Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cm\THURÎYET 31 Mayis 1942 Merdiven! Hangi merdivenden çıktı? Şimdiki merdivenler Merdiven satıyorum Ben de içindeydim Zeten inecektim 43 üncü kata çıkarken Haftanm şakalan Hatırlar mısınız? Bir hoca ile bir papaz arasında münakaşa olmuş: Dava peygarnberin miracı üzerine imiş. Papaz demiş ki: Bu miracda (yani göklere çıkıp dolaşmak) sizin pey gamberiniz hangi merdivenden göke çıktı? Hoca hazırcevab bir adammış. İsa peygarnberin göke çıktığı merdivenden! cevabını vermiş. Belki peygamberler birbirinin çıktığı merdivenden çıkmışlardır. Lâkin ümmetleri sonradan merdivenleri değiştirmişler. Şimdi hepsi başka merdivenlerden çıkıyor. Hatta İsa ümmetleri bile merdivende birbirini yakalamış boğazlıyorlar. Korkarım aşağı yuvarlanacak,1ar! Neyse, politika lâflannı bir yana bırakalım da gelelim merdivene. Merdiven münasebetsiz bir çeydir. Bir kere hangi katın malıdır, onu bilemezsiniz. Alt kata mı aiddir, üst kata mı? Çıkmıya mı yarar, lnmiye mi? Bütün bu münasebetsizliğine rağmen merdiven insanlara yavaş yavaş çıkmanın bir kanun olduğunu ögretmeğe çaiışmış durmuştur. Buna karşı insanlar da bir müddet merdivenin nazını çektikten, dersini dinledikten sonra (asansör) denilen şeyi icad etmişler ve merdivenin pabucunu dama atmışlardır. Şimdi merdiven bazı babayani binalardan başka yerlerde ya bir süs, yahud servise mahsus iniş çıkış yoludur. . Merdiven diyince bizim meydanlarımızdaki merdivenleri hatırlamamak kabil olmaz. Bazıları bu meydanlardaki merdivenlerde biraz mubalâğa, biraz iptizal görmektedirler. Ben o fikirde değilim. Bu merdivenlerin manası daha derindir. Bir kere artık iniş çıkış vasıtası olmaktan çıkan bu emektara süs kabilinden bir iş bulmak gerekti. İçte merdivenleri meydanlanmıza yığmamızın birinci manası bu! İkincisi daha (terbiyevl) dir. Bununla meydan halkına: Vatandaş! Unutma ki merdiven tabii çıkış vasıtasıdır, diye bir hayırhah ihtardır. Zira aramızda gitgide yanlış fikirler hasıl oluyor. Merdivensiz bir bina ve merdivensiz bir yükseliş olabilir zannı yayılıyor. Bu fikri düzeltmek ve vatandaşa kendi ayağı ve kendi kuvvetile yükselmeğe sevketmek için ona adım başında bir merdiven göstermek feydalı bir harekettir. Merdiven hakkında çok şeyler biliriz: Hoca merhum bir gün bir bostanın duvarına merdiven dayayıp içeri girmiş. Ni yeti kendine lâzım olan şunu bunu toplamak imiş. Bahçıvan Hocayı merdivenden İner görünce sormuş: Bre adam! Ne ararsın burada? Hoca istifini bozrrtftdan cevab vermiş: Merdiven satıyorum. Burada merdiven satılır mı? Bre cahil! Merdiven bu, her yerde satjlır. Gerçek de öyledir. Alıcısı olsa merdivenin satılmıyacağı yer olur mu? Hocanm merdivene dair başka fıkralan da vardır: Kapı çalınmış. Hoca açmak içln acele merdivenden inerken ayağı kaymış ve paldır küldür aşağı düşmüş. Kalkıp kapıyı açtığı zaman gelen adam sormuş: Ne o Hocafendi? Hayrola! Bir güm biirtü işittim. Merdivenden birşey mi düştü? Hoca hiç bozmadan, cevab vermiş: Evet! Cübbem düştü. Beriki: Canım, cübbe bu kadar gürültü eder mi? diye ısrar edince Hoca: E canım, ne üstüme varıyorsun, ben de içindeydim işte! cevabını vermiş. İşin garibi şudur ki Hoca düştüğünü bile bile saklamış, bazıları düştüğünün farkında değildir. Cübbesi düştü sanır. Halbuki kendi de içindedir. Ya şuna ne dersiniz? IHEM Çok güzel bir teşebbüs Boğaziçi Kadıköy Adalar vapur seferlerile banîiyö trenlerinin tarifeleri birbi, rine uyduruldu Resim sergileri ni daima Galatasarayda