Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 16Temmuz T941 Bir eski kı'tabı Karıstırırken j Doğru değil mi? \17 senelik bir muallimin acıklı hali Geçen gun matbaamıza yamnda bir küçük yavru ile yaşhca bir zat geldi. Bu adam; 1923 senesinde muallimlik mesleğine intisab ederek pek küçük bir fasıla istisna edilecek olursa on yedi senedenberi koy mekteblerinde öğretmen'ıkte bulunmuş, çalışkanlığı, iyi ahlâkı ve yetiştirdıği müstaid talebelerle dnima âmırlerinin takdirlerini kazanmıştır. Son olarak İstanbula bağlı Rami nahiyesinin İmraiıor köyünde vazife görmektedir. Biçarenin derdi şudur: On yedi senelik hayatım vatan yavrularınm tahsil ve terbiyesine hasretmesine rağmen hâlâ vekıl olarak çahştırılmakta, tatil aylarında maaş alamamakta, beş cocuğile bir zevcesinden bir de kendismden ınürekkeb yedi kişilik ailesıni geçindirememek yüzünden sonsuz sıkmtılar çekmektedir. Asil yapı'imamasın;? sebeb bir formalite noksanlığıdır. 33 sene evvel okuduğu mektebin diplomasmı gösterememesi bugun mLruz kaldığı ıstırab ve felâketiıı yegâne âmilidir. Halbuki on yedi yıldır hiç süpheiiz muvaffakiyeti görüldüğü için meslekte kalmasına müsaade edilen bu vatandaşın hali müemmen olmadığt gibi istikbali de karanhktır. Malum olduğu üzere ücretli memurlarm tekaüdiyesi yokiur. Yarın ihtiyarlryıp işten çıkanldığı vakit çoluk çocuğu ve onların annelerile kend'si ne olacaktır? Belki Mehmed Kâmil Ünal ile l/irlikte daha bir çok formalite kurbanları vardır. Bunların hepsi icin kanunî bir yol bulup şimdiye krdar gösterdikleri fedakârhklarm mükâfatı olarak biçareleri ailelerile birlikte mahv ve perlşan olmalarına meydan vermemeliyiz, diyoruz, Ç Şehir ve Memleket Haberleri J Ecnebilerin ikamet tezkereleri Bunların değiştirilme tarihleri tespit edildi Emniyet dördüncü şube müdürlüğü. müddetleri ağustos ve eylul aylannda bitecek olan ecnebilerin ikamet tezkerelerinin değiştirilmesi için müracaat t a lihlerini tespit etmiştir. Yabancılar, eski ikamet tezkerelerile beraber muteber tabiiyet vesikaları veya müddeti uzatılmıs pasaportlan, dört aded vesika fotografı ve ikamet tezkereleri bedeli ile birlikte müracaat ederek bunları alâkadar memura bırakacaklar ve mukabilinde müracaat tarihini bildiren bir numara alacaklardır. Müddetleri ağustosta biten ikamet tezkerelerinin detiştirilme günleri şöyle tespit edilmiştir: Agustosun birinci gtinü birden on bine kadar tek. ikinci günü birden on bine kadar çift numaralar. dört ağustosta 10001 den 20000 e kadar tek ve erte*i günü bumın çift numaralan. ağustosun 6 ve 7 nci günleri 20001 den 30000 e kadar tek ve çift numaralar Ağustosıın sekizincl ve dokuzuncu günleri de 30001 den yukarı tek ve çift numaralar. Ağustosun 11 ve 12 nci günleri de bu müddet zarfında gelmeyenlere verilmiştir. Evlul avında müddetleri biten ikamet tezkerpleri için de ağustosun yirmisinden itibaren her gün 3000 er numara olmak üzere ve teklerden başlanarak b'r gün tek. ertesi gün çift numaralann müracaatlerine bakılacaktır. Değistirme müddeti bu suretle evlul ayının 25 ine kadar devam edecektir. 25 eylul tarihinden sonra on beş günü geçirenler mahkemeye verilecektir. I H F M NALINAI Zayiat bahsi esmî harb tebliğleri arasındaki mübayenet ve farklar da, muharibler arasındaki zıddiyet kadar büjük olmakta devam ediyor. Sovjet ve Alman tebliğlerinde verilen zayiat rakamlan arasındaki fark, İngiliz ve Alman tebliğlerinde eslddenberi göriilegelen aykınlığı da geçti. Geçenlerde de bahsettiğim gibi, artık resmî tebliğleri ve onların verdikleri rakamlan telif etmek mümkün değildir. İngilizlerle Almanlar, şimdilik yalnız «Atlantik meydan muharebesi» dediğimiz karşılıklı ticaret gemilerini denizin dibine gönderme harbinde hiç birbirini tutmaz rakamlar veriyorlar, diğer hava muharebeleri zayiatı arasında da fark varsa