Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I Ortaşarktan Röportajlar mezarını bulamadım! Büyük Türk filozofu Farâbinin Yazan: Ömer Rıza Doğrul Daha b r ay once Surıyede bulundu uzurtuden kurtaramıyorum Fakat gene ğum haıde bu memleketi donuş sefe umıdsız degıld m ve donuş seyahatimde rimde ikinci defa ziyaretimin en belli daha fazla muvaffak olmayı umuyorbaşlı sebeblerınden bin yarım bırakıl dum Hele bu işle alâkalanan dostların mış bir vazifeyi tamamlamak ümidi İdi hiç bir gavreti esırgemıyeceklerım vaBirinci ziyaretim, geçen Kurban bay deden ciddî ve samimî insanlar olmaları ramı günlerine rasladığmaan bu vazi ümidimi kuw etlend rmekte ıdı Şamdan bu umıdle ve bu ümidi gerfeyi başarmak için gerekleşen arattırmaları yapamamış, görüşmek ve akıl çekleştirmek zevkıle avrılmış, geri dödanışmak istediğim kimseleri yerlerin nerken de buraya uğramağa karar vermiştim de ve ı? başında bulamamıştım 1945 yılının son bulmak üzere olduğu Yola çıkmağa karar verdiğim gun kendime yüklediğim bu vazife, yalnız «ırada tekrar Samdaydım ve ilk karşıbenim değil, butun yurdda'larımın gay laştığım haber Farabmin mezarını bulT retıle başarılabilecek buyuk ve kutsal mak ıçm sarfedılen butun gayretlfc m bir vazifeydi Benim hıs=eme düşen bo boşa g tmış olduğu ıdı Hiç bîr kimse lumse pek naçizdi Onun için Ortaşar onun mezarını görmemişti ve hiç bir kı ziyarete ve Şama uğramağa karar kım=e onun mezarını gormuş olduğunu verir vermez, bu hisseyi başarmadan söylememişti Gerçi tarih kltabları odönmemek için kendi kendime and iç nun burada gömülü olduğunu bildirimiş ve bu kesin azimle yo'a çıkmıştım yordu, fakat daha fazlasını bilen veva Maksadım şuydu Şöyle böyle b'n yıl ı=ıten voktu O halde yapılacak iş benim ilkönce önce Samda vefat ettiği ve Şam mezarlıklarının birine gömüldüğü muhaskak tasarladığım 6 çüden daha büyüktü Yani evve'â Farabınin kabrini hjlolan büyük Türk filozofu Farabıyı ziyaret etmek ve eğer lâyık olduğu sa> mak sonra o kabrin üzerine bir abide kurmak ıcab edıvordu gıya uyan bir mezar sahibi denilse buAcaba Fa>"ib nm mezarını bulmak tun yurddaşlarımı ve Türk Tarih Ku« rumumı bu vazifeyi başarmağa davet mumkun m u ' etmekti Bunun içm ilim adamlarıle görüşmek Şama vardığım gün, onu sordum Fa ıcab ediyordu Salahaddını Eyyubının kat nerede gomulu olduğunu bilen bir kardeşi Melik Adılın kurmuş olduğu kimseye Taslamadığım için çok üzul bir medreseyi konak edinen <Mecmaı ildum mî» ye vanı Akademiye giderek me«hur Ertesi gün bayramın birinci günü idi buyuk ustad Mehmed Kurd Alı ve AkaAraştırmalarımla alâkalanan ık kişi ile demi gerel sekreteri ve çok değerli birlikte Şamm «Babı Sa<nr» meza 'ıgı ılım adcımı Ha 1 Mardam Bey'erle gona doğru hareket ettik Kavıdlara göre rüştum ve Farâbinin kabrini bularak Farabi, burada gomulu ıdı O duğu gun, üzerine bir anıt yükseltmenin hem Türk Arab tarihinin en unlu hükümdarların âlemine hem Is'âm ve Arab âlemine dan olan Sevfuddevle (Devlet kılıcı) gerek'esen buyuk bir borç olduğunu maiyetinin erkânıle birlikte filozofun anlattıktan sonra diğer bir düşüncemi namazını kılmakla buyuk bir kadırta de söyledim nırlık göstermiş ve Farabi «Babı Sasır» « Farabi, Milâdın 950 senesinde veyanı «Kuçuk Kapı> mezarlığına gömülmüştü. Biz de bu mezarlığı araştırmak fat etmiş olduğuna göre 1950 de oluistedik Mezarlık gayet gen ştır \e ıcmde munun üzerinden bin yıl geçmiş olabirçok kubbeli mezarlar vardı Sağa bak aktır 1950 senesine kavuşmak için tık sola baktık Fakat, bırşey bıılana önümüzde dört yıl var Bu dört yıl dık. Mezarlığın bekçisi akrabalarıle bay zarfında hem Farabının kabrim keşfet ramlaşmak üzere çıkıp gitmiş olduğu mek ve onun bir daha kaybolmasına ıçm onun rehberliğinden de mahrum imkân vermiyecek bir abide kurmak, kalmıştık. Koca mezarhksa, sunlprce hem onun hatırasını yaşatmak ve tebdevam edecek araştırmalarla kalburdan cil etmek üzere elbirliği yapmak ıcab geçırılebıhrdı Onun İçin gene uzuntu edıvor Bu teşebbüse yalnız butun ıc nde geri dönmek zorunda kaldık Türk ve bütün Arab âlemi değil, herBana bu araştırmada refakat eden erin halde butun insanlık ve medeniyet