Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r = Şarh cephesinde 3Ol'J GÖRDÜKLERİM Perekop berzahında 1 H. Emir Erhilet \ TETKIKLER Sehir haberleri Ekmek meselesi Bir cinayet daha Dıinya hâdıselerinin doğurduğu krizlerin Türkıyemızde , ki akislerlni karşılamak ve yurd ihüyaçlarına kâfı stokiar temin etmek uzere hükumelin skmek istıhlâkme iayıdlar koyduğu maıumdur. Ekrr.ek tevri ve ısUhlâ.kını rasyonelleştıimok ;çin karne usulü ittihaz o'uomjş ve tatoJuna da başıanmıştır. Vlkmek ic\zı ve sarfıca muteallik lespit ve tani.;m olunan usul hakkında afakî bir teikık yspmadan evvel ekm3ın insan gıdtsında ne mühim. ve ne esaslı bir nındde olduğunu mütaİ2a edeüm. Insanın rruharrik kuvvetini temin eden mao.de g;dadır. Bu gıdamn muhım bır kısmj hij şüphesız; ki ekmektir. Filhakıka günlüK gıdamızın % 5070 ini ekmek teşki] etmektedır. % 80 randımaniı Dİr kilo kuru buğday ekmeğı terkibinde 850 gram ınşasta, 105 gram gluten, 14 am yağ, 20 gram tuz ve madenî mevad, 4 kilo kepek, selüloz bulunması ekn:eğin gıda kabiliyetini bariz bir şeküde itpat eder. Bir insanm günlük vasatî kalori ihtiyacı 250J3200 dur. Devlet mües=eselerınde yemek yiyenler için bu miktar günde vasafî 3000 kalori olarak hesab ve kabıl edi'miştir. Bir ki!o ekmek 2000 küsur kalori teınin ettiğjne göre bu maddenin mahdud gelirli vatandaşlarımızm hayatmda oynamış olduğu rol kendihğinden anlaşıhr. Ekmek bazı milletler için tâli ve yahud yemeklerde az miktarda isuhlâk olunpjı yardımcı bir g;da olabilir. Nıteklm bazı garb milletleri fazla miktarda patates, bazı şark milletleri de çok miktaraa pu:nc istihlâk etmek sureüle g\inlük kelori ihtiyaclannı temin ederler. Memleketimizde ekmek, yemekten once gelen bir gıda maddesidir. Yapıian tahminî hir hesaba nazaran günlük ekmek. sarfiyatımız nüfus başma 370 gramdır (1). Ea rakam bize, ekmeğin Türk bünyesinın inkişaf ve faaliyetinde ne •niihim bir unsur olduğunu ispata kâfiür. Fihakika diğer mevadda nazaran çck ucui olması itibarüe de ekmek hem ncfis, hem kuvveüi bir gıdadır. 3abahtan akşama kadar çalışanlarımızdan bir çoğu b r oturuşta yarım kilo ekmeği bir Eoğsna veya ddrt beş zeytine katık yapmaktad.r. CJ.'' 16 Ikîncikânun 1942 Halkm dilekleri «Altıntepe» deki çöpler Taksimde Talımhanede oturan adresleri matbaamızda saklı bir okuyucu grupunun imzalarile: «Talimhanede Abdülhak Hâmid caddesinin köşesinde (Altıntepe) denilen yerde her cumartesi ve çarşamba günleri pazar kuruluyor. Fakat pazar kalktıktan sonra çöpler ve molozlar orada olduğu gibi bırakılıyor. Lodos havalarda bunlar tabiatile hem kokuyor, hem de martıların üşüşmesine sebeb oluyor. Umumun sıhhati namına pazar bozulduktan sonra çöplerin kaldırıhnasının teminini dileriz» Hamamlarda da ihtikâr var Boğaziçinde oturan karilerimizden H. yılmaz imzasile: «Geçen gün Sanyerdeki hamamlardan birine gittim. Kapalı sojrunma yeri olmadığı halde bu yere mahsus ücret vermeğe mecbur turuldum. Yani 30 kuruş hamam parasile birlikte 10 kuruş kurna, 5 kuruş natır, 5 kuruş da nalm parası aldılar. Fîkir halk için 50 kuruş yıkanma ücreti çok ağırdır. Belediyenin hamamlar için tanzim etmiş olduğu tarifeyi hakkile tatbik ettirmesi lâzım değil midir?» Aspirin niçin paketle satılmıyor? Kış mevsimi doiayısile soğuk algınlığma ve gripe tutulmuş muhtelif karilerimizden aldığımız mektublarda bir çok eczanelerin aspirini paketle satmak istemiyerak ancak tane tane vermekte olduklanndan ve bu suretle bir paket aspirinin bedelini 35 kuruş yerine 5 D kuruşa getirmekte bulunduklarından şikâyet edümektedir. Sıhhat müdürlüğünün dikkat gözünü çekeriz. Artvin