da bu, bir kaç tayyare eksik veja fazla olmaktan ibaret kalıyor. Fakat batan gemilerin tonajı arasında iki tarafın iddialan, Okyanuslar kadar büyüktür. Şu rakamlara bakıruz: Aîmanlara İngilizlere göre göre Nisan 1,218.995 488,124 Mayıs 861,465 461,328 Fakat, Avrupanın şarkında, Sovyet Rusya topraklarında cereyan eden devler boğuşmasına aid rakamlar arasındaki farklar daha büyüktür. Tayyare, tank, top, esir ve zayiat rakamlan, telif kabul etmez. Farklar arzederek hcrkesi şaşırtmaktadır. Radyo gazetesinin askerî muharrirleri bile, işin içindcn çıkamamaktadırlar. Filvaki, bazan, çocukluğumuzda okuduğumuz Battal Gazi hikâyelerine benziyen şöyle mubalâğalar karşısında kalıyoruz: Düşmanın 131 tayyaresi düşürülmüştür; bizim hava kuvvetlerimiz hiç zayiat vermeden sağ ve salim üslerine dönmüşlerdir. , Eski bir kıîab elime geçti: Sefaretnamei Fransa Eseri Vahit Efendı. Padişah Üçuncü Selim tarafından Fransız İmparatoru Napolyon Bonapart nezdine fevkalâde memuriyetle gönderiien Nişancı Vahid Efendınin seyahatine ve sefaretine aid notlar.. Alman Rus harbi vesilesile Napolyon admın gazetelerde sık sık yer bulmasından cesaret aldığım için mi, yoksa bundan 133 sene evvel kâh at sırtmda kâh menzil arabalarında Sofya, Peşte ve Viyana üzerinden Parise kadar uzayan bir seyahatin intıbalarım nakletmeğe değer bulduğumdan mı bilmem, kitabı eîimden bir türlü bırakamadım. Vahid Efendinin bu seyahati yaptığı devir malum: Napolyon, bütün Avrupa karasına hâkim olmak üzere... Ötedenberi Fransız polıtikası güden samane padişahının İmparatoru mesfur ile yalnız içtıkleri su ayrı gidiyor. Bu sıkıfıkı dostluğun muhtelif sebebleri var. En başta gelen sebeb şu: «Prusya devletile müttefıkan Françalu aleyhine hareket eden Moskoflunun memaliki mahrusaya karşı suikasdi runüma> olması!.. Şu hale göre, düşman tek ve müşterek: Moskoflu! Fakat Rusya üzerine asker «Imali» için Françalu ile ittifak akdi hem haternâk, hem de akıbeti vahim bir iş! Bununla beraber thasbelvakit» devleti aliyyenin İmparator Napolyon nezdine bir elçi göndermesi de lâzım! İfade tarzından anlaşıldığına gore, Vahid Efendiyi, *alelâcele» İstanbuldan kalkıp gitmeğe mecbur ediyorlar. Nişancı rütbesile dilsir edilen Vahid Efendi Milâdın 1806 senesi birincikânununun 17 nci pazarteEi güün, Fransız elçisi General Sebastia ni tarafından mihmandarlığına tayln edllen Pravd isminde bir Fransızı yanına alarak yola revan oluyor. Çekmecei sagir (Küçükçekmece), Silivri, Çorlu, Babayiatik (Babaeski) ve nihayet İlk büyük konak yeri olarak Edirne!. Vahid Efendi için burada bir kaç gün firam etmek zarurî... Çünkü Napolyona gönderilecek hediyeler hazır değil. Namei hümayun da henüz gelmemiş. 3 üncü Selimin sefiri Napolyon'u görmeğe nasıl gitti? / Hulâsa eden : \ |Salâhaddin Gttngor | Teneke mahalleler Avrupa tren güzergâhındaki mahalleler istimlâk edilerek yeşil saha haline getirilecek Teneke mahallelerin bugünkü görüniişü A\Tupa tren güzergâhında bulunan teneke mahallelerin Belediye tarafından istımlâk edıleceğmi yazmıştık. Belediye İmar Mudurluğü bu kararın tatbıkı ıçın hazırlıklara başlamıstır. İstımlâk edilecek yerler Ahırkapı ile demiryolu arasında bulunan teneke evler ve arsalardır. Buradaki arsalann Emlâki Mıllıyeye aid olduğu anlaşıldığından iki ıdare arasında temaslara başlanmıştır. Bu işe sarfedilmek üzere Belediye butçesinden 20 bin lirahk tahsisat ayrılmıştır. Vali ve Belediye reisl Lutfi Kırdar mahallenin bulunduğu yerde bir yeşil saha yapılması için alâkadarlara emir vermiştır. Yeşil sahanın plânı mimar Prost tarafından hazırlanmağa başlanmıştır. O zamana kadar ma hallede bulunan teneke evler tespit edilecek ve istimlâlc muamelesi ikmal olunacaktır. Türk musikisi Halic vapurları Konservatuar Mü Bugünden itibaren dürlüğü halk için Denizyolları konser tertib ediyor