Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURIYET 13 Ağustos 1942 Asherî vaziyet TÜRKOLOJİ BAHÎSLERİ Dil davasmm A1 m an orduIa r ı Moskova ve Leningrada niçin? bu sene taarruz etmek mecburiyetindedirler? (Baştarah 1 fnci sahtfede) mallnde ve Krasnodar'ın 70 kilometre şimal batısmdadır. Anape, Novorosisk ve Tuapsc limanlan henüz zaptolunmadılar. Bununla beraber Alman kıt'alannın bu mevküere doğru ilerledikleri haber veriliyor. lingradla Ejderhanı zaptedecekleri, belki Hazarın şimaline dökülen Ural nehrinin aşağı kısımlarına kadar üerüyecekieri, ondan sonra ya Fin cephesini kuvvetlendirerek veyahud Rusların Ladoga ve Onega gölleri cephesini yararak şimalde ayni adı taşıyan körfezin dibindeki Arkanjelsk limanını zaptedecekleri, bu esnada kış geleceğinden duracakları ve nihayet 1943 yazı gelince belki de Japonların diğer ciheiten yapacaklan yardımlarla liusyaya son yumruğu indirecekleri anlaşılır!.. Okuyucumuzu bu yolda bir hüküm ve karara sevkeden Almanlann 1941 de Rusyayı kalbinden vurmak yolundaki azim ve teşebbüsünün akim kalmış olmasıdır. Mademki Almanlann Rusyayı kalbinden vurmak teşcbbüsii 1941 de muvaffakıyetle neticelenememişlir; o halde onların ayrâ şeyi 1942 de tekrarlamamaları lâzundır. Halbuki Almanlann geçen yıl, Rusyayı kalbinden vurmak yani Moskovayı zaptederek çevresindeki Rus ordularını esir ve imha etmek teşebbüsü bu hareketin icra kabiliyeti olmamasından değil, bilâkis geç kalmış ve kışın ise vaktindcn evvel müstesna bir şiddetle bastırmış olmasından ileri gelmiştir. Ancak ayni sebeblerin bu yıl da behemehal mevcud olmalan icab etmez. Almanlann. 1942 de Rusyayı kalbinden vurmağa tesebbiis etmeleri sırf bu mâniler yüzünden imkânsız olmak iktıza etmez. Bununla beraber mektubun sahibi bay, Almanyanın, Avrupa harbinin 1943 yılına intikalini göze almadan Rusyanın evvelâ damarlarını kesmek stratejisini takib edemiyeceğine, bizimle beraber, kanidir. Fillıakika meselenin en canlı noktası da budur: Almanya Rusyaya »on ölüm darbesini vurmayı gelecek yıla bırakacak mi? Fakat Rusya harbinin 1943 yılına intikalini göze alamadığı takdirde Almanyanın •Rusyaya, damarlarını kesmek maksadile değil, kalbinden vurmak gayeslle saldırması lâzım» geleceğini esas itibarile itiraf eden Bay İ. Egeden, mektubunun ilk sahifesinin altına kattığı bir notla •AngloSakson ordulan taarruza geçecek vaziyete gelmeden, Rusyanın yıkılması. nın ikinci dünya savaşının Mihver devletleri bakımından gelişmesinde, belki de, kat'î tesirli bir hâdise olacağını temin ve teyid ediyor. O halde meselemiz, AngloSakson ordulannın 1943 te taarruza geçecek bir vaziyete gelip gelemiyecekleri davasına dönüyor. Eğer Almanya AngloSakson oıdularının gelecek yıl taarnıza geçemiyecek bir hale geleccklorine ihtimal ve imkân vcriyorsa ki aksini mahtemel göremeyiz bizim ve saym okuyucumuzun dediği gibi, onun Rusyayı bu yıl, hem de kıştan ev\'el kalbinden yani Moskovadan vurup öldürmesi lâzım gelir. Aksi takdirde gelecek sene bu isi çok daha giiç gartlar altmda yapmak mecburlyetinde kahr ki, harbde daima sürprizler de olacağından, nasıl bir netice ile karşılaşacağı bugünden kestirilemez. Onun için fikrimizce, Almanlar Sovyet ordulannm imhasile beraber Moskovanın ve LeningTadın zapdnı kendi isteklerile gelecek yıla bırakamazlar. mühim nohtaları J IHEM NALINA MIHINA MiUî dil Milli dil ve milli tarih, bir millî varlık, hatta bir milli miidafaa meselesidir. üzde yüz bir gerçeğin ifadesl olan bu güzel sözii Başbuğumuz fsmet İnönü söylemiştir. Eğer Türk dill ve Türk tarihi. Türk milletinin bütün ferdlerinl birbirine kenedliyen ve perçinliyen bu iki büyük âmil olmasaydı, millî birliğimiz de, millî müdafaamız da, millî varlıgımu da sağlam bir temel üstüne kurulamazdı. Genc blr arkadaş olan Kemal Zeki Gencosman'ın, Ulusta, dedi&i gibi, «Türk dili, toprak ve bayrak