âkanaatine göre, mezarlık bekçisinin de lemı de ıştıras eder ve 1950 vılı «FaraFarabiyi tanıyıp bize göstermesi im bi yılı> diye tarihe geçer Acaba siz ne kânsızdı Çunku alelade bir bekçiden der«ınız?» ibaretti Yapılacak iş Evkaf Idae ine Sayın ustad Mehmed Kurd Alı ile «asonra Arab Akademisine başvurmakvm arkadaşı beri der n bir memn nluk tı Belki bunlar bir ipucu verir ve bu ıçırde d nlem «ler sevme sevine cevab savede araştırmalar kolaylaşırdı vererek düşüncemi kutlamışlar, daha Güzel ama bayram günlerinde bu sonra ustad Mehmed Kurd Ali şu sozmercileri bulmak imkânsızdı ve benim 'erı sovlemıştı burada daha fazla kalmama imkân yok< Bana kalırsa bu düşünceyi gertu Onun için tanıdığım zatların hepsim 1 bu bahisle alâkalandırdım ve dom «te çekleştirmek icra yapılacak ilk iş, Famutlaka buraya uğrayarak neticeyi öğ rabi hakkındaki yazılı ve basılı butun renmek i«tiyeceğımı bildirdim Fakat eserleri tetkik ederek hav atına ve rreFarabınin kabrim bulacak durumunu ve matına dair her ne soylenmışse hepsini bu durum karşısında Türk milletinin toplamak ve neşretmektir Bununla hem insanlık âlemine bağıtladığı buvük de onun hatırasını taziz etmiş hem kaoıhayı lâyık oıduğu en derin sav?ı ile nın nerede bulunduğunu keşfetmeyi yaşatmak yolundaki vazifelini hemen kolaylaştıracak ipuçları elde etmeŞe m belırtememek yüzünden çok mahzun Vin bulmuş olumuz Dediğiniz gibi bunun üzerinde elbirliği yapmak cok dedum Acaba Şam bu büyük filozofa karşı rîn te«rh olur ve çok ıyı neticeler verır> neden dolayı bu kadar lâkayd kaimi*' Salâhaddmı Eyyuhı Muflddini Arabi Ustad Mehmed Kurd Ali her türlü gibi bir çok büyükler burada muh^^em muzahereti vadetmU ve bu yoldaki inmezarların sinesinde yatıyorlar ve iç celemeleri üzerine almıştır lerinde yalnız Ibni Teymiye sadelik ve Farabi en buyuk TurkIslâm filozofu tevazu içinde Bir sanat abidesine de olduğu içm bizim Farabi yılını yanı eıl fakat kupkuru bir taş parçasına can 1950 yi hem filozofun mezarına buyuk veriyor bir anıt dikerek hem milletlerarası buFarabf fse bîr kura taş parçasına da vuk törenler yaparak karşılamayı bacan vermekten mahrum gibi! yak ve şerefli bir vazife sayacağımız Felsefe tarihinde Aristo'dan sonra şüphe götürmez Alâkalı ilim müesse»muallimi sani» tanınmak dünyaya ilk selerimizin ve bilhassa Türk Tarih Kuİlim ansiklopedisini vermek, akıl ile rumunun bu yolda Türk milletine rehkılbi derin bir ahenk içinde işletmek ber olacağını muhakkak sayıyorum anata en büyük değeri sağlamak elBiz btı yazı İle bu yolda hissem hasıl bugünün kafasim hıtab edebıl° düsen vazifeyi ynpmış olmakla şerf *ek derecede asırlara hâkim olmak ve duyuyoruz. sn asrı aşarak butun canlılığını koruÖmer Rıza nak gibi üstün meziyetler, bir insana >ereflı ve ünlü bir anıt bağışlamağa yetKetentohumu ihracı serbest nez mi ki Farabi böyle bir mazhariyetTicaret Ba&an'ıgı ya^lı tohumlardai Ke en mahrum kalmıştı? ten tohumunun hiç bir flat kaydına \e için ıçm Hâm din «âlem senin me fona tâbi olmadan İhracın» ırüsaade et arın» mısraını okuyarak kendime te mistir Bu karar ketentohurru flatlan u zerine derhil on kuruşluk bir tesir yapyelli vermeğe çalışıyorsam da ken1 mı mıştır BıT seneden fazla oluyor arımdan kim şeye söyliyemedimdl Aradan vakit geçin» insanın utancı azalıyor Gevezelik merakı da sıkıştırdığı için bugün açığa vuruyorum. Bir seneden fasla oluyor bir gun, Beyoğlu caddesin len giderken endam • kıbab. adamın dixkatini çeken DIT e ene hanım gordum Hafif fakat zarif lyınmış, başına bağladığı <şıfon> a adi bir biçim verm s sızın anlıyacağmız avaeını uydurmuş bir kadın. Hiç bir kadına hems r e 2ıis3 nden başa duygu ile bakmadığımız çın ona da ir resim seyreder gibi dîdeledıkten onra uzaklaşırken basile selâm verdııni ve bana gulumsedığıni görünce lahcup oldum Çok defa tanıştığımız ısanlan, hele hanımları un ıtarak seımlamamal: kabalığını vaaı/crum (eni azametli sanacaklar diye de mutessır oluyorum. Lâkın elden ne gelir' tastgele her kadını Muhakkak tanımışımdır kabalık İmasın' diye selâmlamak da abes1 cinden Sız beni tanıyor musunuz? Ne dıe bana selâm verdiniz' Diyecek de ıkabılır