Belediye kâtfbî Muhsine Demirel'e: Mektubunuzu kütübhanelerden birine gönderdik. O müessese size arzu ettiğiniz malumatı verecektir. Bahsettığini2 ikinci meseleye gelince, şimdilik buna imkân yoktur. Safaeddin Karanahçı tıen ve tramva^larda çalışan bilet kontıolları yapmış oldukları vazifelere göre ekmek istihkakları üzerinde hassasiyetle durulması icab eden vatandaşlarımızdır. «Bedenen çalışanlar> tabirinin tarifuıi yapmak ve yukarıda mesai tarzları kısaca yaiılan vatandaşlarımızla benzeri işlerde çalışanlrın ekmek istihkakmda bira' dana semih bulunmaklığımu lâzımdır. 350 granLk ekmek istihkakındaki kıstâsı bizce malum değildir. Fakat bu miktarı tayinde garb memlekeîlerinde vsrilen ek.nek miktan nazan itıbara am:nışsa bunda isabet gormemekteyım. ^.J garb memleketlerinde bize nazaran çott dıha h7 ekmek istihlâk olunmaktadır. Diğer tdraftan 350 gramın mutlak olu:unda da isabet yoktur. Şunu kabul etmek mecburiyetindeyiz, ki karru ekmek ksdar yemek de doyurur. Sofrasmda iki üç kab yemek, mej.'a vesaire buıundurabılecek vatandaşla bir k?b sıcak yemek bulundurmakta bile zaruret çeken vatandasın ekmek istihkakı bir olmamalıdır. Diğer taraftan çocukbr için tahsis olunan ekmek miktarını da gfiyrikâfi bulmaktayız. Malumdur, ki ekmek çocuklarımızm en esaslı gıdası; ycv.işi, eğlencesidir. Zengin çocuklarım istisna edelim. Sütten kesilen rocuğumuzun elinden ekmek düşmez. Ağlıyan, canı sıkılan, yaramazlık yapan çocuğumurun teselüsi, arkadaşı ve:hasıl herşeyi bir dilim ekmektir. Bu itibarlachr. ki ekmek çocuklarımızın neşvü nemasmda mıihim bir madde halini almıştır. Binaerıaleyh çocuklar için ayrılan ekmek gavrikâfidir. Ortahalden yüksek gelirli vatandaş çocuğile geliri az vatandaş yavrusu istihkakı arasında bir fark yapmak mecburiyetindeyiz. Zen.^in vatandaşm çocuğile geliri az vatandaş çoctığu ekrnek istihkakı arasında bir fark yapırmk mecburiyetindeyiz." Zen^in va'andaşm çocuğu ekmek ihtiyacmın bir imdan gayrı maddelerle ıını ınnan pavn maaaeıerıe vam'an Yazan: Sovyetler eski «Tatarseddi» nden de istifade ederek Kırımm methalini müdafaa Bir genc* eski nişanya yarıyacak istihkâmlar hazırlamışlardı lısını öîdürdii. anne• Yazatı: Entekli General v sini de yaraladı Geçen yazıda Prekop muhareos meydanında topıadığım bazı propaganda kâğıdiarından bahsetmiştim. Rusların Alman askerlerine attıkları bır uçüncu nevi resimsız propaganda kâğıdmia da almanca olarak şumar yazılıydı: «Alman eskerleri' Niçin harbediyorsunuz? Naziler size harbden sonra guzel bir yaşayış vadeüyorlar. Fakat bu, bir yaJanuan ve bır aiaatmadan ibarettir. Sizlere, A!man topraklannın azlığından bahsolunuyor, ve bu iddia ile diğer mılletîere ve Sovyetler Birüğine karşı muharsbeye vani ölüıne gonderiliyorsunuz.» «Fakat iddia yanlıştır. Almanyada y<uz, kendi toprağmı kendi işlıysn çıftçinın toprağı azdır. Buyük çift'.ik sahıblerinin ıse ihtiyaclarından fazla toprakları vardır.» «.„. Alman çiftçisi, ekseriya yalnız fıkaraca, yarı tok bir dilenci yaşayışı temin eden bir toprak parçasma maliktır. Halbuki Almanyada buîunan S500 büyük çiftlik sahıblerinden her birinin ortalama 2780 er hektar toprağı var dır. Bu büyük çiftlik sahibleri prensler, kontlar, baronlardır. Adolf Hıtler'm dostu olan Koburg Gota prensi 10.000 heitarlık araziye maliktir. Hcrmaa Göring'in dostu olan Hess prensınin 70u0 hektardan fazla toprağı vardır. İlâh...» «Hitler, Goring'e Bavyerada 20.000 hektarlık bir arazi hediye etmiş ve buna mukabil Göring'den iki ^ato ile bir kaç bın hektarlık arazi hediye almıştır.» «Büyük çiftlik sahiblerile onlann nazi dostiarı kendileri