Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHÜRIYET Şehrin dışından Harman başında Dünyanın bu karanlık devrinie, kendi harmamndan çıkardığı buğday ekmeğini istediği kadar yiyebilen bir millet olmanın zevkini, harman başında insan daha iyi tadıyor Sehir Asheri vaziyet haberlerî Fransız müstemleke Feci bir kaza Taraçadan sokağa düşen iki kardeşten biri öldü Kadıköyünde Sarrafali sokağında 3 numarada oturan büfeci Yorginin 18 yaşlanndaki k ı a Fotika ile 23 yaşlanndaki ablası Despina, oturduklan evin 10 metre yüksekliğindeki taraçasından sokaga bakarken abanmış olduklan çürük taraca kaplamaları birdenbire kınlmıştır. Bir an içinde başı üstüne sokağa düşen Fotika, başı parçalanmış. derhal ölmüştür. Despina, evin birinci katı yanından geçen elektrik tellerine takılarak orada sallamp kalmış ve vak'ayı görenlerin yardımile kurtanlmıştır. Yapılan tahkikat neticesinde bu feci hâdisenin kaplamalann çürük olması neticesi vukua geldiği anlaşılmıştır. •ff Tavukpazarmda Çilingirler sokağı 5 numarada oturan Cevad, gece oturduğu odanm pençeresinden sokağa bakarken muvazenesini kaybederek düşmüş, muhtelif yerlerinden ağır surette yaralanmıştır. Cevad kazayı müteakıb Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. 9 Âgustos 1941 Bu vataudaşlan Sokakta ve sahibsiz bırakamayız Galatada yıkılan iki evin sakinlerinden bir grup dün bizi ziyaret etti. Canlarırun kurtarılmasında mahalli makamlarımızın gösterdiği alâka ve faaliyete minnettardırlar. Fakat şimdi de mallarının derdine düşmüşlerdir, ve cidden acıkJı vaziyetlerini ağlayarak anlattılar. Hâdise şudur: Bu vatandaşların bütün mallarile paraları ve kıymetli eşyaları bu enkaz altmdadu, kendileri aç ve çıplak sokakta kalmışlardır. Enkaz kaldınlacak da, ne kaldıysa mallarını alacaklar, diye beklerlerken bu yapılmadığı gibi, üsteUk bitişikteki binanın bu enkaz üzerine yıkılması şeklinde yeni bir kararla karşılaşmışlardır. Bu vaziyette adeta kuyuya gömülecek olan bu eşya ve paradan ya hayır kalmıyacak, yahud bir gün olup da çıkarılıncaya kadar kendileri sefalete mahkum olacaklardır. Maişetlerini temin için hiç bir garantimiz olmıyan bu kazazedelere mallannı bir an evvel vermek zannederiz ki müstacel bir vazife teşkil eder. Zira müstahak olmadıkları halde aç ve açıkta bırakılmış oluyorlar. Vakıayı olduğu gibi, kıymetli Valimizin önüne koymakla iktifa ediyoruz. İmparatorluğu ve istikbali Yazan: Salâhaddiıı Güngör Creçen gün İstanbulun yakın bir kö O kadar alıştı ki, eski usul haryündeki harman faaliyetini tetkike gi mana avdet etmek ihtimallerini düşünden İstanbul Vali muavinleri Ahmen dükçe uykuları kaçıyor zavallıların... Kınık ve Raşid Demirtaş, beni de bir Nc yazık ki elde fazla makine yok. Nalikte götürmek lutfunda bulundular. hiyenin 17 parça köyünden ancak dört Bindiğimiz araba, Vilâyet konağından tanesinde harmanlar makine ile kaldıaynlalı yirmi dakika olmamıştı; tanı rılabiliyor Eğer, sür'atin ve kolayhğuı madığım bir köyün önünde durduk: zevkine ermemiş olsalardı, köylülere, mümkün değil bu kadar fazla buğday Mahmudbey köyü! Civar köylerin çoğunu bilirim. Neden ektiremezdiniz. Gecende makinenin kate bu köye yolum düşüp uğrayamadım. yışı bozulmuştu. Rumanya muhacirle Eski adile belki daha iyi hatırlar rinden biri var. Adı Davud... Kendisi sınız, dediler, İstanbulun bir zamanlar müstaid bir köylü... Hemen gelip tamir azılı tütün kaçakçılarile meşhur sabık etti. Makine .tekrar işlemeğe başlayınca halkm sevincini