vesvesesıle ne yapacağımı bil nemekteyım Onun içm bu hanımın elâmını mahcublukla iade ettim Ama ildi beni bir merak Ayni istikamete ruruyorduk Ben Beyog unun maruf nağazalarından bırme gırd m Ne güzel esadüfi Hanım da girdi ve içeri gırnesıle Beyefendi! Behsederun ki beni ta uyamadınız1 Evet' Havır yani tanımaz olu mu yum efendim Yalnız isminizi hatır ıyamadim yoksa Yok yoK' Herhalde nezaket gösteriyorsunuz Sızı uzmıyeyım Ben Ye<san Zehra Yeksan Işgız<ır banka m^a memurdum Sız gişeye gelirdiniz Hatırlamadım ama bukadar tafailât üzerine artık Tamam tamam, simdi ha ırladım Nasılsınız hanımefendi1 Gene bankada mısınız'' Evet efendim Yalnız servisin degı=tı. Ka¡.a d<iiresındeyım Ve yavaş yavaş e?ya reyjonaıına gırdııt O benden ayrıldı Ben kendi alacağımı almak için başka daireye gittim o da başka tarafa gıtt biraz sonra da o benden evvel ısını bitirmiş olmalı ki yanımdan geçerken T Albha ıs^narbdık bev f n lı d°dı Ben selametledim ve kapıdan çıkarken de yuk ek sesle Kabadan geçmeyi unutmayın rica ederim diye beni bir de davet etti Yanı hiç de bovlesını gormuş değilT dim Bovle şeyler hep de us u adamların basına gelir Hiç görmediğime kale duvarı kadar sened vereceğim bir kadın bana kerdını tanıttı iltifat etti ve tıstehk verdiği adrese beni çağırdı bundan iyisi can sağlığı' Gel de şimdi er1 keğe kabahat bul Zihnim bu mülâhazalarla meşgul olaugu halde almak istediğim şeyi aradım bulamadım ve mağazadan çıküm çıktım degıl, çıkmak üzere kapıya doğ^ulduğum zaman bir tezgâhtar elime bir kâg d verdi Anlamadım Kâğıda baktım Bir hesab pusulası „. Nedir bu kuzum! Bayanın hesabı efendim Hangi bayanın' Sizinle beraber gelen» Ben bayanla beraber mi geldim? Ha1 Öyle ya' Be aber geldik Ama biz Bakanlık, istihsal bölgelerine yeni müfettişler gönderdi Şehir LMÍN HAR İKALARI =haberleri İlim sır perdesini Zeytinyağ satışları kontrol ediliyor artık kaldırıyor îlım Yirminci yuz yılda bilhassa son seneıerde dev adım arıle ilerliyor Bu izin buyuklugu kar ısında ılım adamarı bile hayret içindedir Londranın B BC (Radyo Yavm idaresi) yeni keşiften halka anlatabilmek üzere, bu harb çınde, bir seri konferanslar tertıb etmıstı Sır W Braeg m başkanlığında, her biri buyuk otorite olan, on uç ılım adamınîn hazırlamış olduğa on do t konferans birinci seri olarak yayın'amıştı Sonunda (Hayat nedir?) muammasına cevab aramağa varan bu kon! eran=!arı adapte ederek Cumiurıyet okuyucularına vermek istedik Açı ıs konferansı olan birincisi Bragg tanfından lerılmıştır Uzun zaman Royal Instıtution adlı bu3nak ilim muessces nın ve Buyuk Harbde Ro> al Socıety n n balkan ıklarmda bulunmuş olan B agg kristal fiziğindeki kesiflerinden delajı oğlu ile beraber Nob°l mükafatını kazanmıştır Her iki harbde ilmî kesiflerde memleketinin kara ve d«nız orduarma rruhım hizmetlerde bulunmu'iur Tanıyanlara bir baba sevgi ve hürmet nı telkm bu bujuk adam ş mdı olmuş bulunuyor ist traaen şunu da bildireyim ki benim bu işteki roum fevkalade cazıb olan bu konferjnsarı sadece adapte etmekten ibarettir "M.Ü. HEM NALINA MIHINA Dünya barışı ve radyo ecen akşam Radyo Gazetesinde dostum Nureddın Aıtamın anlattıklarını dinlerken uzaktan ve derinden gelen başka bir ses Ankara radyosunun yavmına kanıyordu Arada Nureddın Artam saüıbası yapmak ve bir lâhzacık nefes almak, yahud da hafif terüb öksürmek çis sustuğu zaman, ba yabana íes biraz daha kuvvetli olarak işitiliyordu Nureddın Artamın sakın konuşması ile tam bir tezad teşkil eden bu meçhul ses, anlıvamadığım bir dille fakat boğuk, sert, \e cok heeycanlı, çok şiddetli bu eda ile bağıra bağıra bir şevler anlatıyordu Bir ağır makınelıtufek boluunun yaylımlarını andıran bu lâf çağlavanı, bana, başta Hıtler ve Mussohnı olmak üzere, bir suru hatıbleıın ve spikerlerin harbden evvelki ve harb içindeki radvo yayınlarını hatırlattı Hele harbe tekaddum eden günlerde ve harb içinde bu* kısım radyolarda, harb tanrılarının boğuk ve korkunç seslerde savurdukları savaş naralarından ve tehdld kufcremelerınden başka bir sey işitilmez olmuştu Gokgurultusunu andıran bu hitabeleri bir sürü alkımlar ve takdir, teşvik seslerıle