Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
(Ba* tarafı 1 inci sahifede) ve yapağıya el koyan kararlanmız, bizim gibi hangi yolun yolcusu olduğumuzu kâfi derecede göstermışti. Hükumt her an işbaşındadır Fiatların Daş dondürucü bir siır'aüe artması üzerlne, sorulan, hükumet uerede? sualine karşı da, hükumetin ber an iş başında olduğunu, şimdi vereceğim tzahat ve almakta olduğumuz kararlar gosterecektir. Arkadaşlar, Bugün memleketimiz, muharib devletlerle tamamen çevrilmiş bir haldedir. İşlerimizde ve kararlarımızda, bu ha kıkati gözden kaçırırsak, vereceğimk faükümlerde ve alacağımız tedbirlerd büyük hatalara düşeriz. Bilmtliyiz ki, bugün dördüncü yaşını yaşıyan harb, yaşlandıkça fenahklarını ölçüsüz artiran înuzib bir mahluktur. Bugün için harb dışı olan her memlefeet, başlıca üç harb tehlikesi karşısın dadır. Bunun birincisinde, harbin mera lekete kat'iyyen girmıyeceğine inanıh ve ona göre hazırlıksız bir halde buluhulur. Ikincisi, memleket çocukları arasındaki kuvveü teşkil eden birlik çözülür ve bu yoldan haricin iştihalan kabarır. Üçüncüsü de, harb de, dığer varlıklar gibi, genc iken daha akıllı ve he6ablı hareket ettiği halde, yaşlandıkça akılsız ve hesabsız işler yapar ve böylece civarında bulunan harb dışı devle İÇJI daha tehlikeli olurBugün harbin bulunduğu memleketlerde, mütemadiyen artan fenalıkların . bir kısmı da, hududlarımızı geçerek memleketimize yeni yeni sıkıntılar getıriyor. Harb uzadıkça, darhklarımızın sıkıntılarımızın çoğalacağını tabiî görmek, ona göre daima hazırlıklı bulunmak, tedbirler almak lâzımdır. Memleketkniatn bugün katlandığı mahrumiyetler ba$ka memleketlere nazaran yok denecek kadar azdır Bugün, memleketimizin katlanmağa mecbur olduğu mahrumiyetler, başka memleketlerinkine nazaran yok denecek kadar azdır. Gün geçtikçe, yeni yeni tehdidlerle karşüaşmak mecburiyeti bulundruğunu, daima gözönünde bulundurm a i ve bunlara katlanmak içln hazırlanmak, her vatanperverin borcudur. Arkadaşlar, Harbin İlk yılını, az çok rahat geçirdik, Çünkü, memlekeümiz ambarlarında ithalât ve ihracat mallan mevcud olduğu için, herhangi darlık ve mahrumiyet, kendini hissettirecek bir dtreceye varmadı. Bu yılın en büjiık darbesi, Tıirk bütçesinin üzerinde göründü. Çünkü, sulhumuzu korumak ve kurtarmak için, koskoca bir Türk ordusunu derha silâh altına almağa ve silâh altında tutmağa mecbur olduk. Harbin ikinci ve bilhassa üçüncü yılında, yer yer darlıklar hissolundu Çünkü, harb dolayısile mal ıthali çok zorlaşüğı gibi, memleket çocuklarjnın silâh altmda tutulması da, bir taraftan İsühlâki çoğaltırken, diğer taraftan istih sali azaltmağa başladı. İşte, başlıca bu sebeblerden artmağa başlıyan fiatlarla ve bu yüzden ayaklanan ihtikârla mücadele etmek vazifesini duyan Refik Saydam hükumeti azasınm birleşen kaıiaatlerile kararlar aldı. Fiatlarla, muhtekirlerle mücadeleye başladı. Alınan mücadele kararlan, yenilerini davet etti. Yeni kararlarda, daha sıkı daha sert kararlan zarurî kıldı ve böylece, karardan karara geçilerek, memleket dahiünde birçok mallara el konulmağa kadar ileri gidildi. Bu kararlar, herkesin beklediği matlub neticeyi vermedl Az bir zaman içinde, memleket dahilinde, resmî fiatlarla bazı malları bulmak imkânsız bir hale geldi ve memleket dahilinde, koskoca bir kara pazar yerleşti Bu levha karşısında, hepimiz, evvelâ kendi kendimize, sonra da biriblrimize sormağa başladık. Acaba bu kararlar veya hiç değilse, bunlardan bazılan ahnmamış olsaydı daha İyı olmaz mıydı? Aradan çok geçmeden huküm vermeğe başladık. Bu hükme göre, bu kararlar alınmasaydı daha iyi olacaktı. Işte bu cereyanın ve bu kanaatin dolaştığı ve canlandığı günlerdc, Saracoğlu hükumeti iktidar mevkiine geldi ve gelir gelmez de, evvelce alınmıs olan sıkı kararlann bazılarını ipka ederek, büyük bir ksmını ortadan kaldırdı. Diğer bir kısmını değiştirdi ve tatb:kı daha kolay ve daha çok imVgn ^afriiirıHp görülen yeni