sormayın... Adeta Kalfa köyü!.. köyce bayram ettiler. Düşünülse, Kadıköy kadar İstanbula Biz, harman yerinden ayrıhrken, ayak'.n ama, yol uğrağı yer değil. ğustog güneşi. ekinlerin dağıruk altm Fakat dekor, tam bir iç memleket saçları üzerinde sert dişli bir tarak gibi dekoru... dolaşıyor, keskin bir çiy buğday koToprak evlerin önünde kurumağa ter kusu, havada zerre zerre dalgalanıyorkedilmiş tütün denklerini görünce sor du. dum: Dünyanın bu kapkaranhk devrinde, Burada tütün de yetiştiriyorlar ga sofrasında, kendi harmanından, kendi ei liba?.. emeğile çıkardığı yüzde yüz buğday ekKavalalı değiller mi ya... Tütünün meğini, istediği kadar yiyebilen bir milSlâsını yetiştirirler. Vakıâ Kavalamnki let olmanm zevkini, harman başında inler derecesinde nefis ohnuyor ama gene san daha İyi tadıyor. de lezzetle içiliyor. Salâhaddin GÜNGÖR Arabadan inip harman yerine doğru yürüyoruz: Dağlar gibi üstüste yığılmış tmazlar... Ve bunların ortasında, hazım cihazı mükemmel surette işleyen büyük bir harman makinesi... Ağzından aşağı kürek kürek atılan başakları, midesinde* müthiş bir sür'atle eritiyor ve sapını. sanıanını, çöpünü atarak, cinslerine güre ayırdığı buğdayları, rahatça çuvallara dolduruyor. Gördüğünüz harman yerinde, üç yüz elli ton buğday var! diyorlar. Halkalı Ziraat Mektebüıden gönderilen şu bir tek makine, günde yedi saat çalışmak suretile günde sekiz ton buğdayın altından girip üstünden çıkıyormuş! Ve ilâve ediyorlar: Ajr.erikanın en bü Sekiz ton buğdayı harman edip kılçığını, sapuu, samanmı, tanesini ayır yük ılim müessesemak için en az bir hafta isterdi!.. Hem lerinden birisi cian de bütün köy, dişisiie, erkeğile, har Massachusetts İnstiman başında toplanmak şartile bu iş tude o£ Technolo başarılabilirdi. Simdi biri motörün, öte gy'nin reisi doktor "~~™"™"~"" ki çuvalların yanında iki adam kâfi! Karl. T. Campton medeniyetin itilâsı Eonra bunun bütün masrafı nedir bilir insanlığın refah ve huzuru, harblerle misiniz? Kilo başına otuz para!.. Ma kazanılacak yeni ülkelerle temin edilekinenin kirası filân sanmayın. Harca miyeceğini, bilâkis lâboratuarların menan mazutun bedeli!.. saisi sayesinde kabili temin olduğunu O sırada. elinde kalem, kâğıd, tartı iddia etmektedir. cBugünkü kimya ilmi lan çuvalları hesablamakla meşgul bir ve ona istinad eden kimya sanayii hezat yanımıza geldi. Ben ilkin köyün nüz çocukluk devresini yaşamaktadır. muhtan sanmışüm. Sormağa hacet kal önüır.üzde hududsuz vüs'atler serilmiş nıadan kendisini tanıttı: beklemektedir. Yeter ki bu vüs'atleri Mahmudbey mektebi başöğretmeni keşfedelim. Beşeriyetin istifadesine arzedeiün. Dünya yüzünde esir ve efendi Talib Yarkutay! Ahmed Kınık; Bakırköy kaymakam siyasetinin mevcudiyeüne ve idamesine lığı zamanında da gene ayni mektebde lüzum yoktur. Arzımız hepimlzi kendi öğretmen olan bu genci. etrafmdakilere: âleminin serbest, müreffeh, mes'ud bir Köylünün gözbebeği gibi sevdiği efendisi olarak yaşatacak kadar geniş sdamdır! diye tavsiye etti, yaz gelince ve zengindir. Yeni ülkeler toplarm, günlerinin çoğu, harman başında ge tankiarın, mitrslyözlerin tahribkâr güçer. En büyük zevki, köylüye makine rültülerinden değil, lâboratuarların sesnin faydasmı. böyle amelî şekilde biz siz, fakat ihya edici mesaisinden doğacaktır» demektedir. zat izah etmektir. Kıyafetçe köylüden ayırd edilmiyen Doktor Campton ayni zamanda Amebu başöğretmene daha dikkatii bakınrıka millî fabrikatorlar cemiyetinin fenca, siması adeta bana yabancı gelmenî ır.