halk kütleleri de desteklerdi Fakat Avrupada ve Amenkada gezdiğim radyo evlerinde hatta saraylarında da diyebiliriz bu alkışların sırrını, a'om bombasının esrarı gibi, saklamamışlardı Radv olarda, gokgurultulerı, su şarıltıları, fırtına uğultuları gibi, halk'n alkışlan ve bagtışmalan da taklıd ediliyordu Bunların vaktıle plâğa alınmışları, sımsıkı kapalı bir kuçuk odada mikrofon basında, kendi kendine konuan adamın sözleri arasına karıştırılıyordu Sız de, uzaktan muazzam bu* kalabüıgm tufan gibi alkışlar ve bagrışmalarla hatibin laflarını beğendiğim, teşvik ettiğim, selamladığını sanıyordunuz Harb içinde radyolarda bu ateşli, bu korkunç hitabeler, daha doğrusu palavralar sakın ve mutedil konuşan seslen de bastırdı ve bir zaman radyonu zun düğmesini nereye çevirseniz ayni boğuk fervadları duyardınız. Paristen aynı ses, Bukreşten aynı ses, Atmadan avnı ses, Sofyadan ayni ses' Avrupada bir kaç tarafsız memleketin radyolar? ile ingilizlerin B B C sinden başka her yer bu harb naralarıle dolmuştu Sonra, radvoların muhtelif dalgalarından taşan ve Avnıpavı istilâ eden med dalgası, yavaş yavaş çekilmeğe ve uzakhştnaga başladı ilkönce palavracıbaşı Mussohnı mn sesi kısıldı nıhavet cezırın ters akıntısı med dalgasının kabardığı ve coştuğu vere kadar çekildi. Hatırımda yanlış kalmadıv=a, Hıtler in sesi en son 1945 martında duyuldu O gun de halâ Alman milletine hitabeD «dayan, zafer bı undır'> dıven bu boğuk ses Alman yıkılışının çaürdısı arasında büsbütün bozuldu Geçen akşam Nureddın Artamın sesinin arasından bangır bangır bağırdığını duyduğum o azgın, me;hul spikerin hevecanlı sesi bana, yıllardır dinlediğimiz savaş naralarını hatırlattı. Kendi kendime Evvah* dedim harb halâ bitmemiş, dünyanın kara degıl kanla yazılmış almalısı henüz sona ermemiş' Hala, radyolarda kukremeler homurtular \ar Ve sonra jıne kendi kendime karar verdim : Duııya, barış ve emniyete sükun ve huzura aııcık radyolarda bu eteklen tutuşmuş gibi konuşanların tutuşturucu sesleri, Nureddın Artamın ses? gibi sakın, mutedil ve tatlı oldııeu zaman, kavuşacaktır Radyolarınızı dınlevınız Ne zaman naralar kesilirse o zaman sulha re selamete erişmiş olacağız Salih Murad Ticaret Bakanlığı seytlnyagı lstllısal bölgelerindeki zeytinyağı satış arını daa sıkı bir kontrol altına almış ve istihsal bölgelerine yeni müfettişler gönderiliştir Buyuk şehirler için alınan vağlum bu şehirlide kontrol teşk^atı bulunması itıbanle satış ve flat 'ontrolu daha kolay olduğu İçin, bilhassa 5tedenbeıi zevtmvağı az İstihlâk edilen vilâvetler tacirleri tarafından alınan arn fia* ve sevkleıi kontrol edilecektir Mufett'sler her satışın fiatı üzerm<Jf» ehemmiyetle duracaklardır Bu mev anda Baenliga yanılmış olan bazı ş küvetler de tetkik olunacaktır Yadların irrpsi hususuna ehemmiyet verilecektir Şehrimizde bir tereddua depreş* geri ren zeytinyağı piyasası semdi voluna girmiş bulunmaktadır Fiatlar da nor n al bir sev'vede bulunrmktadır I tan bula çok zevtınyağı gelmemekle ber^ ber İhtivaca ka f i görülmektedir Avıal < ve Eğeden gelen vatların kilosunun fıatı 232 kurus f an 250 kuruşa kadar oymmak adir B ı f ı a t h n valnız mklı e ıcreti ilâve edilerek litre ile baV\allarda satılmaktadır Vali bugım geliyor Vali ve Belediye reisi IJktfl Kırdar a Cuiıhurlvet Halk Partisi vilâyet İdare he yeti başkanı Alâeddln Tlrldoğlu bu sabahki trenle Ankaradan şehrimize geleceklerdir Vilftyet ve Beledive büfÇesl hükÛTjetç» tasdik edildi* nden v ali bu bütçeyi de be. rabeıinde getirecektir Memurlar hakkında Hükümet dairelerindeki memur adedlnlrj yarı yarıya azaltılacağı hakkında şehrimizde malumat yoktur Yalnız harb zarureti dolayıslle teşkil edllm ş ofl3 birlik vesaire gibi fevkalâde zaıranlara ald teşkilâtla el» çalışanların sayısı aza ti acaktır Ücreti» çalıştırılanlardan mühim bir kısminin lîlerlne son verilecektir Turk mimarlar kongresi toplandı Türk Mimar ar Bir i o i istanbul ş abesi: yıllık toplantısı dün Ticaret Odası « nunda yapılmışt r Okunan vıll k raporda vabancı mimarların faallvetlnden ve resmi p ojelerin büe vabancı mimarlara ı İRndıtından acı acı şikâvet edllmekt