gibi, tarih ve anane gibi milliyetimizln öz unsurudnr.» Birbirinln dilinl bilmiyen, konuşamıyan insanlann birbirlerinl anlamalanna, sevmelerine imkân var mıdır? Böyle kütleler arasında ayni yurdun vatandaşı, batta ayni din ve mezhebden, hatta ayni soydan olsalar dahi ayrılık Te gayrılık var, demektir. Bu aynlık ve gayrılık. millî birliğin kurulmasına büyük engeldir. Milletler arasındakl kanlı mücadele. Ierin birbirlerinin dilinl bilmemekten, birbirini anlamamaktan ve sevmemekten ileri geldigini iddia ederek mllletler arası tek bir dil yaratmağa çalışanlar bile vardır. Milli birliğin knrulmasmda, milli dilin, milli tarih kadar, millî kültür k a . dar, kan birliği kadar bürük rolü olduğuna ber gün şahid oluyornı. General Ludendorff, geçen harbde, Avnsturya Macar ordusunun fena harb etmesine blr sebeb olarak bu imparator. luju teşkil eden kütleler arasında blr milli dil mevcud olmayışını da gösterir. General bir gün Karpatlara gelmişllr. Orada blr A\usturya nöbetçistle konü}mak istemiş, fakat buna İmkân bulama. mıştır. Yanındaki muhtelif ırklara m e n . sub bir çok Avusturya Macar snbaylan ve erbaşlan arasında, bu askerin dilinden anlıyan tek adam çıkmamıştır. Ludendorff, pek haklı olarak «böyle birbirinln dlllni bilmiyen ve anlamıyan adamlar, nasıl lyi harb ederler?» diyor. Osmanlı tmparatorluğn da öyle deffl miydi? Padlşahın sarayını muhafazars memur fesll ve sanklı Zuhaf alaylan denilen Arnavud ve Arab birllklerlnde, türkçe bilen parmakla gösterilecek kadar aztfı. Onlan vatandas ve müslttman olmalarına, kısmen Türk kültürlle yug'rulmuş bulunmalanna rafmen, Ttirklerden ayıran en büyük âmil, kendi mttnevverlerinin istiklâl aşkından ılrade, halk kütlelerinin dllimlzl bllmemesl olmuştur. Türk soyundan olduklan ve asırlardanberi aramızda yaşadıklan halde, türkçe yerine başka blr lehçe konnşan kütleler de, Türklüklerlnl nnntmuş degil mldirler? Ben, Pariste büyümüş, blr Türk çocutt» gördüm ki, türkçe bllmedlği İçin Ahmed isminden başka Türklükle hlç blr alâkası yoktn; o zavallı, tam blr Fransı» olmnştu. Avustralya, Kanada, Tenl Zeland» dominyonlarındakl Insanlan tngiltereye bağlıyan en kuvvetli bağ, şüpheslz, Ingillzcedir. Nitekim Kanadadaki Fransızlar da ayni sebeble Fransaya bağlıdırlar. Münevver şehlrlilerle köylüler »rasındaki rabıta ve münasebetlerde de dilin büyük rol oynadı&ını görmüyor muynıî Arab ve Acem kelimelerile doln osmanlıca Türk köylüsü ile Türk şehlrlisl arasında, bir anlaşamamazlık. hatta bir soğtıkluk yaratmamış mıydı? Voronejde: Sovyetler, burada bir müddeUen'ıeri bıraktıklan şiddetli taarruzlan yeniden ele aldılar. Anlaşılan, buraya yeniden takviye kıt'alan getirmişler ve Mihver köprübaşını düşürmek azminden vaz geçraemişlcrdir ki doğrudur; çünkü buna muvaffak olmalan halinde ccnubdaki Alman taarruzl hareketlerine halel gelcbilir Diğer kesimlerde: Ruslar buralarda da Almatılara mütemadî taarruzlarda bulunarak cenuba kuvveller kaydınnalanna mânl oluyorlar. Rustarın vaziyetît Bu zayiatın ölü miktan bilinememekle beraber, Kerç ilkbahar taarruzundan Kalaç'taki Rus ordusunun imhasile bUnıiş sayılan Don nehrl kavsindeki muharebelerin şimdi sona ennelerine kadar Ruslar, Alman ve müttefik ordulara cem«n bir milyon küsur esir, 6000 küsur tank, 10000 den fazla lop vermişler ve cem'an 5000 küsur uçak kaybetmişlerdfr. Bu esirlerden 170000 kadan Kerçte, 240000 i HarkoFta almdığı için Kursk Harkof yarmasından ilibaren Don, Donez, Kuban ve şimalî Kafkas bölgelerlndeki muharebelerde ahnan Sovyet esir »ayısının yedi yüz binden fazla olduğu anlasılır. Bu sene mi, gelecek sene mi? Adresini bildirmiyen İ. Egeden im*ah saym bir okuyucudan önemle ilgilendiğimiz bir meklub aldık. Şişliden gönderilen bu kırmetli uzun yazının çok enteresan olan her larafını burada tahlil etmek kabil değil. Onun için ancak bir kısmını incclemckle yetsineceğiz