için sizlere hayatınızı feda ettıriyorlar.» «Kapitahstlerle büyük arazi sahıblerinden mürekkeb Hıtler'in küçük çetesi bu harb ssyesinde zenginleşiyor ve sizlerc aid olanları kendılerine alıyorlar.» «Sefalet, zaruret, ve büyük çiftlik sahiblerine karşı sıyasî haklardan mahrumıyet ve mahkumiyet.. İşte Almar çıftçifinin nasibi bunlardır. Bundan daha fenası olur mu? ilâh....» «Çiftlik sphibleri uğruna kanını dökme! Kızı'ordu tarafına geç! Teslim ol! KiZilordj sızleri dostça kabul udecektiı1» Bundan sonra kâğıdda Hitter'e aid daha bır takım dil uzatmaları vardır. En Rağıda da, bu kâğıdjı Kızılordu tarafma geçmek icm bir pasaport yer:ne geçeceğınin dc ilâvesi unutulmam ştır. Hatta kâğıd:n pasaport kısmmı Rus nöbetçilenr.in okuyabibneleri için rusça bir iki sa'ır ılâve olunmuştur. Alman'arm da Rus askerleri üzerine U';akUn attıkları rusça propagunia kâğHları vardır. Fakat bunları okuyup anîıyamadığım için içlerinde ne oldugnnu bilemiyorum. Belki bunlaıda dahi ötekilere benzer şeyler yazılıdır. VelhaBii, her iki tarafın uçaklardan propaganda kâğıdları atmaktan maksad ve gayeJeri, mf.mleketleri ve milletleri için dövüşmekte olan askerlerüı maneviyatını bozarak onları heves ve arza ile harbetmemeğe ve nihayet kendi tarafma kaçmağa veya teslim olmağa teşvık etmtk ve bu suretle düşmanm saflannı . zayıflatmektır. Harbi kazannıak için herşeyi yapmak ve hiç bir tedbiri ihmal etmemek tabii lâzımdır. Bu tcdbirler arasında propaganda, temiz ve ahlâkî bir şey olmamakla beraber mecbtırîbır hal almıştır. Çünkü bir taraf yapmadıgı için diğer taraf bundan vazgeçmez. Ye karşı taraf yeptığı halde bu tarafın yapmaması kendisi için tehlikeli olur. Onun icin harbde propaganda ehemmiyeth bir silân î Bu seyanatte Alman ordu propaganJa boiüklerıle, Berlindeki merkez askerî srjpagar.aa dairesinın teşkilât ve isaliyel'erini azçok tetkike fırsat bulduğıımdsn harbde propaganda bahsine b ; rkaç ya^ı sonra avdete imkân bulacağımı düşonerek şımdi burada kesıyorum. **# Perekop'un şimalindeki tahkınıatı gezdikt c n sonra otomobillere binip Perekop ko>üne gittik. Bunun eski Türk adı Or'dur. Kasaba ile köy arasmda bulunan bu yeri geçtik. Cami i!e yıkık minaresinin yeri duruyordu. Rus'ar bolşevik olduktan sonra kiliselerle camilerde ve ayni zamanda havra'.arda ibadeti menetmişlerdi. Bu sebeble minareier yıkılmı^, çaniar indirilmiş ve ıbadethoneer ıımumî maksadlar için kullsnılmıştı. Bu meyanda Perekop camii de oyle olmaçtu. Köy askerle doluydu. Ahali Rörülmüycrdu. An'aşılan Perekop şimalindeki muh i îrebe>r esnasında köy halkı ateş altırda kalmaktan dolayı içerilere kaçmıs oiacaklardır. Köyün cenub methahnden çıkir çıkmaz Tatarseddi denilen derin herdekle bu hendekten çıkan toprağın yığılmasından hasıl olan ve berzahı ar7an tamamile kesen Pski müdafaa hattını gördük. Muhteşem bir şeydi. Vsktile Kırım berzahını şimalden gfiecek taarruzlara karşı müdafaa için Sivaş (Olüdeniz) den Karadenize kadar büıün genişliğince geniş ve derin bır hendek kazarak bunun toprak'arını he:;değin geri tarafına yığmışlar ve bu suretle o zamana göre oldukça kuvvetli bir müdafaa hattı yapmışlardı. Bu hattm, Kırım Türk hükumetlerinin Kırım şiınahndckı Kıpçak illerinde asıvlarla süren geniş yayılma ve hükümran'ıktan sonra yarımadaya kapanıp kendilerini artık şimale karşı müdafaaya lüzum Sördükleri bir tarihte inşa edilmiş bulunması pek muhtemeldir. İşte bu haltı Euslar şimcli Perekop müdafaa mevziınm ikirci hattı olarak kullanmıçlar ve ona göre bir çok yerlerinde yeni tahkimat vücnde gfrürmişlerdir. Almaniar, Kırım berzahmın yanlmasmda hij tsnk