kararlar aldı. Pamuk, yün ve yapağı hakkmda, kararlar almakta gecikmedik. Bu mahsullerin tek alıcısı hükumet olduğu için, kararlarımm yürüteceğünize emin olduk. Kezalik, pancarın tek alıcısı ve şekerin tek satıcısı olduğumuz için, bunlar hakkında fiat kararları almakta ve bunlan tatbika geçmekte gecikmedik, resmî ve hususî fabrikalan birleştiren, yünlü ve pamuklu kumaşlar hakkındakl kararlan muhafaza etmekle kalmadık, bunlarm arasına, deri fabrikalannı da İlâva eıtik. rarlardan doğan yükün, müstehlik ve J müstahsülerden terekküb eden vatandaşlar arasında âdiiâne taksimidir. Bugune kadar, maalesef, dovizli, dövizsiz, takaslı, takassız memlekete gelen ithalât mallarmın fiatlan üzerinde hâkim olamadık. Kezalik, binbir çeşid yollarla yapılan alışverişlerde, muhtekirler ve vurguncular taraiından yaratılan yüksek üatların da önune geçemedik. Böylece, fiat kararlarımızın yükünü, d ziyade çiftçıye yükletmeğe devam ettik. Bu yolda devam etseydik, yalnız haksızkklan yığın halıne getirmls olmakla kalmıyacak, istihsalın azalması gibi, büyük bir tehlike ile de karşı karşıya kalmış olacaktık(Baş tarafı 1 inci sahifede) Onun için, bundan sonra da, terleme pumuzun göruşlerıni arzedeceğim. Buden para kazanan müstehliklerin, alın giinkü maişet zorluklanndan en çok ısterinin yarattığı mahsullere, mübalâğa Urab çektiklerini haklı olarak ifade etya kapılmaksızın, değer fiat vermelerı tikleri dar ve sabit gelirli vatandaşlara İmkânını daima yaşatmağa çalışacağız. mümkün olan yardımı yapmak için sar(Bravo seslen) folunan gayreti şükranla karşılarız. YalÖtedenberi bir çok yazıcılarımız, köy nız bu yardımla meselenln halledileceği lüniin derdlerini azaltmak içm yazılar, kanaatinde değiliz. En çok ıstırab çeşiirler yazarlardı. Garibdir, köylunün kenleri tamamile tespit etmek mümkuu bir boydan öbür boya yüzünün guldugu olsa dahi, dağılacak maddeler ellerine bugünlerde, kalemlerden, bu sevince geçinciye kadar hayatî ihtiyaclan İçin iştirak eden bir kelime düşmedl. Bilme kendilerini piyasanm ezlci tesiri dışında hyiz ki, vatandaş sadece şiir mevzuu o tutmağa imkân yoktur. İstihlâki istihlamaz ve vatandaş, şiirden ziyaie hak salle ayarlamadıkça ve bununla birlikte arar. fiat murakabesi yapılmadıkça günün Bundan sonra da, ahnacak kararlar meselesi halledilemiyecektir. da, en çok arayıcağımız cıhet, bu kararVarlık vergisine gelince bu kanun ların tatbik ve yükü taksim kabiliyen o teklifini malî, iktisadî ve içtima! bakımlacaktır. Çünkü böyle olmıyan karar dan yerinde buluyoruz. Ayni hedefe valann, sür'atle duaya inkılâb edeceğine racak ve faydası devamlı olacak başka ve hatta, fenalık yaratacağına şüphe lâyihalan bekleriz.» yoktur. A1İ Rana Tarhan, hükumetin kanunu Biz bu defa, tatbik kabiliyeti olan ve iyi tatbikte ve muvaffak olacağında itiyükü âdiiâne taksim eden kararları al madı bulunduğunu kaydederek ve güzel dık. Bundan sonra da böyle yapacağız başarılar dileyerek sözlerine nihayet Çünkü, maksada ancak bu yoldan va verdi. tacağımıza kaniiz. Nitekim, bugüne ka Refik tnce mütalealannı söyluyor dar aldığımız ve muhafaza ettiğlmiz kaBundan sonra Refik İnce (Manisa) rarlann hiç birinde, tatbik noktasından kürsüye geldi. Hükumetin kararları übir kusur olmamıştır. Hububat ve pizerinde bir kaç noktada ricalarda burincdeki yüzdeleri tahsil etmekteyiz. lunacağını söyledi ve mütalealan araDiğer sahalarda da, tarafımızdan tayin ıında meselâ kömürün istenildiği kadar olunan fiatlarda, bir değişiklik olmamişİstihsali mümkün olrr.azsa isühlâkinln tır. Bu böyle olmakla beraber, hedefimitahdidi yoluna gidileceği cihetlni ele azin diğer cephesini teşkil eden, memlearak: kette normal ve mutedil flata kavusmak Bence bunun şartı aslisi olan isümidi tahakkuk etmemiştir. Çünkü, her tihsali artırma yolundaki gayretin daşeye rağmen, başlıca gıdamız olan hububat fiatlan aldı yürüdü. Hububatla ha evvel soylenmesi yerinde olurdu. Nitekim saym Rana Tarhanın da