üşaviıler lıeyetüıin de reisidir. meğe başladı. Nerede gördüğümü dü1940 senesinde Amerikanın en yüksek şünürken hatırlar gibi oldum: Ben bu standardını temsil eden fabrikalardan zstı. başka başka isimler altmda «Re188 ini ziyaret etmiş ve mesailerini yaçad Nurl> nin romanlarında tammıştım. kından tetkik etmiştir. Bu 188 fabrikaO da onlar gibi, kendini köye veren dan ancak on tanesi senellk kazanclanideal zengini mütevazı muallim tiplen u yüzde 10 unu yeni keşifler uğrunda rinden biriydi. laboratuar mesaisine tahsis etmektedir Nasıl, bari köylü makineye alıştı ler. Diğerleri ise ancak kazanclarınm mı? diye sordum. yüzde birini, hatta yüzde birinden de Ekmek fiatlarına zam yapılacak mı? Toprak Ofisi piyasaya verdigl randımanlı saf buğday unu fiatlarına çuval başına 85 kuruş kadar bir zam yapmış olduğundan ekmeklere de bir miktar zam icrası zaruri görülmektedir. Bu zammın 30 para kadar olacağı zannedilmektedir. Zam teklifi bugün Daiml Encümene verilecek, kabul edildiği takdirde yarın sabahtan itibaren tatbikına geçilecektir. Kısa Tetkikler A MERİKAD A Yalnız fabrikalar, yeni keşifler için laboratuar tecrübelerine 1 milyar dolar tahsis ediyorlar Yazan: Nezahet Nureddin Ege değil mi? Posta işlerinde ihmale meydan vermemeli! Ayancıkta Bedri Ongun, Zonguldakta Eti Palas otelinde hasta olan babasma verilmek üzere telgraf havalesile 12/6/941 tarihinde 443 mersule numarasile 28 lira gönderiyor. Bu para, aradan on sekiz gün geçtiği halde gönderilen adamın eline vâsıl olamıyor. **» Karacabeyde Hara marangoz ustası Bedri Kuşçuofluna Samsundan telgrafla 5/7941 tarihinde 2268 numaralı makbuzla 28 lira gönderiliyor. Aradan 19 gün geçtiği halde Bedri Kuşçuoğlu bu parayı alamıyor. Bozüyükte doktor Hasan Ulutaş, Konyada bulunan ailesine gönderdiği mektublann, oturdukları mahalle. şehrin merkezine biraz uzak olduğu için muntazaman yedleıine vâsıl olamadıklarını, postaneye yakın oturan dostları vasıtasile gönderilen mektubların ise pekâlâ adreslerine vardıklarım bildiriyor. *** Bu vaziyetposta işlerinde bazı memurlarm ihmal ve lâkaydiyi kenlerine şiar edindiklerini gösteriyor. Halbuki. vatandaşın husus! ve umumî hayatı. memleketin malî, iktısadl ve içtimaî durumu noktasmdan bu küçük ihmaller. büyük zararlar do&urabilir. Binaenaleyh, alâkadar makamlar, işleri intizamsızlıktan kurtarmak için icab eden tedbirleri ittihaz etmelidirler, diyoruz, aşağısım ayırabilmektedir. Doktor Campton Amerika milli fabrikatorlar cemiyetinin azaları olan bütün fabrikalara hitaben neşrettiği bir beyannamede Birieşik Ameıika hükumeti dahilindeki bütün fabrikaların kazanclarınm asgarî yüzde 2 süıi labcratuar mesaisine tahsis etmelerini büyük bir hararetle tavsiye etmiştir. Bu sayede senevî bir milyar olarak fazla bir varidat ilim adamlarmın emirlerine konulmuş olacak ve bu muazzam malî iınkânlara ziraatte, senayide. ziraî nitihsuller sanayiinde, ormancılıkta, madenrilikte, elektrik ve makine âleminde yepyeni ufuklar açılacak, beşeriyetin maddî refah seviyesi fevkalâde yükselecektlr. Doktor CamDton diyor ki: cBugünkü beşeriyet sırf bu labroatuar tecrübelerinm yapılamamasından dolayı kimbilir ne büyük nimetlerden mahrum yaşamoktadır. Eğer laboratuarlarımız bize yeni yeni keşiflerle yeni yeni iş sahaları açarlarsa milyonlarca ameleye, binlerce yüksek ilim tdamına, mütehassıs ustabaşına iş holkedecek memleket dahilinde hatta bütün cihan piyasasında paranın büyük bir sür'atle devrini temin