Eaporun ok m nas nı muteikıb muhte M n narlar eoz alnış bllhn sı yabancı re marlar me«elest bir çok tartılmalara sebeb olmuştur Sóz söyl venler Turk mimarları mn v ilende getirdikleri eserler arasında bütün d u i j a d a övünülecek eserler bulun dugjnu zikretmişlerdir Mcrtta vapı acak yapı konıçresl üzerindi d" ban mimarlar söz aH iş ve bu kongreve ald muhtelif fikirler İleri sürulnu^tür Kongre yeni üeyetln seçimi 11« sona er rr İştir Nasıl oldu da ılım şu bir kaç sene ıçırde on saftaki yerini aldı 9 Şu buvuk harbe bir baksak ilmin bunda nekadar buyuk rol oynadığını gorurjz Um? roşerj ve tatbikat olmasaydı butun silâhlarımız randımansız olurdu Karada denizde veva havada er, malzeme ve gıda maddeleri bu kadar ıyı taşınamazdı Harb makinesini çalıştıran tertibat, haberleri b r yerden diğer bir y°re ulaştırmak ıcın kullanılan har ku ade me todlar kara d*»nız ve hava ordu'an aracındaki koordmasjon bu orduların bir yerden diğer bir yere nakli keyfıjetı bu derece mükemmel olamafciı Harb cephesırdeki erlerimizi sıhhatte bu1 induran hastaları ve varakları kolay tedavi eden sıhhî teşkilât bu kadar ıyı çalışamazdı ilmin bize uzattığı universal yardımı reddetsejdık harb makinemiz derhal çökerdi Erlerm kahıaTianhl,ı mem eketatıızı kurtaramaz, bir kaç gun içinde ma o ub du«erdık Fakat ilmin ehemm yetim sade haıb islerinde ararmk hilesizlik olur, onun goçmış sulh zamanlarında yardınmı pordugumuz gibi gelecek sulh günlerinde de J ard mim beklıyebılırız Bizim (ziraat madencilik dokuma ve maden ı=lerı gibi) eski endüstrilerimizin ilmî b lg e olan ihtiyaçları gun geçtikçe artmaktadır Elektrik ve kımja meriezerı et'a f ırda toplanan buyuk endus'rıleı baştan aşogı ilme bağlıdır Modern tababet ve cerrahlık ilmin yardımı olmaksızın im1 ansızdır Bu söjledutlerım jenl şeyler değil tabiat alem nm dakik mu ahedeíinden ibaret olan mm b r kaç yuzyıldanbe i herkeste ilgi uyandırmı» ve insanların hav at ve fikirleri uzermde gittikçe buvuven tesirler yaratmıştır Ondokuzuncu yuzyı da bazı muhım kesifler ilmin ilerleme ham elerini artırmış Yirminci yüzyılda ise ılım yukarıda bildirdiğim gibi, on safa gelmiştir Bizi şaşırtacak derecede büyük olan bu ilerlemeyi körükleyen bir takım amil ve şartlardan biri diğerlerini bastırır Bu ve sonraki konferansların konusu ı4te bu amilleri tarif ve bunların nasıl çalıştığını b Idırmekten ibarettir Onu ıjı anlamak lâzım Çunku diğer aletler gibi ı im de ancak ıyı bilmekle faydalı olabilir pksi takdirde, janl yarı b Igı, kendini kullanan kimseye fayda degıl, belki zarar verir Şimdi bu amillerden bahsedeyim yeryüzünde dolaşırken gunluk işlerimi, zi japarxen bize delâlet eden blncık alet goz'erımızdır Gözlerimizle etrafımızı gorur, atacağımız sonraki adımı onunla ayar ederiz. Gözlerimize o de^e İngiliz çocuklarının resim sergisi Bundan bir müddet e\rel İnci 7 ki İt ir heretlnin tert bledlgl ve Beyazıddakl 11 Ulab muzasınde açılan ingiliz çoeı ki r: nın resim sergisi görülen rağbet üzer m Beyoğlu istiklâl cadde<=i Parmakkapı !• ta'syonundakl CKız Sanat okulu daimî s»'. gl«l) nde yeniden açılmıştır Bu se gide daha ev el te uir edilmiş olan Grafik San at ÎT s rgi'lne ald eserier da satı maktadır Eski kanaviçeler tütünleri bozuyor Tütün ambalajları İçin kâfi mlk araa çul ve kanariçe bulunmad g ı dan eski çullar kullanılmaktadır Fakat bu kana lçelere arılan tütünlerin bazı haşere sür'elerlle bozulmakta olduğu görülmüştür Teke: BakanJığı Tarım Bakanlıglie terrass geçe rek Izmlrde kurulacak bir İstasyonda e=kl ç ı lar dezenfekte edilecektir D ger taraftan tütün tüccarlarının ambalâjlık kanarlçe İhtiyaçları tesbit edilerek birliklere bildirilmiştir Bunaan sonra kanaviçe ve çullar Ticaret Odaları ta r afından tem n olunacaktır Tutun tüccarlarına açılacak kred: Şimdiye kadar Ziraat ve iş Bankaları ta. rafından t Jtun tüccarlarına el er naek rrnUarın kıymetlerinin yjzde ellisi nlsbe. tinde kredi açılmakta İdi Son defa Anka. rada T cıret Vekâlet'nde yapılan toplantı da tüccarların piyasalara geniş ölçüde iş. tlrakleri İmkânını sağlamak maksadile bu bı kredi miktar m n arttırılması lüzumu go