Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 12 Nisan 1942 I Şekerli yirmi beşlik Bu atıfete sebeb ne? Tatlı para İHEM NALINA MIHINA r zakdoğu harbi, batıya doğru Tramvay sahneleri genişliyor. Şimdi, artık Seyhayatımızın kâh zehlân yahud Serendib adasının rini alan, kâh acıyağmurlu göklerinde ve sıcak sularında eını artıran bir medövüşülmektedir. Pek iyi bilmiyorum lodram haline geldi. Çocuğu teskin edemiyen kadın, biletama galiba Hazreti Âdem Babamız, CenYolcu ve hancı tuçiye: netten bu adaya inmiş veya burada ohafhkta, hoyratlıkta Oğlum! Ne olur şu yavrucak da turmuş imiş. «Hayat Ansiklopedisi» ne ve sinirlilikte birbiyalasın! göre, ada ile Hindistan arasındaki boğazrine taş çıkarıyor Hoppala! Yahu, biletçi mlyiz, ma ki ahlâk meselesi bu da bulunan mercan döküntülerine «ÂHer devrin bir ahlar. Ben de, sizin gicuncu mu? lâk telâkkisi ve bu , devirde de durma dem köprüsü» ve adada büyük bir insan bi her gün bunlardan birkaçına şahid Yolcular güler, çocuk sızlanır, kadın mış, mütemadiyen İ; ayağına benziyen 2260 metre yükseklitelâkkiye göre sa oiuyorum. Hatırımda kalanUrdan bir yalvarır: lemiştir. Yalnız bu ğinde dağa da Âdem tepesi. deniimekİkİEİni yazayım, vakit geçirirsiniz. Çünyılan bir ahlâkı var Ayol, her şeyin çeşnisi helâldir, devrin zlhniyeti öiçü te olduğuna bakılırsa, insan neslini tiikü tramvaylarda rahat seyahat edemedır. Çünkü içtiraa! Ne olur? ve sarahate dayan reten «1 numarah adam» bu güzel adasek bile ara sıra hoş vakit geçirdiğimiz fonksiyonlardan bi Ben nereden bulacağım şimdi, tatlı rnuhakkaktır. ri olan ahlâk, diğer bütün içtimaî fonk birbirlerine zıd hisler, hırsiar ve ihtiras dığı için felsefede olduğu gibi bir hamle da yaşamış olmak lâzun geliyor. Bilmem yirmi beşliği? siyonlar gibi, içinde doğduğu cemiyet lar vardır. O halde bu derece karışık de büyük adımlar atmak, meseleleri ça kaç göbek sonra, toronlarının Seylânda Bilmem ne hikmet? Şu günlerde ço Ben bulurum evlâdım; ssn bana ve medeniyetin insan münasebetlerinde ve zıd kuvvetlerin mahşeri olan insan bucak halletmek cesareti yoktur. Fakat Habil Kabil macerasına nasıl taş çığu biletçilere bir unutkanlık ârız oldu, ver! Tramvay vatman ve biletçilerine pa yarattığı kıymetlere bağlıdır. Kapalı ce kolayca yola getirilecek gibi görün buna karşılık meseieyi bütün teferruaüıe karttıklarmı görse .Hazreti Âdem> de Yolcunun verdiği parayı unutuyor, pa Buyurun! İşi gücü bıraktık, yirmi halılık zammı verilmediğine dair bazı miyet ve medeniyetlerde kapalı bir ah müyor. Mütenebbih olması için uzun ve incelemek ve mümkün olduğu takdirde şasar kalırdı. ranın kusurunu verip vermediğini va beşlik yalatıyoruz. Sıcak iklimlerin binbir nebatı ve bu gazetelerimize akseden şikâyetler üze lâk, açıklarmda da açık bir ahlâk gö acı tecrübeler geçirmesi icab ediyor. ahlâkın müspet kanunlarını meydana biüıassa vermediğini unutuyor, kimdsn Kadının talihi varmış, ikincisinde bu rine, dün kendisile görüştüğümüz Elekrülmesi bu sebebdendir. Kapalı ahlâk, Kendisine kılavuzluk etmek istiyen fel çıkaracak en verimli bir çalışma kabili arada nefis çaylarından başka zümrüd, ne aldığını, kime ne ödiyeceğini unuıu lur: trik, Tramvay ve Tünel İdareleri Umum içinde doğduğu kapalı İnsan topluluk sefe dahi birer insan olan filozoflar ta yet ve kudreti ancak bu zihniyette ve safir (gökyakut) gibi kıymetli taşlarile yor. (Şimdiye kadar alacağını unutana Aaa! Vallahi bal gibi.. Al evlâdım müdürü Hulki bize şu izahatı verdi: lannı aşmaz, kendi ycğile