Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET Montrö zaferi Avrupada müstakil kalan devletler ÜNÜN MESELESİ Yurdun her yerînde tes'id edildi Ankara 22 (a.a.) Aldığıraız telgraflar, Boğazlar merika Birleşik Cmnfcııriyetüzerinde Türk hâkimiyetini temin eden Montreux nmaleri Hariciye Ne«areti Mösfeşan Mister Sammr Welies hedesinin imzasının beşinci yıldönümü nünasebetile dün evvelki çönkii beyanatında Amerika hüyurdtm ber tarafmda tören yapfhhfim bildirmektedir. kurnetinm elde etmiş olduğn bir tekım malumattan bahsetıniş ve btmlara göre Avnıpada jsüklâlim muUafeza ede» itaç devlrt kabmşsa Almenyanın onlara ks»şi da bir istilâ hareketi hazırlamakta oldufunu anlafmıştır. Bu sezlerden »aksad, Avrapada şimErzurum 22 (a.a.) Sovyet Busyanın İtalya ve Danimarkadalu sefaret crkân diye kadar harb harici kalan devletlerse bunlan saymak işten değildir. Şi ve mcmurminden 142 kişilik bir kaüle dün sabah trenle bnraya gebniş ve bir ınalde İsveç, garbda İspanya ve Porte müddet i.stirahatteu sonra ihzar edilen «tsfeüslerle Sankamışa gitmek üzere haSarıkaanştan itibaren trenle yoUarıaa devam kiz, merkezî Avrupamn cenubunda Is reket eylemişlerdir. Misafirler edeeeklerdir. viçre... r IHI!||Tm>.iPi,. »,„ Avrupada harb harici kalan bu devlederin vaziyetlerini kısaca tayin etmek nıümkündür. İsveç devleti; Almanyanın demir kaynağıdır ve isveç Almanyanın haıb sanayü için çok lüzumlu olan bu madeni harıl Iıanl yetiştinaektedir. Onun bir u komşusu olan Norveç Almanyanu» iş•,aY\ altındadır. Diğer komşusu olan Finiandiya da Almanyanın muitefikidir ve Almanya ile birlikt eharbc girmiş buîunmaktadır. BH yüzd«n İsveçin Alman iıadesine ve Alman arzusuna muhaleLondrs 22 (a.a.) Hariciye Nazırı Nevyork 22 (a.a.) «V» zafer hafet etmesine imkân yoktur ve muhaEden, Belçika millî istiklâl bayramı müreketi Amerika efkârı üzerinde büyük Iefct ettiği de görülmemektedir. nasebetile Belçika milletine hitaben radİspanyaya gelince, ootın Mihver dev bir tesir yapmıştır. Sinema yıldızı James yoda bir nutuk söyleyerek demişfir ki: lcÜorinden ayrısı gayrısı yoktur. Ispan Stewart'm babası Alexander Stewart bir « Almanya, her otuz senede bır Avyada bukura süren rejim, IVIihver dev binanın üzerine «V» işareti koydurrauşletlerinde hüküm süren rejimin tıpkı tur. Harf, her gece teıtvtr edilrnektedir. rupaya işkence ve onu yağma edemesıdır. İspanya ile IVEhver devletleri ara Matbuat da «V» hareketine büyük bir melidiı. Belçika otuz sene içinde iki defa istilâ va uğramıştır. Fakat ikinci smda fam raanasile, manevî bir tesanüd ehemmiyet vermektedir. istilânın da akıbeti birincisinin ayni vardır. Bn tesanüdün, maddî bir mahiNewYork Sun, başmakalesinde diyor ciacaktır. yet ihraz edememeânin sebebi, Ispan ki: İngilteredeki Belçika ordusu gittikçe yanın evvelâ coğrafî vaıiyetiıtir ve ba «Şimdi Naziler de «V» îşaretini za kuvvetlenmekte ve müttefik ordııların vaziyet dolayısile İngilterenin hava ve ferin remzi olarak kuHanmağa karar yanıbaşında kurtuluş savaşma iştirak ılenizden yapacağı taamrzlara mantî vermişlerdrr. Almanlar, zihmleri karış edeeegi günü beklemektedîr.» bulunmasıdır. İspanyada 9enelerce detırrnak için <V« hareketini taklid etmişvam eden ve memlekcti için için kemilerse de krase buna aldanmıyacaktır. ren dahilî barbin açtığı yaralar da yeni Esarrt altmda balunan Avrupa milletbir harbin ıstırablaruu sineye çekmesine mâni »hnaktadır. Fakat İspanya leri zafer kolimesini işittikleri veya bunın kalbi IVBhrerle beraberdir ve emeli. nun remzi olan «V» harfîni duvarlarda Mihverin harbi kazanroasubr. Çünkü İs yazüı gördüUeri zaman zihinlerde kimNevyork 22 (a.a.) Tass: Holandapanya, bu sayede bir takım istifadeler