Saym okuyucu, diğer bazı mütaleaIardan sonra Almanlann bu sene yapacaklan hareketler hakkındaki fıkrini şöyle izah ediyor: « Almanlann halen yapmak IstedikIeri nedir? Bunu anlamak için onlunıı 1941 de ne haşarmak istcdiklcrinl hatırlamak gerektir.» .Almanya, 1941 de, Rusyayı yıldırım darbesile, kalbinden \Tirmak istedi. Geçen sene bıçağım düşmanın kalbine saplıyamaymca, şimdi onun damarlarını kesmek istiyor. Rus kalbine muhariblik kanını götüren esas iki damar var: Bunlardan biri cenubdaki pefrol ve sanayi bölgelerinden gelir. Diğeri Arkanjelsk limanından. (Japonyanm Amerikaya karşı harbe girmesile Vladivostok hesaba katılmamahdır).» «Bcnim tahminim şudur ki Almanya, Rusyanın cenub damarını kestikten sonra, kalbine dokunmaksızın şimal damarını da kesecek ve düşmanım bu suretle iç ve dış (yani AngloSakson) sanayi kaynaklarından tecrid edecek, ona son darbeyi 1943 te indirecektir.. durulan «Felâket Osmanlı dilcileri .!••••••^•••«•> Y a z a n : « • • « •••••!«•• • • •• ve acemcenin «Nâ For.etik, yahud Sezük> kelimesinden mantik veyahud hem Arab kaidesine göFonetik, hem Se re yapılan <Nezamantik bakımlarınket» şeklindekl «Cal dan türkçeleşmiş B^^m^*^^^^ 2 Şedde tahfifi: Hediyye, hediye, que = Taklid kelime» lerde olduğu gibi. Arab Acem kelimeîerini «Galats say15 Türk kelimeleriyle terkib: «Bâddıkları ve hattâ bunları Arab ve Acem niyyet/niyet, kerre, kere, hammâm/hahammâl, hamal, kassâb, kasab, bâz» yerine <Yeipâzes, «Maslahatgüzar fasahat kaidelerine göre tashih etmek mam, üzere bir takım .Galatât» kitabları yaz zann. zan, hiss, his, şerr/şer, sırr/sır ve yerine <İşgüzar» ve bunlara kıyasen «Emektar» ve «Eldiven» şekillerinde dıklan için, bu keümelerin nasıl türk saire gibi. 3 Son sesin sağırlaşması: D/t, c.'ç, olduğu gibi. çeleşüklerini, yâni türkçeleşme kaidelek İstanbul Vüâyeıinden: 16 Okuma yanlışı: Işk/aşk, ıyâl/ rini tetkike bile lüzum gürmemişlerdir: b,p tebadüilerinde görülür; inad, inat, 1 Bilumum kamyon ve kamyonet Tanzimattan sonra Garb kültürüyle ar ilâç/ilâc, kitab, kitap şekillerinde oldu ayal, hıyâl hayal, kındîl/kandil, kıntâr/ lere tatbik edümekte olan ücretli iş mü tık temasa başlamış olduğurr.uz halde, ğu gibi. kantar, hisâb/hesab vesaire vaziyetlerinkeliefiyetinin ikinci devresine 17,8/942 Avrupa lisaniyatımn tekâmül ve inki4 Hemze bazfi: A) İmale ile olur: de olduğu gibi. pazartesi günü başlanacaktır. şafına tamamiyle bigâne kalan Tanzi Te'yid, teyit, i'tilâf/îtüâf ve te'üf/teüf 17 Kinaye, teşbih, leşmil ve tezyil 2 Bu devrenin ilk postası olan aşa nıatçılar da bu lüzumu hissetır.iş de gibi; B) Sıfıra indirüir: Mes'ele.mesele gibi scbeblerle mânâ değişmesi: Arabcağıda plâka numaralan yazılı kamyonlar ğillerdir: Çünkü onların nazarında türk şeklinde olduğu gibi. da «Dünya ziynetleri, mânâsına gelen o gün saat 10,30 da Sultanahmed mey çeleşmiş kelime yokiur, ancak Türkler 5 Uzun sesin kısalması: Rîçâl/reçel, €Î.Iüzahrafât» kelimesinin türkçede «süp danında toplanacaklardır. tarafından yapılmış bir takım arabca ve hâtır/'hatır, dîvâr/duvar, âyîne, ayna, rün'.ü» yerine, «Teyze» mânâsına «Khâ(Birinci devreden mükellefiyeüni her acemce yanlışları vardır! Meselâ (Fuad) peri, peri, kusur, kusur vesaire gibi. le hala»nın «baba kızkardeşi» yerine, ne seteble olursa olsun yapmamiş bulu ve (Cevdetj Paşalarm .Kavaidi Obmâ6 İki konson arasuıa bir vokal ilâ «Din» mânâsına «millet» in «ulus» yerinan veya makbul mazeretlerini tevsik niyye» sinde bu nokta şöyle tesbit edi vesi: Hüseyn, hüseyin, vakf, vakıf, satr/ ne, «Akşam karartısı» mânâsına «şafaks edememiş olan kamyonlar da ayni gün lir (1): satır, kabr, kabir, cebr, cebir, sihrsihir, keümesinin «sabah ağartısı» yerine ve Sultanahmedde toplanacaklar ve mükel•Lisânı Osmânîde Arabi ve Fârsidea kibr, kibir, raks, rakas vesaire gibi; bu acemce «ön« mânâsına «pîş» kelimesinin lefiyete tâbi tutulacaklardır.) ahnan kelimeler temellük olunmayaıak kaidenin tesiri spor/sipor, film, filim, de «peş> şeklyle «arka» yerine kullanıl3 Sevk günü kamyonunu getirmi şivei aslileri ile isti'mâl olunmuşiardır»; tclegraf, telgıraf gibi Garb kelimelerinde ması gibi. yen vasıta sahibleri hakkında mülî koTabii böyle bir zıhniyete göre «kalfaj de görülmektedir. 