Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURIYET Sehir ^ Zeki ye tabiat haberleri vergisi cocuklar 16 tnilyonluk Sevkulceyş doktrini TERBİYE BAHİSLERİ 27 Ağustos 1941 r Kızılorduya aid tetklkler; 2 NALÎNA IHEM MIHINA Üç yaşına basarken u harb, bir Avrupa harbi olarak başlamıştı; önce Almanya ile Lehistan harbe tutuştular; arkasından İngiltere ile Fransa, Almanyaya harb ilân ettiler. İki buçuk hafta sonra, Sovyetlerin Kızılordusu, barb ilânına dahi lüzum görmeden Lehistan topraklarma daldı. İngiltere ile Fransa, duymamazlığa, görmemezliğo gelerek Sovyet Eusyaya harb ilân etınediler. Böylece garib bir vaziyet hasıl oldu. İki demokrasi, Lehistana tecavüz ettiği için Almanyaya harb ilân ettikleri halde, bu tecavüzün ortağı Sovjetler Birliğine sade lâf salvolarile hücum ettiler. Sonra, harb aldatıcı bir çehre takındı; Polonya ortadan kalktığı için, yalnız Almanya ile İngiltere ve Fransa arasında kalacakmış gibi göründü. Fakat çok geçmeden Sovyetler Finlandiyaya taarruz ettiler; o zaman, 180 milyonluk Kusya, 3 buçuk milyouîuk emperyalist, beyaz Finlere karşı kendini müdafaa etmek için harbe girdiğini söylemişti. Bu harb, az kalsın İngiltere ile Fransayı da Sovyetlerle harbe sokacaktı. Müttefikleri Lehistana vaki oian Kus taarruzunu soğukkanlılıkla karşüayan bu iki devlet, Sovyet Rusyanın müttefikleri dahi olmıyan Finlandiyaya tecaviizü karşısında, her nedense, fena halde siııirlenmişlerdL O zaman, Sovyetlerle alelâcele sulh yapan Finlerin, bugünkü vaziyete göre, İngiltere ile Sovyetler Birliğine ne büyük bir hizmette bulunmuş oldukları ancak şimdi anlaşılıyor. 1940 ilkbaharında Fin Rus sulhu imzalandıktan pek az sonra, üç devlet daha harbe girdi: N'orveç, Holanda, Belçika. Bir devlet de harbe girmeden işgal altına alındı: Danimarka. Ayni senenin haziranında, Fransa yıkıhr ve mütareke istemeğe hazırlanırken harb birhayli genişledi; çünkü ucuz zafer hülyasile İtalya da İngiltere ve Fransa ile tutuşru. Böylece harb, Akdenize, şimalî Afrikaya, Kızıldenize ve şarki Afrikaya, Hind Okyanusuna kadar yayüdı. Her dof an çocuğun Halk arasında mevhayatını kazamp cud diğer yanlış Yazan: sahasında muvaffak biı zihniyet de zeki olabilmesi için bir çccukların zamanla Sovyet askerî muharrirleri, bugün takım kabilryet ve ve yorgunluk netiiçinde bulundukları h=rbi, dün, nasıl kudretlerle mücehcesinde dlğer çogörüyorlardı? Onlar, bu harbin son dehez olması şartur. Bu kabiliyet ve kud | cuklardan geri kaldıklan ve randımanHulâsa, derinliğine sevkulceyşî tertibrece sert ve şiddetli olacağım ve kat'i reüerin en gereklisi ve önemlisi zekâ | ları azaldığıdır. Ağır bir hastalık geImrne şu dört kademeden mürekkeb neticeler alınıncaya kadar mutlaka dedır. Zekânın azlığı veya çokluğu çocu çirmemiş, annesinin, babasmın, muhitin olacaktır: vam edeceğini düşünüyorlardı. ğun çok, orta veya ortadan aşağı zeki ihtimamından ve müzaharetinden mahBirinci kademe: Hava kuvvetleri, moKızılorduda hâkim olan sevkulceyş clduğunu gösterir. rum edilmemiş yüksek bir zekâ ve İsİstanbul Belediyesinin 16 milyon litörlü birîikler ve bilhassa bindirilmiş nazariye ve prensiplerini ve bunlar etZekâ, zihnin bir tek vasfı değil, bel tidad daima bol bol verimli olur. Oyun rahk bir alacağmı tahsil için Ankara süvari. ki muhtelif kabiliyetlerin bir muhas arkadaşlarile geçinemiyen, mektebde avukatlarından Hâmid Şevket İnce ve rafmdakı düşünceleri anlamak için, İkinci kademe: İlk çarpışmaj'i yapacak genc neslm askerî muharrirlerinden İssalasıdır. Halk arasıııda her şeyi çabuk yaramazlık eden, evde annesine baba İstanbul avukatlarından Suad Tahsin olan piyade grupları. serson'un • Sevkulceyş san'atmm tekâanlayana, sualleri cevabsız bırakmıya sma karşı biraz itaatsirlikte bulunan Türk tarafmdan bir ihbar yapıldıgını Üçüncü kademe: Esas hareketin bamülü» adlı eserini gözden geçirmek kâna, bilmeceleri halledene, bilir bil zeki çocuklardaki bu gayritabiîliklerin yazmıştık. şmda piyadeyi takib edecek olan motörfidir. mez her şeyo cevab verene, es sebebini kendüerinde değil, yakın muAvukat Suad Tahsin Türk, bu mesele lü birlik'.er, bindirilmiş süvari. Muharrire göre, tank!sr, motörlü birhakkında bize şu izahatı vermiştir: ki bir şeyi çabuk hatırlayana, her hangi hitinde aramak lâzımdır. Dördüncü ve