lerin zaferi temenni edildiği hususunda temin etmeyi, Cebelitarığı geri almayı, şüphe edilemez. Zafer kelimesi ancak dan geten haberlere göre, Einrvmven hatta Fasta genişletneyi ümid ermek Naziler üzerine kazanılacak bir zaferi şehrinde Wr telsiz maktnesl fabrikasıtedir. Günün birinde Mihver kendine ifade ettiği zamandır ki hakikî manasın nra 4000 fşçlsi Almanlara karsı nümayişler hazırlamışlardır. Menedilmesine »avenir ve İspanyayı bcslemeyi, Ingi da demektir^ rağmen namaylşçilerm ellermde Hoüz taarruzlarına karşı korumayı taahCenubî Amerikada landa millî bayrağı bulundakta idi. lıüd eder ve bunu yapmak kudretini BuenosAires 22 (a.a.) BuenosAi Büyük mikyasta tevkifat yapılrmştır. lıaiz oldnğumı gösterirse, İspanya hüi;umett mokadderatım maddeten de res duvar ve sokaklannıîa âün sabah Japon gemilerine Panamada Mihverin mukadderatına bağlamaktan tebeçirle yazılmış cV» harfleri görülmüştür. Limanda bulunan Alman vaniçin ruhsatiye verümemiş? reMnmer. purlarına büyük «V> harfleri yazalmışPortekize gelince, b« memleket asırVaşington 22 (a.a.) Ofl: Hariciye ür. lardanlteri İngiltereye bağlıdır. Ve iki müsteşan Welles, Panama kanalından •nemleketin deniıd ve müstemlekeci olIhracat vergisine daîr Japon gemîlerinin mürtmı hakkırun ıiîalan aratarındaki irtibaö sağlamlaneden dolayı tehir edilmiş oldtığu suizahname makta' siyasetlerini muvazi hatlar üıeretinde sorulan bir suale cevaben, ka•inde yiirütmckrinc sch.eb olmaktadır. Ankara 22 (Telefonla) İhracat nalın tamiri yüzünden ba tehire lüzum PorteUr.n Atlas Okyanusundaki salıil vergisi hakkında etraflı maiamat veren görülmüş olduğunu söylemiştlr. leri İngiltere harbinde Almanyanın işi bir izahname hazırlanmıştır. Izahname ne yarar. Bundan başka İngiltere ile veTginln mevzu ve matrahı, matrahın fspanyol gümüş hazinesi i'>nizaşın dominyonlan ve mnstemle tevsiki, ihracat beyannamelerl, ecnebl Fransadan götürüldü iceleri arasuıda en bellibaşlı denîz yolu topraklardan geçen eşya muameleleri, Perpignan 22 (a.a.) Ofi: Bu saizerindeki Asor adalan da Portekize verginln istisnalan ve bn mevana mübah, bir İspanyol heyeti, kızılların kaçaiddir. Alraanya bn adalan ele geçireteallîk diğer bir çok hususlar hakkında tıklan sırada beraberlerinde götürmüş rek tesis edeceği iislerle İngiliz muvageniş hükümleri ihtiva etmektedir. oldukları hazine muhteviyatmdan olan SPİasını bir kat daha körletmek ister. 47 ton gütnüşü tesellüm. etmek üzere Fakat Portekize varmak için evvelâ Sari hayvan hastabklarınm buraya gelmiştir. Hazinenin en büyük "ransadan, sonra İspanyadan geçmek kısmı evvelce General Prankt/nun hüönüne geçmek için... ıcab eder. kumetine iade edilmiş bulunmaktadır. Ankara 22 (TelrforJa) Büyük mikAcaba Amerika Hariciyesinin aldığt Ahnanyanın bu hedefi ta yasta tahrlbat yapan salgın hayvar Bolivyadaki Alman sefiri lıakkuk ettirmek için Fransa ile yap hastalıklannın önüne geçilmesi ve bu ayrılıyor tığı miHareke hüâfına Fransadan asker hastalıklann harlcden gelecek hayvanLapaz 22 (a.a.) Boîivya hükumetl, ît>rinnek. ve icab ederse, yani Fransa lar vasıtaslle sirayetine meydan verilme muhalefet gösterirse bütün Fransayı iş mesl için hudud kapılanmızdan girecek buşün Antopaeastaya hareket edecek Ernst Wendler'in ?al ederek ve İspanyamn açacağı yol ve çıkacak hayvanlann kanun! ve ni olan Alman elçisi tardan geçerek Portekizi işgal etmek zamî bir sekilde veterinerlere muayene emrine bir hususî kompartıman tahsis midir? Hedef bu ise Avnıpanın garbın ettirüecek ve yakalanan kaçak hay etmiştir. ia harb harici edilmiş veya harb ha vanlar. hayvan sağlı kzabıtası kanu Cochambamba'cJa altı Almanm tevrici kalaııs hiç bir müstakil vcya nim nunun 5 ve 6 ncı maddeleri hükmüne kif edildiçi öğrenUmiştir. ımistakü devlet bırakılmamış olur. tâbi tutulacaktır. Berlin protesto etti Merkezî Avnıpada müstakil devlet Berlin 22 (a.a.) Yan resmî bir kav. İsveç demokrasi nizamma naktan bildirildi&ine göre, Alman hünlarak kalan İsviçreye gelince, ona karşı jir hareket yapü«P yapılmıyacağı keskumeti Bolivyadaki Alman elçisi haksadık lirilemez. Çünkü esasen Mihverle iyi kında yapılan mımmeleyi Bolîvya hüStokholm 22 (a.a.'