kullanmamış olmalanna rağmen Rusların tank mâmlerine kıymet ve ehemmiyet verdiklerini yani Perekop'un şimalindeki tahkimat İMttının onür'de kalın demir direklerin yanynna ve arahklan gerilerine bir kaj sıra haiinde yere çakılmalartndan ibaret bir tank man'.i yaptıklarmı evve'.ki yazılarımda anla'mıştım. Şimdi de Türk veya Tatar sed îinin önündeki hendek duvarımn dikine tıraş edilmesi neticesmde 510 metrelik bir toprak duvar manii elde etmişlerdi. Sadık Aş isminde bır genc, Kumkapı Nışancasıncia oturan eski mşanlısı Perıhanla kızın anası Fatmayı bıçakla yaralamıştır. Perıhan, yatınldığı Haseki hastanesmde dun olmuştur. Adlî hekıın Enver Karan, cesedın gomülmesine ruhsat vermıştir, Kızın anası Fatma, tedavi altındadır. Onun da sıhhi vaziyeti ağırcadır. Yakalanan Sadık Aş, dün akşam Adliyeye getuılmıştir. KendLsinin bundan bir sene kadar evvel de nişanlısım dokuz yerinden bıçakladığı, Perıhanın o zaman hafif yaralanarak ölüm tehlikesini atlattıgı öğrenilmiştir. Tahkıkata göre. aradaki mşan bu sebeble bozulmuştur. Sadık Aş, öldurmek kasdı t l maksızın yaralamaktan 10 ay ve 26 gün hapse mahkum edilmiş, bu cezasını çekmiş, kalkıp Anadoluya gıtmiştir. Son günlerde İştanbula gelen Sadık As, Perıhanla banşmak istemışse de, ne kızdan, ne de kızm anasından yüzbulmuştur. Sultanahmed bırinci sulh ceza mahkemesınce sorguya çekılen Sadık Aş, yaptığmı şöyle anlatmıştır: < Bir sene evvel, bu kızla nişanlandığımız halde bir türlü nikâhımıa kıymıyorlardı. Üstehk paramı da yemışlerdi. Ben de kızmış, bıçaga sarılmış, kızı yaralamıştım. Bu yuzden 10 ay, 26 gün mahpushanede yattım. Sonra gıtt ğim Anadoludan yeni geldim, gene onlara uğradım. Anası da kızı da «biz, artık seni istemiyoruz, git, defoH dediler. Bana sövdüler. Hicidet gözlerimi bürüdü. Tabii kendimi tutamadım. İkisini de bıçakladım. Yanımdaki bıçağı, ziyarete giderken icabında onları öldürmegı tasarlıyarak cebime koymamıstım. Anadoluya dönerken, oradaki bir arkadaşıma hediye götürmek üzere satın almıştım. Bıçağı daima yanımda taşıyordum. Kasdim yoktu. rasgele bıçak çektlm.» pasta ve kurabiyelerle; yaş ve kuru yemişlerle telâfi eder. Teferruata taalluk etmekle beraber diğer bir iki nokta üzerinde durmağı da faydalı burtıyoruz» Ekmek kartlarının fiş usulüne tâbi şehiıierde muteber olması ve bir şehirde ikamet eden vatandasın istediği fırın veyi tevzi yerinden ekmek alması usulünün bır takım mahzurlar tevlıd edeceği mütaleasındayız. Bu usul, bir takım mı.mur veya talebenin muayyen günlerde bir lokantada yemek yemek ve yahud maç, sergi ve bayram gibi sebebîer doiayısile halkm diğer şehirlerden bir şehre gehnesi ve yahud bir şehrin biryerinden d'ğer mahallesine tekâsuf etmesi gibi arızî vaziyetler bir kısım fırıniarın ektTieksiz; bir kısmının da muşterisiz kalmasını intac edebilir, ki bu üzerinde hassasiyetle durmaklığımız icab eden un tevzi işlerini işkâl eder. Bugünkü tetlıikimizi şu suretle bitirebilıriz. Buğday sarfını asgarî hadde indirmek ve umulmadık hâdiseler doğuracak kabilijette oian bugünkü dünya keşmekeşi karşısında buğday stoku tesis etmek nıeoburiyetlndeyiz. Bu, münakaşa kabul etrnez bir zarurettir. Fakat şunu da derhal ilâve edebiliriz, ki buğday istihlâkı tasurrufumuz vatandaşı idarî, ticarî ve ?maî mesaisinde akamete uğratacak ve yahud az verimli bir hale getirecek şekılde o.momahdır. Biz buğday istihlâkini rasyonelleştirmeğı kabul etmekle beraber bu madde htinsalinin artırılmasmı da şiddetli bir »aruret telâkki etmekteyiz. Bunun için askerî mükellefiyet kanununda tadilât yaparak askerlik çağını geçirmiş olan vatandr.