yapılmasındaki lüzum ve faydayı belirttiler. Tekrar söz alan Millî Savunma Bakanı, ilk fırsatta inşaata başlanmak üzere bir yurd plânının yapıldığını ve kadrosunun hazırlandığını belirtti. Saat 16,15 te oturuma son verildi. NADİR NADİ Sulh andiaşmaları Harb malulleri için Londra 29 (a.a.) Dış İşleri Hukuk Fakültesi öğrenci. ları muavinleri konseyi, İtalya ileBakanyapıİstanbulda yurd yapılacak lacak sulh andlaşmasım hazırlamağa Baştarafı 1 inci sahifede devam etmek maksadile bugün öğleden leri arasında dünkü lisçe neşrolunan kanunlarla malullerin sonra toplanmıştır. ve hele harb malullerinin aylıklarının Şimdi, Bulgaristan, Finlandiya, Mamünazara benzerlerine nisbetle önemli miktarda caristan ve Rumanya ile yapılacak Baftarafı 1 inci sahifede eeğinl ve bu suretle aile bağı kalmıyacagnı iddia etmişlerdir. Karşılıklı konuşmalar bittikten sonra jüri heyeti duruma göre, uygun tezi müdafaa edenlerin üstün oldukları kanaatine varmış ve davayı ikinci sınıfın kazandığını bildirmiştir. Kısa bir fasıladan sonra üçüncü ve dördüneü sınıflar arasındaki «ceza mahkemelerinde jüri bulunmalıdır» mevzuu trafında karşılaşmaya başlanmıştır. Üçüncü sınıf ekibi: Ahmed Aydın Bulan, Ziya Ergun, Nedime Yavuztekin. Dördüncü sınıf ekibi de: Vedad Burcıoğlu, Saim Dalcı ve Ercümend Berkerden mürekkebdi. Jüri de: Profesör Ziyaeddin Fahri Fmdıkoğlu, doçent Orhan Tuna, Dündar DevTesten müteşekkildi. Uygun tezi üçüncü sınıf müdafaa etmiştir. Neticede aykın tarafı tutan dördüncü sınıf karşılaşmayı kazanmıştır. andlaşmaların hazırlanması kalmıştır Bu anlaşmaların 1 mayısa kadar yapılması lâzım gelmektedir. Rumanya ve Bulgaristanla sulh andlaşmalarmın imzalanabilmesi için, İngiltere ve Amerikanın bu hükümetleri tanıması elzemdir. Cumartesi günü müzakerelerde bulunan Mr. Bevin ve M. Vichinsky'nin bu iki memleketteki hâdiseler hakkında ¡örüşmeler yaptıkları zannedilmektedir. Zannedildiğine göre Mr. Bevin ve M. Vicrdnsky Moskovada kararlaştırıldığı gibi, Bulgar ve Rumen hükümetlerini ¡enişletmek hususunda görüşmüşlerdir. İngiliz ve Amerikan temsilcilerinin Rumanya hükümetinin tanınması yolunda görüşmelere başladıkları bildirilmektedir. Bu hükümetin çok yakm bir Sarihte tanınması beklenmektedir. Moskova radyosuna göre, Bulgar hükümeti henüz genişlememişse bunun kabahati, kabulü imknsız taleblerde bulur.an muhalefette aramak lâzımdır. Diğtr taraftan Moskova anlaşması, muhalefet tarafından yapılan tekliflerin Bulgar hükümetince reddi halinde Moskovadan alman kararların yerine getiilmiş telâkki edileceğine dair bir hükmü ihtiva etmemektedir. Amerikan Dış İşleri Bakanı Mr. Byres de' bugün gazeteci'er toplantısında, İtalya ile sulh muahedesi hakkında bir şey söylememiş, yalnız Dış İşleri Ba:anları temsilcilerinin ilk olarak bu meseleyi ele alacaklarını bildirmekle iktifa eylemiştir. Mr. Byrnes, Yugoslavlar ile İtalyanlar arasında ihtilaflı bulunan bölgeerde tetkiklerde bulunmak üzere bir ıeyet gönderileceğini haber vermiştir. Baştarof» 1 inci sahifede nız kendisinin değil ayni zamanda daha zayıf komşularının güvenliğini sağlamak bakımından çok müsbet olan bu kabil kolaylıkları müttefikinden esirgemesine imkân olmadığı da muhakkaktır. Nil vadisinin Mısırla birleşmesi meselesi daha çok güçlükler çıkarabilecektir Gerek Mısır, gerek İngiltere Sudanın menfaatlerinin her şeyden evvel Sudanlıları ilgilendirdiğinde müttefiktirler. Sudanlılarla