açan Çalhlar Feyhamanlar, Ziyalar ve Şevketlerın nesünden sonra gelen «Müstakiller» le «D grupu» nu şimdi «Yeniler» in takib ettiğini İstiklâl caddesindeki Basın Kurumunda açtıkları ikinci resim sergüerinden anlıyoruz. Bunlar çok çok yirmi beşle otuz yaş arasında bulunan ve Akademinin son fırmmı teşkil eden en genc ressamlarımızdır. Balıkçılık etrafında topladıklan ilk sergılerini nasıîsa göremedim. Fakat bu sefer aldığım davetteki açılış gün ve saatini sabırsıziıkla* bekledim; ve tam vaktinde yetiştim. İki büyücck oda ile bunları birbjrıne bağlıyan bir koridorun kâfi derecede aydınlatılmamış duvarlarına asılmış olan tablolarm daha ilk bakışta verdıkieri intıba, bunların hissolunacak derecede başka tonlar ve bilhassa başka bir üslub ve mevzu farklarile eskilere benzemekten ayrılmış olmalandır. Ton ve teknik itibarile profesör Levy'nin tesırleri umumiyetle bariz olmakla beraber ruh ve alâkanın sıklet merkezi hemen tamamile sefalet mevzularında toplanmıştır. Yalnız bu sefaletin çoğu ya hakikî kaynağından ahnmamış veya iyi ifade edilmemiş olacak ki yaşanmış hatıralarımızı uyandıracak yerde mukavemet edilemez bir kayıdsızlık doğuruyor: Acıtmıyor, sadece acımak lâzım olduğu hatırlatılmak İsteniyormuş gibi bir fikir veriyor. Dönüp dolaşıp bir daha bakıyorsunuz, ilk intıba gene değişmiyor. İşte bir fırın ki önünde toplanan halk baştanbaşa sefil, perişan ve pejmürdedir, bütün yüzler bir karagöz perdesi seyrediyorlarmış gibi hep bir noktaya dikilmiş, donmuş ve ayni zamanda çocuk yüzleri gibi birbirlerine benzemektedirler. Sefaleti göstermek için kadıd vücudler ve pejmürde kıyafetler aranmıştır. Halbuki sefaleti pejmürdelikten ayırarak saf ve halis bir surette göstermek de kabildir. Henüz sebeb aramağa alışmamış ve daha çok mütevekkil olan şark ruhunda sefalet hiç bir zaman haykırmaz, gösterişte bulunmaz ve bu halde gösterilmiş olmasını da istemez, zannediyorum. Çünkü daha dün fakr ile iftihar eden ve bundan dolayı ebedî bir saadete mazhar olacağına inanan ruhlar bugün tamamile değişmiş olamazlar. Türk fakirliğini doyurmak istiyenler herşeyden evvel onun kıymet hükümlerine sokulmah, onu İçinden iyice tanıdıktan sonra dışına bakmalıdırlar, hakiki hüviyet ve tahassüslerile onu ancak o zaman görmek kabildir. Vakıâ daha çok dış duygularına bağlı olan plâstik san'atkârların derin iç duygularile belki de alâkası olamaz. Yalnız «Yeniler» adını taşıdıklarma göre aldıklan mevzuların ruhuna bujainkü psikolojik kültürümüzle daha derinden nüfuz edebilirler ve bunu kendilerinden beklemeğe hakkımız olsa gerektir. NALINA MIHINA Yenilerin sergisi Yazan: > İtalyan «çekirge» leri r Yazan: Burhan Fetek Prof. M. Şehib Hocarun merdivenden düştüğünü görenler: Vah vah Hocafendi geçmiş olsun! diye onu tatyibe çalışıriarken öteki düşmeyi nefsine yediremediği için: Canım ben düşmesem de kendim inecektim zaten. Cevabını vermiş. Bilir misiniz? Şirketi Hayriye ile Devlet Deniz ve Bszı yaşlarda, Devlet Demıryollan arasında mıihim bir devirlerde, mevsim anlaşma yapılmıştır. Bu anlaşma ile saatlerde merBoğaziçi, Haydarpaşa . Kadıkoy ve Adivenler dikleşir, dalar Anadolu Yalova hattı seferuzar ve güçleşir. Bunları size lerile Sirkeci ve Haydarpaşa banlıyöleri yıp dokmeme tren seferleri tarıfelerı o şekilde tanzım zum gdrmezsiniz. olunacaktır. Boğazdan geien bir yo'cu Merdiven bahsini naman kaybetmeden Kadıköy veya Ada kaparken şu nefis vapuruna yahud Florya treni veya Karfıkrayı yazrradan geçemiyeceğim. tal trenine mülâki olacak vepura yetişe. İki seyyah Nevyorka inmişler. Bi cektır. Memleketimizde ilk defa tatbik rinici defa indikleri için frenklerin olunan ve çok iyi netice vereceği ş.