tarafından işletilecek Konservatuar müdürlüğü, tarihl Türk musikisini halka dinletmek için bir seri konser verilmesini kararlaştırmıştı. Bu hususta hazırlık yapmak üzere dün belediye reis muavini Lutfi Aksoyun riyasetinde bir toplantı yapılmıştır. Toplantıda Konservatuar Müdürü Yusuf Ziya da bulunmuştur. İlk konser, eylulün birinci haftasında verilecektir. Bu gün tarih! Türk musikislnin en parlak yıldızlanndan Hamamizade İsmail Dedeye ithaf edilecek ve Dedenin en güzel eserleri çalınacaktır. Konser üç kısımdan mürekkeb olacaktır. Birinci kısım klâsik Türk musikisini. ikinci kısım: Yanm asır evvelki şarkıları, üçüncü kısmı da halk şarkılarını ihtiva edecektir.. Belediye. Dedenin elde mevcud resımlerinden istifade ederek bir bustünü yaptıracaktır. Konservatuar müdürlüğü verilecek konserler için hazırlıklara başlamıstır. Konserler 15 kişilik bir heyet tarafından verilecek ve tamamile eski Türk sazları kullanılacaktır. Bundan sonra sıra ile tanınmış musıkişinaslanmızdan Ab dülkadir Merakl. Itrl, Zekâi Dede. Sadullah Ağa namına konser tertib olunacaktır. Kış mevsimince devam edecek olan konserler Fransız Tiyatrosunda verilecektir. Herkesin istifade edebilmesi icin fiatlar, asgarî derecede olacaktır. Derken arkadan tatarlar koşturup lkinci emri yetiştiriyorlar: Hedayayi hümayun ancak Ruscuk veya Vidinde hazırlanabilecek! Hiç durmayıp seyahatlerine devam etsinler! Vahid Efendi, bu emri alınca, Edirnede daha fazla kalamıyor ve yollarda at değistire değiştire, Vidine ulaşıyor. Buyrun.. diyor, bizim gazller helFakat Vidinden sonraki seyahat gitgide vası pek meşhurdur! guçleşmektedir. Yol yok, iz yok. Acem sefiri, şaşalıyor ve «Kerem ediOsmanlı hükumetinin fevkalâde murahhası adeta düşe kalka; aceleden niz... den başka diyecek söz bulamıyor Bundan sonra Vahid Efendiyi Lehisetrafım görmeğe vakit bulamıyarak; Tamişvara kadar geliyor. Tamişvar o tanın bir şehri dilârasında dolaşırken tarihlerde Macaristanda Banat eyaleti gorüyoruz: Krakovi. nin merkezi... Vahid Efendi, Kanunî Lehlilerin o tarihte «saltanatı seniyeSüleyman gününde; ay yıldızh bayra ye hürmet ve riayeti derecei kemalde..» ğın dalgalandığı bu eski Osmanlı kale «Rical ve nisvan, kibar ve sıbyan..» sini, hasreti çekilen bir sevgiliden bah güruh güruh Osmanlı heyetinin ziyaseder gibi uzun uzun anlattıktan sonra, retine geliyorlar: Feşte şehrinin tarifine geçiyor ve dev Çok zamandır Osmanlı hasretkeşi leti aliyyenin bu «mağsub. beldesi hak idik. Burayı teşrifinizden memnun ve kında da İçini çeke çeke hayli malumat mesrur olduk. Ah, ne olur, üç beş gün veriyor. ikamet edip doya doya sizi görmek şeVahid Efendi artık Beç şehrindedir. refine nail olsak... yollu gönül alıcı sözler söylüyorlar.' Beç, yani Viyana'.. Vahid Efendi, iki gün kadar bunlaBurada, 30 bin kitabı ihtiva eden büyük kütübhane ile Viyananın meşhur rın hatın için Krakovide kalıyor ve teşrihhanesi, Osmanlı sefirinin bilhassa tekrar uzun, zahmetli bir yolculuğa dikkatini çekiyor. HeLe teşrihhanede katlanarak çamurlara bata çıka Vargördüğü mulâjlarla kavanozlar içinde şovaya varıyor. ki cenin parçalan Vahid Efendiyi haySefirin Ilk işi, Lehistan merkezine retten hayrete düşürüyor: . geldiğini, Fransız Hariciye Nazın meş«Üzerleri camlı sandukalar içinde hur Talleyrand'a haber vermek oluyor. betıbkıhi insan sureti 'misillu balmu Fakat Talleyrand, yalnız adamlanndan mundan rîhfe suretler vazedip ol suret birkaç kişiyi göndermekle iktifa ederek ler üstünde, ilel ve emrazı nıuhtelifeyi sefaret heyetinin yiyeceğe, içeceğe dayegân yegân, keşif ve iyan ve azaları ir olan ihtiyaclarını sordurmak zahdahi başka başka tasvir ve beyan ve metine katlanmıyor. Vahid Efendi, bu cemii uruk ve âsabı renk ve levni ile kayıdsızhğa dehşetll içerliyorsa da ses tasrih ve hamil ve veled ve velâdet çıkarmıyor