edecek, hayat standardı yükselecek. Sıhhi, içtinıaî, teıbiyevî bir çok yeniükıenn cîoğumu hayatın bir çok felâketlerini ve ıstırablarmı tahfif edecek insanlara daha mes'ud yaşamak yolunu gösterecektir.» Tabiî doktor Campton bütün keşiflerden beşeriyetin istifadesi için âlimlerin üç büyük kuvvetin tahtı tesirinde zekâ, irade ve bilhassa yüksek ahlâk ve vicdsnî hissi mes'uliyetle laboratuarlannda çEÎışmaları lâzım geldiğine kanidir. Hayatta gaye fennin terakkisi değil, fakat fennin ins?nîara refah ve huzur temm edebilecek bir tarzda terakkisidir. Insanlsr makine için değil, fakat makineler insaniar için çalışmalıdırlar, kanaatindedir. Amerika ilim ileminin en salâhiyettar bir siması olo.n doktor Campton böyle bir teklifle bütün fabrikatorları ilim ci Ankara Valisi şehrimizde Fransa müstemleke imparatorluğunu işgal tarihlerile gösterir harita Ankara Valisi Nevzad Tandoğan dün Fransız ordusv, geçen yaz o derece büemeyiz; fakat Suriyeyi tamamile ve Garibdir ki, Fransa, şimdiki müstemlesabahki Ankara ekspreslle şehrimize kaybetmesine Uelerinin baslıcalarını 1870: 71 Alman gclmiştir. Mumaileyh Heybeliadada bir scri ve kat'î bir hezimete uğramıştı ki Ilindiçiniyi yarıyarıya nibayct Fransa hasma teslim olmuş ve rağm^n o hâlâ Lu fikirdedir; yani mü Fransız harbinde mağlub olduktan sonmüddet istirahat edecektir. mülareke içtemişti. O zaman Fransanın lareke şarlları haricinde Almanya ile ra elde etmiştir. ve ıiaha doğnısu Fransanın başında bariz surette faal askeri ve siyasî işbirGerçi o, 400 yıl evvel Lorenz nehri bulunan Maıcşal Petenle arkadaşlannın liği yapnıak istememektedir. Çünkü üzerinde ilk Kanada müstemlckesini bu lıareket tarzı prensip itibarile, müt böyle bir karar aldığı gün artık galib kurmuştu. Fakat Amerikada ilk k u r . tefiklerce ırakbul görülmiyerek çiddetle devlelin avctı içine girmekten ürkmekduğu ne bu büyük müsemlekeden ve Üniversite ikmal imtihanlan tenkid edildi. Kolanda, nihayete kadar tedir. Mareşaî Peten'in Vişi Fransasma ne de Hind Okyanusundakilerden buÜnlversite talebelerinin 20 ağustosta dövüşerek Kraliçe ile birlikte hiikumet muayyen ve barîz bir siyasi ve askerî gün bir hatıradan başka bir şey kalma askeri kamplanna başlanacağını yazerkânı ve Iiderler, harbe devam için istika'net vermeklen fazla çekinmesinvî mıştır. Fransız Hindistanından elinde mıştık. Kamplar 10 eylulde biteceğlnİng'ilteteye kaçmışlardı. Belçika Kralı, bir saikı, zannclunduğundan çok da lıenüz ancak 500 km. murabbaile 280,000 den, ayın 15 inde başlaması düşünülen bu «arzda bir lıareketin memleket ve ha nzun sürecek olan harbin neticesinin niifus kalmıştır. imtihanlar için talebeye vakit kalmamılleıe faydalı olmıyacagı telâkkisile şiindiden kpstinlmesine imkân görmemaktadır. Üniversite Rektörlügü, bu Fransızlann ikinci müstemleke hamAlmanlara «ırdusile birlikte teslim oldu mesidir. vaziyeti gözönünde tutarak imtihanlesi 1830 da Cezayire hücumla başlar. ve fakat B"lı,ika hükumet erkânı ve liHalbuki Laval ve Parlan pini. Fran Tunumn zapdna 1883 te başlandı. 