dediğl beraber, veya onu takiben diğer gıda gibi İstihsali istihlâke göre ayarlamak maddeleri fevkalâde pahahlaştı. O kaâzımdır.» dar ki, bugün bunlann bir çoğu, dünkü Refik İnce, bir memlekette vatandakara pazar fiatlannı bile geride bırakın hükumete karşı icraatından dolayı mıs bulunuyor. smniyeti münselib olduğu gün o hüDaha ziyade, hububat, tereyağı ve et kumetin kararlarım tatbik etmek İmgibi gıda maddeleri fiatlarında görülen kânlannın güçleşeceğinden bahisle bu ölçüsüz artışta, ötedenberi muhtekirler kararlann tatbikı sırasmda emniyetin namını verddğimiz sınınn tesiri yoktur tesis ve muhafazası lüzumunu ehemmiveya yok denecek kadar azdık. Çünkü, etle tavsiyeye şayan gördü. Hatib, bu fiatlar artarken, hububat, tamamen köykararlann tatbikatında çalışacak melunün elinde bulunduğu gibi, diğer gıda murların hissiyata kapılmıyarak ancak ve hayvan maddelerinin de köylunün memleket menfaatine uygun çalışmalan elinde iken pahalılaşmrş olduğu görülü memleketi hedefe ulaştıracağını, meyordu. mur denilen idare ve siyaset adamları Büyük Millet Meclîslnde hararetli muzakereier Muhiddın Baha Pars, Başvekilin beyanatmdaki samimiyet ve açıklıktan sitayişle bahsetti. Halk arasındaki sabıt gelirliler ve muhtaclann da himaye edileceğine teşekkür etti ve mütalealan arasında bu çok güzel kararlann ellerine verileceği memurların biraz daha müteyakkız, biraz daha dikkatli ve pek çok faziletli ohnalarını temenni etmeği ve bunu millet kürsüsünden ihtar etmeği vazife saydığını söyledi. Rasih Kaplan, kanunun İyi ve dürüst tatbikını ve her işte yolsuzluga sapanlann şiddetle cezalandınlmasını dileyerek sözlerine nihayet verdi. Mediste «SUMHURİYET 12 Ikincîtertn 194Z Başvekilin nutku alkışlarla ka ^îlandı, varlık kanun lâyihası müttefikan kabul edildi General Kâzım Karabekirin mütalealan General Kâzım Karabeklr, kanunun aöının varlık vergisi yerme aşm kazanc vergisi olmasını daha munasıb gordü ve kanuna nıüvazl baza tedbirler alınmasını lüzumlu addettı. Bu tedbirlerden blri ithalât işlerımlzdeki bazı yanlışlıklann âcilen tashihi idl. Kâzım Karabekir, ithalât işlerlne daima bir kaç tetkik ve müşahedesini de bu arada anlattı. Büyuk kazanc sahiblerinin bilhassa köylUlerünlzin kazandıklan paranın millet hazınesincie işletılnıesine imk&n verilmesini temenni etti. Vazifesini bırakaraS ticaret hayatına suluk edenler bulunduğundan bahisle İstanbulda bazı emniyet raemurlarmın dahi işlerinden çıkarak zeytinyagı vesaire ticaretıne başladıklarına şahid olduğunu, bu arada ailelere düşen vazıfeler de bulunduğunu söyledi. Sağlam seciyeli olmak ve mes'ullyet korkusunu hlçe saymamak lâzım geldiğini, bu gibi tedbirler alınmazsa flatlann yeniden fırlamasına sebeb olunacağını İ14. ve etti. Maliye Vekilinin bir ricası ve Başvekilin teşekkürü makul denecek bir hâd dahilinde kalmış Süreyya Örgeveren, tazylkı biraz gecik miş addettiği bu çok yerr.ideki mevzuun mahiyetini izah etti ve aziz Milll Şeflmlzın teneffüs ettiği havayı kazanc maddesi yapmak istidad ve temayülünde bulunan bazı insanların mevcud oluşutkinci celse na işaret buyurduklannı da kaydederek MecUs saat 15 te tekrar toplandı. E r . «bu kanun ayni zihniyette gldenlere dazurum meb'usu dokıor Fıkri Tuzer, Ma ha ağır tedbirler alınacağımn bir muhlatya meb'usu doktor Hıiml Ortaç, Gu tırasıdır> dedt muşhane meb'usu Durak Sekeryanın veMazbata muharrirtnin verdiği fatlanna dair tezkereler okundu ve haizahat tıralanna hürmeten ayağa kalkılarak süŞinasi Devrim, encümen mazbata mukut edildi. Bundan sonra Kütahya mebusu Receb Pekerin Dahiliye Vekâletine harriri sıfatile hatiblerin mütalealarma tayinine dair tezkere okunarak alkışlan cevab verdi. General Kâzım Karabekir dı. tekrar söz alarak ezcümle dedi ki: « Vergi alacağımız insanların esasen Varlık kanununun müzakeresi aşın kazancla memlekete nasıl zarar Ruzuamede bulunan bir iki tezkere okunduktan sonra Muvakkat Encümen verdikleri meydandadır. Bunlar, ellerinden