üp(gratte ciel) dedikleri efiâke ser çek hesiz bulunan bu şeklin tatbikına yamiş elli katlı binalardan birinde yer n n sabahtan itibaren yeni tarifelerle leşmek hevesine düşmüşler ve bu boy başlanacaktır. da bir otele gitmişler. G«rek Şirketi Hayriye, gerekse De Bize bir oda. İki yataklı. nizyoilarınm Adalar Yalova ve Ana Verelim. dolu hattı yaz tarifelerinin tatbikı yann Kaça? sabah bajlıyacaktır. jOnuncu kata kadar on dolar, sonra her on katta bir iki dolar eksilir. Kırkmcı kattan sonra bir dolar. Haluk Belsan İzmire gidiyor Âlâ! Biz de üst katlarda oda isUzun senelerdenberi İstanbul mıntaka tiyorduk. Asansör var ya? iktısad müdürlügünu liyakatle ifa eden Şüphesiz! Hem bir kaç tane. Halük Belsan, becayiş suretile tayin o Peki bize bir oda veriniz ve eşlunduğu İzmir mıntaka iktısad müdüryalarlmızı da odamıza çıkartın! lüğüne başlamak üzere bugün İzmire ha Odanız 43 üncü katta 1892 numara. reket edecektir. Haluk Belsan evvelce Güzel. Biz biraz şehirde dolaşıp ktısad Vekâleti hususi kalem müdurgeliriz. İki ahpab çıkmışlar. Şehri dolaşmış lügünü, thracat Ofisi raportörlüğünü, iş lar. Karınlan acıkmış. Yemek yemiş dairesi reis muavinl'iğini, iş. dairesi baş ler. Sinemaya gitmişler ve geceyaruı müfettişliğinl yapmış, iş teşklâtının kuruluşunda faal rol almış ve İktısad Veotele dönmüşler. Otelde gece kapıclsı başka bir adam. kâletnin yeni teşkilâtında İstanbul Mıntaka İktısad Müdürlüğü vazifesine tayin Asansörü sormuşlar. lunmuşîu. Yeni vazifesinde de başarılar Sağdaki 3 numaralı asansör. Yaldileriz. nız onuncu kata kadar Işler. Cevabıru vermiş. Lise ve ortaokullarda Vayy! Bizim oda 43 üncü katta. Bilmiyor musunuz efendim! Geimtihanlar ceyarısından sonra yalnız onuncu kata Lise bitirme ve Devlet ortaokul imtlkadar asansör işler. hanlanna girecek talebelerin isimleri Öteki kattaki müşteriler ne yadün ilân edümiştlr. Lise bitirme Imtiparlar? hanlanna yann, ortaokul eleme imti Daha erken gelmezlerse ayakla hanlanna da salı günü başlanacaktır. çıkarlar. Lise bitirme imtihanları 8 resmi lise Kaç ayakür? Her kaü 20 basamaktan hesab de, Devlet ortaokul imtihanları da 52 esmî ortaokulda yapılacakar. Türk huediniz! Eyvahlar olsun! Şimdi ne yapa usî liseleri talebeleri de resml liselerde mtihanlara gireceklerdir. Liseler için lım? Size onuncu katta bir oda aça 573, ortaokullar için 766, öğretmen obilirim. lcullan için de 92 imtihan komsyonu Bizim on dolar vermeğe niyetlmiz eçılmiştir. yok. Pamuklu mensucat ve zücaBu slrada ikiden birisl arkadaşına: Adam ben hesab ettim 840 baciye eşyası tevzii samak ediyor. Ben sana güzel hikâDevlet fabrikaları mamulâtından nü Yazıma böyle başlamak istemezdim. yeler anlatırım. Yavaş yavaş çıkarız. Der. Öteki de kanar. Başlarlar çık :us kâğıdlarile şimdiye kadar hiç pamuk Fakat sergide gozüme ilk çarpan bu tabu mensucat almamış olanlardan bu defa lo olduğu için inübalarımın sırasmı mıya. îvlerine götürülen veya nahiyelerde iaşe bozmak istemedim. Bununla beraber Biraz da keyif olan hikâyeci, hakimrolarmdan fiş almış olanlara yann bir kompozisyon denemesi olmak itibakaten güzel şeyler anlatır. O kadar ;abahtan itibaren Yerli Mallar Pazar rile kolayca teşebbüs edilemiyen bu ki merdivenleri çıktıklarını farketmezler bile. Lâkin her şeyin bir sonu ol armın dört şubesi ve 21 bayılıkte tev tabloda