sonuncu kademe: Geri« İstanbul Belediyesine büyük likler ve hava kuvvetleri gibi çok kudbir porblemi derhal halledene zeki deİlmî usullerle idare edilen bu gibi den getirilmiş olan sevkulceyş ihtiyatrür. İşin bu kadar basit ve sathî görül yüksek istidad'ı ve zekâlı çocukların mikyasta bir hizmet ifa edebilmek e retli muharebe silâhlarına sahib bululsrı. nan modern bir ordunun başkumandamelile Dahiliye Vekâletine ve İstanbul mesi neticesidir kl bazı pek sathî ve fi millete ve hattâ beşeriycte çok büyük Derinliğine tertiblenme, mücadelenin kir kabiliyetinin eksikliği neticesi ol hizmetleri dokunur. Kötü idare ve ter Belediyesi riyasetine ihbarda buluna nı, derinliğine bir meydan muharebesl geçen harbde olduğu gibi, mevzi harbi vermek ve gayet kısa bir zaman içinde cağımızı bildirdik. Tahakkuk edece dukça zayıf kimseleri zeki sandığımız o biye neticesi ise bu gibilerin arasmdan haline girmesi tehlikesini önleyecektir. lur. Diğer taraftan, her türlü zihnî ka büyük madrabozlarm, cemiyetleri ve ğine kuvvetle kanl olduğumuz ihbar düşman cephesini seri ve tam bir surette yarmak imkânlarma maliktir. Bu Filvaki Büyük Harbde, malzeme yoklumevzuları külliyetli bir miktara, milbiliyetleri mükemmel olan, fakat dur milletleri soyacak ve hattâ felâketlere imkânlar neticesi olarak, zamanımız sev ğu yüzünden ordular, hareketsiz kalmışğunlukları, mahcub halleri ve belki de süriikleyecek kadar büyük canilerin yonlara baliğ olmaktadır. Bu servetin kulceyşinin derinliğine inkişaf etmesi lar, toprağa gömülmüşler ve müstahkem ehemmiyeti meydandadır. Belediye reterbiye icabı, dimağları fevkalâde işle yctiştiği malurr.dur. âzımdır. Böyle azimkâr ve kat'î bir ha cepheleri yarmak kabiliyetinden mahmekle beraber hallerinda biraz ağırlık Çoç zeki bir çocuk nasıl ki ana baba isi Dr. Lutfi Kırdar fevkalâde bir hasreket, sayı ve teknik bakımmdan üs rum olduklarını göstermişlerdi. sasiyetle mevzua derin bir alâka gösclan ban çocukJar, bize zekâsız hissini ihtimamına muhtacsa, mektebden, milDerinliğine taarruzun inkişafı şöyle tünlük teminini, kıt'aiarın İyi yetiştiverir, tesirini yapabilir. Bu telâkkiler ve letten de ayni ve belki de daha fazla termiş ve ilgili mercilere gereken dirilmiş ve bilhassa geri hizmetierinin iyi olur: Muharebe tayyareleri ve sür'atli rektifleri vermiştir. yanılmalar, işi basit düşünüşümüzden İhtimama muhtacdır. Sağlığm, iyi aile tanklar, düşman müdafaasmı yararlar, Belediye Daiml Encümeni benden lâ tenzim edilmiş olmasını ister. ve öyle anladığıımzdan, zekânın bir çok ve mekteb terbiyesinin, iyi insanları taTaarruzun en kudretl unsurları, ke bu yarma, bir sevkulceyşî hezimete sezım gelen izahatı almıştır. Kanaatimce unsurlardan mürekkeb clduğunu bilme nımanın, jeninii muvaffakiyetine çok sif muharebe tayyare filolarile serl tank beb olabilir. Bu yarmayı yapmağa mediğimizden veya kavTayamadığımızdan yardımı olur. Zeki, kabiHyetli ve İsti keyfiyet bir kere de Şehir Meclisince lardır. Düşmanı ezmek i;in en kuvvetli mur edilen muharebe tayyareleri, motetkik edilecektir. Teklifin meclisce heilerj gelir. Zekâda, hafızanın, teselsül dadlı fakat, hâır.isiz bir çocuğun verimi vasıtalar bunlardır. Seri tanklar, büyük törlü birîikler ve bindirilmiş süvari, açımen bir karara bağlanması kuvvetle veya teaddî diye bildiğimiz faaliyetin, kurak bir toprağa düşüp de kendi özü melhuzdur. İhbarın mevzuu, Belediye birîikler halinde toplandıkları takdirde lan gedikten içeriye. mühim sevkulceydikkat kudretinin ve en nihayet muha ve kuvvetile canlanan, filiz verip narıin mektum kalan bir hakkının istir pek cevval oldukları kadar kudretli ateş şî hedefler üzerine sevkedilirler. Hasmm kemenin ayn ayrı hisleri vardır. dide bir çiçek açan, fakat muhitin gölvasıtalarıdır. Bu tank birlikleri, düşman büyük kısmmı tamamile ihataya ve böydadından ibarettir.» Zekâ, kendisini yalnız bir şekilde gesiz, susuz ve kireçli olmasından çok müdafaasının makineli tüfeklerini ça lece bu kuvvetlerin kat'î iır.hasını tegöstermez. O, bir muhassala olduğuna gfçmeden solan ve kuruyan cins bir tobucak ve muvaffakiyetle sustururlar ve mine çalışırlar. Fakat derinliğine tertibBenzin tasarrufu için böylece, hücuma kalkmış olan piyade lenmiş düşman kuvvetleri içine giren göre, ayrı ayn biçimlerde tecelli