İngilizleri ikna yolunda Mısır devlet adamlarının gösterecekleri maharet, Mısır isteklerinin tatminini Onun için artık bir hususî garaz takil geciktirmemen ve Sudanın millî talebetmiyorsa, kimse uğraşmağa lüzum gör. lerini de sağlamalıdır.» müyor ve çoğu eti Belediye narhındaı Nota neşredilecek Kahire 29 (a.a.) Mısır İngiliz pahalıya alıyordu. Üstelik ucuz sattığı SJ ittifak andlaşmasının tekrar gözden ge nılan bir sürü kasab, hem de büyük cadçirilmesini istiyen Mısır notasile İngiliz deler üzerinde tartılarına hile karıştırahükümeti tarafından verilen cevabın rak her satışta yüz gram kadar hırsızlıl metni perşembe günü ayni zamanda ya ediyorlardı. Nasıl? yınlanacaktır. Bunlar terazinin daima et koyduklar kefesindeki kaim kâğıdın altına muSuriyedeki komünist kavvalar gizleyerek yüz gramlık bir ağırlık bulundurmakta ve dirhem taraaleyhtarı nümayişler fını ise çıplak tutmaktadırlar. Böylece Ankara 29 (R.G.) Son günlerde her tartılan etten yüz gram çalarlar. Suriyede komünist aleyhtarı nümayişlar Görürseniz fazla mukavemet etmeden: olmuştur. Sovyet hükümeti bu nüma Yanlışlık olmuş kusura bakmayın yişleri Sovyetler aleyhine bir gösteri olarak vasıflandırarak, Suriye hüküme der işi kapatırlar. Çarşılarımızda böyle hırsızlık edenler çoktur. Etin maliycı tine bir protesto notası göndermiştir. Bu suretle Sovyetlerle Suriyenin müna fiatından daha aşağı narh koymak bu sebetlerinde hafif bir gerginlik meyda hırsızlığa da bir nevi mazeret teşkil cdiyordıi. Şimdi narh kalktı. Burada Bena gelmiştir. Bilindiği gibi, Sovyet ajansı, muhtelif lediyenin işi bitmiş değildir. Şimdi etmemleketlerde vukua gelen bu kabil erin cins ve nev'ine göre satılmasına, hâdiseleri kasden tahrif etmekte, şu ve ;ksik tartılmamasına ciddî surette dikkat ya bu şekilde milliyetçi gruplar tarafın etmek gerektir. Çünkü kendileri de dan komünizm aleyhinde yapılan nü bilirler kasab esnafı maalesef arasında mayişleri Sovyet devleti aleyhine gös en çok hilekâr taşıyan sınıftır. Bunlar termektedir. Suriyedeki hâdiselerin de bu hileleri ticaretin icabı sayar ve ayıb bu şekilde vuku bulmuş olduğu kuv görmezler. Onun için mücadeleyi bu ihete yöneltmek faydalı olur. vetle muhtemeldir. Mısırın istekleri elediyenin et narhını kaldı roı Ş olduğunu gazeteleri görenler içinde belki bum bir yanlış karar olduğunu sanarak lıs yıflananlar vardır. Bana sorarsanız ks rar yerindedir ve bir kısım vatandaşla yalancılık, düzenbazlık ve hırsızlıkta kurtarmıştır. Mesele şu: Istanbula lüzuma kadar hayvan gel de toptancılar ve celebler arasında r< kabet olunca kasablar Belediye narhın dan da aşağı et satıyorlardı.. Bana mukabil vaktaki hayvan az g« liyordu. O zaman toptancılar Beledi) narhından daba pahalıya mal satıyo fakat eksik fiat üzerinden fatura veri yordu. E kasablar bn eti nasıl ucuz satı yorlardı? işte meselenin marifeti de burada. Kasabların daima kızıl karamanı dağ ¡iç, dağlıcı kıvırcık, maryayı erkek, ke çiyi koyun diye satmaları ayrı bir ba histir ya; fakat bir cok kasablar Bele diyenin 165 kuruş narhına mukabil c zaten iki liraya satmakta idiler. Hanidi biz eti bu fia ta alıyorduk. Denecek ki: Demek ki siz de kasablarla suç or taklığı yapıyordunuz? Vallahi bu mesele üzerinde biraz Hu rabiliriz. Gerçi ferilerin nizamı koru mak babında otoritelere yardım eline; asıldır ama bu yardım ile elde edilece neticenin, bozukluğu