Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Askeri vaziyet ,ALABANDA;A L A B A N D A ; A L A B A N D A ; nkaradan bildirildiğine göre Ticaret Vekâletinin ha. zırlamakta olduğu bir taliçınmazlardı; belk Uçağa ilk binişim matnameyle makarna ve bisküi fabrika.•••»•«••••LUYazan: gene ds oluyordur bundan on yedi, on ama benim Boğazi larile pastaneler, börekçiler ve simidcisekiz yıl öncedir. çine uğradığım yok... ler, ekmeğin vesikaya tâbi olmadığı yer. Şimdi «uçak» diyorBolu üzerinde öyle lerdcn un satın ararak bunları bulun. rum ama o günlerde hep «tayyare» bir zaman döndük duklan şehirler ve bölgekrde serbestçe derdik. Daha bizde hava postaları ku culuk etmiş, gene de eden bunca in I S Q n r a xmglT t,i r sallandık. Ara satabilecekler ve derhal hnalâta başlızmglT rulmamışü; bir gün bilmem niçın bjr san var, bir şey mi olmuşlar? Tehiike mızda, biri yeni gelin, üç de kadın yabileceklerdir. Alaman yolcu uçağı Ankaradan İstan her yerde olur; her şeyde tehlike olur vardı, kimse telâş etmedi; ama bir sıBunun üzerine İstanbul Simidciler (Baş tarafı 1 Inci sahifede) kede olduğunu söyliyerek herkesi, mem. bula uçacakmış, bana da bir yer verdi diye hiç bir iş görmiyecek misiniz? U kmtı olduğunu hepimiz anlamıştık. U Cemiyeti, istihsal gölgelerine adamlar Demek oluyor ki, aşagı Donu aşan leketi müdafaaya davet etmiş. Kızıîorler. Pek sevindimdi. Arkadaşlardan ysp çak yolculuğu, bugünkü halinde, hiç çak Bolu tarlalarma indi... Meğer Kö gondererek un tedarik etmeğe başlaAlman ve müttefik ordularınm piyade dunun gazetesi olan KızılYıldız da ma, etme diye öğüd vermeğe kaıkan'.ar bir yolculuktan daha tehlikeli değil... roğlu dfğınm üstü kapalıymış, oradan mıştır; sünidlcr beş kuruşa satılacaktır. tiimenleri Kostov'dan cenuba dofru, Stalinin bir günlük emrini neşretmiş oldu, dinlemedim. Nedense beni korkuk j Hem ben size bir şey söyliyeyim rr.i? gidememiş; Yahşihan yolundan gitmek İstanbulda 96 simidci fırını vardır. zırhlı ve seri tümenler de daha ziyade Bunda: «Her asker duşamana bütun Vali ve Belediye reisi Lutfi Kudar, bellemişlerdir; yanıhyorlar. Gücümün Diyelim ki uçak yolculuğunun türlü istemiş, uçakçıların dili ile bir «tokat» Bir gazetede okuduğum bu haberi Manyç ırmagı boyunca yani cenahtan kuvvetile karşı koyarak bir adım bile dün Ticaret Odasında Ticaret Odası yetmiyeceğini bilirim de dövüşe gele türlü tehlikesi vardır, insan düşer, yayemiş, yani rüzgâr bir vurmus, de memnuniyetle karşılamamak mümkün süratle ilerlemekte ve hiç bir yerde dur geri çckilmemelidir!» deniliyormuş. O idare meclisi ve riyaset divanı azalarımn mem, susarım, ama canım oldum bit nar, şu olur, bu olur... Gene uçağa binminki zmgırtı da' o yüzdenmiş. İndik değildir. Çünkü bütün bunlar, makarna, durulamamaktadır. 200 Km. lik bir cep kuyucular hatırlarlar ki, Kursk Har iştirak ettiği bir toplantıya riyaset et tim kıymatlı değildir. melisiniz. Tercüme dergisinin 13 ÜÜCÜ Boluya. Canımız sıkıldı dersem yalan bisküi, şehriye, pasta, börek ve simid hede ve aşağı Dondan nmumiyetle ce kof cephesi yanlarak Mihver ordulan miştir. Bu toplantıda günün en mühim çevrilnıiş üç söylemiş olurum, sevindik; çünkü ne gibi şeyler, hep halkın ve bilhassa fakir Yola çıkmadan bir gün önce Ke sayısında, Schiller'den nub istikametlerinde hızla ilerlemekto çok tehlikeli bir surette içeriye nüfuza mevzııu, hükumetin yeni kararlannm maleddin Kâmi ile oturmuş, konuşuyor mektub vardı; bunlarm birinde Schiller: de olsa işin çok daha kötü, söylemeğe sınıfların, hastaların, çocuklartn muhtac alan Alman ve müttefik zırhlı, seri ve başladıklan zaman Mareşal Tiraoçenko, piyasada yapacağı akisler ve tatbikau duk. Onun hiç İzni yoktu. türlü şeyler «.