çıkmı§ olan Varlık Vergisi kanun lâ deki serbest yollardan fıatı yükseltecek yihasının müzakeresıne başlandı. Lâyi olurlarsa, biz, bunlardan aldığımızı sanbanm tıeyeti umumiyesı üzerinde söz dığımız parayı gene halkın sırtından ve alan Raslh Kaplan, bu tedbirln yerinde yahud pahalı mubayaat yaparak hazineve elzem olduğunu kaydettikten sonra; den çıkarmıs olacağız.» Fiat yiiksekliği makul hadde «Türk mılleti istiklâllnl şunun bunun kaBaşka mütalea olmadığındaıı maddenın eline teslim olunan mukadderat kalsaydı bunu hoj görecektik karşısında kendüerinden çok şey bek zancı veya eğlenceleri şerefine feda et lere geçildi ve kanun lâyihası azanın miyecektir!> dedl. Eğer, bu tarzdaki fiat yükselmeleri, lendiğini bilhassa tebarüz ettirdi. reyle ve müttefikan kabul olundu. çare aradık. Bu çareyi, belediyeleri muakkaten işe sokmakla bulabileceğimizi ümid ettik. Belediyelere verdiğimiz bu vazifenin başarılabilmesi için, onlara yer yer kredüer açtırdık ve ayni zamanda muayyen tarihlerden ltibaren kendilerine hububat vermiyeceğimizi bildirdık. Bundan sonra, yüzlerce beeldiye, buğday amban sayılan yerlere hücum etti. Herkesin kafasında kendi şehri için bir yıllık bir stok yapmaktan başka bir kaygu mevcud değildi ve böylece her yerde bir fiat yarışı bajladı ve hiç bir fiat, bunlan yarıştan vazgeçiremedi. Bu yoldan, hububat fiatlan ve onunla beraber diğer gıda maddeleri fiatlan gittikçe artarak, bugünkü mubalâğalı raddelere sür'atle erişti. Anlaşıldı ki, ihtikâr, tüccarların inhisarı altuıda değildir. Bu, İşin bir cephesidir. sediyor ve bu sözlerimi, millî asalet kaİdelerimize uygun goreceğinizi ümid ediyorum. Bravo sesleri. Gıda maddelerindekl pahalılığın istihsali teşvik edici bir iyiliği olduğu da İnkâr edilemez. Biliyoruz ki tedbirler muvakkat tedbirlerdir ve bu buhranı sağlam ve kat'î olarak ancak istihsali arttırmakla yenebiliriz. Bugünkü mubalâğalı fiatlar köylümüzü toprağa bağlamış ve böylece köylümüz bu sene her yıldan daha fazla bir gayretle ekim faaüyetine devam etmekte bulunmuştur. Biz bu faaliyete muhtac köylülere 30 bin ton tohum vermek suretile İştirak ettik. Bundan başka her sene muntazaman artan devlet zer'iyatı, bu sene, daha geniş bir adım atarak geçen seneye nazaran yüzde yüze yakın nispette bir tezayüd kaydedecektir. Bu münasebetle fabrika ve madenlerimizde çalışan işçilerimizin memlekette yarattığımız eserlerde büyük hisseleri olduğunu da söylemeliyim. Adedleri ve ehemmiyetlerl gün geçtikçe çoğalan Türk işçilerinin İhtısaslarınuı arttınlması, sıhhî, içtimai durumlannın düzenlenmesi hükumetinizi çok yakından ilgilendiren mühim bir mevzudur. İş kanunu ile iş hayatına müdahale etmiş olan Cumhuriyet hükumeti bu kanunun icablarını tamamlamak İçin her gün daha dikkatli ve daha gayretli olacaktır. Maliye Vekili Fuad Ağralı kürsüye gelerek Başvekilin beyanatmda mevzuu behsettiği lâyihalardan varlık vergisi, tnemurlara parasız kumaş ve kundura, tâsirhane ve fabrikalardan ahnacak muamele vergisinin aynen alınmasına dair kanun lâyihalarının ehemmiyet ve müstaceliyetine binaen muvakkat bir encümende görüşülmesini teklif etti. Teklif kabul olundu. Bu sırada Başvekü Saracoğlu tekrar kürsüye geldi. « Bendenizden sonra söz alan arkadaşlarnnın sözlerinde ikl büyük mana gördüm. Biri tasvib manasına gelen sözlerdl ki kalbimizdekl kuvvetl artırmıştır. Kendilerine teşekkür ederken İlâve etmek lstiyorum ki ikaz sadedindeki sözler için de uyanık durmağa çaüşacağız, istifade edeceğiz ve memleket de istifade edecektir.» dedi. Reis, ayrılan muvakkat encümenln çahşması için celseyi öğleden sonra saat 15 de toplanmak üzere tatil etti. I zurunuzda okurken, bu bahse temas etmig «Bizim çekmekte olduğumuz darhk, bu umıımî ve büyük ıstırabm küçük bir parçasıdır. Ve bunun çoğalması lhtimali yok değildir. Böyle olduğu takdirde, bu yükü mütesaviyen çekmek ve çektirmek için, bütün tedbirleri almakta kusur etmemeğe