> D.N.B. İsveç .'eçînıne>i istihdaf eden uysal bir siyakumeti nezdinde şiddetle protesto etBaşvekili Hansson, fsveç demlr sanayrl set tıttmuş bnltmuyor. Çünkü iktısaıîî miştir. işrileri önünde bir nutuk söylemJşttr. serait başta olmak üzere A\Tupanın buBaşvekil. başlıca hedefl tsveç hürriAmerika, Hîndîstana bir eünkü hali onu bu siyasete sevk, hatta yet ve istiklâlinin temini ve memlekebn siyaseü sadakatle takibe mecbur etkomîser tayin etti tin harbden masun tutulması olan mektedir. Vaşington 22 (a.a.) Reisicumhur hükumet siyasetlni tasvib etmlş olmaİşte bugünkü Avrupanın müstakil lanndan dolayı işçüere teşekkür etmiş Ruzvelt. Thcmas Wilsonıı elçilik payedevîetleri bunlardır ve vaziyetkri bu tir. sile Hindistan komiserliğine tayin etmorke^dedir. miştir. Son zamanda Sydney ve New Hansson, tsveç milletlni demokrasi Castle'da başkonsolosluk yapmış olan Şayed Mister Welles'in verdiği malu nizammın müdafaasmdan vazgeçirmek mat sağîam bir esasa isrinad ediyorsa teşebbüsünde bulunan unsurlan takbih Thomas Wilson, Uzakşark meselelerinde tecrübe sahibi bir zattır. lıedefin en fazla Fransa, İspanya ve Por ederek nutknna nihayet vermiştir. tckiz olması muhtemeldir. Çin diplomatlan Berlinden Fakat Almanya. Sov'yetler Bîrliğile ayrıldılar dünyanm en büyük harbini yaptığı bu ğu ve bunn yeni bir harekeÜe isbat etLizbon 22 (a.a.) 10 temmuzda sııada böyle bir harekete de girişir mi? mek isteyebileeeğidir. Bn yüzden Avnıpanın garbmda vukn Berlini terkeden Çinin büyük elçisi GeBu suale verilecek cevab, Almanyanın her ne pahasma olursa olsun, İn bnlacak vcni hâdiseler dikkatle göze neral Şen Şen refakatinde 30 diplomat ve kcnsoloslıık memuru olduğu halde gîltere ile yaptığı harbi gevşetmck is tilmeğe değer. ömcr Rıza DOĞRUL Lizbona rmıvasalat etmiştir. temediğini göstermeğe mütemayil oldu Sovyet diptommtlart Erzurumdan geçtilei4 Alman Sovyetler harbinin bir aylık bilânçosu AlmanSovyet harbi, ük ayım doldur(îu. Almanlar, mı;tadları oîduğu üzere harbe bir baskınla başladılar; fakat Kızılordu, eğer, tam bir baskma uğıadiyse. ki böyle olduğunu pek zarmeümyoruz Ijundan kendisi mes'uldür; çünkü Alman ordusunun aylardanberi şark cephesir.de toplandığını bilmiytn kal mamı^tı; bunu, Sovyet hükumeü de biliyordu. Tass ajansmm haziran iptidalarındaki son tekzibi, Balkanlardaki Alman ordularmm Almanyanın doğusuna ve şimal doğusuna nakledildiğini bildiriyor; fakat, her nedense bu yığınakların Sovyetler Birliğine taarruz için yapıldığı gibi fena bir ihtimale yormu yor, «malum sefeebler» diye her türlü tefsire müsaid meçhul sebsblere atfediyordu. Tass ajansınm, hem Sovyetler Birliği, hem de tehlikeli bir surette susan Almanya hesabına yaptığı o garib tekzrbe Moskovacın isanmış olduğu kabul edilemez. Nitekim onun fazla ince bir pclitika ojrunu olduğn sonradan itiraf edilmişti Esasen Kızılordnnun ve Sovyetler Birliğinin her türlü istflıbarat vasıtalan, Ahnanlann Rus hududlarına büyük knvvetler yığdıklarmı haber almamış olamazlardı. Nitekim Alman is tihbaratı, Sovyetlerin, Abnanyaya karşı nududlara 120 tümenden fazla asker tahşjd ettiklermi biliyordtr. Japon Sovyet anlaşmasmdan sonra, Uzakşarktaki Kızılortftı birliklerinden bir kısmınm Avrtrpaya, garb