eder. humdan hasıl cian neb&ta benzer. motörlü birliklerle bindirilmiş süvariZekâsı yüksek çocuk düzğün büyür. Meselâ, zihni nispeten durgun sanılan Benzin tasarrufu için bazı resmî da ye yol açarlar. bir kimsenin, yeni vaziyetler karşısında İlk iki senede boyca süratle uzar. Bunu irelerde kullanılan kamyon ve kamyoMuvaffakiyeti temin için, ordu derin nin kuvvetli ve anudane bir mukaveen isabetli ükirler yürüttüğü çok va kovalayan dört sene içinde ayırd edil netlerin servisten çıkanlması veya fev liğine bir muharebe nizamı kabul etme metle karşılaşmaları çok muhtemeldir. miyecek derecede omuzlan ve bedenin kalâde mecburî işlerde çahştınlması lidir; çünkü böyle bir nizamla muha Meydan muharebesinin bu devresinde, kidir. daha başka yerleri inkişaf eder. 14 ve lüzumu alâkadarlara bildirilmiştir. rebeye girişmek, daha ilk temasta düş taarruz eden ordu, mevzi harbindekinKelebekler gibi bir çiçekten öbürüne 15 yaşlarında birden boy atar, ondan man cephesini yarmak imkânını temin den daha tazla cür'et, cesaret ve enerji uçan ve konan zekâlar vardır ki, bir iş sonra gene inkişaf etmeğe başlar. Altı etmekle kalmaz, ayni zamanda hasım göstermek mecburiyetindedir. Çünkü veya mesele üzerinde uzun uzadıya duyedi yaşıru bulmuş bir çocuğun beyni okuma ve bilğinin ve bilhassa zekânın bir sevkulceyşî mukabil taarruza teşeb mevzi harbinde, birîikler sağ ve sollarup muhakeme yürütemezler. Bu gibikavramak, büs ettiği takdirde, onu karşılamak İçin rındaki komşulardan yardım görürler ve büyüyeceği kadsr büyümüştür. Yivlerin yardımile bir çok şeyleri lerin hayatta ıruvaffakiyetleri ânzîdir. şekillenmesile zekâ tamamlanmış olur. anlamak ve yapmak devresi başlar. lüzumu olan kuvvet üstünlüğünü de ga yanlarım onlara istinad ettirirler ve getabii değildir. Muhakkaktır ki şunun rileri için de hiç bir endişeye düşmezBundan sonra hayattaki tecrübe, görğü, Malik EVRENOL ranti eder. veya bunun delâletile muvaffakiyet e ler. Halbuki taarruz eden ve düşmanın Başkumandan unutmamalıdır ki düş derinliğine tertiblenmiş kuv\retleri aramareleri gösterebilmişlerdir. İşittiklerini man ric'at ederken menedilmediği tak sma dalan ordunun vaziyeti hiç de böyle bir plâk veya papağan gibi tekrar e dirde birliklerini yeniden tanzim etmek değildir. denler de vardır. Bunlar, kabiliyetleriimkânma sahibdir. Bunu, kendi ikmal ne rağmen söj'lenen şeyi iyi anlamakve iaşe üslerine ve sevkulceyş İhtiyatDerinliğine sevkulceyş, çeşidli gayrettan ve kavramaktan âcizdirler. ları üstüne doğru çekilerek mukabil ta ler sarfjnı ve bunlann mütemadiyen arDemek ki zekâ kendlsinde toplanmış arruza geçmek fikrile yapacaktır. tırılmasını icab ettirdiği için yalnız birkudıet ve kabiliyetlerin bir çok vasıflaBu tehlikeyi atlatmak için, ilerlemek liklerin naklinde değil, yiyecek ve cennın muhassalasıdır. te bulunan ordunun derinliğine bir ni pane nakliyatmda da hususî bir dikkat Zeki, çok zeki çocukiann zekâlannı zam kabul etmesi ve kendisine düşmanı ve İtina ister. Derinliğine bir ileri haTbilgili ve makul vasıtalarla ve metodkat'î bir hezimete uğratmak imkânını reketi sevk ve idare san'atı, eski harblarla kamçılayarak onlarm bir an önce verecek olan ihtiyatlarını tam zama îerdeki taarruzların sevk ve idaresinden yetişmelerine yardım etmek gerektir. nında muharebeye yetişecek surette ha hayli farklı olmak lâzımdır. ClausewitzZekâsı yüksek çocuk yapacak ve yezırlaması ve tertiblemesi lâzımdır. Bu in «Bir defa meydan muharebesi başlatiştirecek ana babalarm her şeyden sebeble her derinliğine tertiblenme, sev dı mı sevkulceyş istirahat eder. nazariönce bedence sağlam ve muntazam bir kulceyş ihtiyatlarından mürekkeb bir yesi artık eskimiştir. Zamanımız harbletarzda inkişaf etmlş olmaları lâzımdır. kuvvet yığınağı yapılmasını icab etti rinde sevkulceyşî sevk ve idare ile taBedence zayıf ve ruhan sinirli kimserir. Bu ihtiyatlar, harekâtın ilk günün biyevî sevk ve idare, sıkı ve mütemalerin doğuracakîarı ve yetiştirecekleri den itibaren, taarruz ordusunun cephesi di bir temas halinde çalışmak mecburiçocukların zeki, hele çok zeki olmalave kanadlarj gerisine arası kesilmeksi yetindedirler. Bu beraber çalışma, murınî imkân yoktur. Bu tip insanlardan zin sevkedilmek üzere tahşid olunur. harebenin başîangıcmdan hedefe