İnsan bir devletin yurddsşı oldugu dil varmıyacak kadar kötü biteblımesi olduklan gıda maddeleridir. Öğle yepiyade knvvetlerinin arasmda kalmış kıt'alarına Almanlara esir olmamak için üzerinde görüşülmüş.ür. Vali bu karar anlatıp beni caydırmıya çalıştı. O sı kadar bir zamanın da yurddaşıdır.» dı de akhmızdan geçmişti. Ayağımız kameği yerine bir pasta, bir börek ve bir bazı Sovyet fcnvvet grruplarının geri gi icab edince ric'at etmeleri emrini ver lann halkın aldatılması ve fiatlann yük rada Yahya Kemal geldi. Beş dakika yor. Memleket uğrunda tehlikeyi göze raya değince bir ferahladık. Can bu! simidle karınlarını doyuranlarımız az diş yollarının kesildiği de habcr veri'i mişti. Biz o vakit icabında ricat edebil selmesi için bir sebeb teşkil etmemesine sonra Kemaleddin Kâmi ile araiarınJa almak nasıl boynumuzun borcu Ue za kıymatlı olmasa da tathdır. Çoiuk, çodeğildir. Bunun en büyük delili istanyor ki, bu pek tabiidir. Almanlar hcniu menin kolay olmadığını ve bu cnırin bilhassa itina olunacağmı işaret ederek bir münakaşadır açıldı. Yshya Ke.nal man uğrunda da göze almak boynu cuk, kadın, erkek, oralardan koşup bulda 96 siınidci fırını olmasıdır. Bu bildirtnemiş olmakla beraber bir Vichy Sovyet ordusu gibi çoğu ikinci hat tü bu hususta en mühim vazifelerin Ticaret tarih bilmenin iyilikierini söyiüyor, Ke muzun borcudur. Uçağa o binrr.ez, bu geldiler; bir otomobille bir de araba maddeler için harcanan unlar, bir za. radyo haberinden öğreniyoruz ki, Kerç roenlerinden mürekkeb bir askeri kuv Odalan ve borsalara düştüğünü te'îarüz maleddin de dünü bırakıp bugünle ağ binmezse uçak da herkesin alıştığı, her geldi, bizi şehre taşıdı. O sıralarda orrar değil; halkın iaşesini temin ettiği yarımadasındaki Alman kuvvetleri 3031 vete verilmiş olmasından büyük tehlike ettirmiştir. raşalım diyordu. Bu böyle belki iki Sviat zaman binilen bir taşıt olamaz. Oy talık daha şimdiki gibi değildi, Bolu için biiâlus bir faydadır. uçağın herhangi bir nun lokantasında gecesi sabaha kadar dcvam eden bir ve mahzurlar çıkabileceğini söylemiştik. tıka basa karmmı Bundan sonra bu hususta görüşülmüş sürdü; bon söze pek karışmadım, dln saki zamanımız Bazı perhize tâbi hastalardan aldığım göıülmemesini İitiyor; doyurdum, otuz ycdi buçuk kuruş tutlu. topçu ateşi altında ve himayesinde o Dedigimiz mahzur ve tehlike, Timoçen ve bilhassa hükumetin kararlanndan ledim. İkisi de çok güzel şeyler söy taşıttan başka larak 31 sabahı Taman yanmadasına konun ordulannı bir daha hiç bir yerde doâacak neticelerin Ticaret Odasında lemişlerdir ya! geçmiş gün, biri hatı daha doğrusu yolculuğa çıkacak inö'i Yağmur yağdığı için şehri d«'aşamadık, mektublardan bu sütunlarda bahset. çıkanlmışlar ve burada bir kaç köprü ve hatta Don gibi dünyanın en büyük kuracakları komiteler vasıtasile ve gene nmda kalmadı. Bir sonuca varmadnn nın akhna İlk gelen taşıt uçak olma yemekten sonra brice oturduk. Biz miştiın. Daha 5 1 0 gün önce M. Ozan başı kurmuşlardır. Bu haber doğru ise, ve en geniş nehirlcrinden birisinin dahi kendi teşkilâtile kontrolu, Odada bu bıraktılar; münnkıışanın da asıl sonucu sını istiyor. İnsan keyfetmek için va daha bir parti bitirmeden bir otobüs isminde muhterem bir okuyucum da, r yani Kınmdaki Alman kuvvetleti Ta gerisinde durduramamasile sabit oldu. na muvazi bir teşkilât kunılması muva olmıyam tathdır. Sonra Kemaleddin pura, trene, öyle yavaş giden taşıtla a hazırlamışlar, onunla yola çıktık. Rahat şöylc yazıyordu: binebilir; bizim çocukluğumuzda öküz rahat gidiyorduk; ama Ankaradan b;;şBir yavrum dünyaya geldi, Allah | Kâmi benim için: ıŞuna bir şey söyman yanmadasım bu kadar çabuk ve Çünkü lüzumunda ric'at, ancak (alim ve tık görülmüştür. leseniz e! Tayyareye binecekmis!» dedi. arabasma binip Kayışdağına giderdik, ka bir otobüs göndermişler, yolda ?ra eşime yavrumuzu