kavrulur. Açık raîından yapıldığı için ayni insanlık onun metodlarmda vardır. Bunun için de meşhur olan beş buçuk milyon nütesadüf etmedim; belki o da vardır.) yala! Şifa niyetine... Mozalakça bir adam. Dejenere olmuş < Tramvay vatman ve büetçüerinin ahlâk, büyük dinlerin yarattıkları açık zâfları aşağı yukarı, bunlar da da vardır. diğer meseielerde olduğu gibi ahlâk me fuslu adanın, çiçekleri ve toprakları ka Büyükanne! Bir daha yalayım ne bir gri ceket. Ayağında poturumsu bir olur!.. gündeüklerine idaremiz bu yakınlarda, cemiyet ve medeniyetlerle başlar: Bu Sonra insanları ilgilendiren üstün kıy selesinde de çok daha verimli ve en çok na boyanmağa başlamıstır. Son Japon tebliği, Seylânın Trinkomali pantalon. Başında güneşliği İstikameyinnişer kuruş zammetnıiş bulunmak dizm, islâmhk ve hıristiyanlıkta olduğu metler ferdlere, gruplara, cemiyetlere ümid verici bir devirde bulunduğumuz Peki yavrum! Yala! Hah! oğlum! gibi. Fakat bunlar da tam manasile açık göre deği;iyor. Bütün bu farklı temayül muhakkaktır. Bunu söylemekle mesele üssü açıklarmda, Ingilizlerin 2 hafif krutini kaybetmiş bir kasket. Bu, yolcu. tadır. Ayrıca kendilerine her gün sıcak Teşekkür ederim.. clamamışlardır. Yalr.ız davet ve dilekleri leri muayyen üstün kıymetlerde toplı nin iç terbiyesile hiçbir ilgisi kalmadı vazörile 1 tayyare gcmisini, 1 muhribini San, cılız,; tırajı gelmiş; cesaretini Maceranın başını bilmiyen yeni ve yemek ve yetecek kadar ekmek verlyoaçıktır. Çünkü bağ'andıkları inanclarda yarak hepsirde müşterek olacak ahiâk ğını iddia etmiyorum. Bilâkis, bilgileri ve 1 karakol gemisini batırdıklarını idpaltodan, paltonun madcn düğmeierinruz. Bu da bize nüfus başına ayrıca yaşh bir yolcu? tamamile birlik değildirler; ayrılıkları prensipleri koymanın nekadar zor olmiz nekadar müspet olursa olsun insan, dia ediyor. İngilizler ise yalnız Herden ve elindeki kutudan alan birisi. Sahi mi evlâd! Demek şekerîi para yirmi kunışa mal oluyor. Şu halde, pavardır. Bu ayrılıkları temsil edenler ay duğu düşünülürse felsefenin çok ağır bir hiçbir zaman bütün zâf ve garabetlerin mes uçak gemisinin battığını kabul edeBu da biletçi. lar çıktı! Süphanelâh! Ver bakayım şu halılık zammı adı altında clmaksızın rek öteki kayıbları yalanlıyorlar. Çekişiyorlar. Yolcu iddia ediyor: idare tarafından vatman ve biletçilerin n birer «ümmet» haline geldikten sonra >ük altında kaldığı kolayca anlaşılır. den kurtulacak gibi olmadıktan başka nu bir de ben tadayım!.. Japonların batırdıklarını söyledikleri birbirlerini hakikat örtücülüğü» demek Fakat buna rağmen yılmadan asırlarca ilmin başarıları da ağır gittiğinden me Ben sana yirmi beşlik verdim. Aha, Hah! Bir bu kaldıydı.. Efendi baba! gündeliklerine yapılan zam, aşağı yuolan «kâfirlik» !e itham etmişler; birbir çalıştı ve bize bütün hayatımızı ve o selenin daima bir iç terbiyesine ve ül Birmingham hafif kruvazörü 9100 tonluk çu efendi de gördü. kan (40) kuruşu bulmaktadır. parayı helvacı çırağından aldık. Helvacı ve Emerald hafif kruvazörü de 7550 lerinin memlcketlerini «küfür diyariı o nunla birlikte dünya>T kucaklıyarak küye muhtac olduğunu unutamayız, O efendi de kavas gibi bir adam. parası da ondan dolayı şekerli imiş. Eğer bu yardımları yapmayıp da sa larak tanım!