düzeltecek maiıi yette olması da şarttır, işinizi gücünüz bırakıp mahallenizin kasabını polise ha ber verdikten sonra işin beş lira par cezasile neticelendiğini görürseniz tabi mahcub olursunuz. Zaten bu ihbarlar v bu takibler icab eden kuvvette olsayd bir tesiri görülürdü. Böyle yasak savmı kabilinden cezalarla bu işlerin önüm geçilemez ve geçilemedi de. Polonyada siyasî cinayetler Varşova 29 (AP.) Polonya Dış İşleri Bakanı Wincenty RzymeWski, beyanatta bulunarak, İngiltere Dış İ?leri Bakanı Bevin Avam Kamarasında Polonyada siyasî cinayetler işlendiğini ve ekseriya bu cinayetlerde Polonya poli¡inin parmağı bulunduğunu söyladiği xaman yanılmış olduğunu iddia etmiştir. Bevin bu halin kendisini endişeye düşürdüğünü ilâve etmişti. Polonya Dış İşleri Bakanı, îngilterenin bu cinayetlerin kaynağını kurutmak İçin elinden geleni yapması lâzım ge'dijini, çünkü bunların İtalyada bulunan îeneral Anders ordusundaki mürteciler ve faşistler tarafından hazırlandığını, nihayet bu ordunun İngiliz kumandanlığının emri altında bulunduğunu I löylemiştir. Orta Avrupada kanunsuz sürgünler Viyana 29 (a.a.) 6000 kadar Çek ve Polonyalı sürgün Viyanadan 75 kilometre mesafede bulunan Melk Rus kampına yığılmışlardır. Bunlar Müttefiklerin müsaadesi alınmaksızın ve hiç bir hazırlık yapılmış olmaksızın kütle halinde sürülmüş kimselerdir. Kızılhaç memurlırı kamptaki hayat şartları karşısında şaşırmış bir vaziyette bulunmaktadırlar. Zira bu kamp ancak 2009 kişi alabilecek bir durumdadır. Sürgün adedinin 6000 1 bulması, son zamanlarda Yugoslavyada yerleşmiş olan Almanların çıkarılmaları üzerine vaki omluştur. Gerek Kızılhaç idare makamları, gerekse İngiliz Amerikan makamları, Rusları bu kanunsuz aile sürgünlerinden vazgeçirmeğe çalışmaktadırlar. Et narhını kaldırmakla Belediye kasablar a hüsnü niyetlerini isbat etmek 'ırsatmı da veriyor. Eğer kasabların gene eti sebebsiz olarak pahalılandırdıklan görülürse tekrar narha dönmek Beledienin elinde daima bir silâh olarak durmalıdır ve durmaktadır. Yabancı memleketlerdeki Amerikan askerleri Washington 29 (a.a.) Amerikan Harbiye Bakanı Patterson, Hindistan Birmanya ve Ortaşarktaki Amerikan kuvvetlerinin, belki de 30 hazirandan evvel geri alınacaklarım bildirmiştir. Bakan, askerî programın, Hindistandaki 50,000 mevcudun 4000 e ve Ortaşarktaki 18,000 mevcudun da 5000 e indirilmeleri ni derpiş etmekte olduğunu söylemiştir. B. FELEK Bucak Birlikleri Ankara 29 (Telefonla) İç İşleri Bakanlığı bucak birlikleri kurulması hakkında yeni bir kanun tasarısı hazırlamıştır ki, bugünlerde Büyük Millet Meclisine verilecektir. Tasarıya göre, bucakların kendi aralarında kuracakları birliklerin bir de muhasibleri olacaktır. Her birliğin köy gelirinden ayrı olarak sağlanacak bir de bütçesi olacaktır. Bu maksadla arazi ve bina vergilerine yüzde yirmi beş munzam kira ilâve edilecektir. Bucaklar arasındaki müşterek işler için bir işbirliği komisyonu kurulması ve muhtelif vilâyetlere bağlı işbirliği komisyonlarına Bakanlığın fcesbtt edeceği bir kaymakamın başkanlık etmesi de tasarıda vardır. Büyük bir yenilik ! Galatasaray İstanbul dördüncüsü oldu Haftalık siyasî, edebî gazete 2 Şubat CUMARTESİ Çıkıyor Babilden Esperantoya Necmeddin Sadak Londra 1945 Falih Rıfkı Atay • Ricasız Adam? Mithat Cemal Kuntay Hangi Yeni Çağ ? Peyami Safa Millî Mars Orhan Seyfi Orhon • Bir Gene Şair! Yusuf Ziya Ortaç • Haftanın siyasî olayları, şiirler, dünya basılımdan iktibaslar, fıkralar, karikatürler vesaire. Arnavudlukta gizli teşkilât Moskova 29 (a.a.) Tass ajansının1 bildirdiğine göre, Arnavudlukta bir faşist suikasdı meydana çıkarılmış, Tiran, İşkodra ve diğer şehirlerde birçok kimseler tevkif edilmişlerdir. Suikasdcılar Arnavudluk hükümeti şeflerini öldürmeğe hazırlanıyorlardı. Bunlar defalarla Yunanistana kaçmış bulunan Arnavudlarla temas teminine i çalışmışlardır. < " ' Ucuz Kolay Çekici DOĞAN SİGORTA A. Ş. Dün akşam İstanbul futbol merkez Teşekkür bölgesinde yapılan bir toplantıda BeYıllardanberi rahatsızlık veren lipom 'oğlusporla İstanbulspor arasındaki iti dan, beni muvaffakiyetli bir ameliyatla azlar gözden geçirilmiş, ve neticede urtaran değerli operatör Dr. Rahime stanbulsporun hükmen kazandığı galiBatu'ya alenî teşekkürümün iblâğı hu iyeti, bölge merkez heyeti tarafından ;usunda sayın gazetenizin tavassutunu eddedilmiştir. Bu karardan dolayı Gaatasaraym İstanbul dördüncülüğü tarica ederim. Giresun milletvekili hakkuk etmiş ve keyfiyet alâkalı kuüblere bildirilmiştir. Ahmed Ulus MİSKİNLER TEKKESİ Yazan: Reşad Nuri Güntekin kışın aba ile oturduğum için redingotum aşağı yukarı eski halinde kalmıştı. Mercan yokuşundan bir beyaz gömlek ile iki lâstik yaka uydurduk mu bu iş tamam oluyordu. Mekteb içice selâmlık ve 'harem bahçeleri, yıkık ahırlar, hamamlar ve havuzlar arasında gene bir eski zaman konağıydı. Onu Florina muhacirlerinden bir baba oğul işletiyordu. Oğul Selanik hukuku mezunlarından Şefkati Bey diye bir adamdı. Gözünün biri ötekinden küçük, kafası ve çenesi bir tarafa doğru hafifçe çarpık, kekeme bir efendi. İdarenin asıl ehemmiyetli unsuru bahçeye ilk girişte aba poturu, çıplak ayaklarında yırtık postalları, omuzdan ilikli gömleği, karışık kır sakalı ile bahçıvan sandığım babası idi. Fakat gelen giden olduğu zaman onu, kıyafeti için, iç tarafta bir yerlere saklarlardı. Ne olduğumu, nereden geldiğimi arayıp sormamışlardı. Vazifem kâtiblik ve yazı hocalığı idi.. Canım sıkıldıkça bazı açık derslere girip çıkacak, odamın etra fındaki fırdolayı pencerelerden teneffüs bahçesine nezaret edecektim. Şefkati Beyin «maaş meselesini düşünmeyin. Mekteb sizin. Bakalım aybaşı gelsin de münasib bir şey takdim ederizs demesi bir parça mide bulandırıcı Tefrika 11 radan biraz da üste vererek buraya kapılanmayı nimet sayacak vaziyette bulunduğumdan ay başlarında ne eserse açıktan kâr sayacaktım. Adımız «Nuru İrfan» idi. Derse giriş çıkış zamanlarında babanın boynuna bir kırık trampeta takarak bahçelerde, sofalarda dolaşmasına göre Galatasaray Sultanisile rekabete hazırlandığımız görülüyordu. Zaten ortada dolaşan sözler de o merkezdeydi. Ne idüğü belirsiz serseri frenkler elinde terbiyesi bozulan vatan çocuklarını mutlaka kurtarmak lâzımdı. İyi düşünülürse Florinanın gitmesi de o yüzden değil miydi? Ancak halkımız, Allah selâmet versin, daha gaflet içindeydi. Etek dolusu para dökerek, üstelik de yalvarıp yakararak yavrularını o Galatasaray denen batakhanede ziyan olmağa götürüyorlardı. Fakat ümid kesmemek lâzımdı. Kendileri, ben, Talât gibi münevver ve hamiyetli vatandaşların elbirliği sayesinde bir gün elbette «Nuru İrfan» in yolu da öğrenilecekti. Bu baba oğul evvelâ Çatalcada, bazı hemşerilerile beraber, bir miktar toprak alarak hayvancıiık etmek istemişler, fakat nedense bir müddat sonra