ve ancak Varşovaya muvaahvali gibi sair şeyler hakayik ve de salatmın üçüncü günü Fransız Hariciye kayiki ile tersim olunmuş ve bir hamil Nazırile görüşmeğe muvaffak olabili miiddetine kadar rahmi maderde ânen yor. Osmanlı sefiri, Talleyrand'la yaptığı feânen ne suret kesbettiğini bilmek ve ctibba ve cerrahine bildirmek için, beş mülâkatın intıbalarım şöyle anlatmak(Sonu yann) günlük, bir aylık, beş haftalık deyu tadır: yaftalarla nıcan hakikî sıkıtlan iki başSalâhaddin GÜNGÖR lı bir vücud ve bir vücudde iki ve üç başlı ve üç dört kollu küçük şişeleri ADUYEDE teşrihhaneye celb ve cem' ve saf ve kcskin ruhlar ile memlu billur surahi Eyüb cinayetinin ve kâseler içinde hıfz ve raflara dizilmiş olmakla....» muhakemesi Vahid Efendinin takdirini celbeden Eyübsultanda komşusu Kudsi isçeylerden biri de şehrin varoslan ke mindeki genci bir tavuk meselesinden narında gözüne ilişen bir çırpıda yapıl dolayı biçakla öldürmekten suçlu fabmış muntazam yollar... Sonra bu yolla rika işçisi Veli Değerle onun kanlı bıçağmı saklamaktan ;suçlu fabrika işçisi rm daima süpürülüp sulanması... dava En az yirmi bin nüfusun yortu ve pa Mehmed Bekler aleyhlerindeki meşhud suç kanununa göre dün İstanzar günleri, ormanlarda gezip dolaşmasını, peri masalı gibi ballandıra ballan bul Birinci Ağırceza mahkemesine verilmiştir. dıra anlatan Osmanlı sefiri, «hamam Derhal başlayan muhakemede, suçlumanasını mutazammin, Baden nam kalar evvelce yazdığımız ifadelerini aşağı rijedeki kaplıcalara> sözü getiriyor: yukan tekrarlamışlardır. Şahidler din«Mevsimi baharda, Beç ahalisinden lenilmiştir. Bir kaç şahid hazır bulunba kariyeye hicret eden erbabı zevk, ge madığmdan, Muhakemenin cuma günü lüp ikametle icrayi âyin ve âdet eyleraksamı devamı kararlaştırılmıştır. ler.» Vıyananm hamamlan, Vahid Efendinin iddiasına göre, o devirde bayağı tahta ve taş doşeli ahşab adalardan iba retmiş. Her odada bir fıçı bulunurmuş. Euyunu kovalarla dışarıdan getirtirlermiş. Hamam yapmak niyetile gelenlerin bu fıçılara ördek gibi dahp çıkmaları Vahid Efendinin hem keyfini kaçırnuş, hem de garibine gitmis. Hele fıçılarda musluk olmaması yüzünden ne kadar üzüldüğünü şu satırlardan anlamak kabildir: «Fakir Bcçte olan mahud hamamlardan behasbel'iktıza bir musluklu fıçı mahalü haber alıncıya kadar teyemmüınle evkatgüzar oldum. İki gün iki 1286 da basılan Vahid Efendi Sefaretnamesinin kapağı gece zarfında çekilen azab havsalai tariften bîrundur.» Vahid Efendi, «França. İmparatoruna mülâki olmak için Viyanaya geldiği halde henUz imparatorun yüzünü görduğü yok. Kendinden bir gün evvel gene ayni maksadla Viyanaya gelen Acem Şahının sefiri Mirza Mehmed Rıza şerefine Viyanadaki Fransız elçisi büyük bir ziyafet veriyor. Vahid Efendi bu ziyafete davet edilip edilmediğini söylemiyor, fakat ertesi akşam kendi şerefine verilen zlyafette Acem sefirinin hazır bulunduğunu kaydetmeği unutmuyor.. Yemekleri, Fransız sefarethanesinin gönderdiği malzeme ile Vahid Efendinin hususî aşçılan pişiriyorlar. Sofrada Acem sefiri, Türk aşçılarının yaptığı helvayı pek beğeniyor: Aman ne yahşi olmuş.. diye kaşık atarken Vahid Efendi, o zamanlar Osmanlı hukumetile İranm arası açık ya sefıre manah bir niukabelede bulunmak için hemen helva tabağını önüne sürerek: Doğru değil mi? IKT1SAD Sebze tohumlarında da ihtikâr! Fiat Murakabe bürosu, sebze tohumlannda ihtikâr yapıldığı hakkında müstahsil tarafından vaki olan şikâyetleri ehemmiyetle tetkik etmektedir. Dün de Balıkpazannda Lonca sokağında to humcu Hıristo evvelce 60 70 kuruşa ve harbden sonra 180 kuruşa satılan sebze tohumlarını 230 kuruşa satarken yakalanmış ve müddeiumumiliğe veril miştir. MVTEFFRRIK Refik Saydam caddesi Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar, asfalta tahvil edilecek olan Tozkopa ran caddesinin