«lsrdan ziraat bölükleri vücude setirmek, derslerine halel getinnemek üzere on sckiz yaşını ikmal eden talebem;ri hssad mevsimlerinde çalıştırmak ve nihavet buğday istihsal ve satışmı köylümüz için gelir verir hale ge*irmek, içinde bu'unduğumuz şartlar karşıs:nda ekmek dnvamızm halli için favdalı olur. Safaeddm KARANAKCI oıur. M t a e a a m PkAH./Vl^l/M'k.V Teşekkür Sevgili validemizln vefatı münasebetile gerek cenaze merasimine iştirak etmek zahmetini ihtıyar buyuran ve gerek bızzat veya telgraf ve mektubla taziye etmek nezaketinl gösteren muhterem ve hatırşinas dostlanmıza ve yakınlanmıza ayrı ayn teşekküre kederimiz mâni olduğundan derin şükran ve minnetlerimizi kendilerine :blâğ hususunda muhterem gazeterüzin delâletinl rica ederiz. Eski Hariciye memurlanndan İzzeddin Aybar, eski tstanbul sulh hâkimlerinden avukat Hayreddin Aybar *** Geçirdiğim çok tehlikeli apandislt krizini vaktinde teşhis eden değerli dahiliyeci Ahmed Rasıme ve ameliyatı muvaffakiyetle yapan kıymetli operatör doçent Hazım Bumine en derin minnet hislerimle teşekkür eder ve tedavi olunduğum Şişli Marmara kliniğinde göstenlen dikkat ve itinadan dolayı te§ekkürü de bir borc bilirim. İstanbul Hukuk Fakültesl doçentlerinden Dr. Hüseyin Nail *** Bir kaç senedenberi geçinnekte olduğum rahatsızlığımm ameliyatla tedavisine değerli ilmî kuvvet ve kudretile muvaffak olan operatör Dr. Hazım Bömıns teşekkür ve mmnettarlığımın alenen blldirilmeslni rica ederim. Genc ve yüksek bilgisi, isabetll teşhlsl ile memleketimizin sıhhî varlığmda büyük bir yer tutan bu nazik ve sevimll operatorun hastalanna gösterdiği derin ihtimam ve nüvazisin unutulmaz bahtiyarlıklanna malikim. Gazetenirln saygı değer sütunlan arasında bu duyğumun yer almasını tekrar rica ederim. Adres: Şişli Marmara kliniğinde Kırklareli Halkevi reisi Feridun Cicioğlıı Bugütı ŞARK. Sinemasında Tatarseddinin Perekop'un Iıemen ce nub doğusu yakınına düşen bir yerinde gene topraktan fakat bu büyük ve mustadl bir kale çekil ve halinde olnrak kuvvetli bir istinad noktası vardı ki Ruslar burasını kısmen betondan ve kı?rr.en de ağac, putrel ve topraktan istifade ederek bir takım kurganlar (bunker) lerle kuvvetlendirmişlerdi. T&tarseâdi esasen Sivaştan yani Ölüdenızden Karadenize kadar bütün berzsh genişliğince dümdüz gitmez; zikzaklar j'aparak kırık bir hat şekünı arzedor. İşte bu suretle hasıl olan köş?îerde Perekop'un hemen cenub doğusundakine benzer e*Kı istinad noktaları bulunduğu için Ruslar, bilhassa bunlara ehemmiyet vererek buralara hattın önünü ve hendeğı yan steşine alabilecek silâhlar yer(•) Bundan evvelki yazılar 11, 12, 14 leştıımış'erdi. Şunu da unutmadan soy15, 17, 18, 21, 22, 26. 27, 28 ikınciteşrin liyeyim ki Ruslar derin ve geniş hendeve 1, 4, 5, 8, 10, 12, 13, 17, 18, 22, 25, 27, ğin önüne de bir dikenli tel manii yap29 birincıkânun ve 3, 6, 8, 10. 13 ıkinci mışJardır. Bu dikenli tel mani ta Sivaşın ortalarına kadar uzuyordu. kânun tarihlı sayılanmızda çıkmıştır. B U A K Ş A M Hâkım Reşid Nomer. sorsuru müteaÇok mühim ve sıkı bir buhran karkıb, Sadık Aş hakkmda tevkif müzekşısmda ve hatta tehlıkelerle yanyana bu keresi kesmiştir. lunmaktayız. Bunu müdrikiz. Hâdiselem icabı olarak istihlâkimizi tahdid ve «Karla mücadele» teskilâtı stoklar tesis etmeğe mecburuz. Bunlar fcirer hakıkat olmakla beraber vatandakuruluyor! ?m idsrî, iktısadî ve sınaî saha'.arda daElektrık, Tramvay ve Tünel idareleri, ima faydalı qlabilmesi için gereken gıkarlı havalarda yolların temızlenmesl dayı almasnı 3a bir lüzum ve kat'î bir işini muştereken deruhde edeceklerdır. ?