13 Bu muhtelif âmillerden bir kaçırunma kanunu ahkâmma tevfikan ka şeklinde türkçeleşen kelimenin arabca7 (Ayn) sesinin imaleye kalbi: nın bir keümcde içtimaı: Arabcanın nunî takibat yapılacaktır. envâ', envâ, • Hammân» tâbirinde bir taraftan «ha» daki «halife» çeklir.de tashihi ve «çama İ'dâm îdam, ta'ciz, tâciz, 4 İkinci maddedeki vasıtaların ka şırt kelimesinin de acemcedeki «câme şüyu'/şüyu, tesri'/tesri gibi. yerine «he» gelmesi, bir taraftan «şedde filesi içtima günü olan 17/8/942 pazar şuy» şekline ircâı lâzımgelir! Eğer bu 8 Ses ilâvesi: Kehrübâ/kehlibar, tahfifi» ve bir taraftan da «uzun sesin tesi günü saat 14,30 da hareket edecek müellifler Lisaniyat ilminin kendi za temennâ, temennah vesaire gibi. kısalmasu üzerine keiimenin «hamam» tir ve bu kafileye o saate kadar işürak maniarındaki inkişafından biraz haber9 Kısaltma (Abreviation): Has şeklinde türkçeleşmesi gibi. etmiyen vasıtalar için ayrıca bir kafj'.e dar olabilselerdi, herhalde Türk dilinin isimlerde: Muhammed/Memet, Mustafa/ Bu Fonetik ve Semantik âmillerinin tertib edilmiyeceğinden kamyonların mu • kalfa. ve «çanıaşır» şeklinde <temellük Mıstâ, Fâtıma, Fatma, Âişe/Ayşe, Khadî bir kısmı bütün dillere şâmil olduğu halayyen saatte getirilmesi lâzımdır. ettiği» Arab Acem kelimeîerini hiçe ce/Haççe gibi; cins isimlerfnde: Serbest/ de, bir kısmı yalnız Türk diline münha5 İşbu ilân tebligat mahiyetindedir. saymazlar, bilâkis Arabın •halife» keli serbes, râst/ras, bâdı havâ/dedâva, üs sırdır. Bundan sonra gözden geçireceği3523 3G35 3776 3711 3796 4196 3424 3702 mesini «kalfa» ve Acemin .câmeşuy» tâd/usta, cepürâst/çapras, cüvanmerd/ miz eski Osmanlı müelliflerinin «Galat. 3520 3911 3714 4047 3819 4294 4088 4041 kelimesini .çamaşır» şeklinde türkçeleş cömert, istiftâh/siftah, gaşiye/haşa, ec saydıkları sözler, işte bütün bu tahavvül 3817 3580 3534 3664 3759 3414 3923 3571 tiren Fonetik ve Semantik kanunlaruıı zâhane eczane, şeyhülislâm/şehilâm ve kaidelerinin asırlarca süren tesirleri alsaire gibi. 4343 3905 3701 3514 3522 4108 3754 3766 araştırıp tetkike çalışırlardı. tmda türkçeleşmiş kelimelefdir: Tabiî 4113 3790 4104 3524 3518 3735 3665 3435 10 Scs takdim ve tehiri (Metathese): bu gibi keümelerin artık Arab ve Acem Garb dilciliğinde bu sahadaki mesâi 3538 3434 3407 3896 3774 4213 4126 4315 Nîmtene/mintan, mey,us/meyus, râ dilleriyle hiç bir alâkaları kalmamıştır. daha Ondokuzuncu asırdan itibaren çok 4199 3746 3411 4334 4218 3449 4102 4296 sukht/rastık, iştihâ/iştah gibi. mühim neticeler vermiş ve bütün dillere Ismail hami DANİŞMEND 4305 3585 3650. 11 Başa bir ses ilâvesi (Prosth&se): tatbik edilebilecek umumî esaslar bile tespit edilmişti. Fakat ne yazık ki Tan Limon/ilimon, raf/ıraf, roba/urba vesa(1) Fuad ve Cevdet Paşalar, «KavâTevziat işi birliklerden zimatçıların bu vaziyete karşı gösterdik ire gibi bilhassa «L* ve R> sesieriyle Idi Osmaniyye», 1288 İstanbul tab'ı, S, o. leri alâkasızhk, Türk dilinin şimdiki tasr başlıyan keümelerde tesadüf edilir. (2) Albert Dauzat, «Histoire de la alınıyor 12 Müfredleşlirme: Evliyâ, evlâd, langue française., 1930 Paris tab'ı «Les fiye devrine kadar devam etti. TürkçeAnkaradan gelen haberlere göre Tica le}miş kelimelerle türkçeleşmemiş keli akraba, kibar, budala, hademe, ahlâk, empmnts» faslı, S. 171, not 1. ret Vekâleti halen ithalât ve ihracat h\x melerin birbirinden ayırd edilebilmesini halayık, ejderha, hayrat, teşkilât, usul, (3) Bk.: Dauzat, «Dictionnaire etymolikleri tarafından yapılan Hhalât mad temin edecek ilmî esaslar tespit edilme umur vesaire kelimelerinin cemi yerine Iogique de la langue française», 1938 Padeleri tevziatını birliklerden almağa ka den gelişi güzel bir tasfiye hareketine müfred olarak kullanılması gibi. ris tab'ı, S. 385. rar vermiş:ir. Birlikler sadece ithalât girişildi. (Mcillet) gibi, (Dauzat) gibi, 13 Yakıştırma (Attraction): «Alâ(4) Bunlar için Bk.: Ayni müelüf. ve İhracat işlerlle meşşul olacaktır. (Vendryes) gibi en büyük dilcüerin bu imi sema yerine «Ineğim sağma/ele «Hist de la langue française», S. 171 Tevziat, yenl blr slstemle ve teşkilât hususta tespit ettikleri esaslar Türk diğimsağmaı, «Pertevsuz» yerine «Per 176. .Dict. etym», «Medhal», S. XII landırma umum müdürlügü tarafından line tatbik edilmedi. Tabiî bunlardan isdahsız», «Ballamezza» yerine «Balye XIII. yapılacaktır. İthalât mallan bekletll tifade edilmiş olsaydı, şimdiye kadar mez» vesaire gibi. (5) Bk.: Henri Mathieu, «La TuTquie meden dağıtılacaktır. böyle metodsuz hareket edilmiş olmazdı. 14 Kıyas (Analogie): Arabcanın et ses differents peuples», 1857 Paris Mcselâ fransızca, italyanca ve ispanvolca «Mefluk = Felekzede» kelimesinden uyEkmekler düzeldi tab'ı, C. 2, S. 79. gibi Lâün dillcrindeki Arab, Acem ve Birkaç gündenberi tedricen düzelmek Türk kelimelerini bu dillerin Fonetik ve te olan ekmek kalitesi dün tamamen nor Semantik bünyelerine uydurarak millîmal bir şekil almıştır. Bu ekmekte arpa leştiren Lisaniyat kanunlannın tetkiki yoktur, Pek cüz'î beyaz mısır vardır. Türk tasfiyeciüği için çok mühim netiSert buğday nisbeti yumuşak buğdaya celer verebilirdi. Misal olarak fransızcanazaran azdır. Yakmda ekmek randıma yı ele alacak olursak bu dilde iki yüz m değiştirilecek ve kepek nisbeîi düşü clli Arab keümesi buluruz (2). Tıpkı arülecektir. rr.bcadaki «halife» kelimesinin türkçede Ücretli iş mtikelle£iyeti Türkçeleşme yolları \ İsmail Hami Danişmend Mükellefiyeti.n ikinci devresine 17 ağustosta başlanıyor t I D E N IZ CI L İK T ı Fındık meşheri Şehrimizde bir fındık meşheri açılacak, Haîkevlerinde fmdıktan maraul gıda maddeleri için müsabakalar tertib edilecek ve konferanslar verilecektir. Darülâcezeye yardım Vali ve Belediye Reisi Doktor Lutfi Kırdar, dün öğleden sonra tanmmış tacirlerle bir konuşma yaparak kendilerinden Darülâcezeye yardımda bulunmalarını istemiştir. Tacirler, bu teklifi rr.emnuniyetle kabul etmişlerdir. Yapılacak yardımlarla Darülâcezeye yeni bir paviyon inşa edilecektir. Bizim ve mektub sahibinin fikrinc göre mademki Almanlar için esas, AngloYani, Ahnanya Avrupa harblnln 1943 Sakson ordıılan taarruz edebilir blr hale senesine intikalini göze almıştır. Aksi gelmeden Sovyet ordulannın imhasıdır. •takdirde Rusyaya, damarlarını kesmek o halde bu, gözönünde tutulmalıdır. Gemaksadile değil, kalbinden vurmak ga lecek yıl yalnız AngloSakson ordulan değil belki Rus ordulan da taarruz edeyesile saldırması lâzım gelirdi.» • Siı gerçi, makalcnizde, cenub hare cek bir durum alabilir. Ondan dolayı kâtı bitince, Moskovaya ve sonra Le Almanya, fikrimizce, büyük tehlikelere ningrada karşı hücuma geçmelerinl AI maruz olmayı göze almadan asıl bu yıl manlara tavsiye # ediyorsunuz. Evet, hiç yapacağını gelecek seneye bırakamaz. H. E. ERKÎLET şüphe yok ki Rusun işini bu sene bitirınek için dediğiniz gibi hareket etmelidir. Ancak bendenizin âcizane kanaatim şudur ki, eğer Almanlar, Rus harbini bu sene bitirmeğe karar vermiş olsalardı, harekâta, 1941 de olduğu gibi, ordunun büyük kısmile merkezden taarruza gcçerek başlıyacaklardı...» Saym okuyucumuzun bu yazılan, variyeti pek güzel kavnyarak muhakeme ettiğini gösterir. Onun için onlar üzerinde durmayı ve bu hususta şimdiye kadar yazdıklanmızı hatırlıyarak vaziyeti bir daha gözden geçirmeyj faydalı gördük. Bay