=l&rdır. Bununla beraber bu ahenkli bir surette düşünmeyi, düşünBiletçi ısrar ediyor: İlim medeniyetinin bütün medeniyet tonluktur. Birincisi 32,5 mil gider ve 12 Yaa! Öyle ise hep paralan he'vacı dece onlara pahalılık zammı vermiş cl ahlâk telâkkisi. kapalı ccmiyetlerin ah celerimizi tenkid etmeyi ve kendi kentane 152 lik top taşır; ikincisinin 33 mil Kuzum! Sen bana beş kuraş verlara bozduralım! Tatlıdan kânmız olur., saydık, fazla olarak alacaklan para, lâk telâkkilerile ölçülemiyecek derecede dimize yetmeyi göstermeğe savaştığı için lerden daha açık olmakla ayrıldığını hiç yolu ve 7 tane 152 lik topu vardır. Herin! Biletini aldın! Ben senin yirmi beş tereddüd etmeden söyliyebiliriz. Çünkü Gülüşmeler! giinde 2 6 2 7 kuruşu tecavüz etmiye genişlemi?, yürekleri yunıuşatmış, insan minnet ve şükranlara lâyık olduğunda kuruşunu inkâr mı edeceğim? bu zihniyetin başlıca vasfı kendi insanlık nıcs uçak gemisi ise 10.850 tonluktur. 23 cekti. Bu vaziyet karşısında vatman ve an sefalet, ve ıstırabdan kurtarmak is şüphe yoktur. Çünkü o da Din gibi bizi Ben verdiğira paramı biliyorum. Bu atıfete sebeb ne? kusur ve zâflanmızdan hiç birini ka mil sür'ati vardır, 1520 tayyare taşır; biletçilerin zam görmedikleri iddiası bil temiştir. Hemen bülün dünyanın bu üç açık ve hatta daha açık bir ahiâka ulaşUsta bana yirmi beş kuruş verdi. Başrıştırmadan herşeyi kendi kendinde ve mürettebatı 664 kişidir. Hertnes, tayyare Bir başka sahne: men ne dereceye kadar doğru olur?.> ümmetle kaplanmış olması tam mana tırmak amacile çalıştı. Akıl yapımızı ve şeylerle olan münasebetlerinde ölçülü gcnusi olarak yapılmış ilk gemi idi; 1934 ka param yok! Ben sana yirmi beş kuKerliferli bir haruş verdim, Aha şu efendi de gördü. sile açık bir ahlâka doğru en büyük a ihtiraslarımızı inceledi. Nerelerde ve na bir surette görmek ve ona göre tespit te yenilenmiş, çok denizci, az yalpa yanım on kuruş verir: Allah için diyivesin! dımların atılmış olduğunu gösterir; ve sıl yanıldığımızı gösterdi. Vazifeye, iyi etmek olduktan sonra bu suretle elde pan, gayet muvazeneli bir tckne ol Ufakhk yok Parti Genel Sekreteri hiç şüphe yok ki bu dünya, daha eski liğe bağlanması umumî ahenk ve selâ edilecek bilgiler hiç bir ferd veya toplu makla mcşhurdu. İngiliz donanması buO adam Arnavud şivesile: mu? şehrimizde dünyalara nispetle, çok daha geniş yü met için nekadar elzem olduğunu anlat luğun inhisarında kalamaz. Herkes ta nunla 4 üncü tayyare gemisini kaybet Ben dikaat etmedim kuzum, Ne Yok! bilirim sen ne para verdin? Parti Genel Sekreteri doktor Fikri rekli, çok daha az sert, ve daha insanca tı. Geniş ve dev&mlı münasebetlerin ah rafından kontrol ve tahkik edilebilecek miş oluyor. Harbe girerken İngilterenin Bende de yok, hizmelte 7 uçak gemisi vardı; 6 tanesi de Biletçi cesaretlenir: Tüzer, Şehzadebaşında inşa edilecek Ü yaşanabilecek bir dünya olmuştur. Bun lâkî hareketler olmadıkça tutunamıya olmak dolayısile de ayrıca telkine muhne yapacağız? Gördün mü? Bir de üstelik yirmi dan dolayı nekadar sevinsek yeri vardır. rak çökeceğini tanıttı. O halde ki duy tac değildir. O halde ki bu medeniyetin tezgahta idi; bunların dördü bitmiştir; niversite Talebe Yurdu hazırlıklarile Olsa verirdim. kuruşumu alacakün. Büyük dinlerin en yüce iftiharları da bn gularımızı işliyen iman terbiyesinden ilmî zihin mahsullerini gizlemek ancak öteki ikisinin de 1942 de bitmesi mukarŞimdi toplanır elbet. İki kuruş bu ne meşgul olmak üzere, dün şehrimize gelolmak lâzımdır. sonra gelen bu akıl ve düşünce terbiye pek k'.sa bir müddet için mümkün olabi rerdi. Yolcu kızdı: miştir. Bu maksadla, vüâyette, Vali ve olacak? si bize kendimizi ve tabiati öğrermek lir. İlim evleri demek olan