takdir edilecek ciddî muvaffaduğu gibi merdivende nakledi'en hi :iata başlanacaktır. Tevz'.at fişlerde gös. kiyetler vardır ve pek çok emek sarfekâyeler de biter ve bunları an'.atan :erilen sıra numarasile ve aid olduklan dildiği de muhakkaktır. Öyle zannediyorum ki resimde kompozisyon, musinağazadan yapılacaktır. da arkadaşlna: Artık bende sermaye tükendi. BiDiğer taraftan Paşabahçe şişe ve cam kide olduğu gibi, pek erkenden başlıyaraz da sen anlat bakallm, der. Bu sı abrikası da nüfus kâğıdlarile halka zü maz. Çok olgunlaşmış bir zevkten başka rada İki arkadaş 44 üncü kata varaciye eşyası tevzi edecektir. Bu tevzıat teknik bir mümarese ve devamlı etüdmışlardır. Bu söz üzerine çıkış esna da yann sabahtan itibaren Galatada ler ister; bu da ancak zamanla olur. smda hiç ağzını açmamış ve sade din Perşembe pazarında açılan yeni mağaDiğer tablolar da sefalet üzerinde lemiş olan der ki: durmuş, onu meyhanede, umumhanede, ;adan yapılacaktır. pazarda ve iş yerlerinde göstermeğe ça Şimdi ben sana bir şey söyliyeceğim. Gülmekten katılacaksln. hşmıştır. Öyle görünüyor ki bu genc Kahve ve çay yann ressamlar artık içtimaî adaletle hayat Haydi bakalım. Anlat! inhisara geçiyor Ben odamn anahtarını kapıcıdan ları tadil edilmeğe en çok muhtac olan Kahve ve çayı İnhisar maddeleri me insanları düşünüyor, fırçalarının büyük almayı unuttum. yanına ithal eden kanun yarın sabah nüfuz ve kudretini bilhassa bunların saÜst tarafını siz düşünün! meriyet mevkiine girecek ve bu ta lâhı uğrunda kullanmaktan zevk alıyorKulağınıza küpe olsun. Anahtarl arihte ellerinde kahve ve çay bulunan lar. O kadar ki onları rencide eder korşağıda unutup merdiven çıkaısanız, acir, kahveci ve çaycı, kahvehane, ka kusile rahat insanları tuvallerinden çıherkes sizi yerine vardı sanır, ste. sazino, çayhane ve lokanta sahibleri, karmışlar, çıplak kadın, güzel rhanzara hanlıkta kalırsınız. Böyle sahanlıkta kalmiş kimselere hayatta çok lesadüf stoklan olanlar veya yolda mall bu ve çiçeği unutmuşlar, kurtarılmalarını unanlar 2 haziran salı akşamına kadar istedikleri sefil insanlar yerine bunlara edilir. nhisarlar idaresine stoklarlnjn mik bakmayı büyük bir günah saymışlardır. B. FELEK :annı ve cinslni birer beyanname ile Asil ve ahlâkî bir yönelişin bu tezahüılldirmeğe mecbur tutulmuştur. lünü genc ressamlarımızda görmek hiç İnhisarlar idaresi teşkilâünı Nişanh katilinin muhakemesi Beyoğlu Halkevinin «San'at edinciye kadar çay ve kahvenin ikmal şüphe yok ki istikbaümiz için hakikî bir bu beşarettir. Bir resim sergisidnden bu ayı» programı günkü şekilde kalması zarurî görül tarzda bahsetmeğe sebeb de bu hâkim Kumkapı Nişancasında, Türkali raaBeyoğlu Halkevinin, her yıl haziran müştür. hallesinde, eski nişanlısı Periham, bıbeşarettir. Yığınlann büyük hareket ve çakla yaralıyan ve kızın anası Fatmayı ayını san'at hareketlerine tahsis etmek Hamamlar odunla ısıtılacak htilâllerine tesadüf eden asrımızda da yaralıyan Sadık Aşın muhakemesi kararını vererek önümüzdeki haziran için bunlara karşı olan alâka da gittikçe Hamamcılar, geçen seneki kömür artmıştır. girişeceğini ne, dün sabah, İstanbul birinci ağır bu neviden teşebbüslere müşkülâünı gözönünde bulundurarak, memnuniyetle haber vermiştik. ceza mahkemesinde başlaamıştır. Bu sergide Avni, Turgud ve Nurilerin u Halkevi 1942 san'at ayırun proğramını • sene ihtiyaclarını vaktinden evvel Kızın babası Abdullahla anası Fattemin etmek maksadile hem Vilâyet muvaffakiyetleri en başta olarak