İ. Egedenin yazdıklan pek açık olduklan için tefsir edilmeğe muhtac değildirler. Bu tahminlere göre bu yıl Almanya, Rus muharebe cephesini kalbinden yani Moskovadan vurmıyacak, sadece cenub ve şimal kan damarlarını kcsmekle iktifa ederek asıl ölüm darbesini ona gelecek yıl indirecektir. Bu nazariycyi pratiğe nakledince, Almanlann şimdi sona erdirmek üzere bulunduklan Kuban ve şimalî Kafkas hareketlerini cenubî Kafkasa kadar uzatacaklan, Sta Taşra Adliyelerinde başkâtiblik ve kâtiblikler Erzuruma bağlı İspir, Torum ve Oltu mahkemelerile Bilecik asliye ve Gölpa| zar sulh mahkemelerinde on beşer lira | maaşlı beş zabıt kâtibliginin ve Kir• şehre bağlı Avanos mahkemesinde yirmi lira maaşlı başkâtizliğin açık bulunduğu, lise veya orta mekteb mezunlarmdan isteklilerin memurlar kanununun dördüncü maddesinde yazılı evrakla birlikte adı geçen vilâyetlerdeki Adliye encümenlerine müracaat edebilecekleri, İstanbul Cumhurlyet Müddeiumumiliğince haber verilmektedir. AKBABA BUGÜNKÜ SAYISEVDA: Ne yapsak azdır! Yazan: ORHAN SEYFİ ORHUN Büyükada yolunda! Çizen: CEMAL NADİR . Mısır çarşısının tamiri geri kaldı Mısır çarşısının tamiri İşini derubde eden müteahhidin taahhüdünü ifa edemiyeceği anlaşılmıştır. Belediye, bu müteahhidle yaptığı mukaveleyi feshetmek niyetindedir. Mısır çarşısının tamiri tekrar açık eksiltmiye konularak talibine ihale edilecektir. Çarsının eylule kadar tamir edilmiş bulunması lâzımgelmekte idi. Bugünkü vazlyet karşısında, tamirat işlerinin gelecek yıla kadar uzaması ihtimali vardır. Vur yumruğu! Yazan: Ç İ M D İ K BASMA ENTARİ MODASI! ADADA ON KURLŞA ÇAMLIK! GALATASARAY RESİM SERGİSİ Haftanın Bütün Hâdiseleri Bir çift manda aşırmışlar Kâğıdhanede bir mandıradan bir çift manda aşırdıklan ve Kanlıdere denilen yerde bunlan gizlice keserek etini satarken yakalandıklan kaydile Necdet, Hüseyin, Hasan, Mehmed, Necmi adlı kimseler aleyhlnde dava açılmış, bunlar İstanbul ikinci asliye ceza mahkemesine yollanmışlardır. Dün başlıyan muhakemeleri, şahidlerin çagınlmasına kalmıştır. Çarşıkapı A Z A K Bahçesinde ZATI en .• SUNGUR'un PROGRAMI gece tenzilâtll ucuz halk seanslarl. P R O F E S Ö R Bugüne kadar büyük heyeeanlarla takib ettiğiniz 3 büyük programln şayanl hayret numaralarlndan mürekkep • kalfa. şeklini alması, yahud arabcada • hisse» mânâsına gelen .hazz» kelimesinin türkçede «memnuniyet» mânâsına kullanılması veyahud arabcadaki «hınnâ» kelimesinin Türk dilinde •kına» diye telâffuz edilmesi tarzında bir takım Fonetik ve Semantik istihalelerine uğrıyan bu iki yüz elli Arab kelimesiyle diğer bir takım Türk ve Acem kelime'.erinin ekserisi fransızcada tanmmıyacak bir hale gelmiştir. Meselâ «tesadüf» mânâsına gelen «hasard» keümesi arabcanın tavla zan> mânâsına «ezzahr» kelimesinden «zar oyunu> mânâsıyla azar. şeklinde ispanyolcaya geçmiş ve işte bundan kinaye olarak fransızcada «hasard. şeküyle «tesadüf» mânâsını almıştır (3)! Tıpkı bunun gibi acemcenin «turunc> mânâsına «nareııg» keümesi de .narenç» şekliyle arabcaya ve ondan da «naraııjas şeklinde ispanyolcaya geçtıkten sonra fransızcada «portakal» mânâsıyla «orange» şekiini almışiır! Dilden dile tespit edilen bütün bu Semantik ve Fonetik istihalelerinin tâbi olduğu bir takım kanunlar vardır: Meselâ (Dauzat) ya göraSemanük tahavvüllerinde kinâyenin, teşbihin, mecazın ve tehzilin büyük tesirleri vardır; bilhassa keümelerin dilden dile yalnız bir tek mânâ ile seyahat edip aslındaki muhteüf mânâlarmı kaybetmesi de Semantik istihalenin en mühim âmillerindendir. Fonetik istihaleler içinde de yazıda imlânın, teiâffuzda tahrifin, mürekkeb ecnebi kelimeîerini bir kelime halinde birleştirmenin, uzun kelimeleri kısaltmanm, ecnebi kelimelerine kıyas suretile yeni kelimeler icâdımn ve •attraction» denilen kaideye göre ecnebi tâbirlerinin yerine bir takım yakıştırmalar ve taklidler kullanmak