besliyecek kadar süt kolay işgal edebilmişlerse, bnralardaki terbiyeleri yüksek kıt'alann kendilikleBugün Ticaret Odasında saat 11 Sovyet kuvvetlerinin nıaddi ve manevi rinden alabilecekleri kararlardandır. bütün ticaret zümreierinin ileri ge!en Yahya Kcnıal bana dönüp: >İşte bun öyle bir şey. Yoksa iş için uçağa bi bamızı değiştirdik. Bakın o pek rahat vennedi. İyi kötü süt bulabiliyorum. kuvvetleri pek sarsılmış demektir. Kıymetleri dun kıt'alar ric'at serbestisi tacirleri bir içtimaa çağınlmıştır. Eu lar böyledir, dedi, tarihi de kabul et nilir. Buna razı ^değilseniz, zamanını değildi. Bir hayli söylendik, öyle sı Fakat, çocuk için, yalnız süt kâfi dezın dışında yaşıyorsunuz demektir. kıldığımızdan, gecikmiye öfkelendiği ğildir. Ararot, nişasta, pirinçunu gibi Kerç boğazı ve Taman yanmadası ü verilince onlan bir daha durdurup top toplantıda tacirler dinlenecek ve esas mezler, tayyareyi de.» Doğru söylemişti; tarihi bilen zamabazı sıkınlı'an mizden değil, ama insan fırsat çıkar da maddeleri bulmakta çok güçlük çekiyozerinden Krasnodar istikametinde inki lamak artık pek güç olur. Bu gibi ordu prensipler konulacaktır. Uçak yolculuğunun nının yeniliklerine şaşmaz, onları ka var. Hele İstanbuldan kalkış Faati... söy'.enmez olur mu? Biz de âdet yerini ruz. Bir müddet sonra, bisküi gibi, bunşaf edecek bir taarruzun aşağı Dondan larda ric'atler behemehal mıntaka mınbul eder. Beyoğlunda, Üsküdarda, Kadıköyünde, bulsun diye söylendik. Ankaradan gön ları da hiç bulamıyacağız. , geri giden Sovyet kuvvetlerinin gerile taka ve sıkı sıkıya emirlcrle idare olunDahiliye Miisteşarı Ertesi sabah bincüm. Ne de güzel hatta İstsnbul tarafında oturanlar iç'n derilen otobüsle beraber Binbaşı Şercf rini almak hususunda ne derece biiyük mak ister. Acaba Sıhhat ve İçtimaî Muavenet gündü! Saat dokuzda kalktık, on bire sabahın sekiz buçuğunda Ye,üköyde de gclmişti. Şerefin gözü pek bir u Vekâleti, çocukların gıdasını teşkil eden bir tesiri olduğnna aziz okuyucular bişehrimizde Stalinin şimdi Timoçenkonun evvelki varrmdan Yeşilköye konduk. Yukarılar bulunmnk ne zor! Beşte, beş buçukta çakçı olduğunu hepimiz biliriz; konuşürler. Çiinkü bu hareketin Iüzum ve te emrini tadil eden günlük emrine gelinİaşe maddelerinin İmalini kontrolu alDahiliye Müsteşan Fuad Tuksal, dün da doğrusu o gün bir şey duymadım. kalkıp hazırlanmaiı, yollara düşmeli. ması da tatlı. Onunla yiğitlik yarışma tında bir miili müesseye verip kâfi mik. sirlerini bu sütunlarda evvelce mütead ce, bunun bir faydası olacağı pek tahmm sabah Ankaradan şehrimize gelmiştir. Acaba benim öyle kuvvetli bir iç ha Yeşilköy yalnız İstanbuldan kalkış için çıkamam; ama çene yarışı da hiç fena did defalar bahis mevrou etmiştik. tarda piyasaya arzedemez mi? Ve biz edilemez. Hele sivil halkı silâhlı mukayatım mı yoktur, nedir?" herkesüı gün değil, İstanbula varış için de elverişsız, olmuyor... Boludan Ankaraya tam on Mihver ordulan yalnız aşagı Don ce vemete teşvik, onlann pek fazla kana. Sanayi umum müdürü çocuk babalarına mahallî mülkiye âmir. lerce anlatılacak •ir.tibalar» topladıkları tren bekliyeceksiniz, Floryaya çimmeğe bir saatte vardık, otobüste sarsıla sarnubunda değil, ayni zamanda Stalin malannı mncib olmaktan başka bir şeye lerinden alacağımız vesika ile tevzi et. şehrimizde yolculuklardan ben ellerim boş döne gidenler yüzünden yer bulamayıp ayak sıla... Yani sizin anlıyacağmız tretı yolgnrad istikametinde de ilerliyorlar. Son yaramıyacağj için her zaman tavsiye otiremez mi?» rim. Havalara yükseldik, topraklan. su ta kalacaksınız. culuğu kadar sıkıntıh bir şey. Ama, Tatsız şeyler, ama Sanayi umum müdürü Reşad şehrimiAlman tebliğine göre Don dirsegi için lunamaz. Benim yazmakla biraz geç kaldığım bu gördük, sonra indik. bunlar