göstema, mahkemeye gelmiş'erdi. Abdullah, şöyle tespit etmiştir: kanalile ve hem de cemiyetleri vası rilebilir. Çiy renk ve çiy aydmlıktan 6 haziran 94? cumartesi saat 16 da: bir İstida vererek cezalandırmadan baş1 Prof. İsmail Hakkı Baltacıoğlu asile Ankaraya müracaatte bulunmuş kaçmak, renklere estetik bir ton ve aka, beş bln lira ölüm tazmİnaU istehenk vermek hepsinde müşterek o'an miştir. Perihamn anası Fatnm, kızını tarafından «San'at> mevzuunda konfe ardır. öldüren adamı karşısında görünce, İki rans. Fakat bu müracaat müspet bir netice bir vasıftır. Sefaletle hemhal olmak ta/ermemiştir. Alâkadar makaTilar. bu biatile kasvetli bir hava yaratır; Burada defa düşüp bayılmış, İkinci bayılışmda, 2 «Figür» sergisini açış. :ene hamamlara kömür verilmesine da o vardır. O halde ki ortazamandan adlî hek'im Hikmet Tümer taraflndan 15 haziran 942 pazartesi saat 18 de: ^tedavi edilerek ayıltılmıştır. 1 Prof. Ahmed Hamdi Tanpmar ta imkân görülmediğinden hamamların yeni çıkılıyor veya ona benzer bir devre tekrar giriliyormuş gibi bütün yeni Sadık Aş, sorgusunda, akhndan zoru rafından «San'at» mevzuunda konfe )dun yakacak bir şekilde tadil edilmednden başka bir çare bulunmadığı doğumlann uyandırdığı bir ürperti durans. olduğu için adlî tıbda müşahede alcevabını vermişlerdir. Hamamcılar o yulmaktadır. Süslü elbiseleri, kırmızı 2 «PeyizaJ» sergisini açış. lına almmasınl istediğinden mahkeme, vanak ve tombul vücudlerile burava dun tedarikine girişeceklerdir. 23 haziran 942 salı saat 18 de: evvelâ adlî hekimliğince muay<*nesini 1 Prof. Leopol Levi tarafmdan k?rarlaştırmış ve muhakememn de«San'at» mevzunda konferans. vamı da başka bir güne kalmıştır. açıç. Halk için tenzilâtlı matineler 2 «Desen» sergisinibu güzel teşebbüBeyoglu Halkevirü Belediye İktısad Müdürlüğü, bütün si sünden dolayı, daha şlmdiden .tebrik nemalardan halka tenzilâtlı matineler eder ve başanlar dileriz. yaptırılması için birer gün istemiş ve sinemalar da ayırdıklan günleri bildirBir prensipe bağlanmıyan mişlerdir. Bu suretle halk, her gün bir maddelerin tevzii kaç sinemada tenzilâtlı matine bulabileceklerdir. Ticaret Vekâleti şimdiye kadar tevolan Tokada yağan yağmurlar zileri *bir prensipe bağlanmamışraptetmaddelerin tevziini bir esasa V E ARKADAŞLARI mek için hazırlıklar yapmaktadır. Bu herkesin yüzünü şekilde yüzlerce madde vardır. YENİ REPFRTUVARİLE YAZLIK SEANSLARINA BAŞLIYACAKTIR. azımın başlığını gorüp de İLalyan dostlarımızı «çekirge» j e benzettiğimi sanmayınız. Gerçi, onlar. 1939 yazında beni t . Her hangi bir kom talyadan geçirmiyerek hakkımdaki sevpozısyon, muhtelı giltrini gösterdiler amma, kindar bir unsurların muvaffa adam olmadığım için, ben çoktan bu kıyetli bir bırliği h a . hareketlerini unuttum. lıni almak için bir Yazımda, İtalyada yetişip üreyen ve merkez etrafında a sonra başka memleketlere geçip bir âgelecek olanlar sergiden çıkarken alt I henkli bir tertibde canh, sade ve orgafet halinde oralardaki mahsullcri söşuurları kabarmış bir halde tarif edi ie nik bir surette toplanmalıdır. Dağınıkuk mez bir ezginlik geçirmekten kurtu^a ve mubalâğa bu suretle yenilmedikçe müren bir cins «çekirge» den bahsemıyacsklar, seyrettikleri iskelet vücud kompozisyon da yoktur. Mazhar Şevket cek deÜlim. Ziraatçi ve haşereci olmadığım için, İtalyadan böyle çekirge geler belki de rüyalarma girecektir. İbşirin son günlerde neşrettiği ve bu lip gelmediğini de bilmiyorum. sütunlarda (24 mayıs 1942) bahsettiğiO halde dünkü eskilerle