âdetinin büyük tesirleri vardır (4). Tabiî bu umumî kanunlar haricinde her dilin kendi bünyesile'alâkadar bir takım hususî âmüler daha vardır ki bunlarm her dilde ayrıca tetkiki lâzımgelir. Türk dilindeki Arab ve Acem kelimelerinin tasfiye rr.eselesindeki vaziyeüeri de ancak işte bu umumî ve hususî esaslara göre tayin ve tespit edilebiür. Bazı müsteşrikler bilhassa garb dillerinden aldığımız kelimeler üzerinde bu esaslara biraz temas etmişlerse de (5), Arab ve Acem kelimelerinin türkçeıeşmesine sebeb olan âmüler onları psk alâkadar etmemiştir. Türk dilindeki Arab ve Acem kelimelerinden bir çoklannın Fonetik ve Semantik bakımlanndan türkçe'eşmesinde âmil olan esasların başlıcaları bizce şöyle sıralanabilir: 1 Fonetik bünye farkı: Bilhassa arabca ile türkçe arasında geniş bir nisbet alan bu fark Arab dilindeki «hes>, ••ha, ve «khâ» seslerinin Türk dilinde yalnız bir «h> sesile, .te» ve «tâ» nın yalnız «t» ile, «dhel», «ze* ve «zâ> nın yalnız .z» ile, «the., .sin, ve sâd» m yalnız .d* ile ve nihayet .ayn, ve «henıze. seslerinin de münasib bir vokalle ifadesinden ileri gelir; bunlardan .dâd» sesinin türkçede bazan z. ve bazan da «d» rolünde görülmesi de ihmal edilemiyecek kadar muhimdir. Salomon aialanndaki denizhava ntuharebesi Cografya kitablarmda Malenezya adı altında toplanan, Avustralyanm şimalinde, şimal doğusundaki takım adalardan Salomon adalarında, bir kaç gündenberi AngloSaksonların taarru. zile hava deniz kara muharebeleri oluyor. Bu muharebelerin hedefi şudur: Japonlar, bir plân daüesinde Avustralyayı şimalden, şimal doğudan ve do. ğudan çevirmeğe çalışıyorlar; Salomcn cdalarmdan doğudaki Yeni Hebrid, Yeni Kaledonya adalarına İnmek üzere hazırhklar yapıyorFardıMüttefikler, A\iıstra!yanın Amerika ile muvasalasını şiddetle tehdid edecek olan böyle bir sarma teşebbüsünü önlemçk isvemişler ve Japonkrdan önce davranarak taarruzî bir hamleyle Tulagi bölgesin. den onları atmak ve oraya' kendileri yerleşmek istemişlerdir. Bunu Amerikan deniz kuvvetleri Başkumandar.ı Amiral King açıkça söylemiştir. Müttefik hareketi, deniz . Ireva kara kuvetlerinin İştirakile ve bir baskın şeklinde başlamış, AngloSaksonlar karaya çıkmağa muvaffak olmuşlardır. 4 üncü • SON VEDA Son hafta mür.asebetile her Hırsız ana, oğul Galatada Serçe sokağında oiuran Anesti isminde biri, geceleyin Lüle sokağında bir şekerci dükkâr.ına girerek kutu kutu şeker ve dokuz metre patiska aşırmış, dama çıkmış ve bunlan sokakta bekliyen anası Sofiyaya atmıştır. Ana oğul kaçarken görülüp ele geçmişlerdir. Bu akşam Suadiye NUR PARK'ta En tanınmıs artistlerin iştirakile fevkalâde T)ir program: BİR DEMET ÇİÇEK! BÜYÜK REVÜ, 15 tablo, 3 perde. Ç. E. K. Fatih M. Nahiyesi 1. Heyetinden: Çevremlz dahilinde bulunan ilk okul yavruları için bir «ikmal kursu» açılmıştır. Devam etmek istiyenlerin sabahlan saat 10 dan itibaren Sofular caddesindeki merkezine müracaatleri. 2 Saat VARYETE CAZ vardır. Avdet İçin Kadıköy ve Bostancl istikametlerine tramvay Aziz arkadaşım Ahmed Şükrü Esme. rin «Salomon» Yahudi adını ihtida ettirerek «Süleyman» adaları diye müslümanlaştırdığı bu adalardaki mulıare. beler, Uzak doğu ve Pasifikte harb başladığmdanberi müttefiklerin yaptıkları İlk taarruzî harekettir. Demek ki 7 biAustralla'nm vasıflan şöyledir: 1927 rincikânundan 7 ağustos 1942 ye kadar Japon listesinde İsmi geçen gemllere de denize İndirilmiştir; 9870 ton; ?1,5 9 ay müdafaada kalan AngloSdkson. göz atalım: mil sür'at; 8 tane 203 lük ağır top, 4 Isr, nihayet taarruz edebilecek bir kud. Astoria: Amerikan donanmasınm ağır tane 102 lik ve 4 tane 40 hk uçaksavar rete ulaşmışlardır. kruvazörlerindendir. Bu smıftan harb topu, 4 tane 47 lik selâm topu, 8 tare *** başlarken Amerikalıların 18 gemisi varJaponlar, bu muharebeler hakkırda dı. Bu ağır kruvazörler, 1929 la 1937 a. uçaksavar makinelitüfek; 