düzeltilir. Siz düçünün ki sa gene söyliyeyim, şikâyetçi değilim; ze gelmiştir. Umum müdür, İstanbulda ları yukarıdan deki düşmamn mukavemeti kınlmış ve H. E. ERKÎLET Bunda uzun uzun anlatılacak ne var? bahleyin İstanbuldan kalkıyorsunuz, öyle sanıyorum ki o gün uçakta n'.an hakh sorgunun cevabını, Sıhhat ve İçel tezgâhlan ve makineleri işletmesinin Sovyet kuvvetleri nehrin öte tarafına aYolculardan bir kız, Ycşüköy üzerine dört, beş saat Ankarayı gezlp crada lardan hiç biri' de şikyyetçi değildir, timaî Muavenet Vekâletinden evvel, tılmışlardır. Fakat Ruslar hâlâ KljezBeden terbiyesi talebesinin ze gelmişitr. Reşad, İstanbulda el tez gelince canı sıkılıp: «A! Bitti!» dedi. bir işiniz varsa onu da gördükten sor. hesnbda olmıyan o Eolu safasından he Ticaret Vekâleti vermiş ve bu gibi iaşe ;âhları ve makineleri işletmesinin tankaya, Kalaç, Zmlinskaya ve Bataisk"te Utanmasam ben de öyle bir şey der ra akşamı Elazıkta, yahut Adanadası pimizde ar?sıra anlatacağımız tatlı bir maddeleri üzerindeki bağlan ve yasakkursu Yeşilköyde açıldı anzimi işile meşgul olmaktadır. mnharebeler oldufTinu bildiriyorlar. Haldim. Havalarda gitmek hoş oluyor, in nız. Buna imkân varken trende sarsı'a hatıra ka'.dı Konuçtuk, gülüştük, ho lan kaldırmak suretile çocuklann, hasbnki Mihver kuvvetleri bilhassa bu son Gazi Terbiye Enstitüsü beden terbiyesi Tek tip tütün meselesi san yol daha uzasa diyor. Uçağa ne sarsıla geceli gündüzlü yolculuğa kat murdandık, dırlandık, cammızı kurtar taların ve fakirlerin gıdalanmak bakı. ikl mevkii çoktan geçerek, hatta 170 ve şubesi talebesinin su sporlan ve Izcilik bu isteği duydum; lanmak akıl kârı mı? Şehrimizde yapılan tütün kongresinde zaman bindimse dık. Kimbilir? tehlike karşısında hiç mmdan muhtac olduklan bütün mad70 Km. daha ötelerine gitmişlcrdir. Kar. kursu beş hafta devam etmek üzere Yeıazırlanan tek imal ve ihrac tipi üzerin oysa vapurda, trende yorulur, sıkılırım. Geçen yıl uçakla bizim bir de Bolu telâş etmedik diye gönlümüze belki b:r deleri serbest bırakmıştır ve böyle yap. şı taraf kaybcttigi mevzilcri umumiyet şüköy ilk mekteb binasında açılmış ve Bilmem uçağa hiç bindiniz mi? Bin safamız oldu. İlkteşrinin son, sonteşri gurur da gelmiştir. Boş bir gurur ama makla da çok iyi etmiştir. Çünkü bilien memleketimizden tütün alan memle iiç, dört gün sonra bildirmek âdetin. tanzim edilen geniş bir programla faaketlere mensub firmalar mümessilleri medinizse bir deneyin, bir d3ha treııle, nin İlk günü müydü, neydi' iyice bir varsın boş olsun! Ona boş, buna beş hassa hastalarla miniminilerin iaşesi itide olduğru için böyle oluyor. liyete geçmiştir. Mekteblerimize spor ile de görüşülmesi muvafık görülmüştür. vapurla yolculuk etmek istemezsinız, düşünsem bulurum a! şimdi cnu dü derseniz yaşamanm tadı mı kalır? barile, evvelce imali menedilmiş ve saBüyük Don dirsegindeki vaziyeti hâlâ öğretmenl olarak yetistirilen 26 kız, 39 Dün ilk defa İns»iliz murahhaslarile te ikisini de artık pek eski, Nuh nebidcn Lise öğretmenlerinden yın okuyucumun dilcdiği gibi hastancşünmek istemiyorum, işte biç gün orlâyıkile bilcmiyoruz. Yani Mihver kıt'a. erkek talebe bilhassa su sporlan ve iz maslarda bulunulmuş'ur. kalma birer tnşıt saymağa başlarsınız. talık ağarmadan Kadıköyünden vapuNURULLAH ATAÇ lcr haricindeki hastalarla memedeki çolan, Zmlinskaya şimalinden Kljezkaya cilik tatbikatı üzerinde büyük bir ihtiUçnğın korkulacak, insanın yüreğmı ra bindim, otomobil bulunırndığı için cuklara vesikaya bağlı olarak dağıtıl. Millî festivalheyetleri geliyor hoplatccak bir şeyi yok. Biniyorsunuz, eçyamı yüklenip Sirkeciye git'im, uya kadar olan büyük Don çemberiniıı mamla çalıştınlmaktadır. ması, Sihhat ve İçtimaî Muavenet Veneresindcn çeçerek birer köprübaşı mevsanki