varıdoğacak çocukbr zeki o'salar bile, se «Sevkulceyş ihtiyatları. tabirine yalnız lmcaya kadar. harekâtın bütün imtidabatlı olmazlar ve tabiatile itimada şayan birîikler değil; ayni zamanda malzeme, dınca devam etmek gerektir. değildirler. Demek ki, sinirli, ruhları BirleşU Amerikanın harb hazırhk muharib milletleri harbi kaybetmemek cepane ve teknik vasıtalar da dahlidir. Derinliğine harekât, «müteaddid kaezik ve silik, fazla yıpranmış kimsele larmın daha uzun müddet süreceği dik için azamî derecede cehd ve gayrete İlk seferberliği ikmal edici ikinci bir demeli bir meydan muharebesi» şeklini rin çocuklan fazla zeki olamazlar. kate alınırsa ÇörçURuzvelt mülâkatın sevketmekten başka bir şeye yaramaz. seferberlik yapılarak cephe gerisine yealacak; ya muharebeler, bütün cep'tıe da, onun harbe bilfiil iştirak ederek Bahusus bu harbin, geçen Umumi Harb ni ihtiyatlar yığmak, yahud da bu sevPek genc evlenenlerin de çocuklaboyunca hiç kesilmeden, yahud da cepkulceyş ihtiyaünı, ikinci derecedeki cepşirndiki harbin gidişi üzerinde derhal sulhunda iltizam olunan adaletsizliklertının zeki olmalnrına az imkân vardır. henin muhtelif mıntakalarında kısa fave şümullü tesiri olabilecek herhangi den çıktığı düşünülürse insaniyetin geç helerden kuvvet naklederek teşkil etsılalarla nöbetleşe devam edecektir. BuZira bu gibi ana babalarm bedenleri mek, derinliğine hareket için, çok itipratik bir kararın alınmış olduğu düşü miş derslerden nekadar az istifade ettiği nunla beraber, kumanda ve kurmay hehenüz iyi inkişaf etmiş değildir. Bilinüîemez. hayretle görülür. Bu harbin sulhu, eğer nah bir hazırlık yapmak gerektir. yetlerinin dinlenmeğe vakit bulamıyarim ki beden yaş yirmi bir, yirmi ikiyi Çörçil'in son nutkunun dikkate değer yeni bir tahakküm barışı halinde tecelli Sevkulceyş ihtiyatları, harbin başlan caklarını sanmak hatadır. Harekâtın cebulduktan sonra tam inkişaf eder. Ketnikler ve bedenln daha başka organlan bir noktası, Japonyanuı Uzak Doğuda edecekse bilmelidir ki hiç bir millet di gıcmdan itibaren, mevcudların daimî se reyanı, mücadele esnasında taayyün edeyaş yirmi birden yirmi beşe kadar iyice ki mütemadi ilerlemelerinin durdurul ğerlerinin tahakkümüne aleddevam ta ferberliği yolile ve memleketin bütün cektir; fakat, muharebeler arasında, nainkişaf etmiş o!ur. Bundan başka bu ması lüzumuna dair olan işarettir. Çör hammül edemez ve her tazyik, şiddetir.e malzeme ve teknik kaynaklarının hare sıl olsa, önüne geçilmez fasılalar olacayaştakiler hayatın derin mânasını henüz çil bunun İçin herşeyin yapılacağını göre nihayet bir infilâk yapar. Onun kete getirilmesi suretile tahşid oluna ğım gözönünde bulundurmak lâzımdır. Bu fasılalan, müdafaanuı şiddeti doğuanlamış sayılamazlar. İmdi, bu gibile söylüyor. Onun verdiği habere göre A için sulh yaparken yeni harbin tohum caktu:. rin çocuklarma verecekleri terbiye pek merika, sulhu korumak kaydile, J a ları ekilmemelidir. Taarruz eden ordunun öncüsünü hava racaktır; çünkü bazı mıntakalarda müponya ile müzakereye girişmişür. Fakat kıt ve kısır olur. H. Emir ERKİLET kuvvetleri ve motörlü birîikler teşkil dafaanın sarsılmaz mukavemeti. mutaIngilizlerinkine mutabık olduğu anlaşıedecektir. Bu öncünün, düşman büyük arrız ku\vetleri tertiblerini değiştirmeTevzih: Bilhassa, çocuk bakımı ve terbiye lan Amerikan görüş ve gayelerile JaPazar günkü İrana aid yaznnızda, kismınm kuruluş ve konuşu hakkında a ğe ve zuhurata tâbi olarak gayıetlerini slne gereğince hız verilmemiş bir ce ponyanın görüş ve gayeleri arasmda o komşumuzun nüfusile askerî kuvvetle zamî ıııalumat elde etmeğe, hasmı en gay jeni hedefler üzerine tevcih etmeğe miyette genc anaların çocuk büyüt derece büyük farklar vardır ki bu mürr.ecbur edecektir. İşte o zaman muhamekte uğrayacakları zorluklar az de zakerelerin müspet bir neticeye varabi rine dair rakamlan 1940 tarihli aimanca rlmüsaid şartlar karşısında bırakmağa ça rebeye fasıla verilecektir. Bu gibi fasıhşması ve böylece kendi ordusunun esas Taschen Brockhaus'dan aldığımı tasrih ğildir. Bundan başka sağlam bir ana leceklerine inanmak güçtür. Meğer ki, lalar, geri hizmetlerinde, nakliyat işlebabadan doğacak çocuklardan istenilen Birleşik Amerika ve dolayısile İngiltere, ederim. İranın nüfusunun 18 küsur mil