isminin değiştirılmesini kararlaştırmıştır. Bu caddeye (Refik Saydam caddesi) ismi verilecektir. Buna aid teklif, Şehir Meclisi toplandığı zaman, yapılacaktır. Diğer taraftan yapılan tetkiklerden Emirgânın asıl adının (Emirgün) olduğu anlaşılmıştır. Emirgâna da bu adm verilmesi teklif edUecektir. Haylayf müessesesi adliyeye verildi Fiat Murakabe bürosu şehirde muhtelif şubeleri olan Haylayf müessesesiKıymetli operatörlerimizden Tıb Fanin şeker ve sair malzeme fiatlannda kültesi dekanı profesör doktor Kemal bir değişiklık yokken mütemadiyen şe Atay teessürle haber aldığımıza göre bir kerleme ve sairenin fiatlarını yükselt otomobil kazası neticesinde kolundan tiğini görmüş ve bir cürmü meşhud ya sakatlanmıştır. pılarak adliyeye verilmiştir. Dostlarını, arkadaşlannı, talebesini ve Naftalin hastalarını son derece müteessir eden Ticaret Ofisi 10 000 kilo naftalini ta bu kazadan dolayı muhterem profesöre mamen devir almıstır. İstanbul nafta geçmiş olsun derken, kendisine acele şilin ihtiyacı için Mıntaka Ticaret Mü falar dileriz. dürlüğü bir liste yapmaktadır. Bu liste Radyo idaresi bir müsabaka üzerinden Ticaret Müdürlüğü emrine açacak Ofisce naftalin verilecek ve bu naftalin pivasaya çıkacaktır. Radyo idaresi yerli san'atkârlar arave Beş bin ton şeker geliyor smda, kabiliyetli olanlan seçmek içinyeni beliren istidadları teşvik etmek bir Ticaret Ofisl tarafından getirtilen ve beste müsabakası açmağa karar verİskenderun limanına çıkartılan 5000 miştir. ton şeker Türkiye Şeker Fabrikalan şirMüsabakada birinci, ikinci ve üçünketi tarafından satın almmıstır. Bu şecülüğü kazanacak besteyi yapanlara kerlerin mühim bir kısmı kesme şekermükâfatlar verilecek ve bu besteler, dır. Şekerler Mısır ve daha ziyade Cava radyo programlanna konularak çalmamalıdır ve iyi cinstir. caktır. Şeker şirketl İskenderunda Ofisten Müsabakaya her isteyen girebilecektir. şekerleri devir almağa başlamıstır. Yakında şehrimize kesme şeker getirile Millî Piyango tstanbulda cektir. çekilecek Şeker ıabrikalanmız ağustos ayında sırasile faaliyete baslavacaklardır. Bu Piyangonun geçen ay 86,921,25 lira saseneki pancar rekoltesinin çok iyi ol tıs hasılatına mukabil bu ay zarfındaki duğu görülmektedir. hasılatı 147.743 lira olmuştur. Piyango hasılatı bu şekilde her gün Koyun etinden nark biraz daha tezayüd etmektedir. kaldırılacak mı? Mıllî Piyango idaresi tstanbul halkıKasablar Cemiyeti koyun eti narkı mızın bu suretle piyangoya karşı gösmn muvakkaten ve 20 gün için kaldı terdıği alâka ve rağbeti goz önünde tunlmasını teklif etmiş ve et fiatlarının tarak yeni yedinci tertib plânının bimevsim müddetince bu fiattan yukan rinci çekilisini 7 ağustosta herkesin bu çıkmıyacağma dair teminat vermiştir. çekilişi kolaylıkla takib edebilmesi için Bu hususta yann kat'I emir verile İstanbulda Taksim meydanında yap mağa karar vermiştir. ı cektir. ahire geceyarısına doğru eve döndü. Holde öfke Ue dolaşan kocasını görmemezlikten gelerek doğru yatak odasma çıktı. Süleyman da bir çok şey yapmağa karar vermiş bir insan kuvvetile arkasından koştu. Bu manasız hareketlere artık tahammül edemıyeceğini ona kat'î bir dille anlatmak zamanı gelmişti. Karısınm ayna karşısında saçlarmı düzeltmekte olduğunu görünce çılgına döndü: Bu ne, bu da nesi? diye haykırmağa başladı. Sahire gayet tabiî bir şeyden bahsediyormuş gibi: Nasıl bu renk yüzüme iyi gitmemiş mi? diye sordu, sonra: Bu öfke de niçin diye alav ctti. Saçlarıma istetfiğim rengi ve şekli verdiremez miyim? Süleyman bir şey söylemeden odadan cıktı. Sokak kapısı açılıp kapandı. Bu defa vaziyet nazikti. Belki de bir dsha dönmemek üzere evi terketmiş bulunuyordu. Gene kadm bunu düşününce titredi. Saadetinin dağılan bir sis gibi hayatınm üstünden çekilip gittiğini hissediyordu. Ertesi gün odacı kocasından bir