8 tane 533 lük torpido kovanı; 1 katapült, 1 deniz ukendi lehlerine pek azemetli bir kayıb rasında denize indirilmişlerdir. çağı; mürettebatı 680 kişi; zırhlan: Gülis'esi neşrettiler. Bu listenin hulâsası Astorîa'nın vasıfiarı şöyledir: vertesi 100, kumanda kulesi 76, kuşağı şudur: 1933 te denlze indirilmiştir; 9950 ton; belli değil, taretleri 51 milimetre. Müttefik kayıblan: 32,7 mil sür'at; 9 tane 2^)3 lük eğır top, 1 zirh.li, 4 ağır kruvazör, 3 kruvazör, 8 tane 127 lik, 8 tane dfe 40 lık uçaksaSalomon adalarındaki bu muharebe4 muhrib, 10 taşxt gemm, 41 uçak bat var topu, 2 tane 47 lik selâm topu; 2 katapült, 4 deniz uçağı; mürettebatı lerde, şimdilik ortada açıkça görünen bir rniş; 3 ağır kruvazör, 2 nuTırib, birçoîc 620 kişi; zırhları: Güvertesi 127, ku tek gerçek vardır ki o da müttefiklerin manda kulesi 203, kuşağı 76127, ta Tulagi'ye asker çıkarmış ve Japonların taşıt gemisi hasara uğromtjtiT: bunu önüyememiş olmalarıdrr. ıetleri 152 milimetredir. Japon kayıblan: İleride fazla tafsilât gelince, bu deniz 7 fedai uçakla haf.j hasn.ra ıığrvjan Minneapolis: Japon tebliğinde hasgra 2 kruvazördür: uğradığı bildirilen bu ağır kruvazör hava çarpışmasını daha esaslı surette tetkik edeceğiz. Müttefikler, bu Japon listesinin «haya de, Astoria'nın eşldir. lî» olduğunu iddia ederek iki tarafın kaA. D. Australia: İngiliz donanmasmm Ayıblan hakkında henüz tamam olmadığı kaydi'e şu listeyi verdiler: Müttcjik kayıbları: 1 krıııazör ba'mış. 2 kruvazör, 2 mrıhrib, 1 tajıt flemüi hasara uğraBUGÜN MATİNELERDEN İTİBAREN 2 Büyük Film Birden mıştır: Japon kayıblan: Birçok uçak tahrib edüm'ı ve bir( T ü r k ç e ) ' C E M İ L E (Türkçe) çok su iistü gemileri hullanılnıaz hale getirilmi§ÜT İki listeyi karşılaştırmca Japoniara göre, Müttefiklerin 22 gemisi batmış ve 5 ten fazla gemi=İ Azlı Başbuğumuzun hakkı vardır: hasara uğramış; 41 «MUlî dil ve milli tarih, blr millî varuçağı yok olmuştur. Kendi kayıblan ise hk, hatta bir millî müdafa meselesidir.» harbe devam eden 2 hafif kruvazörün Milli dllimlze ve millî larihlmlze dört hasara uğramasmdan ve 7 fedaî uçağın elle sanlalım. düşman gemilermin güvertesinde parçalanmasından ibarettir. Müttefikler ise 1 kruvazör kaybettiklerini, 5 gemüerinin hasara uğradığını ve Japonların birçok Sandalla Marmaraya açılan uçağı tahrib olunduğunu ve birçok gemilerinin pek ağır hasara uğradıklarını gencler bulundu söylüyorlar. Pazartesi günü sabahı erkenden, Penİlk listelerin incelenmesl, gemi kaybı dlkte Hilminln kazlnosunda garson 19 bakımmdan Japon'.arın daha az zararlı yaşmda Tevfik, arkadaşlan 18 yaşında olduğunu gösteriyor. Fakat, şimdiye kaHikmet, 12 yaşmda Orhan, PendUc vadarki tecrübelerimize göre, bu listelerpur iskelesinden Remziye ald blr sanden ziyade, iki tarafın da hakikati söydalla Marmaraya açılıp, akşama kadar lemediklerine inanmak daha doğru olur. Pendlğe dönmemişlerdi. Ortalılc karaİleride yavaş yavaş yeni tebliğlerden ve nrken, blr kaza vukuu endişesilç aransızan haberlerden işin doğrusunu öğrenimalanna başlanmıştı. Neticede, kendlriz. Böyle düşünmekte hakkımız vardır; lerlnin rüzgâr tesirile dalgalara kapılaçünkü Mercan denizi ve Midway adası rak Büyükada arkalarına düştükleri ve muharebelerinde gizlenen veya bol kenihayet orada sıg bir yerde karaya çıkaseden artırılan kayıblar olduğu sonrabildlkleri, ögrenümiştlr. Her Uç genc de, dan anlaşılmıştır. kazayı bu kadarla atlatmış bulunmakGöze çarpan başka bir nokta daha var. tadır. Batanlar ve yaralananlar arasında hiç uçak gemisinden bahsedilmiyor. Acaba, vustralya domrnyonu filosundaki iki aartık iki tarafın elinde de uçak gemisi ğır kruvazöründen biridir. Harb başkalmadı mı, yoksa bu muharebelere uçak larken İngiliz donanmasmda 15 ağır kruvazör vardı. Bunlardan 4 tanesi batgemisi iştirak etmedi mi? mıştır.. I LÂLE SINEMÂSIND « WUZ ALTIHDAİ