cephesme nakledildiği gazete sahifelerine kadar aksetmisti. Htılâsa, her iki taraf birbirinden şüphe etfiyor ve karşıhklı buyük kuvvetler tahşid ediyor, harbe hazırlanıyorlardı. Nitekim, 22 temmuzda Alman ordusu taarruza geçfiği zaman, Fransadakinden daha zorlu bir mukavemet karşısında kalmıştı. Kızılordu, belki yalnız Alman taarruzunun başlıyacağı günü bilmi yorciu ve bunu öğrenebilmesi çok güçtü. Gününün meçhul olmasına rağmen, bir Almin taarruzu muhakkak olduğuna göre. Kîzılordunun her an hazır olması ve bilhassa hava kuvvetlerinin baskma uğramamasını temin için tedbirli bulunması şarttı. İşte bu sebebledhr ki yazımızın basında eğer Kızılordu tam baskma upradiyse bundan kendisi mes'ul Harb çe<in, ağır u« şiddetli olmaktadır. Büyük istihkâm ve piyade kıt'aları dür, dedik. Sovyet blokhavzlarını çeulrmekte, bombalart savurmakta ve alev m«fcineîert İlk aylık bilânço, Almanların lehine, iîe blokhavzların mozyallaTuı» yak maktadır. Yuklaimak mümfcüm olunca Sovyetlerin aleyhinedir: da. istihkâmlar dinamitle birer birer 1 Kızılordunun hududda bazı yerlıavaya uçundmaktadır. Sovyet garni lerde iki, bazı yerlerde bir senedenberi zonîartnın ekserisi ölü olarafc buîu*yaptığı tahkimat Alman taarruzile parmtiftur. Bir isühkâmın oarnizonu vasnlî çalanmıştır, otuz askerle bir subaudan ibarettir. Ni2 Bu hudud tahkimat hattile ya stra zirhlt kalelere gelmiştir. Bunpılmış olan Stalin hattı arasmdaki meylara ağtr ttmklarla taarruz edilnv.ştrr. dan muharebelerini Almanlar kazan 35 so«t süren bir sevaştan sonre. bunlar mışlardır, da havaya uçurulmuştur.» 3 Senelerdenberi büyük gayretler Bitaraf bir müşahid olan Anadoiu asarfile istihkâmcılık fenni bakımmdan jansı hususî muhabirinin verdiği izahat pek mükemmel bir şekilde yapümış, Folonya ve garb muharebelerile bizzat Kı ve taisilât Stalin hattmın yarıldığma zılordunun, Finlerin Mannerhaym hatü şek ve şüphe bırakmamaktador. #*» karşısında geçirdiği tecrübelere istina den, tadil ve takviye dilmiş olan Stalin Almanlar. şirndiye kadar, fasılasız, hattı bir kaç gün içinde, cephe hücum imtidadlı bir hat halinde uzanan tahkiprile yarılmıştır. matı arkadan çevirerek işpal ediyorlar, 4 Harb, bazı yerlerde Stalm hattı ıhata ve muhasaraya müsaid müstahkem gerilerinde bir harekât harbi şeklinde ınevkileri de, bunlann kalelerini hava ve görünüşe göre Almanların lehine o hücumlan ve ağır topçu ateşile ezerek larak cereyan etmekte bulunmuştur. birer birer hücumla zaptediyorlardı. 5 Alman taarruzlan, garb cephesi Belçikanm Iiyej ve Namur müstahkem ne ffiden daha seri bir inkişafla, bir ay mevkilerini böyle hücumla zaptetmiş mfidafaa da bazı noktalarda 600 kilometreden ler, Fransızların Sedan'daki fazla katederek asıl harbi So^etler hatlarını, binnisbe zayıf olduğu için gene Birliği arazisine nakletmiştir. Sovyetler cephe hücumile yarmışlar, fakat çok 1939 danberi ele tfeçirdikleri bütün top kuvvetli olan meşhur Majino hattmı yanlanndan çevirip arkasından sararak rakları kaybetmişlerdir. ıskat ermlşlerdi. Stalin hattmın pek kısa bir zamanda, bir cephe hücumu ile yarılması şiddetli bir propaganda meydan muharebesine vesile teşkil etmişti. Ök günlerde, bir taraf yardık, diyor; diğer taraf ise resmî tebliğlerinde sükutu muhafaza etmekle beraber, propaganda neşriyatında Sta lin hattırun yarılmadığını ve bu hattın bütün derinliğine yarıldığımn en büyük delili olan Smolensk şehrinin işgalini gürültülü fakat müphem surette tekzib ediyordu. Meselâ Londra radyosu Smolensk'in Almanların eline geçtiğine dair Moskovada resmî malumat yoktur gibi tekziblerde bulunurken Tass ajansı su suyordu. J Terd6n elektrik, aksırıktan istim! DflH stadımız... Üstadunız diye