mektub getirdi. Mektubun asabî bir elle, gelişi güzel yazıldığı belli idi. Sıhire bu satırlan, sanki aralarında zehirli bir rüzgâr esiyormuş gibi, sararıp solarak okudu: «Anlıyorum ki artık bir çatı altmda barınmamıza imkân kalmadı Sahire. Bugüne kadar dişimi sıktım. Sebeb ve mahiyetlerini tahlil edemediğim bütiin çılgınlıklarına geçici bir buhrandır diye tahammül ettim. Çünkü seni seviyoraum. Seni kaybetmek korkusu hayatı bana zehir ediyordu. Fakat sen, sana olan aşkımla, sabrımla. uysallı§ımla oynamakta devam ettin. Bunun fena, tehlikeli bir oyun olduğunu duşurunek is Tıb Fakültesi dekanı müessif bir kaza geçirdi Fiatı denk getirmek için... Hastalara verilecek francala karnelerinin şekli değiştirilmiş ve yeni şekle göre bastırılmağa başlanmıştır. Karneler yann tevzi edilecektir. Ticaret Vekâleti, şimdilik francala ununun arttırılamıyacağmı, hasta miktarı fazla lastığı takdirde ıleride vaziyetin icablara göre halledileceğini bildırmiştir. Hastalara her gün 250 şer gram francala verıleceğinden fiatlann denk gelebilmesi içinjrancalanm 21 den 22 kuruşa çıkanlması münasib görülmüş, buna aid tezkere daimî encümene yazılmıstır. Hâdise yerine gelenler ağırca yaralı olan Hasanın ve annesi Haticenin NüYeni ekmek çesnisi Münakalât Vekâleti, Karadeniz se mune hastanesine naklini temin etmişİstanbul Belediyesinden: ferlerinin gundüzleri yapılması hak lerdir. Salih yakalanmıştır. kındaki tetkiklerini ikmal etmiş ve bu Yeni tip un halitasından yapılan ekCezalandırılan esnaf hususta bir program hazırlanmasını mek çeşnısinin 15/7/941 tarihinden itiDenizyollanna bildirmistir, Bundan sonDünkü beledi kontrol esnasmda Emin baren, rutubetinin yüzde kırk ve blr raki postalarda Karadenize sefer ya önü kazası dahilinde 16, Üsküdar kaza çuval undan da 103 aded ekmek imal pacak vaourlar geceleri limanlarda ge sı dahilinde de 17 kişi cezalandırılmış edıleceği ve ekmek narkının on iki kucireceklerdir. ruş yirmi beş santim olduğu ilân olunur. tır. Doğru yapmadığını söylersem şiiphesiz bana da kızacaksın, diye konuştu. Ona hakikati bildirmeli idin. Yeryüzünde çocuksuz kalacak ilk erkek o mu olacaktı ki?» Sahire: O kadar çocuk seviyordu ki! diye inledi. En çirkin, en sevimsiz, hatta pis çocukları bile sever, okşardı. Benim ana olamıyacağımı öğrenince şüphesiz kaderine razı olacaktı. Fakat onu da kendimle beraber mahkum etmeğe hakkım var mı idi doktor? Hakkım olabilir mi idi ki?.. Doktor susuyordu. O devam etti: Ölünciye kadar karşısında suçlu suçlu duracak, eksikliğimi en acı bir şekilde ve daima hissedecektim. Buna nasıl katlanabilirdim? Bir kadm için bu ne müthiş felâket Yarabbim. Ben neyim? Niçin bu hayata gelmişim öyle ise?.. Doktor hayatından ümid kesilen bir haştaya bakar gibi esefle ve hüzünle ona bakıyordu. Sonra ayağa kalktı. Gene kadını omuzlanndan kavradı. Gözlerinin içine bakarak bir çok şey söyledi. Şahid olduğu vak'alardan, bir doktor sıfatile karıştığı aile facialarından bah» setti. Bir çok örnekler gösterdi. Bir aralık gene kadm uzak bir hayale gülümser gibi yavaşça: Hiç olmazsa o kurtuldu! diye icini çekti. Benden soğuduğu için er geç yeniden hayatını yapacak; hele günün birinde baba olunca beni tamamile unutacaktır. Siz ne derseniz deyiniz, ben vazifemi yaptığıma kaniim doktor. Ihtiyar adam müphem bir şekilde başını salladı. Sevdiği adamı serbest bırakmak için ölçüsüz fedakârlıklara girişen kadını gene hüzünle süzdü ve «henüz çok gencdir. Günün birinde o da tesellisini bulacak ve hayatıru yeniden yapacaktır.» diye düşündü.. Karadenizde gündüz seferleri 11 tenunuz tarihli Alman resmî tebliği diyor ki, şark cephesinde şimdiye kadar aldığımız esirler 400,000 i geçmiştir. İğtinam veya tahrib ettiğimi* tanklar 7615, toplar 4423, tayyareler Haic idaresi dün akşamdan itibaren 6233 tanedir. 