üniversitele Sett gözünü jyl aç hemşeri! Ben Ingilizlerin, harb içinde, başka tayyaBiletçi burnundan soluyarak iki ku Belediye reisi doktor Lutfi Kırdarla. miFakat dünya hiç durmuyor. «çarkı fe zaruretini kuvvetle duyurarak ölçülü ve sana bu parayı yutturman! Çıkar şu rin bütün dünyaya açık olmalan bura re gcmileri daha kızağa koymuş olmalan ruş verir. mar Prcst, Parti ve Belediye mimarla ek» mütemadiyen dönüyor. Ve hiç kımsarih bilgilere kavuşmak imkânlarını larda yapılan işlerin gizlenmelerinde muhtemeldir; çünkü deniz harbi, artık paralarını, ben verdiğim yirmi beşi buArkadan bir diğer bayan, ayni şekil rının iştirakile bir toplantı yapılmıştır. ienin gücü onu tekrar tersine çevirmeğe hazırladı. Ilim dünyası ve ilim medeniye lurum. de on kuruş verir... 'eya durdurmağa yetmiyor. Büyük ve ti işte bu uzun hazırlıktan sonradır ki menfaatten ziyade mazarratın bulunma deniz hava harbi şcklini almıştır. Meş Damga mı vurdun? Yoksa rengi mi sındandır. Bu kadar açık bir medeniyete hur Amiral Beatty (Biti) nin iki zırhhya Belediye İktısad Müdürlüğü onsuz ümidlerle doğan medeniyetler de Sizde de ufaklık yok mu? serbestçe gelişmek ve ilerlemeğe mu kavuşruktan sonra ahlâkın da ergeç bü bir tayyare gemisi vermek fikrinin doğfcaşka? Sekiz kuruşluk bilete on kuruşluk nün miihürleri taklid edildi günün birinde ihtiyarlıyor, yerini kendi vaffak oldu. Sen çıkar yirmi beşlikleri... tün insanlara yaygın ve açık bir mahiyet ruluğu meydana çıkmıştır. Nitekim haravrularına bırakarak bir köşeye çeHerkes merakla bakıyor. Biletçi bu para veriyorum. Bunun daha uiağı olur Son günlerde, Belediye İktısad Mü kimeğe mecbur oluyor. Nitekim ebedî Bu suretle büyük çapta iki defa sürül almağa doğru gideceğini diğer devirler be girerken 8 uçak gemisi bulunan Amemu? teklifi reddedemedi. Çontanın gümüş Ben para kesmiyorum hanım! Ku dürlüğünün mühür ve imzalannı taklid inanclarına rağmen büyük din medeni müş bulunan insan ruhu ahlâk alanında den daha kuvvetle ümid edebiliriz. El rikalılar, 26,000 tonluk 11 tayyare gemist psraları attığı gözünden birkaç lira, bir etmek suretile sahte tarife tanzim e "etleri dahi bu kaderden kurtulamıya gene beklenen mahsulü vermemiçse ar verir ki içinde bulunduğumuz devre daha yapmaktadırlar. ruş bitiyor. İki yarım lira ve beş altı da yirmi Japonlann, Seylân kıyılarına 16 kiloak evvelâ felsefî, sonra da İlmî mede zettiğim insan ruhunun zâf ve garabet karşı romantik bir kara görüşe kapıla Bitiyorsa, idarenizden bozdurursu den bazı kimseler yakalanmıştır. beşlik çıkardı: Şehremininde oturan Şükran admda niyetlerin doğduğunu görmüşlerdir. Di leri dolayısile hiç de hayret edilecek gibi rak hayat ve tabiatle pençeleşmekten metrc gibi yakın bir mesafede, hava hünuz. Buyurun; bul bakaltm! iri, Lâlelide bir köftecinin tarifelerini nî dünya görüşlerinden sonra gelen fel değildir. Muhakkak olan şu ki bu ruh, korkmıyalım: Gördüğümüz üç medeni cumile Hermes'i batırmağa muvaffak ol Oh maşallah! Bir de sizin için sarraf Yolcu elini yirmi beşliklere afcrken İktısad Müdürlügünde tasdik ettirmek ıcfî dünya görüşleri, dinin saısıimağa felsefî kültürden ilmî kültüre geçerken yette kazanılan ve daha da kazanılacak malan, Japon havacılığının nekadar tutalım öyle mi? tiletçi: olan ku\Tvetler sayesinde insanlann dün kudretli ve cür'etkâr, nekadar tesirli ve Fazla konuşma! Eskiden bu tramva üzere almış, sahte resmi mühür ve im başlanıış mıstik ilhamları ve maveraî çok daha kuvvetlenmiş, daha büyük iş Yook, şaka