bugünkü yeYazımın konusn denizciLğe aiddir. K a . niler aasında bir uçurum mu hasıl ol miz «Rönesans San'atı» kompozisyphirede çıkan İmages mecmuasında «pinun yeni resimde geçirdiği ilk merhalemuştur? Belki evet, belki hayır. Fakat lotlu torpiller Duçe bahriyesinin giz'.i muhakkak olan bir şey varsa satılmış leri bütün tafsilâtüe ve inceden inceye göstermektedir. Ressamlarımızın bu e silâhı» başbgı altında okudugum bir y a . olan yeni adımın arzettiğim gibi Çok zıdan bahsedeceğim. Bu yazıya göre, bariz hususiyetler taşıdığı ve halis şiir seri dıkkatle ve bir çok defalar okumaları kazanılmış tecrübelerden istifadele Sinyor Mussolini daha Habeşistan hargibi «halis resim» e doğru gitmek istibinde gizli bir silâhtan bahsetmiş ve bir dadlarmı açıkça gösterdiğidir. Bu genc ri bakımmdan bulunmaz bir fırsattır. pilot tarafından idare edilen torpilleı ressamlarm daha talebe iken AkademiKültür tarihinde pek çok ve sık sık de açılan sergilerini ilk defa olarak kullanılan «yeni» tabiri hayli aşuımış olduğu sanılan bu gizll silâh, o 7^man ileri göturmek gördüğüm zaman da bunu söylemiştim. olmakla beraber her yeni nesil, hayati zecrî tedbirleri fazla Burada daha ileri gittiklerini görmekle yetinde bulduğu tazeliğe bakarak, bu meselesinde, İngiliz Başvekili M. Bald. bahtiyar olduğumu tekrar etmek iste kelimeyi kendileri gibi taze ve canlı win'i korkutmuş. Bu gizli silâh nihayet rim. bulurlar. Aşın tekrarlarla aşınmasına 30 ilkteşrin 1940 da, ilk defa kendini göstcrmiş. Filvaki o gün «çekirge», Yalnız parçalarda kalmıyarak kompo rağmen daima ayakta kalması bu sebeb«Grielos» ve «hücumbotlan» gibi çeşidzisyona çalışmak, minyatürler istisna dendir. Hakikatte ise kolayca bulunan bir meta değildir. Ekseriyetle hâkim o li adlar ta;ıyan bu yeni silâhla ttalyan. edilirse, yeni resim tarihimizde pek nalar Cebelitanğa hücum etmişler ve f n . dir görülür. İstiklâl zaferinden sonra lan pek küçük farklarla devam eden an'anelcrdir. Onun için yenilerle eskiler giliz donanmasına agır zayiat verdirvakıâ bazı denemeler yapılmadı değil; fakat bunların çoğu kendiliğinden ve arasında bir uçurum farkı düşünmek diklerini ilân etmişlerdi. İngiliz Amiral. içten doğmuş eserler seviyesine. erişe çok kere aldatıcı bir hayal olmuştur. Iığı da, o zaman İtalyan deniz subaymedıkleri içip, sönük kaldılar. Daha Bununla beraber büyük nehirler küçük larının hususî bir vasıta ile Cebelitank evvel yapılan kompozisyonlarda fantezı ırmaklardan hasıl oduğu gibi dâhilerin limanında yatan bir kruvazöre hücuma teşebbüsün veya süs temayülleri görülür. Kompo çıktıklan büyük yenilik şahikaları için teşebbüs ettiklerini; fakat küçük yeniliklerin tepeleri lâzımdır. Ve akim kaldığını, bir torpilin, limanın ağzisyonun ana şartları sadelik ve organiklik olduğuna göre Acem mubalâğa hiç şüphe yck ki Türk resminin şahika zında hiç bir zarar vermeden patladılarına tahammülü yoktur. Kompozis sma da bu küçük tepeler tırmanıldıktan ğinı, diğer bir torpilin de İspanyol k ı . yonlarımızda, şiir ve nesrimizde an'anevî sonra erişilecektir. «Yeniler» şimdüik yılarına düştüğünü bildirmişti. Sonra, bir hal almış olan bu temayül hayli za bu küçük tepeleri pösteriyor. Fakat İtalyanlar; 1941 de bir kaç defa bu s i . yıflamış olmakla beraber tamamile sö bunların tam olgunluklannda Türk res lâhı knllanmışlardır. 26 martta Giridde, külüp atılmış değidir. Bunun jçin bu mini şahikalara götürmeleri de muh 25 tcmmuzda Maltada. 