zonunde tu u^nuş ve alâkadar bankala ı temasa g ri c ilmi}tir Bankalar prensip İti tarlle bu müracaatı kabul etmişlerdir leme bir de ters tarafından bakalım Bu Önek küçükler) âlemini ihmal etmek, müşterek düşmanla nmia karşısında cede baglıy z ki ondan mahrum olsa* fa düşmek olacağı gibi, insanın ı^mde vaşadıgı şartları ıslah etmek fırsatını da şlenmızın çoğu aksar Fakat gözlerimiz de bizra İçm tav kaçırmakla utaracak bir duruma duşdalı olan şeylerden hepsini btze bitire muş oluruz. Başka dünyalar mez. Onlar b ı » hile bı ecegımız şeyleBurada (dünya) yerme (dünyalar) ıııı anca*, kuçuk bir kesrin ogretır, e T muhım olan şeylerden onun da haberi demekt°n kasdım muhtelif şev ~rın kucukluk derecelerinin birbirinden bamyoktur başka olmasından ve binaenaleyh Yolumuza düşen vahşi bir hayva ba ka dünyalar teşkil etmesmdendır m goreb liriz ama içmek üzere olduğu Maksadımı canlı b r teşbihle izah edemuz bir bardak su içindeki tifo m kroc yim Birbiri üz=rmde dizilmiş bir takım larmı goretneviz gene sunu biliriz k raflarm onunde durduğumuzu farzedebu dun lakı ho tihk mıkroVarı bu 1 m Goz r mızın onune raslay an rafa *un vahsı hayvanlardan daha çok ve çapı bir santimetre kadar olan eşyayn tehlıkehd * B rmde o tehlike ışa^etııı meselâ kurşunkalem veya yazı kalemiveren uzvumuz mevcud olduğu hald" ni koyalım Bunun altındaki rafa bundikerinde tehlikeyi bıld recek uz\a ma dan on kat kuçuK şeyleri mesela bir lık degıhz ne yapal m tabiat bizi boyl a mukavva parçasını koyalım Bunun alaratmış tındaki rofa on kıt daha kuçuk şevleri Acaba göremediğimiz şeyler ve bu mese'â insan saçını koyalım Artık gözyüzden knybımız yalnız bu mıkı oblara lerimiz v azifeWinin sınırına yaklaşmış mı ınlısar ediyor? Yeni keşfedilen olur Bu su'efle rıflara üstündeki rafşeyleri gözden geçirmekle bu sual kar tam şevlerden on kat kuçuk ve altındasısında şaşar kalırız, dünyanın ıyı bıl k raftTkı şeylerden on kat buyuk şeyd =ımız şev en goz erimiz e görebildi ler koymakta devam edelim ğimiz ş»vleraır, bu keş fere b kar k A=agı doğru uçuncu dördüncü ve bediyebiliriz ki bıluik'enmıze nazaıan bil şinci raflara çes dlı bakteri veya mıkmediklerimiz pek çoktur Yapı'arı ve roblarla nebat ve hayvanların can' hareketleri pek kuçuk olan bir »akım hücreleri konacaktır Bunları görmek cisimlerle dolu bulumn idrak edeme ıçm iyi pertav sız lazım fakat beşinci rafa diğimiz dünyalar ve dünyalar gozjerı gelince en ıyl mikroskop bulundurmamızm diîinda kalıyor Bu dunvalardakı h Gerçi, sonraki konferanslardan bicanlı ve cansız şevlerin sayısı ve çesıd rırde görüleceği gibi canlı ile cansız lerı görebildiklerimize nazaran kıvas arasında kesin bir sınır kestirmek zor edılmıyecek derecede çoktur O dünya ise de hav atın bu rafta sona erdıgmı larda, akjimrra gelemıyecek olaylar, de kabul edebiliriz. gışıkliKİer cereyan etmektedir HayatTabıatin tuğlaları olan molekül ve alarımızda muhım roller oynayan bu şev tomları altıncı ve yedinci raflara koyaleri idrak iç *ı tabiî vasıtalardan mah rız Sekizinci rafa varınca atomları arumuz tık gende bırakırsak da bu sefer röntgen Bazıları dostlarımızdır onların •yar ve radvum şuaları kendilerim gösterir dımı olmasaydı yaşıyamazdık Bazıları On ikinci ve on uçuncu raflara inince çekirdek ve da düşmanlarımız. O halde biz zavallılar atom Içırde bulunan buyuk dunyilardan haberi olmıvarak elektronl?ra geliriz 13 uncu raftaki eşyaşıyan körleriz Butun a emin ancak vi un b ıvuKİugu sintımetrenın milyon kuçuk bir parçasını idrak etm^ıcle ka kere mıh onda biri kadar olduğunu söynaat ediyor ve belıiı de boburlemvoruz lemeğe lu'um var m ı ' MiKroskopun keşfinin verdiği ilk neŞimdi gözlerimizin önündeki raftan ticeler insan gozunu ve fıkr nı açn ak kalkara': yukarıki raflara bir bakalım ve dış alemi bize göstermek olmuştur Birinci raf on santimetre buyuklupunBöyle yapmakla o kuçuk cihaz yüce ka dekı (meselâ el genişliğindeki) e yayı inatın onune gerilmiş olan sır perdesini bunun üstündeki raf bunun on9 ka kaldırmış oluyor Nîsıl olur da, kendi (yani 100 santimetre büyüklüğünde* cussemızd^kı eşyayı hayatımız için eşvayı), meselâ bir