çalışacağız» demiştim. Ayni beyannamenin diğer bir yerinde de «Zengin ve paralı adamlar için .Jİr mesele mevcud değildir. Köylü ve çiftçi, bu malların sadece satıcılarıdır. Amele ve esnaf yevmiyelerini ve işlerinl yeni şartlara daha evvelden intıbak ettirmişlerdir.» diyerek, böylece, devlet yardımlarının, dar ve sabit gelirli sahaya ve insanlara tevcih edilmesi lâzungeidığini anlatmıştıra. Bu defa da, halktan olsun, memurdan olsun, dar ve sabit gelirli ailelerl pahalılık yükünden mümkün olduğu kadar kurtarmak lâzımdır, karar ve kanaatine bir kere daha vardık. Hemen, hemen kâmilen şehirlerde oturan bu halk tabakasını bu defa daha yakından tetkik ettik. Gordük ki, Türkiyede, nüfusu on bini tecavüz eden şehirlerimizde oturan insanların yekunu 2,660,000 kişidir. Bundan, Izmir, İstanbul ve Ankarada oturan bir milyon insanı düşecek olursak, 1,660,000 kişi kalmaktadır. Buna, normal artış payı İlâve edilince, 1,800,000 eder. Eskişehir, Aydın, Manisa, Sıvas, Samsun, Konya gibi şehirlerde oturan bu halkın, her halde üçte ikisinm, hububat veya diğer ziraat İşlerile meşgul veya başkaca yardım dıjı olduğu muhakkaktır. tlyoruz. Bundan maada yalnız umuml muvazene ve mülhak bütçelerden aldıklan maaş ve ücret tutarlan 75 liradan az olan memuriara aynca birer ayaıckabı vermek niyetindeyiz. Gerek kumaşlar, gerek ayakkabılan parasız olarak verilecektir. Bu eşyalar sür'atle hazırlanmaktadır. Tevzi ve taksim içia talimatı da yapılmıştır. Ayakkabı tevzıaü iki ay sonra başlıyacak ve senesi içinde İkmal edilecektir. Kumaş tevziaüna gelince, erkek ku* maşlarının kânunusanide tevziine başlanacak ve tevziat üç ayda hitam buiacaktır. Kadın kumaşlarının tevziatına kezalik kânunusanide başlanacak, bu da seklz ay içinde hitam bulacaktır. Bu tevziatın her üçünde Izmir, İstanbul v« Ankara şehirleri sona burakılmıştır Bu iş için hazırlanan kanun lâyihası da Meclise verilmiştir. Hububat ihtiyacını önliyecek tedbirler alındı 2 Hububat: Geçen baharın son ve yazın ilk günleri büyük hububat sıkmtısı içinde geçiyordu. Önümüzdeki yılın huHubat sıkıntılarını bir dereceye kadar önliyebilmek için muhtelif istikametlerde çanşmağa başladık. a) İngiıiz ve Amerikahiardan hububat istedık, b) Haricden tedarik edılecek hububat için nakıl vasıtalan aradık. c) yüzde 25 kararını aldık. a İnglliz ve Amerika sefırlerf tarafmdan vadedilen 15 şer bm tonluk buğdaylar getirihp teslim edildi Bundan maada İngilizler aynca 7800 ton arpa vadettiler. Bunun yarısından fazlası bu gün bize teslim edilmiş bır haldedlr. Amerika, verdiği 15 bin tondan ayrı olarak, 6 bin ton buğdayı, iare kanununa tevfikan Amerikada emrimize hazır tutuyor. Bir vapurumuz bugünlerde bu buğdayı almağa gidecek. Bu istikametteki İngiüz ve Amerika yardımının devam edecoğmi ümid ediyoruz. b Nakil vasıtası tedarikl için her tarafa bırden başvurduk. Portexiz lı manlarındâki Alman vapurlaıını satın almağa teşebbüsümüz muhtelif safhalar geçirdikten sonra Portekiz hükuınetinm muvafakati İstihsal eddmediği için sukut etti. İsveçten vapur tedarilci konuşmalarımız devam edip gitmektedir. Bu konuşmalarm müspet bir neticeye varacağına emin olmak mümkün görünmüyor. Amerikadaki Panama bandıralı vaparların satın alınması teşebbüsü de henüa kat'î safhaya girmemiştir. Fakat bütun bunlara mukabil Fransa ile muhariblerin malumatı altında yapılan ban Fransız vapurlarınm tarafımızdan kiralanma müzakereleri kat'î ve müspet bir netlceye varmak istıdadını göstermiştir. Fakat henüz kat'î ve müspet bir neticeye varır.