öruret olarak kabul etmeliyiz. Bunu temin etmek üzere bir «karla mıiMuharrik kuvveti noksan bir makine cadele> talimatnamesi hazırlanmıştır. na1!! ma^hıb olan randımanı temin edeMücadelenın hedefı, tramvay yolları ümazse, muktazi kaloriden mahrum olan zerinde karlann bırıkmesme mâni olvaiandaş da idarî, sınaî ve iktısadî işmak, tramvay duraklannda halkm inip binmesini kolaylaştırmaktır. Kar yağ ierde beklenilen şekilde muvaffak olamağa başlaymca gece bekçileri, hemen maz. Gazetelere akseden bilgilere nazaran depo şeflerini uyandırarak ilgili memur be 'enen çalışacak vatandaşlara günde larla temasa geleceklerdir. 750, diğerlerine 375 ve altı yaşına kadar Almanyadan gelecek ithalât olan çocuklara da 187,5 gram ekmek velilecekti''. eşyası Bu rakamlar üzerinde afakî bir tetkik Alman fırmalan şehrimizdeki ithalâtyapmadan evvel bedenen çalışan vatanç:lara şubat ortasmdan itibaren kara daş kimdir, evvelâ onu münakaşa edeyolu ile teslimat yapabileceklerini. kabul lim. edip etmed:klerini sormaktadırlar. Bedenen çalışan; makine, atölye veya Almanyadan son ticaret anlaşması tarlada çahsan amele veya çiftçi midir?. mucibince getirilecek makine aksamı Bu tabirin tarifi ve kıstâsı nedir? Altı avn ayrı tespit edilmiştir. Bu meyanda lira aslî maaşlı posta müvezzii veya 41 milyon liralık deniz inşaiye levazımı mübaşir, yirmi lira ücretle sabahtan akda vardır. Bazı Alman firmaları bu tes?ama kadar odadan odaya, oradan buralimatı bir müddet seri bırakmışlardır. ya koşan hademe bedenen çalışan vatandaşlar srasına girecek midir?.. İki üç Sığırların disîni söküp liraıık serı.iayesini arkasmdaki küfesinyaşlarını küçültüyorlarmış de veya önündeki işportasında taşıyarak Son günlerde Mezbahaya gelen bir ki. günde elli kuruş kazanmak için 6okak sım manda ve sığırların ya büsbütün kaldırımlarmda sürünen vatandaş da dişsiz ve yahud az disli olduğu ııazan ?50 gram ekmek mi alacaktır?. dikkati celbetmistir. Bu mesele üzerinBu mevzuda öne sürülecek misaller de düşünülurken cn yasından aşaĞı sı roktur. Günde yedi sekiz saat nöbet ğır ve mandalarm kesılmesinin mene bokliyen emniyet memurlan, vapur; dılmesi iizerine Mezbahaya getirilmeden evvel küçük hayvanlann diçlerinin sö(1) Türkıyede ekmek ve Türk buğküldüğü ve hatta Topkapı dısmda b;r daylarınm ekmeklik kabiliyeti, sahife 9 verde bu isin vaDildıftı haber alınmıshr. Saffet Ostıan Aran. TNüz ve dolgun enseli delikanlı yeni taranrış kumral saçlarmı örten kül rengi fört şapkasmı sağ avucile üst tarafından nazikâne ve ıtinalı kavrayıp çıkararak genc kızın önünds hürmetkârane eğildi. Affedersiniz, dedi, isminiz Nezihe değil mi? Sarı gür saçlarını satranclı bir yün kapüşona sıkıştırmış genc kız, duru beyaz j'üzü kızararak. menekşe rengi gözleri hajTet içİnHe açılarak ters ve hıddetli cevab verdi: Benim ismimden size ne? Delikanlı böyle bir muamele ile karşılasacağını evvelden t^lıınin elmiş clduğu için şaşırmadı. Şapkasını giydi. Ellerini beyaz yağmurluğunun ceblerine sokarak pişkin pişkin güldü: Adınızın Nezihe oHuğumı itiraf etmekle, dedi. bana bır hak vermiş olmıyacaksınız ki.. Genc kız, saksonya mavisi yakasız, geniş, beli kemerli mantosunun önünü kavuşturdu. Ayni sinini ahenkle mırıldandı: Evet, ismim Nezhe. Fakat siz, tanıdığım bir insan değilsiniz. Delikanlı, nararlarını, genc kızın gözlerinin içme dikerek: Ben de sizi tanımıyorıım genc bayan, dedi. Bugün ilk defî görüyorum. Lâkin hayatınızın bütün safhalariTi en ince teferruatına kadar biliyorum. İsterseniz şöyle hafif tertib sayıp dökeyim. Fatihte üç odah bir apartnnanda oturuyorsunuz. Emeklı bir subay olan babanız geçen