büyükçe, daha zatmıyalım, Sabah ve öğle yüzmeleri haricinde atEminönü Halkevi tararmdan hazırla oturuyorsunuz; sekiz buçukta Yeşilköye kâlctince de düşünülmemiş olan bu Kurbağalıdere nihayet ; kii kurmuşlardır? Nerelerde köpriibaşı letizm, hendbol, boks ve açık hava o nan milli festivale civar vilâyetlerden iş rahat bir otomobildesiniz. Kalkıyor. S z vardmı. Uçak kalktı, gittik, gittik, Bolu maddelerin yokluğu, umumî sıhhat üzekurmak için muharebeler yapıyorlar? yunları da kursun bellibaşlı mesaisi da tirak edecek heyetler peyderpey şehri daha pek farketmeden, ünlü komik şa gözüktü. Bolunun üzerinden bir geçtemizleniyor rinde fena bir tesir hasıl etmeğe başlaİki tarafm buradaki durumlan nedir? hilindedir. Haftada bir defa yapılan yü mize gelmektedir. irimiz Ahmed Kutsi Tecerin: tik; baktım, bir daha geçtik. .Zahir bu Kurbagalıdere, uzun senelerdenberi ci mıştı. Bu bakımdan, halkın kursağma gi. Bunlar henüz tamamile arık ve bclli de rüyüşler 15 kilometreden başlamak susefer dc başka bir yandan Rörüyoruz» yiğit, haydi artık havalan Halkevi, festival için bir bilmece müvanrida bulunan meskenlerin pis su mec deceği için israf edilmiş telâkki olunğildir. Malum olan cihet, yalnız Alman retile her hafta beş kilometre yürüyüşo sabakası hazırlamıştır. Bu bilmeceyi Mısraım hatırlayıp söylcmeden, Liı dedim. Ama bir daha, bir daha geçtik. ralan aktığı gibi derenin süriiklediği rü masına imkân bulunmıyan bu unlu madlann Stalingrada takriben Kalaç üze ilâve edilecek ve izcilik tatbikatı da bu hallcdcnlere mükâfatlar verilecektir. de bakıyorsunuz k; havalnrdasınız. (Buy Bu sefer şu yandan. bu yandan pörüsubatla munsab kısmı tamamen dolmuş delerin yapılmasını ve satılmasını büyük rinden cepheden ve Zmilinskaya ile jürüyüş zamanlarında yapılacaktır. Festivalin azami derecade mun'azam o Tecerin o şiirlcri tuhaflık olsun diye yoruz diye avunmnk olmazdı; belli ki memnuniyet ve şükranla karşılamamak Ama irsan gene ve dere agzı bir göl halini almıştır. Bu abil değildir. Kljezkaya üzerlerinden cenahlardan ciduzatıp ciddi cidciî bir tatsızhk vardı. Kursun programı tamamlandıktan labilmesi için programlı bir şekilde ça dcj'il, dudaklarını vaziyet sıhhate zararlı görüldüğünden dî ve kat'î bir taarruza hazırlanmakta sonra amelî ve nazari bir yoklama ya lışılmaktadır. yazdığmı söyliyenler var ama ben in hayra yormanın yolunu buluyor: içimsan oğlunu sever, sayarım, kimsenin den: «Olur a! Belki pilotun Bolııda bir derenin ıslahına karar verilmiştir. olduklandır. Almanlann Stalingrada pılarak kursun faaliyetine nihayet veriBir adamın, karısını zehir öyle şeylerj gülmeden yazıp gülmeden yavuklusu, bir ahpobı vardır, ona bir tlk olarak dere taranacak ve sn denize aid olan bu büyük ve şümullü plânını lecektir. okuyabileceğinc inanmam.) Evet, bir de ?e!âm vereyim demiştir...» dedim. Bi akıtılacaktır. Bundan sonra hiç bir mecda Sovyetler, galib bir ihtimalle dnrduKurs talebesi, atletlzm federasyonulediği iddia ediliyor bakıyorsunuz ki havalardasınız. Uçak zim çocukluğumuzda Boğaziçi vnpurla ra ve pis su bu dereye isale edilmiyerup akim bırakamıyacaklardır. nun 30 ağustosta yapacağı ferdî atletizm Kuyuya düşerek öldü Kâzım isimli birinin kaynanası Nafia. rmm kaptanlan böyle çeylerden kacektir. müsabakalanna da iştirak edeeekür. dün Adliyeye müracaatle, kızı Ayşa madem yükselmiş gidiyor, siz de anHeybeliadada Tur yolunda Mecidle Stalinin günlük emri: Kurstaki faaliyetin büyük bir intizam ve Meryemin, damadı tarafmdan zehirle hyorsunuz ki düşmesi için hiç bir seKâzıma aid köşkün bahçesindeki bir Moskovada çıkan Pravda gazetesl bir disiplin içinde olması cidden dikkate şa nerek öldürüldügü iddiasında bulunmuş beb yoktur; içiniz rahatlıyor, penccrekuyunun tulurnbasını tamir eden işçi den