kuvvetlerile muharebeye tutuşarak mey rinde vuku bulan bozukluklardan veya dan muharebesini en müsaid şartlarla yon olduğuna dair elimde resmî ve randımamn alınabilmesi için iyi şartlar Japonyanın Uzak Doğuya aid bir çok başka sebeblerden de ileri gelebilir. altında beslennıeleri ve büyümeleri isteklerini kabul etmek imkânlarını muteber bir istatistik bulunmadığmı da devam ve inkişaf ettirmesine imkânı hazulaması lâzımdır. teessürle beyan ederim. H. E. Derinliğine harekât, başkumandandan, şarttır. kendilerinde bulabilsinler. Vasatinin fevkinde zeki çocukların Malumdur ki Japonya, herşeyden evin, peri, hayalet hikâyelerine en bir çoğu bedence ve dimağca yıpran vel Çin mukavemetini biran evvel kırafazîa inananlar İngilizler olduğu mamış, orta ailc'erden yetişmiş olduk bilmek ve beşinci yılına giren Çin için midir, bilmem, bu nevi hikâyelerin ları iimen ispat edilmiştir. Bedenin yıp Japon ihtilâfına bir son vermek için Çine en güzelini de onlar anlatırlar. Bir kaç ranmamış olması çocuğa tam bir sağ yapılan Ingiliz Amerikan yardımlarısene evvel, bir İngiliz ahpabımdan dinlık. zihnen yorulmamış bulunmaması nın kesilmesini ister. Fakat Birleşik lediğim şu hikâyeyi, onun ağzından, ayçocuğa yivleri çok düzğün bir beyin Aınerika ve İngiltere, faraza Rusyaya nen naklediyorum. bağışlar ki, önceleri anasının babasınm, sıldırmamak ve Filipinlerle Holanda nanmıyan bir adammış. Vilyam'm şato temadiyen cin ve peri mevzuları etrafın O sene, diye anlattı, İskoçyada bir sotıralan mektebin ve daha sonralan Hindistamna ve Slngapura sataşmamak sunda, her ayın ilk çarşambası dclaştı da dolaştırıyor; guya şatoda cereyan egeniş bir çsrçevenin ve belki de hâdise gibi şartlar mukabili olsa da, Japon şato sahibi olan, eski bir mekteb prka ğı rivayet edilen hayalet lâkırdısı açıl den türlü türlü garib, fevkalbeşer hâlerin yardımile çocuk üsnomal ve ala yanın bu talebini herhalde kabul ede daşımı ziyarete gitmiştim. Daha doe dığı bir gün, bunun masaldan ibaret oi diseler uyduruyor, Davis'in muhayyelenmda çok faydalı bir insan olarak ye cek bir vaziyette olmasalar gerektir. rusu, yaz tatilimi, kırlar ortasındaki duğunu söylemiş. Dostumun da o gün sini gıcıklamağa, biraz sonra karşılaşatişir. Normalin üstünde bulunan zekâ Zaten Çörçil yeni Tokyo müzakereleri şatosunda geçirmeğe beni davet ettiği muzibliği üstündeymiş. Kendbi de hu cağı manzaranın hileli taraflanm sezeları vaktinde keşfetmek ve en kestirme nin müspet bir neticeye varacaklarını için, bu fırsatı ka^ırmak istemcdim. rafeye inanmaz bir adam olduğu halde, memesi için, onu imkân nispetinde rraArkadaşım. beni, şatonun en üst kayollardân milletin yüksek, ince ve mü fazla ümid etmediği için «Bu müzakerehayaletin mevcudiyetini iddia etmiş. razî bir haleti ruhiye içinde bırakmsğa him işlerine hazırlamak, dolayısile o !er muvaffak olmazsa Amerika ile bera tında, şahsıma tahsis edilen büyük o Bahse tutuşmuşlar. Hayaleti gönnek için, çalışıyordu. Ben, Davis'in yüzüne bakdaya yerleştirirken: nı> 'etin ilerlemesine hız verilmiş olur. beriz« demeği lüzumîu görmüştür. Davis'in, bir akşam şatoya gelmesi ka tıkça, dostumun beyhude yorulduğunu Geceleyin pıtırdı duyarsan sakm rarlaşmış, tayin edilen gün, ertesi gün görüyordum. Çünkü, misafir, bütün Arada sırada çoyle bir zihniyetle karÇörçil'in nutkunun ehemmiyetli diğer korkma, diye tembih etti. Bizim şatokahramanlığına rağmen, belli etmek isşı!n~ırız: Tabiatın bezenerek hazırladığı bir yeri de, harb ve sulh gayelerine nun da, bütün İskoçya şatoları gibi, a akşammış. temediği bir heyecana kapılmış görünüzekâları. yüksek İstidadlan fevkalâde Ben, meseleyi önee kavrayamadığım yor, geldiğine daha şimdiden nadim olaid olan sözlerdir. Malumdur ki, Çörçil dı periliye çıkmıştır. kimselerin çoruklnk devlrlerini yaraiçin sordum. Ru2rs'elt mülâkatmı müteakıb bu harduğa anlaşıhyord.u, Ben, periye, hortlağa inanmam. Fakat, rosziıkla, tembe'ljkle. gerimsizîikle ge Şatoda hakikaten peri var mı? bin şimdiye kadar bir türlü ilân edile medhalinden kulesine kadar ortaçağ cirdikleri.. Bunun üzerinde meşhur proNihayet yemek zamanı geldi; sofraya Vilyam güldü. miyen gayelerini neşrettiler. kokan bu eski binanm üst katmda, rüzfeçörlerin yaptıkîarı İimî etüdler ve oturduk. Vilyam, adamcağızı yemekte