sene öîdü Ş;mdi annenizle yalnız kaldımz. İnşaat Bankası» nda daktilo olarak çalısıyorsunuz Çiçek yetiştırmeğe maraklısmız Fakat bu seneki soğuklar bütün jaılunyaîarımzı, palmiyelerinizi dondurdu, Çocu Güzel ve esrarengiz meçhul kadın... Saadete susamış ve aşkı için çırpınan kadın... SYBILLE SCHNITZ Albert Schenhaiz ve Maria Y. Tesnedy ile beraber yarattığı ve bir kadın hayatırun fecî sırrını canlandırdığı MAZİSINİ UNUTÂN KADIN f •^•••^••••^•^^M aska ka\oışmus.. ^••^^^^•••İH^^H filminde bu muammayı size halletmektedir. İki ruhlu kadın... Ne idi? Ne oldu? Sevmeyi unutmuş., ve tekrar BU AKŞAM SİNEMASINDA Sinemanın en sarışın çift artisti... Hülyalı âşıklar... Camilla Horn ve Güstav Fröhlich En çılgın, en tehlikeli ve en âşıkane bir macera yaşadıklan CİZLİ VAZİFE CUMHURÎYET Niishası Şaheserini takdim ediyor. Bir vazife... 1001 tehlike... Muhteşem ve büyük bir ask... Ayrıca: Abone şeraiii Senelik Altı avlık Üc avhk Bir avhk İBRAHİM ÖZGÜR ve Afeş Böcekleri Kcnseri Konser başlar başlamaz gişelerimiz kananacaktır. Telefon: 493(59. 5 kuruilur. ıî Türkive Harie icin icin 1400 Kr. 2Î0O Kr. 750 » 1450 » 400 » 800 » 150 » Yoktur. Dikkat tpp^nlivpt kahnl olnnma7 Gazetemize trönderilen errak re yazılat nesredilsin edilmesin iade edilmeı ve Bu sırrı size ancak verebileceğiniz kat'î bir söz mukabilinde ifşa edebilirim. Peki, yemin ediyorum kl hiç kim«. seye onu açmıyacağım. Hayır. Öyle bir söz değil. Vakıa teklifim garib bir küstahlık olacak. Ben sizi bu kadar yakından tanıdığım halde siz bana dair hiç bir şey bilmiyorsunuz. Lâkin bunun da çaresi var. Çok hoşuma gittiniz. Maddî ve manevî hüviyetinizle tam bana münasib bır zevcesiniz, Bİrden «peki. diyiniz demıyorum. İki ay burada kalacağım. Nişanlanalım. Bu müddet esnasında size lâyık bir koca olduğuma kanaat getirirseniz benimle evlenmeğe muvafakat edeceğinize dair söz veriniz!, Bakalım, annem razı olur mu? Onu kandırmayı siz bana bırakınız! Nezihe, delikanlıyı tepeden ürnağa kadar alıcı gözlerle dikkatli dikkath süzdükten sonra mahcub, fakat ayni zamanda memnun başmı önüne eğdi: Pekâlâ, dedi, söz veriyorum, lâkin sade sımnızı öğrenmek için bunu yapıyorum sanmayınız. Beni mes'ud edeceğinize kail bulunduğum için de. Zaten nasıl olsa önümüzde bir tecrübe devresi var. Haydi, artık bütün bunları nereden öğrendiniz, söyleyiniz. Çok merak ediyorum. Bızzat sizin ağzınızdan.. Anhyamadım. Sirkecıden Taksime gelinciye kadar Tramvayda yanınızdaki Bayan Melâhatla bonuştuklarınızı hatırlamıyor musunuz? Ben de arkanızdaki sırada oturuyordum. Yalnız, bir dileğim daha var, müstakbel evlılik hayatımızda en can ciğer arkad. • n^n bile bu kadar fa7İ«x acılmaktan vaz geçmenızi rica edece» ğim. Küçük hıkâye Keramet bir şapka yaptırdı. Fakat bu şapka ona hıç yakışmadı. Rengi çok göze çarpıyor. Fazla süslü. Adeta kokorozlu bır şey.. Ha. O halde, siz Feyziyeyi tanıyorsunuz.. Yemin ederim ki ümrümde bir defa bile kendisile görüşmedim. Ama, r.eme lâzım. Biz, Bayan Feyziyeyi bir tarafa bırakalım da, gene sizden. sizin hayatınızdan bahsedeli'n. Bar.k.".ia üç senedır çalışıyorsunuz. İlk defa kırb lira ücretle girdiniz, Her sene maaşınız on lira artuıldı. Bu sene de övle bir zıra bekliyorsunuz. Bu günkü gibi her cumartesi banka tatil ediUnce Beyoğ'una çıkıyor, ayakta yemek yenilen mezecilerden birinde karnınızı doyuruyorsunuz. Hemen ekseri defalar Feyziye ile beraber geziyorsunuz. Lâkin bugün o, gelemedi. Cerrahpaşa hastanesinde >atan dayısının oğlunu ziyarete gitti. Geçen gece ateşi kırk dereceye kadar çıktığı için doktorlar tifodan şüpheleniyorlar. Böyle muntazaman her