başlajoaca arkadan Hakîm Felâtun gelecek sanmayın! Ben üstadımız Profesör Samih Nihaddan bahsedeceğim. Kendisi hoş sohbet, pür sohbet ve daima âmadei soW«t, aempatikozeki bir zat olan bu üstad en basit meseleler» dcn, meselâ sinek uçmasuıdan, arzın mihveri etrafmdaki dönüşüne kadar IıeB hâdise>i bir hikmet kanununa bağlamak ve mutlaka işi rakama vurmak merakında olduğu için sohbetuıde aynca bir hesablıhk vardır. Cerende Eıninönü meydanında rastgeldiğim zaman sıcaktan ve çok terlcdiğimden bahsedecek oldum. Yart ağzmdsn, yan genzinden gelen sempatik sesite: Azîzim! dedi. bu terierinrizle ne enerji kayberriğimizi bitsen küçük dilini yutarsın. Tabiî ben anlamadığım için üsrünkörü bîr cevab verdim: Evett Çok terleyornz.» Hayır, hajnrî Zevkine vaTaınadm^ Bîr insanın yirmi dort saatte ifraz elttği terin miktan adamına göre 5ft ile 2B0 sant;l)tre arasuıdadır. Tasatî olarak 100 sanrfîîrreyî kabuî edelîm. rîtınu bi7İm nüfusumnz olan 18 mirj'ona vnrunca taraam l.STO.OOt kilo rer eder. Runun da vasatî bîr metre yüksckren düştuğünü besab edersek tamam 113 bîn kilovat elefctrifc istihsal.» Aman kardeşim, zihnim doraştı. Oynatacağım. Ne oynatacaksın azizim! Bn hesab meselesi. AI eKne katem», yaz başna Lâkm brmhtn kirae antatırsmT Tam • strarfa terfi terK eergyaB^a durnreş olmaMan mti*e\TeHiıl vtrpeirra» hfssettim. Arkastn<?Mi, «Şarkf Şarki» ak> sınk. H»h! A» bir tane «fehe! Behev aksırrğm havarfa yaptığt üıüzann takshn 38 bmrayi ıtesiraHİir. uieTnasından Dokt»r Smit taralkiMİaa yaptlan tetklksta göre s>hb«ti yerindo brr adam senede 1M9 iK 150* rfefa akŞtt bsMe bvnn 1/38 le mmheicrsek bfr varatHİaşT» strt aksmaak soretıfo tebrfin tmthni etHHifi hava içia sarrerrrğt enerji 25 ıM <• havayi BesHni azvrkma minavtdir. BIHHI meselâ İsanbnrnn nnftnu «lan 809 binc zai'bc» dersek 83 Wn hm hacmintieki Normaııdi vırmrtmu saarte 2S mi) firmek üzere tamam öç ay yürüteeek kurvette atmosfer tazyîkı... Aman bena m»saa«k! Tapara yeişecegrm... Ben ie gidiyorum. Katfaköyüne de Hayrr! Ben Bağaza gideceğinv Zararı yok, ben senî oraya kadar frörö'Sriim. H»! Ne dJyorrfum?.. N<»rmandi vapnnınu (ıman üç ay 25 m'ü sür'atle yürüteeek bir knvvet demek Aman ösü><fıi»! Sea böyle terden lektrik, aksırıktan islia çtkarmanm olunıı biliyorsun da neden bir şirket... Fıkrayı biürsbı! Hnai berif balckala sormtM: Ya* var rra? Var. Şeker? ) da var. VmT O da r«r. Ayol beKa apıp yesene, ne «hırovorsıın? dcmiş. Sen de nrtnn snbisin. Bea 4e ba hesaMan h'Brim ama. âteınin terini nasıl topbır. aermm knknvnna nast) eekerim? Haydi Aliaha tsmarladık. Amerikada" V;, harfi M. Eden'in Belrika milleline biiabı salgın halinde İkinci istüânın da akıbeti birincisinin ayni olacaktır „ r Abidin Daver Buenos Aireste Al man vapurlarına bile bu işaret konuldu Holandada 4000 amele Alman aleyhîan nümayiş yaptı arkasın da yapılan tahkimat hatlarma karşı da görülmemiş derecede mükemmel köprücü malzemesi ktılPropaganda neşriyatı, Stalin hattmın lanıyoflar. Bundan başka «Amfibb deniyanlıp yanlmadığı hakkında fikirleri len hem karada, hem suda yürüyen şöplıeye düşürürken Berlindeki Anadoiu tankları, pek küçük ve çok seri hü ajansı hususî muhabiri, bitaraf bir mii cumbotları vardır. Nehirlerin içine, üsşahid sıiatile bu hattın yarıldığını bil tüste gayet büyük su boruları döşüdirdi. 