etmîyelim! Paralara el yaya ve kendilerine hâkim olmalan çok fedakâr olduğunu bir dcfa daha ispat etzalarla tasdiic ederek para mukabüiıırje deali yerine zaman ve mekânın ihtiyac leri başarabilecek bir hale gelmiştir. yın sarrafı da vardı. Eürdürmem. miştir. Harbden evvcl, Japon tayyareciarına göre sistemli ve kanaat verici dü İüm ve tekniğin bugünkü harikalan bu daha kolaylaşmak j'olundadır. Biletçi gene burnundan soluyarak bi sahibine vermiştir. Deyince yolco yüklendi: lerini, nasıl hor gördüklerini vaktile bu Karamanlı Kcço adında diger sahtekâr üncelerden 'çıkabüecek fikirlerin telkin nun en müî^ıet bir delilidir. Cok şükür leti kesip verir. Ve cradan çekilip giM. Sekib TUNC sütunda anlattığım AngloSaksonlar, be Senin paranı kapıp kaçacak deda müteaddid defalar taklid mühür ve eıini koymağa çaiışmışlardır. Çünkü ğpiz yaku! Bunun burası İstanbul, dağ der. Hanim seslenir: lâlı bir hasma çatmış olduklarını, artık imzalarla tariîe tanzim etmiş; son olara'i .manlar gevşeyince insanlarm yardımlabaşı değil. Hele bir yol bıruk da bak İki kuruşu vermediniz! İSTANBUL SİNEMACILIĞ1NIN BUGÜNE KADAR KAYDETTİĞİ kabul etmiş olsalar gerektir. ına koşabiiecek ilk kuvvet kendi akıl bir sütçünün ttrifesini yaparken yaka Verdim ya! nasıl bulurum! EN BÜYÜK MUVAFFAKJYET lanmıştır. Suçlular, haklarmda takibat ve düşünceleri olabilirdi. Yalnız akıl Vermediniz! Ben bilmez miyim? Yirmi beşlikleri eline aldı: e düşünce kendi kendine işliyen ve Baksana hanım! Ben senin bildiğin apılmak üzere adliyeye verilmişlerdir. Aha! Beş tane yirmi beşlik' Görmalzemesini kendi yaratan bir kudi'et biletçilerden değilim! Senin iki kuruşudün a! Türkiye ile Almanya değildir. Herşey gibi o da etrafına, muna tenezzül etmem. Ben biletçi olacak Evet! hitine bağı ve bunlardan müteessir olaHEYECAN DALGALARI adam değildim ama, felek bizi böyle arasında mal mübadelesi Ve birer birer yirmi beşlikleri ağzırak düşündüğü için muhtelif muhitlerHALLVDE ALKIŞLANIYOR! yaptı! na götürüp tanına baktı. Biîetçi: Türkiye ile Almanya arasında karYarım milyona yakm Türkun Sen tenezzül etmezsin de ben mi şılıklı mal mübadeîesinde fiat mesele deki felsefî düşünceler ve bunlardan çı Hemşeri, sen para yemiye çıkımşkan ehlâkî te!âkkiler ister istemez çe4 ÜNCÜ VE S O N U N C U HAFTA hayranlık ve iftiharla seyrettiği tenezzül ederim? sm ama para böyle yenmez! sinin halli için Ankarada yapılan görüş şidli olacaklardı. İnsanlar arasındaki Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine Onu bilmem. Biletçi olduysak, her meler ilerlemiştir. Dün şehrimize gelen Diye alay edecek oldu. Lâkin lâfı ağzmda kaldı. Üçüncü yirmi beşüği tat kesin ağzınm kokusunu çekmeğe mec malumata göre mesele bugünlerde hal münasebetleri iyilik gayesile kıymetÖnümüzdcki ÇARŞAMBA akşamı program dcğiştirilecek, yeni ve lendirmek İstiyen ahlâk, bu tarzda girişbur muyuz? tıktan sonra yolcu: miikemmol bir filme başlanacaktır: .edilecektir. tiği bir işte muvaffak olmak için her İşte benim yirmi beşlik! Kuzum uzatma! Sen bana iki kuruş ta şeyden evvel insan ilgilerini çekecek Nereden belli? vermedin. Şimdi versen de istemem. İki Bir Alman gemicisi ambara kıymetlere bakacak, bunlara dayanarak Ben helvacıyım hemşeri. Bizim pa kuruşa bu kadar lâf edilmez. düşerek öldü yürüyebilecekti. Korku başta gelmek Baş rollerde: rsların hepsi tatlıdır. İster=en sen de Buyurun paranızı. İstanbul limanında bulunan Alman üzere müspet ve menfi bir çok ilgilere tat! İstemem! İki kuruş için âlemin şüp bandıralı «Arkadiya» vapurunda tayfa sahib olan İnsanların bu kuvvetlerine Biletçi ister istemez yirmi beşliği ag hesi altında kalamam. Valter, vapurda çalışırken kazaen am dayanarak onlan iyilik yollarına götür l ı Akın akm halk kütlelerini zına aldı. Biraz tereddüdle: Ben de kalamam.. bara yuvarlanmıştır. Ağır yaralanan mek ve bu yollarda ilerletmek kabildi. hıçkırtıyorlar. Gümüş paraların hepsi biraz tat Sen iki kuruşu cebine koy da fazla tayfa Valter, Taksimde Sıraservilerdeki Fakat insanlar çok garib bir mahluktur. Ayrıca: Dâhi polis hafiyesd lıdır. söyle me! Alman hastanesine götürüldükten bir Mesele yalnız akıl ve ilgilere bağlandığı Ş A R L İ Ş A N ' m Sen onu affedersin! Bizim ustamız Lâf a da yasak mı var?. müddet sonra ölmüştür. Adli hekim takdirde akıllar kolayca çeh'nebildiği gibi titretici mucizesi tezgâhtan para çalanları böyle yakalar. Hanım sustu. Hikmet Türner, cesedin gömülmesine ayni zamanda şünheier icindpdir. Sonra Bul bakalım başka tath yirmi beşiik Tam o sırada derlitoplu başka bir haEN BÜYÜK MirVAFFAKIYETİ müsaade etmîştir. var mı? nım arabaya bindi ve biletçiye bir on Biletçi bir İki yirmi beşlik yaladık kuruşluk verdi. Biletçi: Mahmud Saim gene tan sonra: Kalsm efendim! Ufaklığınız yoksa mahkum oldu Ben de aptal gibi bu adamın sö istemem. Buyurun bileti! İkinci haftanm yalnız Dolandıncılık suçundan muhakeme züne uyuyorum yahu! Hiç paranın taHanım hiç bozmadan zarif bir istihza 3 GÜNÜ KALDI! Dünyanın en sevimli gene yıldıa edilmekte olan Mahmud Saimin dün dma bakılır mı? ile: MİCKEY BOONEY'in 40 KİŞİLİK KORO, 36 KİŞİLİK SAZ HEYETİ, Yolçvlardan biri karıştı: Bu atıfete sebeb ne acaba? diye uzun zamandanberi süren bir davası 60 KİŞİLİK MEHTER TAKIMI İyi ama, bu adam parssını isbat sordu. Biletçi (Atıfet) sözünü galiba ka neticelenmiştir. nefis şaheseri: Türk klâsik musikisinin üstadı DEDE EFENDİ'nin ölmez etti. Mahmud Saim Anadoluda bir takım dın adı sandığı İçin anlamadı, fakat iki eserlerini bu filmde dinliyeceksiniz. Yok efendi! Ne tatb, ne bir şey!kuruş mücadelesinin ilk kahramanı ha adamlara losj'on satacağmı söyliyerek Çıkar yirmi beşi de... Efendi Al nım işi tenvir etti. paralarını almış ve şişelere su doldurade dünya edebiyat dehasının lah aşkına şunun bir de s m tadına bak! Efendim, on kuruşun üstünü ken rak bir damla da esans koyduktan son mucizesi Tatlı yirmi beşlik ortaya çıktı. Karıdisinden istedik de ona muğber oldu sonra göndermiçtir. AYRICA: Neş'e şelâlesi: şan yolcu mecburî bir çeşni memurMahmud Saim 45 ay hapis ve 1100 lar.. Şimdi bütün para almıyorlar. luğu yaptıktan sonra: İlâveten: Türkün şecaat ve azmi karşısında hiçbir kuvvet dayanmaz. Yaa! Gel oğlum öyleyse al sana u ira para cezasma mahkum edilmiştîr. ••• Şeker gibi yahu! Görmüyor mud e v a m ediyor. Aynl mahkemede Mahmud Saimin 150 ( TÜRKÇE MATBUAT JURNALI ) "ak para. sun? Ver şu adamın parasmı da uzatma! SON GÜNLERE YETİŞİNİZ. Pazar seansları: 11,30 1 2.30 4 5,30 7 9 Dikkat: Suareler 9 da Ve biletçinin avcuna tamam otuz iki dolandıncılık davası daha bulunmak Canına karim olsun! Bu para beSaat onda tenzilâtlı matine adır. :ane san metelik saymaz mı? nim ya! Ne yapalım! Aman ne memnun olduk, ne memnun O sırada bir İhtiyar kadının yanın: Yahu, demindenberi sana kaç de Siz benim kim olduğumu biliyor îldukü ! daki çocuk ağlamaya başlar: adır söylüyorum... Ne lâkıvdı anlamaz musunuz? B. FELEK Büyükanne! Ben de isterim ondan! eymişsin... Direktörün şu sırada seni Polisin yeniden eevab vermesine fırkabul