sandalyeyi, bunun önemli şeylerden addedip diğerlerini üstündeki raf ise bir sokak genişliğin bir tarafa atabiliriz' insanın deşen cussesile ölçülmez Kendimin yalnız olcu posterir Bir kurşunka^mden yuz baı işlerine versek bile insan ayağı uzu^u kat buyuk olan bu sokağın uzun ugu ğuna hususî bir değer vermek doğru daha üstteki rafa düşer Bu suretle yudeğ Idır Bunu ancak muayyen ve mah karıki raflardan beşincisine gelmiş odud işlerde, uygun bir ölçek olarak luruz Dokuzuncu rafta arzın çapına varırız Aym uzaklığı onuncu ve on birinalaollırız. ci raf araşma, güneşin uzaklığı on uilme kuvvet veren şey, gorunmlyen çuacu rafa en yakın yıldız ise on sedünyada cerevan eden seyWe aıd bil kizinci rafa düşer Kâ natın, bugün kagidir Ilım adamları çıplak goz menzi bul edilen, çapı ise yirmi altıncı raf; 1 linin dışında kalan sonsuz dünyada a düşer Demek ki bugün ilim adam arıraştırmalar yapmakla zevk duyarlar ve nın üzerinde uğraştıkları şeylerin burayda görürler Onların laboratuarı ta yukluklen arasındaki nisbet (1) m obiatın sonsuz çeşıdlı, canlı veya cansız nune kırk sıfır koymakla ifade edilynpı'an bir aıava getirdiği yerdir o mektedir 'aboratuarda vucudlerımızı teşkil eden Bundan sor rain v azılarda goz sev vemalzemenin, gordugumuz ve ıaarem z altında bulunan butun eşyanın, bıçın *• nın a tına avısın raflardakı eşyayı gozden biçime girdiğini görüyoruz işte bu den geçireceğiz ilk raflardan bir kabilgi sayesinde kuvvelerini sayılarında çmdaki eşya mikroskopla kolayca goru bulan o kuçucuk düşmanları anlayor Iebılır Bunlar arasında ballıca cazı hatta onları parçalavor ve parçaları u şeyler pek kucuk olan canlı mahlukzerınde etudler yapabı iyoruz. Diğer ta lardır Daha alttaki altıncı, yedinci ve raftan dostlarımızı buluyor, onlaraan sekizinci raflar ise canlı cisimler nego^dugumuz yardımları artırmak yo un bat, dokuma, madenler, taşlar gibi ta da on ara fırsatlar veriyoruz Tabiatın biat malzemesinin en muhım ve acıb atom ve molpkul en yanyana getirerek mimarisinin başlangıcını verir En al takı rafUr son zamanlarda b Ig kayaları, netallen, havayı, suyu, adalelerimizi ve kemiklerimizi nasıl mey dairesine giren eşyayı bildirecektir Bı dana getirdiğini öğreniyoruz Kullandı yızılarda pek kucuk cisimler dunvasi ğımız mahsulleri daha iyi, israfa mey nız akamet ve ehemmiyeti gösterilmeğe dan vermıyerek kullanma yolunu bula çakılacaktır bileceğimiz gibi, istediğimiz haspaları Salih Murad Uzdılek taşıyan yeni yeni mahsuller buluyoruz Pamuklu çorap Böyle yapmpk'a (ılım buyuk kuvvetT ciret Bakanlığı yeniden b r mikta tir) atalar sozunun doğruluğunu bir F u çorabın İthaline m l=aads etmiş kere daha ispat etmiş oluyoruz. Yazan : Prof. Uxditek CUMHURİYET Nüshası 10 kurustuı Abone Şeraiti Btt aylı* 0ç ayiıfc Alta aylık ^nelllt Tür siye için Harte için 3D0 Ki «00 Kr HO0 » l « ) 0 » 15<X] * 29<ıo • 2«IO • 6400 » Maksadın ivl kavranması içm prob biti K ere müracaat etmiş bulunmalc*a^ ti' 1 ıhtellf firmalar 15 OOO çorab 1 < Dikkat Oazetemlze gODderlleo evrak tc rmzılaı aegredl sin edtlrrejslP İade iluıımu ti» gidip dostumun odasına girdim Bir kahve ısmarladı ve telefonla mü*«ferrikaya eırır verdi Saraylı Hacerl buldunuz mu' Getirin benim odaya! iki dakika sonra ka.pi açıldı Bizim nazenn çıkageldl Fakat beni görünce gozı e bir serzeniş a et veıdı Makara sahibi soıiu Gel bakalım Hacer Hanım' Sen Felek Beyi tanır mısın' Hıyır efersdırr' Ho'e hele ıyı bak Tan mıy orum vali ıhı Bana donrtA Bu muyau'' Artık yalan sovlememek guc olacaktı Hayır bu kızcağızı hiç eo ıruş degılım aedım gozl°rı parla h Mudur yanındaki memura Bırakın bunu dedikten «onra i ı JSL da Uslu duruyor musun' 1 Evet efendim Göreyim sem Admı ışı'mıyeyım yoksa karı mam H ıdı bakalım dedi Onlar çıktılar Ben de gitmek üzere ken o harıl harıl îarar ediyor Muhackak yeni bir işçi o'acak Bir daha rastlarsan bana bir te'efon et, kafi' Dı\oıdu Veda ettim ve bu güzel suçluyu kurtarmış olmaktın do^an hafif sucun sarhoşljgıle oradan çıktım Kim ne karışırdı, davacı ben dcŞı mıyım' BAŞIMA beraber değildik Tezgâhtar guldu ben de gülümsedim Kendi mi söyledi' diye sordum Yok paşam