ış değidir. Maalesef son hâdiselerin bu işlmize zarar vermesi İhtimali çoktur. Şayed muvaffak olursak hemen mtmleketteki buğday stokunu beslemeğe çahşacağız. Bu boyle olmakla beraoer yar™ dımların yapılmamasuıı ve vapurların temin edilmemesıni gözönündo bulundurmak ve sarfiyatı ona göre tanzira etmek herhalde ihtiyatlı ve hesabü bir harekettir. Mahdud gelirli 1,600,000 ki^iye yardım clsaydı, bunu hoş görmek, beiki de mümkün olacaktı. Çünkü: A) Hükumet bile, resmî fiatlarile böyle bir yol tutmuş bulunuyordu. B) Bu yoldan, çok düşük olan köylü hayat seviyesinin biraz kaikınması, yüreklerimizi ferahlandıracağı kadar, partimizin halkçıhk ve devletçilik prensipme de uygun düşecekti. Fakat maalesef, fiatlar böyle makul bir hadde durmadı. Bilâkis, başdöndürücü bir sür'atle aldı yürüdü ve mahdud gelirlerile kendilerine gıda tedarik eden milyonlarca şehirli, bir ıstırab uçurumuna doğru sürüklenmeğe başladı. Alelumum gıda fiatlarının, artmasmda başlıca âmil olan, buğday ve hububat fiatlarının, bu ölçüsüz yükselişindeki mes'uliyeti, yalnız köylüye yükletmek, bittabi doğru değildir. Hububatın yüzde 25 erl, köylüden, o gün İçin İyj sayılan bir fiatla hükumet namına toplamağa karar verdığimiz günlerde, şehirlerimizin hububat ihtiyaclarım günü gününe ve hatta saati saatine zor yetişüriyorduk ve ambarlanmızda hiçbir stok mevcud değildi. Bu vaziyet gözönünde dururken, alacağımız yüzde 25 lerin ambarlarımıza girmesini temin için, bu yüzde 25 leri ödeyinciye kadar, her'çeşid hububat alışverişini yasak etmekte tereddüd etmedik. Bu yasak, şehirlere hububatın inmesine ve fırınların beslenmesine mâni olmakla kalmadı, yüzde 25 lerle biriktirmeğe başladığımız hububat mevcudunun, şehir ihtiyaclan İçin, erimeğe başladığını [ördük. O kadar ki, aldığımız haberler, bizzat buğday sahiblerinin bile, daha ucuz olduğu için, çarşıdan ekmek tedarikine çalıştıklannı bize öğretti. Sabit gelirli vatandaşların yükünü hafifleteceğiz Arkadaşlar, Arzettiğim gibi, bilhassa gıda fiatlarının hiç bir ölçuye sığamıyan bir şekilde alıp yürumesi, sabit ve mahdud bir İradla geçinen milyonlarca vatandaşı, bir ıstırab uçurumu ile karjı karşıya buaktı. Bu manzara İle karşılaşan hukumetimiz, bütün dikkatini, bu mustarib kütle etrafmda toplamağa karar vererek, bir çok İçtimalar akdetti, ve meselenin bütün safhlannı, haftalarca suren bir tetkike tâbi tuttu. Bizi, haftalarca üzerinde çalışmağa mecbur eden mevzu, hereksi işgal eden pahalılık, bilhassa gıda maddelerindeıü pahalılık mevzuu oimuştur. Bu mevzu konuşulurken, daha ilk adunda, posta telgraf, tren ücretlerinin, kumaş, iplik vcsalre gibi, devlet müesseseleri mamulâtının ucuzluğunun, diğer yerli ve ithalât mallarının pahalılığı İle buyük bir tezad teşkil etmekte olduğunu gordük ve kendi kendimize sorduk, acaba devlet müesseseleri mamulâtının fiatlannı umumî fiatlara intıbak ettirmek mi İcab eder, yoksa bunlan, tevzilerindeki suiistimal şaylaiarına ve cesim fiat farklarına rağmen, ucuz tutmakta devam etmek mi daha İyidir? Bu suale, bu müesseseleri zararla işler bir halden çıkarmak şartile ve bazı zarurî istisnalardan kat'ı nazar ucuzlukta devam cevabını verdik, tevzideki suiistimallerin de, zamanla, çalışmakla azalacağına inandık. Halkın ve tücearın elinde bulunan, alelhusus gıda maddeleri pahalıhğına gelince, bununla, her şeyden evvel mücadele etmenin lüzumuna kani olduk. Fakat onun için kuvvetlerimizi, herhangi geniş bir sahada İsraf etmektense, onları daha ziyade, bu pahalılığın kurbanlarının bulunduğu saha etrafında tahşid ederek çalışmanın daha faydalı olacagı ve seri neticeler verecesi kanaatine vâsıl olduk. Esasen, hükumet beyannamesini hu Bugün elimizde hiç bir vakit malik olmadığımız bir hububat stoku var Hububat için alınan kararlar Irkımızm başlıca gıdası olmak itibarile memleketimizin en büyük meselesini teşkil eden hububat hakkında, yüzde 25 kararını aldık ve bu kararı alırken, alacağımız yüzde 25 lerle, hem ordumuzun ve büyük şehirlerimizin iaşesini emniyet altına almak ve hem de tanzinı satışları yapmak hususlarında kâfi derecede kuv vetli olacağımız kanaati hâkimdi Kezalik pirinc hakkında da ayni kanaatle ve ayni istikamette karar aldık. Arkadaşlar, Gdrüyorsunuz ki, hükumetinizın. herhangi bir kararı alırken, üstünde en çok durduğu, en çok hassasiyetle tetkik ettiği cihet, ahnacak kararlann, âdil olması ve