14 tenunuz tarihli Sovyet resmî tebllDenizyollan idaresine geçmiştir. Halic vapurlan bugün sabahtan İtibaren De ği cevab veriyor: Almanlarm ölii ve nizyollan tarafından işletilecektir. Ha yaralı olarak kayıblan en az bir millic şirketinin feshlnden sonra Belediye yonu bulmaktadır Bizim ölü, yaralı vo muvakkat bir idare kurmuştu. Gerek kayıb olarak zayiatımız 250,000 kişiyi mefsuh şirketin ve gerekse muvakkat 1 geçmemiştir. 2300 den fazla Alman taydarenin hesablarının tasfiyesi ve devir yaresi imha ettik. Düşman 3000 den muamelesi bir kaç güne kadar tamam fazla zırhlı araba kaybetmiştir. Bizim lanacaktır. Bu işlerle uğraşmak üzere zayiatımız ise 1900 tayyare ve 2200 bir komisyon teşekkül etmiştir. Bu ko zııhh arabadır. nıisyona Belediyeden reis muavini LutBu, birbirine aykın, birbirini tutmaz fi Aksoy, daimî encümen azasından fakat korkunc listeler karşısında, hem Avni Yağız, Belediye müvazene müdürü dehşet, hem hayret içinde kalıyoruz. Necati memur edilmişlerdir. Büyük Mil Hakikat ancak, harb bittikten sonra let Meclisince kabul edilen yeni kanun, anlaşılacaktır. Harb tarihleri, hakiki Belediyenin mefsuh şirketten alacağı zayiat liselerini yazdıklan zaman, buolan 128 bin lira için vazettiği hacia gün yapılan mubalâğalann derecesin! muamelelerini fekketmiş, Halic ldare oğreneceğiz. Fakat, kirabilir, daha ne sinl Denizvollanna borçsuz olarak tes kadar beklemek lâzım gelecek? Mm etmiştir. ^ Mcs*nd olacağını tahmin ettiğimlr « Belediye bu alacagını sirketin tasfiye günlere intizaren, şimdi, herkes, ruhan masasından taleb edecektir. mütemayil olduğu tarafın rakamUnns inanmaktadır. Vaziyeti daha bitaraf ve daha realist bir gözle tetkik edersek fki kişiyi yaralayan zorba asıl mcselenin, zayiat rakamlan arasmbir adam daki farkta ve zayiatın azlığında, çokBeykozda Önçeşme sokağında 38 nu hığunda olmadığını görürüz. İşin ruhu marada oturan Salih, bahçesinde çalı muzaffer olmaktadır. Gerçi harbetmeşırken gene ayni semtte Temel soka den, zayiat vermeden muzaffer olmağt, ğında oturan 45 yaşlannda Hatice, Sa bir halk tabirile beleşe konmağı düşülihin bahçesinden kestirme olarak geç nenler eksik olmamışsa da, harbetjneden, zayiat vermeden zafer kazamlamek suretile evine gitmek Istemiştir. maz. İşin fenası, zayiat verip muzaffer Bunu gören Salih koşarak Haticenin yanına gemiş ve bahçesinin yol olmadı olmak değil, aksidir; yani hem zayiat ğını söylemiş ve bu yüzden kavgaya baş vermek, hem mağlub olmaktır. lamıştır. Salih bir aralık eline geçir Şark cephesinde, şimdi, harbin nerediği bir taşla kadını başından yarala lerde cereyan etmekte olduğuna dikkat mıştır. Bu sırada Haticenin feryadını ederseniz vaziyetin hangi tarafın lehinişiten oğlu 26 yasında Hasan, Salıhe de inkisaf ettiğini açıkça göriirsünüz. bu yaptığı hareketin sebebıni sormuş Zayiat (â!i bir meseledir. Siz, kimin çok tur. Salih bu sefer Hasamn üzerine de zayiat verdiğine değil; kim muzaffer saldırmış ve aralarında başlayan kavga oluyor; ona bakın! esnasmda da Salih eline yerdeki kazmayı alarak Hasanı da başından yaralamıştır. S fi= Küçük hikâye Geçimsizlik hire hayatınm bu feci dakikasında doktoruna koştu. Gözyaşları içinde ıhtiyar adama her şeyi anlatmağa çalıştı: Hiç bir şeyin farkına varmadı, diyordu. Onu kendimden uzaklaştırmak için ne yapmak lâzımsa hepsini yaptım. O eski büyük aşkı öldürmeğe muvaffak oldum. Artık benden nefret ediyor. Bu neticeyi elde etmek için bilseniz neler yaptım. Ne çılgınlıklarla karşısına çıktım onun... Nasıl maskara oldum. Nasıl!.. Mükerrem Kâmil Su layan bütün kuvvetlerini kaybetmiş olarak görüyordu. Gene kadımn yeisi derindi. Ruhunda müthiş bir sar?