bakıyorsunuz. Üstlerinden bakılılı makale basmış ve bunda vatanm tehli vandır. Yani oglu Milto Tavaslo, dün kazaen kutur. İddiasma göre, kendisi iki ay evvel mı, bulutlarm seyrine doyum olmuyor. yuya düşmüştür. Düşerken, başı İç t a . Yalovaya gitmiş, İstanbula dönünce, da Suya da benziyor, dağa da; hels uraftaki çıkmtılara çarpmıştır. Bu sırada madından kızının öldüğünü öğrenmiştir. zaklardan bazı irileri gozüküyor, sanki kafatası kınlarak, neticede ölmüştür. Genc yaşta kızının ansızın ölmesi, Na birer buz dağı... Ama benzetip de ne Kapı Cumhuriyet Matbaası karşısmdadır. Adli hekim Hikmet Tümer, cesedln göfiada şüphe uyandırmıştır. Bir gün to olacak? Bulut işte; her zamanki gibi YAŞASIN HATAT Her pazar saat 14 ten 19 a kadar yirmi iki kişiden mürekkeb mülmesine müsaade etmiştir. runlanndan birinin ağzından, «babam altından değil, üstünden görülmüş buÇİFTE FASIL SAZ HEYETİLE birlikte bülbül sesli eğer yarajnazlık edersen, seni de anan lut. Yukarıdan baktınız mı, dünya dagibi zehirlerim, diye beni korkuttu> sö ha bir şirinleşiyor. Şehirleri toptan göTE, IÇ, TAT RAHAT zünü işitince, şüphesi artmıştır. Ken rüyorsunuz; hani çocukların mimarl'.k disi, kızının gömüldüğü yeri damadımn oyuncaklan vardır: Küçük küçük keNüshaa 5 krurustur. dinlemek fırsatını kaçırmayınız. gösteremediği iddiasım da ortaya at silmiş kimi dört köşe, kimi yuvarlak. lî Türkive Harlc mıştır. kiminin ucu sivri tahta parçaları; şeDERDLERİNİ AT için IçiD Müracaat üzerine Müddeiumumilik hirler işte onlarla yapılmıça benziyor. NEŞT VAR KAFANDA Senelik 1400 Kr. 2700 Kr tahkikata el koymuştur. Şimdi mezarın Şimendifer tıpkı fare gibi; ama fare Müessescmiz her sene oldufu gibi bu scne de fevkalâde eğlenceli Alö avlık 750 » 1450 » yeri araştırılmaktadır. Bu cihet anlaşıl kadar çabuk gidemiyor. Bakın, ınsanÜc avUk 400 » 800 » dıktan 'sonra, cesed, Adlî hekim hazır larda bir değişiklik yok, hiç biri göBir avuk 150 » Yoktur. bulur.arak, mezardan çıkarılacak ve zükmüyor. tertib etmiştir. Programmda tanınmış san'atkârların ve okuyucu bayanların Morgda otopsi yapılıp rapor hazırlanaBinin uçağa. İnsan zamanına uymalı; İştirakile 20 kişilik SAZ HEYETİ, CAZ, HOKKABAZ ve MTT.T.f caktır. İddianm ne dereceye kadar ha bizim zamanımız da yolculukta hız isOYUNLARDAN başka mütenevvi eğlenceler vardır. Gazetemize eönderilen evrafc v« vazılar kiki vaziyete uygun oMuğu, ancak bu tiyor. Uçakla yolculuğun tehlikesi varÇocuklarını kaydettirmek arzu edenler Borsa Kıraathanesine müracaat nesredilsin edilmcsin tade edilmeı ve suretle anlaşılabilecektir. mış!. Kim demiş? Dünyada uçakia yolM İ ^ H I ^ H ^ H edebilirler. Telefon: 22308. mes'ulivot kabu) olunmaz Tantan yanmadasına Almanlar geçtikrse Sehir S OHBE T haberleri Uçak yolcu Piyasayı tacir vicdanile kontrol bugün bir içtima akdediliyor CUMHURIYET T \£.. H E M MIHINA! Kalkması şükran uyandıran bir yasak NALINA Don nehrinden çekiînıekte olan Rus kuvvetetmek üzere lerini arkadası çevirmek kolaylaşacaktır Teşkilât yapmak için Nuruîlah Atae İÇKİSİZ SAZ Cağaloğlu Çİftesaraylar Bahçesinde AIABANDA: ALABANDA; Yazan: Ekrem Resid Müzik: Cemal Reşid MÜZEYYEN SENAR't 8 ağustos Cumartesi günü akşamı BÜYÜK SÜNNET TÖRENİ CÜMHÜRIYET Abone şeraiti ve M U A M M E R'in TEPEBÂŞI Belediye BAHÇESÎNDE İ Ş T İ R A K L E R İ L E BÜYÜK MtTVAFFAKIYETLERLE DEVAM EDİYOR. S A F İ Y E ' n i n okııduğu eserler SADEDDİN KAYNAK tarafından bestelenmistir. Memleketin sevilen san'atkârlarından müteşekkil S A F İ YE Dikkat 14 KÎŞİLÎK SAZ HEYETİ (YANKO) idaresinde 12 kişilik Orkestra T E L E F ON : 480 29 B H B ^ M i a a MHHBBHHHI Satılık DUBÂ, HURDÂ DEMİR ve TENEKE KIRPINTISI Çubuklu depomuzda bulunan üç duba, üç tonu mütecaviz kırpınü teneke ve hurda demir pazarhkla satılıktır. Almak istiyenlerin görmek :çjn