etmesi imkânı yoktur. Başı hmsat bırakmadan gene kız atıldı: cahınc dolu. Büyük adamlarla önemli 8 a y direktör, memura burada siİşler görüşüyor. Biraz daha bekîe, etzin muvafakatiniz ve müsaadenizle sakrafı tenhalaşmca belki bir kolaymı busofon çalmakta olduğumu söyleyiniz, Mubalâğa İle boyanmış .iştiha verici arabayı çek. Yoksa, cezaya çarpılırsın çıkardı ki zannedersiniz, yirmi isterik luruz. O zaman içeriye girer, görüşürkâfi! O zaman beni tevkif etmek dekalın dudaklarının arasına sıkıştırdığı ha! sün. kadın birbirlerinin etlerini çimdikleyip Gene kız, zabıta memurile gözgöze saçlarınj yolarak haykırışıyorlar. O va ğil ya, kılıma bile dokunamaz! Gene kız, kendisine bu acı ihtarda musiki aletini evvelâ hafiften üflüyorGEZA von BOLVARVnin vaz'ı sahne ettiği ve Direktör, kendisinden yariım istiyen bulunan film şirketi müdürünün hususî du; gityide perdeleri yükseHti. Stüdyo gelmemek İçin arkasını sokağa çevirdi, kit polis memuru saksofonu ucundan kâtibinin buruşuk yüzünü şeffef göz kapıcısı bu çeşid gürültü ve konserlere yüzünü duvara döndürdü. Saks^fonu yakaladı. Gene kızın çığlıklannı bastı çehrenin güzelliğine, gözlerin tatlı balerinin istihzalı nazarlarile uzun uzun ötedenberi alışık olduğu için kulübe eskisinden daha kuvvetle öUormeğe racak kadar kalın ve sıtma görmemiş kışlarma dayanamadı: sinin önüne atıp oturduğu iskemlesin başladı. Bu sefer ses, stüdyo müdlri bir sesle bağırdı: süzdükten sonra: Evet, dedi, mesele kttçüğün anlat. gibi dehakâr aktörlerin fevkalâde bir tarzda yarattıkları yeti binasınm camlarım zıngır zıngır Öyle ama, dedi, siz benim ne yaden kalkmak ve gene kıza: Sizi kanun adına tevkif ediyorum! tığı gibidir. Hatta, demindenberi hafiftitretiyordu. Polis memuru tehdidini Haydi, oradan çekil! man bir san'atkâr olduğumun farkında Tam o nırada müdiriyet odasınm pen ten duyduğum seslere bakılırsa o rcüDemek ihtiyacmı duymuyordu. Artist tekrarladı: değilsiniz de onun İçhı bu müşkülâtı ceresi açıldı. Direktör saçsız kafasım kemmel bir artist. Kendisini angaie edip Hey kızım, sana söylüyorum. Kes dışarıya uzattı: çıkarıyorsunuz. Direktör, bir kere sak beş on dakika içerisinde nefesine yefilmlerde oynatmak niyetindeyim. Haysofonda çaldığım tek havayı dinlese niden kuvvet verdi. Saksofonurı sesi tâ şu mel'unun sesini. Gene aldırmaz, çal Canım, dedi, bu gürültü nedir Al di, kalkın, İkiniz birden yukarıya gederhal benimle, kim bilir, kaç sene ve uzaklardaki köşklerin kireTiidlerİne, makta devam edersen, yakandan tutun lahaşkına? Çabuk kesin rica ederim, lin de kozumuzu paylaşalım! Mükemmel. alâkabahş ve çok güzel filmini takdim ediyor. hurma ağaclarımn dallarına çarpıp dö ca karakola götürürüm. O zaman ayıkla İşlerimiz mühim. Sükunet İçinde çalışkaç film için kunturat yapar. Polis memurunun yüzünün çizglleri Busün saat 11 de tenzilâtlı matine Kâtib, altıncı defa gövsüne dayanıp nerek kulak zarlarını rahaîsız eden pirincin taşını! maya ihtiyacımız var! birdenbire değişti. Dudaklarının etraakisler yapmaya başlamıştı. Buna rağ Gene kız, polis memuruna derd ankapıyı itmek teşebbüsüne girişen kızı Gene kız sevimli yüzünü, parlak göz fını deminki asabiyet ve hiddet İzleri H O L İ V U D ' u n e n parlak iki yıldızı iki haftadanberi kenara çektikten sonra sinirli sinirli men müdürün odasınm değil ya, bilatabilmek için musiki faaliyetine kısa lerini yukarıya dikerek merhamet dileyerine neş'e ve sevinc belirtileri kapnanın diğer pencerelerinden biri açı bir fasıla vermek mecburiyetinde