22 eylulde tekvadide çahşanlar haberleri olmadan temeldir. Sergiden ben işte bu ümidle rar Cebelitankta, nihayet 18 ve 19 ilk. kânunda İskenderiyede ayni silâhla İnsürüklendikleri bu temayülün yapma çıktım. cıklanndan çok sakınmaları lâzımdır. I M. Sekib TUNC giliz harb gemilerine saldırmışlar; İ s . kenderiye hücumlannda iki İngiliz zırhhsını hasara ngrattıklarını ilân etmişlerdir. Bu hücumlann birinden bu siitnnda bahsrttiğiml hatırlıyomm. Simdl, bir Alman resimli mecmnası ba sllâhın nasıl hürnm ettfğini gösterir bir deniı ressamı tarafından yapılmış bir reshn ne<;retmiş ve silâh hakkında Izahat ver. mlştlr. Kahirede çıkan gaıete de bn resmi ve izihatı iktibas etmiştlr. «Çegirge» küçük ve hızh bir motördür; baş tarafında, İngilizlerln torp!do dedikleri torpllerdeki gibi bir infilâk maddcsi vardır; bir pilot tarafından id?re edilmektcdir. Bir zaman Japonlara atfedilen ve aslı çıkmıyan «İnsan tor. Alman sporculannın pil» de torpili idare eden denizci k e n . Bugün Fcnet staharb halinde dah; dini feda ettiği halde, İtalyanlar, ba cında ilk oyunlarııdmanlarını müm. kadar çelik sinirli bir fedayi bulamıyanı seyredeceğimiz kun o!duğu kadar caklarını düşünerek pilotu kurtaracak Admira takınu geçen kıvammda tuttukla bir tertib icad etmişler. Torpil . motöay ge!en Rumen Ra "™"^^~^"^~"~ rını gösteren m'sal. rü idare eden pilot, onu hedefe tevcih pid takımından her bakıma çok farklıdır. . , ler vardır. ettikten ve tam yolla harekete geçirdik. Nisan ayı içinde Alman millî ta ten sonra, bir düğmeye basıyormuş ve Vaklâ Rnpid takımınm da kenii stadınia İspanyol ml'.lî kendisinin içinde oturduğu büyükçe lâs•memleketınde İyi bir şöhreti vardı. kımı Berlin Fakat buraya getirdiği kadrosu har takımile kirşılâştı ve 1 1 berabere tik rankurtaran simidmi denize fırlatıbed?n bir memleketin tedarik edebi kaldılar. yormuş. Böylece torpil . Motör, bütün Ondan iki hafta sonra ayni Alman leceğ'i yedek oyuncularla tamamlanhiîile hedefe saldınrken pilot da havamı;tı. Dün gelen Admira takımı da millî takımı Peştede Macar millî tada bir kaç takla atan cankurtaranile harb içinde bulunan bir mem'ekettcn kımlnı 4 3 yendi. O maçı anlatan denize düşüyor, sonra kurtanlıyormuş. gellyorsa da bizce malum olmıyan se rsdyo spikeri maçm cereyanı hakkında «unutulamıyacak» tabirini kullan Bu hücum silâhının iki ve üç kişiliklerl beblerle Alman takmının kadrosu derme çatma tamamlanmamıştır. Bunu mıştı. Çünkü birinci devrede Alman de varmış. Bunlara «çekirge» dcnilmcsi gelen oyuncular hakkında bize kat'i lar 3 0 mağlub iken ikinci devrede limanlann ağzına konulan maniaların olarak verilen malumattan baçka ta 4 gol çıkararak oyunu 4 3 bitirme ve ağların üstünden sıçramalarından ileri geliyormuş. klmm başında gelen idarecilerin şah ğe muvaffak oİT.uşlardı. Gelen Admira takımı Sık Dokuma Bu torpil . motörlerin bir kaç kişilik. siyetleri de ispat ediyor. dedikleri klsa ve fevkalâde seri kom Ierinin, geçen Büyük Harbde de İtalyan. Admira tEkımının başında gelen Dr. binezonlarında muvaffak olan bir ta1ar tarafından Fola limanına karşı kulDiem Alman spor teşkilâtınm en .