tatbik kabiliyetini haiz bulunmasıdır. Ordumuz ve kara günlerimiz için, hazırlamakta olduğumuz stokların, yaz rtasmda erimeğe başlaması, bizi telâşa düşürdü. Meselejd bir kere daha tetkik ettik. Alacağımızı almadan, hububat alışverişini serbest ilân etmekte gene tehlike gördük. Stoklanmızı erıtmiyen ve şehirlere ekmek bulan bir tırabın yanıbaşında, hususî bir haz his I tır. İkinci cephesi de, bizim bu işte, t i caret kabiliyeti olmıyan ve kâr ve zararla alâkası bulunmıyan belediyelarin, bu İşi beceremiyeceklerini, evvelinden görmemiş olmamızdır. Fakat, İşin, bir üçüncü cephesi vardır ki, o da, bu sahada gösterilen gayretler ve faaliyetlerin, her şeye rağmen, bizi, büyük ve müspet bir neticeye yaklaştırmasıdır. Çünkü, bugün elimizde, hiç bir vakit malik olmadığımız bir hububat stoku mevcuddur ve bu sayede yakın ve büHarb yıllarının vatan çocuklanndan yük korkular zail ohnuş bulunmaktadır. beklediği fedakârlığı en iyi anlıyan Arkadaşlar, memurlanmız olmuştur. Büyük mahruBazı memleketlerde, dokuz göbek de miyetlere katlanarak çalışan bu kütle desini sayalilen adamlara asil derler İçinde çok iyi çalışanlar olduğu gibi femiş. Bizim milletimiz, bütün tarih bo na çalışanlar da vardır. İyileri mükâyunca, böyle bir asalet tannnadı. Bizim j fatlandırmak ve fenaları cezalandırmak tanıdığımız asalet ruhî asalettir ki, o için daha dikkatli ve hassas olacağız. da, bize yaptığımız işlerin iyillklerinin, Bravo sesleri. eksiklerinin, cesaretle, açık ve temiz Devlet elile yapılan benzin, lâstik, çibir yürekle ortaya dökülmesini emreder. mento, demir tevziatı etrafmda vakl Alkışlar . Onun İçin, bugünkü fiat olduğu söylenen suiistimalleri bertaraf lardaki mes'ulıyette, hükumetin hissesi etmek için alâkalı Vekâletlerin dikbulunduğunu söylerken duyduğum ıs j katleri bu mevzu üzerinde toplanmış Müstehlik ve müstahsiller arasında âdiiâne kararlar ahnacak Tekrar ediyorum, biz bu yolda, fiat kontrolu kararları alırken çok mühim bir keyfiyeti, daima gözönünde tuttuk ve bundan sonra da daima gözönünde bulunduracağız. O keyfiyet de, bu ka, Atatürkün Aziz hatırasına, ecnebl dost lanmızın ihtiramı: Solda Polonya elçlsi, kordiplomatik namına büyük bir çelenk Kötürüyor m Satda Almaa büyük elçisi ?on Papen ye Mihver seürleri muvakkat kabre geliyorlar Şu halde, 80 küsur şehirde oturan 1,800,000 kişiden, y«lmz 600,000 i yardıma muhtac demektir. On binden az nüfuslu şehirlerin zlrai siması daha İleridir. Onun İçin, buralarda oturanlann yarduna muhtac olanlarının yekunu 3 4 yüz bini geçmez. Ankara, İstanbul, İzmir jehirlerine gelince, istatistiklere göre, bir milyondan az olan bu üç şehrin nüfusuna bir artma payı ilâve edilerek, yekunu 1,000,000 olarak kabul ve bunun, 500,000 İni yardımdan müstağni addettık ve böylece yardım edilmesi lâzımgelen vatandaşların yekununu küçük şehirlerde 400,000, ortalarda 600,000, üç büyük Sehrimizde de 600,000 olarak ceman 1,600,000 tahmin etmek suretile her halde hakikatin civarında bir rakam kabul etmiş olduğumuza İnandık. Şimdi, en mühim İş, pahalıhktan en çok muztarib olan bu bir buçuk milyondan fazla olan halkın tespiti ldi. İlk nazarda, bize, pek zor görünen bu iş istikametinde çalışırken, müşahede ettiğimiz bazı kolayhklar, bizim cesaretimizl arttırdı. Maksadımız, büyük, küçük, şehirlerde oturan dar ve sabit gelirli olanlarını bulmak ve tespit etmekti. Resmî İstatistikleri tetkik ederken gördük ki, umumî bütçeden maaş ve ücret alarak geçinen insanlaıın adedi, 110,000 dir. Bunları, karı ve çocuklarile beraber 500,000 olarek kabul ettik. Yetim, dul ve mütekaidlerin yekununu da 60,000 bulduk. Ve bunlann çoğu, tek nüfustan İbaret olduğu içln, onları da 100,000 olarak kabul ettik. Bundan sonra, ma Müstahsilin yüzde 25 hububat hallî İdarelerle belediyelerin, devlet borçlan iktisadî teşekküllerinin ve mülhak bütc Yüzde 25 ler. Hububat hakkmda çelerin ücretli veya maaşlı olarak is y u z d e 25 kararını alırken bu