ıntı husule geldiği, varhğmı dolmaz bu1 boşluğun kuşattığı muhakkatı. O gözyaşlan içinde anlatıyordu: Büseniz ona neler yaptım. Neler çektirdim ona. Muntazam bir kadmdım. Derbeder oldum. Daima şefkatle muamele ettiğim hizmetçıleri önünde dövdüm. Sabahlan ne bir kahvaltı buldu, ne de günlerce önüne bir tabak yemek kondu. Uykularım dağıtmak için tam daldığı sırada somyayı sarsarık yataktan çıkardım. Lâmbayı âçarak saatlerce oturdum. Elbiselerimi çarpan renkler ve kadını küçük düşüren süslerle acayibleştirdim. Tırnaklanmı onu çileden çıkaracak şekilde uzattım ve çiy renklerle boyadım. Akşamlan evde ljulunmuyordum. Geceyarılarına doğru geldiğim zaman bana bir şey soracak olsa «sana hesab vermeğe mecbur değilim!» diye hırçmlaşıyordum. Ev perişandı. Ben de öyle. Ve o çok bakımsız kalmıştı. Önce hayretle, sonra hafif sitemlerle ve daha sonra ufak tefek kavgalarla bu hareketlerimi önlemek istedi. Ve işte bugün ayrıldık. Onu artık kaybettim doktor. Bunun ne demek olduğunu anlıyor musunuz? Kayıbırrun büyüklüğünü kavrıyabiliyor musıjnuz? Gene kadının ince vücudü hıçkırıklarla sarsılıyordu. Doktor buhranı bastıracak bir ilâc verdi. Sonra onun yumuşak ellerini avuclarının arasına alarak: temedin. Bir gun benim de isyan edebileceğimi, bu berbad hayata son veıebileceğimi hesaba katmadm. Sadece sevişerek değil; anlaşarak, yekdiğerinin içyüzünü imkân nispttinde öğrenerek birleşen bir kadmla bir erkek hayatında vukua gelmesi ihtimali olmıyan şeyler aramızdan geldi, geçti. Biz her bakımdan birbirimize ujgunduk. Aşka olduğu kadar hayata da kıymet vermeği, asrm icablarına ayak uydurmağı büiyordufi. Sevincimizi olduğu gibi kederimizi de paylaşmağı, ufak tefek anlaşamamazlıkları anmda yok etmeği beceriyorduk. Adliye Vekilinin tetkikleri Adliye Vekili Hasan Safiyüddin Menemencloğlu; dün sabah Kadıkö'y adliyesinde tetkikler yapmıştır. Muhakemeler dinlemiş, icra işleri etrafında malun a t alarak, memurların ve iş sahiblerinin vaziyetlerile yakından meşgul olmuştur Bundan sonra Üsküdara gidip, ora adliyesinde tetkiklerde bulunmuştur Muhtelif davalara aid muhakeme safhalarını takib etmiştir. Ayni zamanda Usküdar cezaevini, koğuşlan, atölyeleri gezmiştir. Dokuma, çorab tezgâhlarında çalışanlan, çalışma halinde görmiiştür. Yeni kurulan paviyona da ugramıstır. Doktor beyaz kirpiklerinin arasında ıslanan bakışlarla gene kadım süzüyor; ona bütün kalbi ile acıyordu. Epeyce Saadetimizi yabancı gözlerden esirge evvel aydınhk bir yüzle kendisine gelen mek ihtiyacını duyduğumuz dakikalar; ve yumuşak bir sesle: Doktorcuğum, artık çocuğum olsevgimizin derinliği içinde dünyayı unuttuğumuz geceler çok olmuştu. Fakat malı. Bunu bilseniz o ne kadar istiyor. Beni muayene eder misiniz? Bakalun şimdi hepsi bitti, her şey değişti. Ben ömrümün üç yılını en güzel ha normal bir şekilde anne olabilir rriyim? tıralar, en nadide tahassüsler ve heye diye soran o tatlı, neşeli,mes'ud kadını canlarlar dolduran o harikulâde kadı tekrar görür gibi oluyordu. Ve sonra, nın ufulüne ölünciye kadar esef ede beş on dakika içinde verdisi hükümden ceğim. Lâkin bizi yekdiğerimize bağla onu nasıl yaraladığını, teselli kabul etyan her şeyin üstünden öldürücü bir mez bir ıstıraba attığını düşündü. rüzgâr geçti. Sendeki bu müthiş değişikliğin elbette bir sebebi olmak lâzımgelir. Belki de birleşik yolumuzu ayırmak için kasden bunlan yaptın. İşte çekiliyorum. Dılediğin gibi hareket etmekte serbestsin. Teferrüat üzerinde avukatunla anlaşırsm. Allaha ısmarladık.» Mahkeme aylarca devam etti. Şahidler dinlendi. Nihayet geçimsizîik yüzünden ayrılmalarına karar verildi. SaGene kadm anne olamıyacağını öğrenince müthiş bir yeise kapılmış; ağlamış, çırpınmış, tabiate, fenne, yaratıhşına isyan etmişti. Buhran geçince de şiddetle ayağa kalkarak: Bunu kat'iyyen kocama söylemiyeceksiniz doktor, demişti. Ama dikkat edüıiz, kat'iyyen, kat'iyyen bu müthiş hakikati öğrenmiyecek o™ Ve aylardan sonra onu karşısında ümidleri tükenmiş, kendisini hayata bağ