1893 te ların normal zamana talikı İçin Maarif derlcr, gene barbc devam etmek için, sanın Almanva ile işbiHiği yapmasının Fransızlar, Timbuktu'ya garbdan ya. Vekâleti nezdinde teşebbüste bulun İngiltereye gitmişlerdi. memlekete daha faydalı olacağı fikrin naşmağa muvaffak olduklar. Mauritan muştur. Kat'i karar bir kaç güne kadar Beloika Kralı gibi, Fransayı da resmen de huhınanlar. her şeyden evvel Fran yn, Avorio sahili. Dahome ve Sudanm büdirilecektir. testiın edenler şiddetl* dile geldiler. sız İmparatorluğunun ancak bu sayede büyük kısmı müteakıben sıra ile ilhak Bir hırsız kumpanyasî Onlara haın bile denildi. İngiliz hüku tamamiyet ve mevcudiyetini muhafaza olundular. Bununla Büyük Trans AfHllml ve Hüdaverdi adında iki gencmeti o zaman Fransaya İngiltere ile bir edebileceğine kanidirler. Onlar, Suriye rikaya köprü kurulmuştu. Diğer bir hanında yeni ülkele Yusuf adında bir çocuk bir müdleşmeği teklif etmişti. Fakat Vişi hüku ile Hindiçininin ancak Fransanın bugün köprü de şimalî Afrikadan sahra üzeler keşfine ve fethine dettenberi müştereken şehrin muhtelil meli, bu teklile kulak asmadı. yalnız haşına âciz ve zebun bir vazi rinden Sencçai'a yani Fransız altın sadavet ederken aysemtlerinde 22 hırsızlık yapmışlardır. Bundan sonra, Fransız deniz kuvvet yette kalmasından dolajn tamamile ve hiline uzanmışü. 1862 ve 1893 te Fran Kilid kırmak, anahtar uydurmak ve ni günkü Amerikan lerinin Alroan'arın eline geçmemesi İnvahud yarı yarıya gitmiş olduklanm sa Hindiçiniyi zapSemisi. Sevkulccyş pencereden giwnek suretile Fatih, Teşgazeteleri de iş âleminde kazanılan as giltere için birinci derecede ehemmiyetli ileri süriiyorlar. Almanya da bittabi bu ve iktısad cihetile ehemmiyetli olan vikiye, Alemdar, Beyazıd, Unkapanı, tronoır.ik serveüerin devlet bütçesine bir mesele oîmuş, ve buna mâni olmak tez; lîpstekliyor. Hatta Rusya seferini Madaş;askar 1896 da bir Fransız kolo ve Kasımpaşada 22 ev ve dükkân soyan nekadar büyük vergiler vermekte oldu için Almanya ile harbe devam etmeği muvaffakiyetle bitirdikten sonra onun ııisi oldu. 1898 de Faşoda mağhıbiycü bıa üç gene hırsız, nihayet Lângada bir istiycn Fransuiarı etrafma toplayan Ge Visiyi tazyik etîcrek Fransanın kendi neticesinde Fransızlar Nil boyunca iler eve girmeğe teşebbüs ederlerken yağunu tebarüz ettirmektedir. neral de Gaulk'ün, hür Fransızlar hü sile jsbirlİKİni behemehal temin etmek lemek teşebbüsünden vazgeçtikten son. kayı ele vermişlerdir. Amerikads hususî eşhasın kazanc ver kumenni desiekleyip teşvik etmekle istemesi mıimkündür. ra Fasın zaptı için kuvvetlerini teksif Dün, Adliyeye getirilen gene hirsızgileti 1940 senesi haziran ayına kadar beraher Fransız donanmasını, demirli Bİ7. Maıeşal Peten'in ne derecelere ettiler. Fas muharebeleri 1907 den 1934 e !ar, birinci sulh cezada yapılan sorgu079 104,659 dolar ve büyük corporation bulunduğu Ce?ayir limanı Oran"da bas kadar haklı veya haksız oldusunun mükadar devam ettikten başka 13 milyar yu müteakıb tevkif edilmişlerdir. ların tediye ettiHeri kazanc vergileri ise fırmıştı. Ondun sonra de Gaulle'cüler, nakaşasını bu yazıda yanmak fikrinde frank masrafı mucib olmuştu. (1.124,551.960) dclardır. İnpiliz doııanmasının himayesinde ola hulunmadık. Buna mi'kabil okuyııcula. Geçen Büyük Harbde müstemlekeler Karlman mağazasınm umum Şurasına dikkat edilmelidir ki yalnız rak batı Afrikanın cenubî Amerikaya ra şimdilik Fransız İmparatorluğunun den Fransaya yardımcı kol olarak müdürü tevkif edildi laboratuar mesaisine senevî bir milyar en yakın Fransız limanı Dakar'a bir bir haritasile beraber buna dair biraz 1.918.000 yerli gelmişir ki, bunlann Asliye ikinci cezada yüksek fiatla baskın teşobbiisünde bulundularsa da, malumat vprmek istiyonız. Çünkü mıdolariık bir tahsisat ayırrnağı teklif eden 680.000 i asker sıfatile cepheye gitmişti ba\oıl satışı suçundan Karlman mağaorad3 ciddî lıir