Söylememiş ama para vermedi kapıdan size bağırdı kasadan geçmek ıçm hanıya1 Hatırladım kadın bizi bankaya davet efü Bu sersemler de kendi kasalarına uğramamı istiyor sanmı lar no yapalım şimdi kâğıda baktım Lç çıfi çorab Beheri su kadardan 25 'İra kusur kuruş hay Allah cezasını versin Az buz da değil Bir merhaba1 Btı tebessüm uç kelime müsavi 25 lira Gel de havat ucuzdur de Durakladım. Vermezsem herifler yakama yapışacaklar versem en yılut olacak» hangisini tercih etmeli? Nihayet bu kadın elbette Neyse uzatmıjalım azız okuyucularım 25 lira 80 Vuruşu çatır çatır ödedim ve oradan öfkeyle çıktım Tünele doğru yirmi adım kadar attım atmadım ne göreyim hanım benim tarafıma doğru gelmiyor mu' Aaa1 işte bu ¡tıyak Beni görünce tekrar selâmlastık... Aman beyefendi! dedi Rezalet oldu Çorab almıştım, sizinle konulurken parasını vermeyi unutmuşum Mağazaya beraber de girdik çorabın parasını sizden ıstemea nler diye tersyüzü dondum Mağazaya gidiyorum parayı vermeye B°n gülümseyerek sevab verdim ÖRÜLEN / YAZAN: ^ ÇORAB bilmem* înlverdım Bu daire bir methal ı e kasaların bulunduğu geniş bir Balondan murekkebda. gudım şöyle etrafıma baktım Bizim yosma yok! Oradakıler farkına varmasınlar diye kasaların bulunduğu yare girdim şo^le bir do'aîtım çıktım Demek ya izinli va bankanın başka bir yerinde Çıktım gittim Ertesi gun gene tesadüfen' oradan geçerken aklıma ^reldı Acaoa bizim Yeksan (') yerinde mı diye kasa dairesine ınıv erdim etrafıma baktım kalem kısmında yok' Kasalar kısmine girdim orada da yok1 Ben orda dolaşırken bir hademe sordu Kasa mı ıs'ıy orsunuz* . Birdenbire toparlanamadım. Hayır! dedim Öyle ise ne arıyorsun burada' Sualine de tabiî Yeksan Hanımı arıyorum' dıy emezdım ya!. Hiç bakıyorum deirn ve çıktım Ben bir daha bu ışı üstelememek niyetinde idim ama muzıb arkadaşlar var Avukat Fahreddıne meseleyi açtığım zaman Ap'almışsm Be birader! Kör kor 1 parmağım gozune insan hep ayni saatte mı gider? Bir de sabahleyin git bakalm Artık iş mada bindi Ben hâdisenin dördüncü gunu tekrar kasa dairesini teftiş ettim Fakat bizim hanımdan eser yok., acaba yanlış mı anladwu Ama ¡Burhan Fetekl Zahmet etmeyin efendim! Bu kadar ehemmiyetsiz bir şey için uzu meyin1 Aman ne rezalet1 Sizden mi aldılar Canım bu kadar kuçuK faturayı Sizi tanıyamamış ol manın cezası olarak odetnpme müsaade edin ne olur? diyerek hanımı kolundan tutup çevirdim Maîıcub fakat mem nun göründü ve saatine baktıktan sonra Amaan. Geç kaldım» Veznedar kıyameti koparacak Dedikten ve beklerim beyefendi1 diye daveti teyıd ettikten sonra benden ayrıldı .. tşte asıl itiraf burada başlıyor Ne yalan soylıyeyım kadının adı YeV n ıdı ama havası enteresandı Ertesi gun tesadüfen' önürden geçtiğim işgüzar bankacının kasa dairesine ınıvereyım dedim ve nasıl oldu bana kasa dairesi demişti gibi duşurcelerle bankadan çıktım Köprüye do¿ru yürürken omzuma bir el cosandu Bir erkek orta halü bir adam Dondum yu?une ba tim Azıcık beraber gelir mısın' dedi Nereye7 dedim Şuraya kadar yakın Anlamadım neden geleyim' Hiç ufak bir iş var da Sen kimsin kuzum? Hüseyin Nutku emniyet komiseri Een kimsin' Gazeteci Burhan Felek Guldu Hay aslan' Bari tanınmış adam isnı verme yahu1 Bas baíalim. Mudırıyete kadar Hadi tosunum Etrafımızda da bir kalabalık toplanır giDiaıe geldi YaKin olan Mudıı yete ksdar yumdum Herif arkamdan geliyor handiyse topuduma basacak Mudırıyete girer girmez doğru erkandan tanı ¿tıklarımızın yanma komuT de içeri girdi Anhdık ki benim birkaç defe kasa dairesine ma'îsadsız girip çıkıdım suphe uyandırmış, polise haber vera = ler Gülüştük Hüseyin Nutku Bey özür diledi ben de kasa da res ne gıı ısımın sebebini anlatıv erdim OradaN l°r b^r birlerine bakıp güldüler Ala tan «.ahıb telefonla bir kalemden bir al>unı ıstpdı Albüm g°ldı yuzleıce kadın ıe^mı Birini bizim yosrra/a a^n "itun altını okudular cSaraylı Hacer» Ayol bunun sara/lıya benzer yen yok' ince narın bir kız Saray nahıye=mdendır de öyle derler ona Sız yarın buradan geçıvtrın de bakalım Aman canım şimdi Yok efendim Anlayalım bakalım tahminimiz doğru mu* Ertesi gun muayyen saatte Mudırıye \ B. FELEK