Yok canım, ne münasebet) l'eni sulh gayelerinin eskilerinkinden gâr ugultularile dolu derin dehlizlerin teîkikler bu zîfıııiyeti kckünden söküp bile rahat .bırakmadı, durmadan peri O halde bahsi kaybedeceksin. p'mıştır. MeselS. gerek Herbert Spen faıkh olduğu noktalardan birincisi yeni dibindeki koca odada bu sözü işitince, masalı anlattı; akla, hayale gelmiyecek Kat'iyyen. Peterson'la onu konuşu tafsüâtla, şatonun tüyler ürpertici hayacer. gerekse Thcmas Edisonun (biri filo prensiplerin bir daha harb olmıyacağı ne yalan söyleyeyim, sırtımda şöyle sozof. diğerj elettrik ampullerinin muh fikrini taşımadığıdır. Bilâkis Amerika ğuk soğuk bir ürperme dolaştığını his yorduk işte. Maksad sadece eğlenmek. letlerinl saydı, döktü. Dostumun, beni Birimiz peri kıyafetine gireceğiz. Davis, bile gayri ihtiyarî ürperten gayet ustaca terii..) Çocukluklan tembellik, man ve ingiltere bu harbden sonra muzaffer settim. hem hurafeye inanmaz ve gayet kaba tertib edilmiş hikâyeleri, zavallı Da kafalılıkla tanıtıîmıştır. O zamana göre oldukları takdirde, kendilerince suçlu Şatoya bir öğleüstü varmıçtım. Sej'abu ıki büvük irsan büyük şeyler vade tclâkki olunacak milletleri, yani Alrnan hat yorğunluğunu gidermek için yap dayı görünür, hem de için için böyle vis'in lokmalarmı boğazına diziyor; aden cocuklar değildi. Zira o zf.mamn ya ile müttefiklerini, silâhtan tecrid et tığım duşu takib eden derince bir uy şeylerden ödü patlar, gayet de taban damcağız, renkten renğe giriyordu. hsyat telâkkisi pek başka idi. Gene ayni nıekle beraber kendileri daima silâhh kudan sonra, akşam yemeğine daradar sızdır. Behsi ben değil, onun kaybedeBilhassa, hayaletin gözükme zamanı ceği yüzde yüz. Sonunda ziyafet var. sara üzerinde yspılan ilmî tetkiklerin kalacaklardır. yetiştim. yaklaştıkça, Vilyam, korkunc hikâyeleHem de mükemmel eğleniriz. İkinci fark da, yeni sulh prensiplerinr°t'ce!erine gö>c T.ombroso tarafmdan rine, bir de saat tehdidi ilâve etmişti. Yemek salonuna indiğim zaman, dosde, ticaret engellerinin kaldırılacağıdır. O akşam, her şey kararlaştırıldı. Er İkide bir, koca salonun duvarına asılı iieri sürülen doUHk ve jenilik arasıntumu, bir misafirile karşı karşıya bul«I^ki münaseb°l.in rrpvcud olması naza Fakat eğer tercümede bir hata yoksa dum. Beni, Peterson ismindeki bu misa tesi akşam, temmuzun ilk çarşambasıy saate bakarak: «Yarım saat kaldı, yirmi dı. Davis akşam yemeğina gelecekti. dr.kika kaldı, on üç dakika kaldı...» diye riycsi tamrmil» yan'ıs eldu»u zamanla ve anladığımıza nazaran, ilân olunan fire takdim etti. Sonra: isoa'. edilmiştir. Hakikî jcnilerin alel İngiliz Birleşik Amerika yeni sulh Kendiliğinden inmeseydin seni u Saat on bire beş kala, Peterson, kefen haber veriyordu. Davis'in, gitgide artan âde kimselerden çok daha mustakar gayelerinde, harbden sonra, büyük mil yandıracaktım, dedi. Çok meraklı bir manzaralı bir beyaz yatak çarşafma bü bir heyecan içinde olduğu yüzünden oCstabl). azimli vc iradeü oldukları is let'ere yaşamak için muhtac oldukları bahis üzerindeyiz, eğlenceli bir oyun ha rünüp yemek salonuna girecek, öbür kunuyordu. pat ediimiştir. Jenilerin yaptıkîarında herşey verilecek, fakat küçük ve orta zırlıyoruz. Arkadaşa ihtiyacımız vardı. kapıdan çıkıp gidecekti. Fakat, heyecana yakalanan yalnız o devletlere aldırılmıyacaktır; çünkü bun Şatoya tam zamamnda geldin. Ertesi akşam, Davis, muayye nsaatte değildi. Bizim de içimiz pek rahat sayılki avkırıhk'T n?7.pr=.r mevcud ola lar gayelerde sükutla geçiştirilmiştir. Hazırladıkları oyunu anlattı. Davis a geldi. Yemek vaktine kadar salonda o mazdı. Çünkü, işi bu kadar iieri götürbil'r. Ancak buıların jeniler İçin gayri Fikrimizce bu çeşid sulh gayeleri har dında bir arkadaşlarile bahse tutuşmuş turup biraz vakit geçirdik. Vilyam, mu dükten sonra, ısmarlama hayalet gelmetabiî denecek tarafları yoktur. bi uzatmaktan ve karşı tarafta bulunan lar. Bu Davis, cine, periye kaf jyyen i havereyi, gayet hesablı bir şekilde, mü yiverirse, .Vilyam'ın vaziyeti bir tuhai saklı vergi Yazan: Hilmi Malik Evrenol Belediyeye yapılan ihbarın mahiyeti anlasıldı Abidin Daver yaratıcı bir ilham kudretinden başka, büyük bir umumî kültür ister. Başkumandan ve kurmayı, sevkulceyş ve tabiye bakımmdan olduğu gibi sij'asî, iktısadî