mukabeleyc tesadüf ralarının yakın veya U7ak bir istikhalbu cemiyetin her ferdi Avrupa ve AsyaBu sebeble müstemlekelerin kıymeti zası aleyhine açılan davaya bakılmışcdcrek geri dönmüşlerdi. de. türlü bahanelerle basVa'annm tanıa ıstırab ve facialarla dolup taşan muharbden sonra Fransızlann gözünde tır. Suçlu mevkiinde Karlmanm umum sallut ve taarru7İarma hedef teşkil etİşte o günlerdenberi Fransız müstembilhassa büyümüştü. Nitekinı Alman müdür ve mümessill Santiago Bufon, hirterinden çıkıp gelmiş, kendi kanadlaropleri mümkiindür. nıüstemlekelerinin taksiminde Kamerun rının kuv\*etini tecrübe için yeni ufuk lekelerine bir çoklarının göz koydukFransız müstemleke imparatorluğu ile Togo. bir kısmının olduğu eibi Sıı çanta ve bavul kısmı şefi Kostantin lara uçmuş ins&nlann evlâdlarıdır, to larmı gördük. Meselâ İtalyanın zaten Nikoliç ve Anzavor pasajında çantacı dünya yüziinün on birde biri ve Afrirunlarıdır. Fevkalbeşer mahluklar de ooktanberi runusta ve İspanyanın Fasta kanın üçte hirden biraz fa/Iası kadar riyenin de mandası Fransaya düsmüştü. İstemat Çaki bulunuyordu. İşte bucrün bir çok devletlerin göz ğillerdir. Binaenaleyh onlarm bu refah davilan olduğunu biliriz. Almanlann dır. Buralarda yaşayan yerlilerin sayısı Karlman, perakende satış yapan çan ve medeniyet seviyesi diğer insaniar şimalî Afrika Fransız sahillerinde üsler 60 milyondan ziyadedir. Bu sebeble kpydugu Fransız müstemlekeleri umu tacı İstemattan bavul alarak perakende fiatına ^30 nispetinde bir kâr ilâiçin sadeca efssnevî bir hayal değil, istediklerinı ve hatta bunun için Vişi'yi Fransa. dünyanın ikinci derecede b ü . miyetle bunlardır. ve etmek suretile satış yapmışlar ve bu fakat her muhiıte tamamen hakikat ha tazyik bile et(iklerini nekadar çok defa yük müstemleke imparatorluğu sayılır. H. E. ERKlLET duydnk. E\velâ Laval ve sonra da Amisuretle kâr nispeti "S60 ı bulmuştur. line inkılâb edcbilecek bir hayat tecrüral Darlan Parisle Vişi arasında nekadar Maznunlar, İstematın perakendecl besıdir. Amerikan terbiye ve mesai sisgidip geldiler1.'! Ve bu gidiş gelişler ne İzmir fuarına gidecekler için olduğunu bilmediklerini İddia etmişBeylerbeyinde bir ahçı temlerile çalışrr.ağa azmeden her muhiti kadar fazla ve tıirlü tefsir ve tahminlere lerse de, mahkeme bu iddiayı gayriiçtimaide ayni mahsulü aimak kabildir, tenzilâtlı tarife boğuldu meydan vernvşlerdi?!. Fakat Mareşal varld görmüş ve maznunlarm tevkiflkanaatindeyim. 12 ağustostan itibaren İzmir fuanBeylerbeyi caddesinde 29 nunıaralı ne karar vererek celseyi başka bir güPeten oynak bir adam değildir. O, Fransanın müthiş inhizamı anında, üzerine na gidecek yolcular için tenzilâtlı va evde ahçılık yapan Mehmed, dün Bey ne talik etmiştir. başlıyacaktır. Tenzilât lerbeyi caddesinde tieniz kenarına tarihte hemen lıiç bir adamın kolay ko pur seferleri Lise ve orta mekteblere !ay > üklenemediğî derecede ağır bir miktarı yük ve yolcu biletlerinde yüzde tesadüf eden arsada denize girmişnr eDidir. Tenzilâtlı biletler, fuar kapan Hiç yüzme bilmiyen Mehmed, tedarik mes uliyet almışlır. alınacak meccanî talebe dıktan on gün sonraya kadar muteber ettiği ipin bir ucunu arsadaki ağaca Mareşaî Peten diyor ki: Ben galib Lise ve orta mekteblere alınacak hasımla askerte ve namuslu bir adam olacaktır. ve bir ucunu da beline bağlıyarak deNüshası 5 knruştnr. meccani leylî talebelerin kayıdlan 20 sıfaiile bir mülaıeke imza ettim. Çünkü Fuar için ayrıca llâve seferleri de nize atlamıştır. Fakat bir aralık ipin Türkiye Harîc kopması neticesinde Mehmed, kendini ağustosta sona erecektir. Bu sene im mağlub olar Fransanın menfaatine bunu yapılacaktır. icin icin çok şiddetli aiınüdan kurtaramıyarak tihanlar, yalnız türkçe edebiyat ve en uygui buidnm. Mütareke anlaşması1400 Kr. 2700 Kr. İlk mektebler ne vakit Senelik suların arasında kaybolmuş ve yapımatematik derslerinden olacaktır. nın aışında kombinezonlara giremem. 