Çubukiu Deposuna, pazarlık için de Petrol Ofisi Umum Müdürlüğüne müracpatierl. İ Bomonti. Tramvay duraeı karşısı Şişli Yaz tatili yapan okulumuz Pazartesi ve Perşembe günleri saat 9 dan 12 ye kadar eylulde açılacak şoför devresine gireceklerin kayıd muamelesine baslamıştır. Okulun müddeti, ders programlan, İmtihanlan ve kabul şartları hakkmda bilinecek her noktava cevab veren yeni talimatnamesini İsteyiniz ve yerlerinizi şimdiden temin ediniz. Telefon: 80259 OTOMOBİL VE MAKİNİST OKULU T. K A R D EŞ Satılık TUĞLÂ Fabrikası Tuğla, düz ve omurga Marsilya kiremidi komple fabrikası en ufak teferrüatına kadar mtvcuddur. İstiyenlerin Galatada Dar.üp Sigorta han 4 6 num^raya nıüracaatleri. Telefon: 42359. Oanta Corossa şirin ve şairane bir limandır. Oranm denizinde hemen her akşam menekşe gölgeler, kıyıdaki kerpiç evlerin beyaz akislerile kııcak kucağa oynaşır. Güneş, ressamlardan her birinin şimdiye kadar akıl ve hayalinden geçmemiş renkleri bu küçük kasabanm eteklerine sıvayarak batar. Gene böyle bir akşamdı. Enrıko, katırını yedeğe almış ağır adımlarla evine dönüyordu. Balıkpazarının ağır kokulu kirli sokaklannın birinden geçarken bıyıkları henüz terlemeğe başlamış j'irtık gömlekli bir delikanlının elinde küçük bir trampet dolaştırmakta olduğuna dikkat etti. Teklif edeceği azıcık paraya vermiyeceğine kani olduğu için satm almak istedi. Delikanlı, bir dakika bile düşünmeden trampeti uzattı, paraları alıp rengi uçmuş, paçası yenmiş pantolonunun cebine attı. O vakit Enriko boşuna masraf ettiğine bir an pişman oldu. Sonra da kendi kendine teselli verdi: Adam sen de canım sağ olsun. B=ızan, bir başkasmı memnun etmek de. bizzat memnun olmak kadar insanın hoşuna gidiyor!. Yürüdü, yürüdü. Artık kasabanın sisİİ ve gürültülü havasından tamamıle kurtulmuştu. Trampetini pekâlâ boynuna asıp çalabilirdi. Açıklık yerde onun sesinin dağlarm tepelerinden akscdip gelmesi ne zevkli oluyordu. Köye girinciye kadar değnekleri, gergin derinin üstünde gelişi güzel oynatb, durdu. Ancak yamacın kenarına iğreti gibi ilişmiş duran küçük evin önüne geldiği vakit o iptidaî musiki aletini susturdu: Silviya.. ho.. Silviya! Diye, haykırdı. Bağınşı ufuklan dolaşıp kendi kulaklarma erişinciye ka. dar, gıcırtı ile açılan kapıdan gür siyah saçlan sık bir fileye sıkıştırılmış, £=italyan hikâyesi Trampetler çalarken... yuvarlak yüzlü, tıkız vücudlü bir gfnc man tepeden aşağı kızın koynuna doğru memiş. kız fırladı. Telâş ve heyecan içcrismde hırsızlama bir nazar fırlattı. Gözleri, ilk Sonra etrafına endişe içerisinde bakasordu: hamlede o pürüzsüz buğday renği bo. rak ilâve etti: Enriko.. Enriko.. sen misin? yrundaki yegâne süse, krom İsta\Toza Silviya nerede? Katırcı yamaca doğru yanaştı. Tram saplandı. Kalın parmaklanndan birini İhtiyar kadının gözlerinde acı parıl. pete değnekleri var kuvvetile vurarak: zencire takınca çekip kopardı. Haçı a tılar uçuştu: Benim Silviya, diye cevab verJi, vucunun içinde sakladı. Silviya, ansızın Bırak şu kahpeyi Allah aşkma Lubenim. Haydi bakalım, şu trampetin se karşısına bir canavar çıkmış gibi gözle. igi, dedi, kız kudurmuş. Sokakta önüne sine uy da bir danset!. rini açtı, delikanlıya daha ziyade so. geîenle al takke ver külâh. Kız evvelâ, şaşaladı: kuldu: Sözünü tamamlıyamadı. Delikanlının Enriko ne tuhafsın, dedi. Hiç başta Enriko, dedi, o.. bana Luigi'nin ya balıktan döndüğünü biraz geç haber alfileyle dansedilir mi? digân.. haydi, ver onu geri.. vermezsen dığı için ayakları çıplak, saçlan darma Sonra birdenbire saçlarını örgülü ip çok fena olur!. dağın evden dışarıya fırlıyan genc kız: ten kurtardı. FÜeyi kaldırıp yere iırBu sözler, delikanlının genc kıza kar Luigü. lattı. Bir anda şakaklarını ve omuzları şı duyduğu sevgi ve ihtirası şahlandırdı: Diye delikanlının