21 temmuz tarihli gazetelerimizde yorlar, bu borular, sularuı cereyanına çıkan ve Berlinden 20 temmuzda çekü müvazi olarak nehre atılıyor, sular bomiş olan bu hususî muhabir telgrafı, ruların içinden akmakta devam ediyor. kendi müşahedelerine istinaden, Stalin Böylece köprü dumbazlarının, duba hattınm yanlmış olduğunu şu şekilde ların ve kayıkların akmtı ile sürüklenbildirmiştir: meleri gibi bir mahzurun önüne geçiltStalin hattma Peipns gölünün cenu diği gibi bunlann düşman ateşlerile debunda. Pskov önünde vartlmaktaâır. Bu linerek batraaiarına mukabil, çok geistihkâmiar btzt h&yrette btrakmtştır. niş kuturlu su borularuun dei.inmtsinden hir zarar gebnemekte, bunlaruı üsÇnnfcii tahmm etmiş olduğumiMzdan çok daha mvhrm olduğunu göVıftiJc. Evvelâ tüne köprünüa tahtalan doşenmektetoprnh âmalamıdan istifaâe edilerek dir. vücttde getrrihniş ırumia siUilesi, hnnAlmanlar, tâ eskiden, yani orâulannlann arkastnda betondan yaptlmış zigda tank bulımdurmak salâhiyetinden zrrgît ve mükemmel maskelenmiş istihrrahrum oldukları zamaodanberi, sükâmlar ile aralannda mitralyöz yuvaratlcri az; fakat çok ağır zırhlı ve ağır lan. sonra büj/i(fc zrrhlı Jcnleler. Döner toplu tanklar yapmışlardır. Bunları, kubbeli olan bu kuleler ağrr tcmlar, rrtanklara karşı seyyar birer istihkâm gibi tibat tiinelleri, yeraht kvzematlart ile kullandıktan başka, tahkimata kar^ı da mvcehfıezdir. topçu gibi kullanıyorlar. Kendi hücum Ruslarvı hlaginot hattını taklid etttktanklanna karşı konulan müdafaa terleri görulüyoT. Takat fenni malzemeleri libatmı çabuk tahrib eden muhtelif vadaha, fakirdir. İstüıkâmlann adedi daha sıtalar <îa bnlunmnştur. azdır. Sonra Stalin. hatt\nda sistem birliMeselâ, raylardan veya ahşab kazık ği yoktur. Alman askerlerinin müttefik şahadetleri İle de sabit olduğu üzere lardan müteşekkil maniaîar, uzaktan Ruslar kendi istiîıkâmlannı Transtzlar alev saçan makinelerin ateşile yakıldan. daha. iyi mndifaa etmislerdir. maktadır. Tank handekleri, mahdud Alman motörlii îeıfalan Peipus golü bir noktaya tevcih edilen şiddetli ve nün cenubvnda Stafijı hatına geldikten mütemerkiz bir ağır topçu ateşile yıkısonra, piyadenin, cephane ihtiuaçlarını larak düzlenmektedir. Buralardan getemin etmesi tçiTi, bir kaç gün beklemiş çirilen ağır tanklardan bir ikisi feda lerdir. Rus tovçusu bu fasıladan istifnde edilerek istihkâmların maz«rallarını kaederek ağır toplarile Almnn hatlarını patacak surette üeri sürülmekte ve boymütemadiyen dövmüştiir. Fakat taar lece düşman blokhavzlarımn ateşi körni2 zamonı gelince. Alman tovusu da letildikten sonra bunlar zaptedilmekteateş açmıj ve üç oün müddetle jasıladir. İstihkâmlar, yahud yeni adile te tız bir topçu dilellosu olmuştvr. Stu fisler, en ağır topçtmun tahribkâr ateşi kalar ve Ynnker» 88 ler tonçu'Mi tnuveya tayyarelerin tam isabet elde edizahrtret tderek Rus tojrf«»TtTit tahrib etlen a&ır bofnbalarile tahrib edihnektemişlerdir. Alman ketif lcollan, Uci taraf dir. Tesislere sokulan istihkâm askerhatlan aratında üerliyerek taarruz icin en müsaid noktaları araştırmışlardır. leri bunlan dinamitle yıkmaktadır. Bazı yerlerde ve birbirinin arkasmda müteaddid hatlardan mürekkeb olan ve dennliği 50 kilomerre rutan Stalin hattının çabucak yarılmasında, tahkimata karşı Alman taarruz ve hüeum usullerinin mükemmeliyeti kadar, Kızılordunun da bu hattı geriden gelen taze kuvvetlerle değfl; daha ziyade hududdanberi muharebe ede ede geri çekilen, maddî ve mane\â kuvvetleri hırpalanan birliklerle müdafaaya mecbur kalmış olmasının da mühim tesiri olsa gerektir. Harbeden insan olduğu için yorgun ve yıpranmış birlikler. Stalin hattını htitün mükemmeliyetine ve derinliğine rağmen, uzun müddet müdafaa edememişlerdrr. B. FELEK Hindiçinide içki yasağı Tokjo 23 (a.a.) Domei a]ansınm Saygon'dan bildirdigine göre. Hindiçinl Bir aylık mücadele, Almanların lehin hükumeti Saygon ve Koşenşin'de içki menetmiştir. Ayni tedbir, de ccreyan etmiş olmakla beraber, he satısını nüz katt netice alınamamıştır. Kızılor Hanoy ve Tonkin'de de tatbilt edile