750 > 1450 > Altı ayhk lan bütün araştarmalara rağmen buluTürkçe edebiyat imtihanı 2, matema Çünkü gal'b A'manya ile mağlub Franaçılacak? 400 > 800 > Üç avlık namamıştır. tik imtiham da 3 eylülde yapılacaktır. sa arasındaki münasebetleri tanzim eden Maarif Vekâleti, ilk mekteblerin maBir ayhk 150 > Yoktur. Maarif Vekâleti, imtihan yerlerini tes bu yegân; vesikayı elimle bozduğum hallî şartlara göre faaliyet tarihlerinin Bir kaza pit ederek alâkadarlara büdinniştir. gün artık momleketimin mukaddes tespitini vilâyetlere bırakmıştır. tstanra* Kuruçeşmede Eti Bank deposunda Haricrien ilk mekteb bitirmeye gi menfaatlerini korumak için dayan»ra bul ilk tedrisat meclisi, önümüzdeki amele Yakub, küçük kömür deko^ini receklerin imtihanlan, 27 ağustosta İs ğım lıîçbir destek kalmaz.» Bu harbin hafta perşembe günü toplanarak vilâ yürütürken ayagı ray demirine takıla Gazetemize eönderilen evrak ve vazılar tanbul birinci ük mektebde yapıla sonlarına kadnr tecelli edecek hâdisele yet ilk mekteblertnin açılış taröıini rak düşmüş, başından ağır surette ya nesredilsin edihnesin iade edilmez ve rin Maresala hak verip vermiyeceğini kararlaştıracaktır. caktır. ralanmıştır. zivaından tnes'uliyet kabul olunmaz. CUMHURÎYET Abone şeraili Do?ru desil mi? Haberiniz var mı? Neden? Avukat Müzdad Bey oyr.atmış... Deme Allah aşkına... Vah zavalh vah... Halbuki görünüşte hiç de öyle bir adamba benzemezdi. Sözleri makul, hareketleri ölçülü bir insandı Ey. Bu zamanda hiç belli olmu den mahkemeye koşup duruyor, katil yor. Zaten, akıllıhkla oynaklık arasın davası demiyor, ceza dava?ı demıyor, da keskin bir bıçağm ağzı kadar me hukuk davası demiyor,. hepsini alıyordu. safe vardır, demezler mi, Müzdad Bey Peki, bütün bu davaları şimdi kim de deruhde ettiği mühim cir davanm takib edecek? Baro arkadaşları aralarında taksim kaybolduğunu görünce sandalyesinden bir iki defa hızlı hızlı kaVkıp otuımuş, etmişler... yüzü kıpkırmızı olmuş, gözleri bir ta Ne ise, hem onun hastane parası rafa kajTnış, hakimlere sövüp saymıya çıkmış olur, hem de müşterilerin işi başlamış. Bu hali önce bir hiddeti, şid aksamaz!. det eseri zannederek zabıt tutmıya kalkışmışlar. Fakat adlî tıbba ssvkolunun c a Aziz dostum dava vekili Şecaaddinle mesele anlaşılmış. aramızda cereyan eden bu mükâleme Sonre?. beni çok müteessir etmişti Çünkü Müz Sonrası, akıl hastanesine götüriip dad Beyi yakından tanırdım. Dürüst, kapatmışlar. nazik, kibar, şu sıralarda ernsaline naJir Acaba, tekrar iyi olur mu? Dok tesadüf olunur derecede vefakâr arkatorlar ne diyorlar? daşlardandı. Günlerce uğramış olduğu Asabî hastalıklar hakkında doktor felâketle kalbim sızladı, ruhum kaynalar ne diyebilirler? Beklemekten başka dı. Sonra her faninin tek teselli kaynaği çare göremiyorlar. Bir müddet sonra olan «unutmak» benim mevcudiyetıme ya açıhr. yahud da büsbütün şuursuz de uyuşturucu sularını serpti. Müzdad luğun derinliğine saplanır, kalır. Beyin ismi artık hiç bir mecliste anıl Biçareye çok acıdım doğrusu. maz