ve teknik İtibarile de genış malumat sahibi olmalıdırlar. Harekât plânı, sağlam esaslara ve doğru hesablara dayanarak hazırlanmahdır. Ancak böyie bir plân mevcud olduğu takdirdedir ki başkumandan dehasmı gösterebilir; çünkü böyle esaslı hesablara istinad eden bir plân başkumandana, harekât hakkında doğru bir teşhis koymağa kâfi işsret noktaları verebilir. Modern bir ordunun mücehhez olJuğu teknik vasîtalar, esas itibarile taarruzî vasıtalar oldukları için bunlardan,en ziyade taarruzî hareketlerde istifade edilebilir. Bu itibarla bu vasıtalara malik olan ordu, her şeyden evvel taarruz etmeyi düşünmeli ve taarruz etmelidir. Bununla beraber, rr.üdafaanın da, hâlâ. müteaddid müessir vasıtalan vardır. Müdafaanın kuvveti, araziden rasyonel bir tarzda istifade edilmesinde, arazinin müdafaaya göre tsnzim, tahkim ve t?.kviyesinde. bilhassa düşmanın piyadesine ve tanklarına karşı ciddî manialarla teçhizindedir. Fakat müdafaanm başlıca unsurunu, topçunun ve makineli tüfeklerin ateş manzumesile kuvvetli mukabil taarruzî ar teşkil eder. Bu taarruzî hareket meselesini halletmek lâzım geldiği zaman, müdafaanm da mütemadiyen yeni vasıtalar ve yeni muharebe usulleri bulmaktan hâli kalmadığını bunların muharebe tayv'arelerinin ve seri tankların taarruz kudretine büyük bir tesirle karşı koyabilecek müdafaa silâhları oiduğunu daima hatırlamak lâzımdır. Siyaset etrahnda ÇörçiFin nutkundan cıkan neticeler Yazan: Emekli General H. Entir Erkilet Küçük Baltık devletleri, «KesemedlGenc Rus askerî muharririnin sevkul ğin eli öp de başına koy!» söziine uyaceyş nazariyeieri ve derinliğine taarruz rak Sovyetler Birliğile birtakım anlaşhakkmdaki fikirleri doğrudur ve Kızı malar yaptılar; sonra da «Büyük balık lordu da bu fikirlere göre yetiştirılmiş küçük bahğı yutar» atalar sözunün doğtir. Fakat, iyice hazırlandıktan sonra bir ruluğunu isbat etmek için Sovyet Rusbaskınla işe başlayan Almanlar, harb ya üç Bflltık devletini yuttu; Besarabsan'atmın değişmez prensdplerinden olan ya ve şimalî Bukovinayı ilhak etti. «düşmandan evvel davranmak» ve ilk Almanya, 1940 sonbahannda vaki olan darbeyi vurmak hususunda, daha atik davet üzerine Ruraen ordusuna harbetdnvranmışlardır. Ondan sonra da Kımeyi öğrermek için Macaristandan gezılordu anlaşılan çok ağır zayiata uğçerek, Rumanyaya girdi. İtalya da Yuradığı için inislyativi, yani harekât nanistana taarruz etti. Arnavudluk müserbestisini Almanlara kaptırmış; harbcadele sahnesi oldu ve böylece harb biden evvel, pek doğru olarak büyük kıyraz daha yayıldı. met verdiği sevkulceyşî ehemmiyette ta194041 kışı, harbi daha genişletecek arruzî hareketlerden vazgeçmek mecburiyetinde kalmıştır. Filvaki, iki aydan hazırlıklarla geçti; Mısır topraklaruıa beri Kızılordu, mevziî ve tabiyevî mu bombalar düştü. 1941 îlkbahannda Alkabil taarruzlar yapmışsa da, cepher.in manya, Bulgaristandan geçerek Yugosbir mmtakasmda büyük kuvvetlerle lavya ve Yunanistanı çiğnedi; harb, Ege esaslı bir taarruza giriştiği görülmemiş deıüzine , Giride kadar indi. Macarlar, tir. Ruslar, yalnız bir defa Minsk isti Yugoslavjaya, Bulgarlar da Yunanistan kametinde böyle bir harekete teşebbüs ve Yugoslavyaya karşı filen harbe giretmişler; fakat anlaşılan müessir bir miş oldular. darbe indirmeğe kâfi kuvvetlerle deBu esnada, Irak ayaklandı ve Ingîlrinliğine bir taarruz yapamadıklan için, tere Iraka, girdi; oradan da Suriyeye 30 kiloır.etre kadar ilerledikten sonra, geçti. İngiltere ile Hür Fransa ve Vişi Alman müdafaası tarafmdan durdurul Fransası harbe turuşrular. muşlardır. Ondan sonra da, sade AlHaziran 1941 de «Amerika ne vakit man taarruz hamlelerini çelmeyi düşü harbe girecek?. diye herkes birbirine nen bir müdafaa harbi yapmakla ikti sorarken Almanya ile Sovyetler Birliği fa etmişlerdir. Halbuki harbin, ancak, birbirine ginS. Runıanya, FinJandiya, sevk ve idare san'atmm üstadane ta İtalya, Slovakya ve Macaristan da Alarruzî hamlelerile kazanılabileceği Sov nıanyanm yanısıra Sovjret Rusya ile yet sevkulceyş doktrininin birinci pren harbe tutuştular. Fransa da, Sovyet Rıısya ile diplomatik münasebetlerini sipidir. ABİDÎN DAVER kesti. Üç aylıklar Şark cephesinde tarihin kaydermediAskeri ve mülkî tekaüd ve yetim ma çi dehşette bir mücadele olurken heraşlarının tevziine aid cetvel Defter kes Japonyanın ne vakit harbe girecedarlık tarafmdan hazırlanmıştır. Zat ğini soruşrurmağa başladı. Japonya, Çin maaşları sahibleri muaj'yen günlerde ile rutuşruği! harbin beşinci yıldönümür.