du, şimdiye kadar Ahnanlann karşısına cektir. çıkan ordularm sayıca olduğu gibi maBeykoz kaymakamı neviyat ve malzemece de en kuvvetlisi olduğu için. çetin bir mukavemet gös ayrılıyor termiştir. Hâlâ devam eden bu mukaTerfian Sarıkamış kaymakamlığırıa vemetin sebeblerini ve iki tarafın zayiatı ;ayin edilen Beykoz kaymakamı Sadedhakkında ortaya atılan rakamların ne din Ertür bir kaç güne kadar yeni mederece doğru olduğunu ayrıca tetkik muriyetine hareket edecektir. Muhiedeceğiz. Birinci ayın sonunda cereyan tinde çok sevilen Badeddin Ertür çereeden meydan muharebeleri harbi kısa line dün akşam Küçüksu kazrnasounda kesmek için uğraşan Aknanlarla uzatbir âyafet verilmiş ve toplantıda Tümmak için çabalayan Ruslardan hangisigeneral Kenan Esenkutla kazanın mülnin galib geleceğini tayin edecek ma kî ve askeri erkânı hazır bulunmuştırr. hiyettedir ve bu itibarla çok mühimdir. Sadeddin Ertüre yeni vazifesinde de Stalin hatınm, şimal cenahı FinlanABİDlN DAVER muvaffakiyetler düeris. diya körfezine ve cenub cenahı Karadenize dayandığı, Alman deniz kııvvetleri de, bu iki denize hâkim olmadıklan için. yanlanndan çevrilmesi imkânsızdı; onun için, Almanlar. bu hattı cephe hücumile iki yerden yarmak mecburiyetinde kalmışlardır. O kadar uzun zamandanberi tahkim edflmiş olan bu kuvvetli h a t Alman Ticaret Vekâleti, evvelce ellerindeki Japon malı basmaları Sümer Bank TerH hücumlarına neden bir kaç günden fazla mukavemet edemiyerek yarılmıştır? Mallar Pazarlanna satmalanna karar verildiği halde bn karara muhalif hareket Bunda Almanların modern tahkimata ederek bunlan piyasaya satan 11 ithalâtçınm birer sene müddetle ithalât ticaretaarruz usullerinin mükemmeîiveti pek tinden menedihnelerine karar venniştir. Bn karar, dün alâkadar firmalara ve Büyük bir rol oynadığına şüphe yok diğer manifatura ithalâtçılarına tebliğ edilmek üzere icab eden makamlara bil 11 kişi bir sene mitâietle ticarettetı menedildi tur.. Almanlar. Dinvester ve Dinvener gi dirilmiştir. sanma. Gelgelelim, elde avuçta on pa calar yok. Biraz paramız olsun. Genc kız, buna omuz siîkiverdi: Mahalleye şan olsun! diye düğün mü yapacağız? Nikâhtan, mahallenin de haberi olGânc kız, eğllmiş, anlamak istiyerek baKiyordu: Söyle, FikrL... Anlayayun. Fikri. derdini döküyordu: Gündüz uykusuna, insan kananuyor. Gece uykusu başka... Smirlsrim bozuldu, bir tuhaf oldum. Her şeye kuıuntu ediyorum. Ama, dikkat et, Remziye. kuruntu! diyorum. Üzüntü, demi yorum. Kuruntu ile üzüntü arasmda çok farklar varmış. Ben, cahil adamım. Bütün bilğim, ağızdan kapmadır. Ama, msan, ağzını açmamalı, gözünü, kuia ğını açmalı. Yaşadıkça öğreneceğim. Defterde gece bekçiliği yoktu. Az za man. az şeyler öârenmedim. Biz, burada kabu&umuzun içine çekümekle kirr.se iç yüzümüzü bilmiyor sanıyoruz. Büi yorlar Bazan korkuyorum. Ren:ziye gerilemişti, gözlerini açtı: Bizim için mi korkuyorsun? Remziye, Fikrinin dizlerine otuımak, kollarını boynuna dolayarak dinlemek istedi. Elini, Fikrinin ellerinden çekti; cesareti kırıldı, omuzları düştü, geri çekildi. Fikn. onun ürperdiğini farketmişti: Ne var? Hâlâ mı sinirin devam ediyor? Genc kız, elini dolgun göğsü üzerine ba^tırmış, kesik kesik gülüyordu: Benimkisi, hakikaten sinir! Ne ise... Anlat. Fikri, «anlatacak bir şey de yok!» der gibi kollarını açmıştı: Aylıktan filân konuşuluyor ya... Avlığı almca ne yaparsm? diye birbir;Tiize soruyoruz. Daha doğrusu, ben onlar. Hepsi, bir şey anlatıyor. da sormuşlardı. Dogrusunu söy: Aldığım parayı eve götürür, olgibi veririm, sonra, ceb harclığiTiı ayırır alırım! Remziye, sedirin kenanna oturmuştu. elile dizine vurdu: B?k, lâkırdı, nasıl V;nüp dolaşıp, do^ikorlu oluyor? FiV.ri. hîddetlenmisti: Lâinrdı çikarmak istivorlar da ond?n. Yoksa, herkes, ne karışır? Remziye, yalvarır gibi bakıyordu: BiTmcj «ibi söyleme, Fikri. İnsam çıldırtıyorlar. Fikri, bir an düşündü: Peki ama, bu, yeni değil... Epey oluyor... Remziye de düşünmeğe başlamıştı: O halde. bunda bir kasıd yok. Ne kasdı olacak? tarafından bir kasıd yok. Bizim taraYani, ne senin, ne de arkadaşlann fın. dolayısile kulağına çalınmış, demek! Fikri. anlamıyordu: Peki, bedava mı oturacaktım? Onlann evlerine gitsem, bedava bir bardak su mu verirler? Genc kız, gözlerini açmıştı, haykırdı: Canı sıkıbnıştı: Hayır! Bilmiyorsun... Çok ağır söy Sen de o çirkeflerin edebsizliklüyorlar... Fabrikada duramıyacağım. lerine kulak asma. Fikri, Remziyenin isyanı karşısında Remziye, sinirlerini güç yeniyordu: ne diyeceğini şaşırmıştı: Fikrinin şikâyet tarzında konuştuğunu Çocuk olma. görünce isyan etti: Remziye, iki yumruğu dizlerinde, diş Bilmiyor gibi konuşma. İnsanın leri sıkürtus, başını sallayarak söylü dalına basıyorlar. Bu sabah, çıldıracakyordu: tım. Artık, bitti, unutuldu, zanneder Hayır.... Yeter artık... Çok ağır ken, yeniden başlaması fena halde sisöylüyorlar.. Hasan ağabey, beni, korunirlerimi bozdu. Dişlerini sıkmış, sağ yumnjğunu sol yor, görünüyor! Halbuki, bütün tezvirler, onun başının altmdan koptuğuna avcuna vuruyordu: Neler söylemiyorlar... Neler... Bir eminim.. Şakir, bana karşı, alaycı bir tavır takındı. Fabrikadakiler için bun bir anlatsam... dan âlâ fırsat olur mu? İnsafsızca çulFikri, elile mSni oldu: lanıyorlar. Sabrm da nihayeti vardır, Anlatma... Biliyorum.. Bir AŞKUÇURUMU roman 104 Fikrinin, biraz açık suretle, kelinıe lere basarak söyleyişi, Remziyeyi dü şündürmüştü: Konu komşuya haber mi verelmı? Ne demek istediğini anlatamaniak. Fikvinin canını sıkmıştı. Sol gözünü kırptı. Biz haber vermiyelinr. Ama, or.ların değil mi? Şeytan aklıma, neler getiri leri Remziyenin göğsünü kabartmıştı, habcrleri olsun. yor. Sen, işe girdin. Leman da Allaha minnet dolu bir bakışla gülümsedi: Bir iki ay izin alabüsem... Çıkarken Remziye, ağır ağır başmı kaldıruuştı; şükür iyileşti, ayağa kalktı.... Fikri, kaşlarınm arası buruşarak bak vadediyorlar. Lâkin, çıkan unutuluyor... dikkatle Fikriye baktı: Iş bolmak da güç! tı: Sen, son günlerde bir tuhaf olduni Durdu, yutkundu: Ey sonra? Fikri, genc kızın sözür.e, alınmış gö Bu dedikoduların uzamasına sebeb rüiimedi. »Son günlerde bir tuhaf» ol" Remziye, blrden kırılmış, utangaç u biraz da biziz. tangaç önüne bakıyordu: duğunu, o da biliyordu. «Geceleri ,uyuFikri omuz silkerek: Ne diye? mamak», ahlâkım değiştirmeğe başla Fsbrikadan çıkayım, diyorum. Yok, dedi. Herkes, herkes için söy Ne diyesi de var mı? Hâlâ nikâ mış:ı. Fikri, bunu açığa vurmaktan çeFikri zihnen hesab yapıyor gibiydi: lüyor. Sen, bizi araya katma. Kendilekinrnedi: Bahardayız... Yaza girdik. Yazın, hjmız olmadı. Evet, bir tuhaf oldum. Sana: Nasıl rine benzemediğimiz için bize kızıyor Fikri, hiç şaşmadan dinliyordu: acuz yaşanır. Sen, hakikaten dinlenmebir tuhaf oldum? diye de sormuyorum. lar. Yoksa, başka bir kasidleri, hından Kaçmadan kovalamağa vaktimiz olğe muhtacsın. Bir kaç ay dinlen. FabBir tuhaf oldum. Bunu biliyorum. İna yok. Birbirleri için söylenenleri dinlerrika izin vermezse, çıkarsın. İsürahat du mu? Remziye, başını sallıyor, onun söy Tir mısın, huyun değişti adete! Konuş kea bfzan kulaklarım zonkluyor, başım et Kışa doğru Allah kerim. Sen, işsiz malı, konuşmak, konuşmak, hep koııuş. döuüyor gibi oluyor. Korkunc « "ert lemesini istiyordu. Fikri, devam etti: kalrr.azsm. CArkası var) Nikâh meselesini •düşünmüyorum mak istiyorum. Fikrinin tok sesle kuvvet veren söz Mahmud Yesari