ortaklarının ahlâksızlığı yüzünden dağılarak işi mektebciliğe dökmüşlerdi. Sahihlerinden bir kısmı ortada bulunmıyan bu konağa ne verdiklerini bilmiyorum. Belki de aradaki adamlara biraz bir şey koklatarak şimdilik bekçi gibi yerleşmişlerdi. Bir rivayete göre de, gene aradaki adamlar vasıtasile bir parça para vererek ve geri tarafını taksite bağlayarak, konağı enkaz fiatına kapatmak istiyorlardı. Aradan daha bir kaç sene geçer ve hele bu arada bir de konağın onmaz bir tarafına bir kıvılcım sıçrarsa sahihlerin bu fiatı da arayacaklarına şüphe yoktu. Bununla beraber binanın henüz ayakta duran tarafları ve hele duvarlarla tavanların bir kısmında sağlam kalmış tezyinat numuneleri onun bir zaman daha Galatasarayla baş koşmasına müsaade eder haldeydi. Benim kâtib odam binanın en mükellef odalarından biriydi. Duvarlarında türlü nakışlar; yarısı insan yarısı balık denizkızı resimleri; tavanında yedi bürcü temsil eden yağlıboya bir kubbe vardı. Bir kaç yerinden çatlamış ve aralıklarından samanlı kireç parçaları satkmağa başlamış olan bu kubbenin bir gün akrebleri ve terazileri ile başıma göçmesi korkusu olmasa manzara pek güzeldi. Bir de gene merhum, paşadan kalmış antika bir yazıhane vardı ki eşine gerçekten ne Galatasarayda, ne de hattâ Maarif Nezaretinde rastlamak mümkün değildi. Yalnız ağaç kurdları tarafından tamamüe yenmiş iç kısımları teller, sopa parçaları ve temel çivilerile, pek ustalıklı bir şekilde birbirine tutturulmuş olduğu için yanından geçerken çarpmamağa ve otururken kenarlarına dayanmamağa dikkat etmek lâzımdı. ÍArJcaíi var) Büyük Fransız mütefekkirinin altı ayda iki baskı yapan «EMIL> isimli temel kitabından sonra onu, düşünüşünün her cephesile tanıtan altı eseri daha bir arada dilimize mal edilmiş bulunuyor. Böylece 500 sahifelik iki büyük cildle hem sanatkârlık, hem filozofluk vasıflarını nefsinde toplamış olan yazarın ana eserleri tamam metinler halinde tefekkür kütübhanemize sunulmuştur. Bugüne değin ancak kulaktan kulağa, kitabdan kitaba rivayet şeklinde ve başkalarının bükümlerile tanıdığımız Ruso'yu «EMİL> inden sonra bu altı eserile doğrudan doğruya kendi yazılarında görmek imkânı elde edilmiştir. *Alt\ kitdbile Ruso» daki metin tercümeleri bulunan eserler: RUSO 6 KİTABİLE İLİMLER ve S I M I L A R HAKKINDA NUTUK. MÜSAVATSIZLIK HAKKINDA NUTUK. D'ALEMBERT'e MEKTUB İÇTİMAİ MUKAVELE umm EZILMIŞ MEKTUBLAR YALNIZ GE1EN »SAWN HAYALLERİ TERCÜME EDENLER : Hüseyin Rahmi Gürpınar dan SEÇİLMİŞ PARÇALAR Gazi Terbiye Enstitüsü Türkçe öğretmeni Bay Mustafa Nihat Özön tarfından derin bir tetkik neticesi olarak Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın en mühim eserlerinden en güzel, en gülüç parçalar seçerek ve seçtiği narçalarm kitapları hakkında ayrıca mütalâalar yazmak suretile eserini çok zenginleşiirmiştir. Bu mükemmel müntehabat 300 sahifadan mürekkeptir. Fiatı 250 kuruştur. Bu eseri Hüseyin Rahmiyi sevenlere, eserlerini okuyup koleksiyon .yapanlara ve Üniveriste ve Lise talebelerine hararetle tavsiye olunur. Selmin Evrim, Kâzım Nami Duru, Mehmed Evrim Zahir Güvenli, Ahmed Ateş. Bundan başka Ruso'nun hayatı, eserleri, fikirleri hakkında etraflı bir tetkik mukaddime olarak kitaba ilâve olunmuştur. Büyük kıt'ada, 500 sahifelik sağlam bir cild halinde çıkarılan bu eserin fiatı (4) liradır. Çıkaran: Türkiye Yayınevi; Ankara Caddesi No. 36, İstanbul. HİLMİ KİTABEYİ