ıii kımdır. Cenahlardan akarken tngiliz: ianıldıgını, hattâ bir tanesinin, liman fuzlu azalarındandır. Aynİ zamanda tarzını andıran bir şekilde oynarlar. dışında bir Avusturya zırhlısını batırma. senelerce Alman futbolunun tek seBu kıymetteki bir takımm bueünkü ğa muvaffak olduğunu vaktile yazmışçicisi vaziyetinde bulunmuştur. maçı cazib bir oyunla ve oldukça tım. O zamanki botlann, maniaların üsTakımı teşkil edecek oyunculara ge farkh bir netice ile bitirmesi İhtimali tünden aşabilmeleri için, tanklarda ollince; en şöhretsizi üç kere Vİyana çoktur. duğu gibi tırtıl tertibatı vardı. tetısilî takımlnda yer almıştır. İçleMecmualardan, radyolardan ve taKahireli mecmua, İtalyanlann «çe. rinde Gauchel ve Urban gibi 15 ve 18 kım hakkında aldığımız mevsuk makere millî takıma seçilmiş olan büyük lumattan edindiğimiz kanaatle Admi kirge» nin en müthiş deniz silâhı olduşöhretler de bulunuvor. Fazla olarak ranın ilk maçı için verdiğimiz hükünı ğunu iddia ettiklerini yazdıktan sonra takımm ekseriyeti genclerden mür"k Alman futbolcularmm lehinde olmakla «pekâlâ, öyleyse neden bu kadar ender kebdir. Gelen futbolculann kıymetle beraber gelen kadronun bugünkü du olarak kullanıyorlar?» diye soruyor. Cerini ve yaşlarını hulâsah bir cedve1. rumu hakkında maçı gördükten sonra vabı kolay: «Bir atlarsın çekirge, iki a t . ' halinde sşağıya nakletmekle Admira daha sarih ve daha kat'î konuşabilr larsın çekirge...» hakkında futbol meraklllarına kâfi ceğimiz tabiidir. Ejref SEFİK malumat vprmiş oluruz. Doğum Tunc Admira takımı Yazan: ^ Çok kuvvetli oyuncularla gelen Alman takımı, Rapid takımından her cihetçe farklıdır Eşref Şefih İsmi tarihi Yaptığı temsilî maç'ar Deyhle 1914 1 kere millî t?kım 1914 4 kere Viyana tak'.mı Marischka 1919 3 kere Viyana takımı Klacel 1913 4 kere millî t g k m Hanreiter ve 15 kere Viyana takımı Malecki 1914 5 kere millî takım Schilling 1910 7 kere Viyana takımı Arlt 1919 11 kere millî taklm Schaletzki 1916 2 kere millî takım 1916 15 kere millî takım Gauchel Urban 1914 18 kere millî takım Bunlardan maada üç tane de genc ihtiyat oyuncu kafileye alınmıştır. Görülüyor ki şöhret ve tecrübe bakımmdan bu gelen Alman takımı giden Rumen takımma hiç benzemiyor. Yalnlz ihtimal bu yüksek oyuncuların idman kıvamları sulh zamanındaki kadar değildir. Fakat bu ayarda oyunculardan mürekkeb olan bir takımın idmanı yerinde olmasa bile çok parlak neticeler alması muhtemeldir. Mes'ud bir evlenme Eski adliyecilerden merhum Abdullah Beyin kıa, Osman Paşa torunu Selma Cendey Ue merhum Masraf Nazın Abdülmecid Sabit Beyin oğlu ve memleketimizin tanmmış tütün tüccarlanndan İhsan Doruk'un kardeşi, İnhisarlar İstanbul depolar grupu işletme âmiri değerli tütüncülerimizden İzzet Doruk'un düğün törenleri dün gece Taksim Belediye gazinosu salonlannda seçkin akra. ba ve dostlari huzurile yapılmıştır. Yeni evliiere saadetler dileriz. ELHAMRA'da 2 F İ L M B İ R D E N TAŞ PARÇASI H E D Y L A M A R Hissî Ask. Genclik (Aimanca) ZAMBAK En güzel TÜRK filmi 1 B E N ÇALMADIM I Maceralarla dolu mükemmel bir film. Bugün N E L E K le 2 büyük film 1 TEPEBAŞI Belediye Bahçesi HER AKŞAM R^^M.» 1 2VATERLO KOPRUSU SENENİN EN BÜYÜK MUVAFFAKIYETİ Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine. BUGÜN S A F İ YE 14 Kişilik Orijinal . TAKSİM Sinemasında Tükrçe Sözlü ve Şarkılı 5 inci hafta Bueün saat 11 de tenzilâtlı giildürmiiştür Tokad (Hususî) Tokad ve mülhakatmda, kısa ve uzun fasılalarla yağ\nağa başlıyan yağmurlar, hâlâ devam e*mektedir. Bilhassa bu hafta zarfmda mezruatta fevkalâde bir ge'.işme göze çarpmaktadır. Zürra ve halkın yüzü cülmege bjuşlamıştır. İlk okullarda yaz tatili başladı İlkokullarda dün dersler kesilmiş ve yaz tatiline başlanmıştır. 6on sınıfların mezuniyet imtihanlarına yann sabahtan itibaren başlanacak, 12 haziranda bitirilecektir. Karadeniz ve Zeybek Trupları T E LEFO N 42690 ...*, v K1Z1M DVYMASIN