üfus cüzdanlarile gişelere müracaat nü kutlularken Vişi ile anlaşarak Hinederek maaşlarım alacaklardır. Aksi diçiniyi işgal etti. Herkes, acaba Japontakdirde istihkakları umum tediyattan lar, cenuba mı, şimale mi taarruz edesonra verilecektir. Tediyat, sabahleyin cekler diye araştırıp dururken İngiltere saat 9 dan itibaren başlıyacak, 12 ye ile Sovyet Rusya İrana karşı askerî hakadar devam edecek, öğleden sonra sa rekâta başladılar. at 13,30 da tekrar başlıyarak 17 de niArada, şimdi isimlerini bile unuttuhayet bulacaktır. Maaşlarını, Emlâk ğum iki küçük Cenubî Amerika devleti, Bankasından alacak olanlar cüzdan iki mahallenin çocukları gibi, kısa bir larmı malmüdürlüklerine vize ettirme müddet harb oyunu oynadüarsa da arden, maaşlarım doğrudan doğruya tık onu saymıyorum. bankadan alacaklardır. Bütün malmüdürlüklerinde tevziat 2 eylulden 5 eylul akşamına kadar devam edecektir. elini, istikbali gösteren bir kâhin tavrile, kapıya uzattı. Gözlerimizi oraya çevirdik. Kapınm iki kanadı birden, ağır ağır rezeleri üstünde dönerek ardına kadar açildı ve İçeriye, beyazlara bürünmüş; o anda hepimize, normal insan boyundan bir misli uzun gözüken bir hayalet girdi. Uhrevî adımlarla, aheste aheste yürüdü, sofranın yamndan geçerek, salonun öteki kapısma doğru ilerledi, kapıyı açtı, girdi ve kayboldu. Bir saniye sonra, dışarıdan, ayni vahşi köpek uluması bir kere daha işitildi. Başımızı çevirdiğimiz zaman, Davis'i, olduğu yere yıkılmış, başı sandalyesinin arkalığma dayah, bayğm bir halde bulduk. Bu neticeyi hiç beklemediğimiz için fena halde şaşırmıştık. Adamcağızı. birimiz başmdan. birimiz ayaklarmdan tutup, yemek salonunun bir köşesinde duran kanapeye uzattık. Vilyam, söndürdüğü mumları tekrar yaktı, ben ugaklara seslendim, soğuk su, kolonya falân getirttik: Davis'i ayıltmağa uğraştık. Birdenbire, bitişik salondan, telefon sert sert öttü. Koştum. Ahizeyi kulağıma götürdüm. Telefonda, Petersonun sesi: Aman, affedin Allshaşkma. Mühim bir işim çıktı, gelemedim. İmkân varsa, ikinizden biri benim yerime peri kıyafetine girsin! Diyordu. Ahize elimden düştü. Hafif bir baygınlık da ben geçirmişim. O gün, bu gündür bu muammayı halledemedik. Peterson, peri kıyafetile şatoya gelip geçtikten sonra, benim de bir oyun etmek için mi bu telefon şakasını yapmıştı? Yoksa. hakikjten işi çıkmış da gelememiş miydi? Sahiden gelemediyse. şato kapısı önünde uluyan köpek neydi ve yemek salonuna giren beyazh hayalet kimdi? Bunu hev dii;ı"mürüm: o ffündenberi de, hayalet ve hortlak bahsi oldumuydu, kesip atacak şekilde fikir beyan cın.em. C $ = KUçUk hlkâye Hayalet Yazan: Hamdi Varoğlu olacaktı. Saat, tam on bire beş kala, yüreğimiz ferahladı. Gecenin derin sessizliği ortasında, şatonun cümle kapısında, bir köpek, acı acı uludu. Vilyam, derhal: İşte, geldi, dedi. Her ayın ilk çarşaraba gecesi, dakikası dakikasına bu köpek ulur, ve hayalet, iki dakika sonra, şu kapıdan içeri girer. Yemek salonunu bir ölüm sükutu kapladı. Bu anî sessizlik, dyle derin, öyle koyu idi ki, duvarda işleyen büyük saatin tıkırtıları, kulaklaıımızda, on misli büyümüş gibi akis bırakıyordu. Ben gayet maddî bir adamım, manevi kuvvetlere inanmam. Fakat, meçhulder. korkmanın ne demek oiduğunu ilk defa o akşam anladığımı itiraf etmek mecburiyetindeyim. Köpeğin, §ato kapısı önünde havladığı dakikadan itibaren. sahte havaletin yemek salonuna airdigi ana kadar geçen kısacık zaman zarfmda, beklediğimiz şeyin ne oldugunu bilmiyormuş gibi, kendim de öyle ürpertiler geçirdim ki, zavallı Davis e acımamak elimden gelmedi. Yemek salonu, köşelerinde zırhlı elbiselere şekiller verilerek vücude getirilmiş şövalye tasvirlerile, duvarlara asılı uçuk renkli eski tablolarla, silâh armalarile süslü, tam mânasile dtrebeylik devrinden kalma bir yerdi. Duvarlar, yarıya kadar, abanoz rengi tahta kaplamalarla örtülü idi. Sofrada dört tane kollu şamdan yanıyordu. Bu ortaçağ manzarasını. köpek sesi işitilir işitilmez. yapmacık bir huşula yerinden kalkıp kollu şamdanlardan üçünü scndürmek suretile los. bir renğe boyayan Vilyam,