hafta sinemaya devam etmenize anneniz hiç de taraftar değıl. Arasıra size darılıyor. Fakat siz onu kucaklayıp boynuna sarılarak, yüzünü gözünü öperek yumuşatıyorsunuz. Bir kaç hafta evvel komik bir filme annenizi de beraber getirdinız. Siz gülmekten kırıldığmız halde kordelâyı o beğenmedi. Aranızda küçük bir münakaşa bile oldu. Her ayın ilk pazar günü arkadaşlsrınızdan birinın evinde top'amyorsunuz. Bu pazar Sabahatlerdeydiniz. Sa Hadiye iclâl = ^ bahatin ağabeysi Almin hiç keyfi yoktu. Çünkü bir gece evvel pokerde dokuz lira yetmiş beş kuruş vermişti. Siz de pek neş'eli değildiniz. 11 incı ilk mektebe devam eden teyzenizin oğlu açık baş gidip geldiği için boğazı şışmiş, bademcikleri iltıhablanmıştı. Sabahat gramofona «gene geleceğim!» plâğını koymuştu. Çok melankolık bularak havajn yarıda kestirdiniz. Aşk ve izdivaç hakkında çok mükemmei fikırleriniz var. Müstakbel kocanızm zengin veya mevki sahibi olmasını değil, sizi çılgınca sevmesini istiyorsunuz. Etrafmızda dolaşan bir iki genc var ama, onlann nıyetlerinin pek ciddî olduğuna kani değilsiniz. Hele, «carî hesablar» kısmında çalışan Salim, size açıktan açığa kur yapmaya kalkışıyor ama, onun hal ve tavrından, hususile Douglasvarî bıyıklarından, bubstil pantolonlarından hiç hoşlanmıyorsunuz. Nezihenin ilk andaki hayreti yavaş yavaş korku ve dehşet şekline girmişti. Başı dönüyor. dizleri kesihyor, bütün vücudü tirtir tıtriyordu. Dişleri birbirine vurarak kekeledi: Bunların hepsi tıpatıp doğru, dedi. Allah aşkına siz büyücü müsünüz, falcı mısınız, yoksa keramet sahibi misiniz? Çok rica ederim, bana doğrusunu söyleyiniz! Ben ne falcıyım, ne büyücü, ae de keramet sahibiyim. Peki, nasıl oluyor da en ınce noktalarına kadar benim bütün hayatıma vakıfsınız« S I N E M A S I N D A Saat 8,30 da İBRAHİM ÖZGÜR VE ATES BÖOEKLERİ CAZ K O N S E E İ Dikkat: Numarah yerler evvelden ayırtılabilir. Saat 8,30 dan sonra bilet satılmaz. Serbest kartlar bu geceler için muteber değildir. BUGÜN Matinelerden İtibaren İ sinemasuula BİNBİR DEHŞETLER FİLMİ... YENt CANAVAR ADAM... ÖLÜM IŞARETİ... TABİAT1N BÜTÜN KUVVETLERİ BİR ARADA... İşte böyle müthiş ve korkunç... Mevzuda olan l ELEKTRİKLİ ADAM Lon Chanev Jr, Lîonel Atwill ve Anne Ne v el 2 saatlik heyecan ve dehşet filmini yaratanlar: ğu çok seviyorsunuz. Onun için arasıra size gelen teyzenizin küçük oğîunu sevmekten, onunla oynayıp yarenlik etmekten büyük bir zevk duyuyorsunuz. Geçen perşembe günü çamaşır yıkattınız. Hava bozuk olduğu için balkona asamadınız. Evde liğenin içinde yığıh duruyor. Çamaşırcı kadın sodayı fazla kaçırdığı için yepyeni kombinezonunuz paramparça oldu. Nasıl. en mahrem ve gündelik işlerinize varr.ıcıya kadar hepsini bilmijor mujum? An'.adım, siz ya bizim apartımanm dairelerinden birindesiniz. Yahud da pek yakın komşumuzsunuz. Delikanlı «hayır!» makamında başını geriye doğru salladı ve c^binden para cüzdanmı çıkararak sözüne devam e!t: Ankaradan henüz bu sabah geldim. Arzu ederseniz gelip gitme bıleümin tarihini göstereylm. Şimdi saat kaç, bakayım. Ikiye çeyrek var. D?mek Haydarpaşaya on bire çeyrek kala ayak bastığıma göre ancak üç aaattenberi Istanbuldayım. Peki ama. öyleyse bunları nasıl oldu da haber aldınız? Sade bunlardan haberim olsa iyi. Daha neler biliyorum, neler. Sizin maasınız altmış lira, fakat elinize ancak elli üç lira geçiyor. Bir buçuk lira da bankanın «İhtiyat sandığı» için kes'yorlar. Annenizin üç ayhk maaşı seksen yedi buçuk lira tutuyor. Yemişte bir küçük dükkânınız var. Ayda on yedi buçuk lira da oradan nhyorsunuz. Feyziye isminde bir arkadaşınız var. O, yeni