kaldı: nen bir ahenkle seslendi : mırıldandı: lamıştı: Benden ne İstiyorsunuz? dedi, ra Rica ederim efendim, benl şu za Hey Allahım sen bana sabırlar ver. lıp dışarıya tek baş uzanmamıştı. Nağmeler, musiki ahenginden tama hatsız olduğundan şikâyet eden var mı? lim adamın elinden kurtannız. Bir ke Bay direktör, eğer beni de küçük Bu kadar sulu ve küstah bir artiste şimdiye kadar hiç tesadüf etmemiştim. mile uzaklaşıp dinlenmesine dayanı'maz Bırakın çalayım. Başka türlü ekmek nara büzüldüm, kimseye zararıın do bir ücretle olşun filmleriniz için anga;e Gene kız, son cür'etinin de muvaffa bir gürültü şeklini aldığı sırada köşe paramı kazanmama imkân yok. Alşa konmadan kendi kendime sakofon ç a etmek lutfunda bulunmaya niyetiniz kıyetsizlikle neticelendiğini görünce hız de bir polis memuru peyda oldu. Se ma aç kalacak olursam, karnımı sen !ıp duruyordum. Gelmiş, beni tevkif et varsa geleyim. dedi, yoksa boşuna za'nın yarattıkları senenin en güzel filmi olan la ve hiddetle geriye döndü. Çevik bir sin ge'.diği tarafa doğru telâşlı adımiar doyurur musun? meğe kalkıyor. met etmiyeyim. Çünkü ben bakikî po Açhğa, tokluğa aklım ermez. Eğer kedi gibi basamaklardan ikişer İkiçer la koştu. Gene kız kayıdsız ve kaygıMüdür, her zaman emretmeğe alışmış lis memuru değilim. Siz müdürlerin yaatlıyarak merdivenden aşağıya İndi. hah sız saksofonunu üflemekte devam edi bir daha saksofonu ağzına gövürüo üf tavrile: nına girebilmek biliyorsunuz ki, çok lersen derhal elinden alır kırarım. Seni çeye fırladı. Üstü demir parmaklıklı du yordu: Buakın zavallı kızcağızı! dedi. güç bir iştir. Onun için kızımla böyle Bugün L Â L E sinemasmda alkışlarla devam ediyor. Hişt, bana bak kızım, diye bağır de tevkif ederim. varı dolaştı. Tam direktörün odasınm Polis kaşlarmı çatarak cevab verdi: bir hile tertib ettik. Komedi oynadık. D İ K K A T : Bu programa ilâve olarak : dı, kes şu mendeburun sesini. Sokak Gene kız, polisin bu sözlerine de al Hiç bir hakkımz olmsdığı halde sokağa bakan pencereslnin dibine çume'.di. Saksofonunu kılıfmdan çıkardı. ortasmda çalgı çalmak, şarkı söylemek, dırmadı. Saksofonu bir hamlede öyle resmî işlere karışmaya kalkmayın. Yoksa Her halde ru u rü, ben de kızım ka1 YENİ MATBUAT JURNALI ( T ü r k ç e ) Bir iki nefeste akord ettikten sonra gürültü etmek yasak olduğunu bilmiyor bir hızla üfledl, o boyu bir metreye biîe şimdi, oraya gelir, slzi de tevkif ederim. dar muvaffakıyetle başardığırra göre bu 2 RENKLİ MİKİ . KÖPEK SERGİSİ , oynak bir Kongo sahnıya koyuldu, > musun? Haydl, çabuk kalk oradan ve ı varnuyan küjük aietten öyle bir sesl Direktör homurdandı: ricamı reddetmiyeceğinizden emin.ün! ^ IMB Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine • B H M | | Yazan: Burhan Feiek Tramvay aıtıele siıtiıt yevmiyele rineyapılanzatn Zamanımızda ahlâk ===== meselesi = = L Prof. M. Şehib Yazan: Seylân sularında Umum Müdür, bazı şikâyetlere cevab veriyor Tunc ARJANTİNA M K L E K Sinemasmda r BROADWAY ÇILGINLIKLARI JOAN BLONDEL LANA TURNER KISKANC Muhsin Ertuğrul Cahide Galib Suavi TAKSİM SİNEMASININ MARMARAda L EY L A Türkçe sözlii Türkçe şarkılı KaranltkŞehir MİLLÎALEMDARd, •ı ANDYHARDY KELEBEK Çam Sakızı Kongoda Okuyanlar: MUALLA IŞILAY SUAD GÜN Bssfeliyen: S A D İ IŞILAY Kadıköy HÂLE REBEKA ^ = Kolivud hikâyesi = Saksofon çalan kız Bugün Sineması Çeviren : Hadiye fclâl WILLY FRITSCH MARTHA HARELL ile THEO LINGEN EBEDÎ AŞK (NİÇEVO) L A LE SİNEMASINI Dorothy LAMOUR Betty GRABLE SARK BÜLBÜLÜ