boynuna atılmıştı. nın üstünü siyah dalgalar kapladı. Genc Uzun etme.. be. dedi, ben sana Balıkçı sağ elinin tersile kızı itti. Sokız, trampetin ahenğine uyarak vücu. onun daha güzelini, daha pahahsım ala luk ve seffaf entarisinin içinde bmgıldıdünün her uzvunu İştiha verici inhir>a cağım.. hem de üstelik trampeti de ve yan taze ve yuvarlak vücudü istihza ve larla kıvırıp titretmeğe başladı. receğim!. Ulan.. Beni Luigi.den daha a. hakaretle süzerken nazarlan beyaz ve Delikanlı mestolmuş bakışlannı Silvi. şağı mı görüyorsun yoksa... çizgisiz boynuna takıldı: ya'nın göğsünde ve kalçalarında gezdiSilviya, yavaş yavaş Enriko'nun kol Kız, dedi, sana hediye ettiğim zen. Seneler geçti. Santa Corossa limaru rirken: lan arasından sıynldı. Yerden filesini cir kolyeli İstavrozu ne yaptın? büyüdü. Kerpiç evler yerlerini be'un bi Kız, diye mınldanıjordu, senin ne Eİdı, arkasma bakmadan evine tırmandı. Silviya şaşırdı. Bir an İçinde sesi bo nalara bıraktılar. Değişmiyen tek manmarifetlerin varmış meğer... Bu ana *** ğuklaştı ve kekeledi: zara şudur: Karmakarışık saçlan. bemkadar böyle ustaca göbek attığuu görKüçük liman,. bugün sonsuz bir sevinc Öyle müteessirim ki Luigi sorma. beyaz nasırlı ayakları çıplak, üstü başı memiştim. İçindeydi. Haftalardanberi açık deniz Senin kıjTnetli yadigânnı kaybettim. pejmürde bir kadın sokaklarda sabalıSilviya sağa sola seğirtmekten bıkmış lerde balık peşinde dolaşan Luigı yeşil Nasıl oldu, ne zaman oldu bilmiyorum. tan akşama kadar dolaşır durur ve kagibi bir an olduğu yerde durdu. Dön. yelkenlisile sağ ve sağlam dönüp gelDelikanlı, şakakları geriler3k, dudak zara bir trampet sesi duyacak olursa dü, fırıl fırıl döndü, sonra nefes nefese mişti. Annesi oğlunu gurur ve iftihar ları titriyerek, nefesi darlaşarak: bitkin ve halsiz vücudile cıhz bacaklakoşup Enriko'nun kucağına atıldı. Si içinde süzerek: Pekâlâ, dedi, haydi git, onu ara rından birinin üzerinde dönüp dar.setyah saçlarını delikanlının çenesinin al Hayli ümidsiz günler geçlrdim a bul da, sonra yanıma gel!. meğe savaşır. Yerliler onu kasabalarma lına sürüp gıcıkhyarak: ma, diyordu, çok şükür, nihayet sana *** her gelen yabancıya şöyle takdim eder Ne olursun, Enriko, dedi, bu tram gene kavuştum. Cesur balıkçının dönüşünü kutlula ler: peti bana hediye et!. Luigi ihtiyar kadının, yüzünü, elle mak için bütün köy halkı kilisenin ö Deli Silviya. İki genci birbirine tu. Delikanlı gülerek nazlandı: rini öperek cevab verdi: nündeki küçük meydanda toplpnmıştı. tuşturdu. Enriko'nun kanına sirdi. Lu Kız trampeti ne yapacaksm sen? Eh.. Ölümle pençeleştiğimiz za. Neş'eli bağrışmalar, çağrışmalar kucak igi hapisane koşesinde çürüyor. O da Silviya cevab vermedd. Enriko o za manlar olmadı değil, fakat eceiimiz gel laşmalardan sonra ihtiyarlar ve kadmlar, aşifteliğinin günahını böyle ödüyor!. evlerine döndüler. Delikanlılar köşedeki meyhaneye girdiler. Enriko ile Luigi karşı karşıya bir masa başma düşmüş. lerdi. İri kıyımda üçer dörder kadeh şarab jnıvarladıktan sonra bir liretine «yazı mı, tura mı?» oynamıya koyuldular. Bir aralık Enriko cebinden para çıkarırken yere bir şey düşürdü. Luigi nezaket olsun diye onu bulmak için arkadaşına yardım etmek istedi. Masanm altma doğru eğilince birdenbira titredi, bütün vücudündeki kan beynine akıvermişti. Yüzü kıpkırmızı doğruıdu: Enriko be, dedi, o benim Silviyaya verdiğim kolye. Enriko fena bozulmuştu. Fakat yiğitliğe leke sürmek istemedi. Evet, diye cevab verdi. Ser.in Silviya'ya verdiğin kolye. Ne olacak!. Lâhzada ikisi de kemerlerine el attılar. Fakat her ikisi de gene o anda, kalabalık önünde serbest dö\Tüşem;.yecek. lerini, arkadaşlarının kendilerirn ayiracaklannı düşündüler. Birbirlerine: Geceyarısı. On ikiye doğru kıyıda!. Deyip ayrıldılar.