oldu. Ama, bu işte biraz da kendi kabaAradan bir sene kadar geçmişti. Adhatli galiba. Çünkü son zamanlarda liye koridorlarmda, Müzdad Beyin taMüzdad Beye müthiş bir para hırsı gel mamile iyileştiği hakkında bir şayia mişti Geceleri sabahlara kaJar dosya duydum. İki hafta sonra da hastaneden tetkik ediyor, gündüzleri de mahkeme çıktığmı öğrendim. f = KUçUk hikâye Çıldıran avukat Nuri Refik Arkadaşlan, Müzdad Beyin vaziyetini yankesiciliginden, otel hırsızlığmdan, biraz sertçe ve merhametsizce tenkid zabıtaya hakaretten, küfüiden, dayakediyorlardı. tan, yaralamadan yüzlerce defa mahO sözlerden ekserisi kulağma kadar kemeye düşmüş, vekâletini alması için gitmiş olduğu halde Müzdad Bey kat kaç kere yalvarmış yakarmıştı. Hâdisenin çapraşıklığını, kabahatliyi iyyen aldırmadı. Eskisi gibi muntazaMüzdad Bey onun avukatı olmayı kaman yazıhanesine devama başladı. Bir bul etmek şöyle dursun yazıhanesine sık kurtarmanın müşkülâtını düşünmeden, hafta, iki hafta... Bir ay, iki ay... Ka sık gelmesini bile istemezdi Çünkü ha hele para meselesi hiç bahis mevzuu pısını tek müşteri tıkırdatmadı. Ara kikaten ismile müsemma çok kalleş. su olmadan: Receb Efendi, dedi, mükemmel bir sıra duvardaki aynanın karşısına geçip lı^ yapışkan, arsız, terbiyesiz, külhandava. Senin de benim de bu işten şeref gülümsüyor: beyinin bmydi. ve haysiyetle sıyrılıp çıkacağımız mu Eh, diyordu, insan bir kere düşMüzdad Bey adamın o hallerini hamiyegörsün. Millet de mazur. Hakkının tırlamak bile istemiyerek rüler yüzle: hakkak!. Kalleş Receb birden sırıttı. İri birer müdafaasmı benim gibi bir deliye tevdi O, buyurun Receb Efendi! siyah boncuk gibi parlayan gözlenne edemez ya!. Diye ayağa kalktı. Çünkü 'löyle bü baştan başa istihfaf ve istihza dolduFakat buna rağmen gündt sekiz saat kepaze de olsa gene bir müşteriye mut rarak avukatı baştan aşağıya kadar süzo boş kabineyi beklemekten usanmı lak ihtiyacı vardı. Receb her zamanki dü ve küstahça mırıldandı: yordu. Nihayet bir öğle zamanı merdı lâübali tavrile: Müzdad Bey, yirmi avukat gezdim, venlerde uzaktan bir hafif ayak iesJ Müzdad Bey, dedi, çok vakit var hiç biri bu işe mükemmel bir dava! işitti ki görüşemedik. demediler Sekiz ay mahkumiyetle kur Acaba hayalâta mı kspılıyorum? Sahi. Teşerrüf etmiyeli epeyce tanrsak ne mutlu! diye fikir beyan etDiye bir müddet tereddüd etti. Hayır zaman oldu tiler. Anlaşılan henüz tam akıllanmahulya değil bu. aynile vakidi. Çünkü Eh, dağ dağa kavuşmaz ama, in mışsm. Senin gibisine dava filân em« kapıya iki darbe vuruldu. Müzdad Bey san insana kavuşur. niyet olunmaz, Allaha ısmarladık. gür ve hâkim bir sesle haykırdı: Receb ne demek istiyordu. Tımarha*** Giriniz! neye girip çıkmış olmasına mı ima et Tek başına iskemlesinin üstüne bıtBaktı, meşhur Kalleş Receb. Onu yir mek arzu?unda idi. kin ve harab yığılıp kalan Müzdad Bey. mi senedir çok iyi tanırdı: ZarfçıhkNe ise, Receb lâkırdıyı döndürüp do iyileşerek tımarhaneden ç.kmış buluntan, dızdızcılıktan, tramvay, vapur, tren laştırıp işlediği yeni bir dolandırıcılık duğuna ilk defa yandı ve db'vündü. vak'asma intikal ettirdi. O anlattıkça Müzdad Beyin gözleri büyüyor, içi kabarıyor, ruhu soşuyordu Kendisini, tekrar hakimler huzurunda, arkası kalabalık bir dinleyici kütlesile dolu, ellerıni sallıyarak, sesini yükselterek velevki Kalleş Receb gibi biri de olsa mahkeme kapısma düşmüş bir suçluyu kahramanca müdafaa eder vaziyette göruyordu. Ah bu, onun için ne büyük saadet olacaktı. "