yüzden etihdam ettikleri memurların yekbnunu llmize geçecek hububatla hem orduyu, aradık. hem büyük şehirleri, hem de darlık 1,600,000 olarak kabul ettiğimiz, dar mıntakalarını doyui'duktan sonra her ve sabit İradlı nüfusun 1,300,000 İnin, yerde tanzim şartları yapabilmek için kolayca tespit edilmiş olduğunu görduK. elimize kâfi hububat geçeceğini ümid Geriye, hiç bir maaş ve ücretle alâ edîyorduk. Çünkü istatistikler, Türkıye kası olmıyanlar yüz bin kişi kalıyor hububatını 78 milyon ton olarak gbsdu. Bunlann, merkezden tespiti müm teriyor ve biz de bu hesabdan elimi» kün olmadığı İçin bır an evvel de tes hiç değüse bır buçuk milyon ton hupit edilmeleri icab ettiği için kayma bubat geçireceğimizi ümid ediyorduk. kamlardan ve belediye reislerinden o Halbuki, evdeki pazar çarşıya uymadı turdukları şehirlerdekl dar ve saoit ve netioede gördük ki, çiftcilerin hüiradlı insanlardan, ekmek ve gıda te kumete borclandığı rakam 600 bin tonu darikine kuvvetleri yetişmiyen vatan zor tutuyor. Bu İki rzkam arasındaki daşların adedlerinin tespit edilerek bil | fark, sadece İstatistik rakamlarmın müdirümesini istedik. Böylece, bir taraftan J balâğalı tespit edilmiş olmasından nebunlan yapar ve dar ve sabit gelirli vaşet etmiyordu. Daha ziyade gene çiftçitandaşlara yardım sahasını çizerken lerden intihab edilen subaşılarmın pek diğer taraftan bu vatandaşlara nasıl ve tabiî olarak çiftçiyi korumak arzularmne kadar yardım edebileceğimizi arasdan ileri geliyordu. Benim duyduk'arım tırmağa başladık. Gerek bu yardımlan ve gdrdüklerimden edindiğim kanaate temin ve gerek iktisadî buhranı karşıgöre, bu borclandırma işi tekmil mshlamak için, üstünde, bir karara vâsıl sul itibarile yüzde 3 veya yüzde 5 ağır, olduğumuz mevzular şunlardır: yüzde 10 veya yüzde 15 mutedil, üst ta1 Elbiselk kumaş ve ayakkabı rafı da tamamen hafif olarak tespit edil2 Hububat mlştir ve bu fark, himsyeli olduğu mu3 Bulgur hakkak olan tespit hatası ohnaktan zi4 Pirinc yade, tespitin, mahsulün yeşil devrind« 5Yağ yapılmış olmasından ileri gelmiştir. Bu 6 Şeker fark, mahsulün bozulmssından dolayı 7 Kumaş bazı mahdud yerlerde çok ağır bir du8 Kömür rum yaratmıştur. 9 Varlık vergisi Köylü borclandığı miktan bizi memElbiselik kumaş ve ayakkabı tevzii nun edici bir tarzda muntazaman öde1 Elbiselik kumaş ve ayakkabı: Umumî muvazene, mülhak bütçeler, mektedir. Köylunün borclandığı miktahususî idare ve belediyelerle iktisadî rın azlığmdan doğan endişeyi köylunün devlet teşekküllerinden tutan 140 liraya borcunu muntazaman ödeır.ekte olması kadar maaş veya ücret alanlara hem büyük nispette İzale etmiştir, son bir kendilerine, hem de karıları İçin birer kaç ay içinde haricden de (50) bin tona kat elbiselik kumaş, bundan yukan yakın buğday getirttik. Bugün, hububat maaş alanlara da yalnız kendileri ıçuı vaziyetimiz endışelerimizi kısmen telâfi birer kat elbiselik kumaş vermek :s etmekle berater her çeşid fiat manevrasma müsaid bir şekilde değildir. Görülüyor ki, bu yüzde 25 ,er, elimize, her çe«İd manevrayı yapmağa müsaid bır mikt=r vermemlştir. Bu yüzden ve bir de biraz evvel arzettiğim, belediyelerin ölçüsüz ve hesabsız talebeleri yüzLmden buğday fiatlan almış yürümüştür. Fılvakı ebmızdekı miktarla piyasaya müdahale etmış olsaydık, fiatlarda geçici bir salâh yaratabPecektik. Fakat biz bunu yapmadı* ve elimizdeki hububatı, daha kara gün için saklamağı tercih ettik. Fakat bu intizar devresi devam ederken İzmir. İstanbul, Ankara ve Zonguldak için kendilerine buğday tedarik hususunda tespit ettiğimiz tarih yak'aşmağa ve böylece yeni bir fiat artması tehlikesi kendini hissettirmeğe başladı. Bunu önlemek için fedakârlık yapmak zaruretinı duyduk ve bu sehirlere lâzım olan buğdayı, tecviz edebileceğini'z bir fiatla ve sıkı kayıdlarla vermeği va bunu imkân hasıl oldukça serbest piyasadan alarak bir dereceye kadar kapamağı muvafık gördük. Böylece bu şe(Arkası Sahife 5, Sütun 1 de);